Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 EKIM 1981 *••• Cumhuriyet 7 Atina'dp bayram (Baştaratı 1. sayfada) duklan yerde de ayaklanyla, bazı elleriyle tempo tutup, ba zen dans taile edîyorlar.. Meydanlarda her parti, gösterisini kendisine ayrılan gecede yapıyor. Ama başka partiyi tutuyorsanız ve canınız o gece de kendi partinizden bir• şeyler görüp işitmek istiyorsa, meydandaki karşı partiyi izle' yip sinirlenmek yerine, 40 5ü adım yürüyüp kendı partınızın Seçim Merkezine girebılirsiniz. Bu seçım merkezleri ilginç.. örneğin Rallis'in Yeni Demokrasıi Partisi, Anayasa Meydanının heraen yanındaki bir köşede, çok işlek ve büyük bir pas taneyi kiralamış, içinin de dekorunu değiştirip, kendi rengi «mavi»yle donatmış. Her köşesine bir renkli video televizyon yerleştinniş.. Birinde Rallis'in Selanik konuşmasının bandını ızliyorsunuz. ötekinde Averof'un seçmenlere na sihatlarım. Tabii gene bir fon müziğinin eşliğinde.. Televizyondan arta kalan yer ler renkli panolarla kaplanmış.. Yeni Demokrasicilerin 7 yıllık iktidarında kişi başına düşen milli gelir ne kadar yükselmiş.. İhracat ne kadar artıp, ne kadar yatırım yapılmış, bunların karikatürlü grafiklerini görüyorsunuz. Ayrıca telefonlu küçük masa ların arkasında kızlı erkekli rozetli gençler oturuyor. Bir yandan gelenlere renkli (tabii mavi), resimli karikatürlü broşürler, N (Nea) ve D (Demokratia) harflerinin ortasına yerleştirilmiş meşaleli rozetler dağıtıyorlar, bir yandan çaiaıı telefonlara cevap veriyorlar: Evet, cuına gecesi.. Saat 7'ye doğru toplatuyoruz. Bizim otobüslerle de gelebilirsiniz. Rozet mi? Hemen gönderelim.. Broşür de ister misiniz? Arada, karşı partilerden alay etmek ya da sinir bozmak için telefon edenler de oluyormuş ama, masa başmdakilerin görevi ne olursa olsun, güler yüzü elden bırakmamak. Bunlan da sabırla dinleyip: Oyle olsun ama, bizim parti daha iyi diye başlayarak, karşı aksiyona geçmeye çahşı* yorlarmış.. Yeni Demokrasi seçim merkezinden çıkıp caddenin karşısma geçince üzerimıze gökten birşeyler yağıyor.. Gene Yeni Demokrasici bir adayın özel ta nıtma pusulaları. O da kendi adına bir apartman dairesi tutmuş, pencereden, partisiyle bir likte asıl kendisini tanıtıyor.. Yunan seçimlerinde tercih usulü var ya: «Tercih işaretini başkasının değil, benim adunın yanına koyun» diyor.. Pusulada yakışıklı bir gençlik resmi.. Ve Yunan alfabesiyle satır sa tır' yazı.. Danilof bakıp özetliyor: Hayatını anlatıyor.. Çok başarılı imiş.. PASOK'un seçim merkezlerin de de metod aynı. Televizyon, broşür dağıtımı, güleryüz.. Ama tabii söylenen yazılan . şeyler ayrı. Ve bir de renk ayxı. Herşey yeşil.. Amblem de •yeşil bir güneş.. Bu renk ayrımı özellikle duvarlara asılan afişlerin birbirlerine karışmasını önlüyor. Atina'nın duvarlarmda o kadar çok afiş var ki, ve bunlar sadece partilere resmen ayrılan yerlere değil, her yere, her duvara, her direğe, o kadar yarış halinde ve tabii birbirinin üzerine yapıştırılıyor ki, renkler ayrı olmasa, afiş yapıştırma yarışçıları aceleden yanılıp, kendi partilerinin afişlerini gene kendi partilerinin başka afişleri üzerine yapıştırabilirler. Renk ayrımımn bir faydası da herhalde bu.. Tabii bir de kırmızı var. Daha doğrusu başlıca 2 kırmızı.. Birinci kırmızı, Moskova yanlısı sayılan Komünist Partisinin.. İkinci kırmızı, birincisini «kökü dışanda» sayıp, «Yunanistana özgü bir kotnünizm» için mücadele ettiğini söyleyen «îç Komünist Partisi»nin îç Komünistler, kırmızı orak çekiçli bayrağın arkasından Yunan bayrağının da göründüğü bir amblem ile kırmızınm vanına maviyi de katmışlar.. Ama geçen seçimlerde asıl fazla oy alıp, bu seçimlerde üçüncü parti olma iddiasında olan Komünistler, mavisiz komünistler.. Ünlü Theo dorakis de onlardan.. Her neyse bunlar. Atina'daki seçim havasının ilk bakıştaki görüntüsü. Gerisini sonra anlatırız. «Girit'teki seçım havası»na gelince.. Önceki gün yeni demokrasi Partisi Başkanı Rallis'i dinlemek üzere uçakla oraya gittik. Ünlü Venizelos' ların adasma.. Müzik, renk, ışık, konietı.. Seçim merkezleri.. Hepsi aynı usul üzerine.. Yalnız müziğin cinsi biraz değişik. Hep Girit navaları çalımyor. Ve galiba bu Girit havalarmm temposu da «Seçim havası»nı başka türlü et kiliyor. Bizim Karademz'deki gibı hayli hareketli havalar bunlar.. Zaten Girit'liler de biraz öyleymiş. Ayrıca bir de geleneksel merakları varmış: Yapılan tahminlere göre, yüzde ellisi silah taşırmış. Bu tahminın gerekçesi de bir Atinalı arkadaşa göre şöyle: Çünkü erkek nüfusu, toplam nüfusun yüzde ellisini aşmıyor da ondan. Ama silahlarını herzaman çekmiyorlar. Yeni Demokrasicilerin toplantısında da bir silah olayı olmadı. Birkaç kişinin kafası yarıldı, bazı propaganda dövizleri asıldıkları yerden indirilip yakıldı, o kadar. Yalnız, Giritliler: Pek sakin geçti dıye belki de biraz hayıflanırlarken, Atina'dan gelenler, bunu büyük olay yaptılar. Yeni Demokrasi'nin, kendisi de Giritli olmakla birlikte artık Atinahlaşmış hatta milletlerarasılaşmış Dışişleri Bakanı Mitsotakis: PASOK'lular partililerimize saldırmışlardır. Eğer bunlar devam ederse sorumlusu Papandreıı'dur dedi. PASOK adına yapılan açıkla malarda ıse: PASOK'lular birşey yapmamış, Yeni Demokrasiciler provokasyon yaparak kendilerini dövülmüş gibi göstermişlerdir denildi. Bu tartışma dün de Atina'da devam etti. Şimdiye kadar sakin geçen seçim kampanyası bu Girit gezisi ile biraz gerginleşti. 1 SATILIK MURAT 131 1978 model 42.000 Km. TeL: 37 96 46 (Baştarafı 1. Sayfada) henüz erken olduğunu belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: «Bizimle ilişkilerini donduran onlardır (Araplardır)».. Camp David anlaşmasını yok saymadıklarını, önemsediklerini kaydeden Mübarek, «Bu an> laşmaya sozkonusu sürecin te meli olarak bakıyoruz» dedi. Sovyet hükümeti ABD hükümetine yazılmış bir bildiri ile ABD'yi Mısır üzerinde «kaba kuvvete dayalı baskı» uygulamakla ve bölgedeki gerginliği artırmakla suçladı. TASS Ajansı tarafmdan yayınlanan bildiride ayrıca ABD'nin Akdenizdeki askeri kuvvetlerim alarma geçirmesinin ve Mısır olaylarıyla ilgili diğer faaliyetlerinin yasadışı olduğu oelirtiliyor. Üşt düzeydeki Sovyet yöneticilerinin kaleme aldığı bildiride, Mısır etrafında olup bi tenlerin Sovyetler Birliği'nin güvenliğini etkilediği öne sürülüyor, ancak bu etkinin ne olduğuna değinilmiyor. Gözlemcıler, bildırinin, özellikle Polonya konusunda ABD' nin sürekli olarak Sovyetler'e yönelttiği uyarılara bir cevap olarak yorumlanması gerektiğini belirtiyorlar. ^ „ ŞÜPHELt KtŞl Anadolu Ajansının Mısır'da*ki iktidar organı Mayo dergisine dayanarak verdiği bir habere göre Enver Sedat'ı Öldüren grubun şefi, siyasi polisin «şüpheli kişiler listesinde» bulunuyor. Mayo dergısi Halid Elîstanbuli adlı bu subayın «dini eğllimleri» ile dikkati çektiğini ve gizli askeri güvenlik örgütleri tarafmdan izlendiğini, ancak hiçbir sonucun alınamadığını yazdı. Dergi, İstanbuli'nin erkek kardeşlerindşn birinin eylül aymda tutuklanan 1536 kişı arasmda bulunduğunu belirtti ve Sedat'a suikast sırasmda ağır yaralanan Elİstanbuli'nin henüz kendine gelemediğini, bu nedenle de sorgulamasmm olanaksız olduğunu kaydetti. ÂSSYUT'DAKÎ OLAYLARIN BİLANÇOSU Mısır İçişleri Eakanlığı ise bir bildiri yayınlayarak Assyut'ta meydana gelen olaylarda 53 kişinin öldüğünü, 108 kişinin de yaralandığını bildirdi. Ölenlerden 4'ü subay, 4O'ı asker, 9'u da aşırı dinci örgütün üyeleri. AP Ajansına göre Mısır yetkilileri, Enver Sedat'ın suikastine katıldığı şüphesiyle ikı kişinin daha aranmakta olduğunu biidirdiler. Yetkililer ayrıca Sedat'ın öldürülmesinden sonra Assyut kentinde meydana gelen çatışmalarda en az 118 kişinin öldüğünü belirtiyorlar. Öldürülenler arasında 54 polisin bulunduğu da gelen haberler arasında. Assyut kentinde aşırı dincilerle, polis arasındaki çatışmalarda en a7 100 polis de yaralandı. 18 SUBAY ORDUDAN ATILDI Enver Sedat'a yapılan suikasttan sonra 18 subay «fanatik dini eğilimlerinden» dolayı ordudan çıkarıldı. Mısır Savun ma Bakanı Abdülhalim Ebu Ga zala ise Sedat'ı öldüren terörist lerin kısa bir yargılamadan son ra asılacaklarından emin oldu ğunu söyledi. Bu arada Başkan Sedat'ın öl dürülmesinden sonra Mısır'da 200 kadar kişinin gözaltına alın dığı da gelen haberler arasında. Bu arada Sedat'ın saldırıya uğradığı askeri geçit töreni sırasında düzenin ve güvenliğin sağlanmasında ihmali görülen 8 subayın tutuklandığı açık landı. Sürgünde bulunan muhalefet lideri ve Mısır eski Genelkurmay Başkanı Genera) Saadeddin Şazli, Sedat'ın öldü rülmesinden, ülke içınde ve dışında bulunan çeşıtli eğilimlerdeki grupların topluca sorumlu olduğunu, ancak şimdi1 lik hangi grubun Enver Sedat'ı öldürdüğünü belirleyecek durumda olmadıklarını söyledi. General Şazli, halen tutuklu olan «Demokratik güçlerin 5 bin vöneticisinin serbest bırakılmasını. olağanüstü durumun kaldınlmasını ve zorba Sedat tarafmdan çıkartılan baskı kanunlannm vürürlükten kaldınlmasını» yeniden istedi. (Baştaraiı l. sayfada) «Başkan Reagan İle yarduncısı Bush'un cenaze törenine katünıaları sakıncalı» görüldü. ESKI Başkanlarla birlikte Haıg'in ka tılması kararlaştırıldı. Bu kara ra yoneJjK bir soruyu Beyaz Sa ray sozcüsü şöyle karşılactı: «Onlar eski Başkanlar, Ama, Keugan şu andaki Amerikan Baska>ıi.» «ALAY EDİLİR» TrtUii, bu aracia Dışişleri Bakanı Haig biraz harcanmiş oıdu. Anoak, kamuoyu nendisi nakkında pek olumlu düşünceler içinde değil. Haıg geçen süre ıçmde galiba biraz «antıpatı» toplamış. Özellikle de, Başkan Reagan'a girişilen suıkastten sonra söylsdiğı sözler her iırsatt» önüne sürülüyor. Haig, Keagan henüz hastaneye kalcurıbrnşken, bir bas'ın top lantısı düzenlemış. O sırada Başkan Yardımcısı Bush da tesadüfen Washington'da • değilmiş. Haig «yönetimi, Başkanm saglığına kavuşmasma kadar ben üstleniyorum ve anayasal hakkımı kuUamyorum>» demiş. Ne var ki Amerilcan Anayasasına göre, Dışişleri Bakanı Başkana vekalet için ancak altmcı sırada yer alıyor. Anayasa'nın bu ilkesine ragmen, Haig'in özetienen yönde açıklamada bulunması, kendisini kamuoyunda «alay ediür» duruma düşür müş. Ondan dolayıdır ki ortalama Amerikalı Sedat'ın cenaze törenine katümanın taşıdığı sakmcalara rağmen, Haig'in Kahire'ye gitmesini galiba pek sakıncalı görmedi. Ancak, Başkan Reagan'ın katılmaması da eleştiri konusu. «Eğer böyle güc durumlarda görevini yerine Retlrmeyecekse, o zaman Reagan Başkanhğı bıraksın ve Hollywood'a dönsün, film çevirsin» diyenlerin sayısı da pek az değü. Bu düsünceyi savunanlara karşı, aksi dü şüncede olanlar, «ama, Başkanın gitmesini CÎA istemiyor» deyince aynı grup o zaman «CİA'ya sorarsanız, Başkaaılaruı tuvalete bile gitmesini istemez» karşılığını veriyor. «YAHUDİLERtN İLANLARI» Sedat'ın öldürülmesiyle Ame rika'da yaşam sanki durdu. Gerçi, ünlü komedyen Jerry Lewis yine sakat çocuklar için yardım kampanyasını yürütüyor ve konserlerine devam edi yor, tefeciler arasında büyük para kazananlar çeşitli işlere el atmış. Boyutlannı bizlerin ancak hayal edebileceği mağazalar tarafından milyonlarca dolara satın alınıyor, ama «yüzyılm en büyük cinayeti»ni canlı tutan yığınla olay birbirini izliyor. Zaten hangi büyük gazeteye baksanız tam sayfa ilanlar görüyorsunuz. Sedat'ın resmi altında «aramızdan bir barış sever geçti» cümlesi ve imza yerinde de Amerika'nm en ünlü Yahudi mağazalarınm isimleri ile çeşitli ilanlar birbirini kovahvor. TÜRKLERİN YANITI îlanlar yayınlanırken, Sedat için çeşitli uluslararası kuruluşlarda saygı duruşu düzenleniyor. örneğin, Dünya Bankası'nda seminere katılan bir grup Türk de saygı duruşuna davet ediliyor, yanlarındaki diger yabancılarla birlikte. Türkler «elbette katıhrız, ama Paris'te bize saldırıldığı ve bir kişi öldürüldüğü zaman neden saygı duruşunda bulunulmadı» diye sorunca, semineri yöneten îngiliz hoca «Türk ler, belki de böyle saldınlan hakediyorlar» karşılığıru veriyor. Bunun üzerine de, semine re katılan Türkler salonu terk ediyor. Onlar salonu terkederken, binlerce Amerikalı kiliselere gidip «Sedat'm ruhuna dua» ediyor. Hatta, buradaki bir müezzin kiliseye götürülüyor ve kilisede «ruhuna fatiha» okuyor. Olay TV ekranlarından tüm Amerika'ya yansıyor. Amerikalıların deyimiyle «yüz ydın en büyük cinayeti» dinsel törenleri beraberinde getirirken, politib tartışmalar gündemden. düşmüyor. Akla gelen ilk soru da «Yeni Başkan Hüs nü Mübarek'ln takmacağı tavır.» Hüsnü Mübarek ne yapabilir?.. Çoğunluk, Sedat'm yaptıklannı Mübarek'in yapamayacağında birleşiyor. Onun için de, Ortadoğu'daki diğer ül keler Amerikan yönetimi tarafmdan tek tek «elden ve de gözden geçlriliyor.» Pentagon ve Dışişleri Bakanlığı en yoğun günlerini yaşıyor. Benzer yoğunluk aslmda Amerika'nm tümü için geçerli. Tüm Amerika gerçekten «Sedat'la yatıyor, Sedat'Ia kalkıyor.» Bunun mecazi bir anlamı yok. Gerçekten öyle. Gece en son program Sedat'a ilişkin. Cenaze töreninin naklen yayın lanmasma karar verilince, Amerikalılar sabahın 5'inde televizyonlannm başma geçtiler. Tören Amerika saatiyle cumar tesi günü sabah saat 5'e rastladı. önemli TV istasyonlan töreni anmda Amerika'ya ilettiler ve tüm Amerika bir kez daha «Sedatia kalktı.» «aeaaı la Kaıını.» (Baştarafı 1. Sayfada) rimlerinin ilkeierine düşmanlık niteliğindeki yazüarını içeren bir dilekçeyi mahkeme başkanlığma verdi. Bu yazılarda, Atatürk dönemi ağır sözlerle suçlanmakta, «Türk halkı ve mem leketin bölgeleri üzerine kanli seferler açıldığı, milletin kültürünün altüst edildiği, isyanlar çıkartılıp bastınldığı, tertipler düzenleyip yüzlerce insanın astırıldığı, 5o yıl boyunca altı okun milletin bağrına saplanmak için haysiyet ve hakikat kınlarından sıyrılmış olduğu»; > 1 Kasımların o hey <0 kel beklemeler. babası tutmuş böğürmelerle dolu olduğu». yazılmakta, aşm sağcı gençlerin suç işlemeye kışkırtıldığı. Abdülhamit, Vahdettin gibi padişahların övüldüğü belirtilmek tedir. Apaydın, yazarımız Akbal'ın dava konusu yazılarını «edebi Dir uslupla» yazdığını. davacının Atatürk düşmanı an layışım kamuoyu önünde sergi lediğini açıklıyarak bilirkişi isteminde bulundu. Karşı tarafm dilekçeye cevap vermesi için duruşma başka güne bırakıldı. Binlerce Istanbul # 6345 sayılı Harcırah Kanunu'nda değişiklik yapılmasına İlişkin yasa taslağı Bakanlar Kurulu'nun dünkü toplantısında kabul edildi ve MGK'na sunulması kararlaştırıldı. # Türkiye'nin batı ve kuzey kesimlerinin bugünden itibaren yağışlı havanın etkisi altına gireceği bildirildi. 9 Hava yoluyla ilk hacı kafilesi dün akşam üzeri Ankara'ya geldi. # îçişleri Bakanlığı'nın arşivinde bulunan 1940 ve daha sonraki yıllara ait bazı tarihi belgeleri kâğıtçıya satan arşiv memuru sevkedildiği mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi. 9 Kurban Bayramında tstanbul'da Darülaceze'ye 5400 adet kurban bağışlandığı bildirildi. # Cenevre'deki Türkiye Başkonsolosluğu sözleşmeli mahalîi katibi Mehmet Savaş Yergüz'ü şehit etmekten sanık Ermeni terörist Mardiros Camkoçyan'm avukatı Gerel Benoit davanın ağır ceza mahkemesinde bakılmasına karşı çıktı ve temyize başvurdu. Benoit, temyiz kararının iki aydan önce çıkmasının mümküıi olamayacağını açıkladı. % Pendik'te 12 sıralarında Kıska Dinlenme Tesisleri'nden denize düşen 3 yaşmdaki Ümit Kefeli boğularak öldü. # Gaziosmanpaşa'da Çukurçeşme Güneş sokakta Bayramın birinci günü kumar yüzünden cinayet işlendi. 16 sayılı ev sahibi Bayram Daldıran arkadaşı Metin Çubuklu'yu tartıştıktan sonra bıçakla öldürdü. % Türk Hava Yollan'nda görevli üç personelin üzerinde yapılan aramada çok sayıda kaçak sigara ile 341 Alman markı ele geçirildi. Gözaltına alınan Mustafa Cebeci, Hüseyin Şentürk ve Zeynel Öz'le ilgili soruşturma sürüyor. # îstanbul'da gündüz ve gece yapılacak kesinti saatleri yeniden açıklandı. Gündüz 0817 saatleri arasmdaki 2'şer saatlik kesinti eskisi gibi, dört bölüm halinde 1923 saatleri arasmdaki birer saatlik ek kesinti ise dönüşümlü olarak uygulanacak. # Polonya Dışişleri Bakanhğı Kons^olosluk Dairesinden üç kişilik bir heyet konsolosluk sözleşmesinin akdl konusunda görüşmelerde bulunmak üzere bugün Ankara'ya geliyor. # Gümrük ve Tekel eski Bakanı Tuncay Mataracı"nın Yüce Divan'da yargılanmasma bugün devam edilecek. (Baştarafı 1. sayfada) dımcılarından Enis Uyan, balıkcıların yakaladığı palamutla rı belediyenin nasıl yakaladığını şöyle anlatıyor: «Baîıkçılar İstanbul Belediyesi'ne başvurarak kendilerine yardım edilmesini, halka satış yapılmasını, baiığm depo lanmasma imkan veriîmesini ve hatta ihracat yapılması icîn acil kolaylık gösterilmesini istediler. Derhal eiimizdeki tüm Imkanları seferber ederek hem yurttaşların ucuza balık yemelerini sağlamak, hem de esnafın, günü gününe yaşayan bu insanların zarar görmemelerini temin etmek için geceli gündüzlü çalışmaya başladık. Sayın Başbakanımız başta olmak üzere tüm ilgiliierden gösterilen büyük alâka sonucunda da, İstanbul'a gelen 3 miryon palamuttan en az 1,5 milyonunun kokarak ya da kokmadan denlze dökülmesinln önüne geCildi. YAKALAMAĞA ÇALIŞTIK» Baîıkçılar, ellerindekl, teknelerindekl, depolarındaki balığın kokmayacağını ya da fiyatlarının düşmesinin engellenmesi İçin denize dökülmeyeceğini anladıktan sonra, işler birden değlşmeye başladı. Açık söylemek gereklrse, yasadışı olmayan bir bîçimde, çeşitli hareketlere giriştiler baîıkçılar. Me selâ Büyükdere'de 45 büyük balıkçı teknesinin içlerindeki binlerce palamutla bekletlldiğini öğrenlnce, hemen zabıta ma rifetiyle bu balıkların hale gön derilmesini sağladık. Esnaf, fiyatların 50 liradan 100 150 firaya çıkması İçin (Balık arzının azaltılması gerektiğini) gayet iyi biliyordu. Bu sefer, yurt taşlara verdiğimlz sözün yerine getirilmesi için olağandışı bir güçle, balık avına biz çıktık. Ama biz, yakalanmış balığı yakalamaya çalışıyorduk...» İHRAÇ EDİLİYOR Günde üretilen 250 ton palamutun 2530 tonunun her gün ihraç edıldiğini ve İtalya, Fransa, Federal Almanya, Yugoslavya, İsviçre ve Yunanistan'a balık gönderılmesl Işlemlerine devam edildiğini açıklayan istanbul Balık İhracatçıları Birliğiv Dönem Başkanı Kemal Yarar'ın verdiği bilgilere göre de halen hic bir palamutun denize dökülme tehlikesi yok. Yakalanmış tüm balığın soğuk hava depofarında yerleri hazır. Geri kalanlar da ya Lstanbul'a ya Anadolu'ya, ya da yurtdışına gönderiliyor. Ancak, fiyatla rır> bundan sonra ne çizgi izleyeceğine kesin yanıt vorilemi yor. GÖZLE (Baştarafı 1. sayfada) ihtılalcinin yıllar sonra, 27 Mayıs devrimine saDah akşam söven bir gazetecinin avukatiığını alması da elbette siyasal eleştiri konusu yapılır. Bu eleştiri gerCi yaptığ» avukatlık nedeniyledir ama eleştirinin gerçek nedeni, bu avukatın avukatlıktan önce, geçmişteki siyasal kişiliği ve bu kişilikle bağdaşmayan görüntüleridır. Avukatlık konusunda şu örnek de ilgi çekicidin 12 Mart günlerinde görev yapan bir askeri yargıçv emeklj olduktan sonra avukatlığa başlamıştır. Yargıcm karara bağladığı bir davada «muhbir tanık» olarak ifade veren bir Hukuk Fakültesl öğrencisinin bir güvenlik biriminde görevli olduğu davada okunan bir belge ile ka* nıtlanmıştır. Askeri yargıç, sonradan Askeri Yargıtayca ağır gerekçelerle bozulan kararında bu hukuk ögrencısintn ifadelerini esas alarak öğretim üyesi otan sanıkları mahkum etmiştir. Aradan zaman geçmiş, bu hukuk fakültes! öğrencisl avukat olmuştur. Yabancı uyruklu teröristlere silah sağlayan bir kaçakcının avukatiığını üstlenen bu eski «muhbir tanık» ile emekli askeri yargıç, aynı kişinin avukatlığında biraraya gelmişlerdir, Burada, güvenlik birimlerinde çalışan bu «muhbir tanık» ile emekli askeri yargıca «nîçln bu kişinin avukatiığını aldınız?» diye soru sorulmaz. Ancak, geçmişteki bu ilişkiler, siyasal eleştiri konusu olabilir. Tabii, bu eski «muhbir tanık», son zamanlarda çok güncel bir siyasal davada siyasal gösteriler yaparken, «niçin böyle davranıyorsun?» diye de sorulmaz. Avukattır, sanıkları, dilediği gibi savunacaktır! Şimdi, tutucu bir gazetenin köşesinde binbir türlü canbazlıkla «müliyetçilik» yaptığını sanan bir hukukçunun 12 Mart öncesi günlerinde kimlerin avukatlıklarını, kimlerle beraber üstlendiğini bir bir yazsak, kimbilir, bu hukukçu yazarın yüreğl, nasıl da yerinden oynardı\ Avukatlık deyince şu konuya da değinmeden geçemeyeceğiz. Tercüman Gazetesi, Topkapı'da Londra asfaltı üzerindedir. Ve gazete ile İlgili basın davalan genelliklo Zeytinburnu Adliyesi'nde görülmektedir. Zeytinburnu Sovcısı, Sayın İsmail Hakkı iplikçioğlu'dur. İplikçioğlu'nun oğlu Mehmet Asım İplikçioğlu da henüz çlçeği burnunda bir avukattır. Bu genç avukatın sık sık Tercüman gazetesine girlp çıktığını öğrendikten sonra konuyu biraz daha yakından araştırdık ve sayın savcmın oğlunun llıcak'larla cok yakm ilişkiler içinde olduğunu saptadık. Şimdi diyoruz, sayın genç avukat, llıcak'lardan birinln avukatiığını alıp, almadığını ya da Tercüman gazetesine niçin sık sık gittiğini bir mektup gönderip, açıklarsa, okurlarımızın bu konudakf merakları da giderilmiş olur. Kendisinden bu konuda bir açıklama bekliyoruz. Sayın avukat İplikçioğlu'nun bu Ilişkileri, babası, savcı sayın İplikçioğlu'na da zarar verebilir. Söz gelişi, Zeytinburnu Savcılığı'nda, Yargıtay'a gönderilmek üzere iken büyük olasılıkla bürokratik nedenlerle 28.1. 1981 tarihinden 16.7.1981 tarihine kadar bekletilen Tercüman gazetesi yazarlarından biri hakkındaki 1979/4 esas sayılı dosyadaki mahkumiyet kararının niçin bu kadar bekletildiği belki gereksiz yere sorulobiür. Genç İplikçioğlu'nun vereceği yanıt, herhalde, konuya ışık tutacaktır. Dedik ya avukatlık güç iştir. Güç Iştir, sorumluluk Isteyen iştir; özveri isteyen Iştir... (Baştarafı 1. sayfada) tsrail yanlısı çıkar çevrelerinin kurdugu kesin hegemonyayı kırmak istiyor, Batı'da yaygın olan «Güvenilmez ' Arap» imgesini değiştirmeye çalışıyordu. SEMPATİ KAZANDI Bu amaçlari gerçakleştirmenin en gerçekci yolunun, Amerikan halkına kitle iletişim araçlarıyla seslenmek ol duğu sonucuna varmıştı. Bu yöntemi hayli başarıyıa kul Jandı. Hırçm Begin'le karşılaştırıldıgında sempati kazandı. İsrail'in eleştirilebileceği bir ortam oluşturdu.. Ancak bu başarı ona başka cephelerde çok pahalıya maloldu. Amerikan tribünlerine oynarken, Arab sahalarmdan uzaklara düşüyordu. O kadar ki, Ürdünlü bir ga zetecinin dediği gibi, «Onun için, Amerikan televizyon muhabirlerinin kendisi hakkında ne düşündüğü, Mısır halkının ne düşündüğünden daha önemli olmuştu..» Arab dünyasmdaki yalnızlığı gittikçe artıyordu. Içerdeki homurtular saklanamaz duruma geliyordu.. ABD İÇİN SEDAT VAZGEÇİLMEZ ADAMD1 Sedat, Amerikalılann bilincinde bir «Barış» adamı olarak simgelenmişti. Bunun da ötesinde, ABD hükümet leri Ortadoğu'daki barış planlarını onun kişisel dostluğu ve karızması üzerine bina etmişlerdi. Onlann gözünde, Sedat, barış sürecinin vazgeçilmez adamî idi, Sedat da bu vazgeçilmez adam rolünü adamakıllı benim semişti. Camp David Antlaşması'ndan bu yana üç yıl geçmesine rağmen barış henüz ufukta bile görünmemişti ama ne çare. Oyuncular üslendikleri rollerden kopanııyorlardı. Sedat'm başlangıçta büyük bir başarıyla oynadığı dra matik rol, şiındi trajik bir yazgıya dönüşmüştü.. «Vazfîeçilmez adam» Enver Sedat'm tarih sahnesinden kanİı bir biçimde almması ABD için siyasal olduğu kadar psikolojik bir boşluk açtı. îran Şahı'naan son ra Sedat'ın sonunun kötü gelmesi Amerikanm bölgedeki dostlan arasında bir güvensizlik bunalımma yol aç maz mıydı?... Amerika ile yakm dost olmanın bu derece rizikolu bir görünüm kazanması Sovyetlerin işine yaramaz mıydı?... < • > AKLA GELEN İLK AD KADDAFt ABD'ye vurulan bu dafbenin hesabı kimden sorulacaktı?... Sedat'ın ölüm haberi dalga dalga yayılırken ak la gelen ilk ad Libya'nın kuvvetli adamı Kaddafi oluyordu. Suikast ile Kaddafi arasında somut bir bağlantı kurulamamıştı ama belirli çevreler işaret parmaklarını Lib ya'ya yöneltmekten geri kalmıyorlardı.. Suikaste kanşmış olsun ya da olmasın, ABD Libya' yı bölgede denge bozucu bir öge olarak görüyordu.. Tıp kı Küba'yı Latin Amerika'da denge bozucu bir öge olarak gördüğü gibi. Çeşitli yorumcular, Mısır'da Hüsnü Mübarek rejimi yerleşir yerleşmez bir LibyaMısır savaşı olasılığmdan sözediyorlardı. «Barış» adamı Enver Sedat'm cenazesinin ardından ufukta savaş bulutları belirmişti. Amerika Mektubu Evren: Devletin (Baştarafı 1. sayfada) maları, ülkemizln «konomlk v e sosyal gerçeklert gözönünde bulundurularak üretimf artırıcı ve sosyal adaletl gerçekleştirlcl bir biçimde sonuçlandırılmalıdır» dedi. yetinilmemesl gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi; «önümüzdekj 19 yıllık dönemde nüfusumuzun yakfaşık Ikl katına yükseleceğl ve Türklye'nin 2000 yılına 75 milyonluk bir ülke olarak gireceği tah min edilmektedir. Bu nüfus ar Tarım sektörünün sorunları tışına ek olarak, halktmızın nm çözümünde Izlenecek tutar gelir düzeyinin de artması, ölı ve etklli uygulamaların. Tür nümüzdeki kısa dönemde takiye'nin kalkınmasıyla çok ya rımsal. üretimtmlzin en az Ikl kından Ilişkill olduğuna dikkakatına çıkartılmasını gerektlti ceken Evren, Atatürk'ün tarecektir. Ayrıca, içinde bulun rımsal üretimin artırılması ve duğumuz ekonomik darboğazkırsal alandakl toplumun yadan kurtulmada da, hem istihşam düzeyinin yükseltilmesi dam hem de ihracat potansliçin çaba gösterdiğinl belirtti. veli nedeni İle tarım kesimine, büyük sorumluluk düşmekteEvren, tarımsal üretlmde bu dir.» gün ulaşılmış olan seviyeyle Tutuklu (Baştarafı 1. sayfada) tamamlanmamış olması» gerek çesi ile yetinilmesi eleştirildi. Bu arada DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk ve 149 arkadaşının «Sıkıyönetim emir lerini dinlememek ve greve ka tılmak» suçlarından yargılanmalarına 2 Numaralı Askeri Mahkemede devam edildi. Duruşmada tanık olarak dinlenen bir işyeri yöneticisi, yar gılanan kişileri tanımadığını be lirtti. 30 nisan günü işyerinde de bazı işçilerin greve katıldık larmı belirten tanık, bu olayı görmediğini, sadece diğer yöneticilerden duyduğunu söyledi. Sanık avukatları aynı konuda daha önce Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesinde açılmış bir dava bulunduğunu, ayrıca da tutuklanmaya esas olan he nüz açılmamış davada aynı eylemin yargılanmasının söz konusu olduğunu vurguladılar. Da vanın reddi ile ilgili istemlerin görüşülmesini istediler. Mahkeme bu istemi bir karara bağlamadan duruşmayı 9 kasıma er teledi. ERDOST DAVASI ANKARA Yayımcı llhan Erdost'un Mamak Askeri Cezaevinde dövülerek öldürülmesiyle ilgili davaya, bugün Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı (1) Numaralı Askeri Mahkemesinde devam edilecek. Geçen duruşmada alman ara karar gereğince, bugünkü duruşmada olay sırasında cezaevinde görevli bulunan yüzbaşı Fuat Vural, gardiyan tsmail Yavaş, er Eyüp Ergun ile, tutuklu bulunan TÖBDER İkinci Başkanı İsmet Yalçınkaya, gene olay sırasında tutuklu bulunan Nezih Artan, tanık olarak dinlenecekler. AVUKAT YARGILANDI • Ankara Barosu avukatlarından Mehdi Bektaş ve Nihat Toktay, dün hakaret savıyla Sı kıyönetim Mahkemesi'nde yar gılaıî&ılar. Toktay, sol görüşlü Er'dal Eren'in savunmasmı yap tığı sırada mahkemeye hakaret ettiği savıyla yargılandığı davada, avukatlık yasasmda avukatlann yargılanmaları konusunda özel hüküm olduğunu, bu hükme göre ağır ceza mahkemelerinde yargılanması gerektiğini belirterek görevsizlik kararı veriîmesini istedi. Mahkeme görevsizlik istemini reddederek bilirkişi incelemesine karar verdi. Sol görüşlü Erdal Eren hakkındaki infaz 13 aralık 1980 günü yerine getirilmişti. 16 YllA HÜKÜM GİYDt Girit'teki sürtüsme (Baştarafı 1. sayfada) üsler hem Yunan ulusal çıkarlarına hem de ittifak çiKarlarına hizmet eden üslerdir.» dedi. Papandreu'nun, Yunan hükümetinin dış politikasını eleştirmesine karşm, Rallis, örnek olarak Türkiye ile ılişkileri gösterdi: «Papandreu 1976'da «Horayı Batırın» diye bir politika ile ortaya çıktı. Biz bu politikayı izlemedik.. Nitekim biz politika mızı çizerken verileri değerlendirip ulusal prestijimizm zedelenmesine fırsat vermeyecek şekilde barış politikasım izlemeyi savaştan kaçınmayı tercih ederiz..» Papandreu'nun, Yunanistanm NATO'nun askeri kanadma dönüşü konusunda geçen cumartesi günü Selanik'te Rallis'e yönelttiği sorulara yanıt olarak da Rallis şunları öne sürdü: «Biz 1974'te NATO'dan ayrümakla* dünya kamuoyunun Kjbns'taki vahim duruma ilgi göstermesini sağlamayı istedik.. Ve bunun sonucu da Türkiye'ye silah ambargosu konul du.. 1980'de ise NATO'ya dönüşümüzde de çıkışımızda da olduğu gibi iyl ettik. Çünkü geriye dönmekle sadece doğu smırlarımızı değil diğer sımrlarımızı da savunmak açısmdan ulusal bir güç elde ettik» Rallis bu arada Papandreu'nun Yunan silahlı kuvvetlerinin NATO dışmda olduğu zamanlarda daha da güçlenmiş ol duğu yolundaki görüşü konusunda da şunları söyledi: «Gerçekten de kuvvetlendi silahlı kuvvetlerimiz, çünkü ittifak bizim NATO'ya döneceğimizi hesap ederek bize gerekli yardımı sağladı hem de Türkiye'ye oranla barış denge sinin sağlanabileceği şekilde, 710 bir oranla..» ÜNIVEİSETE (Baştarafı 1. sayfada) sat eşitliği konusunda olumlu bir adım olduğu belirtüdi. a.a'nın haberine göre orta öğretimdeki başarı oranının üni versiteye giriş sınavına katılmasıyla ilgili karar şöyle: «Son sınıfta okumakta olan veya beklemeli durumda bulunan öğrencilerin son sınıftan bir önceki ve iki önceki yıllardaki yıuk genel başarı ortalamaları ile son sımf ilk yarı yıl notlanndan hesaplanan başarı ortalamasından bir orta (öğretim başarı puaıu hesaplanacak ve bu puan belli bir ağırükla ÜSS ve ÜYS puanla* rına katılacaktır. Okullanndan en çok iki yü Önce mezun olmuş, fakat şim diye kadar hiçbir yüksek o'ğretim kurumuna yerleştirilmemiş adaylarm orta öğretim başarı puanlan ise onlann dip loma notlanndan hesaplanacak, bu puan ÜSS ve ÜYS'ye okumakta olan adaylar gibi katılacaktır. Şimdiye kadar bir yüksek öğ retim kurumuna gerek merkezi gerek ön kayıtla yerleştirilmiş adaylar ile okulunu 3 yü ve da ha önce bitirmiş adaylarm ÜSS ve ÜYS puanlanna ortaöğretim başan puam katümaya caktır.» ÜYS merkezinden yapılan açıklamada yeni uygulama ile Doğu ve Batı bölgeleri arasmdaki eşitsizliğin büyük ölçüde giderileceği kaydedildi. BAKANIN KONUŞML'VSI Öte yandan, Müli Eğitim Bakanlığı'na bağlı yüksek okullar ile bazı üniversite ve Devlet Konservatuvarlarmda 1981 82 öğretim yılına dün törenlerle başlandı. Milli Eğitim Bakanı Hasan Sağlam, Ankara Erkek Teknik Yüksek öğretmen Okulu'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada yüksek öğretim kurumlarmda öğretim üye si dengesini ve kapasite artışını sağlamak için bazı yasal ön lemlere gerek duyulduğunu belirtti. «Mevcut yüksek öğretim kurumlarının kalkmma planları hedefleri doğrultusunda kapasite yaratmaları ve insan gücü ihtiyacı ve lstihdam dengesini sağlayacak bir gelişme göstermeleri için çalışmalar yapılmak tadır» dedi. Yeni öğretim yılma başlayan okullar şunlar: Atatürk, Çukurova ve Ege Üniversiteleri, İstanbul Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu, Ankara İzmir ve İstanbul Dev let Konservatuvarları, îstanbul Türk Musikisi Devlet Konseryatuvarı, Atatürk Yüksek öğretmen Okulu, Kadıköy Yaban cı Diller Yüksek Okulu, İstanbul Teknik Yüksek öğretmen Okulu. KOMTJTANLARIN TOPLANTISI Bu arada Genelkurmay Başkanlığı'nda bugün yeni öğretim yılınm başlaması nedeniyle komutanların katılacağı bir toplantı yapılacağı bildirildi. Kim kimdir? (Baştarafı 1. sayfada) smın Avrupalı ortakların kurallarına göre ayarlanabileceğini kanıtlamayı hedef edindi. 1918 yılında Atina'da doğan Raîlis' in iki kızı var. Yunan Başbakanı Fransızca, Almanca ve İngilizce biliyor. Hukuk eğitimi gören ve 1941 'den beri Atina barosuna kayıtlı olan Rallis, 1950 yılında Halkçı Partiden Atma milletvekili seçilerek siyasal hayata atıldı. 1954'den 1956'ya kadar Devîet Bakanhğı, 1956'dan Iî>:i8'e kadar da Ulaştırma Bakanlığı yaptı. Aynı yıl seçim yasası tasarısına karşı çıktığı için Karamanlis hükümetinden istifa eden Rallis, 1961 seçimlerinde Karamanlis'in Başkanlığın daki ERE Partisi'nden siyasal yasama yeniden katılarak tokrar milletvekili seçildi ve 19611P63 yıllarında Karamanlis hükümetınde bu kez İçişleri Bakanlığı yaptı. Rallia 1974'te kurulan «MMi Biriik» hükümetinde Devlet Ba kanlıŞı görevine getirildi. Yunanistan adına Avrupa Konseyi'nde 1952'den 1953'e'ka dar üyelik yapan Rallis'in bir dizi kitabı da bulunuyor. Bunlar arasmda en tamnrcnsları; «Bir Başbakamn ttirafları», «Demokrasi ve Komüni/m», «Vahşet Tekniği» ve «Yunan Si yasetçileri Gerçegi.» Rallis, îkinci Dünya Savasında işgalci faşist ordulara karşı, gerilla faaliyetlerinde bu îundu. Akbai'a M H P ıddıanamesının (Baştarafı 1. saytada) rütülmesine ilişkin yasal tasar nun açıklığa kavuşturulabilme rufu uyarınca soruşturmaya s| için Iddia makamınca düzel başlanmıştır. Buna göre: Bu tümeye (tavzihe) muhtactır. nasıl bir sürattır ki, MGK ile Ayrıca iddianame, subut delilsavcılık arasında gecenin o leri bakımından huzurumuza saatinde bir saat içinde yazışsunulan bütün vesikalar itibama yapılıyor ve MHP aranmariyle de yoklukla malüldür.» ya başlanıyor. İddianamede, 12 Eylül 1980 a) Milli Güvenlik Konseyi ha günü Türk Silahlı Kuvvetlerirekatla birlikte hukuken hannin yönetim e el koymasından gi saatte teşekkül etmiştir?» sonra MHP Genel Merkez ve b) Arama emri ve kararı kiil, ilçe kuruluşlarında yapılan me, hangi saatte verilmiştir?» aramalardan sonra soruşturma 33 sayfalık düzeltme istemi nin Millj Güvenlik Konseyi ve dilekçesinde, askeri savcımn Ankara Sıkıyönetim Komutaniddianamesinin en büyük özellığının yasal tasaraıfu altında liklerinden birisinin, «fevkalade yapıldığının belirtildiği anımsa muğlak» olduğu ileri sürülerek tılan düzeltme dilekçesinde, şöyle denildi: bu konuda şu görüşlere yer ve rildi: «Okumuş olduğumuz satıria rı anlayamıyoruz. Dönüp tek«İddla makamının yukarıda rar okuyoruz. Fakat genellikle belirttiğimiz beyanına göre, pek çoğunu savunmada kullaMGK'nin emri üzerine aramaya geçilmiştir. Yine iddia manacok kadar benimsediğimiz kamının ifadelerine göre, dudüşünce veya beyanlarla yarum MGK'ya yazı ile bildirilpılması tabii olan davranışlarmiş ve MGK'nin soruşturmala itham edildiğimizl görüyonin Ankara Sıkıyönetim Komu ruz. Sıkıntımız da bundan kay, tanlığı askeri savcılığınca yünaklanmaktadır.» M M • H W^ • I •• • • • Yakup Yılmaz'ı siyasi görüş ayrılığı nedeniyle öldürmeye tam teşebbüs suçundan üç Numaralı Mahkemede yargı lanan Dursun Kayacan 16 yıla hüküm giydi.