Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İKİ CUMHURÎYET 13 NtSAN on haflalarda Cumhurbaşkanı adayı olarak gazeteierde bazı kışilena adlanm gördukçe, Dörduncü Murat çağında ya«amış ve gece gunduz sarhoş gezmesiyle un yapmış Bekn Mustafa Aga'yı anımsıyo rum. Onunla ilgilj şu fıkrayı sanırım coğuDUZ bilirsiniz: Mahallenm imamı ölunce halk toplanmış, belkı ıçki alışkanlığından vazgeçer diye onu zorla imam yapmışlar. Ölen faMunın Bekri Mustafa tarafından yapılan gomüime töreninden sonra halk kabristandan aynlırken Bekri Mustafa bir ara hızla gen dönüp taze mezann başına eğilerek: •Beni dinle imam efendı, demiş, eğer öte yandakiler dünyada ışlenn ne hald e oldugunu. sorarlarsa kendilerine, Bekri Mustafayı benim yenme imam yaptılar, deyiver; onlar anlarlar gayri ne halde olduğvunuzu.» Adlan gazetelere geçen başkan adaylan arasında herhalde Bekri Mustafa gibi içki duşkunü olanı yoktur. Şu halde bu fıkra niçin aklıma geliyor bilir misiniz? İmamlıgı kendi kişiliğiyle bağdaştıramayan Bekri Mustafa Ağa'nın haddini bilen kendine karşı ıçtenlikli olan. doğru bır adam oldugunu vurguladıgı için. Şimdi düşunüyorum; adlanm gazetelerde görduğum bazı adaylardan birisi «ez kaza» başkan seçilse Anıtkabir ziyaretine gittiği zaman acaba içinden. Aziz Ataturk, senin kurdugun Cumhurıyetin başkanı olmağa layık de£ilim ama, görüyorsun ki, benı aritmetik zorunluklar yuzunden seçtiler» diye fısıldayabilecek midir? Hiç sanmıyorum O: «Mademki beni seçenlerin resm{ göruşü budur. şu halde ben bu yüce yere oturmaya lâyık bir adanum» diye düşünecektir ve bizler de bugünkü Türkiye'nin ne halde oldugunu daha ıyi anlayacağız. S olaylar ve görüşler ARAYIŞ MI, DÜŞ MÜ?... Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU ciyim» yanıtını ahnca: «O halde luften çizmeden yukan çıkmayuı» demiş. O zamandan ben. kendi uzmanhğınin sınınnı aşıp bilir bilmez duşunceler ileri suren kişiler için «çizmeden yukan cıkmak» deyimi kullanılır. Hıristiyan Kilisesi de yüzyıllar boyunca çizmeden yukan çıkarak deneysel bilim işlerine kanşmış bu alandaki resmj göruşüne» karşı çıkan bilim adamlannı türlü işkenceler altında ınletip yok etmiştir. Galileo'nun işkenceden kurtulmak için imzalamak zorunda kaldığı belgenin Osmanlıca çevirisi, Avni Yakalıoğlu'nun Bertrand Russel'dan dilimize aktararak 1962'de Varlık Yayınlannda çıkardığı «İlimden Bekledifimiz adlı kitapta <S. 3031) ve «Bilim ve Teknik» Dergisi'nin şubat 1980 günlü 147. sayısında (S. 13) yer almış an Türkçesi de ta. rafımdan geçen hafta bu sütunlarda yayınlanmıştır. Buyuk Bilgin'i bilimsel bir gerçeği söyleyip yaymaktan o belge ile zorla vazgeçirdığini sanan katolik kilisesi Galileo'nun ölümünden tam 337 yıl sonra şimdiki Papa'mn agzıyla bilimsel gerçeklere teslim olmuştur Bunu görmek, bilimde «resmi görüş» diye bir kavram bulunmadıgının ve bulunamtyacağının kanıtlanması bakımından gerçekten ibret vericidir. Demek ki herkes. her kurum haddini bilmeli, kendi uzmanhk alanı dışındaki islerde «ahkam kesmemeli»dir. ••• Bizim ülkemfzde de vaktiyle din v« dünya alanında egemen olan kişilerin uzun »üre bilime ve tekniğe nasıl sırt çevirdiklerini burada uzun uzadıya anlatmak gereğıni duymuyorum. Basımcılık tekniğini bile Batı'dan yüzlerce yıl sonra o da bin güçlükle uygulayabildiğimizl birfcz okurauş kışiler arasında bilmeyen yoktur. Durum bu olduğu halde ve gunümuzde bile en açık bilimsel gerçeklere sırt çevirip evrenin gizlerini bulmak için yurütülen araştırmalan Allah'm işine kanşma sayarak kapkara bir bağnazlık zihniyeti taşıyan kuşaklar yetiştirme yolunda yürünurken: •Efendim. biz nıçin hâkim millet iken mahkum ve mazlum millet durumuna düştük? Neden efendi millet iken Batı karşısında dilenci millet olduk?» diye soru soranlar, ya sahtekârdırlar, ya aymazlık içindedirler, ya da boşuna nefes tüketmektedirler. Geçen yıl uzun surecek bir yolculuğa çıkarken gazeteye bıraktıgım yedek yazılar arasında «Şenat Üniversitesi», «Ramazan Ayı ve Din Reformu» başlıklı iki makale vardı. Ülkeye döndükten sonra bulduğum mektuplar içinde çok genç olduklan işlek yazılarından anlaşılan bir takım bağnaz kişiler bu yazılanmdan ötüru beni tannsızlıkla suçluyorlardı Mektuplardan birinde ölüm tehdidi bile vardı. Hıristiyan uluslardan 45 yüzyıl geri oldugumuz a a gerçeğinin utanç vericj yüzü sıntıyordu bu satırlann arasından. Olkem hesabına çok üzüldüm. Memleketin sömürgeleşmeye doğru yol alması, sermayenin emeğl ezmesi, bu genç kafalan hiç ilgilendirmiyordu da, «din reformu» düşuncesine karşı bir takım saldınlarla dinsel görevlerini yerine getirdiklerini sanmak ilgilendiriyordu onlan!.. ••• Bundan 460 yıl önce Alman Papazı Martin Luther (1483 1546) ve Fransız İsviçresinden Papaz Jean Calvin (Kalven) (1509 1564) Hıristiyanlıkta reform ilkelerini Almanya ve Fransa'da yaydıklan zaman kovuşturmaya uğramışlar, saklanmak zorunda kalmışlar, Calvin Isviçre'ye sığınmış. Houenot adı takılan Fransız protestanlan da bir süre sonra kitle halind« öldürulmüşlerdl •Resml görüş» dedıtn de aklıma geldi: Geçen hafta çıkan «Hınstiyanlık ve Bılım» başkklı yazımda Roma Katolik Kilisesinin evren konusundak; «resmi görüşü»nden söz etmiştim. Bu görüş «Dünyanın evrenin ortasında kıpırdamadan duran bir merkez olduğu ve güneşle bütün yıldızların bu merkez yöresinde döndüğü» yolunda idi. Şu fıkrayı herhalde anımsayacaksıtuz Ünlü bir ressamm yaptıgı çizmeli bır subay tablosu karşısında durup, çizmenin renk. bicim, kıvrım ve gölgelerinden başlayarak daha yukanlara doğru resim sanatı ile hiç ilgisi olmayan saçma sapan eleştirilerde bulunan kişiye ressam. mesleğini sormuş ve «çizme C1572). Protestan mern"eWne gfren Wrço> H(i Ingıltere Almanya, Hoilanda ve Fransa'dan kaçarak o zamanlar daha yeru bulunmuş sayılan Amenka kıtasına sığındılar. Protestanlık her yana yayıldı ve böylece Hınstiyanhkta din reformu gerçekleşti. Fransa'daki St. Barthelemy kınmmdan 120 yıl sonra 1692'de Amerika'nın Baltimore kentindeki eski St. Paul (Sen Pol) Kilsesinde bir protestan papazınca yazıldığı sanılan bir belge bulundu. Din reformlannın katı din adamlannı ne denli hoşgörülü durum a getirdiğini kanıtlayan bu belgenin kimj parçalannı, «Islam dininde reform» kavramından ürken ve beni dinsizlikle suçlayan ve onlann kafasını bu doğrultuda yıkayan zavallılann gözleri önüne sermek isterim: •İnandığmız gerçekleri dingin ve açık bir biçimde söyleyiniz ve başkalannı sıkıcı ve bilgisiz de olsalar dinleyiniz. Çunkü onlann da herhalde anlatmak istedikleri bir şeyler vardır. (...) Dünya düzenbazlıklarla doludur. ama bu durum erdemlerin varhğını görmenize engel ohnamalıdır. (...) Yıllann gereğinj sessizce yerine getiriniz ve gençliğe özgü şeyleri tathlıkla bırakınız. Ruhunuzun gücünu, ansızın gelecek felaketlere karşı sizi koruyacak yolda eğitiniz. (...) Korkulardan pek çoğunun kaynağı insanın. kendisini tukenmiş ve yalnız kalmış hissetmesidir. Onurunuzu koruyacak bir disipline bağlı olmanm dışında, kendinize karşı hoşgorulü olunuz. Ağaçlar ve yıldızlar gibi siz de evrenin bir çocugusunuz ve evren siz daha anlayamıyor olsanız bile gizlerini gerektiği biçimde açma yolundadır. Tann'yı nasıl düşünürseniz düşününüz, ona kar şı gelmeyiniz. Yaşamın gürültülü kargaşası içindeki çabalannız ve ülküleriniz ne olursa olsun. kendi ruhunuzla da banş içinde olunuz. Bütün yapmacıklan tatsızlıklan ve yıkılmış düşleri ile de olsa. bu dünya güzel bir dunyadır.» Olkemizde herkes, başta kendisinden söz ettigim Bekri Mustafa Aga kadar haddini bilse, üreticilitin ve üretici emegin gerçek değerine v e bilincine ulaşsa, bu güzel dünyanm en güzel parçalanndan birj olan ülkemizde, Türk ulusu olarak, kendi kaynak ve olanaklanmızla, ne denli güzel. ne denli onurlu bir yaşam sürerdik!.. Kimi zaman böyle düşler görmek gereksinimi de doguyor insanm ruhunda!.. Ama bu. düş mü, arayış mı, bilmlyorum... Bilim Dönyası .Vehbi BELGIL Vücudun Ürettiği Ilaç N ezle, grip, Ispanyol nezlesi, zona, konjunktiva, su Ciceği, kızamık, çocuk felcl, kabakulak, sarı humma... gibi virüslü hastalıklarla kan kanseri bir tür kemik kanseri olan (osteogenic sorcoma), meme kanserı, kemık ılığindeki plazma hücrelerinın kanseri (mültipl miyatomı lefoma... gibi kanser türlerine iyi gelece ğı sanılan tinterferon» adlı yeni bir ilâcın geniş çapta üretllmesl gırışimlerine başlanmıştır. Benzetmeyle anlatma V ücudun ürettiği bu ilâcın ne oldugunu önce bir benzetme ile. sonra da tıptakı yerine oturtarak anlatabılıriz.. Şoyle: Dükkânlarla dolu bır caddeye sılohlı haydutların saldırdığını duşünelım. Saldırılan ılk dukkânın sahıbı bır adamını gizlice öbür dükkânlara gönderip durumdan onlan haberliyor. O dükkân sahipleri hemen karşı koyma hazırlıklarına gecıyorlar, orneğın sılâhlanıyorlar. İşte henüz saldınya uğramamış dükkânların hazırladıkları bu silâhlar tinterferon» olmaktadır. Dükkânların hepsine haber veren adam da finterferonıdur. Şımdl bu benzetmeyı tıptakı yerine oturtalım: Vücudun bir hücresine bır virus girerek derhal faallyete başlıyor. Hücrenin çekırdeğı, vıruslere karşı koruyucu bır sıvı olan «interferon» yapımı içın ernır veriyor. Bu cinterferon» hücreden dışarı sızarak henuz saldırısına uğramamış hücreleri haberdar edıyor. Ve o hucreler derhal cinterferon» yapımına başlıyarak kendilerine de gelebılecek viruse karşı önlem alıyorlar. Yukardo saydığımız hastolıklara iyı geleceği sanılan ve «hârıkaı denen ilâc işte bu «interferon» denen koruyucu sıvının vucuddan çıkarılmış bicimidir. İlâcın adı • nterferon ingillzcede, catışma, korşr koyrno ar>I lamına gelen cinterfere» (İnterför) sözcuğü ile birim anlamına gelen «on» sözcüğünün birleştirilmesınden meydona gelmıştır. Boylece «İnterferon». «önleme bırimi». «savaş birlmi» gibi anlamlara gelmektedir. Dilımizde buna «Önler» adını verebılıriz: «lki kutu önler içiniz, önler iğnesi yaptırınız» tümcelerınde olacağı gibi. Kayınpederin, kızını, müstakbei damadına tKızım mükemmel bır kızdır, yalnız bır kusuru vardır. bıraz gebedir» diye tanıtmasında olduğu gıbı «İnterferon»un da tek kusuru «türe özgü» olması, yeni her canlının ınterferonunun yalnız kendi türündekilerde etkin olmasıdır. Şeker hastalığının baş ilâcı insulın sığır ve domuz pankreaslarından cıkarılarak Insana uygulanabıldiğl halde interferon ıcm böyle bir şey soz konusu değıldir. Yanl, maymun interferonu maymunlarda. fare ınterferonu farelerde kullanılabılmektedır. Bu durumun olumsuz yonı, ınsanda kullanılacak ınterferon'un ınsandan çıkarılması zorunudur. Bu «bırozcık gebelık» turunden bır gücluktür. Cunkü, bu günkü tekniğe göre, 45 000 lıtre ınsan kanından ancak yarım gram ınterferon cıkarılmaktadır. Ve gram ınterferonun fıyotı 20 milyon dolarla 40 milyon dolar arasında değışmektedır. (1.5 3 trilyon Türk lirası). Bu yüzden de, bu ılâc, bu gün ancak laboratuvarlarda ve deneme hostalanndo kullanılmaktadır. örneğin, bır hastanm deneme hastosı secılebılmesı icm tprotokol» denılen kurallar konmuştur. Bunların kımılerı şunlardır: 1) amelıyat ve ışm tedavisinin yarar sağlamadığı meme kanseri hastaları, 2) mıyelom denen ılık kanserıne yakalanmış olanlar, 3) bılınen tedavi bicımlennin hicbirinın sonuc vermedlği lenfoma türü kanser kurbonlan. Ancak, şunu da hemen eklemek gerekır kl bu durumdaki hastoların hepsine kapılar acık değildır. Deneme hastaları bu tür hastalıklara yakalanmış olanlardan secılmektedir. OKTAY AKBAL EVET HAYIR Ümit Yok mu Artık?.. Cumhuriyel Ithalât bir senede 100 milyon liramızı vuttu GOmruk ldareslnln tertlp ettigi aylık ltbalat ve ihracat istatlsUkJerinden 1929 senesı mayıs ve teşnnlevvel fcyıos alt olanlan d» Ithalât Mayıs 21 159 000 T . evvel 8 579 000 Elhundüllilftb 1929 TejnnleTvel ihracatı lthalatından tazla bir ay olmuş, ona mukabıl mayıs lthalâtı da Ihra catından fazla. 1928 senesınde lthalâtuı (azlalıjı 50 mU yon idl Bu iübarla 1929 seneslnde 1928 m np«ifM» nazaran 50 nıU yon iira fazlaslyle bu senede 100 milyon İira h&rlce (rttmlştlr Bu aenenln bllançonmdakl 100 milyon 11 rahk farton senelerden bert görülmenüs korbır fark oldugu1929 sensstnln mayıs ve teşrınievvel lthalAt ve ihracat agagıdakl miktar TüK hrasın& baüç olmustur. thrhcat 10 273 000 14 107 000 nu kaydettikten f o n n 1930 senesınin lyı bir sena olmasını temennl edeıiz 1930 13 Nisan <Yazdık!arımızın, kışı ve toplum, sınıfıar, uluslor, COğ üstünde bır etkısı yoksa. t>lr değışıklik yapmayacaksa neden boşuna yorulalım. Elbette bır değışımı omaclıyoruz.> Gerçek adı «Garıp»tl Ümt Koftancıoğlu'nun.» Bir çok oyküsünün kahramanı da bu Garıp'tı. Yonı kendısi... Kars'ırt Hanak bucağının Saskara koyünde doğmuş bır Garıp... «Dönemeç» odlı oyküsunde Garlp'ın köyunden nasıl kalkıp gundüzgsce yuruyup Cıkıvuz Köy Enstıtüsune gelışınf, uzun uğraşlardan SOATO okuia glrişini onlotır. Bır özyaşam öykusudjr, arna bınlerce. yuzbınlerce, milyonlarca Gorıp'ın yaşamı vardır orodo, özlemı vardır, seruveni vardır. Nıce Garıp'ler gelıp çecer yaşamdon. Kaçı ıstedığl amaca, yere ulaşır? Pek ozı. Çoğu dökülür kalır tozlu, taşlı yollarda. o engelter acilarla dolu yaşam geçıtlerınde... Orrit Koftancıoğiu öğrenimın! tomamladı.. llkokul öğretmenhğl yaptı Mardin'ln Oenk llçesı köylerlnde... tTüfekliler» rorranında o gunlerıni başorıyla anlatır. Mardin köylerınin, insanlonnın, ağolarımn nerdeyse yüzyıllardır değışmeyen yazgısını buluruz orda... Sonra gider Gozi Eğıtım Enstitusune, bu kez ortaokul oğretmenl olorak daho sonro do TRT'de uzman olarak görev yapar. BT yondan da şıırle, düzyazıyla duygularını. gözlemlerınt. doho doğrusu yaşamının renklı renksiz yonlarınt kağıda gecırmektedlr. Bir değışımı amaclamaktadK yukarao aldiğım sözlerinde de vurguladığı glbl... Bır değışım! Blreysel cıkıslarla kışının kendinde yapabıleceg\ değısimlerı de aşan bir değişim. toplumda, bu yerleş'k bozukduzertde yapılması gereken bır olurrlu, bır yorartı değışım... Ümıt Kaftancıoglu'nu cumo sabohı saat yedi buçukta evınin önünde vurdular. Yanınöa oğlu da vardı. Yedı kurşun yemış, ameiıyata gâtürülürken olmüş. Bulunan kurşun kovanlanndan onloşıldıgmo göre, oinayet oracı olon sılahlar da her yerde bulunmaz, alınmaz, satıimaz ceşıttenmı$. Akia neler geimıyor neier. Hıc bır sorusturmanın ayrıntılarına kadar kamuoyu onunde acıktanmadıöıno, bir takırr öldürmelerın gerçek nedenlerınin onlaşıiamadığına bakarak, Kaftancıoglu'nu öldüren 8ilahların ve kişilerin nıtelığı, kimlıği de belkı bir <sır> olorak kalacaktır. ama söylentlier kulaktan kuiağa 8ürup gidecektır. Özellıkle cinayeti üstlenen Müsluman Kardeşler adlı yenı büyük bir olasılıklı uydurma bır örgütün ilen surülmesı de gerçek katıllenn, gerçek cıpayet örgütlermın kendiierıni sakiamak ısteklerinın bır belırtlsıdır Bir örgüt var elbet. Turklye'yl oltust etmev' amaçiayan. sağdortsoldanortadan klşlleri bir blrf ardınco vuron.. Cesedın üstunde bırakılan kağıtta vazıiı olan; yoda teiefonia kendıni Ihbar eden sol yada sağ t>ir takım uydurmo örgüt adlorı değll bu korkunc cınayet orgütü1 Btjnu b'lelım, kendimlzl yanlıs öfkelere kaptırıp hedefı saptırmayalırr. Urtıvers'te öğretım uyelerl avukatlor, dokıorlor, savcıiar. emnıyet müöürlen. polisler, askerler, suboylar, partıciler, gczetecıler. başyazarlar, solcu sağcı garete yazorfon... Şimdi de ilk kez bir edebiyatcı, bir flykücü kurbon gidiyor bu clnayet örgütüne... Bu bakımdan Kaftancıoğlu'nun öldörülmesi Türk edebıyatına yapılmış Iğrenc bir saldırıdır. Yoşamı değıştirmek, daha ryl, daho doğru. dana ileri bir toplum düzenının kurulmosından yano yazorlar, ozanlar, Türkiye'nin gerllik, IIkellik, cağ dışılık botağından cıkmasını Istemeyenlerce tek tek kıyılmak tehl'kesiyle boşbaşadıtiar artık... Türkfye'nin tü"i llerlci güclen bu alcokca cinayet karşısındo tefc Wr yurrruk gibi blrle$mek zorundadıriar. Poşlzm kapımızda değll, lcmizdedir. Sllahmı östümüze doğruttmuş durmaksızın kan ve ölum kusuyor. ÖldürduVierlnln orVasmdon do boşsoğlıöt dilemeyl unutmuyor) Acılı yüzler, yoslı gözierle tabutlann ardından yuruyor!.. Ama lcten ice sevincinden kabına sığmoyorak. Turk toptumunu foşızmin botaöıno bütünüyle cekip aloo qünün yaklastığını hovol «derek.. 1929 umumi muvazenemizdeki müthiş açık! Yeni tarhîyatta geçen seneye nisbetle İira noksan görülüyor Deftardhrlık 930 senesi kazanç, verglsinin tarhlyatıru Ikmal etmi» Ur. Vergilerin Urhıyab memleketin iktisadı va zlyetini göstennesı i ü bariyle çok mühimdir. Çünkü bu tarhıyat J« tanbul dan her sene abnmakta olan kazanç verglsinin dlger senele re nazaran bu sene tar kmı gösterdig< glbl ay nı zaman da ticaret fa llyetinin bir mllyan da olabülr ve lküsadi bun ranın bir netlcesun gö» terlr. Deftardarlık henuı kaU lstaUsük ne«celerlni tamamiyle tesblt etmemi? olmakla beraber simdlllk bu se nekl vergi ile geçen seneki vergi mlktan a rasında epeyee fark o lacagı anlaşılmaktadır Şimdiki vazlyete n s zaran bu henüz endlşe lenecek bir düzeyde de Çıldır, fark 50 000 İira kadardır. 50 bin pktı. Bulanık bilgiler " nterferon vırüs'lü hastalıklara korşı bulunmuştur. Fakat kansenn kımı türlerinde de denenmis ve umut vericı sonuclar olınmıştır. Bu hal, kanserin de virus'lü bir hastalık olabıleceğı kuşkusunu uyandırmıştır. Kanserin bir virüs hastalığı olup olmadığı henüz bilinmemektedir. Bılınen, kemınci hayvanlarda görulen ve «polyoma» denen kanserin bır vırüsten ılerı geldığidlr. işin garip yanı. İnteneron'un, virüsten olmadığı bıiinen ışın ve kimyasal madde kökenli kanserlerde de lyi geldiğidir. I TürkAmerikan ticaret muahedesi ANKARA U (Telefonla) B. M. Mec llsı lçtlmasında Türklye Amenkan ticaret ve seyrisefaın mu kavelenamesl k edlldl. Maüy» »öı alarak: Vekill <Bu muahede ner lki devletln ticaret slstem lertoe tevafuk etmekta dlr. Bu astemler m ner Ud hüiümetln ken dl tarUa ve tlcarl v* cifelerine göre tanzlm edilmlstlr Muahede dıkkat ve ebem mlyetlldlr MOstaoelen müzakere ve kabulttnO rlca ederlrJM dedl Muahede muzakere ve kabul olundu. İnterferon konserti hücreleri öldürmekte, coğalmalan nı önlemektedir Başka bır özellık de şudun İnterferon, kanserll hücreleri, delicesine coğaldıkları sırada değll. uykuda, Istirahatte olduklan sırada durdurabilmektedır. Başka bir özellık: Vücudda vıruslenen ilk hücrenin Cikardığı interferon sadece obiır hücreleri uyarıp onlan da İnterferon yapımına yöneltmemekte. vücudun öbür ko ruma mekonizmalorını da harekete geçırmektedir. Etkinlik derecesi " nterferonun hangi hastolıklarda ne dereceye kadar etkın olduğu henuz tam bıiınmemektedır Uretımının çok pahalı ve cok az oluşu genış caplı deneme tedavilerinl önlemektedir. Kesin sonuç, ilâcın bütün dünyada yüzblnlerce kışı üzerinde denenmesınden sonra alınabılecektir. Bu gün icin. üöcın öbür kanser llâclorının zararlı yan etkılenni yapmadığı onlaşılmıştır. Kadın Birliği, kız mekteplerinde konferans verecek Tenl Beledlye kanonuyla kadınl&ra lntıhap bakkınm vertlmesl üze rtne Kadın Blrligi Kıı Orta Mekteplert ve LJ•elerde lntlhap bakkın da konferana verecekOl. Maarlt idareslnden müsaade latUuall için teşebbüâts bulunmusl&rdır, I Alman Donanması Akdeniz'e geliyor, Istanbul'a gelmesi de muhtemeldir Alman gazetslerintD verdigi malümata göre. A1r"nn Donanması Akdeniz'de bir talim ve manevra »eyahao yapmak için Almknva'* dan hareket etmistlr. Alman mrhlılan. 1908 •eneslnde vapılmıs ve son senelerde tecdit ve tamir edllmis 13J00 tonluk Küçük ve e t U »ırhlılardır. Akdeniz'e gelmekte olan donanmanın nıuo tellf llmanlan, bo a n da llTnfn1"1'" da zly» ret etmesi lhttmali var dır. 1957'de bulunan Interferoo bu gune kadar hep kuşku İle karşılanmıştır. Cünkü büyuk ilâc fabrıkaları yeni bır ilâcı kamuoyuna duyurmak ıçın büyuk gürültü koparma eğılimlnaedirler. Fakat, son bir kac yıl ıçındekl gelişmeler Amenkan kanser derneklerıne, vakıflarına keselerin>n ağzını açtırmıştır. Bunu gören b'r çok ıluc şır keti büyük capta üretım hazırlıklarına boslamışlardır. Şimdi ilk aşama. üâcı «sentetik yolla üretme» ve bunun sonucu olarak do «ucuzlatma» olacaktır. Bir rakı ismi aranıyor Bakkallar kooperatlfl bu defa oıyasaya çıka r&cagı rakılara bir lslm bulmak ıçln müsabaka açmaya karar vermistir. ZABITA» BELEOtn HEMCRLABI ILB OtLBHCtUat ARASINDJl SAKUMBAC Muaşeret 1 Bir genç kum nl«anluıyla blrlikte m kah vüzüŞO almagb Eltmesı doğru mudur' Gidebüir ama beraber olması «art deSlldir. 2 Nlkan meraalmı ne Uüsl ytina Kidebilu ml? Elbette. Vanlano da blrisıniE gıtnıesi muvabk deglldlr 3 Kikab masraJıru kimln bdemeal lânm? Erkegia HEM NAUNA HEM MIHINA Başsağlığı Yoyınevimizin değerli Yazon Üstatların aşkları! 4»ka razla vet, aakın taceUlratma «tt n d m ve blkayelere (aılk yer vermeve baa layan yevml gaıetelerl mlıde, ştmdi de edebl yst Ostatlanmızın a$k maoeralan tetrlka edli meye badaadı. Bu çjfı n ac*a Akfam reüklml«de, evvela 8amt pasacade Seıal Beyetendl 17 TMind» iken Ermenl aktrtsl» bir ku pk arıbanın mmiml karanlıtında btr otel ftjiinirnn g ^ P«nir4f haruninde kıvft num buian iik a&kını hikftye edlyor. Yarm dü «upbesiı rahmeüı kantocu Pena Haruma tutulan bir »ainn •evdasıru okuyacagıa. Bu t«k maoeralın bir tliMl* naltnde ne» rodildlgüıe gar» dür> kO edeblyat üsutlan busOnkO oesta edebiyat ötrttuklnt HW •sk oocalıgt da edeeeklar demek. esrar bohçalannı bu kk dar açmaya gelme» çünkü pek nezlh ve trOzide tanınnu» btr edibln çtrkin btr a»fcını an'anedl* ıratete sütunl&nndfc okumak meraklı OIM da bo* olmaa. Buyuk uratlar u » riya yajlı boya tablolarm benıerler. orjtn pek yakından »eyretmak dojru degüdir Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir Hıdrografl ve Oşmografl Doiresı Başkanlığı'ndan blldirilmlştir. ANKABA U (TeletM ta) Surayı Oevltt bugOn toplan&nk memur taytnlerinln Undl dine dair lâyihayı mO zakere etmiştir. Memurin lâyihası Şurayı Devlette DENİZCİLERE VE HAVACILARA 38 SAYILI BİLDİRİ 14 ile 18 Nlsan 1980 tarihlert arasında 09.00'dan 17.00'ye kadar aşağıdakl noktaları birleştlren saha İcinde seyretme, demırleme, avlanma ve bu sahanın 13.000 metreye kadar olan yüksekliği can ve mai emn.yetı oakımından tehlikelidir. KARADENİZ 014 SAHASI (1) 41 derece 13 dokika kuzey 29 derece 09 dakika doğu (2) 41 derece 27 dakika kuzey 29 derece 15 dakika doğu (3) 41 derece 22 dakika kuzey 29 derece 29 dakiko doğu (4) 41 derece 11 dakika kuzey 29 derece 29 dakika doğu DENİZCİLERE VE HAVACILARA OUYURUI.UR. (Basın: 12957) 2060 Ümit Kaftancıoglu'nu aa ve beklenmedik trtr aeklldo yltirmls buiunuyoruz. Aileslne, okur ve dostkmna boşsağlıği dllertz. REMZİ KİTABEVİ Sahıbi : Cumhoriyet Matbaacılık ve Gazetecülk T.A.S. adına: NADİR NADİ • Genel Yayın MüdürO: Oktay KCRTBÖKE A 3. razılsleri MOdurfl: Çettn Öıbayrak A Basan ve yayan : Ctnnhartyet HatbaacüıK ve Gazetecilik T.A.&. CagaloJIu TOrkocag> Cad. No 3841 • Foata Kutırau: 346 tSTANBCL Teler<m : 30 97 03 # CUMHURİYET BASTN AHLAK YASASINA UYMAY1 TAAHHüT EDEB A B C R O L A B : AMLARA Konur Sokak 24/4 7enlsehir Tel : 18 33 3ö 17 58 35 A IZMİR: HalltZly» Bulvan No. 65 Kat: 3. Tel : 35 47 00 13 13 30 • ADANA t AtMOrk Cad. TOrk Hava Kururau Is Hanı JUt r No: 13 Tel 14 550 IS 731 ABONE ÜCRETLER! An» ymt ta Tun dıs1 C1BB JOT( TA KVİ M 13 NtSAN tmsak 4.44 ULLUUJ ı 300 s t a 1880 «00 1.800 3 600 QOne« 0.27 ögle 1315 Tatcı 2150 «00 1500 3 600 7.200 Dçak Bcrrö. (nrplanas m »Jırn•TTKi uytulsnır. nkyHTH is.se 19 44