19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKİ CUMHURÎYET 18 TEMMUZ 1078 oK soytda Itlmlz ve kentimiz, uzunca blr sureden ben, yardımsever yerdeşlennın, dış.lı ve gırgın polıtıkacılarının ve arsa bağışçılarının önculuğunde, kendilerını, her ne pahaStna olursa olsun, bır üntvsrsıteye kovuşmak tutkusuna koptırmışlardır. 1950 1960 arasınria pek çok ılcanin yakalanmış olduğu «ıl olma» hastalığının bır başka kesımdekı gorunumudur bu Bu yondeki yarı bılinclı cabalor, bır unıversıteye sahıp olmayı. kentın soygınlığının sımgesi olarok görmek gıbı temelden sokat bir or» layışın urunudurler. Bırakırsanız. her mahallede bır mılyoner yarctmaktan ovunc duyanıcr gıbı, cıddı bır engelle Karşılasmadart, her ılde, gorkemlı bır ya da bırkoc unıversıte kurmayı boşaracoklardır. Umversıteler, bırer yuksek oğretım kurumu olarak, bellı bır toplumsaı gereksmme/ı karşıiarlar Bugun ulkemızde, unıversıte gırış s\na\i larına yarım mılyona yakın oğrencı katılı/or ve bunlann ancak beşte bırı yer buiabılıyorsa, ortada, doyurulomoyan bır ıs'.em, aksayon bır yon, bır bunolım var demektır Unıverslte d:ploması, toplumdaki saygınlığın bır olcusu sayılmağa devam eder ve kamu gorevlerıne atanmada salt bu olcut aronırsa, yakın bır gelecekte, bu sayının mılyono yoklaşması doğaidır. Artan yuksek oğrenım ıstemını verı olarak olıp, başko hıçbır koşul aramaksızın, fakufte ve yuksek okullann sayısmı olabıldığınce cogaltmak. ya da bugunku kurumların alabıhrlığını genışletmek kuşkusuz bu soruna bır yaklaşım bıcimıdır Bu yuzden değıl mıdır kı, devlet. sıvasal partılenmrz ve yerel pohtıkacılar. acıkta kalan on bınlerce gencın okuma ısteklerne olumtu bır yanıt. blr cozüm bulabılmek ıcın bu yolu ızlemeyı, en azından oyle bır cabanın Içınde görunmeyı yeğlemektedırter. C OUYLAR VE GÖRÜŞLER Üniversitelerimiz Çoğalırken Prof. Dr. Ruşen KELE$ nl fakulteler vs yuksek okultar acıiaığına tanık olmaktayız O kadar kı, konu, Çanakkale'de balıkcılık, Izmıt'te kâgıt ve petro kımya, Rıze de Caycılık fakultelerı gıb: yakıstırmalardan soz edılebılecek olcude yozlaştırılmış bulunuyor IIgılı Bakanlık, ceşıtlı ıllerden gelmış 80ı aşkın ıstemte karşı karşıyadır Yenı yuksek oğretım kurumlanmn, bır j l kenm jnsan gucu gereksınmelerıyle ılışkılı olması gerektığı bılınen bır gercektır Buna karşın, toplumun gelecektekı gereksınıiıe.erı/le fazla ılgısı bulunmayan dallarda, gereklı olandan cok sayıda fakulteler kurmuş ya da kurmak uzere bulunuyoruz. Orneğm, bır tlımız, eskıds.i kurulmuş bır fakultesıne bır ıkmcısın, ekleyere* unıversıtesmı oluş'urobı'mek ıcın, koİGyına gelen llâhıyat Fakultesı ıstegınde dırenebılmektedır. Oncelığı ve toptumsal yarar, tartışılabılecek, do la> sıyle, almasık maioltş ederı yuksek dalıardG faKUİteler kurulmosıno. ozellıkle bugunku unıversıtele r ce onayak olunması hoşgoru ıle korşılanamaz Yasama meclıslerı, boyle olup bittilere kadro vermekte cok tıtız davranmalı, unıversıte senatoları bu yondekt istemlerl sıkı blr denet mden gec rmelıoırler Orneğın Ankara Unıvers'tesı bır süredır. boyle durumlarda uzmanlaşmış bır yarkurulun ve DPT nın olumlu gorüşlerının alınmosını şart koşan yerınde bır uygulama ıc ne gırmiştır. yerıne gonderecek oğretım öyesl bulunamodıgından, bu kurumlardan cogu kısa burede ışlemez duruma gelmıştır Gerı kalmış bolgeie'de unıversıteler kurmak, ekın ve oğretım kurumlarımızı yurda yaymok gercekte bolge'er arasındokı dengesızliğl gıdermenın akılcı ve olumlu bır yo.itermd r Ama, bunu kaynak savurganltğtno yol acmayan bır zamonlomaya va hesaba konu yapmak yalnız boıgesel gelısmenın ereKlerıne değıl. eğıtlm plânlamosının ılkelerıne de uydurmak zorunludur Yoksa bugun olduğu gıbı, uc dort yıl ıcinde gerı kalmış yorelerde bırkac unıversıtenın bırllkte kurulması gıbı olup bıttılerle karşıloşır, yuksek oğretımde ayrımlı olcunler yorotmış oluruz Bu davranış, hıc bır sorunu cozmedığı gıbı, bızlerı, gerı kalmış yorelerımizı, gerı kalmış umversıtelerle gelıştırmek gıoı bır acmazla da karşı karşıya getınr Yenı fakulîeler ve unıversıteler acmak bugunkulerı genışletmek fakulteierı unıversıîe yapmak konularındaki hesapsızlıgın temel nedenı. bıze oyle gelıyor kl, yuksek oğreiımdekı etkınlık sorununu yOlnız bır n.celık. bır gen şleme, bır buyume sorunu olarak gormek yanlışlığıdır Salt toplumsal ıstemden yola ckarak, cok sayıda oğrencı almakla ovurmek bu yoldon sıyasal ıktıdorlara yaranmaya colışmaK akılcı bır tutum değıldır Unıversıte duzeyınüe yuksek oğretım, herşeyden cok. bır nıteiık sorunudur Bu aniamdo, buyuyen her fakulteyı ya da unıversıteyı gel'şmış saymak olanagı yoktur. Gelısmenın, ayrı. kendlne ozgu, nıtel olcutlerı vardır GOIhane Tıp Akademislnln de buna benzer d> leklerı olduğu bılınmektedır Ama, unıvers.ta olmanın, tum koşullar ayni kaldığı surece. eğıtımın nitelığınde ve etkınlığınde nasıl bır gelışme sağlayacağını anlamak guctur. Eğer soz konusu kuruluslar, guncel sorunlannı, ısım değıştırerek cozebıleceklerı kanısında ıseler. bu bır yanılgıdır Çunku, ozlemınl duyduklorı daha cok ozerklık ve daha etkın oğretım, bugun yururlukte olan yasaların cızdığl dızge ıcınde. onun temel kurumları ve lUeleri değışmedıkce sağlanamaz. ESKI sorunlar, yeni un.versıte ıcınde de varlığım sürdurur Amoc, 1750 sayılı yasanın getırcıgı dızgeyı. modelı yenıleştırmek, gereksınmelere uydurmak olmalıdır. Kaldı ki, unıversıte kavramının mteiığl ve tarıhsel gelısımı de, aaracık alanlarda boyle parcalanmalara, ayrılmalara elverıs'ı deg Idır. Unıversıtelenn tıp muhendısiık, fen ve ınsan bılımlerı, ekonomı, hukuk, sıyasal bılım vb. dallarda uzmanlaşmıs değıl dollar arası etkıleslmı sağlayıcı top'ayıcı ve butunlukcu kurumlar olmaları kurc'dır Yeryuzundskı gelışmeler de bu yondetiır TurKiye'de ODTU Amerıka Bırles k Devlet'erınde M l T gıbı «teknık» adı taşıyan yuksek oğretım kurumları blle, toplum bıl'mlerlnın butunleyıcılığıne başvurmak zorunda kalmışlardır. TanilJi'den Mektup Var • ngiitere'den yollanmış bir mektup aldım. Altında I Server Tanilli imzası var. Tarıh 7 temmuz 1978. Dıyor ki Tanilll«Sana yazmakta gec kaldığımı sanma Bütün dost larıma ıstedığım gıbı yazma olanaklarını kısa bır sure cnce getırıldığım bu yenı hastonede elde etıms bu lunuyorum Bugun de sana yazmanın zevkını tatmak ıcın yararlanmak ıstıyorum bu olanaktan .. Nereden anlatmaya başlamalı 9 Sevgılı Turkiye'mızde, ozellıkle sosyalızm mücadelesınde, bılıyorsun bır çsnel kural vardır. Once hapıshonelere düşulur; sonra da coğu kez hastanelere Ben, ıse tersınden baslcdım Once hastanelerı dolaşıyorum. Turkıye'dekıyle beraber bu ucuncu hastanem oluyor Daha sırada olanlan var Bakalım hapıshanelere hayatımızın hangı donemınde sıra gelecek'' ilk yatırıldığım Londra hastanesınde «goğus ıle ilgılı sorunları» cozumledıler Ama bızım astl derdımız. bılıyorsun tum belımızm altını kapsayan «felc» durumu. Felclı hastaların, herşeyden once blr takım «alışkanlıkları> ve tmaharetlerl» edınmelerl gerekıyor. Onları ben de edıneyım dıve bugun bulunduğum unlü Stoke Mandevılle Hastanesıne getırıldım Hastane değıl, apayrı bır dunya Tahmırı olarak ekım sonlarına kadar kalacağım, daha doğrusu kolmam gereken bu hastaneden bır tekerleklı sandalyenın ustunde uğurlanacağız Belkı de butun hayatımın üzerınde gececeğl tekerleklı bır sandaıyenn uzerıncle . Ne var kı, doğrudan dogruya felce mudahale nıteliğınde bır takım calışmaların yapıldığı da kulağımıza gelıyor Orneğın son aldıgım bır haber şu Vıyana'da bır hekım vucudumuzdan bır sınır parcası alıyor, onu, omurılık'tekı kopuk yere yerleştırıyor Bovlece felclı bolgey le beyın arasında bır kopru kurarak, felci ortadan kaldınyor.. Daha neler var. tnonılmaz şeyler gıbı gelıyor ınsana Amo ben manmamazlık edemıyorum Başta şu nedenle kı «Bıltnve inanıyorum. O, arayadeneye buluyor ve ılerlıyor. Imkânsız goruneni mumkun kılıyor. Bugune degın oyie olnamıs mı 7 Bulunduğum hastoneden sonra, ışte bu denemelerl yapon otorlte lerın kapısım calacağız Ne sonuç olırız? Şımdıden bırşey soyliyemeyız Olumlu bır sonuc elde ede rnezsek, tekerleklı sandcl\emızie başbaşa kalacağız demektır Doğrusu gam da değıl1 Emekcılerın davasına, dev rım ugrundakı mucode.eye pekâla onunla da hızmet edılebılır Sonra şu da var Her gun hayatının bahannda nıce ınsanın faşızmm kurşunlarıyla olduklerl bır ulke de bızım tekerleklı sandalyemız bır lukstur bı.e . Toplumdaki bunalımın ustune, istanbul un unlu temmuz sıcagının da eklendıgı şu sıralarda, dermecatmo satırlarımla senı yormadım ya 9 » Tanıllf'nin »atıriorı dermeçatma degil, tersine, demirle betonun uyumunu saglayan bir mantık yapıtı var. Faşizmin kursunu, Server'ın yalnız bedenını etkılcmlş. Denebılır ki Pekı ama, boynı ayaklarına kumanda edemlyor Bunun acısını başka bıçimde cıkaracak Tanilli; ayaklarına aktaramadığı gucunu yığınfarın oydıniığa doğru yurumesi icin topluma yansıtacak, oyîssıne bir kuv vet olacak ki bu ener|i insandan insana sıcrayarak kitle ler) kapsayacok. Yoşamanın anlcmını ozumsemiş bir kişldlr Tanilli... Ozan ne demiş? «Yaşamok şakaya gelmez. buyuk bır cıddiyetle yaşayacaksm» Evet, kolların boğlı arkadan sırtın duvarda, ya da bır amellyat masasında. belki bır hapıshanede, yozı makınesimn basında, teker'.ekli sandalye üzerınde... «Yanı, nasıl ve nerde olursak olalım hıc ölunmıyecekmış gıbı yaşanacak...» Selam Tonllll'yel... Ya Toplum Yararı? Bugun gorunen odur kı, unıverslteye kavusmayı. yo da unıversıte adı kazonmayı, kampus yerı, odenek kadro. aroc ve gerec, san ve saygınlık gıb. ozlemlerı gercekleştırmenın aracı sayanlar lıenuz cogunluktadır Bu bıreycı, oznel ve duygusal yaklaşımiarın yerıne akılcı \ontemler konulamazsa. bunun topluma pohalıya mal olmosı kacm/lmazdır. Başka toplum sorunlarımn cozumunde olduğu gıbı, bunlann Cozumu de devletın onculugunü l?ter.' Devlet, varlığım duyurması gereken alanlarda sürekli bır boşluk yaratırsa, herkes, kendı sorununu gonlunce cozmeye alısır Son aylarda, bu durumun carpıcı bır orneaı gazetelere yansımıştır. Bır acıkgoz yurttaş, Dogu ve Guneydoğu Anadolu'ya, sozleşme ıle, doktor. eczacı. dış hekımı ve ebe gondermeyi kendısıne ış edınerek. kazanc yolları yaratmıştır Ulusal eğıtımın otekl kesımlennde olduğu gıbl, yuksek oğretımde de, Mıllı Eğıtım Bakanılğı ve DPT, kurumlaşma yı, yanşmacı p'yasanm sunu ve ıstem yaralarına bağlı olarak bıcımlenmekten cıkarmolıdırlar. Kalkınma plânlanndo odı gecen, yuksek oğretım planlaması yapacak orgut canlandırılarak, ıse. unıversıtelenn sayısmı dondurmaktan başlamalı. genış kapsamlı bır tosarlama sonucunda, gehşmelen akılcı, ınondıncı ve gercekci ılkelere bağlamalıdır Turk'ye herhalde. kamu hızmetlerlnde boylesıne bır savurganlığın pahalı sonuc'onna katlanacak olcude varlıklı bır ulke değıldır. Plânlı Yaklaşım Ama, ocabo bu yolun, uzun donem ıcın, ülkenın o'anaklanna, gercek gereksınmelerıne uygun ve toplum yaranna bir nıtelık taşıdığı soylenebllır m\"> Kanımızca, «hayır» Oysa tutulabılecek bır başka yol, hukumetlerın ekonomık V9 toplumsaı sıyosolarına yon veren planlama örgutlerınm, bır yandan, bu atandakı stemı başka yonlere kaydırıp kaynağında azaıtmaları, unıversıîe kopılorındakı yığılmayı onlemelerı, bır yandan da. yuksek oğretım kuruTilarının hangı dallarda. ne zoman. nerelerde ve hangı koşullar altında acılabılecegını gosteren nesnel olcutler gelıştırmelend.r Aksı ha'de 1973 yılı uyguıama ızlencesınde de belırtılaığı gıoı. «bu aiandakı gelışmeler tumuyle rastlantılar sonucunda» oluşur Gorevlı kamu kuruluşlannm bır dıyeceğı olmadığı ıcın, partızanca baskılara karşı cıkmak guçleşır. Kamu yarorını gercekleştırnıek olanağı ortadon kalkar Eğıtım planlaması kovramı cercevesınd» harcanması gereken cobalar, Turkıye'de yo h'Cya da yeterınce gosterılmedığı ıcındır kı. her gurt, her yerde. tam bır bosıbozukluk ıcınde ,e Taşıma Su İle Değirmen Unıversıtelerımı.'in sayısı son ylrmı yıldo. 4'« den 13 e yukselmış buyuk merkezler dışında. Trabzon, E'zurum Bursa. Konya Molatya. Dıya r bakır, Samsun ve Sıvas gıbı kerttlerde d« unıversıteler kurulmuştur Başka bırcok yerlerde de tek teK fakulteler ve yu'<sek okullar halınds, çjeleceğm yenı unıversıtelerınm tohumları ekllmıştır Mantar gıbı turetılen bu cok sayıdokl unıversıtenın bır bolumu gercekte, yalnız Ulm olarak, yapı olarak arac ve gerec olorak vardır Pekcoğu. o kentlerde yerleşık oğretım uyelermden yoksun ve oralara ancak gunu bırlıfltne ucan bllım taşı/ıcılonnın destegı ıle ayoktadırlar Bın • bir guclukle kurulan bu unıversıte ve fakultelere, Unıversıteler Yasosı'nm, boşlanqıcta oradığı 2 yıllık gorevlendırme sureler. dolor do'moz bu/ıık merkeztere donenler Üniversiteleşme Tutkusu Bu olandakl doğınıklıg'ın bır orneğı de. beMı dallarda oğretım yopan kımı kurumlonn. ıcmde bulunduklan yonetsej. akcal ve akadenıık guçluklerı yenebılmek ıcın, aynl ya da benzer adlarla unıversıte OITIO tutkusuna kendilerını kaptırmalarıdır Scn gunlerde, Istonbul ve Ankara Unıversıtelerının kımı fakultelerının. Sıyasal Bılımler Unıversıtesı adı ıle bağımsızlaşma cabaları ıcıne gırmış hattâ bu yonde kendı başlarına karorlar bıle almış oldtıklarmı ogren'yoruz. Devlet Guzel Sanatlor Akademısı ıle • HESAPLAŞMA Doğuya Uzanan Köprüler Burhan ARPAD ectığımir subat Genovadaydım. Akdenız cevresındekı ulkelenn Ro/Ro tıpı gemı calıştıran armatorlennm duzenledıklerı bır sempoz yuma, bır armator ya da ışletmelerden btri olarak katılıyorduk. Bır ara konuşmacılardan bırı Ro/Ro operosyonunun lımanları tıkanık Llbya'do karşıiaştığı guc'uklerden yana yokıla ve bıroz da uzunca soz ettı Lıbya delegasyonunda genc bır kaptan vardı. italya'da Savona Denız Tıcaret Akademısınde oğrenim yapmış. Cevabında şoyle dıyordu «Hepınız yuzlerce yıllık gemıci, lımancı ulkelersfnız. Blz bu işe üc yıl once başladık. Sozunu ettığımz guclukleri gelecek uc yıl Icinde aşocağımızı sanıyoruz. Bu gercekleşırse sızlerın yuzyıllar icınde gercekleştirdığinız Akdenız lımanlar sısteml icmde herholde kucumsenmeyecek bır başarıya ulaşmış olacağız » Bağlar ve Ötesi İsianbuftm cok yokın geçmıjtnt uzok bir tsrlh yeprağı gibı yazmak zorunda kalacoğım oklıma gelmezdl. Olumıu gelişmeler, mutlu kılan toplum değfsmelerı dola yısıyla değıl de, tohrip ve yagmalarla yokedilen bır buyuk şehrin yakın gunlerınden gorunuşler ve anılor diye yazmak! Mllletlerarası Londra İstanbul yolunun bltlş ve İstanbul şehrine girış yeri Topkapı »ur dısmı ton yıllarda bllmem gordunuz mu? Büyuk sehrin guzeliigl bozulmasın dlye surlar dışına atılan otobus termlnall ve cevresı kalemle onlatılamaz. Yaya kaldınmlarında kışın camura ve yazları toza toprağa bulanmif yaıan ınsonlor Her yaştan. Kadınlor, cocuklar, sakallılar. Kol Inrı tersıne donük. ya da tek bacoklı Insanlor. Avuc acanlar, bır şeyler mırıldananlar. Yere serllmie kirll beze para koyup beklesenler Yabancı fllmlerln abortılmış Hınd, ya da uzak doğu ulkeıerı benzeri gorunuşler. Bu tun bu msan onkazı orasındo yıgın yıgın mal. Naylon öte berinın her ceşıdı Kodın ve erkek glysilerl. Kurkler. kun duralar. Halıcılar ve kumoscılar Hepsi yerlerde. Kap koc ekonomınin kendiliğınden olusuvermls bir serglsi yılın 365 gunu kıs yaz kurulan bır yaymacılar fuarı. «Yaşlanmak anılarda başlcr!» diye bir *öz vardır. Bır bakıma doğrudur. Yaşadıgı gunlerı gıttıkçe arkada kalan ve geleceğın gittikçe kısaldıgını farkeden kişı, ara da blr 'eskı gunleri' hatırlar olur. Geçmış daha guzeldı, »anısıyla avunur. Huzunlu bır aldanışa bırakır kendını. 'Guzel gunler yoşadım ben! Dunyamn tadı kaçtı!' diye ak lından geçirir. Ne var kı, cok yakın İstanbul u yaşamış olanlar, gunümuz Istanbul'una baktıkça 'Gecmışe ozlem'de daha başka. bambaşka duygularo kopılıyorlar Anılarda ya$amak, Diyemeyiz buna Yaşıanmanın «geçmış ozleml» hıç degıl. Ounya capında bır kultur bassehrı, tabıat guzelllkleri acısından butun dunyada 'Eşsız Şehir Istonbul'un' hoyratça tahrıbı karşısında duyulan yogun bir of ke diyebıiiriz belki de! Gunumuz Topkapı surları dışının pis ve çirkin gerceklerinı sıralayarok başlayan bu yazıyı, Ikıncı Ounya Savaşı oncesi orolorı cızmekle surdurecegım. Topkapı surtarı dışına, aoı harap bakımsız. ama yuz yıllar oncesınln tarıh belgesı bır kapıdan çıkılırdı. Emınonu Topkopı tramvayı surlara doğru yol alırken, daracık sokaklardan gecerdi ama, cogunun kucuk bir bahcesı vardı. Cumboları, balkonlon, penccre onlerı tesleğen, sardunya, karanfıl, kupe çıcegı saksılarıyla bezermış evleri gormek, rahatlatırdı Son durakta inenler sur dışına cıkınco. Talıkalarla, tek atlı arabalarıa. karşılaşırdı. Talikaya bmmeyenler yururdu. O gunlerin İstanbullusu yurumeye alışkındı Sur dışına çıkanlar ya mezorlıklara ugrarlar, yakınlorına okurlardı Ya da. boğların yolunu tutarlardı Ikincı sovaş oncesi İstanbul yakasını bilmeyenler bağ sozunu yadırgayabillr Oyso, Topkapı surları dışındo geniş boş toprakfarda bağlar vardı. 'Numune boğı'. 'Ornek boğı' gibi adları vardı. Asma kutuklerının arasına yollar acılmış, kiml boşluklar cardaklarla golgelenmiştl. Kutuklerden kesılen salkımlar kiloyla satılırdı. Uzumunu alan bir de hasır kiralayıp boş gorduğu cardak altına uzanırdı. Ne rakı IcMtrdi, ne de el radyosundon pop muzigi dınleyen vardı. Topkapı'da başlayan bu 'Numune bagı1 girışimı, kısa surede sehrın baska semtlerine de yayıldı Bakırkoy'de. Erenkoy'de, Rumelihisorı sırtlorında baglor yetiştirilıp halka açıtdı. Istanbullular hafta sonu dinlenmelerini rahat, seğlıklı ve az parayla degeriendırebılsın diye Sonra İkinci Dunya Savaşı boşlodı ve Turkıye katılmadı Sonro sovaş bıttl ve Turkıye Atlantık beyannamesine Imza koydu Marsholl yardımı diye Birlesık Ameriko eli sınırlarımırı aştı. 1950lerin İstanbul şehir meclısl boğları endustrl bolgesi yaptı. «Istonbul'un ikinci Fotih»ı salına solına girsın diye, surlar Koroyolları buldozerleriyle yıktırıldı Toren geclt resımleri Icın Vatan ve Mıller coddelerı yopıldı Huseyın Rohml. Ahmet Rasim, Mithat Cemol ve daho kiml yazorlarımızın kitaplarında sık sık rostlodıgımız koskoco semtler. moholleler ve sokaklar dumduz edılerek Atosozlerı. toplum gıdişine gore geçerlillğmi yttirtr Bokorson bağ, bakmazsan dog olur'u, ; 'Bakmazsan beton olur diye degiştirebiliriz. G Kaptan Oktay SÖNME2 DB. Deniz Nakliyatı T.A Ş. Tlcaret Muduru ğımız ıkı ünlü kaptanımızın adım taşıyan ıkı Ro/Ro «Kaptan Saıt OZEGE» ve «Kaptan Necdet OR» un pervanelerı bu gun Adnatık ve Akdenız'ın cıvıt mavısı sularını dovmektedır Bu ıkı Turk Bayraklı gemı Orto Avrupa'dan Doğuya uzanan ışlek bır kopru olarak servıse başladıkları 1977 kasım'ından bu yano kısa zamanda pıyasanın ılgısinı cekmış Avrupa'dakı ıhrocatcmın telefonu kaptığı gıbı Orta Doğu dakl zengın muşterıye sattığı malını gondermek ıcın acentelenne başvurduğu hızlı ve guven verıcı bır aracı olmuştur artık. Venedık ve Trıeste'den Mersın'e uzanan bu kopru, bu Adrıatık'te yenı acan ıkı cıcek gjbı gemı. arkasındo movı beyaz durren suyunu her yenılığe karşı gostenlen ceşıtlı sataşmalaro rağmen buyuk blr ınanç Ia cızerek hergun Doğuya doğru yol almaktadırlar Taşıdıkları tekerlekli araclarda, tekerleklı platformlara oturtulmuş konteynerlerde Orta Dogu ınsanlarının hızla uygorlasmasını sağlayacak bınbır ceşıt mal var. Bu ulkelerin ucsuz bucaksız coiıen susuzluktan catlamış kırac toprakları altında yatan petrol denılen o sıhırlı camur, Batı dunyasındakı parayı bır mıknotıs gıbı cekmekte, ınsantorın daha dune kadar Bedevı cadırlarında yaşadığı sahalarda dev apartmanlar, tabrıkalar, okullar. hastaneler. unıversıteler yükselmektedır. Kuvveıt'de Hovvard Johnson un 25 ceşıt dondurması dahıl ıstenılen herşey parasını verdığınız anda sizm olmaktadır. Irak, Iran, Arap Yarımadası, Lubnan, Surıye yenıden yapılmakta ve bundan uzun surelı dev bır taşıma işıne konu, patlama şekiın de bır mal trafığı ortaya cıkmaktadır. Bu naklıyatın kapıları Turkıye dedır. Bu kapılar Samsun, Trabzon ve ozellıkle Merfin'dır. DB Denız Nakliyatı T A Ş. Genel Mudurluğunun Adnatık /, Mersın hattında 1977 sonunda hızmete koyduğu ıkı Ro/Ro gemi Avrupa'dan bu kapılara atılan ılk denız köprusudur. Aynı kuruluş 1979 sonunda cok amaclı bir contaıner gemlsinl de 1083 000 DW tonluk fılosuna katmış olacaktır. Karadenız komşularımızın IImanları ıle Turkıye ve Orta Doğu'yu bağlayacak olan ıkl koprünün daha Odesa, Köstence'den Samsun ve Trabzon'a otılması planlanmaktadır. Orta Avrupa. Balkan endustri merkezlerı ve Rusya'don kara veya demıryolu araclcrına yuklenen mallar bu denız koprülerınden bınlerce yıllık dev kara köprüsüne AnaHolu Yarımodasma cıkıp yollarmo d«vam edeceklerdır. Irak/Turkıye arosında ya ğı vere göre dlkty ve yatcy hareketlerıyle duzenleyebılen. tnmini (2) her Istenüen şeKiide suratle ayarlayabılen, aldıgı afiır vasıtoları ıcındekı asonsorler ve rampalorla guvertelerı arasmda oktorabılen, yuksek manevra gucu icm baş torafta da pervanesi tBow Truster» bulunan bu gemılerın daha aynntılı teknolojisine gırmeksızln sade tanımım boylece yaptıktan sonra son altı yıl ıcmde değışık tonoj ve boyutlarda Dunya Ro/ Ro fılosundakı geml sayıs.nın 3000ı aştığına ve bu filonun yuzde 71 wn Ortodoğu ve yapılorındo yakın geleceje donuk cok şeylerın olup bıttığı Ucuncu Dunya ulkelerınde calıştırıtdığına işoret etmek ıstıyoruz. Anadoiu ve onu kucaklayan denızlenn bu toproğın ekonomısınde Isa'dan oncekı cağlordar. bu yana yoğun bır denız tıcaret bolgesi olmasımn, tarıhsel gelısım ıcmde bılımsel analızını yapabı'en denizlerım zın geleceğıne baknasını bılen bir nesıl yetişmıştır ulkemızde Roma'nın en ışlek fcaret yolu More Nostrum, Hellen Adaları ve lonıa uygarlığınn pazar yerı Ege. Venedık, Bızans ve Pontus'luların tıcaret alanı olagelm ş Karadenız. bugun de cevrelemektedır Turkıye'yı. Artık bu toprağın insanı onu cev releyen denızleri, suların altında gomulu ser^etleri ıle bırlıkte değerlendırmekte ve denıze kartpostallardo yer alan bır doâa guzellığı olmaktan ote, bır gozle bokmoktadır. GEMİ VE LİMANLARIN EVRİMİ Yelkenlı gemıden, stımli makl nelen yürüttuğu yordan carklı gemılere 1800 senede ulaşan m sanlık, gemısının dumenı başında bilmedığı denızlere acılan Fenık'lı tuccarlordan bugun kü modern denız ulaştırmacısı kuruluşlara uzanan gelışım icın de, pervanenın suları dovmeye başlamasından bu yana okıi almaz bır teknoloıı yarışının ıcınde bulmustur kendını. Stımli ge mıden dızel motoruna gecnek ıcın 40 yıl bıle beklememış, bunu stım türbunlerı ve cok daha gelışmış motorlar izlemış nıhayet 1960'lara doğru atom reoktorunün deniz tıcaret gemılerındekl kulianılış noktasına varılmıştır. Denızlerdekı yürütme gucundekı bu hızlı evrımı, denız tıcaret gsmılennın yapılarındakl aeğışım ve gelışım de aynı paralelde ızlemıştır. Gemıcılık albumlerındeki son yüzyıı ıle gunumuzun gemılerıne zaman denılen sıhırlı nehırın akışı Icınde duşünceli bır tebessümle bakıyoruz bugun RO/RO TAŞIMACILIĞINDA TÜRKİYE.. Bıraz gec de Olsa, Türkiye'd j gercek anlamıyla ne contoınsr termınalı ve ne de fuomuzdo contaıner gemtsl henuz bulunmamaklo beraber blr ıamanlar gemılerınde sta| yaptı pılan son görüşmelerde Iroklı'lor genelhkle Doğu Almanyo ve Rusya'dan yaptıklorı buyuk captakı ıthalotı kombıne bır nokiıyatın deniz/demfryolu glrl^ noktası olarok Samsun'don ulkelerlne cekmek istediklerlni keslnlıkle bildirmlşlerdlr. Ne var ki, meşhur ve on yıllık uğraşılara roğmen bır turlu değıştirılemeyen «Rıhtım Resmı Kanunu» (3), ne Ro/Ro gemnerın ne de contaırrer'lerın ulkemızde taşımo lıteraturunde sozu bıle gecmedıgl yıllaro ait, zamanımızın gerılerlnde kalmış lıman tarifelerınln bu yenl taşıma şeklllerı Icın de aynen uygulanması gemılerın kapak ottığı termınal sohalarının boşoltma ışlenndeki hızı soğlamasına ımkan vermeyen betonlanmamış kış aylarındaki batak, perlşan durumu, bu gemılerın ışıStılmesındekı zaman unsurunu gozeterek lımanlaro programında vorışında öncelikle yanaştırılmamasının ekonomlk ve olumsuz sonuclorı, devlete ait bu gemiler ile gelen mallar icin gene devletin bir organı Olan gumrukten mılyonlarca lıraltk gumruk teminotlarının ıstenmesı vs gıbi gucluklerın en akılcı yoldan gıderılmesıne bır tür lu ulcşılamamaktadır Oğrendığırmze gore, Yunanlı, Volos/Lattakıa arasındo servıse koyduğu bu tıp gemllerde Suriye'li gumrukcuye gorevıni yukleme Itmamndo başlatarak Lattakıa'ya gelınce, şoforun gaza basıp yoluna devam etmesının caresını bulmustur. Bu ışle ılgılı mevzuat dedığımız ge nellıkie tutucu kuralları da gunun gereksınmelerıne göre duzenledıklerı anlasılmaktadır. Gelecek umut verıcıdır. Bunu sağlayacak bır kuşağı yetıştırdığımız de bır gercektır Türkiye'de Ama unutmayalım kı, ticorette her zaman rakıpler var dır. Bu bır yarıstır. Ulkemızdekl kopru başlannı tutmakta gecık meyelım. (1) Tekerlekler üzerinde blndirme / tekerlekler uzerinde indirme.. 2 Trim: Geminin başta ve kıc taraftaki sucekımı arasında dıkey mesafe olarak fark. (3) Yabancıların, Türkiye'nin meşhur «Advalorem Tax»ı dedıkleri. Bu kanuna gora herhangi bir deniz aracı ile Turklye'ye giren malın değeri üzerinden ithaltrtcıya yuzde 5 vergı uygulaması yapılmaktodır. TEŞEKKÜR Muteveffa Vezlrkopru Muftusu Hofız N ;rı Comert'm torunu, Fazıl ve Seher Comert ın sevg iı oğullan Zehra. Faruk, Semra'nın ağabeylerı, Mona Ago^t na mn eşı. Ergun ve Kemai'in sevgılı babaları. Hacsttepe Unuersıtesf ögretım Uyelerinden, Docent Dr. Llbya gıbl az gelışmış ulkenın. denız endustrısının en ılerı ulkelerınde oğrenım gormuş bu elemanı. htcbır ezıklığın ıcınde değıldı. Kapıtal gucunden cok bılmemn. modern denız naklıyatını bır teknoloııler sıstemı olarak oğrenmış ve bu konuda yetısmış olmanın rahatlığı ıcınde konuşuyordu. Ro'Ro gemıler 1960'larda or taya atılan ve hızla uygulamoya konulan yenı blr taşıma şeklıdır. Denıze açık az gelışmlş ülkelerın yuzlerce gemının oylarca bekledığı ılkel lımanlarındakı tıkanıklıöı son bır kac yılda tamamen cözen, bu ulkeler de yapılan dev yatırımların gerektırdığı buyük proıeierden doğan ve denız yoluyla yapılan sayısız teknık guclüklerle dolu taşımaları gercekleştıren, beheri 350/400 ton mılyonlarca dolar değerındekı reaktor, kazan. transformatör gıbı normal dışı boyutlardakı parcaları bu ulkelenn, gemının halat vereceğı bır yeri bıle olmayon kuş ucmoz kervan gecmez sahıllerıne kırıp dokmeden cıkanp. bu ulkelere hayat verecek fabrıkalann kurulduğu şantiyelere ulaştıran, ulaşımdaki zaman unsurunu buyuk bır hızla aşan, bu gozümuzun pek alışık olmadığı Ro/Ro gemıler olmuştur Kısaca tarıt etmek gerekırse taşıyacağı >uklerı cıplak, ambalaılı, palet veya konteynerler ıcınde fakat traıler denılen tekerleklı platformlar uzerınde yuzen bır garaı mısalı ıcıne alan ve yuksek bır suratle gıdecekleri noktaya ulaştırarak baştankara veya kıctankaro yanaşarak «ramp» denılen kopru şeklındekl kapağmı ındırerek bunun üzerinden gene tekerlekler üzerınde dışarı cıkarıp derhal yenı bir yukleme ıcın lımandan ayrılan ozel gemılerdır Yukleme ve boşaltmalarındaki «Roll on/Roll off» (1) prensıbınden ısım alarak «Ro/Ro» tıpı ıle denız ulaşım lıteraturundekı yerlerıni almışlardır. On ve orka rompa'annı elektro hıdrolık sıstemlerle. yanaştı Bedrettin Cömert'in 1171978 gunu hunharca bır cına.ete uğraması nedenl ile cenazesıne gelen. celenk gonderen, bassoğiığı dıleyen tum kurulus. dost ve sevenlere teşekkur edenz. COMERT AILESI Cumhunyet 9837 Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığından Bildirilmiştir. DENİZCİLERE VE HAVACILARA 86 SAYILI BİLDİRİ 24 temmuz ile 1 ağustos 1978 tarihlerl arasmdfl 07 00'den 18 00'e kadar aşağıdakl noktaları bırleştıren saho Icınde seyretme, demırieme. av'anma ve bu sahanın 2000 metreye kadar olan yüksekhğı can ve rnal emnlyetı bakımından tehlıkel'dır. KARADENİZ YENIKÖY AKPINAR (1) 41 derece 25 dakıka Kuzey 28 derece 48 dakıka Doğu (2) 41 derece 16 dakıka Kuzey 28 derec~ 52 dakıka Doğu (3) 41 derece 13 dakıka Kuzey 28 derece 44 dakıka Doğu (4) 41 derece 22 dokika Kuzey 28 derece 44 dakıka Doğu DENİZCİLERE VE HAVACILARA DUYURULUR. OP. Dr. Aziz Çöl ORTOPEDİ ve TRAVMATOUOJİ MÜTEHASStSI «Kırık kerrık ve mafsol hostalıklon» OsmonDe/ Haiâskârgozl Cod. 2791 Sedef (Basın: 19248/9833) HEDEF, DEV BİR DENİZ GÜCÜ TÜRK DONANMA VAKFINA BU HEDEFE ULAŞABİLİRİZ YAPACAĞINIZ YARDIMLARLA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle