Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhunyet Hacettepe Onlversitesi Sosyal ve idarî Billrtıler Fakültesı Fransız Dili ve Edeöıyatı Derneği'nin cıkardığı FDE (Fransız Dıiı ve Edebtyatı) adlı yazın ve dilbılım araştırmalan dergisinin II. cildinin altıncı sayısı yayımlandı. Ben bu dergıyi, başlardü, ilgi le ızlemıştim; bir ara yurt dışmda bulunduğum ıcin ızleme olanağım fcesilmjşti; altıncı soyının gelmssı ıla ılışkim yeniden kuruldu. Dergıdekı bırbirınaen ilginc yozılar içınde, ben şimdı.ık. «Meursault Ş'zofren miydi?» başlıklı, Tanıu inol'ın (Hacettepe Unıversitesı, Fransız Diü ve Edebiyatı Bolumu Ogretim Üyesı) incelemesı üzerınde durmak ıstıyorum. Genç denecek yaşta, bır otomobıl kazasındo ölen ünlü Fransız romancısı ve oyun yazan A. Camus, yazınsal yapıtları yonında. felsefî denemeleri ile de ilgiyi uzenne çekmış, boşka turlü söylemek gerekirse. yalnızca yaratmakla kalmayıp, insan davranışları, birey toplum tlışkısi, kışiye düşen eylem (değıstırme) özgurlüğü. ve butun bu sorjnsailar acısından, yazarın işlevi . gorevi konularında acıx secik tutumları yeğlemiş bır sanatçıdır. Öyle kı, denemeleri n, okuduğumda, ben onu, duşünlerin yaşama geçınlebı! r olduğunu göste r en sayılı düşünürler !ç nde değerlendlrmiştım. Kotılm katıımayın, «boşkaldırı» üe «saçma uyumsuz» bıraradolığı, kişiyi gizemsel bır katlanmaya, olana boyuneğmeğe değil, varoluşunun bil ncine itmeğo yarar. öyleyse sanat yapıtı da. benzeri bir amaca yönelik olmalıdır. Bildiğiniz gıbi, Meursault, «Ycboncı» adlı romanın başkişisıdır. Onu. Sartre ın kalemfnden tanımak ıstersek, şunları okuyalım: Annesinin ölümünün ertesj gunu denize gıren, uygunsuz bir llişkiye başlayan ve gulünc bır fılme giden. «günes yüzünden» bir Arabı öldüren ve Idamından bir gun önce. «bugüne dek ve hattâ şu anda bile cok mutlu olduğunu ilen sürerek. darağacının cevresinde «kendısınj nefret cığlıkları ile karşılayacak» bir sürü seyirci ısteyen bu kışıyı nosıl anlamak gerekirdi? Incelemenln sayın yazan, şun'an ekllyon Camus ise, Sisifos Efsanesi'nde romanının baş ©OLAYLAR ve GÖRGŞLER© 16 OCAK 1981 Hastamı, Değil mi: Melih Cevdet ANDAY klşlsinin sacnna adını verdıği «cok ganp bir tur» ınsan olcrak değerlendırır. Cok gar.p b r tur ınsan... Camus, bu garip kişiye dıkkatimızi, daha romanın adı iıe cekmektedır: Ycıbancı (L'etranger). Bızım eskıden kullandığımız «ecnebı» sozcüğu de bu antamda ıdı. Dışardan, bıl'nmed k bir yerden gelen kışı, garip, gurbete düşmüş. Anadolu gelenekleri arasında bu tur kişiye acıma, yardım etme vardır; buranın âdetlerinı bılmeyen, insanlannı tanımayan, bıraz şaşkın, belki biraz da korkulur bln. Oysa Meursault, kendi yurdundadır, oranın yabancısı değıldır, hatta patronunun Paris'te yerleşmesi önerısıni bıle gerı çevirmıştir. Öyle ise «yabancı» nitemi burada cok daha geniş kcpsamlı olarak kullanılmaktadır: Topluma, belkı de insanlığa yubancı duşmuşluk anıamında. işte, söz buraya geldıkte, yukardakl tanımlardan cok boşka konumdaki bir kişi İle, bır hasta ile karşı karşıya gelıyoruz. Zayıf kişilikli, topluma uyumda güclük ceken Meursault, bır şızofren olmasın?. Sayın Incelemeci, yazısında, Camus'nun bu roman kişisinl bır şizofren hosta olarak ele almakta ve bu tonılcmanın bulgularını Meursault' da aramaktadır. Etbet burada kaynakların tümü batılı eleştırmenlerm, bilgınlerin incelemeierıdir. Bjniarın bırtakımına gore, yalnız Meursault değil. Camus de, ruhsal kış lık bakımından irdelenmelidır. Hani abartarak konuşursak, «yaboncı» romanı icin, «hasta bir yazarın, hasta bır kışiyı anlatan romanı» dıyebileceğiz nerdeyse. Bereket sayın Tartju İnat. ruhcözumcülerin, bu romon kışısi ile yaratıcısını özleştiren tutumlarından yana değıldır; ama Meursaulfya gelince durum değışlyor, Yabancı'nın başkişisi kesenkes bır şızofrendir. Doğrusunu ararsanız, hekimeleştirmenlenn bu konuda sa/ıp döktuklerı belirtiler hıc de yabana atılır gıbı değil; öyle kı. bir hastanın idâm edilmiş olması sözkonusu edıldiğine gore.'insanın, Meursoult dâvasına yeniden bakılmasmı ısteyeceğı geliyor. Nereye geleceğim... ben sanat yapıtlarına bu tür bilimsel kuramlarla yaklaşılmasını hep yadırgamışımdır. Neden dersenız, sanot gerçeği bılı<Y> gerçeğinden ayn bir şeydlr ve sanırım hiç bır sanat yapıtı, bılımce doğruîanmaktan kazanmaz. Başka bir deyişle, bilımlerce doğrulanmayı gereksemez o Daha da iierj giderek dıyebiiirım kl, bilimsel bır kuramı ya aa kurol» doğrulayan bır sanat yapıtı, benim Için ilginç oımaktan cıkar. Bir ingiliz hekim eleştirmen, Hamlet'in deli tafclidi yapmayıp. dupedüz deli olduğunu ortaya atmıştı. Cünkü deli taklidl yapma biclminde ortaya cıkan bır delilık ceşıdi varmış. Homlet gerçekten deli ise onu seyretmeye neden gideyim! Bir hasta ile eğlenmek ayıp değil midir? Bu gibi sanat yapıtlarını sadece tıp fakültelerinde okutsalar daha lyi olmaz mı? Sanat ve yazın, butün Insanlan ilgilendiren, hotta butün insanlarda ortak olon sorunlar atar ortaya. Okur kendini tanır o sorunlann dile getirilmeslnde. Böylece, bilimlerin, felsefelerin, dinlerin kavrcryamadığı yo da tür olarak ele aldığı işin kavramasıno olanak bulunmayan somut inson, sadece sanatın ve yazının konusu olma ayrıcalığım taşır. Meursault, bir şizofren hasta diye tanırriandı mı, somut olmaktan, blrey olmaktan cıkar. Mr tur, hastalar sınıfının bir üyesi, bir örnek durumuna geciverir, okurla arosında hlc bir ortak yan kalmaz. Camus glbl, kişiyi varoluşunun bilincine iten. başkaldırmaya özendlren bir düşünOr yazıncının, yarattığı kişiyi belli bır hastalığın kurbanları arasından seçeceğlne ben kolay kolay inanmam. Eğer Camus'nun Meursault'yu bilincsizce yarattığı, başkışısıni, bilmeden ağır bir hasta kimliğinde ortaya cıkardığı söylenecek oiursa, o zaman gerçekten de Comus'yü ruhcözumcülere bırakmak gerekır. Cevre ıla uyumsuzluk, topluma yabancı duşme, umursamazlık, ılgisızlik Jcedönüklük, bir hastalığın boşlıca belırtıleri olabılır; ama hasta da ıçınde olmak üzere, bu belirtiler, kimi zaman daha geniş bir kesitin insanlannı kavramıştır bokarsınız, Buna. toplulukların hastalıkları gözö ıle bokılabileceği gıbi, olağan dururnlcr olarak da değer bicileblır. «Yabancı»yı buıun bu rtastalık kuruntularından uzok olarak okuduğumuzda, Meursault karşımıza bizden biri olarak cıkıverir. Annesınin ölumünün ertesi gunü denize p> ren. gülünc bir fılme giden, bir kızla buluşan yalnızca Meursault mudur ya? Zoraki matem daha mı sağlıklı bır tuıumdur? Cenaze kaldırtlrnadTO once tŞlmdıki halde annem sankl ölmemiş gıbi. Gomuldukten sonra ise bu iş sono ermı«ı ve daha resmi bir hal almış olacak> diye Meursault'yu. bu sözunden ötüru. sağlıklılar arasından alıp hastalar arasına itelemek bana hic de doğru gelmiyor. Çünkü her ölüsu olan Meursault gib) düşünmuştür. Hayır, Meursault'nun sağlıklı bir kişi olduğunu tanıtlamaya girışecek değılım. Onun bizi etkıleyen «garip» yanları, bır sanat kişisi, yaratılmış, yaratılırken de ayıklanmış, bir sorunu oydmlatacak gıbi biçimlendirilmiş olmasından gelmektedır. Butun büyük yapıtlardaki kişilerin bizde bunca ilgi uyandırmalannın nedenl budur. Oysa «hasta» bununla llişkisiz, başka bir gercekliktir. Bu iki ayn gercekliğin kişilerl arasında, bilim yolu İle de olsa, benzerlik aramaya kalkışmak, belki bılimin işine yarayabilir, ama sanata, yazına aykırı düşer sanırım. Hamlet'l, Meursault'yu birer ruh hastası olarak bilimce tanılamaya glrıştiğrrız anda, onlann dramını yok etmişsinizdir artık. Shakespeare'in, Camus'nün yerim ruhbilimcı aldı demektir. Ne gerek var yazına! Sakatlar Yıli jcurum Sayın Ra.nva.7jun Boz, önoe telefon etöı bir derdi olduğaınu söyledi. Denünizi mektupla bildirin, dedim. Yayınlar nusrnız mektubumu? Önce okuya.yım. Ve işte mektup... .Sayın ÜgiUler, Bu yıl sakatlar yılı. Blnlerce, onbtnlerce wt3caX, iş göremez insan, kendi sorunlanyla başba^a... Gunümüzün zor şartlannda sizler gibi yaşıyorlar, daha doğrusu yaşannaya çalışıyorlar. Maddi, manevl yonden hayatın acımasızlığı karşısında her gün biraz daha eriyip gidiyorlar. Sorunlanna el uzatar cak bir yetküi ve sorunlanna çare anyorlar. Ben de bu onbinlerin arasında sadeoe btrlslyiın. Merak etmeyin fazla zamanınızı alacak değllim. Sadece birkaç dakik&nızı alacak. başınızı agrıtacagım. tçinde bulunduğum ekonomik ve manevi bunahmlar, sonunda benl böylesi bir yazı yazmaya zorladı. Ben. çocukluk günlerimi gençlik cagına baglayan z<ym<^.n)Tnı Yetiştirme Yurtlarında tamamladun. Yani sizlerin «Kimseslzler Yurdu ya da Yuvası» dediginiz yerlerde... Burada yaşım dolduktan sonra beni bir fazlahk gibi atmaktan çekinmediler. O gunden sonra kendimi büyuk şehrin girdabında, oelişkilerle içiçe buldum. İstanbul geldikten sonra orada burada çalışmaya başladım. Seyyar saücılıktan sinema teşrifatçılıfına, kaynakçı çıraklıgından kahve garsonluguna kadar her türlü ise girip çıktım. Böylesi yerlerde de olsa kendime bir güvence hazırlamaya çalışıyordum. 5.8.19T7 tarihinde geçirmiş olduğum trafik kazAsmdan sonra artık yanm insan oldum. Hangi kapıya varsam iş göremez gerekçesıyle bana iş vermediler. Eskisi gibi sağa sola koşturamıyor, eski işlerimi yapamıyordum. Çünkü sürekli ayakta duramıyorum. Kaza neticesi sağ ayagım diz kapak altından kesilmiş durumda. Yetkilı hastanelerden aldjğım raporda ise sakatlık derecem yüzde 45. Devlet hastanelerinden aldığım raporlarda da belirtüdiği gibi devamlı ayaktaki işlerin dışmdakı her türlu işlerde çalışabihr durumdayım. Şimdiye kadar müracaat ettiğtm devlet tesekkülü yerlerdenbir sonuç alamadım. Ekonomik ve manevi yönlerden çok zor durumdayım. Bulmuş oldugum işler sürekli olmadıeı gibi, saglık yonüyle de maddi yanıyla da tatmin edici degiL Unutmayınız ki sakaüann çoğu saflam doğarlar. Bana yardım elini uzatacak, ayakta yapılacak işlerin dışında sürekli bir iş verebilecek veya bulabilecek ilgililerin aşağıdaki adrese veya telefon numarasına bildirmelerini rica ederim. Sakatlar Yılında on binlerce sakata sosyal guvence dilegiyle hoşça kalın.Acıbadem Dörtyol Mustafa Bey Sok Grup Ap. No. 5 Zeminkat Kadıkoy İst. Tel. 58 83 14 Ramazan Boz îçünlzden bazılan dlyebiltrler M: Ey tlhan Selçuk! Sen deli mlsin. saglamlann İş bulamadıgı bir ülkede sakaüara nasıl iş bulacagız? Hem bu dava bireysel çıkışlarla çözümlenlr mi? Hakhdırlar. :: : d^^t%' Büiyorum ki bu davalar böyle cözümlenemez. 5 milyon işsizin yaşadı^n bir toplumun üyesi olduğtunu da biliyorum. Ama durum böyleyken konuya dıkkati çekmek için yukandaki mektubu yayınladım. Kimbilir? Milyonlan eğlence kulüplerine ve kumarhanelere serpenlerin, moda evlerine yatıranlann, har vurup harman savuranlann toplumunda böyle bir uyanya da gerek vardır; çok görmeyin, azımsamayın. Ne diyor okurum Ramazan Boz Sakatların çoğu sağlam doğarlar. unutmayın!... Oysa biz kendimizi bile unutmuşuz; yaşlılan. sakatlan. yoksullan düşünecek kaç kişi var aramızda? Vünus Nadi Armağanı • H 198O1981 YAYIN SIRASI: 2 vazm TÜRKÜLEŞSİN DÜNYA Erhan TIĞLI tm si^aroyı a#zınızdan, çıkann derdl, tasayı kafaruzdan. Dudağmızda sigara yerine türkü taşıyın. Her gun bir türkü tutturun, alışın türkü söylemeye. Bir türkünüz olsun söylenecek. Kızdagınız olaylardan türkü söyleyerek alm hıncınızı. Bir türkü tutturun, bir türkü tüttürün do&an güne karşı. Türküler 6ilsin içinizdeki isi. dumanı. Deyin ki: •Sigaramm dumanı / Yoktur IMFnin imanı / Daha gelmedi mi bize / Kredi verecek zamanı?* Hep pwamız dalgalanacak değil ya deniz örneği. Biz de dalgBİanac&ğız elbet arada sırada. Hemen başlayın o zaman türküye: •Coştum yine dalgalanıyontm ben / Üç kadeh içtim sevdalaruyoru'm ben.' Kendinizi pek yalnız, dostsuz, arkadaşsız mı hissediyorsunuz? Unutun bir an icin konan ambargoyu, vlzeyi, tutturun türkünüzü: *Uey dingala dingala / Kömür koydum mangala / Ameriha, Avrupa dostum çok! / Çalkala yavrum çalkala'» Bakkala gidip bir şeyler aünak istediniz ama cebinizde para yok. «Vaz tahtaya bir daha / Tut defteri, kitabı / San Çizmeli Memetağa / Bir gün öder hesabı...' deyiverdiniz mi tamam. Ama dikkat edin ha, bakkal da size: *Veresiye vere vere kalmaüı / Allah canımı almadı* türküsünü söylemesin... Sabahleyin kalktınız. Terslikler üst üste geldi. Elektrik yanmadı, su akmadı. Kshvaltı yapamadınız. Beklediğiniz otobüs bir turlü gelmek bilmedi. Geldi de sizi abnadan gitti. Daha doğrusu saygısız bir kalabalık içeriye girmenizj engelledi. İşinize geç kalmadan gitmek için yayan yapıldak yollara düştünüz. Yoo... Kızıp köpürerek masmavi gününüzü Va rartmaya ne hakkınız var canıml Olur böyle vakalar... Her vatandaşın başına gelebilir. Çatlasanız da patlasanız da neyi değiştireceıksiniz ki t*k başımza? Öfkeyle kaJkanm ziyanla oturacagını da unutmayın ve uslu uslu türkünüzü okuyun bakayım: «Tefe tek basaraktan / Bade süzerekten / İnci dizerekten / Cel canım gel aman!' Kim mi gelecek? Güzel günler gelecek. Gelecek güzel günler değil mi zaten bizleri yaşama bağlayan. Umut eski bir türküdür, hiç bıkmadan söylenen gündüz, gece, tümce tümec, hece hece. Eskidir ama yeniye açıktır kapısı. Umut türküsüdür yeşerten mutlulu^umuzu. Öyle bir türküdür ki o. dallanıp budaklanınz onunla. Çiçek açarız, meyvaya dururuz, karamsarlıga, kötümserliğe engel oiuruz. Sımsıcak bir sevda soluğuyla türküleşti mi dünya. gel de türkü söyleme, dogasla birlikte. Gel de doğmasm içine burcu burcu bir tutku. bir yaşama sevinci. Öyle bir türküdür ki Anadolu. alev alev sevda kokar her soluğu. Gelin soldurmayalım onu, sulayalım öz suyumuzla. canlandıralım emegimizle, cabamızla. Başanlanmız kılıç olsun keskin, geriligi, karanlığı yensin. kalksın ortadan kin, yeşersin sevgi ekin. sıcacık ekmek olsun yasamalc, yiyelim kardeşçe paylaşarak dilim dilim. *Görecek günler var daha Aldırma gönül akbrma.'» A | NSANLARIN topluca yaşaI masıyla doğan toplumsal I tavır, giderek hukuk kurallannı oluşturmuştur. Bu acıdan yasaları toplumun dıli olarak gorebilirız. Ceza yasalannda geçen curum ve kabahat kavramlan ise özunde. toplumun tepki duyduğu davranış bıçımlerinın hukuk dılindekı adıdır. Yine bu toplumsal tavrın yönü ve tepki oıcüsOdür ki, yasaların suc saydığı davranışların yaptırımlcrını (cezalannı) belirlemiştir. Örneğin adom öldurmekle hırsızlık yapmanın toplumdakı tepkisi a/nı değıldır. İşte bunun ıcin ceza yasalarındakı yaptırımlor da değişlk ağırlıklarda oluşmuştur. Sözgeliml, birinır» cezası öbürünün on katı olarak duzenlenmişse o toplum, o suço eteki suclara göre on kat daha fazla tepki duyuyor denebilir. Vergi yasalannda kacakçtlık cezasının üc kat olarak belirlenmış olması, yukarıda anlatmaya cal'Ştığımız olgunun iyi bır örneğıdir: Toplum ve onun odına vergi yönetimı kendisine «bir ölcü» haksızlık yepandan, «üc ölcü» ceza alarak bu konudaki tepkisinin «bire üc» olduğunu ortaya koymuştur. Enflasyonda Vergi Cezaları VERGİ SUÇLARINDA, CAYDIRICI OLARAK PARA CEZASI UYGULAMAK OLUMLU BİR YOL DEĞİLDİR. ÖRNEĞİN HAPİS YA DA İŞ YERİNİ KAPAMA, DAHA ETKİN CEZADIR. derek yapılan bu hesaplamonın varsayımları yuzde seksenlık bir enflasyon ve altı yıllık uyuşmazlık süresi olarak alınırsa cıkan sonuç daha da carpıcı olmaktadır. Ödenecek ceza kesılenın %2.9'u. vergınınse %8,7'sıdır. Hesaplar göstermektedır ki. /ergı kacakcılığma şımdiki gibı para cezalarıyla tepki göstermek. aracılık işlevi gören paranın hızla değer yitlrmesi karşısında uyguiayıcılan amaclanndan soptırmakta. yanılgıya düşürmektedir. Butun bunların yanısıra yozımızın başında sözuno ettiğimiz yaptınmlar arası denge (ya da ceza dağıtımındaki tarafsızlık) yitirilmektedir. Sonuç ve Öneri Yaptırımların etklnliğinl ve gecerliliğlni korumada en kestırme yol parasal cezalara bu denli bel bağlanmomaktan g e c e r . Uyuşmazlıkların bir yılda cözümlenebılmesi bile cezanın yıpranmasını önleyemez. Ama örneğin on günlük' hopıs ya da kapatma cezası, ("kı. bu en etkinidir) on yıl sürebilecek bir yargılama sonunda bıle aynı etkinliği taşır. Surekli enflasyon dönemlerinde parasal cezalar kesinlikle bu tür yaptırımlarla desteklenmezse vergiciHğin başarı şansı düşük olur. Vergi cezokın doha çok, para aracılığıyla uYgulanmalıdır denecek oiursa, şimdiki uc kat kacakçılık cezasından vazgecıl melidir. Cünkü, ilk düzenlemenin yapıidığı yıllardaki bu ceza, 1981 yılı icin sadece gorünüşte (nominal, savmaca olarak) aynı kalmıştır. Sözünü ettiğimiz yap tırım bugün lyimser varsayımlarla, yüzde üc yüz değil, yüzde elli beştır. Bu gercek. her zaman icin gözönünde bulundurulmalı ve üç kat ceza enflas yonun yıpratıcı etkislni giderecek ölçüde yukseltilmelidlr kl. duzenlemenin yapıldığı yıllordaki etkinlik korunabilsin. amoco uloşılabilsin. Aynı yönde etki, vergi yargısının hızlandınlmosıyla kısmen yaratılabilir. Yeni yasal düzenlemeler bu konuda uygulayıcılara umut verlcldlr. Bir başka cözüm, sonundc haksız çıkan yükümlünün mutlaka enflasyon oranına yakm bir ölcüde geclkme faizi ödemesimn yasalara gırmesidir. Aksi durumda, uyuşmazlıkla gecen süreler yaptırımların etkisinl azaltacaktır. Tüm bunlar gözardı edildiğinde ise: gercek ağtr lığı, kayba uğratılan verginin yuzde ellisi oranında olabilecek parasol yaptırımlardan caydıncılık ve haksızlığı giderme işlevi beklemek onlamsız olacakîır. Bülent SOYLAN Maliy« Bokonlığı Hesap Uzmanı şılaştırılması, yıpranmanın ölcüsunu gorme bakımından yarorlı olacaktır. Örneğin 1950 yılında yuz bın liralık vergi kaybınc neden olana verilen üc yüzbin liralık kacakcılık cezosı, her türlü uyuşmazlığı gıderilıp odenmesi gereken aşamaya gelindiğinde yine aynı ağırlıktaydı. Cünkü, uyuşmazlık süreslnce para değerinde gerileme olmadığından verilen cezanın etkinliği de azol mazdı. Yanl, yoptırım gerçekten işlenen sucun üc katı ağırlığında uygulanabilmekteydı. Bu etkinlik zaman icinde giderek ozaldı ve özellikle son yıllarda olağanüstü boyutlora ulaştı. Bugüne kadar olan uygulamalarda vergi uyuşmazlıkla rı 58 yıldan önce sonuc'andırılamamaktadır. Yine son beş yıldır enflasyon %20'lerden başlayıp %80'lere koĞar yukseimiştır. Bu vertlerden giderek, uyuşmazlık süresmi beş ytiv»t>u suredeki ortalama enflasyon oranını %40 kabul edip bir hesaplama yapacak olursak, vergi kacakcılığma uygulanan yüzde üc yüz (uc kat) kacakçılık cezasının odenmesi gerekir halele geldığı gun, vergi aslının yuzde elli besıne düştüğünü görürüz. Yine bu yıpranma oranına gore, verılmeyen yüz bin lira lcm kesilen üc yüz bın lırolrk ceza. keslnleşene kador elli beş bın beş yüz lıraya ya da kesılmiş cezanın %18.5'ıne inmekted'r. Reel ilişkilerden gi Parasal Ceza Etkisiz Suca ve sucluya karşı duyulan toplumsal tepkiler, yasalarda cok ceşitli şekillerde düzenlenmiştir. Hürriyeti bağlayıcı cezalar, para cezaları. meslek ve sanattan alıkoyma, ışyerinin belli süre kapatılması gıbileri bunların başlıcalarmdandır. Bir suca karşı parasal ceza yoiuyla tepki gosterilmesi (haklılığı bır yana) bu sayılanların en kolayı ve kamu otoritesine kulfet yerine nımeti olan yöntemidır. Enflasyonsuz yılların kolaylıklı aracı olon parasal ce zalar bugünlerde ne yazık kl ödevinl tam olarak yerine getirememekte, hatta bununla da kalmayıp omactan önemli sapmalara yolacmaktadır. Bu konudakj en büyük sorun, vergi cezalarının etkınliğinın sağlanabilmesinde ortoya cıkmaktadır. Konuyu düzenleyen Vergi Usul Yasası, vergi ka çakcılığmda kayba uğratılan verginın üc katı kadar ceza alınmasını hükme bağlamokla hem kayba uğrayan devlet alacağının geri alınarak kaybın giderilmesini ve hem de vergi kacırma isteklerini caydıncı etkiler yaratnnoyı amaclamıştır. Butün bunlara karşın yaşanan entlasyon, pek cok şey g b i bu muesseseyi de bekleneni sağlayama2 durumlara düşurmüştür. Sözunu ettiğimiz cezanın yasalaştığı o enflasvonsuz yıllardaki etkınliğın şımdılerdeki etkinlikle kar MEVLİT Tüm aile efradı iie beraber akrobalarını, dostlarım, mesai ve okul arkadaşlorını unutulmaz acıla ricinde bırakarak ebedıyete intikal eden. yokluğunu bir an unutamayacağımız sevgili oğ~ lumuz, kardeşimiz BULMACA SOLDAN SAĞA : ! Mecazi anlamda bir ysrln en eskjsi olan kimse. 2 Cerahat. HaJk yazuımda k&lıye. 3 Hayvtn yiyeceö. Eski dilde haiir. 4 üjnım •açiamak icin kullanılan ses gruplanndan her biri. Terst nikelin sım(î«si. 5 Kı? ortası, bğiD en şlddetH zamanı. 6 ilgi Ve bunun gıbi anlamında kulluulan tasaltma 7 Tersi yeterh miktarda olmayar.. Bır sonı. 8 Buyükler. Tersı bırdenbtre oluveren. 9 Insamn dışında kaîan ve ağırlı«ı ıle kiüesı olan her türlü varLk, şey. Genışiik. TCKARIDAN AŞAGI1A : 1 Titjeştıri'ınce anaseslerden binni veren kuçük çeiilt aygıt. 2 Vsnlmak istenen son. Bir nota. 3 Bir süs bıtkİRl. En kısa zaman. 4 Hayvan bannağl. Namazda bir bolum 5 Ava alıştınlabilen küçük yırtıcı bir kuş 6 Sak&lın alt dudak altındaM kısmı. 7 Avuç içi. Bir sajı. 8 Gecellikle caml avlularında bulunan üzerı kubbelt ya da açüc haviiz 9 Tersi binmeye aynimi9 sei'. daha çok at. 23456789 AHMET GÜNGOR'ün vefatmın 40. günune tesadüf eden 17 ocak 1981 günu (yarın) Bostancı Camh'nde (Bostancı Tren İstasyonu arkasında) öğlen namazını müteakıp değerli mevlıthankJr tarcfından aziz rtıhu ıcin mevlid'ı şerif kıraat edılecektir. Akrabalarımızo. dostlarımıza ve dın kardeşlerlmlze duyurulur. AİLESİ Bır cıns kurk h&jvanı. k h&jvanı. DİNKC Bl'LMACANIN SOLDAN SAĞA : 1 laşkesti. 2 Sunni. 3 Amyant. Tm. 4 Mefcter. It 5 oüS Eski. 6 lasA. iaN. 7 Anl. Darnla S Eanes. 9 Atmaca Te. \XKARIDA.N AŞAĞIYA : 1 Tramola. 2 Melanet. 3 Şeyhıslam. 4 atsA Ka 5 esr.E deC. 6 Sjtre A£!>. 7 tK Sım. 8 Ir.tlkalet 9 Irntina. çözrnt (Cumhuriyet 347) TCDD BİRİNCİ İŞLETME BAŞMÜDÜRLÜĞÜ ALIM SATIM VE İHALE KOMİSYON BAŞKANLIĞI MUHTEÜF HURDA MALZEME SATILACAKTIR 1. Aşağıda yazılı malzeme, hizalannda gösterilen gün ve saatlerde Haydarpaşa'daki Komisyonumuzda kapalı zarf usulü ile satılacaktır. 2. Tekliflerln artırmc saotlnden yorrm saat evvel Komisyona verılmıs veya gelmış olması şarttır. 3 Gecci teminatlan teklif edilen bedelin yüzde Ikibuçuk o!up sartnameler Komisyondan bedelsiz alınabilir. 4. TCDD. 2490 sayılı Kanuna tabl olmadığındon ıhaleyl yopıp yapmamakta veya bir bölümünu yapmakta ve tercih ettiğl talibe yapmakta tamamen serbesttlr. S.Na: 1 M.S.B. Dış Tedarik Daire Başkanlığından 16246/1891 Sayılı Kanun ve llgill kararnameleri uyannca aşağıda cins ve miktan yazılı tıbbi malzeme, yurt dışındon satın alınacaktır. Miktan Cinsi Bıigisayorlı bütün vücut tomografisı 1 Adet EEG (ELECTRDENSEFALOGRAM) Polıgraf cihazı 2 Adet 2 Sartnameler M.S.B.'lığı Dış Tedarik Daire Başkanlığından. istanbul, İzmır Levazım Amirliğinden (Dilekc© ile bırl : kte temsılcılik belgesi karşılığt) ve Londrc. Porıs, Roma. VVashington, Tokyo, Ottavva. Oslo. Stockholm Askeri Ataşeliklerinden, BWB (Koblenz Almanya) İrtitoat Hsyetl Başkanlığından temin edilebüir. 3 Telgrof weya yazı ile vapılan isteklere cevap verllmez. 4 Usulune uygun teklifler en goc 2 mart 1981 gunü saat 10 OO'a kodar M.S.B.'lığı D19 Tedar* Daire Başkanlığında bulundurıılacak veyo anılan Bcşkanlığa »lden teslirn edılecektir. Bu tarlhten sonra intikal edecek teklifler dlkkate alınmayacaktır. S.No.: 1. 2. Clnsl cton eunu S.2.1981 5.2.1981 62.1981 Saatl 15. 15, 15. I 200 ADET OTOMATİK MASA TELEFONU İLE 5000 M. 2X1+0,8 P H TİPİ DIŞ TESİSAT KABLOSU SATIN ALINACAKTIR İ.E.T.T. Genel Mudurlugunden 1 Yukarıda yazılı malzeme mektupla fıyat ve ctkiif isteme usulü ile ihaleye çıkarılmış olup, şartnarıado yazılı kanuni nısbetlere göre hesap edılecek temınatı ıhtiva eden teklif mektuplon, 29 ocak 1981 per5embe günü saat 15.00'e kadar Metrohan 4. katta bulunan Levazım Müdürluğü. Elektrik ve Gaz Şefliğıne verilecektlr. 2 Bu tşe ait çartnameler Levazım Mudurlüâü. Elektrik ve Gaz Kısım Sefllginden bedelsiz olarak alınabllir. (Basın: 10519) • 345 Cumhuriyet Sohlbl: Cumhuriyet Matbaacılık ve GazetecM'k T.A.S adına NADİR NADİ G«n»l Yayın Müdürü OKTAY KURTBOKE Müessese Müdürü EMİNE UŞAKLIGİL Yozı işleri Müdürü TURHAN ILGA2 Basan ve Yayan: Cumhurlyet Matbaacı!ık ve Gazetecrlik T A Ş . Cağaloğlu Türkocağı Cad. No: 3941 Posta Kutusu: 246 İSTANBUL Tel. : 20 97 03 B Ü RO L A R • ANKARA: Konur Sokak 24/4 YENİSEHİR Tel.: 17 58 25 17 58 66 idare: 18 33 35 • İZMİR: Hallt Zıva Bulvar, No: 65 Kat 3 Tel: 25 47 09 13 12 30 • ADANA: AtatOrk Caddesı. Turk Hava Kurumu İŞ Honı Kat 2 No: 13 Tel: 14 550 19 731 TAKVİM 16 OCAK 1981 Imsertc Güne; öğle ikindl Akşam Yatsı 6.39 8.22 13.23 15.51 18.06 19.42 2. 3 Sayak ve 25 ton bez kırpmtı Kursun ofcstt 11 t curutu Hurdo derl yelek 56 kalem ve kosket (Bosın: 10389) 346 (Bosım A, 5157. 10282} 344