19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
''â 2 Cumhuriye/ OLAYLAR ve GÜRDSLER 24 Şubat 1981 lkemiztn tekstU dışsatımmdan sagladıgı döviz. tum dışsatım gelırlnin önemlı bir bolümünu oluşturuyorsa da. bekleneaistenen düzeyin altındadır Tekstil dış* satımından 300 milyon dolann ustünde gelir elde edilmektediı ancak bu sektörün hammaddedea bıtnüş gıysıye kadar tum aşamalarda belirli bir gehşmlşhlt düzeyinde oldugu. ürunlerinın çeşitliliği ve 1970"ten bu yana yapılan önemlı yatınmlar dikkate almdığında. gercekleşen bu rakam yeterli sayüamaz. Dışsatımın sorunlan, üretim. kalite. flyat ve pazar açılanndan ele ahnabilir. 1970lerde 1 milyon ığ kadar olan pamuk ipliği uretim kapasıtesirun bugun 3 milyon igi geçmiş olması ve gehşmenın diğer alanlarda da benzer biçırnde oluşu, uretim kapasıteleri açısından dış pazarlara açıbna olanaklannın gıttjkçe arttığını göstermektedir. Diger yandan. ou endüstrimizin bilgl ve becerinin. uzun yıllardır birlkiminl yapmakta olması dıkkate ahndıgında. kalite açısından önemli bir sorunumuz olmayacağı »öylenebilir Dış pazarla ilgili sorunlan ve güçlükleri daha önceki bir yanmızda ele almıştık (1) Bu yazımız fıyat konusuna gerçekçi ve geçerlı bir yaklaşım yapmayı amaçlajnaktadır. Tekstil Dışsatım Fiyatları Dr. Giingör BAŞER liyetlerin dış oara 'karjiliklannın duşürulebılme olanagıdır Bu ayrıntılan bir yana bırakarak şu soruyu soralım Acaba behrli bir malıyet yapısı içmde rekabet gücü olan bir dışsatım fiyatı nasıl saptanabılir? önce. kalite ve maliyet konulanna tç pazar olçüleriyle degıl, dış pazar ölçulenyle bakmak zorunludur. Her ne kadar tekstil ürunlerımız kalite ve mal vasfı ozellıgibakımından dıger ülkelerin orta sınıf mallanyla kolaylıkla rekabet edebilecek duzeydeyseler de, dış pazarlarda yerleşmış olan geleneksel ürunlerımız dışında, alıcıların ülkemızı Güney Kore Hong Kong, Güney Asya ve Dogu Bloku ulkelenyle aynı fiyat ve kalite sınıfında değerlendirdıklerini gözlemlemekteyız. Özellıkle pazara yeni girildiginde, kalitemlz iyi bile olsa pazara düşük f;yat kategcrilerinde girmek, kalite üsturüiğünun bedelini daha sonra almak, ya da bir üst kalite kategorisine daha sonra tırnıanmak gerçekçi ve geçerli bir yaklaşım olmaktadır Kaldı ki bugun dış pazarlarda yerleşmış olduğumuz pamuk ıplığinde bıle yıllarca en düşük fiyat kategonsinde, Pakıstan. Hindıstan gibi ülkelerle rekabet ettiğimiz bir gerçektlr. O halde uygun satış fiyatlanna nası] inilebillr? ku faiz oranlanyla maliyeti de bunîara eklendığınde. hammaddeyı pahaJıya. »agladığımız açıktır tkıncı bir etken, gıder vergısı gibi uygulanışı, urünler arasında örneğin yün ve pamuk lpllginde farklıhklar gösteren vergılerle başka ülkelerde uygulanan benzerlennden daha yuksek olan dıger vergılerln mahyete olumsuz etklsidır Olumlu etkenlere gelince, dovlzin bugunku ekonomUc yapı konlonktur içlndeki goresel ızafl degeri başta gelmektedir. Bugun dışsatım yoluyla saglanan 1 dolann gerçek degeri çok daha yüksektır Dış kredılerin maliyeti, dövız darlıgının enerji, ulaşım maliyetlennı aşın ölçülerde yükselttiği sektörlerde yarattığı güçlükler. dışsatım yoluyla elde edilen 1 dolann degerine eklenmesi gereken artık degerleri belirlemektedırler. Konuya bu yönden yaklaşıldığında, dışsatım fiyatının ülke ekonomislne sağladığı gerçek degeri ölçü alan bir en düşük degeri ıle. firmalar açısından 1 dolann göresel ve gerçek degerleri arasmdakl farkı dikkate alan bir en duşük değertnden söz edilebilir. tun flyatma înmek lçln geçerli bir yBntem olabilir. Aynca, belirli bir dışsatım sipanşı ""»hndıgında hareketsiz bir kapasitenin ku! lanılmasınm söz konusu oldugu durumlar da dolayb işçihklen de maliyetm dışına çıkarmHk amortisman giderlenni yeni üretim kapasıtesıyle orantılı olarak duşurmek olanaklıdır Ulaşuıı sıgorta gıbı hızmetlerle ilgıh eıderler. genel gıderler, aynı bakış açısından deeışık bıçimlerde değerlendirileceklerdır Burada şunu onemle vurguıamak gerekir ki. dışsatıın fıyatını oluşturan ne maliyet. ne kalite fakat dış pazann kendisi İnsanlann Makineleşmesi, Makinelerin İnsanlaşması.. • nsanın çeşitli tanımlan vardır, en geçerll t*I nımlardan bin de şudur: • Makine yapan hayvandır insan... Gerçekten dünyada makine yapan bir başka yar ratık yoktur. Makine yapan insan, makine yapan makineleri de uretıniştir. Makıneyle insanın illşkileri insanın tarihsel serüvenini de oluşturuyor. Sanayi devnmı nasıl gerçekleşti? El emeğinin yerinl tutan makinelenn bulunması tarihte bir yeni dönemin açılmasını sağlamıştır. Böylece birinci sanayi devrimi gundeme girdı. «Şarlo Asri Zamanlarda» fılmi bu çağın mizahıdu. O filmin bir yerinde Şarlo fabrikada işçidin görevi, yüruyen tezgâhta Önune gelen makine parçalannm vıdalannı sıkıştırmaktır. Şarlo bu ise öylesine şartlamr ki paydos borusu çaldıktan sonra da önune gelen herşeyi eomun gibi bukmek ister, kiminin burnunu, kiminm kulagmı, kiminin düğmesini... İnsanın makineleşmesidir bu. * Blrinci sanayi devrimi insan ellnln yaptıgı b a a l^leri yapan makinelerin oluşturulmasıyla tarihe yansıdı. Ikinci sanayi devrimi insan beynınin yaptıgı bazı isleri beceren makinelerin bulunmasıyla gundeme girdi. tkinci sanayi devrimi bilgisayarlan kapsar, elektronik çağ yaşanmaktadır; sibernetik, enformaük. otomasyon yasama yansımıştır. Insanın kol emegınden sonra beyinsel emegini de makineler mi ustlenecek? Her pazar bu sayfada degerli yazılannı izledigim dostum Vehbi Belgil. bu konular» yetkiyle aydınlıklar serpiyor Sayın Belgil son yazısında bazı endüstri kesimlerinde insan yerine robotlann kullanıldıgını yazmıştır. Robotlar tehlikell ve bunaltıcı işleri yapmakta ınsandan daha yetkinlikle gdreve koşulabiliyorlar Kuçücuk bir bilgisayar satranç oynayabıhyor, çevin yapabıliyor; sibernetik biliminin açtığı ufuklar şaşılası sonuçlar veriyor, insan emegı kullanmadan çahşan fabrikalar yapılabiliyor. Bir robot duşunün ki ya maden işçisidir, ya ç«vırmendır, ya makasçıdır... Makinenın insanlaşması mı bu? • însanın maJrinelesmesi bir eskl oykOdur; makinenin insanlaşması da bir yeni masaldır. Niçon? Çünkü en gelişmiş bilgisayar]arm en karmasık 15leri bıle kullanılan makinenın insan elıyle programlamnasına bağlı kalarak yuruttügünu bıliyoruz. Beyinsel emeğın tekduze ve yinelenmeve dayanan bölümleri makinelerle yapıîabılmektedır. Çağdaş felsefe ise evrenin yinelenmeye değil, yenilenmeye gore devinip değiştigıni açıklamıştır. Bu devınimin surekli değişimini kavreyıp gelışnıeye gore tutum ve davranışl&nnı ayarlayabilecek olan, ancak insanın kendısıdır. Makine gucü, ister kol emeğinin yerini tutsun. ister beyinsel emeğin yerini tutsun hiçbir zaman insanın yaratıcı gücunu yenılgıye uğratacak bir düzeye ulasamaz • tkinci sanayi devrimınf gerçekleştiren devletlerin, Üçüncü Dünya'nın yoksul halklan ustunde egemenligini kurmak istedıkleri bır gerici ideolojinin hayatın dersleriyle yıkıldıgım göruyoruz. Tuin bilgisayarlann yarattığı güçler, hlçbir zaman mazlum halklann uyanışım engelliyemedi. Tersine 20' inci Yüzyıhn ikinci yansında uyanıs hızlanmıs, emperyalizmin bunalunı yoğunlasmış; dunya dengeleri «daha çok özgürlük daha az sömurü» ilkesi ne göre dengelenmenın çalkantılannı daha derinden yaşamaya başlamıştır. İnsanlann makineleşmesi varsayımı devrimleri durduramadi; makinelenn insanlaşması ise olasızdır, ve insanlann ınsanlaşmasını durduracak bihm yoktur. dir. Dışsatım fiyatının saptanmasına temel olacak mahyetın belırlenmesı içın önerdigimız bu yontem kamu sektoru için geçerlidır. çünkü maliyet ve satış fiyatlan arasındaki farklardan doğan zararlan maliye görev zaran olarak kamu müesseselenne ödemektedir. özel sektörü bu konularda özendiren uygulamalarsa, vergi iadesi, düşök faizli dışsatım kredisı ve bazı gider vergileri için tanınan bağışıklıklar olmaktadır. Bununla birhkte firmalar, dövizin gerçek degenni dikkate alarak belirli ölçüde zaran goze alabıleceklen gıbı, kazanılan dovıze devletçe pnm ödenmesi de çeşıtli yöntemlerle saelanabilir. Ölçütler Satış fiyatınm saptanmasmda en önemH üç ölçüt kalite. mahyet ve dış pazarda olusan fıyattır Ancak, çok kez, kalite ve malıyet ögeleri. satış fiyatının. özellıkle dışsatım fiyatının saptanmasmda bazı yanılgılars yol acmaktadır Aynca ülkemizde 'Malıyet enflasyonu' terimıyle de belirtilen. dığer ulkelere oranla malıyetlenn yuksek oluşu blçıminde bir olgu da söz konusudur Bunun nedenleri çeşitll olmakla bırlikte. deneyimlerimiz en önemli iki nedenin hammadde gırdılennın yuksek fiyatlı oluşu ıle kapasıteden yararlanma oranının düşüklugu olduftunu göstermiştir tşgucü verimlıliği ıse. üretım kapasıtesi, ücret sistemlen. teknoloil ve yatınm gibi konularla ilgili çok karmasık bir sorun oldugundan kısa dönemde değişımi beklenmeyen bir etken sayılabılir. Bunu dengeleyen başka iki etken ise. ülkemizde ücretlerin gelişmiş ulkelere oranla düşük oluşu va devalüasyonlarla ma Sonuç Önerilen yöntemle bulunan maliyet, dışsatım fiyatına temel olacak olan en düşük değerdir. Fiyatı, yineleyellm, maliyet degil, dış pazann yargısı belirleyecektır. Ancak. saptanan temel maliyetin altında venlen bir dışsatım flyatı Türk ekonomisine net bir yarar sağlamayacaktır. Bu nedenle, dış pazar fiyatının hesaplanan bu maliyetin altında olması durjmunda bu malın dışsatımından vazgeçmek en akılcı bir davranıs olur. Bu maliyetin ustünde bir fiyattan baglantı yapmaksa, dıs pazann izin verdıgi ölçüde olanakb ve özel uğraş gerektlren gerçek hedef olmalıdır. Aynca, dışsatım fıyatlanyla ilgili olarak, bazı temel ilkelerden yola çıkarak devletçe, gerçekçi, özendirici ve ekonomiye zarar vermeyen bir slstemin geliştirilmesi gerektigine olan inancımızı d« burada belirtelim. (1) Tekstil İhracat Olanaklan. 21.7.1978 Cumhuriyet, Öneriler Ekonomiye gerçek deger kaeandıran blr dışsatım fiyab oluştururken, hammadde ve yardımcı hammadde girdi fiyatlannı dunya fiyatlan olarak almak düşünülebılir. Burada kendi urettiğımiz hammaddelenn dışsatımında, malıyetımiz ne olursa olsun. dunya fiyatlannın geçerli oldugunu belırtmelıyız. Dolaylı, ya da dolaysız tum lsçılık gıderlerinı. ulke içi ücretlenn dolar karşılıgını hesaplayarak almak, vergi ve benzerl giderlen maliyet dışı bırakmak düşük bir dıssa Maliyet Yapısı Maliyet yapısı içinde olumsuz eikenlerin basında, dışalım yoluyla saglanan hammaddelen ötekı ulkelere oranla daha yuksek fıyata maletmemız gelmektedir Ornegın bu olgu, Avustralya'dan yapılan yedek alımlannda yıllarca görülmüştur Kaldı ki para transferlerindeki gecikmelerin ve krediyle saglanan işletme sermayesınln bugün HESAPLAŞMA Almanlar Burhan ARPAD Son yuzyılın dünyo tarlfvndo «Almanlar»dan sıkça söz edılır. Gec endüstrileşmlş Almanlar, dünya pazarlarım böluşmuş otekı somüru guçlerıyle surtuşünce, Bırlnc! Dunya Savaşı patlak verır. Almanlar savaşı yıtirır ve sorumlu sayılırlar Soylu Prusya subayları Ile ışbırlığ' yapan Alman ağır endustrıcılerı ve sllah yapımcıları Hıtler'l ışbaşıno getırınce Ikıncı Dunya Savaşı patıak venr. Sonunda Almanya yıne yenıktır ve olup bıtenlerden sorumludur Almanya, Ikıye bölunmuştur. Berlin dorte ayrılmıştır Berlın duvarla da bölünmüştür Berlın'in yarısı sosyalıst, ycrısı kcpıtahsttır. Almanlar herşeye yenıden baslamışlırlar Kendı deyımleriyle sıfır yılından başlarlar Bir bolümu Amerıkan buyuk sermayes nın elıne geçmiş olan Batı Almanya. resmı adıyla, Federai Almanya, kısa surede ve cok hızlı bir tempcyla toparlanıverır. Dunya ekonomi lıteraturune 'Alman mucızesı' dıye g«cen bir olay gerçekleşır. Alman endüstrl urünierl dunya pazarlarında oyleslne cok olıcı bulurkl, Almanların kendı şgücü kaynakları yetmez olur. Yabancı emekcılere gereksınme duyulur İtalyan, Vugoslav, Yunanlı va Türkler Alman endüstri carklarının çalışması icın vazgeçılmez olur. Fakat bir süredır durum değışmektedir. Dunya kapltalızmınde son yıllarda başgöslersn dıs pazar tıkanıklıkları Alman ekonomıslnl sarsmağa başlamıştır. işsız sayısı artmaktadır. llk akia gaien, yabancı ısç ler olmuştur Faşıst kalıntısı gucler duvarlara «Türkler defolun» dıye yazmağa başlamıştır. Foderal Almanya hükümetl do Turklerı sınırdan cevırmek ıçın vıze zorunluğu getırmıştır. Yabancı Içcllen kötuleme yolunda bllimsel calışmalar da yapıimakta. Yuksek okullar genel hekımiık bilıml birliğl» başkanı Dr. Sıegfrid Hacussler gecenlerde llglnc blr acıklamo yaptı. «Yabancı işcıler Alman işcıierden daha cok nastalamyor ve hasto yatıyorlar. Her yuz Alman Işcsınden ancak yedısi yataklık hasto oluyor. Türkıye'de ise bu sayı on ıkıye cıkıyor Alman ışverenierı ortalama bir hesapla hasta bir Alman Iscı ıcln yılda 1200 mark oderken yabancı bir hasta için yılda 4744 mark ödüyorlar. Bu ödemelerın Alman ekonomisine yükledığ gider yırmi mıl yar marktır. Bunun onune gecmelıyız. Gereklı onlemler ammalıdır.» Almanlardan ve Almanya'dan söz açınca Berlini hotırlanm. Bınncl Dünya Savaşı sonrası calkontılı yıllarında tlyatro, edebıyat, müzık ve yontu ustalan yetıştırtn ş, ammo bir yandan do Hıtler'ı ışbaşıno getırmış Büyük Almonya'nm başkentı'nı Ikınci Dünya Savaşından sonra bir cok kez gorduğum, Film festıvallerı, g j z ayları rı sanat şenlıkıerı dolayısıyla uzun sure kaldığım Berlln'ln batı bölümunü Fakat, Federal Almanya Cumhunyetı'nm poraca buyuk katkılarına, mılletlerarası gosterıler. topiantılar, kongreler duzenlemes ne rağmen Botı Bertln hemen sadece bir Kudamm önyüzüdür. KuDamm, Berlın'in genış ve uzun bir bulvarının adıdır Güzel restoraniarı kaldırım kahvelerı. otellerl. lüks magaıalarıy!o unlüdür Gunümüz Batı Berlm'l. insanları, atmosferi ve gunlük hovatıvia Kudnmnn dışmdo huzünlü ve vort uykudadır. Demokratık Almanyo Cumhunyeti sınırlan ıçınde dorte bolünmuş b r toprak parcasında tedırgın yaşayan neanlar canlı ve mutlu olabilir mı? Barlln fsstlvallerınl 1653 1964 arası yıllarda bes kez izledim Gozetecı olarak, jüri uyesi olarak. ilgınc bir gözlem hıc aklımdan çıkmaz. Blr öğle öncesl değışık ülkelenn dokümanterleıinl 3eyredıyordum Salon yarı boştu. Ekranda renkll bir Ar« lontm do^umanterl vard:. Boğa gureşl üzerine Boğa güreşcısı. hoşorılı oyunlorlc hoyvanı blr cok yerınden yataıomıştı Boğc cırpın'vor soldınyor, her yonı kanıyordu. F^enkl: fıinde Koniı görünüş gsrcekten korkunc. hatta ;grenctı. Sevırcl!»' ıstık colorak protesto etmaye başlamıştı Ziro A'nonlor, krrlorı. hayvonlon, bltkılerlyle dogoyo îutkun Nr toplundur Soğanm .sksncftyl» öidürulmesıne tepklleri olagandu Yadrpanjmiçtım f i k n t karanlık salanda bir ses yukseldi. Ksi"i vo tok blr erkck sesı: cYahudllerl unuttunuz mu?> Solondokller solukiarmı futtular. Oıt cıkn'o*. Almonlar dönya kültürüne düşünörier. muzlkcB»'. ttyatro öncöleri. edebiyat odamları, ressomlar ve yontueutar vermlş gercekten bövük blr «Muzlkciler ve düsönürler» toplumudur Ne var kı Almanlar komuta ve buyruğun her ceşltine, yozılıyazısız kural ve duzenlemelere oşın saygılı bir toplumun bireylendlr. Cabuk da unuturlar. umhuriyetin kuruldugu günlerde, Istanbul. îzmir gibi biriki Uimizdeki. Silahlı Kuvvetlere araçvegerec Ureten atölye ve eskimis bir kaç paffluklu fabrikası aynlc tutulursa, gerçek anlamda sanayiden söz etmek olanaksızdır. Karasaban peşinde çaba harcayan uv sancıklaruı olu$turdu£u yssam belirtısı de olmasa Anadolu, ısız bir çölden farksızdı. Ne var ki, bu kez yönetimi, Ulkeyi emperyalizm ve lcapıtaUsnin somurüsUnden kurtaran, tam bağımsızlığa gönül ver mis devlet kuruculan almıstk Aikeri savaşı karananlar, ekonoratk savasın coskusu ile ı#e koyuldular. Fethı Bey (Okyar) bnalcanlığında 22.11.1934 gunü kurulan Cumhuriyet Hukumetinin programındaki şu sozler Mecliste alkıslarla onaylanmıştır: «.... Reji şirketinın Ugası emrivakidır. önumuzdekı şubat nihayetinde şırketin muamelatma hitam verilecektir.» Gerçekten, Reji Şırketi De\letleştinlir ve lnhısar ıdaresi olarak çalışmasını sürdürür. 4 yıl sonra, 8.11.192«'de, Başveldl tsmet Pasanın hUkümet progTamındaki şu sözleri ooskuyla alkıslanmı^tır: «.„ Inhisar usuill bu menv leket ıçın en dogru yol oldugunu isbat etti. Beş sene evvel Hazıneye 45 milyon gelır bırakan Rejı, Devlet ellnde, içinde bulunduğumuı senenin gelirira 32 mılyona baglamıs buliınmaktadır. Her alanda coşkulu bir dönera başlamısur artıX. Bir vandan yabancı şırketler, Demır ve Deniz Yollan satın alınıp Devietleştirümekte, ote yandan HuJnimeüer, Iküsadi Devlet Kuruluslannın onemlnı vurgulayıp, çofalıp guçlenmeleri ıçın yoğun çaba harcamaktadırlar. Şu soaler yıne Ismet Paşa'run 4.5.1930 gunü okudugu Hukumet programında yer almışür. «Memleketın muhtaç olduğu ıktısadı teşekküllerin kuvvetlenmesıne çaloşıyoruz.» Unlu bır yazarımız, o günlerln coşkulu ortamını, bizı bu gun de duygulandıran somut bır olayla çok güzel sergılemektedir. «... Devlet Isletmelart büyüfc tesislerdır. Bunlar Anadolu'nun içlenne serpilmıslerdır. Her tesısın kuruluşundan bır silre sonra, çevre ayrı bir şehir halıne gelır. Tesısler, lojmanlar, parklar, spor yerieri gün ışığında dünyaya guler ve geceleri ışü ışü panldariar. •azıllı de bunlardan bıridır. Pabrika 8 elnm 1937'de açılacaktır. Atatürlt beklenıyordu. tzmir üzenn den trenle geldı, tarşüandı. Na> ıılli kasabası, altında EUyuk Menderes dırseğı kenannda veni fabnka bacası. santral, ;s binalan, çevre tesısleriyle yeşılük ıçınde bır masai sehrı gıbı dogmustu. Bahcesınde sıra sıra soğutma havuzlanndan goğe rış luran, hare hare havuzlara üi> külen su sutunlan, uzaktan mavı bulutların oyunu, yahut aa efsanelerdeki Menderes perılerirün raksı gibi görünüyordu. C Suç KlT'lerde mi? KİTleri suçlama yerine, anlayışla ele almalı. KİT'ler zarardan kurtanlmak isteniyorsa, iktidarlann tasalluhından kurtanlmabdır. ~H. Basri AKGİRAYMUdürttn verdigi o işaretle bütün motorlar, tezgâhlar bırden coşmuş kudurmuşlardı. (~) Atatdr* bunu herhalde beklemıyordu. Ayagııun altmdaki dunya ve etrafını saran ha1» boylesine, bırden harekete gelince, önce hatta binz saşırdı. Ne yapacagını bilemedi de denebülr. Biraz etrafma birseyler sormak ister gibi yaptı. Ama lste o anda, belld kendi bile farkında olmadan ağzmdan şu sozler dokuldU: «tşte bu bır musıkıdır...» (1) Gerçekt«n bir TUrlc lnsanmm yüzyıllar boyu ozlemle beklediği bır musiki idi. Bu musıki, yalnız Nazilli yöresinde yankılanmakla kalmadı. Etıbani, Su. merbank gibi dev kuruluslar, güncel deyımle KİTler, kurduklan fabrika ve kurumlarla bu coşkulu yaşamı dalga dalga Anadoluya yaydılar. Bu yayılış» ta, anılan bankalann katkısı kuşkusuz btiyük olmuştur. sonra, Devletçilik vasfımızi en sağlam temeller üıenne kuran ve onu yasatan ve saglamlaştıran nıUesseselerdir. Bu ıkı müessesenm tabii seyrinl dsvam ettirmesi içın ne laamsa yapüacaktır.» sözJerı ıle Devletçilik ılkesının ve O'nun doğal sonucu olan Kînerın korunup güçlendlriUnesinde ne denli utiz davranüdıgmı belirtmlştir. Ama ne yazık ki, Saraçoglu Hükümeti, KtTlerin son koruyucusu olmuş, bundan sonra gelen hükümetler onlan suçlamak, horlamak İçin elden gelen* esirgememişlerdir. Bu yarışta llk olumsm davramş, Koy Enstitülerinin de yıtacısı R. Şcmsettin Sirerin de içinde bulıınduğu Recep Peker hUkiimetinde grJrulmüştür. Gerçsiten $u sozleı anüan hükümttm 11.8.1946 günü Başbakan'ın M*c lise sunduğu HUkümet Progrorcında yer almıstır. (.. Yerl! nallar pazarlan, Devlet fabrikslannda imal edilen ve kitle ihtiyacını karşılamaya yarayan mullann, toptancı kân almaksınn, toptancı v« perakende."i!er» maı veren depolar hahne ?»• tirilecektir.) (2). Kirsız olanlc halka değil de, nedcn aracı durumunda olan toptancıyaî» Fucdan sonra gelen HükUnetltrin K t n e r sorununa hanfi açıdar baktıklan dlr Şimdilerde ylne ekonomıden KtTler »orumlu tutulmakta ve eorunun çbzUmu baslıca iki öneride odaklanmaktadır: Ya KÎTİer bir Holdıng haline getirılip Başbakanlığa bajlanmalı, ya da, once kâr edenlerden bas IamaX üz*re özel sektore satümalıdır. Aslında bu öneriler, sorunun çörirmıne yeteriı değildır. Gerçekten blrinci oneri KÎT'leri zarardan kurtarabilecek bir çcre olamaz. îkıncisı ise, devletçıuk ılkesıne ters düşer bir durumdur. Temel sorun KİTleri carardan kurtarmaktır. Sayın Devlet Başkanımızın da Konyı konusmasında belirttigi gibl, bugtin KÎTlerin tümüne yakm bir bolümü sarar etmektadir. Bize göre KİT lacarlannın baslıca nedenleri «öyle ııralanabillr. a) Bilinen deytmle •öylemek gerekirsB KİTler, iktioar olan sıyasal partilerin arpahgı haline fetırilmiştir. Seçilemeyen Parlamenter adayları ve seçım vaadı alan yandaşlar, yetenek ve becertlenne bakılmaksızm, KİT'lenn, ya da > a kuruluşla*n rının, uzmanlık isteyen en etkın görevlenne pervasızca atanabllmişlerdlr. Dahası, bes kişınin yeterli olduğu bir ls İçin 30 kişlnın görevlendlrildiği görulmüstür. KİTler hollding haline fetirilip Başbakanlığa bağlanırsa, bu partizan tutum daha yoğun biçimde uygulanacaktır. b) KİT'ler, öwl sektorUn staj yeri haline getirilmlstlr. Gerçekten eğitünıni bitiren genç muhendis, va da isletmeci önce, KtTienn kapısını çalacaktır. Oncelen toy ve deneyımsızdır. Bir kaç yıl çalışır ve artık tam yararlanılacak hale gelmlstır ama, özel sektörün kurtlan, stajını bitirmiş, ustalannus ada mın peşindedır. Aslında genç adam da onlan beklemektedir. Pazarlık yapılır, transfer tamamlanır. KİTler, yeni stajver ler beklemek corundadırlar artık.. c) KİTler, *«rgilerlnl ferçek karlanna göre ve tek kurusuna kadar odemek zorundadırlar. Örgütsel durumlan nedeni ile vergi kacırmaga olanak bulunmadıgı gibi, tum islemlerini j?asalara uygun biçimde yürütmekle yılkümlüdürler. Buna karşılık ozel işletmelenn gerçek kâra göre vergı odedığı sanınm Turkiye'de gorülmüs aeğüdir. ç) KİT Uninlerinin fiyatlarmı sıyasal ıktıdarlar saptarlar. Bu yontem o denli şaşüası durumlar yaratır ki, açıklanması ilanaksızdır. Örnegm, daha üd «ıl once bu* bftlüm gUbrenın malıyet bedelinm altında özel sektöre sabldıgı, pıyasa fiyatı 240 buı TL. olan batann, 90 bın TL."ye özel şirketlere devpedildiği tanuc olduğumuz olgulardır. d) Ücret politikası eşıt biçım de yürütülmemiştir. e) Devlet, hemen her yü çıkardıgı tahvillen, bir bölüm Kinere istedifi mlktar da salabilmektedır Şundan ki, KİT'ın yöneücılen o gunkU hukıimetin emrindedir. Aynlan kontenjana gore devlete borç vermeye zorunludur. Oysa, özel sektörde aynı kolayhfı bulmak olanagı yoktur. Bu olumsuz ömekleri daha da çoğaltabiUrtz. Gdrülüyor ki, bu denli eşit olmayan bir ortamda KlTierin zarardan kurtarüması olanaksızdır. Bu kuruluşlarm ülke ekonomisine yeniden yararlı olması düsünülüyorsa önce ivedüikle siyasal iktıdarlann baskısına snn verilmelicUr. Kârlı KİT'leri bireylere satmak, Atatürktln devletçilik ilkesi ile bağdasmaz. ülu Önder, devletçidir, hantçıdır; hlç blr zaman liberal ekonomiden yana olmamıstır. 1 Şevfcet SUreyya Aydemlr Tek Adam. Cilt. 3 2 r Kftzım özttlrfe HOkümetler ve programlan. BULMACA 8OLDAM SAC.A : 1 lnınB toplu:uM*rujm y»»»jıjını ve onu yönelen 7*s»lan ınceleyen billm. 1 Çotunlukla karasleUk mgKİkrla ertülu |«ni» alan. 3 Blr noîa T«rtl etutülarak toa durumuaa KtlrUmJa Teni Judod* tijth ku«akUD ftOnnüd nvn*l«r. 4 Blr mtddenln oluljsnlnl alumk okılt Ozelllglnl yok etra* l»l«mi. 5 Plttlnln timfml B4»lıo«, temel nltcllglnd* olan. t Urun. düı ve lnca odun. 7 Ksnt Blr mi tanıtmak lçln yapılao her tür!Q ç»t». 8 iki ucu açık küçük bonı Ttrrsi bir orguıımız. > Eıki dilde alet, avadanlık. YUKARIDAN AŞAĞITA : 1 Talnızca bıreysel benin v&rlıguu taıuyan, klçinin fcendt cüîinda her şeyir. düşte göralenler (ibi gerçelcdııı varl:klar olduSunu ilert süren öğreti, tek b«ncıiiS 2 Orsclı 3 Samaryuırıun sbngesı Bir biğ)aç. 4 Sozüo kısası, dojrusu sıüanunda bir ba^laç Ter sl buğdaygıllerden bır b«W. S Oz ga>gi£i. haysi>et /.salak clarai faşarsn bir böcek 6 Galjumun simge» Ateş yakmak için çajonak çakarak rutustunıüui madde. 7 Biyolo)ik areüüderi kuşaktan kusagi. dejljmeyen k&ndas bireylertn Saraçoğlu'nun Tutumu Nıtekim Şükru Saraçoglu, 17/3/1943 tarihinde oluşturdugu Hükümetin proğramını Mecliste okurken «... Butçede muhim para alacaklardan biri de Sümerbank ve Etıbank'tu. Bu iki bankanın kurduğu muesseseler imtiyazlı tirketlerın mübayalanndan, satın alınan ve yapılan demirvollan, denizyollanndan 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 56789 bilmerk BİLGİSAYAR ogretiyor Hafta sonUrı TOrkçe olarak verilen ve 16 35 yaş arası her ya$ ve u h a l düzeyinde kişilere göre hazdanmç olan BİLGİSAYAR SEMİNERLERİMİZE katılın. BİLGİSAYAR ÇAĞINOA BİLGİSAYAR OĞRENEREK, geir ve yaşam düzeyinui yOksdtin, çevrerizde SAYGINLIK kazarna RPG II PROCRAMLAMA SEMİNF Bilgısayar (Computer) dalında Tu.kiye'de en yaygın ve geçerli RPG II PROGLAMLAMA Oilinm öğretileccğı bu jeminer. Bılgi işlcm Sıstemlen Tanıtımı vt BıİKisavar'a Giriş ile lakviye edilmıştır topluluğu ( Gdzlert gör» I }en Bır şeyln yere b&Jcan yanı. 9 Bit iorucun ele almabılec bütun dununlarını bırer birer lnoeleme DÜNKC BILMACANIN 1 II p 1 1 çözonj îOLDlN 8*Û4 : l Küukül 2 Urjte Aöa. J nS Aramak Kütle 5 :A Lır S Skeç. 7 Ana Tizim 8 Narb Ra 9 Ir Alerjı. tUKARIDAN AŞ4GIYA : 1 Künk Hani 3 ÜD. SÜI Nar 3 Tl Tasar. 4 Ital Ha 5 Kerevet. 6 Çare. 7 Lamel Zar. " Ba îkl 9 Çakır Maı Eşsiz Musiki Pabrika ıdarecUeri O"nu daha sıtenm gırişınde karsüadüar. (...) Müdur öne duştü, bir yoldan, bır holden geçüdi. FabnKanın tam 480 büyük tezgâhı* tun, birer çötanüs dev gibi sıra sıra dialdıklen dtlz, eeniş, teoeden ısıklaruu alin aydınlık, cemiz »tdlyeler, uzayıp gıdiyordu. Atatürk"üP h»r yen gören, yerden yUksekçe bir platfonna buyur ettıler. Buradan fabrika, takımlann, bölüklerın, taburlann geçit resml için sıralamp yerlpnni aldıklan bir karargah tneydanına benzıyordu. Ve bır sarargâh meydanı gibi burada da, bır lnımanda bekleniyordu Kumanda duyulmadı ama, Ata curkMn arkasında duran roü lürden, sessiz bir ifaret verüdt tste o zaman binbaelı dev «orkunç bir kükreyıs, bir ktv durusla birden barekete geldi. Cumhuriyet Sahibl: Cumhuriyet MatbaacıUK ve Gasrtecilık T ^ ^ . adıaa VADİR NADÎ Genel Yaym MüdürU OKTAY KURTBÖKE Müessese Müdüru EMİNE LŞAKLIGİL yan Islen Mudürü TLRHAN 1LGAZ Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacüık ve Gazetecilik T^.Ş. Cagaloglu, Türkocagı Cad. No.: 39 41. Posta Kutusu : 346 ISTANBLL Tel.: 20 97 03 BÜROLAR ANKARA: Konur Sokak 34/4 YENİŞEHİR Tel.: 17 58 25 17 58 66 Idare: 18 33 35 • tZMtR: Kalit Zıya Bulvan No.: 65 Kat: 3 Tel.: 25 47 09 13 12 30 • ADANA: Atatürk Caddesi, Türk Hava Kurumu Ishant Kat 2 No.: 13 Tel. 14 550 19 731 • TAKVİM G0n«s 7.41 24 ŞUBAT 1981 İklndl Öflto 1S47 18.30 Alcşafn 18.54 Votaı 20.24 IBM 3742 DİSKETOPERATÖR EGİTİMİ Aigari ona okut mezunu adayların kabul edifeccği bu ıcmıner, tamamcn makinebafi eğıtımi olarak verilecektir. Bilgi Hü/ırlama Merkezi inönü Cad. Ankara Palas ApL 77/9 Ayazpaşa tstanbul Tel : 43 57 7 6 4 3 57 77 {CumrHirtyet: 1108i) bilmerk 6.05
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle