Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İK f ıl 1946, Iklnel Dunya Savoşı bltmiş, Izlerl ise her yerde bütun canhlığını surdürmeKte. işte böyle bir ortamda, Zürih kentlnde blr konferansta konuşan W<nston Churclı, Avrtıpalılara şu çoğrıyı yapmaktadır: «En büyük arzum Almanya'yı, Fronsa'yı bır çatı altinda banndıron. Isviçre tipı ve onun gibı tnutlu, «:nden, nefretten uzak msanların yaşıyacağı, özgur bır birîeş.k Avrupa görmektır.» terslne cania baş!a uğraşı veırnlşlerdir. Banun ıse nedenı vardır. O da, her ıki ülkede yaklaşcn uusal secımier icm Avrupa seeimlerinin siyası bır gösterge olacağıdır. Başka bir devışle haziran 1979 secimlenyıe F Almanya'daki siyasi partrer 193C genel secmın hesapiarını vcpacaklar, o Estaıng ıse 1981'de îekrpr Fransa'da Boşkan O'up olamıyacağını böytece kantara vuraoiiecek, ona gore yenı strctetııer saptayabilecektır. Ote /andan doğrudan seçimiere Katıirrtalanna rağmei bu olguya kuşku duyan partiler ne vardır. Buniarın başında da, dış bağmsızlık konusunda olduKco duyorlı olan, bu oedenls, NATO'dan üikenın sılâhlı bağını bile koparon Fransız Gclıstler gelmektedır Bjniarı Fransız koiTıunıSîlerı tziemektedır. Bunlora gore Avrupa Pariamentosj yoluyla Fransa tekrar NATO'ya tam uve yapıiacak, ülkentn dış polltıkası bağımlı haie qetır lecektir. Her şeye karşın Ortakpazar ülkelerinde seçime millı sec rnler hcuasında girrlmış, siyGSi partiler bunun icin ulkeler arası, işbirllğı bile yapmışlardır Secim nedenıyledır k>, bu ülkelerdekı Hırıstiyan Demokrctlar, Sosyal Dernokratlar, Lfberaller Avrupcsal duzeyde örgütlenmişler, Kcnfederas/onlar oıuşturnuşlardıt. Seçım'er Için Libero'ler cüberal Avrupa» fıkrlnl işlemışler, Hınstiyan Demckrotirr ve Muha'ozakârlar «Sosyalist ideolopden uzok, özgur Avrupoyı yaratmak ıcın oyunuzu bıze verımz» oemışleraır Sosyal st ve Sosyal Demokratlar hedef olaraK doha mutlu, ıssizin az olacağı Avrupa'yı gostermış'er, sosyal devlet ve ada'et ilkesıne yer veren partiienz diye propaganda yapmısiardır. Avrupa'dakı güncel sorunu dıle getiren seçim calışması Doğayı Sevenlerden gelmıştır. Bunların vaadi de: Atom enerjisı yerıne yeşıi, coğası zengın bir Avrupadır. A/rupa Komunıst Partilerı bu beçımlere birlık ıc>nde girememışlerdir. Zaten İtaivan ve A!rrtan Komjnıst Partilerı dışında bu partuer Avrupa Parlamerıtcsu fıknne pek gö^ül bağı da kuromamışlardır. Ancak butün buniarın yanısıra bu seçimierde 410 mılletvekıHiğınden 50'sini Komunıst Partısının kazanacağı tahmin edılmektedır Seçimierde en ilgınc gözlem de, AvrjDa Parlamentosuna aday olan'4000 Avrupolının yas ortalamasımn 60'ın uzerınde olmas.dır Bu konu Atmanya'da gulmece konusu olmuş, hatta Sanşolye Heîmui Schmıdt durumu şoyle sergılemiştır Dedelennızı otmayınız, Avrupo Porlomentosuna secıp gonderinız. Sonuç Komunıst Enrıco Berllnguer ıle Muhafazakâr Josef Strauss'un yan yana oiacağı. d'Estaing. \AMiy Brand, Harold VVılson'lu bır mec lıs. Bu yapısı ıle ce armutiarla elmalann topianmosı gibi görunum serg'lenıyor. Ancak bu hoiıyledir k', bu parlanento tcnnın saytalarına venı seyler yaznağa hazırlanmaktadır. Geiecek gerek Avrupa, gerek dunya icm buyuk. ilgınç Oiaviara gebedır. sSr.cs sancağındakı kadılaro emrımdir. Hükmunüz altındaki yerierae Sımavnalı (Şeyh Bedreddın* topluluğundan bazı k.mselerin Tanr' yolundan sap tıkları, Şer,at dışı b'rcok kotu ışiert işledıKleri, Kızılboş baş'ığı giyip... Nice Müsluman'ların baştan cıkmasma sebep olduklorı bildinldlğinden... Em nm sıze geidiğinde. yukarda soylenenleri yapankır. meşhur ve tanınmışları klmler Ise kanun gereğınce...» (1613). Buradan da Kızılbaş'ın asıl gjnahınm Bedreddın'ın öğretisıni izlemek olduğu anlaşılıyor. Ne ıstemıştı Simavnalı9 Topra^sıza toprak! Bu isteği sürduren, tTanrı yolundan sapmak, Şerıat dışı ış görmek»le suclanıyor, bugun, yine dinsız likie bır tutulan komünıstl.kie suclanıldığı gibi. Bu yetmiyormuş gıbı de orthodox Sunni yönetım ve cıkarı ona bağlı oian zümre, Şıı, Alevl, Bektaşi ve Kızılbaş'a iftiranın türlüs'unu yağdırıyor. Yok mum söndu'ler tertıplenırmş. herkes bırbırinin karısı kızıyla şunu bunu yaparmış... Bır toplumda gerek etnik, gerekse dınsel yönden azınlıkta bulunanlar o toplumla genelııkie toplumcu görüşîerin et rafında bütünleşirler. Bu da, öbürlerinın duşmanlığmı uzerierıne cekmek icm yeterli b*r neden olmoktadır. BOtün bu söylediklerimiz son ayiarın çok acı, çok kanlı bazı olaylarına ışık tutabüdl mi dersınız? CUMHURİYET 7 HAZİRAN 1979 Y MEVLİT Cok değil, çağrıdan 3 yıl sonra, bu arzuya yeşıl ışık yakılmış, 10 Avrupa ulkesı Avrupa Konseyıni kurarak birleşık Avrupo Bırlığının teme!ıne iik harcı koymuşiarcfır. Buyuk duşün temeii ıse 1951'de 6 Avrupa Cılkesirun oluşturduğu komurçelik birlığiyle tamamlanmış. bınaY9 geçış de 1957 Roma anlaşması ı!e, yanı Ortckpazar Topluluğu ıle soğlanmıstir. Dünya siycsasınaa ve tıcaretınde iyıce etkınlık kazanan Orîakpozar Topluluğunun üye devletlerı, Churchlil'ın ıstemine en elkin yaklaşımı 19761<ja getirebilmışler, Avrupalıların doğrudan seçeceklen temsilcilerden oluşacok bir Avrupa Pariamentosuna evet demişlerdır Boylece da Bırleşık Avrupa Birl'ğinin çatısı da çatnmıştır. İş'e bu sonuç gereğidir kı, 10 haziran 1979 güPU başlamak uzere bir ha'ta sureyie 9 Ortakpazar uikesınin 180 milyon seçmen vatandaşı, sandık başına gıdip Avrupa Parlcmentosunun mılletvekillerinı beiırlemek ıçin oylonnı kullanmaktadırlar. AVRUPA SEÇÎMLERÎ Dr. A. Murat DEMİRCİOĞLU MÜNİH HUKUK FAKÜLTE3İ 12 Sosya! Demokrat, 13 Muhafazakâr, 14 Liberal, 9 Doğayp SevenlerYeşiller, 9 Komunıst Partısı yarış ıçlndedir^er. Bu parlamento kendi icınaen 12 kiştyi yoneticı olarak belirnyecek bir kişıyi de Avrupa Pariamentosu başkanlığına getırecektir. cek, bu şekılde ao Avrupo'Iılar doho mttlu eailebıieceklerdir. Gerci Ortakpazar uikeleri bu sorunıara karşı, oluşumlanndan beri, belırli organlanyle uğraşı vermi$ierdir. Ancak bu organlar kaynağmı doğrudan halktan almadığı icm yeterli olmoyan düzeyde gorev yapmışior, kesın etkı gosterememişierdu. Oyso, bu konularda daha etkili, ivedı kararları gerektiren eylemler gereklidir. Bu ıse sadece kaynağmı 180 mııyon Avrupa'iıda bulan. ulke.erin iç politikalarından uzak ve daha çok bağımsız, kalbi Avrupa icln otan bir Pariamento ı!e nrtumkündu' Bu kez de ckıa gelen soru şjdur AcaDa bu parlcmentonun yetkıleri ne olacaktır? Kendi icinaen mutlak yetkili bir Avrupa hukumeti oluşturabilecek midir? Alacaflı kararlarla 9'lar da hukümetieri duşurebilecek, mall yönden. d:ş poiitikada bu ulkelere ambargolar uygulayabilecek mıdır? Verıiecek yanıt olumsuzdur. 1976 onlaşmasına göre bu parlamento sadece danışıcı, yoi gösterıci karariar alabılecek gOctedir. Öyleyse ne diye bu denlı büyuk tantana yapılrruştır. Bdna da verılen yanıt şoyled'r: «Hio bir parlamento tum yetkilerle donatılmış olarak doğmomtştır. Yetkl'er parlamentoların becerisi sonu zamanla genışlemiştır. irgılız parlamentosunda da bu böyle olmamış mıdır? işe «cok OZJ yetkilerle başiayan Majestelerinın Meclisleri bugür. bu ulked© artık tun gucü elınde tutmaktadır. O halde Avrupa parlamentosu bugünkü holiyle bir başlangıctır. Ancak zamanla gerakll yetkllerie Işier de yapocaktr.» ••• Gozıemler. 1977 mayısıida 9 ulkede Avrupa Parlamentcsu ıcın yapılan kamu yoklamosında soru sorulan 9044 Avrupalıdan % 57'si bu seçime taraftar olmuştur. Kamu yoklamasmda en çok evet % 70 ile İta'yanlordan gslmiştir. Bu ilgiyl ülkenin ekonomısine bağlayonvardir. Cünkü güneyin bu sıcak kanlı insanları böylece para, bcbolarından biraz daha iyi o'anaklar koparabıleceklerdır. A manya'dokı siyasi portller ile Fransa Cumhı rbaşkcnı d'EstcıIng bu secm'er icr sokaktaki vatandaslarıpın Bülent Dikmener'imizi Toprağa verişimizin 40. gününe rastlayan 7 haziran 1979 perşembe günü (bugün) ikindi namazmdan sonra Çanakkale Yalı Camiinde okunacak mevlide tüm dostları belderiz. . s Ailesi Adına Dündar DİKVIENER Neden böyle bir Parlamento? Ortakpazcr ulkelennı bu türde b:r catı altında topianmaya iten nedenler varaır. Buniar da genelde şöyle sıralanabılınir: • 9'lar bugün Amerika Rusya ve Japonya'nın yanısıra dünya ticaretinde güç oluşıurmuşlardır. Bu olgu da bu ulkelerın b9lırtilen süper ülkelerle ekonomlde savaşımı aniamında aiınmaiıdır. Büyük devlerle dünya ekonomısi pıyasasındaki yartşta, Ortakpazar devletleri tek teK yarış yerıne, bır elin nesi var, cok elin sesf var» ilkesi uyorınca buniar karşısında daha cok kenetlenmek gereksmimını duymuşlardır. Aynca ulu3lararası para polıtıkasında Amerikaya Japonya'ya bağlılık, İMF gerçeğı vardır. Avrupa ekonom>sı bu ıl.şkılerde boğnazdır. Bağımlılığın kırılması i9e mutlaka kcşuldur. Bunun yolu da ancak Avrupa duzeyinde btrieşik para poiitikasıyla mümkündür. • Hammadde üreten ülkeier uluslararası güc olmova başlamışlar, oluşturdukları uluslarorası örgütlerde (örneğın OPEC) aldıkları karariarla ulkelerın ekonomılerini sarsmakta, enflasyon umacısıy'a korku vermektedlrler. Petrole zom veya Iran olayında olduğu glbi petrolü vermekten vazgeçme bu ülkeleri ciddl bunalımlann eşığlne getirebilmektedir !$te utuslcrarası guclere en kesn ycnıt karşıt guc oiuşturabılmekle sağlanacaktır. Bunun yoiu do Bırleşik Avrupa ile mümkündut. • Miîli savunma hizmetlerl. özeliikie sllohlanma. cağımızda gıttıkcs pahaiıya ma| olmaktadır. Bu da ülkeleri düşünduTnektedir. Halbuki Avrupa'da bütünlük sağlani'sa, devletlerin birbırlerine bağı adeta ic üişki haline dönüşecek, böylece de daha oz sılahlanmaya gid'lecektir. Daha az silohlanmo iie yaratıian kaynaklar'a da ulke kalkınmalanna vörel'Pebllıneoşam ekneğe bağlı; ekmek de arslamn, yani toprağın ağzınaa. Durum böyle olunca dınler tarihinin ana hatları insanoğiunun toprakla, ve dojal olarak da, onu bereketli kılan göklerle olan llişkilerinin öykusü olmaktadır. ilkel insan tohumun fılizlenmesimn, mevSlmlerin, ölümün ürkütucü sırlorının etkileri altinda yaşryordu. Toprağın bereketint, insan ye hayvanların dQğurganlığım sağlayan bir Ana Tanrıça'ya sığınmıştı. Zamanlo onu boğa. ktırt, geyik ve saır şekillere de soktu ve ona kimi yağmuru, kimi ayı güneşi, klml ruzgân idare eden yardımcılar ekledi. Eskl çağlann emperyalist kralları tanrılaştılar; Boğa Tanrı'nın heykeüerl krallar gibi sakal uzatırken, krallar da başlarına onun gibi boynuztar taktıtar. Yani krailar Tannlarla bütunleşti. Osmanlı podişahı da bundan geri kalmadı, «zıllullah» (Allah'ın gölgesı) unvanını takındı. Zaman, insanların muhayyılesinde. gelip gectaı değll, d6nencel (devri) olarak yaşıyordu: ilkbaharda doğa uyanır. yeşerir, meyvelerinl verlr, ihtiyorlar ve getecek bahorda yenlden doğmok üzere ölür. Kışın getirdlgl acıyı, kederl Hıdrellez'in neşesi silerdi. bugün süregeldiğl gibı (o dönemlerde Hıdrellez başka adior attında kutlanırdı). Gunün blrinde Insonoglu, salt çekilde erkll, her yerde hazır ve her şeyi (ve bu arada krala başkatdırmo eğilimlerini...) gören blr Tanrı Ile blr ondlaşma (Ahdı Atik) aktetti. Buna göre Tann onun bu dünyada rızkmt verecek, o da O'na salt şekilde teslim olacak. Andlaşmanın bir maddesine göre de bu dünyadaki nzk yeterslz katırsa bu, öbür dönyada fazia! sıyla te âfi edHecektır. Artık tarih cizgise! (üneer) şeküde işlemeye başlamıştır ve Tanrı da, tıpkı krcifar gibi, insaniar özerinde mutlak egemenllğlnl resmen ilân etmiştir. Artık O, krahn yanıbaşında, lcte ve dışta nizamın korunmasına yor dımcı oluyor. Korunan nizam Ise kralın (devletin) koyduğu nizamdır. Her ikisi birlikte, insanlorın asla dışına çıkmayacoklart kesm kurallan belirliyortor Ortakltkları tamdırl Avrupa Parlamentosu Nedir? Avrupo Parlamentosu Ortakpozaro üye ülke vatandaşlarının doğrudan seçeceklerı 410 mılletvekılınden oluşacak btr Yasama Meclisıdır. 1976 anlaşmasına gore her ülkenin Avrupa Pariamentosuna sececeğı milletvekili sayısı farklıdır ve şöy!s beiırlenmıştır: Almanya, Fran8a, îngilîere ve İtalya'ya 81'er, Hollanda 25, BelCika 24, Danimarko 16, Irlcndo 15, Lu.;semDurg 6. Buna gore de bu parlamento icn yapılan seçimlerde bır mılletvekıline düsen secmen sayısı da ülkelere gore değışık olacarftır. Örneğın İtalya'da 689 bın, Almanya'dc 763 b;n kışıye br mılletvekılı duşerken, Lüksemburg'ta ise 60 bın kişıyi bir milletvekili temsıl hakkını kazanabümektedir. Avrupa milletvekllliğl süresi 5 yldır ve mllletvekiileri her ulkenın kendi seçlm Sistemine göre seçilmektedirler. Bu aniamca bu pariamentaya geien blr İngılız, kendi ülkesinde dar böige ssç m yontem: ile Avrupa mılletvekılı olurken, Alman Avrupa milletvekili ise ülkesindeki risbi secim yasasının ongördüğü il kelerı aşarak seçılebılecektır. Her ülke kendi milletvekillenni belirlemektedir Öte yandan bır ülkenin ulusal mılletvekili olmak, o ulkenin Avrupa milletvekili olmasına engel te$kıl etmemektedır. Bu secımlere siyasal partiler. ulkelerlndeki yasalora göre, yasal oldukları öicüde katılma hakkma sahip kılmmışlardır. Su onc*a da 410 mületvekilüği lcin 9 Avrupa üUesınde VEFAT Kıymeîli Buyuğümuz Goree eşraîıncan Merhum İmamoğiu Ibrahtm YOkse! ve Memume Afet Yukîel'ın evlatları Sclıha Ergul, Nccı ve ibrahim Yuksel'.n Azız Ağabeyleri M. Muzaffer Yüksel vefat etmiştir Cenazesi 7.6.1979 perşembe günu oğ!e namazını müteakıp Kadıköy Osmanağa Camimden kaldırılacaktır. Mevla Rahmet Eyleye KARDEŞLERİ (Cumhuriyet: 4641) •• • *• Yayıncılık geleneğin n. dürüstluğünun, çalıskanhğının ve bilgeliğın onurlu simgesı, dsğenı kardeşimız, mühabir Barbaros Aykol ve 6i Sizden hesap soracagız:.. OKTAY AKBAL Y annes' Evet epyeni koyu glysiier icınde uzun boylu bir dellkan1ı... Cekmış boiıkcıyı sırtıno... Yargıc onunde dımdık duruyor. TV ekranında tüm uius seyrediyor bu goruntüyâ... Bu 41 yıl hapse mahkum edilen bir Türk gencıdır. 41 yıl! Şımdi yirmısındeyse altmış bir yaşında çıkacak yenıden ozgürluğe... Butün bır yaşam! Bır yaşamın bosa ucması! Yazık değil mı genç bir insanm boylesıne bır duruma düşmesıne?... Ne yapmış bu delikanlı? Sıkıyönetım Mahkemesı karanrda şoyle denılıyor: «Olay gunu Ataturk Site'sıne gitmek ıcın otobüse bınen Saıt Ulusoy a «Sen burado ne duruyorsun komunıst?» diye sataşarak cebinden çıkartıp bıtişik durumdayken ateş ettığı. kapı açılınca sokağa duşen Ulusoy'a. yerde yatarken de başıno ıki el daha ateş ettıği ve adı geçenı kasten öldürdüğu açıkça onlaşılmaklo T.C.K. nun 448 maddesi uyarınca 24 yıl ağır hapsine, ayrıca olay yerınden kaçarken kendısıne engel olmak isteyen Turgay Soygül'un karnına ikl el ateş ederek ışiedığı anlaşıian kasten adam öldürme suçundan T.C.K.'nun 448. madde uyarınca 24 yt! cğır hapsine...» Sonunda bu «bır sahsa 36 yıldan fazla ağır hapis cezası verilemeyeceği ıcın cezanın 36 yıl ağır hapıs olorak uygulonmasma...» karar verıyor mahkem&.. Karar Yargıtay'co incelenecek. Konu kesiniık kazanmadığı için karar üzerine ne olumlu ne olumsuz bir şey yazmak istemryorum Bır soz vordır. cAdaletın kestıği parmak acımoz». Acır da, acımaz gıbi yapılır... Sen git bir dellkanlıyı güpegundüz öldur, başka birinl ağır yarala, sonra aa öldurduğun kışi bır komünisttir diyerek adcletten kurtuıccoğını san, buna olanak yoktur elbet1 Her cınayet cezalandırılacaktır. Her katil adalet önünde, eyleminm hesabını verecektir. $u. ya da bu duşüncede olmak, oyle görunmek, sırtını sağlam yerlere dayamaK, dayadığını sanmak ınsanlıktan çıkmış kişıleri kurtaramaz. Y İnançlar, Yoksulluk ve Toprak BİR TOPLUMDA GEREK DİNSEL, GEREK ETNİK YÖNDEN AZINLIKTA BULUNANLAR. O TOPLUMLA, GENELLİKLEİX)PLUMCU GÖRÜŞLERİN ETRAFINDA BÜTÜNLEŞİRLER. Perihan İskefelioğlu'nu yitirdik. Yakınları, haber ve televizyon dairesl acımız sonsuzdur. olarak TELEVİZYON DAIRESİ Cumhuriyet 463* VEFAT Kemah Eşrafmdan Merhum MUSTAFA BEY'ln ve FATMA AZİMET Hanımın oğlu Nevzat Aıemoğiu'nun eşi Gönül özdenoğlu, Ayzin Isıkova ve Sacıde Keskın'in babaları Zıya Işıkova ve Merhum YAŞAR ÖZDENOĞLU'nun kayınpederlerı, Canon, Mete ve Hüsnü Vedat özdenoğlu'nun dedeleri, Bırınci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savoşı Gazılerinden Yedek Subay'ar eski Dorneğ; Kurucu ve Başkanlcrından Istıklâl Mada'yası sahıbi Burhan OOUZ Tonrt, vocdettlği nzkı toprak arocılıgı ile verir. Ama günunde yoğmur yağdırıp güneş açtırması karın doyurmak ıcın ya tsrti olmaz. Aynca ürünun da ele gecmesi gerekir. Bu do mül kiyet Hişkiieri sorununa gotüruf. O tarihlerd© Araplardan haksızlık görmuş kitlelerin tepkısi ancak dınsel yönde olabllirdı. Slyosal mücadelenin tek yoıu bu idi. Devletin dinsel nızamına karşı çıkmak aslında devle tin karşısına çıkmok demektl. Böyle oldu ve Şio doğdu. Buna Arap ırkmdon olmayan yoksul musluman kltlelerle topraksız Aroplar katıldı. Şla'nm muha<efet bayrağını Hz. Ali'nin ellne vermiş olması, bllinen tarihsel o4oyk)rın, kultanılmasına olanak sağladığı bahanenln çok ötesinde b'r sos yol anlam taşır: Hz. Ali daima halkın yanında ve yoksul kolmış (zifaf gece&i tahta üstünde yatacak kadar), arkodaşlarının aksine bu mücahedede kendi heeabına hic bır maddi çıkar sağlamayı aklına getirmemtştir. Anodolu'ya hiç ayak basmamış olmasına karşın bugün herhangi blr kayanın üzsrlnde iz yoktur ki Şii Alevı'sl olduğu kadar Sunni'sl tarafından da «Hz. All'nin at nalmın izl» dlye gösterilmesin. Bu olayların paraleilnl B=zans Anadolu'sunda da goruyoruz. Büyuk arazi sahipierj ve mütegalübenin zulmünden bık mış kitleler, devletin sağ kolu olan Klli8e'nin orthodox yapısından ayrıldılar ve Kilise'nin mahkum ettiği Paulısyen, Mon tanist, Bogomil ve sair hetero dox doktrinler ortaya çıktı. Bun larda, özellikle Pıulisyen'lerde, mehdi bekleme egılimi cok kuv vetllydi, Şia'da oiduğu gıbi. Hz, !sa dahi Roma İmparatoriu ğunun en sefil, en ezilmiş bolgesinde insanları kurtarmak üzere gelmemiş miydı? O da Roma paganizminı karşısına almıştı. Fakat daha da kötü bır !ş yapmıştı: Romalı patrisyenln elinden köleslnl almıştı... Bötün buntar yeterllydl, onu çarmıha germeye. Seiçuklu Sultant, İran'da yertne ısındıktan 6onra kabağunu beğenmez, Türkmen's tepe den bakar olmuştu. Açıkta kal mıştı Turkmen. Hoşnutsuzluğu nu, saraym Sunni ckideslne karşı. büyük ölçüde heterodox yolu secerek gösterd!, Mevlana'nın «gel, gel, her kim o!uı> san ol, gel» çağnsına uymadı. O, yoksul olup Dede'lerıni oy !e kalmaya devam ettirecek olan Hacı BektGş'ın etrafınaa toplandi. Ortaya çskan Mevievi Bek taşi ikiliği, bır dınsel zıttaşma gibı gorunürse de sosyal sınıflaşmanın çok belirgin bir dile gelişıdir. Bır yonda başkentte saraym yanıbaşında oturan, zengın, mevcut devlet nızamının savunucusu. kulluk kavramını işlsme görevıni ustlenmiş Mevlana ve etratına kumelenmiş başta sultan olmak üzere uiu'ar, zenginler, kent tüccarı; öbür tarafta da bır koyde oturmayı yeğlemiş Hacı Bektaş ve irşadettiği kırsal kesimin yoksul halkı. Blzans'ın Hıristiyan halklann dan heterodox doktrinleri benımsemiş zümreler, ihtida edıp İslâm'a geçtiklerinde bu yeni dinin de heterodox tarafını tutmuşlardır. özellikle Dogu Anadoiu'da, Rumelı'de, Fılıbe, Makedonya, Arnavutluk gibi Paulisyen (Imparator bunlan oralara surmuştü) ve Bogomıl merkezleri sonradan Bektaşıliğin yuvaları haline gelmıştir. Mevlevl'lerin Osmanlı idare sinden büyuk itıbar görmelerine karşılık Bektaşi'ler daima ağır baskı altinda bulunduruimuş ve kuşku ile izlenmişlerdir. Yeniçerilerin Bektaşi olmaları bu hale engel oimamış tır. İzlenen aslında tüm heterodox doktrinlerdır. Yavuz'un polıt'kasını anımsayaiım. İran'da Safevf devletı kurulono dek bu ülke Sünni id!. Şı.lığı oraya, bu devleti kuran topraksız Anadolulu Turkmen aşiretleriyle tımarından olmuş s pahl:er buradan tcşımışlardî. Çaldıran muharebesl, büyük çoğunlukla Anadolu çocuklanna karşı verilmişti. P:r Sultan Abdol da, Hızır Paşadan kellesini kurtarabılseydi iran'a kapağı atmış olacaktı. Neyiesin ki ferman gelmişti: tbrahim Hakkı Alemoğlu vefat etmiştir. Cenazes! 7 hazıran 1979 perşembe (bugün) Kadıköy Osmanoğa Camıı'nden öğ!e namazını müteoklp kaldırılarak Pendık':a toproğa verilecektlr. Aüah Rahmet Eylesin... AİLESİ Benım üzsrınde durmak istedığim bu delıkanlının kararın okunmasından sonra tSızden hesap soracagız» diye bağırması.. «Sizden hesap soracagız». «Sız», kım? Yargıçlcr, hem de asker yargıclar!... Hesap nasıl sorulur? Ya günun bırınae bir karşı devrım olur, aşırı sağcı mılitanları işledıkierl cinayetier vüzunaen mohkum edenler baş"ka uydurma mahkemeierde hesap verırler, cezalandırılırtar, yo da aşırı orgutier bu sovcıları. yargıçları sokak ortalannda vurmaya kalkışır! Nasıl sovcı Doğan Öz'ü kapısının önünde vurdularsa, öyle... Bu, Adalefi, Adalet adamlannı yıld'rmak, korkutmak isteğiyıe yapılon bir şsydır, bir gözdağıdır... Tutukiu. 41 yılo mahkum edılen bir militan, osker yargıcîara «hesap sormokıtan söz ederse bir bıldiğı. bır guvendlği var demektir. Bokın, «soracagız» dıyor... Bir guç adına, bır örgut adına, bırileri adınp söylüyor bunu. Sizden bunun hesabmi soracoğız... Bunu her mahkum söyleyemez. Aklıno bile getirmez. Gücünün vetmeyeceğını bılır. Belki ağır cezayo carptırılmanm heyecanıyle kendınden geCip ileri geri soyleşenler olabilır, ama »hesap somna» gözdağını savuramaz. Aşırı sağcı milıtanlar ise, her zaman bir buyuk gücün arkalarında olduğu Inancında, güvencindedır. Nedır o, kimd.r? Bu aldatılmış gencleri ıstedığ:niz kadar yargılayın, mahkum edin. yararsız,, İş o «ana mihraklaraı Inmek. inebılmek, o büyük ovuncuyu ortaya çıkormak... Bu genc gıbı nıce gençler var o tbuyuk oyuncu» adına, o gızü sağcı örgüt adına tkur; ban> ed !mek icm sırada bekleşer,... Orda burdo işlenen yeni yenl cinayetier, kıyımlar hep bu büyük güvenden ıleri gelmiyor mu? İçışleri Bakcnı Güneş geçen gun bır gazeteve verdlği demeçte «Herkes sıiahlapmalı. isteyen herkese sıloh taşıma izni verllmelu dıyor... Boyle bir şeyı o da Istemez elbet, nitekim ıstemediğinı de söylüyor, ama madem kı süahlanmanın onüne gecılemıyor, yurt ölçusünde etkili Bir sıloh top'ama, sllah crama uygutaması yapıiamıyor, o zamon her ısteyenm kendlni korumck için siloh taşıması kaçmılmaz bır sey oiur. Görünüm kovboy filmlerindekl Teksas kosaoaiarına benzeyecek, ama katiller bılecekler ki, öldurmek, vurmak istedikieri adam da sılahlıdır, o da ceker vurur kendılerini... Buna «caydırıcı silahlanma» adını vermelı... Sıkıyönet'm yargıclarını «Burun hesabmı sizden sorarız» diye korkutmcya kalkışan 41 yılo mahkum mılitanlar gözlerimizln önünde... Öyleyse, devlet güçlerl bu kanlı oyunların arkasmdaki buyuk gücü. büyuk sorumluyu ortaya çıkarmalıdıriar. Bunu başaramıyoriarsa, Sayın Güneş'in dediğl, önerdıği gibi, tüm ulusca sllahlanmak en sağlam, en tutorlı davranış olacaktır. BAYAN SEKRETER ARANHYOR Ta^sim'de Hukuk Börosunda nltelikli doktilo biiir bayan sekreter aranıyor. Ücret' dolgundur. Müracaat 14.00 18 00 arası. Telefon: 45 27 99 Cumhu'iyet 4633 (Cumhuriyet: 4640) UĞUR MUMCU BÜYÜKLERİMİZ ÜYÜ (8'İNCİ BASI) SAKINCALI PİYADE (18. basi) SUÇLULAR VE GUÇL.ÜLER cıo. BİR PULSUZ DİLEKCE (6. bası) ÎNŞAAT İLANI S İ M EL Su • Inşaat Makina Elektrik Limited Şirketi Testeln Mersın Cöp Değerlendirme Teslsf Keşff bedefl Bu kuraüar, kendilerince orthodox. yanl sohlh, öoğrv, tam, sağlamdır ve din llkelerine uygundur Gecerii butün davronışlar b j orthodox kurallara uy gun o'acaktır. Aksl halde devletin nizamı temelinden sarsılmış olur ki buno neden olantar crffedümez günah işlemtş sayîlırlar. Orthodox kurallann az va da cok dışıno ckan doktrinler» fse heterodox (Hak mezhepterlne avkın) doktrfnler adı vertlmiş. örneğin blzim resml. gayrı resm) kimi kişlierimize göre, Şif'lik bir heterodov inano sıstemklır. Oysa kl iran'da Ayetul lah hiç de aynı flkirde değildır. Ona göre Sünnilik Wr sapmadır. Arap ordulannın fethettikleri ütkelerin halkian, Isiam'ı ka bul ederken. bu dinin eşittik Hkesinln cekiciliğine kopıimışlardı. Amo bu umut uzun sürmedi. Az sonra bu halklor, Arao ırkmdan olmadıkian gerekçesiv le, hem fazladan harac verir ol muş, hem de toprakton yoksun bırakılmıştı. Geçlcl Teminatı 1.500.000, TL Kome Grubu 50.000.000, Tl 1250. Tll SÜNNET OLDUM 6 haziran 1979 çarşamba günü sünnet oldurn ve erkekler arasına katıldım. Büyjklenme ve arkadaşlarıma duyururum. Serdar OAL 1 Yukarıda nlteliğl bellrtllen Mersln Cöp değeriendlrme tesisînin yapımı Iş! kapclı zarf usulu ve binm flat esası iie ekslltmeye konulmuştur. 2 Teklif vereceklerin İHALEYE GİRİŞ BELGESİ almak için 13.6.1979 günu saat 19 00'a kadar SİMEL'e yazilı müracaata bulunmalan ve yazılanna müteahhitlık karnelerinin asıl veya tasdıkll suretini (keşıf bedeli kadar). en son sermaye ve kredı olanaklarını açıklayan vüklenıcirln kendlsl tarafından doldurulacak Moü Durum Bildinsinl, Bankalardan alınacak mali durumu belirten Banka mektubunu, Teknık Personel Bıldırisinı, şımdiye kadar tamamladıklorı işlerin sözleşme ve kabul tarihleri ile tutarlarını belirten listeyi, taahhüt bildirisi'nl eklemelerl şarttır. 3 Kapalı teklif mektuplan 26.6.1979 günö 14.30'a kadar Şirket Merkezimlz Ankaro Zlya Gokaip Caddesi Yıldız Han No: 19, Kot 3'dekl Yazışmo ve Yayın Müdürlügüne verilmlş oiacaktır. 4 Teklif zarflan 26.6.1979 günü saat 15.30'da Ankara'da SİMEL Satmalma Komlsyonunda açılacoktır. 5 Ihaleye, başkalarına alt belgelerle kotılma isteğl, telgrofla başvurma ve postada doğacak gecikmeler kabul edilmeyecektlr. 6 Simel 2490 sayılı Kanuna tâbi olmadığın dan Ihaleye glriş belgesl verip vermemekto ve ihaleyl yapıp yapmamakta, veya. Işi ihaleye girenlerden dıiedıâine vermekte serbesttir. (Basın: 15649/4623)