19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 Cumhuriyet ve GÜRCJŞLER 28 ŞUBAT 1981 I lusal eğitimimizin geçmlşte en yaratıca, |en venraü dönemı, huç kuşkusuz HasanAlı dönemıaır. Dâşüncerruz, sanat ımız, ekinımlz boylanır başaga kalkar bu dönem<te. Egitim düzenımız ozellıkle Köy Enstıtülenyle yaşamla bütünleşme. değışimı bızlandırma tüm msan gücümüzü ışe yaratma açısından, dünyanın geliştirdığı klasık eğl ttm kurumlarını aşar Bolluklu hasatlar yakındır Bagımsi7İık savaşımız nasıl «ma?lum mılletlere» kurtulusun yolunu açmışsa Ha sanAh dönemı de kendı kaynaklanna daya narak kalkınmanın bagımsızlıgı kokleştırraonın orneğinı venniştır Çok genç yaşta yıtirdıgimız deferlı bilim adamı Orh?n Bunan «Mustafa Kemal Dogu'nun Rönesansı»dır der Gerçekten de teokratık devlet anlajışını yıkarak bihmln öncülü&ünde ça£daşlaşmaya yonelerek. Dogu ınsanma kendını bulma akılcı yaşam yolunu O açmıştır Doçtı da bın yıldır duşuncesmı, elını bağlayan zıncırlen kıracak. kendını yenıleyebılecektır Bu düşüncenın en çok HasanAh donemınde somutlaştığını görüyoruz. Ornegın profesör Tutengıl «Temelde bir Bönesans harekeü» dıyordu Koy Enstıtülen içıa Elbet bır blriklmln sonucuydu bu dönem, düşün ve ekın adamlanmızın ortaklaşa ürünü Tanzımattan ben surup gelen duşunceler saydamlaşıyor. Batı'nın ustyapı kurumlannı aktarmaga çahşarak, öykünmecihkle çagdaş laşılaroıyacagını anhyoruz KendJ gerçeklenmız, kendı ınsanımız oluyor çıkış noktast. u Hasan Ali Dönemi Mehmet BAŞARAN fettişi Gtmci Mödör oîarak çalışmış. Milli egıüm avucunun ıçı Ona göre Mıllı Egıtım Bakanı demek, toplumdakı gızıl gucu Ipotansıyelı) çagdaşlaşma yolunda devındıren, tum insarumızın kafa ve kol gucunü coşkulu bır imeceye başlatan demektır Tonguç gıbı, Rüştu Uzel gıbı Genel Müdurlen var Koilan sıvıyor 1938'da ılk Maartf Şurası'nı topluyor. Meslegin yetışkın adamlan, ekinımızın, eğitımımızm sorunlannı enına boyuna mceliyorlar o şurada Deneyler düşünceler binkımi, harman edılıyor Sap daneden ayrılarak bır «Mıllı egıtım planı düzenlemyor sonunda, •Batı, fıkırden korkuyu kaldırmakla başlar» diven adam her kafayı, her değeri ulke hızmetıne koşuyor. HasanAH dönemi. şuraca hazırlanan «Mılli Eğıtım Plaru»nın, O"nun imecebaşılığın da uygulandıgı dönemdir. •Blr yandan Batı'nın Irultur kaynaklanna, bir yandaa Turkıye'nın insan kaynaklanna, kısacası bır yandan humanızmaya, bır yandan koyluye gıtmek Karanlıklar Içinde bır çogunluk ve yanm yamalak bir tanzımat aydınlıgıyla Yenı Türkiye nın kurulabılecegıne inanmıyor egıtım ve ögretım ılkelennm bu acı gerçeğe cevnlmesıni ıstıyordu Köy Enstıtülen ve Dunya Klasikleri içın yıllarca, gecelı günduzlü cenkîeşe tartışa Büyuk Mıllet Meclisınden koy kahvelenne kadar her verde gınştiKi savaşın özü buydu» (YÜCEL Sabahattın Evüboğlu) Atatürk'u en iyi anlayan. Cumhunyet milli eftltımıni yoguran adamdır YüceL Yazgısı Atatürkçulükle ozdeşleşmiştır Çok partilı döneme geçerken en çoV saldınya ugrayan Odur. «Atatürk'u ve eserlerıni yıkmak lçin. önce bizlm gıW Afaturkçfl vo derrrtmctterl âdı ifuralarla yucmaga çahştılar • (Bıze Göre Köşe Yazısı Hayn Alpar) EĞİTİM ÖZGÜRLEŞME EYLEMİDİR Mustafa Kemal'e göre geçmiş dönemlerin egıtım anlayışı. uygulamalan yansönıurge durumuna düşmemızın. yıkılışımızın en önemb nedenlen arasındadır Cumhunyet, •FUcri hür. irfanı hür. vıcdana hur» kuşaklar yebştirmeüdır Ancak, böyle kuşaklar, tüm kafa güçlennı ortaya koyup, çagdaş bır toplum yaratabılirler Egıtim. bir buyurma ATACT bir süs olmaktan çıkanlmah, dunyayı yaşanası duruma getirmeğe yaramalıdır İşt3 ılk şura, bu doğrultuda, egıtımı bır özgürleşme eylemine dönüşturmeğe yönelmıştir. Devlet Başkanı İNÖNÜ bile şöyle der•Resmi kanunlar ne derlerse desınler, ratandaşlara ne haklar tanınırsa tanınsın, hiç olmazsa ılkoğretım derecesınde bılgı olmazsa, haklar ve vazıfeler canlanamaz gönüllere ve yureklere sınıp yerleşemez Bılmeyen, sıyasi ve ekononuk kudret sahıplennın ehnde, ortaçagda oldugu gıbl köle hayatı sürer Asıl acıkh olan taraf da, kendi düşkün ve köle hayatına karşı duygusuz ve kayıtsız kaür.» Tonguç'un deyişıyle «Köylüyu köleliklerin her turlüsünden kurtarmayı amaçlayan» eğıöm seferberhgi Köy Enstıtüleri atılımı böyle başlar Görülduğü gıbi «bilen» insan lardan oluşan bır topium yaratılmak ıstenlyor Aıra «bılgılendırme» vatandaşı «sıyasi ve ekonomık kudret sahıplerinin kolelıfın den kurtancı» olacak Oretım teknoloıısjnı yemlemege toprak reformuna yönelme bu İMECEBASI Hılml Zlya Ülken «Ali, çok ve büyük is yaptı dıyor «Maarıf Şurası, Ahlak Şurası Tercume Kongresi Felsefe Tenmlen Komıs yonu Koy Enstıtulert Ortaöğretimde birlık Yüksek ogretımle ortaögretımm uyarîanma sı. Dünya klasıklen tercumesı, nıhayet üniversı'e muhtarıyetı » Evet. Hasan Ali Yücel çekırdekten yetışjne bır bakan. Toplumumuzun seçkın bır ekin sanat adamı Doguyu da Batıyı da çok İyı bıhyor Yıllarca oğretmea Bakanlık Mu yüzden. Topluun bol üreten hakça böluçen kendikendıni yönetebılen bır topium haline gelecek. Enstıtuİ3nn kendıkendlnı yonetebı len, uretimı yenı aşamalara ulaştırıcı egıüm imecelen olarak kurulması da bundan. Tercume Burosu çevresınde toplanan ay dınlar. hanl harıl Batı nm başyapıtlannı Turkçe'ye kazandırmağa çabalıyoı Her vıl Cumhunyet Bayramına bellı sayıda çevırı yetıştırme programlanmış Çevınlenn baş okuyucusu, Devlet Başkanı «Edebıyatunızdd. sanatımızda ve fıkırlerıınızde ıstedıgımız \ ukseklıgı ve genışlıgı bol jardımcı vasıtalar ıçmde yetışmış olanlardan beklemek tabıi yoldur» (Inonu) Lıselenn yazın egıümıne yardımcı olmak uzere bır de Okul Klasikleri Dızısi başlatümıştır Ancak saglam düşunce ve sanat yapıtlannı okuyarak yetışenler, sağhklı duşunebıür. hoşg5rulü olur. insancu duyarlıkla donanır Sokrates ın Savunması ru, Hamletı Cımn'yı okuyan özümleyen ögrenci sınırlannı genışletmış dunya duşuncesıne sanatma acılmağa başlamış oimaz mı? Bır duşunce, bır bılınç ortamı yaratamadıkça duşunen, arayan. fıkn vıcdanı irfanı hur ınsanlar vetıştınlebılır mı° Köy Enstıtulenyla bır halk kirazmasına dönüşmüştür egıtım Denn ışlemenm yenı deferler fışkırtmanın ortamına girilmıştir. Duşuncemız, sanatımız ekınimız bır ivme kazanacaktır HasanAli, iyı bır ımecebaşıdır demıştık. Gızli gücümüzü devmdirip, coşkulu bır imece yaratmayı başarmışt'r Tonguç'un büyuk adam oldugunu b.lır Kentsoylu egıtım anlayışmm aşıldıgını, egıtıme yeni boyutlar katıldıgmı görur Gıderek. tum egıtım düzenimizi bu öze göre düzenleme hazırhğmdadır Tanhımızde onun dönemmde yetışen ogretmen kuşagmca özvenyle çahşan yurdun her yanına. ışıne alın terıni katan. acı çekea yılmayaa bir kuşak var mı•Bir kışinin atacagı dev adımlarını değıl, bın kışının atacagı insan adımlannı* ozleyen Yucel, gerçekten Cumhunyet dönemırun en başanlı bakanıdır Oncekı gun (28 şubat 1981) ölumunun 20 yüdonumüydu. îşıklar ıcmde yatsın. Kendi Gitti. AHVE ortık torihe karışıyor. Şaşıiası bır ış degıl, herşey tarihten gellr; torihe ko> rışır Kahve Istanbul a, Mısır'dan Şam ve Halep yoluyla 1554 yıllarında geimış Türkıye'den Avrupa'ya yayılmış Her yerde yasaklonmoya calışılmış. Necerr? Qunku nerede olursa olsun egemenler, halkın b r yerde toplanıp konuşmasmdan, tartışmasından urkerler. Kahveyle b rliKte pıtrak gıDi kahvehaneler de cogalmış. «Aşırı fıkırler»ın yayılmasından urken Ingıhz Kralı 2'ıncı Charles 1675 te kahvehaneler, kapatmış. Gerekce Hukumete karşı kotu fıkirler besleyen kışllerin toplandığı ve halkın dırllk ve güvenl ğı içın sakmcalı yerler olan kohveler yasaklanmıştır Osmanlı mulkunde halkın gıaeceğl, oturacoğı, koouşacağı yer var mıydı'? Camı, mescıt, kıııse, havro ve b.r de meyhone... 16'ıncı yüzyı'dan sonra kahvehaneler ya/ılınca halk pohtıka konuşmaya yonalmış Ağzı lof yapanlorın kohvelerde dınleyenlerı etkıledıkle'i gorulmuş Bır Nasrettın Hoca fıkrası, b r Bektaşı oyküsu dılden dıle dolaştı mı halk felsefesl oluşuyormuş Eh, bu soyleşl arasırtda bo! köpuklu, oz şekerlı caanım b r kahveyı yudumıamak da yaşama tad verıyormuş. K CVCT Havın OKTAY AKBAL Hesap Vermeye Çağrı abaklı kendini göklere çıkanyor «Nizamm sesı. mılletın sagduyusu, devlet saygısı, insan sevgısı yoksulun arkası hırsjz ve hayının gözdagjyız biz» Neymiş, neymış ögrenıa «Namusu. erlığı, efendihgi biz temsıl ederız» Vay, o namusa, o erlıge o efendıhğel. «Kabakh efendı» dıye yazdıksa eskı zamanın «efendısı> saymasın kendısmı Bu efendilık «efendısi»ne hızmet sunan yarduncının efendıhğidlr K Kabaklı bu! Ne yazar" Yalnızca kufür' En önemli yetenegi karanlıkta çamur atmaktır sağ* sola .. Şıirler çızıktırmış, adını şaire çıkaramamış. Edebiyat tanhçısı olmaya kalkışmış. tek yanlılığından, yetersızliğinden yuzüna gözüne bulaştırmış .. Eleştirme yazılan döktürmeye gınşmış. aydınlığa düşman oluşundan bir tek işe yarar yan yazamamış... Tutucu iktıdariar ddnemınde hem oğretmenlık hem sıyasal yazarlık yaparak özellikle küfur yazarhğında unutulmaz ömekler vererek adını belırli çevrelerde duyurtabitmıs .. Ben onun adını açık açık anıyorum. Duşuncelerine göruşienne. tu'iiımuna yıllardır karşı çıkıyorum Yasalara ters düştugunu belırtıyorum O ıse, aüyor kalemı çamuta bulayıp dört yana sıçratıyor. Adlan de|ıştırerek uvdurma ulkelerde geçen masallar anlatıp zek& yoksullugunu yazarlık yetersızhğını sergileyerek «Umuncu» demekle «Pısakbal» demekîe «Eceruf» demekle yasalardan kendını saklamaya çalışarak Bılıyor kı açık açık yazdı mı yasalar yakasına yapışır h.ç değüse gazetesmi büyuk ödentılere mahkum ettırır En iyısı zekâdan uzak uydurma çizıktırmelerle karanlıkta küfürler savıırmakla kabadayılık gostenlenyle okurlannı aldatmak, kandırmak . Geçen gun yine bövle bır yazısını okudum. Ama bu kez baklayı agzından kaçırmış . Kendini •kım» sandıgı, gücunun hangı sınırlara kadar uzandıgı hayallerini ortaya döküvermiş . Bakın ne diyor « bızım göruşlenmız ve nıyetlerımız, ıktıdara gelıp çanlarına ot tıkamıştır » Kabaklı efendının görüşlen nıyetleri ıktıdara gelıp oturmuş bızım çanımıza ot t kamış' Bu sozün altını ıyıce çızerek sayın savcılara komutanlara devleti yönetenlere sunuyorum ve soruyorum Bu adam ne demek ıstıyor? Mustafa Kemal Atatürk'e «Ataturk» adını bıle çok gören yazarlık yaşantısı boyunca Kemallzmı, Atatürk'ün gerçek kışıhgıni ve yaptığı devnmci ablımlan sürekli eleştırmıs Atatürk'e ters düşen ne kadar gorüş «nıyet ozlem varsa hepsını ovmüş bir klşının dognıltusunda mıdır bugünku yönetım7 Değıldır elbet Ataturk ilkelennı yaşatmak. uygulamak Ataturk Cumhunvetını yenı aşamalara göturmek ınancı taşıyan 12 Eylul eylemının bu eyleml yaratanların amacı Atatü/k düşmanlannm «nıyet» lenni gerçekleştırmek değıldır Ama hangi cüret. hangi kendini btlmezlık hangı küstahlık ona şu sözü açık açık yazdırabılıvor «Bizim göruşlerimiz ve niyetlenmız iktıdara gelmiştirOysa Kabakiriann Hıyetlen istekleri özlemlerini gerçekleştırmey* kalkışan bir takım sağcı polıtıkacılar bugün adalet önünde hesap vermeye çagnlmışlardir. Yazarlık herşeyden önce kişılıktir, dürustluktür acıkça konuşmaktan korkmamakttr, şunun bunun ardına saklanmamaktadıı çıkar avcılıgına kalkışmamaktır Düşünceye düşünceyle yanıt vermek işı köfurleşmeye, tekmeiesmeye dökmemektır Ben «Tercuman gazetesmde yazılar çı2aktıren patron eşi bayandan Bay Kabaklı'sına dek butün yazarcıklan yıllardır ızlenm Neler yazdılar nelen savundular hepsını bılırim. Bu kişilere ve onlara benzeyenlere karsı Ataturk devnmciHgi savaşımmı yıllardır yaparım Son günüme dek de yaoacağıra Kufürler karaçalmalar, korkutmator benı etkılemez, çunkü yırmi beş yılı bulan köşe yazarhgımın ürünleri koleksıyonlarda. pek çoğru kıtap yapraklannda Özel yaşantım da gözler önünde Bır yazarın. bir Ataturk devrimcisının aydınlık yaşantısıdır bu Hıç bır kufür ıftira. karalama. hezeyanla gerçekler dcğıştinimez Böyle büfürler hezevanlar. yalanlar onu savuranlann suratına blrer tokat gibı iner. «Tam tersine bizim görüslerimiz ve niyetîerhnîz fttidara gelip çanlanna ot tıkmıstır» dlyen Bay Kabaklı yı kamuoyu 5nünde bu sözlerinin hesabmı vermeye çagınyorum Açık açık. Ataturk devnmctsi olmanm yüreklıligiyle .. ınıbiisün. arkasında yaldızb bir yazada, sürucUlere bir ofut var «Kes hızını, ağlabma el kızını» Arabanı hızla sürme kl bir kazada ölebilir, el kızıru jari karını, ardından aglatırsın demek ıstiyor. Onun demek ıstedıkleri ile, bu konı> da demlmıslere bır gbz atalun, vardığımız sonuçlara göre, toplumda kadırun yerini ve yaşamını behrlemeye çaiıçalım. yazmımızda EL sözcUgü Uzerine soylenmış çok sdz vardır. Punların da çogu kadınlanmız, k'zlanmızla ılgılıdir. Genç kız, dişıliğııun bılıncıne enşır erişmez, «baba ocafında» bir konuk olduğunu anlayıverir. Kolay değıldir bir kişinın, koşullandığı, alıştığı ortamdan sevdiklerlnden kopup, bılmedığı yabancı bir ortama gitmesi. Daha ergenliğin, burcu burcu cınselhgınin yaş sırunna girerken, acımasız katı bir benimsemenin oztevMyle karşılaşıverir «On beşınde toa çocugu ya erde, ya yerae gerek». Bazı yörelerde İs4 bu « ya ele ya yere» diye sövlenır. On beşınde kız, cinselliğınln itilim ve tutkularıyia, o dogal, o saygıdeğer davranış ve yonelişlen, aılece öylesine utanoıncı ve ytiz kızartıcı sayıhr ki, henüz evliliğınin bilincine ve sorumlulufuna erişraeden, «ele, ya da yere» yaraşık Oâyık) görülür Onun yaşam dolu, doğal, ruçlil güdUlerl. ölümle e»deger tutulur. Genç kız bilir ki, kendl evinde, ele gitmesi gereken bir yabancıdır Bu nedenle yaşammı, duşlennı gıaeceğı bır baska eve göre programlBmaya başlar. Oysa, gittığı ev de, onu uzun süre benunsemeyecek, ona «el» gozüyle bakacaktır «Ağlarsa anana aglar, gaynsi yalan aflar» ya da « el kızı yalan ağlars sdzcüklennde oldugu gıbı. Bu Oedıpus iomplekstnin izlerini taşıyan, Freud'un bilinçaltı ana oğul ilıştalerınin kuramıra destekJeyen dzdeyışde goniîdügU gibi, kadm gittiSı evle kolay bütunleşemez Orada da «el kızı», «yalan aglayan!» bıri oluvenr. Bu ozdeylsde örtülü bir largınlılc, kızgınlık Rözden kacmamaktadır. Kadmın gözyaş lannın yalan oluvermesindeki suçlama, erkeğın olası bır fcıumü durumunda, süren ya«am ge regi, kadırun bir başjsasına gt M El Kızı! BİR TOPLUMDA AİLE NE DENLt SAĞLIKLIYSA. BİREYLER DE O DENLÎ SAĞLIKLI OLUR. AİLEDEN ALINA.\XAR BOYLESİNE ÖNEMLİDtR. Dr. Haydar DÜMENdebfleceginln înışkusu yatar. Ba kuşfcu yasartı boyu erkeftın için den acamâdığı bır duygu gıbldİP. TOrk erkeğinta deSÜ böyle olaylara, bunun düşüncesine bile katlanması yoktur. Gençlik yılianmuîdft erkek olmanm gururuyla, yüz'erce kez bu duv guyu yaîanuşızdır Dıyelim ki geçmlşte bir kadınla oltınmuş, gıin gelmiş bu ilışkı bıtmiş, bir başka biçime dönüsmü». Oiaznax mıi Herkesın raşamınaa olur. Olması da gerekir. Bayle olmalıdır ki, eşler düedikleri Idsıleri bulup mutlu olabılsin ler. Buna baş taıldmr bizim erkegimiz. Ister kı, kadm bu bpücüğü yaşam boyu unutmasın, bedelini gözyaşlan, sonsuz bekIeyış ile ödesın. Erkek adı, Feodal, ataerkil berjmsememn wantısımn bır karutı oîarak surtip gitsin Kızlaronız bir yöcelıçe faazırlanırken sert bir duvar gıbl «Eüoğlundan yar olmaz» benımsemesı çıkıverir karsılanna. însan ister istemez düşünüyor, bu topium, bu taşıler, bu bağnszlık evliliğe ksrşı mı dıye. Daha işin basmda boyleslne yabancılaştırma, boylesine ürkutıip korkutma ve alçaltma necien? O el oğullan, el kızlan olmasalar, kim olurdu şımdl yer yüzünde' Hangj yavruyu sevebüir, hangi yaşamı sürdürebilirdik' Nedeni bllinmez bir boz gunculuk, cınselhğe karşı dlışmanuk, tedirginlife içinde kurulur yaşam Bir yandan doganın gUçlü, canlıyla bırlikte varolagelen köklü duygular, öto yandan, sman dikkatt Alarmıyla yaratılan aldatmacalar, korkutmalar Işte cınsellige karşı onu hor gören bır özdeyış daha «El kapısında gözüm yok, bir sımaşık kunrn yok» Bırbırlerine en valon olmalan gereken aıleler, ikı ailenin de kamnı taşıyacak torunlars karsın, el kapısı olu\erirler Ve herkes bırbinnm ei'i, yabancısıdtr. Bu el sözcüsü, ananm babanın kızlannı bır fdr, gözden çılcarma anlamını da taşımaktadır Kız çocuğu «el kapısısna gi*tikten sonra, ırtık her sey o kapının yonetimıne geçer. Venlen, varan kızdrr, alan ise erkek. Biri edılgın, ötekı etkindir. Ve kız, bır erkege değıl, bir aüeye venhr. ICırsal kesumn değışmez kuraüdır bu. Kuşkusuz kırsal kesimde yaşam ıki kışı ile olanaksızdır. Ancak kız vardıgı evde a le bıreylerinin tumuyle uyum sağlamak zorundadır Bu uyum bır kışıyie bile aksasa, koca dayakla devreye gırer Cunkü O «ağzına vurulup lokması alınan» ve «agzı var dılı yok» olmssı gerekendır Çocuk bıle doğurmuş olsa, «el kızı elde çok, evlat belde çok» tekerlemesının ıçme duşüvenr. Yonetımı yuzyıllardır elinde tutan erkskler, luç bır sosyal bak ve dısa sçııım tammadıklan karılarmın ye teneklerinın korelmesine, uslaraun donmalanna neden elmuşlardır. «Saçı uzun aklı lasa» aşagılunalanyla ikinci, üçüncü sınıftan bıniendırler. îşte aıle dramı, toplumsal yetersizlik de bu karmaşalar içinde başlar Bır tonlumda aileler ne denli saglıklıjsa, bıreyler de, topium da o denli sağlı&ı olur. Aıleden alınan bemrasemeler, kultür ve deger yargılan, çocukların, dolayısıyle geJecek kusaklaruı kışmklpnnı Delırler O kışılerle bır topium kurulur, o topium da düflyada, çagdaşlık katmanlarında >eruu alır Hızla gelısen çagın dmamızmıne, feodal, ataerkii kalınülarla yetişmek olası degüdır Toplumlar ı^ter ılkel, ister modern olsun, p>ikolojik ve psıkıyatrlk yonden vazgeçılmeyecek baş koşul, eiKek \e tcadının bütünleşmeler.dır Bu butunleşme ıçıncle ç o ctıklar sağiıklı gelışım ortamı bulurlar. Eşlenyle butunleşen.eyen erkekler, yalnızhklannı koy odalarınaa, kahvehanelerde gıdermeye çahşırlar. Kadınlar ıse ıtılmişliğın yalnızlıgı, guvensızliğl, efcsıklıgı ile mutsuz TB ezıktırler. Bu, ve başka neüenlerden topium, her an patlamaya hazır bir yanardag gıbıdır Bır bafrahm çevremize, çu sokaktakı adama Herkes bır ger.lım, bir kızgınlık içinde degıller mı' Bır psiluyatr heknn olandc ben boyle görUyorum. Oysa, ne kadar dılerdım yanılmış olnıayı. Olaylar ıse, sankı janılgınu değıl beaı doguruyor. S'ı her hafla televızyonda ızJedıgımız, en gılzel uutunleşme olan opuşmeyı bıJe eşlere, sevgalilere çoı: goren, us dışı kurgul&rla, dUzmeceıikler dünyası yaratan yerli yapım ulmlere bakahm. Dana bpüşmenın hoşgortısüne enşememıs bır bütünleşme kısıruğı ıçındekı toplumda, kacun haklanndan, eşıllıkten ve çağdas olçülerde aole mutlu7 lugundan soz edebütr mıyız Bır totılumun sanatın, eşıtlik ılkelen, duşunce ozgürlüklerı yafcalarla belirlenıyorsa, alınmış, hslc edılmiş haklardan değü, verjunış hakların kaosundan sbsKlüır ancak. Çozıım belki onca guç değll </ychnlık, bıraz daha aydınlııo» en buyük gereksinmemızoir. Yasa/a* ise, yozluklara, Sarşı devr'ırltre, sömuril düzeı Jnın alçak cyımıanna işlemelidir £111 vıl &'nıa, hâlâ Atatürk'ün düşünce dOzeyme erışememek. «Ultürsui'Hıfün en belirgm kanıtıdır. Bu nedenle, uygarlık, devnmler ozgarltikler doğrultus mtU yrl a'majivız Bu joldan geçneyen trenipın ise, yolu ve yonü ka ranil'tu. Meyhane, muhallebıci pastahane, gazlno, gece kulöbö, pavyon, bar gıbl yerlerin gecmışlerl, blr çeşlt toplumsal tarıhçeyı vurguluyor Gunumuzde halk yığınlarının eğlence yerlenne g tmekten çok evtenne kapandığını ızlıyoruz. Cunku gecım darlığı bastırmıştır Pahah eğlence yerlerınl dolduran, belırli b'r azınltktır; ve her turlj pahdlılık onlara vız gelır; ama bugun blr memurun, bir öğretmenm bir Işçınln kahvehaneye çıkıp cay içmesi b le koloy değıl Cay ıçmesı dedım . Cünku artık kohve torihe karışTiıştjr Kohvehonelerde kahve ıçılemıyor. 12 Eylül'den once kahvehanelerd« oturulamıyordu Ola kı bir araba yanoşır, yaylım ateşl ocılır dıye korkudan hclk kohveiere cıkomıyorda Bu korkunun kaynağını kim yarottıysa boşarı kazartmıştır; çunku faturası odenıyor. Her neyse . Artık kahvehanelere yaylım ateşı aconlar yok oma kohvehanelerde kahve de yok Kahve yerine herkes cay tçmeye olıştı. çoy Turk ye de üretılıyor. Paran varsa ic ıçebıldıgln kadar... Ya paran yoksa'... Kırk yılda bır çorduğün dostuna bir cay Ikrom ederKen yüreğin titrlyorsa? Şakası makası yok; hayat gıltıkçe zor.aşıyor Cay bardaklan kuculuyor, çayın demı azalıyor, ş&kersız çay Içmeye alışanlar pek coktur. Ya t.ahve? Dedık ya... Tarıhe karıştı. * llerde tanh yozacak olonlar, kahvenin 16'tncı yüzyıIın ortcsında Mısır'dan Surlye yoluyla Istonbul'a geldıgın. genış blr aiışkonlık yarattıktan sonra 20'incl yüzyılın bıtımıne yırml yıl kala ortadan kalktığmı saptayacaklar. Artık kahve yerine cay t.ryakıiıgı gelışıyor, kahve folı yerine cay fa/ma bokılıyor Çay ıçılen yerlerin kapılarında tabelanın üstunde tıkahvehane» yazısı duracak. Ne diyelım Kendı gıtti İsmı kaldı yadlgor...^. • BULMACA SOLDAN S*G4 : 1 Bir elekcrik «inmmı açttıak ya d& kapamak İçın kıü amlan aygıt 3 Bayajı Genışlik Demlrln almgesl i Çesitil bastahkl&r tasıyan asalak blr böcek. 4 EUal blr sejia üzerinde bastırarak genlir ms Müzikte dur işareU 5 Çesltll dereeede toplu olarak bğ renlrain saelandıj: yer 5 B r ba$laç Ba8ı;lamk Havvan 6!üsü 7 Iskambilde bırll Lü'er balığuun ınsi 8 Bır apor riahnda eılşılmiş dertfceıenn enDogu ülkelerlnden 9 Blr Orta üsttoa Bir cota. lerin P>ra olarak dtgeri, fir»t. TVKARIDAN AŞAĞIYA ! 1 Yer Eukflresinin 1 0 « kilometre yükseklikleri aranods kaian lcatmam, strstobfer 3 Evjn böiümlerinden Meydao» getirilen değerli şey, yapıt 3 Çokguzeh canlılarda gözenin bel 11 evrelerden geçerek çoçalmsn Tersi bir renk 4 Yabard hayran tatma işl Terst yaprakjanndan kokain çıkanlan bir titki 5 Çofunlukla kauçukt&n yapüra'ş sıcak su kabı • Laldn, yalruı glbt uyarma aıüatan blr belirteç 7 Mu»l» Jllne baglı bir ilçe 8 Bir kim 123456789 1 | f (j I [} j I 2 I I^ıT~~^^Hı I I ı |W 3 ""•• 1 1 "T~TH~~^| 4 "T BB^m!f~^M 5 6 flli^ı[ I 7 IBB I I I 8 ı j PBB|| \J 9 • 1 1 1 "Ti^^l~ı~ı sâjr« knmak, bidaetlenaMk. t Blr note Ons. DÜNKO BCUUGUON çözmt SOLDAN SAĞA : 1 BsbaUngo 3 Üieytk Ar S «rL U V EFA T Merhum Idris Teviık ve Merhume Sıddıka Çınkcı'nın oğullan Merhum Ali Orhan ve merhume Zubeyde Orhan'ın damatlan Merhume Melıho Cırıkçı'nın eşı Fendun Cırıkcı ve Güleren Kora'nın babaları Doktor Suat Kora ve Tulin Cırıkçı'nın koyınpederlen • Sohtıre Küçukünal ve Sulhrye Önol'un enlştelerl Selma ve Belma Kora ile Petek Cırıkçı'nın dedelerl Saım ve Nalm Cırıkcı'nın DTicalorı Adolet ve Ethem Dikmsa ıfe Vanfds ve Ismoil Bılgi ve Semra Anlor'ın monevı babalon 4 Üflemek 5 Mtk. « Cetvel 7 Üya Dim«g 8 SCendlr Su S Emanet. TCKARIDAN A9AÖITA t 1 BürOmcflk 3 t n f Eyer 1 Bellet#n 4 Ar De 5 Fllm Edlm 8 ertE Llra 7 Km 8 Gar A'aşe s Ortak fuT. rT. Cumhuriyet Sahlbi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecılık TJI.Ş adına >«..„ NADİR NADt Genel Yayın MUdürü OKTAY KURTBÖKE MUessese MUdürü „ EMİNE USAKLir.tL Yazı tşlen Mudürü TVRHAN ILGAZ Basan ve Yayan Cumhunyet Matbaacılık ve Gazetedlık T^. Ş. Cağaloğlu, Tılrkocagı Cad. No: 39 41. Pos» Kutusu: 246 İSTANBUL Tel^ »8703 BÜROLAR • ANKARA: Konur Sokak 24/4 YENİŞEHÎB Tel.: 17 5825 175866 tdare: 183335 • tZMlR: Halit Zıya Bulvan No.: 65 Kat 3 Tel.: 254709 13 1230 • ADAN4: Ataturk Caddesl, TUrk Hava Kurumu Ub*m Kat; 2 No.: 13 Tel.: 14 530 19 731 TAKVİM imcfc SJ9 GÛIMŞ 7.35 28 ŞUBAT 1981 öflte iklndi Akajom 13.26 16 33 1158 Vtrtsı 20.2» Ahmet Hürrem Cırıkçı (Bepro: 375) 1322 27 2.1981 tarıhınde Hakkın rahmetıne kavuşmuştur. Ce nazesl 28 21981 cumartesı gunu Küçukyolı camıınden öğle namazını müteakıp kaldırıtarok Maltepe'dekl oile kabrıstonında topraga verılecektır, EVLATLARI MEVLİD r o t l aüe büyuğümüz, değerli varlıgıtm*, acasa» hiçbir zsman unutemıyacagunız, Babamız, dedemi» Sami CÎHANGİR'in (Cici Sami)nin yefatmm 40'a gtmüne rastlayan 1. Mart. 1981 pamr gOnü Aksaray Valıde Camiinde tldndı aamaanı müteaJdp mevhd ı şertf ve hatim duasi yapılacağmdan tanıyanların ve din kardeşlerimızin teîriflenni nca edertz. â 1 LE S t (Cumhuriyet: 1335) DUYURU Oğlan babalanna... K.z.mız HÜSNÜR bir yaşına bastı. ÖZLÜK AİLESİ DOÇ. OP. DR. MEHMET ABUÇ Muoyonehoneslnl Tesvlkiye caddeal camı karçıeı. Fotoş clcekevl üstü. Dılek apartmcm D 8 da açmıştır. Muoyene gunlerf Carşamba saat 16 dan sonra cumartesı saat 9 dan sonra. Tel. 4047 34 (Cumhurtyet: 1329)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle