19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
V' İKI CUMHURİYET 29 ŞUBAT 1980 ARÎS Mllli Eğltlm Bakanhgı'nm 187» yılı aralık ayında ılk sayısuu bastırdığı hukümet değışıkhğınden sonra ıse yayını sürdurulmeyen MEB adlı dergıden kaç aydır söz etmek ıstıyordum, bir arkadaşım okumak üzere evımden aidı. getırmeyı unuttu. Bu kez ben başka bır arkadaşımdan buldum MEB'i, günlerdır yanımdan ayırmıyorum. Georges Charbonnler'nln, unlü budunbillmci Claude LevıStrauss ile konuşmasını belkı dört kez okudırm Bu konuşmamn en önenıh yanlanndan bın, çağcü toplumdakı gerçekten önemlı bır bölunmedır. Toplumun bır bolumu kabaca ıktısadı düzen denebılecek şeye, obür bölümü de kültür üretımıne venyor kendını Böylece bırbırinl anlamayan, bırbırine yabancı ıkı takım. llışkılen kesık olarak toplumda yanyana yaşayıp gıdıyor. Kültür üretimcisının ötekı alandakılere yaklaşmak ıçm gınşeceğl çabalar çogun boşa gitmektedır Çağımızın en buyuk sorunlanndan birldlr bu. Bır yazarın, bır duşunürun, bır sanatçmin konusu, tıka basa halk sorunlan ıle dolu da clsa, o yazar, o düşünür, o sanatçı gene de yabancıdır halka. Claude LevıStrauss Georges Charbonnlerrun ortaya attığı bu soruna, ılkel toplumlarla bır karşılaştırma yaparak aydınlık getınyor, «Yerh bir toplumda buyucü bır uzman olabıhr, ama komşudur gene de, yan kapıda oturur, tarunm onu, her gun rastlanm, kutsal olmayan bir çok konuda onunla konuşmam gerekir gelıp gıtmenuz vardır Onun bır buyücu olduğunu aklımdan çıkarmam elbette, ama ilişkılerlmızde yabancıhk ögesı yoktur Ban a kalırsa, toplumumuzda bu yabancıhk ögesi, çok basıt bir örnek alahm, Renault fabnkasmda çaIışan bır ışçmın bir bestecı ya da bır reslam ıle arkadaşlık etme fırsatının çok az oluşundan dogar» dıyor Biz şımdı bu konuşmamn öteki ilginç yanlannı başka bır yazıya bırakarak, MEBdekı «tarıh» konulu kimı yazılarla, Claude Levi Strauss'un söyledıklerj arasında ilışkıler kurmağa calışahm ve bırtakım ışe yarar sonuçlann, ardına düşelim. P olaylar ve görüşler Melih Cevdet ANDAV j kültur üreticimiz, «Tarih senden yana'» dediğinde halkta bir iytmserlik uyanıyor mu dersiniz? Sandıgıma göre, konumuzu bir sonuca vardırmaya yakl&şıyoruz artık. Kültür uretıcımız, bır buyucü olmadıgına göre (çunkü kanıtlanabüır bılgılerin zıncirlenmesı ıle, bır maskenin uyandırdığı duygu bırbırıne benzemez), bir savaşımda utkuya ermenın (nedense'), vazgeçılmez koşulu sayılan iyımserlığı, hangi tür zamansal yasalar uyarınca halka as.ılayabılecektır'? (Ben kötümserlıgin de guç doğuracagı kanısındayundır) Tarihin bir aon amacı var mıdır? Bu son amacı tanhe kım koymuştur^ Tanh bır gün bitecek mıdır' (Başka bu deyişle, dıyalektık gelisim sona erecek mıdır?) Daha da sorabihnz; tarihe ınanmak bızi savaşıma mı, tembelliğe mi sürükler? Bunlar kültür üreticilenmızın çözumledıklen sorunlar degıldlr kı, halka seslenırken bir iyımserlık,1 guven, savaşım duygusu uyandırabılsin Bugünku bunalımlı durumumuzda, ta0 rih nasıl bır yol ızleyecekhr Kesin olarak bılip bılmedıgımızı kendimıze soralım, Ük ışımiz bu olmalıdır bence. Bılmıyoruz. Önce şu sorunu tartışmalıyız Tanhsel olaylan artzamanlı bır ılışkıler dızgesı olarak mı, yoksa eşzamanlı bır ılışkıler dızgesi olarak mı ele alacagız? Neden sonuç mu, karşılıkh etkileşını mi? Konuyu okur içın meraklı kılabıldımse ne mutlu bana! Ama bıliyorum, buraya geldıgımde okurun da bana soracagı bır soru var. «Peki bayım, sen ne dıyorsun? Yann için ne duşünuyorsun' Yannı hazırlayan nedenler var mı, varsa bunlar nelerdır? Yoksa, tanhsel olaylann zıncirlenişı bir rastlantı mıdır?» Derim ki, ben tarihi canlı hücre, atom gıbi görme egıliminde olanlardan yanayım. İnsan yaşamı, her an patlamalara, sıçramamalara yetkın bir genel gücun parçasıdır. Bu güç bır yaratıcı guçtür ve bu bakımdan tanhsel yaşam sanata benzetılebılır Ama bu anlayış zamansal kesınlemelere pek de elverişli değıldır. Olabıleceklerın pek azını. kestirebıliyorum. Ben daha çok şaşırmaktan yanayım, şaşırtıcı olanı gozlerim O bir yaratmadır, yaratmayı kendımde duymak ıstenm. tyimserlik aşılamaya gelince, bunun için «büyücü olma»yı yeğlemekten başka çıkar yol yoktur sanıyorum knrtolaMbnlv de&flls. Blzhn bflyflcflınflz. Başkentte İdeolojik Çöp Yığınlan... ldeolo|i tek değıl ki' islâm ldeo!o|isl, Hırlstrytm ıdeoloıısı, sermaye sınıfı ıdeolojısı, ışçi sınıfı ideolo|ısi, Kemalıst ıdeoloıı, kuçuk burıuva ıdeolojısı, faşızmın ıdeolopsı Sayın sayabıldığınız kadar . Ama bız soyut olarak <deolo]iye düşmanız. Bır soygun olduğu zaman ılk ışımiz nedır? Hemen sorarız Ideolopk soygun m u ' Hayır O zaman rahot bir soluk alınz. Grev uygulomosmda nedır merakımız9 Ideolopk grev mı? Evet Vay alcaklar. Bır eylem (ıster yasal olsun, Ister yasadışı) btefm terazlmızde olmadık bir mantıkla tartılır Eğer bır soygun salt para ıçınse, eğer bır grev yalnız ucret amacıyla yapılmışsa sorun yoktur. Parasal değer yargıları Iclmıze ışlemıştır Paraya donuk herşeye eyvallah demeye hazırız, yeter kı eylemın ıçıne ıdeoloıı, yanı fıkır amacı gırmesın .. Pekı, hangı fikir? Başkentte cop yığınlan büyüdükçe büyuyor. PlsBk ve mıkrop tepelerı kokuşarak yuksellyor. Neden'' Ucretlerı venlmedıği İçın Beledıye temlzlik Işçllerl yasal haklannı kullanıyorlar, çoplerı kaldırmıyorlar Temızlık ışçılerının ucretlerı nıçın verılemıyor'' Artık Mısır"dakı Sagır Sultan bu nıçın e yanıt verebılir Turkiye'de coğu buyuk kent beledıyesinin tum gelırleri belediyede çalışanların ucretlerını odemeye yetmıyor. Ne yapmak gerek? Ya devlet hazınesınden büyuk kent beledlyelerine yardım edılecek ya beledıye gelırleri yasası düzenlenecek . Yıllardan berl ne o yapılıyor, ne bu . Bır yanda 25 katsayıyla 60 bın lıraya çıkan aylıklarını tıkır tıkır alan parlamenterler, ote yanda toplu sözleşmeyle gerçekleşen ucretlerlnı alamıyan temızlık ışçılerı başkentte bır arada yaşıyorlar Sayın parlamenterler arabalarıyla kentın sokaklorını dolaşırlarken pıslık yığınlarına bakarak ulkenın büyuk sorunlarını konuşuyoılar Başbakan ıle Bakanlar 8İyah arabalarıyla geçerlerken pohsler çöp yığınlannın arasmdan dıkılıp selam veriyorlar Kedılere kopeklere gun doğuyor. Ne parlamenterlenn yukselen aylıkları. ne temizllk Işçilerının verılemıyen uoretleri... Sokak kedilerlyle köpeklerl. kokuşmuş çop yığınlannın cennetıne dalıp ylyeceklerlni arıyorlar Bu arada ulkemıze gelen NATO Başkumandanı Rogers, IMF temsılcısi Woodward, Alman Maliye Bakanı Matthoefer, ve başka saygın konuklar da pislık ve çoplükle dolu Ankara'nın ortasindan geçerken duşunüyorlar Turkıye'yi kurtarmalı. Başkenttekı plsllk tepelerınl kaldırmak da dövize ml bağlı' Temlzlik işçilerının ucretlerı mark veya dolaria mı ödenecek? Yoksa bu işı de Matthoefer. Schmldt, ya do Rogers ml çozumlıyecek? Eğer başkentın kokuşmuşluğu NATO'sal bır sorun değılse bu marıfetı de komünıstler mı yapıyorlar? Acaba başkentte temızlık işçllerının yasal haklannı kullanmaları da ideoloıik mı? Yonetıcıler plslik tepelerının ıçıne dalıp çoplerı koklasınlar Olur a? Belkl bu hak grevl de ıdeolo|ıktır, yani bir fiklr için yapılmıştır. Paraöan başka Allah banknottan başka Tann tanımayanlorın dını imanı Ideoloıi duşmanlığı olduğuna göre başkentin kokuşmuşluğuno şaşılmaz. Bir Derginin Tek Sayısı şılar dıyelim sanata boş verir, bılımi gözünde büyütur, onun haklannı savunduğunu söyleyen kültur uretıcısı ıle bıle temkınlı bır ılışkı kurar Neden dersenız, evrensel turden düşünülerle, bıreysel ıçerıklı anlatımlar arasında kolay kolay badaştmlamayacak bı r açıklık vardır Sozgelışı, tarıhın belli bır amaca yonelık bır sureç olduğu evrensel düşüncesi ile, bellj bır dönemde bir bireym ya da bır topluluğun ıçıne duştügu bunalım arasında, kültür üretıcısi bu ihşki kurmaga kalktığında, bırey ya da topluluk buna yabancı kalır. (Ilkel toplumda ise büyücu, dogrudan hastalıgı iyı ederdi) Ben, Claude LevıStrauss'un, «büyücü ile komşuluk» ihşkisının, ilkel toplum içın sağlam bır temel olduguna inanıyorum, ama çagımızda, bır işçınm, bır bestecı ya da ressamla komşuluk kursa da, toplumun bır bütünlüğe kavuşacagını sanmıyorum Çünkü büyücülük (kültur üretıcılıği) nitelık değıştırmıştır. Bugun toplumsal sorunlarla uğraşan bir düşünür, halka, «Tarıh senden yanadır» dese. halk buna ne anlam venr? Tarih bir güç mudür, bır sılâh mıdır, bır büyük adam mı, yoksa bır yargıç mıdır? Daha önemhsi, ona tarıhın «zaman» olduğu söylense, bu «zaman» ne kadar sürecektır? tşte MEB dergisinı çıkaranlar, •Çağımız Düşüncesınde Tanhın Yen» adlı bölumde bu önemlı sorunlara yanıt arayan düşünürlerın yazılanna yer vermışler Şöyle denmiş gınş yazısında; «Çağımız insanı, içinde bulundugumuz yüzyılda, her zamankınden fazla bir ılgı duydu tarıhe Hem kendi gerçeklığıne bıraz daha yaklaşabılmek, hem de dünyadaki yerını saptamak ıçm geçmışıyle yoğun bır hesaplaşmaya gınştı Denilebilır ki, en gözde sorunlanndan bırisi, Insan mı Tarihi yapıyor, yoksa Tanh ml Insanı sorusu olmustur.» Degındığım konunun ne denli derin bir konu olduğunu bilmiyor degilim, bu yüzden de elbette aynntılara gırmeyecegun, başta soyledıgım gıbi guncel kımı sorunlar içın yararlanabilir mıyım bu konudan düşüncesi içındeyım. Günümüzün buyucüsü, ne desın halka. «Sen tanhı yaratacaksın» mı desın? Yoksa, «Tarihe güven, o senı yaratır mı'» Bunlardan hangısinı söylese ışe yaramaz. Çunkü tanhsel bılınç, tarih kavramı onsekizinci yüzyılda oluşmaya başlamıştır Demek düşünürler içın de yenldır. Ernst Cassırer'nın çok güzel anlattıgı gibı, insan şeylerin kökenini araştırmaya başladığında yalmzca mıtossal bir koken buldu, gerçi kımı şeylerin ve olayların zamandizimsel bır duzenıni kunnaya yeltendi, ama «geçmiş, şimdı ve gelecek» bırarada bulunmakta ıdı onun ıçin. Bize gelince, bizde tanh bilınci ve tarih kavramı onca yenidır kı, daha aydınlanmız arasında «zaman» sorunu üstüne felsefı düşünürler başlamamıştır denebilır Geçmışle gunumüz arasında inandına neden sonuç ılışkılennin kurulabıldığını ileri süremeyız sanıyorum. Bu durumda, kültür üretıcımiz, bugunün yannı hazırladıgı, ama hangi bıçimde hazırladıgı bılgisıni, hangı verilere dayanarak verecektir halka ve en önemlisi halkı, söylediklerine inandırabilecek mıdır? Bizde uzun süre geçerli olan tarih anIayışı «tanhin bır yınelenme» olduğu anlayışı ıdı Olaylar dönüp dolaşıp başladıklan yere geliyorlardı. Yıldızlann sonsuzca dönuşu gıbı bır şey. Öyleyse yann duşüncesine gerekseme duymak ıçm ortada bır gerekçe yoktu «Şımdi»yi yaşıyorduk ve bu bir yazgı idı, trajık bir yazgı da değıl, bır «kabul» yazgıSL Bız toplumca daha bu anlayıştan B lz ıdeolo|iye düşmanız. Hangı ıdeoloııye? % • Kalabahk toplumlanmızda kültur ureöcısı (buyucu) artık bır komşu, dıyelım bır lşçının komşusu değıldır Halk onun nerede oturdugunu nasıl yaşadıgını daha da önemli olarak, bılgılerını nereden edmdıginı bılmez. Böyle olduğu için de, onun söylediklennı çogun anlamaz, ya da kuşku ile kar Delege Demokrasisi! Reşat OĞUZ Eskl Antalya Senatörü SAĞCI BASIN NE DİYOR? Alpay KABACALI "TUHAF RABITALAR,, ep bıliyoruz, blzlm sağcı partılerın benzerine dunyanın hiçbır ülkesınde rast lanmaz. Dolayısıyla sağcı basınımız da eşl bulunmaz Hınt kumaşıdır Aşoğıdaki alıntılar, bu basının Turkıye'deki bunalımın Demırel iktıdarının t100 gunlük icraatıı sayesınde • dal lanıp budaklandıgı, ateşın bacayı sardığı şu g3Tılerdeki gö runumunü yansıtmaktadır • mali yılı butçe konuşmalan karşılıkh suçlamalarla sona ererken, siyasal partılenn seçıme gıtme «gösten»leri, parlamenterlen seçim hesaplannın dehlızıne. ya da anaforuna dogru sürüklemekte. Kımsenın seçime yanaşacagı yok ama, laf olsun dıye söylense bıle seçim gerçegını şımdıden ele almakta yarar var Anarşi yurt düzeyinde surup pıderken vatandaslar can guvenliğı endışesi içinde bulaşıcı bır hastalıktan kaçar gıbi sancı çekmekte pahalüığın bir lokma ekmek bulabılmenın acısım canevlennde duymaktadırlar Ancak, «Acaba seçim olur mu?» sorusu da parlamenterlenn ıçını kemirmektedır Onlar içın de seçimgeçım hesaplannın ön plana kaymakta bulundugu da bır gerçektir. Seçimlerde başarıh olmanın koşullân arslanın ağzından bir lokma alma zorunlugundan hiç de gen kalmayacak durumdadır ve demokrası de kemirilmektedir Her seçim bolgesinde şimdıden pusuya yatmış «ticaret erbabı* oldukça kabank bır toplam tutar Her ılde ve ilçede, şımcuden delege ayarlama hesaplan, pazarlıklar başlamıştır Kendını «aday adayı» görenlenn manovralan «delege»leri çok mutlu kılmaktadır. Demokrasi ustalannca (') örtulu ödenekler örnegı ınce ve duyarlı savaşlannın başlatıldıgına. ayak oyunlarının sergılendıgıne «Hayır » dıyecek bır babayıgıdın çıkacagıru hıç sanmam. Seçımlerın «degerlı tacı» delegemn ne olduguna, bu sıstemın artık kokuşmakta bulunduguna kısaca degınmek ıstenz. Deiege demokrasımn kanını emen bir ahtapottur. Demokrasının bunyesıne musallat olmuş bır çeşıt SEÇİM KANSERIDIR. Demokrasi, halkın kendi kendını yönetim bıçlmidır dıye, soylevler çeker dururuz. Halkı da delegelenn kişılıgınde var etmeye çabalanz. Ancak. delegemn, aday yoklamasının yapılacagı gün, ya da günlerde, seçım sımsarlannın elıne sıkıştırdığı aday adaylannın lıstesıni okuma yetenegme dahı sahıp olmadığım hıç düşunmeyız. O gun, aday adaylannı behrleme gunu. mal pazan kalabalığı, satış sonlanndakı «Haynm gör» el sıkışlanna benzer manzaralarm ığrenç yüzü. tüyler urpertıcidır. Cebinde para, yanı «Şınnlık muskası'» yoksa yandın demek tır Aynca, delegelık başka bir sanattır. Parü Kongrelennde Semn adamın, bemm adamım» dıye aday adaylannı bırbınrun can düşmanı haline getıren. hısım ve akrabalann toptan delege olarak yazdınlması da sınsı kurnazlıklann su yüzüne çıkmış bır kepazelık örnegıdır «El çabuklugu maritet » deyımının uygulamacılandır bunlar Insanın bunian gordukçe düşundükçe, William Shakespeare'ın «Çünkü pısligın ortalığı sardıgı bir zaman / Iyılıgm af dıiemesi gerekıyor kötulükten» dızelennı huzün duya duya tekrarlamak gelıyor içınden Delegeler, halk adına oy kullanma canbazlıgından uzaklaştııilmadıkça, seçim kanunu bu dogrultuda degıştınlmedıkçe Turkıye'de demokrasi vardır. denemez Bu, delege oyunu sürdürüldükçe de. demokrasi adına utanç duymamak olanaksızdır. Siyasal partı orgutlen gun geçtikçe yozlaştırılıyor. delege hesaplan her seçımde bıraz daha, planü bır kurnazhgın amatorlugünden sıynlarak, profesyonellıge yükselmektedır Vaktıyle memleketi yönetecek parlamenterler ıkıncı seçmen anlamına gelen «Müntehıbi sanı»ler eiıyle pışu^lır kotanlırdı. Bugün de delege sıstemi muntehıbı sanılıklerin hortlatılmış şekhnden başka bır şey degıldir Seçimlerde demokrasıye yönelmek yenne, delege saltanatına yol vermek, sıstemi mahvetmıştır. Artık kendimizl uyarmaya günahsız halkımızı aldatmaya paydos demenın iamanj gelmedı mı? Bugunku seçim sıstemi. siyasıler arasında düşmanlıklara neden olmakta. daha acısı küçük çapta da olsa. yazık ki anarşıye tohumluk yapmaktadır. Sıyasa arenasının agababalanna degil. partilenn saym Uderine, yöneüci kadrolanna sesleniyorum. Bırakm halk kendim yönetecek olanlan kendi bilinci içinde kendisi seçsın. Seçım yasasında degışıkhk yaparak delege saltanatına son verllsın. Demokrasiyi bu hastalıktan kurtannız, lütfen. Gecikmeden. H «Zihin Egzersizi»yle... 19 Şubat gunlü TERCOMAN'da Rauf Tamer yazıyor. tTürkiye'dekl sosyal hoyatın yenl grafığı, bizl bazı şüphelere de sevketmektedır ( ..) Herkes'en herşeyden şuphelen meye başladık «Acaba şu mu'» «Acoba bu mu?» dlye diye zıhın egzerslzlmiz de arttı galıba . Olaylar ve Insanlar arasında tuhaf rabıtalar kuruldu. Bunlar kafamızda buyüdü, büyüdü, büyudü, fakat bir net'lık kazanamadı .. Elımtzde kalem, her gün beklıyoruz. «Yazalım» diyoruz ama lâfa nereden başlayacağımızı kestıremıyoruz. Bildıklerimız başka, hisseltiklerimiz başka, yakıştırdıklarımız ylne başka . Ama canım, şu Ankara'dakıler, blzim kadar da mı kafa yormayacaklar bu Işe' Hayır, hayır. Peşlnl bırakmayacağız Bu mel'un ceteyl, bu alcak örgütü, inşallah devletten ve hükumetten evvel, blz ortaya çıkartacağız. Şımdılık bu kadar. > manşetler atılacaktı Akslne. devrımci mılıtan esnafı öldurürse, o zaman da, «alacak davası yüzünden» bır yurttaşm clnayete kurban glttıği soylenecektı Hasılı meseleye hangi ta rafından bakılsa, netıcede hep esnaf okkanın altına gıdecektı Işte bu yuzden bınlerce masum vatandaş sekız on kışılık cocuklar çetesi karşısında bile tavuk glbl kumeslere sığındı > «Devlet Benim!» Kepenk kapatma olayından sonra IçışJeri Bakanının «erkânıyla bırlikte istcnbul bakkallarını dolaşmasu olayını ele alan Yasın Hatiboğlu'nun 21 şubat günlu MILLÎ GAZETE'de yazdıkları da şöyle: cManav, kasap, bakkal, attar, fincancı, katırcı, boyacı, cılâcı, keşkekcl, bozacı, zerdeci. boncuk cıncıkçı, sarraf, hatta muhabbet telâlları gıbi bılcumle Istanbul esnafı, emsalıne az rastlanır heyecan, itl mad ve «sevecenlıkle» nara atıp olkış tutmuştor. «Sayın dev let'ımiz hoş geldinız! > diyerek ten, arzı şukran edıp el bağla mışlar (...) Sayın icışlerı Bakanı, erkânıyla bırlikte Istanbul bakksllarını dolaşmış «Sakın kepenklerınızı ındırmeyın, devlet sızın yanınızdadır Her turlü önlem alınmıştır» buyurmuş tur ( ) Sayın Devlet (') (Mus tafa Gulcugıl) bu garantiyi ver dığı saatlerde bile kendi teşkılâ tından üo polıs memuru şehid edılıyordu. (.. ) Sayın Bakan, «Devlet benim» Ilkeslnden hffreket ederek, «Devlet yanınızdadır» buyurmuşlarsa doğrudur Yazık ki Sayın Bakanın bu zıyaretrnden sonra esnaf yenl bır şaşkınlığa düşmüştür Hâlâ bınbırlerıne sorup duruyorlar. «Yahu bu zat, «Devlet» mıydl. yoksa «Devletlu mu?» duruma gercek teçhlsl koymuş ve başka care olmadığı İçın cok tehllkell olan tedavi sistemıni cesaretle uygulamaya baş lamıştır. Bunun sonu aydınlık olacaktır. Hıc şuphesız kı aynen cocuklarının kurtarılması içın televizyonda gördüğümüz allenin anlayış ve yardımı muvafakatı, hasta kadının anlayış yardım ve muvafakatl gıbi mllletln, Iş sahiplerınin yardım ve anlayışı ıle bu başarı elde edılecektır (...) Doktor Demirel doğru teşhisi koymuş ve en zor tedavi sistemlnl cesaretle uygulamaya başlamıştır. Buna anlayış göstermek, yardım etmek heplmlzln menfoatınedir» KOLLUÛUN YARGISAL (ADLI) GÖREVLERİ HAKKINDA KILAVUZ Yazan: Dr. Metın ŞEKERCİOĞLU Ederi 650 TL. Polls landarma ve özel kolluk kuvvetîerınln, suca el koyması yakalama, arama, gözetıme alma vb işlemlerlne ılişkın yasa, tuzük, yönetmelik yuksek mahkeme korarları ve açıklamalar. Emnıyet, iandarma ve dığer kolluk görevlilert Ile "gili tüm yasaların önlem paketi Ile değışık şekll 50 adet tutanak ve yazışma örneği sadece kolluğa değll tüm C Savcıları, ceza ycrgıcları ve Idare amirlertne ilişkılerl gösteren açıklamalar Orta ve Llse K Imtıhanlanna hazırlanacaklara 530 tam 8ayfalık ciltll geniş kaynaıc ÖOEMELİ İSTEK ADRESLERt: 1) P K. 517 Kızılay ANKARA 2) Zafer Çarşısı Doruk Kıtabevf Doktor Demirel! Abdullah Uraz'ın AP organı SON HAVADIS'ten (18 Şubat) aktardığımız aşağıdaki cumlelerl. sanırız haf tanın gorünumünu daha da renklendiriyor tDemlrel aynen televlzyondaki şef doktor glbf ekonomik «Disiplinsiz Düzen» Ve, «bu dislplınsiz duzen» In kabahatı, 1961 Anayasasına yukleniyor. Nazlı llıcak'ın 23 Şubat günlü TERCÜMAN'dakl yazısından. «Ûlkemlz bir kazaya uğromadan, bu «dlsiplinslz düzen» mutlaka sona ermelldir. (...) 1961 Anayasası ömrünü tamamlamış, bugün devletın temel nlzamını muhafaza edemeyen bir hukukl cerçeve hatlne dönüşmüştür. Baştürk gibller kanunsuz dırenişlere bils bu Anayasada bir mesned bula bltiyorlan «Meşruiyetinl kaybetmlş bir iktidara karşı, dlrenme hakkını kullanan Türk mllleti» Direniş'ln şu voya bu şekllde bir hak olarak Anaya sanın başlangıç bölümüne alın ması, o günün olağanüstu şartlannın en açık delılidir. Bu gün bu şartlar ve Ihtiyaçlar değiştl ğine göre, Anayasanın tepeden tırnağa gözden geçlrllme sl gerekmez mi?» Eylemcilere selâm, cihada devam! Doğudan gelen Türkler ilahi Nlzam'ın bayraflını elterlne aldılar ve ilahı Hükümleri, Allah'ın (C. C.) kanunforım yeryüzune hakım kılmak için savaştılar. Bu savaşın adına Kızı! Elma dedıler Nızamı Âlem dediler. Biz ulkucüler bu bayrağı elımıze aldık (...) ilayı kelimetullah yolunda cihana öncü olacağız Kızıl Elma'ya Allah'ın kelommı gö* türüp âleme nızam vereceğız. Gelin Allah'ın ordusunu kuralım. Kör vicdanlara cihat edelim. Cağrımız islamda dırılışedır. Allah'ın nızamını kurmayo yürüyen ülküdaşlar selâm sızlere (ttorgOn, MJZ.1M0) Düzenin turedlsı ırkcılar tarafından kahpece şehld edilen Metln Yüksel'm anısını yaşatmalı, Türklye'nln her yanında yoğun bır eylem olmalı 23 şubat 1 rnart arasındakı günlerde (.. ) Bu hafta ıcerlsinde köy, kasaba ve şehırlerde yapmamız gereken faalıyetlerden bazısını belırleyelım ... d) Banka, holdıng gıbi kapıtalıst sömürü carkının dlslıleri durumundakı kurumlara karşı meşru propaganda eylemlerınde bulunmak ve benzerl faalıyetler yopılabılır. (...) Selâm Hak yolunda savaşanlara (Milli Gazatt», 232.1980) Sıhhtye ANKARA 5 şubat günu üzücü bir trafık kazası sonuou aramızdan ayrı'an değerlı varlığımız, Okkanın Alh tKepenk kapattırmo» oloyıno Rauf Tamer'in mantığıyla bakan bir MHP'linın yazdıkları 20 Şubat günlu HERGÜN'de Necmettın Hacıemınoğlu dıyor kı: cEğer bır esnaf vatandaş ken dısinı tehdıt eden komünıste sı lâhla karşı koysaydı, bunun adı «karşıt gruplar catıştu olacaktı Galıp gelen vatandaş <sılâhlı sağ eylemcı» sıfatı ile hâ kım huzuruna çıkanlacak ve bü tün Türkıye'ye «katıl» olarak llân edılecekti Ayrıca MHP'ye kayıtlı bulundugu belirtllerek Vedat Nadir Karaibrahimoğlu'nun cenczeslne katılarak, blzzat gelerek, telgraf, telefon veya mektuplo başsağlığı dıleklerinde bulunarak acırrızı paylaşan tüm yakınlarımıza ve Gıresun'u hemşehrllerlmlze ayn ayrı teşekküre acımız engel olduğundan, merhumun çok sevdığı Cumhuriyet Gazetesl aracılığı ıle teşekkürlenmızl iletlriz. ANNIESİ, EŞİ, KARDEŞLERf, COCUKLARI 50 YIL ÖNCE CUMHURİYET 1930 yılı şubat ayı 28 çektığinden 50 Yıl önce Cumhurıyefe bır gün ara vermek zorunda kaldık. Okurlarımızın bllgilerlne sunarız. Sahlöl CnmlnırtTet Hatbaaalık TC Gaıet«ilik IJ> Ş. adına : NADİR NADI Genel îayıo Müdflrü (Atmy KURTBÖKE S yazılşlen Müdürü. Orban ERİNÇ Basan ve yayan Camhnrljet Matbaacıük n baıetecilik TA Ş. Cagaloglu TOrkocsfc Cad No 3941 Posta Kuturo. 246 tSTANBUL Telef00: 28 97 03 CUMHURİYET BASIN AHLAK TASASINA ÜYMAY1 TAAHHÜT EDER. • BÜROLAB: ANKARA Konur gokak Venlsehil Tel 18 33 35 17 58 25 % tZMİR: HtJlt Zlya Bulvan No 65, Kat. 3, Tel. 25 47 09 13 13 30 A ADANA: AtatOrk Cad Tür»: Hava Kummu ts TT»m Kat: 3. N o : 13. Tel: 14 650 18 731 ABONE UCRETLERI Ayiar Turt ICJ dı«j 1 S • 11 «0 S00 1.800 3.600 600 1.800 3 600 7200 TAKVİM a 5J3 tkindl ŞCBAT 1 1 9 Gaaes 7J4 Aksara ÇAĞDAŞ GAZETE, DERGl, KİTAP, BASIN VE YAYIN A.Ş. YÖNETİM KURULUNDAN Slcll No. 116951/63832 Şirketimızln Genel Kurulu aşağıdakı gündemi görüşmek üzere 24 21980 pazartesi günu saat 10 00 da Şirketımiz Merkezl olan Cağaloğlu Turkocağı caddesi No39/41 de olağan toplcntısını yapacaktır. Sayın hıssedarlarımızın toplantıdan asgart bir hafto evvel girış kartını almalarım rıca ederız. YÖNETİM KURULU BAŞKAN BAŞKAN VEKİLİ Berın NADİ Şahabettln AKTARI GONDEMı 1 Şırketımızin 1979 yılı muamelot ve hesaplarına ait Yönetim Kurulu ve Denetçı raporlannın müzakere edilerek tasvibi. 2 1979 yılı Bilânoo ve KârZarar hesaplannın tetklk ve tasdlkiyle Yönetim Kurulu üyelert ve Denetçinln Ibra8i. 8 1980 yılı lcln Yönetim Kurulu öyelerlnln seclmlyle ucretlerlnln taylnl. 4 1980 yılı Wn Denetcl seclmlyle Ocretlnln toylnl. 8 Dllekler. ötle 1356 Tata üçak Seretl, fraplanna n a{nbtma (ffn aync» ux ıtjse aojs UĞURMUMCU Telefon Numaramız Değişiyor Gozetemlzln 28 97 03 olan santral telefon numorası 2 MART 1960 gününden Itıbaren TÜFEK İCAD OLDU.. Dogan Avcıoğlu'nun önsözu De yeni ciktu bütün kitapçılarda TEKİN YAYINEVİ, İST. (20 97 03) OLARAK OEĞİŞECEKTİR. Not «bnanlzt soygrykı dilerlz. Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle