19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 Temmuz 1981 •••• Cumhuriyet 7 BuKöseden DIŞ ÎÇ KASTELLt ALTAN ÖYMEN (Baştarafı 1. Sayfada) nacak. diğer yanıîan bu kararlara sınırlar getirilecek.. Böyle bir şey olmaz! Mevcut sistemde bir orsanizasyona gitmek gerekmektedir» şeklinde konuştu. Cevher Özden, tahvil faizlerinin serbest bırakılmasıyla sanayİLinin para toplayamayacagını da ileri sürdükten sonra: «Bizim yılnk yüzde 50 net faiı ödediğimiz bir piyasada sanaylci aynı tahvile dönem sonunda aynı faizl ddeyecektir ki bunun brütü kendüeri için yüzde "35'e gelmektedir. Sanayicimlı, pahalı para kullanacak kadar akılsız değildir» dedi. Eczacıbaşı Yatınm Holding A.Ş. Genel Müdürü Sezgin Bay raktar da şunları söyledi: «Mevduat Sertifikalanıun bankerler tarafından satılmasının denetim altına alınması mutlaka şart. Bankerlerin de aynen bankaların mevduat sertifikalanıun satışında uyguladıklan şekil şartlannı uygulamalan ve bunun da denetlenmesi gerekir. Tahvil faizlerinin serbest bırakuması ise, genel olarak olumlu bir karar. Ancak, Türkiye ekonornisinin kalkınmasındaki serbest piyasa ekonomislnin rolünü iyi değerlendiremeyen ve kısa vadede mikro çıkarlan Için yüksek f3 iz nygulamasından yarar umac*k flrmalann maceracı girişimlerlnin denetlenmesi kaydıyla, bu firişlm olumlu olarak defcerlendlrilebillrj ANKA muhabirinin bu konudaki sorulannı yanıltayan Borsaş Genel Koordinatörü ömer Gören, tahvil faizlerinin serbestligi açısından değişen bir durum olmadığını söyledi. Gören bu konuda şu görüsleri dile getirdi: «Tahvjlde faiz hsdleıi Cdncil piyasa bakımından zaten ser best idl. Bir başka anlatınvla, 1000 Uralık tahvilin bankere sa tım flyatı serbestçe oluyor idl. Bu ise serbest faiz slsternl demektir. Bn bakımdan deglşen blr şey yokturj» ömer Gören, «Degisken falzll tahvil» uygulamasımn da, degisken katsaymın Merkez Ban kası tarafından belirlenmesi ne deniyle «anlamlı» oîmayacagını savundu. Merkez Bankası'nın bu katsayryı nasıl belirleyeceği nin belli olmadığını söyleyen gören, «Hem tasarmfçu, hem de sanayicl ucu bellrslz faiz ny irulamasına Uibar etmeyecektir» şeklinde konuştu. Aynı konuda Meban Genel Müdürü Mehmet Gün Çalıka ise, aynen banka faiz oranlarında olduğu gibi, yeni tebliğle tam serbestlik ve tam likidite arasuıda orta yolu temsil eden bir uygulama getirildiğini, ashnda tahvil fatzlerinin tam anlamıyla serbest bırakılmadığını söyledi ve şöyle konuştu: «Merkez Bankası'nın 6'şar ay lık süreierle bir katsayı saptaması ve bunun değişken tabvil faiz oranlanna tatbik edilmesl. aslında bu yeni duzenlemenin hedefleri ile pek bağdaşmamak tad;r. Ayrıca piyasada bulunan ve 25 milyar Türk lirasmı aşan mevcut şirfeet tahviilerinin akıbeti ve yeni tatblkatla aniden artabilecck faiz yükünün bu tahvillere de ister istemez inli kal edeceği, ve bu yeni yükün, tarnamen. oldukça küçük sermaye piyasamîz tarafından nak den karşılanma mecburiyeti küçümseıuniş gözükmektedir.» Değişksn faizli tahvil konusunda göraşlerini belirten Fintaş Genel Müdurii Ümit Ataman ise. faiz oraniarınm değiş ken olmasınm, sanayi kuruluşlarının tahvil çıkartmasını bir ölçüde kolaylaştırdığını, ancak bu olanagm tamamiyle sermayesi çok büyük olan ve ticari moralitesi yüksek bulunan kuruluşlara tamnmış bir hak gibi kabul edilebileceğini bildirdi. Ataman, böylece küçük şirketlerin tahvil çıkartmasırıın «İmkânsızlaşacaçını» kaydetti. Tebliğde, tah\illerLn «Ayhk ödeme ve tahvillerin faizleri ile birlikte her an paraya çevrilebilme özelliklerinin ouiıadiRinı» hatırlaîan Ataman, «Böylece, tasarruf sahiplerinl iahvillere yönelten önemli unsur ber taraf edilmis ve bn tahvüleri al ma gereği de ortadan kaldırümıs oluyor» dedi. Ümit Ataman, böyle bir tebliğin uygulamada tam islerUğini kavuşacağım san madığını, ancak tebliğdeki tüm kosullann realltiye uydurumıası durumunda. piyasada banker kuruluşlara ihtiyac kalmayacağı görüşünü öne sürdü. Buna karşın, Borsaş Genel Koordinatörü ömer Gören bu fikre katılmadıgmı beUrtti. ömer Gören, «Bu tebligin banker lerl ortadan kaldırmak İçin dü lenlendlgi KÖrüsüne katümıyorum» derken, bunu, a.ylık ödemesi ve her an paraya çevrilebilmesl olanagı bulunmayan tahvülerin piyasada alıcı bulmasının mümlcun olamayacağı görüsüne dayandırdı. Gören, Ihraça firmalar için tahvil kredi maliyetlnin düşecegini de sanmadığını bildirdi ve bu kor.uda şunlan söyledi: «Çünkü satıs reklam ve oreanizasyonu. banker kuruluşlann en büyök Rider kalemlerldir. Bu çlderleri blr sanaylclnln btr tek tahvU için üstlenmesJ bekleneme*. tlk falzi kuo deklare edecektir, bunu merakla bekliyorum. Bankerler arasuıdaki bllinçll faiz rekabetinin, sanaylciier arasında bilincsiz bir faiz yarısına dönüşmesinden endişe ediyorum. Faiz, bu piyasanın ol Ifusudur. Nasü biz buzdolabı fi yatlanru oluştnramazsak sanayiciler de para fiyatuu belirleyemezler. 1,'zunca bir süre için küçük grraplar, büyük gruplann faiz deklare etmelertni bekleyeceklerdJrj» Gören, tebligin plyas&ya belir Iî'bir sUft durgunluk getireceğini ve «beklegör» politikalanrun esas aiınacagını kaydeder ken, «Bundan böyle bu tür mü dabalelerla artık durdurulması ve piyasanın istikrar bulmasına Imkân verilmesini diliyorum. Para piyasası ile heT^ün ovnan maz, koyulan normlar en az 35 yıl uygulanabilmelidir.» şek linde konuştu. Meban Genel Müdürü Mehmet GÜn Callka ise, Ömer Gören'in aksine tah%Til ihrac maliyetlerinin artacağını belirtirken, yeni duzenlemenin bazı olumlu yönlerinin de bulunduğunu kaydetti. Gün Çalıka, •tUndervfritinş; hizmetleri bazı görüşlerin tersine daha bilimsel daha batılı düzeylere ulaşacak, UnderwritüiK kârlüığı düşecektir. Bu hizmetler basit, ölçüsüz, hatta dikkatsiz standart uyeulamalarla yürütülemeyecek, gercek anlamda sermaye piyasası verebilen kunıluşların profesyonel aysulamalan ile basanlabllecektir. Tahril piyasasında Uıraccı kuruluşlar ve garantör bankerlerin rasıf ve karakteristiklerine göre tahnl verimleri ve fiyatları dalşralanacak, degişlk tahvil sınıflan oluşacaktır. Bu ise, daha eelişmiş sermaye niyasalaruıa bir yaklaşma olacaktır j SOVYET BALERİN (Baştaraiı I. Sjayfada) ken Başkonsolos Robert Kougnton İsanbul Valisi Nevzat Ayazı makamında ziyaret ederek 55 dakika süren bir gö rüşme yaptı. Saat 11.25'de Vilayetten ayrılan Başkonsolos Houghton gazetecilerin konuya iiişkin sorularını «No comment» yorum yok diyerek gsri çevirdi ve hiçbir açıkiama yapmadı. Houghton, balerimn Amerikalüarca kaçırıldığına iiişkin Sovyet savını da yanıt sız bıraktı. Vali Ayaz ise «üalerinin durumunu konuşluk, birkaç gün daha Istanbul'oa ka lacağını sanıyorum.» deoi. Üte yanaan ABD'nin Ankaraciaki Eayükelçısi James Spain de Dış işleri Bakanlıgı'na giderek balerinin durumu ile ilgili yeni temaslaıda bulundu. Bu görüsmelerden sonra ABD'nin Anka ra'daki Büyükelçüigi ve İstanbui'dalci Başkonsolosluğu Çur şina'nın Türkiye'den ayrüması na iiişkin çaUşmalarını tamamlayarak Lufthansa'nın Frankfurt seferi için uçakta yer ayır tıldı. BEKLEYIŞ... Dün sabah erken saatlerde Yeşilköy Havalimaru'nda, ABD ye sığınan Sovyet balerinini bekleyen ancak bir sonuç alamayan gazeteciler bu kez ABD Baskonsolosluğu önünde toplandılar. Öğle saatlerinden itibaren Tepebaşı'ndaki Baskonsolosluğu önünde bekleyen bas:n mensupları saglıklı hiçbir bilgi edinemezken Çurşina'nın saat 18.20'de Lufthansa ile Frankîul'a gideceği haberini aidılar. Ancak bu haber de, ne Havayolu şirketi, ne Valilik ne de Başkonsolosluk tarafuıdan doğrulanmadı. KIPIRDAN3U BAŞLIYOB Demir parmakaklar arasından bahçeyi gözleyen gazeteciler saat 17.00'ye kadar Baskonsolosluğun günlüls mesaisini izlediler. Mesai saatinin bitimi ile Konsoloslukta çaüsan personel dışarı çıktı. Bu arada dış kapıyı kontrol eden otomatik TV kamerasının çahştı ğı ve özellikle karşı buıaların üst katlarım kontrol ettiğl dik kati çekti. Amerikalı üç çavus bahçeye çıkarak bazı noktalarda nöbet tutmaya başlajinca Çurşina'nın dışarı çıkacağı anlaşıldı. Amerikalı çavuşların ya nısıra birkaç deniz komandosu da gazetecilerin dikkatini çekecek şekilde bahçede «Gizlendi» ve tüm objektlf ve kamera lar demir parmaklıklann arduıdan güvenlik önlemlerinln alındığı bölgeye çevrüirken Ame rikalı dört bayan binanın arka kapısından bahçeye çıktı ve hızlı adımlarla kendüerini bek leyen otomobile yurüdü. Saatlerin 17.42'yi gösterdigi ve dik kaüerin bahçenin sağ kösesine çekildiği bir sırada sol taraftaki Başkonsoloslugun ara giriş kapısı merdivenlerinde üzerir.de «Kirli saru renkte bir el bise, başında siyah bir eşarp ve gözttode koyu renkli gözlük ler bulunan ince uzun boylu bir kadın DeUrdi. Sag yanından koluna giren bir Amerikalı ile birlikte merdivenlerden lnen ve sol eliyle de yvizünü kapatan kadınuı Sovyet balerin Ga lina Çurşina olduğu anlaşüdı ama hızia kendisini bekleyen otomobile bindi. 1015 saniye içinde geçen bu olayoan sonra 34 CA 176 plakall ABD Başkon solosluğuna. ait otomobil koruma kulübesi ve bahçe duvarlannuı arkasından çıkarak çıkış kapısına geldi. Tüm cam lan kapaiı ve koyu yeşil renkte olduğu için içerisi net bir şekilde görülememesine karşılık Çurşina'nm arka koltukta iki Amertkalmuı arasında oturduğu ve yüzünü öne eğerek sakladığı dikkati çekti. Önde de bir başka Amerikalının oturduğu diplomatik plakalı otomobil saat 17.45'de hızla Tepe başı'ndan aynldı. Ardından Eaş konsolosluğa ait başka arabalar da yola çıktı. Çevrede bekleyen gazetecilerin, siyasi polisin ve Sovyetlerin otomobille ri de konvoya katıldı. PLANIN BtR BAŞKA BÖLÜMÜ 34 CA 176 plakalı san renkîi ve camları kurşun geçirmeyen Amerikan otomobüi hızla ters yola sapıp peşindeki tüm otomobilleri atlatarak gözden kay boldu. 34 CA 194 plakalı bir başka Amerikan otomobüi ise konvoyun başuıı çekerek Şişhane, Unkapanı, Aksaray güzargahından sahil yoluna çıktı. Bu arada içinde Çurşina'nm bulundugu otomobilin Şişhane'de «üygun bir yere park ederek» 10 dakika kadar bekiedigi ve kendisini izleyen tüm otomobillerin geçmesinden son ra yoluna devam ettiği öğrenüdl. Sovyet balerinini taşıyan otomobili izlemekle görevli siyasî polis otomobüi ise görevini aksatmadı ve o da Şişhane'de bir süre bekledi... SOVYETLER DE tZLİYOR Çurşina'yı taşıyan otomobilin izini kaybettirerek konvoyun başım içinde Amerikalı diplomatlann bulundugu 34 CA 194 plakalı beyaz renkte bir Amerikan otomobiline bırakmasın dan sonra Yeşilköy'e doğru bir yanş başladı. Şişhane, Unkapanı, Akşaray'dan geçerek sahil yolunâ çıkan konvoyu Sovyetlerin de izlediği dikkati çekerken 34 CR 049 plakalı ve açık mavi renkli bir Volvo oto mobü sağ ön tamponunun üzerine Sovyet bayrağını çekmîş bir durumda hızla gelerek Amerikalı diplomatların bulundugu otomobile yanaştı. 10 saniye kadar yanyana giden iki otomobüden Amerikalılann oto mobili kaldırıma çıkmamak için fren yapmak zorunda kaldı. Çurşina'yı arayan Sovyet diplomatlar balerini göremeyin ce büyük blr hızla konvoydan aynlarak Yeşilköy'e gittiler. Volvo'nun içinde SSCB lstanbul Başkonsolosunun olduğu ve Yeşüköy'e gelir gelmez doğ ruca şeref salonuna gittiği öğrenüdi. Havalimanmda Sovyet Başkonsolosluğuna ait başka bir otomobü daha görüldü. ÇURŞİNA ORTADA YOK Saat 17.45'de Tepebaşı'ndan hareket eden ve 25 dakika için da Yeşüköy'e gelen konvaya karşüık CurşirA'yı taşıyan otomobiun ortalıkta görülmemesi «BasUruu bir iş geldiğine» ilişkin yorumlaıa neden oldu. Havalimanı dış hatlar termina line çücan yollarda sıkı güvenlik önlemlerinin almdığı dikka ü çekerken gazetecilerin yolco salonuna ve aprona giremiyeceği bildirüdi. Terminal ve apronun A giriş kapısı önünde gazeteciler bekleıken 321 se£er sayılı Lufthansa uçağmın yolcularını alarak Kargasekmez'e gittigini ve orada bekledigi öğrenildi. Saat 18.20'de ise Çurşina'yı taşıyan 34 CA 176 plakalı san Amerikan otomobüi içinde şoförü olduğu halde ter minal giriş kapısı ör.üne geldi ve Sovyet diplomatlannın oto mobiUerinln arkasına park et ti. Çurşina'nın otomobille Kargasekmez'de bekleyen uçağa götürüldügü ve burada koruma görevlileri ile birlikte uçağa bi nerek Prankfurt üzerinden Amerika'ya hareket ettiğl ortaya çıktı. Çurşina'nm tstanbul'dan ayrılmasır.dan sonra da Amerikalı diplomatlar herhangi bir açıklama yapmadüar... Amerika Birleşik Devletleri'ne sığınan balerinleri Galina Çurşina'yı göremeyen Sovyet diplomatları da Amerikalı meslektaşlan Ue görüşmeden Havalimanından aynldüar... ÇURŞtNA'YI GÖSTERMEDtLER Amerikalı diplomatlar kendilerine sığınan Sovyet balerininiri Türkiye'den ayrılması sı rasında planladıkları gibi Çurşina'nın fotoğrafırun çekümesi ne olanak vermedikleri gibi Sovyetlerle temas etmemesini de sağladılar. Tepebaşı'ndaki Eaşkonsolosluktan çıkıp Kargasekmez'de bekleyen uçağa bininceye kadar geçen yanm saat içinde Çurşina'yı objektif ve kameralardan uzak tutan Amerikalıların Başkonsolosluk içinde de çok sıkı önlemler al dığı öğrenildi. ABD Başkonso losluğuna yakın çevrelerden sı zan haberlere göre Çurşina ile Ugili gelişme ve faaliyetler bir «Devlet Sırn» gibi saklanırken balerin Başkonsolosluk binasında kendisine ayrılan bir odada dört gün «Ağırlandı». Sov yet sanatçı Başkonsolosluk per soneli ile bile göriiştürülmedi ve Çurşina ile yalnızca Eaşkon solos, yardımcısı ve siyasî bölümden iki diplomat konuşabüdi. (Baştarafı 1. Sayfada) nydı. Kıbns seçimlerini de gene en çabuk ve dogru biçimde ve gerçekçi yorumlanyla, orada buluna.n Sedat Ergin ve Izzet Rıza Yalm'dan öğrendik. Fransa'da Cumhurbaşkanı seçimlerinden sonra parlamento seçimlerini Ali Sirmen ve Bülent Çakın bütün yönleriyle anlattı. Şimdi Ali Sirmen seçim sonrası Sosyalist Fransa»yı yazıyor. Libya ve Çad konusunu Ahmet Korulsan'dan izledik. tngiltere'yi Ahmet Tan'dan, Amerika'yı Haluk Şahin'den izliyoruz. Tabii Türk gazetelerinin Dünyanm her köşesinde her zaman bir muhabir bulundurmaları mümkün değil. Gidilemeyen. yerlerin haberleri de Ajanslardan, dış radyolardan ve basından derlenir.. Bunlann değerlendirilip yorumlamasını da, Ergun Balcı'nın; yardııncıları Meral Tamer ve Selmin Gunel ile yönettiği Dış Haber ve Yorum Servisimiz yapıyor. Kısacası ben kendi hesabıma sadece iç olaylan değil, djş olayları izleme açısından da, Cumhuriyet okuru olmaktan çok memnunum. Cumhuriyet yazan o'Tmk ise, tabil ayrıca güzel bir sey.. Hele şimdi • 5 görev>imi bitirdim. Biraz da kendi ülkemi ya. acagım. (Tabii her konuda değil.. Bazı konuları başka arkadaşlar yazıyorlar.) Paris. Roma, Zürih. Viyana New York, Hong Kong.. Hepsi de mükemmel şehirîer. Ama blz Turk milleti. oralarda dolaşırken de aklımızı buralara takmadan edemeyiz. Uçakla İstanbul a inerken de «Almanyah»sı, Belçikali'Si, «Fransa»Iısı, birçok Türktuk.. Marmara denizd gözükür gözükmez, herkeste çocuk gibi bir heyecan.. Uçağın sag camiarına hücum.. Neredeyse denge bozulacak.. Kemerler bağlanırken naylon torbalar elde hazır.. tnişte ise bir alkış tufanı.. (Bildiğim kadanyla bu alkış işini biz icad etaüşiz.. Özellikls İstanbul'a inerken..) Bu vatan özleminde galiba blraz mulkiyet duygusu da var.. Kendi vatanına dönüyorsun.. 45 milyondan biri de olsan. bu ülke arazisinin bir tutamı da senın.. Dikili ağacın olsa da. olmasa da senin.. Sadece vatandaşlık hukuku açısmdan degiL. Fiilen de öyle.. Herkesin ceddinden kalma mezarlan var burada çünkü.. Benim bir dedem Trabzon'da doğmuş, El&zığ'da yatıyor. Öteki Bolu'da. Annem• babam Ankarada.. Öteki yakınlanm Bahkesh'de. İstanbul'da, Konya'da, Antalya'da.. Yanımdaki «Köln'lü», Adana'ya gldlyor. önümdeki «Anvers»li Erzurum a.. Onlannkiler de ya kendi ülkelerindedir, ya da benimkiler gibi dağılmıştır. BeLki o mezarlarda somutlaşan bir •mulkiyet hakkı» bağı. Bel!u başka ve çeşitli duygular.. Nedeni ne olursa olsun. insan dış ülkelerde başka yerlere bakarken de buraya bakmayı özlüyor.. (Baştarafı l. Sayfada) Sultan Vahdettin haln mldlr, değil midir?... İşgalci ordularla işbirliği yapana, dünyanm neresinde olursa olsun «hain» denir. İkinci Dünya Savaşında Fransız Mareşalı Petain, Başbakan Laval, işgalci Almanlarla işbir^ liği yaptıkları için haindir, Norveç Başbakanı uuisling yino Hitler orduları ile İşbirliği yaptığı için haindir ve bugün Afganistan'da Babrak Karmal, işgalci Sovyet Bir likleri ile işbirliği yaptığı için haindir. Tarih, bunlara baş ka sıfat bulamadı!... Bulamıyor. Peki ya Vahdettir», 0 ne?... Elbetta haln ve IşbirlikOi. İngiliz savaş gemisi ile yurdunu terkedecek kadar hain ve alçak değil mi?... Elbette alcak. elbette haindir.. Atatürk, 17 kasım 1922 günu bütün ihaneti İle yur du terkeden son Osmanlı padişahı icin bakın Söylev'de ne diyor. < O zaman, egemenliği atadan oğula geclrmek gibi yanlış bir yöntem sonucu olarak büyük bir makam, gösterişll bir şon kazanabilmlş bir alçağın, onuru Ue yüksek olan soylu blr ulusu nasıl utanocak blr duruma düşürebileceğl kendillğinden anlaşılır. Gercekten, neden ve nasıl olursa olsun, Vahdettin gibi özgürlüğünü ve cantnı kendi ulusu İçin tehllkede görebilecek kertede aşağılık bir yaratığın bir dakika bile o'sc, bir ulusun başında buiunduğunu düşünmek ne acıklıdır. Suna kıvanabiliriz ki, bu alcak, alcaklığını, atalarından kalma padlşahlık makamından Turk ulusunca atıldıktan sonra tamamlamış bulunuyor.. Türk ulusunun bu öncelikli davranısı eibette övüimeye değer.. Beceriksiz, aşağılık, duygu ve anlayıştan yoksun yaratık kendisini kabul eden herhangi bir yabancının kanadı altına sığınabilir; ama böyle bir yaratığın, bütün Müslüman'lann halifesi kimliğl taşıdığını söylemek kuşkusuz uygun düşmez.. Böyle bir göruşün doğru olabilmesi, herşeyden önce, bütün Müslüman toplum lorınm tutsak olmaları koşuluna bağlıdır.. Oysa, dünya da gerçek böyle midir?... Biz Turkler, bütün tarihimlz boyunca ozgürlüğe ve bağımsızlığa bayrak olmuş bir ulusuz.. Değerslz yaşamlarını iki bucuk gün daha alçakcasına sürükleyebilmek için her türiü düşkünlüğü sakıncasız bulan halrfeler oyununu da sohneden kaldırabileceğimizl gösterdik.. Böylece devletlerin, ulusların, birbirleriyle olan ilişkilerinde, klşilerin, özellikle kendi devletlerinin ve ulusunun dokuncasına (çıkarmın bozulması) da olsa kişisel durumiarından ve canlanndan baş ka bir şey düşunmeyecek aşağılık kişilerin önemi de olmayacağı yolundaki herkesce bilinen gerçeği blr kez daha doğruladık.. Uluslararosı ilişkllerde mankenlerden yararlanma yönteminln beğenlldiği blr döneme son vermek, uygar dünyanm icten gelen blr dileği o'.malıdır..» İşte, Atatürk'ün, Vahdettin konusundaki düşüncelerl bunlardır.. Bunlan, bu haklı düşüncelerl bugün, 1981 yılında yinelemek bazılarımızı nedense cok üzüyor... Anlıyoruz, yıllarca Abdülhamid'i cklamaya calıştılof, şimdi sıra Vahdettin'e geldi, bundan sonra, Damat Ferit, Ali Galip ve Anzavura da sıra gelecek... Tarih köprüsünden düne böyte bakan, bugüne ve yarına nasıl bakar?... Vahdettin'i kopumak icin bir «Vakıf» kursclar ttecrübe ile sabit», slyasal amaclı vakıflarla kolay ve iyl sonuc alınıyor.. GÖZLEM KİSA KISA # RESMl bir ziyaret amacıyla önceki gece Türkiye'ye gelen Po lonya Dışişleri Bakan Yardımcüanndan Prof. Dr. Marian Dobrosielkski temaslanna başladı. Dobrosielski dün Dısişlert Bakanlığı Genel Sekreteri Kamuran Gürün ve Dışişleıi Bakanı îlter Türkmen'le ayn ayn görüştü. % MALİYE, Ulaştırma, Sanayi ve Teknoloji, Turizm ve Tatutms Bakanlıklannda açık bulunan bazı kadrolara yeni atama lar yapüdı. # BM Nezdinde Türkiye Daiml Temsüciligi Yardımcüıgına, Ha zine Genel Müdürlüğü ve Milletlerarası Iktlsadi îşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliği Genel Müdürü Cengiz Alper atandı. Bu arada açık bulunan Başbakanhk Müsavirliğine ÎTÜ Mühendisük Mimarlık Pakültesi Elektrik Bölümü ögreüm Uyelerinden Prof. Dr. Nejat Ince getirildi. # YURTTA son 24 saat içinde meydana ffelen traffk k»ı»lannda 11 kişi öldü, 82 kişi de yaralandı. • ÎÇtŞLERİ Bakanlığı Müsteşar Yardımcüığına Mülkiye Müşavir müfettişlerinden Ertuğrul Ersoy atandı. • VAKIFLVK Genel Müdürlüğü lstanbul Başmüdüru Bıdvan Nizamoğlu ile Erzurum Vakıflar Bölge Müdürü Abidln Deniz görevlerinden alındılar. • BAŞBAKAN Yardımcısı Turgut özal, dün Washington'da Dff yetkilileriyle görüştü. KAOSUN (Baştaraiı 8. Sayiada) Eğer öyleyse, Sovyet yan Iısı Tudeh'in iktidarı neredeyse kayıtsızşartsız des teklemesi nasıl acıklanabilir diye sorulduğunda verilen yanıt şudur: «Bu, blr ABDSovyet uzlaşmasının sonucudur. ABD' nin Istikrarlı bir Iran İsteğine, Sovyetler Tudeh'e Ik tidan desteklettlrereK olum lu bir tavır takmmış, buna karşılık Polonya ve Afganis tan konularında ABD'den ba zı tavlzler elde etmiş olabi lir...» Muhalefet, ulkenin geleneksel antiemperyalist ve antiAmerikan güçlerinl meş ru siyaset zemininin dışına itmesiyle, Iktidarın, ABD'nin İran senaryosuna hizmet et tiği savını da öne sürüyor.. Bu iddialara karşılık, Amerikan teknik eğitiminden gecmiş teknokratların ve Ba tılı normlarla yetişmiş aydın ların İslâm Cumhuriyet Par tisi'ne karşı olduklan ve Be ni Sadr'ı destekledikleri de tartışılması bile gereksiz bir gerceklik... NEREYE DOĞRU?... İran 198Vde doğruyu ve yanlışı ayırdetmek yukanda sıralanan gözlemler nedeniy le hayli zor. Sadece ülkenin hangi yönde seyrettiği sezi lebiliyor. iran Meclisl'nin Cumhurbaşkanı Beni Sadr'ın «siyasî yeteneksizliği»ne hükmetmesinden bir gün önce, yani 20 haziran günü, başını Mücahidin Halk'ın çek tiğ! muhalefet birdenbire Tahran sokaklarıno indi. Birkaç yüz bin kişilik bir güçle. Önceden llân edilme den, cağrı yapılmcdan.. «Merg Ber BeheştiDurud Ber Benl Sadn (Beheştî'ye ölümBeni Sadr'a selâm) slo ganıyla yürüyen topluluğa onbinlerce Hizbullahî müda hale edince arbede cıktı.. Devrim Muhafızlarının da Hiz bullahilerden yana ağırlıkla rını koymcsıyla Tahran'ın merkez bölgesinde saatler süren çatışmalar patlak ver di. Bu çatışmalarda ||k kez silahlar da kullanıldı. Sonuc 30'a yakın ölü, 200'den faz !a ycralı.. Mücahidin cevreleri, bu gösterinin halka ülkede islâm Cumhuriyet Partisi yönetimine kafa tutabilecek gücte ve cesarette bir önder örgut bulunduğunun ka nıtlanması icin yapıldıöım söylüyorlar. iktidarın gözünde bu gös teri bir karşıdevrimcl ayak lanmc flirişimi... Ve bundan sonra tutukla molar, Infazlar başladı. Mü cahidin ise tümüyle yeraltına cekilerek eylem biciminl değiştirdi, Şah döneminden alışık olduğu eylem biciml ne sabotajlar ve suikastlcra hemen geciverdi.. Bu yeni sürecin ilk sonucları Hüccetülislâm Hamenei'ye karşı girişilen sui kast ve başta Dr. Beheştî islâm Cumhuriyet Partisi ile devlet yönetiminden 74 kişi nin yaşamını yitirdiği siyasî katllam. İran, bugün bu sürecin icinde.. Kaosun pençesinde.. Kısc vadede İslâm Cumhuriyet Pcrtisi iktidar dizgin lerini elinde tutacak. imam Humeynî ülkenin dorukların da, halkın gönlündekl yerinl koruyacak.. Bu, kesin gibi. Ama orta ya da uzun vâdede ne olacok?... Bu soru nun yonıtı akla gelebilecek her türlü olcsılığı barmdırıyor.. İran, dört başı mâmur bir değerlendirmesi belki de an cak yüzyıllar sonra yapıla bilecek türden eşsiz bir deneyi, ancak blrkac yüzyılda bir rastlanabilecek cinsten bir dev sarsıntıyı tarihe kay dettiriyor.. BtTTİ Reagan (Bmştarad 1. Sayfada) gıclığında ömür boyu kalabile cek. ATAMANIN ANLAMI Siyasal gözlemciler, Baskan Reagan'ın Sandra O'connor"u Anayasa Mahkemesi'ne atamasının bir taşla iki kuş vurmak amacını güttüğü kanısındalar. Kadınlarin sempatisini kazanmak, Anayasa Mahkemesi'nin dengesini kendi görüsleri yönünde değiştirmek. Reagan'm kürtaja ve kadmlara tam eşitlik sağlayan Anayasa öeğişikliğine karşı çıkma sı çeşitli kadm örgütlerince yaygm blr tepki ile karşüanmaktaydı. Ülkenin en yüksek mahkemesine bir kadın yargıçın iîk kez atanması bu açıdan simgesel bir önem taşıyor. Reagan'm böylece kadın haklarına karşı olmadığı izlenimi yaratmak istediği samlıyor. SÎVAS'TA 9 İDAM (Baştarafı 1. Sayfada) lerinde ve devlet memurları a rasında devletin tek kişi tarafından Idare edilmesini hedef alan cemlyet kunnak suçundan 10'ar yü hapis cezası verir ken, sanıklann aynca kamu mzmetlerinden mahrumiyetlerini de kararlaştırdı. Sanıklardan 15'i silahlı isyana katümaktan 8'er yıl ağır hapis cezslarma mahkum olurken, 56 kJşi ise altı yü ağır hapse mah kum oldular. 9. Kolordu ve Sı kryönetim Komutanlığı 2 Numaralı Askeri Mahkemesi 201 sanığa da ahaliyi isyana teşvik suçlanndan bir ile dört yü arasmda degişen hapis cezalan na çarptırdı. Idam cezasma çarptırılan 9 kişiden 8'inin sağ, Mustafa Uyartn da sol görüslü olduğu büdirildi. Bu arada haklannda ölüm karan verilenler arasında Emine Akcıl ve Kadir Akcıl adlı çift de bulunuyor. İSTANBUL Sıkıyönetim 3 NumaraU Mahkemede yargılanan sol görüşlü Hüseyin Şar balkanlı'yı öldürmekten yargılanan sağ görüşlü Emin Kaya 12 yü ağır hapis cezasına çarptınldl. Kaya, 16 kasım 1978 gü nü Bursa'da Esentepe Spor Kulübü önünde meydana gelen olayda arkadaşlanyla birl&te Hüseyin Şarbalkanlı'yı ideolojik amaçla öldürmekten yargılaruyordu. # SGB Uyesl iki klşinin 1 Numaralı Mahkemede yargüan TTiftsirıa dün devam edildi. Askerl Savcı idam istemiyle yargüanan Mustafa Doğan ve Ali Riza Etoğan'm Marksist Lenlnist bir düzen kurmayı amaç ladıklannı, bu arada sağ görüşlü Lokman Hekim ile îlhan Yagan'ı öldürdüklerini. Muzaffer Gedik'i yaraladıklan nı, bir evi de kursunladıklannı belirtti. Sanıklar suçlamala n reddettiler. 2 tDAM DAHA tZMlR tzmir'de İW kişiyi öldürdükleri gerekçesiyle haklarında dava açılan aşın sol bir örgütün 29 militanından 2'si hakkında ölüm cezası istendi. Süayötıetim 1 Numaralı Askeri Mahkemede dün başlayan duruşmada iddianamesini okuyan Askeri Savcı, sanıklardan Mustafa Koçak ve Suat Gerçek için ölüm, geri kalan sanıklann da 515 yü ara sında çeşitli hapis cezalarına çarpınlmasını talep etti. • silah lanan 10 ay 2 Numaralı Mahkemede satmak suçundan yargı2 sanıga 4 yü 2 ay, 5 yıl hapis cezası verildi. Isabel (Baştarafı 1. Sayfada) rasında ülk&de ekonomik bunalım ve siyasal şiddet olayları doruğuna ulaşmış ve 24 Mart 1976'da ordu yönetime el koymuştu. İsabel Peron, darbeden sonra tutuklanarak ıev hopsine» konmuştu. Bankalar BAKIRKÖY 3. İCRA M. LUĞUNA 980/1847 Talimat Dosyanıza Muazzez Menemencioglu vekili avukat Müsür Kaya Canpolat'a orada yapüacak masraf hariç (552176) lira (00) faıruş ödemeğe borçlu MEDENİ AKGÜL'ün Isbu borcundan dolayı mahçuz 34 LL 970 plâka sayüı vasıtanın satüarak paraya çevrilmesine karar verilmiştir. Masraf mahallen ödenecektir. Karar Dairesinüe Satısın icrası, sabş gün ve saatinin taraOara tebligl ve dos yamıza da bilgi verümesl ve saüş bedelinden borç miktannm irsali rica olunur. 3/7/981. 980/10392 Türkiye Garanti Bankası AS'ne Yangm, Kaza, Nakliyat ve Makine Montaj branşlannda Şirketimiz adına Poliçe tanzim ve imza selahiyeti. ile "A" Acenteliği verilmiştir. AKSİGORTA AŞ (Bastarafı 1. Sayfada) larını gösteren ve haksız rekobet sınınna gelen büyük rek lâmkın, bir anlamda blndikleri dalı kesmeleri demek oldu.. «Üçoltı aylık mevduat faizlerinin yüzde 45'e yükseltilmeslyse, •nflasyonun düşmesiyle uzun dönemde ona paralel olarak kredilerin ucuzlayıp mev duat folzlerlnln de düşürülece ğinl gösterir. Bir anlamda, yu musofc blr Inlşin başlangıcıdır.» Öte yandan, vadeli mevduatın 3 aydan başlatılmasını ve Merkez Bankası'nın mevduat munzam karşılıklarına verdigi faiz oranını artırmaYi öngören karornama icin Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası yetkiüleri calışmolara başladı lar. İLAN KADIKÖY tKİNCİ SULH H13KUK HAKtMLtĞİ'NBEN Ankara (Baştarafı 1. Sayfada) hasara uğradı. Kozanlı köyün den Cihan Acıkgöz (15), sal sularına kapılarak öldü. Bazı köylerde hayvanların telef ol duklan bildirüdi. Devlet Meteorololl İşleri Genel Müdürlüğü yetkiüleri, Ankara'nın 43 yıldan bu yana temmuz ayı icerisinde en fazla yağışı aldığını biidirdiler. Ankara'ya en son 16 temmuz 1938'de metrekareye toplam 49.3 kilogram yağış düştüğü beiirtiliyor. İSTANBUL'DA YAĞIŞ istanbul'da geca sağanok yağış başladı. Havanın yağışlı gecmesi nedeniyle Bolşoy balesinin Acıkhava Tiyatrosun daki gösterisl iptal edildi. Me teroioji yetkiüleri istanbul'da gece başlayan mevzii sağsnak yağışın hafta sonuna kadar sürmesinin beklendiğini bildirdüer. Konya'nın Kulu Mcesine boğlı Kozanlı kasgbasında dün ge ce 20'de başlayan şiddetli yağış sırasmda üç kadın boğularak öldü, ikisi de kayboldu. Kozanlı'da 20 ev büyük ö!cüde hasar gördü, bin dolayında büyük ve küçükbaş hayvan telef oldu. • ODTÜ kimliği kaybettim. Gecersizdir. Füw HÜSEYtN Trabzon (Baştarafı Sporda) (İsveç), Monako (Fra) Dun dee United (Iskoçya), Panathinaikos (Yun) Arsenal (İng), Spartak Moskova (SSCB) Brugge (Bel), Kaiserslautern (F. Alm) Akademik Sofya fBul), Arges Piteşti (Rom) Hapoel Nicosia (Kıbns Rum), Milan (1ta) Ad&naspor (Tür), Hajduk (Yug) Stuttgart (P. Alm), Dinamo Bükreş (Rom) Spartak Sofya (Bul), SCKA Moskova (SSCB) Sturm (Avust). S ğ l sn I Z O C A A / l a oa ı 1981/311 vesayet Kadıköy, Erenköy îskele Yolu No. 11/U'de lkamet eden Ayse özbügin aynı adreste ikamet eden eşi Mehmet Sırn özbilgin'e hastauğımn nedeni ile vasl tayin edUmişür. Keyfiyet ilan olunur. 3.7.1981.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle