19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKİ CUMHURİYET 15 EKÎM 1978 lrkac gün önceki gazeteler Kars lle Erzurum orosındakı duşmanlığın son kerteye geldığını, Kars'ta solcuların Erzurum da sağcıların egemen olduğunu, Kars otobuslennın Erzurum'dan, Erzurum otobuslerının Kars'ten geçmeğe korktukıarını yazdı Ne oluyoruz, nedır bu durum'? Gerçı hıc yorulup bıkmadan yıllordan berı eleştırdığımız bazı partı hderlerı yıne yıllardan berı ulkenın her yanında duşmanlık tohumlon ektıler oma bu halkta bunları değerlenctırecek ve bu tohumlann zehırını yok edecek kafalar kalmadı mı 9 Ne demek oluyor Turkıye'nm ıkı ılı arasında duşmanlık? O halde 67 ılımıze ozerklık verelım. ıstersenız Isvıcre de oldugu gıbı bunlara »Kanton» dıyelım ve bu kantonlar bırbırıyle uğraşsın dursun Iş oraya varıyor Pekıy Turkıye Cumhurıyetı ne oluyor? Devlet dedığımız varlık ıstenıldığı zaman bozulup ıstenıldığ' zaman bırbınne gecırılerek evler ve turlu bmalar yopılon cocuk oyunccgı mıdır? Bu vatanın durust evlatları artık n'ıder şunu demış, bunu demıs» dıye dusunmeden Turkıye Devletının sağlam olarak ve butunluğunu koruyarok ayokta durması ıcın anlamsız ve uğursuz butun duşmanlıklara son vermelıdır. B OLAYLAR VE GÖRÜSLER Neden Bu Düşmanlık ?.. Hıfzı Veldet VELİDEDEOGLU ce ve dışa boğımlı olarak genlşledı Ama turızm bolgelerı dışmclakı halkta yaygın bır kalkınma oldu m u ' Ne gezer' Pekıy Franco'nun yok etmek ıstPdığı komunızm ortadan kalktı mı? Ne munasebet1 Franco re|imı yıkılır yıkılmaz butun portıler yer altından yer ustune cıktılor Bugun Ispanyol Komunıst Partısı. ulkenın en guclu partıle'inden bırı Dıyeceğım şu kl, askerl dıkta reıımlerı bır sure bazı k şılerın ıktıdar hırsını. bazı kapıtalıstlerın de doymak bılmeyen mal edınme hrsını karsıiayabıl,r Ama halkın kalkınmasını asla saglıyumaz. • •*•• Tur toplurnsal yapısının son yıllarda ıcıne duştugu daha dogrusu duşurulduğu aaruma bakara* evvelkı ratta «Fraksıyon», geçen hafta fTefrıko» kavramlan uzerınde durmuştum Sım dı bu ık'smın yarattığı başta sozu.iu ettığım cduşma.Tıklar. konusuna deg nmek ıstıyo'um F"aıısızcadan gelen «alkol» Gczciiğunun kokenınde Arapco «elkuul» yattığı gıbı. yıne Fransızoadan gelen «fraksıyon» sozcuğunun kokenınde Arapca «fark» sozcuğunun ızı var mıdır 00060'. dıye dusunduğum oimuştur Gercı «fraksıyon»un «kırılma kırılıp ayrılma k;nk» anlamlanna gelen «frocture» sozcuğu ıle hısımlığı var ıse de, Fransızca «fraksıyon» ıle Arcpco «fark» arasındo hısımlık aramak, bır fantezıden baska bırşey değ'ldır elbet Ama nedense bana «mulayım» gelıyor Cunku Osmanlıca'da yer almış olan «fark, fârık, fırak tefrık muteferrık. muteferrıka, fırka tefrıka* sozcııklermn hepsı aynı kokeiden gelmekte vs bunların hepsınde «ayırım, ayngoyrılık, bolunme parcalanma» sozcuklerının taşıdıklcr anlamların turlu tonlarda ızlen bulunmaktadır Fraksıyon ıle fark arasında hısımlık oramomn bana «mulayım» geldığfnı soylemeklığımln nedenı ds budur Hele «tefrıka» gecen hafta belırttiğım gıbı. bugünku duruma pek uygun g?hyor Arap tarıhınde yonetıcılerın hıcbır yonde onlasomomoları yuzünden doğan bır «tefrıka» donemı vardır Yıldırım Beyazıt'ın Cubuk yenı! oıs nden sonra Osmanh îonhmde de kısa bır sure yosandı boyle bır donem |< mazlık bolunme ve catışma hovasına baktıkca. acaoa ılerıde tarıhcıler, Turkıye'nm ougunku durumunu da «tefrıka donemı» olara* nıtelerler m ı ' dıye duşunurum zaman zaman. •*• Gunumuz Turkıye'smde en önemlı sorun qe rek ozel gere' kamuscl kuruiuşlorın cogunda gorulen fraksıyon veya tefrıkanın kendılerı degıl, yarattıkları dusmanlıktır Oıı av once Adclet Partısı ıcmde bır fraksıyon doğdu Herkesm bıldıgı gıbı AP'nln baş, Demırel ın tutumunu begenmeyen onun partı smı ve Turkıye'yı surukledığı ucurumdakı tehiıkeyı goren on bır kısının olusturduğu bu frak sı/on AP'den kopup CHP ıle ışbırlığı yaparak Demırel hukumetırın dusmesme ve Ecevıt hukumetınm kurulmasına olanak soğladı Bu.nun uzerıne Demırel kendısım başbakan lık koıtuğundan eden bu on bır parlamentern can dusm^nı oldu Son konusmalarından bınnae «Oı.larc durran attıracağım» deaığını gaze;eıer /azd' Bunları yalanlamadığına gore, kendı partısıne bağlı butun vatandaşlon da bu on bır kışıve duşmon etmek ıcın AP Genel Kongresinde bakolım daha ne kıskırtıcı lafla' bulacoki'? Herhalde onlara bu yoldan duman attırmayı duşunuyordur «Karınlarına duman doldurmat yoluvla değıl Boyle şeylerı sevmez D°mırel 3u tur uygulamaları boşka dost partı Ier9 bırokıyordur belkM • • •• * Sağdokı bolunme ve catışma zaman za rY i rı n du'srnanlık boyutlarına ulaşıyor «Ulkucu»lerle «Akınc »lor arasında gergınhk ve catışma eksık olmuyor Neyı boluşemıyoriar bu sağcı or gutıer° Anlaşılır glbı değıl1 Bereket versın AP DP »e COP'nın genclık orgutl»rı ıcmde sılahlı VLjrucu guclerı yok. Eğftr olsaydı sağdokı f'ok sıyonlnr nra9ında acımasız catışmalar olurdu NıteHm soldokı fraksıyonlar arasırda oluyor bu Gtcenlerde gazeteler yazdı Kars tak< ıkı sol froksıyonun uyelerı crasında olum veyo yaralar.'a ıle sonuctanon catışmalar cıkmış BuHar da neyı boluşemıyorlar dersınız91 Froks yonıar arnsmdoKi bu düsmonlık neye yarıyor"' Aslında soldakı boluntulerın ne yararı dokunu vor ioia, gereksız duşmanlıklar yaratmakton bosku" • •• K'mılerı «Ordu gelsın bu durumu auzeltsın» dıyor Ordu nedır'' O da bu ulkenın eviatlanndan oluşan kamusol bır orgut degıl rrro V Bır ulkede yonetıcılere, unlversitelere, rşcı kuruluşlarına, partılere ve derneklere tefrıka gırer de orduya gırmez olur m u 7 Toplumdakı turlu kuruluş ve orgutler bıtışık kaplor C'biüir Bırındekı suda gorulen mıkrop cok gecmedan oburunde de gorulur tOrdu gelsın» dıyenler. ordunun ıcmde kendı totalıter duşunceıerıne yatkm zumreıerın egemen olduğunu sananlardır Orduyu vatan savuimosı gorevmden saptırıp, komsumuz Iran'do olduğu gıbı. ıcerıüe halk yığınlarıyle karşı korsıyo getırmek. bu ulksye en buyuk duşrranlığı vapmak demektır Turkıye Cumhurıyetının bır Anayasası vcdır Butun sorunlar bu Anoyasa cercevesı ıcmde. ve onun ılkelerı doğrultusunda sıvıl ıdarece cozumlenır Butun k^musal orgutler bu cozumlemeye yardımcı olmakla gorevlıdır. Pek zorunlu olu'fa ordudan da yardım ıstenebılır Ama «Ordu geı sın1» riemek. o i u soyleyenın veya soyleyenle rın ozlemlerı acsmaan uıkede Anayasal butun haklar ortaaan Kaldırı'sın askersel b r dıkta re|imı kurulsun demektır Cağımızdakı turlu or neklerıne bakınca goruyoruz kı askerı dıkta re Iimlerı sureklı olmuvor Doha ustalıkla davra nan bır askerı orgut gelıp onu devırıyor devırenın sonu ao yıne devrılmek oluyor Guney Amerıka bunun orneklerıyle doludur DıyeceKfınız kı değışen foş'st yonetım değıl. yonetıcllerdır Doğru Ama boyle kararsız bır faşızmln karanlığında kalkınmış bır tek Guney Amerıka ulkesı qosterebıhr mısınız'? Fronco nun ispanva'dakı askerı dıktnçı en uzun surelı faşıst reıımlerden bırı oldu Bu re|im altında Ispanya nın guzel kıyılorı yobanclara satıldı Komprador pKonomısı a'ab Id â''i 8enc dostum Uğur Mumcu'nun bugön hapısbcnelerde bulunan eskı soı eylemcılerle ,ap tığı roportaı serısını Cumhunyet sutunlanndo ızledınız mı, bılmıyorum. Bu eylemcılerden bır bolumunörı Konuşmalarında bazı eylemlerın Turk soluno zcrcr verdığını belırten dusunce ızr len va Amc benım bu hukumlulere değınmek ten maksadım boyle bır belırtıyı saptamak değıl, soidakı fraksıyoniarın uyelerı arasındakı go rus ve dusunce ayrılığının yarattığı bana bıroz ınsanlık dışı gıbı gelen duşmanlığın hapısnane hucrelennde bıle surecek kertede d e m olduğunu oğrenmekten duyduğum şaşkınlık ve i'zuntuyO belırtmektır Bu hucrelerde bulunan kımı solcu gencler Dirbırıyle konuşmuyorlarnıış Mapushanenın dort duvarı ortasında yazgı ortaklığı 'cınde yaşadıkları halde aralarındakı ^orus ve yontem ayrımını hoşgorulu bır tart'$moya acık tutmayıp, cok katı bır d o t ^ a t'zmın etk'sıyle bırbınne kusen Kişılerın zıhnıyetı ıle H.tlercı 7ihnıyet arasında ne ayırım ka lır'i ille de «Dedıgım dedık» yolunu soçen boy le bır tutum davrar.ıs ve gorusten ulkeye ne yarar gelır'' Devrım yaparak toplumu yenıden duzenlemek savıyla ortaya atılanların herseyaen o.ıce, temel ılkeler uzerınde bırleşmelerı. ızlenecek yontem konusunda ıse demokratık hoşgoru ortamı ıcmde uygarca tartışmaiarı gerekmez mı 9 Konuya akılcı bf yaklaşımla bakıldığında gerekır aıra nedense solda bu ortam bır turlu ge'ceklesemıyor, cunku yaklaşım hoşgorulu ve ÖKIICI değıl, coğu kez katı ve duygusal oluyor Fv)apushane koşesınde bıle dargın yaşayan sol culariıi dı. rumunu baska turlu acıklama olanağı vok. • • • S<cdan ve soldan verdıgımız bu bır kac örnek ulkerr>i2de bugun egemen olan «tefrıkavı durumunun nacıl anlamsız duşmanlıklar yarattı ğını ve toplumu ıcmden curuttuğunu anlatmaya yeter 1 efrıkanın yarcttığı turlu dusmanlıklor ııl keyı batıs ucurumuna dogru ındıren uğursuz bır yoldur. Sağduyu, saggoru ozellıkle hoşgoru us tun geiıp ayrı ayrı ılke ve duşunceler yoresınde. ar.^a vatonın baâımsızlığı, butunluğu halkın sosyal ve ekonomık cıkorları doğrulusun da bınesmenın zorurlu olduğu cok kntık bır do nemdc yaşadığımızı bır an bıle gozden uzak t u f mamak gerekır Ozeı ve kamusal butun kuru luşlara. ozel'ıkle guvenlık ve adalet orgutlenne Bağımsızlık Savosı donemınden berı bu denlı agır. ağır olducu kadcr da kutsal bır gorev duftuğu dorem hıc olmadı Eger onurumuzu. ozgurluklerımızı yok ed6 cek faşıst bır yor.etım altında yaşamak ıstemı yorsak, b j ulkenın resmı gorevlı veya gorevsız vatandcşlan olorak yaşamamız pahasına da o' so. keiıdımıze duşen gorevı yerme getırmelıyız. Çunku onur yaşamdon da ustundur Hele adalet orgutümuzden, l.er îomandan daha cok yurek lılık, uyanıklık ve davalarda cabukluk beklıyoruz Buru yainız bız değıl bu memleket.n buyuk çoqunk'ğunu oluşturcn butun namuslu Turk ev latlan bpklıyor. KEMAL BAYRAM, Sabahattin Alı'nın yaşamına gıren kışılerle konuştu ve bır donemın gızlı kalmış yönlerını ortaya koydu 'Sabahattin Ali Olayı,, • • • «Katı! benım» dıyen Alı Ertekın ıfadesını değıştırmıyor Pekı, gerçek katıl kım? Sabahattin Ah'nın cesedıne otopsı yapan Doktorun ılgınc acıklamaları Yakın arkaaasları Rıfat llgaz, Mehmet Alı Aybar, Rasıh Nurı llerı, Muvaffak Şeref, Medıha Esenel, Muzehher VâNu, Asıye Elıc^n, Zekerıya Sertel, Nıyazı Ağırnaslı, Samet Ağaoglu, Sabahattin Alı'yı anlatıyorlar su yuzlerce kışı Kıtapcılardan ısteyınız Ve Mehmet Alı Cımcoz konuşuyor Belgelere adları karışan coğu o donemın sorumluYenigun Yoyınları ANKARA (Cumhunyet 13174) • • ÎDDRTIER LISE SONLAR BEKLEMELILER 23 EKIM 18 KASıM 20 KASIM Üniversiteye giriş kursları LDERSANESI Yetenek ağırlıklı Modern ve klasik sınıf lar: ^KAYITLAR DEVAM ETMEKTEDlff Cağaloğluİst.Te!22 24 6(T LUTFEN UNUTMAYINi BALAYI GEZiLERINiZ. yaz ve kış tatıllerın'z ıcın Şımdı gerek sol ıle sağ arasında, gerek bunlardan herbtnnın kendı ıcınde esen anloş 0 Beyaz Kitaplar.. Oktay AKBAL Evet Hayır BİLİM DÜNYASI MOTEL RESTORAN Devamlı sıcak su ve kalorıferlı Tel • 343 ÖREN / BURHANIYE (Cumhuriyet 13193 Nobel Ödüllerinin Öyküsü ilim yazın tedebıvat). ekonomı ve barış adamlaı ı her yıhn ekım ayını ıple çekerler Çunku bu av, Nobel odullennın dagıtıldıgı daha dogru bır deyımle. Nobel odullerıne layık gorulenlerın açıklandık lan aydır. Ay ıple çekıhr, zıra Nobel odulunu hak etmek, msana, kışısel, ulusal bıhmsel presti) sagladıgı gibı yıık luce bır para ıle bırlıkte. çok kez. bılımsel, sıyasal mevkıler de sağlar. Bu arada, ödullenen bır yazarsa. \apıtları bütun dıllere çevnLr, bunun içın yazanna telıf hakları ödenır. Nobel odulleri bır Altın Madalya, bır Nobel Beraıı ve btr mıktar para bıçımınde verilır Prestıjı asıl saglayan altın madalya ile berattır. Para odulu, Nobel Vakfının her yılkı gelınne göre degişmekle bırlıkte. ge nelhkle tatmınkâr sayılabılır. Orneğin, 1976'ma ödullen her dal içın 160 000 dolardı ( 4 milyon TL). Odulun prestıji. bır bılgıru veya yazarı bır anda, kapışılan bır ınsan halıne getırır Ornekler Pans teki Pastor Enstıtusu'nun 3 mıkrobıyolojı uzmanı olan Jacques Monod Andre Lwoff ve Françoıs Jacob adlı uç bılgın, dunya bılım çevrelennce tanınan kımseler olmakla bırlıkte, ulkelermde va çalıştıklan enstıtude, normalın ustunde bir ılgı toplama yan kımselerdı Fakat, 1965 yılında, aynı buluş ıçın, uçunun bırlıkte Nobel odulunu almaları. adlannın basında buyuk manşetler altın da yer almasına, Fransız Bılimler Akademısi'nin saygı merasımlenne ve dönemın Cumhurbaşkanı General de Gaulle tarafından kabul edılmelenne yol açtı Aynca, Lwoff, Kanser Uzerıne Bıhmsel Arastırmalar Enstitu su ne mudur atandı Monod Pastor Enstitusu nun başına geçırıldı. ÇALIŞMA BAKANLIĞI'NA SINAVLA IŞ MÜFETTİŞİ YARDIMCISI ALINACAKTIR Çalışmo Bakanlığınco 4.111978 günu saot 13 00 de Ankora'da iş Mufettışi Yardımcılığı gınş sınavı açılacaktır Sınava katılabılmek Icın; a Devlet Memurları Yasası'nm 48 ncl maddesinde belırtılen nıtelıklere sohıp olmak. b Sınavın acıldığı yılın ocak ayının birıncl gununde 30 yaşını doldurmamış olmak, c Hukuk, İktısat. Sıyasal Bılgiler. Idarl illmler, Işletme. İktısodt ve Tlcari Hımler Fakültelerl lle Iktlsadl ve tıcarl Hımler akademılermden yahut bunların dengl yerli ve yabancı Fakulte ve Yuksek Okullardon birislnl bıtirmlş olmak, Sınavlara gınş şartlarını ve sınav konulorını gösteren broşür Calışma Bakanlıği iş Mufettişleri Merkez Grup Başkanlığı lls Adana. İstcnbul ve Izmlr Grup Boşkonlıklarından sağlanabilır. İsteklılerın engec 27 101978 cuma gunu colışma sootl sonuna kadar, Calışma Bakonlığı iş Mufettişleri Markez Grup Başkanlığı, Ankara odreslne belgelerl lle bırlıkte yazılı olarak başvurmaları gerekir. (Basın 24603) 13187 O beyoz kopaklı kitaplar bizlm kuşağın boşucu yapıtlarıydı. 1939'da toplanan Neşriyat Kongresinde alınan karar gereğı, «Dunya Edebıyatından Tercumeler» dizısı yayınlanmaya başlamıştı İlk «Klasıkler» 1940' larda gençliğin elıne gecmeye başladı Her Cumhunyet Bayramında topluca pıyasaya verilirdı bu kitaplar Okumak, aydınlanmak, dunya yazınının en seçme yapıtlarını guvenllır çevirilerindon tanımak ısteyen bır kuşak bu kıtapları kapışırdı. Bu çabada, bu atılımda en buyuk pay o gunlerin Milli Eğltlm Bakanı Hasan Âli Yucel'indi. Yucel en seckın kişıleri Tercume Burosunda bir araya gotirmişti. Ataç, Eyuboğlu, Yetkin vb. B Vehbi BELGİL hızmet» zevkı ıse kanımca. odullerın en buyuğudur bır olumlu ıçm Buluşçu bırden çoksa, yanı bır buluş bırkaç kışınan ortak buluşu ıse, ödul bunlara eşıt olarak dağıtılır. An cak, sayıları, uç kışıden faz la olamaz. Ve buluşlar, daha çok bu bıçımde dağıtılmaktadır Buna karşıhk. birden fazla buluş yapmışlara, ödullerı, buluş sayısı kadar bölunerek venhr. Aynı kişının, başka başka zamanlarda odul alması da mumkundür Orneğin, Madam Cune, 1903" de fızik. 19ll.de kimya ödulu almıştır. Lmus Carl Paulıng, 1954'de kımya, 1962de Banş Odulu almıştır. Odullerını almayanlar veva hukumetlerince «ödülü» almaları yasaklananlar da vardır Sovyet yazarı Borıs L Pasternak (18901960). 1958 Yazın Odulu'ne lâyık görulduğu halde sıyası nederüerle ödulünu almamıştır. Hıtler. 1937'de çıkardıgı bır kararname ıle, Alman vatandaşlannın odul almalannı yasaklamıştır. Buna neden olarak, 1935 Barış Odulu'nun Carl Von Ossietzky (18S9l938)ye verılmesının hakaret sayılması gostenlmiştir. Fakat ödul ahnmasa da, al dınlması da. odulunun adı, Nobel Odullen hstesine geçırilmektedır. 1964 Yazın Odulü'ne lâyık gorulen Fransız Jean Paul Sartre ise ödulünu almayı kendiliğinden ıstememış ve almamıştır. Ol muşlere ödul venLmemektedır. Ancak, ödul teklifi usulune gore yapılmış bir kımse arada olurse. odülu soa radan venlebilmektedır. 1931 Yazın Odulu'ne hak kazanan Isveçli Erik A. Carlfeldt (18641931) ile 1961 Banş Odulu'ne lâyık gorulen Isveçh Dag Hamrrarskjöld (19051961) ıçın boyle olmjş tur Odüllere karşı itiraz veya dava, söz konusu olmamaktadır. Aday seçimi Oduller, Isveçh kımyacı. dınamıtın buluşçusu ve dumansız barutun ılk yapıcısı Alfred Bernhard. Nobel ın (18331896) vası>etnamesıne gore, «Fızık, kımya, fızyoloıı veya tıp ve banş alanlarında ınsanlıga en buyuk hızmetı yapmış» kımselere verilır. Bu tur kımselerın seçimi ise. sanılanın tersine, Nobel Vakfınca (The Nobel Foundatıon) değıl, yıne Nobel ın vasıyetnamesınde ongorulmuş olan kuruluşlarca saglanır. Bu kuruluşlann uçu İsveç, biri de Norveç kuruluşudur Isveç'tekı kuruluşlar şunlardır ı) Fızik ve kımya ödullen. Isveç Krallık Bılimler Akademısınce, 2) Fızyolojı veya Tıp odulleri, Krallık Karolin Tıp Cerrahi Enstitusu'nce, 3) Yazın odulleri, Isveç Akademısınce venhr. Barış odulünu de, Norveç Parlamentosu tarafmdan kurulan Norveç Nobel Komitesı verır. Boylece. Nobel odulleri, tam bır «İskandinav ulkelerı odulleri» biçıminı alır Bu kuruluşlardan her biri geçen yıhn sonbaharında. ya nı eylul ve ekıminde, kendılerını ılgılendıren alanlarda çalışmalar yapan araştırma Jaboratuvarlarına, unıversitelere. mektuplar yazarak odule lâyık çalışmalar yapmış olanlann bıldınlmesmı ısterler Adaylar, ya eskı bır Nobel odullusu veya mektup gondenlen kuruluşlann mudurlerınce saptanır ve ad l a n yukarda sozunu ettigımız akadem'lere gonderihr. Yanıtların bır şubata kadar gelmış olmalan gerekır Bu tarıhte. her bılım dalmdan bır komıte toplanarak, >anıt ları, aday adaylarını. özgeçmişlerine vanncaya kadar ınceler Bu konuda, gerekırse. uzmanlann yardımmdan da yararlanılır. î 1946'dan sonra hızı azaldı klasiklerin .. 1950den sonra ise tamamen durduruldu. Yeni baskıları yapılmadı. Hatta Rus dilinden cevirilor konusunda soylenmedlk soz bırakılmadı. Lermontov'un «Vadım» romanı en cok saldırılan yapıtların başında gelıyordu. O gunlerde Tercume Burosunda gorevliydim. Yayın Muduru bir gun odasına cağırdı. Buronun kitaplığmdan ıkı kitap ıstedı Bunlarda Turk duşmanlığı, solculuk. ahlâksızlık varmış! Adlarını sordum, biri Lermontov'un «Vadim»i, biri de Thomas Mann'ın «Tonıo Kroger»i Ne var ki sayın mudur boyle soylemedi, «Kroger'in Tonıo adlı kitabını bulup getirir misıniz?» dedi. Klasıkler dızısınde Kroger adlı bir yazarın bulunmadığını soyledirn. Uzun uzun duşundu, bulamadı, ben hctırlatiım. «Mann'ın "Tonio Kroger'i olmasın?». Oymuş. Getırip kendisıne verdım bu tehlikeli kitapları... Yıllardır Klasikler dizisi yitlp gitti gozlerden... AP'ler, AP'ierın Bakanları. ozellikle Başbakanı ıçın klasik kultur, temel kultur, sanat, yazın «onemsiz» ışlerdi. tşte orneği kendisiydi, hangi birini okumuştu, geregi gıbl! Yine de Başbakan olmuştu! Demek klasik külturden gecmek gereksızdı, boşa zaman harcamaktı! Bu kitaplara ayıracağı sure ıcınde para kazanmak, zengın olmak olasılığı varken hele!.. M. E. Bakanı Necdet Uğur, klasıkleri bilen, okuyan, seven, değerini bilen aydınlardan O beyaz kitapların cekiciliğine kapılıp, evinde onemli bir yerl bu diziye ayıranlardan . Bır aydın belırlı aşamalardan geçmelıdır. Kultur merdıveninden basamak basamak tırmanmalı... Humanist kulturu edınmek, gerçek ınsan olmak demektir. Zaten sanatın, yazının, kulturun ereği de budur, yeni bir ınsan, uygar bir insan, gerçek bır ınsan yaratmak Sayın Necdet Uğur, yıllardır yeni baskıları yapılmayan, bır bolumu de depolarla curumeye bırakılan Dunya Edebıyatından Tercumeler dizlsme yeniden başlamak kararında . Once dunya yazınının en onemli duşunce yapıtları, Descartes'lar, Renan'lar, Eflâtun'lar, Arısto'lar sunulacak gencliğe . Eski cağlardan bugune kalan buyuk yapıtları kolaylıkla, hem de ucuz flyatla bulup okumak mumkun olacak. Herkes bılir, yayınevleri kâr getirmeyecek yapıtları basmak ıstemezler. Moda olan akımlara uygun kitaplar basılır daha cok, hem de en kotu cevirilerle . Kımse karşılaştırmaz, incelemez bu cevirileri. Çevirıci gercekten o dili biliyor mu, hatta Turkceyı başarıyla kullanıyor mu? Pek cok yayıncının oldırış etmediği bir şeydir bu. En onemli yapıtlar on parçaya ayrılır on ayrı ceviriciye verilır, amac kısa zamanda o ceviriyi bitirip piyasaya st:rmek .. Millî Eğitım Bakanlıği Dunya Edeoıyatındcn Torcjmeler dizisinin guven veren yanı budur, cevırilerin sağiıklı olması . Kultur Bakanlıği da yerlı ve yabancı yazarların kitaplarını Kultur Yayınlorı adı altında yayınlıyor, daha genış bir yayın programı da hazırlıyor. Millî Eğitim Bakanlıği, eskiden basılmış, tukenmiş, bir daha basılmamış cevirileri, yeniden gözden gecirterek, surekli bir dizl halınde yoyınlama kararını vermekle Turk kulturunun cağdaşlasması, yuceltilmesı yolunda ileri bir adım atmaktadır Bunu desteklememız gerekir. Şoyle boyle yirmi yıldır dunyo klasıklerinin cıddi ve guvenillr cevıriierinden yoksun ka'mış kusaklar bu tehlikeli kultur kopukluğunda" ancuk boyle bir dev kitaplığa sahip olunca kurtutab.ıeceklerdır Istenen, ozlenen de budur: Yeni kuşaklara gerçek humanist kulturu vermek... 1939 un Barış Odulu de venlmemıştir Nobel'ın vasiyetnamasınde 5 alanda odul verılecegı yazıh oldugu halde 1969'da bunlara bır altıncısı (Ekonomı Odulu) eklenmıştır. Ancak bu ödulun masraflaıı Nobel Vakfınca değıl, boyle bır odulu koyan Isveç Mıllı Bankasınca odenmektedır Fakat bu odul. Nobel ın anısına konmuştur Odullerın dagıtım merasımı, Nobel ın olum yıldonumu tanhi olan 10 aralıkta vapılmaktadır. Nobel ödüllerınin en çok tartışmaya yol açanlan, Ya zın ve Barış Odullendır. Çunku bu alanlarda gozlere batacak bıçımde olçu koy ma olanagı yoktur. Bilim alanlannda ıse fazla gurultu olmamaktadır. Adam, örnegın telsızı (Markoni) bulmuş. X Işım'nı bulmuş (Vvılhelm Rontgen). Burada artık tartışılacak birşey olamaz. Bununla birlikte. özellıkle son yıllarda, bilimsel buluşlann odulleri de agır eleştinlere uğramaktadu. Bunu da gelecek yazımızda ınceleyecegız SEZAİ ÖMER MADRA Ayvolık Zeytınyağı ve sobunları (ToptanPerakende) 2 Cadde No. 61/C BAHÇELIEVLER/ANKARA Tel. 2315 38 (Cumhunyet 13191 AURKEN, KULLAMRKEM KONTROL EDEB1LMENI2 1ÇİN DEPOLARINIZA MERT elromelre FuelO'l, mazot,kat kaloriferi depolarından gaz bıdonlarına kadar, yakıt ve sıvı sevıyesıni olcT>»dekullanı!an en ucuzenpratıkgosterge. 0 Depolsnn üstune tafcıiıp, sıvı akmlmadan lakıİT. 9 Sevive hesabına oo'e, deDonuzundığer boyullarını da bılıyorsanız Ko'aylıkla kaç li'rs; aldığıp 'i nesapfar \s cok ucuza; sarfıyatınızı, aıd:a n'z. mıktarl bulabilırsiniz. Takılma^ı bdiıttir bıçbir uzmana veya ustaya geıeK yoktur. 1;4" mansona vjdalanır. Yskıtınızı olçrr.e olanağına her an sahıp olacağınızdar, jakıtsız kalma k»'şıİ3şmayacalcsınır. 1935'ın Kımya odulunü alan JoliotCurie, 1946'da. Fransız Atom Enerjisi Binncı Yüksek Komiserl oldu. 1951'de kimya ödülüne lâyık görulen Amerikalı Glenn Seaborg, 1971'de Amerikan Atom Enenisı Komisyonu Mudurluğüne de lâyık goruldü Nükleer konularda uzman tngılız Lord Blackett. 1948 fızik ödulüne hak kazanınca. Ingıliz hükumet:nın müşa"in oldu. Bu maddi olanaklann yanında bu bılgın ıçın en tamah edılen şey olan bılime ve dolaylı olarai ınsanlıga Verilmeyebilir de Uluslararası durumun 6dul adaylan jçın inceleme yapmayı olanaklı kılmayacak kadar kanşık olduğu dö nemlerde ödul verilmemiştır: Birind Dunya Savaşı'nın sıirduğü 1915191619171918 yıllannda bihm ve banş ödullen venlmemıştır. Ikıncı Dunya Savaşı'nın 194019411942 yıllannda da bilim ödul len venlmemıştır. 1940194119421943 yıllannda Yazm. avnı yıllarda Barış Odulu ds venlmemıştır. Hatta, Ödüller Oduller, yani altın madalya, odul beratı ve para. kişılere • verilır Ancak, barış odülu. kuruluşlara da verılebilır Orneğin, 1904 Barış Odulu, 1873'de kunılmuş bulunan Devletler Hu kuku Enstıtusu'ne. 1910'un kı, 1891'de kurulan Uluslararası Barış Bürosu'na ve 1965 ödulu de Birleşmış MılIetler Çocuklar Fonu na verılmıştır (UNlCEF'e). MERT TEKNIK FABRIKA MAL2EMELERİ T1CARET ve SANAYI A Ş IHanNo4J Kata*cy Mt ıt ' Karakrjy 5 5545 «16253444315 (llancılık 7503) 13162
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle