23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 Cumhuriyet OUSYLARve GÛROŞLER 27 MART 1981 ranyumu pektrtend tüiztnden ayırmak içtn Bayan Curıe tek başına çalışmıştı, hem d» öyle şimdila gibi laboratuvarlarda degü, h&ngara benzer btr yerde. Onun UnünU yapaa da, daha çok, bu kışisel çabssıdır. Bayan Curie'den daha bilgin olan eşi Bay Curie, uranyumun valıtüabllecegmj kuramsai olarak biliyordu, bu bilgi de ona yetıyordu Bayan Curie, «Ben tekb&şıma yapanm» demeseydl. kim bilir ne kadar bekleyecektıfc' Lındberg'ın başarısının nedenl, te& başına nçmayı yeğlemesıydı Atlantık Okyanusunu iıavadan geçme ışıne ondan once glrışenler, bunu göze aiamamjşlardı Oysa Ltadberg, uçağında en büyük yen benzane ayırdı; istencine ve yurekliliğîne guveniyordu Uçakta tki kışi olsalardı, kar süaşacaklan tehhkeleri daha mı kolay gofusleyeceklerdı sankı' Uyudu, uyandı, yolunu sürdUr dü Lindberg Avrupa'nın en ünlü orgcusu iken, Afirtka'dakl yoksul hastalann yardımına koşmayı ülkü edınen, butun yaşammı bu Ulküye adayan Dr. Scht*3itzer, mlsyonerlenn kurdukları bırtakını sagIık örgutlerinin bırlıkte çaüşma önerüenni geri çevirmıştir. Her işi kendi basına yaptı; ileri yaşmda Tıp Fakültesıni okuyup bıtırdı. aüesmı bıraktı, elir.dekmi avucundakını bu tasanya yatırdı. Ne yaptıgını, ne ışe yaradıgını gözü Ue gormek ıstıyordu Yalnızca zencileri iyüeştınnekle kalmıyor, kendi klşüiğını de zenginleştinyordu. Yardım kurumlarına para verip, üst yanına aldırmayan, gönlü rahat blri değıl, kendıni deneyen bır adamdı, sonunda btr bılge, blr fılosol oldu. Geçmişteki bilimsel, bulgusal, toplumsal bafanlarda bireysel gücün payını gozlemlemek, çagımıza gore elbette daha oianaklıdır. Hattâ dıyebüinz kl, eskıden birey, bu alanlarda tümden tekbaşıca ıdı Ama çağunız, insan aklını saşırtan buluşlannı toplu. örgutlü çalışmadan, olağanüstü bır dallanına aşamasma varan işbölümünden çıkardı Artık, dıyelım pozitronu kazan kanşörarak elde etmeğe kalkmak gülünçrür Bin to u ( TEK BAŞINA çumsedığim sanılmasm; fakat çurası flnema M, Yaşar Nabi, kendısınden oncekı yayıncüann yolunu Klsmedı, onJana başansızlıJcla sonuçlanacağına mandıklan bırtakım işlere gıriştı. Bana şöyle demıştı: «Gerçı satıcılara sorarak hangi kitaplann satüıp, hangıierinin satıhnayacağım oğrenebıLrdını Ama onlann soyledıklerme uysaydım, yapmak ıstedıkierimi yapamazdım Tuttum, Cahit Sıtkı Tarancı'nın Otuz Beş Yaş adlı şur kitabmı bastım Bir yılda üç bin satıldı. Sonra Isvıçrelı Robuıson, Istrati çevırılen ve çesıtlı antolojıler bunu ızled^ Bunlar o zaman yenılık sayılan ışlerdi» 1933 yüındakl olmma vazma duze\inde dergı çıkarmak, 1946 'aa hıç bır dağıttm orgütune davanmadan yalnızca şür, roraan, oykıi basarak yayımcılığa başlamak, nasıl bır güç ve güven ıster! Sorduğumda «sabırlı ve dayanıklıvdim» demi?tı Bu sozü söyleyen adamın son hast&lığını düşundükçe ıçıme huzün basıyor Yalnız evınden değıl, yatağından da çıkmryormuş son günlennde, zıvaretıne gelenlen tanıyamayacagmdaa korktugu da oluyormuş Bunu bana dos^Jnî Cevdet Kudret sov'edıgi zaman Yaşar Nabl'yı gozumün onune getırdım tutmadı. O dayamklı kışl boyle bır duruma duşemezdı Bız, ınsanlan hep yaptıklan işlerle anmaga alısmışız, ben de bu vazıını o alışkanlıkla yazjvorunı: ama ne denli onemh işler basarmış olursa olsun, o msan n»sıl yasadı, son gunlerinı nasıl geçırdl, asıl ilgilenmemız gereken bu değıl mıdır» Acaba Yaşar Nabı Nayır, son günlennde hlç çıkmadıgı vataSında. estni daha önce yıtırdigi lçin yalnıa oîdu Melih Cevdet ANDAY şflîk btr yoleu tjçagtnı, telste netışlınlne boş vererek, bır pılotun tek başına goturmeğe kalkması delılıktır. Bugun bir hekımın bılmem ne hastalık salguunın onünu almak içın, elınde çantası ıle çollere vunnası ganp karşüanır. Ama siz ne dersenız deym, insanın kendl yeteneğını, kendı başına denemesınln çağı tııç bır zaman geçraeyecektır Bilimsel alanda olsun, toplumsal alanda olsun, başannm bayrağı hep blreyin eün de olacaktır, teknık, orgüt, ışbolumü, onun yeni araçlandır Sozü nereye getireceğım... Geçen hafta yitirdığımız Yaşar Nabı Nayır'a. Her yerde devletın oncülugune bırakılmış olan bır kultur işinı, tek başına başardı o. Böylece de bıze, bırevımızın gucunü suıamamn büvrik mutlulugunu duşundurdü Neler yapı'abılırmış' «Toplumsal kosullar elvenşlı değıl kı, kımse bana yardun 1 etmijor ki, kim okur kım dinler » gibısınden kaçamaklann yanlışlıgını tanıtlamıştır Yaşar Nabı Nayır. Herkese, her koşulda başan kapısı açıktır Cumhurıyet Gazetesı'nın 13 temmua 1973 tarihli sayısında, Varlık dergisının kırkıncı jnldönıimu dolayısıyla yazdığım «Bir Yalnız Adam» baslıklı yazımda «Yaşar Nabi, bır kultur ısı olarak kıtap ve dergi işine, bu alanın tıcaret erbabı dışından gelmiş, ozan ve yazar olarak gelmış, çok az bır para ıle gelmiş ve tek başroa çaüşarak ikı kolda da başanya ermış ilk gınşimcıdir» diye yazmıştım. Najnr bu işe atıldığı zaman, yazından gelme başka bir yayımcı >oktu. Ondan encekl yayuncılann yaptıklannı kü fa ovind» ae döşünüyorduT Varük dergisıni ml, Varlık Yaymlannı mı? Hıç sanmıyorum Başan doyunnas insanı. yaşam saşırtır «Nasü da çabuk geçü bu yülar? Ankara'da bır evim vardı, •attım onu, elime geçen para ile tstanbul'da yayımcllığa başladım. îşte gene bir evdeyım, karşımd&kı raf'a b'rüerce kitap Eşım oldu iki kı zını var Hasta mıyım yoksa' Neden boyuna va tıyorum' Kalksam mı 7 Yayıne\ıne eıtsem mı9 Dergımn provalarına baksam mı? Değer mı' Bu ıs'ere hiç glnşmeseydım de =adece çı r yazsaydım daha iyı olmaz mıydı'» Son fftınlenn hangi vargılaması ^oğru çıka *a' Ankara da, yıllar once M llı Eğıtım Bakan'•gı Yayım Müdurluğunde ranyana odalarda çaliştık; ne zsman kapısmı nçsam vazılira e*i'miş bulurdum onu Sonra evtne de aıderd'k haftanın oersembe akşamlan: Tessam Ms"hk Aksel Rus ovkulennın az bulunur çevırmen'ennden Gaffar Güney orada ohırdu Uius gazetesınde çalısırken zıyaretıne »itnr^tım' uc veni ozîrüt vanacagı rooortajm soru'aniı vermıstı b^ra tik s' n ^ '<n6 dı VarlJr'ia cıkrr!=fır. O s ıın ad' «ükde» c!lYasar K&b' Navr bizı okt;~a tannar. bir vazı da yarni'jtı dergıde Sonra vıl'arca Varhk'a cAnkara Jfekttıplan» vardmi Dilerım hev süfstln o dergi Yaşar Nabi Navır. ravıncılıSa başlamak ıcin lstanbTil'a selmfk ıızere Ankaıa'dakı P\TI s?t rrıstı B T glın «Eviniz' sıt t ı*' r uz 7arm.n n^ve fruvendıriz'» di"e «ordumdu »B ı r h°v*";i d • < * r3mtlamı?tı beT Bir heves baska r»e olacaktı H' Hani bina cDiinvava n°den sBldin'» dive soru'ab'Hpydi «Eir heves'» derdlm NOT: Gecen haftpM vazimfi^ bnem'i bır d1» r< vanlı<n vaMı Selâhat+<n Hiiav'm «pp'sefe El Kltabmdan'i a'^anlan «TıırV Osmanlı tonlumıı cerçeves iclnde o«riirı feîsofr du^Hı^leni ortava cıHıJı, veni sonlslerin or+a^a at''d'§i °örti'Tiel'tJ'd T> tlir"cesi «trö^'iTiomokfodir» dıve biti^cekti Ovsa di7<n vanlışırdan hHırtl tam ter•!' an'am n<nvr<r Srmdaki «foteven Ariıo flbeces m üç fün icindp «grenir» tümce;! se mic ay 'îoaVtt Düîeltirim Ekonomide Savılar!... konomıde durum nasıP Babıâlı nın bazı gazetelen. dışsatımda bır patîama gerçekleştıtnm yazıyorlar 24 Ocak 1980 de Turk Lırasının degen duşürulerek bır Amerut&n doîaıı 47 hradan 70 e çıi.arıidL Oysa ^artıborsada bır dolar 56 Iıraydı Yuk«ek oranlı de\ aluasyonun gerekçesi neydı' Devalüasyon 400 nulyar lıralık bır zamla bırhkte yapılmıştı Bu zammın enflasyon hızına yukleveceğı oran hesap edilmış hiç olmazsa birkaç yıl devaluasyonsuz bır donem tasarlanmıştı E Sonuç ne oldu?' Yıl sonuna değin dolar 7O'te kalamadı, 95 Hraya tırmandı Bu hızlı değer duşmesıyle gerçekleşen sarekli devalüasyonun ülkenın dış satımını artırması geTkmez mıvdı' Basma yansıvan bazı bılgılere bakıhrsa dışsatım çok artmıs ve 1980'm arahk a\nn da 500 nul>on dolara tırmanmıştır Bu sonuç, buj'ük bır başan bır rckor ve bır muıdedir. Acaba? 1980 yılmda dışsatım içın 3 5 milyar dolarlık Wr hedef saptanmıştı. Bu programa karşm 2 9 milyar dolarlık dışsatım deger olarak sozkonusudur, miktar olarak vuzde 30 genleme vardır Tanm ve hayvancılık kesırrunde miktar olarak genlemeye karşm dunya pıyasasındaki değer artışlanyla son aylarda bır dışsatım patlama&mdan söz edilır olmuştur. Bu. bir yanılgıdır Tanm ürünleri 1980 yıhnda Türkiye'nın dışsatımında yüzde 60 oranındadır ve 1,7 milyar dolar tutmaktadır Bir de madalyanın öteJd yuzu vardır: Yalnız ekim kasım aralık ayındaki dışalım faturası dışsatımm 2,9 milyar dolannı aşmakta, 2 milyar 926 milyon dolar tutmaktadır 1980 yılında Türkiye, yine progranı hedeflerini aşarak 7,3 milyar dolarlık dışalım yapmıştır. Dışsatımın programın gerisine düşmesi ve dışahmın prog ram dışına t&şmasıyla dış alım satım açıgı rekor düzeye ulasarak 4,4 milyar dolara tırmanmıştır. Bu tarihimizde bır rekordur. 1980'de dışsatım dışalunın ancak yuzde 39"unu karşılamaktadır (Oysa 1979 da yuzde 45'ıni karşılamaktavdı) Dışsatım gehrlennde yüzde 28 ve dışalım harcamalannda yuzde 45 bır artış görülmekte, böylece dış alım satım uçurumu dennleşmektedir Bu olgu yeni bir gerçegl vurgulamıyor, Türkiye'de yıllardan beri dışsatım deger olarak yüiselmekte; dışalım ise değer olarak daha büyuk bir tırmanmayla büyümektedir Oysa miktar açısından baktıgımızda son yıllarda her ıkı kesımde bır daralma sozkonusudur Turkıye'nın dışa dönük soluğu genışlemıyor Bu alanda kendımizi aldatmaya gerek ve yetkı11 kişilen yanlış bilgılerlo donatmakta yarar yok. Vünus IMadi Armaganı 198O1981 Yayın Sınmı: 22 vnzııı Lrençhgın Uunu, Bugünü, Yannı Muharrem KUBAT e zaman bugünün gençliğınden söz edilse hemen yüreğımde nedenıni b'lmedlgım bir sıa başlar. Dün boyle değild] bu bende. Içim buram buram ufflut doluydu. guven doluydu.. N ürkiye'de kolluk kuvvetlennin işkence yaptıklan savı yeni değıl. Her donemde bu savlar ıleri sürülmüştür. Şiddet eylemlennin tırmanışı üe bırlıkte, muhalefete dıişenler, iktidarda olanlan «işkenceciük» ıle suçluyordu Iktıdarlar da, ya suçlarnalan reddedıyor, ya da «soruşturma yapümaktadır» diyerek yanıtlıyordu. Şimdi aym suçlamalann askeri yönetün altında da yapıldığını lzliyoruz. Askeri yönetınun suçlamalan bır kenara ıtmeyıp soruşturma fconusu yapması, bir çok bakım dan olumlu bir tutumu yansı^ yor. Bu tutum, işkence yapılmasını onleyebılecegi gibı, demokratik düzene geçışi de kolaylaştıracaktır. Bir dlzi İşkence suçlamasını sırtında taşıyan askerlenn yonetımi sivillere devretmesi oldukça zor olur du. tşkenceye karşı açıkça cephe Blan bugunkU yonetıcıler içıa boyle bır sorunun varlığmdan BOS edilemez. T İşkenceciler ve Dinazorlar ÎŞKENCE YAPAN KIŞILERİN NORMAL OLUP OLMADIĞI SORUSU HEM OLUMLU, HEM OLUMSUZ OLARAK YANITLANABİLİR. Doç. Dr. Turker ALKAN çok daha ciddl ve önemli olduğuna inandıklan konularda neler yapablleceğini düşunmek bi le lstemiyor insanİşkence yapan kişi vicdanı 1 le nasü hesaplaşır? Bir başka araştırma dizisınde de bu sorunun yanıtlanna ışık tutuldugunu görüyoruz (2). Bu deneylerde de, yukandaki ömeğe benser bir yol izlendi. Yalna iki noktada farklı bir düzenleme vapüdı Dernekler, saldırganl!ğa ve işkenceye karsı olan bansçı eğılımlerde kışılerden seçilrnlşlerdı. Aynca. deneklere. elektrik şoku verip vermeme ko nusunda seçim hakkı tanmmışU. Deneklen elektnk şoku vermeye zorlayan bir otorite yoktu. Deneklerde «kendi vicdanı üe hesaplaşma» sorununu iyice be lırgınleştirmek içın böyle bir duzenlemeye gidilmişti. Deneklere, elektrik şoku rerdikleri kişiyi deneyden sonra deSerlendirmelert istendığmde, daha fazla elektrik şoku veren lerin kurbanlannı daha «dejfer rtx» bulduklan görüldü. Elektnk şoku verip vermeme konusunda eeni» bır seçim hakkı bu lunduğunu duşünenler (yani, ey lemlerinın sorumluiuğunu ^endılerinde bulanlar), kurbanlanna verdiklen acının hiç de fazla bır şev olmadıgını ileri surüyorlardı. Daha fazla elektrik şoku vermiş olanlar. dığer deneklere oranla daha fazla «zorunlu ve seceneksiz» olduklannı üeri sürttyorlardı Denevi yürUten labo raturar sorumlusu, denes!erden bazılarına elektnk sokunu haklı Rdsterec»'? bahaneler vermıst! Boyle bahaneleri bulunmavan lar, bulunanlara gore daha yıik sek oranlarda «zorunluluğu ve seceneksızhgı» savunma aracı olarak kullanıyorlardı Denekler, özsavRilannı koruyabılmek ve vicdanlarmin sesini bastırabılmek icin gercekleri olduğundan baska ttirlü eörme ve çösterme egllimindedırler Ya kurbanlan zaten deSersız kı<:ılerdi, ya elektrik şokunun verdıŞi acıda pek de abartılacak bır yan yoktu, va da ıskence yapmak ÜO rundaydüar. başka seçeneKleri yokta *•• «îşkence» eylemlnia kendisl Uzennde, «işkencecı» ve «kurbannın ilişkılen ve ruhsal durumlan ıle ilgıli olarak, çok şey soylend! ve yazıldı işkence, insan ilişkılerindeki yabanalasmanın, saldırganugın, düşmanlık duygusunun insanlığımızı yitirmenin en somut belirtisı, en uç noktasıdır Sevgiyı, insancıllıgı, güzelligı, barışı ve mutlulugu anlamanın bır yolu, tum bu nıteliklerin tersini iceren «işkence» olgusunu incelemeK olabılir «Yaşam sevgısı m», «yaşama sevıncini» anlamak için «ıntiharıı incelemek gıbı bir şey bu tskenceci ile Ugili olarak en çok akla takılan sorular şunlardır Bir insan nasıl oluyor da başka bır insana böyle seyler yapabıhyor tşkence yaparken ve yaptıktan sonra neler dUşunüyor kendısini kendıne karsj nasü savunuyor, nasü haklı gösterebüiyor? Gözünü kırpmadan işkence yapabılen bu insanlar anormal mıdir? Bazı araştırmalann sonuçlanna bakarak bu sorulara kısmen de olsa yanıt verebUirlz. Yapüan bir dla arastırmada, başkasını incıtme buyruğunu alan kışllerin hangi koşullarda bu buyruklan yerine Ketırdiklori saptanmaya çahşüdı (1). Çoğunluğu emekçi ya da orta sınıftan gelen yüzlerce kışi bir laboratuvarda deneklik yaptı. Bu denekler bir kişiye bazı seyleri öğretmeye çalışacaklardı ArasUrmaa ile ışbırlıgi icinde olan ögrenen kışinın yaptagı her yanILŞ, bır elektnk soku verilerek cezalandırüıyordu. (Kuşkusuz d gercekte boyle bir elektrik şoku sozkonusu degildi Yalnız, ögrenen kışi. ekranda yazUı voltaja göre bağınyor, ınlıyor, hat. ta «oluyordu» Denek ise, ger çekten elektnk şoku venldığını sanıyordu ) Yapüan yanlıslarla orantüı olarak voltaıın amrüması istenıyordu deneklerden. Fıziksel olarak «kurbannm uzak bır Konumda olması, deneklerin elektnk şoku uygulama olasıhgını artınyordu otorite kaynağının (laboratuvarda deney yapan buyruk veren kişi) yakîn denetimi de soku artıncı etkı yaratıyordu. Otorite kaynağının, kurumun, deney ortamının algılanı? bt çımi ile elektrik soku verme eğiliml arasında llisld bulun dugu görüldü En önemli bulgulardan birisi şu oldu Deneyın koşullan ne olursa olsun. elek trüs şoku uygulama buyruklanna bazı deneklerin tam olarak uyduklan izlendı Bazı denekler uyguladıklan roltajı yavas yaVB.Ş arürarak «450 voltaa kadar çünruşlardı bu arada yalvarmayakarmalan bir süredir durmuş olan kurban çoktan «blnıüştü» İşkenceyi bu denll ileri gönlren IdşUer, elektrik şoku vermeyi kesinhkle reddeden lere oranla çok daha fazla sayıda ldL Unutmamak gereklr k l bu denekler, rastgele seçllmls «iyiı ve «olagan» yurttaşlardı. ö « î olarak sadist fctşüer arasmdan secilmemişlerdl Bütün yapük lan, «mesru» olduguna mandıklan otonteye sonuna dek ny maktan başka bir şey degildi. Uypuladıklan işkencenm nedenı ise «öğrenme sürecinde ya pılan yanhşlan cezalandırmakı ü Bu kadar basit bir nedenden işkence yapabilen insanlann. Bu umut dolu süven dolu duygulanm neden bir anda sarsılıverdı nedeni nedır bu duruma bu gençlen kim getirdı? Günlerce düşünürum. nedenini bulamam bır türlü Bulamadığrm ıçın de bu acı devam eder gider içimde Gcnçlıgi suçlamaya dılim varmaz. suçlayamam onlan Çür.kü onlar enerjılerinı gıderecek zamanlannı olumlu yönde dolduracak ufraşı ıster Öz olarak do^ru bildikleri örnek aldıklan şeylere benzemek ister Her halde biz onlara olumlu vönde örnek olamadık onlan kişisel flkırlerimiz cıkarlanmız do&rultusunda götürmek ve bunlann oluşumu icın araç olarak kullanmak istedık. Oysa Türk gençliği kişisel düşünce ve çıkarlann aracı defeıl toplumun ortak varhğıdır Ulu Önder'in memleketı onlara emanet etmesinln nedeni de bu olsa srerektir . Onlara birlik, beraberlik saygı sevgi duygulanm aşılamak dürustlük eşıtlik fıknni benimsetmek, daha ötesi çalışma alışkanlığı vermek ve emeğın herseyden üstun olduğu kanısını yerleştirmek bizim basta gelen görevimız oiduiru halde işte biz bu görevimİ7İ de vapamadık Bu eksıklıklerimize karşm hâlâ işlerimiz kesilmeden yurüyebiliyorsa. bu kadar kargasaliktan sonra hala ayakta durabiliyorsak, ba Türk toplumunun do&al yapısındaki benzersiz bir oluşumun örunüdür detneyi kendlmoe bir görev kabulleniyorum. Dun ve tnıgun. ama yararh ama yararsız çalıştık ve çahşıyoruz Bu yargı tanhçılerln yapacaklan inceleme sonırada belirlenecek Dileğım, yapılan araştırma yansız olsua ıreleceğe tarafsız aktanlsm ve tsık tntsun Yann bu görevi bugünün gençli&ıne devredecegiz onlar bıze hizmet verecek, vatanma ulusuna yararlı işler yapacak bizi yönetecek ve yeryüzünde temsıl edecsk O halde bugünün gençhğıru yanna nasıl hazırlıyacafeız"> tşte bıze göre sorun burda düftumleniyor, bu düğümü nasü çözelım ki tümümüzün yaranna olsun ve bizi mutlu bir sonuca götürsün. öyleki, gençlik. memleketin sporcusunu. \% adamını sanatçısını ve siyaset adammı başka bir devımle memleketıne yararh kabullendıgi bir buyugünü örnek almak ve yanında olmak ister Onun tesin altında kaliverfr Halk deyımiyle dehkanlıhk dev. ^esi denılen bu ça£da ilerisini gerisinı düşünemez^ Yaptı&ı pek çok seym ıyı olduiru kanısındadır Onun içın memlek^tm bu denlı kisileri kendılenne ben7emek isteven mılvonlarca eencin olduğunu bilmeli, kisıli&ını ?edeleyici durumlardan kaçınmah ve memtpket yaranna olmayan şevleri yaDmamahdır Aynca Türk toplumu memleketımizin gelecegıni sağlam bır temelp yerlestlrmek ve çagdas uygarhga ayak uydurmak ıstiyorsa olumsuz vönde olan ve begenümeyen bu vaoıdaki kisilere olanak vermemeli ve her haltvle buna taraftar olmadı^nnı bellı etmelidir Bi?e de^nl çenclığe örnek olacak kışıleri yonetıme gebrmevı bılmeli ve ?enclerden de gelecekte buna paralel bır davrams beklemeHdir Vazımı bıtınrken gençîığe seslenmek geçiyor lçım den Gencler busrün bız size örnek olmamıssak, yann siz bi7*> örnek olun bu vatanı size emanet eden Büvfik Kurtann nm ilkelen doğrultusunda çahşın vw bizi mahcuo edın vin«> umut sizde dıyorum. Sevglll Babomız YAŞAR NABÎ NAYIR'm Cok kısa 6üren hostalıftı süresınce etiertnden (jelen yordımı ve ılgiyl esirgemeyen Şlşll Etfol Hastonesı Heklmlennden. tşkence yapan kisilerin normal olup olmadığı sorusu hem olumlu hem de olumsuz yanıtlanabılır Eğer «normal» deyimı lle, toplumda bulunan «ortalama» kışi anlatılmak ıstenivorsa, işkencecılere «normal» gözü ile bakmak gerekecek. Bu arastırmalann ve insanlık tarihinm ortaya koydugu gercek şu dur: Bir çogumuzun icinde küçük birer Işkenceci uvuklamaktadır Dostlanna, ahbaplanna gülümsemeyle selam veren, çocuklann başmı sevgiyle okşavan, köpeğini doktora göturüp ametiyat ettiren bu kişinin için deki işkenceci. kosullar elverdi8i zaman uyanır ve ortaya çıkar. Eu kışıler genellikle «normal»in de ötesinde, lyılıksever, yardımsever. semoatık, toplumun temel degerlerine cok bag It komşulannın çok güvendlği bısanlar olabilirler. Pakat, «normal» derimi ne «saguklı bir ruh yapısı» anlatılmak isteniyorsa, insanlara işkence uygulayabılen kisilerin bu kategori lçine konamayacagı ortadadır. Yazık ki, çagdaf toplumlar Üzerinde ypılan göalem ve araştırmalar, bu top> lumlarda yaşayan insanlann önemli bir bölümünün bu anlam da normal olmadıgını ortaya ko yuyor. Teknolojı ve bilımın çok ileri asamalara ulaştığı bu toplumlarda, insan davranışı bu anlamda uygarlaşmamıştır. Yabancılaşmanın, ezılmışllğın, yalnızlıgın. güçsılzlutün, ivi hazroe dılmemış bır bıreycıhğm, yalıtılmjşhğın zehirli dujgulannı içınde taşıyor cagdaş insan. Iskence yapma fırsaünı bulunca da kaçırmıyor Günümüs uygarlığmın Ileri temsilcileri sayılan Olkelerin hemen hepsi bu konu da kendUerinl kanıtladüar. Teknolojik ilerlemelerle btrlikte yok etme kapas'tesinm de alabildiğine geliştiği bir dünyada, İnsan davranışlan bir türlü eski ilkelliğinden kurtulamadı. Bazı bılîm adamlarının ileri sürdüğüne göre, teknolojinın (maddi uygarlıgın) gelişmesi ile, tam tersine, insanlar daha da saldırgan oluyorlar ve banşçı egillmleri zayıflıyor Bugünktl durumuyla, insanlık, fizık gücü çok geüşmiş, fakat bejTil aym düzeyde gelişmemis olan dinazorlan andınyor Cok ilert boyutlara ulaşmış olan «teknoloji devriminni, «insan davranışlannda devrim» izlemeü. Yoksa sonumuz dinazorlardan çok daha kötü olabilir. îşte bu noktada, ruhbilimcilere, toplum bilimcilere, avdmlara ve deviet adamlarma büyUk görevl«r düşüyor, I) S. Mngram, «Behavloral Study of Obedience «Joumal of Abnormal and Soda! Psycho logy, 1963 c. 67. *. 371378. S. BClpram, «Some Conditlons of Obedience and Disobedıence to Authority», Human Helations, 1965 c 18, c. 5776. (3) A.H Buss, The Psychology of Aggression. New York. Buss, «Dissonance, Aggression WDey, 1961 TC. Brock, A. H. and E\"aluation of pain» Jotırnal of Abnormal and Social Psychology, 1962, c 65, s. 197203. TC. Brock, A. H Buss. « Eüf fecta of Justification for Agpression and Communlcation with the Victtm on Post • a;rgression Di«!soran'»,» Joumal of Abnormal and Social Psycho!ocr, 1964, C 88. S. 403113. Süreîdi devalüasyon ile faiz oranlannın serbest bıraküması, dışardakı işçılerin yolladıklan dövızleri artırmış, 2 milyar dolann üstüne ÇLkarmıştır. Buna karşm dış ödeme dengesi 2 milyar dolan aşkın açık vermektedır. Bu hesap ödemek zorunda bulundugumuz borçlann dışmdadır. Aynca 1980 yılında yapılan 15 büyüklü küçüklü devalüasyon sonucttnda Turk Lirasmın deferi dolara göre yüzde 155 düsürülmüştür Ulusal gelirdeki düşme yüzde 2.2 oranındadır. Yüzde 2,3 oranında nüfus artışıyla kişi başına yoksullaşma 1980'de yuzde 5'e yaklasmaktadır. 1980 yılının arahk ayında dışsatım gelirmin 450 milyon dolara ürmanması bir olgudur, ama yine o ay icinde dışalunın 1 milyar 800 milyon dolara ulaşan faturası da bir olgudur. Bu konuda kamuoyuna gerçekleri oldugu gibi yansıtmahyız. 24 Ocak kararlanyla Türkiye ekonomisi 1960'de iyileşmedi, kötüleşti; şimdı de umudumuzun 1981 de oldugu soyleniyor. Umutlar gerçekleşırse devalüasyon oranı yüzde 40'a düşecek, dışsatım patlaması gerçekleşeoek. üretim yukselecek.. Acaba? ±1İL Sayın Op. Dr. MELtH KAYAN Sayın. Op. Dr. ALAEDDİN ÎNTEPE Sayın Anestezist Dr. FATMA BAYSAL ve Hostone Nöbotçl EkiM'n*. Aynca cenozesine kotılan, celenk göndersn, Turk Eğ\tım Vokfı'na bağışta bulunan, tolefon, telgraf, mektup ve sahsen zlyaretle bızlert en acı günlerımizde yalnız bırakmayon tüm akraba ve arkadaşlarımıza, değerll babamızın şaır ve yazar dostlorına, TRT v» basın mensuplarına teşekkürü borç biKrlz. BULMACA &OLDAS S.4C4: 1 Eskiden saravd» huzorunda vezirlerin toplmıp devlat ljlorlnl koouştukl&n yer. 2 Geznl kaburj^smm k^Mı tmraftan bs#lı bolundu^ı. srk*dao öne dogru uzarjnış temel fcszcı Blr kUrk bsrvanı 3 Blr peypunber 4 Trajedi lle kometU aruında ısbne «aen B!r peygamber 5 tradı olan. iradıyls (teçlaen. t Stronslyumun stmgesı Bir oota. Deroet balindekl eklnler T Çıkışındsn berl çok zaman grçmemlş Insan» jtnıU blr geıl derçege »yfan olup aldatmık ereğj cOduIerek sörlenen 5Ö2 8 Felsefede bir rarlığı vey» olayı doturao jey. AfrUta'da oir oehlr TUKAHIDAN AŞ4ĞITA: 1 Insan enenislnto bUiznsa! metodlarla en verlmli «kiI4« de£erlendirilebilmesi Içln yapılan ça];,Mnalanc tOraü 3 Esü dllde lfler demek olnp, aldjn? etmek, öaem Termek an Umıoda da kuh&ulır Tersi mejrdaca getiıileo degertl KT3 S ı n re baa katılann uı etklsiyle geçtiklerl g&z haU 4 Bromun simgesi Devletln gelır ve gkterieriol jflnetme işl 5 Blr dente Sodjumtm «fjngesl En kua zanuc parçası fl Btr h&ber ajactsımızıs EVLATLARI (Cumhuriyet 1887) 123456789 DUYURU İSTANBUL SULAR İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜOÜNDEN Ömerli Hamsu Pompa İstasyonu çatısının çekobitle tecridi yapılacaktır Idaremte, ömerli Pompo İstasyonu coiısınin oekobtle tecndı kopolı fiot teklifı olınmak suretıyle yaptırılacaktır Tahmlnl tutar 700 000 TL geçici güvence 52 500. TL'dır Umumı, Teknık ve özel Şartnatne Idaremlz veznesınden bedeiı karşıhgında temln edeb lır Ihalemıze katıimak ısteyenlerın vereceklen kapalı teklıf zarfma idare veznesme yatıracakları gecıcl guvence makbuzunu da ekleyerek en gec 9 Nısan 1981 perşembe gunü saat 11 00'e kadar Beyoğlu. Istiklâl Caddesl 379 No 'da Idaremız Zabıtlar ve Kararlar Burosu Müdürluğü'ne vermelerl gerekmektedır. İdare ıhaleyl vapıp vapmomakto veya düedlğlne yapmakta serbesttır k u s jaslı^ı. Bir nayvan Blr renk 7 Yardımcı bekira. * Tantalın simgesl Avuç «1 Nlkelln süngesl • Sıcaklıgın artmasına neden oJan tiziksal erka Eskrimde bır ojTin DÜNKÜ BVLMACANIM SOLDAN SAĞA: 1 ReasCraos 2 Anlun Bar 3 Dık Ml t tt». roetgfth. 5 Lotarya S Axa La 7 İA A^miı 8 IkL kE 9 Alaia Rie YVKARIDVN AŞAĞITAt I Radlka! 2 Enik Zaü. 3 Alkali kA * sA Mozalk 5 Ümmet « Itallk. 7 Ab Gramer t naUT. ' Sr Hazine Maliye Bakanlığından Duyuru (TÜRK VERGİ KANUNLARI CtLT I) SATIŞINA BAŞLANILMIŞTIR «Geur Vergisi, KurumlM Vergls», Vergı Dsul re Amrae AlacaJüannin Tahsil Usulu Hakkında Kanunlanı kapsayan TUrk Vergi Kanıınlannın 1 Cüdi son şeklıyle yeniden düeenlenerek Dastınlıtus ve satışına baslanîlmiştar. Sanşlar Munasebe MudUrllUderlne yatınlac&k 1 000 TL IcarşılığmdB ftlirıftP?k vezne almdısı aslıriirı, Gelirler Genel Müdürlüğü Dökümantasyon Merkezlne (Hüiümet Caddes) lo/4 ühıs \NKARA> etenderilmesivle vapılaca«ır tstefciüeı alındüan bu adrese elden getırerek «eya posta lle EÖndererei! ötaplannı lsteyebüeceklerdir Belirlenen adreslerine aynca posta ücreü aitnma^an tıtap gOndarilecektiT (Bosın: 12573) 1883 : 12807) 1886 ÎLAN tSTANBUL DEVLET OPERA ve BALESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN Kurumumu20 alt kamyon'un 34 NF 264 nolu plokasi koyDolmuştur. yenısl çıkonlaca0ındoo hükfimsüzdür Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılüc ve Gazetecilik TJIŞ. adına: „„ NADÎR NADt Müessese Müdürü .. EMtNE CŞAKLIGÎL Yas tşleri Müdüru TimHAN ILGAZ Easan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacüüt ve Gazetecilik T.A.Ş. Cagaloflu, Turkocağı Cad.: 39 41, Posta Kutusu : 246 tSTANBCL Tel.: 20 9103 BÜROLAR: ANKARA: Konur Sokak 34/4 YENÎSEHİB TeL 175825 175866 îdare: 183335 • tZMİR: Hallt Ziya Bulvan No : 65 Kat: S Tel.: 2547 09 131230 • ADANA: AtstUrk Caddesi, Türk Bava Kurumu tsham Kat: 3, No.: 1 3 T e l . : 14550 19731 T l K V t H • tmak •JJ Glacv 8J1 «7 MART 1981 öüe tktodl 13J9 16J0 AkvHB 1928 **m 21i» Cumhuriyet fBosm: 12503» 1888
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle