25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ON CUMHURJTFT 22 ŞUBAT 1H0 EGİTİMÖGRETİM... EĞİTİMÖGRETIM...EGİTİMÖGRETİM... EGİTİM ÖÛRETİM...EÛİTİM ÖGRETİM... EGİTİMÖÛRETİM...EĞİTİMÖGRETİM... Şütam KETENCİ UZATILAN ŞUBAT TATİLİ POLÎTİK KADROLAŞMA İÇİN KULLANILIYOR • BAKANLIĞA GÖRE cVATAN HAİNLİĞİNEı KARAR VERİLEN ÖĞRETMENLERİN GÖREVOEN ALINMALARININ SAYISI VE YERLERİNE ATANAN «MİlLİYETÇlLERLE> İLGİLİ TOPLU ÜSTELER KAMUOYUNDAN SAKLANIYOR. , Soğuklar gerekçe gösterllerek ve eğitim açısından çok yönlü sakıncaları hio sayılarak uzatılcn şubat tatıli, okulların millileştirme! çalışmolaırnda en verimli biçlmde değerlendiriliyor. Milli Eğitim Müdürlükle r\ kadrolarından başlıyarak, okul müdürlerı, öğretmenlere uzanan atamalar listelerl birbiri nl izliyor. TÖB DER'in kapatılmış olması bir yana öğretmenlerin içinde bulunduklan dağınıklıktan yararlanılıyor. Ba kanlık ve Milli Eğitim Müdürlükleri yöneticileri atomalar lis telerlnl kamuoyundan şiddetle saklıyorlar. Böylece herkes sa dece kendi başına gelenl öğreniyor. Sorun bireysel sorunmuş gibl ele alınıyor, Bakanın dsyimi lle tvatan hainlerinin temiz lenmesi», okullarm miliileştırilmesı! eylemlerinin boyutları kamuoyunun gözlerinden uzok tutuluyor.. Bokanlığın programına göre öğretim yılının Ikinci yarısına okullarda huzur! sağlanmış olarak girilecek. Öğretmenler, öğrenciler, aileleri, aralarından kac öğretmenin zararlı kişıler listesine sokulduğunu, ancak okullar açılınca görecekler. Yerlerine huzuru getirmek üze re getirilen, milliyetçi! kodro lan da böylece tanımış olacoklar. Sonra ne olacak?» Sonrasının yanıtı önümüzdeki günlerde yaşanacağına göre, biz kamuoyundan şiddetle gizlenen büyük operasyondan kücücük bir örnek vererek, mantığı, anlayışı yansıtmaya calışalım... İstanbul Milli Eğitim Müdür yardımcılan haklarında hlçblr soruşturma yokken görevlerinden alındılar. Oy 8a 76. maddeye göre atama va pılabilmesi ioin atamanın gerekcesi ve gerekliliğinm olma8ı gerekiyor. Usulsüzlük bura da bitmiyor. Diploması ve kıde mi gereği en azı ile liseye atan ması gereken bir müdür yardımcısı, İstanbul'un .ulaşım ko şullannda gıdip gelrnesi fiilen olonaksız bir ortaokula verllmiş. Atanapıor en az 17 18 km. uzakta ve öğretmene gereksinmesi olmıyan okullora verilmişler. Hiç otobüsün, mlnibüsün ışlemedıği köy okı/llarına, ortaokullara ve de öğretmen acığı olmıyan dersler Için gönderilmişler. Müdür yardımcılarının hemen ardından 42 llköğretim ve ilkokul müdürü görevden alınmış. Hepsl da puanla ve yasal olan atamalarla gelmiş kişiler. Yerlerine getirilenler ise, haklarında raporlar olan, bu görevlere gelmesl olanaksız kişiler. Pek co ğu yasal olmıyan bu atamala ra karşın Danıştay'a baş vuru yor. Ve Danıştay'ın. bir de bu konuda ictihat haline gelmiş bir kararı var.. SELÇUK ÜNİVERSİTESİNDE CAN GÜVENLİĞİ YOK Hergün tedhiş olaylan karşısında, ÜGD'li olmıyan gençlerin derslere devam etmelerinin olanaksız olduğu bildiriliyor Anodoludo millileştirme! kampartyaaında bilinçlı bir orac olarak kullanılan Anadolu Üniversitelerinden bir haykırış daha. Kös dinlemiş büyük kent ünlversitelerinde bu gelişmelere seyirci kalanlara, kamuoyuna yönelik... Konya Selçuk Ünlversitesi Fen Fakultesi öğrencileri Bakanlık, Rektörlük, Dekanlık. Valilik makamlarına yaptıklan başvuruların bir örneğini de kamuoyuno lletilmek üzere bize göndermişler. Olayların bir dökümünün yapıldığı açıklomalar, olaylarla ilgill gazete küpürlerln!n yanındo, can güvenliğl ve normal öğrenim kosullarınm •ağlanmasmdan başka bir istemlert olmadığı «jrgulanan sesleniş. daha doğrusu haykırışlarında. sorunlar en yalın bir d)lle bakınız naeıl anlatılmıs... € Konya Selçuk Ontversitesl Fen Fakültesinde tedhiş ve şlddet olaylan nedeniyle öğretim yapılmatı imkansızlaşmıştır. Rektör, Fakülte Dekanı ve Nr yürütüm sorumlu8u ortada yoktur. Başvurulan Konya Valisl, olaylardan can korkusu iie fakülteden kccıp kendisine başvuran öârencllerl (hastayım) diyerek kabui etmedL Fakülte sekreteri Göllü'yu vurmak Isteyen tedhişçiler arabasını bombalayıp yaktılar. Hergün ceşitli tedhiş olaylan karşısında, ÜGD'li olmıyan gençlerin derslere devam etmelerl ve vize ve sınavları Izlemeye imkanları kalmamıştır. Kime baş vurulaoaktır? Kim öğreniml bütün öğrencilere oçık tutacaktır? öğrenci, muhaKkak ÛGD'ii veya partlll ml olacaktır? Fen Fakülteslnde öğrenlmin Izlenmesine Imkan olmadığı Içln, can güvenItği ve normal öğrenim sağlanmcaya kadar eğltime ara verilmelidir.» Her bölgesel üniversitenin arkasında denetimi elinde tutan bir dernek var Halktan toplanan vergllerle kurulan ve yaşatılan üniversiteler, bütçelerine göre gülünç ekonomik katkıları olan demeklerin denetimine geçmektedirler. Anadolu üniversitelerindeki gelişmeler kaygı vericidir. Tabela üniversitelerinin birbölümü kapatılmalı, ana üniversitelerin sömürüsüne son verilmelidir. TÛMÖD ya TÜMAS Ânkora1 don sonra istanbul'da da yüksek öğretim sorunlarım kapsayan bir semlner düzenlemiştir. Seminerde tartışılan konuların tümünü aynı anda sunmak teknik olarak olanıksızdır. Bu nedenle konular gectikçe tartışılanları yansıtmaya çalışacağız.. Yeri gelmişken öncelikle Anadolu Üniversiteleri ile İlgill tartışmalara değinelim.. Doc. Dr. Tahlr Hatiboğlu. tyüksek öğretimde bölge fark larının yönetim üzerindekl etkileri» konusunu anlatırken, her bölgesel önlversitenln arkasında bir dernek oldugunu vurgu layarak glriyor soruna. Hatipoğlu'na göre dernek yöneticileri düzenle özdeşleşmiş kişiler dlr. Anadolu kentinde etkin güc ler tarafından biraz ekonomi ha reketlensin, biraz da duygusal nedenlerle istenen ünlversite, daha kuruluşunda dernek yö neticilerinln denetimine glrmek tedic Kentin varlıklı klşllerinln denetimlndeki dernek bir süre sonra vakfa dönüşmektedlr.. Vakıflarda gellşerek hol dinglerl oluşturmaktadırlar Kredi Yurtlar Kurumu'nda da politik içerikli atamalar başladı Iktidar değişlkiiğinln politik lcerıkli uygula.malarından, özerk sayılabilecek bir kuruluş olan Kredi ve Yurtlar Kurumu da payını almıştır. İşgal altındaki yurtların, normal öğrencınin barınabileceğl yurtlar haline gelmesl, oloyların odağı olmaktan kurtarılrralan, yılları bulan bir calışmayı gerektirmışken ve yetersiz de olsa. politik olmayan bazı ilkeler getirilmişken, yurtların yeniden politik odaklar holine get>rilmelerl yolunda llk odımlar atılmıştır. Yönetim Kurulundan seçlmle gelen Genel Müdür ismail Aşıkoğlu'na müfettiş raporlarına dayandırılarak işten el cek tirildikten sonra Yusuf Mergen vekâleten bu göreve atanmıştır. Ardından 3 bakanlık temsilcisl ile 1 üniversite temsilclsl Yönetim Kurulu üyeliğınden istifa ettirilmlşlerdlr. Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Kurulu Yarın toplanacak ve İstifa edenlerin yerine Yönetim Kuru lu için yeniden seçim yapılacaktır, Daha sonra da Yönetirr. Kurulu yenl Genel Müdürü 86çecektir. MC Iktldarlan dönemierinde olayların odak noktası öğrencl yurtları olaysız geçen bir dönernden sonra yeniden olayteırm odak noktası haline gelirse, acaba sorumluları, anarşinin yaratıcıkın, ya da bir anlamda kaynağı neresidir dersiniz?. Kapalı Kapılar Ardındaki Siyasal Çalkantılar Sadi BORAK 5 Kurtuluş Savaşı, uiusuyla yönetici kadrosuyle dünyada benzeri görulmemiş bir özveri dönemidir. Binlerce örneğinden birkaçına değinmekle yeüneceğiz; tarihin bu yinelenmesinden belki ibret alınır diye. Bilindiği gibi Kurtuluş Savaşı başladıgı zaman karşılaşıleın güçlükler üzerine binlerce yazı yazüdı. Fakat, Osmanh bozuk düzeoinden,ne'kadar bir dış bonç yükünun altına girildiği üzerinde pek durulmadı. Osmanh borçlarının ve faizlerinin ödenmesi içüı bütün gelir kaynaklanmız yıllarca sağıldığı halde Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktığı vakit 303 milyon 700 bin liralık dış borcumuz kalmıştı. Bunuxı büyük bölümü Birinci Dünya Harbi'ni yengi ile bitirmiş olan Ingiliz, Fransız ve İtalyan'lara aittir. Mustafa Kemal'in karşısmda da bu devletler vardır. Anadolu'nun yeralü ve yerustu ürünleri de bu devletler adına haciz altındadır. Kurtuluş Savaşını yönetebilmek İçin akıl almaz, içinden çıkılmaz, çözüme bağlanması olanaksız gibi görünen bir surü çapraşık ve karmaşık sorunlann başında para gelmektedir. Yani gelir kaynakları hacizli olduğuna göre savaşın parasal kaynağı nasü sağlanacaktır? Zor kullnılırsa Düyuni Umumiye İdaresinln,. yanl Ingiliz, Fransız ve Italyanlann tutumu ne olacaktır? Bu karmaşık sorunlar .aşılması zor bir darboğaz halinde Mustafa Kemal'in yolunu tıkamaktadır. Yeni dış borç felaketine girmeden savaşı yürütecek, bir yandan da karşılıksız ve ödünsüz yardım yollan arayacaktır. Mustafa Kemal. savaş alanlannın usta bir taktikçisi olduğu kadar bu çapraşık sorunlan da çözümleyerek ustâ bir politika taktikçisi oldugunu yanıtlamıştır. Bu arada, Osmanh borçlannı da savaş sonrasına erteletmek başansım göstermiştir. Rusya'dan sağlanan karşılıksız parasal yardıtna karşın» savaşı yurütebilmek ve bu dar boğazı aşabilmek için savurganlıklara karşı olağanüstü önlemler almak gerekiyordu. Kurtuluş Savaşı yöneticileri tam kadro ile ve ulusla birlikte savurganlık önlemlerine içtenlikle uymuşlardır. Bu önlemlerin ve bu uğurda seve seve katlanılan sıkıntılann kimilerine değtnelinı. Ekonomik katkıları yok Işln acı yorvı gerek dernek ler, gerekse vakıfların, özünde üniversitelere ekonomik hlcblr katkıları olmamaktadır. Öğ retlm uyelerinin yurt dışı gezi lerlnl duzenlemek, bazı küçük cıkarlar sağlamak dışında üni versitelere dönuk bir ekonomik katkılan yoktur. Sonuç olarak halktan toplanan vergllerle ku rulan ve yaşatılan üniversiteler, bu harcamaların yanmda gülünc denecek kadar kücük ekonomik katkıları clan dernek ve vakıflar kanalı (le, yörenln nüfuzlu klşllerinin denetimine geçmektedirler.. Bu denetım do ğal olarak sağ bir denetim ol maktadır ve sokağa da prlm tanımaktadır. Bu yapı sonucunda bölgeye bilgi, bilim ve bl limsel düşünce götürmesi gereken üniversiteler, o bölgenin yapısına uymaktadıriar. Anadolu unlversltelerindeki gelişmeler son derece kaygı vericidir. Klml üniversite yöneticile rl alevisünnl ayırımı yapmaya başlamıştır.. Yaptığı . atesli bir konusma II* İsmail Fazıl Pasadan 3 Un liralıl yol parasının hesabını soran İhsan (Eryavuz) Bey, sonralan Yavuz zırhlısının onanmmdakt yolsuzluk nedenlyle Yüce Divandc. hesap verecektlr. O dönemdo olayla ilgill karikatürlerden birU Tabela üniversiteler kapatılmalıdır Derln bir çıkmazın lcine glren, eğitim sevlyesl sıfır düzeyinde olan bu tabela üniversltelerin bir bölümü kapatılmalıdır.. Ana üniversitelere sömüru kaynağı olanlarının sömürüsüne ise son verilmeli. üniversitesermaye ilişkısinl sağ layan tüniversite vakıflarıı Ive dilikle kapatılmalıdır.. Prof. Nurl Karocan İse «yök Sek öğretimin örgütlenme sorunları» konulu tebliğinde özellikle yeni üniversitelerin kurulması ve mevcut üniversitele rln genlşlemesl üzerinde durmuştur Öğretime katkıları yok cYenl Onlversiteler kurarken Ve mevcut üniversiteleri geniş letlrken, belirli kriterlere dayanmak, ünlversitelerarası güc dengesinl bozmadan yenl öğre tim potansiyell yaratmak gerek lr.. Türkiye'de batıda açılan her üniversite ve fakülte. doğudakl bölgesel üniversitele rin zayıflaması pahasına gerçekieşmekte ve ulkenin net öğ retme kcpasitesine bir katkıda bulunamamaktadır.. Şu anda taşra üniversitelerinln coğu o kadar öğretim üyesinden yok sundur ve öğretim duzeyl o kadar düşüktür ki, bu koşullar da öğretim süreci sırasındakl kaynak ierafı ve bu yarım bil gili yetersiz öflrencilerin diplo ma aldıktan sonra yapacakları Işlerde yol acacakları zarar gözönüne alınırsa, ya bu ku ruluşları kapatmak ya da gercek bir üniversite haline getlrecek önlemlerl almak kir.. Taşra üniversitelerinln bu ha le gelmesinde, faşist odakların bu kuruluşları kontrol altına almak istemeleri de büyük rol oynamıştır. Mllll Eğitim Bakanlığı adına yabancı ülkelerde doktora yapan bunca uzman, uzmanlıkları dışında bürokratik işlerde zorunlu hlz metlerlni yaparken, bu Dnlversltelerde derslerin öğretim uyesl yokluğu nedenl lle bos geçmesl, liberal görüşlu öğrencllerin glriş sınavını kazansa da devam edemiyeceklerl bu üniversiteleri artık 6eçmemeler1 bunun en tyl kanıtıdır. En azın dan mevcut bölgesel üniversiteler yeterli hale gelmeden salt siyasal nedenlerle, kadro8U oluşmamış yenl bölgesel üniversiteler acmak yolundan vazgeçmek gerekir.» Akademi yönetmeliğinde değişiklik istendi İstanbul Devlet Güzet Sanatlar Akaderrisi öğrenoileri adına Başbakanlık, Meclis Baş kanlığı, Akademi Başkanlığına yapılan başvurularla Akademi öğretim Yönetmeliğinin antidemokratik olduğu öne sürülerek bazı maddelerin kaldırılma8i istenmiştir. Gerek orta öğretim ve gerekse yüksek öğrenim kurumlarında sınav kâğıtlarının belirll bir süre saklandığı ve sınavda düşük not aimış oiup kendine güvenen öğrencilerin sonuca itiraz etme haklannın bulunduğu ve sınav kâğıtlarının yeniden incelendiği vurgulanan başvurularda, akademide sınav kâğıdı niteliğindekl reslm tuvallerinin Idare tarafından saklartmadığı belirtilmektedir. Bunun sonucu olarak da sınavlara yapılan Itirazlarda tuvaller saklanmadığı İçin kanıt gösterilemerrekte, mohkemeye başvurma halinde delil tesbitl yapılamamaktadır. Başvurulardo öğrencilerin mağ duriyetine yol açan yönetrheliğin değiştirilmesi ve sınav kâ ğıdı niteliğindeki öğrenci tuvallerinin yönetim tarafından belirli bir süre lcin saklanması zorunluğunun getirilmeslnin zorunlu olduğu savunulmaktadır.. Yol parasının düşürdüğü bakan Darboğaz içindeki Ankara Hükümeti, esenliğe çıkmak için savurganlık önlemlerine titizlikle ve içteniikle uymak, Devletin kuruşlan üzerine titremek zorundadır. Hele halkı soyan, sömüren aracı, tefeci, vurguncu, istifçi gibi yurt hayınlanna karşı alabildiğine acımasızdır. Zaman ve insan savurgEinlığma karşı da öyledir. Örneğin, emirerine odun kırdıran Milli Müdafaa Müsteşan, İstiklâl Mahkemesi'nden an cak Atatürk'ün aracılığı ile yakasını kurtarabilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletin parasma karşı savurgan davranan nice milletvekili ve Bakanı sorguya çekmiştir. Bunlardan birj de Parlamentonun en saygın ve namuslu üyelerinden, Atatürk'ün okul, gençlik ve meslek arkadaşı Garp Cephesi Kumandanı Ali Fuat (Cebesoy) Paşa'nın babası Nafia (Bayındırlık) Bakanı İsmail Fazıl Paşa'dır. İsmail Fazıl Paşa, Demiryollarına gerekli yedek parçalann satm alınması için İtalya'ya gönderilen teknisyenlerin yanmda iki de milletvekiline yol parası öder. Meclisin 25 aralık 1920 günlü oturumunda Karahisansahip (Afyonkarahisar) milletvekili Mehmet Şükrü (Koç) Efendi, bir gensoru ile gereksiz yere niçin yol parası verildiğinin hesabını soruyor. İsmail Fazıl Paşa savunmasında özetle şöyle diyon «Şimendifer yedek parçaları için iki teknisyen yanmda iki de milletvekili göndermeye mecburdum. Çünkü 150 bin lirayı iki teknisyene teslim edemezdim. Esasen. ödenen yol parası 800 lira gibi küçük bir paradır...» Bizce Paşa, savunmasında haklı. 150 bin lira ile bir milletvekili 4 yıl geçinebilir. Orta hallj bir memur da 10 yıl yaşamını sürdürür. Böyle önemli miktarda bir parayı iki teknisyene elbette emanet edemezdi. Kayıplara karıştıklan zaman bu kez de ters yönde eleştirilirdL Nafia Bakanı Fazıl Paşa 3 bin lira yol parası yuzunden duşuruldu Yalnız, iki değîl de bir milletvekili gönderebllirdi. Gensoru sahibi Şükrü Efendi de gensorusunu özetle şöyle savunuyor. MEHMET ŞÜKRÜ BEY «... İki uzman gittiğine göre aynca iki mületvekilinin gönderilmesine ne gerek vardı?.. Nafia'nın bu göre\"i İtalya'daki temsilcilerimize verilemez miydi? Camj ve Enver beylerin bu gibi iktisadi sorunlar için italya'ya gönderilmiş oldugunu biliyoruz. (...) Bütçemizin bu kadar açık olduğu bir zamanda savurganlıklara son vermek gerekir: ken bu arkadaşların makine tekniği ile ilgileri olmadığı halde oraya gönderihneleri doğru değildir. «Bu çeşmenin suyu nereden gelecek efen• diler? Eğer bu çeşmenin suyunu bulabilirseniz ziyanı yok. Herkese birer görev verip gönderelim. Fakaf bu çeşmenin suyu akmaz ve akmasının ihtimali de yoktur... Bugün halkın sırtına yüklediğimiz vergiler doruk noktasına gelmiştir. Yeni masraflarla bütçe açığını daha fazla yükseltiyoruz. (...) Biz her masrafı kabul edecek ve bunlan hoş görecek olursak Maliye VekiU de bizim kabul ettiğimiz bu borçlan ödemek için yeni yeni kanunlarla karşımıza gelecektir. «...Ben, bu şartlarla Nafia Vekiline guvenoy uveremem.» (Pek doğru sesleri). Bu Mehmet Şükrü Efendi Hukuk okumuştur .Dava vekilliği de yapmıştır. İkaz gazetesinin de sahibidir. Sadece Birinci Dönemde milletvekilligi yapmıştır. 1938'de 51 yaşında ftK müştür. Dava vekilliğinden gelme bir konuşma kolaylığı vardır. Konuşması da MecUsi etkilemiş ve kendi görüşlerine katılanlar olmuştur. Bununla beraber İsmail Fazıl Paşayı tutanlar da vardır. Örneğin, Bursa milletvekili Operatör Emin (Erkul) Bey. Sonralan İstanbul Şehreminliği (Belediye Reisliği) de yapmıştır. Şöyr le savunuyor Fazü Paşayı: EMİN BEY (BURSA) «Şukrü Bey kardeşimizin sözünü ettiği Enver ve Cami beylerin görevlerini bilmiyorum. Fakat Dışişlerinde bir görev yüklendiklerine göre bu işle uğraşamazlar, Sonra, her. adama beşer bin lira verilmiş değildir, hepsine birden beş bin lira verilmiştir. (Daha ne olacak, sesleri). Mutahassıs iki usta gönderildiğinden söz ediüyor. Bu ustalardan biri ecnebi imiş. Halen yabancı uyruklu olan bu adamın eline büyük bir para verilip de gönderilemezdi.» MEHMET ŞÜKRÜ BEY Ecnebinln gitmemesi gerekirdi. Onlann gitmesi daha felakettir. Hiç doğru değildir. İSMAİL FAZIL PAŞA «Ecnebi demedim, «Necip» dedim. Yanlış anlamışsınız.» Necip'i «Ecnebi» anlamakta Emin beyin bir kusuru yok. Büyük üç devleta, Türkiye'nin padişahına ve İslamların halifesine başkaldırmış olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde elektrik yoktur. Elektrik olmadığı için de mikrofon tutanaklar da anlaşılmaz hale gelir. Isıtma avaz avaz bağırmak zorundadır. Sesîeri yeterli (Arkası 9. sayfodo) Üniversiteler müzelik olmakdan kurtarıkmalıdır Üniversitedeki eğitimin içeriği zaman zaman gündeme gelmektedir. Biz de olanaklanmız elverdiği ölçüde konu lle ilgili yazılara yer ayırmaya çalışıyoruz. Nazmi Şentürk İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Pedagoji Enstitüsune bağlı ana okulu ele alarak pedagoji eğitiminin sorunlanna defciniyor. «İst Ün. Ed. Fak. Pedagoji Enstitüsune bağlı olarak eğitilen çocTiklar, uyum güçlüğü ceken, zihinsel geriUkleri olan, çocuklar değülerdir. Her biri kötü çevre koşullanndan da gelmemişlerdir. Örneğin, bir başansızkk sorunu, davranış bozukluklan sorunu, burada ele alınamaz, Alınsa bile gerçek anlamda nesnel çevreyi yansıtmadıgından. doğru sonuçlara ulaşılamayacaktır. Oysa, Pedagoji Enstitüsu, ülkemizdeki «Ana okulu gerekliliğini en objektif verileriyle ortaya koyan, ciddi araştırmalara ve önerilere sa hip bir yer olmalıydı. Herkes baiınyor. «Ana Okullan an çıhnahdır» diyorlar. Ama ilkokullaşmanın bile henüz çözümlenemediği ülkemizde, bunun nasıl yapılacagına dair, ciddi birşey söyleyen yok. Pedagoji Ensti'üsü bu anlamda öncülük edemez miydi? Bakın, ben bir eğitimci olarak şunu öneriyorum. İlkokulların birinci suufuıda, ana okullan programı uygulansın. Okuma yazma öğrenimine ikinci sınıfta başlansın. Öğretmenin bu iş için eğitilmesi zor bir şey değildir. Zaten ilkokullann dayandığı psikolojik te mel de budur. Buna benzer daha köklü önerileri, pedagoji, psikoloji, felsefe, kürsülerinden bek lemek hakkımız değil mi? Ama, bunu yapabilmek İçin üniversitenin kahn duvarlarının dışına çıkmak, üniversiteleri, soyut bilgilerin dikte edildiği, toplumdan kopuk konumundan kurtarmak gerekir. Bugünkü durumlanyla, özellikle sözünü ettiğim bölümler birer müzeye benzemiyorlar. mı?..»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle