19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
oldjçcler, Ticaret Yasası'nm 466. maddesinde>?belirtıldığı gıbi başka ortoklıklara katılrfa amfltıytoşıytın kuruluşlardır. ÜIKemızde Jfoldınojer, genellı.kle. faalıyet halınaekı sermdye ortakjfcfanna aıt hısse senetlermın oluşturulon ^enr^Anonınt Ortaklığına taşmır (oyn.) sermoye 'felqrak getirilmelenyle kurulmaktadır. Bu yolla etdekı hısşe senetlerı yenıden değerlendırılmekte, Gelir Vergısı Yasası'nın 81. maddesi uyarınca vergı kapsamı dışındakı bu ışlem, kuruculara, yenı bır sermaye yatırmadan buyuk sermayelerı kontrol, ek fınansman ve kredı, rıskın dağılması, uretımde ıcsel ve dışsal tasarruflardan yarorlanma olanakları sağlamaKtadır. H OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Holdlngleşme, ortaR sayısı artıp patronu belırsızleşen ışletmelerde vergi kaçokcıltğı olosılığını genel olorak azaltmasına karşın yasai boşluklar nedenıyle vergıden kocırmaya yol açmakta ve sonucta vergılemenın en onemlı ıl«elerınden olan cadalet» zedelenmektedlr. Vergi yasolarındaki değışiklıklerin gündemde bulunduğu şu sıralarda hısse senetlermın ortaklıklara aynı sermaye olarok konulmosında ve holdıngleşme nedenıyle Kurumlar, Mali Denge ve Gelır Vergılerının odeme surelen ıle vergı yuklenndeki adoletsızlığe yol acan vergıden kacmma yollarını tıkomanın gereklı olduğu acıktır, Uygulamadakı aksaklıklorı gıdermek ve bu yollo vergısel yargı mercılerındekı oniaşmozlıkları azaltmak icın de gereklı olan yenı duzenlemeyı sağlamak üzere hisse senetlerlnln ortaklıklara aynî sermaye olarak konulması sırasında yapılan yenıöen degerleme sonucu meydana gelen deâer artışlarının 193 sayılı Gelır Vergısı Yasosı'nın 81 maddesı huk munden yararlanmasının onune gecılmesı; sermaye ortaklıklarından kâr payı elde eden gercek kışılenn kesıntı dışı bırokılması, Kurumlar Vergısı oronının, doğıtılon ve dağıttfmoyan kazanclardakı vergı yuku farklılığmı gıderecek, yukarıda kaldırılması goruşu benlmsenen kesıntıyı kapsayacak ve Gelır Vergısı torıfesiyie uyum gösterecek şekılde değıştirılmesını sağlayocok bir tanfeye bağlanması gerekli gorulmektedır. Bu onlemler alındığında, vergi ıdaresı menkul sermaye Iradı elde eden gercek kışılerı aramak zorundo kalmayacak. dağıtılan ve doğıtılmoyan kârlar arasında vergı yuku yonunden var olon forklılık gıderıldığınden sermaye şrrketlerı muvozaalı yollar aramayocak, doha onemlısi vergılemenın temel ılkelerınden basıtlık ve adalet gercekleştırılecektır. Haftanın Ozeti Bulıınduğumuz Nokta... İÇTE ABD Baskanı Carter'ın ozel temsilcisl Clark Clifford 21 şubat 1977 gunu başkente gelır. Başbakan Demırel'» şoyle der: « TurkAmerıkan ılışkılerıne tesır eden foktor ambargodur Kongre'ye bağlıdır Kongre ıse Kıbrıs'ta bır gelişme olmazsa ambargoyu kaldırmaz » Clifford, Demirel'ı bir kez de Londra'da ziyaret eder. Başbakamn Londra Hilton'daki daıresinde Carter'ın ozel temsilcisi, Turkiye'nin «Kıbrıs'ta bır şeyler yapması» İCin israr eder yine Devrin Başbakanı Demirel, bu buluşmadan bir gun sonra Birleşik Devletler Başkanı Carterdan aynı sozleri duyar: « Kıbrıs ta olumlu bır gelışme olursa Kongre ye karşı guclenırız > Bu alıntılar, AP lideri Suleyman Demirel'in gecen hafta Hurriyet gazetesıne yaptığı acıklamalarda yeralıyordu... Holdingler ve Vergileme Saban ERDİKLER Maliye Mufettişi Anılan vergılere ılışkın yururluktekı yasalar uyarınca sermaye ortaklıkları bir tokvim yılındakı faalıyetlerınden oluşan malî kârlarını ertesı yıl nısan ayında vergı daıresıne beyan etmekte, %28 oranında kurumlar, Moli Deng» Vergılerını odemekte ve kârların dağıtımı sırasında gercek kısı ortaklardan oo20 oranındo Gelır Vergısı kesıntısı yapmaktadırlar. Ortaklığın gercek kışı ortakları ıse kesıntılı kâr paylarını elde ettıklerı takvım yılını ızleyen mar; ayında vergı daıresıne brut kazanclarını beyan ederek ve gelir vergılerını yotırmaktadırlar. Sayılon ışlemlerın sonucunda sermaye ortaklıklonnda vergı yuku %42,4 oranında gerçekleşmekte. mılyonun üstundekı gellrlerde kurum gercek kışı ortaklarının beyannome uzerınden odedıklerı vergılerın de hesaba kotılmasıy'a bu oran %73,36'ya yukselmektedır. Bu oranlar aynı zamando dağıtılan ve dağıtılmayatı karlardakı vergı oronlarıdır Bu genel vergı y j kune holdingleşmenın ılk etkısı. gelır vergısı kesıntılerını ertelemek ve Kurumlar Vergısındekı ıştırak kazançları ıstısnasından vororlanmak yoluylo en az bır yıl vergı yukunu %28 oranında tutmak şeklindedır Boylece odeme suresı de en az bır yıl gecıktınlmektedır Bu sure noldıngın organızasyonu uygun olduğunda ıstenıldığı kadar uzatılobılmektedır de Aynco holdıngler odenmış sermayelerının 1/5'ını buluncaya kadar yedek akce oyırabıtmekte boylece olt kuruluştan edınılen kazanctan hem alt kuruluşta hem holdıngte yedek akce oynlmasıyla matrah duşurulmektedır. Ote yandan ozellıkle aıle holdmglerınds kârların yukşeK olduğu devrelerde doğıtım yapılmak yoluyla %73.36 oranındakı vergı yuku %42,4 oranında tutulabılmektedır. Bizdeki gelişme Turkıye'de holdıngler, ozellıkle 196? yılındon bu yana kurulmaya başlamıştır. Batı ulkelerınde uzunca bır gecmışı olan holdmglesmenın, kurucularına sağladığı yararlar da gozonunde tutulduğunda Turkıye'de gecıkmış olmasına vergı yasaiarı yol açmıştır 5421 sayılı Gelır Vergısı Yasası'nın yururlukte oldugu 1961 yılına değın tuzel kışı ortaklarının elde ettıklerı menkul sermaye ıratlan hem tuzel kışıye ve hem de tuzel kışı ortağı gercek kışıye odendığı anda kesıntıye tâbı tutulduğundan ser maye sahıplerıne holdıng kurmak cekıcı gelmemıştır. Ancak 1961 yılında 5421 sayılı yasanın yerıne yururluğe gıren 193 soyılı yasonın 36. mcddesıyle sozu edılen cıft kesıntı usulü kaidırılmış. tuzel kışı ortaklara odenen menkul sermaye ıratlan kesıntı dışı bırakıidığından gıderek artan sayıda holdıng kurulniasına başlanılmıştır Holdırgler. yukumlusu oldukları kurumla r , Molı Denge Vergılerıyle sorumiusu bulundukları gel.r vergısının odeme suresı ve vergı yüklennı etkılemektedır. DEĞİŞEN NED1R?.. Sonuç Gozlemlenen yararlarının yanısıra tekelleşmeye yol acması, duşuk oranlı kâr dağıtmak yoluyla sermavelı katılmalorı ezmesı, kotuye kullonılması. aşırı merkezıyetcılığe neden olabılmesı gıbı sakıncaları da bulunan holdingleşmenın vergı odaletını olumsuz yonde etkıledığı gorulmektedır. Felâket Davulcuları OKTAY AKBAL Evet Hayır Sağcı basın ne diyor? Alpay KABACALI Nitekim, ABD Dışişlerı Bokonı Cyrus Vance'ın Montro Zırvesi oncesı yaptıgı konusma da VVashington'un bu tavrını ozetler nitelikte olmustu Başbakan Ecevit'in bu konuşmaya karşı cıkışları, gectiğimiz hafta da sağcı basında tepkilere hedef oldu Kimi kalemlere gore, cıkışlor, «mubalagalı ve kaygı verıcı» idı . Çeyrek yuzyıllık dumen suyu politikasının koşullandırdıgı beyınlerin. ABD'ye yonelik sozlu uyarılardan bıle rohotsızlık duymaları anlatılır bir şey . Ust duzeyde bır Amerikan heyetinin geçtiğimiz hafta ansızın Ankara'yı ziyaretınde de pek şoşırtıcı bir yan yok Sayın Ecevit'in aldıgı tavır ve «yenı sovunma kavramı na ılişkin hazırlık calışmalarının boşladığı konusundo basına yonsıyan haberler, boyle bir ziyaretl zorunlu kılmıs olabılır Ancak hafta kapanırken gun ışığına tam anlanııyla çıkmayan nokta, Amerikan Heyeti ıle goruşmelerden sonra, Ankara ve VVashington'dan yapılan iylmser acıklamaların temelınde hangi gelişmenin yattıgı idi Estirilen bu iyımser havanın taraflarda ne gibi bir değışiklik sonucu ortaya cıktıgı, gozlemcılerın üzerınde durdukları noktaydı genellikle SORULAR SORULAR... elâket özlemcllerl vor oromızda1 «Bu Iktldarın eneamı felâket olmadan, Sıkıyonetlm ml, dort partlnin kotıldıkları Meclis hukumeti mı, ne lâzımsa yapılmalıdır» der biri! «Kacmak istese de kaçamayacak, kalmak istese de kalamayacak, gidecektir, tıpıs tıpış goturulecektir» der başka biri! .. Bunlar yıllardon beri felâket arayan; Turk toplumunda bir uyanıs, bir bilinclenme oldu mu, kıyameti koparan kimselerdir. Klmi bir kursuye tırmanıp boyle bağırır, kimi ellne kalem alıp içindeki butun kini, nefreti gazete sutunlarına doker Kimlerdir bunlar? Bilincli yurttaşlar tanırlar boylelerini. Kendı adomları iktidarda olduğu surece, kendi yandaşları en ağır suçları isledikleri surece, seslerinı çıkarmozlar, ne zaman kı iktidar bu ulusun guvendiği kışılerin ellne geçer, o zaman felâket tellâilıgına baslarlar. Şimdı olduğu gıbi... Sıkıyonetim gelsin, millı ortaklık kurulsun, Ecevit gitsın, CHP iktidar olmasın, solun hıç bir turlusu bu toplumda etkınlığini duyurmasın! Istedikleri hep bu . Hiç sıkılma duymadan butun suçu iki bucuk aylık bir hukumete, bir Başbakana yıkmaya calışıyorlar şimdi de1 . Bır tuttururlar, Ecevit kacacak diye! Bir iktidarı bıraksa gecen defaki gibl! O zaman bayram edecekler! Cunku kendı yondasları, kendı «adam»lorı iktıdardan ayrılmak diye bir şey bilmez Coreklenirler koltuga seçimde yenilseler de, başansızlıktan ulkeyi ve ulusu gercek bır felâketin esığıne getırseler de, iktıdardan kopamazlar Kendiien gibi olanlarlo ortak olurlor, etki yerlerini parsellerler, birbırlerıne en agır suçlamaları, en ağır sovguleri yapıp, yine de iktidar koltuğuna yapışırlar sıkı sıkıya Meclis'te azınlıkta kaldılar mı baslarlar bağırışmaya, «felâkete gidiyoruz», «asker gelsin bizi kurtarsın» diye . Kımdır bunlar? Biraz kurcalarsanız neler goreceksiniz neler! En karışık gecmişler, en kuşkulu işler, durumlar, h«saplar, cıkarıar . Ne yapıp edip bu tur politikacılardan, yazar taslaklarından kurtarmak gerekir toplumu Ne yazıları okunur, ne bilincli toplumda bır etkilerı olur, ama bellrli bir cevreyi felâket cığlıklariyle korkutur, urkutur, yeni yeni oyunlar, daha dogrusu gercek felâketler tezgâhlar dururlar. Demokrası, dusunce ozgurluğu, «yanlışı bıle savunma hakkı» der dururuz, herkese bu hakkı tanırız. Ama bir de onlara sorun, slze, bıze. yani kendileri gıbı gerici, cıkarcı, felâket habercisi olmayanlara boyle bır hak, bır ozgurluk tanırlar mı? Ellerine fırsat gecse karşılarında yer alan tum yazor.'arı, politikacıları, oydınları kırar gecirirler. Boyuna dikta ozlemi cekmeleri de bundandır. Demokratık bir ortamda, duşunce ozgurluğunun ayakta oldugu bir toplumda kendilerini huzurlu ve guvenli hissetmezler. Tartışmolorda yenik duşeceklerini bilirler. Gucsuzdurler, bilgisizdırler, zekâ yoksuludurlar, yurt ve dunya gerceklerinden habersizdirler. îç Savaş Kışkırtıcılığı Yapılıyor Sağcı basın, Cumhuriyet tarihındekl en saldırgan donemini yaşıyor. Anarş, yuvalarının ustune gidildikce ve devlet memuru sıfatıyla değil MC partllerinın temsılcileri gibi ca lışmış resmi gorevlıler hizaya getirilmek Istendikca, sağ iktidar umutlarını yltirıyor. Bunun uzerlne sağcı yazarlar çıkar yolu «anarşi onlenemedi» sozunu kalemlerıne pelesenk edip CHP'ye ve sola saldırmakta, kltleleri bırbırıne duşur mekte, adeta ıç savaş kışkırtıcılığı yapmakta buluyorlar. Sağcı basının butunsel acıdan gorunumu boyle. Ama kucuk partıcılık hesapları ile kalem oynatan, sermayenin cıkarlarını koruma kaygısıyla «kur farkları» vb. konuları ısıtıp ısıtıp okur onune getiren ya da hâlâ CHPAP koalisyonu duşu goren sağcı yazorlar da eksik değil!. . , ^ .. T 31 MART OLAYI İşte SABAH gazetesınin tariht«ki 31 Mart Olayı nı anımsotan. 31 Mart 1978 gunlu sayısı Bırinci sayfa yanlamasına, san renkli zemin uzerine basılmış; butun sayfayı buyuk puntolu yazılar kaplıyor «31 Mart 1978'de Genel Manzara ' llkokul hademesınden genel mudure, fakulte odacısından musteşara kadar butun maarıf / Oğretmenden veterlnere, Barolar Bırlığınden muhendıs odalarına kadar meslek kuruluş lon / Burokrası.iın kopru boşları, bazı Anayasa muesseselerı, cezoevlerı, mulkıma'iallı ıdareler ve sendıkalar / icışlerı Bakanlığı'nın guvenlık gorevlılerı, modenler, santrallar, baraılar. kopruler, kara denız ve hava yolları, meydanlar / Gazeteler, haber oıansları, rodyo ve televızyon, Posta Telgraf ve Telefon, kultur kuruluşları, yayıncılık ve koy kooperatıflen Solun Kontrolu Altında1» Bunların sağ ustunde de «Bu defter durulecektir» başlıklı, Adıdeğmez imzaiı bir yazı. Adıdeğmez, Necip Fazıl'ın takma adıdır. Sabah'ta her gun kendi imzasıyla yazan şerıatcı ustad, nedense bu yazıda takma ad kullanma gereği gormuş. Şöyle der: «Kıralayanın kıralanandan da ha az duşkun olmadığı tarzda vıcdan kıralanarak iktidar ele gecırıldı. Manevî sefalet... (...) Bırbucuk asır oncesını.i bır vıla yet halkından gelme, kapukulu asıllı ve Anadolu'da bır yer ısım lı, ıhtıyar palıkaryanın ayağı altına sadrazâm cubbesını serecek kadar mıllî haysıyet kucultuldu. Sıyasî rezalet... Ve nıhayet, memleketı Moskof ıstılâ etmışcesme, belkı Moskof'un bıle yapmayacağı şekılde, polıs, Valı, mudur. amır. asker, oğretmen devlet catısında sökülmedık civı bırakılmadı. Efsanevî şekâvet... Bunların Defterı Kebır hesaplarında a.ia maddeler, an lâkta sefalet, ıktısatta yankesicılık, otorıtede fuhş, sıyasette rezalet, ıdarede şekâvetten ıbarettır; ve bu defter pek yakında durulecektir111» ENDONEZYA ORNEĞİ «Defter durme» heveslllerinin ne yapmok istediklerinl ortaya koy an yazılar da yayımlanıyor. 28 Mart günlü SABAH'ta, Kemal Anlar imzaiı bir yazıda şöyle denillyor: «TRT Fndonezya ıle alakâlı bir haberi hem gerceklere vo hem de Türk mıllet nın hıssıyatına tcmome.i aykırı şekılde değerlendırmıştır. General Suharto'nun beş yıllık bır surs ıcm tekrar Endonezya'nın Devlet F MANTIK GALERİSİ 9 Turk sınemasının mayası ve ona yon veren kudret ve kuvvetın esosı Mefkuremızdır (Hergun, 27.3.1978) 9 Gensoru onergesı goruşulurken komunıst ve anarsıstlerın yalnız yaptıkları degıl. ılerısı ıcm planladıkları muhtemel hareketler de dıle getırılmelı, tedbırlenn ne olacağı sorulmalıdır TeKin Erer, Son Havadıs, 27.3.1978) 9 Bır soylentıye yore »O;gıırluk» eskı Turkcede «esareb demekmıs. Bunu dııcılerımız daha iyi bilirler. (Huseyın Demirel, Yenı A»ya. 28 3.1978) 9 Komunsıtlerın ve dınsızlenn bır kısmındo islâmıyete ıstıdot vardır Unlar.n hıdoyetlerıne vesıle olacak sebeplere tevessul etmek bıcım ıcın dını ve ınsonı bır Dorctur (Mehmed Şevket Eygi, Sabah, 28.3.1978) 9 Herkesın hem fGsist olduğu ve hem de faşızmı reddettıgı yerde kımın faşıst oıduğunu soyler mısınız Deyler\.. (Hergun, 29.3.1978) 9 Yurt d'Sindo kreoı arcmoya gıden Bakan elı boş donmuşiur Cunku, bavulu kredı dolu olan Bakan boyle konusmaz. (Abdullah Uraz, Son Havadis, 30.3.1978) yaklonması vukubulu.ica General Suharto meşru reıımı mudafoa etmış, başarıh da olmuş ve Endonezya Komunıst Partısını de kapotmış ıdı Demek kı o sırada bır gece boskını tertıpleyıcısı değıı fakat nızama sadık asker...» VE «ENDONEZYA ŞARTI»! Bir başka şeriatçı yayın orgonında, Nurcu AP'lilerin YENİ ASYA'cındo ıse acıkco ic savaştan soz edlliyor: 28 Mart gunu Şohln Hoca (Ahmet Şahln) yazıyer: «Basından berı a.iorşıyı devlet gucuyle karşı karşıyo getırmeyı hedef almışızdır. Onlora ureme zemını hazırlayacak bır tutum ıcıne gırmemış, gırılmesını de uygun bulmomışızdır. Bu tutumumuzu bundan boyle de devam ettıreceğız Ta kı yenı bır Endonezya şortı ufukta gorununceye Irodar. İşte o zamon bu mıllet dış duşmana korşı ver dığı Ca.iokkale Savaşını herhoide ıc duşmana karşı vermekte tereddut etmeyecek. o zoman kımın şehıd, kımın de gozı olacağı meydana cıkacaktır. Ancak, henuz o günlere gelınmemış, nızamların hâkım olması umıdı henuz yıtırılmemıştır» «GREV DEDİKLERİ İSYAN .» Şeriatcılorın nosıt bir duzen oziediklerini belgeleyen iki ya zı daha... SABAH'ta (26 Mart) bu kez kendi imzosıyla Necip Fazıı yazıyor: «Patron gosbedıyor, ışcı gasbedıyori Bırı ışcının hakkını. oburu de mulkıyetın hakkını... Patron, sırtından 10 kazondığı ışcıye 5 bıle vermeyı cok gorurken, işcı, her turlu domagoc yayo ve guduculerınln ıhtırasını tatmme musait bu vozıyetı, adım başındo bahone edip ayak lanmayı ve ictimaî ntıyac kanollarını tıkomayı becerebilıyor. (Grev) dedıklerı toplu ış tatıli şeklındekı isyan hareketıni boyle anlamak lâzım... Dunyanın her yerınde bu boyle... Felâkat! <..> Bu havodo şrfanın hangı reıımde olduğunu gorun ve butun dü.iyoda olduğu gıbi bizde de işçıye verilen fazla soz ve şımarma poyının nereden geldığını anlayın! Ne (grev), ne (lokavt), ne <sendika), ne (federasyon), ne zehır, ne de ondo.i beter panzehir... Sodece İslâm ve ulvî nfzam...» CARŞAFA, PECEYE... 27 Mart gunlu SABAH'ta Mehmed Şevket Eygi, «Lalklik dinslzlik değildir» sozune karsı cıkorken (lolkllğln ne olduğunu maddeler halinde» sıralıvor ve boylelikle şerlatcıların neler yapmak istediklerini d t ocıklamış oluyor: «Kur'a.i, hırsızm eli kesılecektır diyor. Lalklîk bunu kabul etmez. / Laiklik mefhumu dln dev letıne, Hilafet idaresine zıttır. Şeriata göre müslüman kadınlartn carşafa ve peceye bürunup örtünmelerj lâzımdır. / Özet olarak soylemek gerekırse laiklik, Kutsal Kitabın devlet ida resine ait hukümlerinj kabul etmıyor, inkâr ediyor... Laiklik Allah'ın devlet mevzuundoki emır, yasak ve hükumlertni nazarı jtıbaro almamak demektır.» vVoshıngton, Ankara goruşmelerinin sonuclarını folumlu» karşılamıştı. Başbakan Sayın Ecevit de cuma gunu duzenlediği basın toplantısında, ikill ilişkilerin duzeleceği yolunda «kuvvetlı umut verıcı belırtıler»den soz ederek, Başkan Carter'ın onerlleri ile Turk Hukumetinin yaklaşımının bir doğrultuda olduğunu belirtmiştl. Bugune dek «once Kıbrıs sonra ambargo» diyen VVashington'un bu tutumundo bir değisiklıkten soz edilebılir miydi? Kıbrıs'a ilişkin anayasal ve topraksal Turk onerilerinin «doyurucu olduğu yolunda bir izlenim mf edinmistl Carter yonetimi'' Kıbrıs Rum kesiminın bu konudaki gorutleri anımsandıgındo bu ne denlı olası idı 9 Yoksa, toplumlararası gorusmelerın başlaması icin sımdilık yeterli gelişmenin varlığını mı kaydetmlştl Carter yonetimi? Beyaz Saray'ın Kongre'ye yonelık bır «ıest>.ini Turk onerilerı izleyecek, BM Genel Sekreterlnin toplumlararası goruşmeler icin cağrısmdan sonraki gelişme surecınde de ambargonun yazgısı belli olacak, denilebilir miydi 9 .. Gunluk deylşle bakla falını andıran bu sorular bir yana, geçtlgimiz hafta VVashington ve Ankara'da belırginleşen lyimser havanın nereden kaynaklandıgı ve surup surmeyeceğı, bokolım bu hafta icinde gun ısığına cıkacak mı?... YA EKONOMIK AMBARGO . Turkiye'ye yonelık askeri ambargo henuz bu oşamada. Atkerl ambargo ile bir yerde ilintili olan ekonomik ambargo'nun pratıkte cozulduğu Ise henuz soylenemez. İMF'nin <yeşıl ışıgı» aniamına gelen anlaşmayı Maliye Bakanı Ziya Muezzinoğlu imzalamış durumda. Unl^ ulusiararası bankalarla temaslara başlandığı da geçtiğimlz hafta basına yansıyan haberler arasında yer aldı. Ancak «yeşıl ışığı»n somut sonuclarının alınabllmesi, bu'oyın sonuno doğru VVashlngton'da toplanacak olan İMF Yönetlm Kurulu'nun anlaşmayı onaylaması Ile mumkun olacağı blllnlyor Askeri ambargo ile ekonomik ambargonun bugune dek icicellğine dlkkati ceken kimi gozlemcller, Kıbrıs gelişmelerlnln bu konuda hâlâ belirleyici rol oynayabileceğlni hafta kapanırken one surebiliyorlardı... m m z m m Y O R U M DEDfĞitf... Şımdılık yapılabılecek şey Turkıye ABD ilışkılerını yansıtan ayrıntılı bır lotoğraf ortaya koyabılmektır. Bu deneme belkı de yapılacaK acıkıamanın sağlıklı değerlendırılmesıni sağlayaoılır. . . Vance hıc u.nulmadık camlar devıren, sonra tepkıler karşısında <Ben oyie oemek ıstemedım» diye gerileyen bır polıtıkacıdır Ecevit ve «entellektuel forum! goruntusundekı cevresıne» gore ıse Freud'un şu teorısı gecerlıdır «Dıl Furcmeâi yoktur Şuuraltının dıle yansıması vardır » Vance'nın şuuroltı kelımelerıne yansımıştır... Evet, Vancetn sozlen cıddıciddı Freud teorılerınm ışığında da değerlendınlımştır Bu fantezıyı yok farzederek, fotoğraftakı dığer göruntulen tamamlamaya calışalınv Ve Başbakan Ecevit, Montreux'cie unlu «ABD golge etmesın başka ıhsan ıstemem» sozunden başlayarak. ABD Turkıye ılışkılerınde gergınlik doruklorına tırmanan vaziyet alısları sergılemeye ko/ulmuş bulunuyor ( ) Gelışmeler bunlar... Vance'ın sorlerı karşısında, bıze ve cok cevreye gore. Ecevit'in cıkışları haylı mubalağolı bıraz da kavgı verıcı... Yorumlorımızın doğrulanıp doğrulonmadıgını görmek ıcın cok beklemeyeceğız sanırız . Guneri CİVAOĞLU (Tercuman, 30.3.1978) DEMİREL'İN SIKINT1SI... Ecevit Hukumeti, darboğaz ve ambargoları, varolon ilişkilerin dışına cıkmaksızın kırma cabosında. Dirllk duzenliğln soğlanmasında kacınılmaz onlemlerin neler oldugu konusunda kendı açısından sislerın daha da dagıldığı acık. Ayrıca ic ekonomik duzenlemelerde yer yer geri cekilmelerı de ıceren tesne^) bır yaklaşımın varlıgı goruluyor. Bu surec tcinde Ecevit Hukumeti, siyasal iktidara daha rahat oturacağı kanısında. AP lideri Demlrel'In rahotsızlığının da bu noktadan kaynaklondığını soylemek olosı. Hukumete yonelık muhalefetin dağılma surecine girdiğini son gensoru oylaması da ortaya koydu. 192'ye 224'luk bir sonuco karşın AP lideri Demirel'in halâ «selametı kocmakta bulacaklar» diyebilmesi nasıl bir değerlendirmeyl yansıtıyor, bilemiyoruz. Ancak bıldiğimiz bir şey varsa, o da, projektorlerin her gecen gun portl tobanından tavanına doğru cevrildiğini AP'nin sayın liderinin gayet iyi gormekte olduğudur. İlle de yurt duzeyi kapkara bir gecede kalmalı! Gerilik, bilgisizlik, yoksulluk, aldatılmıslık, kondırılmışlıktan kurtarılmamalı ulus .. Bır Ecrvıt cıkmış, halk ınanmış ona, boğlanmış «umut» diye bağrına basmış, CHP'yı en buyuk porti yapmış oylariyle, iktidara getirmiş. Ecevit dışda ıcte soygınlık uyandırmış, etkisini gostermiş, halk yarorına işler yapmaya girişmlş. Önce insanca bir duzen kurmalı, demis. Sağctsolcu diye bir ayrım yok, tum gencler çocuklarımızdır, demiş. Yavaş yavaş bir barış ve huzur havası, guvenliği yerleşmeye boşlamış... Hemen felâket tellaiları eyleme gececek, hemen gizli eller tertıpler hazırlayacak, dikta ozlemi cekenler bir takım cağrılar cıkaracak, hemen yurt ustune kapkara bir perde ortulecek! . Ecevit «bizim karşımızda bir secenek yok» diyor. Yanlış mı? CHP iktidarı, daha doğrusu CHP'nın boşlıca oğırlık olduğu bir ortaklık Turklye'yı 1981 secimine kodar yonetmekle yukumludur. Bu meclisten bundan daha iyi, daha guven verici başka bir hukumet cıkamaz. Bunu herkes bilıyor. Kendileri de! .. Bu yuzden sıkıyonetim, dikta duzeni, millı ortaklık gibi sözler edlyorlar... Ecevit'in bir gun «tıpış tıpış goturuleceğinni soyleyerek ortalığı korkutmaya calışıyorlar... Gerçekte slzler gideceksiniz tıpış tıpış!... Turk ulusu uyandı, bilinclendi, iyiyi kotuyu, doğruyu yanlışı ayırt etmeye başladı. Bekleyin Ilk genel secımi, kim kalır, kim gider, goreceksiniz. Size «yanlısları savunma ozgurluğu» tanıyacak kadar guclü olanlandır, bu ulusun tek guvencesl. tek umudu .. Felâket davulları calmak, felâket ctğlıkları atmak, kimseyi urkutmez. Butun bunlar kendi korkunuzu gizleme bellrtileridir başka şey değıl! .. VERGİLER NE OLACAK?.. Başkanlığına secıldığını bıldırır ıken, en buyuk Islâm Devletı olan Endonezya'.iın Cumhurbaşkanım şoyle tanıtmıştır. General Suharto'ya karşı kanlı muca dele vererek lukumet darbesi yapon bır generol .. Holbukı ».. ) bır antıkomunıst fakat gafıl kışı olan Ahmet Sukornoya karşı Cm menşelı komunıst a Turkiye'deki vergi yükunun dağılımındaki odaletlizlik herkesin bildiği bir olgu artık. Emekcilerin payı hâlâ yuzde 70'in uzerinde. Bugune dek izlenen sanayıleşme surecinin doğal urunu olan bu adaletsizliği bir olcude duzeltebilmek, Ecevit Hukumetinin gundeminde. Ancak henuz kesinlik kazanmamış olmasına karşın basına yansıyan haberler, hazırlanan tosarının emekciler açısından lyimser bekleyişleri haklı çıkarabilecek nitelikte olmadığını ortaya koyuyor... DIŞTA ŞAH'IN İRAN'INDA... Gösteriler, genel grev ve direniş... Bu gelişmaler İran'm Tahran, Kazvln, Yezd ve Kom kentlerinde gecen hafta yaşandu Polisle halk arasında cıkan catışmalarda üc kişl öldü, yüzlercesi tutuklandı. «İran Ulusal Cephe Guclerl Birliği» adını taşıyan orgütun cağrısı direnişleri boşlattı. Gecen ay da Tebriz kentindeki polishalk çatışmasında 14 kişiyi öldürmuştu. Adı gecen örgütün Şah rejlmlne karşı olan sol ve sağ orgütlerin birleşmesinden oluştuğuna değinen kimi gözlemciler, rejime karşı eylemlerin ilk kez boşkentin ve universltenin dışına taştığma kftle hareketlerlne dönuştuğune dikkati cekmektedlrler. Cumhuriyet 30. ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE Sabahattin Ali'yi Anma Toplantısı Turkıye Yazarlar Sendıkası ıle Harbıye Şehir Tıyatrosu buyuk hıkayecı ve romancı Sabahattin Alı ıcın bır anma toplantısı düzenlemiştir. Konuşmacılar: Azız Nesın, Fılız Ali. Asım Bezırci, Şükran Kuraakul, Atılla Ozkırımlı, Demır Ûzlu, Kemal Sülker. Şiirler: Erdal Ataya, Aydın Hatıpoğlu, Samur Seler. Kereni Guney: «Aldırma Gönül Dınletısı» Aydın Cecen, Kaya Tanyen'nın hazırladığı cDüşman» Öykusu Fılmı Sedef Bedız'in oynadığı «Devlenn Ölumü» odlı tek kışılık oyun. 3 Nısan 1978 Pazartesi Soat: 18 00 Harbıye Şehır Tıyatrosu Gırış Serbesttır. (Cumhurıyet: 6087) Oktay Akbal'ın yeni yapıtı: Temmuz Serçesi Severek okuduğunuz «Hıroşımolar Olmasın», «Zaman Sensin», «Yaşosın Edebıyat», «Gencler Bize Bakıyor»dan sonra «Temmuz Sercesı» de başücu kıtabınız olacak. Yazm, ekln, Insan ve yaşam uzerlne, okuru yeni duyorlıklar, düşunlerle zenginleştiren denemeler, soyleşiler... Eden: 30 Lıra İsteme adresi: Türkocoğı Cad. 34 41 Cağoloğlu İstanbul Yakında cıkıyor! İ. L 33. Abone 12 sayı 180lira. Adres CUMHURIYET CADDES1111/8 ELMADAĞİSTANBUL 15 MARTNISAN SAYISI ÇIKTI TL SİĞİLLERİ YOK EDEN İLÂÇ Eczanelere dağıtıldı. ist iloc Lab. (Sonuc: 444) 6076 (Asc: 326) 6083
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle