22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
cuMHURtYET 25 EYLÜL ı r o B nimsel olarak dışto gecen olaylora ilişkln blldıklennı yargıca cnlotmak zorunda o'an ucüncu kışılere tanık denır 11). Bız, tanımı yapılan bu kışılenn yargıç onundeki anlatınlanna tonıklık demekteyız. Ozel rukuka ılışkın anlosmazlıklam cozümünde tanık anlatımma ancak bellı aurynlarda başvuruimasına karşın cezc dahrda genel olarak tum olayiarda kanıt olarok tonık anlatmına dayanmak zoruniuluğu vardır Ancok bu kışrlerın anlatmlan olayı cydınlatacak ve sucluların saptanmasmı saglayacaktır Iste tcnıklık t>u vonuyle ceza adaletınm onemlı bır ogesıaV Bız tanıklıgın cezo daltndakı ociHaöığımız onemını vs gunce'lıg!nı gozonune alorak burada sadece ceza adaletmdekı taniKİıK gorev ve SOI<JT> luiuğunu ışleyecegız. OIAYLAR VE GÖRÜŞLER Güvenlik'te Tanıklıgın Önemi M. Naci ÜNVER Yargıtoy Uyesı bir neden olmodon (Burodakı yasal nedenden arnaç 47 maddeaekı kımı yakınları aleyhındekı tanıklıktan cekınme fiakkını kullanması ve &8. moddesınüekı meslek sırn soz konusu o.duğu durumlordakı cekınme ve 49 maddesındekı devlet sırrı soz konusu oldugu durumlao cekınen tanıgın bundan dogon masrafları ööeyecegi gibi 50 lıradan 200 liraya kadar haflf paro cezası ile cezalandırılacağı ve aynca tanıklığa ve yemine zorlamak ıçin dinleneceği dava hakkmda karar verılinceye kadar altı ayı geçmemek uzere hapsolunacogı. ancak kabahat dovalarmda bu su'enın 6 haftoyı geçemeyecegi» kura'ırıa yer venimesı Aynco Türk Ceza Yasasının | T C Y ) 282 maddes'nde de «Asılsız bir neden ileri surerek çagrıya uymayan ve gelip de gorev yopmaktan cektnen tanıkların 6 aya kadar hapis ve 50 lirodan 100 liraya kadar agır para cezasıyla cezalandırılocağı» buyrugunun yer UIT*IŞ bu'unması da lanıkhk gorevının yasolanmız ocsın^an kacınılmoz bır gorev olduğunu gostermektedir. Ikır.cı olasılık, her zaman icm ve her yerde qercekleşemez. Çunku her sokokta veyo yerlesım yerlerınde gunun her saatınde guvenlık gorevl'lerının buıunması hemen hemen OIOHQ< = ziır Ancak 1 olasılık genel olarak gercekles^üılır. Bu oıasılığın gecekleşeceğı duşuncesı egemen ıse suç ışıeme kararı ortayo cıkmayocaktır Veya karann uyg'jlanmasındon vazgecılecek: r Iste bu yonuvle toplumdokı tanıkhk b 'incı suciu ar yonurden caydırıcı bır etkendır Bu bılmce 'oplumda tum bıreylerın sahıp olnıası oncel kle kendı guvenlıklerı acısmdan zorunludur Konunun yasal sorumiuluk yonu de olajkca onemlıoır Kendısme tanıkhk gorevi yoreltıien herkes bunu eksıksız ve yansız bıcımde yerma getırmssı gerekhdır Aksı halde ogır ceza sorumlulugu ıle karşı karsı/adır TCY'nın 236. maddesınde «And vererek tanık ve bilirkisi dınlemeye yetkilı memur ve kurul onunde tanıklık Yaparken yalan soyleyen ve gercegi yadsıyan. dinlendigı konu hakkmda bıldiğini az veya çok sakloyan kımsenin uç aydan uc yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı, eğer eylem uç yıldan lazla ozguriuğu bağlayıcı cezayı gerektıren bir sucun soruslurması ve yargılaması sırasmdo yapılmışsa cezası uc yıldan on yıla kadar agır hapis olacagı, yalan tanıklık kişinin olunceye kadar cezalandırılması gıbi bir sonuç dorjurmus ise varilen hapis cezasının onbeş yıldan az olamayacogını eğer bu yalan tanıklık olum oezasına neden olmuş da ceza yerıne getinlmemisse yalan tanıklıkta bulunan kımsenin olunc?ye kadar hapis ctzasıyla cezalandırılacağı. yerıne ge ttrflmlşs* yalan tanıklıkta buiunanın da dlum cezası ile cszalandınlacağ» kuralına yer verılmıştır Gorulmektedır kı tanıklık gorevi son derece onemlı ve sorumluluğu gerektlren bır görevdir Butun bunlor bıze bıreylerın toplum duzenmın kotunmosında ve guvent k ortamnm oluşmos nda kendılennı gorevlı ve sorumlu saymaları gerceğını anımsatmoktadır. Tanığın toplumsat ve yasol yonden ete aldığımız gorev ve sorutıluluklan yanmda oevletın de tanığa karşı yerıne getırmesı zotunlu kımı gorevlerı bulunduğunu yadsımamız olanaksızdır Bunları adl1 makamlorca yenne gstıntmesı gereklı görevler ve devletin obur organlannca yapılması gereken görevler olmaK uzers ıkıye ayıraüıl.rız. 1 Tanıfjın çağnldığı mahkeme onunde elverışlı koşul'ar ıcınde anlatımda bulunması ıcın gereklı onlemlerın mahkernece alınmasıdır ki, ş mdıye kodockı uygulama bu gorevın yurt duze/mae ei'sıksız o!aak yasalara ve adlı geleneklere uygun b cımde yenne getınldırjım ve getırılmekte olduğunu kivanclo soyleyeoıiırız 2 Gunumuzde oneri kazanan ık r.c sı ıse tanık'ık gorevi nedenı ıle gereK dınlenmeaen once \s gerekse gorevın /erıne geti'ilnesmden sonra tanıg'n can ve malına yonelık hprhongı bır tehl.ke olasılıgı karsısında ıdarı malaiTilarca yerıne getirılmesı gereklı gorevlerdır. Bunlar Anoyasamızın 2. maddesınde kaynağmı bulan hukuk devlet nde b'revlerın guve^iıöını caâlamak acısmdan atınması gereklı onlemler ve II Idaresı Konununun 11 ve 32 mad'i?sın<n, Polıs Vazıfe ve Seiahıyetı Kanununun 1 ve 2 maddesının yurttaşlann can ve mal guvenlığını sağlamak yonunden ozeltıkle idareye ve ona bağlı kolluk orgutlerıne verdığt gorevlerdır Bu konuda nelerın yapılması gerektığı herkesce bılınmesı nedenıyle burada acıklamn yapnıayı gereksız goruyoruz Ancak, ıdarenm bu konudakı uzerıns dusen her gorevi eksıks'z olarak yapab leceğı ızlenıni kesınltkle uyandırmaçı ozellıkle ozgurlukcu d8mokrası duzenınm surmesı ıcın zorunludur. Haftanın Ozeti PARLAMENTO... İÇTE asamo, yurutme ve yargıdan oluşan klasik bir parlamenter sisteme sahibız Anoyasamızda her organın yetkilerı belırlenmiş, kullanımları kurallara bağlanmış, sınırları da çizilmıstir. Ulusal istencin yansıdığı parlamento, yasama organı olarak, oncelıkle yasa yopma yetkisine sahiptir Onun içtndır ki, Meclislerin toplanıp çalısması, yaso çıkartması anayasal bir gereği oluşturur. Doçal olan da bu geregın yerıne getirilmesıdir Ne var ki uzunca bır suredır yurdumuzda, bunun tam aksi bir duruma tanık oluyorduk. Muhalefet cephesınin engellenmesi ile ıktıdar kanad'nın bunu kırmaktaki basarısızliğı birlesınce parlamento adeta kilıtlenmisti Yasama organı onayasal ışlevını sankı yıtırmıs gıbıydı Meclislerin gerekli cogunluğun saglanamayışı yuzunden toplanamamolarına kendimizı neredeyse alıstırmıstık Mesleğimize uygun bır deyısle, parlamentonun toplanomcıması, «haber o'maı nıleliğini yıtirmış, asıl, toplanması îhaberı olmaya başlamıştı... Devletin görevleri Konuya kuramîal yonden yaklaştıgımızda tonıklık konusunu şoyle acıkloyabılırız Bıreyier doğa yaşamından toplumsol yaşoma flecıp devlet otorıtesı etrofında toplanmalon ıle b'rltMs gereksındıklerı bırtakım hok ve ozgurluklere de kavuşmuşlardır Ancak elde edılen can ve rmoi guvenlıgı, kor.ut dokunulrnozlığı v9 hak orcma ozguriuğu gıbı bu ergıler (nımet'er) karşılığında bıreylertn de topluma ve devlete karşı kımı gorevıer ustlendıklennı goruyorjz Orneğın Vergı odemek, aîkerlık ve tanıVı'r, yapmak gıbı toplumsal ve yasol gorevisr buniann en onemlılerı arasındadır Iste taniKlık tcpiumsal yaşamın surdurulmesl ve devlet otontesırrn varhğından soz edılmesı •cın zorunlu ve hukuksal b.r kamu gorevıdır Tanıklık gorevının nıtelığı hakkmda ceşıtl gorusler vardır Bunlar orasında. tanıklıgın «kamu nitelığinde hukuksa! bir gorev olduğu», «zountu gecicı bir kamu hızmeti olduğuı, «yarı Kamu hizmetı olduguna» u şk>n goruslerı sayobı'ırız Ancok bız tanıklıgı uYguloniodokı ışle^ni gozorune alaral' «zorunlu gecicı hukuksal bır kamu gorevi olarak nıteleyebiliriz > Y NEDEN GÜVEN OYLAMASI? Meclls'in geçtığımiz salı gunu olağanustü toplanabilmesinin hafta boyunca thabar değerıi taşıması, bu kez, sadece btraraya gelebilmesınden kaynaklanmodı kuşkusuz. Bir dızı baska gelişme de toplantıyı olağan boyutlarmın dışına taşırdı. Olağanustü toplantıdan bır gun once Devlet Bakanı Başbakan Yardıması Turhan Feyzioğlu'nun hukumetten ıstifası, politika kulislerini karıştırdı. İstifa bir bakıma surpriz değildi. Ancak «zamanlamasn na ilişkin spekulasyonlar ogtzdan agıza yayıldı. Vakitlerini Ecevit yonetimine omur biçmekle geçirenler, gun luk deyişle «abbas yolcu» demekten bir turlu kendilerini alamıyorlordı. Turkiye yenı bir siyasal bunalı.mn esiginde ıdi onlara gore. Bu gellşmeler, salı gunku olağanustü toplontıyı bir anda «guven oylaması»na tırmandırdı. Sorumluluğu da vardır Tanıkhk gorevınl bıreyıerın aynı zamonda too'umsal bır sorurnluluğun sonucu sayma'an da geekır. Herkesce bıl'nen bır gerceğı ourcda yınelemek ,stenm Suca yonelmış oıan kışı veya kışılerm ıkı konuda kaygıları vardır. Bunlaıdon bınncısı suc ışledıklen sırada olay yerınde veya cevresınde kendılenmn ucuncu kışılerce gorulup o eyhlerıne lonıkltk yapılması. ıkıncısı ıse kolıuk gorevlılennce gorulup yakaianmoları. Zorunlu bir görevdir Tanıkhk sosyal bır gorev olduSu kadar yasol ooıdon da zorunlu yasal bır gorevdT. Nıtekım O ? a Yargılama Usulu Yasası (C V U Y ) 46 moddesınde cagnya uymaya.i tanıaın zorla getırıleceğı ongorulduğu g'bı a\nı vcsanın 63. maddesınde, «Tonıklıkton ve yemınden yasal (1) Faruk Erem, C«za Usulu Hukuku (S. 346). DANIŞMA KURULU Güçsüzler Saldırgan Olur Oktay AKBAL Sağcı Basın ne diyor? Evet Hayır Alpay KABACAU Imralı Baskını ve Endonezya Örneği Menderes, Polatkan ve Zorlu1nun idamlarının 17 yıldonumun de soğcı basının bir kanodı yine feryad u tigan etti. Bu «de mokrasi şehltlerUnin demokrosi severliklerü, vatana hizmetleri! sayılıp dokuldu. Ama İlhan Selçuk'un sıraladığı şu sorulara yanıt arayan olmadi: DP doneminde demokrasi var mıydı, tikir ozguriuğu gecerli miydi? Turkiye'yi bir otom har binin ilk hedefi yapan Amerikan usterini kurduranlor kimlerdi? Petrol v* maden yasala rıyla yurdun yeraltı servetlerıni yabancılara peşkeş cekenler kimlerdi? Ve caslanlarımız», <oç leri alınmaU» vb. gibtsinden gozu yaşlı, hama*i yazılar yazılırken ilginç bir fotoroman da iahneye konuldu. İmralı adası baskınıt HAREKAT PLANII Aynı zomonda sağcı gazeteler arasındaki ilişkiyi k e n di deyişlariyla «ayak oyunlarmı» ortaya koyan bu komediyi 18 «ytul gunlu SON HAVADİSten lzley*llm. Celol Bayar'a «oruluyor, cim rolı'ya gıdtp mezarlort zıyaret etmek ister mıs.nız''» «Yaşayan tarıh heyeconlanmış, onlann manevl huzuruna çıkabılmek en buyük arzum. Gozlerımı ka pamadan once mutluluk duya cağım. bunu gercekleştırecek olanlara şükran duygularımı belırteceğım bır hadıse bu, de mıştı. Onu mutıu etmeye karar vermıştık. Anlamlı tarıh 15 eylüldu. (...) Horekât planını en ınce teferruatına kadar ha zırlamıştık. (...) Yazorımız Ab dullah Uroz sık sık Bayar'ı zıyaret ederek onu bu zıyarete hazırlıyordu. Oysa Bayar bızden daha hazırdı. En büyuk sorun adaya nasıl çıkacağımızdı. Adalet Bakanlığı'nın bu zıyarete ızin vermeyeceğını, hatta onlemek ıçin ellerınden gelen butun gayretı sarfe deceğım bılıyorduk. Işte bu sırado aramıza katılan yenı arkadaşımız Aüıla Onuk (mda dımıza yetıştı CHP hukumetı nın yenı modo baskmlanndan bınne uğrayarok Anadolu Aıansı Genel Müdurluğu sandalyası gaspedılen orkadaşımız «boskın yapacağız» dıyor du. Tecrübe konuşuyordu. İmralı adasını basacaktık. Yoptığımız toplantıda bu baskının harekâtı başkanlığını kendısıne tevdı etmıştık (...) AYAK OYUNLARI Yainız bır şey unutuyorduk, «Burası Babıâlıydı» Her türlü oyok oyunu mübahtı bu çevrede. Bayar'ı evmden alıp vapura getıren Son Havadıs eki bı bır anda karsısında kardeş gazete olarak belledığı Tercuman'ı bulmuştu. Korktuğumuz boşımıza gelmış. bir sure önce aramızdan oyrılan bır ar kadaşın ıhbarı sonucu atlatma teşebbusumüz akim kalma tehlıkesi ile karşı korşıya kolmıştı. (...) Yılın gazetecılık olayını yoratalırn derken tuzoğa duşmüştuk. Sonrodan bu gaza tenın bu büyük oloyı lyî değer lendırememesi en büyük tesel lımız olacaktı. Bızım gızlı İmralı baskını bir anda her yerde duyutmuştu. Gazetemızın telefonları çalıyor. Izmır'deki gazeteler o.ıe fotoğrof istıyordu. (...) Hünıyet gozetesı Gene! Muduru Nezıh Dem.rkent habe rın gazetesınde de yer almasını arzuluvordu cBüyük bır ı$ başardınız, bız de bu olayı okuyuculanmıza duyurmak ıste rız» dıyordu. Bencıllık yapamozdık Arttk ış ctğrından cık mıştı Gunaydın Muessese MudurO Kemal Kmacı'ya da bız actık telefonu Vo ertesı gun bu torıhı zıyoret en buyuk tıraılı ık: gazete tarafmdon yurt duzeyne yayılmosma neden oldu. Yme go2etecı'ık deyımr ıle «ışın kaymagı» Son Havadıs'de kalmıştı. (.. ) «Gorevımız tehlıke sona» ermıştı Bana da bu tarıhı olayın fotoromanını yazmok kalmıştı» V* 19 eylul gunlu TERCUMAN da şu haber yer alıyordu: «AP Genclık Kollorından bır heyet, Mer.deres, Zorlu ve Polatkan'ın kabirlerını zıyaret ettı AP'li gençl6r İmralı'dakı şe hıtlerm mezarları başında Kuranı Kerım tılâvet eHıler. Es kı C jmhurbcskarlanr.don Celal Bayar'ın zıyaretınden sonra gercekleştınlen ıkıncı zıyaret ıcın, AP Genclık Ko'lan heyetı «Adalet Bakanlığt'ndan izin almıştır » ENDONEZYA ORNEĞİ Sağcı basın komedisinin bır parcasını oluşturan aşağıdaki orneklenrt de ilgi cekeceğinl umuyoruz. «.«rarr.eti kendinden menkul sağcı basın, Turkiyeyi adeta bir ayaktanma ortamına surukleyememekten yakınıyor. Ozellikle bu almuları yaptığımız SABAH gazetesi. Örnegin bu gozetenin 21 eyiul sayısınm bırinci sayfası alt alta stralanmış şu başlıklarla doldurulmuştu: «103 yaşındakı ıhtıyar delık deşık edıldı! Yenı ağır vergıler gelıyor! Dun 4 kışı ölduruldü, v kışı yaroıandı, babasının eiın den kızı, cobanın elınden yuzlerce koyunu goluruuter! Un, şeker, çoy, kahve yağ ve ılaç yok. 2500 molın tıyaııno zam yapılıyor. Meclıs azınlık ıraaesı ıls toplanıyor. Kıyımlor hergun ortarak devom edıyor! Lıronın degen yıne duştui Hukumet, TRT, a a , Merkez Bankası ve Mechsleraen sonıa şımdı de Oüaiar Bırlığı'nı ele gecırmeg* calısıyor! Ecevıt «Hukumet başarılıdır> dıyor. Aynı gun uçuncu sayfada Mehmed Şevket Eygi bu cephe nın gerçek amacını açıkça yazıyordu: sGeçtığımız Ramazan'da Kadır gecesınde mıllet uyanık ıdı. Demek kı, şuur altında da olsa. kul altında da bulunsa bu mıllett© bır ateş var. Zamanı gelınce bu oteş parlayacak ve T965'te Endonezya'da olduğu gı bı şaiiianarak kızıl hoşaratı yakıp ımha edecektır. Hayır bu gaflet ve uyuşukluk llanıhaye. aevam edemez. Yahu vatan el den gıdıyor... Devlet elden gı dıyor... Hepsınden beteri dın, ıman, mukaddesat elden gıdıyor. .» 22 eylul gunlü Sabah'ın birin cl sayfasında ise tTurk mılletının refahını, mıllî moralıni, bırlık ve beraberlığını, Turk aılesının gecımıni vs Türk cocukla nın guven ıçınde büyumesıni ve tahsıl yapabılmesınl üo beş poiıtıkacının hırsına, keyfıne ve becenksızlığine teslim etmenın odı demokrasi olamaz' Mıllet bu kor gıdışe ve anarşiye dur denmesini beklıyor1» başlıkları altında, «yoksa son sözü yine mıllet mi soylesin isteniyor. bek leniyors cumlesiyl» biten Mr tür ayaklanma bildirisl yayımlo rtıyordu. OKURUN BEYNİNE VURMAK Gelelim yakınmolara. 18 eylul gunlü Sobah'ta Ahmet Guner yazıyor: «Sol basınının, 1957'lerden 12 mart 1971 günlerıne kodor Turkiye'nin sosyal. ekonomık ve polıtık ıtılışınde en büyuk rolü oynaaığı ınkâr edı'emez. (...) Sağ basında unutulmaz yazılar yozılıyor. Hemen cümle ger çekler ortaya otılıyor. Hakkın, adalstın, aklın ve Türkıye'nin sesı olorak, butun reçeteleri ile bırlıkte sıkıntılar dıle getirılıyor, suclular teşhır edılıyor. Sonra.. Sonrası bır koca HlÇ'tir. Dıkkat edıniz. TERCÜMAN'da Ahmet Kabaklı'nın, Rauf Tamer'ın, Muk bıl Ozyoruk'un. SON HAVADİS' tekı değerli yazar arkadaşlarımız, SABAH'da buyuk isim Necıp Fazıl Kısakurak'ın ve Şevket Eygı'nın, başka sağ yozarlann, hergun yazıp soylediklerl, hem de hakUhğın, memleket gerçeğının, cesaret vo edebm destegı ıle mılyor.larca insanın duşunce ve heyeconıno tercuman olmasına rağmen, nered«, nasıl, kac sanıyelık bir ikoz ve ıhtar rolu oynayabilmektttdır? (...) Boşluğa doğru, sağırlara, bılm9zlere, gaf>ilere doğru feryad edıln.ektedır, Haınhkler tesbıt içın yazılıyor bunlar. sahıp lerıne kahraman dedirtmek ıcm değil. Ö/le anlcşılıyor ki. bütün bunları gazete koçelerınden toplayıp sıkıştınlmış bır kâğıt kamçı halme getırmek ve bu holde muhataplorının beynıne vurmak, onları uyarmak ıçın do ha kestırme yol olocok!...> Parlamento salı gunu tum dıkkatlerin odak noktası holine geldi. Oğleden sonra gazetelerın telefonları sürekII Işliyor ve tek bir soru yoneltiliyordu Toptandı mı, toplanmadı mı?... Toplanabilmesi Için gerekli çoğunluk 226 Idi. Ve olağanustü toplantı 223 milletvekilinın «burada» demesiyle gercekleşti. Arkasından Meclıs iç tuzuğunde yapılan bir değişiklikle, Millet Meclisi Donısma Kurulu'nun «engelleyıcı bır organ olma» niteliğine son verlldi. Bır başka karar da, Meclis'in tatil gunle' dohil gunde on saat çalısması idi. NASIL BİR MECLİS? Muhalefet konadına gore, tüm bu gelismelerle Iktldar, « ri'jhaıefets.z bır meclıs» tercih ettığini ortaya koymuştu Aslındo yapılan Meclislerin calışabilirliğini sağlamak ve bir yerde parlamentoya anayasal işlevlni surdurme olanoğını vermekti. İstenilen kanun tasarı ve teklifleri daha kolay Millet Meclısi'ne indinlebilecek, yalnızca uç gun değil, istenildiği takdirde haftanın her gunu goruşulebltecekti. Ayrıca Meclıs ic tuzuğune uygun diğer demokratik engelleme biçimlerinin de ortadan kalkmadığı açıktı. Nıtekim butun orneklehnı biraz becerikcizce de olsa, dort gun boyunca muhalefete mensup milletvekilleri verdiler. el de J. J. Rousseounun şu sozune gonulden katıimo; «Bır ınsan ne aenlı guçsuzse, o denıl saldırgan olur. Ne denli guçıuyse, o denlı sagduyulu davranır. Butun tutkulu duygular kadınsı vucutlurda barınır. Bunlar doygunluk duyamodıkları olçuda her s«y« karşı başkaldırırlar.» Gozumun onune MC muhaleteti geldı nedense! Rousseau bunu kışıler ıçın soylemiş. Ama ben bır butun olarak MCyı duşundum. Guçsuzlugunu ortmek icin, orteceginı sandıgı ıçın sureklı saldırgan, sureklı sovaşımcı, sureklı gurultucu . Kendine guvense, enınd» sonunda ıktidara gelecegıne ınansa, Turk halkının itk g«n»l secimde kendılerıne oy vereceğinı umut ets» daha huzurlv). doha rahat oiurlardı MC lıderleri... Degiller. her gun daha da artıyor huzursuzlüKlotı... Ucuromun yanına vardılar, gozlerı bunu bile goremıyor. Yaşamımız suresince cevremizde cok gormuşuzdur bu tur kışileri... Yetkısızdir, guçsuzdurler. bılgısizdırler, yeteneksızdırler. Boyleyken herkesten daha çok çıkar sesleri. Isteklerine, tutkularıno, ozlemlerine »ınır tanınmaz. Sovaşımdan yana, savaştan yana, buyuk cabalardan yano gorunurler; ama karşılarına azıcık diKildiniz ml, «haydi gel tartışalım, haydi gel kozumuzu paylaşolım, modemki bunu Istiyorsun, gel kavga yerine» dedintz mi, bir de bakarsınız kaçacak delik arıyor! Evet, buyuk Fransız duşunuru çok doğru gormus. soylemıs: Gucsuzler bağınp çağırırlar, ortalığı karıştırırlar, oma gucluler soğduyu ıle akılla bilgiyle donandıkları Için telaşa koptırmazlof kendilerml... Gerektiği anda bir yumrukta karşısındakini yere sereceğinl bilmenin ouvenciyl* hoşgörulu, anlayışlı huzurludurlor her zaman. G BİR YETKİNİN KULLANIMI Muholefet ciddiyetten yoksun tutumunu bir başka •ölonda daha gosterdl. Y"asama organı olarak parlamentonun yetkilerlnden birisi de yürutme organının, ycnl hükumetin denetlenmesiyle ilgilidir. Bu yetkiyi geneliikle parlamentoda muhalefet partlleri kullanır. Bunlardan en önemlisl kuşkusuz gensorudur. Yalnızca Millet Meclisi'ne ozgu olan gensoru, günumüz muhalefet partilerince bir «denetim yolu» olmaktan çıkarılmış, bir «engelleme oraci» hallne getirilmiştir. Son orneğine ıse geçen cuma günü tanık olundu. AP'li milletvekillerinin İçişlerl Bakanı İrfan Özaydınlı hakkmda verdiklerl gensoru onergetlnin gündeme alıfıp alınmaması oylandı. 224 uye <hayır> derken, gensoru sahlplerinin sayısı yalnızca 38'e ulaşabilmiştl. tMuhalefetsız Meclıssten yakınanlar, bir bakıma, bu duruma kendiierl yolacıyor gibiydiler... FEYZİOĞLU'NUN «PRESTİJ»İİ Feyzıoğlu, sırf MSP'yi, kendınce, yıprotmak içm Batıcılığın verdığı aşkla, şevkle atmıştır. adımını. (...) Bır kere, bu ssbeple. Feyzıoğlu'na zararın neresınden tdonulse kârdır» gerceğınden hıc bır pay düsmemekteotr. Cunku o. bu tovrı ıle, esasen, sureklı zarardadır. Sonra, Feyzıoğlu nun bu tutumu bır fazılet değıldır. Cunku. bu adam, hölâ hatasında ısrarlıdır Zubeyir YETİK (Mitiî Gazete, 20,9.1978) Feyzıoğlu yuklenıp sucladığı, zaman zaman hakoret ettiğı bır partinin ıktıdar olmosı ıcm hamle yaptığında, prestııını zaten kaybetmıştı. Şımdi hukumetten cynlmosı kendısme kaybettığıni bulduracak değıldr. Feyzıoğlu ıçın soylenecek şudur: İht.rası, hıçbır zaman aklından gerıde kalmaaı, kalmayacak da... Gungör YERDEŞ (Son Havodis, 20.9.1978) Turhon Feyzıoğlu'nun, esasen kendısine yakıştırılmoyon bır hukumetten çekılmesı, memleket olçusunde sevmc ve şenlık olmuştur. (...) Turhan Feyzıoğlu ayrılırken her ne kadcr «uygar muygar» qıbi (ıltıfat mı alay mı olduğu aniaşılmayan) bazı Ecevıtce sozler kullanıyorsa da nezaketındendır... Ecevıt'le Feyzıoğlu, 20 yıllık polıtıkaları ıçınde hıçbır medent munasebet kuramadılar. Ahmet KABAKLI (Tercümon, 20 9.1978) Koyserıli Feyzıoğiu, umumıyetle muspet Koyserı zekâsını hayîı zoman menfi sahada gosterdıkten sonra bırdenbıre musbette kuilanmayı bılmış ve Ercıyas'm arkasından homurdanarak gelen selı farketmıştır. Bu sel, mucze gosterdığını ıddıo eden muvazenesını boğmaya gelen mıllî vıcdandır ve nıhayet Fevzıoğlu'nun vıcdanı bu kadarını duyabllmıştır. Neclp FAZIL (Sabah, 21.9.1978) «Batan gemıyı ılk once fareler terk eder» şeklınde bır soz vardır. Feyzıoğlu bu sozun yansını gerceklestırmıştır. Gemi batmaktadır. Ama terk eden îare değıldır. Feyzıoğlu netıcesı ne olursa olsun, buyuk bır baslangıcın oncusu olmuştur. Memleketın sola teslım ed lemeyeceğının, hatta o solda kendısı Başbakan Yordımcısı olsa bıle, öncüsü olmuştur. Yalçin URAZ (Son Havadis, 21.9.1978) A.A. VE «HAVLU ATMAK...» Bu arada bir noktaya dikkat çekmek yerinde olacaktır. Anadolu A|ansı devletin resmi ajansı niteliğindedir. Ajansm 22 eylül cuma günku parlamento bültenlnde b)r haber şu boşlığı taşıyordu: «AP'nin onerge ve engeıleme ekibı madenlerın devletleştirılmesıne ılışkın yasa tasansı görüşüiürken havlu attı.» Havlu atmak... AP'nin •ngellemede boşansız kaldığı acıktır. Ancak bunu «havlu otmak> diy» nitelendirmenin, bulvar gazetelerine veya renkll batına daha yakışacağı kamsındayız. Ya da Anadolu Ajansı'nın bu glbi deylmleri gazetelerın spor sayfalarına bırakarak, habercilik anlayışına biraz daha eğllmetl yerinde olobılecektir. Bir başka devlet kuruluşumuz da Basın Yayın Genel Mudüriuğudur. Sağcı basının «devlet parası ile CHP propagandası yapılıyor» dlye manşetler atmasına yolaçan bozı kitapçıklar yayınlayıp dağıtıyorton zamanlarda.. Blrl de «Hakça bır vergi düzerrne doğru> adını taşıyor. Cephe hukümetlerl doneminde eleştlri konusu yapılan kimi davranışları bugun de bir boeka ciıglde sürdürmekten vazgeçmek gerek. Bunu yaparken de «devlet», «hukumet» ve «part.» arasındaki ayrıni' lon kavramak gerek öncelikle... AP'liler boğırıyorlor: «CHP Meclls'l isgale calısıyor». Bu soz ne anlom taşıyor? CHP Meclis'U coğunluğu k»ndi vanına çekmek isteğindedir, bunu soğlamıştır, ıktidarını guvenceye alacak işlerı başarmak icin Meclis't» daha çok sayıda bir destek arayabilir, bu da doğal bir lst«ktir. AP de aynı yolda çaba harcamıyor mu, harcamadı mı? «MC»ler kurarak «Meclisl işgal» etmedi mi? Hem her partinin amacı Meclise daha çok temsilci gondermek d«ğil midir? Yarınki bir seçlmde CHP iki yuz elli sandalye kazonsa, hatta daha da çok başarı elde «ts« de AP'ler, MHP'ler kucuk bır azınlık halıne indiril*», o zaman CHP Meclisi «işgal etmiş» mi sayılır? İşgal etmek, bir yeri tutmak, kaplamak, eli altında tutmak anlamına da gelir; işten alıkoymak, oyalamok, uğraştırmak, ele geçirmek anlamlarına da... CHP Meclisi nasıl İşgal etmiş, ya da etmek ıstemiş? Tum uyeleri toplantıya çağırarak... Kapıları adamlarıyla tutup muhalefetin içeri girmesini onlememiş kil Meclisi toplayorok yurt ve ulus sorunlarına bir an once çozum getırmektir amacı... AP'nin, oteki muhalefet partılerinın, liderlerinin gerçekten guçleri olsa boylesıne anlamsız savlar ılerl surmezter. Bırokalım CHP istediği yasaları çıkarsın, biz d» yardımcı olalım halka iyilık getireceği soylenen bu yasaların cikmosıno, uygulanmasına yardımcı olalım, derler. Oysa, nerdeyse odlcri patlıyor CHP Turk ulusunun yararına bir hizmet yaparsa, iktisadi bozuklukları, çıkmazları, huzursuzluklorı, toplumdaki bu bozguncu havayı ortadon kaldırırsa dtye1 Her gun yaptıktarı yericl, batırıcı konuşmalar aleştiri sınırlarını çoktan aşıyor. Gazetelerlnde yandaşlarının cizlktirdikleri yazıtar y«r yer hakaret ve kufur cizgisine iniyor. MC iktidorlannda bizler boyle seyler yazsaydık, o gunlerin Adaiet Bakanlan, Savcıları hemen kovuşturmo açmakla gorevlendiriUrisrdl Oysa, gucune guvenen CHP ıktıdarı, MC'ler kadar ofkeli, olıngan değil saldırganlara karşı... Yine J. J. Rousseau'nun bir sözüyle bitırmek l»tiyorum. Dıyor ki; «Bir tanrılar ulusu olsaydı, ancak o, demokrctik biçimde yonetilebilirdi. Boylesin» mükemm»! bir hukumet, insanlara gore değildir.» Tanrılar ulutu adını verdiğl, olgun, gerçekten bllgili, anlayıslı klşllerdtn kurulu bir toplumdur. Ancak böyle bir toplumda demokrası olabilir diyor Rousseau. Yeryüzünde hlçbir yerde boyle bir toplum yok. Bizde ise hiç yok!.. Hemen herke» demokrasinin sağladığı haklardan alabildtğine yararlanıp bağınp cağınyor, ama baskalarının demokratik öıgurluklerinin kısılmasında yarar görüyor! Ecevit'ln <D«mokratik haklardan kısıntı önerilerlne katılmam» sözl»rinl Rousseauyo yanıt saymak gerekir. Demokrasl yolundan başka cıkar yol yok da ondan... Guçlü olrnak, gücunft guvenmek budur, paniğe kapılmadan, öfkelenmeden. korşımızdakilerin tuzoklarına duşmeden holk yararına yonelmek yurdu.. Anayasal, yosal yollardan gidersk... DIŞTA... ORTADOĞU'DA BARIŞ MI? Orta Doğu, Camp David zirveslnln sonuçlanmasıyla biıilkte ulusiararosı llişkiler arenasında yine odak noktası haline geldl. Carter Sedat Begin üclusunun vardığı anlaşmalar bölgede çelişkileri berraklaştırıp keskinleştirirken barışın hiç de kolay olmadığını bir kez daha sergiiedi. Batı basını dahi Mısır Devlet Başkanı Sedat'ı «cesaret»inden oturu alkışlarken, asıl kazançlı olanın İsrail ile ABD olduğunu belli etmedi değil. Birleşik Amerika Dışişlerl Bakanı Cyrus Vance zirve biter bitmez Ürdun ve Suudi Arabistan'a doğru yola koyuldu. Onları da anlaşmalara kazanmanın oneml acıktı VVashington açısından. Ne var ki Vance'ın uçağı daha havadayken her İki ütke de anlasmalan benimsemediklerini resmen acıkladılar. Diplomatik ilişkilerde acığa vurulandan çok, kapalı kapılar ardında konuşulanlar önem taşır kuşkusuz. Riyad Ile Amman'ın kolayça saf değiştirecekleri soylenemez. Bununla birlikie, Fiiistin halkını dışarda tutan bir «banşıın ne anlama gelebileceği, onlann bugünkü tavrını etkilemff olabilir. Camp Davld'ln ortaya çıkordığı bir başka gerçek de, Mısır Devlet Başkanı Sedat'ın durumunun, Kahire'dekî görkemll karşılaşma törenine karşın yine de hayli güç olduğudur. yıldız dersanesi Cumhuriyet f 'umurcakSjnemasıyanı Beşiktaş 613292602530 ÜNIVERSİTEYE HAZIRLAMA IV1ODERN FEN ÖĞRETİMIYLE LISE SON S1NIFLAR 2 5 EYLÜL HEDEF, DEV BİR DENİ2 GÜCÜ! Türk Donanma Vakfına yapacağınjz yardımlarla bu hedefe ulaşabiliriz. BİTİRENLER 2EKİM (AAıons ABC.) 11981 l İNGİLİZCE ÖĞRETMENLERİ ARIYORU2 \ DİLKO'do colı$mak Ûzere en 02 Do yıi oğretmenllk deneyiml olan. dll duzeyl ustün, dıl eğıtımi konusundo IIsons östO dtplomo ya do dereceil (T E F.U ya do M A ) Ingıllıce öğretmenlert olınacaktır. Ocret tatminkârdır. Tel: 72 2144 Bakırköv. Incırll Cad., No: 25.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle