17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 vde ısmarlama, hatim indiren hocanın, işi kestirmeden bitirmeik istediğini çakan evsahibi hanım, yavaş ses le makamın arasına girerek, «Bir de lâyüfluhum vardı hoca efendi?* diye sorunca, adam makamı bozmadan *Ne acaleci kadmsm, işte geldi lâyüfluhun» demiş. Geçende Şeyhül Muharrirîn üstad Burhan Felek, gazete «fıfera»smın *lâtife» demek oldulrunu, bundan ötürü de yazarlann her gün okura hoş vakit geçirtmek için tatlı tarafından açmaları gerektiğini yazmıştı da, onun için hatim öyküsü ile başladım ben de bugün. Ama, o öyküden nereye gıdeceğimi bilmediğim için 'Arapça değil mi, uydur uydur söytel» eski sözü uyannca (feh vasmca), sözü Kurban Bayraını'nın arapçasına getirecegim. Milliyet gazetesinin başyazan sayın Mehmet Barlas, bayranun ilk gunü yazmıştı, «Iydi Adhâ» imiş bizim Kurban Bayramının arapçası, bilmiyordum. ben «lydül Kebir» olarak belleıniştim. Nitekim o gün Milliyet'in ikinci sayfasındaki fıkrasmda (lâtife degildi) sayın Burhan Felek de öyle yazıyordu, ama arapça tamlama ile değil de, farsça tamlam a ile, «lydi kebir» olarak. Üstadm iki arapça sözcüğü neden farsça tarnlanîa ile bağladığını anlayamadım. Iydi Adhâ da öyle, o da farsça bir tamlama. Bunlardan hangisinin doğru olduğunu ne yapıp edip öğrenmeliyiz. Madem Müslünıan bir toplumda yaşıyor, üstelik o toplumun aydmlan geçiniyoruz, kaçınılmaz bir görevdir bu. Nitekrm sayın Mehmet Barlas da o yazısmda bu zorunluluğu vurguluyordu, «Türk toplumunun ekonomik yapısını, ya da Anadolu cografyasını ve tarihini bilmeye çalıştığımız kadar, Türklerin dini olan islamın esaslarını da öğrenmeliylz» diyordu. Gerçi bir az kapalı bir söz... Neden sadece «esaslannı» da tümünü değil? Ama sayın Mehmet Barlas bu öğüdü sadece aydınlara vermektedir; aydmlar içinse dinin esaslan yeter, tümü gerakli değildlr. Çünku aydın kişi, ekonomıi, tarih, coğrafya da öğrenecektir daha; gerçekte o, dini din için OOLAYOAR ve GÖFOŞLER'o 23 EKİM 1981 E ki biçiminde gören yanlış anlayış, toplumumuzu yıllarca dinsel inancındaa, o inancın toplumsal uygulamalanndan yoksun bırakmış; ama artık bu gereksiz baskı ortadan kalkmıştır, halk ile aydın kol kola Tanrısına dönebilir. Ancak beni burada düşünduren başka bir sorun var: O günden bugüMelîh Cevdet ANDAY ne Tanrı değişmiş olamaz mı? Başka bir deyişle, toplumumuzun yeni gereksemeleri. yeni yetişen, gelişen sınıflar, kendilerini ğin sayın zenginlerimizden Vehbi Koç'un koruyacak yeni bir Tanrı ardma düşmüş değil, geniş kitlelere yabancı düşmemek her ramazan bir îmam Hatip Okulunda If olmasınlar? Bana 'Her mahallede bir miliçin öğrenmek zorundadır. Şöyle yazıyordu tar yemeği verdiğini biliyoruz. İşte aydın yoner» özdeyişi ile, «fler mahallede bir casayın Barlas: halk birliğinin güzel bir görünüşü! Bunu mi» eylemi araamda bir koşutluk var gibi «Kanımızca çoğumuz yıllarca dine, bütün aydınlar yapanüHadar mı? Dine say geliyor. Eskiden bildiğimiz Tanrının ardıyanlış ya da eksik bir açıdan baktık. Dini, gı, ilgi göstermenin türiu yollan vardır; nat na düşmüyoruz da, yeni bir Tann yaratAllah ile kul arasındaki bir inanç bağlantâ bu yollan bilmek, fMpenmek için ger mak çabası içindeyiz sanki. Şaşmaym, intısı şeklinde yorumlamaya çahşanlar çok sanoğlu, tannsmı, tannlannı boyuna deçekten dindar olmak d* gerekmez. Dine say oldu. Oysa din, bir sosyal kurumdur da... gılı, ilgili davranmak halkla birleşmenın ğiştiregelmiştir. Toplayıcılık avcılık döneİslâmın temel şartlarının hepsi kisisel değil, toplumsal faaliyetleri içerir. Hac da böy vazgeçilmez koşuluduı Bakm, Sait Faik, minde bitkilerle hayvanlar bize tanrıhk dine aldırmadığı için halkı da anlayama ediyordu. Biz de onlan temsil eden putlann ledir, zekât da böyledir, Kurban Bayramı mıştır. Namaza niyaza boş veren Yaşar Ke koruyuculuğunda yaşıyorduk. Sonra doğada... Dini, hurumsal ve toplumsal yapısınmal ile Aziz Nesin'i halk okumadı. Ama yı güçlü bir insan biçiminde düşündük, dan soyutlayıp, sadece Allah ile kişi arabu yüzden o ünlü yazarlanmızı suçlamanın başlangıçta «ana» idi bu, «anatanrıça», bizi sındaki bir inanç ilişkisine bağlama çabadoğru olmayacağı kanısmdayım ben. Neden çocuklan olduğumuz için seven, karşılıksının sebepleri neydi?» derseniz, arapça bilmedikleri için dinin sız seven, bizi besleyen anatannça. Ama Yanıtı veriliyor: Belki, Osmanlılann son •esaslarını» öğrenemediler. Arapça bilme onun, yerini de çok geçmeden *Baba Tanyıkmtı dönemlerindeki bazı cahil ve geri den de bu «esaslara» saygı göstermeyi, ilgi ru aldı, doğru yolu gösteren o yolu tutmadin adamlarına karşı tepkiydi bu. Belld de göstermevi başaranlar vardır elbet, ama yanlan cezalandıran, sert Tanrı. Bu anlalâik bir cumhuriyeti kurarken, hilâfet ile biçimden soyutlanmış böyle bir tutum; aydın olmakla kolay bağ yış, her türlü siyaset arasındaki bağları kopartmış olbir tanrı inancma dönüşmüştür zadaştınlamaz. Öyle ise ne' yapmalı? Dinin mak. Evet, ama 1981'de artık hepimiz bilimanla. Öyle ki, bu soyut Tanrıyı sev'esaslarını» Türkçe uygulamah ki, herkes yoruz ki, «Hem lâik ve çağdaş olabiliriz; eğilimleri bile anlasm, bilsin ne yaptığını, ne dediğini. me, onunla bir olma hem de dinin toplumsal bir kurum oldubelirmiştir. tyi insan, türdaşlanna yarİşte aydının görevi burada ortaya çıkıyor. ğunu bilerek, ona gereken saygıyı ve ilgidımcı insan olma olanağı, bu sevginin içiYoksa dini, onun sömürücülerinin elinden yi gösterebiliriz. Bunun aksi tutumlar, dikurtarma olanağı yoktur. Halka yaklaşoıa ne yerlestirilmiştir. Yalnız kendi çıikannı nin sömürücülerin eline geçmesine ve inan nın, halkla birleşmenin yolu, halk gibi ya düşünen bireyci bir yanşım, savaşım dünmış geniş hitleler ile lâik aydmlann birşamakta aranabilir; ama bunu başarabil yasmda böyle bir Tannnın arandıgı, istenbirlerine yabancılaşmalarına sebep olmakmek, hele bir aydın için, kolay değildir. diği düşünülemez gibi geliyor. Bu acımatadır.» Gösteriş bir yana bırakılırsa. Halkı kandır sız bireyci çıkar kavgası, olsa olsa, eski putKonu aydınlanıyor... Madem Cumlmmak ise, onu putlaştırmak kadar zararlıdır. lan gerekser. Dinimize kavuşuyoruz diye riyetin kurulına işi bdtmiştir, madem hilâputlaştıracağımızdan Arada bir camide buluşmak, aydın halk sevininken Tannyı fet kaldırılmıştır, artık lâik aydınlar dine korkuyorum. Hani şu, bir zamanlar kulu bütünleşmesini sağlamaz. O bütünleşm© din dönebilirler. Böylece geniş kitle ile aydınalanına özgü kaldıkça halkı sömıürmenin ile başbaşa kalabilen Tann'yı. Merdivenlelar arasındaki ayrılık gayrılık da ortadan rinden çıkılmayan minarelerdekl hoparbir biçimini oluşturur. kalkar. Ama sayın Barlas'ın böyle bir akılörlerle çağınlanın, o olup olmadığından Sayın Barlas'ın yazısmdan çıkardığıma kuşkuya düşüyorum. mı başlatmak istediği sanılmasın, başlagöre, dini, Tann ile kişi arasındaki bir ilişmış olan bir akırru saptamaktadır o. Örne Bayramdan Bayrama Kaba Bir Oyun Çarşamba sabahı İstanbul, ünlü «pastırma yazı»nın en guzel günlerinden bırine başlamıştı. . Penoereyi açtım. Oooooooh... mis gibi bir hava. Ciğerlerim bayram etti. Ağaçlar, çiçekier, kuşlar, ilkokul okuma kitabının sayfalarındaki çoouksu renklere bürünmüşler.. Haydı gazetelere de bir göz atalım.. Dünya sorunları, ulkenın dertleri... O ne?... Cumhuriyet ile Tercuman'ın davaları surüyor.. Teroüman'ın birinoi sayfasında haber. « Gazetemlz sahibi Kemal llıcak'ın Cumhuriyet gazetesı aleyhine açtığı 35 mllyonluk tazminat davasına devam edildl..» Hımmmm.. Pencereden dışarı yine bir göz attım., Pastırma ya zının dekoruna baktım.. Guzel ağaçlar, çiçekier, böoekler. çoouklar, derken birden aklıma geldi: Ben bu yazıyı çarşamba sabahı yazıyorum, ama ouma günü yayınlanacak; o güne dek pastırma yazı belki sucuklaşır.. Tercüman'ın sayfalarını çeviriyorum.. İstanbul Barosu Başkanı, değerli hukukçu, Cumhuriyet gazetesinin avukatı, ve dostum Orhan Apaydın'a ilişkin saldırı ve jurnalcılık kampanyasına bir göz atıyorum, gülümseyerek... • Teroüman, Atatürk düşmanı bir gazetedir. 12 Eylül'den sonra yeni döneme kendisinl uydurmak için çabalıyor,. Cabalasm bakalım.. Bu gazete ile Cumhuriyet arasında bir sürü dava var; İstanbul Barosu da Tercüman'a karşı bir dizi dava açti; Orhan Apaydın'ın kişisel davalarını da eklerseniz durum aydınlanır.. Orhan Apaydın; hem Cumhuriyet'in, hem istanbul Barosunun, hem kendisinin davalarında Teroüman'a karşı savunma ve savları yürütüyor. Sanırım 30'a yakın dosya var.. Apaydın gibi bir güçlü avukat elbette yasaların yargı kesiminde geçerli olması için adalete yardımcı büyük bir ağırlık ve güçtür. Pekl, ne yapmalı?... Teroüman gazetesl «ne yapmalı?...» sorusunun yanıtını vermek için takkesinin altındaki beyninin kıvrımlarında kendi meşrebine uygun bir strateji ve taktik saptamıştır.. Eh, doğrusunu isterseniz bu plan azımsanamaz. Nedir o takkenin altındaki kafanın beyinsel kıvrımlarında kıvrım kıvrım dolanan plan?... Teroüman gazetesi Avukat Orhan Apaydın'ı saf dışı etmek için durmadan jurnallıyor.. Aylardan beri sürüyor bu iftira kampanyası.. önce İstanbul Barosu ele alınarak her günün sabahında sürdürüldü kampanya... Sanıldı ki bu taktikle, Orhan Apaydın'ı hem İstanbul Barosu'ndan soyutlamak, hem Cumhuriyet avukatlığından uzağa düşürmek olasıdır. Jurnal üstüne jurnalla beslenen bu çirkin kampartya fos çıktı.. Şimdi ne yapılıyor?... Bu kez de Orhan Apaydın'ın Barış Derneği'ndeki üyeliğ: ele alınarak aynı taktik uygulanıyor.. liluslararası bir niteliğl bulunan Barış Derneği saldırı için bir alan; ama asıl hedef Orhan Apaydın... Ah şu plan bir başarıya ulaşsa, Orhan Apaydın gözaltına alınsa, Teroüman' ın davalarına girmenin oezasını çekse... Teroümnn'ın takkesi altındaki kafanın kıvrım kıvrım öfkesi patolojik bir tutkuya dönüşmüş.. Hey gidi Atatürk düşmanı gazete!... Ha gayret.. Atatürk düşmanlığına «yjilar yılı Tercüman'iığın klmliğin© vurduğu damgayı unutturmak İçin çabalıyaoaksın; bulanık suda balık avlamtrya çulışacaksın.. Sana yakışan budur.. Maliye Bakanlıği'ndan Tasarnıflanıuza Devlet garantisî,Yl TX.Hazinesi'nin satışa sıuıdugu Devlet Tahvilleri ve Hazine Bonolarrnda bulunmaktadır. HAZINE, halkımızın tasarruflarını 1a) %3Û nef faizli 3 ay vadeli v e en verımli ve Devlet garantisi b) % 32 net faizli 6 ay vadeli Hazine altmda degerlendırmelerini Bonoları'nı her gün . sağlamak için bundan böyle: 2% 34 net faiglı 1 yıl vadeli ve faızı üçer aylık kuponlarla ödenen. Deviet Tahvüleri'ni her ay (*) T.C. Merkez Bankası, T.C. Zıraat Bankası şubelerinde devamlı olarak satışa sunmaktadır. NOTı Ha2İne Bonoları•nın ve Devlet Tahvilleri#nin faizi yürürlükteki vergiler, öderae şekli ve vadeler dikkate alındığmdaj • CumhUftyet 23 EKİM 1931 Şiddetli münakaşalar Balkan Konferansının muhtelif komisyonları dün de Yıldız Sarayında toplanmışlardır. En mühim ve hareketli müzakereler siyasi komisyonda oereyan etmektedir. Siyası komisyon dün azınlıklar meselesini müzakere etmiş ve bu mesele etrafında muhtelif memleket murahhasları arasında ha raretli münakaşalar olmuştur. Komisyonda Arnavut murahhası söz alarak Yu goslavya'daki Arnavut murahhası Yugoslavya'daki Arnavutların vaziyeti nin pek fena olduğunu, mevout anlaşmaların hakkıyla tatbik edilmediğınl söylemiş ve Yugoslavya murahhası buna eevap vermiştir, Bunun üzerine mürrakaşa şiddetli bir şekll almıştır. Yugaslavya murahhasları memleketlerinde azınlık mevout olduğu hakkın daki görüşü kabul etmemektedirler. Arnavutluk murahhasiarı da bu mesele halledilmedikçe konferanstan müspet netice beklemenin bir hayal oldu ğunu iddla etmektedirler. Verilen habere göre azınlıklar meselesi bu sene halledilmeyerek gelecek seneki toplantıya bırakılaoaktır. Ayrıoa Balkan Biriiği merkezi olarak İstanbul'un seçilmosi konusunda üyeler arasında kuvvetli bir fikir bir liği vardır. Bursa'nın Gazi heykeli Bursa 22 (Husu«l) Heykeltıraş Ne|at Beyın yaptığı Gazi heykeli için Maarif Vekaletince gönderilen heykeltıraş ihsan ve Mahir Beyler eserl tet kik ve kabul etmişlerdlr. Heykelin açılış töreni Cumhuriyet bayramında yapılaoaktır. a) %34 nel faiz (51.4 b) X32netfaiz %4<i.l c) %30 net faiz %44.7 faızin randımanına eşittir. (*)i526 Ekim günleri aj?&sında her ay belirtilecek günlerde. Cumhuriyet Sahibl: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adına NADtR NADÎ Genel Yayın Müdüru HASAN CEMAL Müessese Müdürü EMÎNE UŞAKLIGtL Yazi tşleri Müdürü OKAY GÖNENStN Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.S. Cağaloglu TUrkocağı Cad. 3941 Posta Kutusu; 246 tSTANBLL Tel: 20 97 0» BÜROLAR: • ANKARA : Konur Sokak 24/4 YENÎŞEHtR Tel: 17 58 25 17 58 66 İdare : 18 33 35 • tZMlR: Halit Ziya Bulvan No: 65. Kat: 3. Tel: 25 47 09 13 12 30 • ADANA: Atatürk Caddesı Türk Hava Kunımu tf Hanı, Kat: 2, N o : 13 Tel: 14 550 19 731 TAKVİM fcnandaa İSTANBUL BELEDİYESİNDEN «Belediyemlz Temizlik, Pen tşleri ve ttfaiye ftizmetleri için araç ve gereçler kredili olarak satm alınacaktır. Bu işle ilgili şartnameler, îstanbul Belediyesi Makina Elektrik ve Sanayi tşleri Müdürlüğünden temin edilebilir.» (Basın: 22650) 8569 ASAF SAVAŞ AKAT DÎŞ HEKİMÎ Iktisadi Analiz İ.Ü. tKTÎSAT FAKÜLTESİ YAYINI IŞIK ÜSTÜN Muayenehane: Hanı, 40/4 Kadıköy, Mühürdar Cad. Özen îf tmsak 5.36 Güneş 7.18 23 EKİM 1981 öğle tkindi 12.58 15.56 Akşam 18.16 Tatsı 19.49
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle