17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tatürk'un doğumunun 100'uncu yıiı törenlen yarın boşiıyor. Bilındığı gıbı 1981, bütün uygar ülkelerde «Ataturk Yılı> olarak kobul edıldı. Çunku Ataturk yalnız Türkiye Cum hurıyetı'nın kurucusu değıi, bu Cumhuriyette 6çsız kultur dovrımının gerçekleştırıcısl olan ve bütun ezilmlş ulusların oncü lıderl sayılan evrensef kişıdır. Zaman ılerledıkce onun değert ve buyukluğü hem ulkemizde, hem bütün dunyada daha kopsamiı olarak anlaşılacaktır O'nun 100. yılını AtaturK'çü yonstımın ışboşında bulundugu bır donemde kutluyoruz Gonül ısterdı kı, ulkemız ıc barış ve esenlık ortamında olsun da Ataturk'un 100. yılı O'nun Cok özledıği demokrası refimınde kutlanstn! N« yapalım, olmadı. Eğer Turkıye'de bir ic savaş cıksaydı, ya da gerıcilık egemen olsaydı, bu kutlama hıç olmayacaktı Bır halk deyımıyie «Buno da şükür» dıyelim. ve GÜROŞLERo 4 OCAK 1981 â 100. Yılmda Dilimiz Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU dıflı Arapco teknlk terimler yenne yenlden türettığım Turkçelennı rohotça kullandtm Halkın dıiıne yerleşmış bulunan yabancı tenmlerı Ise olduğu gıbı alıkoydum Yanı bu çevrılerde aşırı değıl. amaca uygun olarak ılımlı davrandım » Bunu boylece not ettikten sonra, dllln bağımsızlığı konusuna gelelım. Prof. Faruk Tımurtaş 30 Aralık 1980 tarıhlı Tercuman'da çıkan «Ataturk ve Turkce'nın Istıklull» başlıklı yazısında şoyle dıyor: Yine Tercuman Gazeteslnîn 19 24 ve 25 Aralık 1980 tarıhlı sayılanndo Doç A B Ercılasun ıTurkluğü bırleştiren kelımeler» başlığı aıtında üç yaz» yayımlayarak, kendıncs, yabancı u/ruklu Turklerle b'zı bırleştiren sozcüklerı sergıledı. Yınelemelerle dolu olan bu sozcukleri sadece baş harflerine göre abece sırasına koyarak ve tekrariarı atarak düzene sokup az sonra sunacağım Ama daha önce yazarın gerekcesmı okuyalım: ••• ••• Atatürk ytlı yaklaşırken, Türk Devrimı'nın Ikl önemll ılkesını, yanl 1) Türklye'nin tam boflımsızlığını, 2) Türk Oılı'nın bağımsızlığını savunmak, nedense, cok ateşlı tartışmaıarın gundemıne getınldı. Büyük Soylev üzerıne yaptıgım bır konuşmada tam 13 kez tbaâımsızlık» sdzcüğunu kullanmısım. Bu bazı kışılerce, şıdaetl« eleşt rıldi. Ustelık «uyduruk» bir Türkce ile konuştuğum yazıldt. Ulke bağımsızhğı konusunu başka blr yo»da ele alacağım Şunu hemen Delırteyırn Kl, ben dılımız yonunde de «boö.ımsızlıkçı»yım, omo «tosfiyecı» değılım; hlçbır zaman da o\madım Turk Medeni ve Borçlar Kanununj 1970 yılında «Yurttaşlar Yasası» olarak Türkçeleşttrlp bastırdığım zaman bu Yasa'nın önsozünd» soyle demıştınr. tHalkın dillne Islemlş olan ttrtmlerl olduflu gibl ohkoydum. Boylece halk orosırtdo yerleşmls bulunan ve yadırganmayan tof. oıle, ceza, dava, devlet, faız. haber, hakaret. hax. hukumet. imza, kabul. karar, kefil, kusur, mahkeme. mal, mıras, nlyet. nüfus, san'at. sanayt. »ınol. senet. ş/kâyet, taksit. taraf, tedbır. temsll, tesllm. ticaret, tıcarı tüccar, vakıf, vasiyetname, vekıl. zarar. zına» gibl blriakım Arapça «özcüğu ve «amortısman, garantı, ıpotek, reıımı gltH Batı dillerınden gelip esklden beri hukuk dllimlze yertesmlş bulunan klml terimieri bu yosalordo alıkoydum» (...) Buna karşılık cHalkın bllmedlğl Arapça terimler verlne klml zamon esklden beri kuflanılagelen Türkçelennl kullantfım; k'ml zaman da Turfcce koklerden turetmış oldugum yeni tertmleri »erieçtirdlm. Örneöm «temerrud» yenne «dıremm», «mütememdı yerine «dırengen» «zılyet» yenne «elmen» dedım. «Muhacır» yenne «gocmen» «muntehıp» yenne «sec men» sozcuklerl dılımıze nasıl yerleşfıyse, t u retme kuralına pek uynasa b le «eımen» 6ozcüğu de öylece yerleşecektır Bu kısa acıklomadan anlaşıldığı gıbı, halkm zatsn anlamo •yobancı bır düın boyunduruğunda oU mak. onun gramer şekıllerını kullanmah manasını ifade eder ( ) Atatürk'ün «Dıli yabancı dulerin boyunduruğundan Hurtarmak' dedıgı budur Arapça ve Farsça'nm çeşith gramer şekıl ve kaidelenni kuU lanmak. dıhmızın boyunduruk aUında bulunması detıehtı. Bu duruma çuurlu oır şekilde 1911'de Omer Seyfeddın. Ah Canıp ve Zıya Gökalp 'Genç Kalemler* dergısmda •Yeni Lisan* akımı ıle karşı çıkmışlardı Bunların tesirl ile 1908'den sonra •Milli EdebıyaU adı de meydana çıkan edebi hareket Arapça ve Farsçanın gramer hakımıyetıni ortadan kaldırmış. dıhmızae karşıhğı olan yabancı kehmelen kuüanılış dışında bırakmıştır. Boylece dılımız ısUklahnı kazanmıştır Ataturk dll davasını bu görüşle ele aîmif, dıl mkılabını bu esasa göre gerçeklefUrmiştır • Ş'mdi Insaflı okuyuculanma soruyorum: Buroda bır celışkı yok mu? Bır yanda Ömer Seyfettln, Alı Canıp ve Zıya Gokalp'm 191Vde «Veni Lısan> (d kkat «dıl» değıl, «lısan») hareKetıyle «dılımız Istıkloiıne kavuşmuşturı dıyen sayın yazar. bu satırın hemen oltındo. ı/şte Ataiürk dıl davasını bu goruşle ele almış dıl ınkılâbını bu esasa göre gercekleştırmiştlr» dıyor Mademkı dinmiz daha 191Vde ıstıklalıne kavuşmuştu, nıçın yırml yıllık bır süre sonra Atatürk «Yurdumu Istiklaline kavuşturmuş o!an Türk milletl dilınl de ya&ancı dlller boyunduruğundan kurtorıp istiklalln» kavuşturacaktır» dıyerek Dıl Devnmının yolunu açmak gereğlnı duymus? Atatürk'ün admı yıllar boyu ağızlar,na almayan kışıierın şmai O'nun Dıl Devrımını saptırmak ıstemelerl yüregımızı yokıyor Cünkü ü/ke bakımmdan da, dıl bakımmdan da fOsmanl'cıı deöıl. fcarsıtlarırf>,z ne söylerlerse söyle«inler bız, «bağımsızlıkeı»yız ve hep öyle oîacağız. 'Uydurmacılığın zararlarından bıri de Türk dunyasındakı dıl bırhğını bozmaktır. Yüzlerce yıldan ben kullandığımız ve dılımıze mal etttğımız kelımeler yalnız Türkıye dekı Turkler tarafından değll, Yunanıstan. Bulganstan, Yugoslavya, Suriye, Jrate, Sran, Afganıstan, Çın, Ttusya ve Romanya'da yasayan mılyonlarca Türk tarafından da kul lanılmakta ve ankışumaktadır. Bunlar Türh lüğü bırleştiren kelimelerdtr. Türkıye'aehi uydurmacıların dılimizden attığı her kelıme Türklügü bırleştiren bır bagı koparmak tadır Sovyetçı komünıstlerın uydurmacılığa taraftar olmalannın asll sebebı de budur. Bız bu sutunlarda muhtelıf Türh ülhelerınde son yıllarda neşredılmış eserlerden dertedlğımız kelımelerı verecek. böylec* uydurmacüıgın sebep olduğu çok acı neticeyl gözönune sereceğız » Yazarın «Muhtelıf Turk ülkelerınde son yıllarda neşredılmış eserler» dedıği kaynaklar şunlardır• Abbas Zamanov, Emel Dostlcn (Baku 1979); • Azerboycan Sovyet Amiklopedlosı Hl (Baku 1979) • Sefer Elekberov, Foiklorda estetık ve ahlâkı fıkırler (Baku 1978), • H N. Altay. Zengın yoksullar. Varlık Dergısl (Tanran 7979), • Muhsln Behçet Şoklr, Irak ta Turkmen edeblyatı örneklerı, (Bagdat 1977), • Uzbek Halk Destanlan, Alpamış (Tcşkent 1969); • H. Hâmldl, Ş Abdulloyevo, Ş. Ibrahlmova^ Edeb/yatşinaslık tsrrri'nlsrl lügatl (Taşkent 1970): • H. Bapayev, Kırgız Kazak, Kırgız Uzbek edeb! boylanışlorı (Prunze 197S,; • V. A. Abdulayev, Uzbek edeblyatı tarihı (Toşkent 1967), 0 Kenesbayev, G Musaboyev, Kazırgı kazok tılı teks ka fonetıka (Almaata 1975) Insan «Turklari bırlsştıren keiımeler» başlığına bakınco ve bu kaynaklan görOncs sanır kl, bunlann ardından atalarımızın kullandıkları öz Turkce sözcukler gelecek Oysa durum bambaşka Bakın. adları bile Ruslaşmış yazarların kuffartdık/arı eOönya Turklerınl bırleştıren s6z *Âhir. Âlı, âlım, an'anevi, ahenkdar, arzu eylemek, âsânlastırmak. asır, böni, bedil, berharar, cereyan, cıhanşümul, cemıyet, Cıheiten. cüz'i. dahıll, daıre, dairevı, delıl, edebl hadıse. ehemmıyet itıbarıyle, ehsenyet, elastıki, esaret, gadr. gaflet, gayret, hakıkat. hakimıyet. harıci, hasretmek, hıs, hususen, hemhkır, hukümranlık, hususıyel, hüvıyet, hulâsa etmek, hususıyle, ıcat, ıdrak, ıhtımal. ımkân, ınıkat, ın'ıkas. ıstısna, utımal. ırtıbat, ınkışaf, üm. ıçtımal, ıfja etmek. ıktısadi, ılmimedeni alakalar, kâmıllık, kayıtsızşartsız, kanaat, kadım. feabıhyet, kalon, kaıde, kesbetmeh. keyfiyet, kıymet. kütlevi, kısmen, lağvedılmek, lâzım, manâ, mahdut makale, manı, matbuat, materıyal, mahsul. mazmun. manzum. malum, malumat, mesafe, mensup. medenıyet, milli. mumtaz, munevver, muhıt, muvafık, muhacır. muvaffak, muvaffakıyet, munarrik, mesafe. müddet, muhafaza. medeni munasebet, müşterek, mahsul mezkur, mustakıl, nısbetinde, nısbeten naklıyat, nesır, nesıl, nazire, nazanye. nümayan, nüsha, raayo, rabıta, saha, sarfetmek. sıma, sanatkâr. sür'atle, secıyye, sentetık, semere, sebep, şahtıyet, gaır, şart, şahsi, şeraıt. şekıl. şöhret, şifahi, fuphesız, şuur. tahsıl, teşkılat, temın etmek. terkıb, tedkık, tefekkür, tahammül etmek, telah. televızyon, tesırlenmek, tenkid etmek, tekıb etmek, tahsıl, tatbık edılmek, tasvir etmek. terakkıyat. tanhiıçtımal sebepler, tekumül, tarz, tahnp, tertıb, tab, umuml, umumen, uzuv. vasıta, vazıfe, vaztyet, vıtamm, yadetmek zarurl zırve» Demsk yukarıkl sözcüklîri öz Türkcelerıyfe değlştınrsek, örneğln «âlım» yerınö «bılgn», tmunevver» yenne «oydın» «muddet» yenne «süre», «şahsıyet» yerine «klşılik» VD dersek; dış Türklsrle bağlantımız kesllecek'. Bızl bu Arapça sozcükler değıl, atalarımızın dllınden geıen veya turetllen öz Türkce sözcukter bağlar. Işte Tercöman Gazetesı'ntn 26 ve 27 arolık 1980 torlhll sayılarında aynntılorıylo yayınlanan SISAV semfner) göruşmelerın9 kotılanların buyuk coğunluğunun düşünce3lnl ycnsıtmak lcın sadece bu ikl örnek yetlşır Eger Atatürk ün doğumunun 100 yılmda kurulması istenen «Oıl Akadsmısltnl böyle kış ler kurocaklar ve bu okademi uzun yıllardan berl sütunlarını Devrim duşmant kalemlere açık tutan Tercümon Gazetesı'mn onculöğünde oluşturulacaksa, şımdıden «Vay o akadem nln halıne1» demskten kendlmi olamom Cunku Ata'u r k Devrımı kendısme te's düşen nice kurum, kurutus vs kışıyı yolunun üzerınden sılıp. cağdaşlık doğrultusundakl ılerlemesml şımdıve dek sürdurduğu aıbl bundan sonra da sürdurecektlr. Bu gıdışl engellemey» gücü yetmer cükler» nelermlş; benlm glbl sabrria okuyun: bazan çarpılıverir, Kişi, kendt» ni bılmeden yanlış düşunmeye başlar Nasıl olur bu? Mantık çarpılması da salgın bır saynlık gıbı insandan ınsana geçer. Sözgehmi birtel çıkar ve der kı. KİTler zarar edlyor. Bu zararlan kapatmak içm devlet banknot matbaasını çalıştırmak zonında kalıyor Devlet baba KIT'lenn açıklannı dengelemek için para bastıkça cnflasyon hızlanıyor. Pekı. ne yapmalı? KrT'leri açıktan fmanse etmek yanlıçtu* Ka mu iktısadı teşebbüsleri zarardan kaçınmalı dur madan zam yapmalı, kâr etmeii.. ki enflasyon dur sun. Yaaa? KÎT dedığımiz nedir? Çeşıt çeşit KIT var... Sozgeümı PTT bır KİTür, Devlet Demiryollan bir KİTtır, TEK (Türkiye Elektrik Kurumu) bir KIT'tır. Tekel bır KÎT'tır .. Uygar bır ülkede posta, telgraf, telefon gıbi hizmetlenn yaygınJaşması ve doğallaşması gerekir. Bu gıbı hızmetlen sosyal devlet yurttaşa çok ucuza sunmak zorundadır Çagdaş yaşamda telefon ya da elektnk, su veya ekmek gıbıdır Neden kar edecekmış PTT yönetımı? Havagazı ışletmesı kâr amacıyla mı kurulur sosyal devlette' Elektrik Kurumu bilançosuna kâr ustune kâr yazsın dıye mı devlet 9 ebyle ışletıhr Bir hastanenın, universıtemn ya da okulun kâr etmesi nasıl duşünülemezse. temel hızmetlen yurttaşa goturen devlet kuruluşlannın kâr amacına bağlanması da yanlışlıktır. Pekı, zararlan nasıl karşılayacagız? Açıklan kapatmak için durmadan banknot mu basalım? Hem KITler zarar ettıkçe ve bu zarar devlet Hazınesınden ödendıkçe işın ucu yine yurttaşa dayanmıyor mu° Evet, işin ucu yine yurttaşa dayanıyor, hem hangı yurttaşa? KİTler zarar ettikçe açıklan kapatmak için îki yol öne süruluyor Ya banknot basacaksın, ya da durmadan zam yapacaksın. Îki yontemde zarann yükü dargelirli yurttaşın sırîına vuruJur Çunkü banknot bastm mı enflasyonu pompalarsın, enflasyon yoksulu daha yoksullaştıran bır vergi gibidir. Zam yaparsan yine bırşey değlşmez, zam hem enflasyonun kendisi demektır, hem de dargehrliden alınan zorunlu vergi nıtehgindedır Temel maddelere ve hızmetlere zam pohtıkası, haiktan alınan dolayu vergılen agırlaştırmak anlanuna gelır. Oyleyse ne yapmalı? Anayasamızda sosyal devlet oldugumuz razıbdır. Böyle bir devlette temel maddeler ve hizmetler dargelirli yurttaşa ya parasız sunulur, ya da çok ucuza... Devlet zaten bunun için vardır. Devletın görevl, kamu hızmetlennı ve temel maddelen yurttaşa ucuza sunarken bundan doğacak masraflan karşılamak İçin varhklı kesıme, zengınlere, çok kazananlara, •ermaye çevrelenne vergi koymak ve almaktır. Çok kazanandan alınan vergılerle temel maddeler ve kamu hızmetlen üreten KITlerin açıklan kapatılır, böyle kurumlann kâr etmemesı bir sonın değıldir. Ancak böyle kurumlann venmlılık ölçülerıne göre sağlıklı çalışma koşullanna kavuşması ayn bir konudur. üstüne zamla KİTler problemin! çözumlemek mantıgı, ekonommın bütün dengelerini ve sosyal adaletin bütün terazılerini altüst edecek sonuolar yaratabilır. ı KtT'Jer ve Zam... CVCT OKTAY AKBAL Hflvın "Atatürk Yıh,, Başlarken BİLİM DÜNYASI Vehbi BELGİL Bir Seminerden îzlenimler [ ktisadl ve Sosyal Araştırmalar Vakfı tarafından 2627 aralık 1980 tarihleri arasında görkemli Tarabya Otelınde görkemll bir dıl semıneri yapıldı Konu başta Turk Dıl Kurumu olmak uzere oz Türkçecılerin dılımizde büyük anarşı yarattıklan savı ıle bunun önune geçecek bır dıl akademısınıa kurulması idı. Seminer dahi görkemli bı r anarşi içinde sürdügü ıçın, çağnsız konuk olarak katıldıgım bu seminer ile ılgılı ızlenımlen yazmak ıstıyorum. Çalışmalar o kadar buyuk bır kanşıklık ıçınde geçtı kı, ıster ıstemez Fuzulı' nın «Öyle sermestem kj ıdrâk etmezem dünya nedır / Ben kimem, sakı olan kimdır, mey ü sahba nedır» dızelerinı anımsadnn • DU.DE ANARŞt Dılımızde anarşi gerçekten vardı ve bu daha Vakf ın adında gorulüyordu «Sıyasi ve Sosyal Araştırmalar Vakfı» adında 3 Arapça (sıyasi ve . vakıf) 1 Fransızca (sosyal). 1 Turkçe (araştırmalar) sözcük vardı. Aynca, «Turk Dılı Semineri» sozunde de 2 Turkçe (Turk dılı), 1 Fransızca (seminer) sözcük vardı. Vakıf kuruculannm kafasında da anarşi olmasaydı ad •Sıyasi v e Ictımaı Tetebbular Vakfı» bıçımınde olurdu Anarşi oz Türkçecıîere vatan hainlen hainler cephesi, tecennun etmışler dıye saldıran konuşmacılann broşur biçımıne sokulmuş bıldınlennde ve konuşmalannda da var dı Bunlardan binsımn konuşmasının ilk bır buçuk paragrafmda 111 sözcük vardı. Bunlann 72 si Turkçe, 33 ü Arapça ve Farsça, 6sı da Fransızca idı. • ÇAĞRIULAR Cagnhlann çogunu emekliler ya da emeklıhğe merdıven dayamışlarla pohtıka bahçemızın solmuş gullen. pohtıka gök'umüzün sonmüş yıldızlan oluşturuyordu Usta yazarlanmızdan kımse ya çağnlmamış ya da gelmemışü. Bu durumda konuşmalar. yıllann yuku altmda omuzlan çokmuş. kamburu çıkmış. pestılleşmış Osmanlı konservelenne v e tabıı Vakfın kuruculanna yapıiıyordu Bunlann çoğu görkemli öğle yemegının verdığı gevşeklıkle. konuşma dınlemeyı degıl «ha fıf kestırme»yı yeğlemışlerdi Bu emeklılık durumu bırçok. lannın o kadar tuhafına gıttı ki dinleyicılerden bı r konuşmaci: «Burada bu konularla dofrudan ılg'.si olanlar neden yok. (herhalde Mılli Egıtım ve Kültür Bakanlannı kasdedıyordu) yoksa onlar da buraya gelmek için emekh olmayı mı beklıyorlar?» de im görecek 21. Yuzyılı? Biz yaştakıler lçln güçsüz bir umut... Hem gorsek de ne çıkar? Gormek, anlamak, bılmek demektlr. Yaşamak, bir takım guzelhklen duymak, tatmak . Yaşhlıtın ta icinde çırpınan kışiler ıster 20, ıster 21. Yuzyılda olsalar da oneml yoktur 2000 yılmda yaşamak demek duygularının coşkunluğunu bılıncı ıle ıçınde bulundu^umuz uygarhk dönemını, kışıligınuzde özumsemektır Bu cia ancak gençlenn, gençlık çağından pek uzaklaşmamış olanların doğal hakkı lş*e alt alta ust uste oynaşan ıkı çocuk. Ovgu Ile Sevı Boyle düşuncelerden çok uzaktalar Hangı yüzyıJda yaşadıklannı akıllanndan bıle geçırmıyorlar Yırmı Bınncı Yuzyılda en guzel çağlannı surdureceklennı düşünmuyorlar Bıri bir buçuk, bıri beş buçuk yaşında. Demek ki 2000 yılında yırnü yaşlann ıcınde olacaklar Olgunluk, yaşlılık çagına gırecekler Tam anlamıyle 21. Yüzyüın insanlan onlar. bugunün çocuklan... K I Zaman nedır kı? Bır aldatmaca .. 18. Yuzyılda yaşamış A Leonard. Thomas adlı bir ozan bakın ne demış «Ey zaman, uçu§unu durdur. saygı goster gençhğıme • Hıç bırşeye saygısı yoktur zamaxun sevgısı de' . Çünkü zaman diye bir şey yok' tnsanlarm bır uydurması' Sanıyeler, dakikalar. saatler. gunler, yıllar, yüzyıllar... Hep, insanlann kendı kendılerıne yakıştırdı^ı kavramlar. Gorunen bir şey var, doğadakı geçıcıhk. doguş. büyüyuş, yıüp gıdiş . Yine aynı Fransız ozanı şöyle seslenmiş yüzyıllara: •Geçıp gitmış yüzyıllar, yeniden doğacak yuzyülar Çagınyorum sizi gelin bir an önce» Içınde kendisinın olmayacagını bıle bıle gelecek yuzyıllan çatırmak Bu da ozanca bir İş1 fîk gunlenndeyiz 198l'm... Geçen yıl. önceki, daha öncekı yıl bu gunlerde yazdıgım yazılan okuyorum 5 ocak gunku •Onümüzdeki Gunlerde» yazısına bır ışçı lidennin yaptıgı bir konuşmadan çu parçayı almışım «Onümüzdeki gunlerde halkımız daha fazla sömüruye ltilecektir. îşsızlık ve pahalıhk artacaktır. Yoklar. kıtlıklar yaygınlaşacaktır. Sömuruculere daha fazla kâr yolunda dıkensiz gul bahçesı yaratılmai istenecektir Yakalanan katılleri hapishanelerde tutamayan, Türkiye'deki süah kaçakçılığını yürutenlenn ustüne gıdemeyen demokratlan, ılencılen. devnmcılerı hapıshaneiere doldurarak ancak ve ancak bir avuç sömürücünün hızmetmde yol alan siyasi iktıdar ateşle oynamaktadır » 1979'un ilk gunünde ise çunlar söylemişım «Yeni yıla korkula kuçkulu duşunceler içınde ilk adımımızı atıyoruz Yine de umut alevini söndurmemek gerekıyor her şeye karşın .. Kıvılcım halıne geise de korumalıyız beslemeliyiz o umudu». 1978 in ilk günü de söyledaklenm şunlar «Türkıye 1978 de gerçek yennı bulmak zorundadır. Banş yaratümalıdır toplurada. Barış ama nasıl bir banş? Yenılgiyi. ezılmeyı benımseyenlerın geridlık akımlan önunde boyun eğenlenn. ya da bunlara göz yumanlaruj, başını başka yöne çevırenlerin banşı degil Türkıye' nin kurucusu Atatürk'ün temel ilkelenne dayanan, Anayasa çızgısmde, cagdaş uygarlık. bılim ve kulturden hız alan bir toplum anlayışının, bır dostluk ve kardeşlık havasımn egemen olacal^ bır barış » Evet. Hamletın dedıgı gibı «Sozcükler, sözcükler sozcükler»!.. Ytllardır sözcültleri yanyana geüriyoruz Ne var ki içı boş kalıplar degildır sözcuk dedıgımız Beş on harfm yanyana gelmesi hıç değıldır Her sozcük nıce savaşımla. acıyla. u^raşla anlam kazanmıştır Barış derken demokrası derken, Kemalızm derken behrli bır kapsamj vardır bu sözcüklenn . Bakıyorum. kimılen sözcükleri keyıflenne uygun bıçımde kullanıyor anlamlandınyor. Sözcüklere dun de. bugün de yann da aynı anlamı. aynı içerıgi veren kışlier, yazar olsun, politikaa olsun öylesine az ki! 1981 "in ilk gunlenndeyiz. Türkiye yeni bir dönemin içinde Eylül ayından bu yana Kanlı bır çıkmaz bıtti. Bu bir başandır. Şımdı bır kez daha gerçek demokrasiyi kurmak savaşi veriyoruz 1981' in Türkıye'miz içm. demokrasimız için yararh olmas« dılegiyle .. tnekten kendini alamadı Evet, bu Osmanlı pestıllerine seminer yapmanın yaran neredeydi? Bunlardan Dışişlerinde sakal ağartmış biruıe: «Anılannızı yazıyor musunuz?» diye sordum: «Affedersiniz, anı haürat demek mi?» karşılıgını verdi. Yazmıyormuş. yazmayacakmış Oysa Menderes dönemi Dışışlenmızın ana dıreğrı ıdj bu kışı • ÇARESİZLİK O kafadakı herkes şu noktalarda birleşıyordu Dılde ateş bacayı, bacayı degıl yapıyı sarmıştı Proflar «imkan», «muhtemel» dedıklennde ögrencıler «Ne demek hocam» dıye şahlanıyorlardı. Öz Turkçe kullanmayan ogrencılen hocalar cezalandmyorlardı Tercüman'ın yazarlan öz Turkçe yazdıklan zaman cezalandınldıklan halde tınmıyorlardı. TRT'de yasak öz Turkçe sozcükler için lıste yapılmıştı Fakat uygulatmak çok güç oluyordu. TV reklamlan şırketlerden. bankalardan öz Turkçe gelıyordu. Kasaroğlu ne yapsındı? Kasaroğlu sınava hazırîama programlanndan kendi de bir çey anlamıyordu. Fakat programlan kaldıramıyordu, çünkü öfretmenler öyle konuşuyor, ogrencıîer öyle anlıyor, okul kltaplan öyle yazıyordu. Doktora kurullarında bır profesor «ihtılaflı kaza»dan. öbür profesör «çekışmeh yargıdan» söz edıyordu Yargıtay üyeleri de bırbırlerine girmışlerdı. «Mütemadı suç»'a bir kısmı «keslnUsiz suç» der ken bir kısmı «sureklj suç* diyordu. Cenel kurul ise, yaaalarda olmayan sözcüklerle yazılmış kararlan bozuyordu. Salgın, vatafçı profesörleH de sarmıştı Onlar da ögrenciler anlasın diye «uydurukça» konuşuyorlardı Hatta hatta, mıkrop, konuşmacılan da sarmıştı Bunlann «tebllğ.lerindeki sözcüklenn hemen hemen dörtte üçü öz Turkçe idı. 6070 yaşmdakıler konuşurlarken «sakmca», «aşama», «aşın» diyorlar «mahzur», «merhale», •mufrit» demiyorlardı. • B.4BİL KULESt Onlara göre, Turkiye bir Bâbıl kulesıne dönmuştü Bunun tek yolu. devlet gücü altında bır akademı kurmak, bunun kararlannı metazon uygulatmak olmalıydı Dıl Kurumu öncelen devlet gucunü arkasına almıştı Akadem! de öyle yapmalıydı. Bu d a yetmezdı. öz Türkçecilenn butun olanaklan ellerinden alınmalıydı Fakat, bunlar bır yandan söylenırken, bır yandan da, dılde zorlamazun sonuç vermeyeceği rahatça söylenıyordu. İkı istek arasında çelışkı olduğu kimsenın aklına gelmiyordu Aka demı kararlan, herhalde, ban kalarda olduğu gıbi, her yazarın başına bir sungülü dık mekle uyguJatılacaktı Bununla bırlıkte, Akademlnın ışe yarayacagından kuşku duyanlar da vardı 60 Ana yasasında özerk ünıversıte, özerk TRT, Anayasa Mahke mesi gibi kuruluşlar !şlememlşti. Akademı için de durum böyle olursa ne olacaktı? Sonra, akademl neye göre sözcuk seçecekti? Ziya Gökalp İstanbul Turkçeslni, İstanbul hanımlanmn Türkçesıni önermişti. Birisi de kalktı, İstanbul Türkçesi diye bir şeyın kalıp kalmadıgını sordu İstanbul 'un dörtte ucü koylü idı Gecekondular, Fıkret ın «Sıs»ındekı «dudu muannit» gibi Istanbul'un «âfakmı» sarmıştı • ZORAKİ KÖTÜLENfE Bir konuşmacıya göre a n dil, eski kultürümüzle baglanmızı koparmıştı 364 yıl öncekı Şekspır'm (1564 1616) oyunlannı bugün her Ingılız anlıyordu Bunlann pek az sözcugu değışmıştı Gençlenmız ıse aşagı yukan aynı dönemde yaşamış Baki'nın «Ey pay bendı dâmgehi kaydJ nâmu neng / Tâ key hevâyı meşgaleı dehrj bıdireng», dızeierıni anlayamıyorlardı. Ancak bunun kabahatınin ögrencılerde mi yoksa Bakı'ye o dızeleri yazdıran ve hortlamış bulunan Osmanlı kafasında mı idı' Orasını kımse araştırmıyordu Oysa Şekspır gıbı 364 yıl önceid bır yazar değıl 700 yıl öncekı Yunus Emre, halkımızın ezbennde idı Şekspır de zamanının halk dılıyle yazdıgı ıçın yaşıyordu. Akılcı yollarla kötüleneme. yen öz Turkçecıhk «Bır berber, bır berbere, bre berber, gel beraber gezelim» yahut «Kırk kup kırkmın da kulpu kınk küp» turünden tekerlemelerle alaya alınıyordu Olmak, olay oluşmak, olumlu, olumsuz, olgu olanak ... sözCüklerınden tekerlemeler yaparak Yıldız Kenter Şukran Gungor çıftı de kendi uydurduklannı söyledıkleri bir oyun konuşması ıle «hâzirunu» kınp geçırdıler, uykuda bır hayh yol almışlan da •Ha ne oluyor9» dıye uyandırdılar DJ demek mıllet demek oldugu savından yola çıkan bır kısımlan da dıli yok etmeye çalışanlann mılletimızi yok etmeye çalışan hamler o!dufunu ıleri surüyorlardı Bundan ötesi askerlere düşüyordu Bu hainlen iyi tanımah idı • DERT ÇOK, HEMDERT YOK Işın tuhafı. semınercilerin yapayalnız kalmış olmalan idı Kasaroğlu bu gerçegi şöyle dıle getırdi. «Dıl meselesı bır ustün otorite tarafından e!e aiınmalıdır Bana göre, mıllıyetcı grubun en büyuk kabahati sıkıştıgı zaman bırakıp kaçmaktır.» BULMACA bOLDAN SAOA: 1 Dogu Anadolu Uçeierlbaj sımge^i Açu£fi>, go^tera gobteıe, auiura duyura 3 Clgimıenn uzer.arıaa uygulauao kuvvet Yer yuvarlagmın ujdunı. 4 Vöaeucüii. S E&kj Ujsır t^orU&riDdaa ~ V&tan* üan uzaKta o^ma 6 Kapıyı a<;.iınaj acai bıçlme geoı arUamında emlr 7 ÇoJüugun Jçjuden gereki) olaalan bir başkuiDa seçtlr an.amınria emır. S Irt tanelerı kuçükiennden kaılaaılan oesne 9 goreoek Tensi eski YLKAKIDVN AŞAĞIYA: 1 Herbangl bir harekettn yapıünasım önleme ya da Wr sureden önee gerçekleştlnlıresi&1 engelleme 2 Koprüsüyle üıuü bir yerleşim merkezl Tersl soyle &nlamiBâa emiı. 3 Tersi dumaa lekesl Kalın ve korunaiJlı duıarlarla çer rtll yer 4 Nesllden nesü« geçnae özelii?t gösteren durum. S Hareketlililc, çabukhı» « Yabancı ülkenln bsskentlrKie o fllkeyi temsil eden merkeı 7 Ile Apartmanı meydana g» 1 23456789 Kffli tıren bOlümier 8 Yivnıra olan Müııste bir not». S baştauua görmeye glden. OUNKO BULMACANDİ ÇÜZUMl) SOLD.VN SAĞA: 1 Kambiyo 3 ADgol» O* 3 Ma taHtİ 4 Iratlhaa 6 K, Çimon • nyoB 7 xA UzoT 8 EH1» laM 9 Asi E ı n t . YUK*R1DAN AŞAĞITA: 1 Kamikaze 2 Anemj ASa 3 Mç ts 4 Botlçelli 5 hahiyat 6 Tün»mos 7 Inebolu 8 Ot l a n J Aklt Mi. ETİBANK İSTANBUL ALIMSATIM MÜDÜRLÜĞÜ 1 Murgul Bakır tşletmemiz lhtiyacı lcin 6000 m t ÇELIK TEL HALAT alınacaktır. 2 Bu ışle ılgılı şartname Etıbank Ist Alım Satım Müdürluğü nden (Meşrutiyet CacL No: 241 Tepebaşı Ist TEL 43 2140) temin edilir. 3 Son teklıf verme günu 30.11981 tanhi, saafc 17 00'ye kadardır 4 Bankamız 2490 sayılı kanuna tabi değildir. (Basin; 26186 7393) Cumhuriyet Sohtbl: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecil k T.AŞ adıno NADIR NADİ Genel Yoyın Müdüru OKTAY KURT8ÖKE Muessese Muduriı EM.NE UŞAKUGİL Yazı İçleri Müduru TURHAN ILGAZ Bosan ve Yay<ın: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecllık T A Ş Cağaloâju Turkocağı Cad No 3941 Posta Kutusu 246 'STANBUL Tei : 20 97 03 BUROLAR • AMKARA: Konur Sokak 24/4 YENİSEHİR Tel 17 58 25 17 58 66 18 33 35 • İZMİR: Halıt Zıya Bulvcrı No 65 Kat 3 Tel: 25 47 09 13 12 30 • ADANA: Atoturk Caddesl, TürV Havo Kurumu Is Hanı Kat 2 No. 13 Tel 14 550 19 731 T A K V İ M 4 OCAK 1981 Imsak Guneş Ögla Ik/nd} Aksam YatM 6 40 8 24 1319 1540 17 54 19.31 (Basın: 26186) 77 ı a 3 4 ETtBANK İSTANBUL ALIM SATTM MUDURLUGU Şark kromîan Işletmemız ıhtıyacı lçuı 10 000 m t ÇELIK TEL HALAT alınacaktır. Bu işle ılgıli şartname Etıbank Alım Satım Müdurluğu nden (Meşrutıyet Cad. No: 241 Tepebaşj IST TEL 43 2140J temın edılır. Son tekhf verme günü 20.1.1981 saat 17'ye kadardır. Bankamız 2490 sayılı kanuna tabı değıldır. (Basın. 26185) 78 İLÂN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle