27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ON CUMHURÎYET 23 ŞUBAT 1980 Esklden blr Türk dünyayo bedeldl. Şimdi dünyanın Türk lirası 1 dolara bedel. Ciddiyet Cumhuriyet'e sıkı sıkıya bağlıyız 100 GÜNOE DERİSİ YÜZÜLEN BORÇ İCİNDE YÜZÜYOR. VATANDAŞ. ESKİDEN YÜZLÜ SÖZLER SÖYLEYEN DEMİREL, ARTIK 100'SÜZ KONUŞUYOR. «İSTEYENİN BİR YÜZÜ...» DİYEREK BORC PARA ARAYAN TURGUT ÖZAL; «VERMEYENİN; ı DİYOR. HÜKÜMET <YÜZE YÜZE KUYRUĞUNA GELDİK» DERKEN, HALK «YAHU O BENİM KUYRUĞUM...» DİYE BAĞIRIYOR. GÜNÜN SLOGANI ŞÖYLE: BU YÜZEN DEĞİŞMELİDİR!.. tEhaliyl yıktı viran eyledi namı diğer Pora Fonu Kıçımıza giydiğimiz vallahü azim, Amerikan donu» ŞairI Azzam Şakir BALKI Kapalı kapılar ardındaki siyasal çalkantılar Sadi BORAK 6 bin lira koymuşlar, Encümen 50 bin liraya indirmiştir. Şimdi ne kadar fazla konduğunu bilmem. Orası lâzım değü. Bu gizli ödeneğin herhalde bir tetkikten geçmesi lâzımdır. Bu gizli ödeneği tetkik et mek üzere Meclis'ten beş arkadaşın seçilme sini teklif ediyorum. (Muvafık sesleri) Fakat teklif yalnız Hariciye bütçesine ait değildir; bütün vekâletleri kapsasın. VENEZİLOS'UN M. TARDİYÖ'NÜN METRESİNE VERDİĞİ ÜC MİLYON: Muhtar Bey şimdi gizli ödeneğin önemlni savunacak, yukarıda da belirttik, ilginç örnekler verecektir: MUHTA RBEY «Efendiler! Politikanm incelıklerini bilenler için gizli ödeneksiz bir Dışişleri Bakanlığınm şimdiye kadar mevcut olmadığını tasdik etmekte bir an bile tereddüt etmezler. Hicbır Dışişleri Bakanlığı gizli ödeneksiz idare edılemez. Bu dünyada politika denilen şey var olduğundan beri gizli ödenek de vardır. Adından da anlaşılacağı gibi bu para örtülü ve gizli olarak, üstü kapalı olarak sarf ediliyor. «Dünyada hiçbir Meclis düşünülemez ki memleketin siyasi kaderinl eline verdiği adamdan 43 bin liranın hesabını isteyecek kadar ona güvenmesin. (Gürültüler.) Müsaade buyurun, söyleyeyim. O zaman kararı nızı verirsiniz. Benim de alacağım kararlar vardır. Mesefe hal olur gider. Denetime tabi olmadığı icin buna «gizli ödenek» denilmiştir. Bütün uygar ülkelerde gizli ödenek harcamasına memur ve mezun olan Bakanlar bu harcamalardan dolayı yalnız hükümdara hesap verır. Onun için, Dışişleri Bakanı olduğum için bu mesele Bakanlar Kurulunda görüşülmüş ve tartışılmıştır. Ancak, Hükümet Reisi olan, yani Büyük Millet Meclisi Reisine karşı sorumluluk kabul ederek bu parayı sarf ediyorum. Onun için hesap ancak ona verilir. «Gizli ödenek çoğu kez senetsiz sarf edlien bir paradır. Mesela bendeniz Türkiye İtalya muharebesl sırasında Viyanada maslahatgüzarı (elçi vekili işgüder) iken italya'dan Trablusgarb'e karşı olan italya sevkiyatını yerinde tetkik ve bize belgeli bilgiler vermesi icin Roma'da Avusturya Sefareti'nin kâtiplerinden birisi elde edilmişti. Onun için bu sefaret kâtibl, yapaaağı casusonumuz «Tahsisatı Mesture», yani gizli ödenek. Buna bağlı olarak da savurganlık önlemi... Gizli ödenek; hiçbir senede, faturaya ve belgeye dayanmadan yapılan \« sadece yapanm bildiği bir harcamo... Her harcamanın kuruş kuruş hesabını isteyen Birinci Büyük Millet Meclisi, gizlj ödeneğin de nerelere harcanmış olduğunu öğrenmek ve bu ödeneğin denetimini yapmak istiyor. Oysa, bir olageliş gereğince Dışişleri Bakanı bu harcamanın hesobını vermemekte ayak direyince Meclis sert tartışmalara sahne oluyor. Yapılcn tartışmalar sırasında gizli ödenekten cosusluk yaptırmak icin kimlerin satın alınmış olduğunu da öğrenmiş oluyoruz. Hem, Meclisin savurganlık üzerinde ne kadar titiz davrandığını görmek, hem de ilginç olayları izlemek üzere Birinci Türkiye Meclisi'nin dinleyicileri arasına biz de katılalım. 1921 yılı şubatının 15. salı günü. Meclis' te Dışişleri Bakanlığınm bütcesi görüşülmektedir. Dışişleri Bakanlığı Muhasebecısi Osman Bey bütce hakkında bilgi veriyor. Açık olan memuriyetlerde vekil olarak calışanların maaşlarını ödemek icin 555 lira ek ödenek istiyor. Yaptığı acıklamalara göre «MuvazeneI Maliye Encümeni» de «gerek yok» diye ödeneği cıkarmış. Bu 5 memur da 1 ocaktan beri maaşlarını alamıyormuş. Bu acıklamalar üzerine Konya milletvekilj Vehbi Beyin konuşmasından kimi tümceleri izleyelim: Yüz güne °/0 100 zam geldi. İki yüzlü günler başladı! K HÜKÜMETİN BİRİNCİ YÜZÜ BİTTİ. YUKARDA İKİNCİ YÜZÜ GÖRULÜYOR. 3 VATANDAŞ ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ Yurttaşlara bir tehlike onında telefon etmeleri icin verdiğimiz numaralar faydasını gösterdi. Emniyet Müdürlüğüne gelen bir telefon uyarısından sonra ekiplerimiz, olay yerine giderek, patlamak üzere olan üc vatandaşı etkisiz duruma getirdiler. Üc vatandaştan kronik işsiz olanı «22 yıllık Işsizlik hoyatından sonra 3 yıl daha beklemek suretiyle kendisine bir jübile düzenleneceği» vaadiyle potlamaktan kurtarılırken, fiyat artışlarından yakınan iklnci vatandaşın patlaması da, «Eşelmobil» sözlerinin esrarlı etkisiyle durdurulmuştur. Reşit AŞCIOĞLU Yorum, morum Bu hafta oturup eğlenceli meğlenceli bir yazı mazı yazoyım mazayım dedim. GerCi pek de sözü mözü edilecek önemli mönemli bir olay molay yok ya... Kars'ta bomba momba patlamış... Tariş'te marişte işcileri mişçıleri, işten mişten cıkarıyorlarmış... Sokaklarda mokaklarda çatışma matışma oluyormuş. Dar gelirli mar gelirli vatandaşlar matandaşlar, zamların mamların korsısında ne halt edeceğini şaşırmış maşirmış... Vergj mergi kanunlorı manunları yakında cıkacakmış mıkacakmış. Alman ya malmanya yardım mardım metmeyi düşünüyor mü şünüyormuş... Başbakan maşbakan televizyonda melevizyonda bunlardan munlardan söz etmese, benim de bu yazıyı mu yazıyı yazacağım mazacağım yoktu ya... Neyse... meyse. VURAL SÖZER MÖZER «KENDİ MEZARINI KENDİN KAZ» H pi lr halkımız, daha sonra artan anarşi yüzünden yaşamın ucuzlaması üzerine de «kendl mezarını kendin kaz» veya «kendin kaz, kendin yat» yöntemlnl bulmuştur. Mezar flyatlorının da bu arada lyice artması ve mezariıklarda hiç boş yer kalmamış olması yüzünden bu yöntem giderek llgi toplamaktadır. Fotoğrafta 18 yaşında blr genç istikbalini garantiye alırken görüiüyor. °V« pohalılığı yüzünden «kendin ' ' k e n a 1 n y e ı Vöntemini bulan VEHBİ BEY (Konya): «Bütceler gayet ihtiyatlı yapılmalıdır. Yarım saat cifte gidecek bir adam ekmeği ikl dilim fazla alır. Bunun İcin ait olduğu daire bunu gayet bol tutar...» «Herkes aklına gelen memuru aklına geldiği zaman tayin etmek isterse, biz de hepsine para ulaştırmak istersek başa cıkamayız...» «Madem kl, 500 liroyı düşmüşlerdir, buna yeniden zam yapmanın gereği yoktur...» 555 LİRA ÜZERİNDE KOPAN FIRTINA! Vehbi Efendi, sadece Vehbl Efendi değil. Meclisin tüm üyesi ulusun her kuruluşu üzerine titremekte, savurganlıkların hesabını sormoktodır. Darboğazları aşmak, ulusu selamet kıyısına ulaştırmak İcin de başka INÖNÜ STADINDA. KIŞ OYUNLARI Gectiğimiz hafta İnönü Stadında kar yağışı altmda oynanan Beşiktoş Rizespor macından sonra kış oümpiyatıarının bu stada alınması düşünülmektedir. Bu şekilde Beşiktaş'lı Necdet'in Rizespor kalesine kayarken mukavemet yarışında mutlaka bir altın madalya kaza (Arkası 9'uncu Sayfada) Akıllı kişiler, deliier gibi alışveriş edi/or Fiyat artışlarının her gecen gün dozunu artırması milleti şaşkına cevirdi. Şimdi herkes ilerde pahalanacak dıye deliier gibı alışveriş ediyor. Gercekten bir sure sonra malların fiyatları artıyor ve bu kişilerin sanıldığı kadar deli olmadıkları ortaya cıkıyor. Gecenlerde hanımla tartışmaya gıriştik. «Dördüncü bir buzdolabı alalım» diye tutturdu. Ben ıse üç tone yeterli diye düşünüyorum. Biri mutfakta duruyor. birini tuvalette havlu dolabı olarok kullanıyoruz. Ücüncüsu boş Depoda duruyor. Dördüncüsünü ne yapacağız peki? Fokat bizim hanıma söz dinletmek olanaksız. ileri görüşlülüğü konusunda da pek kuşku yok. Gecenlerde buzdolabında şimdi ilkokula gitmekte olan oğlumla yaşıt bir tavuk bulduk. O zaman çok ucuza almışız. «Fena mı oldu?» diyor hanım. İşte bu tartışma sonucu yeni bir buzdolabı almak için yoia cıktım. Elektrikli ev aletlerinin satıldığı mağaza bugün tenha sayılırdı. Henüz mağaza sahibi dükkandan atılmamıştı. Kalabalığı yararak buzdolaplarının olduğu bölume yaklaşmaya calışırken ayağım yumuşak bir şeye takıldı. Baktım orta yaşlı şişmanca bir kadın. Yardım etmek lcln eğildiğimde bana fena halde kızdı ve yardım istemediğini söyledi. Meğer kolları ile yuvarlak bir camaşır makinesine sarılmış kasaya doğru ilerliyormuş. Kendisine iyi yolcjluklar diledim ve yeniden yola cıktım. Sonunda da buzdolaplarının olduğu yere vardım. Birinin kapısını acmaya calışırken kapı icerden acıldı. Zayıf bir adam buzüımuş oturuyordu. cBu buzdolabını ben aldım» de dl sertce. Kapısını kapattım. Actığım bütün buzdolapları aynı şekilde tutulmuştu. Gözüme bir havagazı fırını ilişti. Üstüne de kimse oturmamıştı. Yazılanndan anlaşıldığına göre havagazı ile calışıyordu. Aslında bizim evde havagazı yok. Fakat ne fark eder. Aynı cinsten üc havagazı fınnımız daha var. Bunları düşünmenin zamanı değil şimdi. Hemen fırına sarıldım ve kapıya doğru yola cıktım. Karım buzdolabını beklerken beni hovagazı fırını ile görünce yine de sevindi. Yeni aldığım fırını bodruma yedek eşyaların arasına indirdım ve renkli televizyoniarın yanına koydum. Renkli televizyon yayını başlarsa bizim icin çok iyi olacak. Her odaya bir tane kurabileceğiz. Yalçın PEKŞEN MUHTAR BEY «İstediğim 300 lira paradır. Memurlanm ayakta mı çalışacak? Bunlar masa istemez mi, hokka istemez mi, kalem istemez mi? VEHBİ EFENDİ Bunlar paradır efendim. MUHTAR BEY Havada yazı yazılmaz ya! Elbette masa lâzımdır. KOY TAŞ Sizin de bir ev'iniz olacak. Hem de her türlü ulaşım imkanlarına kavuşarak. Parsellenmiş arsalarımız Arabistan cölüne 15 dakika, Hint Okyanusu kıyılarma yarım saat uzaklıktadır. Karadan develerle, denizden tankerlerle, havadan paraşütle eve gidiş. Dönüş Allah Kerim. Ödeme şartları: Kesenize uygun olacak. Elinizde avucunuzda ne varsa peşin olarak, geri kalan ömür boyu aylık taksitlerle... KOYTAŞ inşaat sizi ev'lendiğiniz gece soyar. Yaşamınıza TAŞKOY'ar, taş üstünde taş bırakmaz. Soyunmakta acele edin. evlendiriyor Evli de evlenecek, bekâr da... ARAB1STAN 555 LİRA ÜZERİNDE KOPAN BÜYÜK FIRTINA yol ve secenek yoktur. Bu yüzden de bir kâtipli Dışişleri Bakanlığma atanan dört memura verilecek maaşı bile çok görmektedirler. Şimdi bir de Dışişleri Bakanı Muhtar Beyi dinleyelim: HARİCİYE VEKİÜ MUHTAR BEY «Vehbi Efendi Hazretlerinin sözlerine iki noktadan cevap vereceğim: Birisi, çifte giderken ikl dilim alınırmış. Halbuki bendeniz, Hariciye Vekâletinde bulunduğum zaman bu kuralın tamarniyle tersini yapmışımdır. Bunu yüksek heyetiniz de bilir. Sekiz aydır vekalet ediyorum. Beş ayını bendeniz bir katiple idare ettim. Butçesinl de ona göre düzenledim. Boş yere masraf yapılmasın ve gözükmesin diye. Fakat sonradan siyasi ilişkilerimiz olağanüstü genişledl. Onun için bunu sürdürmenin maddeten imkanı yoktur. İnsan yalnız muktedir olduğu şeyi yapar. «Ben, on beş kişinin yapamayaoağı bir Işl gece saat 10,11,12'lere kadar halen calışmakta olduğum halde tamamlayamam. Hatta, 48 saat ç^alışsam da tamamlayamam. Allch da kaldıracağından fazla insano .yük yüklemez. Bu memurlar geceli gündüzlü calışıyorlar. Yüksek heyetinizden herhangi bir kişi alafranga gece 10 11, 12'de Hariciye Vekâletine geiirlerse bu memurlann Fransızlann dediği gibi Zenci Araplar gibi çalıştığını görürler. Onun için hak etmiş oldukları ve 555 liradan ibaret olan bu paranın esirgenmemesinl istirham ederim.» Bakanın bu açıklamasından sonra 555 liralık ödenek kabul ediliyor. Ve böylece, sabahın erken saatlerinden gece yarılarına kadar çalışmış. bu özverileri karşısında fazla mesai şöyle dursun maaşlarını bile alamamıs olan memuriar herhalde sevinmlşlerdir. Tek memuriu Dışişleri Bakanlığı da beş memura kavuşmuş ve biraz ferahlamıştır. Dünyanın hangl ülkesinin Dışişleri Bakanlığı tek, hatta beş memuria İdare edilmiştir? Böylesine bir özverinin tarihta bir başka ömeği var mıdır? GİZLİ ÖDENEK TARTIŞMALARI Butçenin irdelenmesi ve didiklenmesl fie nüz bitmiş değildir. Dışişleri Bakanlığı Bütçesinin başka bölümlerine sıra gelmiştir. Bir bölümümdeki 50 bin liralık tahsisatı mesture (gizli ödenek) etrafında tekrar bir fırtınaya tanık olacağız. Bu tartışmalardan da gec mişin kimi casusluk olaylarını öğreneceğiz. Konya Milletvekili Vehbi Efendi. gizli öde neği duyar duymaz cübbesinin eteklerini toplayarak gene kürsüye fırlıyor. Her kursüye çıkışında ilginç beyanlarda bulunur Vehbl Efendi. Düzgun ve de mantıklı konuşur. Etkileyicidir de.. Kulak verelim konuşmasına: VEHBİ EFENDİ (Konya) «Efendim, bu fasılda bir gizli ödenek var. Bu gizli ödenek elbette lâzımdır. Lâzım mı, değil mi diye bir şey söylemeyeceğim. Fakat Muhtar Bey «ikl dilim koymadım» buyuruyorlardı. Halbuki bu faslın gizli ödenek maddeslne 80 luk hizmetinden dolayı aldığı paranın hiçbir vakit senedini vermez. Bu paralar böyle sarf edilir. «Bir ömek daha vereyim: Sevr Andlaşmasının tetkiki sırasında bizim aleyhimizde ve Yunaniılar lehinde olarak etkide bulunmuş olan ve Klamensonun habis ruhunun benzeri olan Mösyö Tardiyö'nün metresine Venezilos tam üc milyon lira vermiştir. Fakat Venezilos, Mecliste: «Ben bu parayı buraya verdim» diyemez. Bundan dolayı yalnız vicdanına karşı mesul olur. (...) Emin olunuz, siyasi muamelelerin büyük kısmı mutlaka gizli ödenek sayesinde temin edilir.» YAHYA GALİP BEY «Demek kl o giz li ödenek değilmiş. Eğer gizli ödenek olmuş olsaydı Venizelos'un verdiği para meydana cıkmazdı. Mademki meydana cıkmıştır gizli ödenek değildir. Gizli ödenek hakkında dene tim isteriz.» MUHTA RBEY «Bu sözu Venizelos söylememiştir. Bu sözü şampanya içerek sar hoş olan kadın söylemiştir.» Denetlensin diyenlerle denetlenmesin diyenlerin önergeleri oylanıyor ve sonuçta 38'e karşı 56 ay ile Muhtar Bey yarışmayı kazanıyor. Denetçilerin başını çeken Konya Milletvekili Vehbi Efendi de yenik düşüyor.. MASASI, SANDALYESİ OLMAYAN BAKANLIK: Gizli ödenek denetimden kurtarıldıktan sonra aynı Bakanlık bütçesinin diğer fasıllcrına sıra geliyor. Müzakerelerin bir ye rinde Muhtar Beyin sesi duyuluyor : MUHTAR BEY «300 lira kadar para istiyoruz, mefruşat icin.» Vehbi Efendi fırsatı yakalamıştır. Taşı geldiğine kor: VEHBİ EFENDİ «Efendi. şimdiye kadar mefruşat yok muydu. Bunun müzakeres! esnasında burada değil miydiniz?... MUHTAR BEY «Burada idlm..» VEHBİ EFENDİ «Mefruşat şimdiye kadar yoktu da şimdi mi olacak ve bundan son ra mı yapılacak?...» MUHTAR BEY tDemin de arzettim kl beş ay ben bir kâtiple idare ettim.. Şimdi on beş memurumuz vardır.. Bunlar ayakta calışmaz ya. Yoksa ayakta mı çalışacak!.. Bunlara masa istemez mi, hokka istemez mi, kalem istemez mi?... Bunları kendi kesemden mi vereyim?... İstediğim para nedir?... Üç yüz liradan ibaret bir paradır.» VEHBİ EFENDİ ıBuniar paradır efen dim..» MUHTAR BEY tEfendim. havada yazı yazılmaz ya!... Elbette bir masa lâzımdır..» Muhtar Bey zarzor 300 Hrayı koparıyor ama yureği de tükeniyor. Meclisin, milletin kuruşlan uzerindekl bu titizliği ve duyarlılığı sayesindedir ki dar bo ğazlardan çıkılabilmiştir. Ne mutlu onlara ki arkalarında tarihe ve çocuklarına her zaman minnetle anılacak şerefli birer ad bıraktılar.. Ve, dış borçlanma tuzağına düşmeden kokuşmuş Osmanlı düzeninin milyonlarca altın lira borcunu da ödeyerek Erdemin ve Özverinin göz yaşartıcı örneğini verdiler. Allab hepsinden razı olsun.. YARIN: VAHDETTİNLE GİZLİ BULUŞMA Yakında TV'de dlnsel yayınlar başlayacak. İşte ilk program : 17.30 Besmeleyle acılış. 18.00 Selâmünaleyküm çocuklar 18.30 Ve aleykümselâm 18.45 İmam Onedin 19.30 Mevlit şekeri kız 19.45 Köy camisi 20.00 Haberül TRT'îyye 20.15 Mini dua 20.30 Namazdan önce 21.30 Beraber ve solo kapik 22.00 Necmi'nin melekleri 23.00 Kapanış ve el Fatiha HİNT OKYAM/SO N KADINLAR «Bir haftadan beri eve giremiyorum beyefendi» diyor adam. «Karım durmadan şarkı söyluyor. Kulaklarımı tıkadım, olmadı. Televizyonun sesini sonuna kadar actım. gene olmadı. Susmuyor. Takılmış plak gibi..» Nedeninj soruyorum: Aklından bir zoru mu var? «Yok efendim» diyor, «Aklı başında. Sabah kalkar kalkmaz önlüğünü takıp mut fağa giriyor. Hiç cıkmıyor mutfaktan. Tencere kapaklarını alıyor eline. Kaşıklarla çalmaya başlıyor.» Şarkının adı: «Boş tencere, boooş.» Bir erkek için dayanılır şey değil. Arkasından dolap kapaklanm açıp, kapayarak, «Yok, yok, yoook!.» diye bir şarkıya başlıyormuş. Adam, caresiz soruyor: Siz benim yerimde olsanız ne yapardınız? «Ben de zil takıp oynardım» dedim. «Tam şarkı söy Umur BUGAY (Arkası 9'uncu Sayfada) Doktorun Yeri Yıl 1922 9 eylul zaferinden sonrası Alacakaranlık bir geceyarısı İstanbul boğazma davetsiz misafirler gibi sıralanmış Ve zincirli burunları Karadenize dönmüş Işgal Kuvvetlerinin Donanması. O gece birden, saffıhare düzeninden Faryap edip ayrıldı zırhlılardan birisi Bu, SOMALİ adlı oyunbozan bir Fransız gemisl Geminin içinde General Pellee, Fransa paşası, Bir Fransız amirali ve pala bıyıklı kırmızı fesll Kızılay müdürlerinden Saffet Bey, tercüman görevlisi. Ve torpidonun güverte onbaşısı Mişel Döla Markiz Dudağında Tino Rossi'nin bir şarkısı: «Gece sahilden acıp sandalı enginlere blz» tUyuyan Marmaradan cızlamı ceksek ikimiz.» Gizlice Canakkaleden gecilir o gece Ve ertesi gün SOMALİ Torpidosu Kutlamak icin Mustafa Kemalin buyük zaferirrt Dörtnala gelip Uzak Asyadan Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan lzmir sahiline atar demirlnl. Körfezde namlularını İzmir'e dogru uzatan ;Ve Mavi sularda bir kara timsah gibi yatan Fransız Amiral Gemisl vardır... COMME UN VOLEUR BE!,, Ve Somali torpidosuyla Izmire gelenler Amiral gemisinln motoruyla kıyıya yanaşmişlardır. Tören birliğini selamlar General Pellee, Ve sonra Kızıl saclı mavi gözlü zafer kartalmın Varılır misafir kaldığı eve « Viv lö grand komandan candan kutlarız sizl Ve tüm dünyanın alkışladığı kutsol zaferinlzl.» Sonra, komantalevu savabiyen Konuşulur dereden tepeden, Silvuple Grand Komandon N'olur kalınız olduğunuz mevkide llerlemeden. Türk askeri Misakı Milli sınırlarını aşmasın Çanakkale ve İstanbula yönelttiğiniz Birinci ve ikinci ordularmız Hoş olmayan bir durumla karşılaşmasın..; N'olur Boğazlar ve İstanbula dokunmayın Bu bölgeler «Yansız Bölge» olarak bizlere ka'sın. Yanıtlar Mustafa Kemal: « Saym General Pellee <Şu sözlerimi lyice belle» «Votanı saldırganlardan kurtaran erlerimlz» «Yıkılmış. yakılmış buldular evlerinl, oeaklann» cöldürülmuş buldular analarını, çocuklarınn cNasıl engelleyebilirim onları?» «İtilaf Devletlerinin benim yurdumda ne Işl var?» tYolumuzdan cekiliniz» lYurdumuzu kurtarmak için biz geçeceğiz!» Pellee cok nazik konuştu Mustafa Kemale: fBiliyorsunuz ki Yunanlılar» «Trokya üzerinden geçtp İstanbulu almak istediler.» «Ama karşılarında bizleri bulup gerilediler.» Musfafa Kemal çok kızmıştı bu sözlere Dönerek Tercüman Saffet Beye: «Söyleyin General Pellee cenaplanna» «Yunan ordusu ne hakla, nasıl girebilir İstanbuta? Onlar İstanbula bir HIRSIZ GİBİ gireceklerdin... Amma Saffet Bey HIRSI2 sözünün bulamaz frenkçesinJ O an Mustafa Kemal bağırır dizini döverek. Pellee'ye t COMME UN VOLEUR BE!» Saldırgan bir hırsız kovuldu Glrdiği kapıdan girdiğı pencereden Ama ikinci bir VOLEUR var bugün Holkın sofrasındakl lokmasma Cebindeki nafakasına göz dikip çalan O günlerin ARA BULUCULAR1 Bu günün PARA . BULUCULARI İ.M.F. adıyla giriyor bir hırsız gibi bacadari... Dr. İhsan ÜNLÜER J, t 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle