17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 Cumhuriyet OLAYIAR ve GÛRüŞLbR 14 MART 1981 B asra Korfezl'ndekl Bfrleslk Arap Emlrlfklerl'nl oluşturanlardan bırl de Abu Dabı'dır. Topraklarının yüzde 98'ı cöl olan. yılda ortalama bır santım yağmur yağan kımj zaman 6a arko arkaya üc yıl hic yoğmayan gölgedeki aıcaklığı 50 dereceyjfcrulanAbu Dabı'de. uc kilometrellk kumsalı boyunco gıden yolun dolmo toprak kesımine ekılen çımler, günde üc kez sulanarak yeşll tutulmağa çalışılıyormuş. Hem de hongı suyla? Denızden elde edılen totlı suyla Abu Dabi'yl komşu Emirlığe Dubaı'y e bağlıyan yüzlerce kılometrelık yol da. dıkıten ökalıptüs oğaclarıylo yeşertılıp gölgelendırılıyormuş Ulkenın petrol gelırınden sağladığı olanaklarla olumsuz doğa koşullarına karşı büyük bir savaşım verılerek, kızgın güneş a'tında alev alev yanan cöl. odım adım da olsa, yeşıllendirilıyormuş. Vartık Dergisi'nin mayıs 1980 sayısında Fransa'nın unlü Match dergıslnden yapılan çevlri yozısında bunları okuyunca, kendımızl duşundüm ve ıçlmi buyük bir umutsuzluk sardı. Hiç Değilse Kalan Korunsa Meric KARACAOVALI lere glttlğlmlzde yerden. daldan blrşey koparmodan evımıze doner mıyız? örneğın: Abant'a gıtsek o güzelım mavı mınelerden hels az rastlanon pembe renklılerınden hıc olmazsa bir tutam kopormadan durabılır miyız? Ustelık koparıldıktan 510 dakika sonra solacaklarım blle blle... Abant ve Uludağ gıbj bugunlere dek nasılsa korunabılmış kırsal gezı yerlerınde, bahar aylarındaki hafta sonu gezllerının dönuş soatlerınde; yollara atılmış ufak cıcek demetcıklerlnı, yolunmuş boynunu bükmüş cıçek artıklannı hepımız gormuşüzdur. He!e özel otolarla yapılan gezlierde, kentler orası kiml yollarda yamaclann tepelerıne doğru yayılan sarı katırtırnaklarını, pembe zakkumlan çoğumuz yolup yolup orabamn bagajına doldurmoz mıyız? Ustelık de coğu kez köklenyle cekıp, çıkarırız. Boylece de onların türlerınl gitghde tükettığımizı hıc duşünmıyerek. örnek mi istersımz? Uludağ Ulusal Parkı'nın blrçok yöre6ine 2 3 yıl öncesıne kadar sorı bır holı görünumü veren immortel (ölümsüz) denılen çice* ge bugün artık tek tük rastlanabilıyor. Manlsa dağlarının eteklerıni pembelı. morlu bır örtü gh bı orten dağ lâleleri, yıne köklenerek toplanmaları yüzünden. gıttıkce azalmış; dahası, yer yer yok olmuştur. Bu örnekler yörelere göre cogaltılabılır. Ağaclara, clceklere acımasızca saldıran kuCuklü büyuklü oğrencılerımız, bugün 30 ıle 50 yaş kuşağını oluşturan bizlerın cocuklandır. Biz okula başladığımızda bırıncl sınıfta ilk şarkımız: cDaha dun annemizin kollarında yoşorken...ı di. Daha sonra da şu şarkıyla okul bahçesınde halka olup donerdık: cBaltatar elimizd» / Uzun ip bellmlzde / Biz gideriz ormana / Hey ormanal / Ağoetn yanırtda dur / Baltoyı Mfldon «ovur / Bir de sol taroftan vur / Kuvvetle vur..». Şimdi nerede kır cıceklermı acımasızca yoian yaşça olgun bırinl görsem hemen: İste! fBaltalar ellmızd«..T» kuşağının bir üyesl daha dıyorum. Bizden onceki kuşaklanrt bu konudakı tutumlan nasıldı diye düşünecek olursak: Pendık. Şıle, Kayışdağ ormanlarında saklanan eşktyoyı ele geçırmek ısteyen bir devrın Hunkörının, buralardakl ağacları kestırerek haydut çetelennl yok etme yöntemlnln öyküsü. akla gelen örneklerden bin olabllir. Butün (»unlann önun» geçecek. yanl her gordüüümüz çicefli yolmamıza, oğoc dallarını kırmamıza, kapımızın önündekl ağacı devirmemize engel olacok yasaklar yok mu? Eibette var. Hemen akla gelen bir örnek: Parklardaki cim ve cıcek tarhlarının görülebilecek yerlerıne fÇlçekl«ri koparmak yasaktır» veya cÇimenlere basmayinız» glbl uyorılorın yazılı olduju tabelalardır. Ne yazık ki, ancak parkın koruyucusu ortalarda dolaşıyorsa. bunların etkıli bır anlamı vordır. Yoksa, parka gelen çocuklann coğunca hem de anaların. babalarm gözlen önönde çlcekler, clmler ylne kaşgöz orasında yolunup. ezıllrler. Oyso uygar Clkelerin porklonnda yukorıdakl uyarılan ıceren yazılar genellıkle görülmez. Dağlarda, lepelerde gözun alabıldtğınce uzanon cıçekll genış çayırlarda ise, (örneğın Isviçre'de) şöyle bir uyarı yazısına rastlıyabilırsıniz: cCoyırın lclnden yürümek yasaktır ve cezası 5 franktır>. Yasaklanan «cıcek koparmak» değıldır. Çicekleri koparmak onların aklından bıle gecmez. Yürüyüş yolu oıan toprak patıkadan aynlmağa kalkışanlara uyondır bu. Bir isviçreli buna uy moz da coyınn lclnden yOrOmeöe kalkışırso oz sonra bir gorevlı He burun buruna geleceğını kesınlikle bılır. Dlyelim kl bizde yukarıda sözunu ettlğimlz turden uyan ve yasakların etkınlığj yok. Pekıy cevre korunmasmın bır bolümunu ıceren 4.4 1971 îarıh ve 13799 soyılı Resmi Gazete'de yayımlamp yürürlöğe gıren 1380 sayılı yasaya ne demelı? Bu yasa tDenızlere ve ıcsulara, su ürünlerıne zarar veren maddelerln dokuımesı veyo dokulecek şekılde tesısat yapılması yasaktır» bıcımınde kesın bır maddeyı ıcerır. Ayrıca orolara «Taş, toprak, moloz ve cop» dökmenin de yasak olduğunu belırtır. Yasaya bağlı tüzüğün gecıc hukumlerıne gore de, uretım artıKiarı (atık suları) denızlere boşaltan sanayi kuruluşları ile Işyerlerl yasanın yayımlanmasından sonra Iki yıl içerlsınde gereklı önlemlerl almak zorundodırlar. Bu apacık kurallar karşısında ne beklenlrdi? Iki yıl lcınde Turkiye'nin her yerındekl atık sularını denızlere. lc sulara boşaltan sanayi kuruluslarının ve ışyerlerımn Ivedi olarak gereklı öntomfen alması değıl mı? Hayır böyle olmodı. Gerek özel sektore. gerek komu sektörune alt sanayi kuruluşlannın pek coğu, yasanın yururlüğe gireceğı güne kadar somut bır onlem almadan geldıler. Dahası, kimılerı de konuyu onemsemedıler Örneğin; o yıllarda oldukca coğalan eCevre Korunması» dernekferınden birfnın uyelık önerıslne, atık sularını Izmir Körfezine oiuk oluk akıtan bır kuruluşun en üst duzeydekl yetkılısının «Tabn, derhal biz de üye olalım» dıye yanıt vermesı, konunun ne olçude hafıfe alındığırıı gostermesı yönünden cok ılgınctir. 1380 sayılı bu yasayla ilgılı kıml görüşlerimizi bir başka yazıya bırakıp, bahorın şu ılk günlerınde biz büyukler, başta kendımize, sonra da cocuklarımıza: Kırda, çayırda, bahçede, parkta, kımi yol kenarlarında bıten ve blzlere olabildlğince mutluluk, eevinc veren. renkli bır evren yaratan ciçekleri, yeşillıkleri yolmamayı, ağac dallarını kırmamayı aşılayolım. Hem de vargücumüzle Boylece hıc değilse bugüne değln gelebılmlş doğa güzelliklerını yarınlara ulaştırabiliriz. Bizım Abu Dobi Emirliğı'nlnkl glbi bol bol kullanacak petrol gelırımız yok ki, yüzlerce kılomelreliK yolları cımlerle veya ökahptuslerle yesertellm. Komplonun Altyapısı urk diplomatlanna karşı Erraenl terörünüa Fransa da uslendığı anlaşıhyor. Son gunlerdekl Ankara'nın polıtıkası da bu gerçeği vurgulayan bir eğılımı yansıtmaktadır Fransız Ermeru ışbırlıgınm tarihsel kökenlert Tardır. Ünlü Prof Toynbee. Turkiye'nın Bafımsızhk Savasında Anadolu'da yaşanan olaylan gözden geçinrken şu saptamayı yapıyor: « Kıhkya'da Türklere karfi Ermenüeri oynama biçimindekı Fraruız pohtikası, İzmır'e Yunanlılan gönderme yolundaki Ingıliz devlet adamlığınm bır benzendır.» • Blrlncl Dunya Savasında Dofu Anadolu'da Çarbk Rusyası ıle dış ve Ermenilerle iç savaş yaşanmıstır. Rus ordulan Türkiyo ıçlerine sarktıkça Ermenıler önden arkadan bizlm askerimızi vurmuşlar; Muslumanlan kınma tujratmışlardır. 1917 devruninden sonra Bolşevıklerle Türkıye arasındaki anlaşmaya karşın Elrmenıler kanlı oyunlarını surdurmüşlerdir. Bu donemde Iran'dan ve Hazer Denızınden sarkan Ingihzlerden yardım gönnüşlerdır. Kanh hesaplaşma, Ulusal Bağımsızlık Savasında Guneydoğu Anadoluda karşıhkh çatışmalann ve kınmlann surmesme yol açmıştır. Sonuçta Sevr haritası yırtılmış; Fransa Beyrut'a doğru surülen Ermenilerl kendi yönetimi altında toplamıştır. Lübnan bu anlaşmanın geçicl cennetiydı O çalkantı lçinde çoğu sürgün ve kaçak Ermenınm Fransa'ya göçtüfu ve Marsilya'da odaklandığı blhnıyor. Gazl Mustafa Kemal Âtatürk'ün eliyle tarlhin bu kanh sayfası kapatılmış; yenl Türkiye Cumhuriyeü, Sovyetler Birliğiyle Batı dunyası arasında kurulan dengede guvenli ve sajlıkh bir yörüngey» oturtulmuştur. • Pekl, bunca yıl sonra nasıl oluyor da eski defterlerin dürülmüş sayfalan açıhyor' Olaylara geniş tarihsel açıdan bakamayan bir Türkıye, yaşanan fırtınanın nedenlerini anhyamıyacakbr. Kalın bir çlzgıyle altını çizersek gerçek şudur Ulusal Bağımsızlık Savasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Amerikan güdümunü inanılmıyacak kadar zor koşullar arasında yadsımıştı. Elbet bu direnişin bir mantığı vardı. Türkıye «Küçuk Amerika» olmaya özendiği gunden bu yana çözülmeye, parçalanmaya, bunalıma doğru bir sıyasanın ekonomik alt yapısını oluşturma çabalan başlamıştu. Sanayi devrtmıni gerçekleştirememış bir mazlum ülke kapılannı yabancı ekonomik güçlere açtı mı, ve bu yabancı güçlerin paravanası fırmalann yumaklasması hızlandı mı, o toplumda kargaşa kaçınılmazdır. Az gellşmiş bir ulkede hberalızme özenme ve dış borçlanmayla kalkınma yontemlen, temelde öyle bir ekonomi oluşturur kı sıyasada faturalan ağırlasır. • îşte kanıtlan ortada... Ama kanıtlar böylesine çarpıcı biçimd© ortadayken bazı çevrelerin yabancı sermaye ıle kalkınma politikasında dırenmeleri ve Türkiye'nın kapüannı ardına dek açmakla herşeyin düzelebıleceginl sanmalan ilginç değil mı? Ülkemiz son yıllarda boyutlannı şimdiden göremedigimız çapta bir uluslararası komplo ile karşı karsıyadır. Böylesine komplolar her zaman tezgöhlanabılir; ama, ancak elverişll ortamlarda uygulama alanı ve başan şansı bulabilir. Osmanlı tarıhini okuyunuz: Bütün yabana devletler. tstanbul'a yardım ve dostluk önerilerl v» maskeleriyle gelmışlerdır. Hiçbir devlet «ben düşmanım» diye kendisıni tanıtmaz, bütün hesaplar sözde dostluk hesaplarıdır. Ne var ki hesaplann faturalan bir • bır uzatıldığında acı gerçekler de bir bır meydana dökülür. Düvelı Muazzama'nın her bır devletı, Istanbul'a «ben seni korumak ıstiyorum» diye el uzatıyordu; ama, uzanan eller sonra kollarunızı koparmışlardır. • Ulusal bır ekonomi yaratmadan baymdırlıfa ulaşmaya ve bağımsızlıgı korumaya olanak yoktur Dışa bağımlı özel şırketlerle de ulusal ekonomi oluşturulamaz Bu zayıflıkla birîıkte dış borçlanma büyudü mü, devlet köşeye sıkışır, o zaman saldınlar kolayiaşır ve yoğunlaşu*. T Bahor movsiminin ortalarmo doğru erguvon ogocları Istanbul'un Anadolu yokcsının kımi Bemtlerinde. henüz yüklenıcıye (möteahhıte) veritmemış tektük eskı evlerın bahcelerinden; pembentn eflotunun. morun insanı delı eden pırıltılarıyla cevreye kısa süreyle de olsa ı»tk. umut. sevinç socarlar Beş altı yıldan bert oturduğumuz apartmanın hemen yanında, tcinde 8 1 0 erguvan ağacı bulunan dar, uzun bahceiı böyle eski bır ev var. Bahçemn az ıler•Inde de bir ılkokul. Okulun öğrencilerl bu bahçeyi caddeye çıkış yolu olarak kullanırlor. Erguvanlor oçmağa başlar başlamaz da bu öğrencüerın ocımasız saldırılanna uğrarlar. Öğieden sonra okul çıkışında bchçeden gecen öğrencilerin bir bölümu ağaçlorın dallarına sopalaria vurarak, erguvan cıceklerınin pıtır pıtır dökClmelerırtı sankı sevıncle ızlerler ilkokuldan oz ötedekl ortaokulunoğrencılerideyıne aynı bahçeden geç p coddeye cıkarken, baylarının yettığl dotlara asılorok kırarlar. Uzerlerl erguvan cıceklerıylo bezeli bu dollarla, bırbırlerme, ağaclara, duvarlara vura vura yüruyüp caddeye cıkarlar ve çıplak bır sopaya dönüşen b i r ıki dakika öneeki canlı dalı yolda bir kertara atıverırler Dıyelım kı bunlar kuçuk cocuklar, ya biz buyükler neler yapıyoruz? Bohor ve yaz aylannda, kırlık ağaclık yer ••• ••• OKTAY AKBAL Hflvın Okur Mektuplan Danlmarka'dan Ahmet Yükssl yazıyor: «Ben on beş foşında bır akrabamın yardımıyla bu ulkeys geldim. Yurdumdan kılometrelerce uzakta emeğımi satarak yaşıyorum. Geleli On bır yıl oldu. Asıl onlatmok ıstedığım kendl yaşantım değıl, buralarda emeğını satan bınlerce kışının sorunu... Basınımızdo bızım sorunlarımızla gsreği gıbi ılgılenılmıyor Acınacak durumdayız. Bırakalım horlanmayı, asıl ârtamll sorun burada doğan cocukiarımızın durumu. 2 bucuk yaşında bır çocuğum var. Karım ve ben colışıyo* ruz Çocuğu kreşe verdık, ana dılıni oğrenmesl uzak bir ih tımal. Bu ulkenin dılıni öğrenıyor ana dılıni oğrenmeden... Bu do beni kahredıyor cocuğun geleceğı acısından... Bu ülkede kalsa istsdığı kadar bura dılıni onadıl gıbi konuşsun, ama bu ulkenın halkının gozünde her zaman pıs yabancı olarak kalacak. Ulkemıze donse ana dilıni bılmıyor diye 'pıs govur' olarak kalacak... Duşünuyorum da Ata'm yenıden dünyaya gelse Cumhuriyeti emonet ettıği genclığın durumunu, daha acısı onlonn yaban eltsrdekı, Türkceyı bıle bılmeyen çocuklarmı görse... Ata'm ızındeyiz dıye bızı bu hallare düşürenlere ne yapardı acabo? Ne acıdır kı bızim sorunlarımızla ılgilenmedıkleri halde bizden geleoek dövızlerl düşundüler hep! Bızlerden para almak ıcm pazar oluşturdular odeta... Bugün konsoloslukta bır ımza tasdikl ıcln Türk parasıylo 1800 lıra alıyorlar E n kucuk örnek bu Paralı askerlik bir mılyon lıra. Gumrüklerde, alanlardo cektıklerımlz de cabası... Şöyle bir duşünün, yıllardır bu ülksde, kendi halkının calışmadığı en ağır, en pis, sağlığa oldukca zararlı ışlerde calışmak zorundasın, lcmde yoşadığın toplumda her gün her yerde 'pıs yabancı evıne don' Is karşılaş Çocuklarım ona dılıni bılmesln. Bır gun ulkeme dönerim umuduyla para bırıktırmeye calış ilkel bannaklarda oturarok Hkel beslenme yontemıyle yorı ac yarı tok yaşayarak, sınema tlyatro gıbi eğlencelerı hayal bıle etmeyerek... Ne varki on bsşon altı yıl buralarda calışıp. para bırıktırıp soğlıklı olarak üikesıne donen hıc kımse yoktur. Ya ruh hostosı, ya da sakat olarak dönüyorlar» tatürk'ün yüzüncO doğum yıldonümunj kutlayacağımız 1981 yılı boyunca, ulu önderl, devrım, ilke ve duşunceleriyle yurt ıçınde ve dışınd a geniş kıtlelere daha yakından tanıtmak ıcin calışmalar yapılıyor. Bu calışmalar, kıaa sure sonra herhalde meyvelerinı vermeye boşlayacok ve ulusumuzun yetıştırdığı bu en büyük insanın; kurtarıcı ve kurucunun anısına korşı Türkıye Cumhurıyetı devletı kutsal bir gorevı yerıne getirmış olacak* tır Bu fırsattan yararlanarak önemü bır noktaya yetkill kuruluşların dıkkatıni cekmek Isttyorum. Günümüzde, önderİBrin, duşünce ve ilkelerı kadar «Görün tülen» de etkıli olmaktadır toplumlar üzerınde Bunu bılen dev let ve sıyasa adamları giyım ku şamlarından, davranışlorına kadar ozen gostermekte yo da cDeğışık» olmaya calışmaktadırlar. Yüz cizgilerı Ile olaganüstü güzel ve carpıcı, genel havasıy \a da dıkkatı çekecek kadar ya kışıklı olan Atatürk. bu doğal nıteliklerini, seckın, cağdas ve özenli giyim kuşamıyla da süslemesinı bilmıştır. Öyle ki, Atatürk'ün, gelmış gecmış devlet adamlarının yolnızca en yakışık lısı değıl. resmi y Q da sivll, en güzel gıyıneni olduğunu da 8öy leyebılırız. O'nun fotoğraflarına bir göz attığımızda görurüz kı. Anadolu'nun tozlu yollormda. cephede, bır denlz gezintl  Paralarda Bile! ÂTATÜRK'ÜN REStMLERİ, BÜSTLERt YAPILIYOR. FAKAT ÇOĞU YA ATATÜRKE BENZEMİYOR, YA DA YETKISİZ YORUMLAR. MUTLAKA İLGİLENMELÎYİZ. Orhan KARAVELİ•Inde, MecJiste, hafkının arasın da, her yerde, daıma cekıci, da imo göz aiıcıdır. Çoğu kez kımseninkıne benzemeyen giysil»rl sankı sıhırll bır elden cıkmış gibidıti O'nu, en kalabalık gruplar icınde bıle adeta yıldızlaştıran bu özenli ama özen tısız gıysilerın modası İse hicbir zaman gecmezl... Önderlerln, toplumlan, gorun tulerlyle de etkileyebileceklerinl Atatürk herhalde cok iyi bllıyor olmalıydı ki her fırsatta bol bol resmlnin. glderek filmlerlnin c«kılmesıni sağlamıştır. Cumhurlyetin ilânından sonra, yerlı ve yabancı değerii sanatcılara büstlerini, yontulannı yaptırmış tır Bu sayede ve dönemln cok kısıtlı olanaklarm a karsın albOmlsr dolusu resim ds bırak mıştır blzlere. Coğu. gercakten auzel v e etklleylcidlr buntann. Ve, O'nu doğru bıcimde yansıtırior. G«lin görün kl, özelllkle son yıllarda Ulu Önderın birbırinden kalitesiz, carpıtılmış, sorumsuzca değıştirılmiş fResimleri», po noları, on katlı yapılan örten, rengârenk boyalı sozde portreleri, serl halınde ımal edılen ve Atoturk'ten başko herkese ben zeyen kalfa işı bustlerl, yol ks narlarında alıcı bekleyen cirkm ve devasa yontulorı bol kazanclı bir tıcaret dalı halıne getirllmiş ve yeterlncs alıcı da bul muştur. Öyle ki yeni yetişen ku şaklar. Âtatürk'ün dost ve güzel yüzünü, etkileyicı bokışlan nı, aslında cok düzgün yüz ve beden cızgilerinl. hiçblr sanatsol denetimden gecmeyen bu gorlp şeklllere bakarak föğren mekle» karşı karşıya bırakılmış lardır. Sorumsuz ve cıkareı klşllerin bu uzuntü vericl gidişlrte bazı resmi kuruluşlar bile katılmıştır. örneğin. dolaşımda bulunan kâğıt paralara bir göz atınız. Uzerlerinde, aynı tarih ve sayılı kanuna göre cıkarıldıkları belirtilen bu paralarda tam dört tane değişik (Atatürk port resi» var: Bin I rolıklarda; beş yüz, yüz ve elll liralıklarda; ylrml. on ve beş liralıklarda ve nlhayet son cıkarılan minyatür on liralıklarda. Bu değişik «Atatürk»lerin (!) blrbirleriyle ve hepslnln bir den Atatürkle yeterlnce llgllerl var mı? Birbırinden ve Atatürk'ten cok farklt burunlar. ağızlar, gözler, saclar.. Ressamlar, bu resimlerl, Âtatürk'ün acaba hon gi resminden yararlanarak cizmişlerdir? Merkez Bankası yet kıhlerl, her gün elden ele dolaşan bu resimlerin birkac belli Clzgi dışında Atotürk'e hemen hic benzemediğmi nasıl farketmemişlerdır? Yüzüncü doğum yıldönumünde Âtatürk'ün «Yüzuı de artık ele alınmalı ve paralarda, pullarda, portrelerde. büstlerde, yontularda özenli bir secms ve denetim yöntemi getirılmelıdır. Kendinı ressam ya da yontucu sanan herkes. büyük kurtancının yüzünü bildığl gıbi yorum lamakta özgurdür Ama, bu yorumlar, sanat değerlert ve Atatürk'e benzerlıkleri yetkili bir kurulca saptanmadıkca kamuya maledllmemek gereklr. BULMACA 1 HekimlıJcte kullanılan, renksiz, uyuçhırucu ve bayıltıcı WT «m. 3 Dolap içindefcl k&tlan oluştarac ta&talırdaa her bfrl 3 Nlkelln slmgesl 4 Devjm halindckl bir dsmla tıısuu ölçıneye yar&yan aygıt B Düşücce, duygu ve hallenn aös veya y ı a halınde etiıli bir sekılde anlatllreası sanatl S UsCmüsO olmaraaktan doğan ve Kskl dllde gen verroe. 3 Gese carpacak buyuklüicte, simgo nlteUMnde yapı. 7 Bir Onlem Terw bir renk 8 Kars'ın btr llçesl. » Terbıy* aden, murebbi Yl'KARIDA NAŞAĞIYA : I Bir malın alım satım T*T da^ıtıra l?lnde UgUUerin ber O bırtne düsen pay ölçüsü 2 Esk^ dllde ger Iverme 3 GeneBl rfltbeslnde Wr ttîam* Eski jazıda bazı barflerin ba» taraiı yazıldıktan sonra «üs lçln çekılen uzatma 4 Hınstiranlıkta kadın dın görevlisl Kafes şeklinde yapıîmı? örgfl 5 Trabîon'un bır ilçea Blr oota Esöden Anadolu'da esnaf toplulugumm yaranna çalıçtn blr halk ocağı 6 Gezl 7 Blr sayı AJaca karanlık za Hayvan bannaŞi S SOLOAN SAĞA : • Tekirdağ, Saray'dan K. Kamacı yazıyor: «Yırml a!tı yıflık memur ıken emekli oldum Yakacak parası ıle birlıkta elıme 10 488 lıra gecmektedır. Bunun uc bininl ev kırosı olarok verıyorum Bın yırml, bıri dört yaşında 'kl oğlum, bır de on dort yaşında kızım var. Oğlum lıse cıkışlıdır. ama ış bulamadığı ıcm boşta gezmektedır Kızım ortaokul son sınıftadır. Memurluğa ılk gırışımde, yani 1954"de 126 lira aylık alıyordum Etın kılosu 2 liraydı Şımd1 et 300 liradan fazla... Bugune oranlarsak buflün 19 bın lıra almak gerekmektedır. 1969'da 540 lıra aylık olırken etın kılosu 9 lıra, 1971'de 1157 lira alırken etin kılosu 17 lıra ıdi. Buna görg 1969'a oranla on sekiz bin, 1971"e oranla 21 bın lıra almak gerekıyor. Bu da acıkca şu demekt r. Devlet. memuruna her yıl bıraz daha fozlo verecek yerde tam tersıni yapmış her yd bıraz daha az vermıştır Buna karşın Buyuk Türkıye edebıyatını yapan polltıkacılar memurun durumunu lyıieştlrdıklerırr sıkılmodon meydanlardo soylevebilmıs'erdır Bu parayla gec'nemedığım ıcin aldığım ikramiyeye emekli maaşıma ekleyerek gecınmeye calıştım şımdı ıkramıye de bıttl tutunacak dalım kalmadı iş arıyorum, bulamıyorum. Gercl emeklıiere yüzde 40 dolayında bir artış sağiandı. amo bu artış do bır ışe yaramayocak, cebımıze üc Cirerken beş cıkacok Devlet memurunun, hele emekiinın durumu ne olacak Ben buna bır yanıt buldum. ört kı olem.« Konya Ereğlı'slnden muhendıs S E. yazıyon «Islmlerınln başmda şeker bulunan bazı kuruluşların suıstlmallerın yuvası halınde bulunduğu gazete sütunlarında görülüyor. Konya Ereğlı'sınde bır şeker fabrıkası yapılması işı. uzun uzun calışmalardan sonra uygun görülür ve yerı de kamulaştırılır Ancak bundan sonrakl yatırım şeker üretıml Icm değıl, polıtık ödüllendlrme şeklinde yapılır 1980 yılında fabrıka yapımı ıcin ödenek ayıramayan yonetım, partl başkanına aıt blnayı olmayan fabrıka ıcm cazıp bır ucretle kıralar Binonın butün odoları telefonlar, radyolar. güzel mobleierle süslenlr Sıra adam aimaya gelince, mudür, müdur yardımcıları. sekreterler, odacılar, cay servısı lcn garsonlar, partılılenn eşlerl, kardeşl, olmayon fabrıkoya kontrol şeflerl... Merkez nüfusu yetmış bin olan ılcenin kaymakamı hizmetinl Polonya menşeli bir ieep He yerlne getırırken hem de 84 köyu kapsayan bir bolgede, 'olmayan' bir fabrikanın, ne ış yaptığı bellı olmayan müdürü Amerikan malı luks bir arabaya, mudür yardımcılarının her birl de biraz doha mutevazı otomobillere blnerek durumu 'Wan' etmekted rler. Lo|man olarak kiralanan Tuks aparttımanların otuzdan cok dolresınl de bu gerekslz harcamolora eklemek gereklr...» • lçt« slze okurlann vakınmalon, yurt gerceklerlnden Amekler sunmalorı... Daha ne cok dert. yakınma, gözden kacmış, kacmlmış acılan sergıleme. daha ne cok ocı, göz yası var. daha ne cok!... Yetlşmek zor hepslne.. Gazeteci Bülent Dikmener «HaberOdülu» koşulları duyurusu Gazeteci Bülent Dikmener'ln anısınt Yasotmafc v« Turk gazetecilığıne olan katkılarmı manevl yönden sür. dürmeyı sağlamak amacıyla adına 1980 yılında başlamak üzere konulan «Haber Ödülü» 1981 yılında da sürdurülmektedT. Odül koşulları şöyledir: 1 ödüle her Türk gazeteclsl adoy olabillr. 2 Adaylık gazeteclnin kendl önerisi veyo ödül komltesının önerisi ile gercekleşlr. 3 Ödüle aday gosterılecek haberlerln 1 Nlsan 1980 ıle 31 Mart 1981 günlen arasında günlük gazetelerden bırınde yayınlanmış olması gereklidır. 4 Odüle aday olabılmek Icm niteiıklerl 3. maddede belirtilen haberlerin yayınlandığı gazetelerin bir sayısmın 10 nısan 1981 günü akşomına kadar, BÜLENT DİKMENER HABER ÖDÜLÜ İSTANBUL PK 246 adreslne ulaşacak Mclnode toahhOtHS olorek g6nd«r'lmesi zorunludur. 5 Secicı Kurulun değerleodlrllmes! sonunda blrlncihğı kazanan haberln yazarına 20 bin lira ödül ve bır plaket verılır. Habenn bır ekip torafından oluşturulmosı hannd» 6dul tutan yazarlar orasında eslt olarak payiaştırılır. Kışısel başvurularda, Imzasız yayınlanan haberler Icln yazarın kimlığinm sorumlu yazı Işleri müduru tarafından onaylanmış olması zorunludur. 6 Seclcl Kurul: Orhan Apoydın. Muflt Alacalı. Güngör Gonültaş. Oktay Kurtböka. Cetln Özbayrak. Yılmaz Tunckol ve Ulvl Yanardağ'dan oluşmuştgr. ödül sonucu Bülent DJkmener'ln ölOm yıldönümfl otan 27 Nısan 1981 günü duzenlenecek törende ocıkla» nacaktır. Saygı Ile duyururuz, Olağan Genel Kurula Çağrı 8 S. KENT HANCER T O Y L O SOSYAL SİGORTALÎLAR KONUT YAPI KOOPERATIFl'nin 1980 yılına ait yıllık olağan genel kurul toplantısı 29 31981 pazar gunü saat 8 30 da Bakırkoy Hüsrevıye Sok. Burç Düğun Salonunda yapılacaktır. OONDEMI 3 4 5 6 7 8 9 1 2 123456789 1 Acıiış vfl divan tesekkulO 2 Yönetlm kurulu faalıyet raporunun okımmast 5 Denetim kurulu raporunun okunması 4 Kooperatifın bılanço ve hesaplarınm tetkfkl ve mOzakeresl 6 Yönetım Kurulu ve denetim kurulunun ayrı ayrı ibrazı 6 Yönetım kurulu ve denetim kurullannın secımi 7 Ayrılan ortaklarla ilgıli olarak yönetım kuruluna yetkl verılmesl 8 Dılek ve temennller Yönetlm Kurulu Içüdikten veya ver.lldikten sonra nertye kalan 9 E«Ö dlld» BU Terst e * ö dllde gellr. DÜNKL B t L M * C A N I \ ÇÖZUMC SOLDA\ S4ĞA : 1 Çamurcun. 2 Oıoa Eser 3 Var Sm Pı 4 Gramer Ta. 5 Etüd. 8 Na No En 7 Tutkal 8 Pıloksera 9 Ara E u . YUKARIDAN AŞAĞITA : 1 Çovgen F a 2 Aıar Atik 3 Mora D!a 4 Cn Manto 5 sE Ofâ». 6 Cenıre A» 7 Vs Telek S Neptün Ra. 9 n a D Baz • Olağan Genel Kurula Çağrı S.S. DİLEK MESKEN SOSYAL SlGORTALfLAR KONUT YAPI KOOPERATİFI'nln 1980 yılına ait yıllık olağan genel kurul toplantısı 29 31981 pazar günü saat 16 00 da Bakırkoy Hüsrevıye Sok. Burç Düğun salonuada yapılacaktır. SÜNDEM: 1 2 3 4 5 6 7 S Acılıs VB dlvan tesekkulff Yönetim kuruiu faallyet raporunun oVunmaw Denetim kurulu raporunun okunması Kooperatifın bılanco ve hesaplarının tetkiki ve mörakeresl. kabul ve reddl Yönetim Kurulu ve denet'm kurulunun ayn ayrı İbrazı Yönetim kurulu ve denetim kurullarının seciml Aynlan ortaklarla ilgıli olarak yönetlm kuruluno yetki verilmesl Dılek v» temennller. Yönetlm Kuruiu Cumhuriyet 8eMW: Cumhuriyet Matbaaauk ve, Gaıetecılik T. A. Ş. adına NADÎR NADÎ Genel Yaym Müdürü OKTAY KURTBÖKE Müessese Müdürü EMtNE (JŞAKLIGtL Y a a Işleri MUdürü . ORHAN ERİNÇ Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecılik T.AŞ. Cağaloğlu, Türkocagı Cad. 39 41 Posta Kutusu: 246 İSTANBUL Tel.: 20 97 03 BÜROLAH • • • ANKARA: Konur Sokak 24/4 YENtŞEHİR Tel.: 17 58 35 17 58 66 Idare. 18 33 35 İZMİR: Halit Ziya Bulran No: 65 Kat: 3 Tel.: 25 47 09 13 12 30 ADASAi Atatürk Caddesi, Türk Hava Kurumu TAKVtM M MART 1981 fmilr 5J7 Gteep 7J3 öğto 13 23 tkfattff 16 43 Aksaa 19.14 20.45 O D Ü L ROMtTESt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle