17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet M e Mr yıl bfftt, yeni bfr yıl boşfadı... NoM oa inanryoruz buna, şaşılocak şeydır! Doğc' Itın n« yı! ite ne de bit'p başlamakla bır llışkıs) vcr oyso. Ams «doğo» nedir, aamant ne? Yenl yılın kıvancı icinde bu konulora şöyle bir deJiniverelım. İnsanoğlunun bir uydurmosıdır takvım, •Ne zaman?» sorusunu yanttlama gerekseme•inden doğmuş olmalı. Uydurma olmasma uydurmodır ya, yıne de ınsanoğlunun yucelığ:nı gosterir. Zaman kavramını yaratmak, zamanın icınde kendmı bır yere koymak... Na şaşırtıcı bır buluş1 Bu yüzden doğo'nın dışına cıkmış, ona d'şardan bakabılmışiz Gercı doğuyor. yaşıvor, Bonra dc ölüyoruz; bu gecış bızde yoşomın başlayıp bttt'ğı, ya da tek tek ınsanlar ıcın başlayıp biten, ama kendi başina sürup gıden b!r «zaman» ın vartığı sanısını uyandırmış olsa gerek. Bövlece. ölümlO''Jk ve ölümsuzluk fcica gırmıştir. Bu tonımdakı cölümlüluk* anîamı, sonndığınco eski değildir; astronomının onco büyuk gelişmeler gösterdıği bCkı Mtsır'do. Sümer'da, Hitit'te ttokvim», flrovunlon, Krollan, yonetıcıleri, popaziarı uğra$tıran bır ölümsuzlük sorunu ıdı. Madem zamanı yarattın. onunla bırlıkte sonsuza dek uzonacaksm Uruk Kralı Gıigameş, öleceğine bır turlü ınanmak ıstememtş, oncs gucluğe katlanorak tek öiümsuz ınsan olan Utnop.ştlm'i bulup, ondan olOmsüzlüğün gızını oğrenmek ıstemış... Neden? Krai olduğu ıcm Ama bir oğocın alt'nda oturmuş duşunen ölümsuz Utnapıştım hıc de neselı değildir: ölümsuzlüğü cramamosını öğütler Krol Gılgameş'e. ölümlu ©iduğumuz ıçın ne mutlu bıze, dıyalım. Ortoya «zamon» dıye bır $ey cıkarıp, sonra da onu venmeye, aşmcya kalkmak cPutunu kendı vapar, kendı taoar» (Yeşua Peygambenn söZii) sozunae tanımını bulan «yaboncnaşmasnın en yomon örneklerinden biridlr Oysa halk, bili8tz olduğu ıçin değll, yaşamında böylesı soyut bir kavramo yer bulamadığındon, sodece yaşayıp öfmekle vetlnir, ölümsuzlüğu aramaz Bunu »OLArtAR ve GÖPCJŞLER* 2 OCAK 1981 AMAN ZAMAN Melih Cevdet ANDAY bildiklert lcln olacak, krauar, padlşafiiar, baytar, yönetıcıler, uyruklannı boi bol oidurmüşlerdır, acımosızca «Nasıl olsa olecek değıl mıydı?» ınancı, bo acımasızlığın tutuncası (mazeretı) oluyordu. Kısacaa, holk ölümlu, yonetıoı ölümsuzdü Bu acıdan bnkıidığında. yılbaşı eğlenceıerinın ne anlamo geldiğı konusu, gercekten ilgi cekıcıdır Bıze oiümlü oidugumuzu duyuran «zaman». nasıl olup da eğlenceye yol acıyor? Yokso kendimizi olümsuz mü sayıyonız? Zamonı. doğa'nın b:r özgüiuğü (hcssa) saymak ıse cok daha cetrefıl bır sorundur. Einsteın'm gorelılık kuramı ıçındekı zoman kavromi üzermde durmak ıseedığim sonılmasın, ıstesem ds basaramam. matemat>k bır kavramdır çunkü o Ancak şuncasını sölyeyebıürim: modem fizık. nesnel zamanın olmadıâinı ıleri surer. Klosık fızığ n scıtık saydığı kımj şevler, göreillık kuramma göre, uzay raman dizg8sının seC'mme uyarak değışebillr Ama bız. büımın tartışmasına gırmekten vazgeçelım Bize duşen, sozcüklerımızın onlamlan arasındakı llışkiiert kurcalamoktır 6adece. Doğa dıyoruz, zaman dıyoruz yo. antoşabıilyor muyuz bakalım bu sozcukierls? Gecen yıl Pcrıs'te ıken, bır akşom. bızım gazetenın eskı yazorlarından dostum ibrahım Coüı ile buluşııp bır Yunan lokantasına gıtmiştik; lokantanm sohibı ile Fransız eşi de gelmişlerdi masamıza. Soz nerden açtldt ısa. zaman konusuna gelip doyandık. Ben, gece Ne gündözön de, d6rt mevs rrun de (Afrıka'do dort mevsım yok, bıliyorsunuz), doğup oımemizın de, zamanı tanıtlayamcyocoğını ıleri sürdum. lafı uzattıkca uzattım, derken bır de saatlarımıza baktık ki, gece yarısı olmuş. Kalktık. Bizl uğurlarken o Fronsa hanım bana, cDemek zaman varmış» demez mi? Evet, uyku zamanı, lokantanm kapanma zamanı, paronın tükenme zamanı... Gorüyor musunuz. astronomınin zarnanından kaikıp hangl zamanlara geldik! Sözcük o sözcük ama, onlarnı baska. tNe zamanlara kaldık» sözündeki «zaman» da öyle değıl mi? «Yaşayıp bunları da mı görecektık!.» Hatta bu sözde «Keşke yoşomosaydık» aniamı da vardır. Nıçınmlş o? Çünku yaşam. bıztm alıştığım'z yaşam olmckton Cıkmış, uyuçamadığımız yenılikler Içlnde kalmıçjz... Ne sacma! Hem zaman gececek, hem d« hic bir şey değtşmeyecek, öyle mı? İşte tutucuların zaman onlayışı budur. Doğa ile yetınecefliz, ona hic bir katkıda bulunmayacağız, n« bu'duksa onu sürdüreceğız. toplumu değiştirmeyeceflız... Gercekte, buradakı «sOrdürme* sözcüğü ae o aniayışın mantığına aykırıdır. Cünku var olan vardır, bizım onu sürdürmemlz gerekmez. Insana düşen, doğayı da, toplumu da değ.ştırmektır. Zaman boyle yoratılır. Şımdilerde «doğa» dıyoruz ya, Osmanlıccsı «tabiat» idi onun. Rahmetli Sabahattın Eyuboğlu'nun «Şiirle Fransızca» adlı güzel bir kitabı vardır: Fransızca öğrenmek isteyenler icin yaz mıçti Evubogtu, ama adından da orriaşılaecg'ı flibi, Fransız şilrlnden örnekler vererek öğretrre yöntemlnl uygulamıştı bu Işı yaparken. O kitobın yirmincı dersi, Lamartıne'in şu dızesl ile başlar: Mais la nature est la, qul t'lnvlte et qu| rafrn* (işte doğa şurda, cağınr senl, sever) Bu dizedeki tnature» sözü uzerinde dururken, Sabahattin Eyuboğlu, şu acıklamayı yapıyor: «Tabiat sözu blzde bugünkü anlamını, Batıi! anlamını daha yeni kazanmış, kırk elli yıl öncekı sozı'üklerıtnızde tabiat yalnız nıtelık. oz, huy, insanın ıç yapıst anlamlarında kullanılıyor. Eskiden Fransızcada da nature (yaratıhş, doğuş) sozcüğu bu anlamda kuilonılıyordu. On sekızmci yüzvılddn sonra tabiat, kiml Rönesan» yazarlarının gecıken etkisi, Tanrı'dan ve insandan kopup, ıçınde yaşadığımız toprak, su, hova ve ateşın renkli, sesli ve kokulu dünyası oldu.ı Bu ccıklamadon da aniaşıldığına göre, biz doğaya cok gecıkerek bakabllmişiz, adını bile bılmediğimızden belli. Dahası. doga, eski anlayışa gore, aldatıcı bir görunüşten başka bır şey değildir: asn gercekllk. bu aldatıcı gorünuşün arkasmdadır. Zamanın bir yerl olabilir ml hic bu anloyısta? Bize «Felsefe Terimleri Sözlüğü» adındakl o cok yararlı yapıtı veren Sayın Prof. Dr. Bedıo Akarsu ise, doğa'nın «u anlamlarını sıraiıyor kltabında: «Her var oianm doâu^undo özunü kuren şey: insanın koyduğu kuruluşlar, bicimlerte fküttur, sanat. teknik) karşıtlık İcinde, kendi kendlne oluşan; insanın karşısındo olan, ona yaboncı. bu yüzden de bilinmeyen, kendı gücünün üstünda. dışında olan; duyulur, algılanır dış nesnelenn tumü; doğa bllımlerinin konusu olarak, değerlerın dışında olan gerceklik: canlt ve can8iz doğa...» Yıne zaman konusuna gelirsek... Ama o konuya yenıden geimek lcln zamanımız cok. Minik Kedinin Düşündürdükleri... Balkon penceresınde mınik bir kedi var. Ocak 9ff nın soğuk gecesinde tltriyor. Miyovlayıp duruyor. Koc nı ocıkmış yavrucuğun. Pencereyi oc Pisiplsiyl lceri al. Oh, ne guzel! Sıcak bır oda. Bır kaba azıcık süt koy. Kedi hemen sute yanaşacok. ictikten aonra pembe diliyle yalanıp mırmırlanmaya başlayacak. Minlk kedi soguktan ve aclıktan acı çeklyor. Dısarda kalırsa belki olecek. Cünkü cevresiyle uyum safllayamryor. Kaldınm üstünde bir kımseslz. Pacavralara mıs. Dileniyor. titrivor. Mıdesl boş. bakıslan anlamsız. Sertleşmiş damarları dogayo uymokta zorluk ceklyor. Kanı domarlarındo donmuş glbi. ihtiyarı al. Sıcak bir eve götür. Sobanın başına oturt Bır tas çorba var. O dakiko canlanacak zavallı; derinden mutlu bir «oluk alacak. Bütün gece sokakta kalırsa yoksul. belkl »abdha Cikamayacak; gün ışığını göremeyecek. Leylek sonbaharda tıcak ülkeiere gocan yaza nı gelir evimlzln domına yuvasını kurar. Kaplan kuzey kutbunda barınamaz. Penguen Afrika'da yaşamını surdüremez. Beyaz ayı sıcak denızde sudan cıkmış balığa döner. Sudan cıkmış balık karada cırpına cırpına ölur. Cevresiyle uyum kuramayan canlı yaşayamaz^ ölur. Ay'a giden astronot dunyadaki kosullan berabertnde uzaya neden taşıyor? • Bir \ergi ve Yargılama Temel DUMANOĞLU Vergıler itiraz Komısyonu Emekli Üyesi dare, kurulus ve görevlenyle bir bütündur. Anayasanıu 114. maddesınde öngörulen «Idarenin her turlu eylem ve ışlemıne yargj yoıu açıktır» hükmunce. vergi tarh ve lahakkuk ve tahsil işlemi de ıdan eylem ve işlem nıteliğinde olduğu ıçin yargısal denetime tabidir. Keza Anayasanm Danıştay'ı düzenlıyen 140. maddesınde «Danıştay kanunlarının başka idari yargı mercıienne bırakmadıgı konuiarda ilk derece ve genel olarak ust derece idare mahkemesitür» hukmu ongörüldü|runden. idari yargı alamnda başka mercılerin de görevli olduğu beiirtilmıstır. Idarenin bütunluğüne karşın idari yargı alanında bir bölünme olduğu görulmektedir. Zira mali yargı gorevi yapan Vergj itiraz Komisyonlan, idari yargı mercii oidugu halde. aynı yargısal görevi yapaa Daruştay meslek mensuplannın. Anayasanın sagladığı bagımsıziık. haiomlik teminatı ve daha ileri durumdaki özluk haklanndao yoksun bulunmaktadır. Yargısal görevi, önemU veya önemslz olarak ayınma tabı tutmak mümkün değildir. Hukuk Devleti Jlkesinin geçerlj olduğu ülkemizde her hak aynı derecede önemlidir. Kaldı ki Komisyonlar milyonlara ulaşan vergi tarhiyatlan hakkmda kara r verebilmektedir. Uk derece idari yargı orgaru veya başka bır deyımle mali yargı organı olan itiraz Komisyonlannda memunyet statüsü içerisinde yargı gorevi yapılmakta, üst idari yargı organı olan Danıştay'da ise, her türlü teminata ve öziük haklanna sahip olunarak görev yapılmaktadır. Yapılan yargı görevi aynı oiduğuna gore. görevi yapanlar arasındaki statü farkını izah etmek mümkün değildir. Vergi yargısı idari yargı bütünlügü içerisinde yer aldığına göre, Anayasa'da belirtilen yargı ilkelerine tabı olması gerekir. Ancak bugünkü kuruluş şekliyle Vergi İtiraz Komisyonlan Anayasada belirtilen yargı prensiplerine uyan bir yargı kuruluşu değildir. Bu nedenle memur kişilerden oluşan bir idari veya mali yargı kuruluşu yerine: 1 Halen bu gorevi yapan Vergi itiraz Komisyonlan ilk derece mali yargı organı olarak yenlden düzenlenmek suretiyle Anayasa'da öngörulen yargı ilkelerine uygun kuruluşlar halme getırilebıîır. 2 Veya Danıştay kuruluşuna benzer ilk derece idari yargı görevi yapacak Vergi Mahkemeleri kurulabihr, Binnci göruş benimsendiği takdirde; Sayıştay meslek mensupianna benzer şekilde bir duzenlemeyle. yenı bır kuruluş kanunuyla duzenleme yapılabilir. Komısyonlarda görevb veya görev alacak kışitere klasik anlamda hakim unvanı venlmesi şart değildir. Sayıştay da olduğu gıbi meslek mensubu olarak kabul edilebılir. Nitekim mali yargı ve rienetim organı olan Sayıştay'da görevli birinci başkan. daire başkanlan. üyeler. raportörler uzman denetçı, başdenetçi. denetçi ve denetçj yardımcılan Sayıştay Kanununun 3. maddesi hükmunce mesiek mensubu sayılmıştır. Sayıştay mesiek mensuplan hakimlik ünvanına sahîp clmadıkları halde kendilerlne kuruluş yasaiaruiin 7 ve 60'ıncı maddesi hukmünce, mahkemeiere tanınan bagımsıziık. temmat ve hakımlerin özlük hakian tanıaraıştır. Şayet vergj yargîsımn Vergi Mahkenoelen sekhnde duzenlenmesı gereKtıği uygun gorulurse. Bugune kadar vergi yargısında görev alan. Vergi itiraz Komısyonu mensuplannın kazarulmış haklarının korunacağına ınanıyoruz. Yargı görevi yapan dığer yüksek yargı kuruluşlannm yasalan hazırlanırken, kazanılmıs haklann korunduğu bılınen bır gerçektır Bu iki yoldan biri gerçekleştınîirse yargılama süresinin kısaltılması bakımından bugünkü uygulamanın aksıne iki dereceli yargılama usulünun benimsenmesi. iîk derece yargı mercımden sonra. yüksek Vergi Mahkemesıne veya halen üst derece yargı organı oiarak bu görevi ifa eden Danıştaya başvurulması gerektiğ; görüşundeyiz. t anırım TV'de onbeş gunde bır yayınlanan lıseler arası bir bılgı yorışması progromı var. Ankara lisslerınden ucer kışıiık ekipler b.lgilerinl yanştırıyorlar. Sunucularının başarısızlığına karşın program yarorlı ve guzel. Gencecık ınsaniarın bır bilgi yarışmasında karşılaşmcları, heyecanlan. sevınçleri.. İlgi iie ızleniyor. Ge nellıkle lise son sınıf öğrencilsf) Olan yarışmacılor, »unuculann «liseden sonra hangı okula çirmek istıyorsunuz» 8orulorına, çoğunlukla «ıdeallm doktorluk» dıye cevap veriyorlar. S Birbirlerine Düşürmeyelim! % HEKİMLERÎN DIŞINDA KALAN SAĞLIK PERSONELİNİN «TAM GÜN» ÇALIŞMA TAZMİNATINDAN YARARLANDIRILMAMASI HAKSIZLIK OLUR. Gerçskten doktoriuk mesleği genclerimizın en cok özendıklerı, kendı deylmlen ile «ideal» edindiklerl bir meslek dalı oıdu günumuzde. Bazı meslek dallannm zaman zaman, o gunün koşulları İcinde, öteki meslek dallarına göre gençler arasında daho cok tutulduğu billniyor. Ve llse bıtiren gencler, ünrversite sınovlarını kazanarak, o mesleğın eğltımml yapan fokültelere girmek lcln blrbirierl v» kendıleri İle kryosrya yarışıyorlor. Bu yarısma. ta ilkokul sıralorından başlıyor. özel dersler, yooancı okul sınoviarı, ünlverslteye hazırlık kurslan, özel dera haneler. Oniverslteye giıiş sınavlan vx. Ona halll oileler perişan oluyor bu yüzden ve cocuklar, cocukluklarım hatta genclıklertni yaşayamadan ivt mesİ9k (!) pesinde koşturup du ruyorlar. Amac. o çün ülkede gecer okce oian mesleğl edinebilmek ve sjnav kazanarak o mesleğin dğrenildiği fakülteye kapağı atabilmek. Doktorluk meslsğl bugün, l$te böyle bir meslek oldu. Bir toplumda bazı rnesleklerin öbürlerine oranla kazandıklan bu görecell değer, sür git olmuyor. Bugun lcln gecerli olan bir meslek. giderek gözden düşsbillyor ya da bunun tam tsrsi olablliyor. Eczacılık mesleği buniordan biri ömeğln. Bundan 1520 yıl önces'ne değm gencler, bugün Tıp Fakultesins gırmek icln yarışanlar gibl Eczacılık Faköltesıne girebilmek icin yarışıyorlardı. Memet GÜNEY kazandıron mesleklerl secmeyo tteltyor. Meslek seciml, gencin kişlliötnl gellştirip yaratıcı kılacak, böylece hem o incanm fıayotını ureticl ve güzei yapacak hem de o hayatın topluma katkısını artıracak bır secim olmaktan cıkıyor, anlam sız bir tepı$mo fcind» ta ilkokul sıralarından boslayan. «n cok para kazandıracak oian meslegl edinme yanşına dönuyor. Bundan ne topium kazonıyor ne de o mesleğe sahlp olmayı sonunda başarobllmis klsl. Klşl çoğunlukla kendlne de topluma da yabancılaşıyor. Klmsenin Işlne yaramayan böyle bir carpıkiığın ortaya cıkışında ne genclerin suçu var ne de ailelsrlnın. Onlor sodece dOzene uyuyoriar. Gemislnl kurtaran kaptan duzeni bu carpıklığı, yasal anlamda da besleylp büyütuyor. Sözü «Sağlik Personellnln Tam Gün Calışma Esaslanna Dolr Konunıa getlrmek Istiyoruz. Aslında Yasa. Türkfye'nin gOndemlne kimblllr kacıncı kez yenıdsn gelmlş bulunuyor. Bilindlâi gibl bu Yasa. sağlık personslinln calışma eurelerinl ve bu calışmalarının kar şılığı alacakları tazminatlon bellrleyen bir yosadır. Yosa calışmalan çok eskllere. ta i960'lı yıllara kcdar uzanıyor ve o tanhten bu yana da uzerlnde tartışılıyor. Bu tortışmalor tasannin yasolastığı 197S yılından sonra yoğunluk kazandı. Dahası gecmiş hükümet zomonında hazırlanan dsğışikflk tosarısı uzerlne dcha da büyük tartısmolar yaratarok bugüne kadar sürdu. Işte bugün, böyfeslne tartışmolor yaratan bir yasa, çazete lerden öğrendlğimize göre yenıden değıştıriüyor. Ancak görünen o ki; bugün bu tartısmalar ortık hıc yapılmıyor Ya bu konuyu tartısmaktan kımsede hol kalmadı ya da konuyu tartısmaktan ceklnenler var. Gecenlerde toplanan Ankara Sarosu'nun 43. Genel Kurulunda, acış konuşması yapan eskı Baro Boşkanı, «Bızlerın varlığı duşünülmeden, bilglmlzden tstifade edllmeden yapıfan hukuk duzenlemeleri blzl üzmektedir.» demış. Bir ulkenm aydmı na düşen görev, «Bu konuda •en ne düşünDyor3un»u beklemek ml olmalı? Cekınecek n» var? Söylemelıyiz düşuncemlzl. Tam Süre Yasasından Ne Bekleniyordu? Gemiyi Kurtarma Düzeni! Bu değişkenliğln. zamcn zaman bazı mssleklerın genclenn gözünde kazandığı bu öncellğin, bazı nedenleri var kus kusuz. Bu nedenlsr, o'lenln ve toplumun sosyal, ekonomık, kültürel v.b. koşultarından kay naklanıyor. Toplum ve al'enln sosyoekonomık yapısı da genc ler) o gün icin en cok oara Tam Süre Calışma Yasası'nın belkemığinı oluşîuron like, muayenehane hekımlığı ile kamu hekimhğıni kesınlıkle birblrınden ayırması ılkesı idi. Bu iike, bazı doktoriarın ıkiii calışma düzenıni bozuyor, onları ya özel calışma ya da kamu kesımınde calışma bıçımierinden binnl secmeye zorluyordu. Böylelıkle hastalık tıcaretinın büyük ölcüde onüne gecıliyordu. Devlet olanaklarını kullanarok hasta sırtından milyon kazananlar, bu yasaya büyük tepkl gösterdiler. Doktor muayenehaneslnden geçmeden hastane yatağına kavuşamayan halkın büyük çı« leslni bilenler, yosayo ve yasanın bu llkesıne tıtlzllkle sohio Ciktdar. Böylece yasa 1.7.1978 tarlhinden boşlayarak uygulamaya konuldu. Ancok bu yasaylo cıkorlan bozulanların, yasayı yıpratma ve yozlaştırma cabaları durmadı. Anoyasa Mahkemesı'ne Iptali icin dava actılar, kaybettıler. Yetmedi, gecmiş hükümet'n Sağhk Bakanı, en etkin şek'lde bu yozlaştırmo cabalarının ıcine sokuldu. Bır yanda yasayı cığneyerek muayenehane'erinı kapatmayan doktorlar hakkında adli koğuşturma surerken öte yanda aynı Sağlik Bakonı «ben böyle yasayo ka nunsuziuk yoporım» dlyebillyordu. Hukümetın en yetkılı kışl sl tarafından böylesıne arka Cikılan muayenehane patronlan ise acıkca yasayı ciğneyerek muayenehane tezgâhlannı sürdürmekte bır sakmca çörmüyor^rdı Bugünlere böyle gellndl. Bugünlerde ise, doktorlar dışmda kalan sağlik personellnin, tam gün calışma tazminatından yararlandırılmayacoğına dair haberler cıkıyor gazetelerde. Bu haberlerin doğruluğunu hıc olosı görmemekle blrlikte bu konudakı düşüncelerımızl de söylemeden gecemeyeceğlz. Sağlık hızmeti bır ekıp h!zmet'dir. öyle ise. eklp ıcinden bır meslek erbabını (doktorlart) ceklp c/karıp, bır deviet m«muru olan onlara, hem muayenehane acarak özel kazanç sağlama hakkını, hem de özel tazminat alma hakkını vermefc, hangi Insaf ölcüleri ile bağdastırılabilir.? Öncelikle söylıyelım kl, doktoriarın bu bakımdon, ötekı devlet memuriarından bir farkı. yani özel iş yapma ayrıcalıklan. yosal olarak da, moral olarak da yoktur. Hic bir devlet memuru (haklm, asker. polis maiiyecl v.b.) memuriyetinln dışında özel bir İş yapamazsa. devlet memuru olan doktor do muayenehane acarak özel b l ' İş yapomaz. Yapar yo da yaptırılırsa, bu, öbür kamu pereonell ile doktorlar arasındo yaratılan, doğrusu hic de hoş olmayan bır ayırım, bır ayrıcalık oiur. Doktorlarla ötekı sağlık personell arasında tazminat konusunda yaraMacak ayrıoalıklar ise, halkın sağl'ğını ilgllendiren bır hizmette ortaya cıkacok olumsuzluklar dcşünülür se, busbutün yaşamsal bir nltelik taşır. Böylelikle bu hizmet olanında kocınılmoz olorak bü yük bir uyumsuzluk ortaya cıkar ve sağlik birımlerinde Calışma barışı bozulur. Bu ise, halkın sağlığı icin cok ciddi bır tehlıkedir. Sağlik personelinl bırbinne düşürecek uygulamalardan kacınmak gerekir. Tam Süre Calışma Yasosı'nı, cıktığı günden beri destekleyen, Yasanın gerekierinl titizlik le yerine getırerek hizmet veren personelı. Yasa İle kazanöıklan tozminat gelırinden yoksun bırakarak cezalandırmak« Buna karşılık, Yasayı ciğneyenlerln az da olsa bîr bolümünü olusturduklon bır mesfek grubunu, hizmet iclnda yalnız bu meslek grubunu tazm'natlannı arttırarak ödüllendirmek. Haksızlıktır bu. Hem de büyuk bır haksıziık. Toplum koşullon doğanın bir parçosınr ve insanın cevresinl oluşturur. Klşl bu cevreyle uyum kurobildlflince mutludur. Uyumsuzluk başladı mı, mutsuzluk tomurcuklanır. Klşloğlunun gelırl yaşomosmo yelmezs» ne olacok? İnsan; tenceresıne aş, cocuklarına okul, hastasma llaç, geleceğine guven ister. Yeteneklerini geliştirmek mutlu eder insanı. Ama alınteri korşılıjında sagladığı para yetmlyorsa, ya da iş bulamıyorsa. ne etmeli kışıoğlu? Soğukta yaşayamayan leylek gıbı Avrupa'ya Avustralya'ya mı goc etmeü? Ya goc yolları da tıkclıysa? Kanatları yolunmuş leylek gibl c!ümü mü beklemelı? Hırsızlık mı etmeiı? Rüşvet mi yemelı? Kötu yollara mı sapmalı'' • Bağımsızlığo vurgun kışi yabancı egemenllği altında mutlu olabılır mı? Ûzgürluğü özümsemış insan dlkta yönetımınde soluk alıp vererek: Ne mutluyum.. diyebılır mı** Toplumsoi koşullarlo ters düşup de uyumsuzluğun ucurumuna yuvarlanan kimse ne yapmalı? Ya cevre o kişiyi eritıp yok edecek: ya kışl cevreyl değıştlrecek; akhno, inancına, Insanlığına uygun bır cevre yaratacak. Penguen cevresını değıstıremez, kutup ayısı vaşadığı kosufları iyıleştırip gel'ştıremez, zurafa doğanın bılınçslz yarctığıdır. Ama insan? •*• Balkon penceresmde nnıyavlayan m!nfl< kedlyi lcerl oîdım. Zavaliı tıtriyor: Gel pisipisi.. Ah, ne güzel kedtclk, mlnlctk. ravaflıcık; ge! ben •ana bakayım. mavl boncuk takayım. Bir koba azıcık sut koydum. Kedi sütu ıçmeye boşladı Karnı doydu Yalcmp yıkanmaya boşladı. Mır mır mır ederken uyudu kaldı. Kedlcik artık mutlu.. Ben de mutluyum. Elbette mutluyum: cünku ben Insanım, cevreml defllştirmek iyileştirmek yeteneğıne sahibım. Bu yolda vereceğım uğraş benım mutluluğumun gücüdur. Ve msanlıg'ımın özüdür. | ^ | KARTAL KOLLEKTİF ŞİRKETİ HAMİT BÜKE VE ORTAKLARI DOST VE MÜŞTERİLERÎMÎZÎN YENÎ YILLARINI KUTLAR, MUTLULUKLAR DİLER. | ^ | 5 ^ ^ BULMACA SOLDAN 1 Blslm, nesnenln <h« rünüşü. 3 Doguma yanüma olan. UOzlkte duraklama !$&• Teti 3 Bir lstegia kaDulü Içla Tanny» yakarma. TersJ dlzi. btrtannl Izleyen. 4 Av rupa üüıelenııdcn fclıtoto öevlet buşkaııırjn soyadı. BU gösterme sozcüğiı. & Demir BkimındA& se& gin Bır Dltiö b EsM dllde geçım. 7 Tersı gemıierio g o rünen keslmıne verilen ad 8 I>uman lekest Osmaalı d». nMrmfn Unlü ssnst v e küJtCr »«îaınlanncian. 9 Draıtrll bh leşıfclertlen Işık. YUKARIDAN 4ŞAĞITA : 1 Bir topluluk içiDde bulannıaiüa birllkt» kendi niteUirSarini ds yitırmemi* ve yöoetlıs açrsındîiTi otonoml tasıyan blîinıle? 2 KefesZJ çsigıiardan. Bir baıfla okunuşu 3 Ye•ldeo caaland'îma aclmra^a fcullandan BaQ koken'i sczoük « Mitolojide masıJlar, uydjrma hitayeiar b Allcol 6 Bltkı retistlmıek ıçin ioel fcopîüarta don3t:'mi5 jer Gebe ksdımn gb<îterdiSî bellrtiîen yap anlammda emır 7 Bır fcarau kumluşurnuzua siTiges! Bir kadın adı 8 Dunun, »«zlyet, diğer yspılsra gore ko 12 34 5 6 7 8 9 | i j | 4 j 1 1 2 3 4 5 ~Wi n ı ı ı » 6 i ||B 7 8 9 mn 1 prijjW •p yj JLL ı nM N ın nunı » Klnıyacıa nlfa:ın siıagesl. B u renk Sıkia$tu anlaramda emlr DL\KÎ Bl'LDUCJLMN ÇOZLVIL I Oîomasyon 2 3 Taua Asak 4 Ama Eye 5 oM Prapai i 5TİT Efskt 7 l'd.>uj£. teA S ne&T 8 Cr. İmare! TlTLUllDAN ASAĞITA : 1 OrtüujJnıı 2 TaamtnOden 3 Obus thA. 4 ;jın utl 5 A A Erek 6 snayaF sA 1 Stpet S uba, Aks 9 Kontakt ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ DEKANLIĞINDAN Asağıoo belirtilen billm dallarındo Fokültemıze öğretım Gyesl, öğretım Görevlrsl v» Asistan alınacaktır. 1750 Sayılı Kanun'un ıigıll maddeler,nde belirtilen nitelıkıerl taşıyan ıstekiılerden Docentlerın 9 ocak, dığerierlntn 20 ocok 1961 gürü sonuna kador Dekanlığımıza hıtabsn yazıimış dılekceye, fotoğraflı hoı tercumelerı ile müracaat etmelıdırler. öğretim üye ve görevlllerlnın eserlerlnl. aslstanlığa mu'acaat edenterın mftzunıyet toeigelerinın asıl veya noteraen tasdikii suretlerını dılekçelenne eklemelert gerekmektedır. Asıstanlık sınavları 30 ocak 1981 gunu Fakultemiz'de yopılocoktır. BÖLÛMÛ Arap • Far» Oitl v» Eaahyoa T a r I I» » Felsef« Arkeoioll » Coğrafva » Sanat Tarlhl t t BIUMMLI Fara Dl!! ve Edebiyatı Yenlcafl TarftM Genel Turk Tarihi Tecrübi Psikok)|f TOrk (slom Felsefes» 1 Anormal Davranışlar Pslkofof » Eskicağ Plâstlğ' Eskıcağ Mimarisl Fizlkî Coğrafyo Olkeler ve Türklye Coğrofyosi Bizans Avrupa Sanatı Türfc (slâm Sanatı Ortacağ Türk Tarmî KADRO ONVANT Profesör Docent öğretim Görevi isJ 1 > ADET 1 1 1 1 t 1 1 1 1 1 1 1 1 DERECE 1 Cumhurîye! Sohfttf: Cumhurtye? Matboacıîik ve Gazetâcıhk T A Ş . adıno NADİR NADİ Genel Yoyın Mudüru OKTAY KURTBÖKE Müessese Müaürü EMSNE U5AKLIGIL Yan İşferi Müdürü O3HAN ERİNC Basan va Yayan: Cumhuriyet Matbaacnıi' ve Gozeteolik T^.Ş., Cağaloğlu Türkoccg. Coa No 39 41. Posta Kutusu: 246 İSTANBUL Tel. • 20 97 03 B Ü RO L A R • ANKARA: Konur Sokak 24/4 YENIŞEHİR Tel.: 17 58 25 17 58 66 18 33 35 • İZMİR: Halıt Zlya Bulvarı No 65. Kat: 3 Tel.: 25 47 09 13 12 30 • ADANA: Atotürk Caddesl, Türk Hava fCurumu İş Hanı Kat 2, No. 13 Tel.: 14 550 19 731 T A K V IM 2 OCAK 1981 Imsofc Günes öğle İkindi Akşam Yatsı 6 40 8 24 13.18 15 39 '7 52 <9.30 KAYSER! ÜNİVERSİTESİ GEVHER NESİBE TIP FAKÜLTESİ DEKANLIĞINDAN Fokultemiz Ortopedi ve Travmatolo|l Blllm dalına yeten kadar Tıpta Uzmanlık öğrencısi alınacaktır. İsteklferın 15.1.1981 gunu mesai bıtlmlne kadar Tolas yolu Tıp Fakültesl Dekanlığına müracaatları gerekmektedir Sınov 16.1 1981 gunü Fakülte HosJanesinde soot 09 OO'da vapılacoktır. İSTEKLİtERE DUYURULUR. (Basın: 33 4 4 8 8 8 8 8 8 8 8 s T a r In NOT: 8 Aslstanlık Icm mOraooat edenlerin sınavma gireceg"! blüm doh Re flglîl Wr Paifölte dİDtemosmo sohlp bulurmalan v» «n oz «iyi» derece ile mezun olmaları..sıoav gününde doktora yapnnış olcn'ann 3^ vs doktora yaprrarnış olanların 30 yoşını oşmış buiunmaları. ayrıca «furk ioom Fe'sefesı» dalı ıçın nüracaat edeilerın feisefi met'r an anlayacak kadar Arapco bılmsîerl. oğretlm görevi H£j 1 . 0 ınuracaatto bulunacak! ı r n doktora vapmıs olmalcn gerekmsktedır. 41 (Anormaf Dovranişlar Ps'küio..»! . navının yerl v» tarlhl adaylara bilahare bıidirıîecektlr.)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle