Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I K 1 CUMHURİYET doğa gerce'klenyle o!on llişkılerl bilıncleştırmede, okul ve halk eğıtimını butunleştırmede, ulusal sanat değerlerınl cıddî bır oğretım ve uygulama konusu yapmada, Ataturk Devrım ve ılkelerını yaygınlaştırmada gosterdığı tutum ve eylemleri; gunluk yaşamda demokratık duzene gecışı; yetenekler% uygun eğıtım olanaklannı sağlayışi; fırsat eşıtlığı, toplıfmsai adalet ılkelerını gerceklestırme onlemlerı zorunlu oğrenım cağını 16. yaşın bıtımıne dek surdurmesı, yatılı yatısız bolge okullan, mesfek kursiarı; yatılı ortaoğretımde ılk kez karma eğıtimı uyguloması; cağdcş ahlâk, ışte ahlâktılık, ış'ı ahlâk edınme ilkeJerini yoşamla. ııygulomalarla kazcn dırması gıbı yaklaşımlar... Bunlara kırsal, yöresel. bolgesel kosulfara göre yetıştırılen, orgutlestirılen ogelerın. bu yerlerde takım halınde colısmaları yontemı de eklenebılır Toplum ve eğıtım sorunlarının gensınde kalan bugunku eğılım duzenının değışmssınde, dınamıkleşmesınde. Koy Enstıtusü denemesınin ozunu, sureklılığını oluşturan eğıtbılımsel odaklar genıs capta etkılı ve yardımcı olacaktır. Ancak, Köy Enstıtulerının topluma, toplum ve eğıtım sorunlarma bakış acısını benırrsemek koşuluyla Elbette hızla değışen toplumumuzun gereksinmelerıne, bılımsel, teknoloıık bulgulara gore yeni amaclar. ılkeler, konular ve calışma teknıklerı eklenecektır O zaman Koy Enstıtulerınden esmlenerek kurumlara <rKoy Enstıtusu», «Kent Enstıtusu; «Kalkınma Enstıtusu» «Eğıtım Merkezlerı» gıbı ceşıtlı adlar verılebılır Iste o zaman tum eğıtım kurumlarına, degerlı Prof Hıfzı Veldet Velıdedeoğlu'nun deyımıyle «Zekâ potansıyelımn (yanı beytn hammaddesının) bırer ısıklandırma rofınerısı» (I) nıtelığı kazandırmış olur Ozet olorak, once halktan, cağdaslosmadan yana bır duzen değışıklığı. bu duzenın topluma toplum socunlorma. yeteneklerı donuk getıreceğı demokratık toplumcu bır genel eğıtım sıs temı. bu sıstemı yonlendırecek copta onderler ışınde yeteneklı. guclu, dınomık kuruculor, yonetıcıler, uygulayıcı oğretrnenler, gerek Adı ne olursa olsun Koy Enstıtusu ruhu. onun demokratık. eğıtbılımsel gucu. olmeyen uikusu ancak boyle bır ortamdo canlanır uvgulonabılır (I) «Beyin Rafinerisi», Cumhurıyet, 17 41977, 17 NtSAN 1978 oy Ensfıtüsü denemesınin yasalaştığı 1940' ın. 17 nısan 1940'ın ustunden 38 yıl geçtı. Kuruluş ve gelışlm evresını ıçeren 6 yıldon sonrakı bunca zoman sıstem değışıklığı, karaloma, suclama, hesaplaşma ve anma toren'erıyle harcandı. Bu arada kurucular ve uygulamalar üstune pek cok yazılar yazıldı, yopıtlor yayınlandı. Koy Enstıtulerının amaçiarı ılke ve yontemlerı. get/rdıWen belırlendı. Uygulamala' rın Ataturk Devrım ve ılkelerı, ulkenın gereksınmeterı, toplumun çoğaaşlasması doğrultusunda yapıidığı zamanla, ve hele gur.umuzün karmaşık eğıtım sorunlarıyla, toplumsal ve ekonomık bunalımlarıyla darıa ıyı anlaşıidı. Zaman zaman bu kurumlarm yenıden kurulmasını ısteyenler, kuracağız dıyenler oldu (1978 bütcesl konuşulurken one sürulduğu gıbı) Kuskusuz temelden Koy Enstıtulerine korsı oianlar olduğu gıbı, 1940'ın kosullarıyfa kurulmasını toplumsal oluşumlarla, gunun gerçeklerıyle bağdaşır gormeyenier de var K OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Haftanın Ozeti Bekleyişler... İCTE Bugunlerde «beklemek» fiilı gozetelerin birınci sayfa başlıklannda en cok geçen sozcuKlerden birı kuskusuz. Isterseniz, biraz anımsatalım. IMF'den resmı onay 24 nısanda bekleniyor . Onaydan sonra da ılk elde 150 mılyon dolar, bekleniyor.. Dunya Bankası du «yesıl ışıgı» yaktı, toplam 600 mılyon dolarlıK kredı bekleniyor... Yabancı bankaıarla anlaşma gercekleştı, somut sonuçların mayıs sonuna doğru alınması bekleniyor.. Ambargo sorununun hazıran ortasına dogru ocıklıga kavuşması bekleniyor... Yeni vergi tasorısının vergı adaletını sağlaması ve kacakcılığı onlemesı bekleniyor 1,5 yıldır dovız transferlerinde gorulen tıkanıklıgın mayıs sonu ıtibariyle kıpırdanması beklenmekte .. Yeni 17 Nisanlar Gerek Şevket GEDİKOGLU Sayısol ac/don oiduğu denli, nıte! açıdan da eğıtım çolışmaları doyurucu değıldır. Sıyasoi ıktıdarlann polıtık eğılımlerıne uygun bır arac olarak kullanılan eğıtım, ne ekonomık kaikır> manın on gorduğu ınsan gucunu yetennce yetıştırmekte, ÎUTI yurttaşlara gercek bır temei eğıtım veıebılmekte, ne de yeteneklere uygun eğıtım olanakları sağlayabılmektedır eğıtımde reform calışmalarına karşın, böylesine bır değışıklığe yonaşılamodı Nedenı, boyle bır değışıklığı gercekleştırecek halktan yana, demokratık bır yonetım duzenının kurulamamış olmasıdır. Duzen değışıklığı yeni bır eğıtım sıstemırvn strateıısını, amac, ılke ve yontemlennı beraberınde getırecektır Kuskusuz eğıtım kurumlarının eörev ve ışlevferı, çalışma koşulları da yenıden duzenlenecektır. Işte o zamandır kı, Koy Enstıtusu denemesı eie alınabılecek çeşıtlı adlarla, amaclarlo yeni 17 nısan<ann kuruluşlanna gıdılebılecektır. Koy Enstıtulermm yenıden acılıp acılomıyacağı sorununa sımaı değınelım Şurası bır gercektır kı, 38 yıl oncekı 17 Nısan Yososı, yc^tırım gucu 1978'de ve daha ılerı yıllardo olclugu gıbı yınelenemez Bunun tersı bır egılım ve tutku, Koy Enstıtulerirt'n toplumsol de' smeye, yenıleşmeye. bılımsellığe dayalı goruş ve eylemlenne aykın duser Hemen belırtei m kı, Koy Enstıtusu uygulamasım ayakta ve gecen zamanlann doruk noKtasında tutan, kolay KOlay aşınmayon, kurulacak demokrotık • toplumcu eğıtım sıstemının ve kurumlarının oluşumunda etkırtlığını surdurecek olan yaniarı. bugün olduğu gıbı yorın da gecerlılığını yıtırmeyecektır Örneğm. Kemalıst eğıtım ılkelerı doğrultusunda et ve kafayı bırlıkte calıştırar;, dengeleştıren. yopıcı, üretıci yöntemlorı, «!şle ış ıcın» ılkesını uygulama biçimı; yurttaşlara gercek bır teme! eğıtım vermede, toplum ve Katmerleşen Eğitim Sorunları Bu tur goruşlerın ayrıntılarına gırmeden, once şu gerçeğı doğrulamak gerek 1946'dan bu gune dek hıc bır eğıt/m alomnda kokıu bır cieğış'klığe gıdılememış, atılımiar yapılamamış, nufus artışıyla oranlı onlemler alınamomıştır Somurucu kapıtalıst duzen eğıtımde de be^ın yıkama, yabancılaştırma yontemlerını benımserrış, eğıtım colışmalanm oluruno bırakmıştır. Plonlı kalkınma donemlerınde bıle saptanan hedefler gercekleştırılememıştır. AncaK İmomHatıp kursu ve okullarındo, Islâm Enstıtulerınde belırlenen hedeflerın ılerısıne geçılebılmıştır. Sıyasal duzenın oluşturduğu bu gıdışe koşut olarak eğıtım sorunları ılkten unıversıte/e dek katmerleşmış, bugunkü karmaşık bu/utlara ulaşmıştır. Orneğın bıimezlerın soyısı 17 mıl/ona tırmanmış. ılkoğretımde tum koyler okullaştınlamamış, ıkılı. üclu, buyuk kentlerde dörtlu oğretım onlenememışt'r. Çoğ nufusundan okul dısında kalanlar, ortookuliarda % 60'ın iıse ve denai okullarda % 80'ın, yuksek oğretımde % 94'ün üstündedpr. Okula gıdenlerın de düzeniı bır oğretım ynpmadıkları, can guyenlığmden. eğıtım özgürluğünden yoksun bırakıldıklan da bılınen gorunen ayrı bır sorun. Yeni Düzen, Yeni 17 Nisanlar Toplumsal bır sorun olan egıtımın, otekı toplum sorunlarıyle, toplum duzenıyle sıkı ılıskısı vardır. Bunlardan soyutlanmış bır eğıtım sıstemı dusunulemez Cok partııı yuşaıula nosıl heı alanda devrımcı atılımlar durmuş. daha once yopılanlardan bır cokları engellenmlş, ekonomık ve toplumsal alanlarda kapıtalıst duzer.ın yontemlerı yeğ gorulmuşse, eğıtım alanınoa bu tutum sürdurulmustur 27 Mayıs Devrımıne. yenı Anayasaya karşın, halktan yana, halk ıcın demokratık bır duzen kurulamamıştır. Bu nedenle eğıtırrdo de koklu bır değışıklığe, yem yontemlenn uygulanmasına gıdılememıştır. Afınan onlemlerle sadece kurulu catıları onorma. tıpkısı modellen arttırma cabası gosterılmışt.r. Oysa yıldon yılo ağırlaşanr karmaşık boyutlara varan eğıtım sorunlorına gercekcı yaklaşım, Kemalıst ve cağdaş eğitim ılkelerı. Ko/ Enstıtusu denemesı doğrultusunda cocuk. genc ve yetışkınleri, tum kurumlarmı ıceren devrımcı bır eğıtım sıstemı uygulamasma gitmekti Koy Enstıtusu denemesıne, eğıtım şuralarına HAREKETLI GÜNLER 17Nisan: Bir Devriııı Günüdür OKTAY AKBAL Sağcı basın ne diyor? Evet Hayır Alpay KABACALI Ve ozellikle baskent Ankara bu bekleyişler ortamında son derece hareketli gunler yaşıyor. Yeni oır sıyasal ıktıdarın oluşum sureci icinde de bu son derece doğal bır bakıma Bakanlıklardaki hareketlilik de, henuz sona ermiş degıl Yurdun her yanından «gelerek, bakanlık korıdorlarını dolduran yurttaşlar, bır baska acıdan da, Turkıye'deki istihdam sorununun boyutlarını sergılemekte. Bkonomı i\e llgili devlet kuruluslarında calışmalar her gecen gun yoğunlaşıyor. Birbiri ardına gelen yabancı heyetlerle goruşmeler surmekte. Ounya Bankası ıle temasların sonucları geneilikle iyımser bir bekleyişe yol actı Mc Nomara'nın ekonomik duzenlemelerle ilgili demecinin de olumlu cizgıler taşıması kimi gozlemcılere gore, IMF'den sonra ikinci bir «yesil ışık» nitelığinde idı. Turkiye'ye kredı açmak icin aralarında bir Konsorsiyom oluşturması beklenen 6 yabancı banka temsilcısi i!e de goruşmeler sonuclandı Gerek Turkiye'ye nakit kredi sağlanması gerekse dış borçlorın buyuk bı'r bolumunun ertelenmesı konularında ılke anlaşmosına varıldı Doviz dar bogazının oşılması bakımından baskenttekl ekonomik gozlemcıler bu sonuclon genellıkfe olumlu degerlendırme egiiımindeler Ama yine de bır bekleyış havasının varlıgındon soz etmek olası. Cunku biraz soluk alabılmenin ancak mayıs sonuna doğru mumkun olabileceği eKonomi kulislerinde öne suruluyor. Dışa yönelik trafik Turkiye'den yurt dışına yonelik resmi trafik de her gecen gun yogunlaşmakta Yalnızca gecen hafta Bakanlar Kurulundan 6 uyenin aynı anda, yurt dısındo bulunmalan bu saptamanın hakhlığını ortaya koyuyor. Kuskusuz bu gezilerden bir bakıma en anlamlısı Basbakan Ecevlt'in ıki bakanın birden yer oldıgı kalabalık bır heyetle Belgrat'a yaptıgı resmı ziyaret oldu. Kimi dıplomatik gozlemcıye gore, olayı anlamlı kılan, Bulent Ecevit'in Basbakan olarak yurt dısına ılk resmi ziyaretini bağlantısız ulkeler topluluğu icinde buyuk bir soygmlığa sahip olan Yugoslovyo'ya yapması Idi. Ecevit'in bu gezisl, dış politikadakl uslup değisikliğinm bir yeni halkosı olarak da, degerlendirıldı. Panik, Kaygı, Kışkırtma... Sağ, yasal yollorla yeniden ıktldara gelme umutlarmı yavaş yovaş yıtırıyor. Bunun kanıtları, sagcı bbsının anarşiden medet uman yazılarıdır: Her anarşik olay, «satır araıarına» gızlenmış bır sevıncle haberleştirıliyor, kımı yazarıar açık açık ıç savaş kışkırtıcılıgı yapıyor, kırrusı de anarşı olaylarının nereden kaynaklandıgını ortaya koyan ipuçları vermeKten kendinı alamtyor. Bu konuda en somut omekler, 1 Mayıs ta kuılanacak Işçı Bayramı uzerıne yazılanlar... Bunlara nerde degınmek uzere geçen haftanın geneı panoramasını yansıtmayo caiışalım: «AYAKLANMALIYIZ» Paıioramanın goze botan koşeierınden bırınoen almtı yaparak başlayalım. 12 Nısan gunlu 1 cftCuıvlAN'da, «Ayaklanmalıyız» başlıgı altında trgun Goze yazıyor: <ttız butun mıllıyetcıler, yanı butun mıllet, ayaklanmalıyız. ^ıeşru nızamın aşıkları olarak, nıeşru nuom ıçınde, onoyasonın oıze vermiş bulundugu temeı nak ve hurnyetierı kulianarak ayaklanmalıyız. ıçımizdekı gayrı meşru sol ayakıanmaya, MarKsıst dırenışe korşı kanun} ve hukukı yoldan ayaklonmalıyız. Ayakfanmalıyız.. Çunku bugun başımızda olan hukumetın zınnıyetı ve tatbıkatı repmı danı degıl devletı tehJıkeye duşurmuştur. Bu zıhnıyet vatandaşiarı ıKiye bolmuştur. (...) Haın sol propagandanın, TRT'nın sayeoinue mulet, kendısını ışgal altında ımış gıbı hıssetmektedır. Turkıye'de artık ıkı kere ıkı dort üegıldır. Ikı kere ıkı 1RT ne derse, sıkıyonetım kapkını Prof. ne cierse, en nıhayet Ecevıt ve cconller ne derse odur. Ayaklanmaityız.. [..) Hukumet degıl reıım, reıım degıl devlet degışıyor sankı. Ayoklanmolıyız. Anoyasal haklarımızı kulianarak, nızam ve ıntızam ıçınde ıkı kere ıKının dort ettığını gostermelıyız.. Cumartesı Ankara'da.. Bır başka gun Istanbul'da.. Yuz Oınlerce.. Mılyonlarca... Ayak seslerımıze faşızmın ayak seslerı deseler ve yureklerıne ınse de...» BIR AKIL HOCASI DAHA!.. Şeriatcı SABAH'ın yazariarından Mehmed Şevkı Eygı de 14 Nısan gunlu yazısında «Komunızm mıkrobu artık ıçtımoı bunyemizı lyıce sarmış bulunuyor,» dıyor ve bu konuda şu «tedbirler»ı one suruyor: «(1) Komunıst mıkropların zararlarını azaltıcı, onları tesırsız hale getırıcı taalıyetler: Bu nıevzuda akla gelen ılk şey onları mumkun olduğu kadar bolmek, gruplora ayırmak ve bırbırlerı/le çarpışmaktır. ... (2) Komunıstlerın maskelerını duşurmek ıçın aleyhlerınde cok kuvetlı bır propaganda taarruzuna gecılmelıdır. Sadece Kambocya'dakı kızıl ıhtılal reıımının cınayetlerını halkımıza ve genclığımıze duyurabılsek onların belını kırarız. (3) Turkıye'de komunızrnı yenecek tek guc Islâmıyettır. Muslumanlar kuvvetlı olurlarsa, komunızını tepelemek o derecede buyuk olacaktır. (...} Turkıye bır nevı savaş holınded/r. Ulkemızde komunıst bır duzen kuruimasını ıstemsyen herkesın kızıllarla mucadeleye gırışmesı mukaddes bır vazıfe haline gelmıştır. Bu sovaştan, bu rnucadeieden kocanlar, uzerienne duşen mukellefıyetlerı yerıne getırmeyenler Allah'ın huzurunda mes'ul olaco/.lardır.» SAKAL KANALIZASYONU SABAH'tan bir olıntı daha Necip Fazıl'ın 11 Nisan gunu yoyımlonan cFavori ve Top Soc» boşlıklı yazısındon: «Gunumuzde. bır nevi, gercek sakal duşmanı sakallılarla. şakoklarından sakol kanalızasyo nuna yol acon favorılıler. top soclılar, şunlar. bunlar. beraber koyuverdıklerı kuyruklarını pantalonlarının arkasıno gommuş zavallı yaratıklar .. (. ) lhtıyarlar bıle, başı boş genclere mo ısus sandıgımız. kılıkta tecetlı edıcı bu ruh ıhtnalının dışında değıl. . Ellısmde altm'şındo ıhtıyorlann bu sefıl ozentısı. takma dışiı bır kokanadaki mını etek kadar ığrenc Öyle bır Vop.lıs kı, eğer vergıye tabı tutulso butce ocığmı kapatabılır F3vorıye sacın sakala dogru t?sıt bır uzanısı demeyın. bu uzamşta boşlukta sarkan ıstınatsız ve hedetsız runların, orf ve adet. fklösık) sekıl ve sabıt ıfade gıbı ıctımaî kıymet hukümlerıne karşı ısyanı ve muvazenesını kaybetmış bır cemıyetın ısaretı yatıyor Bugunun genclığınde favon saii te sakal ve top sac. eski zaman lonn kulhanbeyı modelı yumurta okce. bol poco ve lımon kabuğu fes gıbı, cemıyete korsı (sembolık) bır ısyan tuğrasıdır» FERYAT .. FERYAT... Sağın kimi kesimleri de olınacak ekonomik onlemler karşı sında «feryat» ediyor. Sozgelimi TERCUMAN don Günerl Cıvaoglu, «banka ve dlğer ozel sektor kuruluslarında klşl ve aıle hâkimiyetlerini onlemek» icin co lışmalar yapıldığını öğrenince, şunları yozıyor (12 Nison) «Sermayenın hısse senetlerı ıle halko acılabileceğı bır «Sermaye Pıvasası Kanunu» cıkarılmaksızın, banka ya da dığer ozel sektor kuruluşlonnda kısı ve aıle hâkimiyetlerini onlemek, devletleştırme yolunda bır adımdır. Bu kuruluşlan scğlam bır yonetım otoritesınden yoksun bırakarak ılerde devletın semsıyesı altına alma strateımı dusundurmektedır... Bu yorumumuz cmubalağalı» bulunabilır Ancak oylesıne tutarsız, oylesıne akılcı olmayon ekonomı uygulamaları karşısındayız kı, sıVasî ıktıdarın bu boyutlardo hataları ancak tahrıp amacıyla ve sıyasî gerceklerle ısleyebıleceğıni sanıyoruz Zıraat Bankası icm ongorulen duzenleme ve yorumumuz buna ornektır Soyle kı. Zıraat Bankosı kredıiennın yuzde 70'i cıftcıye, koyluye ve kooperatıflere oyrılmıştır. Dusuk faızli kredılerdır. O dusuk faızler, tıcarî kredı gelırlerı ıle karşılan r. Yani banka tuccordon kazomr, bu kazancın büyük bolümunu koyluye bırokır » VERGİLERİN ESPRİSİ SON HAVAOİS yazarlarmdan Abdullah Uraz da 14 Nfsan gunlu yazısında Cıvooâlu gibi «eyvah, devletcilik!» dıye feryct ediyor «25 yıl evvel veraset vergısi muafıyetı 40 bın lıra ıdı. Şımdı bu sadece 200 bın lıra oluyor ve ondan sonra da nısbet artıvcr. Ya bunun monâsı nedır' Bu buz gıbı mıras hakkının yok olmasıdır Bir daıresı olon vatandos oldüğunde varıslerıne bır şey kalmıyacaktır. Bu vergılerın espırisı hıc de hoş değıldır S/rın gösterenlere bakmaymız. Altında yatana veya çıkacağa bakınız, tatbıkotı ve sonucu gorünuz. Kâğıt uzerınde okuduğunuza ve soy lenene bakmaymız, cebmızden çıkana bakınız » ız yapmocık aydınlarla koy» gırenıeylz» diyordu İTonguç. Oysa koye gırmek gerekıyordu. Koyu, koyluyu kurtarmak, cagdaş uygarlığın ınsanı yapmak... Bunun ıçin ogretim aydınlığını goturmelıydık. İnanelı oğretmenler yetıştirmelfydik Tek çıkar yol, koyden alıp koye vermekti. Bir dinamizm yaratmak . Ulusca b'r kultur seferberliğıne katılmak... «Uygun koşullar hazırlnnmodıkça, insanlar candan kazanılmadıkça, ınsanlara karşı sevgı ve ictenlikle davranılmadıkça, degıl reform, gundelık basıt ve mutevazr ışler brle yurutulemez> dıye yazıyordu Tonguc 1941de... İşin özu buydu: ıctenlik, sevgı, rani gerçek ulusalcılık... Bugun 17 Nisan... Koy Enstitulennin kurulus gunu Bır bayram! Yıllardır acıyla anılan, uzuntuyle kutlanan bır boyram! Surdurulmemiş bır devrimın, bır atılımın yaslı bayramı. . Tum ulusu eğıtmek, bılinçlendırmek atılımının,bllerek, isteyerek yarıda bırakılmasının her yıl acıyla, ofkeyle, umutla, yormlara duyulan guvenle anıldıgı gun.. Kırk bini aşkın genc bitirdi bu Enstitulerı. Kırk bindcn cok oncu girdl koylere . Yıllarca aydınlattılar çevrelerinı... Aydınlıktan urken yarasalardı bırtakım çoğdışı, cıkarcı kışılttr. polıtikacılar... Sondurduler bu guclu, tukenmsz ısık kaynağını Eylemle bilgiyı bırleştiren, biiinçle ulkuyu kaynaştıran, gercek Turk aydınını bıcimlendiren bir ogretım yöntemini turlu kara calmalarla durdurdular, onledller. Bu ısık kaynağmdan cıkmıs bırbırinden değerli insanları da korleştirmek, yozlaştırmak, ınaclarından dondurmek icin çaba harcadılar. Oysa «17 Nısan'cılar* bugun her zamonkınden daha gucludur, daha inanclıdır, halkımızm tumunu kapsayan bir eğitim ve oğretim yonteminin, eski guzel deneylerden guç alarak, kurulması, yaşatılması hemen her yurttasın kabul ettiği bir gercek olmuştur artık "B: PARLAMENTODA DURUM Başlıksız Alıntılar Turkıye'de komünıstler daho emın bır tobırle soylemek gerekırse solcular Islâm kulturunun malı ve mumessılı durumundakı kef.melere dusmanlıkta aralonnda az cok fork bulunmak lâzım gelen kemalıst devrımcılere bıie baskındırlar. (Sebil, 14. 4.1978) Ordudo ıktıdorın tutumuna korşı hoşnutsuzlukların başlama tonhı nedır' Ezanın Arapca okunması hakkındakı korarın ıktıdora gelır gelmez ılk ış olarak ele alınması ve sonra Anayasa dılının ağdalaştırılması hareketlerı bızlerde. somınııyetsız ve Atoturk mkılâpiarına cephe olmış bir ıktıdann ışbaşına geldığı kanaatını uyandırdı 1955'den ıtıbaren de acık bır antıdemokratık ıstıkâmet tutturuldu Ordu. o tarıhten ıtıbaren, butun memleket ıdeolıstlerı gıb. bu aks: ıstıkâmete yonelışı endışe ıle tokıbe başlamıştır. Alpaslan TURKEŞ (Klm, 29.6.1960) Alloh nosıp etmışse bugun oğleden sonra dort kışılık bır yazar ve gazetecı heyetı olarak Suudî Arablston'a ucacağız (..) Suudî Arobıstan, İkıncı Beş Yıilık Kalkınma Plânı donemıne gırmış bulunuyor. (..) 1975 1980 arasını kapsayan ikıncı plânda toplam yatırımların tutarları 150 mılyar dolaro (3 750 mılyar TL) vanyor. Bu rakamları gorunce, Suudî Arabıston'a rruteaddıt seyahatler yapmış olan Sayın Erbakan'ın trılyon tutkulorı kolayco anlaşı9 lıyor değıl m l (.. > Gozlenm dost ve dlndaş flâzu, bokışlarım en ıyı temennilerle doludur. Mukbil ÖZYÖRÜK (Tercuman, 10. 4.1978) Ibadetın de kobohot gıbı gızlı kalması gerektığını belırten İslâm atasözunü. kırlı bır mendıl gıbı camaşır sepetıne atıp takkesını cebıne koyan dın tuccarı polıtıkocı, en kalabalık camli seçerek. namaza durmakta, ışıttığımıze gore resmî daıre korıdortanndo nalınlar. takunyalor tıkırdotılmokta, totlı tatlı elîer ovuşturularak, sandıktan çıkacak oylorın hesabı yapılmoktadır. (..) ilerıcılığın, medenıyetçılığin her ceşidını her olçüsunu, gözü kapalı bır saldırmayla «Moskof uşaklığı» dıye damgalayan (..) yazarlar, şımdi boşlorırn dovseler yerıdır. Anılan orasındo, bır turlö köku kozınrnoyan bır tHızbüttahrır» vor mı? 1923'ten bugune eski, yeni baskentlerde boyle şahlanmış mıtmgler ^ar mı? tBu gelen Islâm ordusudur» dı7 yenı duymuşluklan var mı Veyl 50 yılına yaklaşon Cumhurıyette, ıktıdar icm ırtıca azdırana Vah dın tuccarı polıtıkacıyı, milliyetcı. memîeketcı. vatansever sanana . 1968'de, bu. ateşle değıl. fakat ancak dınamıtın kapsulü/le oynamaktır. Doc. Dr. Mukbil ÖZYÖRÜK (Cumhurlyet, 11.4.1968) Kolleksıyonları karıstırtmoyın bize... Kimlerin ne dedıği, n» yozdığı hepsi, ama hepsı mevcut ortada.. Takvım yapraklorını arolarsak, cok kışi kacacak delık arar... Onun ıcm herkes hoddını bılsın ve otursun oturduğu yerde .. Rauf TAMER (Tercuman, 11.4.1978) Başkentteki hareketli ortamın, parlamentoya yansıdığı da soylenebilir. Ancak buradaki hareketllliğin niteliğl, degişık biraz, hareketi yaratanlar, CHP'lı milletvekıllerinin secım bolgelerinden cesitli bekleyişler icinde gelen yurttaşlar. Oysa aynı hareketlıliği, orneğin Millet Meclisi Genel Kurulunda gorebilmek ne yazık ki olası değil. Çunku bir turlu gerekli coğunluk sağlanıp toolanamıyor. AP ve MHP kanadından ozellikle gecen hafta keodini belll eden sistemli engellemenin kınanması gerekmekte kuskusuz. Bununla birlikte aynı olgumın bazı CHP milletvekılleri icinde gecerli olduğunu soylemek gerek Nıtekim bu durumun gecen hafta parlamento kulisınde Sayın Ecevit'in de haklı tepkilerine yol actığı dıkfcati cekti Meclis gundemindeki bazı yasa tasarılarının kendi hukümetlerl İcin taşıdığı yasamsal onemden habersiz olduklarmı sanmak istemiyoruz ama, bu CHP'II milletvekiilerinin doha dislplinll bir davranıs icine airmeleri, zorunludur kanısındayız. Vergi tasarısı geçer mi? Bu tasarılardan blrl de, 400 sayfa olarak Meclise sunulan vergi paketidir. Gecen haftanın en guncsl konusu olan bu tasarı bir yandan bekleyiş içındeki ucretlller açısından onem taşıyor Ama bazı gozlemcüer, tasarının parlamentodan gecmesini IMF'njn «Yeşfl lş/k»ında sureklıliği sağlayabilecek unsurlardan bıri olarak goruyorlar. Ancak Millet Meclisi'nin gecen haftaki gorunumu bu acılardan hic de umut verici değildi. Muhalefet kanadından gelen engeliemenin bu hafta kırılıp kırılamayacağını, onumuzdekı uc gun gosterecektır kanısındayız. Anayosa'mızın 50 maddesi «Halkın ogrenım ve eğitim ihtiyaçlarını sağlama, devletın başta gelen odevıerindendlr» der. Halk, bir butundur. Anayasa 'halkın oğrenim ve eğitim ihtlyaçlan' derken belırli cevrelerın, azmlıklorın, parası, olanağı olanların oğrenimini, eğıtimını anlamıyor, tum ulusunu kapsayan bır olumlu eylemden soz ediyor. Ama gercek nedir? Her şey ortada... Bugun her yuz cocııktan ancak 83'u ilkokula gıdebiliyor. Her yuz cocuktan ancak 21 ı ortaokul oğrenimi göreblliyor. Demek l/kokulu bıtiren her yuz cocuktan 79'u eğitimlerini tamamlamak hakkından yoksundur. Llse ogrenimrnden geçebilecek durumdaki her yuz gencin icinden oltısı liseye girebiliyor. Yoşlorı 1519 arasındaki gençlerimızin yuzde 94'u lise oğrenımi dışındo kalmaktadır. Yuksek oğrenim olanağı da oyle, her yuz gençten ancak birı yuksek oğrenim gorebilıyor. Hele koylerde yaşayan ınsanlarımız busbutun bılgisizliğin, karanlığın eline bırakılmıştır. Koy cocuklonno yolnızca din oğrenıminin kapısı acıktır. İmam Hatip okullarına yılda beş bine, Kur'an kursJarına yılda kırk bine yakın koy çocuğu yazılmaktadır. Uygarlık dunyasından kopuk, çağdos bılimden uzak, yalnızca dinsel duygular, ozlemler, umutlar, aldanışlar, uyutuluşlar içinde cırpınan yuzbinlerce yurttas'. Millı Eğitim Bakanı Necdet Uğur geçenferde Köy Enstitulerlni ovdu Bunlara Kent Enstıtulerini eklemek gerektiğini soyledi. CHP'nin 'koykenf prcjesini herkes bıliyor. Ne zaman, nasıl uygulanocak bu pro|e, orasını bılemem, ama CHP'nin yurekli ve tutarlı bir kararla Koy Enstitulerlni yenıden elbette gunun kosuflarına gore onlemler alarak kurması yararlı bır davranıs olacaktır. Bugun kentleşme asırı bir hızla surup gitmektedir, ama koyler de yerinde duruyor, köyluler de . Oyleyse, denenmıs, başarılı olduğu kesinlikle anlaştlmıs bır kıırumu yeniden kurmamak, cantandırmamak nıye? Bugun Turk toplumuna, gercek anlamda 'milliyetcı', yurtsever, ozverili oğretmenleri yetistiren bu Enstitulerı, her turlu gerıcılığe, çagdısılıga, uygarlık duşmonlığına karsı yenıden diriltmek, daha ustun bir guçle yaşama kavusturmak vazgecilmez bır zorunluluktur. Hem bu kez, Koy Enstıtusunde yetişmis, yaşam icinde turlu savaşımlar vermiş eğitimciler, oğretmenler de var. Ornek ml? İşte Fakır Baykurt, işte Mahmut Makal, işte Talıp Apaydın, ıste Basaran, ışte Dursun Akcam, işte İsa Ozturk, işte daho daha nicelerı .. Tonguc 1946'da. Enstitulere karşı dusmanlığın osırı sınıra yukseldıği sıralarda bır arkadaşına bakın ne yazıyordu: <>Yanlış aniaşılmış demokrosi veyo hurriyet prensıplerıne sıgınan bazı beyinsizler, zehirli hava yoratmaya teşebbus edeceklerdir. Bunlar her ne kadar kendi kendilerıni insanlık dışı bir mahluk haline getiriyorlarsa da bunun onlaşılması hayli gecikecektir. Biz, hem uğrunda emek harcadığımız davayı, hem de re|lmin ana ükelerini savunmak zorundayız. Saldırganları boğmak ve onlorın geri goruşlerlne asla yer ve değer verdırmemek elimızdedir. Yetlştirdiğimız nesli korumalıyız.» Bunca yıl gecti oradan, yeni kusaklar yetlstl, omo 'demokrasiye yanlıs anlam vermek' yanılgımız hâlâ surup gidiyor. Koy Enstıtulerini daha guclu, daha canlı bir bicimde yeniden açmadığımız surece bu yanılgıdan çıkmış sayılamayız. Bir istifa daha Hakkari AP milletvekıli Ahmet Zeydan'ın geçtiğimlz carşamba gunu CHP'ye gırişı ana muhalefet partisi saflarındaki cözülmenln yeni bır işareti olarak da değerlendiriidi. Bu katılma ile CHP'nin 215e yukselen sayısı ile AP MSP ve MHP'nin toplam sandalye r.ayısı eşitlenmiş oluyordu. Hukumeti duşurmek icin gerekli 226 rakamından hayli uzağa duşulmesı, AP'nın sayın liderinde belirgın bır suskunluğa yol actı. MHP lideri ise Ankara caddelerinden gecen yandaşlannı bır yandon Hitlervori bıcimde selâmlarken, bir yandan da «54 milyonu sokoklarda yurutme» dusleri kurabiliyordu Muhalefetin cozulme surecinde tırmonışını gecen hofta surduren terorizm, biriık duzenlik sorununun hukumet ve demokrosi açısından onemini bir kez daha gozler cnune serıyordu. DIST A DÜĞÜMLER Dış politlkada bekleyişler açısından 14 nisan tarihi haylf önemli idi. Geçtiğimiz cuma gunu Kıbrıs'a illşkin Turk önerilerinin icerıği hakkında BM Genel Sekreteri VValdheim'a Viyana'da bilgi verılecek. Ankara'da Dışişleri Genel Sekreterleri duzeyinde Turk Yunan teknık goruşmeleri baslayacak ve ABD Temsilcıler Meclisi Dıs llişkiler Komisyonunda ambargo konusu ele alınacaktı. Ne var ki, buniardan sadece bırincısi gercekleştı. Ikincısi vf ucuncusu ertelendi. UZLAŞMAZUK Atina'nın masaya oturmayı reddetmesinin hem muhalefete hem de Amerıkan Kongresıne yonelik bir toktik olduğu açıktı. Ambargo konusunun goruşuimeye başlondığı sırada «Yumuşama» anlamına gelen bir davranıstan Basbakan Karamanlis özenle kocınmıs oluyordu. Atina'da <tuzlaşmaz» bir hava kendini belli ederken, Rum tarafının Kıbrıs icin muzakere masasma oturması beklenebilir miydi? VVoldhelm Viyana'da uc raund suren goruşmelerden sonra, Turk onerilerini toplumlararası gorusmelerir başlaması icin olumlu buiduğunu acıkladı Ancak, Atina ve Lefkoşe'nin ambargo kcnusundakı gelışmelerin bekleylşi içinde katı bir tutumu VValdheim in t.tumuna karşın •urdurup surdürmeyeceklerı bu hafta bellı olabilecektı. İMZA GÜNÜ 1 FİKRET OTYAM Bugün 16 00 19.00 arosı, ılk baskısı kısa zamando tukenen Satılık Fabrika Binası (SAHİBİNDEN) Alıbeykoy'de 4 bın metrekare orozı uzerınde 2100 metrekare 7 metre yukseklı ğınde fabnko bınosı. TELEFON44 18 86 45 43 77 YA AMBARGO... «KARA SEVDAM ANADOLUM» un bu kez fotoğraflarlo basılan Ikincı baskısınf ımzalayacaktır Evrensel Kıtabevı, Mıthatpoşa Cad. 24/A Pekl ambargo ne olacaktı'' Amerıkan Temsilcıler Meclısı'nde goruşmeler/n ertelenmesınde. gercek neden ne olabılırdı. Kıbrıs'a ılışkın Turk onerı paketmın ıcerığı bunda rol oynamış olabılır mıydı? Dıplomatik kulıslerde bu sorular gecen hafta guncel bır nıtelık toşıdı. Ancok başkent ve Washıngton'dan uloşan haberler, ambargonun yazgısmın en erken hazıran ortasında bellı olacoğı yolunda ıdı Boşbakan Ecevıt ıse Yugoslovya'da «Turkıye' nın ambargo konusunda bu yazdan oteye beklemeye tahammuİLı yoktur» diyordu. ANKARA Cumhuhyet (Cumhurıyet 6657) Cumhurıyet 6675