Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CU51IÎUUİYLT 7 AGUSTOS 1978 İKİ eni Uluslararası Ekonomik Duzen lYUED) uzerıne uluslararabj •>inı:ner bugun Istanbul'da başlamıştır. hernmenn ülkcraiz açısından onemi, konu uzerınde ılk kez Türk hukumetınin resmı goruşunun Başbakan Bulent Ecevıt taratından açıklanacagının ogrenılmebidır. Gerçi anımsanacagı gıbı. geçen yıl Dışişlerı Bakanhgında YL'ED üzennde çahşmalar yapüdıgı gazeteleıe y^nsımıştı. Fakat, bu çahşmalann naiil bir sonuca baslandıgına ılişkin şlmdiye dek herhangı bır haber ahnamamışnr. Bu nedenle. bu iemınenn YUED tartışmalarında Turkıye'mn ierini saptama konusunda aydiiüatıcı olataaı beklenmektedir. Y OLAVLAR ¥ £ camalar. bu ülkelerin ulusa! gelirlerinin yuzde sekıziyle dokuzu kadardır. Dunya çapında bır silahsızlanma gerçekleşirse, ulusal gelirlerin yuzde biri dahi serbest bırakılırsa, bu kaynak az gelişmiş ulkelerın yatınmlarmda onemli bır katkıyı oluşturur. Haftanm Özeti S1RA İLE... İÇTE Cumhuriyet, gecfigirriz hafta, uzun ve titiz bir calışmanın sonundo, önenli bir gazetecHik gorevıni daha yerine getirdi. Sergilediğinıiz olay tatsızdı, acıydı, ancck kamuoyuna ycns:tılrnası da kacın>'maz bir gorevc1;. Hik arasında Bckırkoy adıyla anı'cn hTS'.cnenin duvarları ardında olııp bitenlere, gczeta say^aiarında da olsa tan'k olanlar, gerceklerin korkunçluğu karşısında dehşete duştuler. Nazi Almanya'sının insanlık dısı temerkuz komplarındaki goruntuieri andıran sahneler, 1978 Türkiye'si icin bır yuz karasıydı. Ruh sagl;gı bozulmuş, okıl dengesi yitik insanlara bakmanın gucluğu bilinen bir gerçek. Ancck bu özurün ardına saklanıp, yıllarca hic bir şey yapmcmak, bu doğa ve toplum kurbanlarını yazgılorına terk etmek de. kuskusuz insanlışa s'ğmnz. Şimdı artık, bu insnnlık dışı dunımun zaman yitirilmeden duzeltilecsğini umut ediycruz ve bekliyoruz. Ekonomik Düzen Uzerine Doc. Dr. Tamer İŞGÜDEN iST. IT1A EKONOM1 FAK. sonra aksayan dunya tıcaretını yenıden serbestlık temeJı azerıne oturtmak ıçm ^ırıştmltide bulıuıulıimş \e ba^ı de^ışı viıkleı le guaümüze dek gelıamiştir. Bu du^cnlememu amf'Ci, açık ya da Kapalı olirak, dunya t;carctinde serbesthgi »ınırlayan engeüerı Kaıdırmak. bu yolia aa ulu.slara.raM '.caretm yarariarını her ülkeye açık tutınak oiarak beürtıirnıstir. Daha açık bır biçımde ifacıt etmek gerskirbO. bu duzenlemenın akındi. serbe»t ncaretm geiışmış ya da gelismeını? ulkeler avırımı yapmakMZin her ulke ıçın iararlı olacağı gorusu yatmaktadır (ıı. Ne var ki. bu goruş once kuramsal tutarlılıktan uzaktır. sonra da şimdıye dek serbest ucaıet yoluylH kalkınan bır az gelışm:? u'keye rastlanılınıs degılriir. Oyle olsaydı. 19. >Uıyı'.dan bu yana paznrlaıı şelişmrj Ba'ı kapıtalıst ekonomılcrıne açık olan bırçok az gehşmis ulkenin serbe^t ticaretın vararlarını reaıize ederck herhalde kalkınması gerekiraı. Serbest ticaıetin a/ gelı^miş ulkeler yararına işlemeyeceâı Binncı UNCTAD ıçm ha;'iı îanan •Kalkınma Için Yeni Bir Ticarei Pnlitikasına Dopru» adlı Genel Sekreterlik Riporunda da belirtilmi'jtir. •Scp'oeit ticaret fikri. yapılan itıbarıyle bırbirine ben/evon ulkeler açısından benimsenebilir. Oysa. sanavı alanında oldukca iieri gıîmiş ulkelcrlc, gelivnıckte olan ulkeler sibi ekonomik yapılan butıınüyle birhırındpn farklı olan ulkeler arusında serbest tıcaretı k?bul etmek guçtur.» Göruluyor ki. serbest ticarete dayah du/cnıa kendiien açibindan yararlı o.'m&dıgı b'lıncme vaıan az gel'.^mış ulkeie: dunya e;ionomıs;nın >cnıden du/.enlenmesı ı^tekierinde butunuyle ha.Klıaırlar. Az gelışmı? uiKeleıın VL£Û :1e iigılı ıleklerı temel çı/giierıyle aşa?ıdaki irıbı belırtııebilır • Az gelismij ulkelpnn ıhraç urunleıı ıçın geh'nii'î ulkelerın pa/ar lhkl spglambi Ülkemizin Yeri Ne var kı. YUED ıle ilgıli olarak, gelişmiş ülkelerin kendi zararlan maliyetine yeni düzenlemelere hemen razı olacaklanm da bekiememek gerekır. Bu konuda. YUED'ın. kapitahzmın uzun donemh çıkarlanyla uyumlu olarak. ozelükle gelişmiş ulkeler tarafından biçımlenmesine çalışıldığına ilişkin gönışier tumuyle bır yana bırakılamaz. Ornegın. Sanayileşme çabasmda olan aı gehsmış uikelere çevre kirlılııne neden olan, emek yogun. e^lvi teknolou kullanan ikincıl sanayilerin kaydınlması. uzun donemde srelışmış ulkelerin yararına isleyeçek olan bir sureçtir. (2). YUED İİ8 ügili tartışmftlarda Turkiye'nin yerıne gehnce: Türkiye uluslararası ılışkılerınde kendine yabancılasmayı surdurerek yanlıs kampta \er almaktadır. Bu konuda Türkıye'nin yerinin Vesinükle uçunçu dunya ulkelerinın yınında olma^ı gerekir Şımdıkı toplumsal vapısı ve tarihsel sureçı bu konuda kuşkuya yer bırakmamaktadır. Bu nedenle, YUED semınerınde hukumetın resmı goriışunun. gerçekçi bir' yaklaşımla yukarıdakı doğrultuda açıklanacagı beklenebılir. (1) Serbest tıcaretm yararlan konusunda bunca ısrarh olan Batı ülke'erınin. Türkıye'nin pamuk inlipi ihracatı soz konusu oldugunua, aynı kurala aykın biT tuîurn almaları .çok anlamlıdır. Anlaşüıyor bi, bu ulkeler, kendi pazcrlarını yabancı rekabetten korumak için a.'/ru kuramlara inanır gorunmuyor. (2) Bkz. F. Cörün. 'Uluslararası Yenı İktısadi Düzen Ya Da Az GelişmişltQin Yeniden Duzenlennieii• Yeni Vluslararası Ekonomik Düzen Içinde. ODTU • 1976. Tartışmalar, Teme! Bilgiler YUED tartışmalan teroelde, hemen hepsi az gelişmış ulkelerden oluşan uç'jncü dunya ulkelerının, gunumuzde geçeriı olan uluslararası ekonomik ıhfkilerin yeni bir duzenlsmeye bağh tutulması isteklerinden kaynaklanmaktadır. Bu istekler, sonunda ortak bır hareket başUtarak 1964 sıhnda ılk B.M. Tıcaret ve Gelışme Konferansınm (UNCTAD) topıanmasına olanak saglamışur. UNCTADın temel amacı. onceki ' bır yazımda da belirttıgım gibi. dünya ekonomisinm az gelışmış ulkeler açısından degerlemesmi yaparak. bu ulkeler yararına ışleyecek olan yenı bir duzeniıı kurallannı saptamaktı. Bu amaçla, ılk UNCTADı ızleyen toplantılar sırasıyla 1968. 1972 ve 1976 yıüannda yapıldı ve az gelişmiş ulkeler yararına ışleyecek bazı oncmlı karaılar alınabıldi. Gerçı, bu kararların işlerligı çok sınır]ı kaldıysa da. en azından. dunva tirarp'inln yeni bir duzenleme1.e b^ğh tıı'ulm^ı geregının benimsenmesi bır on adım sayılabiür. YUED. yukarıda da belırtildıgi gibi. uluslaratası ekonomik ılışkılerin az aelışınış ulkeler yararına dep'stırilmesi isteklerinden kaynaKİanmaktadır. Bu bakımdfuı YUED isteklerine yol açan tarih.>el süreci kıjaca özet'pmekte yarar vardır. Bilindigi Ribi. îkincı Dunya Savy^.ndm • Bu ulkelerde kurulm.ıya çahşılan penç srnayiler için. geh^me sürelerı ıçinde ciı^ rekabetten erkin bir biçımde koruma oniemleıin;n bonnıısenmesı. • Ihraçat geiırlerindeKi dalgalanmaları onlemek ıçın oniemler alınması. • A? gelişmiş ulkelerdekı yabancı yatırımiarın denetim altina alınması. Bu yollri. yabancı yatınmcıların ulke çıkaılarına ters düşen davranı^isrının onlenebileceşı beklenmektedir. • Dunya s&n&yı üretiminden az gelışmış ulkelerın daha l'a.'la pay aimaları Bu ıs'ek. yoUsul ülkelenn satıayiiesme suırOerinın hı/landınlm?sı düşüncesino d •rr:ntnakt?chr. 0 Gelı^mış ulkelerın yoksiıl uikelere daha etkın yardım programları uygulatnaları Bu konuda. Bırinci UNCTAD için yukarıda adı gecen Genel Sekreterlik raporunda ilsinç bır oneri vardır P.ppora gore, gelişmış ulkelerde silahlanma içm yapılan har YÜZE YÜZE.. Amborgo kalktı, kalkıyor. Gerci Adalet Partisi liderl Deır.irel'e gore <.sartlı kalk'ı demek, kalkmaclı demektır» biciminde yorumlar da eksik dsğ'l, ama gectiğimiz hafta icinde ABD Tems'lc'ler Medisi de bekleıidiği gibi ambargonun sartlı olorak koldırılması kcrarı oldı. Konuya ilişkin gercekci yorumlarda daha once de belirtildiği gibi beklenen oldu. Simdi Amerikan Kongresinın iki kanadından 18 uyeden oluşacak bir korma komisyon Senato ve Temsilciler Mecüsi'nden gelen farklı metinlerden bir uçuncu taslak cıkaracak ve bu metin her iki mecliste ayrı ayrı oylandıktan sonra Baskon Carter'in onayıyla ambargo «kalkcıcok». Ama yine şortlı olarak. Merakla beklenen, sarr m nasıl bicimlendirilecegi. AMBARGO DEYİNCE Ambargo konusu, gectiğimiz hafta icinde cok daha guclu biçimde iki «rr.utemmım cus>u ile bırlikte siyasal cevreleri uğraştırdı. Başbakan Bulent Ecevit, Temsilciler Meclisi oylamasının ardındcın kısmen cçık, kısmen ihtiyatlı bir yorum getirdi. Ecevit'e gore iki karar hem kendi iclerinde, hem de birbirleriyle celiçk'Oiydi ve c.ı durum Kıbrıs'ta cozürr.J ve Turk Amerikan ılışkılerınde 'Stıkrarlı bır duzeîme sağlanmasını gucleştırebılecek unsurlar» taşıyordu. Türkeş'e Inanmak ını? OKTAY AKBAL Sağcı Basın Ne Diyor? îliyüt Alpay KABAÇALl Devlet Gemisinin Rotası ve Kurtarılması Sağcı, yani ulkucu ve milliyetci ve toplumcu ve liberaiist ve ozgurlukçıı ve milliyetçi ve seriatci ve dini butun ve haksever ve ahiâk sever ve faziletlu ve dogru sozlu ve gozunu budaktan sakmmaz ve komunist tehlikesine karşı olagonustu duyarlı ve uyonık ve da Demirel sever Başbug sever, Erbakan sever ve eşine benzerine dunyada rastlanmayon, rostlanrnayacak bcrsınımız, geride kclan bır hoftalık yayın seruveni icerisinde neler demedi kı... Dediklerine kulak verilse maazollah Türkiye kurtuluverecekti!.. Ve de bir mıktor ramazan tedariki goruldu, ramazan için sayfolor, dıziier, ekler hazırlandı... İşte birkaç örnek: ÜSLERİN MERAKLILARI Kıbrıs konusu acık. Turk Amerikan Miskilerl denince de akla gelen temel bir konu var: Usler ya da «ortok savunma tesısler » Nitekim Temsilciler Meclisi kararının ertesi günıı Amerikan Associated Press Aionsı VVoshington kaynaklı bir haberinde Penta9on cevrelerine dayanarak Türkiye deki uslerin kısa surede acılmaları fmudurdan, hatta yeni ve daha onemli bır ussun doha kuri'lmasınc'an sozediyordu. NATO Avrupa Kııvvetlen Başkomutan, Orgeneral Haig de konuya aynı açıdan yaklosıyor ve »Turk'ye'dekı as^er, tesıslerın actlrrıası ıcın suratıe yenı adımlor aiılacak> bçirninde bir ongorııyle tartışmaya girıyordu. urkeş politiko dünyamızın ilginc bır kışisidir. Ne dusunursek rtuşunelim, isîer begenelim ister begenm«v«llm, boyle bu .. 1944'deki Turancılık lutuklanmasından. 71 Mayıs devrinıine 14 ler surgunune, Talol Aydemif olaylarına dek, hep odı onde onılmıs bır kisi .. Her an rbirşevlsr» yapması beklencn bir eylem adonıı... Nitekim 14'lerin yurda donusunden, Avdemir'le «birseyleri yapmaya kalkışıp yakayı sıyırmasından sonra CKMP'ye <t\ ottı. bu portiyi ele gecırdi, adını değistirdi, MHP'yi kucuk, ama guçlu, vurucu bir porli haline getırdi. Secimlerde once bir, sonra uc, 1977 de de on oltı milictvftkilliğl kazandı. Bugun on ottı kişilik grubuyle, daho çok militon gencleriyle. Turkiye'nin polltika v« toplum yaşamında kuçumsenmez bir ogırlık sa J Zinasız çocuk edinen kadın kime hesap verecek? l u p cocukları yetışlınlebılir de yaşavacak olurlarsa, kendılerıyie Sen bır tdp cocuğusun! dıye aiay edecek. ınsanlardan farkları ne olacaktır? Kulucka makınesınden cıkma tavuğun yumurtastyle halıs \umurta farkı bıl'idığıne gore, acaba dollerı kesik ve maddımanevı bunyelerı bozuk, sun'ı nes:llere mı yol acılır? En muhım nokto sudur kı. tohumu yetersız bır erVeğm tobıi ilkah i!e meydana getıremed'.ğı çocuk, tup ıçmdekı bırleşıınie oasıl sağlarobılır'' icerıde olmoyan, dışondo oldurulabıhr vm0 (...) 2mo îiıli olmaksızın yaöancılardan dol almok ıcm tup çoçuk edinen veya edındığını iddıa eden kadın, dtn olculerınden boşko hangi kanuna hesop vermekle mukellef tutulabilır? (...) Sonradan olma ve mevzıi bazı ârızaların gıderilmesi mustesna esasta hılkatın musaade etrpsdiğıni mumkün kılacak hıcbır ılım hayal edilemeyeceğı gıbı, bu yollardon gıdılecek olursa ne hılkat gorıbelerı meydana geleceğı de daınıa gorulecektır. Hele şu Ingıliz tup cocuğu buyusun veya buyumeden olsun de gorelım1 (...) İslam boyle keşı'lerden korkmaz; keşıfler kendi kendılerinden korksun!.. Nedp FAZIL (Sabah, 31.7.1978) doktrının en geneı anlamıyio acıklanmasına olan ıhtıyoc. daho once gn gazete dedığım b j gazetenm ele gecınimesını gerektırmıştır Gazetemn cıkış sebebı budur Gerisı. yukarıda onlattığım gıbı entrıka, entrıka, enirıkadır.» Batıyoruzî.. hibidir. Turkas ne ister? İktidaıo gecmek... Her porti liderinin ozlemidir bu, Ayıplonmoz, kızılmaz. İktldara gecmenin yollorı belirlenmistir. secimlerde coğunluğu elde etmek... Yası allmışı gecmiş Turkeş secimlerde coğunluk sağlayarok ikttdarın bosı olabilir mi' 1 Boyle bir olasılık var mı<> Her dort yılda Meclisteki sartdalyelerinl arttıran MHP, 1981 de 2530 milletvekilliği kazanabilecektir, hoydi haydi kırtt... 1985>e olsun olsun seksen... Bay Turkes seksenine. doksanıno gelince MHP'de belki guclu bir muhalefet partlsi olur, omo yine d« iktldar partisi olmosı guctur. Bu arada. Turk halkı gercekleri doha iyi doha derinden gormeye başlayocaktır. Turkesin bır vandon «barıv havariliği yaparken. öte yandan «dsvlete yordımcı» miütonlorını siddete itmesi kimsenin gozunden kacmıyor, kaçmoyacak.. Herkes btliyor, göruyor, gemilere ei koyon. makineli silâhlario gencleri v\ıran bir takım militonlar, kurtuluşu MHP'ye sığmmakta buluyor'ar. Bunun bir nedenı olmolı... Bu gunlerde bir kac mektup aldtm, MHP'li okurlardan... Turkeş'in barıstan vana olduğunu yozıyorlar, bu cesit sözlerini anıyorlar Boyle bir barıscı lider yurdumuza gelmemis Nerdeyse İsa P«vgamb«r gibi «sol yanağıma vuron bir de sağ yanağıma vursun» diyen bir <melekı>!.. Bu kadar korlük, bu kodor soflık, az gorulur! Yıllarclanberl özel kamplarda gençleri slddel eylemlerin« hazırlayan Turkeş'in yandaşlon değil miydi? Bir takım yurtlnrı, enstituleri mustahkem kale haline sokan Turkeş'in yandasları değil miydi? MC iktidarlarında işgol ettiği boKanlıklorı militanlcrıyle dolduran Turkeş'in bakanları değil miydi? «Bizden olmayana yoşomo hokkı yok» dusuncesini izleyen. uygulayan Türkes yandasları değil miydi? Varın ücuncu MC kurulsa Turkeş'ciler Yeniden uc dört bokanhğı el» gscirseler, tüm Alatürkculer tek tek temizlenmeyecek mi buralardan? Türkiye çağdışı bir cizqiye getirilmeye colısılmayacok mı? Yine buyurmus «Hur demokratik rejimi yaşatmok İçin birbirimize destek olalım. Anarsi korşısında birleç»lim»... Boyle sözleri kanıilamak gerekir. Boy Turkeş kendi partisinin cizgislndeki bir takım ocoklan, demekleri, militanlon Anayosa cizgisine getirmeden. suç isleyenleri a'dalete teclim etmeden, her turlu cinayeti kotulemeden boyle iri sözler söylemekle barışctlığınt, demokratlığını hiç bir zomon konıtlayamaz. Biz kimseye körukörune düşman değiliz. Ataturk devrimlne inanan, tüm yasamıyle bunu dosta duşmona gosteren bir kişi, bir yozar olarak, Türkss'ln tüm yoşamı boyunco güven uyandırmadığını soylemek gerekir. Ta 1944'teki Irkçılık. Turancılık serüvenlnden, 14'ler başkaldırmasına. MHP'yi aşırı sağcı, bir çeşit faşist bir parti halinde ortaya cıkarışına dek Bay Turkeş, hic de barıssever. demokratik kurallara inonclı, Ataturk devrimine boglı, Anoyasa cizgislnde bir lider, bir politikacı, bir yurttas göriinumü vermemlstir. İktidorda olduğu sürelerde ise kendi militanlarım her kose basına yerleştirerek «devleti ele gecirme» eylemlninin en belirgin örneklerini vermistir. Bu yüzden Turkeş'in barışcılığına Inanamam. Ne derse desin, bostur. Türkes ve Türkesçiler Türk seçmenine kendllerinl barıscı, demokrat, Atotürkcü, uygarlıktan, insonlıktan. qerçek miüiyetcilikten yana birer politikacı olarak kabul ettiremezler. Ta ki bugünku katı tutumlorını değistırsinler, içtenlikle Anaynsa yoluna dönsunler ve bunu uzun bir sure içinde türlü yollardan kanıtlasmlor... Böyle bir seyi yapacaklarını, yapmak Istediklerlnl de sanmıyorum Bizlere duşen Türkeş'e ve Turkeş'in militanlonna kuskuyla bokmak, her davronışlarıno, her sözlerine dikkat etmektir. Turkiye'nin, Türk ulusunun gercek kurtuluşu 02u sozü bir, ictenlikli, halka İnanan, coğdas uygarlığa, Ataturk devrimine boğlı insanlorın isbasında olmalanno bağlıdır. Yalnız buna... Ordunun • yapamayacağını 25 temmuz günlü HERGUN den, Sabri Coksolmaz imzalı ve «Gafil uyanırken hain ninni soyluyor» boşlıklı yt»zıdon: «Bır zcmanlar, tehlıkeyi ve ozellıkle komünıst tehlıkesmı söylediğımız sıroda (Hadı conım sende! Tehlıke varsa, Devletm polısi, ordusu var) dıye, bu tehlıkeyi umursomıyanların, artık gafletten uyandıklarını gor mek, bizleri sevındırıyor. (...) Allah razı olsun. Boyle mılyonlarca mılli şuur sahibi insanın uyanması. Türk Devletimn geleceğı ıctn buyük onem taşımak tadır. Şurası muhokkak kı. bu şeref mucadelesinde MHP ve ulkuculer.n. mıliıyetci yazar ve basının yeri büyuk hızmetleri unutulmoz olcüdedır. Bu şuuro eren halk kıtlesınin kudretı ıse: Ordunun, polısin ve konunun yapomıyocağını yapacak güç tasımaktadır. Fikırleri ifsâd etmek, konaot ve vicdanları tersme cevırmek, hâsılı, suyu bulandınp balık avlamak isteyen hasta ve dejenere ruhlarm sevk erbobı, rr.ılü şuurun uyanmosındon endışe duymoktadır.» Şöhret, rağbet ve otoriteler isviçre'de yoymlanon «CIA Insider» odlı bir dergi Amerıka Bırleşık Dejieüerj Gızlı leşkılâtı olan «CIAJ ıle ılışkısı olduğu ıddıc edılen kışılerın cdlarmı yayıntamışTurkıye'de de «CIA» ıle ılişkisı olduğu ıddia edılen yazar ve gözlemciler altı kışi ımış.. 26 temmuz 1978 günlü «Aydmlık» gazetesı bu haberi ve Türkiye'de «CIA» ile ılışkısı olduğu ıddıa edıien altı kışınin isimlerını acıklıyor: «Prof. İsmet Giritli, İlhan Cevik, Ahmet Kabaklı, Metin Toker, Prof. Şaban Karataş, Tekin Erer.» ...Bu haberin menşeım anlomomok icin sebeb kalmıyor. 1955 yılında Moskova'do toplanan «Yazorlor Kongresi»nde alınan 18 rraddelık tal'maîın 7. maddesi aynen şoyledır: n7) Politika, edebiyat, sanat ve butün fikir kollarında, fikirlerimize yakın olmoyan ve komunist temayulu bulunmayanların butün föhret, rağbel ve otoritelerini yıkmaya calışacaksımz.» Belli kı. bu altı isım bılinerek ve seçilerek pek kasıtlı olarak teshir edılmek ıstenmiştir. Tekin ERER (Son Havadis, 3.8.1978) Yukondoki örneklerde go ru'.dugu gibi «Ulkucu >ler iyimser: «Mucodele» «diyor 1ar, devleti. mitleti. yurtVorı. gazetelerl «kurtorıyor»lar! Şeriatçılar ise kotumser gorunuyor. Mehmed Şevket Eygi'nin «botıyoruz!» diye feryat eitiğinin resmidir. (SABAH, 2 ağuslos): «Bazıları Turkıye batmıyor dıyorlor. Galiba onlar batmak deyınce bır gemınin batmasını duşunuyorlar. Tekne su almaya başlar, bır tarafa yatar, burnu veya kıc tarafı havaya kalkar, bacalar suya gömülur. '...) Ama bir devlet, bir vatan, bır millet, bir ümmet, bır cemaot böyle batmaz ki.. Gemı değil kı onlar... Pekı nasıl batarlar . Holkın en şenrlerı ıdore makamına gecer. Kadınlar şehvet âletı orta malı durumuna duşer. Emânetter enlıne verılmez. Emânetlere ganımet nazorıylo bökılır. 50 sene öncekinın yazdığı kitabı 50 sene sonraki nesıl okuyup anlayamaz. Allahı bırakıp putlara taparlar. Dınleri para, kıbleleri karı olur. (...'' Polise ve mahkemelere emniyet edılmez olur. Mıllet bırkaç düşman gru ba ayrılıp bırbiriyle boğazlasmaya başlar. işte o zaman bır memleket batar.» HASSAS KOMŞU... Son söz Sovyetler Birligi'nden geldi ve Kuzey komsumuzun bu tur yokın çevre bunalımlannc bakış acısını bir kez daha ortayo koydu. Resrni Tass Ajansı'nın uzun ycrumunoa ambargonun kalkması olayına yaklaşılırken cıkış noktasını Türkiye dekı Ameri\an uslerinin yeniden faaliyete gecmesi oluşturuyor ve bu gelişinnn Akdeniz'deki istikrarsız dengeyi daha da artırmasına ilişkin kuşku dıle geliriliyordu. Ancak Sovyetlerin bu davranışı pek cok cevede fazla aocleci, az diplomatca bulundu. Cunku usler konusu Turk Amerikan sorunları gundeminde ayrı bir maddeydi. ASKERİ FISILTILAR Gectiğimiz haftanın en çok deginilen konularından biri de Yuksek Askeri Şura toplantısı oldu. Uzun suredir bu toplantılar oncesi cok çeşitli spekulasyonlar, kuşkular başkentin dedikoduya yatkın cevrelerinde onemli bir uğraşı konusu oiurdu. Bu yıi da belki siyasal ortamın her zomankinden daha karmcş^k olması nedeniyle çeşitli soylentiler, meraklıları tarafından yogun biçimde yayılıp durdu. Ama toplontı, Bcşbakanın deyimiyle «Turk Sılöhlı Kuvvetlerının demokratik hukuk devleti kura'larıyla dısıplını bagdaştıran saghklı geleneklerı ıçinde» sonuçlandı. KÜÇÜK BİR REKOR Gectiğimiz hafta siyasal şiddet olaylorı da ilginc bir tırmanış gösterdi: 12 il ve ilçe merkezınde 20 olum. Balıkesir Cezoevinde ulkuculerin devrimci mohkumların knldığı koğuşu bosarak, 2 kişiyi öldıırmeleri de en itgınciydi. Bu arada şiddet oloylarının buyuk kentlerden kuçuk merkezlere kayması da dikkati cekiyor. Özellikle İstanbul'da alınan çok sıkı onlemlerin, eylemcileri bir olçude sindirdigi artık fark ediliyor. Gök'ten emir... TERCÜMAN yazorian ne Ülkücüler kadar umutlu, ne de Eygl ölçüsunde karamsar. Ahmet Kaboklı 2 ağustos gun lü yazısında şöyle diyor. ciOO yıl boyu milletimizi gaflete, batı hayranlığı sarhoşluğuna, kendimizi inkâr sersemlığme duşürdükten sonra ECP nin gizli «sovaşcıları» yalın kılıc soldırmışlordır üstümüze. Ama verdigimız gazi ve şehitler, mahvettiğımiz iman ve kültürler. savurgonlığa, mirasyedılığe harcanan manevî, maddî servetler yetti artık. Büyük Tür kiye atı kişnemeye ve ceşmeye» koyulmuştur: <Eş kıratım meydan senin / Gök'ten emir geldi bugun» dıyen şaırie bırlıkte meydanlar fethıne ve tekrar «Fotıh»!ere er olma»a koşmaktayız. Onun icin çocuklanmızın üzerınden ellerini ceksınler. (...) Yabancıdan kurtuluş yelkenleri açılmıştır. Yıllor boyu cahmaklık» zannettikleri «şaşkıniığımız» artık azım ve ıradeye dönüşerek, bu kâfır kur nazlığı yenecek, perişan edecektir.> Birkoç cümle de Ergun Göze'nin aynı gazetede, aynı gun yayımlanan yozısından: «Bu millet, İslamın eşiğınden atlayarak, ebediyyet sarayına gırmiştir. Her ne kadar sonradan onun ayağının altına karpuz kabuklan konmuş ise de... Inanan icin ümitsizlik yoktur. Ölüm. yok olmak değildir. İnanan milıetler de en umulmcdık anlarda, dirıliverirler. Ramazanı mağfiretnışonın yaklaştığı şu gunlerde. gdnium bır fe!ah ve feyz kokuşu almak istıyor. DİSKTE «İÇ ANLAŞMA» Bu ortamda DİSK içindeki calkarttılar da Ören'de 3 gün suren tartışmalar sonucu belli ilkeler icinde çozum yoluna konuldu. Toplantı sonunda yayınlanan bildiride iki nokta dikkati cekti. Bunlardan biri Turk İş ile hükümet orasındakl «Toplumsal Anlaşma» konusunda DİSK Yürütme Kurulu tarafından izlenen politikayı tüm yetkililerin onoylamasıydı. Vurgulanan ikinci nokta da, siyasal düşüncesi nedeniyle hiçbir örgut ya da kisinin yönetim tarafından dıştanmoması gereğj üzerinde varılon ilke anlaşması oldu. Anarşiyi ve belayı kimler getirmiş? Müsluman kadını yopmadı vazıfesıni. Korumadı ırzını, namusunu. Boylece keferei fecere geldi gırdi Içımize. Coluğumuza cocugamuza dinini ters gosterdı. Üzennden de namusunun bır parcası olon elbisesıni çıkardı. Bu izzet değil, zıllettir. Bu capkmlığm sonu felâkettır. Mubarek topraklar demire döndü. Hayırlı bır rahmet yağ maz oldu. Hayvanot âlemi bizi tel'm edıyor. Cünkü bız kurdun kuşun hakkına tecavüz edıyoruz. İsyon umumıdır, umumi belâyı gerektirir. (...) Bu korkunç manzaroyı en iyi keşfsden Cilekeş Üstad Hazretleriydi. ıBenl serbest bırakınız, elbirliğlyle dinsizlik cereyanına karşı mücadele verelirr» derken. siz tutup bir câni muamelesini revâ gördunüz. yuce Üstad'a1 Siz fsted'niz büyük kafalar! Siz istediniz bu anarşiyi. Rüzgâr ektiniz. fırtıno biçiyorsunuz. İyi bicmeler... (Yeni Asyo, 38.1978) Yani devleti kurtarmak 1 ogustos günlü HERGÜN' de de Enver Altaylı şunları yazıyor: «Rusiuğun emrindekl butün açık ve gızli propaganda organları hücumlarını Milliyetçi harekete cevirmişlerdir. Bu mil letımız ıçm cok acı ve tehlikeli ortamda, Türk Millıyetcilerine duşen şudur: Devlet ve Mıllet dL'şmanlannın ıhanetlerıni tosbıt ve butun Türk Miileti'ne ilân etmek, kesin bır ruh ve vıcdan muhasebesi. görevlerınin büyükluğunün idraki içınde, kendilerm: devlet kurtarma ve yenı baştan inşa görevine ha zırlamak. Ülkücü Hareket Türklugun son kurtuıuş umududur.. > Ülkücünün görevi yalnızca devlet ve millet kurtarmak değil, aynı zamanda «yurt kurtarmak»tır! 31 tem muz gunlu MİLLET'in «Ülkü Ocoklan sayfası»ndan: t...Ülkücü genclerin kaldıkları bu yurtların cevresl sarılıyor. Ülkücüler yurtlarından atılıyor. Yani b i ; Ülkücunun dohi bu yurtlardan atılması namusa vurulan bir lekedir Her Ülkücü, eğer ki namusunu korumak istıyorsa. Türk Boyrağı altında huzur icınde yaşomak istiyorsa hakkını elde etmek icın ne yapılması gereklyorso onu yopmalıdır...» D I ŞT A DÜNYA SAVAŞI: IRAK FKÖ Filistin Kurtuluş Örgutünün Paris tekı ilk temsilcisi Mahmud Hamşcri 1972 yıiı aralık ayında posta ile gelen bir paketi acarken oldu. Paketin icinde, bizim Hamidoyu ve yakınlarını öldüren turden bir bomba vardı ve işin sorumlusunun siyonist ajanlar olduğuna kimsenin kuşkusu yoktu. FKÖ'nün Paris'teki ikincj temsilcisi de 5 yıldır İzzettin Kalaktı. Ancak bu eski gerilla, yeni diplomatm yaşamı siyonistlerin degil, «karde^> IraklHarın silâhlanndan çıkan kurşunlarla sona erdi. Paris, gectiğimiz hafta başında son zamanlarda yenj siyosal orayışlar içine giren Irak ile FKO arasında 1970'in Kara Eylül olayından bu yana suregiden mucadelenin yepyeni bir evresine silâh sesleri arasında tanık oldu. Karaci, Beyrut ve İslamabad'da bir suru çatışmaya, olume yol acan yeni iırmanış Filistınli militonların irak Elçiliğini basmasıyla başladı. Olayın ilginc yani, baskını gercekteştiren Filistinliler doha sonra Fronsız polisine teslim olmuşken Iraklı bazı diplonatların silâhlarını cekip saldırıya gecmeleri ve bu arada bir Fransız polisini öldürmeleriydi. 1970'de, Kara Eylül olarak adlandırılan olayda Urdün Kralı Huseyin'in bedevileri Filistinli göcmenlere karşı giriştikleri korkunç katlıâmı butün şiddetiyle sürdururken, bu ülkede bulunan Iraklı askerlerin ve İrak yanlısı Filistinlilerin «tarafsızlık» gerekcesiyle olaya seyirci kalmalarını FKÖ o zamandan beri bağışlayamıyordu. Ve 8 yıl once tohumları atılan düşmanlık bugun yabancı başkentlerde temsilcilik basmaya kadar vardı. «Arap mıllıyetcilıği» ya da <>"Arap bırlığı/ kavramları etkinllklerini yitireli yıllar oldu. Siyasetin bugun dünya capında ve cok geniş boyutlarda yaoıldığı bir ortamda Nosır döneml yoklasımlar da oloylan ne anlamaya ne 6e oloylara müdahaleye yetiyor. gunlü ORTA DOĞU'da Nec det Sevlnc söyle dtyor: «Herşeye, herşeye, herşeye rağmen tum gelişmelerın milliyetçi hareketm lehıne tecel!ı ettığini. bır başka ıfade ıle mücadele içinde, mücadele ıçm doğan ve mücadele halinde bulunan üikucu kadrolann, mağlÛD ol'iiamız içln kurulan tuzoMardan zaferle cık tıklarını müjdelemek isterım. (...) Ülkücü hareket hiçbır za man müa'afaaya çekilen ve kendınl savunan bır teşkilât olmamıştır ama, haksız. adaletsiz. seviyesız, âdı ve vahşi hücumlara en şıddetlı şekilde cevap verilmesı de kamuoyu olıışturması bakımından şarttır... Bu şartın kabul edılrnesi ve mılletcı • toDİumcu Doğan AvctoğlUj. rkler^ Tarihi «İKİNCİ Kft«3f» ;Ç«KTI Genel Dağıtım: TEKİN YAYINEVİ Cumartesi BEŞİKTAŞ pazarında bulunan kayıp çantanuı sahibi aranıyor. Cumhurivet