Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet OLArlAR ve GÜRÜŞLER zenlenmlşHr kl, belll bölgelerden gelen Işçiler, belli uzunlukta bir duvar örer, Işi bırakırlar. Başka blr bölgeden gelen halk İse onu sürdürmez, başka yerden örmeye başlar. Böyleoe tüm duvar üstüne kimsenin bir bildiğı yoktur. Ne zaman biteceğı de kestirılemez. Oyle ki. bu duvann gerçekten düşmana karşı mı yapıldığı sorusu belinr insanın kafasında. Halkı Melih Cevdet ANDAY düşmanla uyutup, duvarla oyalamak olasılığı da gelir akla. Boyuna baştan başlanılan, sonsuza dek bıtmeyecek bir duvar, msan eiinin işi olmaktan çıkmış, İnsana egemen, yabancı mış okın özunü aramakta, onu, blr mltos gibi yapıtlan, şu ya da bu nitellkte blr bunalımın usdışı nlteliği içlnde Işlemektedir. Öyle kl, yar bir güç olmuştur artık. Kimse kanşamoz ona. ürünudür. ödev yazgı karşıtiığı tra|ık bunaGelelim «Şatoı adlı büyük yapıta.. Şato'gıclar, adalet sarayının en yuKan katlorında lımı, istek ıstenç karşılığı romantık bunaiımı dan bir kadastrocu çağrılmıştır. Kodastrocu, blr oturmakta, yanlanna gelmek isteyen avukatdoğurur. Çağdaş bunalımların temelinde ise, akşamustü, karanlık basarken Şato'nun köyüları, sılle tekme merdivenlerden aşağı atmakyabancılaşma olgusu yatmaktadır genellikle. tadırlar Avukatların bundan yılmayıp yeniden ne varır, varır ama Şato'ya gıremez, hep köyİnaklor (dogmalar), tanrılar evreninın saldığı merdivenlere saldırmaları, yargıçlarla ancak de kalır. Bekler, ilışki kurmaya çalışır, sabrekorku, gercek dünyanın yoksanması, emek söonları yorduktan sonra konuşmayı başarmalader, dırenır... boşuna! Hattâ ona, bir kadastromürülürken ış ile Işgücünün ayrıştınlması, zen rı, bunalımın yanına gülmeceyi de katar. Saglnliğln ayrıcalıklılara özgü saydırılması, ada cuyu gereksemedıklerini bile söylerter. Herkemk, sorgusg yapılmadan idâma yargılanır. Kaf letln egemen sınıflar yararına Işletilmesl, insasin mülkünün smırları kesin olarak çizılmiştir, ka'nın llerrye dönük yalvaççd bir sezglsi miynın aşağılanması, yalnızlığa, zavallılığa, umarkimsenin bunu yenilemeğe nlyetl yoktur, mülkdi bu? sızlığa itılmesi, işkencenin doğaılaştırılması suzlerin bile. Güc durumdadır Kadastrocu. fasağduyunun hiçlenmesl, yüzlerce yıllık savaşıBir öyküsünde, Köstebek türünden bir kat döngerl edecek deöüdir. mın ürünü olan insan hak ve özgürlüklerinin toprak altı hayvanının, yuvasını güvenlik Içlne Ne anlatılmak isteniyor bu uzayan davaçığnenmesi, savaşın zorunlu kılınması, ırkçıalmak İçin dur dlnlen bilrneden çalışmasını an larla, sanığın çağnlmadığı yargılarla, toprak lık... Yabancılaşmanın görünüşlerlnden bir kalatır. Toprağa girmek için açtığı deliğin üstüaltındaki yuvasında kalp çarpıntısından ölecek çıdır. işte Kafka, bu gerçeği derinden duymuş nü otlorla örter; fakat düşman bu deliği bulur kadar korku geçlren Köstebekle, parcalan bağ çağdaş bir yaratıoıdır. Onda, tembel kataların da içeri gırerse korkusu İle, kaçabilmek İçin lanmadan orüien ve yapımı bir türlü bitmeyen duraksamadan sandıklan gibl, umutsuzluk debaşka bir dellk daha açar, soluk soluğa yeryüduvarla, Şato'ya gıremeyen Kadastrocu ile? ğil, insanın dayanma gücüdür dıle getirilen. züne bir baktıktan sonra gene içerl dalar, bu Voksa bunlar bırer simge midır1' kez orta yerde daha güvenli bir odaoık kurar Yazında en yanıltıcı sözcüklerden biridir Roger Garaudy, bu konuda şöyie dtyor Yorgundur, acıkmıştır; blraz uyumak, biraz bir «slmge», gizlenmiş bir düşünceyi eğretileme Kafka'da Inanç, umuttur; İnsanın, yaşamındaki şeyler yemek Ister; fakat bu kez toprağın Içinyolundan anlatan nesne ya da başka bir düyabancılaşmayı aşmak zorunda olduğuna, cşo den gelen blr gürültü duyar, düşman yaklaşbileceğine kesln guvenidir, hattâ bu aşmanın şunce anlamına. Hiç bir gerçek yazar böyle maktadır; uyumayı da, yemeyi d» bırakıp yukendisini nereye götürdüğünü açıkça görmebir yönteme basvurmaz. Ama slmgeieşme klml karı fırlar. Korku, tedlrginlik, yorgunluk böylese bile.» Sonra şunlorı ekliyor: «Yabancılaşyapıtta kend'liğinden oluşur: İlkörreklerin nesce sürer gider. İnsanın durumunu hayvanla mı manın köklerini sökerek dünyayı değiştirmek nel olarak gösterilmesi demektir bu: başka bir anlatmak Istemektedlr Kafka? Öykülerlnin bTr çareterini görmeaiği ve göstermediğl lcin hic deyışle. Mıtos'un öyküleştiriimesi Kcfka'da oçoğunda boyle yaptığı lcin. bu soruya «evet» de iyimser değildir. Hiçbir zaman, dünyanın lan budur. Topluluk ruhunda yokluğunu ya da yanıtı verilebilir; ama onun amacı, insana. saçmalığını ve uğursuzluğunu kabul etmediği yozlaştığmı sezdiğı şeyin ilkörneklerini ortoya hayvandan kurtulması gereğini duyurmaktır İçin kötumser de değildir. Kadere boyun eğatar Kafka, nesnelerle göstenr bunu. yoksa gerçekte. Cünkü dışarıya kapanılamaz, kaçmiş bir kimse hic değildir.» simgeler nltına giz'emez Ama llkörneklerin mak olanağı yoktur. Olsa olsa, dünyayı değişnesnelerle tanıtılması, gene bir tür simgeler dlKafka'daki bunalım, çeşitll yabancılaşmatirmek sözkonusudur. Ama Kafka bunun yolujisl doğurur, ancak vukardaki tanımda kınaların ürünudür. Sözgelişl, Dâva adlı büyüVc ronu göstermez; blzl yabancılaşmanın blllncl İle nan cinsten değil. manında cAdaleU, hem bunaltır, hem güldükarşı karşıya bırakmakla yetinir. Ostünkörü Yabancılaşma'nın destan ozanıdır Kafka, rür. Dâvâlı, mahkemeye verildıkten sonra, büblr lyimserlik değildir onun izleği (tema'sı), köuzun sure anlaşılmamış, sonra da yanlış anlatün ışını gücünü bırakır, avukatının evine uşak tümserlik artistik blr mltos durumunu alır onşılmış, haksızlığa uğramıştı. Yabancılaşma en olarak girer, mutfakta yatıp kalkar; hasta olda. Gerçeğin sanatça blr yorumudur bu. eski dertlerinden biridir insanoğlunun: Kendl duğu için sürekli yatakta kalan avukatının yaelimizden cıkmış şeyleri, bızim dışımızda olCin Duvarı öyküsünde, İmparatorun, kunına arada bir sokulup dâvâsının ne durumda muş saymak, buna inanmak. Hani Tevfık Fikzeyden gelecek saldınlara karşı bir duvar örolduğunu sorar, fakat ondan beklemesı gerek ret'in bir dizesi vardır, «Pıılunu kendi yapar, tiğı karşılığını alır. Dâvâ uzamaktadır. Dâvâlı. dürme olayı anlatılır. Fakat burada llglnç okendi tapar» diye; o sözü ilk söyleyen Yesua yargıçları goremez, yasaları arar bulamaz. Yar lan, duvarın bir baştan öbur başa, sürekli olapsygamberdır, puta tapanlara söylemış Yagıçlar onu mahkemeye çağırmak gereğıni duy rak yapılmamasıdır. Duvar parça parca ortayo mazlar, sanığa ne dıyeceğini sormadan kararbancılaşmanın ilk tanımıdır bu. Mülkiyet de çıkmakta ve bu parçatann arası hep ocık ka> larını verirler. Olacak şey değildir bu elbet. övle değil mı? Kadastrocunun duvarı diblnde moktadır. Böylece de halk, bir türl u bitmeyen, adalet ilkelerı ile bağdaşmaz. Fakat Kafka, sona ermeyen bir Iş iclnde didinip durur, da kaldığı, içeri giremediği Şato?.. Sanığın çağnl1 adaletin gorunüşünü değil, insana yabancılaşha doğrusu oyalanır. Yapının tekniği öyle dü madığı mahkeme '.. Btmeyen duvar?.. 19 HAZÎRAN 1981 leştlrman Mehmet H. Dogan, çok başonlı blr çevirmen de. ikl çevirislni okudum son günlerde; genc Sovyet ozanı Vomesensti'nin şiirleriyle, Roger Garaudy'nın (Kıyısız Jir Gerçekçlllk Üzerine» adlı kitabı. Voznesens ıl'nln şürlerinln klml ingilizce cevirilerlni okunuştum, yeteneklj bir ozan; onlar da, Mehmet i. Doğan ile Turgay Gönenç'in çevirdikleri de, )u ozanın çabasını, dünyasını anlomamda et:in oldular; ama cevrilmiş şilrlerde yapıyı, işçliği anlayamadığım, ya da bundan kuşkuya füştüğüm için tam bir kanıya vardığımı söyeyemem. Burada Roger Garaudy'nin kitobı izerinde dursam daha lyl olur. E Putataparlık Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet MatbaacılJc ve Gazetecihk TA^. adına NADtR NADİ Genel Yaym Müdürü HASAN CEMAL Müessese Müdürü EMİNE UŞAKLIGtL Yazı Işleri Mıidürü OKAY GONENSİN Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacıiık ve Gazeteciiık TA.Ş., Cağaloğlu, Türkocağı Cad. 39 41, Posta Kutusu 246 tSTANBUL TEL.: 20 97 03 BÜROLAR: • ANKARA: Konur Sokak 24/4 YENİŞEHİB Tel.: 17 58 25 17 58 66, îdare : 18 33 35. 0 ÎZVIİR: Halit Ziya Bulvarı No.: 65. Kat: 3. Tel.: 25 47 09 13 12 30. • ADANA: Atatürk Caddesi, Türk Hava Kurumu Işham, Kat 2, N o . : 13, Tel.: 14 550 19 731. T A K V t M 13 HAZÎRAN 1981 tmsak Güne? öğle Ikindi Akşam Yatsı 3.09 5.26 13.15 17.16 20.43 22.47 Ama Roger Garaudv'nın, üç sanatçıyı ele ılan kitabında da benzeri bir durumia karşıoşacağız; cünkü bu üc sanatoıdan birl, ünlü Fransız ozam Saint John Perse. Bir ozan, jiirleri sözkonusu edllmeden anılabilir ml hicl Ötekl ikl sanatcıdan birj de ressam, Picasso. Dnun lcin de blr başka türlü sakınca var; Roger Garaudy, onun en önemll resimlerinl ele ılıyor tarih sırasıyla. E... bu ünlü sanatçının (•apıtları bizde pek bilınmez k| sözünü edeBin Üstelik Picasso üstüne yayımlanmış bir yığın Incelemenln bizde hio birl yok. Geriye <afka kalıyor. Ben de onu konu edineceğim bu yazımda; cünkü Kafka'nın başyapıtları dilimlze cevrtlmlştir, yazın rneraklısı okura yobancı değildir bunlar. Ancak, Kafka konusunu açmadan önce, fKıyısız Blr Gerçekçllik Üzerine* adlı kitabın cok önemll bir özelliğinı belirtmek isterlm. Garaudy, bu üç sanatçıya ilişkin birtakım yaygın yorumların yanlışlığını, büyük bir yetkı ile ortaya koymaktadır. Bu yetki. hayran olunacak bir bllgl va duşünme gücune dayanıyor. Hele blzimkl gibl, kanıların kulaktan edinilen yorumlaria oluştuğu toplumlar için, bu tür kıtaplar çok gereklldir. Uyarıcı, öğretıcl, sarsıcı. A. Gide, Dostoyevskl üstüne yazdığı kıtapta, kışiler ve olaylara İlişkin yaygın yargılara, hazır reçetelere okurun yatkınlığını belirtmişti: <f Dostoyevskl ıırf? Acı çekma dlnidlr o.» Hayır efendlm, öyle bir şey yok. Ama guzel bir sözdOr tacı çekme dlnl» sözü. söyleyene blr yücellk verlr. Bunun gibl, cPicasso yıkıcıdıra dediniz ml, korşınızdakl susa kalır; Salnt John Per•e blr buı|uva ozanıdır sözü dut yemiş bülbüle döndurür dinleyenlerl; Kafka için «bunalım teolo|lsi» yargısı verılmişse, elimize hazır blr reçete geçmiş demektir. Kullan babam kullanl Işte bu tür yanılgılan yıkar Roger Garaudy o olağanüstü güzellikteki kitabında. Gelelim Kafka'ya... Kafka'da benı çarpan en büyük özellik, onun gülen düşüncesl olmus tur. Bunalım yok mu? Var, ama hangi başyapıtta karşılaşmayız bunalımla? Bütün sanat (50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 19 HAZİRAN 1931 GAZİ KÖPRÜSÜNÜN YARI PÂRASI HAZIR Belediye Gazı koprüsünün ınşası ıçın hükümetten kambıyo almak üzere teşebbüste bulunmuştur. Kambıyo musadesımn yakında gelmesi beklenmektedır. Zıra Unkapa nı köprüsunün vaziyetı şımdiden cok tehlıkelı bir hoı almıştır. Köprü bir se ne zariında ıhale edılecek ve ınşaatı uç sene devam edecektir. Bu suretle dört senede 200 bın ingıliz liralık kambiyo alınacaktır. Esasen Gazı köprüsunün keşıf bedeli de 225 bın ingıliz lırasıdır Bugün Beledıyenin elinde bu köprünün ınşası ıcın bir mılyon Türk lirası vardır. Bu para da vasıtalardan kopru gecış ücretı olarak toplanan on paralardan meydana gelmiştir. Geriye kalan para da koprünun ınşası sırasında toplanacağından köprü peşın parayla inşa edilmiş olacak tır. Köprünün peşın parayla yapılacağını duyan dokuz buyuk fırma şımdı den Beledıyeye müracact etmiştır. Bunların içinde Krupp fabrıkası da vardır. Köprü ınşa edılmekte iken Gazi Mustafa Ke mal caddesinın inşaatı da tamamlanarak buradan tramvay hattı geçırılecektir. İZMİR'DE HAYAT PAHALILIĞI İzmir Ticaret Odası 1931 mayıs ayı için bir hayct pohalılığı karşılaştırması yapmıştır. Buna gore ana, baba ve üc co cuktan ibaret bir oilenin ıvı bir şekilde yaşayabllmesi İçin 122 llra 58 kuruşa ihtiyaç vardır. Haibuki 1914 senesınin aynı ayında aynı hayat ve gecim altın para ile 958 kuruşa temln ediliyordu flıgckı Biı Denizin Içinde Denize Hasret! Ümit SARIASLAN okurlardan... Sekiz aylık maasım hala ödenmedi Kızıltepe Ortaokulu Türkçe öğretmeniyim. Üst üste aldığım sağlık raporlannın usule aykrnlığı gerekçesiyle müstalı addedlldim. Danıştay'a başvurup jrurütmeyl durdurma kara n aimam Üzerine tekrar gorevlme döndüm. Ancak görevden alınmamla görevime dünmem arasında 8 ay geçti. Bu sure içinde işsiz dolaştım. Durumu mun ne ™man aydınlığa çıkacağıru bilmediğimden bir işte de çalışamadun. Pakir aileme yük olmanın ezikligini duy dum. Bir kaç arkadaştan borç almak sjrptiyle ldare etmeye çalıştım. Ya evll olsaydım, çoluk • çocuk olsaydı bakmakla yUkümlü oldiıgum?. Ne olurdu, bilen var mı? Yasal yönden hahlıiıgim or taya çıkınca okulurnda yeniden görev yapmaktayım. Çalıştunlmadığıra 8 ayın maaşlannın ödenmesird içeren dilekçemle Mardln Valfligina başvurdum. Valiliğin, adı geçen öğretmene tüm alacaklarmın ödenmesi yazısıyla Kızıltepe Mal MüdUrlügü'ne başrurdum. Mal Müdürlüğü, yalnız mart 1981 maaşımı ödedi. Gerekli evrakı nazırlayıp 120/578 sayı, 2.6.1981 tarihli yazıyla alacaklanmın ödenmesini istedim. Mustafa VURGEÇ Kmltepe RURDtN MUHAFIZ GÜCÜ BİSİKLETÇİLERİ Sarıkamış 17 (a.a.) İki gunden berı seyahatlerine devam etmekte olan Muhafıı Gücü bisikletcileri şehrimize gelmiş lerdir. Seyahat halk tara fından ilgl ile karşılanmış ve yöremiz gençliğın de spor zevki ve alakası uyandırmıştır. Bölgemızde şlmdiden bırcok spor hareketleri hissedılmeğe başlanmıştır. C ocukluğumda denlz deyince Karadeniz gelirdl aklıma. Başka deniz yoktu benim için. Varsa yoksa Karadeniz! Denız kavramı da KaradenizMe biçimleniyor du çocuk kafamda. Denizin ne olduğunu tüm benliğiml allak bullak eden bir karşılaşma ile gördüğüm güne dek sürdü bu. Yıllar sonra ilk kez, çocukluk düşlerimın Karadeniz'ini, cocuklarla birllkte gördüm 19 Mayıs 1981 "In Samsun'unda. Ama yalnızca kente girerken gördüm denizi!.. Atakum'da. Kentin ortasına vardığimızda denlz yoktu. Samsun'da deniz yok. Şaşılacak olay! Kapanmış deniz. Beton yığınlarının, depoların .antepoların, llmanın, dalgakıranların cok ötelerindeydl. Sen kentin ucunda değil, uzağında ol derceslne, kovulmuş Insanların ayakları ucundan. Her sabah. denizin koca aynasına uyanmak şansı .olanağı alınmış Samsun'luların elinde. Denız değil ürkütücü bir karmaşa, koku Samsun'un önlerlnde. Ordu"ya. Sinop'a doğru, kentl saran sıradağlara yayılıp. yapışmış taş, tuğla, cimento yığını blr tırmanış arkada.. Ayakkabısı parçalanan yurttaşın sikayeti giderildi 26 mayıa 1981 tarihll gaze tenizin 2. sayfasının 2. sutununda çıkan, tSümerbank'tan aldığım ayakkabı 6 ayda par çalandı» boşlıklı yazı tarafımızdan üzülerek okunmuştur. Gayemız, müessese olarak vatandaşa en iyi hizmeti götürmektır. Ancak, her Imalat türünde olduğu gibl gözden kaçmış. kalite dışı üretlm de çok az bile olsa halka Intikal edebilmektedir. Gazetenizde çıkan yazının sahibl, Gazl Özbilen İle lıtlbat kurulmuş, ilgili 5 haziran 1981 tarihinde müessesemize gelmiştir. Sikayeti dlnlenmış ve şikayet sebebl giderilmiştir. Durumdan bilgilerinlzl ve «Okurlardan* bölümünde yazımızın neşrini rica eder, ayrıca İlgili yazınız sayesinde, blr vatandaşın şikayetlnin glderllmesim sağladığınız lcin teşekkür ederiz. Sümerbank Derl ve Kundura Sanayil Müessesesl Fahrettin ÖZÇELİK Müessese Müdürü Celik NALBANTOĞLU Bizler de askerlik yasasından yararlanmak istiyoruz Bizler üc yıllık Yabancı Diller Yüksek Okullarmı 19801981 öğretım yılında bitirecek öğrencileriz. 19801981 öğretim yılında 2 ve 3 yıllık yüksek okulları bitirecek olan bizim gibi öğrencıler MGK'nın 24.3.1981 tarihinde çıkarmış olduğu Askerlik Yasasından faydalanamıyoruz. Bizler gecelerl binbir güclükle okuyan, aynı zamanda ceşitli kamu kuruluşlarında görevll öğrenc leriz. Çeşitlı güçlükler ıcerisinde kamu kuruluşlarında görev clabildik. Yenı Askerlik Yasası gereğince vatanl görevimiz olan askerlik hizmetımız bittikten sonra ışsız ve güçsüz kalmaktan kurtarılmamız ancak MGK'nın yeni ek bir yasa cıkarmasıyfa mumkün olacağına bütün kalbimizle Inanıyoruz. Cumhurlyetin kurucusu Ulu Önder ATATÜRK'ün 100. Doğum Yıldönümünde bütun ben lığimizle MGK'nın yüksek, adil anlayışına inanarak, bu uygulamada biz'erinde dikkate aiınmasını beklıyoruz. All ihsan YEKOVAN D.Y.D.Y. Okulu öğrencllert ÜSS/ÜYS'e Hazırlık Dergisi Denlz doldurularak kazanılan kıyı şerldl, kentin ayak lannın suya değdiğl verde gldlş geliş asfaltı fuann, par kın ağaclarına. büyük yapılara. cokcası da depolara. IImana alan olmuş. Ama deniz bahasına. Ileride kente ye teceği kuşkulu rahatlık, deniz kentl Samsun'u kara kentl yaparak kazanılmış. Denız, kıyıda, sudan çalınmış toprakta uzanan asfalt gıbi salt bir yol şimdl. Kentin lağımları İle kokan bir yol. Büyük park. fuar bahçesi görkemli ağaçlarla gölgeli. Ciçeklerle süslü. Deniz nerede? Deniz adına. koca Karadeniz'den yalnızca dalgakıranların berisindekl klrll göl kalmış Samsun'a... 19 Mayıs 1981'in Samsun'unda, Mustafa Kemal'in Anadoiu karasına ilk adımıriı attığı yer de, kıyıda değil, ıcerılerde kalmış artık. Temeli, Mustafa Kemal'in 100. Do ğum Yıldönümünde atılan İlk Adım Anıtı da kıyıda değil ıcerde içerilerde olacak o yuzden. Kıyı doldurulurken kurtuluşumuzu, bağımsıziığımızı JB tarıhimizi bıze kazandıran adımın atıldığı yer, olduğu gıbı korunabilırdi hic değilse. Karadeniz'in hırçın dal galarının okşadığı bu kıyılarda, ilk adımın atıldığı, su ile toprağın kucaklaştığı o yere bir koca granlt kaya dıkılebilirdl Üzerine de: her 19 Mayıs'ta yanına gelen genclerin ulusal bılinclerini berkitip, yüreklerinl bağımsız lık ateşi ile yakacak en özlü söz düşürülürdü.. Bu olamayacoğına göre. şimdl iş, yürekll sanatcı Hakkı Atamulu'nun ellerine kalmıştır.. Evet yıneleyeylm. Deniz, kentten koparılınca, lylce. 'Karadeniz kenti' olmaktan çıkmış Scmsun.. Ünye Fatso arası, insanı delı edecek güzellikte. Dağlar, deniz, yeşil az yerde böylt. bir türkü tutturablllr. Ordu da Ünye Fatsa Perşembe gıbı bir deniz kentl. Ucun ucun doldurulup, molozlarla cöpluğe dönüştürülen kıyıları yok değil Yıne de de'nızi var! Yazık kl, Ordu'nun dereleri aşağı, denize lâğım boşaltıyorlar. Belkl, cOrdu'nun dereleri aksa, yukarı akso» denlz kurtulur kırlenmekten. Samsun'un önlerlndekl kokmuş göle benLemez.. Giresun Aksu'da SEKA gazete kâğıdı fabrikasını gezdık öğrencllerle. Başından sonuna kâğıdın llginç macerasını izledık. Fabrikadan ayrılırken blr arkadaş, cHar vurup, harman savurduğumuz kâğıdın nasıl oluştuğunu gördükten sonra, artık, onu daha eli sıkı kullanacağım Herkese de anlatacağım. Buradon aldığım ders budur» d yordu. Şu güzelim Karadeniz gezlsinden cocuklarla. geleceğin sahibl genc Insanlarla blr tders» cıkarabılsek. Samsun'un denlzinl, Hallc'i, İzmlr Körfezi'nı kokmuş göllere dönüştüren cevre kirlenmesi karşısmda da aynı özeni eli sıkılığı gösterebilsek. Dev bobmlerın bir saniye dönmemesirin yuzbinlere mal olacaqını düşunürken; doğaı cevremizin sağlıksız kentleşme. sanayi artıkları ile bir gün elden cıkma olasılığı karşısında. toplumca ödenecek faturayı da düşunsek.. ^dana'da erkeköğrenci yurdu yok Bizler Adana'da değişik yüksek öğrenim kurumlarında okumakta olan öğrencileriz. Bu U de Çukurova Üniversitesi İTIA Yabancı Düler Yüksek Okulu gibi yüksek öğrenim kurumlan bulunmasına karşın, halen açık bulunan bir erkek öğrenci yurdu yoktur. Bu durum biz öğrendlerin çok zor koşullar altında öğrenimimizi sürdürmemize neden olmaktadır. Açık bulunan tek kız öğrenci yurdu vardır. Adana'daki Kredl ve Yurtlar Kurumu'na bağlı erkek yurdunun eşyalarının Malatya'ya gdnderildiğinı duyduk. İlgililere soruyoruz: Adana'daki yüksek öğrenim öğrencılerinin durumu ne olacaktır? Bir çoğumuz sabit ve dar gelirli aile çocuklanyız. Üstelik bu üdeki kira sorunu da gayet ilginçtir. Şoyleki; hem bir yıllık kira peşin almmakta, hem de miktar yönünden çok fazla bulunmaktadır. Normal bir evin klrası yıllık 100 bin lira civanndadır. Bu durum biz öğrencileri güç durumda bırakmaktadır. Üstelik ev sahiplert bğrenciye ev vermemektedir. Kısaca, biz öğrencilerin en önemli sorunu olan bannma sorunumuzu sütunlannızda ilgililere duyurursaruz seviniriz. Tüm yüksek okul öğrencileri Adana'da bir erkek öğrencd yurdu açılmasımn özlemi lçerisindeyiz. Hftrriyet KOÇYİGtT 60 liraltk pul karşılığı SINAVA DOĞRU CAĞALOĞLU Türkocağı cad. 3941 İSTANBUL adresinden ittenebiUr PTT kendisine düsen görevj yapiyor Gazetenlzln 19^.1981 tarihll nüshasanda «Bip gazete ZA U raya göndertlir ml?» başlığı altında yayınlanan yazı Üzerine konu PTT Genel Müdürlügü nezdinde tetkik etörilmiştir. Tetkik neticesine göre; gerekkanuni düzenlemeler, gerek ulus lararası posta kurallan, PTT idarelerinin kültür haberleşmesine katkıda bulunabılmesi ama cıyla, ancak günlük gazetelere, en çok üç ay ara üe çıkan EÜreli yaymlara, haber ajanslannoa yayımlanan haber bültenlerine ve acttan Milll Eğitım Bakanlığı"nca çıkartüan TebUğler Dergisinde belirtilen ders tatap lanna, diğer basılmıs kâğıüara oranla indirilmiş ücret uyguıa rnaaını öngörmektodir. PTT Genel Müdürlüğü de bu Konuda kendisine düşec görevı yerine getirmekte ve yukanda belirtilen yaymlara mektuplara oranla % 90, diğer basümış kâ ğıtlara oranla % 60 indirim uy gıüamaktadır. Bilgilerinizi rics ederim. Orhan BULDAÇ LTaştırma Bakanhfı Müsteşar Tardımcısi Niçin yaşam boyu kültür de olmasın Gençlik ve Spor Bakanlıgı, şu günlerde, «yaşam boyu spor» altmda bir proje yürürlüğe koymuş bulunuyor. Bu projenin uzun süreli amaçlannm ne olduğunu, bu amaçlara i'lasılıp ulaşılamayacağını pek bilmemekle birükte, kısa sürede de, batıdaki gibi, bu tür kHle sporuna yönelik çok sapda spor alanlan ve yeşil sahalara sahip olmadığımızdan, varsıl yurttaşlarımız dışında, îelevizyondaki programlann etkisiyle sokaklara dökülenlerimizin zaraaala bu işten soğuyabilecekleri olasıdır. Gerçekte, Gençlik ve Spor Bakanlığı'mn bu girişimi, kendi Kuruluş amacı doğrultusunda olumlu ve iyi niyetli bir uygulamadır. «Yaşam boyu spor» pro jesinin uygulanması ile, tarih boyunca ok atarak, pala salla yarak ve gürz savurarak fetih İere çıkmak için bedenimizin kaslanm geliştiren bizler, bugrfin de, batının yaşam biçimi ne benzer bir şekilde, sağlıkh yaşamak için, koşarak, diğer sporlan da yaparak bedenimizı şeliştirecek, lazla kilolanmızı atmak olanağmı bulabileceğia. Şündi sormak gerekiyor: Sağlıklı jssamak, evet ama. niçin? Başka bir deyişle, «niçin yaşam boyn kültür» ya da «yaşam boyu sanau da değil? Boş kafalara sahip sağlıklı bedenler Türk top.lumuna tek baynft ne tür bir yarar sağlayabılecektir? Batı toplumlannm ekinsel aianda birçok katkılan olan yazar ve düşünürlerinden aklıma degışık örnekler geliyor. Orneğin: Bir Byron topal olmasına karşın iyi bir ozandı, ünlü matematikçi Euler'ın bir gözü kördü, Guy De Maupassant. Franz Kafka saynl birer yapıya sahiptiler vs. Bu örnekleri çoğaltmak olanağı vardır. Kısaca belirtecek olursak, yalmzca sağlam bir bedene sahip olmak, kişisel ve toplumsal yapıdaki sorunlan kesın olarak çözümlemeye yetmıyor. Kişisel kamma gore, düşünen kafalara sahip bir toplum olmaya, sağ lam bedenlere sahip bir toplum olmaktan daha önce yer vermeliyiz. Çünkü, ancak sosyal sermayelerini yaratabılen toplum lar kalkınıp gelişebılmişlerdir. tkinci Dünya Savaşı sonrasında yanmış yıkılmış Baü toplumlanrun, bugün bulundukla n düzeyler, bılimsel, teknolohk ve kültürel bilgt bıriktaıine tılaşmış kisilerden oluşan sosyal sermayeye sahip olmalan nedenine dayanmaktadır. 12 eylül sonrasmın getirdlği banş ve huzur ortamında, birşeyleri yeniden kurmaya çalışırken, Türkiye gibi canh, değişken ve doğurgan bu toplumu, Mustafa Kemal'in gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyıne ulaşbrabilme amacında, yalmzca sağlıklı yaşamak için yollara dökmekle ise başlamak yeterli değüdir. Gönül istiyor ki, Mılli Eğıtim ve Kültür BakanlıSjı gıbi Bakanhklar da, yukanda belirttiğimiz düşünceler doğ rultusunda, her türlü yayın yoluyla, kitap, dergi vs., kitleleri ekinsel ve sanatsal açıdan, «yaşam boyu kültür», «yaşam boyu sanat» çalışmalan ve araş tırrnalanna yönelsinler. Bu alandaki çalışmaların, Gençlik ve Spor Bakanlığı'mn çalışmalan janında, bugün ne yazık kd, pek küçük boyutlarda ve çağdaşlıktan yoksun olduğunu belirtmek gerekir. tYasam boyu spor» çalısması da dahil olmak üzere, uygulamaya konulan programlann hep sinin bilimsel kurallara uygun eŞitim programlan doğrultusunda yürütülmesinde sayısız yararlar vardır. A. Şevki YURTVERMEZ Kızütoprak İSTANBUL Filiz Karaömeroğlu'nu yitirdik. İçimizde yaşayacaktır. ARKADAŞLARI 1930 MURAT131 Kapalı teklif alma usulu İle satılacaktır. Isteklilerin 30 haziran 1981 akşamına kadar mektupla Cumhuriyet Gazetesi. Türkocağı Coddesi No: 39/41 Cağaloğlu adreslne başvurmaları rlca olunur. Telefon : 28 64 56 20 97 03 FUAYE, TAVERNA RESTORAN 20 HAZİRAN 1981 CUMARTESİDEN İTIBAREN ÖENIZ MANZARALARI YAZLIK BAHCESİYLE BIRLİKTE HİZMETİNİZE AÇILACAKTIR NİŞAN, DÜĞÜN, ÖĞLE VE AKŞAM YEMEKLERİ. HER TÜRLÜ TOPLANTILAR İCİN EMRİNİZDEDİR. TURİZM ACENTALARI İCİN TÜRK FOLKLOR GÖSTERİLERi İLE İNDİRIMLİ TARİFE UYGULANIR. ADRES : SIRASELVİLER CAD. KLUP 12 YAN1 TEL : 44 31 79 TAKSİM \