23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 KASIM 1980 Cumhunyet KA sSzcüğü tanhtn llk dönemlerlne olt TOrkcede, KAPI, AĞIZ, MENŞE (orı|in) anlamına gelır kı, bu kavram Turk soylenbilımınde, (mıtoloıı), bılımsel dılde «kozmık dağ» denen, çok genış bır bolumu kapsar. Bu konudakı bılgıierı. tarıh oncesı donemlerj zamanımıza bağtayan, Şaman adet ve ge'eneklerı yoluyta edınıyoruz Eskı ınançtara gore, Başşaman, yedı ya do dokuz kct goklere yukselen. Daşı bulutlar orasında kayoolon yuce bır dağın en yuksek tepestne cıkarak Goktanrı'yla konuşur Bu, tomamen muhayyelede yaşayan dağ, Şaman ınanışları ıcın bır KA, Tanrıya açılan bır KAPI, blr AĞ1Z, Altaylar do yaşayan bazı Turk boyları ıçın ıse kutsal TOZ, TOS, yanı «orııındır», bu kutsal tiag. bu boylar ıçın BUYUK ve ILK ATAdır. {A. ıNAN Şamanızm T.T.K. 1972 Ank) Anoaolu ve Buyuk Asya dakı Akdağlar, Karadoglar, Bozdaglar, Uıudcğlar Demırdağlar, Altındaglar, dogodakı, şekıi enerek, hayalden gerçege donuşmuş b rer kozmık doğ, Kutsal dagdırlar Batı Anadolu'dan, 2500 metre yükseklıkte boşiayan bu Ulu Boz, Akdağlar, Toroslar ve Ercıyes le 4000 lere cıkar. Agrı ve Kafkaslar'dan sonra Iran ve Afgan yaylalarıylo Pamıre vararak, butun dünyaya tepeden bakan, Himalayalarda, 8000 ı bulur. Taklamakan ve Gobı'yi bırer korkunç auvar gibı cevreleyen, Altın dağ ve Aıtoy sılsılelerı yoluyla Kamçatka dagına kadar uzanır. Elbette kl, bu ucsuz bucaksız dağ sılsılelert. sayısı bınlerı aşan karlı ve yalçın tepeleri derın vadılerı karanlık ormanları, coşkun ırmakları turlü bıtkı ve hayvanları arasında şaşıran. ezılen ilk ınsan, ona tapmak gereğınde kalmıştır. Bu nedenlo dağ, Ata, Ata ruhu, Kapı. Ağız. On|in, Tanrı. aynı kavramın değışık göruntüleridır. Bu gorüntulerın dışında aynı zamanda evrenın Ikâınotın) eksenı, dünyamn merkezi olarak da kobul edılmıştır. (M Elıade Chamanısme Payot. 1951 Pans). Işte bu, ULU KA'lar binlerce yıl söylene söylene, ağız tenbellıği sonucu KAF bıçımın© donuşup, masallardakı aşılması guc KAF DA6l olarak cocukların hayalını zengmleştırmektedır. KAPI, belkı de KAF'tan bır sonrakı aşamodır. Gök Tanrı ve Ata ruhuna, dolayısıyla Dağ'o tapan Turklerde her yıl bazan da yılda uç kez bu dağlar ıcın cok gorkemli ayınler yapılır: kurbaniar kesılır, ULUĞ OT yanı büyük oteş yakılır. Rakı sacılır ve İCilır. (A. lnan) Orta Asya'dan, iran yaylasına, Med'lerderı 1500 yıl once gelmış ve üst Mezopotamya'da. yanl Kafkaslar ve Doğu Anadolu'da yerleşmış olon GUTI (R GırBhman) ya da KUT (S. Kramer B Landsberger) yanl OĞUZ Turklert deki yapay kozmlk dağın adı, Ost Asya'da okJu. ğu gıbı, Sumer değıldır Ust Asya'da, bu dağı, ori|in!erı olarak kobul edenler, Mezopotamya'da bu dağdan geldıklerl anlamına, kendılerını Sumer dıye adlandırmaktadırlar. Kozmık dağa da Anıt anlamına KA demektedırler, şu hale gore Mezopotamyo, ust Asya'ya gore bır sonrakı do nemdır. Kaf Dağları Ülkesi Haluk TARCAN Etnomuzıkolog (CumhurİYet 26 tem 980) yoluyla bu ULUĞ OT'un bu\uk /er kopıadıgı Dag ayınlerının, Iran ınanışlarına geçtığı ve Ateşgede lere kaynak teşkıl ettığını duşunmek zorundoyız Turk Mıtoloıısındekı bu Uludağlar, bu kozmık dağlar, Yunan Mıtoloıısınde, tateş»ıyle Olımpıyat oyunlarına başlanan OLEMP dağıdır ve sadece bır tanedır Anadolu. Mezopotamya ve ıç Asya uygarlıklarına gore (IO 7800 Dıyarbakır, 7000 Çatal Hoyuk 5000 Mezopotamya...) gec kalmış bır uygarlık olan Yunan Uygarlığının (İ.Ö. 600) kaynaklarını aldığı bu Asya uygarlıklarının devamı olması, Kozmık dağ ve ateş kavramlarını ışlemesı cok doğaldır Asya'da bu kutsal KA'lardan dırekt olarak KA sözcuğuyle anılan Ikı dağ vardır KAFKASYA ve KAMÇATKA... Kafkas aslında KA/KAS ve KAS da OĞUZ demek olduğuna gore, bu Oğuz dağı anlamına gelmektedır (Cumh 26 Tem 980). KAMÇAT/KA Ise, bu yarımadaya ısmtni vermış eskl bır yanardağdır; bu yorede yoşayan Koryak'lorda Şaman geleneklerı haien süregelmektedır (Chanst danses rep Sov. palaıs d. Sports aralık 972) Amerıka kıtalarındakı ALAS/KA ve CUZCO, KUZ/KO'yu başka yazıya bırakıyorum. KA kavramı SUMER'lerde, (Sumer, fransızca okunuştur, aslı u ıledırı Zıggurat'lar halınde yaşar, genış bır tabandan pıramıt bıcıminde yukselen Zıgguratın tepesıne, dolanan merdıvenlerle varılır Bu gorünuşüyle Zıggurat, stılıze edılmış bır KA, ucsuz bucaksız Mezopotamya duzluklerınde ınşa edılmış, YAPAY bır kutsal dağ. Kozmık Dağ'dır Âyınlerde. ust Asya'da olduğu gıbı tepesınde Uluğ Ot yakılır. Sumerhler de bunlara KA demektedırler. işte konuyla ılgılı bır Sumerce cumle E DINGIR NINGIRSU KA (S Kramer Hıst. Com Sum Arthaud 75 Parıs) Bugünku Türkceyle TANRI NINGIRSU KAPI(sı). Fransızca umhurıyetten once, çıkarcı. carpık ve onursuz yargıiarla yonetılen, devlet ou vencesınden yoksun Turk toplumu. Cumhurıyetten sonra ATATURK un onderlıgındekı oydın, yurtsever kadrolarla, yasaların gecerli olduğu uygar bır toplum duzeyıne hızlo yukselmeye başladı Kısa surede sanayıleşmenın başlamasıyla, fabrıkaların art ması, ışyerlerının coğalması so nucu ışcı ışveren ılışkılerın oe yenı yasal duzenlemelerın getınlmesını zorunlu kıldı. Sanayıleşme surecının başladığı bu donemde, işcl • ışveren ılışkılerının gunun koşuıiarına uymasını saglayacak ilk odım da atıldı Ve 8 kasım 1926 da Borclar Yasası yururluge gırdı Fabrıkaların, Işlık (atolye) ve obur ışyerlerının gıttıkce coğalması. calışanla calıştıran arasında yeni hak ve guvencelerın gettrılmes nı de gereklı kıldı Boylece 3008 sayılı Iş Yasası ış yaşamında. ışverenın kar şısında ışcıyı korumak amacı i,e 1936 yılında uygulanmaya başlandı. Bugu n bıle temel ku rallarınm geçerlı olduğu yasa 12 Ağustos 1967'de yerınl 931 sayılı yasaya bıraktı Yuksek Mahkemenın şekil yönunden yürürlükten kaldırdıği 931 sayılı yasanın da yerını bugun uygulanmakta olan 1475 sayılı İş Yasası aldı tercumesmde «Tonn Nlnglrsu Tapmagndır kl. KA sozcugü Tapmak anlamına geımıştır Dıngır. TINGIR, TENGRI, TANRI demektır. KA, bugunku dılde Kopı olmuş, Anıt. Kutsal yer. Dağ anlamını kaybetmıştır. Fakat, buna rağmen KAPIDAĞ, DEMIRKAPI gıbl kutsallık anlamını koruyan adlar yaşamaktadır. Ikıncı cok onemlı bir noktaya gelıyorum Baykal yoresınde yaşayan boylar ki bunların arasında Buryat, Kalmuk ve Mağollar vardır Kozmık dağı, KA'yı SUMBUR. SUMUR, SUMER dıye adlandırırlar. (M. ELIADE Chamanısme Payot 1951 Parıs sa; 241). Sumer dağına bır örnek: Altaylı blr Şamcn, âyın esnasında şöyle der, cSUMER ULA DAĞIM, SUTGÖLUM, SÜMER TAYLAM ALTIN (değerlı) YARGISINI VERE...» (A INAN aynı eser sa 52). Şu hale gore Sumerler Orııınlerlnin, Atalarının Sumer od> verılen Kutsal dağa alt olduğunu bu dağdan geldıklerlni kabul etmişler ve kendilerine bu dağın bu KOZMIK DAĞ'ın, bu KA'nın adını vermışlerdır Fakat. adını yukarda verdlğımız buyük Rumen Etnoloğu M Elıade, Sümer aağının Mezopotamya'dan, Iran ya da Hınt yoluyla, üst Asya'ya yayıldığını yazar (aynı eser sa, 242). Sayın etnolcğım yonıtdığını kabul etmek gerekır. Çunku. Önce dağ kavramını, 4 binle, 8 bın metre arasında her tür dağın bulunduğu Orta ve Ost Asya yerıne. Mezopotamya düzluklerinde aramak bosuna eabadır. Ayrıca Altaylarda cok genış ve köklü blr dağ kultu olduğunu, Radloff ve Katanof defalorca yazmışlardır. Çın kaynaklorında ise, Goktürk geleneklennde, dağ ve mağara unsurunun öneminı gösteren kayıtlara cok rostlanır. (A, Nıhayet, Zıgguratlar Kutsal dağ ihtiyacından doğmuşturlar. Fakat bu kutsal dağ «orıjın» anlamını kaybetmıştır Çünkü. Zıggurat halın Sumer konusunda Hınt etkısını arayon, hatta Sumer ı Hınte baglamak ısteyenler coktur Bır kısım ıddıaya gore, Altay şamanları Budıstlerın soylencesel (efsanevı) dcğı olan Sumer'ı Hıntten almışlordır M Elıade, Hınt Mıtoloıısının kabul ettığı Kozmık dağın MERU aöını taşıdığını, üst Asya'da aynı kavramın SUMBUR, SUMUR, SUMER dıye sozlendirıldığını ılerj surerek bu iddıaları curutur Gunumüzde ise Sumer'i Hınt kultürune bağlamak ıcln caba sarfedenlerın başında Norveclı saygıdeğer araştırmacı, Thor Heyerdal gelır Acaba, kendılerı aşağıdaki sorumuza nasıl yanıt verırlerMadem ki, Sumerler Hındıstan'dan gelmlşlerdır, nasıl olur da Sumercede, Hıntce yerıne 350 Turkce sozcük. Turkce son eklerı, Turkce tumce yapısı ve Turkce tümceler bulunur' . Işte son eklere aıt bır ornek A NAMURSAĞKA, anlamı «yığlt kolu»dur. Burada, KA, aağ değıl Kl, Gl son ekıdır Bugünku Turkcede ANAMUR SAKI, SAĞI dıyoruz Anamur ıse yer adı olarak hâlâ yaşamaktadır. Araştırmalar derınleştırıldığınde, kanımca, aşağıdaki sonuclara varılacaktır SUMERLER ORTAASYADAN GELMIŞLERDIR BIR KOLU, INDUS VADISINDE YERLEŞMIŞ OLABILİR S Kramer'ın sandığı gıbı, ELAM, HATTİ, HURRI, URARTU VE SUMERCE ÖLU BIRER LISAN DEĞILDIR (S. K. Hıs. Com. Sum. sa 19. 26) Bu nedenle Elam, Hattı, Hurrı, Urartu dıllerıni, başa GUTI ve KAS'ları koyarak. OĞUZ GRUBU altınso toplayacağız (Cum 26 tem 1980) Sumerce ıse YAKUT GRUBUNA DAHIL OLAOAKTIR. SUMERCE, ceşıtlı dış etkılere rağmen, YAZI YOLUYLA BIZE KALMIŞ OLAN EN ESKI TURKCE ÖRNEKLERDIR. ÖNTURKLERIN (Proto Türk) KONUŞTUKLARI TURKCEDIR TABLETLER. BU TURKCEYE AIT SOMUT ÖRNEKLERI VERIRLER Bulgularımı başta Prof. Afet inan olmak uzere sayın tarıhcı, Arkeolog Etnolog ve dılcılerimızın ve Ataturk'ün kurduğu T. T. K uyelerıı ıigılerine sunarım. Ve de Turk torıhının yenıden yazılması geroktığını bır kere daha tekrarlarım şanlar da yasal güvenceye kavuşmuş oldu Ancak yasa tum getırdığı guvencelere karşın bır de ayrıcolık getırdı KARAPARA. lımde cok Hgınc bır kitap var; FalV Y. Başbtığ v» Mustafa Koc'un yazdıkları «Karopara»... Nsdır karapara? Kıtap d'yor kıKarapara, vergl fcacakçıtığındon doğan fonlar( dan oluşur Kendi kendıne geometrık dızı ıle kotlanarok büyür En gec 1983 yılında «karapara karaservet»in nıcel boyutları blr tnlyon TL.'yl aşacaktır. Mevcut dovız bütcesıyle bırlıkte karapara karaservet plyasosı, lcınde yaşadığı dsvletten daha guclü bır dışalım dışsatım gücüne erışebılecektir. Tamamen yasa dışı olan bu pıyasa, devlete Ipotek koyma savoşımı vermektedır» Cllkede 1979 eylül ayı göstergelerlr» bokılırsa Merkez Bankası bonknotu 150 mılyon lırayı oskındır. Eld» dolaşan para 155 mılyon dolayındayken 400 milyor llrolık karaparadan nasıl sözacıtabılıyor'» « Karapara her an paraya dönüşebilecek servetlerden, senetlerdsn, vadell csklerden, kacak dövlz, kacak altınlardan, tchvillerden, taşıyana yazılı pay ««netlennden ve nakıtlerden oluşan dev bir fondur.ı E • 27 Mayıs devriminin getırdlğl ozgörtOk ve umut •sıntılerl ıcınd9 ülke sorunlarına eğilen aydınlar 15 20 yıl once bazı öneriler ileri sürerlerdl: Dış alım . satım devletleştırilmeli... Bankalar kamulaştınlmalı... Coğu zoman bu öneriler soyut ve gerekste gftrOlör, çimş9klerl uzerine ceker, komünistlik suclamalarıyla koralanırdı. Oysa aradan gecen sürede o önerilerln n« ölcüd« gercekci olduğu anlaşıldı. Çünkü Türkiye'de «Tahtakals Merkez Bankası» diye bir kurum oluşturulmuştur. Dış alım satım dünyamız öylo bir yozlaşma lcindedlr kl vaktlyle dış alım satımı devletlestırmeyr komünistlik sayanlar, şimdl Tahtokale'vl devletleştırmek cabosmo gırışmişlerdir Bankalar Ise birkac tekelci aılenın denetıml altına düşmuşlerdlr; bırakmız solculan, en saflcı kestmlerde blle bankacılığımızın bankacılık olmaktan cıktığı görüşü benımsenmektedır Vaktlyle bu konularda gercekci önlemler olınsaydı, Türkiye belkl bu ölcüde ekonomık batağa sürüklenml yecektl inan) SffiE OKTAY AKBAL C Yine Dil Ustüne... HftVIR • Ik söktüğüm sözcuk, «Felek»ttr. Daha llkokula basI lamamıştım, evde kendı kendtme go2etelenn baş1 iıklarını okumaya, anlamaya cabalıyordum. Sanırım ıMıllıyet» gazetesınde bir sutunun başlığıydı «Felek».. Tek tek hartlerı yanyana getırmış sonunda Feiek'ı ortaYQ cıkarmıştım. Anlamamıştım ne anlama geldığlni, neydı bu «Felek», ne demektı? «Melek» vardı «keiek» vardı, bıliyordum bunları; ama «felek»! ilk kez duyuyordum. Sordum, bır yazarın her gunkü yazılarına koyduğu başlıkmış bu, «yazgı» anlamına gelırmış... Yıliar gectı, Sayın Burhan Felek'ın surekll okurlarından bın oldum. Yaşamım suresınce ızledığım bır gazeto yazarıydı Burhan Felek.. Şımaı yaşı 93'u buımuş, Tanrı uzun omur vermış, daha da vorsın Dem&k yetmiş yıldır surekli yazıyor. yayınlıyor, sevıierek, kızılaroK, beğenılerek, beğenılmıyefek okunuyor Bugun de surekli yazdığına, hatta guncet tartışmalarda yan tuttuğuna, genclere taş cıkarırcasına oteşll. heyecamı davrandıgına gore «ebedı gençlığnm korumaktadır. B'^rhon Felek ustamız, Dıl Devrımırte karşıdır, Turk Dil Kurumuna karşıdır. istedığl bır şey var, o da bır Akademı nın kurulması... Boyle bır Akademı'de Şeyhulmunarrırın olarak baş koşede yer alacağı kesındır. 1 Varsın yer alsın Akademı'de yer almayı umutla Dekleyen pek cok gerıciden cok daha uyanık olduğunu soyleyebılırım Ne var kı Akademl'ler genellıkle tutucudurlar Mustafa Kemal Ataturk de bunu bıldığınden Türk Dıl ve Tarıh Kurumlorını kurdu, tum gelırınl de onlara bıraktı Istese. uygun bulsa bır de Akademı kurduramaz mıydıl Once Dıl ve Tarıh Kurumlarını oluşturdu, onları tanh ve dıl alanlarında araştırmalar, çalışrnaiar yapmakla gorevlendırdH. hatta ızleyeceklerı yontemleri de gosteriı Sonra da An<ara'da Dıl Tarıh ve Coğrafya Farcultesmi oluşturdu Butün bunlar b.rbırını butunleyen eylemlerdır Ataturk, Akademı'lerın eskı sağlam degerlerı koruyan, gelıştıren kuruluşlar oıduğunu bılıyordu. Ama once tsaglam değerter» yaratmak gereklıydı, sonra da onları gelıştırmek .. O çurıierde boyle bır Akademı kuruisa, Osmanlıca el ustunde tutulacak, dıl evrımcı bır gouş'e kendı okışına bırakılacaktı Oysc bır devrımcı kuruıuş olan Turk Dıl Kurumu atılımlanyıe. aroştırma'arı yarattığı tartışma havasıyle dılımızın arılaşma aşQmasını hızlandırdı Gsnc kuşaKların da, ozellıkle genç yazariarın ozanların da desteg'yle k sa oir sürec ıcındö dılımızl «yabancı dıllerın egemenlığıncen» ''urtcdı S^yın Burhan Felek bundan hoşnut değıl 1 Daha başkaları da var onun gıbı . Kuşaklar arası bağlan KOparmış dı! devrımı1 Neaen koparmış'* Dedeler, rvıneler Osmonlıca sozcuklerden btr tur'u oynlamıyorlar, torunlar, torun'arm cocuKlorı ıse Turkce sozcuklerle konuşu/o r lar yazıyorlar Bundan daha dogal ne v^r'' Dede ıle torun arosında b r avrım oimayacaK m ı 9 Ozellıkle cagcaş uygariıga yetışmek ısteyen atılımcı topiumlarda bu fopus kocınılmaz r>ır gerekiılık degıl mıaır^ Yalnız dıl aıanmaa cegıl, topıum yoşammın tum alanlarında Osmanlı doonem nden kalma anlayışların, begenılenn tutkusu ıcmdekı dedeler, bcbaloria; onların torunlan, torunıarının cocukları arosınao buyük bır ayrılık olması kacınıırpaz oır gerekhlıktır Hem bu, Istenilmelıdır. Atatu'k de geçmış.n cunjmüş bağlarmdan, anlayışlarından kopmak cağdaş kafanın, bıltmm ekının gereklerını yerıne getırmeK ozıemınde degsl mıydi' «Uygarlıgın gereı'lennı ver r e getırmek adam olmaktır» derredı mı b" /cbaza 7 Sc/'r» Felek, TDK'nu yeren. Dıl Devrimıne karşı cıkan, Akademı kuruiması volundo tum agırlığını koymava catişan bır yaz s ndq bana do sataşmış. «Dıl Devrımi Tartışstomazı başl'klı vazımda «Burhan Felek»ler. «Bedıı Faık»lsr tanım'arını Kulland.ğım icın üzulmüş, dıyor k' « . Tjrşucu Cemai'ler Sefıi ler gıbıstne Bedıı Faık'ler Surnan Fe ek ler dıye coğul sıgasıyla bır torbayo kovup cöp teneKcjsıne atorcasına hitao otmeyın» Barnon Fe e* er dıye /az^ak nıye «cop tenekesme atma1;» O ' S J I «Tevfık FıkreHer, Namık Kemal'ler» dıye de yazmaz mıyız gerektığınde... «Ler» ekı belırli bir onlayışta, cızgıde, değerde. kafada olanları eımgesel bicımde bırleştırlr o kadar... övgüyle. sovgüyle llgtel yoktu' Şurası da kesın kı. Sayın Felek ve Felek gıbl düsunenlsr Cunhunyet kuşaklarıyla blr turiu anlaşamamışlar uzloşamaTıiş'ar hep gerıde, hep uzokta hep Venot coavn evr6nle r 'rda kaîmışiardır Kuşaklarcrası bcgı koDamovalım dsye bağ'np cağıranlar yenı kuşaKlonr kendı cızgılerince. kendi duzeylerlnde cakılıp Kolmostnı Isteyenlerdir Oysa buno olanak yoktur. 3008'e göre işçinin tanımı İlk ış yasası olan 3008 sayılı yasanın 1. maddesı «Bır ış akti dolayısıyle bır şahsın ışyerınde, bedenen veyahut bedenen ve fıkren çalışan kımse ye ışci denır» dıye tanım getırmıştır. Bu tanımdakı «bedenen veyahut bedenen ve fıkren» deyım| tartışmalara yoi acmış, do 3008 Sayılı Iş Yasasının 13. maddesı kıdem tazmınatını «ıse başladığından ıtıbaren her tam iş yılı Icın 15 gunluk ücretı tutarında tazmınat ver llr» (Bu AYNI YASAYA BAĞLI OLARAK 15 gunluk ücret tutarı 1927 sa ÇALIŞANLARIN BİR BOLÜMÜNÜN yılı yasa ile 30 gune cıkarıtmış tır) hukmu ıle ışcının ışe gırıKIDEM TAZMİNATININ BAŞLANşınden cıkarılışına (ya da bazı GICINI BELIRLEYEN AYRICALIK koşullarda kendı ısteğı ıle cıkGIDERILMELI, EŞİTLİK SAĞLANmasında) calıştıgı tum surenın tazmınatının odenmesı zorunluRIALL luğunu vurgulamıştır Ancak once 931, onun yüYılmaz ŞİPALrurlukten kalkmosından sonra 1475 sayılı Iş Yasası, 3008'ın kapsamı dışında kalanlara güAncak 931 sayılı yasa uzun valar davaları Izlemış, sonucvenceler getırırken kıdem tazml sure yururlükte kalamamış, acı ta da «bedensel calışmaları, flnatında da ayrıcolık getırmışlan blr dava sonucu Yuksek kirsel calışrnaiarıno galebe çcı tır Mahkeme yasayı bıcım yonun lanlar (üstün gelenler)» ışci sa 1475 sayılı yasanın 109 den yururlukten kaldırmıştır Ye yılmıştır Yasa 12 Ağustos H maddesı «Yürürlükten kaldırını yasa düzenlenıp, uygulanma1°67 ve l o a r bunıorı kap»alan 3008 sayılı Iş Kanununun ya gecılınceye kadar da, eski mış ve onlar Icın uygulanmış13 maddesı hükumleri haklayasanın gecerli olduğu hukme tır. «Fıkırsel calışmaları, berında uygulanmayanlar lcin, bağlanmıştır. dense! ca'ışmalarıno galebe kanunun 14 maddesinde sozü calanlar» ise yasadan yararlaGünümüzdeki gecen kıdem tazminatı hakkı namamış, yasanın getırdığı gübu kanunun yürürlüğe girış ta İs Yasası vencelerden 30 yıl yoksun kalrıhınden başlar» dıyerek iş ya 931 sayılı yasanın yürürlükmışlardır. sasının getırdığı guvencelere ten kalkması üzerıne 1 eylül yenı kavuşanlar icin, kıdem toz Yıllarca, devlet sektörü dı1971'den ııtboren 1475 sayılı mınatının baclangıcını da yuşındakı, öğretmenler, memurgunumüzün iş Yasası ışci ışrurluk gunü olan 12 ağustos lar, muhasebeciler, Idarecıler veren llışkılerınde gecerll ol1967 den başlattı. Bugunun ge yasanın getırdığ! hak ve guven maktadır Bu yasa «bedenen rısındeki calışmalara aıt kıceleri kullanamamıştır. veyahut fıkren çalışan» deyımi dem yıllarının tazmınata soz nı kaldırarak 1. maddesi ıle 931 sayılı yasa konusu edılmeyecegı kesin bır tüm calışanlan kapsamıştır. bıcımde hukme bağlanmıştır. «Bu hızmet aktine dayanarak Suregelen tartışmalar sonunherhangi blr Işte ücret karşılıAynı yasaya bağlı olarak ca da, gunun koşullarına uygun, ğı çalışan kimseye işcl denır» lışanların bır bolumünun kıiş yaşamına hak ve yenılıkledem tazmınatlarının «Işe başBoylece kımlerın ışçı sayılıp, nn getirllmesı gerektıği vurguladığından Itıbaren», öteki bokımlerın sayılmıyacağı konusun lanmış, bunun üzerıne de 1967 lumunün «Kanunun yururlüğe dckı tartışmalar da sona ermış yılı 12 ağustosunda 931 sayılı gınş tarıhınden» saptanması oluyordu. Bu acık deyım karI? Yasası yururlüğe girmıştır. ayrıcalığının, yenlden ele alışısında, bazı kaçamak yollar Bu yasado işcı tanımı genışlearayan Işverenlere de bu yol narak düzenlenmesı uygulama t'lmış, 3008 sayılı yasa kapsayönunden bır haksızlığı gıderilar kapanıyordu. mının dışında kalanlar da işcl cl yonde olacaktır. Uzun yıliar sonra fıkren çalıolarak tanınmıştır. BU HAKSIZLIK GİDERİLMELÎ Kıdem tazminatı ayncahğı Ekonomi yenl bir llimdlr Dünyoyı kapsayan kopltolist ve sosyalıst sıstemlsrde; ılkeleri kuralları, yasalarıylo ekonomi biliml geltşmekte, ekonomi kuramlannı belırleysn kıtaplar yazı'makta, yayınlanmaktadır Ne var ki soyut kuramları ö^renmek yeterlı değıldir. Türkıye'de yıllardan berı süregslen cok yuksek enfla9yon, kentlesme, nüfus artışı oranlarıyla blrlıkte kendın© özgü bir ekonomık yapı oluşmuştur Gecen gun blr orkadaşım anlatıyordu Avrupa'nn ünlü kumarhanelerlndekl krupıyeler başa gureşen oyuncuların sıralamasını şöyla saptamışlan 1) Araplar... 2) Japonlor... 3) Türkler... Arapları anladık, önlö petrol şoyhler! ^umor mowısında Istedıkleri gıbi ovnayobı'ırler Japonlar dünya plvasalorını tutmuş güclü bır ekonommin Doğulu derebeylerıdır, yesıl cuha uzerlnde yarışa cıkabıllrter; ama, Türk zençinlerının değırmenır>9 su nereden taşmıyor? Eöer bu sorunun yanıtını merak edenter ve ekonomi konularındon hoşlananlar varsa Faık Y Başbuğ Ile Mustafa Koc'un vazdıkları «Karopara» adlı kltabı alıp okumalıdırlar; ülkemızdekı uretımsız tuketim ekonomisınl 6ğrenme!idır!er; Tahtaka'9 pıyasası. kara servetler, ikl1^ flnonsrrion, stokculuk^^sraborsacrirk, kaçakcrlık v« karaborsa gerısındeki tefecüsri anlatıp serglleyen bu kıtabı, devlet yönetıcılerı de ıncelemelidırler Ekonomi, toplumdan yoşamdon, Insandan soyutlanobılır m ı 9 icınde yaşadığımız gerc»k, herşeyden önce «konomlk gercektlr Yaşayışımızı bıcımlendlren o'dur. Turklys'de dönen garlp mekanızmaların ıcığını cıcığmı öğrenmadpn 0"<pwı lcınde cırpmdjğı darboğczdcn kurtarmak da olasızdır. • J • BULMACA SOLDAN SAĞA: 1 Yapılmış olaa blr lşla durdurulması içm fcarar alnujc, bir işleıru durdunnak 2 Ahlahlı davramş kurallanıun tümü Gert vermek 3 AlrtkaT.ın bnemll akarsulanndan Tersi eski dılde sıvı « Ptra sitngesi Bir etkek adı 5 Tersı klmyada germanyuımın sungesi Ikı kutup Brssındaki ani elektrik aitımı Kımya«ia kriptonun simgesi 6 Osmanlı toprak yoneüml türlertnden. 7 VOcudun hareket8İz!e?mesı aonucunu doŞuran ve tr.l gelen rahataızhldardan Eski dllde su. 8 Blr yömtim bSrimi Ayriîn 9 Hay vansal ener]i kaynalclanndsn. TUKARID\N AŞAĞIT4: 1 Düjgücünün etkisine ttapümı? ve bu etkl ile eser mey dana getırmıg Jcısi 2 Erıcı kabul eden, etken olmayuı S t'kel deniz taşıUannd&u Zmreden, yetkili 4 Mo»or gücü biriml Tersı personpl S Eski dllde parça, aoet P Boru çeJarak vep lan u\an Yetuıme yetenı bulma, kafi gprrae 7 Egta'ı bır yana dognı y&tmıç Bahk tutma gereçlerinden 8 Tutum, 2 3 4 5 [JB l | H I 1 6 7 8 ™ 9 1 ı ! 111ı P 1 123456789 i 1111! 1 ın y • B j ınu :xLMj U ıljrML j f i nW tavır Tersı akarTO 9 Su yom ornekıerüıden ba&*antüanrsdan Bir rerk DUNKl BLLMAC%NIN SOLDVM 1 Hsvza Eîe 2 Oîeikssit 3 Ri5Ue E s 4 oM Fansl 5 No 6 Barem Mat 7 Imalat 8 nakaK Tan 9 ataH Tasa 1CKARID4N AŞ\CIYA 1 Horozbına 3 4Um Aırut 3 \eS Araka 4 zıaP elaH 5 Ak'anmak 6 Aero 7 Es l a 8 Fıeata As 9 Etki Tuna. AÇIK TEŞEKKUR Gözlerımdekı rahatsızlığı zamanında tespıt ederek gereklı müdahalede bulunup, benı sağlığıma kavuşturan Cerrahpaşa Hastanesı Goz Klınığı nın ünlü operatorü, Kalkblllml konusunda durağan ntteliktekl anlayışı llerlye donük yorumlarıyla canlı ve uretıcı bır bıc mde aşan degeriı hocamız PROF. DR. • DOÇENT DR. Sedat Veyis Örnek'i yıtırmenın acısı ıçındeyız. Sevenlerın başı sağolsun... D.T.C.F. ASISTANLARI Çolpan Mirzataş'a gonulden şukranlanmı ve savajlanmı sunarım. ŞERMİN TUNCBİL ACI KAYBIMIZ Emırdağ eşrafından Hacı ve Done Yeğmen'ln sevgıll oölu, Necla ve Nevın'in kardeşl. Soner'ın ağabeylsı, cok sevgılı varlığımız; 390 ADET ÇEKTİRME SATINALINACAKTIR Sartnamesl, bedelsiz olarak aşağıdaki adreslerden alınabılır. 1 ISKENDERUN'da dürlüğü, Müessesemlz Tedarık İkmal Mü Cumhuriyet Sahibl. Cumhuriyet Matbaacıiık ve Oazetecılık T A Ş adına NADİR NADİ Genel Yayın Mudurü OKTAY KURTBÖKE Muessese Mudurü EMINE UŞAKLIGIL Yazı işleri Mudurü TURHAN ILGAZ Bosan ve Yayon: Cumhuriyet Matbcacılık ve Gozetecıllk T A Ş , Cağaloğlu Türkocagı Cod No 3941 Pcsto Kutusu 246 ISTANBUL Tel 20 97 03 BÜROLAR • ANKARA: Konur So«ak 24/4 Yenışehır Te! 17 £8 25 17 58 66 18 33 35 • İZMİR: Haht Zıyo Bulv No 65, Kat: 3 Tel 25 47 09 13 12 30 • ADANA: Atatürk Cad Türk Hava Kurumu Iş Honı Kat. 2 No: 13 Tel 14 550 19 731 ABONE ÜCRETLERİ AYLA«? 1 3 6 12 YURT ICÎ 300 900 "'800 3 600 YURT D1Ş1 600 1800 3 600 7 200 Uçak ucretl gruplanna ve ağırlığmo göre ayncc lanır uvau J Ceylan YEĞMEN'İ ellm blr kozo sonucu 27 11.1980 günu kaybetmenın derin üzüntüsü ıçlndeyız. Ceylan'ımıza Ton'idcn rohmet oğbl ve yengemlze tıaşsağl'ğı ve dayanma gucu d'lerız. AMCASf ! MAHİR YEĞMEN YENGESİ . MERAL YEĞMEN 2 ISTANBUL'da Sırkeci Yalı Koşku Cad Yalı Koşku Han Kat 45'dekl Mumessıllığımız. 3 ANKARA'da Kucükesat Büklum Sok. No, 22'deki Mümessıllığ.miz, ISTEKLI'LERIN Şartnamemiz esaslarına göre hazırlayacakları 80 0496 No'lu dosyasıyla ilgılıdır. Meşruhatlı kapalı teklır mektuplarının, gecıcl temınatları l!e bırlıkte en gec 18 12.1980 gunu saat 14 30'a kadar Iskenderun Demlr ve Cellk Fabrikalan Müessesemlz / Haberleşme ve Arşıv Müaurlüğünde bulundurmaîan ilan olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle