19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
umhuriyet tr gün, gozömün önünde oldu, blr kedl. ağaca fırladığı gibi, orada sağma soluna dönüp vakit goçlren bir guverctoe gırtlağından yapıçtı. «Hişt • pışt« dedimse de zavalh hayvanı kurtaranıadım O sırada yarumdan geçmekte olan biıi. «Bıralnn. avını yakalamış. hayvanlar böyle yaşar» dedl bana Bilmez miyim! Et yiyen hay van kendınden çüçsüz olanla geçinlr ttalyan romancısı Dino Buzatti'nin. unutamadığım btr öyküsü vardır; adam. ayışıklı bir yaz gecesi. penceresinden bağlara, bahçelere hayranhkla bakarken, yazar bizi toprağa otların arasına göturür. orada olan biteni anlatır Aman efendim aman. birbirini yiyen yiyene! Hani insanın o ayışıklı guzelliğe lânet edesi gelir. Kedinln parçaladığt güvercine gelince: şaşılacak şeydir. Hacı Bektaş Veli Anadolu'ya, grüvercın olup gelmiş. Neden seçmış o hayvanı? En zavalh. en savunmasız yaratık olduğu için mı? Belki de oyledir; ulu kişilerin nerdeyse tümu, hayvanlara büyüi saygı sevgl göstermişlerdir Ben bunda çok öğretici bir yan bulurum Et yiyen hayvan, gerçi başka hayvanlan öldürür. ama içgudüsü ile yapar bunu. doğanın buyrugu ile. üstelik de usu, sağtöresl yoktur onun. ve GOFOSLER 13 ŞUBAT 1981 B AYIŞIKLI GECE Melih Cevdet ANDAY Eskiden kolelere insan gibi davranılma dığmı biliyoruz. Köle sahibine, kölesinl 61dürme hakkı tanınmışts ilk çağda. Hadi. ölum kurtuluştu köle için diyehm; dahası da vardır. köle sahibi, eglenmek için lşkence de yapardı kölesine. Epiktetos. bacaguu mengeneda büken efendisine, «Dikkat e t kıracaksın demiş TopaJ kalmış zavalh bütün yaşamı boyunca. Çok şükür, o kötü günler tarihe kanştı. Ama köylülerin, toprak gibi. hayvan gibi alımp satüması çok daha uzun sürmüştür. «O da insan» sözu, değer verilmeyen, saygı duyulmayan çaresizler için söylenmis olan bu söz yenidir ve hiç de gerçek bir acımayı göstermez, Doğrusunu isterseniz, insanlann acıyanlar ve acınanlar diye aynlmasıdır asıl acı olan. Bugün «lyl insan» diye. voksullara yardım edenlere dendigini biliyoruz. İyilik ise. bütün insanlık tarihini kapsamaz. ço'< sonralan çıkmıştır ortaya. Felsefeciler bu kavramı Plotinos ile başlatırlar. Sevgiye gelince benim bildlgün. tsa ile dile geürilmişür bu duygu ve toraki yerleştirilmiştir. insanm dofastnda bulundu Iru söylenemez onun Fatihler, çıkar için, ya da şan şeref tçin ulkeleri çlgner geçerken, kendi yanlanndan olup da canlannı verenleri, hiç de «eşrefi mahlukat»tan saymazlardı. Hele duşman yanında olanlara. hayvanlar kadar bile deger biçmezIerdL Çok şükür. o gunler de geride kaldı Bizlm yüce uygarlığımız ise, insaa aaygısını temellendirmek İçin, «kişilik», •birey» kavramlannı ortaya atmıstır. Ne demeğa geUr bu kavramlar? Kitapıarm yazdıJına kısaca blr göz atalım. Birey, bir türün. öldürülmeksizin kesip bölünemeyen örnek varlığı diye tanımlanır, somut bir bütündür. însan da bu anlamda bir bireydir. Oysa taş bir birey degildir; çun kü parçalandığı zaman da taş olarak kalır. Yunanca «atomon», «parçalanamaz» demektir. Türleri ortaya çıkaran tek'lere denir. Toplum bilim açısından birey. toplumu ortaya çıkaran insanlardan her birl anlamınadır. Bireyin niteligini toplumsal iltşkiler belirler, nitekim toplum sınıflı olduktan sonraki bilinen tarihte. birey sınıflı toplum içinde özgüroe gelişememiştir. Onun gehşmesini engelleyen ceşitli baskılan ortadan kaldıracak olan toplum, bireye ^erçek özgurlüğünü getirecek detnektir. Ancak toplum b'rey ilişkisi sorunu. salt bireycilikten, totaliterciliğe degin çok degişik görüşlere yol açmıştır. Bunun aynntılanna girmeden söylememiz gerekir ki. klasik sağtöre açısından birey, uzun sure •kişl»den ayn sayılmıştır. «Kiçi», mânevi, sağiöreçel btr özeilik taçır, «şey«in karşıtıdır Buna karşıhk bireyin özdeksel. biyolojik bir varlığı vardır. Fakat bu karşıtlık sonra sonra ortadan kalkmış. birinden ötekine geçiş başlamıştır. böylece kişi bireye kanşmışür öyle kt kişilige saygı. bedensel butünluğe. yaşama, mutluluğa saygı anlamına kaymıştır, bireye treçümışttr. Sözü insanogluna geüreceğimı anladanız elbet Ozerinde çok durulmuş bir konudur. ama tazelemeden edemeyecefim. Insaa usu olan hayvan diye tanımlanagelmiştir, hatta ona «eşrefı mahlukat» denmiş tir. Ancak, aşağılanan. horlanan, ezilen. işkence edilen öldürülen insanın. dince eşrefi mahlukat» sayılmasını hem anlamış, hem anlamamışımdır Dini, sanatı. felsefeyi bilirru yaratmakla o elbette üstün bir yarafektır bitkilerden hayvanlardan usu île aynldığı için on3 bu yuce nitemi yakıştınnıs olacaklar: ama bu nitem gerçekten bütün insanlan kapsıyor mu? Yoksa insaa hem saygıa hem de ciğeri beş para etmez bir yaratık mıdır? Fransız Devrlml, blrey« insanca yaaaması için gerekli koşullar sağlanmazsa, kişiye saygı gösterilmemiş olacagı görüşünu ortaya çıkardı. Us sahibi birey küçümsenemez, küçümsenirse usa saygı gösterilmemiş olur. Demek ki, topluma ilişkin görevler, kijiye ilişkin görevleri unutturmamalıdır Bunlar birbirine karşıt degildir. Buna karşılık, bıreycilik, düşmanlıklan uzerine çekmekte bulunmuştur hep Özel mülkiyetle güçlenmiş olan bireyi topluma üstün tutan görüş, Rönesans'ta biçimini bulmuştur. Metafizik açıdan birey. doğa İle toplum, bireysel olanla evrensel olati arasmda uyum kuran baş gerçektir. Sadece birey gerçek olduguna gore, her şey onun çıkan için çalışmalıdır. Böylece özel mülkiyet kutsanmakta idi. Buriuvazi, bu dunya görüşünu benimsedi. Sonunda bireyciligin ekonomi alanındaki görüşü olan «Bırakın yapsınlar. Dirakın geçsinler» sloganı ortaya çıkfa. Adam Smith'e göre toplumsal çıkar. bireysel çıkarlann toplamıdır. «Birey kendi çıkannı gerçekleştirmekle toplumun çıkannı gerçekleştirmiş olur». Descartes'çl bireycilik her şey üzerine kendine dayanarak yargıda bulunmak ve buna göre davranmairtvr. Dev lete karşı bireysel savaşı amaçlayan anarşizm İse. hiç bir toplumsal yetkeyi tanımaz Bunca kitapsallıktan sonriı, konumuza ışık tutacak bir durumu ele geçlrdik tnl der siniz? Hiç sanmıyorum Kitaplar ne derse desin. yaşam bildiğini mi okuyor yoksa? Biz nereden başlamıştık... tnsanın «eşref1 mahlukat* olduğu konusundan tnsan ne zamandan beri bu yüce nitemi üstlendi bilemeyecegün. Ama günümüze bakarsak •kendi çıkannı toplumun çıkan» yerine koyanı. «eşrefi mahlukat» sayabiliriz. Onun dışındakiler. anlaşılıyor ki. sadece «mahlukattırîar Hayvanlann «eşref» olmaktan vazgeçip. «yaratık» kalmağa razı olmalan belki de bundandır. Bizim ayışıklı gecelerlmiz var. Hoşgörü Uygarlıktır oşgörü, blr uygarlık örünudür. Isanlığm hoşgftru (toıerans) kavramına 'jioşmosı kolay oimadı. Tarihın karanlık gsçmışını bır yana bırckın; çok yakın zomanaa hoşgörunun beşiğı savılan Avrupa'da olanbıtenler tnanılacak gibi değıldır. Sözgelimi 10 mayıs 1933 gunü (Berlin'ın uniü Opera Meydcnı başta olmok üzere) birçok Alman kantının meydcnlarında o günkü rejımin beğenmedıği ve yasakladığı kitaplar yakılmıştır. Kltaplorı meydanlara yığılarak yakılan yazarlar arasmda Thomas Mann, Heınrich Hsıne, Stefan Zweıg. Franz Kafka, Fronz Werfel, Kart Tucholsky, Sıgrnund Freud ve Albert Eınsteın vorcı. Bu ad'ara bokarok insan şaşırabilir Ancak hoşgörüsüzljk blr kez azgınlaşmasın; salgın bir hastalığın kafalara vuran cteşi gibi yalazlaşır. kıtaplcıa duşmanlaşma bsyinlerde sarmallaşır. 10 mayıs 19S3'de kıtapiarı yakma eyleminde unutulan bir Aiman yazarı vardi: Oskar Mario Graf. Yokıiacak kitaplar listesınde yer alamıvon Graf, yönstime blr protesto mektubu yazarak dünyada yankılanan cağnsını yaptı: Beni de yakın! Cünkü ben de kitaplarımda el;mden geldığınce gsrçeği söylemeye çaiıştım. H Vünus Nadi Armağanı 198O1981 YAYIN SIRASt: 10 ln san Ruhf TEK usuf Akçura, 30. yuzyU ^ lan dUsUnos yaşamınuzm ilglnç adlarmdan birt. Bu donem sorunlanyla jakmdan ügilenen araştıncılar dışında onım adının, daha dogrusu düşüncelennin gerJş aydın katlannda bilindiğini söyleyebilir miyiz? Herhalde hayır... Bilebildiğim kadanyla, 60 sonrası biltm ve yayım yaşamında onu daha geniş bir okurlar topluluğuna tanıtan Berkes ve Avcıoğlu oldular. Bu arada, Akçura'nın degi$ik çevrelerce j'enlden basılan biriki yapıtını da anabillrtz. Ama bunlar yine de, vazann kiçülgi ve düşünce yapısı konusunda toplu, dtizenli ve derinliğine bilgi edinilmesine yetmiyordu. Y önemli Bir Tarih Tezi «UNUTULAN ADAM» DİYE NİTELEYEBİLECEĞİMİZ YÜSUF AKÇURA ÜZERİNE, FRANSA'DA TARİHÇÎ DR. FRANÇOİS GEORGEON ÖNEMLt BtR TEZ YAYTMLADI. 6 «cen gün sahaflar corşrsmda Arnold Gehlen'ln yıtlar önc« tstanbul Ünlversıtesınde verdıği konfaran* larının bir araya getırlldiği İNSAN adlı yapıtını sordum. Bir kıtopcı «Sızda vor mı?> sorumu finsanı bo^una aroma» dıya yanttladı. Ses tonu kuşkulandırdı. Gercekten «Inson» adlı yapıtı bulamayocoğımı mı söylemek Istedı. voksa başka blr amacı mı vordı? Kitapcıdokiler de benım gibi celiçlk düşünceler icindeydller. Bakışlan üzenmde yoğunlaştı Bu bakışlardo kıtapcının yanıtının altındo yatanın ne oiduğünu öğrenmsk istedığinln varltğı acıktı. Aslındo onlar kadar ben d« meraktaydım. Nasıi yorumtoyacağımı bllmlvordum «insanı boşuna aroma»nın lcinde insanı kücuk düşürmek amacı vor mıydı? Böyla İse. nasıl bir tepki göstermeliydtm? ömeflin kltapcıya saldırıp ağzını. burnunu dağıtmolı mıydım? Yohut öldürmelı mıydım? Böyie yaparsam. inscn gibi davranmış mı o'urdum. İnsanı tMemeillerden. iki ell olan. tkl oyak üzerlnde dalaşan, sözle onlaçon, düşünen canlı» diye tanımloyan sözluğü esos alıp olanca gücümle bağırarak !kl ayak Ozerinde yürüyenlerl gösterip ıBunlar ne?» diyebilir mtydlm? Sörlüktekl tanımda yerolan ögeler yeterll mi? Bu durumda. sevgl. dostluk. yardım, lyilık ne olurdu? Kazık atmayı, ftldürmeyi. ezmeyi kendısine ilke edinen ikl ayaklı, iki eli olan her canlı İnsan mıydı? Dediğim dedik. öttürduğüm düduk diyenler d« insan sayıimalı mıydı? İnsanı boşuna arama. Neden? Ama neden Inson oranmayacaktı? KıtaDCi yanıtı öylece bırakıp arkasını gstlrmedlgl fcln qercek amacı bellı olmadı. insan olan insanın yeryüzunde artık kolmadığını mı. voksa kltabı mı bulamavacognrn söylemek Istedi Işte bu acık değildl? Eğer İnsan olan İnsanı aramamam öğutlsnmiş iss durum kötü. kötu ne keiime fectydl. O yanıttn lcinde blr cBelklıye bile ver yoktu. ınsam boşuna arama. Divojen. güpe gündüz ellndo fenerie yıMar fince aradıflı İnsanı bulabildi mi'... Sevgilerin. dostluklann. lylllklerln, saygılann ortodan kalkmakta olduğu bir dünyada sözlüktekl tanıma uysa da, bu erdemierden uzok kalmışlara insan denebilir ml? Aynı dinden ikl ulke olan IRAK'la İran'ın savaşması. topraklorıma gölgen düştü deyip Fllistin kamplarını, Or dünü bombolavan İsrailın. biraz daha iyl yaşamo koşullarına kavuşmak isteyen ulkelerf •zerlm dlye üstune üstüne gıden super devletlerin tutumları. hic tanımadı ğını «onlardaaı diye öldürenin, kendi c'kan uğruna baa kalanna acımasızca her kötülüğü yapanların davranısı Insanlıkla bağdaştırılabılır miydi?... Doğada blrblrlnl en cok yiyen canlı olarak varhğını bugüne kadar surdüren ınsaniar icmde gercek insanı bulmoktan umudu kes meıı rnıydi?... Umudu kesmek... Bu işın en kolay yanıydi. Sorumiuluktan, sorunların dan kocmakla cözüme ulaşılabılır miydl?... Asıl olan, İnsan olon insanlart coğaltmak, insan olan hayvanlan lnsanlo$tırmak değll mlydi?... O zaman: İnsanı boşuna orama. dlyeniere raslanmayacoğı açık değll miydi?... Ulaşılacak başan bötün yorgunluklaru değmıyecek mıydi'... Utnut vitirümemelıvdi Bugün. bu bo$lu£un uzertoe yürüyen yeni bir yaytnla kar$ı karşıyayız. Tarihçi Dr. François Georgeon'un Yusuf Akcura üstüne yaptıjh doktora savunea» (teıi) Fransa'da yayımlanmiî bulunuyor «An Orlrüıes da NattonaUsnM Ttrre: Yamtf AkCnr» (11781935).» Akçura'nın «unutulmu$luju»na dönellm. Bu, nereden 1leri geUyor? Ziym Gokaîp'in o gün bugün bunca tanınmı$lıgına karşıhk. Akçura'nın adeta «sUik planıtda kalı?ınm nedentert nelerdir? Üstelik o Akçura ki, Gokalpin büyUk ölçude cok uluslu Osmanlı tmparatorhağunun temellerıne baglı kaldıgı gUnlerde, Tlirk ulusçuluğunun temellermi kurmaya çalı$ıyordu... Georgeon. bu sorulann karşüıgmı şöyle veriyor: ünutulmanm nedenlert temet de ideolojiktir. Akçurs'nın Okir Bülent TANÖR babalığınt yaptı&ı PantürkçiUUk bugünün Türk toplumunun en tutucu tabakalannm sahip çıktıgı blr temadır. 20. yuzyü bajlannda ise, durum hiç de böyle degildi. OsteUk. Osmanlı tmparatorlugunun dagüması sırasında ileri sürUlen bir siyaaal çörum olarak Pantürkcülük, Ak çura ve arkadaçlan taraftndan hayll Uerld blr toplumsal ve kulturel icorikle de donaühmstı. Rus devrimlnden ve Mustaf» Kemal'in karşı tavır almaaından sonradır ki, bu akım <sağa» kayacaktır. Ondan bert de Akçura'nın durumu ya da dranu şudur Pantürkizmin «babaslığını yapmıs olnıasuıdan doiayı liberal Türk kamuoyu tarafmdan tutulmamak, «aol eSiltmleri» yüzünden de sünttm'te cmi! lıyetçı» cavrelerlnde kuskuyla karylanmak. «Urmtulmanın» ideolojık ne denleri bunİEr. Pratik nedenlerini ise, Akçura"nın yayınlannm ciagmık olması, he~jsinin büir.memesiyle aoıklıjTor Georgeon. Omegin, Akçura'rîa, Gdkalp"in tTürkçülüğüii Esaslan»na karşıiıJc olabıleçek toplu bir tez k! tabı yoktur îşte Georgeon"un kltabı bu ıfcı essiği giderme yolunda önemiı bir katkı setiriyor Akçura'nın sıyasal ve bilimsel turum ve görüşlennin tanıtılmasının var.ısıra, onun yazılaruun önemli bir böiümünu de kıtabının sonuna eklenmiş olan «Metinler» ve «Beigeler»de buluyoruz. Akçura'nın düsünce yapısmm llgınç yönlarl lw. özeUlkl» yootemlnde kendlnl göstermekte: Tarih yazmayı Osmanlıcı etMden kurtarmaya çalışmak, Osmanlı bey ve paşalanmn tarihi yerine. halk ogesine yer veren tarihçilige yonelmek. toplumlann Kelişiminde en önemli etken olarak ekonomiye ağırhk ver mek, hatta suuı mücadelesl kavramı açısınd&n tarihe yaklaşmak vb. Bu maters^list yaklaşimın, özellikle o dönem içta ne derece örjemlı oîduSu açıktır. Bu yöntemdır kı. 19 ve 20. vüzyıl Osrrıarüı Tiırk Eelişmelerinin teırelinde vatan olaylann su ustune çuarılmasına büyuli katkı saghyor: Tanzimat Dönemivle baSımlılaşma arasuıdakl bafeların sergiienmesi ve oîayın «Manchester Doktrinı» olarak eleçtırilişi, 1908 Devriınlnin Selanik btırjuvBiisi v« Kumeli bflyük toprak sahiplerinia ekonomik çıkarlan açısından irdelenişi v? kitlelerta roliine isaret edilışı sonralan da, balife sultanlıgmın feodal niteliğinin \ur;nıîanarak toprak reformu ve feodalitenîr. tasüyesi fikrirun savunulnıası vb. vb. Yalnız bu kadan bile, ılgınç bir dtişünür karşısmda oldujumuzu gbstfrmeve veterli savılmahdır. Turk tarih arastırmalan&ın gittıkçe hız kazandıfcı bir dönemde, Georgeon, bu kıtabıyla ve konu otarak seçtigi kljiyle, nnenıli bir htzraette bulunmu? oluj'or. Göniü diler ki, bu çalı?ma bir an önce ve ozesli blr seki'de Türkçe've aktanlsın ve bövlece daha da yerini bulsun. Bunun da sorumluluğu, en basta vazann kendlsine dflşüvor. Ülkemizda hoşgörunün uzun blr gecmlşl yoktun ktşilerımız genellikle hoşgörüsüzdür. Bızde yönetimler hoşgörülü olmaya calışsalar da kimi gazetenin ortcmı nasıl bozmaya S'vandığını görerek şasırmaktayım. Bazı köşe yazarlarımn bu yolda acınacak bir sefarberliğo gırışmiş oldukları izlenıyor. Sanatcıları, yazarları. kltaplan karalama ve jurnaliama yarışı gsr'ci basında sürüyor. 8 j utanılacak yayin kampanyası ne ülkeye hjr şey kazandırır, ne düşün yaşamına, ne yenl yönetlme... Her yazarın her fikrini beğenmek zorunda değlliz: amo hoşgöruyls bokmak zorundayız. Üstelik çok sevdiğlmlz bir yazarın, ozanın, sonatcının bile beğenmedlğlmiz fiklrleri olabllir kl bu doğaldır. Bir örnek vereyim: Ben Mehmet Akif'i cok severim. Ulusol Marsımızm eözlerîni Mehmet Aklf yazmıştır. Başka bir devlette ulusal morşın adı «İstiklal Marşı» degildir. Bu, bizim bağım aızlık tarihlmize özgü blr olaydır. istiklal Marşı ne guzel başlan «Korkma •Snmaz bu şofoklordo yuzen al saneak...» Ya Çanakkale Destanı'na ne dersınız! Akif'in antlem peryalıst yanını vurgulayan dızeİ9rl inonclı bir kişlliğln ürunudür; ama Mehmet Akif'in kotılamıyacağımız fikirlerı de yok mudur? Kuşkusuz vardır. Mehmet Akrf rt« dsmiştir: < Muslümanm »otanı »erlatın hoklm olduğu y*r> Öyleyse ne yapalım? Mehmet Akif'in begenmedlgırr.ız fıkırlerıni iceren kitaplarını vakaim mı? Bokın «İstiklal Marşı» şaırı vaktıyle neier söyıemışa Gönüi Ister ki Islâm olemiyle bir denvcey* kodar onloşmayı başaran Bolşevikler, Almanlann duştiiklerl cıkmaz yola dusmesinler. (...) Cunkü Avrupa kopltolist hükumetlerlyle daha cok zamonlar mucadele etmak zorundadırlar. (...) B<zim tek tsteğlmiz ysni Istiloci siyasete karşı kendinl gottermeye baslayan gertc Rusyo'nm isiâm aleminl gereği glbl Inceleylp bHgl edinerett ona göre yuriirtMsldlr. (...) Boyle samlml «• mert Mr Rusya ile ydneticilerj kim olursa olsun boşta Türkh/e olmak iızere butün İslâm alemlnin Isblriiği edeceklerln* hic »üphe yoktur.» Simdi Ortadoğu'da «İ«lâm DevHmUnl gudenler arostnda yondaş bulan bu düşünceler «istiklal Marşrt şaIrinln kalemindon çıkmıştır. ^4« fikirleri yasaklamaya, ne kitaplan yakmoya g»r»k vordır. iyryl ya da kötuyü, İnsan, aklıyla sağduyu•uyla ayıracaktır. Bu kuralı dışlarsak karanlığa gömülurüz. Bobıali'nin bazı köşelerine slnmiş yazarların hoşCörusüzülk seferbarlığinin borulorını çolmalorı Türklye'ye bır hızmot değıldır; kotuluktur. ş.'iiıııııımınııııııııııııııınmıııııııınMnıııııımııiîmırrfflimımm'mmm Teşekkür 9 şubot 1981 gOnü diğımiz sevglll eşim yitir TEŞEKKÜR Ankara'da eşimle birlikte kaldığunız YUksek îhtisas Hastanesi Başhekimi = ğ BULMACA | = g g Memduh Şimşek'in cenaze törenine katılan aynca ocımızı dost ve akrabalanmıza teşekkür edehz pavlafan tOm AİLESİ Opt. Dr. K. Beyazıt'a; Hekiralik bılgisını, insanlık ve sevecenlikle bezeyerek blzleri sa&Iıgımızs kavusturan Gastroerterolojl Bolümü Şefi: ' Docent Dr. | LEZİZ ONARAN'a ) | (Cumhuriyet 994 > İ Dr. Serap Haznedaroğlu'na; Aynca, yakm ilgi ve tedavüerini estıjjenmyen: | ş İ Opt. Dr. Mustafa Şerif Onarana; Radyoloji Bölümü Şeü | § DUYURU Ankara Tabip Odası'nın 1981 yılı Ofağan Genel Kurulu 7 mart 1981 günu saat 10'da topJanacaktır. Günciem aşağıda gosterilnnıştlr. Duyurulur. ANKARA TABİP ODASI YÖNETİM KURULU 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. GUNDEMı Açılı». Saygı duruşu, Boşkanlık Dıvanı secfml, Yönetim Kurulu çalışmo raporu, motl rapor. Oenatf»me Kurulu roportarınm oi<unması v« aklonmosı, 1981 yılı tohmini bütçenın ıncelenmesı ve onoylanması, Dileklerin gorüşüimesı, Yönetim Kurulu, Onur Kuruiu. Denetieme Kurulu, B0yük Kongre temsilclerln'n seçiml, Kapanış. YER: Tıcaret Odalan Sanayl Odalart Ticaret Borsalan Birliği Salonu BakmlıMar/ANKARA | 5 Dr. Bedrettin Selçuk'a; Kardlolojl Bölümünden Doçent f j§ İ | Dr. Olcay Sağkana: Kardioloji Böiümü Şefl Doçent | | | | Dr. Yalçın Sözüpek'e; Üroloji BölUmü Şeö Doçent | | 1 İ Dr. Selahattin Çetine; Ankara Tıp Pakult«sl Asabiye Kürsüsündea | g | § Prof. Dr. İsmet Çağlara; YUkseJt thtisas Hastanesi Başeczacısı | = 1 1 = = ş Nedâ Dinler'e; Gastroenterolojı, Kardioloji ve Hematolojl BöKJmîerlnden, tedavimizle ilgilenen bütün genç doktor ve b«mşlrelere ve Gastroenteroloji Bölümü personeline ayrı ayn teşekkürlerimi sunmayı borç billriin, | = 5 §j 5 SOLDAN 1 Renküz, hoç kokusu olan yatıştıncı ve uyuşturucu bir sıvz. 2 Toplumu oluşturan en küçük bütün. Bir renk. 3 üzun duruma gelmi*. 4 Kaf dağında yaşadığı samlan nıasal kuşu. Bir çogul takısı. & Nuraaraiiia lasa yazılışı. Bir ağırlık birimi. 6 Yapraklan aalata olarak yenen baharü bir bitki. Tersi kalın degnek. 7 Kent. Çıkarma, uaaklaştırma. 8 Tera bir şeyin yukan doğru olan yam. 9 Tropikal bölgelerde esen blrtakım rüzgârlann adı. Blr aracı tutmaya yarayan bölüm. YCKARIDAN AŞAftlYA: 1 Eskiden kıyı sağlık Orgütlenne verilen ad. 2 Lityumun simgesi. îsa peygambertn doğum güoü. 3 Bir şeyin akmasma yarayan üst yanı açık boru. Bir nota. 4 Toplum tarafmdan hoç karçılanmayan olay ya da durum. 5 Tann tanımaz. 6 Eskl dilde tür. çesit., örnek. Bir kentimiz. 7 Toprağm snyunu emerek yerin bataklık duruma gelmesini önleyen bir agaç. 3 Telefonda ilk sesleniş. 9 Küçük 123456789 ı ; i 1 1 1 1 1 52: 1 1 • LLUL cısımlerin çaplarım bUytt> t\ip daha ıyi belirtaıeye, göstermeye yarayan, vaevcek sisteminden oluşmus ODtik aygıt. DÜNKÜ BULMACANIN SOLDAN SACA 1 Fonksiyon. 2 Ala. Araka. 3 Nazun. Mta. 4 Aga. Knle. 5 Taramak. 6 Inizal. PL 7 Yaka. An. 3 S » roa. Ar. 9 Ma. İzafet. YÜKARIDAN ASAGlYA: 1 Fanatik. 2 Olagan sA. 3 Nazariye. 4 Asamı. 5 Sam. Maras. 6 İr. Kala. 7 Yamuk. Af. 8 Okul. Pare. 9 Nazenin. İSTANBUL BELEDİYE BAŞKANÜĞINDAN ÖLÇÜ VE TARTI ALETLERİNİN MUAYENESİ HAKKINDA FABRİKA, İMALATHANE, İKTİSADİ DEVLET TEŞEKKÜLÜ, RESMİ DAİRE VE ESNAFIN NAZARI DİKKATİNE 1981 yılındo yenlden muayenelerl gereken V8 1979 vilmda muayenelerl vopıimış olcu ve rart< aietierı icln Fsnuf ı/e Müessesatm 2 ocok 1981 tanhlnden 28 şubot 1981 toıihıne kadO' ılglli bulundukian Ölcüier ve Avor Memiirlukıorına vevc Beledıye Sub© Müdurlukierıne t>«vanncre vermelerf luzumu iion olunur. | Hıfzı Veldet VeUdedeoğlu | i;Mimnffinnmıııımımmnımııınıım»mııifflinıı»mnwmmıiıııııımnıımBiıııııııııııııııwiMiwıııwl ^ıııımsuiMiiiıiMnıııııınııtıııııııııiHmıınııııııııınıiiiiımmımııııııııııımımıııreiiHinınııııiHdiHiiHinj CumhurİYet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Oe»eU*Uik TAŞ. adma NADtR NADÎ G«wl Yayın Müdürü OKTAY KtRTBÖKK Müessese MUdürü EMİNE LŞAKLIGİL | a a tsleri Müdürü ORHAN ERlMÇ Basan VB Yayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve GazeteclUS TA.Ş. Cağaloglu, Türkocağı Cad No.: 3941. Posta Kutusu: 246 tSTANBL'L Tel.: 20 97 03 BUROl^R • ANKARA: Konur Sokak 24/4 YENÎŞEHIR TeJ.: 17 58 36 17 58 66 tdare: 18 33 35 • İ2MİR: Halit Ziva Bulvan No: 65 Kat: 3 Tel.: 254709 13 1230 • ADANA: Atatürk Caddesl. Türk Hava Kunımu îsham Kat 3 No: 13 Tel.: 14 550 19 731 TAKVİM CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ DEKANLIĞI'NDAN FakUltemız Mıkıobiyotojı, Parazıtoloji ve Enteksiyor Hastaiıkanl Kursüsünde açus bulunan Uzman kadrosu na Bıokımya Uznıaru aıınecaktır. Aynca, Badyolojı Kursüsünde SaglıK Hlzmetleri Sımfında l&*nci dereoe bır adet Rdntgen Tefcnısyeni kadrosu ile Teknik Hizmetler Sınılında 10'ncu dereoe bir adet Teknlsyen kadrosu münhaldir. Röntgen Teknlsyen: kadrosuna Radyoteknolo^ B& :ümü mezunu Teknısven kadrosuna İse Sanat Okulu mp ramı alınacaknr. îsteklilerin 3 Mart 1881 paaarte6i gtofl saat 16.00'E £adar 3d3 gaçen Kürsii Başkanlıklarme mtracaatlan. (Bann: U446 1 | H = M = Ş § | TEŞEKKÜR Bir ranatsızlık yüzünden Ankara Yüksek îhttsa» H&itanesinde kaldığun sıirede gerek dogrudandoğruym jre.ıp ziyaret defterini ımzalayan, gerek illke tçtnden v« dışından telgraf ve mektupla sağhK dileginde bulunan sayın okurlanmu şükran duygulanmı ayn ayn Uetme olanafun bulunmadığmdan kendilerine 39 yıldan barl ysjsan bulundugum Cumhunyet gn^tesı araaügıyle toşekkürleriml sunanm. | I = Ş = = Ş = 3 Veldel VEUDEDEOĞLU I İ (Basın: 11470) 985 (Cumhunyet: 1000) ImsaV 8.19 7.56 öğle 13 28 13 ŞUBAT 1981 Ikindi Aksam 16.20 18.40 Yatsı 20.12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle