19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ON 3 EKÎM 1973 EKONOMI... EKONOMI... EKONOMI... EKONOMI... EKONOMI... EKONOMİ... EKONOMİ... EKONOMİ... EKONOMI... OECD İÇJNDE 1960'tan bu yana kalkınma yardımları askeri harcamalar toplamının ancak yüzde I l'ine ulaştı • 1960TA 107 MİLYAR DOLAR OLARAK HESAPLANAN ASKERİ HARCAMALAR 1975'TE 324 MİLYAR DOLARA ULAŞTI AYNI YILLARDA KALKINMA YARDIMLARI 4 MİLYAR 400 MİLYON DOLARDAN 36 MİLYAR 700 MİLYON DOLARA YÜKSELDİ irleşmiş Milletlerin sılâhsızlanma ile ilgili Genel Kurul '<ararı çercevesınde oluşturulan, Hazırlık Komitesi, 20 mayıs 1977'de yaptığı 14. toplontısmdo «mevcut resmi we gayrıresmi kaynaklora göre dünya oskeri harcamaları ve kalkınma yardımlarının karş:Jaştırı!malı bir araştırmasının hazırlanması» kcrarı almıştı. Bu karar çercevesınde yapılan araştirmalar sonucu ilgin; bulgular elde edilmıştir. FİYATARTIŞLARINDA BİRİNCİYİZ Fiyat artışları yeniden yüzde 6O'ı aşan oranda hıztanma eğilimine girdi, 1977'nin ağırlığı sürüyor, Yıl sonuna kadar fiyat artışlarının yüzde 40'a, 1979 başlarında ise yüzde 30'a düşürülmesi öngörülüyor. B Birleşmiş Milletler Hazıriık Komitesi Sekreterliğinin yoptığı calışmalara göre 1960 yıllarından bu yana dünya kalkınma yardımlorının askeri harcamolora oranı en fazla yüzde 11,3 olmuştur. 1960 yılında tep'am 107 milyar dolar olarak lesoplanon askeri harcamalar 1975 yılında 324 milyar dolara ulaşmıştır. 1960 yılında cari fiyatlarla 14 milyar 400 milyon dolar olarak hesaplanan kalkınma yardımları ise 1975 yılında 36 milyar 700 müyon dolar seviyesine ulaşmıştır. Dünyadaki geri kalmış ve gelişme yolundaki ülkeler askeri gereksinimlerini silâh sanoyiini kurmuş gelışmiş Cılkelerden karşılamak zorunluluğu ile karşı karşıyo bulunmaktcdırlar «Savunma iktisadi gelişmeden ayrılamaz» prensibi gereğince, oz gelişmiş ülkelerin savunma sanavüerini kurabilmeleri veya sovunma orac ve gereclerini sağlayabilmeleri de iktisadi gelişmeleri ile doğru oranı.'lı olmaktadır. Az gelişmiş ülkele'. kaynak acıklorını gelişmiş üîkelflrden yoptıkları kalkınma yardımlanna bağ lamış durumdadırlar. Birleşmiş Milletlerin yaptığı araştırma dünyadaki askeri harcamalar ve kolkınma ycrdımları karşılaştırması 'le soruna bu yönden ışık tutacak nıteiikredir. Araştırmanın ortaya koyduğu tir diğer önemli gercek ise dünyanın silâh sanayıini ileri boyutlaa ulaştırmış gelişmiş ülkelennm jık sık «az gelişmiş ulkelere yardım» nıyetlerinı acğa vurmalarıno ve bu konuda «ciddi» atılımlardo bulunmalarına karşın ö;ünde «dünya iandarmalığı* konjmunu kaybetmemek icin büyük koynaklarını silâhlanma ve askeri harcamalara yönlendirmeleridir. Dünyadaki kalkınma yardımları ve askeri harcamaları >)s askeri harcamaların yüzdesi olarak kalkınma yardımları 1960 yılından bu yana şöyle gelişmiştir: Yıllar 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 Kalkınma Yard. 4,4 8.0 7,4 7,4 7,8 9.8 9.7 10,7 12,2 12,7 14,1 16,1 17,9 22.4 25.4 36.7 Askeri Yardımların Harc. Harc. yüz. 107,0 4.1 1130 7.0 125.0 5,9 132.0 56 132.0 5,9 138.0 7.1 155.0 6.2 173.0 6.1 187.0 6.5 196 0 6.4 201.0 7.0 211,0 7.6 227,0 7.0 252.0 8.9 289.0 8,7 324.0 11.3 Son 12 ay 19788 ay 19774 oy (Yuzde Artış) (Yüzde Pay) (Yüzde Pay) TOPTAN EŞYA • GIDA MADDELERİ • SANAYI GİRDİLERİ ANKARA GECİNME İSTANBUL GECİNME 60,2 50,4 77.9 64.5 71.7 53.3 50.2 56,5 55,5 47,4 45,7 49,8 43,5 44,5 57,6 I FİYAT ARTIŞLARINDA TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDEİ lYALNIZ BİRKAÇ LATİN AMERİKA ÜLKESİ KALDI j Uluç GÜRKAN Son bir yılın fiyat artış oranları ilişikteki tabloda gösterilmiştir. Tablonun incelenrnesi. yüzde 60 düzeyini aşan fiyat artışlannda 1977 yılının ağırlığını vurgulamaktadır. Toptan eşya fiyatlarındaki artışta. 1977 yılının eylül aralık dönemin: kapsayan dört ayının payı. 1978 yılının ocaktan ağustosa kadar uzanan sekiz ayının payına yakın bir değerdedir Aynı olgu Ankara geçinme endeksi icin de geçerlidir. İstanbul seçinme endeksinde ise 1977 yılının dört ayı. 1978'in sekiz ayından daha etken olmuştur. Tabloda açık bir biçimde görülen bu dır. ürkiye'de yaşam. olağanüstu yükseklikteki fiyat artışlarıyla birlikte sürmektedır. Fiyat artışlarının. nisan haziran donemindfi yavaşlamasına karşın, temmuz ve oğustos aylarında yeniden hızlanma eğilimine girılmiştir. Ağustos ayı itibariyle son bir yılın fiyat artışları yüzde 60ı aşmıştır. Fiyatlar genel düzeyinin boyutları. Türkiye'yi OECD üyesi 24 ülke arasında fiyat artışlannda birinci sırada tutmaktadır. Dunyada ise. Türkiye'nin önünde yalnızca birkaç Latin Amerika ülkesi bulunmakta Î saptama. 1978 yılında fiyat artışlarının geçen yıla göre yavaşlatıldığını ortaya koymaktadır. Ancak. kamu kuruluşlarının işletme açıklannı kapatabilmek için sık sık başvurulan zamlar. 1978 yıh sonunda yüzde 40dan daha iyimser bir enflasyon hızını düşürmeye olanak vermemektedir Uluslararası Para Fonu'na. enflasyonun yü^de 20 ye kadar geriletileceği sözü verilen nisan 1979'da ise ancak yüzde 30'a inebilecektir. Bugünku yiı/de 60'lık enflasyon oranından yüzde 30a gerilenmesi başarı gibi gorülebilir. Ne var ki, yüzde 30luk fiyat artışıyla Türkiye. dünya üTkeleri arasında daha sağhklı bir yere gelmiş olmayacaktır Türkiye'de fiyat artışlarını hızlandırıcı etkisi yanında. esas olarak fiyat artışlarınm kaçınılmaz sonucu olan kâğıt para tutarındaki degişmeler ile bütçe ödeneklerindeki büyümeler bu yargıyı doğurmaktadır. Piyasadaki kâğıt para miktarı. ekim ayı maaşlannın ödenebümesi için 100 milyar liranın üzerine çıkmışfır. Bu. yılbaşından bu yana banknot matbaalannda 25 milyar lira dolayında bir basım yapıldığnnı ortaya koymaktadır. 1978 mali büı bütçesi ödenpîder: ise 375 milyar liraya tırmanmıştır. Bu da. yedi aylık bütce uygulaması döneminde 100 milyar lirayı aşan bir artışı yansıtmaktadır. Ancak, fiyat artışlarının etkisi anndınldığında. gerek piyasadaki kâğıt para tutannın. gerekse bütçe ödeneklerinin gercekte artmadığı gözlenmektedir. Orneğin. bugünku 100 milyar liranm alım gücü, yılbaşındaki 74.6 milyar liraya eşittir. Yılbaşında kâğıt para tutannın 78 milyar lira olduğu dikkate alındığında. gercekte azalma oldugu belirlenmektedir. Banknot matbaalannın tam kapaşiteyle çahşmasına ragmen ardı arkası kesilmeyen para darlıgı yakınmalannm nedeni budur. Bu saptama ayrıca kapitalist ekonominin ünlü para politikası araçlarıyla fiyat artışlarının neden önüne geçilemediği konusunda da anlamlı ipuçları vermektedir. Türkiye'de fiyat artışları olağanüstu yüksekliğini korurken. bu yükseklikte sanayiin payı giderek artmaktadır. Tablodan da izlenebieceği gibi. son bir yılda gıda maddelerinin fiyatları yüzde 50,4 oranında artarken, bu oran sanayi girdileri için yüzde 77.9 olmuştur. Bu arada 1978 yılında sanayi girdilerinin fiyatlannı gıda maddeleri ölçüsünde denetlemek olanağı bulunamamıştır. Böylece. sanayi girdilerindeki fiyat artışları acımasızca mamul fiyatlarma yansıtılırken. geçinme endeksleri de kontroldan çıkmaktadır. Fiyat artışlannda sanayiin tarıma göre ağırhk kazanması yönündeki gelişim. girdilerin maliyetler içindeki ağırlığını artışı doğrultusunda daba bir hızlanma göstermektedir. Bu ise. üretici kuruluşların ürunlerine hammadde sağlayan ve mamullerinin pazarlamasını yapan kendilerine bağlı ikinci üçüncü firmalarla çevrelenmesinin kaçmılnaz sonucudur. Yatay tekelleşmesi denilen bu oluşum çercevesınde. mallar aynı bağlantı içinde oradan buraya dolaşırken pahalılaşmaktadır. uslor iniyor. Ruslar cıkıyor. Ruslar oturuyor. Ruslar dinliyor. Ruslar gorüyor. Ruslar blliyor. Ruslar arıyor. Ruslar buluyor.. Ruslar... Batı Dünyası'nın bugünku durumu tam bir paranoyaya donusmuş görunümu vermektedir. Bir kez «Sovyetler» değil, »Rusları vardır. Ve o «Ruslar» şu anda dünyoda herşeye tkodirdir.» Tüm bir Botı slstemlnin salt bu paranoyaya dayanarak azgelişmiş ulkelere recete üstüne reçete sunduğu bilinmeyen değildir. Ayrıca, «Ruslar» deyimi ve imajı İle de gercekte kararlanmak istenen sosyalist sistemin tümü olduğu da yine bilinmeyen değildir. Ancak, şu sıralarda Amerikan egemenliğinin gücünü duyurması giderek yoğunlaşırken, «Ruslar» paranoyasının yoğunlaşması bir başko gelişme zincirini sergilemektedir. «Ruslor» lma|ı öylesine vurgırianmaktadır ki, örneğln Brüksel deki NATO karargâhında tuvaletlerde blle celini yıka ve sus, Ruslar duyabilir> ya do tşu anda dünyanın en tehlikeli alanlarından birisinde bulunuyorsunuz» gibl dııvar yazıları baili bir «tehlikeyö» d>âinmektan cok, ülkeJeri kendl sistemiyle özdeşleştirme arnacım taşımaktadır. R arkasındon hem ekonomik, hom de askeri kuruluşlar işlevlerlni yerine getirmek üzere glrişimde bulunmaktadırtar. Örneğin, OECD cercevesi iclnde bulunan Türkiye'ye Yardım Konsorsiyomu sekreteri Aifred Kuhn gazeteci ve oğretim üyelerinden oluşturulan bir grupla yaptığı sohbette şunları soyleyebilmek tedir. «Türk Ekonomisinin icine düştüğü durumu ayrıca özetlemeye gerek yoktur. Son derece vahım bir durumdadır ekonomi. Aşırı borclanmanm, ya benzer uluslararosı kuruluşların söyledlklerl ve onerdlkleri arasında bir fark yoktur. Yukardiki soz ler doğrultusunda Ecevit Hukumeti'nin önlem olması, girişimde bulunması coktan gözler önüne se rilmiştir. Askeri yöndeki gelişmeler ds yine «Ruslor» mantığından kaynaklanmakta ve si'.ah ombargosunun kalkması. uslerin açılması mantığıno uzanmaktadır. Türkiye'deki üsler yoluyla Sibirya'daki ayak sesleri dinlenebilmekte, ayak sesleıinden asker sayısı (ahmin edilmektedir. Bu sayıya dayana masının «bıran önce» gerçekleşmeslni istemektedir. Ecevit Hükümetl de bu yöndeki gereği yerine getirmeye hazırlanmaktadır. Üslerin açılması «Rusların Gelmekte» oluşunun engellenmesi, ekonominın buyumesinin engellenmesi «Rusların Gelmekteı oluşunun hemen yakınlaşması, ücret artışlorının kısıtlanması «Rusların Gelmekte» oluşunun önüne geçilmesinin birer «önlem!> olarak gösterilmektedir. Ancak, işin ilginc yonı, «Ruslar Gelirker,», Amerikan Dışişleri Bakanlığı Türkiye'ye bir yazı göndermekte ve cok önemli ekonomik kararları dikte etmektedirler Ecevit Hukumeti'ne. Yabancı sermaye yatırımlarında bundan böyle yenl bir dönemin başlayacağını ve bu dönemin yeni koşullarının Amerikan Yönetlmin ce belirleneceğini açık bir dille belirten yazı, hukümetin gerçekleştirebileceği kamulaştırmaları da önlemekte ve ülkenin kendi yaptığı yasaları uygulamasındaki egemenliğine bile dil uzatmaktadır. Ortayo cıkobllecek anlaşmozlıklarda ise, «Âmeriktiri sermavesinin rohat calışabilmesi icin en üygun ve etkin önlemlerin alınacağını» da yine pervasızca iletebilmektedir. Aifred Kühn, «Taze para bulmanız pek kolcy değil. borcların ertelenmesi sizin icin başlıboşıno bir nimettir» derken, Amerikan Yönet'mi isteklerinin yerine getirilmemesl halinde «uygun ve etkin onlemlerden» söz etmekte, ancak her seferind* «Rusların Gelmekte Oluşu» uzerinde durulmaktodı r . Bu montık bir yandan da akıi almoz askeri harcamalarla ağır bir yük getirmektedir. ismet Paşa'nın bir zamanlar dediğl gibi «Büyük Devletlerle dost olmak yırtıcı hayvanla yatmaya benzer..» YORUM Ruslar Geliyor... Yalcm DOĞAN rottığı bu durumun önemli hostolıklarından biri fiyat artışlarıdır. Fiyat artışlarını körükleyen en bü yük etken de ücretlerdir. Ücret artışları fıyatları arttırmakta. fiyat artışı ekonomiyi daha büyük darboğazlora itmektedir Bu koşullarda plân yapmanın bir yararı yoktur. Plânın Türkiye'yi kurtaracağını sanmıyorum. Ekonominın büyümesini, gelişmesini unutmanız gerekir. Hem ekonomi büvuyecek. hem bu durumdan kurtulacaksınız. bu pek olası değildir» Aslındo Kühn'ün soyledlklerl ile daho önce rak ekonomik hesaplara girişilmekte, stratejlk konum ve plânlar yapılmaktadır. Aynı üsler aracılığıy lo Padgorni ile Kosigin arasında bir gece «güzel göziü bir hatun» konusunda gecen konuşmamn VVashington'a aktorıldığı bir başka gercektir. Kısaca, usler ther türlü amocla» kullonılabilmekiedir. Askeri gücün hesaplanmasından özel yaşama değin. ., Onun icindlr ki, NATO Muttefik Kuyyetleri Güney Saha Komutanı Amiral Sharer cüslerin kcpatıiması ıstıhbarat açıs'ndan Batı Dünyasına cok poholıya mal olmuştur..» demekte ve üslerin açıl ı ; JVterkez Bankasının yabancı muhabirlerinde 580 milyon doları birikti erkez Bankası'nın yabancı muhablr . mevcutlan, iki yıllık bir aradan sonra yeniden artı bakiye veren bir duruma gelmiştir. Son kayıtlara göre. muhablr bankaJar Merkez Bankası adına 375 milyon dolar dolayında «oçıfe» ödeme yapmışlaıdır. Buna karşın Merkez Bankasının muhabirle•rindeki dövizlerinin toplamı 580 milyon do•lan bulmaktadır. Merkez Bankasının kendisine ait dövizler ile muhabir bankalar tarafından yapılan «açıfe» ödemeler arasındaki 200 milyon dolan aşan lehteki fark, Turkiye'nin kredi itibavnnı yeniden kazanmastna önemli bir etmen ' sayılmaktadır. Merkez Bankasının yabancı muhabirler'Üeki döviz mevcutlan, en seri biçimde dış 'ödemeler için kullanılabilecek olanaklan belirlemektedir. Bu dövizler, Merkez Bankası*nın muhabirine ödeme emrini göndennesiy'le kullanılabilmektedir. Ancak. yabancı muhabirlerdeki mevcut*lann bir bölumu vadeli (depo) ve bir bölümü de vadesiz (serbest) olarak smıflandınlmaktadır. Vadeli sınıfına glren mevcutlann îıerhangi bir ödemede kullanılabilmesi için Merkez Bankasının ödeme emrinden sonra bir sure geçmesi gerekmektedir. Elde edilen Toilgilere göre. halen Merkez BankasLnın ya/bancı muhabirlerinde 145 milyon dolar dolayında vadeli döviz bulunmaktadır. Bunlar 'savunma gerekleri için tutulmakta ve acil bir gereksinim olmadıkça kullanılmamaktadır. Merkez Bankasının anında ödeme için kullanılabileceği vadesiz dövizleri ise 435 milyon dolar çevresindedir. Vadesiz dövizler. iki yıldan bu yana ilk kez muhabir bankalann açık ödemelerini karîilayabilmektedir. ı ilerl sürülen ve yaratılmak İstenen <Ruslar Geliyor> Imoiının hemen orkasından Batı Dunyası ekonomik Istemlerinl Ve Türkiye de Içinde olmak u;• n oyo SOkulması «gereken» ekonomik politikaları gündeme getirmektedir. Batı sisteml tRuslar Tehlıkesine doyanarak askeri harcamaları arttırmakta, buna karşı korunma çareleri önermekte, ylne aynı gerek ceyle hükümetlerl ücretlerin kısılmasından üslerin açılması «zorunluğuna» değin bir dizi politik ve ekonomlk karorlara itmektedir. Batı Dünyasında önce bu Ideolojik kompanyo horekete gecirilmekte. ı N Toplam 580 milyon dolar'dan. yabancı muhabirlerin «açıktan» ödedikleri 375 milyon çıkınca, geriye Merkez Bankasının dilediği gibi kullanabileceği 205 milyon dolar kalıyor. Sigorta şirketlerinin primlerinde geçen yıl yüzde 35 artış oldu YOL YÜRÜMEKLE, BORÇ ODEMEKLE BİTER.. ANKARA. (ANKA) Ülkemizde ceşitli dollarda faaliyet gösteren sigorta şirketlerinin 1977 yılında ürettikleri «Direkt sigorta primleri» toplamı 3 milyar 678 milyon 397,6 bin liraya ulaşmıştır. Bu değere göre direkt sigorta primlerinde 1976 yılına göre yüzde 35,09 oranında artiş sağlanmıştır. Ticaret Bakanlığı sigorta murakabe kurulu tarafındon Türkiye'deki sigorta faaliyetleri konusunda hazırlanan bir raporda, 1977 yılında ülkemizde bu alanda faaliyet gösteren 36 şirketin 21 adedinin Türk, diğer 15 adedinin ise ya bancı olduğu saptanmış, «Bankers And Traders» odtı bir yabancı şirketin tasfiye edildiği. «The Birıtsh Oak» adh bır yabancı şirketin de «Protfoy Devir İşlemi»ni tamamlayarak faaliyetine son verdiği belirtilmiştir. Raporda, yabancı Sirketlerın ikisinin İsvicreli, 4'ünün Fransız, 3 ü nün ingiliz, 3 ünün Alman. 2'sinin İtolyan ve bir adedinin de Amerikalı olduğu açıklanmaktadır. ÜRETİM DURUMU Ülkemizde faaliyetta bulunan yerli ve yabancı sigorta şirketlerinin geçen yıl icinde ürettikleri direkt primler toplamı 3 milyar 678 milyon 397. 6 bin liro olmuş böylece 1976 yılında gercekleştiriien airekt prim miktarına göre yürde 35,09 oranmdo artış sağlanmıştır. 1976 vılın da üretilen direkt prirv miktarı 2 milyar 722,834,0 bin lira id' Bu genel toplam icinde, «yangın, nakliyat, kaza, maklne montaj, dolu, hayvan ölümü ve hoyat slgortasıı dallannda Türk şirketlerin ürettikleri prim toplamı 3 milyar 540.777,2 bin liradır. 1976 yılındo bu şirketlerin ürettikleri prim 2 milyor 609, milyon 152 bin olmuş, ve bu yı!a göre yüzde 35,7 oronında artış sağlanmıştır BM UZMANLARI TSE İÇİN OLUMSUZ RAPOR VERDİ NKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Birleşmiş Milletler UNİDO örgütü uzmonlarınco TürK Standartları Enstitüsü'nde yapılan inceleme ler sonucu hazıtlanon raporda bu kuruluşun «Örgutsel düzeninde ve teknik yeteneklerinde yetersiz likier bulunduğu» belirtilmiş ve TSE'nin saygınlığı koruyabümesi acısından hiçbir mekanizmonın bu lunmadığı belirtilmiştir. A GÜBRE SIKINTISININ DAĞITIM AKSAKLIÛINDAN MEYDANA GELDİĞİ BELİRTİLDİ İzmir, (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ziraî Donatım Bölge Müdürlüğü yetkilileri yoptıklan oçıklamada, bir süredir devam eden gübre sıkıntısmın dağıtım aksaklıklarından meydana geldiiğini belirtmişler, «Limondaki sıkışıklık nedeniyle boşoltım calışmoları yavaşlamoktadır. Bir de buna dağıtımdakl aksaklık eklenince gübre sıkıntısı ortaya cıkıyordu.» demişlerdir. I Üreticinin sonbahardaki gübre gereksinimiİBÎn korşılanması amacıyla Güney Kore'den 21 •fn ton cDI omooyum fosfot» gübresi ithal edil•digi belirtilmlştir. Birleşmiş Miiietler uzmanlonnm TSE'de yopbkları irceleme sonucu, Birleşmiş Milletler Endüstriyel Kolkmma Orgütü Ulusal Kalite Kontrol Sistem' Proie Yöneticisi j . C. Mc. Cullagh tarafından bir rapor halinde hazırlonarak. TSE yöneîi cilerine. Birleşmiş Millstlere ve DPT'ye sunulmuş f '. Raporda halen komandolann karargohı halind bulunan TSE ile ilgili olarak ilginç gözlemler yer almoktadır. Çeşitli üreticl firmalara «Kalite Kontrol Belgesi» ve^en belgeleme bötümü hakkındo rapcrdr: ?u görusier yer almıştır: «TSE'nin belgemele bölumunde yönetim yap sı icinde endüstriyel kalite kontrolu sistemlerine iliskln kuramsol bilgisi ve uygulama deneyi bulu nan tek bir kişinin bile bulurMjmamosı bir eleştirsayılmasa bi1»: orgutün bunu bir eksiklik olarak göımemiş bulunmasını bir eleştiri saymak zorun. dayız. Bölümün başkonı, doktorasını ormancılık alanında yapmıştır ve görüşmenin yapıldığı günde bu görevinde bir yılı aşkın bir süreden beri bu lunuyordu. Doha önce kendisi bir ordu görevlisi idi. Alt bölümlerin uç yöneticisinden biri bir tarım mühendisi, ikincisi bir ormancılık uzmanı, ücüncu sü de Ekonomi V9 Ticaret öğrenimi görmüş bir kisi İdi. Bu üç görevlinin araştırma yapan uzmanlarlo bir gorüşmeye yanaşmamaları, kendilerine karşı oiumlu bir tzlenim yaratmayan bir güvensiz liğin belirtileri sayılmıştır. Bölümün yirmi elemanındon besi kesinlikle saptanamamış olmokla birlikte makina dalmda mühendis idiler ve geri kalanlar da sekreterlerden ve yönetim gorevlilerinden olusuyordu.» FİRMAIARLA İLİŞKİLER Birleşmiş MMletler uzmanlarının raporunda, kalite kontrol beigesl verecek kişilerin belge * t r i tecek firmo il© ılîşkilerinin de saotandığı. bildirilmektedir. Raporda kalite kontrol denetimi icin ce şitll firmaiara gcnderilen elemanların gönderdik leri firma ile herhangi bir bağlantıları olmadığı bıldirilmesine karşın uygulorrada böyle olmadığ1 belirtilmekte, «ortaya konan bir olaydo ise proje uzmanları gönderilen ekibin bir üyesinin denetlemeye gittiği firmanın teknik çizim danışmanı ol duğunu öğrenmişlerdir» denilmiştir. Onay almaması gsreken pekçok firmanın onay aldığı, onay lanan firmala'ın bczılannın ise kalite kontrol sis temlerlnde büyük eksiklikler saptandığı raporda bsürtümiştir. Raporun ilgirıc bir bölümü da kolite kontrc! belgesi işlerinde verilen ücretlerle ilgili görüşlertid yef olmoktcdır. Bu konuda aynen şöyle denilmiş tir: «TSE tüzük ve yönergelerini inceleyen bir kimse, belgelendirme calışmaları karşılığında alı nacak ücretlere vapılan sürekli göndermeler karşı sında şaşırmoktan kendini alamamaktadır. Bu du rum ckuyucuaa TSE belgeleme bolümunün sundu ğu hizrretten cok, bu hizmetler karşısında almayı tosorlaciığı ücretlerle i'gili olduğu yolunda bir izlenlm yaratır niteliktedir.»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle