21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
lumhuriyer 2 MAYIS 1981 bin liraya 2 er elbisesi istediler ANKARA. (Cumhuriyet Biirosu) Ankara Sıkıyönetim K o mutanlığı Askeri Savcılığınm. Mamak ö?el Askeri Ceza veTııtukevinden kaçınlan sağ görüşîü. ölüro cezasına hükümiu İsa Armağan ile Mustafa Pehlivancğlu'nun firar olayına ilişkin hszırladıeı iddianamede iki yüzbaşı, bir üsteğmen. !>eş er ve 17 başka kişi suçlaıııyor. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı (1) Numaralı Askeri ^rahkernesircie sürdiiriilen davada Mamalt'tan firar eden sa nıklardan M'.ıstaîa Pehlivanüğ!ıı daha sonra yakalandı ve ijiürn cezası 7 ekım 1930 günü Ankara'da infaz edildi. Askeri Savcılıkç3 Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı (1> Numaralı Askeri Mahkemesir.de haklarmda dava açılan sanıklar şöyie sıralanıyor: Hasan Mesci (tank yüzbaşı. Ozaevi 1ç Emniyet Amiri). Abdülkadir Boeu (Muhafız Bölügünde er). Neşet Balbaşoğİu (Muhafız Bölüğünde er). Ra fi't Yliktat (Muhafız Bölüğünde er), Mustafa Atnn (Muhafız Bölüçünde er). Hayrettin Sermer (Ozaevi A Elok görevlisi Assubay Çavuş). Selim Vıldız (Cezaevi A Blokta görevli Yüzbaşı), Semih Seberci (Muhafi7 Böliik Komutanı Yüzbaşt). Fnat Taşçı (İnzJbat Ta kım Komutanı tstesnıen), Halim Şimşek (Muhafız Bölüğünde AsNubav). Kenan Oörme/ (Muhafız Bi'lüğiinde onbaşı). Valçın Iükü (Avukat). Seyfeitin Frcan (Av.ıirat), Siikrü Çiıfiırcı (^liiteahhstlı, Erdem Senrn^ık (İYD Hııkıık Büroju Şefi), Ffltih Kirisrioîiu (tlküfîi aıılk). Yaşar Yaralı (t'Yn Hıı!;u!; Masasmda s''ir"v!;), Erluğrııl Kılıç (İ'YO Hukiik raasasüi mak'tan firarlan ola>ina iJişkin iddianamede yer alan suçiar ve delilleri şöyle sıralanıyor: «Mamak özet Askeri Ceza ve tutukevi A Blokta 26 temınıi7 l W sünii ?aat 21.00'de « 0 savıın vapan nöhetoi subayn yiİT'başı Seîim YıltUz. nöbetçi astsııbayi Hnvrettir) Sermer. gar(Kyanlar Halil Frdosan ve Haydar Balıkçı A ıınmaralı tec tıı ile burada bulunan hükümlüler (nöbetçi hiikümlü illşkilerini) aşan samimiyet kurdular. Bazı ihtiyaçiarım onıın aracıliij! ile sasladılar. Tutuklıı sanık Pehlivanoe!» ve Armağan hu ilişkiyi daha ileriye sötiiriip er Abdölkadir Bocu'ya knoma planlanndan söz ettiler. Kerıdisintlon t.îfl b:n üra karsılıtjmda iki ;i"1et ;T e'bisesi istfdîler. >hdii!k?.dîr Bocu öte d«vsmlı nöbet tutan er Neşet Balbaşoğlu ile de anlaşan Arınağan ve Pehlivanoğhı. oııun tavanda delik açınası kar•iihjmda 150 biıı Ura verebilereklerini vaadettiler. O günler de cezaevi mutfaeında çahşan kompresörfin çürultiisündeıı vararlanmak suretivle bu deli5in açılahilpcesini belirttiler. Ve hiifrpnin penceresitıden sar kıttıkları iple tsvanda açılacak «NÖBETÇİ ER İLE DE ANLAŞAN ARMAĞAN VE PEHLTVANOĞLU ONUN TAVANDA DELİK AÇMASI KARŞILIĞINDA 150 BKN LÎRA VEREBÎLECEKLERİNİ VAADETTİLER.» SANIK ABDÜLKADÎR BOCU. KAÇIŞ OLA\TXDAN YÜZBAŞI HASAN MESCİ'NİN KESİNLİKLE HABERDAR OLDUĞUNU VE ZAMAN ZAMAN OLAYDA ROLLERİ OLAN DİĞER SANIKLARIN HAZIRLANMASI İCİN TALİMAT VERDİĞİNİ SÖYLEDİ.» Mustafa EKMEKCİ Ağlayam olmayanlar.. lr genc kız yolda papaza rastlamış. Sormuş: Papaz efendi, bır sorunum var. Söyleyebilr mlyim? Günah cıkortacaksan kilıseye gel, demış papaz.. Hoyır, günoh cıkartmayacağım. Sadece soracoğım... Sor bakalınn... Ben nişanlıyım. Vücudumun nereye değini nişaniıma helal. nereye değini harcm? Onu sorocaktım. Papaz • . Boynundan çorap lastiğıne değin haramdır, geri yonı helal... demiş, yürümiiş. Aradan bırkac gün geçmış, popaz yolda kıztn erkek kardeşine rastlomış. Sormuş: Ablan nasıl, iyi rni? iyi, demiş cocuk. yalnız birkac gündür corap lastiklerı boynunda dolaşıyor B d3 görevli). Tevfik Güven (İ"VD Hukuk Masasında görevli), Kamil Konya (Kütahya t YD Başkanı). Frtan Olgıın (Eskişehir t'YD Başkanı), Timur Kodor (Kütahya ÜYD üyesi), Emir Kuşdemir (ÜYD sempatizam). Sag görüşlü ölüm cezasına hükümlü İsa Armagan ve Mustafa Pehlivanoğlu'nun Ma rit bölünıünde 32 kişi bulunması çerekirken 30 kişi bulıındusunu saptadılar. Eksik olan iki kişinin ölüm cezasına hüküm]fl İsa Armağan ile Mustafa Pehlivanoslu oldıığa beUriendi. Yapılan sonışturma sonun<la: Firar olayından bir süre önce .î nnmaralı tecrit içinde " niibet tutan er Abdülkadir Bo ki sanıkİ3rdan er Mustafa Allıın'a olayı an!3ttı. Bocu, elbiscleri hulabileceji yeri öijrendi ve iki adel er elbisesini çöp bidonuntın içine knyarak hüküm lüierc ' erdi. Mehmet \ltun da yanımîa olduitu laide bir gün perıceredeıı lıükümlülerle Uınıuşarak kaçış çünü ve zaraa ııını fiğreııdi. 3 nıımnmlı t t ı ı i t kısmında delıjin yerini tesbit ettiler. \eset Balbaşoğlu'nun sağladığı çi'kiç ve keski ile de hücrenin havalandırnıa bacavının hulunİ1 Û leri nz hir tazyikle aı,aİ1 U hilpceh hale gotirdiler. • numaralı hüorenin icinW (ien /amaıı zaman aynı yeri oyarak çıkabilecek hi«;ime solaular. Ve öncerieıı planl.indıfı ü/ere 25 tem ÖĞRETİM ÜYELERİ ÜNİVERSÎTELER YASA TASARISINI TARTIŞIYOR D Prof. Erdoğan ALKİN (İ.Ü. İKTİSAT FAKÜLTESİ) Üniversiteler yasasında yapılmak istenen değişiklikjerle ilgili tasanlan, hiçbiri.ni görmek olanağı bulunmadıgmdan ya!nızoa basına yansıyan haberlerden izleyebüdim. Bu nedenle görüşlerim, herhangi bir tasarı üzerir.de eleştiri ve öneri değil. genel nitelikte olacaktır. Bunlar şöyle sıralanabilir: Büimsel öaerklik olnıadan U n:versite olamaz. Büimsel özerkliğin temel k o şulu, yönetim özerkliğidir. Yönetim özerklitinin en önemli ilkesi yöneticilerin yönetilecekler tarafmdan kesin ve tek aşamalı seçimidir. Kürsü, böliim, tam gün. yanm gün gibi kalıp degiştinneleri ile tiniversirelerde etkinlik sa^lanması son dereoe güçrür. Ünivçrsıtelerin sorunlanna an rak yliksek eğitim kurumlannda uzmanlaşmış kimselerin yardunları ile çöziim sretirilebilir. Gelişmekte olan üniversitelerin ö'ğretim liyesi eksikligi sonınu ancak bu kıınımlarda verilen ve verilecek hizmetlere maddi manevi saygı gösterilerek çözülebilir. Üniversite oğretim üyesinin en zor yetisen bir eleman olduirıı yadsmamaz gerçektir. Ülkemizin yapı?ı gereği onun devlet nıemunı olması bu ııiteliğini de«iştirmez. Üniversel sistemi ve oğretim üyesini salt kamu kurumu ve devlet memuru gören her zihniyet. sanıldiğınm tam tersine egitim ve biüm yaşammda unulmaz yaralar açar. «Ankara Notlaruntn bir özelliği de Ankara'da olup bitenleri okurlara auyurmok. Ne olup bitiyor. öğrenıp olaylann hober olmayacak bölümlenni aktarmak. Arra, yurdun her yeri. yaşanan olaylanyla. ınsanlarıyla Ankara. O yönden. bazan Ankara dışına taşmok istivor canım... Rize'den gelen b:r arkcdaşım anlottı. Övünrr.ek gıbi olacak ya, aktaracağım. Arkadaşım: Rize'de «Ankara Notlansnın hastası var... dedı. Nasıl? Bayındırlık Müduriüğunde, tahakkuk memurlarından biri. Mustafa Ekmekci adına, bordroda «istihkok» tahakkuk ettirmiş... Eeee, sonra? Sonrası bu. Encümen'de yaniışlığın farkına vanldı. Mustafa Ekmekci admda birinin orada calışmadığı, memurun dalgınlıkla yazdığı anlaşıldı da yanlışlık düzeltildi... 67 ilden. bır görmed'ğırn Sinop var. Oradan gelenler. «100. Yıl Sinop Çocuk Şenliği» törenlerini anlattıtar. Törenler, 22 nisanda başlayıp üc gün sürmüş. Onüc il kotılmış şenliğe. Katılan iller şöyle : Artvın. Rıze, Giresun, Ordu, Somsun, Zonguldak, Bolu. Aaopazarı, İzmit. Trabzon, Erzincan, Van, Gcziantep. Gelen ekıpler S'noplulann evlerinda konuk edilmisler. Uc gun. kentin otobüsleri cocuklara parasızmış. Yurt dışından da, Lıbya ekıbi gelmiş. Şeniik, ilin huk'jk işleri mücÎLİrü Mustafa Korkmaz Dincer'ın bcşkanlığında oluşan kurulca düzenlenıp yönetılmış. Şenliği görenler, «Böylesine Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlanmamıştı» demişler. Şeniığe katılon cocukiar, Sınopta oğırlandıkları gıbi, kentin otobüsleriyle illerine, evlenne değin götürülup bırakılmışlar. •*• + ••* Yurdun bircok yerinde olduğu gibi, Ankara'da da soruşturmalar, yargılamalar ilgı çekıci haberler olarak gazetelere yansıyor. Basın yasası. duruşmalar sürerken mahkerrevi etkileyecek yonjmlar yapılmosını yasaklar. Ama, bazıları buna uymazlar. Yargılananlar, kendj göruşlerj çizgisınde kişiler değilse, veryanstn eden yazılar döşenmekten ceklnmezler... Mamak duruşmalarını zaman zaman izlemek Istiyorum. İlgınc gözlemler edineceğimj sanıyorum... Sanık gençlerın duruşmalarını izlemey6 gelen yakınlarının coğu anneleri. Bir genc göruş oyrılığı olan komşusunun oğlunu yoralamıs. Duruşmaya ikl anne de gelmişler. Komşu oldukları icin, birlikte gelip birlikte sırava girip, dinleyicl yerınde birlikte oturuyorlar... Annelerin coğu yoksul. YoksuNuklcn üstlerinden. başlarından, gfysiierinden belü. Giysılerinde yamalık, yamalık üstüne. Biri, ikj eliyla dizlerini döverek dolaşıyor. «Tüüüh... tüüüh...» diyor. Şu karşıdaki benım kizım.. diya ekliyor. Kız okuyacaktı da, yoksul annesıne bakacaktı... Bütun umudu ondaydı. Ünlü biri ölünce, gazetelere ölum ilanları verilir. Duyurulur. Biri şöyle dedi: Biz coktan ölmüşüz, ağlayanımız yok. rekler acısıdır. Şu anda Bursa Üniversitesinde mevcut bulunan iktisadi ve Sosyal Bilimler Fakültesi vanında iktisadi ve Ticari Bil:mler Faküliesınl oluşturmak ne derece tutarlıd'r? İsımlerj cok benzeyen bu ki fakültenin amaçlarım net bir biçimde tonımlayabilecek bır kişinin cıkabileceğini bile duşünemiyorum 5) Rotasvon ilkesi artık isıemez hale gelmiştır. 6) Akademi öğrencilerini her hangi bır değerlendirmeve tab| tutmadan bir onca üniversıte oğrencisi haline getiren tasarınm, bu öğrencilerj yetiştiren oğretim uyelerinin 7334 sayıiı ve benzeri kanunlarla devlet teminatı altında almmış ünvanlarının üniversitelerorası kurulca değariendirmeye tabi tutulacağından sözetmesi obestir. Bu şekilöe bir eylem okademı öğretim üyeierini ren ade eder. Dolayısıyla ünvanlarını yasal olarak kazanmış okademj öğretim üyelerj istifa veya emeklilik yoluyla okodemik kariyerlerini kapatırlar. Bu nun sonucunda ondokuz akademinin kadroları boşalır ki, büyük şehirlerin cazibesinden uzaklaşmok istemeyen üniver site öğretim üyelerine yıne bü vük şehirlerde kaima imkânı doğar. Sanırım üniversitelenn ıstedid/i de budur. Kaldı ki, ad vüksek öğretim kelimeleriyle başlayan bir yasado hâlâ üniversite öğretim üyesi devimin: bırakmak yanlıştır ve sade öğretim üyesi deyımine yer verii rr.esi gerekir.» Prof. Dr. Özer SERPER (BURSA İKTİSADİ VE SOSYAL BİÜMLER AKADEMİSİ BAŞKANVEKİLİ) tYüksek oğretimi düzenleme yi amaclayan yeni tasarıyı bü tünüyle ele olmdığında reform voscsı olarak kabul etmek ma aiesef mümkün olamamakta! d r. Tasarı bu şekliyle vüksek öğretımde deformasyona sabsp olacak niteliktedir. S ö y l e ki. Prof. Dr. NURİ KARACAN İ.Ü. İKTİSAT FAKÜLTESİ Yenl Üniversiteler Yasa Tasorısı değerlendirmeye, bu ta Yasa tasansında. konuva vsteri kadar eğilinmediâini gösterir tutarsızlıklar var. Örneğin mevcut üniversitelerin Yasa tasarısınm üniversıtele sorunlarını cözmeden ve ceri, sBılımsel bakımdan özerks reksinim'erini karsılumodan kuruluşlar olarak tammloma(Antolyo. Van çlbi) yeni bö'ge sından, kurulmak istenen Yuksel ünivers'teier kurmaya kalsek Öğretim Kurumunun olukışması gibi: Anayosa'ya ve sum sekli ve yetkilerinden ütoplumsal nerceklere ters düs niversite özerkliğinin kaldırı!tOâu icin Dir si re önce kopamak istendıği acıkca onlaşılıt:ldıqı halde yeniden rözel» yor. Bir toplumsal gereksinımi ün;versiteier kurulmak istenme karşıladıklan sürece. kazanıl^i aibi: öâretim üvelerinin haf mis haklorın ortadan kaldırıltoda PT az 10. ööre'im varması sanıldığınöan cok daha dımcılorımn en aı 1? saat güctür ve cüniversite özerkliders verme zo r unluâu gibi: ği» toplumsal bir gereksinımi Hoktora va do tıota tızmanlık karşılamaktadır. cünkü siyaünvonını kazanmasırdon sonsal iktidarlarm husumetinden ra en gec oltı Y'1 icînde dove nimetlerinden korunmadığı centMk s'navım basaramayan sürece, bitim adamı cezalanni^istan'ann kurumları i's i'isdırılnnamak icin gercek olduğukisinin kesilmesl, fakat bu qina inandığı fikırleri söylemekhi kim<;=ierin, basvıi'ması haten cekinebilır, ya da ödüüen!ind«î YÖK'ün nnerişi n?prine dirilmek icin inanmadığı halde oeMsmekte olan bölaelerdeki siyascl iktidarın hoşuna gıdeyiiksek önret'm ktırıiTilannda cek şevler söyleyebilir. İki stk oörev "eri1mf>sî (Bon poıır orida toplum icin zararlıdır. Öyp,n{) oibi. Bu örneklpr, taslok le anlaşılıyor ki üniversite ortohn enlt$ı!ması. 0zerkliğine karşı tutum, özerkile isb'rliöi vapılmisı, üğin sorumsuzluğa vol actığı kamucyuna acık ha r eket edilbazı örneklerrien kaynaklanıyor, fakat özerkliğin olmamasından doğacak sakıncalar ve terince değerlendirilmiyor. Ka Prof. Yüksel radeniz Teknik Üniversitesınin ÜLKEN ve Atatürk Üniversitesinm Bakanlığa boğlı olduğu dönemdeki yonetimi ve bu dönemde ortaya cıkan sakıncalarla, ö(İ Ü. İKTİSAT FAKÜLTESİ) zerkliğin kazanılmasından son Türklye'mn tam bir açmaza ra elde edilen cok daha olum sürüklenraiş olduğu bir döneml ı sonuclar savını konıtlıvor. de üniversiteler ve diğer yüksek sarının hazırianış bicimini eleştırmekle boşlayacağız. Yasa tasarısı bizim icin, yaklaşık dört ayda. cok kez birbiriyle celışen. doğruluk derecesi şüp he'i. zaman zaman yalanlanan, fakat son şekli resmen acıklanmayan bir haberler ve dedikodular karışımı oldu. Bu yasanın uygulanacağı kuruluşlcr olan üniversiteler ile veterli bir diyalog da kurulmuş değil. Şjnu da belırtmek yerinde olur kı, yönetime kotılımın yay gınloştırılması, yasal olarak ozeleştırıyi birlikte getirdıği ve sorumluluk hclkasını penişlet t:ği i c n üniversite özerkliğ nin sak^ncalannı ozalttığı halde vasada böyle bT duzenlemeve de gidümemıstır. oğrenim kurumlarmm aksama«ı doğaldır. Tüm Türkiye devım yerincie ise yani baştan ta•îir edılirken üniversitelerin de bu tamir kapsamına alınma*: uvra biçimde doğaldır. Kuskusuz üniversitelenn ve v',.ı>sek ögrenimin birrok sorun ları ve eiderilmesi gereken nksakhklan vBrdır. Ancak teşhis: ısabetli yapmak gerekir. Herşey den önte sonmlann ve aksakhklann ö>erklikten kaynaklanrnadığını kabul efmek gerekir. İ'niversits >"önetiminde S"iyüsal mekanizmanın etkisini art:racak ve «iyasa! iktidara rgırlıklı rol tanıyacak bir d^izenleme ma;ı1F?*} geriye giriış olacaktır. Oec;miş döneme baktıgımızda ozerklikten yoksun <V,anie.r;n ri:; rıırau bu kor.ııda rahat bir yars;ıva varmarr.ızı kolaylaştıracak raptadır. ok\ıduğumıız ka cian ile hıızırlar.makta o'.an iasannın tartışmasız en önemlı n.oktası burada düğümlenmek•edir. Diğer düzenlemeler ikinci derecede ve ayrmtı niteliğinde sayılmalıdır. Ancak bunlarda da duygusal olrr.amak, gerçekçi ve özeükle fonksiyonel d'.lzen lemeler getirmek amarı hakim olmalıdır. İçten temennim budur. DOÇ. DR. NURİ DOĞAN ATALAY (EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ) «Üniversıte yasası hozır' iıklorı kapalı bir sistem icmde yürütülmektedir. Bu koşullarda hazırlonan bir yasanın sağ lıklı olma oiasılığı düşüktür. Demokratik bir etküeşim orta TII oiuşturulması ve vasanın bu ortamda, tartışıldıktan son ra olgunlaştırılıp cıkarılmcsı uygundur.» muz 1980 ffünü öğle saatlerinde er elbiselerini çiyip bu delikten çıkarak çatıdan aşağı atladılar. Ve kendilerini bekleven Abdülkadir Bocu'mm yanı na çittiler. Çnp kapısı tabir edik'n ycrde nöbet tulmakta nlan er Ccial Ünal'ı önceden ve rilen talimHt sfiesi er Rafet Miktat oynhıdı. Ve Armağan ile I'ehliı ano Jluıııın kaçışîarını sorîneverek biçimde buradan u•/a'claştınliTiasıiü sağladı. Abdülkadir Bocu. jol »östererek saıııklarııı 2 nnmaralı nizamiye>e relmelpri s.3q:landı. Tel örfiüer şrecildi ve ciışurıda bekIryen otomohile birerek Tirar i.erçekle.şfiri!di. Mustafa Pehli'auoğl'i ve İsa Armağan ileri•p btılufmak üzere Ulııs'ta birl lıirleriıuien ayrıîdslar. Pehlivanıı.'.lu Abidinpaşa t'"YD illegal inesi olar ve hıı dernek adına »•yıcmîere katılan F^mir KuşdTıir'i buldıı. Kmir onu fı^r .ırUadaşının kaldvstı eve götürIÎÜ. ve oracia ^lustafa Penltvanoğlu'nun İ'YU Gcnel RaşI anı Yaşar Yı'ıurım'a fitmesi •iöylendi. Ya^ar Yıldınm'ın firar olayından hnberi olduiuıi'i .c kendi^ini başka yere şrö'idermesini söyipdi. Tnıir Kıısd^mir l'YB'nin faalivet merkezi olan lahçoüevler :i. Cadrie . > nu> maradaki binava çitti ve Yı^ar ^ ııdırım'ı fiirdiı. Yıldırım. l'eh ı li\anoâlu'na \erilmek iizere 10 biıı lirayı Kuşdemir"e veııJt. .Vyrıca tahsis etti;i bir Msrcedrs otomobil vo iki kişiyle birliKic Pehlivanoğlu'nun Kütahya'ya şötürülmeleri için taliıraı verdi. Ilep birlikte Külahya'ya. oradan da Eskişehir'e s;idildi. KSKIŞEHİRÜE YEDİLER PAKKI l'YD lienel Sekreteri Ahnıet Bilşriıı tirar olayı ııedeniy le Aııkara'dan Eski>ehire geldi. Eskişelıir Yedüer parkuıda VYD hukuk ıııasa.sı şefi Er deın ;»eııocak. " r Tevtik Güven ile buluşluktan sonra Eski.^eiıir l YI> ba.şkanı I ri.au Olgun ile tenıas kuruldıı Ahnıet Olgun. Alınift Bilgin ve Ertau Olgun birkac ş:ün soııra Kütahya t'YD batjkaııı Kanıil Kon Mi ile yaptıkları telefon konuş ııuısında Mıısial.ı i'ehii\auo^lu' na ev sağhıdıklarıııı ve batün ihtiyaılarının Eİdi'rildisini söyledilur \p kt'iıdisi ile uıııhitindc l'lkii Yolıı I>eıne;ri Genel İMerkez sorumlusu ciarak tumnan Bckir Kunı'u Eskişehir'e çasırddar. Mustafa PehllMinoiclu ıııı omınla hirlikte KüUhya'ya çönderdiler. Kütahıa'tla Kamil Konya ile LYD i'neleri Tamer Cerit i!e Tîıııur Kodor. Mustafa Pehlivanoğla hir evde gizlendi!cr Kısa bir süre sonra Yaşar'ın kullandıği otomobil ile Çal köjüııe pötürdüler. Y'anlannda Bekir Kum ve Timur K Kİor vardı. Bir çün sonra yakalan<jılarj> Askeri Savcılığın iddianamesinde Mamak Özel Askeri Ceza ve Turukevinde geçen olayiarla ilgili sanıklar sırasıyla şöyle suçlanıyorlar: BOCl', BALBAŞOĞLt, AJÜTTN VE MİKTAT'IN EYLEMLERİ «Cezaevi Tııtuke\i Muhafıı Bölüğünde er olan Abdülkadir Bocu, 3 numarah tecrit iç losmında uzun z3man nöbet tutması nedeniyle hiikümlülerle Uişki kurdıı. Ve onların para vaadiyle iki adet er elbisesi verdi. Yüzbaşı Hasan Mesçi, sa nık erlerden Neşet Balbasoğla ve Rafet Miklat'a firann hazır lanjTiası konusunda talimat ver di. Ve onlann bu samklarla 1 lişkilerini muiafaza etmelerl, firardan ev\el ve firar sırasuıda yerine getirmeleri fereken hususları anlattı. Abdülkadir Bocu, zaman zaman hükümlülerden para aldı. Kaçış çünü saat 11.00'den itibaren Neşet Balbaşoğlu'nun çatıda bulunmasını, Rafet Miktat'ın ise nö hetçiyi oyalamasm kararlaştır dı. Önceden yapılan plan gereği firar sırasında hükümlülerle buluştu ve onların askeri nuntıkadaıı çıkrnalanna yol gösterdi. Sanık Abdülkadir Bo cu kaçış olayından Y"üzbaşı Ha san Mesci'nin kesinlikle haberdar oklnğunu ve zaman zaman olayda rolleri olan diğer er sanıkların Iıazirlanması için kendisine talimat verdiğini söyledi. Neşet Balbaşoğlu'na da hükümlülerin 15o bin lira verileceği vaadi ile yardım talebinde buJunuldu. Kaçma olayının gerçekleştirüeceği hücrenin tavanındaki yeri hükümlülerüı yardım. ile tesbit etti. Temin ettiği çekiç ve keski ile havalandırma bacasının bulunduğu yeri o günlerde cezaevi nıutfa«ıııda calışan kompresörün gürültüsünden de vararlanarak zayıflatılmasına yardımcı oldu. ELBİSELER üanık Mustafa .\ltın, Abdülk.«dir Bocu'ya lıükümlülere ve rilmek üzere iki adet er elbisesinin buiunabilecegi yeri söy ledi. Mustafa Aitun, Abdülkariır Bocu ile birlikte hükümlülerle devamlı konuşarak kaçış günü ve zamanını öğreadi. Kaçış anında da onları nöbetçi bulunduğu kuleden gördüğü halde görmezlikten geldi. Sanık Rafet Miktat, Abdülkadir Boeu nun kaçma planından söz edip kendisine de 150 bin lira verecekierini söyledi. Kaçış anında çöp kapısında nö bet tutan nöbetçiyi oyalayıp oııu nöbet yerinden uzaklaştırdı. Lzaklaşlırması halinde ken disiııe bu paradan bir ıniktar verebüeceğiııi Abdülkadir Boru'dan öğrendi. Rafet Miktat kaçış saatinde çöp kapısmda nöbet tutan erie konuşup kendisine sis>Kra ikram etti. Nöbetçiyi oyalayıp kaçanlan göre mlyerek biçimde nöbet yerinden uzaklaştırdı.» YARIN: MAMAK KtRARINDA CEZ.4EVt OÜKEVLİLERİ. YAZILIKAYA'DAKİ HİTİT TAPINAĞI HİYEROGLİFLERİ ÇÖZÜLDÜ Dış Haberler Servisi Fran sız boyan araştırmacı Emilia Masson Jovanov;c'in 1976'dan beri sürdürdüğü calışmalar so nucu Yazılıkaya'daki Hitit topınağında buiunan bazı hiyerogiif yazılar cozüldü. Sözkonusa calışmaların sonunda M.Ö. 12501220 vıllar orasında hükümdarlık yaptığı b linıyor. Kayalara oyulmuş olan 58 tanrıdan 53'ünün kımlık ieri belirlendi. Ankara'nın yak laşık 150 kilometre doğusunda bulunan Hitit Yazılıkaya tapınağında sürdürdüğü calışrroiarı bayon Jevanoviç, önümu? deki günlerde piyasoya cıkacai< kîtabmda anlaltı. Bu arada, ilginc olan bır şey de. Fransa Dişleri Bakap!ığı Kültürel İüskiler Genel IVü dürlüğü'ne bağlı Büyük Uvgoriık Araştırma Servisi'nin Ataturk'ün 100. doğum yıldönürrünü kutlama törenler.ne Jovanovic'in bu kitabıyla kaîıirraya karar vermesf. Modern Türkive'nin kurucuSu Mustofa Kemal Atatürk'ün gecmişle özellikle Hitit dönemiyle ügilendiğını ve Türkiye1deki arkeolojik calışmalara bıj yük bx hız verdiğini kaydeden Le Monde gazetesinde, bayarı Jovanovic'in calişmaları iie ilgıli bir yazı yavınlandı. 15 nisanda Yvonr.e Rebeyrol imzasıyla yayınlanan yazıda özetle şöyle deniyor: «1834 yılında Fransız Charles Texier, Boğazkoy (?irrc: Boğazkale) kasabası yakınlarında bir tokım harabeler ve buraya 2 Km. kadar uzaklıktaki Yazılıkaya'da bir büyük yazılı kaya keşfetti. 1907'de de iki Aiman arastırmocı, Grothe ve Hugo VVinckler, kazıları sonucu, buronın, Kitit imparator luğunun 500 yıl boyunca başkenti olan Hattuşas'ın harabelerj olduğunu anladılar. Bogazkoy'de günışığına cıkarılan binlerce koşemsi çanak tablel lerj üzerinde calışan Çek bilgini Bedrich Hrozny, 1915'te Hi tit dilini cozmeyi ve bunun bir Hind Avrupa dili olduğunu kanıtlamayı ba$ardı. 17. yüzyıla doğru, uyarlanıncsı guc, koşemsi, heceli bu yazı komsu topluluklardan alınmıs olsa bile, Hititçe, bilinen Hint Avrupa dillerinin en eskisi. Hint Avrupalılar, 3 binincı yıl sonlorındo Anadolu'ya dalgalar halinde geürler. M.Ö. 1700'e doğru, bir Hitit imparatorluğu oluşur ve yavaş yavas büyür. 14. yüzyıl ortalarına doğru birinci Hattuşi başkenti Kusara'dan Hattuşa'ya taşır. 100 yıl kadar süren bir zayıflama doneminden sonra yeni bir Hitit hanedanı başa gelir Birinci Şuppiluliuına, MÖ 1380' den 1340'a kadar, en pariak dönemj 13. yüzvıla doğru yaşanan geniş bir imporatorluk kurar, Ve 3. (ya da4.) Tutaliya bjj imparctorluğun son yöneticüerinden biri olur. Bu yeniden canlanısın başın da Hititler M.Ö. 15. yüzyılda iıtyeroglif odlı veni bir yozı ?'Stemi buldular. Bu sistemde d^senler gerek sembollerle, aerel'ss de hecelerle gösterilir. Yüzlarce işaret soldan sağa okunduğu gibi saâdan sola da okunur. Sadece mezar ve anıtlar üzerine yazılan bir yazı turüdur. M.O. 2 bln yılının ortalarına dogru, Ortadoğu'da önemli kül türel bir rol oyncyon Hurriler konusunda pek fazla bir şey bilinmiyor. Bilinen, nr Hint Avrupalı ne de Sami olduklan. Bir Hurrit prensesi de 3. (4) Tudhaliya'nın annesi sayesinde Hitilleri kültürel etkiieri aitına aldılar. Fransız Profesör Emmunuel Laroche'un 1952de kanıUodıgı gibi, Yazüıkaya'da Hitit tanrıları, Hurrit tanrrlarıy lcı birleştiler ve Hitit tapınoğı Hurri tapınağt tarafmdan özümsendi. Yazılıkaya'da 1976 yılında çalrşmaya başlayan bayan Mosson Jovanovic, aşınmış ya zıları okuyabilmek icin, günümüzde pek kullanılmayan eski ıstampa yöntemini kullanmaya karar verdi. Bu yönteme göre tamamen yıkcnmış Yazılıkayalann üzerine sünger kâğıdına benzer özel bir kâğıt konuyor. 'slatılmış bir fırça ile, küçükbüyük tüm kabartmolara iyice yapışmosı icin bu kcğıt hafifce dövüîüyor. Kâğıt verinde kurutulmaya bırakılıyor, daha sonra da kolıp ceşidinjn incelenmesi icin kâğıt cıkarılıyor. Bayan Jovanovic'in gecen yaz başladığı ilk ıstampa deneyleri gelecek vacdedince, Türk eski eserleri ve müzeleri nin o dönemdeki Genel Müdürü Cüneyt Ö!cer Ankara Anadolu Uygarlıkları Müzesi Müdürü Raci Tetnizer ve yardımcısı İncl Bayburtoglu ile Türk ve Alman Hititologlar gerekli ycrdımı yaptılar Fransa Dışislerı Bakanhğı Kültür İlişkiler'ı Genel Mudürluğu de kredi sağladı. Bayan Jovanovic'in cözdüğü kayanın üzerindekj tanrı isim ve figürleri şöyie: Ortada kral ve ailesini sembolize eden «üstün çift», Fırtına tanrısı Teshub ve eşj tannca Hebat; Tsshub dağları figüre eden iki heykel üzerine islenmiş, Hebat ise aslana benzer bir hayvonın üzerine binmiş. Onların cevresinde bir oğlan çocuğu, «Teshub'un kutsal danası» Sharruma ile ikl kız çocuğu Alanzu ve Kunzichalli ve «Tes hub'un kutsal kardeşi» Tashmishu bulunuyor. Sharruma, kutsal Hurri ciftinin oğlu olan bir Hitit tanrısı. Bu arada, simetrik olarak iki ayin gorülüyor. Solda önce 5 büyük tanrı geliyor (tahıı tanrısı, yemin tanrısı, savaş tanrısı (tanrı tannca, iki cinsli), ay tanrısı, güneş tanrısı]. Bunları 9 savaş tanrısı, sonra da daha az önem li tannlar izliyor. Krrtel benzer 12 tanrı ile tamamlanıyor. Yazılıkaya'da altyazılı olmayan sadece bunlar. Ama kösemsi metinler bunlaıı «12'ler» adı altında topluyor. Süğda ise Hebat'ın iki hizmetçisinden sonra, 4 önemli tannca geliyor (ikisi kader, ikisi cehennem) bunları da büyük tanrıların eşleri izliyor. İki cinsli tanrı tannca burada aşk ton rıçası. İkincil tanrıçalar (nehirler, dağlar ve putlar) bunlcrı tamamlıyor.» 1951 Cumhuriyel MERKEZ BANKASI Bugün Ankara'do toplanacak olan Devlet Bankası kurucu heyeti azalarından İstanbul'daki banka direktörleri dün akşam ekspres treniyle Ankara'ya hareket etmişlerdir. Ankara'da yapılacck olan bu toplantida bankanın kayıt ELLI YILONCE işlemlerinin son bulması sebebiyie acılış tarihi ve diğer bazı esaslor hakkınd a görüşmeler yapılacaktır. Trabzon mebusu Şefik Beyin Banka meclisi idare başkanlığına secileceğı söylenmektedir. Ağn dağı, Bakanlar Kurulu kararıyla birinci derecede yasak bölge olarak kabul ve üan edilmiştir. Kanuna gör© birinci derecede yasak bölge, Hu dutları tayin ve tespit eüil AĞRI DAĞI YASAK BÖLGE İLAN EDİLDİ miş olan bir bölge demektir. Bu bölge dahiline ilgill zabitan ve askerlerden başk a hic bir kimse gıremez ve girenler derhol mahkemeye sevkedilerek cezalandırılır. BAYRAM GÜNLERİNDEKİ MAÇLAR Ceşitli karşıkışma!ar j yapmak üzere şehrimize gelmiş bulunan Belgrot şampiyonu Beogredski fut bol tokımı bayrarn günlcrinde yaptığı maclard a Ga latasaraya mağlup olmuş, Fenerpahce ve Beşikta$ ile de berabere kalmıştır. 1) Tasarı ideal kadroların tesbiti ilkesini voketmekted;r. Büyuk üniversiteler bugünkü d'jrumlarını aynen devam ettıreceklerdir. 2) Yüksek oğretim kurumlarına iliskm bütün kadrolar lağ vedilip yeniden kodrolaşmaya gidilmesj en rasyonel yol iker, bundan vazgecilmiştir. 1750, 7334 sayıiı ve benzeri kanunlar iptal edılırken üniversıtelerın kadro kanunlarımn bundan voreste tutulmosı büyök haksızlıktır. Tasorı bu şekliyle okademileri ortadon kaldırmcyı amaclavan bir tasarı holini o( mıştır. 3) Ün.vers:telerin oluşturuimcsında hangi iikenm dikkate aıındığını anlamak mümkün oiamamaktadır. Fonksiyonel dağılım sözkonusu olsaydı istanbul İTİA ile istanbul DMMA Marmara Ünıversitesi bünyesınde toplanmak istenmezdı. Buna karşıhk bolgesel dağılım dan sözedebi'mek için Afyon ve Bolvadin'de mevcut fakülte ve yüksek ckullar daha fark lı bir bicimde bağiantıya tabi tutulurdu. 4) Tasarı Adana ve Bursa İT!A'!annı kendilerinden cok sonra kuruian Cukurova ve Bursa Üniversıtelerine aağlarken birer fokülte oicrak düşünmektedır. Hem de buniara Adana'da iktisat ve işletme Fa kultesi, Bursa'rîa İktisadj ve Tıcari Bilimler Fakültesi cdını vermek suretiyie. Büyük illerdeki universitelerde birblr!er:ncien ayrı olarak cclışmalarını sürdüren ikj bağımsız fakültevi Adana'da bir catı altında toplamaya çalışmak gariptir. Bursa'dakl durum daha da.vü .
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle