23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Z tumhunyet •OLArtARve GÜRDŞLER 30 MART 1981 evletln TB kummlannm gellrleriyle fiderlerinl, yasama organı adına. denotlemetle gorevli olan Sayıstay'ın, memurlann mall haklanna lüşkin konularda kararlar alması olağan islerdendir. Bu devlet kurulusunun, gelirlerden çok giderler üzerinde gönilen denetlminl, son haftalarda, kamu kesiminde çalısan lsçilerin ucreUerine kaydırması bir rastlantı sonucu gibl giV rUnmemektedir. Gerçekten, 12 Eylül harekâtı üzerine, sendt kal etkialıkierın ve bu arada grev, lokavt ve topiu sozleşme goruşmelerının durdurulup yasaklan masınrian sonra, geçen aralık ayı sorJarında 3384 sayılı bır kanunla işçı ucretlerinın saptanması yeuusi, geçıci olarak, YUksek Hakem Kuruluna verilmıştır. îşçı ücretlennln bu behrlenme yontemı de, ıigıulenn tartışma ve anlaşm&sı esasına bağlı kalmıştır. Ancak, aynl gürJerde yürUrluge konan Gelır Vergisi kanunundaki deglşikkklerle, suresı sona ennemıs toplu sozleşmelere gore çalışmakta olan işçüerin ücretlerinde yenı düsuk vergi oranlanndan doğan olumlu farklann ödenmesi ertelenmıstir Böylece, «24 ocak 1960 kararlan» ile başlatılan yenl ekonotni polıtikasının gerçeklesmesinl saglamak amacıyla, enfiasyona neden olduğu Ueri surttlen lsçl ücretlenmn artısı frenlenmek ve mumkun lse durdurulmak istenmistır. Yuksek Hakem Kurulu'nun, flcı aydır yürUttügü hazırlık çalışmalanru bugünlerde biUrlp, süresl sona ermiş toplu is sözleşmelerıni sıra ila ela alarak ıncelemeğe başlayacağı ve isçllenn Ucpetlerl ile otekl sosyal haklannı uygun gordüğü bıçımda düzenleyeceği bıldırılmektedir. îşte Sayıştay, bu ortam ve koşullar altında, kamu kesimlnde çalışan bir bolüm isçilerin, 1961 TC. Anayasası ve 1983 Toplu îş Söılesmesi, Grev v» Lokavt Kanunu uysnnca, on besyirmi yıldır toplu sözlesmelerle elde ettiklerl yıllık lkramlye veya ek ödemelerinın 6772 savılı kanuna gore fld aylık ücret tutannı geçemeyeoettal kararlastırnuştır. D Sayıştay velşçi Ücretleri Lutfi DURAN re;>« slyasî ve sosyal yaklaşımlar bizlm (Sayıştay'ın) mısyonumuzun dışında kalır. îşçı kesımlmn mağdur kalacağı gıbı bır sorumluluk yukleyen sosyal eleştlnler haksız olacaktır Sayıştaj'ın sadece Hazıne çıkan içın bu karan aldığı yorumunu kabul etmiyoruz. Bakanlar Kurulu' nun yetkısme bırakılan son (ıkınci), ikramıye ka nunla düzenlenırken, bır kamu işyerinde bakanın eltında bır derecede bulunan bir genel müdüpün, bir kamu görevlisinln işveren sıfatıyla ikramiye sayısıru attırması mümkün deglldır Aynca Gelir Vergısl Kanunu'nun zorladığı, çarpıttı^ bır olayı meşrulaştırmaya da haklomız yoktur.» Kamu kesımi işyerlerlnde on beşyırml yıldır uygulanagelen topiu İş sttelesmelerindeki ikıden fazla ikramiye esasırun >»"""» ajlorılığını yenl farkeden Sayıştay'ın bu karanyla, neyi amaçlanus oldugu degılse büe, ne gibi aonuçlara yol açtığı Başkanı'nın demecınden açık seçik ortaya çıkmaktadır Bu konuda sorumlu kışilerln ağzından bir doğrulama aramrsa; bu da, Sayıştay karannın açıklandıgı gunun ertesinde, Maliye Eakanı ile Hükümette ekonomlk islerl yönlendiren Devlet Bakanı ve Basbakan Yardımcısı t&rafından verilen demeçlerde bulunabillr. Maliye Bakanına gore; « Genel Ucret poliUkMinria, vergl kanunlaruun getırdigi bu yenl şart lan (daha yuksek net ucretin ele geçmesml) dikkate almak durumundayız. Nitekim, BUtçe Kanunun'da memurlar içın öngörülen ücret artışlan bu anlayış ıçınde tespit edılmiş bulunmaktadır. Memurlar dışındaki ücretlıler içln de aynı esaslar içınde bir değerlendırme yapümasuıın gerektığini düşünüyorum» (Mılliyet, 31 mart 1981, 3. 6). Maliye Bakanırun bu duşüncesi, doğrudan doğnıya Sayıştay Eaşkanı'nın şu beyanından kaynaklanmaktadır. «Yuksek Hakem Kurulu, bizim kararunızı kamu kesımındeki toplu sözlesmeleri yerolerken elbette ki gözönünde bulunduracaktır. Ancak ayni kurul, bu karan alınca, elbette ki öael sektorkamu sektbrU dengesinl de kuracaktır > Sayıştay Başkanı, Genel Kurulca alınan «bu karann ozel kesım ıçin de bir örnek olabUeceği» (Mılliyet, 20 mart 1981, «. 8), yolundaki ifadesinın yanlış anlaşıldığını; kendisınln böyle bir temennide bulunmayıp, sadece Yuksek Hakem Kurulu'nun toplu sözleşmeler içia yenl bir model gelıştırırken, «ozel sektor ile kamu sektöru arasında dengeyı sağlayacagını» söyledlğlnl, daha sonra Bçıklamıştir (Milllyet, 21 mart 1981, B. 6). Devlet Bakarj Basbakan Yardımcısı da, «tkramlyelerden doğan farklann maaslara ilâve edil mesi gerekır Bu yolda bir dUzenlemeye gidilmesi lâzımdır. Mesela, kamu kesiminde çalışan bir klşi altı İkramiye ahyorsa, dordünUn maaşs eklenmesl lizım. Yanl öyle bir sistem dUMnlenmelidlr ki, çalışanın elıne gececek olan Ucret değlsmesin » görtisünde oldugunu bUdirmiştlr (Mllliyet, 33 mart 1981. s. 7). Sayıştay Genel Kurulu'nun, karntt dekl bfr bölüm lşeOerln yın''t nffamtjrelerl 0* ilgill karan, sadece dogurabılecegı soauçlar baIrımınrian aeğıl, bizatıhı ıçerıgı ve hükmü ıtıbariyle de yanlış ve sakıncaUdır. Şoyla kı, sendıkal baklann tanınmadığı I Cumburıyet düaemmde, 1956 yüında çıkanlmıs olan 6772 sayılı kanun, 1961 Anayasası'nın ve özellikle 1963 Toplu İş Sozleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun ylirürlüğe girmesiyle, kamu sektoründe «işcU olarak çalışanlar hakmnda geçerlığınl yıtırmis ve yerini, çalışma hayatmın tarafları arasında pa«arlık ve uzlaşma esasına dayanan toplu iş sözleşmesi düzenina bırakmıştır. Aksini dUsünmek, kamu kesiminde çalışanlann tümünün statUlu, yanl durumlan kanunla tek yanlı olarak düzenlenen kamu gbrevlilerlnden lbaret bulunduğu esa•mı kabul etmek sonucuna götürür Bu itibarla, 6772 sayılı kanunun, kamu sektöru lşçileri yftnünden artık «hayatiyetlni» koruması, ya da «sUrdürmesi» söz konusu ve mümkün degıldlr. Dolayısiyle bu kategorideki lşçilerin toplu sözleşmelerinde her yıl için kabul edilen ikiden fa> la lkramiyelerin, Eorçlar Kanunu'nun yasak hukmüne aykın olduğu kabul edileme». öte yandan, Sayıştay'ın gorevi; mu&aslp, tahakkuk memuru ve bazen de ita amirleruun ıslem ve besaplarmı, çeşıtiı yollardan ve yontemlerle denetleyıp, bualann yasalara uygun olarak yurütülmesuıi sağlamak, aykınlıklarmı saptadı^rtrin Ugililerin sonımluluğuna hukmetmek, yani Hazl&e zarannın ödenlmesine karar vermektir. Genel Kurul lse, sözkonusu kararında, bu konulardan hlçoirini gerçekleştirmemekte aksıne aykınlıklann sürdurulmesıne açık tutuimakta ve fakat sayman ve tahakkuk memurlaruun bu ytizden sorumlu tutulmayacaklanru ongörmektedlr. Baskan lse, Hazine çıkarının saglanması için, sanki yasal duzenlemeler bakımmdaa kabil imiş gibi, Maliye Bakanlıgını doğrudan doğnıya borçlu saydığı lsçllere donmeğe çağırjttaktadır. Şu halde Sayıştay, bu karanyla, salt Yuksek Hakem Kurulu'nun toplu is sbzleşmelerinl yenlIerken gözönüne alması İçln, 6772 sayılı kanu nun soyut ve genel bır yorumunu yapmakta ve yetki alanı dışına çıkmıs bulunmaktadır. Baskanın anlaümıyla, «Gellr Vergisi Kanunu'nun torladıgı, çarpıttığı bir olayı (Sayıştay'ın) meşrulaştırmaya hakkı yoktur» da, genel kurul, Anayasa"p, toplu iş sozleşmesl, grev ve lokavt kanunu*nu ve kendi kuruluş kanununu hiçe sayarak, 4772 sayılı kanunu yanlış yorumlayıp, gorev ve yetki sınırlarmı acıkça aşmaya hakkı var mıdır? Hem, sonuç olarak, toplu sozleşmelerin yenilenmesinde saptanacak işçi ücretlenni etkilemeyi amaçladıgı anlaşüan Sayıştay*m bu karan, acaba hangl rutelığinden ötürü Yuksek Hakem Kuruftı' nu bağlayıcı güçtedir? Nlhayet Sayıştay, bu karanyle, «sadece Haztne çıkannı» gdzetmemlş ise; daha başka hangl yararlan sağlamıştır, acaba'' Başkan. «siyasl ve •osyal raklasımlar bızim mlsyonumurun dısm Sayıstay Baskanı, bu konuda karouoyuna yaptığı açiKİEmada (Müliyet, 30 mart 1981, s. 8); 6772 sayüı kanunun, kamu w»«imiTvWı çalısan iççiler ıçuı yılda sadece lkl ayhk Ucret tut&rında ek odeme ongörduğunü, toplu is sbzleşmesının de, bır akıt sayüması nedeniyle, Borçlar Kanunu'nun yasak hükmil gereğince, kanunun kabul etUgi lkl aylıktan fazla ikramiye odenmesi eaa«mı ıçeremeyeceglrJ; Genel Kurulun, bu gerekçeye dayanarak, «6772 sayılı yasa havatını korudugu sürece, yasanın tteigordügü ödemelerin sınırlan(nın) toplu sozleşmelerle aşılamayaıcagı karanna vardığını bildirmiştır. Ancak, bu lçtihat ve hükme rağmen, genel kurul, tüm «toplu 19 sözleşmelenne dayamlarak yapılmı? ya da yapılacak olan (fazla) ödemelerden dolayı sâyıştay'a hesap vermekle yUkUmlU saymanlar ile tahakkuk memurlan(mn) sorumlu tutulmayacaklarmna; Bu hususlann Yuksek Hakem Kurulunca toplu İş sdzle^melerinde yenl duzenlemeler yapılırken gozetilmesınin dogal bulunduğuna da karar» venruştır Şu kadar ki, Başkanın yorumuna gore, «Mahye Bakanlığı, ödenmış ya da ödenecek olan ikiden fazla ikranüyeleri, kendi yetklsine dayanarak, lşçüerden geri alabillr; bu durumda saymarJar sorumlu olınayacakttr, konusu blzj (Sayıştay*ı) llgilendiren y«ıu budur» Başkarun, Sayıstay karanru savunma yönteBri ve gerekçelerl daha da üginçtir. Baskana gö da kahrs detiiyn» gOre; ste konusu karann almfna.«in<1^1 keodısinın öne •Urdugu, Gelir Vergısl Kanunu degışmiş olması nedemyla zorlamaya hacet kalmartıgı, 71lük Ikranuyeienn ücretlerle kaynaştınlarak enıeklılık ayiıklarına yaosıtüması ve kamu kesımındeki ışçıler arasında eşıtügın saglanması gibi sıyasi ve sosyal amaçlann etkıli oimadıgını kabul etınek gerekir. Yahut da Başkan, Genel Kurul karanrj savunmak ıçın sıraladıgı bu oğeleri, asü elde edılmek istenen sonuçlan örtmek uzere öne surmuştur Neyse kı, Maliye Eakanı ile Devlet Bakanı Basbakan Yardımcısı, jiıkanda belıruldıgı gıbı, Sayıştay'ın ve Başkanuun bu noktada yarattıgı bnlanıklıgı demeçlenyle gidermiş bulunmaktadır Ancak, kamu kesimi ışçilerirün yıllık lkramlyelert sonmunda benımsenen çpzUm kadar ve belkı de ondan daha önemli olan husus; Sayıştay gibi devletln buyük bir kurulusunun, genel olarak işlevini yaparken, «siyasi ve sosyal yaklasımlarsdan uzak davrandığım, Baskanının ağpprian övunurceslne açıklamış olmasıdır. Kamu işlerinde, hangı organ ve makam olursa olsun, konulan bu lkl açıdan ve eklemek gereklr ekonomlk yönden ele almadan; karşılaştığı sorunlan saglıklı ve doğru çozumlere bağlayabilirml? Nitekim Baskanın, Genel Kurul karanru savunurken, lıerl sürdügU tüm mulahazalar bu nitelikte degU midir? Ne var ki, bu mulahazalar, karann hukuki gerekçeleıi gibi, dofru ve yerinde olmadıgından; vanlan sonucu destekleyecek veya doğnüayacak nitelik taşımamaktadır Baskanın bu bakımdan bır başka büyük yanılguı da; kamu sektörü işletmelerinin başında, işveren durumunda bulunan genel mudürleri, bakanlarla krjaslayarak, bu kamu görevlüennin bakanlardan daha yetkıli olamayacaklarını öne surmesıdir. Oysa, devletten ayn bırer varlık olan Kamu tkUsadi Teşebbüslerının (KÎT) verimlilık ve karuuk kosullanyla çalıştınlabilmesi ıçin kabul edilen özerkliğ^ne baglı yetki ve imkÂnlan kullanmak mevkiinde bulunan genel müdürlerin, basiretll İş adamı ve sorumlu işveren sıfatiyle aahip olduklan genış takdir gücUniin, •lyasi sorumluluk taşıyan ve yasaı duzenlemelerle sınırlı kaimaıcı bakanlarda görulmemesinden daha doğal ve hatta zorunlu bir şey olamaz. Acaba, işçilertn ücretleri ile sosyal haklan smırlanıp kısıtlanarak rnı, üretkenlığın ve verimliliğın arttınlabilecegi ya da sağlanabılecegi sarjlmaktadır? tşte, son yirmi yıllık donemde, hukümetin ve bakanlarm K l n e r üzerindeki yetkılert böylece ters biçımde anlaşılmış ve uygulanmıs oldugu için degil midir kl, kamu lşletmeleri bep zaranna çalıştınlmıs; ekonomıye katkıda bulunacaklarma, yeni kaynaklar yaratacaklanna, Hazineye yük olmuşlar ve enflasvonun en gür kaynaklann dan birinl teşkfl etmişlerdir. Sayıştay, genel ve katma bütoelerle yönetl len kuruluslarda ve çok az sayıdaki KÎTlerde çahsan işçilerin yıllık iiîramivelerine llişkin karan ile, kamu kesimi işçllerinin küçük bir bölümü hakkmda o da kuramsal olarak geçerli bir çozüm kabul etmiş sayılabihrse de: Başkanm ve ileıl! Bakanlann açıkladiklan gibi, gerçekte. bılvük çogımluSu Savıstav'm görev ve yet M alanı dışmda kalan Bteki KÎTIerin ve hattS Yuksek Hakem Kunılu aracılıffırle, tüm öaei seVtörün i«ci^ri Il^erinde e*kilı olabilocek bir esas getirmistir. BöVlecp venl Pkonoml poiltikastnın uvfulanması yolunda enflasvonun hınnı kesme perekcesivle. İ«r1 Ucretlerinln dondurulması sonucuna vanlabillr. "Star,,ın Dramı... rada sırada bir bulvar gazetesınde eski bir yıldızın düşkünluk donemı fotoğrafla vurgulanır; Neydı, ne hale geldı? Klmdır soz konusu olan' Belkı Liz Taylor'dur, belki Rits Haywort'tur. Nerede o eski yıldız, nerede Dugünkü? Zalım fotografçı acımasız bir açıdan yakalamıs zavallıyı GözJerin altmda keseler mi oluşmuş? Gıdısı mı sarkmış1' Yuzü mu kırı§mış'' Sıradan bır lnsanda doğal karşılanan yaşlılıi bir «star»da neden yadırganıyor'» Fotografçılar beyaz perdeden aynlan Brigitte Bardot'nun Akdeniz kıyısındakı evımn çevresmde neden donenıyorlar? Bardot'yu bır çıplak yakalasalar, gızJice resmını çekseler, memelenmn nasıl dustüğunü saptasalar, sonra da gazeteye basıp Aİtma yazsalan Neydi. ne hale geldi?. Amerikan star sistemlnin urettiğl bu sürek en, jnllardan berl bltmez tükenmez, • Küçük Amerika değıl miyiz, elstem b i » de y»nnyor. Yıllardan berl Cahide Sonkunun yaçamına nasıl yaJclasıyorduk: Ah zavaJlı Cahide' Neydi. ne hale geldi? Erkeklerin tapındıgı kadın boyle mi olacaktı' Yıgınların alkışladıgı o güzelım Cahıde'nın ayagınm altına mılyonerler banknottan ycl halısı sererlerdi Bıttı tükendı, alkol şışesınde boğuldu kadıncagız . ölumünde bile bu mantıgın kurbanı olmaktan kurtulamadı Cahide Sonku.. • OKTAY AKBAL HflVIR Batur'un (joruşlerı ep su soru karsimaa çıkar Her aunan da çıkaeaktır. Hele sorumluluk yerlennde bulunuyorsanız sık ı,ık bu soruyu gereğı gibi yanıtlamak zorunda kalacaksımz.. Vereceğmız yanıt sızın uygarlık, insanlık olçünüz olacaktır. Arkadaşımız Ali Sırmen'm eski Hava Kuvvetleri Kcmutanı Orgeneral Muhsm Baturla yaptığı ilgınç konuşmayı okudunuz mu bılmem. Sayın Orgeneral Batur, «düşunce akımlannı yasaklamak ve insanlan dlişüncelerinden ve bunlan açıklamış olmalanndan dolayı kovuşturmaya tabi tutmak doğru mudur' Kovuşturma açmak terörün önlenmesi bakımından geçerli bir yöntem mıdır?» sorulannı gerçek bır aydsı durUsUUgUyle yamtlamıştır: «Bana göre lnsan sesslc dUşunttr, yanl dOsundügUnU önce yalnız kendi bilir v» gizlidir. Karşı taraf olarak glzii olan bır şeyi bilemeyeceğme göre nasü vasaklarsmız? Gene lnsan duşundukten ve bır fikre sahıp olduktan sonra lsterse konuşur. Karşısındakl bunu begenır ya da beğenmez. Dinleyenler çogalırsa düşüncenin bır doğru ve beğenılir tarab var demektır. Buna rağmen beğenmeyenler olabıhr. Ancak aiz beğenmıyorsunuz dıye nasü ve hangı olçuye ve kurala 9 dayanarak kovuşturma açabılırsinız lnsan duşundüğunü jazabılir de. Bu, basın yolu ile veya kıtap şeKlınde olabilır. Bu duşunceleri begenen o gazeteyı alır okur, beğenmeyenler de olabüır, onlar da üstelık para vererek alıp okumazlar. Duşünceler en sert rejımlerde bile yasaklanamadığı gibi, bunun terörle ilişkisını de ben bulamıyorum. Çunkü teror fanatikleşmiş bir duşuncenin toplum Uzennde etkan bir geçerlik kazanamayışından duyulan infial sonucunda, bu duşuncenin sılah yoluyla ve sorla kabul ettırilmesıne dönuşmuş yasadışı bir eylemdir ve işte, düşüncenin degil, fakat zor gliden eylemtn kovuşturulması gereklidir bence..» Batur, düşunce dzgürlüğü Ue terörcü Daskıyı birbbinden boyle ayırmaktadır Bızlerin de öteden bert savundugu bir goruştür bu Çağdas uygarüğm çızgısine ulaşmak lsteyen Turk toplumunda dusuncelennden oturu hıç kımse suçlanamaz, yargılanamaz. Duşüncesmı yazıyla, sozle belırtmek bır uygarlık görevidır Toplumlar çeşıtli duşüncelerut birbıriyle çatışması, çarpışması sonucunda daha olumlu, daha etkın bir duzeye çıkar Tek düşunce, tek görüs yıgınlan ıster ıstemez karşı duşuncelen hem de zor kullanarak savunmaya, belirtmeye ıteler. Bu yuzden demokrasılerde düşunce ozgürlüğüne tniyük bir önem verüir. Her çesıt düşunce ve göruşUn basında, Parlamentoda açık açık sa\'unulmasında hıçbır tehlıkeli yön bulunmu. Saklı kalan duşünceler, bastınlan, ezilen görüşler umulmadık patlamalar yaptıklan ıçin zararlıdır Orta yerde tartışılan, yazılan, konuşulan görüşler, düşünüşler karşı tepkılerle dengelendıklen ıçın toplumlara zarar degil yarar sağlarlar. Orgeneral Muhsın Batur "un, «1961 Anayasa'sınâan sonra Turkıye de her türlü fıkır düşunulür, konuşulur, yazılır, tartışılır hale geldi. Bu muhakkak ki ıyı bır aşama idı» yargısına ben de katüınm Ne var ki aşın eğılımdeki bir takun kışiler. topluluklar Anayasal haklar çLzgısınde kalmadılar, durmadılar. tşı kabadayılığa doktuler. «Benım düşüncem, benlm göruşUm en iyısıdir, en gUçIUsüdur, oyleyse onu silahla, korkutmayla topluma benımsetmek bir gorevdır» kaJasıyla toplumu bir îomi» kargaşa içlne soktular. TUrkiye 13 eylül bncesınde kanlı bır bataklık haline gelmişse bunda suçlu olan, 61 Anayasası ve bu Anayasa'nın geOrdıgi bzgur tartışma ortamı değıldır. Bu ortamda yenık düşen, hep düsecegını bilen aşın politıkacüar ve onlann güdümündeki vurucu örgutlerin içi sorbalığa dokmeleridir. Geçmlş dönemlenn önde gelen kışilerl, yaşadıklan zaman parçasının en etkili tanıklandır. Olaylann ıçlnde, o olaylara yon vererek yasayan insanlar, o günlerde gerçek niteliklenyle gorunemıyorlar Belkı de gorünmek istemıyorlar, ya da bizler onlan daha başka bir ısık altmda lzlediğimız ıçın yanlış kanılara vanyoruz Onemll tarih anlannda toplumlann önünde yurumuş klşiler, btltun bu agır sorumluluk giysilerlnden soyunduktan sonra da bir yurttaa, bir klsi olarak kamuoyu ftnUnde «nemlertai korurlana, koruyablllrlerse, İşte o aaman onlann önemli ve «aygın kişiUklert ortaya çıkabiliyor Sayın Muhsin Batur bu taşilerden biri oldugu için «Cumhuri>^t»e verdiği yanıtlar bir belge nltelıği kazanıyor™ HI ermoyelerinln yanlonnddn fazlası veya tamamı devlete olt olan kamu kuruluşları İle köylerlmizin yazgılon aynı olmuştur. Köyü hlc görmefnla. köy» hlç gitmemiş; aydınlar, müzlsyenler, ozanlar koylenmlz İçln yazdılor. clzdller. söyledller, best«ledllsr. Kamu kuruluşlanmız lcınde: avdınlar, siyasıler, uygulamoalar, bilginler söylemedik a«y bırokmadılar. Onlan aatalim, iyıleştirelim, tek holdlngde ya da sektörel holdlngd» blrleştır»llm dedllsr. Sevdiler, ovdüler, yerdller... Kromıt yolsuzluflundan, arsa talanına. istihdam hovardalığına, zararına satışlara, yatırınv lar ve Işletmelerindekl becerlslz* liklere dek billnçll blllncslz Kamu Ikti6odı Teşebbüsleriyle oynana oynana bugüne gelındi. Gun oldu ilgili bakanı adoy, musteşarı oday. kuruluşun Genel Müdurü, Daire Başkanı memuru hem de aynı portıden aday olan ekıplerle Kamu Iktlsadı Teşebbüslert yönetıldl. Osmanlı dönemlnden Cumhurl yet dönemlne 642 yabancı Işlet me geçtı İngllızlere alt Sultan Çayırındaki «Boraks Madenı> harıç bunlann hepsi ulusallaştınldı Yabancı sermayeye venlen ayrıcalıklardan arındırıldılar, 1944 yılına tsmlz bır ortom lo gırlldl Bugun, Dflrduncü B«ş Yıllık Kalkınma Planıno göre 240 ana 4572 yardımcı bırim gündemlmizdedlr. S KİTlerin Bazı Sorunları PROJE OFtSİ KUEÜLURSA, TEKNİK BİLGt VE PROJE TEKNÎĞtDtStPLÎNE ALINABÎLİR, KURULUŞLARARASI TEKNİK BELLEK (HAFIZA) CANU TUTULABİLİE. Selahaddin BABÜROĞLU Baabakanlık Yuksek Denatleme Kurulu Eskl 0ye«l Ttırklye'yl komeyle olsun aefcersiz bırakmayan Şeker Fabrlkala n A. Ortaklığıdır. Kamu Iktısadi Teşebböslerlnln Oretimlorlnin büyük kısmı yurt ekonomlslnde önemli etkıleri olan temel mal ve hlzmetlerdır. Bunlar, bazı mal ve hlzmetlerl tekel olarak, bazılarını da özel keslmle blrllkte üretmektedırler. Turklye'de Kamu Iktısadl Teşebbüslerının genel olarak tahsıs olunan sermayelerl ve kuruluş sermayelerı yetersizdır Bunlann otofınansman yoratmo zorluklan glderltememlstlr. Aynca, bağlı değerlennin ağırlığı paraya cevrilebılır ve hazır değerler ıçerıs nde stoklar ile alacokların likıtlore göre tutarlannın gıderek artması onlann enflasyon ortamına sOrOklandıkierinln göstero««idlr. Kamu iktlsadl Tesebbuslertnl kârtı ve verlmll colıştıracak boa lıca güc, insan gücüdür. lyl bir oersonel polltlkası uygulamoyan kuruluşun başanlı sonuc ol ması olanaksızdır. ryi psrsonel Insangücü ve Önemi Başansızlığm Bazı Nedenleri Kapltallst, sosyallst ve karma ekonoml düzenlennl uygulo yan ülkelerın hemen hepsinds kamu kuruluşları başarılı olmuşlardır. Türklye'yl Iklnci Dünya Savaşı'nda kefen bezına muhtaç etmeyen Sümerbanktır. Balıkesir Barosu Derglsl ÇIKTI DÖRDÛNCÜ SAY1STYLA (MART ÎUV TKtftDBN YAYIN YAŞAM1NA GİRES DSRCİDE DOLCUN YAZ1LAR BULACAKSINIZ. EDERt 50 ÜRA (Cumhurlyet • 1928) polltlkası cağdaş yönetlm kural lanna uymakla, çağdas insan gucun» deger vermokle sağlanabllir. Çağdas lnsan gücO; yaratıcı, araştırıcı, yenılıkler bufmaya he vesli. teknolo|lye gözunu kapamamış, esklmış, örümceklesmlş cogdışı biiim ve götâşlera dağer vermeyen guçtür. Bu güc Türkıye'nln son yıllarda hoyli hırpalanmıştır Amerıka Birleşık Devletlerln d«, 1830 1836 yıllarmda uygulanan personel polltikalan; «Vur gun Sıstemı», tGanlmet Slstemi> ıdı Mentokrasi Blllml kurallanna gore atamalara karşı çıkılmıştı. Durulmamış bir ortom yaşanıyordu 1797 1801 yıllarmda Başkan J Adoms, muhalıflar ıktıdara gelecek kuşkusu İle ABO tarihlnde üzuntüyle anımsanan gsc« yonsı (mıdnight appolntements) atamalan adı verilen uygulamalan yapmıştı. Yıllar sonra; Turkiye de, önemli üretıcf kuruluşların ve önemli yönetlcf görev yerlerinin personeli blok hallnde hızlı atamalarla çolkolondı. ilalyan sosyoloğu Porete'nın taçklnler troligi odını verdlğl uzmanlarm, nltelıfell klşllerln görev yerlerlnden hızl a gellp geçtlkleri günleri Türklye de yasadı. Doc Dr. ömer F. Erdem'ln doktora tezlnde 1966 yılında 870 yuksek derecell göreviiden 211 nln bir yıldan daha az surad* deölşllrlldlfllnl okuyup hlddetl»nenler 1979 • 1980 yıllarmda bu oranın çok Ostundo personel de Qlsme hızlarına tonık oldutar. Peld, ya Slmone SignoretT Sınıone Sıgnoret güzeller guzell bir stoema s*natçısıydı. Yıllar, Signoret'nin yüzune ve bedenioe yaşanan zamftnın nakışlarını lşlediJer, teni kınştı uanatçmın ve ölçulen degişti, ama, kişıligini bilinçle korudu. Evrende herşeyin değişecefıni, doğum gibi ölumun doğallığını. gençlik gibi yaşhlıgın kacınılmazlığını bibyordu. Guzelligin Holivut ölçuleriyle tartıldıgı bir dunyanın çerçeveslni çoktan parçalamışti; Simone Signoret, eşi Yves Montand'ın Maryline Monroe ile ilışkı kıırup kunnadığını kendisine soran gazeteciye Bu sorunun bir anlamı yok, demisti. benim yapacagun önemli ışler var bu dünyada . Simone Sıgnoret her ölümlü gıbl yaşlandı re çimdi ihtiyar ve şışman bır kadının, evrende yerl, yurda varlıgı, güzellığı ve önemi oldugunu tükenmeden vurguluyor; sanatçı gucüyle saygınlığını koruyor. Sanat deru'en buyünün, insanı guzelligin anlamına kavusturduğunu karutlayan yalnız Signoret degil kL Nıce örnek var yeryuzunde. • însan guzelligini, san saç, kallnk bunm, toze ten, dolgun meme gibi dar blr çerçeveye sıgdırmak lsteyen yanılgımn bedelıru de nice kişi ödemektedir. Maryhne Monroe canına kıydı . Cahide ıçkı kadehinde boguldu Sınemada, tıyatroda veya hayatta starütm ozenmıs buyuklü kuçüklu kışılerde gençliğini güzelLğını tezgahlamak tutkusu büyuk bir yanlıjı. çarpık eğitimi. yoksul bır kültüru vurguluyor Bu kultur, sermaye babalannın reklam tezgahlannda dokunan kumaşlarla piyasaya sürulen konfeksiyon umümidir. Holivut'un star sıstemı» büyuklu küçüklü kapitalist toplumlarda geçerlıdır; ama, bır cehennem yanşına. itmektedlr nice zavalhyı. Cehenaemin de oasBJetın de yaşadıgumz dunya oldugu söylenir Bır insan kendi cehenneminı kendi kaiasında yaratamaz mı? Yanlış dunya goruşune aşılanmış kadın, her sabah yüz aynasmda sırat köprusiınun alevlennden geçmektedır. • Star sistemi, insanı gençlıginde somurOp raelıîıgında unutkanlıgm mezanna gömer Yıldızlann panltılanyla duşkunlüklennir. kökeninde bu gerekçe yatmaktadır Bu düzenı algılamadan eski starlara ağlamak, göz yaşlannı boşuna dökmek değılmıdır? BULMACA •OtOAM SAÖA: 1 Ptrç&luup kstaunlAnnın blrbtrlsri U* olan UgUerlnl anftınn Jeolojl kolu. 3 Pırç*Unm»«ıyl» tlk »tonı •ntrjlıl eld* edilen rtdjroetkln mtuOta 1 Blr dvrtettn b*«ka blr davlal* yaptıfı büdlrt & k ! düde trtr jüa. « Blr or(uuoııs ^ BtsmutuB ıtnıcBsi ~ Akıl I T m l blr bayao adı T ı u ı . I EUö dllda kitap. T E s U d n M M I roulUa nrüaD tuJk Blr besin mmtUmt\ t InaUnn yuuı<Wrt«a Kmrm topUndıklan nokU. 1 Aıya'd» blr uradtg h»»j( ğın»ı TOKAMDAN A8AÖITA: 1 Ktaer fcutbu yıkuı bulunan cosiıı va biüdsia bastaflar. 3 Afjrondan çıkanlaa uyu»turucu blr madde Aeunda Tey» düjünoed* yer alan. I Yaprak hallnde bulunao bir şrfl ü«t osta v» dOıgun blr atklld» bOksrvk k u kat etBM. 4 Ttrtl tendl ks&dina aö« r*nn* Blr « s l o rmm ton kalmlaftınlacatmı göstarm mOzlk »*»«« S Ito; « ıran'da S jOzyıMa bttkOmdaFlık etmiş ve acaleU Ue ün salmıı Sauni athı. 7 Dolayıiıyla anlatma Blr renk lerri beyaı 8 Sovjetier BJı^ 123456789 Projenin Maliyete Etkisi 8u kuruluşlann mall ve teknlk Işlerlndekl gecıkmeler, prosez •eçiml ve knowhow Işlenv lerlndekl dlkkatslzllkler teslslere fkolıcı maliyet artınm» etkenlerl monte etmiştlr. Turkiye yıllordır yabancı Olke lerden mühendlslik hlzmetlerl tt hol etmektedlr. Getlrilmlş olan pro|elerln bir coğu firmalan torafından geri götürülmuç ya do yırtılıp atılmıştır. işletme »trosındo lse, basıt bır detayın resml bulunamadığından fırmasından Turkiye ye tekrar uzman getirtmek zorunluluğu ile karstlaşmıştır. Bu tür sokıncalan azaltmak, bllımsel potansiyel olusturmak, bllgl ve pro|e stoku yapabılmek lcln yıllordır önerilen, <Pro|e Oflsi» kurulmasına doktrlner amaçlıdır kuşkusu Me yonoşılma rfltştır. Oysa, proıe ofisl kurulmuş olsaydı, teknik bılgi ve pro|e teknlğl disıpline alınablllr, kuruluşlar arası teknik bellek (hafı2a) conlı tututobılir, maliyet art tıran kalıcı etkenlerden teelsler anndınlablllr ve de teknolo|lk alanda eşuyum «şgudöm rahatlıkla sağlanablllrdl Bu ve benzeri neden lerie ortan olumsuz glrdllerln mallyetler) pomoalaması karsısında, Ikildorlann flyotlan OYarlamama lan. Kamu İktlsadl Teşebbüslerlne kaynak yorotmok bl' yono kaynak erıtmekle karşı karşıyo IIŞTnin para blrtml a TOrtt alfabesinde bolanmayaa blr haffln okunuşu ATmpa'da blr yanardag DÜNKL BULMACANDf ÇÖZTMÜ SOLDAN SAĞA: 1 çırt^otu S trad* II« 3 Semahane 4 Esame Ea». j Deraraı». ( E* Ir La. 7 Mano n u n 8 El Kamara ( Kelebek TUKAHIDAN âŞAĞITA: 1 Çlselemek 3 Irofl Kala 3 ramaO 4 İ d a m okE 5 Çebevl Ab. 6 Erin». 7 Tiner Lak. I Ulemalar. i Anamal Saym Doktor ve Eezacatea •erebrevMkOler bocuMuklardeki tromboshlerin agregasyon ve adhesionunu önteyfcl Trombostaz d i p y r ı d a m o i e 7 5 m g Cumhuriyet SahlM: Cumhuriyet Matbaacıhk re Oa»etecüık TJLŞ. adına: „„..„>.„„ NAOtR NADt Muessese MUdüril . EMtNE UŞAKUGÜ, Taa tşleri MüdÜrU TURHAN nXİAZ Basan ve îayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetect ük T. A. Ş. Cagaloglu, Turkocagı Cad.: 3 9 4 1 . Fosto Kutusu : 348 tSTANBUL TeL: » 9 7 0 ! BCRULAB: • ANKARA: Konur Sokak 34/4 TENtŞEBtB Tel.: 17 5825 17 5866 tdare • 18333S • tZMtR: HaJit Zıya Bulvan No. • «5 Kat: « TeL: 3547» 131330 • ADANA: Atatürk Caddesl, Türk Bava Kurunm îfhant Ka*: X Ko.: 1 3 T e L : 14550 19731 T â S V IM W MART 1981 îklndJ OAae» loıaafc Ogte S.07 6.46 13.18 16.51 d r a j e ecza dapolarma dağrtıîdığım arz ederir (8ozak Rektom
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle