18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ONÎKt CUMHURİYET 19 ARAIIK 1979 Demokrasimizin ilk romantik lideri: MENDERES ENDERES b!r gerçeğl lyl yakalamıştı. Halk, kendısıne sunulan polıtikaların uygumuğunu ya da uygunsuzluğunu denetleyecek bilinc sevıyesınde değildi. Aklıyia değıl duygusu ile sürükleniyordu. Orgütlü olmadığı için, tek insanın tüm zayıfliklan ile ya kolayca bağlanıyor ya kolayca kınleniyor, duşman oluyordu. Sözlerle yapılanlar arasındaki boşlukta değışmez bir yaşama öylesıne umutsuzlukta katlanıyordu ki, her yenl vaat smırsız bir umut kanatlanmasına yol aoryordu. Umut etmekle insan ne kaybedebilırdi kı? Htç bir şeyin değışmediği bir düzende. umut. dinsel bir doyanma gücü. bir ışık, bir kıvılcım parlaması idi. Kendisine gelinceye kadar yaşomış tüm politıkacılarımız icmde en büyük umut taciri Menderes'tir. Onun söz etkmliği ve sürükleyici gücü büyüleyicl İdi. 1950 mayısında iktidara geldikten sonra. Halk Partısinl o kadar yorgun. tukenmiş. sözlerini tutamadığı içın inandırıcılığını tümüyle kaybetmış görüyordu ki: halkın bırıkmış ne kadar özlemi varsa, bir dua gibl onları okumaya başladı. Kendi tuzağını elieriyle hazırladığını görmüyordu. İktidarının sonlarına doğru, her alanda başarı saydığı gelışmeleri sayıp dokerken; bu sonucların cağdaş gereksinmelero ne ölcüde cevap verdığinl tartışmak yerine. şöyle mantık oyunlarına girişti: «Süt. yağ bulunmuyor veya pahalı geliyorsa sebebini düşündünuz mü? Bizim zamanımızda köylü de kendi ürettiği şeyleri yeyip içmeys başladı da ondan!» «Yedek parca bulunmadığından ve pahalılıktan mı .şikayet edıyorsunuz? B zim zamanımızda dört mlsline cıktı araçların sayısı. Bunun yarısını yollara sürmeyıp de yedek parça olarak pazarlara dökseydık, nasıl bir bolluk olabileceğini anlayabilıyor musunuz?ı Sadun TANJU N Hem şiddetten korktu hem de şiddeti çıkar yol sandı lansakl Borç ylğldln kamçısıdır efendiler! Borç bizim ekonomJmizin gıdasıdır! S'ze kanıp da ekonomik hayatı ölüme terkedecek göz yok bende! rc paketms 10 kurus zam gelmesı. t.ryakıleri homur hoiiı.r homurdcndır'/criu. Tıcareî Bakanı Abdul z.ı Aker'in makam odası, zeytınyoğı uretıcıterinın hctırlı orao:ları/ia dolardı. tabcn fıyatının S3u kurus değıl de 520 kuruş olması ıstenırdi. 15 Kjruşa c'.obus3 o.ns'ıicr, «ar ya^ınca dolrr.uşların elne duşjp aynı y€ ıçın 50 kurıış ödameyı bır y:kım sayclcrdı Şu b.r ık: çızgı bıle, «2000 yılının ,''tıdar'nın» apcr tcpar yuvarlamsı clayının ne ds'cce ^oksLıluk ctmosfernde gercekleşttğıni orlaya koymcioaaır. Pahaiıl ğın. enflasyonun, r he, olaidckı s:kıntıic ın vs veîmez''!..sr n bı.gunku boyutları yanır.da Menderes'ı bunolıma surukle/en nedenler brer rnınyaturdu. Halkın ş.kâyetlcnnı soy;eysr;k geldiğı ikt.darda sağlam ptanlar r ve prog onlar yapabıisaydı, aynı sılahları başkalarna kapîırmamıs clacaktı Sızın zomanınızda pahal'iık yok muydu. sızın zananınızaa yokluk yok 'TM/du, s 2in zomanınızda kjyruk yok muydJ savunmoicrına lUlen Mer.deres, sonjndo oyle bır ruft hz'.ne b j r m d ü k\ bütün bu «naksızlıklar» onun me3ru ık: dorına karşı ınceden ınceye terr t plenmış ü r Korrp'or.'jn parcaia ıd'r ve onu yıkr mak ıste/enier, ge çekte. halka kczanaırıimış oz1 gjrluK vs rıaı ıann cıuşmanlcrıdır Manderes CCK jegışken ve kolay ızlenemez kışılık gosterı.erı ile tam bır surprız ariamdT. Gunı,n bır.rde b^karsınız. can dusmanı »an ettikle1 r no ><o!ıa,!n' aç'verm s Bov!3 davranışiarınm tıp:k b.r ornjgın, 1957 şubatında tütca gorüşmelerı sırasında verır. B T gun önce honü'nün totiı bır dılls yaptığı elsş'.rıler Menderes'ı öylesıne etkılemıştır'kı, «Bırbırımızı bılgısıziıkle suçlamak, ihanetle sııçıamak ve s yasal tartışmovı bır mezhep kavgası haiıne geiırmek fııcbır çozum ve fayda sağlamıyor» dıyerek, rrecbur kaldığı içırı ızIsdığı ş.dJet ve h.cidet polıtı>asındcn hemen donebıleceî'ni içtenlıkle soylemış ve Paşa'yr ovmays baslrmıştır lcmet Paşa'n.n demokrası devnnv ıcın açık bir ısîek gösterdığinı, bu konuda hta kuşkusu olmadığ nı bır anısına dayalı olarak mılletvckıilerıne crlaimıştır. Mustafa Ksrral Paşa ve İsmet Paşa'nın tar.hten gelen ve tan"ie malolan kışilıklonnden söz ederek, memleket'n kurtuluşu va güvenlığı yonjndsn eşsız hlzmet er yaptıklanna değınmıştır Bırdenbıre o hırçın, uriasmasız, fırtına gıbi esıp yiKan adan gıtmış; ılımlı, dengeli, son derece uygar b.r kışı ı< ortaya çıkmıştır. İsterse butün k c a bulutları dağıtabıleceğını gostermıştır. Isîerse, gonul alan, kırmayan, başkalarının fıkrıne saygı gösteren bır tutumu benımsîyebıleceğını ortaya koymuştur Ksndısi ile diya'oo kurulamcz den'len adam, kaloının ve kafasının koilarını acmış. sızı kucaklamağa hazırlanmıştır. Ama sonra neden 25 mcyıs 1960 günu, o son Grup toplantısının yapıldığı corsamba sabohı, Kendi ariadaşlarıyla bile bır anlaşma zemınnin kalmad'ğı uzüntüsuyle, kürsuden «S:Z9 teessuf ederım1» deyıp keırjın 1 dışarı atmıştır? Menderes neden anlaşıimamış olmak uzüntüleri ıçındedır? Ertesı gün, Eskss.ras hsvacı subaylar ona sırtlcmı donüncs. beıkı ıktıdcrın S3dece oy meseies oİTiad Jırn demokra'.K b ü t j n kuru'uş ve guclerın de des'ğnı kazanmak gerektığıni düşunecek ve bunun Kendısıne söylendiğını hatırlayacaktır Menaeres. onu yıkmjK o'duklarınc ıncnıyord J . ısteyenlem, gerçskte hal ka kazandır'n . v uV ve ıakıarn auşmanı Güvenlive atak O çekıngen kişı. kte bu derece güvenll ve atak b;r üslup nasıl gelışti. bu olguyu anlamaya çalışmalıdır. 1945'de, Vatan gazetesinde sunlan yazıyordu: «Tek adam veya tek zumre olarck İnsan topluluklarını derece derece bir nevi sorumsuzlukla sevk ve ıdareye muktedır olabilmek, tarıh boyunca görülmüştür kı. kolay kolay ve kendilığınden terkedılmez bir iptllâdır.» Yanı, 1945'de «mılli şef» ve etek partisye dokundurmak ıstedığı sözler, nasıl oldu da on yıl içınde ona ve onun demokratik ıktıdanna da söylenmeye başladı? Bu. «zıtların benzesmesı» nasıl meydana geldı? Menderes. sucladığı totalıter idarenin benzsrıni nasıl kurdu? Bır dıktatörmüş gıbi. bütün özgürlükçü şimşeklerl nasıl üzenne cekti? Ellerinden kayan yönetiml son ana kadar elinde tutcbılmek çobasını gösterdiği bir gerçektır. Belki de baska türlü hareket edemezdı Halktan aldığı gücu ve yetkıyi zorla geri almak Isteyenler bulunduğuna inanıyor. ıki yıldan berı onları sehpalcrla korkutmaya calışıyordu Mıtınglerde temel otmo ya da açılış konuşmalarmda. Radyo Gazetesl aıacılığı İle eşiddete karşı şiddet» polıtıkasını acıklıyor, muhalefetin h'ç iktidara gelememek umutsuzluğu ile her tarafa ihtılâl tohumları ektiğını Eö"'u'yor ve arttk muscmaha etmeyeceğini. yıımuşak dcvranmıyacağını llan ediyordu Bır taraftan Vatan Cephesi zorlaması ile siyasal canlılığını ispat gayretıne duşüyor. dırilerin yanında ölülerin ds Isimlerının okunduğu crünlük listeler koınucyomJa altiy kanusu editıncs kuplere b'n'ryordu. Öbur yandon, Meclıs Tahkıkat Komısyonları kurduruyor, kendi «kadularına, muhalıf gazeteciler, polıtikacılar. aydınlar lcin hüküm verme ve uygulama yol'al; Ulkenin potansiyeli rını açıyordu. O yumuşak, utangaç, son derece nazık ve terbıyeiı adamdan bir «Tıran» doğmuştu H,ç bır sözunün ve davranışının demokrasıye. ozgurluğe temel yasalara aykın olduğuna inanmıyordu. Demokrctık değerlerı korumak ıcın gorevını yapıyordu ve tanh önunde «riaklı» olmonm gurururtu toşıyordu. Menaares, cok partılı hayatın baş'arındakl kuşkuları ıçınden atamamış ve suresı uza/an bır hescplaşma gununu daıma beklemıştır Serbest Fırka olayı, pek çok kışı ıçın oiduğu gıbi, onun ıcın de. tsk partının bır oyunu idi Siyasal ve sosyal bırıkımı b'r patlama noktasına gelmeden l yakalavıp aKitmak, hal 'tn guvenebıldığı yenı liderlerı saptayarak bır kısmını saf dışı bırakmak ve kazanılabıleceklerı ds kendi yanıra çskmek hareket.ydı. Menderes «kazanılamHardan olmuştu ama 1945 1950 arasındaki gelışmeler sırasında da. ondan sonrakı ıktıdar dönemınde de ıçınden bır kuşkuyu otamadı. Tek partı, yıns eski oyunu tezgâhlamış olabılirdı. Halkın buyuk kıtlesı/le oyuna katılması hescplorı bozmuş, bu nedenle hesaplasma g&cıkmıstı. Menderes, bütün ıktıdar surecınde olaylara bu kuşkulu gozlerle baktı. Devletın, tum kurumlarıvla, m.liı lurtuluş kadrosunun etkısmden sıynlamadığı kanısındaydı. Tek partının, cok partılj hayatta da dırıliğını koruması, onun be'cledığı cokuntuye uğramaması tedırg.nlığ'ni artırıyordu. Bu duygu, Menderes'ten sonrakı dönemde de yasanmıştır 27 Mayıs'tan sonra Adalet Partısı orguîlenmesı karşısında bu kez CHP'lıler aynı ölçude rahatsız olmuşlardır. 1969* oon sonra AP tedirgınlığı artmıştır Şımdl ıse CKP rahatsızdır. Sol demokratik gelişmeyı başarısızîığa uğratmanın sıkıntıları ıçındedır. Ama Menderes, başarısız ve doyumsuz politıkalann, cok değışken bır cereyanı gösteren bır ömpermetre ıbresi gıbi oynayıp duracağı slyasal bir yaşorttıyı kofasına sığdıramamıştır O iktldara gclıp gıtme deneylerınden gecmemışti. İktldara gelınır ve c a d a kalınabıldığı kodar kalınırdı. İsmet Paşa'nın yfen dan ıktida r a gelme çabası, ona, de Ülke 1925'de 191 mılyon liralık bütçe ile yönetilirken, bu sayı 1950'de 1 3 mılyar 1960'da da 7.3 milyor lıra olmuştur Bugun 730 mılyorı oşıyor. Kendisinden öncekl 35 yıla baktığı zaman, Menderes. her şeyden büyük bir öğünç ve gurur payi cıkarırdt. Bugün, son yirmı yıl öncesıne bakıp cok daha büyük bir böbürlenme duygusuna kapılmak olasıdır. Menderes bütceyi on yılda 56 misli büyütmüştü. Ondan sonra gelenler, yirmı yılda 100 mısli büyüttük dıyebilırler Halkın Menderes zamanında do şımdi de. pahalılıktan dert yanması. enflasyondan yakınması, yokluklar lcinde bunalması, kuyruklarda cile doldutnası, özgürlüklerin tadına varamaması, gelecek tedırginlıği duymast pek önemsenmevebilir. Ne var ki, Menderes tipi polıtkacılar. gercekte holkcı olmayan polıtıkalarıyla halkın gözunü boyamak. onlan peşlennden sürükleyebiimek için, büyüyen rakamlarla top gıbi oynayıp cambazlık yapmaya bayılırlar 1960 yılına ait son bütçesi görüşülürken, muhalefet, «satınalma gueü itıbarıyla senln butcenın on sene öncekinden hic farkı yok, milleti yerlnde saydırdın» dıye hücum edince, Menderes o alaycı öfkesıyle Meclis kürsüsünden ismet Paşa'nın oturduğu sıralara doğru yürüyerek yaman bir mal'ye dersl vermeye başlıyordu: Na demek dışa borclanıyoruz diye korkmak? Ne demek borç taksıtlerınln ve fa'zlerinin altında ezilmek? Ne demek kendi yağı ile kavrulmak'' Parayı kullanmasını bilen adam niçin borclanmaktan korkacakmış? Sız değil mi3İMİİ t>u fcsrkularla milleti ve vatem fakirliğe nifltikOm eden? Havoya atmıyoruz yo bu paraları! Memleketln Iht'yacı olan teslsler kuruyoruz! Halkın mutluluğunu hazırlıyoruz! Keşki bulsak da daha fazla borc alsak, daha cok borç Kurban oîmamak düşüncesi mokratik bır yol olarak değıl. sjresi uzamış bir o/un oiarak goründu. Yc.se b ' g j ' i Sulaymon Dsmırel nasıl kısa b r sure sonra ıktidara 9e!ebıleceğını hesaplamışsa. Menoees d3 CVT hcsapları yapabılır. kendıss.iı süngu ucu >ie ıktıdardan ! djşjrecek d'renmelere kalk.çmazdı H3va c vs kuşkulu doğasınm yarattığı «kurban eaılmek» korkusu ile kendıni savunmak ısterken onündeki cukuru goremedı. Kım tartışmasız olaraK kendısıyie beraber olmuşsa. Menderes onu sevmıştır. Atkta b le b j boyledır. Kesın teslım oluş Mer.deres kcfasındakı engın djşuncenın, içındeKi denn ssvgının fterkese yetecek kadar gur olduğjna .nanır. Tevfık İlen 1960 marîında Antakya'da «Ailchın ızrnyie 2000 yılına kadar ıkti'JcrdaYiz!') dıye n u t j ^ atmca. yanaklarından öpmuştür Bahadır Dulger. f/.sn. der6S iktidarının olumsuz uğu uzerına yo..ur yazıyor ve eserlen/ie yaşayacak bır lıder portresı çıziyordj Menderes, «Suîeymanıye Ccmn yapılırken o gunku halk s kâyetlerınden bugun kımın haberı var? Ama muhteşem Suleymanwe ve 1 onun mımorı Sınan ebeaıyyen yoşayacaktır » gıoı benzetmelerle avunuyordu Halkın mınnet faturası odemekten hoşlanTiadığını bilmıyordu ^e ülkenın yaşonan hayatındakı tum değışıklıkls, ın herkesi hoşnut bırakması gersktığıne ınanır gorunuyordu. 1958 baharır.da. Et ve Balık Kurumıı satış mağazalarının onunde saatlerce kuyrukta beklenır ve kılosu 1 lira daha ucuz et alabıimek ıcın. bugunkune benzer sıkıntılara kctlanılırdı. Etın kılosu 8 9 l.ra arasındaydı ve pahalılık herkesi yıldırmıştı. 1957 ssçımlen öncesınde, uzunca b;r süredır gümruk depolarında bekletılen çüruk Rıo5 kahvelerl, şartnamesine uymaziığına bakılmadan çekitip piyasaya sürüldu. Halk uzun zamandır kahve içmeyi unutmuştu ve dış ulksler•den göfidenten en makbul hedlye kücük bir paket kahve Idl. Isfanbul paket postanesınde 15 bln paket kahve bırikmışti. Takel mcddelerıne yuzde 10 20 zam yapıldığı lcin kıyamet kopuyor. sıga 2000 yılının iktidarı YARIN: «İktidarda clmek isterdi!» DÜZELTME Sadun Tanıu'nun yczısının dünkü îfk bö!r3münün 3. kolonunun başında, cZaten Serbest Fırkaya gırışl de bundandır* cümleslnden sonrakı bölüm şöyle olacaktır: •O6rt «y glbl kısa bir Sörfe tçfrtde partmtn kfl P'Sina kılıdi asınca bazı gerceklerie yuzyüze geldığıni daha acık sec k anlayacaktır» BRÜKSEL NOTLARI ROKSEL (Cumhurlyet) Türkiye'nln Batı ile ılışkıleri geçen hafta Bruksel'de yopilcn kış donemi toplantılarında bir kez daha gündemde olmuştur NATO içinde yapılan tartışmalar ve Dışişleri Bakanı Hayrettın Erkmen'ın ıkili temaslan yeni Demiret hükümetınin dış polıtıkası açısından da ilk cıddi sınavı oluşturmuştur. Burada yapılabilecek ilk genelleme, Demırel hükümetinın gerek NATO içınde karşılaştığı sorunlar, gerekse bunlar karşısında takındığı tutumlarda henüz erken b.r yargı olmakla birlikte Ecevıt hükümetınden pek farklı bır çızgi izlemediğidır. «Ekonomi ıle savunmanın birbirinden aynlmazlığıı ilkes'nin dışişleri Bakanı Erkmen'in ağzmdan sık sık işıtılmesi bu acıdan anlamlıdır. Aynı şekilde NATO uzun vadeli savunma programına Ecevlt hükümeti tarafınan konulan çekince Demıret hükumetı tarafından da surdürülmüş Millı Savunma Bakanı Ahmet ihsan Bırincioğlu, Savunma Planlama Komitesınde Tür kiye'nin bu programa ekonomik koşullarının elverdıği ölcüde katılacağını bıldlr j miştir. NATO ıçi polıtıkanın korunmasına ılişkm örnekler çoğaltılabilır. Sedat ERGİN Altmın 500 doları aşması bekleniyor OK değil, bir yıl önce «500 dolorlık oltımdan soz etmek cesaretini bulan kışıye yakıştınlacak ünvan her haîde «uzman» değıl, «çılgın» olurdu. Gerçekten de 1979 başlarında 225 dolar dolayında bır fiyatı olan bır ons (yaklaşık 31 gram) saf altmın aynı yılın aralık ayında 463 dolardan işiem göreceğine inanmak bu «işlerden anloyanlar» için hlç de kolay görünmüyordu. Nıtekim daha beşaltı ay once Londra'da toplanan bır cltın konferansında ckuvvetlı talebın altın fi yatlarını 250 dolarda tutması» olasılığından söz edilıyor; değil 500. 400 dolarlık altını düşunmek bile olonaksız sayılıyordu. B NATO toplantısmda Türkiye'yi en çok îran konusunda takı nılacak tavır uğraştırdı mi karşısında ne gibl bir tavır takınılacağı kuiıslerde dıpiomotlorın başlıca tartışma konusu olmuştur. Toplantılarm başiaması ile birlikte Amerıkalılor iran konusunda geniş bir destek sağlamak amacıyla yoğun bir dipiomotık kampanyaya g rişmişlerdır. Dışışleri Bakanı Vance ve Savunma Bakanı Brown'ın ikıll temaslan ile başlatılan ve resmi NATO oturumlarında da sürdürülen bu kampanyanm hedeflennden biri de Türkiye olmuştur. Bir Türk dıplomatı Brüksel'de bize fŞu ya da bu şekilde tavır almamız istenebilir. Ancak bu bizim onların istedığl gibi davranacağımız anlamma gelmez.t demiştlr. YUMUŞAK BİR BİLDİRİ Bu konuda ABD ile Avrupalılor arasındaki çatışma hemen belirirken Türkiye ve Franso'nm cabalon ile İran'dakJ durumun Bakanlar Konseyi bildirisi dışında tutu 1 ması sağlanmıştır. Diplomatik kaynaklard göre «bu davranışla Iran'a karşı takınılacak tutumun askeri bir cerçeve İçinde ifade edilmesinin önüne peçilmiştır» Bunun yanında İran'daki buyükelçilik işgall ile ilgılı olorok yayımlanan deklorosyonda da son derece yumuşak Ifadeler yer almıştır. İRAN KARŞISINDA NATO İŞBİRLİĞİ Bakanlar Konseyinde NATO mOttefikterinin Iron konusunda BM içlnde birlikta hareket etmelerine ilişkin yöntemler da tartışılmıştır. ABD bu desteğl orkasına alarak iran'a korşı ekonomik yaptınmlan da lceren bır korarı güvenlik konseyinden çıkormaya çalışacaktır. Dışışleri Bakanı Erkmen, bu konudakl bir soruya şu korştlığı vermiştir: «Bu herşeyden once bir aayamşma jşidır Işbırliğı yapmam dıyen yok. Rusya da Amerıka ıle ışbırllği yapmış. Bu herşeyden önce dıplomatık muatıyetierle ılg'li bır konudur. Dolayısıyla fıkır desteğı b u l j yor. Bunun için ayrıca grup teşkil eımeye gerek yok.» CESARETLERİ YOK Bunun dışında iran'ın içlşlerine karışılmaması gerektığı Türk tarafınca sürekH olarak vurgulanan bir konu olmuştur. Gerek Erkmen. gerekse Bınncioğlu. askeri bir müdahale icin Türkiye'nm kullanılamayacoğını kesin ifadelerle beflrtmişlerdır. Bınncioğlu, «Bunu b;ze söylemeye cesaretlerı bıle yok» seklinde konuşmuştur. TEK MÜSLÜMAN ÜYE Türkiye'nin NATO Içindeki özel konumunu gösteren ilginç bir olay da yine Bakanlar Konseyinde İran konusundakı tartışmalar sırasında yasanmıştır. Italyan Dışişleri Bakanı Arnaldo Forianı'nin İrandaki İslam hareketinin diğer İslâm ülkelerine de yayılabileceğl yolundaki kaygılarını belirtmesi üzerine, söz alan Erkmen, Forlani'yi yanıt'amıştır. NATO'nun tek Islâm ülkesi üyesinin Dışişleri Bakanı İrandaki gelişmelere ve olaylara dın ölçütü açısından bakılmaması gerektığıni bıldirmiştir. Erkmen İran'daki olaylara sadece Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakiarı açısından eğılinmesi gerektığıni anlatmıştır. ORTADOĞU SORUNU İran olaylarının yoğunluğu etkisiyle bu yılki topiantılarda Ortadoğu soaınu üzerinde fazla tartışma çıkmamıştır. Bakanlar Konseyi bildırisinde de İsrail dahil bütün bölge devletlerinın güvenliğinl sağlayacak genlş kapsamlı bir barış umu du belirtılmlştır İslâm Konferansında çok daha ileri bildırileri kabul eden Türkiye, bağımsız bir Filistın Devleti ifadesinin yer almadığı bır metni NATO toplantısmda onaylamıştır. ERKMEN'İN DEĞERLENDİRMESİ Dışışleri Bakanı Erkmen, bu yıikı NATO toplantılarınm Türk dış politikası açısından bir değerlendirmesınl yapmasını Isteyen bır gazetecıye şunları söylemiştir: «Biz bu ittıfakın bir üyesıylz Her yıl gelıp bu toplantılara katılırız. Bu bizim dış polıtıkamızın bir sayfasıdır. Bu yıl da geldık ve bu sayfayı okuduk..» C Fiyatlar nasıl tırmandı? 1979'un ikinci yarısındaki başdöndürucü gelişmeler altın fiyatlarının uzmanların tahmınlennden bağımsız olarak arttığını açıkça ortaya koydu. Uzmanların, «olanaksız», «akıl dışı», «çılgmca» gıbi nıtelemeleri sürerken, fiyatlar temmuz ortasında 300 dolar, eylul sonunda da 400 dolar sınınnı aştı. IMP Dünya Bankası yıllık toplantılannm yapıldığı 2 ekım günü ise, 444 dolara erışti. Ne var ki bu tarihsel rekor da fazla uzun tellf». Kimilerine göre, petrol zenglni Arap devletleri, eskısi gıbi guvenemedıklerı dolardan kaçarak altına yonelıyorlar. Kımı Arop yetkılılerıne göre. «deli gıbi altın alanlan Arap devletlerınden çok «Arap yeni zengınlerı», sayısı belırlenemeyen «Basra prenslerı». Kım.lerıne göre «kuşkulu Fransız burıuvaları», «kurnaz Hong Kong tüccarları», «gözü dönmüş spekulatörler», yatırım holdıngleri. tasarruf sondıklan ve çokuluslu şırketler de bugune dek alışılagelmış olçülerin dışında altın alıyorlar. Kımıleri ıse hızlı enflasyonun körüklediğl paraya güvensızlık ortamında kuçük tasarruT sahıplerinin. ABD'lı ve Avrupalı ev kadınlarının da artan olçüde altına va altın eşyaya merak sardığını ileri süruyorlar.. Altmın ekonomik ve siyasal bunalım dönemlerinde ırılıufaklı servet sahıplerının «geleneksel sığınağı» oiduğu anımsandığında bu tahmınlere hak vermek gerekıyor. «Paradan kaçan» herkesin altın alması yalnızca cgeleneksel» değıl, aynı zamanda rasyonel» bır davranış oluyor. Bunun ötesınde bir de istıkrarlı ve sureklı bır artış gösteren endüstri talebi var altına. 1978 yılında yeni üretilen 1,745 ton altmın yaklaşık. 1,300 tonunun Dışişleri Bakanı Erkmen, Türkiye'dekl gelmış geçmış bütün hükümetlerln NATO' ya bağlılıklarının değışmedığını, bunun Türk dış poiıtikasmda süreklilık taşıyan bir oğe olduğunu her fırsatîa vurgulamıştır. Buna karşılık Erkmen, bir kez de bu bağlılığı kendi hukümeti adına ayrıca belirtmek istemış, ancak yeni Dışişleri Bakanına bunu açıklamak Bakanlar Konseyinde iran konusundakı tartışmalar sırasında nasip olmuştur. İKİLEM Türkıye'nin batı ile ilişkilerindeki IWlem de bu noktada doğmaktadır. Ekonomik ve sıyası tercıhlerıni Batı'da kullanan ve Batı'nın savunma örgütünde yer alan Türkıye kendıne ozgü konumunun gereği. kaçınılmaz olarak üçüncü ülkelere açılırken dış poiıtikasmda bunu nasıl dengeleyecektır? Altı ay önce Dışişleri Bakanı ile birlikte gıttıkleri Kum'do İran devriminın önderl Ayetullah Humeyni'niti önünde bağdaş kurup kendısini dınleyen Turk dîplomatları, Bruksel'de İran konusunda takınılacak tutum söz konusu olduğunda Batılı diplomatlar karşısında nasıl davrano caklardır? ABD'NİN KAMPANYASI Geoen haftakj NATO toplantıîanndc bütun dıkkotler İran'dckl Buyükelçılık Işgali eylemınde toplanmış, iran'ın bu eyle ALTI AY ÖNCE ALTININ ONSUNUN 250 DOLÂRI AŞMASI DÜŞ OLARAK KABUL EDİLİYORDU ömüriü olmadı ve Irania ABD arasındaki ekonomik savaşın giderek bir sıcak savaş olasıtığını gündeme getirdıği aralık başında yeni bir tırmaedıliyor; değil 500, 400 dolarlık altını düşunmek lara kadar yükseldı. Bu gelişmeler karşısında kendılerıne olan güveni tamamen yıtırmış görunen uzmanlar artık lyimser tahmınlerde bulunamıyor ve «bu gidişle yakın gelecekte 500 dolar sınırı da tarıhe kanşacak», dıyorlar. endüstri talebınl karşıladığı. yalnızca mücevherat endüstrisının yılda 1,000 ton dolayında altın kullandığı bılınıyor. Altın kullanan dığer encustriier ıcinde ıse elektromk ve dışcl'k on sıraları alıyor. Güney Afrika ve So^etler Altın talebınaekı bu olağanustu artışa karsı dünya altm üretımi ve toplam oltın arzı son aerecede sınırlı kalıyor. Bu ortamda dunya üreîımının yüzde 70'ınden fazlasını denetleyen ıkı ülkenın, SSCB ve Guney Afrika Cumhurıyetı'nın pıyasayı dıledıklerl giDi «ayorlama» olanağına kavuştukları ılerı süruluyor. Öte yandan ABD Hazınesi ve IMF'nın yaptıklan altın satışlarıtnn da fıyatları sınırlama yclunda bjyuk bır etkı yapmad.kları gözleniyor. Kısası dunyada enflasyonun basmı aiıp gıttığı, hemen her tur kâğıt paranın sonunda bır «kâgıt» olduğunun duşunüldüğu ve sıyasal gerılimlerin arttığı bır ortcmda altmın parıltısı bır kez daha ortalığı kaplamış gorunuyor. Ve «500 dotorlık altın»dan soz edenlere ctık «çılgın» değıl, «lyimser» demek belki daha gerçekçl bir yaklaşım oluyor. fDı$ Haberler Servisi) Altına hücum edenler 1979 yılı. altın fiyatlarındaki artışlan ABD dolarının değer yıtirmeslyle açıklayanlar Içın de parlak bır yıl olmadı ve altın fıyatlarında gözlenen çarpıcı artışlar doiarın değerinde görüien gerilemeleri kat kat geride bıroktı. Altın fiyatlarındak! bu görülmemış tırmanışın başlıca nedenl üretim ve arz sınırlıyken talebın hızla artmasıydı. Peki oma bu talebi yaratan, «altına hücum» edenler kımlerdı? Dünya piyasalannda altın satışları çoğunlukla gerçek alıcılar adına bankalar ve dığer oracı kuruluşlarca yapıldığından bu soruya kesın bir yanıt getırmek olanaksız; dolayısıyla da «rıvayet muh
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle