25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhurıyer 10 27 TEMMUZ 1İÎ81 "Yurt dışında ilk Türk tiyatrosu ALİ SİRMEN Kerhn Afşar, yort drçındaJd Bk sürekli Türk tivatrosnnu Berlln'de, arkadaşlarımzla birlikte kurmuş bulunuyorsunuz. Sanınm bu tiyatro tarihimizde biT olay. Ne zaman ve nasü kuruldu bu tiyatro? KERtM AFŞAR 1980 yıhnda, F. Almanya'mn Berlln kentinde, öünyaca ünlü Peter Stein yönetimindeki Sehaubünne bünyesinde kuruldu. A.S. Şimdiye dek kaç oyun oynadııuz, hangileri? K.A. Vç oyun. «Giden tez geri dönmez», «Keşanlı Ali Destam» ve «Talihli (İşgalci) Amele». Bu arada Ayla Algan'm sunduğu Yunus Emre ve Pir Svıltan Abdal konserleriyle, benicn hazırla ytp sunduğum. Sait Faik Abasıyamk. ve Orhan Veii KaraS gece leri oldu. Bu Sait Faik, Orhan Veli gecelerini «Yaşasın Edebiyat» başhğı altında sunduk. Ve dünyanm dort bir yanmdan gelnrıı* •binlerce kişinin yiizlerce îraksiyonunun sloganlarımn yanısıra, Berlin duvanna bu sloganı yazdık. Basında çok ilgî topladı. Bızim sanat sloganı «Yaşssm Edebiyat». A.S. Tahminen kaç seyirci geldi oyunlaruııza? K.A. Elimde rakamlar yok burada, onun için kesin bir şey söyleyemeyeceğim. Ama şöyle bir araştırma yaptılar. Berlin'de tiyatroya giden Alman oranı. % 5, bizim ortalamsmız ' i 40 oldu. Bu çok büyük bir oran. Bu istatistik salon sayısı ve oyun adetine göre çıkanldı. Büyük başarı oluyor bizim ıçin doftallıkla. A.S. Pekl seytrcileriniz yalnız Türk'iertlen mi oluşuyor? K.A. Türkler ve Almanlardan oluşuyor, çünkü ilk amaç, ikı topluma seslenen, iki toplumu yanyana bir araya getiren aynı camia içine sokan bir tiyatro yapmaktı. Yani, oradaki Turklert tiyatroya çekmek değU sadece gaye... İki toplumu biraraya getirmek, birbirlerine karşı saygı uyandırmak amaç... Cünkü iki kesim sürtüşüyordu sürekli olarak. A.S. Seyircllerinizln ne kadan Alman ne kadan Türfc'tü yüzde olarak. K.A. İlk iki oyunla ilgili araştırmalar var, % 40 dolayında seyirci Almandı. A.S. Pekl ba oyunlan lzlerken Almanlar nasü anuyorlar? K.A. Bir kere ellerinde Almanca olarak hazırlanrruş oyunu açıklayan metinler var. Sonra ilk ikl oyurrumuz müzikaldi. «Giden tez geri gelmezn'in ilk perdesinin ilk bölümü köyae geçiyoT. Köy düğünü, geleneksel giysilerimiz, halk müziğimiz Alman seyircileri ilgilendiriyor etfcliyor. Sonra kente göç var. Ondan sonra <ia Almanya'ya gbç oluyor. Bizim kadroda Almanca konuşan arkadaşlar var. Onlar Alman rolü oynuyorlar ve Almanca Türkçe, oyunun içinde. Alman seyircinin ı Tarzanca diyaloglar başlıyor ; elinde metin var. Ayrıca da, bu yarı Almanca diyaloglar var, oyu, nun içine girmeleri kolaylaşıyor. KeşanU Ali'de bir mürebbiye vardı. Fransız onu Alman yaptık, o da oyunu bir yandan kendi repliklerinde açıyordu Alman oyuncuya. Bu arada, «Giden tez geri dCnmez» de, Alman makamlarından oturma izni istenen bir bölüm vardı. Orada tabii Alman makamlan tüm soylenenlere karşın, çok katı davranıyorlar. Türk işçi kaduı şaşkın « / Bana oraya gidin diyorsunuz gidiyorum, / bu raya gelin diyorsunuz geliyorum, / yahu bir damga vurun şuna ne çıkar» diyor. Hemen ardından koro giriyor. Bizim Karadeniz havalanyla «Dünya tersine mi döner bir damga ile bir damga ile» Diye başlryor ve bir başkaldın havasıyla sürüyor sonunda da: «Damgala ha damgalaaa!» diye bitiriyor. Ba son damgalaa noktalanmca, salondan bir nara geldi. «Allaaanhh1.» Reaksiyonu bu adamm.. Nasü canı yanmışsa reaksiyon bu. Bir de bazı böîümler var. Hasso ile Hanzo arasında, Hanzo Hasso'nun ustası, Hasso'da temizlik işçisi, Hanzo buna Almanca birşeyler sbylüyor. Hasso. pek anlamıyor. Sonunda diyor ki, Anladım Hanzo anladım. Ah birgün sen biıim oraya yabancı işçi olarak gel de ben sana o zaman gösteririm. Bir de. Hasso'nun bir kızla randevusu var. Bizimltiler hep Cumhuriyel SORDU Kerun ' ) Biz Keşanlı Ali'yi koyduğumuî zaman bazı fraksiyonlar b i » karşı çıktılar. «Bu oyunun scsyal mesajı yok» dediler. Yanu sankı biz koyduğumuz oyunun ne olduğunu, tiyatronun ne olduğunu bi!m:yorvız'? Şimdi Keşaniı Ali'de ben üç rol oynuyordum Çakal Rüstem'de elimde tespihimle sahneye çıkıyorurr.. hiç konuşmadan sahnenin kenarma gelip şöyle «pîüüt» diye bir tühürüyonım. Bu çok rioşlanna gıdiyor. bizim insanlarırruz boyle tükürürler çiuıkü. A.S. şimdiye kadar dokunmadığımız bir konu var. Bir de çocuk tiyatrosu yapıyorsunuz? K.A. Eve: çok onemli. Çocuk tiyatrosu olayıru ıkıncı devrenin sonuna doğru nisan ayında çıkarabildik. En iyi giden de o oldu. Çünkü duyuruyu aoğıudan bir okula yaptı|ınızdi. okul aıp çocusları toptan getırıyor. Oiîaan sonra da oyun başlayınca. .sonunda yapmak ıstedigimız kendiliğınden oluyor. çünkü çocuklar da, katılıyoriar oyuna. Burada bir noktaya dokunmak istiyorum. Stein'ı şerek çocuk gerek büyük tiyatromuzda en ços etkileyen de bu oitiu. Şimdi Alman tiyatrosunda Alman seyirci gelıyor, oyu nu izlıyor, büyük biT emek çok iyi çauşılmıs bir oyunu Alman seyirci büyük bir saygıyla izliyor, hakkını veriyor ve sonunda alkışlıyor. HaîbuJu bızim tiyatroda. bizim seyirci, gördüğü duyduğu an pakiır küldür oyuna katılıyor, gülüyor lal atıyor, ya da şarkılara kaıılıyor. Hatta öyleîine katılıyor fcci. biz şaıkıyı dogru rlürüst soyieyemez oluyoruz. İşte Stein'ı etkileyen cle en çok bu oluyor «Yahu, diyor, bcnım seyırcim oyuna katılnnyor, iır de $u sızmkilere bakın» sonra soruyor, «Siz bu katıhmı nasü saghyorsunuz?» Biz sağlamıyoruz haîbvıki. bu bizim nalknnızdan geliyor. Bizimkıier oyx.ına »eldiğinde fcıyametler kopuyor. Çocvıli tiyatrosunda. çocuk lai atıyor. birisi saklanmışsa, sahneye haykjnyor, «koltugun arkasma bak» diye. A.S. Yani bir alışveriç başuyor. K.A. Tabii, mesela Keşanlz'da da bilmece koyduk. A^. Kl bu asıl metirnie yoktu. KJV. Yoktu. Bilmecej'i sorjyorlar oyuncuıar birbirierine, »• londan bilenler hemen bağırıp yamtı yapıştınyorlar. A.S. PeM Kertm Afşar, blraı önce, bazı fraksiyonlardan sör ettiniz bir de Berlin duvarma kendi sloganınızı yazdığınırı söyledinic siz hangl (raksiyondansınır? K.A. Biz tiyatro Iraksiyonundanız. A.S. S » yalnız ülkemizin değil, yeryüıünün de en büyük «yatro fraksiyoncularından birinin Muhsin Ertufrul'un öğrenclsislnİT. b« sloganlara. fraksiyonlara ya da Iktidarlara tutsak olm*dan tiyatro çabanızı sürdümıenizde acaba onun etkisl mi var? KJV. Hiç kuşkusuz, Muhsin hocamm etkisi var. beni yetiştiren odur. A.S. Peki Almanya'daki bu 1.5 Z yıllık ueneyimizin başlangv cında »izi yalnızca Stein destekliyordu. Sonra Schaubühne içinde öbür elemanlar da sizi destekledüer mi? KA. Stein ile yaptıgımız son toplantıda şöyle söyledi: «Biliyorsunuz, başlangıçta sizi yalnız ben destekliyordum. Ama, üç oyunluk deneyiniz sonunda tiyatronun büyük çoğunluğu sizi destekliyor. Aynca size bir itirafım var. Ben sizi kendi egoizmimden destekliyorum. Çünkü sizden çok şey öğreniyorum.ıv Doğallıkla Stein'in bu son sözleri bizi yürükiendirmek için yapıîmış bir alçakgönüllülüktü ve abartmalıydı kuşkusuz. A.S. Peki Türkler Almanlar Ue yanyana bu oyunu sevrediyerlar. Daha önce beHrttinlz. Almanlar bu oyunlan izledikten sonra, Türkleri yalnızca, btr el emeği olarak görmeyip, onları geleneksel kültürtt sanatı olan köklii bir toplumun insanlan olarak görnte ye başladılar. Peki ya Türklerin tepkisi ne oluyor? K.A. Onlar da, bir rahathyorlar. O ezilmişliklerinden kurtuluyorlar. Çevreye bir anlamda «görün bakın biz de varız. Bizim de sanatımız, yapıtımız, kültürümüz var» gibilerden bakıyoriar. îşte biı buyuz. bizim de anaımz, babamız var diyen çocuklar gibiler. Davranış bana hep bir olayı anımsatır. Eşinıden ayrıldığım zaman, kızım Pınar'ı görmeye giderdim. Hiç gece orada kalmazdım. Ama, o zamanlar küçüS olan Pınar arkamdan tüm mahalle çocuklarır» duyuracak şekilde bağırırdı. ıBaba aksam sakın ha eve geç kalma!» \S. Peki Schaubühne tiyatrosu, devletten, daha dofcrusu BetUn Senatosu'ndan destck göriiyor. Slze karşı Berlin Senatosu'nua tutumu ne oldu? K.A. Bizim deneyimi2 Berlin Senatosu'nu etkilemıştt, oluralu bir bava yaratmıştı ki, yenl saçitnler oldu. Senato'da iktidar degişü. Şimdi her yenl iktidar gibi onlar da kendi sorunlanyla meşgul. Ama sanıyorum ki, olumlu deneyi destekleyeceklerdir onlar da. Zaten basmda da, «Bu olumlu deneyi sürdürmezsek yazık olur» öiye bir çok yazı çıktı. A.S. Türkler ile Almanların yanyana, ama ayn dünyalarda yaşamalanndan yakınan Senato, Türkler ile Almanların dirsek dlr. seğe blr oyunu lzlerken ortaK bir şeyleri paylaştığının hilincitıe Tanr ve bu deneyi sürdürür dllerlz. Bir son sorum var: Tiyatronuzu oluşturan arkadaşlsrın adlannı verir misiniı? K.A. Bu tiyatroda profesyonel olarak ilk kuruluşunda davet edilmiş sanatçılar, Ben Ay;a Algan, Şener Şen, bir de biz daha gitmeden önce Berlin'de bulunan arkadaşlar vardı. Orada amatbr bir tiyatro kurmuşlardı. Şimdi onlar da bizimle profesyonel olarak çalışıyoTİar. Bunlar Suavi Eren, Engin Akçelik, tiyatroda hiç çalışmamış. Berlin Üniversitesi'nde okurken, bize batılmış olan Yekta Arman, Kaya Gürel adlı arkadaşlarımız. A.S. Teşekkür ederim Kerim Atsar. Kerim Afsar « kimdir? llköğrenimini Çanahhale'de tamamladı. Ortaohulda ilk kez imatör olarak sahneye çıktl. Daha sonra bir yıl kadar sanat lisesine gitti. Tiyatro tutkusu peşini bırakmadı. Sonunda ekoncmik gücü fazla olmayan aüesini ikna ederek Devlet Konservatuanna girdi. Ebert ve Muhsin Ertuğrul'un öğrencisi oldu. Uzun vıllar Devlet Tiyatrosunda Shakespeare'den Anhur Miller'e kadar bir çok ustamn oyunlannda bcşrolü oynndı Devlet Tiyatrosunda son oynadığı oyun, Küheylan oldu Dublaı çalışmalarından başha, sinemada da rol aldı. Kerim Afşar orkodaşımız Ali Sirmen'le birlikte. "Amacımız Almanlarla Türklerin birlikte aynı oyunu izlemeleri. '99 Banhoît Zoo"nun or&ds. dola^ıyorlar. Hsısso'da kızı Banhoö Zoo' da bekliyor. Oysa randevu Richard Wagner Platz'da, Hanzo yine Hassoya Almanca olarak anlatıyor durumu Zoo da olrnadığını söylüjor randevunun, sonunda Hasso anlryor ve Almaıuann da bir şeyi anladıklan zaman söylediklert gibi kl bunu bizim Türkler de kullamyorlar Ah Zoo! deyince Hasso, Türk Alman kahkaha ve alkıştan inliyordu salon. A.S. Peki bn üç oyunluk uygulamanız »onunda, Alman tJasınında çıkan eleştiriler, kurduğıınuz tlyatronun, Türk ve AlınanJarın karşılıkh kültürlerini birbirlerine tanıtmak, bu iki toplumu yakınlaştırmak açısından bizi başanh buluyor mu? K^A. Alman basınmda çıkan eleştirilerin hepsi oîamluydu. Bir eleştiride, «Bakın Türklere de nasıl tiyatro yapılacağını göriin» diyordu. Ben bu eleştiriyt biraz abartümış buluuğumu da söylemek isterim. Yalnıs bir sorun var. Son olarak Peter stein ile birlikte bir toplantı yaphk. Bu eksiklerimizi saptama amacmı güden bir toplanU iui... Yani bir özeleştiri toplantısı. Orada da belirttim. Batı Berlin'de 120.000 kayıtlı TUrk var. Hatta diyorlar 150.000 çıîsar. Ama Berlin dişmda Bstı Almanya'da 1 müyondan fazla Türk var, hatta Belçika'da var, Fransa'da var, Hollanda'da var. Biı bunlara yeterince •ulaşamadık, tumeler yapamadık. Hiç gitmedik degil. Gittik... Üç defa Dusseldorî'a ııçakla gittik Essen'e gittik, Duisburg'a gittik. Ama, bütün Almanya'ya mesela Koln'e, Hamburg'a, Münih'e gidemedik, turne olayını tam olarak lşletemedik. Bunu organtzasyon eksikliğinden ve maddl olanaksıı lıklardan yapamadUc. A.S. Pekl önümüzdekl dönem tçin turne ol»yını jeUşttrm«»1 planhyor tnusunnz? K.A. Planlıyoruz, düşünüyorus, ama her zaman olmuyor. Çünkü dediğim gibi, bu hem bir organizasyon soruau, hern de maddi olanaklar sorunu. Ama hedef bu. Schaubühne, basta Peter Stein olmak üzere buna çok açık. A.S. Peki sizin Türk seyircileriniı arasında ilk kez tlyatroy» gelenler de vardı sanıyorura. Hiç onlarla oyundan sonra, salonda konuşup tartışdığmız oldu mu? KJı. Oldu tabiı, mesela bunlardan birisi işçiydl. «Ben geldim oyunu gördüm, müziği giysileri hoşuma gittl. Arada bizim sorunlara da dokunuyordu ama, yeterli değildi. Niçin bizim sorunlanraızı daha çok ortaya koymuyorsunuz?» dedi. Ama, bu öyle bir olay ki. tiyatro daha kuruluş halinde, yazarlan olmah ki, bütün dertierini sosyal yaşantüannı görsün, getirsin sahneye biz de oynay&lım. Ayrıca bir tiyatronun kumluşunda, sait sorunlan slogan gibi sahneye getiremezsiniz, çünkü o da belirli bir topluluğa seslenir. Oysa yeni kurulan bir tiyatro seyirciyi kendine çekmelidir. Tiyatroya gelen adam biraz da gülmek eğlenmek, kendi ülkesine ait ezgıler duymalc, motifler görmek istiyor. Pu insanlan tiyatroya alıştıracaksımz çekeceksiniz ki, ondan sonra mesajımz varsa verin. Sehirlerarası otobüs tarifelerine zam yapıldı ANKARA, (ANKA) Şehlrlerorası otobüslorde bllet ücrotlerlno zam yapıldı.. Zammın, Ulaştırma Bakonlığınca daha önce tovan va taban olarak belirlenen ucret tarifesinl oşmadığı bildirildl. Otobus işletmslsri, ıryguladıkları ücretleri, Ulaştırma Bakanlığının tavon ücretine cı kardılar. işletme vöneticüerl, bilat zammma petrol tiyatların daki artişın yolactiğını bildirlr lerken, uygulamaya bayram nedeniyle talebi arttığı bir dö nertıd» başlanması dlkkatl çekti. Zamdan »onra IstonbulAnkara yolcu taşıma ücretl«rl 500"den 600 liraya, Ankara İzmir 600'den 700 liraya, Izmirİstanbul 650'den 800 llraya. An karaAdana 600de 670 llraya AnkaraAntalya 600'den 750 liraya, AnkaraTrabzon 850'den 975 liraya AnkaraSamsun 500' den 550 liraya AnkaraMalatya 750'den 850 liraya Anka raDiyarbakır 900'den 1100 liraya cıktı. Marmariste doktor bir baskan var Esi de ker,disi d« K. M»raşiı olan Marmaris Belediy» Başkanı Dr. Adil Olçay, «Msrmaris'e oldnm bittim hayramnıdır» diye söze basladı. Ankars'da doğum doktoru olarak uzun yıllar çaüştıktan sonra tayinini buraya istemiş. Marmariste dolaşvrken hep kötü şeyler gözüne ilişiyormuş. İçinden, «ben Beledira Basksnı olsam, çntra şuım rap»rdım» drjre tteçlrtrmis. Milli GUvenlik Konseyl'nln yıljn ömelc Belediye Beisi diye seçtiği Dr. Adil CHçay şunları anlaUyor: «13 eylül sonrası komuUnl»r ban» bu ödevt Terdlkleri zaman sanlri 40 TÜdır bn istevmlsim çibl tnatuma «eldlm. Gelmemle de bitlUrte o düslerlmi Rerceklestirmefce süratle başladun. önce rrnSârenk binaların btyaza bovanmasını halktan ric» ettim. Dinlenıeyenlere ceza kesme%e başladım. Dlrenenleritı kapısına bova alıp ırtttbn. Ba ıılannı kendîm boyamaja hasladım. Yüznnmaralann temirliii, lokantalann dışarıy» tarife asmasmı, sahilin halk» açılmasını ilk plana aldım. Buraya verleşen llerict çençlerden ODTÜ mezunu ve yedi yü Isveç'te çalısuı O^uı öztuıcu adlı bir tnimar arkadaştan yardun Istedün. Her Işinl bırakh. Tttım kasabamn eorünümünü drğistireeek olan netis bir plam eecesini eündüzune kaUrak beş para almadan çiıdi. Yalnız çlzmekle kalmadı. bilfül yardrm etmeğe basladı. Onun cibl dısarda yularca va.şamıs bircok aTkadas ve tstanbuldan bnrava yerleşmek için gelenlerin inanılmaz katkısı ile Marmarls'i çok kısa aamanda KÖrdüğttnüz hale ce* lirdik. Gazinolannı yıktığun mal sahiplerinderı baziları bana ne kadar desteb oldnysa Wr kısnıı da ölüm tehditleri ile karsıma çıktilar. Bunların çoîu politik güçlere dayanarak vaktiyle olmadık yerlere insaat yantınnanm rahatheı icindeydiler. Ama onlaTa da vaadetttffim (ribi başka ver lerde isyerleri hazırlıvorum. Kısa sürede teslim edilecek bu binalarda eskisinden daha ivi sartlarla para kazanacüklarına simdj kendileri de inamyorlar. Sahll boyunca inşa ettiğinıiz kivoskları >iUlğı 3*5 bin lirndan oeşin kirava vererek elde etti&im milyonlarca liralık tîeliri kasabanm eüzelleşmesi için kullandım. Marmarls'in veni seklini eören Turirm Bakanlıjı bize bu yılki ftütçesinden önemli bir katkida bnlundu. Twistlerin bn küçflk hudut kapısını Oğuz öztuıcu çlzin bitirdi. 24 saat açık olan Kamhivoda Kmana vanaşan yatlı turistler her an para bozdurahilivotlar.» Belediye Baskanı Eelirinin hüvlik bir kısmmı kestigi cszalardan kaTşıladıgım anlatırken kahkahayı basıyor ve şun 2 AY ASKERÜK EĞİTİMİ YAPACAKLARIN 28 AĞUSTOSA DEK BASVURMALARI İSTENDİ ANKARA, (a.o.) Yurt dışında calışan ve eylül ayında iki aylık askerlık eğitimine ta bi tutulacak olan yükümlülerin 28 ağustos cumo günu ca lışma saati bitimine kadar, Burdur Askerlik Şube Başkon lığına başvurmalan gerektiği bildirildi. Milli Savunrr.a Bakanlığı'ndan alınan bilgiye göre, Burdur Askerlik Şube Başkanlığınca. rnazeretler dolayıs<y!a gecikmiş olanların sevk işlem leri Ise, 29, 30 ve 31 oğustos gunlerinde de sürdürülecek.. Burdur 58. Er Eğitim Tugayı'nda 1 haziran tarihinde sllah altına alınan bedelü asker ler iki aylık eğitimlerini ta; mamiayarok dün terh s «dildl ler.. Dördüncu dönsm oiorak ylne Burdur Askerlik Şubesl tarafından sevk işlemler! yapılocak oian bedelli askerler, 1 ey lül sclı günu Burdur 58. Er Eğitim Tugayı'nda silah altına a'ınacaklar.. Dr. Ali Olcay, Marmaris'i adeta değîştirmiş I Sahiller açılmış, gazinolar kaldırılrmş, esnaf kontrole almmış, evler badanalanrmş. Yalnız kentte altyapı hizmetleri hâlâ bir sorun.. ı Belediye Başkanı, «Esnafa ceza kesmediğrm gün rahatsız oluyorum, Denetlediğim alatranga tuvaletin üstüne çıkıp etrah pisleteni kulağmdan tutup cezayı oracıkta kesiyorum» diyor. lan söylüyor: «Artık o hale geldim kl ceza kesraediinm eün rahatsız oluyonım. Bazen genel yuznıı maralara ani baskmlar vapıyorum. Alafranea tuvaletin üstüne çıkıp ctrafı pisleten vatandaşı kulağından tutup aşaEiya indiriyor ve oracıkta cezayı kesiyorum. Baıen üstüme hücum edenleri pataklıyorum. Ömrümde küfür e^ mezken bu Beledive Baskanlıçınıian sonra sunturlusunu ösrendim. Amacın devlet var dımı almadan kendi vaeımi7BELEDİYE BAŞKANI Marmaris e 12 Eylül'den sonra Belediye Başkanı olorak atanan Dr. Adil Olcay, aslen K. Moraş'lı. Ama Marmaris's yer'eşmiş. Göreve geldiklen sonra bazı cevrelerce ölümle bile tehdit edilmiş. Ama o yılmamış, Marmaris'e yenl bir yüz getlrmiş. Şimdl herkes «Allahı var, onun saycsinde adam oluyoruzı diyor. den earpiîrms. Emekii maasmın kaç lira oldugunu so runca afzırıdaki pipoyu birkaç kere dilinin üzerinde gez direrek, «tnsan bu miUetin parasını almaça ııtanır. Bak Belediye Başkanı hir kere bile maaşııu almadan bizim kasanayı ne hale ttetirdi. Ben utanmadan doknz yılcik savaştım dlve para nu isteİ diyor. Gerçekten Adil Bey başkanlık maaşına dokunmuvor. Hastanedeki Relirinin ye terli olduğımu söyledikten sonra, «Bu yıl dünvaya getir diçim bebeklerin hepsi o£lan oldu. Büvüyiince bana onlar bakacak* divor. Marmarisli erkekler kadın lanna kıyasla çok tembel. Nedenini havanın sıcaklıgv na baglıyorlar. Ancak kadmlar an gibi. Ne havası ne sı cagı onlan etküemiyor. Sabahtan akşama kadar ev işi. çocuk büyütme ve turistlere sattıklan el isleriyle uğraşıyorlar. Ve hepsi güler yüz 1U. Mayoyla gez«n turistîere dönüp bakan yok. Arada sı rada bakanlan sörürlerse Marmarislüer. «Salnn lıizdrn sanmayın. Kötü bafcanlar hep dısardan eebne» diyorlar. Gerçekten Marmaris'e dışardan gelenler verlilerin sa v:sını çoktan aşrmş. Asıl nüfusu 7000 olan Marmaris vazları 50 bir.e çıkıyor. Bun ların cofu iş yerleri açmak icin bilvük kentlerden özeîl:kl« rtoguöan ve Karadeniz'den gplree halk. YARIN: MARMARİS SÜRGÜNLERt GAZETECİ GÜNGÖR YERDEŞ'İN DURUŞMASl BUGÜN BAŞUYOR ANKARA, (Cumhuriyet Büro su) Son Hovadis gazetesinde yazdığı bir yazıdan doiayı hakkında dava acıian gazetec Gungör Yerdeş'n yargılanmasına bugün Ankoro Sıkıyo netim Komuîanlığı (2! Numaralı Askeri Mahkemesinde baş lanıyor. 40 gündür tutuklu bulunan Güngör Yerdeş hakkında, Sıkıyönetim Askeri Savcılığı Türk Ceza Yasası'nın '[oS'i ve 142'4. 6. maddeler! gereğ'nce 12 ,yıl hapis Isterniyle dava acmıştı. Marmaris'teM tüm lokanta ların kapılarına kocaman yazılaria yemek îiste ve fiyatı astıran Adil Bey yıldırım baskuilar tertipleyip bunlarm geroekleştirilmesini saglıyor. Asmayana cezayı kesiyor. Bazen bardakların tistündeki ufacık bir lekeyi lokantacmın burnuna sürtüp «Bir kere için af ederim, selecek sefere yakalarsam yakarvm» divoı. Lokal sahipleri, şoförler jriyimlerine son derece dikkat ediyorlar. Yol !ara tükürerıler siddetle ce Kandilli Iskelesi'nin yapımına baslanması içîn Denizdlik Bankası'ndan tahsisat bekleniyor tstanbul Raber Servisl Kandilli Iskelesi'nin onarırm için DB. İnşaat Müdürlüğü'nün bankadan tahsisat beklediği öğrenildi. Kandilli îskelesi, yaklaşık 3.5 yıl önce Liberya batıdıralı Metoviç adlı yük gemisinin çarpması sonucu tahrip olmuştu. YıJalan iskeleye daha sonra duba bağlanrrnş ve yolcular, iskelenin kalan bölümü ile dubadan geçebilmek için sallantıh bir köprüyü aşmak mecburiyetinde bırakılmışlardı. Edinilen bügilere göre, Iiberya bandjrah geminin sigortacısı tarafmdan tazminat ödenmesine karşın iskelenin yapımına ilişkin ciddi bir gelişme kaydedilmedi. Denizcilik Bankası İnşaat Müdürlüğü'nce yapüan üı celeme sonunda iskeîerün 2330 milyon liraya onarılabilecegi saptandı. Konu Denizcilik Bankası Genel Müdürlügü'ne iietiidi ve tahsisatın ayrılması 1 çin karaî beklendi. Kandilli'de oturan yurttaşların tepkisine neden olan gecik rnenm tahsisat yoklugundan kaynaklandığını bne süren yetkilüer, yaz kış bir barakada çalışmak zorunda bırakilan me murlarla yolcuların durumlannın üzüntü yarattığını ve iskelenin en kıS3 zamanda onanlması için çaba gösterildiğinı vurgvıladılar. Fotoğrafta, her an çöknıesi beklenen sallantılı köprü. vapura binmeve çahşan yurttaşlar görülüyor. (Fotoğraf. Ender ERKEK1 Yunan Adalan ve... Leyla UMAR la kavrulırp Marmarls'i daha eüzel vapmak.» Ancak alt yapınm vaktiyle düşünülmemiş olması bugün Marmaris'te susuzluk, elektriksizlik ve baçka mahzurlan su yüztirıe çıkanyor. Örnegin sivrisinek mucadelesinin çok büyük çapta yapılması şart. îçkisine buz kanş tırmak isteyen nıriste elektriğin bütün »ün kesik oldııftunun nedeninl anlatmak çok eüç. Hükümetin bu :şi ciddiyetle ele alması gerek. zalandınldığından ük defa bir Türk kentinde tükürük kollamadan gezinebilmenin rr.utluluğunu duytri'Orsunuz. En gencinden en yaşlısma, tüm Marmarislilere Adil Bey için ne düşündüklerini sorun ca hemen hepsi, «Allahı var. onun F.ayesinde adam oluyoruz» diyorlar. Mehtnet Hekimoğlu admda 83 Naşındaki en ya$lı Marmarisli ile sohbst edivo ruz. Kurtuluş Savaşında <5o kuz yri bir jrün eve dönme Heybeliada'da seyyar satıcı çalıştırılmıyor lstanbul Haher Servisl Heybeliada'da seyj'ar satıcılarm çalışması tümüyle önlendi. Yurttaşlar, iki haftadır Heybeliada'da hiç bir surette seyyar satıcılann dolaşmasına ve satıs yapmalarma izin veriünediîini, haftada bir kez kurulan oazar yerlerindeki esnafa da, önceki gün akşam saatlerinöe satış olanağı verilmecüâini belirttiler. Böylelikle. halkm mey ve ve sebze ihtiyacınm sadece tstanbul HaU"nden gelen mal!an satan manavlardan karşılanabilüiğini ve yoksul kesimin ııcuz taze meyve ve sebze terrjn edemediğini ifade eden adalüar, «Herkes adada oturanları milyoner sanıyor. Oysa, adalılar Yalova ve çevre köylerden gelen ucuz rnevve ve sebzeden çok isliıade ediyorlardı. Adada yıllardır çarşamba günü kurulan pazarda, salı aksamlan geç saatlerde satış ya pılmasına izin verilirdi ve işlerine g:den ev hanımlan ahş veriş yapabüirlerdi. Şimdi ise. bu olanaktan yoksun kaldılar» dediler. S1CAKL1K ARTACAK htanbul dun hafif esinüli oîmafe!o birlihte sıcak bir gün yaşadı. Meteoroloji ilgilüeri sıcatelığın dün 31 dereceye kadar yükseld.iğini bildirdiler. Yurtta tiün en sıcak hentimiz Antalya oldu. Ba kentimizde sıcaklık 42 dereceye kadar yükseldi. Hava $ıcakhğm\n tüm yurtta daha da artacağı bıldirüiyor. Dünün tatil olmasından yararlanan İstanbııllular plajlara akın ettiier. Ayrıca mesire yerleri de Ramazan olmasma karşın, İstanbullulann ilgi gösterdihleri yerler arasındaydı. Fotoğrafta dün plajları dolduran İstanbullulardan bir bölu.mü görüyorsunuz (Fotoğraf; Erdoğan KÖSEOĞLU)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle