19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 OLAYLAR ve GDRÜŞLER 5 TEMMUZ 1981 E skişehir'in tanmmış ailelerlndan Zeytinoğulları konusundo basında çıkan ılk yazı 4 kasım 1909 torihıni toşıyor. İstanbul'da yayımlonan «Tanin» gazetesinin muhabir* Ahmet Şerif. Anadolu'yu bir bcştan bir başa dolaşırken. gorüşlerıni gazetesme gezi notları bıçimınde gönderiyor.. Ahmet Şerıf. kendine özgü anlatımıyla Eskişehir'den şunlan yazıyor. tEvvelce yazdığım mektuplarda Anodolu' nun, hatta bir köyünde bıte rastlanılon zenginlerin, ağaların halk ve hükümet memurları üzerinde sahıp oldukları nüfuz ve etkiden bah setmış, bu etki kırılmadan ve sınırlanmadan holkm genis bir nefes alamayacağını söylemiştim. işte, Eskişehir kazasmı inleten Zey tinoğlu bu sınıftn ilen gelenlerinden bir kimsedir. Devri sabıkta Kobo Sakol Mehmet Paşa gibi bir koruyucuya sahip olan bu Zeytinoğlu'nun, şımdi de memurtar aracılığıyla istediğini yaptırcbıldiğl, hele fcir kısım memur ların hükümetin değil, kendisinin vürütme aracı olduğu her yerde söyleniyor (1)» Ahmet Şerif, 5 kasım 1909 günü Alpu'dan da şunlan bildirlyor: «Ufak bir araştırma sonunda anladım ki. değirmen, bakkal. ftrın ve kahvehane olaraK yapümış olan bu binalar hep, durumunu Eskişehir mektubunda ortaya koyduğum Zeytinoğlu'nundur (2)». • Iki Kitap ULUSAL SANAYİİ SAVUNAN RAHMETLİ MÜMTAZ ZEYTİNOĞLU İÇİN İKİ KİTAP ÇIKTI. YURT SORUNLARIYLA İLGİLENENLER, ÖZELLİKLE EKONOMİYE YÖN VERME SAVINDA OLANLAR BU KİTAPLARI OKUMALIDIR. VECDİ SEVİĞ tırmayı zorunlu kılmaktadır..» «Topluma Dönük Sanay.ci Bildirisi> Zeytinoğ:u artesinln tarıhsel gelışmelerini de özetleyen bu satırlaraan sonra «tarımda uretimin arttırılrnası yolu ile yeni sermaye fon ları yaratılrr.alı» diyor ve şu önerlıerl gotiriyordu «a) Tarımdan arazl vergısi alınmalıdif.. b) Topıak Reformu yapılmalıdır..» «Mevcu! sermayenin İsrafı önlenmelidir» başlığını taşıyan bölumde Ise, «teşvik vo ver gi indirimı politıkaları azomi verimi nedef olmalıdır.» «Bankacılık sistemi değiştirilmelidir». «yabancı sermaye ve dış kredilerde faydanın buyüklüğu aranmalıdır» önerlleri sıralanıyordu 8u bıld ri, dljer sanayi odalarınca «çekingen> karşılandı.. Ahmet Şerif'in 1909 yılındo hedef oldığı Zeytlnoğlu aılesl, Türkiyo ekono misine başka açıdan ve alışılmamış bir yöntemle mi yoklaşıyordu?... Türkiye Odalar Birlıği Başkanı Mehmet Yazar şöyle diyor: «... (Mürntaz Zeytinoğlu) bazen or|inal otuyordu. insan «yoksa sosyalist bir kapitallst mi» dıye tereddude düşüyordu. (3)» Bildiriyi degerlendiren All Gevgilili, lEskişehirli sanayiciler Anadolu'nun bağrında köklü bir değişikliğin özieminl duyanlar arasmda artık bir grup ulusal sanoyicinin de bulunduğu nu duyurmoktadır.» diyordu.. Abdi ipekci ise yazısmda, Kaldor'un 1960' lı yıliarın başmdo cegemen cevrelerde kasırga yaratan» arazi vergisi önerisini, bu kez bir sanayi grubunun benimsediğini söylüyordu.. adamları toplantısından Eskişehir'e dönerken gecirdiğı trafik kazası sonucu yaşamdan aynlmış, çeşitli biçımıarda acıkladığı görüşlerinl oır k.tapta toplayamamıştı Sakıp Sabancı'nın devimı ile «hayırlı evlat» Zeytinoğlu'nun anısma ikı kıtop yayım landı , Buniardan Eskişehir Sanayi Odası nca derlenenı, Mümtaz Zeytınoğiu'nun çeşitli yer ierde yaptığı konuşmolan. hazırlodığı yazı ve raporları icenyor.. Çaödaş Yayıniarı arasında yeraian ve Prof. Dr. Tahsin Yücel tarafından yayıma hazırlanan «Ulusal Sanayi» adlı kıtap ıse, farklı bir özelllk taşıyor. Yucel, kitabınm on sözünde şöyle diyor: tilk bakışta oldukca yadırgatıcı görünen üç özeliiğ) vor bu kitabın: bırincisi. yazarın yaz mayı hıc duşlemedıği bir yapı: olmosı, ikıncsı bir kışinın değışık zamanlarda ve değışlk konularda. değışik olaylar, değışık sorunlar karşisında yaptığı kcnuşmalardan, yazdığı bıtmış ve bitmemiş yazılardan olınmış büyüklü kücüklu parçalann harmanlanıp kaynaştırılmasın dan oluşturulması, ücüncusü bunca ayrışık parcayı harmanlayarak kesintisız ve bağdcşık bir bütun oluşturmak lcin belki de bir örneği daha bulunmayan bir gözüpek cabaya girişen kışinin bu kıtabın içeriğini oluşturan konularda hic bir köklü bilgisi bulunmaycn bir yazar olması (4)..» Zeytinoğlu ailesinin Eskişehir'deki ekonomik etkiniiğt. toprak sahipliğinden ticaret ve n;hayet sanaytye ulaşmış, 1970 yılında da Tür kiye'de yoğun tartışmalara yolacan bir metınle. Eskişehir Sanayi Odası'nda ilginç bir gö rünüme bürünmüştür.. Eskişehir Sanayi Odası" nın aralık 1970 tanhini taşıyan Dergisi'nde yer alan ve Murntaz Zeytinoğlu tarofından ha zırlanan «Eskişehir Sanayi Odası Mecllsi'nin Topluma Dânük Sanayici Bildirisi>nde şu görüş lere yer verilmiştl: «... Sermayenln sanayileşmek lcin yeter II büyüklükte olmamosı, diğer iki kaynağın ve rimll şekllde kullanılmasını engellemektedir.. Yine büindiği gibi, sermaye tabiat kaynaklon ile emek koynaklarının birlikte vücuda getirdi ği bir artık değerdir. Sözkonusu kaynağm bu özelliği bütün az gelişmiş ülkeler gibi, Türkıye'de de toplam üretim lcinde payı biiyük olan ve tabiot İle emek kaynağını en geniş ölcude kullanan tarım kesimine eğilmeyi ve geneilikle sermayeyi bu kesimde oluşturup crt • Her iki derlemedekl alıntılar da, ana met ne sadık kalınarck yapılmış.. Konuşmalann en yenısinin üzerinden üc yıl zaman gecmesine karşın, bugünün ekonomik sorunlanna da işık tutma özelliği taşıyor.. Zeytinağlu, 28 şubat 1977 gunü Eskişehir Sanayi Odası Meclis Top lantısı'nda, «bugün Türkiye'de güveneceğimiz hic bir şey yok; bütün kurumlar hürmetinl yitirmiş durumda» diyor ve o günlenn tartışılan önemll bir konusu olan Hür Teşebbüs Konse yl oluşturulmasına iüşkin olarak da, «bu Işm ciddi olmadığı tescil edilmiş oldu oromızda ama. bunu acıkca soyleyemeyeceğiz» dıye e« tiyordu.. Zannan. Zeytinoğlu'nu haklı cıkardı, bir sure toplGntılar yopan Hur Teşebbüs Konseyı sessiz sedosız dcğıldı.. Zeytınoğiu, 29 aralık 1977 gunu, gene Oda Mechsi'nde yaptığı konuşmada, «dünyada en sevmediğım şey «ben dediydim yas öemektir.. cma insan bazen bu zevkı kenldısmden esirgemiyor» diyordu.. Zevfınoğlu hayotta oisaydı, bu görüşlerı dogrultusundcn 25 oğustos 1977 gunlü Şu konusmasını yıne'eyereK, «ben deme dim rrv?...» demeyecektı, şımdı ise aramızda olmcdığı içın diyemiyor.. Ancak, Eskişehir Sana yl Odası'nın derlemesi bu göruşleri belgeüyor: «Biz sanayiciler. şimdiye kadar olduğu gibi, ne ycparsan yap. koca satarsan sat polıtiko sını izlemeveceğız, DU bıttı artık, bundan son ra enerıi bulmada sıkıntı cekeceğiz, poro bulmado sıkıntı cekeceğiz, akıllı yatırım bulacağız. eskisi gibi ne vaparsak yok, bitti bunlar.. tilk clarak Törk sanayicileri, pazar bulma da güclü'< cekecek. molSarını satmakta gücluk cekecekler. belkı bunlar dışan doğru hamle yapmalarına sebep olur. çünkü şımdi boyle bir sıkıntıları yok.. Kim derse ki. Türkiye bu sıkm tılardan geçmeden refahc kavuşur, bu adam büyük bir ıhtimalle kendini, ama nnuhakkak söy ledıği insar.lan kandırır..ı Zeytınoğiu'nun oynı konuşmasmda, tsenede 100 otomobıl yapmayı iyi sandılar ama. se nede 100 blıı otomcbıl ycpmok Türkiye için iyi ve doğru değldir...» göruşleri de günumüzdeki olaylara ışık tutmuyor mu?... Her İki kitap. Mümtaz Zeytınoğiu'nun çeşitli toplantı tutanoklarından raporcuklarda, ga zetedergl scyfalarında katan görüşlerine kolıcılık getirlyor.. Aynca, «Ulusal Sanayi» derlemesiyle Tahsin Yücel de bir edebıyatcmın. Sa nayi Odası Başkanlığı yapmış mühendısın eko nomik görüşlerini tutarlı ve kalıcı olcrak nasıl derlsyebileceğmi kanıtlıyor.. iki kıtabı da özellıkle, ekonomiye yön verme ıddiasında olan mühendisler okumalı... (1) Ahmet Şerif, Anadolu'da Tanin, Kavram Yayıniarı, Hoziran 1977, S. 79. (2) a.g.s. S. 32. (3) Eskişehir Sanayi Odası'nın 10 yılı ve Mümtaz Zeytinoğlu, Mart1981, S. 4. (4) Mümtaz Zeytinoğlu/Tahsin Yüce), Ulusal Sanayi, Çağdaş Yayıniarı, Mart1981, S. 5. Cumhuriyet Sahiüı: Cumhuriyet Matbaacüık va Gazetecüik T.A.Ş. adına NADtB NADt Genel Yayın Müdürü HASAN CEMAL MüesseseMüdürü EMİNE CŞAKLIGtL Yaza tşleri Müdürü OKAY. GÖNENSİN Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacılılc ve Gazetecılik TA.Ş., Cağaloglu, Türkocagı Cad. 39 «1, Posta Ktıtusu 246 tSTANBTJL TEL.: 20 91 03 BÜROLAR: • ANK\RA: Konur Sokak 24/4 YENÎŞEHÎB Tel.: 17 53 25 17 58 66, İdare: 18 3335. • tEÖİR: Halit Ziya Bulvarı No.: 65, Kat: 3. Tel.: 25 47 09 13 12 30. 9 ADANA : Atatürk Caddesi, Türk Hava Kuruntu Işhanı, Kat 2, N o . : 13, Tel.: 14 550 19731. T A K V t M 5 TEjmUZ 198ı tmsak 3.12 Güne? 5.32 öğle 13.18 lUndi 17.18 Akşatn 20.44 Yatsı 22.45 5 TEMMUZ 1931 IRAK BAŞVEKIÜ, KRAU ANKARA'DA KARŞILAYACAK Irak Kralı Faysal Hazretlerini Ankara'ya gelişle rinde karşılamak ve Ankara'da yapılacak merasimde hazır bulunmak üzere Irak Başveklü Nuri Paşa dün Semplon treniy le Genevre'den İstanbul'a getmiş ve şehrimizde hiç beklemeden öğle treniyle Ankara'ya hareket etmiştir. TASARRUF SAND1Ğ1 Devlet Demiryollan ida resinin bir tasarruf sandığı i'ardır. Bu tasarruf san dığı şimdi Peşte sefiri o\an Behiç Peyin umum müdür olduğu zaman kurulmuştu. Sandığm ilk ku ruluşunda memurlarm maaşlarından kesilen yüzdeler nispetinde demiryollan. idaresi de bir para koymuştu. Sandığın bugünkü sermayesi 4 milyon liraya yaklaşmıştır. Bu para ile sandık memurla ra çok az bir faizle para vermekte ve Ödeme müddetınin uzun olması da sandıktan borç almak zorjnda olanları sıkıntıya uüşürmemektedir. Sandı ğın en büyük faydası Demiryollarında çalışan bir memurun işten aynlması veya ihtiyarlık haliyle işi bırakmasında eline toplu bir para geçraestadedir. • «Topluma Dönük Sanayici» blldlrlslnl ko leme a'.an Mümtaz Zeytinoğlu, 1979 yılında za manın Başbakanı Ecevit'in başkanlığınaaki iş İVCT OKTAY AKBAL C B i l i m D i l n y a s ı /\fehbi BELGIL Yarının Bir Sairi mi? in Bir Gece Masallannrun efsanevi Bağdaü, 7 haziran 1981 akşamı, görkem li gecelerinden birine daiıa hazırlanıyordu: Mezopotamya'yı Astronominin vatam yapan, göğün derinliklerini. üzerine al 5 kez tarih kararlaştırıp erteletm yıldı^larla burç resimleri iş mlştlr. îlk saldııı tarihl kasım lenmiş siyah ipek kadifeden 198O'de bir gün olarak belirlenbir perdeye çe\Tiren gecelerin mişti. Fakat, İran Irak savaden birine .. Saatler 535'i gös şx somında 150 Fransız teknisteriyordu. Tam bu sırada, se yeninin yurtlanna dbnmesi nekiz İsrail avcı uçağı, kentin 20 deniyle bundan vazgeçilmiştır. içindeydi. kilometre güney • baüsındakı İkinci tarih şubat El • Tuvayta'da kurulu Tamuz Fakat, yeni Amerikan yönetinüKeer santralma yıldınm da minin yerleşlp Pranse ve îtallışı yaparak bütün blnalan ha ya'ya baskı yapabllmesi umudu ile yeni bir ertelemeye gidilvaya uçurdu ve sonra, tıpkı geldikleri gibi, adeta elleruu miştir. Martta da erteleme olkollarım sallayarak. gözden muştur. Bunda amac, belki de kayboldu. 10 mayıs Fransız başkanlık sebeklenSaldın ve kaçış, göz acıp çimlerinin sonucunun kapayacak kadar fcısa bir za mesi olmuştur. Son kez 22 mamanda, 3 dakikada, olup bit yısta bir erteleme daha yapıldıktan sonra 7 haziran, kesin mişU. Uçafclar, en ufak bir karşı saldırı ile karşılaşmamış o'.arak kabul edilmistir. lardı. Oysa, reaktör. atnalı biŞejrtanca hazırlıklar çimtnde, üç katlı emniyet ku0 «Bâbil Harekâtı»nı gerşaklan ile çevrili idl. Bunlarçekleştlrecek pilot'.ann hepsı da füzeler ve ucaksavar topbüyük bz«nle seçilmiştir. Kolan, bügisayarlarla, otomatik mutanlan albay, 1967 1970 olarak yönetiliyordu. Ani ve 1973 savaşlarına katılmış yükbaşarılı baskvn bunlann kullasek düzeyde deneyimli bir asnılmasına vakit bırakmamıştı. kerlerdi. Evet, her şey 3 dakikada o• Pilotlar Suudi Arabistan lup bitmişti. Fakat, bu başarıve Ürdün sınıılan yakınında, nın arkasında 20 yıllık bir bohatta içmde, sonu gelmez tağuşmanın baskılar, gizli ajan limler yapmışlardır. Amaç, bir faaliyetleri, tehditler. havaya yandan bu ülkelerin radarlarıuçurmalar, cinayetlerle dolu tanın «gbrüş» etkinliklerini anrihi yatmakta İdl. özellıkle son lamak, öbür yandan, 2.185 kibir yü içindeki sistemü çalışlometrelik gidiş dönüş çöl ma ve planlamalar, her türlü yolculuğuna alıştnaktı. Suudı takdirin üzerinde idi. Arabistan'daki AWACs erken uyan uçaklannın eüunüklerı İlk adımlar İsrail sınınna kadar uzanmıIrak, atom devleü olmayı da ha 1959'da aklına koymuş, bu yordu. Kaldıki, bunlar «kulaklaruu» daha çok İran korîezınun için de ilk kez Sovyetler Birliği'ne yanaşmıştı. Israil de, ne çevirmis'.erdi. • OStRAK reaktörünün tıpdaha o tarihte, her yola baş vurarak bunu bnlemeye azmet kısı, bütün binalan, çevresınmişti. Çünkü, İsrail'in 14 mayıs deki yollar, evleri, ağaçlan, ile, Sina çölünde yapılmısUr. t s 1948'd.e kuruluşunun hernen rail hiç bir şeyi tesadüfe bıraksonrasuıda bu ulkeye saldıran Arap devletleri arasmda Irau malt istemedigi için alıştırma da vardı. Fakat, savaşın Israıl çalışmaiarı hem bunlar üzfirin uürusu ile sonuçlanması üzeri de, hem de savunrna bakanlığı laboratuvarınne bu devletle bırakışma (mü nın elektronik tareke) imzalayan devletler a da yapılmıstır. • Amerika'dan henüz gel rasında Irak yoktu; Bu devlet, ezell düşmanı ile savaşıru sür miş F16 AVCI uçaklan, yeni benzin depoları eklenmek, ka dürüyordu. Hiç olmazsa kâğıt Uzerinde. Bu nedenle de, natlan altına bomba sepetlerı konmak suretiyle, uzun menziltsrail, Irak'ın niçin atom devleU olrnak İstediğini çok iyi bl 11 «BOMBA» uçağına dönüştüher Uyordu. Kaldıki, daha 70'lerln rülmüşlerdir. Her uçak, blri bin kiloluk iki bomba taortasında, nükleer tesisler alım görüşmeleri için Paris'e git şıyacak biçimde değiştirilmlşlerdir; ve bunlar sefciz tane idl. mis olan Saddara Hüseyin, bir üibnan gazetesine sızan habe Bunları, görevleri ve yolculukre göre, «Nükleer programımı larında korumak icin de 6 tane F15 uçagı aynlmışü. Bunzın amacı, nükleer süahlanmalar, saldırının îotoğraf ^fe ölimya doğru tlk Arap girişimidir» lerinl de çekmislerdir. demişti. tsraü bunu da bir kenara not etmişti. Pransız Res• Uçaklar, gidişte Ürdün veml Gazetesi'nde 1976 haziranın ya Suudi radar kulelerinini dik da yayınlanan Pransa Irak katini çekmişse de mükemmet anlaşması ile OSİB.AK reaktö Arapça konuşan bir pilot, Ürrüne doğru ük adım atılmış dün kod'u kullanarak durumu oluyordu. Ve tuhattır, anlaşidare etmiştir. mada, nükleer gücün «banşçı • Uçaklar, Bagdat'ta, batan amaçlarla» kullanılacağı yazıb giineşi arkalanna alarak hüidi. Boylece, anlaşma, tam bir cuma geçmişlerdir. Böylece, «bile bile lâdes» anlaşması ha lini alıyordu. HflVlR B "Babil Harekatı,, güneş ışıklannm, reaktör tesislerini bir masa lambası parlaklığı ile aydmlatmasına ve saldırabilecek Irak uçaklannın korletici güneş ışıklarına karşı savaşmalarına yol açmışlardır. • Bombalar, tcsislerin üzerine değil, yandan, pencereleritıin içinden, tırlaülmıstır. Boy lece, kahn dam betonlannı beı ki de uçuramama tehlikesinı ortadan kaldırmışlardır. Yandan bombalar hem reaktöru, hem duvarlan, hem bina kubbesini, hem de yeriçi tesislen yerle bir etmiştir. tKoşuyorlar ŞemsİYeler oyaklar Yüzler yok Ağızlar konuşmuyor Saat sabahın sekizl Dışarda yağmur yağıyor» On üc yaşında bir şair. Ali Erenus, Şair Müştak Erenus'la oyun yazarı Bilgesu Erenus'un oğlu. İlk şiir kitabını yayınlamış: «Güneşe Yakın Bir Yerde»... Kopağı da kendi cizmış. Apartımanlar, opanımanlar... Sapsarı bir guneş... \a tepede. Amo hepsinden yukarda da kocaman bir ucurtma... İşte o uçurtma var ya. aldı benl ucurdu gerilera. Nedense. uçurtma, yazarlan hep etkiler. Ben de uçurtma ucururdum kücükken. Ama büyük büyük olanlorını değil. Benimkiler şeytan uçurtmalarıydi. Şehzadebaşındakl ahşap evin bahceye bakan penceresinden bırakırdım rüzgara. ip gerilir gerilir. ucurtma surların tepesıne kadar cıkar, sonra da erik ağacınm dallarına takılır, param parca olurdu. haydi bir yenisi... Sait Faik'in, İlk yayınlonan yazısı «Ucurtmalar»dır. 1929'da yayınlanmış; «Ben bir kuş olsoydım. Yükseklerde ucan bir kuş. Kanatlannı germiş, gölgesinin düştüğu yerden bihaber bir kuş. Ucurtmaları gagalar mıydım? Ben bir kuş olsaydım. Ufacık bir kuş. Ucurtmaları acaba nereden seyrederdim? Cınarın üstünden mi? Ycksa yukarlardan otmacolardon korkmayarak daha yukarlardan ucurtmoların üstünden mi?... Nurullah Atac da bir yazısmda, cocukluğunda hic uçurtma ucurmadığmı, baba sının annesinin bu cocuk eğlencesini yasakladığını yazmodı mı? Uçurtma demek, cocukluğun güzel günleri, anıları demek... Ali Erenus günümüzün cocuğu, iki üç yıl sonra delîkanlılık cağına adım atacok. Ama daha şimdiden «yarınm, o güzel yarınları düşlüyor: «Ey yannın umutları Kuracağır bu dünyayı Ve bu guzel ellerimtz Ulaşacak mutluluğa Ey yarının umutları Ekeceğiz buğdayları Toplayacağız ürünlerl Doyuracağız insantarı Ve büyük bir mutlulukla Büyük bir kıvançla Yarınları görec«ğiz çocuklar Yannları göreceğiz.» Ünlü bir şairimızin «güzel günler göreceğiz cocuklor» ses''enişinin benzeri bir düşleyiş.,. Yarınların daha güzel olacağı inancı da beslenmese, ne olurdu halimiz? Umut, hep umut, düş hep düşleme... Cocuk şairlere hic güvenim yoktur. Hele anababolan şair, yazar, sanatsever olan cocukların yazdıkları şiirlere... Dünya yazın.nda çocuk şairi yoktur. Bir zamanlar Minou Drounet dıye bir kız vardı Fransa'da. büyüdükten sonro yitip gitti, adı anılmaz oldu. Çocuk ressamlar da öyledir, yıllar öncenin Hasan Kaptan'mı, Bedn Boykam'ını anımsayan kim şimdi? Babaların. zorla sanotcı yapmaya calıştıkları çocuklar büyüduklerinde gercek yollarını bulurlar, ama oldukca mutsuz bir cocukluk, gecrdiklerini hic ml hic unutamazlar. Kendiliğinden olmozsa, cocuk onun bunun itişiyle bir şeyler yapmaya kalkışırsa ya da kalkıştırtlırso sonu gelmez bu hevesın... Ne var ki, Ali Erenus'un şiirleri gercekten umut verici. Şair Behramoğlu kitabın arka kapağında Erenus icin şöyle diyor: «Bu dizeleri on üç yaşında bir çocuğun yazdığına Inanmak kolay değil». Gercekten de öyle... Anabobonın payı akla geliyor hemen. Bilirim, yıllar önce bir yakınım do böyle şlirler yazardı, hem daha îlkokulun İlk smıfmda. Çocuk bir şeyler söyler, kar üstüne. ağaç üstüne, okul, arkadaş üstüne, hemen yazarlardı onası babası... llglnç şeylerdi bunlar. Bana verdiler, ben de bir çocuk dergisi yöneticisine gösterdim, o da beğendi, yayınlamaya kalktı. Ama ben vermedim, o cocuğa acıdığımdan; icinde şür yozma isteğl varsa, büyüdüğü, bilinç ışığına kavuştuğu zoman kendi seçmesiyle bu işi yapmasının daha doğru oiduğuna inan dığımdan... Cocuk büyüdü, ama ne şlir yazmayı düşündO, hotta ne de okumayı!... Böyledlr cocuk ressamlar, şairler; bu işler bir cocukluk hevesl olarak kalır coğunda, ona bobanın bir özleml olarak... All Erenus'un büyudüğunde iyi bir şair olmasmı Isterim. Belki de olacak... Yaşı on üc. delikanlılığın eşiğlnde ... Sezgilerl, duyumsamaları .düşleri var kendince özgü... Behramoğlu da diyor ya: «Bir duygunun eşiğindeyim Kapısı oçık bano Bu duygu, ozan otmak duygusuysa eğer, bu kapının Ali Erenus'a gercekten acık olduğu gorülüyor. Hem de alabildlğlne açık...» Bunu on yıl sonra göreceğiz. Kapı acık mı, yoksa arolık mıydı? Bir geçlcl heves mlydi, yoksa bir tutku mu? Şlmdilik şair bir baba İle oyun yazarı bir cnnenin. sonot, şilr, yazın havosı icinde yetlştlrdiklerl oğulları All, değişik dizeler yazıyor, yarınına güven duymamızı istiyor... «Denizin maviiiğl doruğa ulaştı Bir kuş kadar Ince bu sesslzlik Klmse konuşmuyor Şu Insanların üzerlndekl pırıltı Günesten daha paıiak Ateşten daha sıeak Sudan daha duru Bir aydınlık var Klmse bllmlyor.» Dersler İsrail, bunu yaparken, <cmeşru savunma» hakkını kullandığını ileri sürmüştür. «öyle mıdir? Değil midir» konusu, bir bilim yazarı olmam nedeniy'.e, beni pek ilgilendirmemektir Beni tek ilgilendiren şey, 120 milyonluk bir Arap denizl ortasında bilemediniz 5 milyonluk bir îsrail adacığının, sadece en son bilimsel buluşlara her alanda, yani tanmda, sanayüeşmede, haberleşmede, askerlikte öncelik tanıyarak ba şandan başanya koşmasıdır. Bunun başfca bir örnegine, İkinci Dünya Savaşı sonrası Doğu Almanya'smda rastlıyo ruz. Almanya'nm en az gelişmiş bir bölgesir.de kurulmuş olan bu devlet, bütün yetenekli elemanların Batı Almanya'da bulundugunu gözönüne alarak. en son tekniklere, ve tasaca otomasyona önam vermlş, böy'.ece de kısa sürede kalkmmışUr. Arap dostlanraıa bu değerlendirmeyi çok iyi yapıp ona göre hareket etmelidir. Kimi Arap ulkelerine yürekten önerim de şudur: Çeşitli ülkelerin anarşistlerini (Ermenüer dahil) egitmeye ayırdüdan vakitlerini, paralannı ve güç lerlni ortak düsmanlan, tsrail'i yıkacak gençlerin egitilmelerine ayırsalar amaçlanna çok daha kestirmeden ulaşırlar. Bunun uışında, Birleşroiş Milletler Teş kilatı gibi bir lat degirmeninden rnedet de ummamalıdırlar. Çünkü burada su baslannı dev ler tutmuştur. Kaldı ki bu «Blrleşmiş Millet'.er» Ziya Paşamızm dizeleriyle: «Onlar ki, veriı laf ile dünyava nizamât / Bin türlü teseyjilp (rezillik) bulunur hanelerindef) türündendirler. Hak yolu, 120 milyon Arabm birleşmesinden geçmekte dir. AYDAN ELÇİBOĞA REHA OZ Nişanlandılar VEFAT Biga eşraftndan Molla Kadir Efendi ve Selime Harum'ın kızı; H. Leman Oider, Vehbt Yavuz"un anneleri, merhum Bedri Gider'in kayınvalidesi, Av. Müjdat Gider, Bilgin Gider'in anneanneleri, Sayguı Bedri Gider'in büyükannesi. Hatice Gi 1 temmuzda vefat etmiş, 2 temmuzda Topkapı Çamlık Mezarlığı'nda toprağa verilraiştir. Allah rahmet eylesin. GİDEB AİLESt TATİL ARKADAŞINIZ ÇİZGİ RLÂSIRLER Haftahk ÇizgiRoman Dcrgısi # Her dergiJe iinlii h;r kij'ik romamn umamı » Dorı renkiı kjpak i(it:de y^ • DEVRİM TARİHİ EMEKLİ ÖĞRETİM ÜYEMİZ, ÇOK DEĞERLİ HOCAMIZ, İYİLİK TİMSALİ ENVER KARTEKİNİ KAYBETMİŞ BULUNUYORUZ. DEĞERLİ AİLESİNE, D.T.G.S.Y. OKULU MENSUPLARI VE RÎEZUNLARINA BAŞSAĞLIĞI DİLERİZ. D.T.G.S.Y. OKULU MÜDÜRLÜĞÜ İlk sayı Jules Verne ORMAN İ L A N KADIKÖY ASUYE 1 HUKUK HAKİMÜĞİNDEN 1981/31 Davacı Nuray Arslan tarafından Koşuyolu, Uambccı sokak No: 16 Kodıköy adresinde ikâmet ecien davalı Alaatt'n Aslan aleyhıne acılan boşanma davasında Ddı gecenın aaresinm meçhuı olması ve yapılan zabıta tchkikatında do adreslerinin tesbıt edilemediği bildirıldığinden ilcnen teblığat yapılmasına karcr vsrılmiştir. Karar gereğince yukarıda adı ve adresi yazrtı davalı Alaottın Arsian'ın duruşTianın bırokıldığı 6.7.1981 günü saat 9.30'da durusmoya gelmedıği veya kendisini bir vekilie temsıl ettirmedıği takdırde hakkında gıyap kararı çıkartııacağınoan duruşma günü ve davet.ye teblıği yerıne kaım oimak üzere ilân olunur. YARIN Ç1KIYOR 2 0 Lira R«pro: 853 4181 Önleme girişimleri İsrail, Irak'm nükleer aları daki bütün faallyetlerinl adım adım izliyor ve durumlara uy gun ördemleri hemen alıyordu Reaktör kılttmrn Fransa'dak^ îabrikada uçurulması, Irak içir çalısan Mısırlı atom bilgininu Paris'te öldürülmesi, olayın l& bilgi taıuğı bir genel kadınuı da hemen arkadan öldürülme si, Pransa atom teknisyenlerı tıin mektupla tehdit edilmele ri, Irak nükleer projesine kat kıda hulunan Snia Techlv müessesesinin îtalya'daki bina sı önünde bomba pat!atılmas bu arada zikredilebüir. Ancals bütün bu girişimler reaktönir kurulmasmı geciktirmiş önle yememişti. Bu durumda şimd yapılacak şey reaktöru havaya uçurmaktı. tsrail bu işe «Bâ bil Harek&tı» adım verdl. Reaktörün uçurulması İçin "arayan olursa etap marmaranın ' yüzme havuzunda " (Bundan daha pratik bir çözüm olamaz. Cüneyt Bey her öğle yemeğe çıkarken, sekreterine bu notu bırakıyor.) L.LTKA MARMARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle