23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 Cumhuriyet 23 MAYIS 1981 Mustafa EKMEKCİ "Türkiye'de kürtaj sorunu,, konulu panel duzcnlendi îyimserlik... EVKET Süreyya'nın ölümünden hemen sonraydı. Blr akşam, Sovyet Elçüiği'nde verilen kokteylde. bir bayan yaklaştr. Şevket Süreyya Bey, ölümünden önce size iletllmek üzere önemli bazt şeyler söyledi. Size biidirmem gerek.. dedi. Kokteylden dışarıya biri;kte cıktık. Anlatti: ismet Paşa ile Şevket Süreyya Aydemir arasında geçmiş bır görüşmeydi. Kendisl yazmamş. Ama anıyı mezara da gölürmek istememlşti. Bırokılan bu anıyı. belki yazmayocağım, öimedsn bir başkasına anlatocoğım... Bu, böyle surüp gidecek... Bulanık suda bclık avlanır mı? Gazetecilikte avlanır. Her tcşın altı aranır mı? Bu uğraşta aranır... Yckup Kadri Karaosmanoğıu, bir gün telefon etmlşti: Ekmekçl, şimdl sana söyieyeceğimi not et. Yazının bir yerinde kullan, Hay hoy efendim... Söyierdl. cAnkara Notlarıınm blr bölümünde, onun adı anılmaksızm gecerdi söylediklerl... Blr gün, şöyle dedi: Gençllğimlzde, Yahyo Kemol blze, bazı şeyler sövler ve onun adını anmodan yazmamızı Isterdi. Blz de yazardık. Sizler de. genç gazetecilersiniz. Bazı şeylerin, sizlerin kalemlyle kamuoyuna duyurulrnasını istersek, hoş görün... Tabil efendim... ölümüne yakın, sık sık evlne cağırdı. Gidemedlm. Ne d'vecektl acaba? Cenazesl. Esenboğa'don Istanbul'a uğurlanırken eşl Leman Hanım'a başsağlığı dilediğimde şöyİ9 dedi: Sen mlsln o? Senl ölünceye değln öylesins bekledl kl, Sordu, durdu... Geçenlerde, Keclören'e blr arkadaşlara gltmiştlfc. Eskl Keciören gitmiş. beton yığını kaplamış her yerl. Kurtuluş Savaşı meclislerlnin iferl gelenleri. cokluk Keclören'da otururlardı. Bahceler. boğlar lclnde evler. Mareşal Cakmak'ın evl, Atatürk'ün kızkardeşi makbule Atadan'ın evi, Ağaoğlu Ahmet Beyln. Yusuf Akçorc'nın evlerl burada. Mustofa Kemal Poşa Ile İsmet Paşa şlmdl msteorolo|l Genel Müdürluâü olon cZiraat Mefcteblınde kalıyorlar. O da Keciören'de. Aksomları, Keçiören'dekl blr evdo toplanılıyor. Tartışılıyor. AtaturkM* Inönu'nün Cankaya"ya tasınmalorı, doha cok sonra... Samet Ağaoğlu, cocuklu<3unu geclrdiğl evl. satıtan kişiden gerl almak Istemiş... Sotmam... demlş adam.. Vaktivle satmasaydıntz Barl, blr porca arso ver, ben de buraya blr «v kurayım.. Zımık yer venmem, diyo karşılık vermlş adam. Oralara gidlp, lyice bir dolaşmalı... Din adamları kürtaja karşı çıktı tstanbul Haber Servisi Şi? li Etfal Hastahanesiııin Kurulıışunuıı 82. yüdöntltnü nedenl ile «Türkiyede kiirtaj sorunu» konulu bir panel düzenlendi. Sorunun btitün dünyada yüzyıllartlır tamşüdıgmı ve çok defişik açılardan yaklaşıldıgın da degişik sonuçlara \'anldıgını vurgulayan Prof. Nevzat Gürelli, fiilen varolan bir olguyu huKuken yasailatnanın pratik bir yararı olmadığır.; söyledi. «1leri ülkelerde kürUj serbest bırakümıyor, yasal dülenleme içine alınıyor. ömeijirı Devlet bastanesiade, ficretsiz kürtaj yapılması Bns^rölüyor. Çocuk düşurmenln blr para ka 7anma yolu olmasının önlenme si gereklidir» dedi. Soruna biyolojik yönden bakıldığmda kürtaja karşı çıtalması gerektiğini ancak sosyolo jüc deŞerlendiıroelsrta toplum iarm koşullarma göre sürekli değiştiğinl söyleyen Prof. Gürel '.i görüşlerini ozetle şöyle stlr dürdü: «Kürtajda, biyolojik olarak bir cana kıyılıyor. Ama BOSTOIOjlk yaklaşımda. toplumlar lnsan öldürenlere, nekadar çok insan «ildürmüşlerse o kadar da madalya takıyorlar. Evlilik uışı çocııklann piç diye damcalandı^ı blr toplumda, o çocnfu zorla düayaya gttlnnek S Panel'de konuşan Prof. Nevzat Gürelli, fiilen var olan bir olguyu hukuken yasaklamanın pratik bir yararı olmadığı görüşünü savundu. İstanbul Müftüsü Süleyman ICaya ise îslâm dininin insana değer verdiğini ve cana müdahale yapılmamasmı esas saydığını söyledi. doğru mn yanlı^ mı olnr? Bunım cevabuu aramak gerek. Hele bakuken yasak olan kürtaj pratlkte çok yogun blr biçünde yapüıyorsa, zorunlu sos yal nedenler v»r3», niçin yapılan bir tilll suç haltade bırakalım? Şüpheslz kürtajm serbest bırakılınası Oe köydeki hasta Devlet bastahacesinde ücretslz kiirtaj yapma olanap na birden kavuşamıyacaktır. Ücretll kürtaj da fiilen birden kalkmıyacaktır. Ama hafcuk ku rallan mutlak aygulansınlar dl ye komUmaz. Bazan da ldral diye konulur. örneğin medeni yasa yürürlöğe girdifinde pek çok kuralı uygnlanamadı. Hâ lâ da uygulanamıyor. Ama ide al olarak kuranan yurfirliikte.» Panele tartışmacı olarak kahlan Prof. Suavl Topçuoğlu, Prof. Cevat Ba'ouna, Dr. Dün dar Kalyoncuoğlu İse, uzmanlık alanlan olarak kürtajın tıb bi sakmcalan üzerinde durdular aile planlamasında kürtaiın kullanıimasımn çok yanhş oldağunu savundular. Aile plan lamasmda gebe kslmarnamn yollannm aramaası gerektiğini anlataa bütm adamlan, kürtajın serbest bırakılmasının, kürtajı artıncı rol oynayabllecegi en dişestni taşıdıklannı, koşuUann iyice değerlendirilmesi gerektiğini savundular. Panelde dinl açıdan görüştine baş vurulan tstanbul Müftüsü Süleyman Kaya ise, tslara dininin ana karnından başlıyarak insana değer verdiğini ve cana müdahale yapılmamasını esas saydığını söyledi. Ancak teşek kül etaıeden, koruraa tcduirleri ahnabileceğinde din adamlannın çoğuniukla birlsstikterini açıkjadı. Din adaralaının, zorunlu sebep olmadıkga ana kar nındaki çocuğa dokunulmaması görüşünde olduklarını anlattı. TÜBİTAK LİSE BURS SINAVLARİ 20 İLDE YAPILIYOR ANKARA, (a.a.) Türkiye B'lımsel ve Teknik A'cştırma Kurumu'nca her yıl düzenienen ortaokullararası matematık, liselerarası tr.atematik, fizık, kimya ve lıse burs program sınovları bugün ve yann 20 ılde kurum yetkilılerinca yo p;laca'<tır. TUBİTAK tarafından düzenlenen ortaokuüararası matematık yarışmasına bın 087, liselerarası matemat'k yarışma s.na 573, hselerarası fizik ya nşmasma 523 .kimya yanşma S'na 513, lıse burs sınavlarına ise, dört b'm 133 öğrencinin katılacağı öğrenildl. Yetkililerden, alınan bilgiye göre, sınav'ar, bugün ve yarın Adana, Ankara, Aydın, Balıke sr, Burdur, Bursa, Dıyarbakır, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Koyseri, Konya, Malctya. Samsun, Takat, Trabzon, Van, Zonguldak ve Lefkoşe"de yapılacaktır. Toplam altı bln 829 öğrenci nln katılacağı sınavlar sonunda sekiz bölge esasına Qöre yopılacak değerlendirme sonu cu, derece atan öğrencl ve öğretmenlere çeşitll para ödüllerl il« başarı belgeierl verılecektfr. Vızır vızır işleyen arabaların yanından "Kelle koİtukta,, geçiyorlar Beyazıttaki ışıkh yaya geçidiyle, Çarşıkapı'daki alt geçit arasuıda tam tamma 4 ayrı araUh daha. bulunmahta. İnsaruanmız. geçitlerden geçmek yerine buralardan yararlanmaktalar, kit leler halinde. Ve de yol boyunca. ortadaki refüjde uzanan demir parmakhkların üstunden, arasmdan. atlayan aplayan.. Oysa Çarfifeapı Alt geçidiyle. Beyout'taki işıhlı yaya geçidinin aracı» oisa olsa 500 metr». Ama gelin görün ki, ortada uzanan demır korkuluklar, 'gelin buradan geçin* dercesine, yer yer doğal, yer yer de doğal olmayan gedvhler vermekte. Çarşıkam Alt geçidinin hemen yanıbaşındaki Zıraat Bankası'nın önunde; Tiyatro caddesinin. Karofeol sofeağmın. önundc... Ve kitleler halinde yaya geçitlerini kullanmadan karşıya geçenleri görfınce insanın usuna, «ne hati etmeğe yapıldı şu Çarşı'zapı Alt Geçidi?' diye bormak gelıyor. Bumnlanran dibinde uzanan geçitlerin hemen yanından, vvzır vızır işleyen arabaların yanmdan, arasından, kelle koltukta gelip geçiyor yüzlerce tstanbul lu... Yalnız burası mı? İstanbul'un tüm geçitlerı de aynı manzara\ ı sergilemekte. Tum bunla ın yar.'.Fira, isv, sırarlı bir kadro ile ışıkh işaret cihaz lan bozufe havşaklarda, yaya çizgileri silinmiş geçitlerde memur görevlendirilmesi için bugünku kadronun en az 200 yeni memurla takviye edilmesl gerektiğini beürtiyor yetkilıler... Ve kargaşa gün günden ço ğalarak sürüp gidiyor.. Fotoğrafta. Çarışıkapı Alt Geçidi'nin hemen yanından arabaların arasından geçen İstanbullulan görüyorsunuz. (Fotoğraf: Ender ERKEK) 27 Mayıs 1960 devrimınden hemen sonraydı. Millî Birlikçilerden dörtbeş klçt, İsmet Paşa*ya gitmişlerdl.. Onun ne dusünduğünu öğrenmek Istlyorlardı. Paşa. on lara özet'e söyle konuşur: Atatürk de, ben de mtflalctydiV. fhtfJal yaptık, Cumhurivetl kunluk... (Paşa, blroz durakıdrktan sonra çöyle »ördOrur Vonusmasmı) Blz, Cumhurtvettn onuncu yılmı gortcemll toren lerle kırtladık. Buyuk törenlerie, eoşkuyla kutlamamızın başlıca nedenl CumrnırİYetl on y*. k<m»»ı göturebnmlş olmamızdı... ismet Paşa'nır» «özterl betki sözcüğO. s&zcüğOne bSyie değfldL Ama. anlamı böyleydl.. Satır aralarında, konuklannın çıkarabilecekleri dersler de yok değildl. Oiaylan yormanlar, onılarırM yazdıklarmda bllmediglmte daha blrçok çeyi öğreneceölzBlr llglnç olay da şu: Sunay, Cumhurbaşkanltğı sırasında Tunus'a gld«cektl. Kulislerde blr söylenth Aman gttmesln. Yoksa Turtrt darbe yapacak... Inönü, partlnln yetklll kurulunu topladı.. Buraya, bazı eskl asker kökenll politikacılor da çağrıtdı. Toplanh, genisletilmlş blr toplantıydı.. Kendisl tek sözcük konuşmadan, arkadaşlannı dlnledl. Konuşmalar bltlnce, öksürdü.. Şöyle dedi: General Tural, Istedlğl zamon Ihtilâl yapabiHr. (Bu s5z Dzerlne, oradakllerln tümu dondu kaldı. Paşa konuşmasını sürdurdü) Çünkü bunu yapmak Içln elinde kuvvet vardır va karsıda bunu engelleyecek blr kuvvet d» yoktur.. Ama, General Tural darbe yaptıktan sonra, bes daklka lclnde, odasına gelecek blrkaç klşlnln kendislnl tutuklamak üzere ml, yoksa öldürmek üzere ml gelecek lerl konusunda korkuya kapılablleceğinl bllebildlğl Içln darbo yapmayaoak kadar akıllıdır. (Sonra, son sözunü söyledl..) Biz, blr slyosl portl olarak Cumhurbaskanmm Tomıs'a gltmeslne blr şey dlyemeylz... Gectiğimlz salı günü. otobüs bekliyordum. Beklerken, dergilerl, gazeteleri kanştınyordum. önümdekl genc kız, baktı şöyle dedi: O dergl yasaklanmadı mı?... « Hayır, Ankara'da yasoklanmadı.. Istanbul'da Wr sayısı toplatıldu Slzin her seyl okumaniz gerek tabil, eleştlrmek Içln... diye ekledl Hlc tanımıyordum. O tanıyor muydu: bllmtyorum. Ama, otobü3 durağında konuşuyorduk işte. Gençtl güzeldl. Hacettepe'de sosyololı bölümünde son sınıftaymış. Bugun slzin b<ryramınıi... dedim, Kutlu olsun slle... Bizden de geçtl, der glbl mırıldandı. Ekledl: Geriye dönüp, bakıyorum da, annelerimlzln bize verdlğl emeği düşunüvortniı da... Neden karamsardı? O gençltkte. karamsar olunur mu? Buiamadım nedenlnl bir türlü... Demokrasiyl kuracağız daha slzlerle. Hlç karamsar olunur mu? Demeliydtm. Onu diyemeden otobösten lndlm... ••• 13 Prof. Dr. Kamn TUrlBer, flAç enâüstrisi, Uaerizve çöyla konufuyor: 418 yapancıdan 108*1 yertt S*i y»bana fLrmalar» aittir. Ulusal üretimin »M 801 30 rinaa tarafından yapılmaktadır. Çausan işçl kapasitesine göre bu kurnmlardajı 2'si 500'den yukan, 8'si 250500 ansında, 11'i 100 250 arasında, 3ü 50100 arasında diğer kalanlan İse SO'den azdrr (19T7 kayıtlanna göre). Halen yürurlükte bulunan 1262 noin yasanın sçık hükümlerine rağmen yukanda »dedi verilen ba firmalaruı yasada ön göriilen vecibelerl yerine gedremedikleri maalesef blr gerçektir. Ba kanunun 5. maddesinde <tspençiyari ve tıbbi mevat ve mus tahzaratm her türlü fenni sart lan haiz kafi lesisatı muhtevi blr laboratuvar veya bir fabrika da lmall mecburitlir» denmekte dir. 1981 Türklye'sinde bn maddenin özellikl« «her tflrlü fennl sartlan.»» kelimelerl son derece anlamta olması lazımdır. Her halde fenni şartlar derken kanun böyle bir kurnmda temiz blr tuvaletl olmalıdır demlyor. Yürürlukte olduğu surece bu kanunun anlamı bu çünkü biliınsel aşamalan göz önüne ala rak insan sağuğı için son derece önemli Hâç yapılan bir yerdeki bilimsel çartlann yerinde ve tam ounasını öngönnektedir. 19721919 yıllan arasmda SSTB Eczacıuk G«jel Müdürlüğü bilim danışmanı olarak ça lıştığıra sürece edindiğinı bügilere dayanarak diyebUirim ki, üfte ilaç üretinünin fo 80'nini üzerine almış bulunan 30 ilâç yapun yerlerinde dahi bn vecibe yertae getirilmemlş hatta tahminlerin de çok altmdadır. Hal böyle olunca ikide bir basm ve yayın yohı ile Türklve'de ilâç sanayil dünys Oe boy ölçüşecetc duruma gebnlşttr, iddlalan kesinlikle geçerll degildlr. Cumhuriyetin kurulnş yıllarmdan sonra filkemlıde günfin koşullanna göre yerll hay» vansal ve bttkisel kayn»klarv mızdan istifade ederek İlaç & • retbni çok mütevazl blr şekilde ele almmiştı. Yıllarca bir laboratuvarnmz mezbahalarduı t.\dıği karaciğerlerden tedavide uzun yıllar kuOanılan Uâçlar üretmiştir. Aynl labratnvar bipofiz berinln arka lobundan etken ilâç üretimi yapmıştır. Bu Sirişimler her halde bir mectrariyetin icabı olarak yaptbmyor. du. Unııtmansak lajnm ki bu devrelerde üretilen ll&çlann ben zerleri dünyanın bir çok yerinde de yapüıyordu. Eger bn son derece oluplu girişimlere bu ter bbüs sahiplerini takibedenler biraz da bilimsellik ilave etselerdl kesfnliMe söyleyebübinı belki de B12 vitamini diğer bilime önem veren ülkelerle hem zaman olarak Türkiye'de uretilebflirdl. Ne var ki bu işler zordur. Bu İşler fazla kazanc sağlaıuaz. Nlhayet bu îşler her ışeyden önce büirnsel merak lster. Dışardan ham madde itbal edip ülkede bunu bir kalıba soknp tüketlnie arzetmek hem kolay hem de çok kazançbdır. Nedense halen de ilâç yapımcı BİR IMF HEYETİ 27 MAYISTA GELİYOR ANKARA (THA) Ulusterarası Para Ponu (IMF) TUrklye ve Orta Avrupa masası sorumlusu Peter Hall başkanlığındaki bir fon beyettnln 15 gün Bürecek temaslarda bulun mak üzere 27 tnayıs günü TUrkiyeye gelecegl ögTenlldi Edlnüen bügtys göre heyetin Ankara'dald temaslan sırssırtda Fon'un 1981 haziranlS82 haziran döneminde TürMye'ye sag layacagı 450 müyon dolarlık Perfonnans kredisinin riajhlimı ve takvlml bellrlenecek. Ankara'da Malîys Bakanlığı üe Merkez Bankası, Devlet Plan larna Teşkllatı ve diğer bakanlık yetkülleriyle temaslarda bu lunacak Fon heyeti aynca Tür klye'nin 19781980 yıllan arasın dakl iM yıllık ekonomü geliş me göstergelerine ilişiün bir rapor da hazırlayacalc. Raporda milll gelir, kambiyo gelişmeleri ve diğer istatistik bilgiler jer alacak. IMF^oln 1980 Standby anlaşması uyarınca sağlayacağı 450 milyon dolarlık performans fcredisintn kullanımına llişkin ilkeler heyetin temaslanyla be lirlendikten sonra fon*un tenv muz ayında toplanacak genel kurulunda tafevlm kestolüt kazaaacak ve daha sonra da kredi işlerlik kaaenacaktır. uqur mumcu taJdit, kontroJsüzlük, dıs pörünüş itibariyle aldattd kamufProf Dr. Türker, Uao yapuncılığımn dışa bağımlı olduğunu çu örnekle uzun nzun anlatıyor. özetliyorum: «Türkiye'de gerçek anlamda bir Uaç endüstrisi yoktur. Mev cut yapuncılann hemen hepsi montaj sanayü şehlinde çahşmaktadır. Ihşardao ithal edilen madde bazen yan nıatnül • ülkemizde yapımcılar ta rafuıdan belirli bir tarmasöük şekle sokulmairtadır. Firmalann büyük birçoğunluğu bu ınontaj işicri dahi yapamamakta ve ruhsatü Uaçlannı başka labrikalarda üretmektedirler. Bu farmasötik montaj yapılırken hiç bir ciddi kontrol yapü maznaktadır. 1975 yıta dikkate aunarak verilen bilgilera göre Türkiye'de hammadde olarak •'• 1012'slnin yerii yapüdığı iddia edlunektedir. Bu doğrm de ğjldir. Buna çok somut bir ör nek verUirse. Türkiye'de ampi silin üretildiğl ve bunun ^> 100 kendi öz mamülümüı olduğu iddia edilir. 1 kg AMPİStUN üretmek için: 0.637 Trietilamid, 1.935 Ndietilamin, 0,700 dimetil dlklorosilan, 0^15 fosfopentaklorür, 6^00 Nbutanol, 23,54S MetU klorür, 0233 Kinolein, 0.686 Trünetilmoroklorosilan, 0.656 Fenilglisin, 1^52 Penisilin G potasyum, 4.836 metil Izobutü keton, 0.060 aktif karbon, 1250 İzopropil alkol, 0A3 HQ anhidr, 0.445 aseton, 0.750 sodyum sulfat anhidr, 237b sodyum trioksit, 0^53 metil al kol, 2J49 HQ % 35, 2254 Amon yak «o 30, s m azai 26^50. gibi / 22 kalem kimyasal madde ve reaktlfe ihüyaç vardır. Bunların en az % 95i belki de biraz •fV^ tazlası yurt dışmdan itit ı hal edilmektedir. Bu duruma göre Türkiye'de imaı edildiği iddü. edllen hammadde üretimi bakunmdan da büyük ölçüde dışa bağımiı durumdayız. Diğer taraftan 1975 Devlet Plânlamanın raporlarına göre de Türkiye'de iddia edildiğt şekilde ilaç hammaddesi üretimi yapabilecek personel sayısı kesinlikle kafi değildir. Hammadde üreten 10 büyük firmrjıın ürettiği nl iddia etiği 38 hammaddeyi 23 teknik personelle yürütmektedir. Firma başına 33 kîşi düşmektedir ki bu adette perscnelle hiç bir tek maddeyi üretme olasılığı yoktur. Efer meslek gruplanna göre bir da ğüım yapılırsa durum daha da acıdır. 1975'de 10 firmamn tek nik personel dağdunı şöyledir: Kimya mühendisi: 25, Makina mühendisi: 2, Elektrlk mühsndlsi: 1, Ziraat mühendisi: 1, Ec zacı: 3, Biyolog Bakteriyolog: 3. Firmalar: 4tabay, Bayer, VVyeth, Pfîzer, Fursamnsa, Mus tafa Nevzat, Roch. Sandoz, Milen. Çok çelişkili bir husus şudur: Türkiye'de dünya ile boy ölçüsecek düzeyde gelişmiş ilaç sanayü iddialan... on tirmada çalışan sadece üç eczacı.. eczacı enflasyonu ve issiz yüz lerce eczacı.. ve Türtdye'de ilaç sorunu. Durum gayet açıktır.» lajJ» Plajlarda uygulanacok tarifeler belirlendi İSTANBUL (o.o.) lstanbu! Belediyesl, kentdekl ploilarda bu yaz mevsıminde uygulanacak tariteyl yenlden belirledı. Buna gore, beton plajlarda giriş ve gardrop ücretl blr kişı İOin 20 lira, bir klşllik kabtn 35 lira. ikl klşllik kabln 55 llra. Oc kişillk kabin 70 llra, dört Wşilik kabin 85 llra, özel alla kabinl 140 lira oldu. Ahşap pla|larda İse giria ve B°rdrop ücretl 20 llra, btr klşllik kabin 27,3 llro, Ikj klşJllk kob*n 42,5 lira, öc klşllik kabin 55 Mra. dört klşllik kobin 70 Hra. 6zel aile kabtnl )se 112^ Hra olarok 8aptcmdu suun uyduğu yöntem bu sonnn eudur. Derdemez şu suaüeri sıralayarak ilâç vapımcısmm Cum huriyet döneminde katettiği ileri ve dünyadahj emsalleri ile boy ölçüscn eellşmelerini sıralamak akla gellyor. DIŞA BAĞIMLILIK Prof. Türker, colay& dışanaan bakarsanız, eh llftç endüstrisi vardır, diyebüirsiniz, diyor ama Içyüzüne etüirseniz.» Devam ediyor: a) Süslü renkU değişik ?eklIH kapsül, draje vb. gibl diğer farmasötik şekOlere bakarak aynl renk, aynı şekil ve aym kalrpta ki dünyadakl emsallerine krraslandığmda eşitlik srzeden bir gellşme vardır dtyebiliriz. Bu tayaslama •adece dış gorünüşrür. Dışı serünüşu hfckıımf>dfv zordur, teknolojl ister, uzman ister, ister... ister... ister» derler. O halde nerde çelişme, ner de dünyadaki emsalleri ile boy ölçüşme ve nerde endüstri. 1262 noiu im.nnniTn açüc hülcmü olmasma rafmen bu aektörde halen ürettiğini modern yöntemlerle kontrol edecek laboratuvarları yoktur. Bunun içia üUkedekl mevcut beyin potanslyelinden istifade dahi düşflnülmemiştir ve düşfinülmez. Asiında son yıllarda devletin !»• tanbul ilinde bir ilaç kontrol laboratuvan kurması telkirüerl de bu sektörün baskısuıdan Etl miştlr. Tani olay şudur: tlao yapımcı üretsin, devlet kalite korrtroliinü yapsm, ben de kazanayun. Çok iyi blr düzen. Ama bu üâç yapımcı şunu çok İyi bfllr ld firetOen bir mabn en İyi kalite kontrolü fîretildl Ses, kişilîgini insanın belirSiyor 1931 ELLJYILÖNCE Cumhuriyet 23 MAYIS 1931 sıyla hıssettiren blr yaz daha geldi. Ciddiyetle me sele üzerinde durduğunu yakından gördüğumüz hükumetimizden bu mesele hakkında bugün yapacağımız rica artık bu meseleyl en doğru şekliyle bir an evvel halletmesidlr. Hallolunacak mssele istanbul su ihtiyacımn en mükemmel blr şekilde ve bir an evvel teminidir: Bu şırketle değilse başka bir şirketle. Fakat dediğlmiz gibl artık bir on evvel. YUNUS NADİ blr maziye sahlp olan bu şefkat ocağına yardım et V mek, seneoe bir lfra 8rerek cemiyete aza olmok herkes lcln Mr borçtur, vazlfedlr. ULUSLARARASI NAKÜYECİLER DERNEĞİ'NİN KONGRESİ ERTELENDİ tstanbul Haber Servisi Kl sa adı U.N.D. olan üluslararası Nakliyeciler Demegi'nin dün yapılan Genel Kurul'u ertelendi. Genel Kurul'un erteleme nedenl olarak, halen demeic yönetirrunde bulunan kişılerin, kongreye katılmayan ve 116 üye firmanın büyuk bir çoğunluğu nu oluşturan yöneticiler adına veltilstle hareket etme istegi gösterildi. Kongre Başkanlığı'nm, Y^netira Kurulu üyelerinin ellnds bulunan veiiâletlerin temsil nitelığine sahip olmadjgıru bildırerek Kongre'yi bir halta sonraya ertelediği duyuroldu. Kongrede aynca bir bö lüm Uye de mevcut yönetlaü suçlayarak «Tiirkiye'ııüı oluslararası taşunacıbk aianında etküi olabilecek imkanlara sahip olduğunu, ancak U.N.D. yö netbninm bu Unkânı değerlen direbüecek çahşmalar yapmak tan çok uzak bulundoğunn» belirttiler. Tünı demek Uyeleri nin kongreye katalmalannın zo runlu olduğu da toplantıda vur İSTANBUL'UN SUYU ÜZERİNE İstanbul suyunun tdaresıni üzerine almış olan şirket hakkında en acı tenkitleri bizim yapmış ol duğumuz malumdur. Bugün dahi o tenkitlerimızden hiç birini geriye oiacak vaziyette bulunmuyoruz. Ancak bütün bu tenkitlenn maksadı İstonbul'un halen pek nsnsan olmakta devam eden su iht'yacın'n bir an evvel tctmininden ibaret olduğunda da şüpheye mahal yoktur. İşte su Ibtlyacını fazla23 mayıs Kızılay günüdur. Her derde koşan, her yarayı saran, aç çocuklan doyuran, c:?laklan glydlren Kızılay cemiyetidlr. Yarım aaırlık cok şerefll İlaç yapımcılığı her yönüyle dışa bağımlı nl lçi benl vakar. b. (a) şıkkffida bahsa konu vasıflar dahi dîkkate alındığında ilaç yapımcısmm bangi oranlarda dışa bağnnlı oldcğu ve aynca bu teknoiojl kullanıbrken frerçekten Uaçtan beklenen yararhlığın muhafaza edilip edümediği ilaç yapuncıya sorduğumuz zaman alaeağunız cevap son dereee subjektif olup bu sektör h&lâ renkli sfislü üretlm mahsulil ile Uacı hss taya Uetmeye yetküi hekimi, eczacıyt ve nihayet masum tüketicl balkı kandırseağnn zannetmektedlr. Nitekön deglşik vesilelerle bn İlaç yapımcıya «Ürettiginiz X ilâcı blyolojlV ya rarhği batamından emsaBerl Ue aynı değerde mîdir? diye sorduğumuzda» alacağınuz cevap eayet açıktır. «Henüz bu testlerl Türkiye'de yerleştinnek tX yerde yapıhr. Devletin kontrol laboratnvarlan sadece bir referans ve bir teftiş laboratuvandır. Yoksa ülkemizde ötedenberi gördüğumüz (fibi vatan daîm ölümü pahasuıa da olsa bir solüsyon icerisine NaC3 yerine KCL konulabilir veya draje veya tablet vapım i?lemlnde bir teknik ihmal yüzönden bu farmasötik sekiller içindeki etken maddeler tamamen vokolur ve vatanda? da bnnlara para ödeyerek Daç yerine kullanır. Konastuğumuz bazı Oerl düzeyde ilaç üretliklerini iddia eden yapımcüar, «İlaç ya prmeüannın kontrol araştırma ve frelîştlrme ddprlerinden koşutlan verine çetlrmiyprek kâr saşladı'klannı» Hlraf ermişlerdir. îste yanm asırhk Cumhuriyet döneminde Uaç sektöründeki gellşmeler: Montajcüık, İSTANBUL (a.a.) insanın seslnin kışıliğınl belirlediği, ay rıca fıziksel durumunu yonsıttığı belırtıldi. Cerrahpaşa Tıp Fakülteei'nce düzenlenen «Otolarengololi Günleri» seminerler dizisinin ikincisınde konuşan İ. Ü Rektör Vekili Prof. Dr. Fikrı Şenocak insan sesine melodi, şiddet, patos, mariyerizm ve melizm gibi faktörlerin etki ettiğini beiirterek, «inson'.ar hüzünlü konuşmolarında minör, zofer, kavga, nefret anlatan konuşmakınnda ise majör sesler cıkartrlcn» dedi. Prof. Dr. Şenocak şddeî li sesler'n savunma olayını ıfada e:'ğini kaydedsrken, «Günlük hcyatta fısıltı He söy lenen bir kelime, bazen şiddet li söyîenen kelimelerden daha etkiiidir. Yumuşck sesisrte açıklanan nefret c'uygusu daha etkili ve kuvvetlidir» şekiinde konuştu. Gaz deposu patlayınca ıkı «ı # # • F;:Î KIZILAY GÜNÜ YARIN : Nejla Bal'm Gözlemleri İSTANBUL (a.a.) Bağdat Caddesinn Suadıye böiümünde bir apartmann 4. katının arka baikonunda bulunan kat kaiorifennin boş gaz deposuna oksijen kaynağı yapılırken meydana gelen pctlama hasaTO yolactı. Scat 19.30 siralarındo mey dana gslen patlama sonucu cıkan yangın itfaiye tarafından söndürC'ldCı. Patlamcda kaynak yapan iki işçi hafif yaralandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle