25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKİ CUMHLRftET 21 OCAK 1070 una artık lyice Inandım ki. AP'nin ve TürKiye'yi ougünku botkinnk ttiiusj cıkmazına sürükleyen her iki MC hükümetinln boşı Süleymon Damirel, ülkenin porosal ve ekonomtk sorunlorı üzerinde hangi cözümO savunursa o cözüm. genjş halk yığınicrının zararıno; hanoi çözüme karşı çıkorsa O cozünn de aynı yığmların yararınadır O'nun önceki gün söyledıkleri, benim bu inancmın yeni bir konıtını oluşturdu. Demirel ertesi günkü gazeielerde de yer alan radyo. televızvon demecinde, yeni vergi tosarısı için: cSoygun, rnodern zulum ve i$k«:ıce kanunu» niteiemesini kullandı Bunun nedenınj biliyorsunuz. Eğer bılmiyenler varso. bilen'er onloro da sövlesin: Demirel. anamalcılığın ve genel adı «komprcdorluk> olon Morrisonculuğun eylemli temsücüiğini yapmış bir kişıdir. Bu mteliğini ş.mdi de politıkacı oiorak sürdürüvor Bu nedenîe. anımaiını işletip onun gelirivle yasaminı rahatiık iciode sürdüren ve «mutlu azmlık» denilen vcrlıklı zümren;n cıkorlarını savunmakta; yoşamını chnterı dokerek kafa ve kol emeğiyle kazancn ve buç/ün en ağır vergi yukü altındo ezilen geniş halk yığınlarının do karşısında bulunmaktadır. $ dafiar ve gprişler Vergi Tasarısı ve AP ile CHP Hıfzı Veldet VELİDEDEOÛLU Bilirler amo yine de bir araya gelip söyle bir ortak aoıklama yapmakîan çekinmazler. «Korkunç pahalılığa ilaveten v«rgi zamları yopıldığı takdirde bu kanunun getireceği zulumden mllletin korunması ve kurtarılmaaını partilerimiz kaçınılmaz vazife soyar (...) Vergi yasasını çıkarmamak iein her imkândan yararlanacogız.» Nıçin bu direniş? Yeni vergı taaorısı yüksek kazanclorı mı önlüyor? Hayır. Bu ülkeds kimsenin kimseye «Kazonma!» dediği yok, demeye hakkı da yok. Yeni vergi yasası tosansının toşıdıöı ruh ve anlam şudur: «Kazon kazandığın kadar, ama devleta vermekle yukumlü olduğun vergiyi de, kazancının ve varlığının yuktekliğı oranında kuruşu kuruşuna odt; gelirlni saklama, dıtsatım evrcklarındo sohtecllik yapmo, yalan bildirimde bulunma; cok kozananın vargi orcnı, şimdikine göre birdz yukselecek, çok kazonctan cok, az kazanctan oz vergi alınocak. Cok kazanandan olınacak vergi ile de az kazanamn geçim yukü haflfletilecek. Boylece Anayasanın «sosyal adalet» iikesin* azçok yaklaşılmış olacak.» işte Demirel \ıe kafodarlannın arkosındaki vorlıklı zünreleri cılgma ceviren ve Demirel'e «Bu yosa b:r soygun yasasıd:r» dedırten etken yosanın yukorıda yolın cızgileriyle özetiemeye calıştığım bu ruh ve anlamıdır. Cok kazancnın ve vorlıklı zümrenin vergı oronını yükseltmek vergı kacokcılığmo karŞı etkin önlemler almak. onlara göre «soygun ve ışkence»dir Gercakleri bu denli tersine cevırebilmek icin oncak bır Demirel kafası taşımok ve bir Demirel becerisıne sahip olmok gerekir. B.lenler bilmeyenlere iste bunları ogretsm. * • • * • * yeni tasarıyla getirilen sert önlemlere ise soyın Süleyman Demirel fmodern zulüm ve işkence» diyor. CHP icinde de böyle düşünenler var mıdır, dersiniz? Sanmıyorum. Belki konunun ciddiliğini kavrayamayanlar, ya da bugünkü vergi sisteminin sürdürülmesinde cıkarı "olanlar bulundbilir. BÜ gibilere Anayosanın yukarıya cıkarmış olduğum 61. maddesinin gerekcesindeki şu cümleyi anımsatmak ısterim: «Verginin, vatandaşın «mall gucü»ne göre alınması esası, modern maliye ilminin prensiplerine ve sosyal adalet esosına uygun dusmektedir.. 61 maddedekı «mali gücune göreı ilkesi Temsilciler Meclisindeki Anayasa görüşmelerinde cok tartişılmış, örneğin şımdi Feyzioğlu'nun MGP'sinde bulunan o zamanki CHP'lı ve sonraki 1971 foşizminın soöukkanlı Boşbakanı Bay Ferit Me'.en kürsüye gelip bu ükeye karşı cıkarak şoyle konuşmuştur: ıBu pıenslbin burayo konması tatbikatta birçok mahzurlar doğuracaktır. Halen meriyette' bulunan kanunlann coğunun, Anayasaya aykırılıktan doloyı iptalt lazın, gelecektir (...) Bu maddanin rr.etni bu şekilde olursa, D.rcok vergilarimlz Anayasaya aykırıdır d ye kalkacaktır (...) Hatta gelir vergimizin dohi kalkması lazımdır. Gtlir vergisinın de mali guce hitap etmiyen (1) bazı tarafları vordır» (2). D90ıştiri!mesi istenert vergi sistemımizın haksız ve adaleîsız olduğunu bundan daha acıkseCik gösterecek bir kanıt yoktur sonırım; cunkü bu sözleri söyleyen Ferit Melen, bu ülkede Maliye Bütce Kontrol Gene! Mudürlüğu ve Malıye Bakanlığı gorevlerinde bulunmiiş, vergı yasalarının boş mımorları arasında yer almiş bır kişi olduğundan bu yasalardakı adaletsızliği cok iyi bilmektedır. Ne yazik kı. hıcbir zorriGn oniara karşı cıkmamış ve onları değiştırmek girişıminde bulunmomıştır. IMF'nin Bozası R ••• Yenı vergi tosarısı neyı arraclıyor Ağ'r vergi altnda ezüen bu geniş halk kesimının üzerinden 34 miiyarlık bır vergi vükünü koldırmak, devlei gelırinde bu yüzden açılacak gediâi vorlıkiı zümreden ohnacak vergiyle doldurmak. işte omac bu. Demirel bu cozümün karşısında. nasırma basılmış bir kışı gibi. borbar bağırıyor: «Bize kcbul eilirilmek istenen vergı kanunu, soygun, modern zulum ve işkence kanunudur.» Pekiy ben ş:mdı cıksom da. cBugünkü vergi sistemi, bir soygun, haksızlık, modern zulum ve işkence sistemidir» desem ve aydo bsş bin lira ücret alart Sosyal Sigortalı bir işcm;n elirse 3060 lıro gectiğini, yani bu durumdoki bir Işcinın devlete her ay 1940 l:ro vergi ve kssenek ödediğini memurların da herren hemen aynı durumda olduğunu bu sözüme kanıt o!arok gö3tersem; artık gecekondu bölgelerinde bile ik, odalı bır evin kirasınm iki bin liradan başıadığını düşünerek. «Dar gelirlilere uygulanan vergi sistemi, modern zulüm ve iskence değil da nedlr?» diye sorsam, acaba Demirel vc yandaşları ne yanıt verirler buna? «Katsay:yı yırmıye, göstergeyi de bilmsm, şu kadara yükseîterek o gibilerin aylık'arını artıralım» mı diyecekier? Pekiy, o artışın gere^tireceğı mılyariarca lira nereden bulunacak? Artık dış borç mus!uk!arı lyıdön iyi sıkıştırıldığına göre. para rratbaasmdo boyuna kâöıt para mı basacağız? Böyle yaparsak yine aynı kısır döngiiye girmiyecek miyiz? Yani bu korKunc enflasyon karşısında yenjden fuze hızıyla yükse:ecsk fiyotları nası! durduracağız ve türlü yöntemlerle aylığı yükseltilen işci ve memurun, daha ilk oylık tarkını alrr.adcn eskisinden daha ağır bir geclm sıkıntısı icine düşmesini nasıl engetliyeceğiz?. Bütün bıırılan Demirel ve MC kafadarları bilmezler mı? vaş yavaş bir kuşku, bir tasa, dahası. flüclü bir olasılık durumundo 30.T,utlaşıyor. Bağımsız «Onblrler»den değiı, doğrudan doğ ruya CHP'lilerden söz edıyorum. Gerci onlardan bozısınm ışguzorlıklon ara sıra gazete sütunlarında. daha kötüsü, fısıltı gazetesmde yer ölıncc üzüntüye düşmüyor değiliz. Ancak onların bugüne kodarki tutumları, kendi imzalarmı da taşıyan vergi tasonsını arkadan arkoyo celmeleme ihanetınin icine gırmeyeceklerini gösterıyor. Asıl iş CHP milletvekillerinde. Son bir yıl icinde. Ecevit hükümeiinm her bunolımlı durumunda bu rnilletveklllerlr.iri Meclis'te tam kadroyla fculunarak en az 226 oyu sağloyıp bunalımı atiattiklorına birkoc kez tanık olduk. Acaba neden bu vergi işmde ayiı tetiklık. ceviklık ve ictenlıği göstermiyorlar? Yoksa vergı ışini «bunolım» saymıyorlor mı? Eğer böyle bir oldanış İcinde bulunuyorlarsa. bu tutum. ülkemize büyük felâketler getirebiür. Cunku bütün vergiıerın yüzde 67'slni ödeyen dar gelirlı yurttaşlar kıtlesı sabnnın ve katlonışmm son oşamasında bulunuyor. * • * Harkesin «malî gücune gör»» vergi ödemeSi. Anoyasa buyruğudur. Bu yasanın 61 maddesinde şöyle yazılıdır «H»rkes, komu giderlerini karşılamak üzer», maii giicüne göre vergi öd»mekle yükümlüdür.» Anayosc'nın bu «mali gücüne göre» ilkesi. onun yürürluğe girdiği 1961 yılından beri bır türlü uygulanmamış, sayısı az varlık ve kozoncı cok bir zümre, kamu gidorlerini karşılamak üzere moli gücünün cok altında vergi öderken, sayısı cok, kazonc ve varlığı ıse az ve sınıriı votandoş kitlesi molî gücunün cok üstünde vergi ödemiştir. BircOk namuslu yazar ve uzman bu durumu rokamlar vererek gösterdiği ve başto Maliye Bokanı olmak üzere kıml politikacılar türlü yollarlo onlattığı icin. ben burada o rokamlörı yineleyecek değlllm. Yalnız şunu soyleyeylm ki, durumun sürdürülmesi toplumsal bir tehlikedir. Vergi odaletsizliğınin nedeni, bir yondon bugün yürürlükte olan vergi yasalarındaki adoletsiz kurollar, ote yandon da gemş kapsamlı vergi koçakcılıgıdır. Her yıl elli milyann üstünde vergi kacırıldığı hesaplanıyor. Buna engel olmak icin ••• Yeni vergi yâsası karşısında dııraksqyon CHP'li milletvekillerı vdrsa, bu duraksamodan silkinip kurtulmciı, Veclıs toplantılorına eksiksiz katılarok muhalefetin engellemelerini kınp yasayı cıkarmclıdırlar. Bu, yalnız. kendilerine ov veren ve unut bağlıyon nnilyonlarca meır.ur vs emekciye karşı değl', Turk yurduna, Türk halkınc karşı tarihsel bir ödevdir Eğer. bütün cabalarına kcrçın Parlamento'do bu engeilemeyi kıramazlorso, engeileyenlerm maskelerini düsürup onların nercek cehreierni holkın karşısında sergilemek oe büyük bir başarı olur. Elverir kı her roplantırio 228yı soğlaviD v9rç,i görusmelarini başlatcbilsinler!. Oaho öne« bir ktz daha yazmı» olduğum glbi, demokrasi tarihlmizln hlc bir döneminde CHP, iclnd* bulunduğumuz dönemdekl kadar büyük btr »orumluluk v* aynı zamanda hizmet fırsatı İcinde bulunmamıstır. (1) : Yani «Birçok klşiden mali gücünün üttund* vergi almayı emreden.» (2} : T»mtllciler Meclisi Tutanak Dergisi, Cilt 4. S. 331. Şımdi gelelim CHP'ye: APnin ve MC kafodarlcrının yeni vergi tosarısı konusundakı kasıtlı ve olumsuz tutumlorı karştsındo CHP'nin tutumu nedir? Sıze icimdekı ocı sezgıyı söyliyeyım mi? Ben bu partinin icinde de vergı tasarısının yasolaşnıasını istemeyen bir tokım odakların bulunduğu kuşkusunu taşıyorum Bunlar, kendi hukümetlerinin getirdiği tosarıyı ociktan değıl, muhnleîet aracılığıylo kösteklemek istiyorlar Eiımde bunu kanıtlayocak bir belge yok. Ne var ki, kimi CHP'lilerin ajırdan olan tutumlarına baktıkca, bu sezgi benim kofamda yo esmt pldkalı siyah arabanın şofbrü öfkelenmisti; suratını buruşturup yere tükürdü; Azeri türküsüyle: Köpek gibidir bu Iran halkı, dedi, önune bir kemik parçası at, herşeyini al. Olay, 1961 yılında Tahran'da geciyordu. Şoförün sözlerini duyduğumda kulcklarıma inanomamiftım. SAVAK ortalığı kasıp kavuruyordu. Şah, tüm ağırlığıyla baskı rejimini kurmuştu. Tahran'daki İngiliz elcisi, kara düzene başkaldıranlcrla aiay ediyordu: İran'da ihtilal olacak diyorlar; 25 yıldır buradayım, bu sözleri duya duya bıktım; galiba 25 yıl sonra da aynı lafiar saylenecek. Zcman cabuk geciyor. 1978'de patiadı İran. Dile kolay, yılda 20 milyar dolar petrol geliri toplumdaki kara duzeni sürdüremedi. Şimdi İran'da ne olscağı beilı değildir. Ama neler olmayacağı bellidir. Batı, n* yapacagını şaşırmıştır. * Türkiye İran'a benzemez. Koşullarımız ayrı. Blz Fllipinci demokrasiden Batılı demckrasiye dönüşümün çabaları icindeyiz. Ama halkın uyanışını gscikiirmek için Batı elinden gcleni yapıyor. 12 Mart zulmü bu amacla tezgâhlanmıştı; kcr etmedi. MC döneminde başka yöntemler kullanıldı. Onlar da işe yaramadı. Şimdi programında fikir özgürluğünü benirrrsemiş bir parti, ılımlı sağla koalisyon ycparak hükümetini kurmuş, ama BGtı egemenlerinin ekonomik kuşatması icine duşmuşîur. Nedir her gün gazetelerde okuduğumuz: İMF Kurulu geldi... Batılı bankalar Türkiye'ye kredi açacak... ABD üsleri açıldı... Dortler Guadeloupe'da toplandılar, Türklye'yi konuştular... Türkiye'ye yardım kurulu oluşuyor. . Dortler, «Turkiye İMr'den geçmeli» dediler... İMF Kurulu geliyor... Bir yıldan beri Türkiye'de İMF lafıdır gldlyor. Artık bu olayın ardındaki gerçegi halk öğrsndi. İMF ne is'.iyor bizden? Anloşmazlık nerededir? İMF istiyor ki, Ecevit hükümetl bağımsız sanayileşmeye donük kalkınmayı durdursun; ve memurun mcasını, köylünün taban flyatını, işçinln ücreüni dondursun. Secim düzeninde ve az cok demokratik bir ortamda bunu yapan hükümetler ne olur? Tepetaklak olur Ecevit hükümati iki caml orasındadır. Kapitalizmin eclnnileri bu oyunu bilmezler mi? Baı gibi bllirier. Türkiye'dekı demokratik gelişlm, halk uyanışı, secim sandığından iktidara tırmanan bir sol hukumet, hlc birinin işine gelmez. Çünkü bir halkın uyanışı demek, sömürüye karşı direnmesi demektlr; bir rejimin demokratlaşması demek, fikir özgürlüğünün gercakleşip yoğunlaşması demsktir. Adamlar istemiyorlar böyle bir geüsimi. Sol uyanışı beşiğinde boğmak için alavere dalavere çevirip duruyorlar. Peki, ne olacak? Batrnın kodamanları sanıyorlar ki Türkiye'yi geçmişte olduğu gibi cekip cevirebilirler. Oysa gecti o günler... Batı, 20 milyar dolar yıllık petrol gelirina karşın, iran'ı bile cekip ceviremedi. Türklye'yi mi avucunda tutacak? CİA'nın bilgisayarları, ne diyorlar bilemeyiz; ama Türkiye'yi ketenpereye getiren zalim oyun biraz daha uzarsa, ülkemizde beklenmadik şeyler olabilir, Bu bekl«nmedik feylerin ille de Batrnın isterleri dogrultusuna oturocoğını duşünmek aptallıktır. 1980'lerin Türkiya'alnda halkın enaesinde İMF'nin bozasını pişirecek bir hüküm«M biçiminin sonu hayırh olamaz. "Tam Gün Yararlıdır OKTAY t r!., BİLIM DÜNYASI Evet Hayır f«;r İ\r.r. urtJoşların hekim »eçme özgürlüğü vormışl Var mı? Tam Gün uygulama*ıylc bu özgüriük ortadan kalkıyormus!. Oyle yo, si* i»Ur Dr. Ali'ye. ister Dr. Vali'ye gidersiniz!.. Bunu paşo gonlünuz bilir, bir de cebinizdeki parcnız'. Ktm knrısır h«kiminizi stçmı özgürluğune?.. Simdı, diyecekltr ki bugün hastanamizde Dr. Hiiseyin nöbtcidir. siz« o bakacak.. Hayır ben ille de Hasan bayi 'Stiyorur.r Olcmaz!.. Niye olamaz?.. Tam Gün Yosa tıygutcmosı gereği.. Vay efendim, bu ne bicim ııygulama. ne bicim Yosa?.. Canımızın istediği h«kime gidemezsek özgürlük nerd* kalır?.. Hele sağlık gibi cok nozik bir konudo! Y Bugünlerde bir tortışmadır hatta bir kapısmadır gidiyor. Hekimlsrimizın pek coğu, hekim orgutlerı, dernekleri, ünıversite oğretlm üyelertnin büyük bölümü Tam Gun ııygulamasını istıyot. Amo bir tokım «büyükler» de var ki. onlar istemiyor karşı cıkıyorlar olonco gücleriyle.. Hem öçretim üyesı olarok aylık alacaklar, hem de muaysnehonelerinde para kazanocoklar Peki, sizler gidin yalnız ozel muayenehanelerinizde serbast birer hekim oiorak calısın! Kabııl etm«ler, ille hem orda. hem burda oloccklar. Yordan da sorden de geçemezltr.. Yıloa iki kez yurt dışıno cıkma hakkım bu kez uç yılda bırf indiMİ hukumet. Nerde kaldı gezi özgürlüğü diye bağırıp jağıranlar yazanlar var. Anayasa'da gezl özgürlüoü diya bi' şey yazıl ya.. Bunu nasıl önlerlermiş! Hekim secme öıgur'ügü de buno b«nziyor biraz. Nasıl gezi özgürlüğü bır ovuc mutlu azmlığın tekelinde bir hak, bir özgurlı'ıkse, hekim seçme hakkı ve özgürlüğü de öyle.. Buyuk kentierde yaşoyan, ama kazancı yüksek, dolayısı ile harcaması dc hesapsız belirli bir topluluğun kuüandığı bir hok, bir özgürluk.. Oysa gercek hak ve özgürlııkler herkes icindir tüm ulus içindir. Kimi hakları, özgurlükleri, belirli bir azınlık kullanacak, ama u!usun yuzcie doksanı bu tür hak ve özgurlükleri ancak kâğıt üstünde görüp bilecek, bu olabilir mi, doğal bir şey olarak karşılanah'lir ırJ' Sağlık Bakanı Mete Tan CHP Grubunda yaptığı konuşmndo bu konudoki eleştirileri yanıtlomı», şöyle demis îTom Gün Yasası orduda hekim kaybına engel olmustur.» Bu. bir gercektir. Herkes bilir ki bugünün en ııniü uzjpanları askeri hekimlikten yetışmıslerdir. Genc yaşto ordurlnn ayrılan bu uzmanlar serbest hekim olarok calışmar.ın kendileri icin daho yararlı, daha kazanclı olduğunu göretek uniformalarını çıkarmak zorunda kalmıslordır. Simdi Tam Gün Yasa*ı asker hekimlere yeterli güvenr.eyi sağlıyor Böylece ordu saflorında kalmaları kesinfeşiyor. Bu iyi bir şey değil mi?.. Mete Tan. iTüık u!usunun sağlığına hizrnet ettiği su götürmez gerceklerle meydana cıkan bu kanunu ters ydnde eleştirenlerin gercekte Türk ulusunun sağlığı ile oyrînriık.'arını bildirmek istiyorum» diyor. Tam Gün Yasasmın ordu içindeki düzeni altüst ettiğini ileri süren eleştirüere de çöyie yanıt veriyor: «Kaldı ki son cıkarılan yonetmelikle o'duda eski hükümetler devrinden beri devani eden parasal hiyerorşi bozukluğuna zaten dokunan hiçbir değişikllk de olmamıştır. Yani oskeri yönetmelikie sıhh'ye assubayları kendi rütbeierindeki ötekl assubaylara nozaran drho az para almaktadırlar. Hekimler ise çskiden berı kendilerinin cok üzerinde olan diğsr bazı sınıf suboylorln da aşağı yukorı eşit duruma aelmişlerdir Dokuz yıl öğrenim yapan bir hekimin bu hakkı olduğu gibi, ordunun büyuk hekim kaybına da bu sure'le engel olunduğıı apocık meydandadır.» Devlet'e hizmc» eden hic bir kisinin «oyrıcalıklıı olmssı îstenmez. Bu doğru Oa değildir. Ama «sağlık h'zmeti», adı üstünde kişinin sağlığını ilgHendiran bir hizmet. Kimseye «zorla» hekimlik yaptırmak olosı değildir. Sen g>deceksin doğu illerinde, ilcelerinde, bucakbrıda köylerinde heıhang) bir görevlinin oylığıyle hekimlik yapscaksın demek güc. Bırakın güclüğü, olanaksız. Hekim, ilk fırsotta kaçıyor, özel kesim», yurt dışına.. Bunu vossl yoldan önlemek, hukuk davleti anlayışıyle sağdııyu dısı. Öyleys» o hekirrtj yetarince hoşnut etmek kacmtlmaz oluyor. Yolu do bu, Tam Gün Yosası.. Bir avuc ünlü uzrvianın yararına değilmiş bu Yasa. Ne yapalım peki?... Kuçiik bir azınltğı mı düsüneceğiz büyük çoğunluğu mu?.. öyl«y»e*... atıya ve Batı yoluyla bü tün insanlığR öftrettiklerimizin başında, kuşkusuz «Çiçek Aşısı» gelmektedır. FaJcat. bize okullarda, çi çek aşısıru İngiliz bilgini Edward Jenner'in (1749 1823) bulduğunu o kadar çok soy lemişlerdir ki, biz. bu konuda başka bir gerçeğin olabileceğini akhmızın ucundan bile geçirmeyiz. Esasen. çiçek aşısı sayesinde çiçek has talığı salgmı diye bir şey kalmadığı için. 20. yüzyıl in sanlan olan bizler. çiçeğin önemli bir hastahk olmadıgı duygusuna kapılmışızdır. Oy sa, çiçek. en az veba veya kolera kadar korkunç bir hastalıktır. tngiltere'nin en büyük opera^törlerinden ve tıp tarihçilerinden biri olan Kenneth VValkerMn ilk kez 1954'te yayınladığı Tıp Tarihi (The Story of Medicine) adlı yapıtında belirtildiğine göre. 18. yüzyıl Avrupası'nda çiçek salgınından 60 mil yon kişi ölmüştür. O dönem de. her ülkede halkın % 80 inin er geç çiçeğe yakalandı ğı ve halkın dörtte birinin çiçekten öldügü. kör olduğu yada çiçek bozuğu olduğu he saplanmıştır. B Batı'ya öğrettiklerimiz: 1 batıya Neler Öğrettik ? ÇİÇEK AŞISINI İNGİLİZ BİLGİNİ JENNERİN BULDUĞUNU ÖĞRETMİŞLERDİ BİZE. OYSA ÇİÇEK AŞISI BİZİM BULUŞUMUZDİJR VE BATI'YA BİZ ÖĞRETMİŞİZDİR. 18. YÜZYILDA İSTANBUL DA İNGİLİZ BÜYÜKELÇİSİNİN KARISI MONTAGU, KENDİSİ AŞILANMIŞ VE ÜLKESİNE BU AŞIYI TANFTMIŞTIR. biri tarafından Amerikaya da göturüldü. Aşıya düşman lık orada daha büyük boyut' larda oldu. hatta Mather'in çahştığı odaya bir el bomba: sı atıldı Bereket versin Mather o sırada içerde değildi. Zabadiel Boylston adlı Bostonlu bir doktor da. yine aşı yüzünden. halk tarafından az kaldı linç ediliyordu Fakat, kör inançlann savunuculan, sonunda yenilmiş. aşı yüze çıknuştır. Yazımızm bu noktasında, çiçek aşısının uygulanmasm da Edward Jenner'in ne rolü olduğu sorulabilir. Jenner 1749da doğmuştur. Yani. aşmın Türkiye'den götürülmesinden taht adayları nın aşıianmasından. Suttonun on binlerce kişiyi aşılamasından ve yine aşınm Mat her ve Boylston tarafından Amerika'da geniş ölçüde uy gulanmaya baslamasından 30 küsur yıl sonra. 30 yıl da Jenner'in yetişme dönemine ayırırsak. demek. çiçek aşısı nın dünyaya yayılmasından 60 küsur yıl sonra Jenner çiçek aşısı ile uğraşmışhr. Mesleği doktorluk olan Edward Jennerin bütün bu ge lişmelerden hiç haberi yokmuş gibi bir sav asla geçerli olamaz. Durum böyle olmakla birIikte. yukarıda adını ve yapıtının adını verdiğim tıp ta rihçisi Kenneth VValker, özet olarak yukarda anlattıklarımızın hemen arkasmdan Jenner'in çiçek aşısı konusundaki buluşunu ar.lstmakta. arada hiç bir baglantı kur mamaktadır. Kanımızca, Jenner bu işi bilimsel olarak ilk ele alan ve bu konuda ilk yapıt veren bir araştırmacıdır. Bilginin bu işle ilgili yapıtının adı Çiçek Aşısınm Nedeni ve Et kileri Üzerinde Bir Araştırma (Inquiry İnto the Cause and Effects of the Variolae Vaccinael'dır ve Lady Montagu nün savaşımlarından 80 yıl sonra yayınlanmıştır, yani 1798 de. Ancak, 80 yıl içindeki gelişmelere karşın, Jenner de kör inançlarla savaşmak zorunda kalmıştır. Kimileri, böyle yapay olarak yaratılan h&stalığın salgınlara yol açacağını, kimileri. aşı olan larm inekte olduğu gibi boynuz ve kuyruklannın çıkaca ğını ileri sürmüşlerdir. Hatta, Jenner'in kitabmın yayın landığı 1798 yıhnda bir de Aşı Düşmanlan Derneği (An ti Vaccination Society) kurulmuştur. Derneğin amacı Jenner'le savaşım idi. Voltaire ne diyor?: Voltnire Felsefi Mektuplar» adlı yapıtındaki \ı. mektubu bu çiçek aşıst konusuna ayırmış tır. Mektubun tam çevirisini. önemi nedeniyle gelecek hafU aynen vşreceğiz. Nâzım Hikmet'in 77. doğum yılını kutlarız Q Kendi sesinden şiirler ^ Söyleşi ve ezgiler Güvercin Kasetçilik PK. 20 BANDIRMA Edward Jenner'in Rolü GENEL KURULDUYURUSU T.M.M.O B Orman Muhendisleri Odosının 25 Dönem Genel Kurulu 1011 Şubat 1979 Cumartesi ve Pazar gunleri Ankara'da DSİ Genel Mudürluğu toplantı solonunda yapılacaktır. Tum orman muhendislenne duyurulur. T.M.MO.B. ORMAN MUHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU (Cumhuriyet: 845) LÜTFEN UNUTMAYINIZ BALAYI GEZILERİNİZ, yaz ve kış totillerinız için Vehbi BELGİLdm olduğu için sadece siyasi söylentilerle değil, halkın gündelik yaşamı ile de ilgileniyordu. İşte Lady Montagu. çiçek aşısınm ülkemizde nasıl uygulandığını böyle ögrendi. Sözün bundan aşag;sını zeki Lady'ye bırakahm: riyorlar. Bu hal aşımn sekizinci gününe kadar böyle gidiyor. Sekizinci gün ateş yükseliyor. O zaman iki gün, çok az durumlarda üç gun. yatakta yatıyorlar. Yüzlerin deki yara sayısı çok az durumlarda 20 veyR 30 un ustüne çıkıyor. Fakat. bu yaralar yüzde hiç bir iz bırakmıyor, Sekiz gün sonra da hastalanmadan önceki durumlann dan daha iyi duruma geliyorlar... Vatanımı çok sevdiğim için bu yararlı buluşun İngiltere'de de yayılmasmı istiyorum...» Bir Uyanıkhk Yine aynı yapıta göre, tngiliz tarihçisi Macauley, bu âfet hakkında şöyle yazmı?tır: «Çiçek. öhim meleklerinin en korkuncu idi. Veba âfeti son derece hızla yayılıyordu. Fakat, bu hastahk. bir insanın ömrü icinde kıyılarımıza bir veya iki kez geliyordu. Çiçek ise her an var dı. Bu âfet mezarlıklan dolduruyor, henüz vurmadıklarını dehşetten titretiyordu.» Çiçek. Amerikahlar tarafından, Kızılderililerle savaşımda tarihin ilk mikrop savaşma örnek oluşturacak bi çimde kullamlıyordu: Çiçekten yatan Amerikahların mendilleri, yorganları zavalh yerlilere bırakıhyor. böylece yaratılan kitle salgmı. her şeyden habersiz zavallıların. topraklarını gereği gibi savunamamalanna yol açıyordu. Böyle bir hastalığa karşı bir çok önlemler denenmiş, fakat. sonuç ahnmamıştı. So nuç. Üçüncü Ahmet (1703 1730) zamanında İngiltere'nin İstanbul Büyükelçiliği'ni yapmış olan \Vortley Monta gunün karısı Mary Montagu tarafından alınmıştır. Monta gu ailesi İstanbul'a raayib 1717 de varmış, 1718 temmuzuna kadar kalmıştı. Yani. başkentimizde 15 ay kalmıştı. Sefire, diplomatik faaliyetlerde. kocasımn sağ kolu du rumund» idi. Türk kadmları gibi giyiniyor, Türk mahallelerlne giriyor. her sınıftan Türk kadını ile ahbaphk ku ruyordu. Türkiye'de kamuoyunun durumunu bu yolla öğrenip hemen kocasına ils üyordvL Lady uyanık bir ka Aşılanma Bayramları Hastalıklar konusunda, size. muhakkak burada bulunmanızı istetecek bir şey anlatacağım. İngilıere için bir felaket olan çiçek hastalığı aşı» diye bir buluş sayesinde. burada hiç kimseye zarar vermiyor. Aşı, anlatacağım yönteme verilen bir ad. Bir çok ihtiyar kadm. her yıl eylül ayında, büyük sıcaklar sona erince. halkı aşı lamayı iş edinmişler. Halk. birbirine haber göndererek. aileleri icinde çiçeğe yakalan mak isteyenlerin bulunup bu lunmadığını öğreniyor. Sonra, bu amaçla eğlentiler düzenliyoriar. Geneüikle 15 16 kadın bir araya toplanınca, ihtiyar kadın, elinde bir ceviz kabuğu dolusu çiçek hastahğı maddesiyle geliyor ve hangi damarınızın açılma sını istediğinizi soruyor. İhti yar. gösterdiğiniz damannızı büyük bir iğne ile hemen açıyor. Bu açma size, bir sıy nğm vereceği kadar acı ve riyor. Kadın. sonra. bir iğne nin ucunun alabileceği kadar aşı maddesini (zehiri, di yor Lady) damara koyuyor ve küçük yarayı sert kabuklu bir yemişin boş kabuğu ile kapatıyor. Kadın. bu biçimd© 4 5 damar açıyor... Çocuklar veya genç hastalar ırünün geri kalan kısmıaı bir arada oynayar«vk geçi VİLLA Örneği Kendi Veriyor Lâle MOTEL RESTORAN Devamlı sıcak su f«l: 343, va kaloriferli ÖREN / BURHANİYE OREN Lady Montagu oğlunu İstanbul'da, kızmı da Londra'ya dönüşünde aşılatıyor. Hat ta. dönemin İngiliz veliahdlarının aşılanmasına yardım cı oluyor. Fakat. geri kafahlar Büyük elçinin eşine karşı harekete geçmekte gecikmediler. Bunlann başında da, Tıp Fakültesinin hocaları geliyordu. Papazlar, çiçek aşısınm, Tan rı'nın işlerine karışmak olduğunu söylüyorlardı. Çünkü aşı. günahkârların Tann tarafından çiçek hastahğı ile cezalandırılmasını önlülüyordu. Çiçek aşısının büyük yığınlara yayılması Sutton ad h bir İngiliz sayesinde oldu. Sutton doktor değildi. fakat, bu durumu. onun bir Aşı Evi» açmasını önlemedi. Halk aşıya büyük ilgi göster di. tki oğlunu yardımcı olarak yanına alan Sutton kısa sürede 18 bin kişiyi aşıladı. Bunlann sadece 5 tanesi ölmüştu. Başan çok büyüktü. A41, Cotton Mathar adh ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRL.ÜĞÜNDEN Araştırma Asistanı Alınacaktır Üniversitemiz İngilizce Hazırhk Okuluno aşağıda belirtilen nitelikte ARAŞTIRMA ASİSTANI alınacaktır. Ilgilenenlerın F>ersonel Müdürlüğünden alocaklorı müracoot formunu doldurorok 31 ocak 1979 günü scat 16.00'yo kadar İngilizce Hozıriık Okuluna iode etmeierl ve 7.2.1979 günü soat 10.00'do yazılı sınov icin ingilizce Hozırlık Okulu Müdürluğünde hazır buiunmalorı gereklıdir. NİTEÜKLER a iyi derecede ingilizce bilmek. b Ünlvergıte mezunu olmak. (Bosın: 10606) 631
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle