19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C L itHi u ı> ugSnEB 5 Fasım 1978 torlhl Ankara HuKuk Fakultesı'nın Ataturk tarafınaan, de.rımcı bır töylevle, ilk Turkıye Buyuk Mıilet Meclısi blnosında acıldığının tam 53 yılıdır Azız Ata'yı o gün dınleyen ılk oğreiciler arosında, bu satırlann yazarı da vardı Ataturk, Cumhurıyetln kuruluşundan ıkı yd sonra, 1925'te kurdu bu fakulteyı Bunun o zamanki adı «Ankara Hukuk Mektebı» ıdı ve AnKara da acılan ılk yuksek oğrenırn kurumu buydu Acaba Buyuk Onder, Ankara Unıversıtesi'nin ceklrdeğını oluşîuracak ılk yuksek okulu n\çln teknık veya ekonomık konuıarın oğret.mınl yapan okullar arasından secmedı de hepsınden ftnce. hukuk oğretımını on plana aldı? Bunun yanıtı, Devrımcı Lıderın, ülkede laytk hukuku yerleştırecek genc ve Inanclı hukukCulaı cekırdekten yetıştırmek ıstemesıdır. j e r Somlo Elster'.n yedı cıltlık BJyük Hucuk Ansıklopedısınde «Revolutıon» yanl devrım kavramı şoyle tanımlamiıştır «Devrım, hükumet darbssının tersıne oiarak, devlet duzenın.n tabandan gelen eylemle, yanı halk yıflınlarınca, zorla değıştırılmesıdır Bu degışım yeneşıp sureklılık kazanırsa, devr'mm koyacaÖı kurallar huKuksal dayanaktan yoksun kalmaz » Gorüıdugu gıbı. b j tanımlama ve açıklaıtıooa «devrırrı» kavramı, «hukumet darbesı» kavrammdan avnlmış cdarbenın» bır ust yapı, yanı sılahh kucuk bır zumrenın eylemı, «devrlmsın ıse bır olt yapı. yanı halk eylemı oldu0u belırtı'mıştır Ataturk <Türk Devrımuni, başından baş'ayora< ha k le ve haiKin temsılcıs1 olan Turkıye Ejyuk Mıilet Meclısı ıle gercekleştırerek eskı teokratık (dınse!) rJevıet yenne butun kurcllarını holkm gereksınmesınden alan layık Turkıve Cumhunyetı nı kurmuştu Bu devıetı yonetecek ve ayakıa tutacak olan korallar akılcılıHon kaynaklanrralı. onu uygulayacak olan hukulcular da devrımcı bılınce sahıp olmalıydılor kı Cumhurıyet ayakta kalab.lsm Atatjrk daha 1920 de Turkıye Buyuk Mıilet MeclıS'nae şoye konuşmuştu «Turk Ulusunun, çağdaş uygarlığın özellıklertnden ve verıMermden yorarlanabılmesi içın •n az ucyuz yıldan beri harcadığı cabaların ne denlı kaygı verıcı engeller kor<;ısındi ara»o gittıgını gozonune alarak, butun uyonıklığtm ve uzuntumle soyluyorum Ulusumuzu cokuntuye »urukieyen, zaman zomon bognndan kopup da l|er| duşuncelerı ıçın savasmayı goze alm ş kımselerı yı'dırıp usondıran gerıcı ve ezıcı guç!ı»r, bugune dcgın elınızde bulunan hukuk kurallarıyla ona ıçten baglananlar olmuştur.» Işte Atalurk bu kuralları değıştırmek T .rk B GÖRÜŞLER lzmir'de Hukuk Fakültesi Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU Hukuk Okulu lte Cumhurty«t HırVukunun yalna cozuyle ve görunuşuyle değil, bılınçll ve blllmsel nıtellğıyle, yenl yasalarıyla yenl hukuk adamlarıyla acıklayacak, savunacak ve uygulayacak blr davranısa başvurmuş oluyoruz ( . ) Yenl hukuk ılkeler'yle abPce'slnden okumaya boslayacak bır yenı hukuk kusağı yetistlrmek içln bu okulu acıyoruz » Bunları soyledıkten sonra. kendısıni can kulagıyia dınleyen bız ocırencılere donerek şoyle seslenniisîı • Öğrencl efendıler yenl Turk toplurmınun kurucusu ve kollayıcısı olmak amacıyla okumağa başlayan sızler Cumhtırlyet donemının gercek hukuk bılginlerı olacaksınız Bır gun once yetlsmenızi ve ulusun ısteğinl yururluğe koymonızı hepimız scbırsızlıkla beklemekleyiz.» Ne yazık kı Ataturk, acmış olduğu bu gür bılım kaynagından Yargıtay ve Danıştav Başkan ve uselerı Anayasa Mahkerr.esı başkan ve uyelerı turiu unıvers telerde oğretım uyeien, dekanlor ve rektörler ye*ıştığını goremedt Ama bunların olacagmı daha o açış konuşmasını yaparken sankı gormuş gıbi bılıyordu kı «Bu okulu acarken duyduğum mutluluğu hic blr gırlşımde duymadım» sozlerıyle bıtırdı konuşmasını. ••• Şırrdl Türkıye'de bırcok Onlversıte var. Tam 53 yıl once Ankara'da Ataturk un uğurlu konuşmasıyla acılmış o'on Yuksek Hukuk Mektebı, o tar hten bu yana tam teşekkuüu koca Ankara Unıversıtesını doğurdu Daha sonra Ege Unıversıtesı ve obur unıversıtelerımız bunu ızledı Ne var ki Ege Onıversıtesının fakultelerl arasında bır «Hukuk Fakultesı> yoktu Ataturk'Hukuk Devrlminl gercekleştirmek ıstlyordu Bunu oşama aşamc gercekleştırdı ve 1926'da Türk Yurttaşlar Yasası'nın yururluğe konmasıyla tamamiadı. Aziz Ata 5 kasım 1925'te Ankaro Hukuk Fakültesınl acış konuşmasında da şuniarı söylemıştı «Yıllardır suregelen Turk Devrlml, düşünusunu, varlığını, sosyal yaşayısını uzerıne kuruldugu yenı hukuk ılkeierıni =on'nmok, sağlamlaştırmak yoluna gırmış oluyor» Bu tümcedekı «yıllardır suregelen Turk Devrlml» tanımlaması devnmın olup bıten tamamlanan değısınler paketın'ien ıbaret olmayıp süreklı olduğunu koklu sosyal dpğısımler sürecl mtelırjı tasıdığını cok guzeı vurguluvor O, Hukuk Devrımı ıçın de soy'e dıyordu «Ulus, ( . ) genel yonetlmının, bunu soğ'ayacak butun yasolcırın ancok dunya gereksınme'erınden dogacagını bu gereksınmeler değısıp gehst'kçe ona ayak uyduracak bır qorus ve duşunuşun ulusu caejdaslığa kavusturup olumsuz bır \asciyiso ulastıracağını kavromış bulunuyor ( ) Busbutun yenl yosolor duzenleyerek eskl hukuk ilkelerını temelınden kazımak girlşlmlndeyız > Iste Türk Devrımı nın hukuk yönönü bu den II kesın bu denlı ışıkh ve ocık oiarak Atatürk'un oğzından ılk kez 53 yıl once Ankara Hukuk Fakullesının acıldıgı aun soyledıâ,ı devrımcı soylevle duydu ulusumuz Fakültenın butun profesorlerının ve ılk oarencılerının karsısında yapm s o duqu bu acış konusn asırıda buyuk Ata bugon haio kuloklarımda yankılanan şu sozlerı de soylemıstı «Devrımin isteklernl belırtıp karşılayabllec 4 ypni hukuk ıikelenni, yenl hukuk adamlarını yaratma ışıne gınsmek gunu gelmıştır Ankara WR 88 ytl önc# AfiSoro ffui^u^ PaicuTtoörnl ker v&rdıgl soylevl dmiemış bır hukuk adamı olarak. Ege Unıversıtesı'nde de t»r Hukuk Fakultesl acilması umuı ve özlemı ıcirde yaşadım yıllordon berı. Ankara Hukuk Fakultesi'nde öğrencl olduâJm torihten başlayarak istanbul Hukuk Fakultesı öğretım uyelığınden emeklı olduÛum gjne değın, ellı yıl boyunca Türkıye'de ve Avrupa'da damla damla bırıktlrdlğım yapıtlardan oluşan hukuk k tapnğiTiı dort yıl önc« Ege Unıversıtesı'ne armağan edıp Rektörlüğ* tesiım etmeklığımln nedenı ışte bu umut v» özlem Idı Bu yı! Ege Umversıtesı'nın oz yapısında bır hukuk fakultesınln acılmış olması bu umut ve ozlemıml gercekleştırerek benl çok mutlu kıldı 53 yıl cnce Ankara'da hukuk fakultesınl ocarken Atatürk'un yaptığı dovr!mc( konuşmayı, bu yenl mutluluğun coşkusu Içlnde yenıden anımsadım ve ıstedım kı Ege Ûnıversltesı Hukuk Fakultesıne ilk kez bu yıl başlayan oğrencıler Ata nın bu soylevınln en canalıoı noktas.nı dıkkatle okusunlar Ataturk, taklıtcı bır tonzlmot reformcusu değ'l, çagdaş bır devrımcı kafası taşıyordu. O"nun gercekleştırdığı devrım, donmuş veya dorv durulmuş bır re'ormlar paketı olmayıp, durmadan ılerlemek'e olan cagın sterlerıne yoneiık bır olusum ve degışım surecıdır Gercek devrımcı, bu surecı kendı toplumunun oze'hk ve gereksırmesı ıcınde anla/ıp ona gore değerlend'ren k'şıdır Alman Fı!ozofu Hegel, «Dunya Tarıhının Felsefesı» adlı unlu yapıtında devrımi, «ozgurluk bılıncı ve dusunsel o'uşum dogrultusunda insanlığın yenı bır aşamaya ulaşması» dıye tanımlar O, bu tanımı yaparken buyuk Fransız Devnmını duşunuyordu Bugun yeryuzunde baska nıtelıkte devrım orneklerı var Sosyal st devnm gıbı Hangı turden olursa olsun devrım aşamasına gıren ve bır olcude devrımı gercekleştıren ulkelerde toplum yenı bır dusunsel ve ekonomık aşamaya yukseırmştır Yainız «ozgurluk» anlayışında farklılık vardır Buquva devrımlerında ozgurluk bıreysel nıtehk taşır Sosyalıst devrımler ıse toplumsa! ozgurlugu, daha acık bır deyımle, kapıtalıst somuruden uzak ekonomık ozgurlüğu gerçekleştırdıklen savındadırlar Türk Devrımı, toplumu hem ozgürlük bılıncl ve düşunsel aşama hem de ekonomık gelışme doğrultusuna yoneltm stır Bu bır sürectır ve aaha da surecektır ••• Ege'nin yenı H^kuk Fakultesınm geleceğin devrımcı hukukcularını yetıstırme yoıunda başarılı olmasını yurekten dılemekteyım. ÜYÜ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ Ataturk Anıtı Yarışması Türklya Büyük Mllltt M e d l t l 6fiDnd« AtatfiHc Atuft yoptırılacaktır. Amoc, Türklye Büyuk MHIet MectM'nln 6n0ı»*x Tfc* kh/e Cumhurlyetı'nln kurucusu AtotOrk'O anlartooak blr onıt yaptırmak ve doğumunun yuzüncü yıldönumü oian 1981 yılında ocılışını soğlomoktır. Güze( Sanatlan tesvık amacını da taşıyan vorışma Ikl aşamalı olup, tüm Türk sanatçılarına oçıktır. YARIŞMA JÜRİSİ: a. Danısman Jüri üyelerl: Karakaş Cahit Çinici Behruz Bölükbaşı Zerrin Dalokay Vedat Erol Turan Ersin Sadun Müritoğlu Zühtü Ozgüner Orhan Tunalı Ismail Ozkan Süha Ertoran Muzaffer Millet Meclisi Başkan Mimar (İTU) Heykelci (D.G.S.A.) Mımar (ÎTU) Ressam (D.G.S.A.) İç Mimar (D.G.S.A.) Heykelci (D G.S.A.) Mımar (D.G S.A.) Sanat Eleştirmenı (İÜ) Mimar (O.D.T.Ü.) Heykelci (D.G.S.A.) Mimar (O.D.T.Ü.) Mimar (A.D.M.MA.) b. Asil Jüri Üyeleri: c. Yeclek Jüri Üyeleri: d. Raportörler: Sönmez Cansen Akcar Ergun Bırıncı aşama sonurdo 10 yapıt secılecek ve herbrıne net 30 000 TL ozendrme odulu verılecektır Ikıncı aşama sonunda secılecek 3 yapıta, 1. Ödül 150.000 TL., 2. Odül 125 000 TL , 3. Odül 100.000 TL. ödenecektır. Bırıncı aşamada yapıtlor en gec 12 şubat 1979 pozortesl gunü saat 17 00'ye kadar teslim edılecektir. 20 Yıl Sonra Yahya Kemal Oktay AKBAL BİLİM DÜNYASI Evet Hayır EVRENÎN OLUŞUMU vrsn ne zomon, nosri oluştu 9 Bugunkü hole nasıl geldı? Yarın ne hale gelecek?» Soruları en eski cağlardan berı ınsanın kafası nı kurcalamıştır. Bu konuda ortaya bır cok goruşler atılmıştır FaKat, evrenın başlangıcını deneyle yıneleme oJanağı bulunmadığından bu goruşler, bırer goruş olmaktan oteye geçememıştır Durum bu olunca, yazımızın konusunu neden bu ışe ayırdığımız haklı oiarak sorulabıhr, ve eklenebıhr «Mılyonlarca yıldır çozulememış bır sorunu şımdı mı çozecegız?». Soru yerındedır Ancak, durumun bu olduğunu bıldıgımız halde sorunu konu edışımızın şu nedenı vardır Bu yıl«.ı Nobel Fızık Ödulu, evrenın oluşumbnu acıklamak ıçın ılerı surulmuş ıkı goruşten bırının doğ ruluğunu kanıtlayan Amerıkalı ıkı bılgıne verılmıştır. Bu nedenledır ki, bız de, bu yazımızı soz konusu Ikı goruşun açıklanmasına ve Amerıkalı bılgınlerın kanıtlamalarına ayırdık. Goruşlerin blrincısine göre, •vrenı dolduran 6ayısız cısımier, başlangıçta, guneşımızden bır cok kez buyuk ve yoğun bır «yumurta» bıcımınde ıken. bomba gıbl bır anda patlayarak parçalar bıcımınde uzaya dağılmıştır. Patlamanın hızı sur mekta, gokcısımlerı, sonsuzluğa doğru, iik patlama yerınden uzaklaşmaktadır. Eısteın'm, uzayın sonlu olduğu yolundakl kuramı doğru ıse uzayın derınlıklennde ılerleyen gok cısımlelerl, bır topu duvara vurup ge~ rı tepmesı gıbi gerı gelecekler, bu kez de ilk patlama noktasına doğru ilerleyerek, ilk bıçım« yıne donecekleraır. Bu goruşe Büyuk Patlama (Bıg Bang) kuramı adı verılmişt.r. İkinci gorüşe gore, evrenin başlangıcı dıye bır şey yoktur. •onu da olmayacaktır. Uzay cisimlerl ezelden berl (sonsuzdan berı) böyle Idi. Bundan sonra da boyle olacaktır. Bu arada, eceli gelen yıldızlar sonecek, yerlerinı yenılwl alf>cak, ve bu hal boylece, yıne sonsuza dek, sürup gıdecektir. Bu gorüşe ds Surekli Oluşma (Steady «tate) Kuramı denmıştlr. Ş.mdl bu görüşlerl, doha genış blclmde acıklamaya çalışolım. Ancak. görüşlerin aynntılanna glrmeden once, AstronomJ de Doppler olayı (Doppler Ef^ fect) dıys un kazanmış blr olaya dokunmamızda yarar vardır. Yanşmo şartnamesl ve eklerlnl almak Içln şahsen veya posta ıle Zıraat BanKası Ankara, T B M M Muzest 10797 No lu hesaba 250 TL. yatırıldığını gosteren ve varışmocmın adını ıceren banka alındısı ıle Turkı/e Buyuk Mı'let Meclısı Ataturk Anıtı Yarışması Raportorlüğune başvurulacaktır. (Cumhurlyet 14002 stanbui un öyledır baharı Bır aşk oluverdl oşlnaıık > llkyazlarında bu kentın, yakınlıklar sevly* donusuverır . Yıllardır, yuzyıllardır boyledur. Blr dostlukla, bır ılgıyie, bır konuşma, bir tartışma ıle, blr bakısla, bır gutasle bas'ar tum sevıler tAvlarca hayal ıcınoe kaldık Zannımca Eıenkoyurde artık Gormez felek oyle bır baharı» der bu gızlı sevıyl yaşayan ozan Yaşı kaça gelırse gelsın, bır Erenkoy ilkyazındakl o seruvenı unutamaz Onu olumsuzleştirır dızelerinde, herkesln molı yapor, her an yenlden yaşanır blr ortak yaşam bıçımıne sokar. Sozcuklerle yaşam kurmaktır şiir... Tanımları, tanımlomaları hiç sevmem. Hepsı yonlıştır, eksiktir, bozuktur Her tanımı bır yerınden yakalayıp çurutmek olasıdır. Sıtrın tanımı da, tanımları da oyle .. Şıir nedıı? sorusunu yanıtlamak olanaksızdır. Yıne de karşımıza cıkcnian bır takım dızelerın sllr olup olmadığını billrız, anlarız Ş'irle, şiır olmayanı çogu kez incecık bir sınır ayınr Butun sorun o sınırın nerde başlayıp nerde bıttlğlni bılmekte... Tam yırml yıl olmuş Yohya Kemal Beyatlı'yı yltlrell. Zaman durmaz kışiyle birlıkte... Belkı de «zaman dıya bır şey» yok, belki degil kesinhkle yok! Insanların uydurması bır şey, zaman! Kendımizi oiçmek içln koyduğumuz bır kural. Bakmısız ten buruşmakta, goz gucunu yıtırmekte, bel bukulmekte, derman kesılmekte Bır şey, bır guç var, demışız, bunu yapan . Adını vermlşiz: «zaman» dıye . Yetmış ıkı yaş, bır ozan Için yetersızdlr. Ozanlar cok görmeli, cok duymalı cok yaşamalı... Her yaşın, her çağın ozana verecegı pek cok şey var. Yahya Kemal yetmiş Ikı yıl boyunca neler gördu, anladı duydu ve bunları bızlere verdı? Hesabını cıkarmaya kalkarsak belkl blr avuc pırlanta dokulur onumuze. Zamanın, doğonın, insanoğlunun urunu dızeler dlzeler. Unutulmaz, etkısl hep yaşayan dlzeler .. Ama bir avucl Hem de toplumun acıları, sorunlorı, dertlen, sevınclerl pek yok. Bıreyin, hem de sackin bır blreyln, varlık h«saplaşması var Oyle derınden de değil, oyle yoğun da değil, oyle anlamlı da degıl... Herkesln zaman zaman kendınde duyduğu «bırşeylerıi vererek... Bızım kuşak Yahya Kemal'l oncelerl benımsemedl, sevemedı Sonra sonra anladı onemlnl yerınl . Kendl hesabıma ben Yahya Kemal'i bır cesıt «didaktik» ozan sayardım. Ozlu sozler soyleyen bıri. Şıınni bır yerde bltlrir ama hâlâ soylenir durur Tum şıırlerl Icınde «butun» oiarak gercekten basarılı pek az parca bulurdum. Secme dizeler, beyıtler, kıtalar, dortlukler çıkarır, yazardım defterıme ama butun oiarak begendığım pek az ştirl vardı. Şıırde ders vermek kıssadan hısse çıkormak, «bu boyledlr, şu şoyledir» dıye buyurmak hoşuma gıtmezdl. Yahya Kemal'de de buno pek cok rastlardım. «Ulfet belâlı şey fakat uzlet sıkmtılı Bılmem nasıl gecırsem son beş on yılı» dıye başlar «Duşunce»sinda. «Bıtsın hayırlısı ile şu beyhude sonbahar» der, ama en sonra bir ders vererek bıtirır «Oımek değıldır ömrümüzün en fecı ışı Müşkıl budur kı olmeden evvel olür kişı > Şıır guzel başlar, ama bence kotu biter. Yahya Kemal «buyuk» bir ozan mıdır? Burası tartışma goturur Ama myı» bır ozandır hiç kuskusuz... Her şıırı de «iyi» değıldır elbet, ama hangi ozanın her şıırl belırlı bır duzeye ulaşmıştır? Yahya Kemal, Mallarme nin «bagımsız dızeler» dedıği türden tek başına bır anlam, bır değer taşıyan dızelenyle guçlu bir ozandır. Öğreticl olmayan, oğüt vermeyen, şıtr dışma taşmayan bu dlzelerıyle Turk yazınında yaşayacaktır. Bu pırlanta değerındekl dizelerı Ile yeterlnce guçlü btr ozan olduğunu kanıtlamıştır. Şlırlerın de insanlara seslenlş evreleri var, etkllayl? çağları... Gençlığımizde Yahya Kennjl'l «eskl» blr ozan sayanlar, bugun onun bu eskimeyen yanını, bu «eskl» diye bılınen dızelerinde buluyorlar. Bllerek «eskı» gibi gostermeyi başarmış onlan bize... Kalıcılığın, olumsuzluğun sırn biraz da guncel yanlliklerden uzak kalısta galıba .. Eskiyen yenllikten cok, eskimeyen bir «eski» tat, hova Insanoğlunu doha cok sarıyor, «tklllyor. Bugun Yahya Kemal'ı yeniden okurken apayn bir tat duyuyorsak bunu ozanın «klaslk» btr sanatcı oluşuna borçluyuz. «Korfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksın Gecrrlş gecelerden bın durmakta dermde, Mehtap... Irl güller... ve senın en gu^el aksın .. Velhasıl o rü'ya auruyor yerlı yerınde» demıstı «Gecmış /az»da... Yirml yıl sonra o «gpçmıs yaz» c «Erenkoy», o «Kandılli» yerll yerınde durmakta Belkı de bır o?onın dızfclcrınde surekli bır yasama kavuştıvları ıçın, olumsuzluğun sırrını buldukları ıçın... "l «E Vehbi BELGİL dan gplen ışıklan prizmadan gecırerek ıncelemeyı uzun bır sureden berı gelenekleşt'rmışler aı Bu mcelemeler sonunda, bazı yıldızlann mor, bazılarının kırmızı renk verdıklerı gorulmuştu Bu durumda, kırmızı renklılerın uzaklaştıklan, mor renklılerın yaklaştıkları sonucuna varıimıştır Örneğın, Ingılız astronoml bılg'nı Sır Wıllıam Huggıns, Sırıus gezegenınm, sanıyede 45 kılometre h zla dunyamıza gore uzaklaştığını 1868'de hesaplamıştır Amerıkalı Yıldızbılımcı James Edward Keeler ıse, Arcturus gezeQenın n, sanıyede 6 kusur kılorretre hızlc bıze yaklaştığmı 1890 da hesaplamıştır Bu yoldaKi calışmalar arttıkça, bıze daha yoKin bır kac ga laksı dışında hemen butun galaksılerın bızden uzaklaşmakta oldukları anlaşılmıştır. Omegın, Amerıkalı bılgın Vesto Melvın Shpher. mceledığl 15 ga'aksıden 13'ünun bızden uzaklaştığı nı 1914'te acıkla nıştır metre caplı teleskoplarla yaphgı gozlerriıer sonucu, en uzak galaKsııenn sanıyede 40 000 kılometre hızla uzaklaştıklarını 1929'da hesaplamıştır 5 metFe cap'ı te'eskopla 1960'ta yapılan go7lemler. daha da uzak galak sılerın ışık hızının beşte dordü bır hızla yanı sanıyede 240 bın kılometre bır hızla uzaklaşmak ta o'duklarını ortaya koymuştur Daha da uzak galaksılerın ışık hızıyla, yanl sanıyede 300 bın kılometre hızla bızım galak sırnızden uzaklaştıklarına dıkkat cek Imektedır. Eınsteın ın kuramlarına gore evrende ışık hızıidan daha bâyuk bır hız bulunmadığından, bu hızla bız den uzaklcşan galaksılerın ışığı bıze kadar gelmemektedır. Bu yuzden, galaksılerın tam sayıları hakKinda hıç bır zaman tam bır bılgımız olmayacaktır. Bununla birlıkte, gozlenebılen galaksılerın 10 mılyarın ustunde oldukları kabul edılmektedir. Nasıl Uzaklaşıyorlar Galaksılerın hem bızım galaksımızden, hem de bırbırlerınden uzaklaşma bıçımını, Rus Amerıkalı fızıkci Gamow (19041968) şışırılen bır balona benzeterek anlatmaya cahşmıştır Hafıf şl şırilmış bır balonun üstune, bo ya ıle. bırb rıne yakın işaretier koyalım ve sonra balonu şışırmeye başlayalım. Balon şışıp genışledıkce, üzerındeki boyalı işaretier bırb rlerınden uzaklaşırbr, fakat, bırbırlerıne uzaklık larını, oran oiarak, sürdurürler. Işte evrendekl milyarlarca galak sı de bu blclmde genışlemektedır. Şunu hemen, v« önemle, ekleyelım ki, evrenın genışlemesi olayını bugün bütun yıldızbillm ciler kabul etmektedır. Ancak, Uzaklaşma Hızlan Bu arcda, yıldızlann hepslnln aynı hızla mı uzaklaştıklan konusu do tncelenmış ve uzak galaksılerın daha hızla, yakınların daha az hızla uzaklaştıkları sonucuna varılmıştır. Örneğın. bır (A) galaksısı bızden bır metre uzaklıkta, bır (B) galakslsl de 2 metre uzaklıktadır dıyellm. Bu durumda, (B) galaksısi 2 kat daha büyük bir hızla bizden uzaklaşmaktadır. Yani, hız larla yokınlıklar arasında belll bır otan vordır. Buna bulucusuna gore «Hubble Yasası» odı venlmıştır. Mılton La Salle Humason, 2& İLAN DIŞİŞLERl BAKANUĞINDAN Bakanlığımız Merkez ve Dış Teşkılatı'nda, 1327 sayı h Yasa ıle degışık 657 sayilı Devlet Memurları Yasası'nın 4/B maddesı uyarınca çalıştırılmak üzere ARAPCA. FARSCA. BULGARCA. RUSCA, ELENCE, MACARCA, LEHCE. CEKCE. RUMENCE, ÇİNCE. SIRPQA bilen personei alınacaktır. isteklılerın; a) Devlet Meniurlan Yasası'nın 48'nci maddesındekl genel şartlan haız bulunmaları, b) 45 yaşından gün almamış olmalan. c) En az lıse mezunu olmalan, d) En &ec 15 ocak 1979 pazartesl günü saat 17 00"ye kadar aşağıdakl belgelerle bırl'kte Bakanlığımız Mer kez binasındaki Personel Genel Mudürlüğü Dış Hizmetlıler Şube MudOrlüğu'ne şahsen veya yazılı olorak başvurmaları gerekmektedlr. «) Belgeler uzerlnde yapılacak değerlendlrmeden •onra sınav veya mülakat tarıhl ve yeri ılgılılerın odresıne daha sonra blldlrılecektır. ISTENILEN BELGELER 1) Nüfus hüvıyet cüzdanı tasdıkli örneğ!. 2) Son öğrenım belgesinln fotoKopısl, 3) Yaba'cı dıll bıldlğlni gösterir belgenin fotokopısı 4* Dafcı önce çalışılan yerden al.nan bons>ervısln fotoVco sl. Doppler Olayı Bır trenın yaklaşıp uzaklaştH flını, bız, süreklı düdük sesırv den anlayabılırız. Yakiaşan trenln düdük ses! glttikce artarak, trenın onümüzden gectıgl anda en yuksek noktasına ulaşır. Ve tren blzden uzaklaştıkça, düdük sesl de glttlkçe aza larak haflfler, ve »onunda duyulmaz olur. Avusturyalı Fızıkci Doppler'ln (13031853), daha 1842'de bulduğu bu yasa. zamanla ışığa da uygulanmış ve şoyıe >jır durumla karşılaşılmıştır: Yakiaşan ışık mor, uzoklaşan ışık kırmı bu genlşiemedon cıkonlan aonuçlar bokımmdan bunlar blrbırlerınden ayrılmaktadır. 1) Buyuk patlama yanlılam «Buyuk Patlama kuramını ortava aıan, Belcıkalı rahıp Georges Edoua r d Lenaıtre'dır Fıkrl gelıştıren de, yukarda sozunü ettığımız Rus Amerikalı Gamov/'dur. Bu bılgınlere gore, «evren ge nışlıyor aemek, milyarlarca yıl once daha kucuktu» demek!» bırdır Galoksılerın şımdıkı genışleme hızlan gerıye doğru, ya nı tersıne oynatılan bır sınema fılmı gıbı, gozler onune getırllınce ve hesaplanınca, butun ga laksılerl oluşturan maddelerın tek bır noktada toplcnmasından doğai bır şey olamaz. Lemaıtre, bu başlangıc maadesıne «Kozmık Yumurta / Cosmıc Egg» admı vermıştır. Bundan amacı. p.lıcın yumurtadan çıkması glbı, butun evrenin bu Kozmık Yu murtadan cıkmış olauğunu anlatmaktır. Bır cok kez ışık yılı çapındakl (1 ışık yıllık mesaf» 6 trılyon mıl, yanl 10 trılyon ktlometredır) bu Kozmık Yumurta bır anda pallayarak uzayda doğılmaya başlamıştır 2) Surekli oluşma kuramtt «Steadystcte un'verse» veya «Contınuous cretıon universe» denen kuramın yandaşlarına go re, evren gerçek'en genışlemek tedır. Fakat, bırbırlerınden uzak laşan galaksıler bir gun gelıp bızi uzayda yapayalnız bırakma yacaklardır. Zıra, kaybolan galaksılerın, yıldızlann yerlerın« yenıleri oluşmaktadır. Bunlan oluşturan hıdrojen, yoktan var olmaktadır. Yanl, evren, ilk oluştuğu anda ne Ise bugün d» o durumdodır, yarın da öyle kalacaktır. Hangisl doğrvı: Bu Ikl kuranv dan bırıncısl olan «Büyük Patlama» kuramı daho cok yanda» toplamıştır. Hattâ. bu yılın Nobel Fızık ödülünü alan Ikl Amerlkalı, bu kuramın doğruluğunu kanıtladıklcrı lcln odül« hak kazanmışlardır. Alman Amerikalı Penzıos (45 yaşında) He Robert Wılson (42) adlarını taşıyan Iki Amerikalı, «Büyük Patlama»nın doğruluğunu, aslın da, 1964 yılında kanıtlamışlardır. Fakat. ihtıyatlı Nobel Vakfı, kanıHamanın da kanıtlanması Içın 14 yıl bekledıkten sonra bllginlerl odüle lâyık gormü^tür. Kanıtlama şöyle olmustur. Bell Telephone Laboratuvarlarında çalışan iki bllgın, Telstar adlı uydu ile temas kurmak Icın yaptıkları antene blr takım parazıtlerın ârız olduğunu görmüşler ve bu parazıtlerl gıdermek Icın, akla geıen her çareye bcşvurınuşlardır. F <nt, par • zıtler gelmekte oevam etmış',e>rdlr. Penzıas parazıtleri «pjro lcılmeyen bır odada puro dumanı»na benzetmıştır. Bu arada, Hlgmler Princeton Üniversıtesınden Peebles ıle tanışmışlardır. Peebles da «Buyuk Patlama»nın dogru o up olmadığını durmaaan oraşlıran bı r kımse Idı Konu sonundo şu cozume bağlanmıstır" Ba\uk patlama sonucu oluş T ısı da'gaları evrende hclâ mevcuttur para zıt bu da golardai almekted r ı\onj uzerıne yanında yın» İNGİÜZCE ALMCA Beldemeli röği'enciler, Oıi\^rsite\ e giremiyenler, EvhanımTarı, Ögrenciler ve EMğermesleksahipleri için cesitli kurslar. (8 ay s u r e h ) S a b a h ( 1 0 1 3 ) A k ş a m ( 1 7 1 9 ) vc gece ( 1 9 2 2 ) DILFEn OZEL • BES/KTAS Ortabahçe Cad.ll Tel : 61 31 58 (Arabul 1248) 13996 TÜRK ALMAN EĞİTİM MERKEZl'nin ALMANCA DİL KURSLARI 9 kasım 1978 günü boşlıyor Ka/ıt!ar pazartesl s Salı Perşetıbe Cuma 15 00 19 00 Alman Lısesl, Tünel Tel: 44 66 68 (MORAN 1299) 13993 ÎLÂN Gebze Malmüdürlüğünden 1 llçemızln Darıca Bucağında Hazıneye olt Askerl yasak bolge ıci "ve dışındakı arazıierın üzerlndekl 1978 yılı zeytm mahsulü. toplama, naklıye ve diğer masraflar alıcıya aıt olmak üzere dalında 2490 sayılı kanunun 31'ncl maddesi gereğınce kapalı zarf usulu Ile satılacaktır. 2 Muhammen Bedell 100 000 llra olup. geclcl temınatı 6250 llradır. 3 Zeytın mahsulu Ile özel şartnamesl mesol soatlerl Icınde hergün gorülebılır 4 Satış Mal Mudurlugu odnsınaa 9^11/1978 perçembe gunu saat 15 30 da yapılocaktır 5 Iştırakcılerın gecicı temınatı Ile teklıf yazısı zarflarını kapalı oiarak Ihalpnen bır saat once Komısyon Başkanına bı»?ot vermpleri şarttır 6 Zeytıni dalından toolama ıle naKİıye ve salr masraflar alıcıya aıtt r !lan olunur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle