22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
O N CUMHURIYET İT Ağustos 1978 FRANSIZ RADYO VE TV'SİNDE SİYASAL DEMEÇLER HABER DEĞERLERİNE GÖRE KULLANILIYOR Kosta DAPONTE YENİ ULUSLARARASI EKONOMİK DÜZEN'E GEÇİŞÎN SÎYASAL SORUNLARI DA EKONOMİK SORUNLAR KADAR ÖNEM TAŞIYOR Osman VLAGAY GELIŞMEKTE OLAN ULKELERIN DOĞA VE INSAN KAYNAKLARIN DA SAKLI EKONOMİK POTANSI YELI SEFERBfcR ETMENIN SON COZUMLEMEDE KENDILERINE DE BUYUK YARARLAR SAGLA YACAGINI COK IYI BlLEN GE LIŞMIŞ ULKELER YINE DE BU YONDE CESUR ADIM ATMAKTAN KACINIYORLAR GELIŞMIŞ ULKELERIN YILDA 400 MILYAR DOLARA VARAN SlLAH LANMA HARCAMALARINDAN O NEMLI KISINTILAR YAPMADAN YA DA KENDI HALKLARINI BAZI ÖZVERILERE RAZI ETMEDEN ANLAMLI BIR YENI ULUSLARARASI EKONOMİK DUZENE GECIŞ! KOLAYLAŞTIRWALARI OLANAKSIZ GORUNUYOR PARİS Ağustos totılı nedenıyle yarı yarıya boşalmış Fransız Radyo ve Televızyon şırketlennın banndığı Cognac Jaydekı bınada kendısıyle konuştuğumuz bırıncı kanalın Enformosyon Muduru Marque, «Buradakı haber bultenlerınde yer verılen demeçlerın secımını kuşkusuz polrtıkacılara bırakmıyoruz» dedıkten sonra şunları eklemıştır «Televızyon haberlerı^ bultenınde yer alan sıyasol nıtelrktekı hoberlerde enformasyonu tayın eden polıtıkacılor de ğıldır... Sıyasal habercılığm de sıyasal lıderler taratından televızyon gazetecılerıne dıkte edılmesıne ızın vernneyız» Fransız Televızyonu Bırıncı Kanalının Muduru, ayrıca bıze bu konudokı sorularımızı yanıtıayan şu bılgılen de vermıştır «Yalnızca haber nıtelığı olan sıyasal demeçlere yer verılmesı herşeyden once bır sağduyu anlayısıdır Gazetecılık ve habercılık yönunden ılgınc demeçlerın seçılıp yayınlanması doğaldır Sıyasa! btr tartısma ortamında bır sıyasal aMüalıt") ıcınde zaten ılgmc olmayan demeçlerı kullanmayız > Turkıyede TRT'nın sıyosal lıderlem veya Dartı sozculerının demeclermı hober nıtelığı kıstaslarına gore kullanmok ararı hokkırda ıse Mcrque bıze «Bu bır sağduvu anlayısıdır» demı> ve şun lcrı eklemıştır «Bızım turaaakı bırıncı kanaı (TF1) vayınlarında uvguiadığımız bır yasa kıtobımız \ardır Cah er des (Chorges) «Yu kümlulukler Yasası» adını taşıyan ve ka nun nıtelığındekı bu yasaya uymoya ca hsırız» YUKUMLULUKLER NELERDİR? Morqua, Fronsız televızyonlorının uyduğu yukumluluklerı ıceren yasa belgesı hakkında şu bılgılen de vermıştır «Yukumlulukler Defterı» adını verdığı mız yasa bızım yasamızdır Sıyosal lıderlerın demeçlerı orasındakı dengs/ı d3 obıektıflığl de bu yasado ongorulen ıl!elere uygun olarak saptanz» CEV4P HAKK.I EYLULDE Fransız Televzyonu Bırıncı Kanalı lc Polıtıka Habetlerı Sefı Jacques Ebert, «Bu konuda kıstoslar yoktur, herşey oktualıteye bağlıdır» dsdıkton sonra gorusünt, şoyle ozetlemışlır«Kullanacoğımız demeçlerl gunü guaııne guncel duruma gore ka'arlaştıunz llgmclık deecssıne bakarız Herbırıne de aynı zamanı ayırmaya mecbur değılız herrey oktualıteye boğ) d.r » «Demokratık kurumların işleyışi ıcın aerekh olan fıkır alışverışı tortışmosını enformasyon yolu ıle harekete geçırmeK televızyon şırketının gorevlerı arasındaoır » Aynı yasanın ucuncu maddesınde «Obıektıfiığe rıayet yukumlüluğu konusunda şoyle denılmektedır «Şırket bu gorevnı en tamamlayıcı, en dengelı ve en oDiektıf bır bıcımde sağlamaklo yükumludur. Bu da kamuoyunun Fransız ve ulusiararası aktualıte uzerınde aydınlatılmasım cmaclamaktadır. Ayrıca sıyasal eğılımler de dengelı ve eşıt bır şekılde temsıl edılmelıdır...» ectığımız hafta Istanbul da toplanan «Yenl Ulusiararası Ekonomık Duzen» («YUED») semınerınoe en ılgınc konuşmalardan bırını >apan «77'ler Grubu» donem başkanı Jamaıkalı dıplomat Donald Mılls son 2030 yılı oncekı do nemlerden ayıran uc onemlı gelışmeye dıkkaîı cekmıştır Bunlar (1) Yeryuzunu yokedebılecek gucte yenı teknoloıılerın gelıstırılmesı, (2) Az sc yıda ulkenın gıderek artan bır hızla tukettıklen dogal kaynakların cogunluğuna sahıp gelısmek te olan ulkelerın, 5u kaynaklardan oncelıkle ken dı çıkarları ıcın yararlanma çabalarına gırışmelerı, ve (3) Somurgelıkten cıkıp egemen devletler halıne gelen cok sayıda ulkenın ulusiararası ılışkılere katılma hakkını elde etmesıdır Bu genşmelerın belırledıgı yenı Cunyada, «global yonetım» kavramının gelıştırılmesıne ve koklu yapısa! degışıklıklere gıdılerek yenı bır ulusiararası ekonomık duzen oluşturulmasına gereksınım duyuldugunu belırten Mılls bu gereksınımı sanayıleşmış ulkelerın de onaylar gorunduğunu ancak uygulamada cekımser kaldıklarını ılerı surmuştur Kuzey Atiantık ulkelennm bır yandon «yıllardır ellerinde tuttukları guc ve nufuzu yltirmekten», dıger yandan «belırsız bır gelecekten» urktukıe rını vurgulayan Mılls bunlarla gelışmekte olan ulkeler arasındakı başlıca pazarlık konularında kısa surede somut sonuclar alınamadığı takdlrce bır catışma ortammın doğmasmdan endcşe ettığmı de acıklamıstır G nııın ISTANBUL DA DUZENLENEN YUED SEMINERINE KATILAN KONUŞMACILARDAN GANALI KENNETH DADZIE VE JAMAIKALI DONALD MILLS (Fotograf Tulay Dıvıtçıoglu) Aynı semınerde soz alan konuşmacılardan Brandt Komısyonu Genel Sekreterı Isveçlt Pro fesor Goran Ohlın de, gunumuzun dunyasında ıktidor ve guç ılışkılerının buvuk olcude değışıklıge ugradıgını kaydederek artık az sa/ıda guc oc'ağında verılen kararlarla ulusiararası ıhşkılerı ve hatta çeşıtlı ulkelerde ıc polıtıkayı yonlenaır menın olanaksız hale geldığını vurgulomış cozümurî yonetım ve pazarlık süreclerının yoygınloştırılmasından gecebılecegını belırtmıştı'. Gerçekten de sıyosal bağımsızlıgına kavuş atı Sahra sorununa cozum bulmak amacıyla dıplomotık temasların yogunloştığı bu sıralorda. Fas ve Morıtanya ıle Cezayır torafından desteklenen Polısarıo arasında yakın bır gelecekte zırvenın toplanmosı soz konusudur Polısarıo Cephesının Batı Sahra'nın bağımsızlıgı ıcın uc yıl surdurduğu gerılla savaşından sonra, bu catışmanın barıscı bır yolla cozumu, agır yukumlulukler altında bulunan ılgıtı taraflar ıcın buyuk onem toşımaktadır Morıtanya'da qecen 10 temmuzda A'bay Mustafa Salek tarofından gercekleştırılen ve Başkan Muhtar Uld Daddah'ın 18 yıllık ıktıdarına son veren darbeden • sonra, Polısorıo Cephesının tek taraflı ateşkes ılân etmesı, bır umıt kapısını açmıştır B Darbenın gercekleşmesınden ve Poiısorlo'nun ateşkes ılan etmesınden sonra. bır suredır gergın olan Fransa Cezayır ılışkılennde bır yumuşama gozlenmıştır Batı Sahra konusunda Morıtonya ve Fas'ın tutumunu destekleyen Fransa, dıplomatık gırışımlerde bulunmuş ve Fıldışı Sahılı Başkanı Houphouet Boıgny yı arabuluculuk yopmaya davet etmıştır Bugune dek Polısarıo Cephesırrt tanımayı reddeden Ispanya ıse. eskı somurgesıne ılışkın sorunun barışcı cozunuyle ılgılenır gozukmektedır Ispanya Dışışlerı Bokanlıgının Fıldışı Sahılı'nın arabuluculuk gırışımlerını desfeklediğı belırtılmektedır Fransa nın ve Ispanya'nın Polısarıo Cephesıne karşı aldıkları sert tutumu yumuşattıkları takdırde, zırvenın gercekleşmesı beklenmektedır Polısarıo Cephesını destekleyen Ispanya Sosyalıst Partısmın yetkılılerı, Ispanya lukumet.nın tutumu ıle kendı tutumları arasında bır yakınlaşmadan umutlu otauklarını belırtmışlerdır Ote yandan. Fransa ve Cezayır'ın karşılıklı olarak daha anlayışlı bır tutum almaları, bu so runun cozumunu etkıleyecek nıtelıktedır. Boşkan Gıscard d Estaıng ıle son ıkı hafta ıcınde ıkı kez buluşan Cezayır Dışışlerı Bakanı Buteflıka, olumlu bır ortamdan soz etmıştır Morıtanya'da temmuzdakı aarbeden berı. Başkan d Estaıng ıle Ceza^ır Devlet BaşKanı Bumedyen arasında olumlu a>yaloğun başladığı kaydedılmektedır Eskı Ispanya somurgesı Rıo d'Oro'nun 1975' de Fas ve Morıtanya arasında paylaşılmasıyla Batı Sahra'da carpışmalar yoğunlaşmıştır. Fas ve Morıtanya, İspanya ıle anlaşarak. Batı Sahra halkının goruşunu almadan bolgeyı aralarında paylaşmaları sorunun kokenını oluşturmuştu. Cezayır'ın Polısarıo Cephesını desteklemest ve Morıtanya ve Fas'ın tarafını tutan Fronsa'yı tutucu reıımlerı desteklemekle suçlgması, Polısano nun surdurduğu gerılla savaşına yeni bır boyut ka Batı Sahra sorununa siyasal çözüm yönünde umutlar belirdi • MORITANYA'DAKt ^ DARBE VE POLİSARIO'NUN TEK YANLI ATEŞKES ILÂN ETMESININ ARDINDAN FRANSA CEZAYIR ILİŞ KILERINDE YUMUŞAMA GÖZLEN Dİ. • FAS, MORITANYA VE POLİSARİO CEPHESI YETKILILERİNİN, BATI SAHRA SORUNUNA ÇÖZÜM BULMAK AMACIYLA BIR ZİRVEDE BIRARAYA GELMELERI BEKLENİYOR. muş 130'u aşkın ülkenın yer aldığı ve ıletışlm olanaklarının buyuk yaygınlık kazandığı gunum^z dunyasında. sayılı merkezlerde alınan kararlarla ulusiararası gelışmelerı yonlendırmek, hatta teKil toplumlorı yonetmek gıderek gucleşmekte, yenı sıyasal sorunlar ortaya cıkmaktadır Kanımızca, bu yenı dünyada eskı ulusiararası ekonomık duzenı surdurmenın olanaksızlıgını ılke olarak kavramış bulunan gelısmış sanayıleşmış ulkelerı bu konuda cekımser davranmaya ıten başlıca nec*en de budur «Gelışmekte olanı ulkelerın doğa ve ınsan kaynaklarında saklı ekonomık potansıyelı seferber etmenın son çozumlemede kenaılerıne de Duyuk yarorlar saglayacagını çok lyı oılen «gelışmiş» ulkeler gene de bu yonde cesur adımlar otmaktan kaçınmaktadırlar Cunku bu adımların sıyasal sonuclanndan urkmekte. «hem kendı toplumlarının çeşıtlı sınıf ve katmanlarını, hem geltşmekte olan ulkelerı ve hem de sosyalıst bloku tatmın edecek bır cozum» (1) kotarmanın zorluklannı bılmektedırler «Gelışmıs» kapıtalıst ulkelenn bu endışelerınde «haksız» olduklan da soylenemez Bır kez bu ulkele ın cogunda ya kıl payı farkla ayakta cfuran partı ıktıdarları ya da Koolısyonlar ışbaşındadır ve yakın gelecekte de bu durumun surmesı beklenmektedır Bu tur «sallantılı» ıktıdarların, toplumun genış kesımlerının yaşam KOŞUIlorını, geçıcı bır sure ıcın olsa bıle. etkıleyeceK gırışım ve duzenlemelere yonelmelen kolay degıldır Ornegın «gelışmekte olan» utkelere terkeaılmelerı ongoruıen bazı sanayı kollarındakı ışcı ve ışverenlerden gelen tepkıier coğu kez hukumetlerın kararlarını etkılemekte, uyguloma/ı en azmdoo gecıktırebılmektedy Oysa bu tur bır duzanlemenın gıderek soz konusu «gellşmışa ul k«ye dA yaraın oiocog, v« orncğın claiıo ı'en te<no'oıi kul'anan başKa bır sanayı dalına ek talep yarotacağı ıstıhcom olanoklan sogloyacagı bılınmektedır Bunun otesınde. «gelışmisi ulkelerı bugune deK < gelışmekte olan»iann oıi',.v dan sağladıkları olanoklardan vazgecTieye, teK yonlu ozverılerde bulunmaya yoneltmen ıı ne denlı zor olacağı sanırız acıktır «Gelısmış» ulkelerın yı'da 400 mılyar doiara varan sılahlanma harcamalarından onemlı kısıntılar yapmadan ya da Kendı hoklarım kımı ozverılere razı etmeden anlamlı bır «YUEDıe gecışı kolaylaştırnıaları olanaksız gorunmektedır Ikıncısı, Istonbul YUED semınerınoe konuşan Ganolı Keineth Dadzıenın de belifttıgı gıbı, •YUED»ın son cozumlemetfekı temel amacı, «gtllşmekte olan» ulkelerın rıam maddblenne hakco ve ıstıkrarlı fıyatlar elde etmelerı, ya da «gell>mış»lerden arton olcude kaynak tronsterı saglcmaları degıl, bu ulkelerın sanayıleşme yonundekı donuşmelerını hızlandırmaları, tamamlamalarıdır. Geleneksel, kırsal toplumdan sanayı toplumuna gecışın gunumuzdekı koşuiları ve sıya $al sorunları ıse artık cok 1yı bılınmekteaır Kapalı, geleneksel toplumun cozuluş surecınde bu topluma yon vermeye calışan burıuva ve buroKrat kadrolar. toplumun yenı guclerını denetım dltında tutacak hegemonyo ılıskılerını, kurumları nı gelıştırmekte yetersız kalmakta ve sonuc askerı yonetımlerın yaygınlaşması olmaktadır. «Gelişmiş» ulkeler ve ozellıkle A B D bu olguyu geregınce ceğerlendırerek çeşıtlı ulkelerdekı «askerler» uzenndekı koşullondırma, odullendırme cabalarını yoğunlaştırmışlar ve bu ulkelerdekı sanayıleşme çabalannın kendı saptadıkları ulusiararası ışbolumu cercevesınde kalmosını soğlomışlardır. Ancak askerı yonetımler gıderek ınandırıcılıklarım yıtırmekte ve, deyım yerındeyse, coğu uikede bu tur yonstımlerın «ıplıgi pazara çıkmakto»dır. Ote yandan, cokuluslu şırketlerın de kotkısıyla oluşturuimaya çalışılan «ulusiararası burjuvaziının «gelışmekte olan» ulkelerdekı etkinlıâı, askerlertn yermı alacak ve kapıtalıst dunyanın «merkez»lerınc^en yonlendırılen hegemonva ılışkılerını yenıden uretecek duzeycle değıldır. Bu koşullar altında Ucuncu Dunya ulkelerının yaygın bıcımde sanayıleşmesını ozendırmenın, «gelışmiş» ulkeler acısından yaratacağı sıyasal sorunların, en az ekonomık sorunlar kadar onenv lı ve urkutucu olduğu sanırız acıktır Demokratık haklarına sahıp çıkarak ulkelerının yonetımıne oğırlık koyocak ve ekonomık zengınliKİerını toplum yararma değerlendırmek ısteyecek kıtlelerın ortaya cıkmasındanoa geleneksel kırsal yapının ve aolayısıyıa eskı ekonomık duzenın surduruımek ıstenmssmı bu nedenle c'ogaı karşılama< yerırıde olacaktır. «YUED» pazarlığının bugune dek carpıcı sonuclar vermeden surup gıtnesınde or,emlı ekonomık sorunların yanısıra, bazılanna yukarda değınmeye çaiıştığırrız sıyasal sorunların da belırleyıcu rol oynadığı kanısındayız. Ancak bugun varıtan noktada eskı duzenın olduğu gıbı surup gıtmesme olanak kalmadığı da hemen herkescs kobul edıimektedır. Bu durumc'a temel soru, uluslararası ekonomık duzendekı değışıklığın hangi koşullar oltında, hangi guçlerın denetımınde ve hangi tempoda olacağı ve ne gıbı sıyasal gelışmelere yol açacağıdır 8u soruya cevap ararken her değışıklığın bazı onceden hesaplanamayacOK sonuclar' olabıleceğı de unutulmamahdır. (1) Drago Krndija, «A New Economic Order ent the Economic Crisis of Capitalism», Survöy, Y»ar S, No. 1 (1978), ss. 24. POLISARIO CEPHESI NDE KADINLAR DA BATI SAHRA'NIN BAĞIMSIZLIK MUCADELESINE KATILIYOR. . zandırmıştır. Ispanya'nın bölgeden cekılmesınden bu yana, Batı Sahra'dakı çatışmo tüm tarafların zararına olmuştur. Bır yanda bınlerce kışi hayat larını kaybederken, 30 bın kadar Sohralı, Polısarıo'nun gecıcı hükümetının bulunduğu Cezayır' de multecı kamplarına sıgınmıştır Bolgedekı onemlı fosfat yataklan ıse ışletılememıştır Batı Sahra'ya, «Yeşil Yuruyuş»ten sonra el atan Fas ıcm de, gerıllalara karşı savaşmak uzsre hazırol durumunda tutmak zorunda koldığı ordu ıle Marıtanya'da bulundurduğu 9 bın asker. ağır bır ekonomık yukumluluk oluşturmuştur Cezayır ıcın ıse Fransa ıle ılışkılenn gergınleşmesının ekonomık sonucları agır olmuştur Franso'ya gelınce, Batı Sahra sorunu polıtık, ekonomık. askerı ve prestıı bakımından olumsuz etkıler yaratmış ve Başkan Gıscard d'Estaıng'ın Morıtanya ve Cad daKi gırışımlerı sert bır şekılde eleştırılrnışt.r. J Edremıt Korfezlndeki Ören tatıl koyü glderek sıyasal bir nitelik kazanıyor DISK yonetıcileri son toplantılarını burada yoptılar. TIP Genel Başkanı Behice Boran tatilıni burada gecırdi, Boran gıtmış, Mihri Belll gelmış Oren'e denızın ve guneşın tadını çıkarıyor, gazetecı dostlarıno ılginc sorular yoneltmekten de geri kalmıyor. 1978 ağustosunu yaşıyoruz, Mıhrı Belli 1981 seçimlerını duşunuyor şımdıden. CHP solundakı partilerm ışbirlıği sorumluluğundan soz edıyor. CHP solundakiler parlamentoda kucuk blr grup da oluştursalar demokrasinın daha sağlıklı işlerlık kazanacağını one suruyor. Sonra mavı soyleşiler biraz karalaşıyor. 1981 seçimlerinde Işciler hangi partıye oy verecekler. diye soruyor Mıhri Belli. Ecevıt hukumetinın calışrnolarını da yakından ızlıyor Izmır'de TARİŞ'te. Rizede Caykur'da yapılan atamalara ve uygulamalara dönük llginç gozlemleri var. Pazar sabahı İlhaml Soysal ile kahve Içlyorduk, Sunar Siteslnln önünde kırmızı plakalı kocaman bir bokan otomobıli durdu, Turızm ve Tanıtma Bakanı Alev Coşkun'u gorduk karsımızda. Izmır'den geliyor Conakkole'ye gıdıyor. Yanında Burtianlys Belediye Başkanı ve bakanlık görevlıleri, Ören tatıl koyunü turistık açıdan denetliyor. Bahrıye Soysal ona da orta şekerli kahve pişırdi, başladı konuşmaya Alev Coşkun, on ce bozuk yollardan söz ettl, bir turizm brifın gl düzenleyeceğinl anlattı. Kararlar gelecek mevslm uygulanır artık. Turizm Bakanı DISK Genel Başkanı Abdulloh Başturk ile birlikte Genelİş'in Artemız tesislerinl gezmeye gıttı sonra. Ören DİSK'ln de karargâhı durumunda, yalnız Genel Başkan hıç konuşmuyor, hukumete isteklenni bildirmış, yanıtını bekliyor. Bakanı uğurladık İlhaml Soysal ve eşl ıle bııiıkte, Ezine yollarına dustuk, OECD Elçimız Memduh Aytür, Behramkale kıyılarında bır yerde tatıllni geçiriyor, onu aramaya koyulduk Bıraz sarı çızmell Mehmet Ağa turu bir arayış. Korfezden Çanakkale'ye cıkan yol doğal guzellıgi ile insanı buyuleyecek nitelıkte. Bır yanda deniz, bir yanda cam ormonlorı, ama Dostlar Sltesi'ne varır ancak. Eski Planlama Musteşarı Aytur iki haftadır burada tatil yapıyor, OECD'den de, Ankara'dan da uzak gunler yaşıyor. Ama bizı gorunce tatıl havasından sıyrıldı, başladık tartışmaya, hızımızt alamadık, ertesı gun de surdurduk tartışmaları Aytur, o taşlı yollarda uc bucuk saattık yolculuğu goze aldı, Ören'e geldi, Tabii Senator Selahattin Özgur de katıldı bu soyleşilere. Türkıye'den uzakta yaşayanların olayları başka bir değerlendirişi var. Aytur de Parls'te, ANKARA... ANKARA... ANKA Körfezde politikacılar ve yorumlar Müşerref HEKİMOĞLU, asfalt yola kum dokulmuş, asfalt da delik deşik. Yolu yapan muteahhidin kulaklarırtı haylı cınlattık... Yol Geyikli'den geçiyor. Hani şu Demokrnt Parti iktidan zamanında Kasım Gulek'ln tutuk landığı yer. O yıllarda gazetelerde adı çok ge cen bır bucak. Sonra Ezine'ye vardık karakol dan Memduh Aytür'u sorduk, Odun Iskelesın den otede bulabıleceğımizi soylediler. Vardık Odun Iskelesine, karşıda Bozcaada, biz yan yo la glrdik. Ege'nin bu kesitl başka blr cennet ama her.uz insan eli değmemlş, taşlı yollardan aecerek iO6 Dost ar Sitesune vardık so nunda. Boylö bır yolculuktan sonra da Inson dunyaya ve Turklye'ye daha gerçekçi blr acıdan bakmış yıltarca. Batılı dostlarımızın davranışına cok ilginç yorumlar yapıyor. Pekl onennız, dlye sorduk. Kapalı ekonomiye gecmekten soz ettı Aytür, cok ilginç bir tablo çizdi bıze Bu tabolyu başkalarına da çizmış galıba. Yenl bir savunma konsepti oluşturmamızı da vozgecilmez bir koşul olarak gorüyor Aytur. Bu goruş, herkesin ortak goruşu aslında Bunca deneyden sonra, bu Işin edebiyatını değıl, politıkasını, gereğini o!uşturmok zorunluğu var. Oren'e sıyasal nıteliğl veren kişller orasına CHP'lı Turan Guneş de katılmış son gunlerde Akçay tatil koyunden Ören'e gel miş, Guneş, bir tatil doneminde politikadan cok az soz eder ama cevresındekilerın sorularını yanıtlamaktan gerı kalmamış. Bu sorular ve yanıtları doğrultusunda Guneş'i Cumhurbaşkanı adayı olaıak selamlamış Oreniiler Bır de Kandıralı Başkan neden olmosın diyorlar. Günes'e de böyle soylemisler, çok keyifIsnmis. Devlet Bakanı Lutfu Doğan'ın Ören totılı sona ermis bulunuyor. Devlet Bakanı denizı ve guneşi çok seviyor, doğai guzelliklerden yararlanmak için oğutler veriyor. Ama Burhaniyelılere oğut yetmıyor anlasılan. Iskeie Camlı imamı denize gırıyor dıye yazmıştım bu köşede. İmamı muftuluğe kınamışlar. Muftuluk sorusturma açm'ş. Çunku Muftüluğün denize girmeyi yasaklayan bır tuzuk maddesı varmış, 22 madde gulelim mi, ağlayalım mı? Devlet Bakanı denize gıriyor, muftuluk denize gtrmeyl yasaklıyor. İskele Camiinin genç ve aydın imamı da şaşkın, deniz kıyısında bir camide görevli ama denizden guneşten yararlanması yasak Lutfu Doğan'ın bu konuya bır eğılmesi gerekiyor sozun kısası. Oren plojlarında CHP'nın solundakl slyasl liderler tatil yapıyor, cok gerçekçi soyleşiler oluyor. Ama boyle ilkel olaylar da yasanıyor. Körfezdekiler gulumseyerek «Burada foşistler barınamaz» diyorlar. ama İskele Camiinin imamına baskı yapanlara ne diyeçeğız17 Orumceklesmiş kafaları da aydınlatmok gerekiyor.. Korfezin de zeytlnı pamuğu, sebzesı, meyvesı, balığı kodar denizı ve guneşini de değerlendırmek, en azmdan değerlendiren ımomları kmamak degil, a'kıslamak gerekir. I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle