Katalog

DÖ RT CUMHURtYET 31 OCAK 1878 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ ABDÜLCANBAZ T U B H A N S E L C U K Hesap Günleri... Süleyman Bey'ln kurnazlığını bilmiyen yoktu. İnce hesaplar yaparken, bir yandan fasolann odam ötöürmelerlne ntye ses çıkarmamıstı?.. Doğan Öz'ün cenaze törenine geldiğlni ammsıyorum. Oloyı kınamasına kınryor, cenazeye de gellyor, amo yeri geldi mi, «bana sagın cinayet Işledlğinl söyletemezsiniz!» diyor... 1978'ln daha boslarında Ecevit hükürnetlne kefen üstüne, kefen blçmelerl, neyln neslydl?.. Hocı Başbuğ da Süleyman Bey de söylüyorlardı, yalon olduğunu btle blle: Bu hükümet ha gittl, ha gfdec«k.. diye... Kefenler biclllrken hükümete, solculonn, devrlmcilerln labutlorı kalkıyordu cami ovlulonndon... Fosolar, «hükümet gldecekmiş, nasıl olsa af çıkacckmış...» dlye, clnayet ustüne cinoyet işlediler. Bu tam, bir yıl boyunca surdü. Faşolann oyunlarına gelen, sola bulaşmış bazılon do, yanıldılar. Faşlzmln ekmeğine, yoğ üstüne yağ sürdüler. Buno »onra da değineceğim. Neyse, blz kulislere gelelim... Hükümet düşmedilil. ne oldu?.. Süleyman B«y, bu kez, «bu hükümet gitmelidln yo da «bu hükümetl b«n yıkantn hovasına girdiı AP Içinde, gercekte hemcm h«rkes blrbirinl kollamaktaydı. Hukumetl yıkacoğını söy'.iyen Süleyman Bey'le uğrasmanm sıratı değlldl. Kulislerde, bıyık oltından gulen bozı AP'ltler, Süleyman Bey geçerkan mırıldanmaya başlamışlardı. Hadl, yik da görellm.. Süleyman Bey de, billyordu mınltılorın glderek homurdonmaya dönüseceğlnl. Geçenlerde AP Senato Orubunda Kâmran İnan, »öyle demlftl: AP llkel biclmde yönetlllyofi, Kâmron inan, bu kadar öztürkçe sozeükierie soytemedl de, «AP'nln Iplidal idore edlldlğlnl» söyledt. Ben Türkçeleştlrdim. Süleyman Bey'ln tepesl, kıpkırmızı kızardı.. Yalnız Kâmron İnan değll, başkolan da •leştlrlyorlardı. Kulislerde, Süleyman Bey'ln ller tutar yeri bırakılmıyordu. Bir ara kullslere bir hava da yayılmoya çalısıldı. Bunun Süleyman Bey'den kaynaklandığına kusku yoktı>. Suleymon Bey, Bülent Bey (• anlosıp seçlmlert erkene alacakmı», homurdonanlorı da bu kez getirtmeyecekmlş; Kullslere yansıyan gözdaği, AP'nln yanre«ml orgam sayılan Son Havadls'te, «CHP seçlmden koçıyor» monşetlyie verlldl.. Bu manşetln amacı satır aralorında şuydu. Blzimki, erken seçlmden yana... Cocuklar ayağınızı denk alın... Böylece, gruptakl mınltilan bastırablleceğlnl ml düşünüyordu Süleyman Bey?... Bu yıl, ekim aymda Senato ücte bir yenileme stçlmlerl yapılacaktı. Süleyman Bey, yine kullslere, «Bu seClmde yüzde 60 oy alırsak, hükümet duramaz» havasını mı yayıyordu?.. Demirel'e karşı AP'lilere göre oy oranını yükseltmek AP'nln değil Suleymon Bey'ln sorunuydu.. Ecevit'in de hükümetinln de planı 1981'dl. 1981'e kadar milletveklllerinl, sopoyla dövseniz secime gönderemezdinlz. Suyu mu çıkmıştı 1981 in?.. Erken seçim karan CHP'nin Iktidar olamoyışının vurgulanmosı demektlr.. Hele, şu hesaplar bir kurcalansın, defterler bir oçılıp dürülsün.. Elbet elestirilecektir hükümet de. O, fasizml, clnayet lerl onlemek icin işbaşına gelmiştir. Boşaramoymca sıkıyönetlm gelmiştlr. Sıkıyönetim uygulamalorından da, uygulamaların oksoklıklarından do hükumet »ortımludur... EĞİTİM İ ÖĞRETİM Şükran KETENCİ Üniversiteler ameliyat masasına yatırılmalıdıt Bütce görüşmelerinde, milli eğıtimimizin icinde bukırtduğu koşullorın bir genel değerlendirmesini yopan CHP milletvekili Süleyman Genc. 30 yıllık uygulamanın üniversitelerimizın kendilerinl yenilemeye yatkın olrradıklarını ortoya koyduğunu söylemiştir. Artık ünıversitelerin amelryot masasına yatırılmalan gerektiğıni, bu yapılmazsa üniversite özerkliğinin. 12 martta olduğu gibi başkalan tarafından masaya yatınlacağını söyieyen Genc, üniversitelerin gelişimi ile ilgili aşağıdaki istatistiklerle bilgi vermıştir: «1978'de üniversiteler corl g;derleri 3.784 milyon, yatırımları 3.080 milyon lira. 1979 baş langıc ödeneklerine bakıyoruz: Car, giderier 12.308 milyon, yatırımlar 3.792 milyon lira. Gecen yıl yan yarıya olan cari gıöer, yatırım oronı. bu yıl yatırımlar oieyhine dörtte bire ınmış. Hani öğretirr teğitm fao» l.yetlerıni geliştirecsktık? Bir de üniversiîeier arasmda çelişkıler vardır: Bir öğrencınin Ankara Üniversitesinde maiiyeti 166.062 lira, İstanbul Üniversitesinde 99.215. İst. Teknik Üniversitesinde 115.228. Ortodoğu 85 bin. İktisadi Ticari İlımler Akodemilerinde 9.392 lira. Adalet mı bu? Aynı hukıık, aynı ülke. aynı şehir, bir öğrencınin maiiyeti 166 bin, diğerinin 9 bin lira. Yasama otıldıklarında, ikisîne de diplomasının gereği aynı işi verıyoruz. Bir de Tıp Fakültelerine bokalım; 1946 yılında tek Tıp Faküitemiz var. Mezun olan 930 kişi. Tıp Fakültelerlmizin, 18 Tıp Fakültemizin şimdikl toptam mezun sayısı yıldo 1178. Ankara Tıp Fokültesinin 637 öğ retim üyesi ve yardımcısı var. Her öğretirr. üyesine 2.93 öğrenci düşüyor. Hacettepe'de her öğretim üyesine 183, Ege Tıp'ta 3.36 öğrenci. Belkl Tıp Fakültelerinin hastahoneleri fo lan vardır. Bu yükü artırıcı bir niteüktedir.. üniversitelerdeki öğretim üyelerl okutmanlar, asistanlar dahil 9597 kişi. Her öğretim üyesine 10 öğrenci düşüyor. Akademilerde her öğretim üyesine 50 öğrenci. Bir başka değerlendirme ise şöyle: Üniversiteler bir bütün olarak ele alındığında, bir tek öğrenci maiiyeti ortaiamo 55 bin lıraya gellyor. Bir Tıp Fokültesinden mezun olan bir öğrencınin maiiyeti 4 milyon 128 b^ lira. 1978'in cari rakkamları ile. Buna üniversltelerımizin gecen yıl kullandıkiarı sürekü ve geçici yolluklar dahi! değil. Gecen yıl 535 milyon lira yolluk ödeneğı kullanılmtş. Niye kullonılmış? «Aman benim ilımde bir universite acılsını demışiz. Anadolu, Cumhuriyet Üniversitelerinin öğrencisi yok, İnönü Üniversitesinin 110, Atatürk Üniversitesinin 7.588, Karadertiz Üniversitesinin 2941, Ankara Üniversitesinin 15.170. İstanbul Üniversitesinin 32.107 öğrencisi var. 19 Mayıs Üniversitesinin 55 Tıp öğrencisi Hacettepe'de okuyor. Hocanın git mesini anladık da. artık bu öğrencilenn göcebe haline gel ANKARA ÜNÎVERSİTEStNDE BİR ÖĞRENCINİN DEVLETE MALİYETî 166 BÎN LÎRA, AKADEMÎLERDE 9 BİN LÎRA, ORTAOKULLARDA 693, İLKOKULLARDA 256 LİRA. mesınden ne zaman kurtulacağız? Bir yondan da 7 profesör Antalyo Tıp Fakültasinde hic derse girmedikleti halde, bu fakültenin olonaklarından yarorlonarak yurt dışı gezisine Cikmışlar. Bir başka sonuc; osıl hizmet etmemiz gerekenlere ne vermişiz? İikokul öğrencisine yıl da 256 llro. Oclö, dörtlu bğretim, 2,5 3 saatte ders bitti dediklerimiz harıc. Dsvletin ortaokul öğrencisine verdlğl toplam para ise 693 lira. Eğitim Enstitülerinde devletln her öğretrren adavı icin harcamosı 9129 lira. Şimdl bu rakamlar karşısında. üniversitelerin kendilerıni yenilemeye yatkın olmadıklarını sövlersek. yadırganabilir mi? Bu yüzden Üniversiteler Yasasmın yeniden ele aimması zorunludur. HIZLANDIRILMIŞ ÖĞRETİM UYGULAMASININ OLUMSUZ SONUÇLAR! GELECEKTE GÖRÜLECEKTİR Bilindıği git» MC döneminde sıyasal amcclarla çizgisinden saptınlan, gelecekte ıktldarı ele gecirmek icin arac olorak kullanılan Eğitim EnstitOlerinde normal âğretım yapılamamtş, kapalı kalan ya da zamanındo açılamayan okullarda derslerin tamamlanabilmesi icin hızlandırılmış program uygulamosıno geçilmiştir. Okulların bir bölüğur.de bu uygulama bitirilm ş. aralarında istanbul Atatürk ve Gazi Eğitim Enstitülerinin de bulunduğu bir bölüğünde de gectiğimiz aylarda ancck başla yabilmiştir. Özünde siyasaı olon bu çözümün sokıncaları, gelecekteki olumsuz sonuçlan İse kamuoyuna yeterince yansı mış değildir. Çünku amacı bu ulusun cocuklarını eğitecek öğ retmenler yetiştirmek olan ensti tüler söz konusu uygulamayla, temelde, öğretmen diploması dağıtan kurumlar oluvermişlerdir. Bir kez, Danıştay kararlan bütün sonuçlarıyla uygulanmodığı için, MC döneminde özel sınav uYgulanmosı sonucu ens titülere gıremeyen öğrencilehn almmasıyia okul mevcutları şiş mış, eldeki bina, dersone, ders aracı olanaklarının çok üstünde sayılara ulaşmıştır. Bu durum nitel ve nicel acıdon öğre tım elemanı sağlamayı gucleştirdiği gibi öğretim progromlarında da uygulamanın bir yana itiimesini ve salt bilgi aktarılmasını zorunlu kılmıştır. Kırk, elıı kişilik sınıflarda öğrenciyl tanımava bile yetmeyecek bir bir bucuk aylık sürede boş ka ne yapılabilirdi ki? Kimi ens tıtülerde bu sürenin daha uzun olduğunu öne sürmek sorunun özündekı yanlışı ortadan kaldır maz. Can güvenliğinl ortadan kaldırıcı olaylann birbirinl izle diği dersier, klşüerde yarataca ğı gerglnlik düşünülürse, ne öl çude sağlıklı olabilir, yasak sa varcasına dört nala bir öğretim ne ölcüde amacına uiaşabilirdl? Görünurdeki gercek şudur: Tanımda sözü edilen «beceri, tu tum ve clışkonlıkları» kazanmalcrı şöyle dursun bilgi edindikleri bile kuşkulu öğrenciler yarının öğretmenleri olacaklardır. Gereklj öğrenımden geçme mış yaboncı di| öğretmenleri; yeterli laboratuvar uygulaması yaparriomış, adı verllen birkaç kitabı hafızlcmış fen bilgisi öğretmenleri; metin üzerinde çaliştırılamomış, edebiyatm e'sinoen habersiz, ölü bilgi kırıntıla rını gözü kapalı ezberlemiş edebiyat öğretmenleri.. İlk ve or ta öğretimi bekleyen gelecek bu dur işte. Eğitim Enstitüleri sorunu siyosal açıdan cözülmek isterirken Türkiye'nin eğitim dü zeni daha vahim boyutîara ulaşan bir başka açmaza itilmiş tir. Üstelik enstitulerdekl öğrencilerin yapısı irdelendiğinde slyasal cözumün bcşarıyo uloştığı da söylenemez. Her şey bir yana bu okullcrdo ancak sı kıvönetimin getirdiği önlemlerle ders yapılab'lmesi bile öğretmen yetlştirmekten ne denli uzak olunduğunun kanıtıdır. öğretmen /etiştirmek öğretmen olacok kişiye belli nitelikleri kazondırmak demektir çünkü. Bir birlerîne movi berelilerin olağanüstü güvenlik önlemleri sonucu katlanabilen. düşmanca duygular besleyen öğrenciler, öğretmen olorak bu ulkenin o kullanna dağıldıklannda neler olabileceği hic düşünülmüş mO dur? ATİLLA ÖZKIRIML! Köylerde ortaögretim macerası Polıtik yonlışlıkların. politik macertıların ve cırkinliklerin tahrip ettiği en büyük alan kuşkusuî eğıtıns alanıdır. Bunu şöyie de söylemek mümkün Bugünkü eğitımın açmazları. bugunkü polıtık açmazjardaa ayrı değil.. Fakat, benim bu yazımda. uzerinde durmak istediğım ışın kuramsal yanı değil, daha somut olan ve bu zamana dek üzerinde hıc tartışılmoyon, bir sorundan sozedeceğim. Kardeşim. ortaokulu olcn bir köyde «Türkce» öğretmenliği vopıyor ve okuttuğu öğrenci sayısı da oniki. Anlattığı durum ozetle şöyle: «Cocuklann or!aöğretim sevıyesinde olmalorındon vazgectim. Hatta. doğru dürüst bir okuma yazma bılmeyişlerini de aniamaya calışıyorum. Fokat beni hayrete duşüren durum şu: Cocuklarda korkunc bir ılgisizlik var. Kotü not verdiğim zaman Ozulmuyor. lyi not verdiğim zomon da sevinmiyorlar. Öğrendiklerini yaşammda kullanmayan cocuk, yani üretime dayalı olmayan bir eğıtimie donatılmak istenen cocuk elbette ilgısiz olacak. Bu söyiedığım. Turkiye'deki tüm ortaöğretım icin geçerlı, bir de anlatılan durumda. csvrenin bağrından gelen b;r öznellik var kı o aa şu. Eğitim bir etkileşme sorunudur. Yani eğitim, sosyal cevreyle yon kurumlarıyla, Insanlarıyla, kısacası oltyapısıyla bir butündür. Eğer bu cocuklar. eğitim ve oğretimlerıni bu sozünü ettiğim, altyapılorına sahip yerlerde görebilselerdi, o yenl durumlardan etkılenecek. yeni pslkolojik dayanaklar karşısında, tavır belırliyeceklerdi. Oysa. ilköğretiml hâlâ kısır b.r döngude olan ulkemizde, böyle bir girışım, elbetlek; yanlıştır. Ve bu yanlış politik hesaplar uğruna sürdürülmemelidir. Eğitim uzmanları, öğretmenier, psikologlar, felsefe bilimi ile uğraşanlar; ne dersiniz boyle bir sorun irdelenmeye değmez mi? Nazml ŞENTÜRK Aksaklıklar çok gecmeden gösterdi de kendlnl. 12 Mart'tan alışkanlıkian olon İçlslerl Bakanlarınm bir türlü ayıklayamadıkları bazı faşo polisler, sıkıyönetim sorumluluklannın buyruğu olmadığı halde sol kltapları, bazı sol dergilerl toplayıp toplayıp götürdüler. Solda lumalciler de cıktı. Biri, «Ürunıün kapatılısmı «Sahte TKP'nin orgam Ürün kapatıldı» diye verdi. Ufok cıkarlar icin MHP'Iİ «Hergün» gazetesiyte, «Tercüman» gazeteslyle yarıs edenler mi vardı? Geçen hafta Sıkıyönetlm Mahkemesi'nde, Doğan Öz'ün katll sanıklarmdan birlnin duruşmosını Izledik genç gazeteci arkadaşım Işık Kansu'yla. Sanık İbrahim Ciftci durusmo salonuna alındı.. Uzun boyluydu sanık, ortadan uzun. Zayıftı, kuru dlri dedikleri tipten. Mohkeme tutanaklarına göre. eskl Ifadelerinde verem geçirdlğlni, hasta olduğunu söylemlş. Sorguda. savcılıkta verdiği Ifadelerln tümünün işkence alttnda alındığını söyiedi.. Emniyet'te, sonra üç savcı önünde verdlğl "rfadesinde. Doğan Öz'u öldurrr.eden önce Mali Bilimler Yüksek Okulunun önünde Hüseyin Demirei ve Hüseyln Kocabaş'la buluştuğunu, Doğan Öz'ü öldürme buyruğunu onlordan aldıgını söylernlş. «Dağan öz'ün Slt» Yurdunu arattığı, ulkücülere karşı mücadele ettiği icin öldürülmesi gerektlğini söylediler» demls. Duruşmasında, «Ben Ifade alanın savcı olduğunu bllmiyordum. Hazırlanan bir seyi bana Imzalattılar. Hem benlm imzam öyle değil. Savcıysa, nlye emnlyette Ifade olıyor?» dedi. Duruşma Yargicı Albay, sanığa şöyle karşılık verdi: Savcılar her yerde Ifade alırlar.. Duruşmado tanıkların bazıları dinlendi. Müdahll avukatlan, dinlenen tanıkların fotoğraflarının çekllmemeslni istediler. Niyazi Ağırnaslı, yargıca, «Tanıklorın fotoğrafları çekilmesin efendim. Neden bu Istekte bulunduğumuzu tahmin edersiniz» dedi... Mohkeme Kurulu, karar vermek icin beson dakika salondan oynldığı sırada, boş salona glren sanık avukatlarından MHP'de görevler aldığı ileri sürülen biri. sanık İbrahim Ciftçi'ye 500 lira verdi. Salondan ayrılırken de söyle dedi. Bu parayı sana annen gönderdi.. Sanık, «aniodımı glblsine gözlerlnl kapadı. Basını •gdi.. İstanbul'da İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesl, «Cumhuriyet» okuyan bir llkokul öğretmeninl tehdit eden Ikl klşrye blrer yıl, seklzer ay hapis cezası verdi. Ankara'do, yurdun pek cok yerlnde «CumhurlyeU okurlan, faşizme karşı büyük direnlş gösterdiler. Yaşamlarını yltiren, yaralanan, tüm demokrasiden, özgürlükten yana klşiter, okurlarımızdılar. Şlmdl, geçmiste Isledlklerl sucların bir bir hesaplarının sorulduğunu görmek, bazılarını düsündürmüş olmalı. Ya onlan, bu suclara Itenler? Onlann h*sap günlerl ne zaman? GARIP BİR GARIP... Tüm çevrelerinde olduğu gibi okulda da horianıyorlar, çünkü onlar geri zekâh. Aptal. Bunun farkuıda olacak kadar da akıllılar. Ben 19 yaşındo, yüksek öğrenim görmekte olan bir &«nc kızım. Geçen yıl hem zamanımı değerlendirmek, hem de bıraz para kazanmak için bir ilkokuida tVekil Öğretmen» olarak ça lıştım. Sınıfım «Özel sınıf» ola rak nitelenen sınıflardandı. Öğ Edirne'nin ipsala llçesindeki TÖBDER uyesi 146 öğretmenin imzosıylo yayınlanon bir bildiride, asgarl ücretin 6500 liraya çıkarılmosı, cocuk yardımlarının arttınlması, kiroda oturan öğretmenlere kira yardımı öden mesi istenmiştir. Başbakan Ecevit, Bütc© Karma Komisyonu Başkanı Yılmaz Alpaslan, CHP Grup Başkanvekillerf, Meclis Başkanı, Milli Eğitim ve Maliye Bakanlarına gönderılen yazıda eTüm çalışonlarm, emeğiyle gecinenlerin çok ve cetm koşullar oltında yaşammı renciterim o denli etkiledi kl bsni onlar hakkmda birşeyier yazmar. istedim... GARİP BİR GARİP... Basıkça iri başı üzerinde kocaman kapkara gözleriydi en belirgın güzelliğ! Kısacık kesıl rr.ış scclcn. Askerleri anımsa tıyorau. Üzeri yırtık pırtık giysilerle bezenmişti. Botunun dili hep dışardaydı. Adı Garıp'ti. Garip, benim vekil öğretmen oiarak calıştığım okulun «geri zekâlılan sınıfındaki dokuz oğrencimden birl. Birlncl, Ikinci, uçüncü ve dör düncü sınıflardan, uğraşıp diciinıp doğru dürüst pek birşey öğretemedikleri cocuklan toplamışlar bir sınıfa, adına da tözel sınıf> demişler. Tüm çevrelerinde olduğu gibi okulda da horianıyorlar. Cunku onlar geri zekâlı. Aptal. Bunun farkında olacak kadar aa akıllılar: Neden okulun en kücük sınıfındalar. neden kırk elli değil de yalnızca dokuz kl şiler, neden öğretmenleri onlara beden eğitımi dersl yaptırmaz, neden onlaro da özel be den eğitimi öğretmenl gelmez. Hem asıl öğretmenleri de cıkarmaz hiç bahceye, götürmez salona eşofmanlarıyla top oynamoğa. Hakları yok! Onun yerlne sınıfta tmatematik» işlemeliler. Ama öğretmenleri: «Hadi cocuklar carpım tablosuna calışın» der; roman okur yü ce kürsüsünde. Sık sık döver onlorı. anlamryorlar diye; yanlış yapıyorlar diye; yakasını ev de unutmuş ilhan diye; Ayşe'nin defterini karalamış Mehmet diye: arkasına dönmüş Osman diye, Zehra 5 kere 9 kac bilememiş diye; öğrenememiş'er di ye: gurültu etmişler diye... Garip de bunlardan birl. Onun da babcsı kapıcı. Zaten hepsinin babası aynı Işl yapıyor. Ne rastlantı değil mi? Ne koyaydı ana babası adını? Kıvanc koyamazdı, Demır koyamazdı, Tunc koyamazdı, Levent koyamazdı, Aslan koya maz, hele Övünc hic mi hiç... Da>ıa Garip gibi bir sörü ga riplerl ne kadar süre garipleştlrip kendimize, sonra da suc onlardaymışcasma kendi hallerine bırakıp GERİ ZEKÂLI damç.'ası vuracağız? Dünya Çocuk Yılı'nı kutlamağa başladığımız şu günlerde toplumumuzun geleceği. bizlenn aynası bu garlpler de. GÖKSU DOLUNAY • Yeni bütce yasasında memur maas katsayısı 20ye cıkarılmalıdır. • Ek ders ücretleri 100 tiro olmalıdır. Ek ders Cıcreti kararnamesl tekrar gözden gecirilerek. meslek ict eğitim ve seminerlerinde de ek ders ücreti ödenmelidir. Ders ucreti odenmeslndeki köy ve ilce ayrımı kaldırılmalı, taıi! gunlerindeki ders ücreti kesintileri sadece girilmeyen dersleri kapsomalıdır. • Dönya Cocuk Yılında bulunduğumuz bu günlerde gülünecek nispette olar» co Oğretmenler yeni haklar istiyor sürdurdukleri» belirtilerek, cArtık en temel besin maddelerini oiabilmek. evet, ekmek. bebeğine süt göturebilmek, cocuğunu okutabilmek emeğiyle gecinenlerln rüyalarma giren blrer sorun haline gelmiştir» denilmek tedir. oğretmenler, 1979 mali yılı bütcesinin Meclislerde görüşüldüğu ve Vergi Yasasınm gündeme geldiğl bu günlerde şu isteklerde bulunmoktadırlan • Asgarı ucret 6500 lira olarak saptanmalı ve vergi dışı bırakılmalıdır. cuk yardımları, okula gitmeyen ve ilkokulo gıden cocuklar icin 500, orta öğretirrdekl cocuklar için 1000, yüksek ögretirndeki cocuklar icin de 1500 lira olmalıdır. • Aıle yardımı 1000 lira olmalı ve ayrım gözetmekslzin tüm calışonlara ödenmeiidir. Kiroda oturan öğretmenlere kira yardımı ödenmelidir. • Yeni cıkanlacok yan ödeme kararnamesinde yan ödeme katsayısı 10 olmalıdır. • MEYAK kesintileri faizlyle gert verilmelidir. İLKOKULLARDA YÖNETİCİLERİN İZİN VERME HAKKI KALDIRILDI İSköğretim ve Eğitim Yasasının 45. maddesine göre, ilköğretim yöneticllerince iikokul o S ç retmenlerine verüen mazerei Izinlerı, Milli Eğitim Bakanlığı'n dan gelen bir geneige ile kaldırılmıştır.