18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 Cumhuriyet ve GÛRGŞLER 29 MAYIS 1981 aşvozarımız Nadlr Nadl. 19 Mayıs bayramı dolayısıyle yazdığı yozının sonlanna doğru, cAtaturk'ten önce elbetto Turk vardı amo Turklüğün billnclnde miydi?» dıye soruyor ve şunu eklıyordu «Biıl Türkluğumüzün bılincıne kavuşturan Ataturk'tür.» B Ulusculuk Bilinci Melih Cevdet ANDAY bötönlüğüı sözfl Ile onlatılmak Istenen olgu, ulusai toptumların kurulmasından sanra ortaya cıkmıştır, demek burıuva devnmınden öncs bu anlomda de*let yoktu Feodal dönemde devlet n bütünluğunden soz etmek olanaksızdır Her derebe/ı (senyor) kendı toprakları uzerınde yosa koyucu ıdı o zaman Kroilık bu kücük devletlerın bıraraya gelmesınden Oıuşuyorau Ona merkezl devlet denebılır Ama Kral. senyörlerden bırl olarak, ancak kendı topraklcrmda egemendı, kendısıne bağlı olmoyan topraklardan vergl toplayamazdı Paraya gereksınmesı olduğunda. mal mülk sahıplerlnl (senyorlerı, rchıplerı) bır meclıste toplamak lorundaydı. Işte 1789 yılında Kral, bütce açığını kapamak ıçın vergı kesmek arracı ıle bu meclısı toplantıya cağırdı Ama bu kez. Imtlyazlı sınıflar dışında, halkın yenı blr bölüğü belırtmıştı toplumda. Tıcaretın gelışmesı, manüfakturun ekonomık onemının artması sonucu zengınleşmış burıuva sınıfı Idı bu. Ödedıklerl vergl oranlorına gore burıuvalar da girdıler meclıse elbet sayılarımn cokluğu da rol oynadı bunda Öyle kı vurttaşlann buyuk çoğunluğuna, secımlere katılma olanağı sağland, Soylularla rahıpler. bu yenı yetmelerle eşıtlığe razı olmayınca, hal< tensılcıleri, butun Fransızlar adına konuştuklarının bılincıne vardılar, meclısierıne «Mılleı Meclısi» adını koydular Vergılerı bu meclıs bıçecektl. Boylece senyörlerm, rahıplerın duaımu sarsılmış oluyordu; demek derebeylerl, kendl toprcklanndakı koylüıerden ıstedıklerl gibl vergl alamayacak, koylüye ongarya bındiremeyecektl artık. Burıuvazl, feodal düzenın getırdığı hukuksai engelierı ortadan kaldırarak, blreylerl pıyasa yasalarına u/durmcğa bakıyordu Toprağa bağlı koylu topraktan kurtuluyor, ücretle calışan emekcı durumuno gelıyordu. Feodal haklar yıkıldı, bütun Fransızlar yosa önunde eş t sayıldılar lc gümrukler kaldırıldı bclge lere gore degışen yasalar yürürlukten cıkarı dı Kısacası Frcnsa rın bırl'ğı kuruldu Bıreyler doğuştan eşıt ve insan haklanna sahıptıler. işte Batı da «ulus» bovle doğdu, buna uygun olarak da tulus bılıncı» gelıştı öyle cok e8kllere uzanan blr şey değlldtr. Ancak, bu kavrcm butun toplumiarda Fransa dckl örneğe uygun olarak çiKtıcdı ortaya Ulus un kokenl, ulusai bunuvazııerm gelışım sürecınde aranmalıdır Böyle bır gelışım cızgısl gostermeyen, ya da boyle blr gelışım Cizgısınde gecıkmış, yan feodal ulke erde durum cok değışık görünürr.'sr alır, oyle ki, «halk» ve «ulus» kavramları bırbırine karışır, daha doğrusu, bu kavrarriar orosmda blr uyuşmazlık belınr. Her ulkede her zaman halk vardır, ama bu «halk»ı her zaman «ulus» saymak olanaksızdır. Bizım halkımız da, boy, II, aşıret, ümmet aşamalarından geçerek «ulus» olmaya yonelmıştır Oyla ıse, b zdeki «uluscululoun anlamı ne 9 Önce belırtmek gerekır kl, Osmanlı toplu munda padışah devlet gücünü, Fransız kıralı gıbl, sanyorlerle paylaşmış değıidı, sözü yasaydı. Oradakı vassallerın yerınl, timarzeamet sahıpleri tutuyordu Osmanlı'da Bunlar da herkes gıbl padışahm kulu ıdıler, onun adına vergl toplarlardı. Senyör toprağım satmaya kalktığında koylüsünü bırlıkte satardı, bura da Ise mülk padışa.ıın olduğu lcın boyle bır satış sözkonusu değıldir Aina Osmanlı'da da köylü toprağa bağlı idl Bu turden karşılaştır maların en onemhsi, burada, Fransa'dakıne benzer bır burjuva sınıfının bulunmamasıydı Cunkü tıcaret getışmemıştı, rranüfaktüre gecıl memıştl, sanayı üretımı loncalar elıyle gerçek leştlrılıyordu Demek buyük kentlerde fazla kol Işçıslne gerekseme yoktu. bundan otürü de koyluyu özgür bırokmak kımsenın akıindan geçemezdl. Şunu da soylemeden gecmevelınv Fransa kıralı parasal sıkıntıya duştü öe bütce slni denklestirmek zorununu duydu mu, yenl vergıler koymak icın soylu arla kıhse büyüklerinl topiantıya cağınrdı (Etats Generaux), cünkü feodal ılkelere göre kendısıne bağlı topraklar dışında vergı toplayamazdı Osman lı da bu tur ılkeler bulunmadığı ıcın padışah ne d.ye meclıs toplasındı' Etcts Generaux ya son olarak gıren halk (Tıers Etat) temsılcılerl, u us adına konuştuklarını söyledıler. (Sıeyes, Tlers Etat'nın ulus demek olduğunu Ueri sür Bu sozlerın kimlere karşı yazıldığı elbett» anlaşılmıştı Türklük bılıncınl oldum olası var sananlcnn gereKsız duyarlıkları. ulus kavramının bütün dunya lctn yenl olduğunu, çağımıza ftzgü bulunduğunu bılmemekten kayncklanmaktadır sanıyorum Cok gerılere gıtmeğe gerek yok, II Abdülhamıt, Türkcüluk akım'no karşı ıdl, cunkü ulusculuk, Osmanlının «ummet», creayaı, «kul» onlayışı ıle bağdaşmıyordu ıTurkı sozcüğunün, o zamanlar, aşagılayıcı arlamda kullamldığını bılıycruz Yedısekız Hasan Paşa, Yıldız sarayının balkonundan nö betci erlen, «Eşek Turk» dıye azarlarken padıçah yanına sokulmuş gülümseyerek, «Paşa, bız de bıraz Turk sayılırız» demış Bıryangına koşan haikı. alay koşkü penceresınden seyreden Abdülazız'in, başkâtıbıne, «Mıllet mıllet dedığimiz bu boldırıçıploklar mı?> dedığı tarıhe gecmıştır Bız ulus kavramını Batı'dan aldık. Sayın Nadır Nadı'nin de söyled.ği gıbı, bızl Türklüğümuzün bılincıne kavuşturan Atatürk'tur. Konuyu, tBlz eskiden berl...» bıcımındo duygusallığa dokmen'n gereği yok. Gerçi «Ne Mutlu Turk'um otyene!» sozünü eöylerken Atatürk de duygusaldtr, ama bu duy gusaılık ulus kavramını ha kın bılıncıne yerleştırmenın zorunlu ve gereklı aracı nıtelığındedır Türk halkı, bır ulus olduğu blıncıne ancak duygu yolu ıle varabılırdı Nıtekım Atatürk'ü onca etkılemış olan Buyuk Fransız Ihtılâlı'nde uluslaşma süreci hızlanırken halkı bu 6urecın heyecan dalgası sarmıştı Köklü toplumsol degışıklıklerde gorulegeien bır olavdır bu. yenı bır olusum duyguları kamçılar Ama kokenınde sorun yeni toplumsal kurumların doğum sancısından başka bır şey değıldır Fransa'da bu feodalitenın yıkılması, devıetl burıuva sınıfının ele gecırmesı idi. Ulusculuk, burıuva sınıfınm yarattığı bır kavramdır, feodal blr toplumda onu anlamanın olanağı yoktur, ya da teknoloiıde gen kalmış blr ülkede bu kovram yukardan aşağı, duygu bıcımınde verılır. Türk ulusçuluğunu yazımın sonura bırakarak şuracıkta, ulus bılıncının en belırgın orneğın' veren Buyük Fransız Ihtılâlı nın bellı bır donem ne değınıvereyım Bılınen şeylerdır. bağışlansm Ulusculuk bızl zorunlu olarak devlet sorununa bağlar Bugün bütün dünyada tdevletin möştü). Oysa burada ulus yoktu kl daha, olmayan blr meclıse temsllci göndersln işte Ba tıda burıuva sınıfı «Fransız ulusuı kavramını yaratıp hızla sanayıleşmeğe yöneldığtnde, Os manlı toplumu bu kavrama yabancı ve sanayl leşmekten cok uzak ıdı Buna «Gerl bıraktırılmış» denmez, «Gen kalmış»tık denlr.. Gorulüyor kı, Batıda üretım guçlerl ve bu na u/gun olarak uretım iıişkılerı değışınce or taya ulus gerçeğı cıkmıştır Bunun duygusallık ia bır llınt'Si yok Sevsen ae sevmesen da bu yenı gerçek ıçınde yaşa/acaksın Ama ınsanlann eşıt olarak doğduklan Incncı ve yasalar kcrşısında eşit bulundukları ılkesı, bır ıdeoloıı olarak duygusa lığa yer vermese de, topıumsal savaşım btdmını alan her laecloı gıbı ulusculuk da he>ecan dogurmuştur Fransız de^r mcılerının ıc ve d'ş duşrricnları vardı Yurdu kurtarmak va boğırnsız ulusal devletı kurmak gerekıyordu. İşte Atotürkcü uiusculuğa yaklaştık artık Bu ulusculuğun kuramsal hazırlıkları Osmanlı devletıntn batış donenınde başlar Gerçl bu de^letın ekonomiK yap'sı bır burıuva sınıfı yaratacak n te'ıkte değıldı buyuk kenttekı tüccarlar yabapcılarla ışbırlığı ıçmdeydıler, uluscu blr devnme hıc yatkınlıkları yoktu Ama Osmanlıyı yenıp bır bır ulusal ae\letlerınl kuran Hrıstı^an toptuluklar, bağımsızlığın yıtlrıimesi, yurdun yabancılarca parçaıcnması, Turk aydınlarında Turk ulusunu yarotıp, bağımsız ulusal devleti kurma ulküsunü uyandırdı. Büyük Fransız devrırrının düşun'eri, onlara kuıturet besmlennı sağ lyordu Turk ulusculuğu Ataturkcu devrımın ıler cı nıtelığı ıcmde yennı a'ır Osmanlı devlet'nın batış donemınden, Ulusal Kurtuluş Savoşı na ve oradan devrımlerın gercekleştırılmesıne değın bu ulusculuk ıc.nde ıdso 0|l ve duygu bırarada bulunmuştur. Ulusal bılncl ycratma amacı bunu gerektıriyordu Sayın Emre Kangar, son kıtabında, Atatürk'un ulus dışındakı odak noktolarını kesınlıkle yadsıdığını soylemekle cnemlı b'r EOruna parmak basmış oluyor Anadolu da aşlret kabıle, Istanbul da cıle sınıf. gerıcl ulusçuların yeğledıkleri odaklardı Evet, ılerlcı gerıcı ulusculuk konusu ya'nız ülkemızın değıl, cağımızın bır sorunudur Uretım ılışkılermı değıştırmek ıstemeyen, başka ulusları aşağı gören, fütuhatcı. haıka karşı burıuva ıle bırlık olmuş bır ulusculuk gen ulusculuktur. Bu konuyu başka bır yazıma bırakayım. Fetih Bayramı? taturk'un sağlığında Türkıye'de «İstanbul'un Kuftuluşu» coşkuyla kutlcnırdı. Bırıncı Dunya SDvaşmtian sonra, duşman, >enık Osmanlı Devletının boşkentı Istanbul'u 16 mart 1920'de ışgal etmıştır. Işgal. Ulusal Bağımsızlık Savaşırm sonuna değın sürdu. 6 ekım 1923'te Türk ordusu Istanbjl a gırdı O gun herkes sevınçten ağlıyordu Guzel Istanbul, uo yılı aşkın bır sure emperyalıstlerm boyundjruğu altmda kalmış, en kcra gunlerını yaşamıştı Yurdumuzun en buyuk ve en gozde kentının kurtuluşu her yıl 6 Ekım'de torenle anılır Çoğu Anadolu kentınde, dusman Işga'ınden kurtuluşunun her yıl anılması gorenek'eşnıştır Çağdaş dünyada bağımsızlığa yen'den kavuşmcnın bayramlaşması kadar doğal bırşey yoktur. • A Çiklet Değil, Zehir!... Vedat Nedim TÖR ir dostum, kuçuk otlunun çikletinden çıkajı resmı ve altmdakı yazıyı gösterdL Resım, vahşl suratlı bır canavar. Altındakı yazı da şu. *Olüm suz kalabılme'k ıçm yıne yığın cınayetlenne devam edeceğım > B Demek, ölümsuzlüğün blr yolu da yığın yeüeril Kafa ve ruh besmlennl boyle çeşitll saldırganlık yayınlarından fümlennden alan gençbgın bırbinne düşman çeteler halınde örgutlenne sahne olan Türkıye mızde de her yıl ölen ve yaralananlaruı sayısı bınlen a^ıyor. Sevgısızlik, saldırganhk, hınç coşkusu, vuruculuk, kıncılık bütün bu «Iyl ınsan, ıyi yurttas» tıpını yok eden mıkroplar dergı. kıtap, gazete. füm, radyo, televızyon gıbı çeşıtlı yayın araçlanyla cocuklara, gençlere bulaşmakta Henüz okula gıtmeyen çocuklar bıle sokaklarda bırbırlenyle oyuncak tabancalar, tüfekler ve sopalarla, sozum ona, şakalaşmakta. Böyle bir ortamda yalnız ınsan sevgısi değıl, her türlü canlı sevgısi doğa sevgısi, kultur sevgısi de yok olur. Ormanlar hoyratça yakılır, hayvanlar öldurulur, havalar sular kırletılır, yalılar koşkler yaküır, canuler, sebıller bıle yazılar ve afıçlerle donatılır. Böyle hoyrat sevgı yoksulu bır ortamda «Idealızm» denılen İyıye Doğruya, Güzele dogru yönelen tutku bır türlü gehşemez, Tam tersine, Prof Chauchard'ın «Hayv anlaştırma. Hoyratlaştırma, Insanlıktan çıkarma dıye adlandırdağı salgm yayüır. Çocuk dergılerinia hana günlük gazetelerin bü yıik çogunıugu, ıkı eh tabancalı, kamalı, suratı maskelı yumruklu dovuşıu gangster ve haydut öykulen ile dolu Bu öykuler. çubuk halınde gayet hareketlı resımlerle canlandınlır Yuzien dehşet saçan kahramanlarm agzından çıkan bırkaç bozuk düzen sözcuklerle seruvenın akışına yardım olunur. Bu resımli öykülere tutku halınde alışan çocuklarda. gençlerde genış hall' yıgınlarında •Okuma sabn». 'Okuma zevkı «Oteuma ahşkanhgı», *Okuma sevgısı», kısaca *Okuma kultürü* gelışemez, tam tersıne körleşip söner Bu tutkuya AlmanJar «Bıidıdıotıe* vanı Resım aptalhq\ dıyorıar Resım aptallığı. çagımızın yalnız çocuklara degıl, fotoromanla, fılm ve televızyon voluyU. buvuk halk yığınlanna da bulaşan gayet tehhkeh bir kültür hastalığıdır. Olumsuz eğıtım ve gorenek koşulları altmda genhğın ılkellığın doğal bır sonucu olan saldırganlıgın gıttıkçe yaygm ve çekıcı bir «Davranış modası» nıtehği kazanması da kaçınılmaz bır alın yazısıdır. ••* Atatürk'ün altın çagında yurdun bütün şehırlennde hatta pek çok köylerde kunılan HaSkevleri ve HaJkodalan bırer kültur ocaklan ıdı Onlarda konferanslar ' anserler venür, pıyesler oynanır, sergıier açüırdı Zengın kıtaphklan da varaı Kısaca. srençleri sokaâın olumsuz koşullanndan kurtarmak, ruh sa&hklannı korumak ve kültürel duzeylerinı vükseltmek yolunda çok hayırlı hızmetler yapmışlardı Onlan da insafsızra kapattık Yazıklar ol suni Tanh elbette bu büvuk grünahı ışleyen kültür düsmanlarını affptrncvecektır emokrasılerde Anayasalann yapılması ve degıştınlmesınde kurucu meclıs yontemının, ceşıtlı yontemlerden sadece bın ve seyrek bcısvurulan bıri olduğu yakın tarıhın incelenmesında ortaya cıkmaktadır. Batı anayasa hu kuKunda zaten çok yer tutma yan ve ad hoc (arızî) blr yontem olarak nıtelenen ve, Latın Amerıka ülkelerl Ile totalıter Avrupa'ya özgü kabul edllen bu yöntemın, Iklncl Dünya Savaşı'nın ertesmde uç önemII Avrupa ülkesmde iFransa, italya, Almanyo) kullanılabılmış olmasının acıklaması veya gerekcesl, bu kurucu meclls'erın tam anlamıyla genel S9cım ve partılerln temsıll esaslarma dayandmlmış kısaca gecıcl parlamentolar klmlığlnl taşımış olmalandır. B Demokrasiler ve Kurucu Mecîisler Taha PARLA Bogazıcl Unlversıtesl 106'ya karşı 440 oyla kabul ettığl ve referandumla onaylanan 4. Fransız Cumhurıyeti anayasasının 3. maddesl şoyle demekteydl: «Milll egemenlık Fransız hal kına alttlr. Halkın hic bır kesımi veya hlç bir klşı bu egsmenllğinl kullanomaz. Halk, egemenliğlnl, anayasal sorunlarda kendl tBmsllcilerinln oyu Ile ve referandumla kullanır. Öbür bütün sorunlarda, Miliet Mecllsi'no gonel, tek dereceli ve glzll oyla seçtlğl milletvekılleri vasıtasıyla kullanır.» Bu maddenın tanhsel ve slyasal anlamı çok acık ve onemlıdır: Fransa halkı, 19401945 Vıchy reıımlnin dlktatoryal kurumlarını ve korporatıf temsıl sıstemınl yadsımakta, onun yerıne «Yasamanm üstün luğü» llkesınl ve sıyasal partılerin temsıli esasını vurgulamaktadır. (Nıtekim ilerıde 1966"da, Dö Gol'ün korporatif temsll pro|elerlnl ylne red dedecektır ] Fransız halkının korporatıf temsıle ve «yürutmenın üstunlüğüne» olan tepkısı Avrupa anayasa hcreketlerınde tekbasına bir olav değıldır. Ikı dunya savaşı arasında benzer deyımlen yaşamış olan Al mon ve itolyan mıUetlerl de aynı kaygılarla kurucu meclıs lerınl korporatıf temsıle değıl sıyasal partılerin temsıline da yandırmışlar, anayasanın yapılmasındo olsun getırılen temel kuruluşta olsun «parlamenter üstünlük ve meşrutıyet» prensıbını mılli Iradenm gerçek yansıması saymışlardır 1958 Beşlnoı Cumhuriyet Fransası'na ve Türkıye'de yan lış verılere dayandırılan ve yanlış değerlendırilen Dö Go! olayına gelınce hemen belırtmelıyız kı 1958 Fransız arayasosı bazılarının sanaığı gıb korporatıf veva atanmış bır kurucu meclısın eserl değıldır 1956 genel secımmden çıkmış b r partıler parlamentosunun urünüdür Bu k'mlıği üe kurucu meclıs olarak calışmış olcn 554 üyel k Mıllet Meclıs''n n öokumu şöviedır Komünıstler 149 M R P 71 Sosvalıstler °0 Radıkaı Sosvclıstler 34 Demokrotık ve Sosvalıst Bır l k 5 Radıkcl'er 33 Sosva' Cumhurtyetciter 16, Bağımsı? lar 95, Ötekl sol 4. Ötekl soc 55 Günün koşullorı Içinde. Do Gol'un Başbakan olmak ıc n ıierı sürdüğü ki m a koşul var i ı Altı av karcrname ıle hu <umet etmek ıcın parlamenio i a n ozei vet<ılet talep ed vor > e bu surede venı bir anovo > 3a hazırlatıp reternnduma sun mak Istı^ordu Parlamenton m anayasal olarak kapanması soz konusu olmad ğı Içln, ya porlamentonun tatlle glrmeyl kabul etmesınl va da anayasa nın 90. maddesınl değıştirme smı beklıyordu. Çunkü tekllf ettığl anayasa neğışıklığı pro sedürü anayasa değışıklığıne llışkın 90. maddesıne aykırı Idı ve Dö Gol'ün amacı mıllet vekıllerının bunu müzakere etmelerıni önlemektı (90 madde, anayasa değlşıklıği Içın Mıllet Meclısmın üçte ıki coğunluğunu ve her Ikl meclısın beşte üç coğunluğunu; ak sl takdırde referandurnu ongoruyordu) Kuşkusuz parlamentonun hem Dö Gol'ün Baş bakanhğmı hem de dığer bütün koşulları kabul veya red etme özgürlüğu vardı. Devlet Başkanınm, Dö Gol' ün koşulları kabul edılmezse cekıleceğıni llan etmesi üzerına Parlamento bozı ödunler vermek zorunda kaldı. Do Gol' ün Başbakanlığını ve 90 mad deyı değıştırmeyı kabul ettl. Buna karşılık, Dö Gol de parlamentonun ısteklerıne uymayı taahhüt ettı Yenı anayasada genel oydan vazgeçılmeyecektı. yürütme organı tamamen vasoma organına sorumlu olacaktı; yasama ve yürütme erklerl arasında yetkl karışması olmayacaktı: yargının baqımsızlığı korunacaktı: Devlet Baskanı Ile Başbakanın görevlerl ve yetkılerl tamamen ayrı kalacaktı. Daha sonra Dö Gol'ön getir dığl anayasada (ve ozellıkle 1962 değışıklığınde) bu taahhutlere ne derece sadık kaldığı ayrı bir inceleme konusu olarak saklı kalmak koşuluyla hemen şunu soyiemek gerekır kl Do Gol'un Başbakanlığını ve 90 maddenın değıştırılmesıni parlamento müzakere sonucu ancak 229 oya karşılık 329 oyla kabul edıyordu Sıya S3t bılımcılerının vaygmlıkla paylaştıklorı bır saptatna Fran sız halkının referandumda 1958 anavasasından cok Do Gol ü onayladığıdır Parlamen tonun anayasa değşıklığ.nı benımsemesının ccıklaması şöyls vapılmaktadır: Dö Gol'ün otorıter yonetımının seçeneğl olarak bır askerı dıktadan kor kuluyor ayrıca Do Gol'ün Ce zavır sorunu ıle ordu ve bü rokrası ıcmdekı çatlakları do g dereoıleceğl umuluvordu şik». «ışlemez», ckışiye göre ısmarlama», «Fransız anayasa tarıhının en kctu haz'danmış belgesı», «Orlean st» gıbı n telemelere hedef olan 1958 ana yasası Turkıyede ayrı bır ıncelemenın konusu yapılmalıdır. Butun bunlora karşın, blzl şu anda inlgılendıren nokta, boyle bır anayasanın yapı lışında (değıştırılışmde) gorulen kurucu meclısın yıne sıya sol partılerden meydana gelen secılmiş, temsılci blr par lamento olmasıdır. Ve belkl denebıllr kl, bu kadar tartışmalı bir belgenın henüz yerın de duruyor olması da, yapılış onındakl bu temsilcılık nltellğl 8ayesindedır. Ozerinde ısrarla durduğumuz bu noktanın öneml hakkında ne söylense abartma sayılmaz. O kadar kl. 1879, 1884 ve 1926'da üç kücük ve «normal» değışıklık gecırmek şartıyla 1871/75 1940 yılları arasında, 70 yıla yakın bır ömür sürebilmiş olan 3 Cumhuriyet Fransız anavasasını, 1940 yılında «anormal» bir değışıkllğe uğratmak ısteyen Mareşal Petaın bıle yenı anayasayı çıkaracak olan hükümetıne «tam yetkıyı» aldığı kurucu meclısi son parlamentonun artıklarındon toplamak gereğıni duymuştur. Petaln reıımının ne ka dar gecıcl olduğunun, buna karşı'ık Fransa'nın anayasal geleneğın n surekl llğinın bır gostergesı de 1946 4 Cumhu nyet cnayasasının 3 Cumhurıyet anayasasını temel olmış bulunmasıdır Değışlklıkler oz ve cnemsızdır. Ataturk, 10 Kasım 193Sde oldu O gunden sonra yavaş yovaş değışen bazı şeyler oıdu. 1950 lerde 29 mayıs gunu Istarbul un f e t m l kut ama toren.erıne conuştu, sonra bayraTilaştı resmı bır havaya burundu Bu koşeae «Fetıh Bayramısnn sakıncalannı daha önce do yazmıştık. Şöyle kı: 1) Dünyada hıcbir devlet. ülkesının en büyük kentınl vaktıyle «fethetmiş» olmaktan dolayı bayrcm ve toren yopmaz. Turkıye, bızım yurdumuzdur. ları'ıın cok eskı donemiennae gercekıeşmış bır olaya, ancak cagdaş mantık ve kulturle bakmak zorundayız Fransızların Parıs'ı. Ruslann Moskova yı, ısveçnlerın Stockho'm'ü fetıh bayram arını kutlamaları olası m ı ' «Fctih Bayramı» yanlış bır yaklaşımdır 2) Yanlışlık. Osmanlı anlayışının Cumhu'iyet Tu'kıyesı nde Atatürk'ün olumunden sonra yenıden geceriılık kazanmasından kaynaklanıyor Osmanlı doremınde «yuft» yoktu «muik» vardı «Vatcn» kavramı Namık Kemal'le bırlıkte aydmımızın bılincıne ışlemıştır. «Mulk» fethedılen yerdır, «Yurt» bır ulusun ustünde yaşod'ğt toprak.ardır «Mulk»ün sınıriarı belırsızdır; yurdun sınırlorı bellıdır. Bızım sınırlarımız uluslaşma surec,mızde ve bağımsızlık savaşı tarıhımızde «Misakı MHIı» Ile saptanmış, nıce kaniar pahasına çızılmıştır Ataturkculuk, mulkten yurda gecış bılıncm n aydınlanmasında pekışır 3ı Ataturkcu duşuncede «fethetmekı dıye bırşey yoktur, «Yurdu kurtarmak» ve «Bağımsızlığı savunmak» vardır Fetıh, çağdaş hukukta yasaklanmış bır eylemdlr. Hıcbir devlet, bır başkasının toprcğını fethedemez. Bırleşmış Mılletler Yasası'nda ve hukukunda gecerlı kural budur Sozgelımı Israıl, Arap topraklarını Işgal ettığı ıçın kınanmaktadır 4) Her yıl düzenlenen Istanbul'un Fetlh Bayramı törenıerı Türk vurdu üstunde gozleri bulunan komşuların olumsuz pcpagandaEina kaynaklık etmektedır. Istanbul un kurtuluşunu coşkuylo kutıayacağımıza, fethını Mehter davuluyla duyurmaya calışmak, pek anlaşılır ış degndır. Tarıhın derınlıklerınde kalmış olayları bugune yansıtırken, o cağın değıl. 2O'ıncı yuzyılın mantığıyla davranmak akıl yoludur. • Turkler Malazglrt savaşıyla Anadolu'ya açılmışlardır; Istanbul'un alınması bu çok eskl tarıhın bir başka büyük ve anlamlı yaprağıdır Butun Batı dünyası, 20'ınci yuzyılın ilk ceyreğınde, şımdi üstunde yaşadığımız yurdun bizım olmadığını Ilen sürmüstur. Tarıhte İlk kez gerçeklesen «Ulusal Bağımsızlık Savaşı» ıle emparyalıstlere gereken yanıtı vermış, yurdumuzun smıriannı artık değışmeyecek ve bölünmeyecek bıçımde çızmişız. • Fatlhler, tarihln loş galerilerlnde kalmışlardır. Ama, Mustafa Kemal Atatürk yaşıyor. Atatürk, fatıh değıldır. Tarıhtekl kahramanlıklarımızı, başarılarımızı, zaferlerımızi anmanın bır yöntemi vardır. Artık yaprakları kapanmış olan eskl anıları yenıden canlandırmaya çalışırken, günümüzün gerceklerınl unutup. geçmışte yaşamaya çabalamayalım. Geçm.ş, ancok geleceğe doğru yorumlanırsa bir güzel değer taşıyabllır. Birinci Kategori Ülkeler 1948 Almon Kurucu Meclısi: 1948 Federal Almanya anayasasını kabul eden Bonn Parlamenter Konseyı, 11 eyalet par lamentosundan gelen 65 sıyasal part] temsılcısinden oluşmuştur. Uyelerın partılere gore dağılımı şöyledlr: Sosyal Demokratlar 27, Hırıstıyan Demokratlar 27, Lıberaller 5, Mer kezcıler 2, Komünıstler 2, Alman Partlsı 2 Tabll henen hatırlamak gerekır ki, bır savaş sonrası kurucu meclısi olan Bonn Kurucu Meclısi gıbı. y,ne bır savaş ve devrım sonrası kurucu mec lısl olan 1919 Alman VVeımar Mıllet Meclısi de seçımle gelen 423 partl temsılcılennden oluşmuştu: Çoğunluk Sosyaiıstler 165 Merkezcıler SO, Demokratlar 75, Muhafazakârlar 42. Bağımsız Sosyalıstler 22, Alman Halk Partısı 22 Ufak Partıler 7 1948 İtalyan Kurucu Meclisl: 1948 İtalyan anayasasını kabul eden ve 1947'den itıbaren kurucu mecMs olarak calışan İtalyan parlamentosu 1946 genel seclmlerıyle gelen 467 sıyasal partı temsılc lermden oluşmuştur. Meclısın dokumü so/ledır: Hınstıyan Demokratlor 207, Sosyallstler 115, Komünıstler 104, Mıllı Demokratık Bırlık 41. BULMACA SOLDAM BAÛA : \ Sertllkt» elmastso aoa r» gelen, cam parlaklığınds, saydam v» farlü renklerde bır ta». 2 DaJ keçUl Çevren, göı eriml. 3 Yoksul, faklr Molibdenln slmgesl. 4 Biı nota 5 YönetSm bafcmından kendine gfire bagunsızlıgı olan büyüİ5 U Sodyumun simgesi 6 Eskl dilde gelecek zaman. 1 Knp tonun slmgesı Yırtıcüa> dan, genel olaıak kızıl slysis tüylü, asagı yukan blcdl büyükJütünde, çok kıı\v«li Dir kU9 8 Iran re Hindıstan'da yeüsen, pişince güzel bir koku verea, 1x1 ve uzun taaell blr çeslt plrlnç. t Blr not« Eskl dilde ölünün vücudu, ee set YUKARIDAN 4ŞAĞIYA : l Çuvaldızla i? lsieyenlerin avuçlannı korumak için ellerina geçlrdıklerl demlrll lcay.j Bır aiaşıradakl madenlerlo erıme derecesi taıkın dan yararlanarali bunlan bırbirinden ayırma lşleml 3 Felsefede, bir balden başka bir bale geçme, sayruıet Insaclar tarafmdan aç'.lan yar. 3 Eskl dl'da lncelik, yufkaük ya da yürek yumu»akbgı 4 Yapma, etme Bir den hastalığı S Eskl düde akciSer Iki seyl bırbınnden ayıran uzaklık 6 Tanrıya valvarma, yakanj Bılyük kese 7 Trateon'un 1 23456789 Ikinci Kategori Ülkeler Kuacu meclıslerin parlamen ter escsa ve sıyasal partılerın tsmstlıne dayandırı'madığı ikın cl tür ülkeler uzerınde bu yazıda fazla duracak değılız Şu kadanna işaret edelım kl örneklerın başındo Almanya (19331945), İtalya (19221943), Portekiz (19261974), Avusturya (19291945) Ispanya (19331975) gelmektedir. Kor poratıf kurucu meclısıere veya doğrudan referanduma dayandırılan bu totalıter rel.mlerln temel kuruluşlarmm nitelığı ve omrü bılınmektedır Tabıl bır başka örnekler kO mesı de, sayılarımn cokluğu ve istıkrarsızlıkları açısından neredeyse sıstematık ıncelemeye me/dan vermeyen Latın Amerıka'da bulunmaktcdır. Kor poratıf kurucu meclıslere davandırılan doğrudan korporatıf anayasal sıstemler veya yl ne korporatıf kurucu meclıslere dayandın'an ve korporatıf tems'i ve kurumlarla güdumlü partl sıstemlennl birleştıren ancyasal sısterr.ler ayrı bır inceleme konusudur Burada be lırtmek Istedığımlz nokta, bu anayasaların ve anayasa değışıklıklenn n yapılışındakl an tı . demokratık temsılci olma van kurucu meclıs ol'jşum blcımının sakatlığıdır. Genel secımle gelmedıklerl lçın halk ıradesının temsılcısi olmayan, korporatıf veya otanmış kuru cu meclıslerin belgelerı tam bır yasallık ve kalıcılık kazanamamaktadır Ayrıca hılell re ferandumların vanısır" (Şili), refprandumda reddedılen ana /nsalar (Uruguay) da görülmektedir. Kurucu neclıs olgusunu C«şıtll anlavış 'P kavroyışlarla kısaca ozetletneve calıştım. Başarabıldımse bevmeceğım. bir ilçesl Güreşfc sırtın r» re gelmesi 8 Bır «eyın bita gorunduSü biçıml veıine, ger çekte clan ve gorgül bir btlgıye konu olmavan hall 9 Teısl üitel bu si!b Blr toplum içLnde Insanlann uymak zorunda butanâuklan da\ ranıs 1mrallexı DLNKC BLLMACANIN COZLMTJ SOLDAN SAĞA t 1 Metalurjı 3 lvedlll. 3 Zıl Kutup 4 Arslceslt 5 nll Ananıal 6 Sera Na 7 Anı Ag. 8 naK Sakat. 9 Sınk YUKARIDVN AS4ĞIYA : 1 Misansen 2 Evıno» As 3 T*la Rakı 4 Ad Kaan 5 Uken Isı 8 Ulusal Ak 7 Eıtun Ak 8 Ctangaç. 9 La Ta ç A Fransız Kurucu Meclisleri: ikıncı Dunyo Savaşı nın JQ Vch/ re ımının hemen ertes n de genel seçımle Kurulan 194a Fransız Kurucu Meclısi nae si yasal partılerın 522 uye arasın dakı dağılımı şoyledır: Komunıstlet 142, MRP 140. Sosyal stıer 133, llımlılar 48, Radıkai Sosvaiıstler 19 Ba gırnsız ve üıget 40 Ne vor kl. bu meclısın 249 a karşı 309 oyla kabul ettıgı a naycsayı Fransız haikı referan dumao reddetmış 4 Cumhuriyet Fransa sının yenl anayasasını çıkarmak, ıklncl (1946) Fransız kurucu Mıllet Meclısı'ne duşmüştur Bu meclıse geien sıyası partılerın secım de aldıkları oylar şöyleri r MRP 5 6 mılvon, Komün stler 5 2 m lyon, Sosyalıstler 42 mılyon Radıka lenn ve Sağ ın oylarında bır öncekl secı me Gore onemll blr değışme olmamıçtır. Kurucu Miliet Meclisı'nın Cumhuriyet Sahlbl: Cmnhurlyet Matbaacılık ve Gazetecilik TA Ş adma N4DÎR NADt Genel Yaym Mudurü HASAN CE3L\L Müessese Müduru EMİNE UŞAKHGIL Yazı tşlen Mudurü OKAY GÖNENSIN Basan ve Yayan: Cvanhurıyet Matbaacılılî ve Gazftecilılc TJLŞ , Cağsloglu, Turkocagı Cad 39 41, Posta Kutusu 246 ISTANBUL TEL.: 20 97 03 BÜROLAR: 9 ANKARA: Konur SokaİE 24/4 YENtŞEHİR Tel.: 17 58 25 17 58 66, Idare: 18 33 35 • tZMtR: Halıt Zıya Bulvan No.: 65, Kat 3. Tel.: 25 47 09 13 12 30. • ADANA: Atatürk Caddesi, Turk Hava Kururau îşhanı, Kat 2, No : 13, Tel : 14 550 19 731. tms&k 3 21 Gfineş 5 31 29 UAYIS 1U81 Öçle lldndl 13.11 17.10 Akşam 20 32 Yatsı 22 29 Rızasız Onay Do Gol ve 1958 onayasasırm, başta dekolonızasyonun /irattığı ozel bunalımların ü'ünu olduğu acıktır. Yoksa her kı olgu da ne oarlamentodo kurucu meclıste) ne de halkivundo ıctenlık'i bır onay görmüştur Belkı de trızasız o nay» yer nde bır tanımlcmo oiroktır Fransa'nın kendl komuo/unda ve sryaset bılıml lıtoraturunda bıle «yan monor NAKLÎYECT ARANIYOR Istanbuı ıçınde saat vi\iü U6 00 arası yılın 365 gününde vaptınlacak ozeı naKİıye ıçın tentelı ve\>a kapalı Bedford ve NC S> Ksmvnnlaa ıht»vaç vardır Isteaiüerın &> io 40 28 W 12 nolu telelonlara tnürscaatlan rıca olunur. (Cumhunyet J387)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle