Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
(T) Cumhuriyel İR kaktüa türtj üzerlne llk slstemll araştnmayı 1886 yılında Ludvvig Lewln yoyınlomıştı. Daha sonra Alman blüm adomımn adını alan Anhoionıum Lewinil. bılım olanın4o yepyenl blr Duluştu. Oyso aynı bitki Meksıka ve Guneybatı Amerıko yerlilerlnin ve ilkel dınterln cok eskılerden beri tanıdıkları blr aasttu: bir dosttan da oteydi. Yeni Dünyoyo ayak bcean ilk İspanyol gezginlerınden birinin sözlerine göre, Kızılderilıler bir bitkmin Peyot adını verdıklerı kokünu yıyorlar ve kutsal bır varlıkmışça•ına ona toptyorlordı.j ve GORDŞLER 23 OCAK 1981 B Bitkiler Melih Cevdet ANDAY lertn yoğuntaşması, he'şeye karşı llgislzllk, norrnal dedığımız durumda olağan bulduğumuz şeylerın ve e/!emierın olağanustuluğu gıbi belırtıierle kandini göstermektedir. Ayrıca uzam zarrian ulamları (kategorı) dg ortadan kalkmaktadır. Bu kltabı okuduktan sonra, b r gün yolda karşılaştığım ve kendısine peyot konusunu octığım sayın Sevgı Sanlı, cok önem verdığl bır kıtabın sözunu ettı bcna; ıThe Teachings ot Don Juanı odındakf bu kıtap. Amerıkalı bllgın Carlos Castaneda'nın, Californıa Oniversıtesınde antropoloji öğrencisl iken (1960), ılâç yapılan bitkiler iıstüne Güney Batı Amerıka yerlıieri arasındaki oraştırmolanndan kaynaklanan, heyecan verici, uç ciltlik bilimsel bir yapıttı. Sayın Sevgi Sanlı. Carlos Castaneda'nın kitobını zahmet edıp bızim gazeteye gönderai ertesi günü. ben de merakla okumaya koyuldum hemen. Don Juan, Carlos Castaneda'ya, bitkiler konusunda uzman dıyo tanıtııan bir kızılderili. Tıpkı Aldos Hurley'ln peyot Iğnesl (meskalln) ylylp daneylere bedenl İla kotılmosı gibl. Carlos Castaneda da, yeril uzman Don Juan'ın verdiğı bılgıierle yetinmeyip, sanrısal (hallusinojenrk) bitkılerin etkısınl kendınde dener. Bunlar peyot. humıto, totula Qıbı bıtkilerdlr. Fakat buradakl durum, Aldous Huxley* n dostu hekımin lâborotuvorındakl durumdan cok degışıktir. Çünkü kızılderilıler arosında bu otlar, sağlığa yarorlı. hastalıkiarı lyı eden ı'aclar vapımı ıcin kullanılmaktan çok baska ve cok daha ustün güclen ıceren bırer dost ve hatta tanrı durumundadırlar. Araştırıcı Castaneda'nın ılgınc davranışı ise, bu üstün guctekl btkilerin inanılmaz etkılerine kendlnl acarak, blldlğlmlz garcekllğln dı«ındakl başka blr gerçekllğl fnonordlnory nality) yaşamasıdır. Böyla blr daneyin kııılderıll olmoyan, Osteük aydmtar sınrfmdan b!r! ?ç!n hlc de kolay olmayacağını soylemege gerek var mı? Gercekten de, kızılderili ile araştırmacı arasında dostluk kurulması uzun zaman alır va Don Juan oğretmeğe hic de hevesl) deflildir, Cortos Costonedo'nın inonmasını ve klmı gercekleri kendı kendıne bulmasını bekler. Uygarlar crasmda bır kimyasal madde olan «meska!m», iikel toplumun inanışında «mesKalito» adlı bır tanrıdır artık; onunla konuşulur, ondan aSınan guc donenobllir ve o size türlü kıliK ve biçımde kendını gösterır. Castaneda'ya kara bir kopek olarak gorurımuştu. Carlos Castanedo'nın vapıtının bu blrfnel clldl 1968 yılında, <A separote reality» adlı ikirtcl cildi 1971 yılında, «Jonrnay to lxtlan» od!ı üçüncü cıldı İse 1972 yılında basılmış. Demek araştırmo oşağı yukarı on yıl sürüyor. Bu sura içinde genç bır bılgin, buyücü dünycsının kend.ne ozgu gercekliğıne sızmoğa çalışıyor. Bunun uyandıracağı tepkileri tasarlamak hic de guc olmasa gerektır. Tıme dergısi 1973 martrndakl blr sayıaındo konuyo böyük yer verdl. Üo dldin da beatseller olması, gercl Carlos Costaneda'yı zengin etmlştir. oma dedikodu da o olcude büyuk olmuştur. önce şunu belirtmek gerekecek kl, bu kıtaplan bir cek ntl reklâmı •aymak ve başansırtı ona bajjlomot' yonlış olur. Ancak kuşkulor Inanılmaz boyutlara erişt»: oyi« kl. olayın dogru'ugu ve ksılerln gercekiigi bıl« tartışmo konusu edlldı. Fakat Carlos Castaneda, yalnızca Don Juon'ın soylediklerınl değıl, onun öncülüğunde vardıgı aydınlanma döneminl de acıklamagı surdurdu. Bilgelığe erdikten sonra. artık ceşıtii bltki köklerinin büyulü gücune gerekseme duymadan da. bu harkese ocık olmayan gercakligl görablllyordu. Yeter kl, sodece gözlerl lıa gorup aklı ila kovromakla kolmasm. bütün vücudunu Aldous HiKlay'ın. «Sezgi Kopılon» odı ile InÖ Ercetin'ce Türkceye cevrılan köcük kltcbı b ö y le boşlıyordu ve tiaha iik tümcesi iie benı kendıne cekmişti. Bıtkılenn gızını oldum olası meraK atmişimdir. Burada ıse konu, cok doha ılgıno boyutla'a ulaşıyordu. Bılineni özetlıyeyım: Bılginler. peyo! kokunden, «meskalm» adını verdıkleti bir kımyasal maddeyl oyırmoyı batardıktan 8onra ortaya şaşırtıcı bir durum cıkıyor; çavdar mahmuzundan efde edllen ve cok güctu bir sann vericl olan liserjık asitin (LSD) bıyoklmyasol yapi bokımından meskalin ila yöndea olduğu ortaya cıkıyor. Meskalin üzerina deneyler başlıyor. Onlö ingilız romancı Aldous Huxley oe, kobay olmayı istiyor bu deneylerde ve eşlni yanıno alıp oraştıncı hekimın laboratuvarına gidıyor. tMeskalıni yuttuktan yarım saat sonra, altın sarısi ışınlann yavaş yavaş dans ettığini sezdlm» dlye onlotmoya başlıyor boşından cecenlerl,. Ona (jöre zororsız ya da az zorarlı bir maddedlr m » kalın. billncl değsînr ve bılmeil kl, her blrlmız cok ufak bir ölcüsü bllıncimlzde gen;ş capta değişimler doğııron kimyasal blr maddeyi vücudumuzda üretebiüyoruz. Bu değişimlerin blrtakımı şizofreni olaylannda da görülebilir. Yoksa zlhlnsel bozukluğun nedeni kımyosal bozukluk mu? Elbet ortaya daha baska sorular da cıkıyor: Beyin nedır? Büinç nedir? Bir del! ile ak!ı basınc'a dediğımiz odom arasindakl ayırt rterden kaynak'anıyor? Dâhi ne demek? Aldous Huxley, normal biüncimizin indirgenmlş bir bllinc olduğu kanı$ındadır. Başko blr deyişle bellefc ve algılamo yeteneklerimlz bizi Özgür Zihinpin cok açagısmda tutmoktadır. Meskatm alındıkton sonrokl değışlmler ise, görsel Izlenlm. bır algıtayıcı olarok kullanabilsinl örneflln. nerede bulunursanız bulunun. tlz* uygun, an rahat edecağiniz, böyleca de algılarmızı en Ost duzeye çıkarabıleceğınız beliı bır noktu vardır. bunu ancak deneyerek bulabilırsinız. Nıtekım Carlos Castaneda, Don Juan'ın evinde gecırdıöı llk gece, kendı yerinı bulabılmek ıçın sabahu kadar yerlerde surunduğunu anlatıyor. AncoK. bitkılerin olağanustu gucunden yararlonabllmen Içın, bir oğretmenin (mürsıdın) aracıhğı ne. size dostluk gosterecsk otu bulmanız gereklıdır Bu ıse, her şeyden önce, ınanmakla gerçekleşebılır. Bir yabancı icln çok güc, nerdeyse olünaksız bir ış bu. Bunun icm değıl midır, Tıme dergısındskı yazıda, Carlos Castaneda'nın Don Juan'ı bulmasının, Dante'nın Beatrlce'l bulmasıno benzetıimesı! Anadolu inanclcrındaki «sayh» In yerinl ansıyalım. Fılım önerılerını geri ceviren Carlos Castaneda, «Don Juan'ın yerınde Anthon/ uumn'ı gormek istemem» demış, Buraya kadar yazdıkıonndan. maekolin yclu ile edınılen olağanustu gücün ve olgılanan Olağandışı dunyanın bılımle çatışık durumda olması. elbette birtakım sorulara kapı açacaktır. Bilim oncesı donemın ınsanlarında böyla blr catışıkhk soz konusu olamazdı; cunkü o dönem evrenıne bılınemez guçlerm egemen olduğuna inanılırdı. Bundan oturu de ınsanoğlu korkular ıçınde yaşıyordu. Bugun şızofrenlenn ıce kapanık yaşamı, koruyucu bılinçten yoksun düşmeterı ile ocıfclanmaktadır. Ancak meskalin uyusturucu v» keyıf vencı değildir; deneylerin göstardıgino göre. bu kimyasal madde. deyim yerindo ise, bılinci aralamaktadır. Burada önemII olan şudur: Peyotıst dalga geçmıyor. ylne dunyoda bulunan bir madde aracılığı İla dünyaya başka bır mantıkla bakmağa baçlıyor. Korkutucu bır şeydlr bu. bılıncımız bızi ondan korumoktadır. Bu olay, klml eskı sorunları venlden güncel kılıyor; sözgellşı, özdeş bır beyln taşımalorına karşın, delller, dâhıier ve normal dedlklanmız arasmdakı ayırtlar hongi nedenlerden kaynaklanmaktadır? Dıl ve alısılan davrcnnlar, Insanların gercekten anlaşmalarını soğlamoyo yetlyor mu? Yoksa, kıml düsünürlerin llerl sürdükla r< gıbi her Insan bir ada mıdır? Yüce uygarlığımızın. bitkiler karsısında sas> kına döneceğinı dusünmek benl gOldurOyor. Ekmek Kırıntılan... iyojen bır fıçıda yasamayı yeğleyen eski zaman bilgesıdır. Ülicenin egemenı bır gun tepesine dikılip sonnuş: Dıle benden ne dilersen? Diyojen: Gölge etme başka ihsan istemem. Bu öyküyu herkes bilir. Ama olayın biHnmeyen blr yanı var. Met«orolo)i raporlanna gore o gunku hava şöyleynüş: Soğuk, rüzgarsız, kapah... Yanı guneşsız. • Detnokrata sonnuslar: Demokrasirun aoahtan n«dirT Demokrat Demokrasinin anfl.htAn yoktur; çunkü özgurlüSto butün kapılan açık olduju zaznan demokrasi vardır. • Plcasso dlyor kl: Kimi ressam güneşi san bir lekeye dönüştürür; kimi ressam san bır lekeyl günese donüştürar. Peki, san bir lekeyi san leke dlye kullanan ressam yok mu? • Her işte bir hayır vardır. Uça.£ı mı kaçırdm? Belkl uçak düşüp parçalanacaktı. Cuzdanını mı yitirdin? Belki bir yoksuJ bulmuştur. Aç mı kaldın? Miden dinlenır. 7 Ishal mi oldun Barsaklann temizlenir. Bır kolun kınhrsa? öteklnl kullanmasını ö^renirslu. TepesJ ÜBtü düşersen? Kafana bak kınlmış mı? Eker kınimamıssa. ka»dinl kutla ne kalın kafarn •armı; dlye... • AeUat musveddelerinl temiz« havale ©demiyen toplumun slyasaJ reiimi e!bet kirienir. • At doğıırmak istayen eşek, dofîursa dogursa. k«r tır doğurabilir. * •Boş olmasa bu kadar ses çıkarmaz» dlye davulu küçümseyenin kafasma ıkl tokmak vurun... öylesine bağıracaitır kl davulun sesi yanında hlç kalacaktır. • Atesböcegine sormuşlar Gündüzlen neden ış\k vermlyorsun? Dıle gelmış Onu bana degil. srüneşe sorua. • Ekonomı batağında yaşıyoruz. Borcumuı çok. Dengemlz bozuk. Üretimimiı kıt Nasıl bu duruma geldlk? Birisi özetledi: Yanm yüzyıhk tarihimizde Kuvayı Milliyecller Kuvayı Maliyecıler karşısmda tuaa geldıler. • Taan bozuk duzcmde herkeaio muradmi: &ma, bazı uişilerin de iradını verir. • Adam sabırsızdı. flklrlerlni hemen yaşama geçlrmek isterdı. Dediler ki: .İyi yemek y*vaş ateşte pisirilir. D Vünus Nadi Armağanı 19SO1981 YAZI SIRA : 4 İÇÎMİZDEN BİRİ Kemal ÇINAR O ğleyln çuc&Trm evden. Yol tozar. Sıcak bastınr. C a ünımdan bezerim. Süklüm püklvim girerim kahveye. Bızıra arkadaş da boşrur. Açanz tnasadskl tavlayı. At babam at. Arkadaşm karnı acıkır. Eve glder. Garson etrafı tozutarak süpurur. Patron bakar. Gözgöze gellria. Acır gıbi bir hali vardır adamın. Onuruma dokunur. Dış*n çıkanm. Kırlara açılınm. Tepeler laci\ertleşlr. K*r?al»r havalaıur oevte agao> lanndan. Irgatlar evlonne dönar. Yerler mühürlenlr. Çocuklar gdrünmez olur. Keltape doğum sannsı eeJmıeye başlar. Bir ay doğar. Koskocaınan, yusyuvarlaJs. Koşsaa kenanndan tutabilirsin. înce, narin alcşaın bsslar. Kasabajra dönerlm. Minarenln kandillert yanar. Ktav bllir ne gecesidlr? tnsanlar geçer gözlerünin onünden. Hepslni Unırıra. Onlar da benl tanırlar. Ne selam veren vardır. ne selanıımı alan. Plr gölge giW aolasınuı ürkek, korkak. Katibin rneybana açık olmalı. Barakadan ışık aUzttlür. Cebimde bır onlugu ror bulurmn. Delanm berakaya. Peykelere, merdiven basamaklanna tunemlş sarnoşlar. Katıp tezgahın ba$ında. Şarap klıpvlne yaslanmış. Uzıuı çanj agızlıgı agzujda. Bıyıklannın ucu havada. Kocaman bir levha vardır başınm üstünde. (Şaşanm meyhanecinın akluıa. Sattıgı şaraptan alâ mıdır para?) Katip psilsoloji bıliyor olmalı. Kiloluk bir şışa doldunıp ltor önume. Bardağımı doldururum. Bır sinek geUr düser. Vınlusını duyanm. Kibrtt çöpuyle çıkannm. Ialalc yürtlr masada, Kanatlannı titretir. Uçar gider. Bedavadan sarboş olmalı dıye düşünürüm. Meyhanede herkes birbirtrü tanır. Ama Idmse klmseyle konu^raas. Konuşamaz. Töre btfyle. Fırtınadan öncesi sesstz, durgun bir hava. Kiziroğlu Deresinden Ikl köyltl saraplannı ıçerler. Pala bıyıklannı ellerinin tersiyle silerler. Sonra eessij sedasız çekip glderler. Arada bir yaban düşmüşse, meraklananlar katlba bakarlar. Vabanuı, neym nesi olduğunu Kstıp, karsı, gosü, bıyıklanyla sesslzoa anlatır. Yenıden denn bir sessızlik baslar. Şarabıra biter. Dışanda bekçı dUdliklari yarücılanır. «İyi adamın gltme zamanı gelmistir.ı San bir ay dökülUr kaldınmlara. Bir satnftn Itoltusu gellr burnuma. Serln sonbahar gecesi. Buyülc sehirler galir geçer gözlertmin önünden. Kahrolurum. Çarşıyı geçertm. Evta yoluna düşerim. Uaktan bek« çi gbrur benl. Tanır. Kasılıp bakar. Düdügüne asılır. Dudükteki tnce uyanyı ben anlarun. Farlannı görüme dikmiş blr kamyon gallr karîidan, Na yapacağıru büınm. Kenara, duvarın dibine çelcllirim. Yins fcl rayı geçer yanımdan. Çarpamadıgı İÇto çok U» gundür. Odaroa girertm. Larobsyı ıalcanm. Bir yer ymtajı. Yatagın eırsiı kıtap dolu. Açanm yan kalmıs birini. üraklardan baykuş çığhklan duyanm, Sonra kus o vıltüan. Bellı ki şafafc atıyor. TTvkuya daldıgım anı bilemem. ıyası ve Sosyal Araştırmolar Vakfı» (SİSAV) ad lı bır kurulus, bıllndıği gibı, gectığımız gunlerde bır Turk dıli semmerı düzenledi. Aylardan beri sutunlarındo «Ya şayan Turkçemız» başlığıyla dl lımızln ozlesmeslne karşı süreklı olank yazılar yayımlayan bır istanbui gazetasi de. soz konusu seminarln yalnız propaganclosını yapmakla kalmadı yazarları, yandasiarı, tur lü olcnaklanyla bu konuda başı cekerek blr bakıma toplantının sözculüğünü yaptı Öteden beri bu yolda yayınlar yapmakla ünlu bu gazete, SİSAV seml nerıne de sayfalarında olağanüstu bır yer verdı; toplantıda yapılan konuşmalardan ozetler yayımladı. Bununla da yetlnmedi, semınerin üzennden günler gectıkten sonra ayrıca, bıldırl metınlermı yayımlamağa başladı. Anlaşılan SlSAV'cıtarla yandasiarı boylece konuyu unutturmamak. tartışmaların sıcaklığını olanca guciertyls ko rumak istiyorlardı. S Dil Devrimini Yadsıyanlar ATATÜBK'ÜN BAŞLATHĞI DİL DEVRİMt, ONA KARŞI ÇIKANLARIN KALEMLERİNDE BİLE AMACI DOĞRULTUSUNDA İLERLEMEKTİR. BU GÜR AKIŞ, ÖNÜNE Ç1KANLARI DA SÜRÜKLÜYOR... Mehmet DELİGÖNÜL yeglemls görunOyor. Bız bu du rumu yadırgamcdık. Çünku dllimizin özlesmesıne karşı olanların, coğunlukla ortak tutumudur bu. Ancak, bir boska konuşmacı. Prof. Dr. Erol Oüngör, konuya IMskln görüşlerinl acık ocık söylemektsn ceklnmemls. Prof. Güngör. »öyle bir savla cıkıyor ortaya: «Nelerin Atatürk Devrimi olduğu Anayasa'da acıkca bellrtllmıstir. Bunların arasında Dıl Devrimi yoktur. Boy lece tasfıvecılerın kullandıkları kutsal zırh, asltnda mevcut değildir.* Gftrulüyor ki Bay Gungör, Anayata'da beiirlenen dev rimler arasında Dil Devrimi'nın adının gscmedığl gerekcesıne sığınarak. Atatürk Devrımlerı orasında Dil Dovrimi'nin bulunmadığı savını lleri surüyor. Burada «kutsal zırhı sözlerimn yalnız altmı clzmekla yetınıp bunun rteyi omacladıgını okurlarımızın sağduyusuna bırakarak konuyo donelım Sanırız, Anayasa'da belırtıld^gı söylenen Ataturk Dsvrımleriyle, bu yosonın 153 maddasmde ver olon öğretlm Blrllfll Yasası, Tekke ve Zavlyelerla Türbelerm Kapa tılmasına, Turk Harflerinin Kabulune illşkln yaealar gibi devrlm yasaları amaçlanmaktodır. Söz konusu madde. devrım yasalarının •Anayasa'ya aykırı ol dugu blcimde yonjmlanamayacoğını» Anayasal guvenceye bağlamak omacıylo konmuştur Anoyasa'ya. Oysa Dıl Devrimi yasayla gercakleşsbılecek bır devrım değildir kı yasası olsun, dolayısıyla bunlar arosında ona do yer verilsın. Prof. Görıgftr terslnl de sovunso, Atatürk, dll ozleşmesinın, Türkoenln cağımız gereksmm9lerlnl karşılayacak doğrultuda gelişmesınin bır yasa konusu olamavacağını cok lyl bılmektevdı. Bunun, örneğin Harf Dsvrımi gıbi, bır yasaya bağlanamayocağını blldlği Icin de. Dll Devrlml'nm gerceklesmeslne lllskin yasa cıkarmak verıne. Törk D I Kurumu'nu kurmuş, Türkcenln örleaİD nel'sm^sl ödevlnl bu kurulusa vermışt/r. 1 Bu konuda tanhse gercekle n carpıtarak ters yönde blr so nuca varmak olanaksızdır. «Ülkesınl, yüksek istiklolini korumasını bilen Türk mılletl dilinl de voboneı «Jiler boyunduruâun dan kurtarmalıdır» dıyen Dil Devrimı'nin zorunluluğunu II» kesıyle birlikts acık acık ortaya koyan AtatOrk'un yoptığı devrimler arasında Dil Devrımınin bulunmadığını söylemek br/mıyoruz ışı buralara değın goturenlere ne kazandınr?... Nedır kı oniarın bu gerceği bıl medıklennl sanmak Içın lylden lyıye saf olmak gerekır. Doğru yu bilmesine elbette bllirler de Dil Devrımı'ni hatta bütünöyle Ataturk Devrımlerlni yodsımak uğruna bu yollora ba«vurmoktan kendılerini alamazlar, kafa ları ne ölcude bulandırobılırler se onu kendılan icm kazanc >a yarlar. Öte yandan cok ilginc blr nok ta da SİSAV'ın sozculuğünfı ya pan Dıl Devrımı'ne korşı cıkan bu gazetemn kullondıgı dılin durumudur.. Gazetenin söz ko nusu sayısında yoyımlanan kö6e yazılannda örneğın su sözcuklere bol bol rastlanmaktadır: Kesln, konu. sonuç, kamuoyu, sorumlu, toplum. görev, y6 netıcı, ozel, uye, savurgan, şo murmek, tepkı, caba, olumlu, uygulama, katman oluşmak, ge net, bölge, denge, aydın. belge, mutlu, celışkl. yetinme, olay. erneklı, dokunuimazlık, scnık vb.. İstersenız, blr de bu sözcüklerin Dıl Devrımı'nden oncekl korşılıklarını anımsayalım: Kaıl, mevzu, netice, efkârıumumıye. mesul. cemıyet, vazife, idorecl. huıusl. aza. musrlf, Istlsmar etmek. aksulamel. gayrat. muspet, tatbikot, toba ka, tekevvun etmek, umumî. mıntıka. muvazena, münavver, vesıka, mesut. tenakuz, ıktlfa etmek, hadıse, mütekaıt, masunıyet, moznun. Seminerin omocını, duzanle* yıcıler, Türkiye'nin dıl sorununu cozumlemek bıcıminde belırlemışlerdl. Ovsa bunların a8ı| amacları. dılımizın özlesıp gelişmesıne. dolayıstyla Türk D | Kurumu'no karşı cıkmak, Dıl Devrimi ile onun öncütüğünü yapan bu kuruluşu yıprat maktı. Boylece, oteden beri ku rulmasını düşledıkleri, kendı dünya görüşlerı, dil anlayıçları doğrultusunda bir dll okademisl Icin elverlşll blr ortam hozırlanmış olacaktı. Ostellk blr akademl kurulmosmın da oündemde bulunduğu bir sırada. bu ginsime sahıp cıkorak sözde kendı dilek ve ısteklerl doğrultusunda bu tcsarımlarını gercekleştlreceklerdı. Seminer. savunulan görüşierln yandoşlarınca. dogallıkla. olumlu karsılandı, alkıslandı. Ayrıco, isın lcyüzunü bllmeyen birtakım yansız cevrelerln de kafasım bulandırdı Nedlr kl. olumsuz etkılerlnin vanında bu seminerln, Turkcenin özlesmesme gönül verenierin de harekete gecmelerinl. gercekiert blr bir ortaya kovarak tepktlerlnt dile getlrmelerinı eağlamok gıbi yararlı blr vanı oldu. Boy lece, bu konudo kamuoyunun aydınlatılmasına oonak scglanmıştı. ENGLISH TEACHERS We are seekıng fuultıme teachers of Engılsh vvlth a teochmg certıfıcate Hıgh »olary will be offered Expe» r.enced Candidotes «rtth T.E.F L or MASTER'8 degre» wılı be preferred CAĞDİL Cekırge Cad. No: 27 BURSA L TEL: 25694 BULMACA SOLDAN 1 HcrkeM) ( o ı y6U5ttr»n kimseler tçta kullanılan bu d»ylm. 3 Tannyı dvmek Içln yanlıp mhknmla okunıo koşuk. Bir b»|lao. 3 Crkek ^lra lerlnln b&sıca getiriien ad Buda rahıbi 4 Bır dln F» (U («IMİ* o f m i ı i n i o Mnel ook Uaı. i Bürükler, ıleri gelenler. B«Ilrü. ıa. s Tır.t»lm «tmcMl Aklmda kklmir ma. hatınaa ıclmınM. 7 l e r al bir işin kar$ılıklı olank karvla^tınlıp üsütnllmesı, beffıt. Blr m u . 8 Evto bölfimto rtndea AtıçUnn lubufuıv dfcn u s a n k pıiıüla>ao be^ısuyu 9 Sarayın harem caııesi. YUKAKID%N Ğ 1 Bır operanm ranlı bulucdugu kitap 3 Ka njık renJül Kural S Elr seytn bır î«te bülaruldığıcda verdıği iyi sonuç. Ptamu v» yuvarlardbn olusmuş ııvı 4 Yan hosnutiuk anlatao bır unlem. Nefesü blr ç«lfi. i Hertangı bır konuda derin bil gisi olan tamse. Bır nota. < Tera bu «a«ıt UUı. 7 Tuı. çehre. Belll blı davı». ni(in sakmcblı «ayılank e e ı » TEŞEKKÜR Kııımız özlem ONUR'un uzun zamandan beri cekfğl hastalığını zamanında teşhıs ederek âcıl ameliyotını baaarryla gercekleştlren SSK Istonbu! Hastanesı I. Harıclye Servsı Opercitorlennden Karsı Çıkanlan da Sürükler! Görulüyor ki Dil Devrtmi'nin varlığını yadsıyantor, bdylece kendı ka'emlsrtyla kendilernl yalanlamaktadırlar. Bütün bunlar, cok onemll bir olguyu vur gulamoktadır: Ataturk'un baş lattığı D.l Devrımı. yalnız ona inanan aevrım gönüllülerınin degıl, isteseler de, ıstemeseler de ono karşı olanlann kalemlerınde bıle, amacı doğ rultusunda ılerlemekted r. özleş me okımına karşı koymok. bır ırmağın akışını durdurmak Icin önüne cıkmak gıbi, olmoyocak, sonucsuz bır davranışt>r. 5u ırmak akışını surdürmekte. us telik engel olmak isteyenleri de onüne katıp birlikte göturmektedır. f1) Tercüman, 27 aralık 19W. 123456789 Amaçlan Başka Olayı, somut orneklerle belirgln bir bicımde ortayo koymak Icin soz konusu gazetenln. semıner günlerinde yayımtonan savılarından birini (1) dikkatlice gözden gecırmek ye rlnde olacaktır Ayr>ntıları bır yana bırakarak vukarıda, seml nerln amacı konusunda vardığımız yargılara kanıt olacak nl teliktekl birkac önemll noktaya dikkaKert cekmek istıyoruz: Konuşmacılardan birl, Doc. Dr. Ahmst Bıcan Ercilasun, sözlerınin blr verinde şovle d>yor: «... uydurmacılık hareketl 45 yıldır suıduğü halde başarıya ulaşamamıstır.» Turkçenin özleşmeslne olumsuz bir gözle bakan bu cevraler. ötadenberı bu yoldakı calışmaları, hotta bütünüyie Dll Devrıml'nı, «uydurmacıiık» olarak nıt9İeyeGelmış!erdır. Bay Ercilosun da «uydurmacılık ha rsketı* sozlerı/ie D l Devnmml omacıamaktadır Bay Ercılcsun. bu harekatın 45 vıldır sür. dürüldüğunö belirtıyor Boylece de semıner 1980 yılında düzenlendığıne göre kendi sövleyışiyle «uydurmocılık h a> reketl»nl I935"'ere değln göturmOş oluvor O yıllorda Ataturk safldır; 1932'd9 başlatılon Dıl 1 Devrlm de daha üc vasındadır Dolayısıyla Bav Ercilasun. aslında Dii Devnmı'nl vadsımak îodır Nedlr kl bunu ocıkco sovlemektense, dolaylı yc>dan, kapalı bir blcimde söylemeyl Dr. Refik Akbulut'a Asıstan Dr. Ce'al TURAN. Servıs Hemşıresi Serpll ISLAT, Narkoz Hemşiresi Nuran DİNGİL, Hemşıra Mübeyyen KOCA'ya va llgılarlnl esirgemeyen SSK Istanbul Hastanesl Bcşhekımı Op Dr. Mücahlt ATMANOĞLU, Dr. Erdal ATABEK, Op. Dr. Aziz COL, Dr. Masume CÖL ile tüm hastana personelme sonsuz teşekkür ederiz. Rukfy* ve ihsan ONUR Genel Kurula Çağrı TMMOB Zıroat Muhendısleri Odası Adana Bölge Şubesıne bağlı Içel, Hatay, Gazıantep, Nlğde ve Kahromanmaras illerlnde 7 şubat 1981 gunü saat 11.00 de il temsilcılıklennce uygun görülen yerlerde aşagıdakl gündem gereğ nce olağan genel kurullar toplanacaktır. Genel kurullarla ilgllı gereklı izln yetklll makamlardon alınmıştır. Önemle duyurulur. GÜNDEM: 1 Acıiış ve saygı. 2 Divan seclml (blr Başkan, blr Başkan Yardımci3i, Iki yazman) 3 il temsüclsln'n konuşması, 4 Dilem ve önerıler. 5 Seçımler; (a) Üc kışllık oy ayrımı kurulu, (b) İl temsılcisi seciml, «c) Delegelıkler'n secımi (her yırmıbeş uye ictn bır kışı). TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERI ODASI ADANA BÖLGE ŞUBESİ YÖNETİM KURULU (Cumhuriyet: 513) Ivla ruaklaıunuı « peygamber Oianak va da Btr yapsbilma <rtıcu. S t ı i l dttde bafırs&idar OLVKL BriJOACiNIN ÇOZUMI) 8OLTJVN SAĞAı 1 Alakargs. 2 Llkan. S tP Kıtabe 4 I«j. T s m l n 5 Nota«n. T*. 6 ksaM Zaü 7 rtaS S Kı. Sora. rı 8 u m raet İka YUKARID%N AŞAĞIYA: 1 Alankökü 2 Lıpso». tm 3 Ak ık»Y 4 Kek Sm sE 5 nnltA. Rot.8 Tanılra. 7 ttrmm. Ai. 8 BiUsi*. S Temal. La İstanbul I Numaralı Liseler Satınalma Komis/on Başkanlığından 1 Komısyonumuza bağlı ıkl yatılı okulun aşağıda yazılı ıhtıyacları kapalı zarf usulü ile ekslltmeye konmuştur. 2 Ihaıe 9 2 1981 pazartesl gunü Kabatas Erkek Lsesı'nde toplanacok komlsyonda yap.lacakiır 3 İsteklHerın 1981 yılı Tıcaret Odası beıgesı temınat mektubu ve Istekierlne havl kanunun tarıfot. daıresınce yazacakiarı Kapolı zarfların sozu gecen saatten bır saat evveı makbuz mu<ab'lınae komısyona vermeieri Posta geclkmelerı kabul ed Imez. 4 Bu ışlere Cıt çartnameler mesaı saatlerı dahılınde komısyonda görülebilir. İHALENİN Muhammen Geclci bedefl teminatı 5.536.200 9 736.200 4 672.300.2.85aOOO. 166.086. 295 036 140.169. 85.500. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ DEKANLIĞINDAN FakOltemlze. Oniversıtelere bağlı Fakültelerfn Fi!o!o|l me?uniorından ıkl almonca okutmanı alınacaktır. Isteklılenn gereki. belgeıerle biriıkte Fakülie personel müduriügune 26 Ocak 1981 oalışma saatl bıtımıne deflln başvurmalan duyurulur. Clnst 34 ka'em yaş sebze va taze meyva 25 kalem kuru erzak, tavuk. hindl etı va kesltmlş odun 15 kalem unlu maddeier Ekmek 515 Gr. Tarthl 9.2.1981 9.2. 1981 9.2. 1981 9.2. 1981 8aot) 15.00 15.15 15.30 15.45 (Bosm: 10559} . 501 8oWblı Cumnurıyet Matbaacılık ve Gaıetecıiık T.A.Ş adına NADİR NADİ Genel Yayın Müdünj OKTAY KURTBOKE M MueMese MOdüru EMİNE U8AKUGİL Ya«ı İsleri Muduru OffHAN ERİNC Ba«an v» Vayan: Cumhuriyet Matbaocıiık ve Gaıetec'lık T A Ş Cağa'oğlu. Türkocagı Cad Mo: 3941 Posta Kutueu: 246 İSTANBUL Tel. ı 20 97 03 BÜROLAR • ANKARA: Konur Sokak 24/4 YENIŞEHIR Tel.: 17 58 25 17 5e 66 İdare • 18 33 38 • İZMİR: Halıt Ziy a Bufvarı No: 65 Kat: 3 Te!. : 25 47 09 13 12 30 • ADANA: AtatOr* Coddesı. Törk Hovo Kurumu Işhanı Kat: 2 No: 13 Tel : 14 550 19 731 TAKVIM 23 OCAK 1981 Öole Iklndl 13.26 15.59 Cumhuriyet Imtak GOnet 8.18 Aksom 18.14 Yotm 19.48