24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKİ CUMKURİYET 1 EKİM 1978 on birkoc yıldan beri tfraksivon» sözcüğu ülkemizde pek modo oldu. Yabancı köker.li olan bu sözcük birkaç onlama geiiyor: «parca, bölüm, bir topluluğun icinde bütünleşen grup, hlzip, kesir» ve bölunmeyi beliften daha birkaç anlam. Bunlardan «kesir» bir matematik terimidir, «bayağı kesir, ondolık kesir» gibi. Bizim bu yazıda belirtmek istediğimiz kavram, «hizip»tir. Cok koyu Arapça koktüğu ve söylenmesi de güç olduğu icin, kokeninss «hizb» olan bu sözcük yerine «froksiyon» deyıp cıkıyoruz. Anlomı, «temelde özdeş düşünce tabanına oturan bir örgüt icinde kisisel ya do yöntemsel catısmolar nedeniyle oluşan bölünme veya bölünmeler, hatta gruplaşmolardır.» Orneğn, bir siyasal partide, bir dernekte, bir sendıkada «hizipleşme» vor denihnce, o kuruluşun kenrii iç vapı ve kadrosu içinde temsl ilkesi yöresindekl görüş ayrılıkiorı yüzünden oluşan birtakım gruplann bulunduğu onlasılır. Bunlar, o o.güTün yonetiminde başa gecmek ve örgute ker.tii görüş doğrultularında yön vermek amacıylc duşün çatışması icinde bulunurlar. Işte bu gruplara hizip veya fraksiyon deniliyor. ••• S OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AP İçinde Fraksiyon mıı? Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU zorar veriyor, porcalanmolara yol dcıyor. Hele polıtika yaşamındakı düşmanlıklor. pcrti kuruluşlanna egemen olan lıderlet ve yöresindekı yöneticilerce yıllar yılı beslenip körukienerek halk tabanıno gittikce yayıiırso. bir zaman clur kı. türlü partilerin tabanındaki kişiler eskiden kardeşce ve beraberce oturup söyleştiklen kahvehanelerim, coyhonelerini, dahası. Tanrı korşısında dıvan durdukları camilerini. dalıa daho, öte dünyaya göctükîen sonra yatacoklan tcprck parcalarını, yani mezarlıklarını bile ayırmaya kalkarlor ve üyırırlar. Liderlerin ve yönetici kadronun okıllan başlanna geimezse yo do tabanın oluşturduğu örgütler sağduyu ve saggöruyü egemen kılıp üst düzeyde düşmanlığı sürdüren bu kadroyu vaktinde değiştirmezse. o zaman vuruşma başlar. Aynı ulusun evlatları birbirini ocımasızca öldürmeye koyulurlar. İşte anarşi dediğimiz şey. bu doğrultudaki gelişmenin vaklinde önlenmemesinden doğar. Ülkemizde bunun yıllardon beri süren örneğı. Adolet Partisini ele geciren ve ille de iktidar koltuğunda oturabilmek icîn ulkede her an duşmanlık havosı estirmeyı değişmez bir yöntem clarak kullanon AP Genel Başkanı Süleymon Demirel ve onun yöresindeki aşırı partizanların tutumudur. Şimdi Demirel, yaklaşan Parti Genel Kongresi dolayısıyle şurada buroda yaptığı konuşmaların hepsinde, hic cekinmedsn yine aynı düşmanlık ateşini körükleyip duruyor, Yıllardan beri dökülen kanlar onu hâlö uyarmamıştır. Yazılarımızı izlevenier bilirler kı biz bu zatın rulısal riurumunu cok önceleri bütün ayrıntııar.yla göz önüne koyarak «İktidora gelmek vs iktidar koltuğunda kalmak icin Demirel'in yapmayaccğı sey ve vermeyec»ğl ödün yoktur» ve «Demirel AP Genel Boşkonı kaldıkco, gerek bu port!, gerek Türkiye icin felâh yoktur* dıye yozdık durau:<. Demırel 1965 yılından beri bu ulkenin oolitikasında uzun yıllar iktidcrda, birkoc zaman da muhalefette kalarak hep AP lıderi k;miığiyle etkin rol oynomıştır. Türkiye'nin bugün içte ve dışta gelip doyandıgt yürekler acısı ve korkunc darboğaz. Demirel'in bu etkinliğinin ne kertede olumsuz ve uğursuz bir sonuç verdiğini acık secik göstermiyor mu? iktidarda olsun. muhalefette olsun, Demrei icin öbür portilerle, özellikle Türkiye'nin en büyük porlisı olan CHP ile diyalog kurmak aıye bir kavram yoktur. O. son demeclerma'en birinde «Diyalog karşılıklı konuşmadon iborettir» dıyor ve politika yaşamında diyalogta sihir o'oyantorın yonıldıklarını CHP ile AP'nin aralcrındT konuşocak bir seyleri bulunmadığını bırbirlerıne muhatap olamayacaklarmı söylüyor. Yani politika yaşamına ilk adımını attığı günden beri körükiemeye boşladığı ve giderek kanlı bir düşmonhğa dönüştürdüğü toplumsal bölücülük ateşini, bugünkü durumda bile, hâlâ körüklemekten cekinmiyor Cünkü gelecskteki iktidarının yoiunu her zaman olduğu gibi,. bu düsmanlıkta anyor. • ** Pekiy yöresindekiler ne yapıyorlar? Sayın Bitlis Senatörü Kâmron inan AP icinde yıllardan beri yürutülen Demireı pofitikasını uygun görmeyerek, bir yöntem değişikliği gercekleştirmek amacıyla AP Genel Başkanlığına adaylığını koyuyor ve bu dovranışını tblr ıslahat atılımı» olorak niteliyor; böylece AP icinde. İnon yores;nde ılımlı bir fraksiyon oluşuyor. Henüz bu fraksiyonun yürüteceği politika aydınlığo uloş mamış olmakla birlikte şimdiki görünuşüne göre bu politikanm, gerektiğinde, CHP ile bir diycloğu da öngören ılımlı bir politika olacağı anloşılıyor. Bizce önemli oian ne Kâmran inan ne de Demirel olmayıp, AP felsefesindeki dıışmanlık ilkesi yerine, yurtseverlik ve ic banş zihniyetinin egemen olmasıdır. Du r um bu oiunca, bu görüşü egemen kılacak her kişinin veya troksiyonun girışim ve ot'lımım yürekten öesiek'.eriz. Ama itiraf edelim ki eğer son dakikada gercekleşecek bir mucize ile iyiniyet ve sağduyu egemen olmazsa. Kâmran inan ve yiresindekilerin «ıslahat atılımı», bu gidışıe başarı kazanamayocak gibi görünmektedi1'. Cünkü Demirel kumazlığı. porti örgütleri icinde yıllardan beri oluşturulan duşmanlık havasmdan yararlanmcyt cok iyi becermekte ve kendl partisinin miütan zümresini bu yoldo nasıl kullanacağını da cok iyı bilmektedir, 26 eylül 1978 salı günkü gazetelerde cıkon haberlerden öğrendığimize göre: «AP Genel Başkonı Oemirel, oldukca kalabahk bir heyeti Kâmran İnan'ın secim bölgesi olan doğu illerine göndermiş. Ekipte Sadettin Bilgiç, Nuri Boyar, Feyzullah Değerli, Necmettin Cevheri ve Rasim Kücükel varmış. Ekip, AP'nin Van, Hakkâri, Mardln, Blngöl, Tunceli ve Elazığ II kongrelerinde bulunacaklarmıs \ Kimbıtir neler söyieyecekler o kongrelerde. Herholde «Bölünmeyellrrt; Sayın Baskanımız Süleyman Demirel'in etrafında kaya gibi bütüniuk gosterirsek önümuzdeki seçimde partimız tek basına iktidar olacaktır. Şimdiki iktidar CHP ile diyalog kurmak, AP İcin yıpranmok demektir. Memleketi ancak biz kurtorabiliriz... Vatan, mlllet. Sakarya!,» Ben şaşıyorum, Türkıye'yi bugunkü cıkmazlar bataklığına getirip saplayan Demirei'e bu kişiler hâlâ nasıl inanıyor ve halkı da ıncndırmak icin politika gezısine cıkıyorlar Hele Sadettin Bilgic. yıllar önce AP icinde Demirel'e ka r şı cıkıp hizipcilik yaratan ve sonunda or.u parcainyıp Demokratik Partiyi kuran poliîikacılann başında ve Süleymon Demirel icin en ağır suclcma larda bulunan kişi değil miydi? Şimdi ne değiştı. Demirel zemzemle mi yıkandı? Durmadan ahlâk ve faziletten söz eden bu kişiler hic oynaya bakmaziar mı? Sözünu ettiğim bataklığın ne gibi comurlardan oluştuğunu düşünmezîer mi? Ülkenin ikinci büyük partisinin başındakileri bu du r umda görmek derin üzüntü vsrıyor in?ana!.. Pax Americana B ir tarihtir yaşanan... 42 milyonluk üikeyie oynuyor VVashington, ketflnm fareyle oynadığı gibi. Sağda soida çatapat, Doğu'da mezhep kavgası, Merkez Bankasında Başkanlık davası, sokaklarda dandun, fiyatiarda zam, sağcılıksolculuk, aleviliksünnllik, Türklük, Kurtluk, turancılık, nurancılık, tabanca, mabanca, grev, mrev, kontrgerilla vesaire, Emperyallzmln kafesine sıkışmış kücük yaratıkların birbiriyle didişmesl kimin işine yararf Uğraş, didin, cotış, oldur birbirini... Sonra da ağıt yaz kurbanına, fatiha oku mezcrının başında. Demokrasi nutku at, milliyetçilik söylevi cek. İşini biliyor VVashington daki adam. Bağfamış Türkiye'yi altmışaltıya, holkın gözleri bir carsıdaki fiyat etiketlerine, bir de sohnedeki demokrasi guldürusüne gldip gellrken, gerçek oyun kimsenin giremiyeceği odalarda noktalanıyor. Kimi zaman kuruluşun büsbütün iki/e, hatta bırkac parcaya ayrılmasına kadar gıriebiiir bu hızipleşnıe. O zcman bu parçalar ortık hız:p veya fraksiyon niteiiğinden cıkmış, ayn Hkelere doyalı bağımsız kuruluşlar durumuna gelmis olurlar. Çok partili yaşama geçtiğimiz tarıhten bsrj bu nitelikteki pek cok bölünme ve pcrcalanmalara başta CHP olmak üzere bütün partilerimizde tanık olduk. Kücük partiler hep böyte doğdu. Niteliği ve amacı ne olurso olsun. örgütlcnmiş bir topluluk icinde, özgur ve demokrctık düşünce ortamında ılımlı, hatto kimi zamcn sert tartışmolara yol acan hizipleşme, çağa «lonük bir duşün ve yöntem yarışmafı rayından cıkıp kişisel cıkar çatışması doğrultusuna sapmadığı sürece, o topluluğu !emel olan i;ke>erln canlı tutulması ve yönetim boşına hangi «hizip» gecerse gecsin, topluluğun gelışip üeriemesi icin yararlı o!ur. «BârikaI hokikat musademei efkârdon cıkor.» • *•* Ns yazık ki, bizim toplumsal yaşanıımızda coğu kez bu böyle olmuyor: Örgüt icinde düşün cotışması, kişiler veya gruplar icin cıkar veya onur cotışmasıno ve sonucto bir tür inatlaşmaya. dahası, duşmaniığa dönüşüyor ve böylece hizipiesTie, örgüte yarar sağlayaca* yerde 1978'in ocok ayında güvenoyu alan Ecevit Hükümeti, soluksoluğa yaşadı bugüne kadar. Devletin odaklarına değin sızan MC faşizmini temizlemek kolay değildi. Sokaklarda adam öldürülüyor, Doğu Anadolu'da mezhep kavgası körükleniyor, her sabah 42 milyonluk ülkenin petrolünü düşünmek gerekiyor, Batı'nın tefeci : leri kesenin ağzını acmıyor ve ülkeyi bu duruma düşüren Morrison muhalefeti de durmadan şakıyordu, Sovunma sorumlusu: Sllah bul, diyordu. Nereden bulayım silahı? Amerika'dan. Silah, Amerika'dan.. Kredi, Amertko'dan.. Borctan erteletmek Amerika'dan.. Kıbrıs'ın çözümü, Amerika'dan .. İc güvenlik bile Amerika'dan... Cünkü İstanbul'da tetiği ceken parmağın ve Doğu'da mezhepcilik ateşini körükleyen elin sahibi Amerika'da eğitim görmüş profesyoneldi. Hükümetin Bakonı Baykal, Ataş'ı devietlestirmek istediğinde ABD Dısişleri Bakanlığı ültlmatomu dayıycrdu Ankaraya Benim şirketime dokıınursanız uluslararası bankalardan 70 sent alamazsınız. Oltimotomu yiyordu Türkiye, omborgo oltındaydı, boğuntu icindeydi. Ecevit Hukümeti Amerika'ya kofa tutmakta direndikce komando saldırıları yoğunlaşıyor, mezhep kavgoları büyüyor, taze para gelmiyor, piyasa sıkışıyor, toplum darboğaza daha beter giriyordu. Boyalı basm vaygarayı koparıyor, bilincsiz yığtnlor\n öfkesl, csıl düşmanlaro dogru yöneleceğine, kolları bağlı hükümete doğru donüyordu. Neydi iktidarlaşmamn yolu? "Artık Yeter!,, Oktay AKBAL EVet Hayır BİLİM DÜNYASI Türkiye'dekl güçler dengesini, toplumun yapısını, dünyanın guncel gerceklerini bilen kimse, Ecevit yonetiminin Türkiye'yl Amerika'dan koparmasını düşünde bile görmezdi. 12 Mart'a doğru da ilerici eylem gellşirken, gercekci olanlar ne sosyalizmin rüyasını görmüşler, ne de radikal bir devrimciliğin. Ama Türkiye'nin boynunu sıkan emperyalizmin mengenelerini gevşetmek söz konusu olduğunda, 12 Mart'tan önceki durumun bugünden daha eiverişli olduğu söylenebilir. 1971de Türkiye'ye giren isCi dövizl 2 milyar dolaro tırmanıyordu. Bugün i ş d dövizl düşüyor ve 4 milyar dış ticaret açığıyla 5 milyar dolar yakın sürel) borc sözkonusudur. Ecevit yonetlmi böylesine bir tuzağo girdi. Bu tuzakta, ancak IMF ve ABD İle bir anlaşma ve uzlasmoyla iktidar olunabilirdi. Ne var ki uzlasmanın böylesine ağır koşullarla gercokleşmesi acıdır. VVashington, Türkiye'deki demokratik solu halkın gözünde sıfıra indlrgemek ve ülkenin geleceğinde yok etmek istiyor. Ama bunun acısını yine VVashington cekecektlr 9 BULUŞÇU ARANIYOR Zekâ ticareti Çağdaş dünyaaın en büyuk ozeüigi «buluş dünyası» olmasıdır. Yepyeni buJuşlar her gün yerküremızin yuzünü degiştirmekte. yaşamı daha kolay, daha ucuz hâle getirmekte. artan nüfusa yepyeni ış alanları •^sağlamaktadır. Bu yüzden. özellikle Batılı ülkeler, bü•yük bir buluşçu avına çıkrruşlardır. Beyin göcü genel adı altında toplanan olaylar bunun örneğidir. BununJa birlikte, buluşlar her zaman böyle açık kucakla karşılanmamışlardır. Çünkü. buluşlann başka bir özelliği de düzen değişürmesidir. Barutun topla kul lanılması Ortaçağın toprak ağalığı düzenini yıkmış, buhar ve benzin motorlan sanayiin biçimini değiştirerek yeni tekniklerin ortaya çıkmasına yol açmış, yeni fikirler dinlerin hurafe kısmmı yere vurarak küisenin demir pençesinin etkisinl ha fifletmiştir. Bu yüzden. bir çok kimseler yeni buluşlara düşman kesilmişlerdir. İşin garip yani. aklı erenlerin de. bazan buluşlara karşı çıkmalandır. İküsadi doktrinler tarihinin ünlü adlarından Simonde de Sismondi bunlardan biridir. Zıra ken disi. buluşlann devlet zoru ile önlenmesi yanlısı idi. Ancak. bugün böyle bir tutum çok gerilerde kalmıştır. Yani. buluşlann önlenemeyecegi artık anlasılmıştır. Sadece buluşlann önlenemeyeceği anlaşılmakla kalmamış, çağdaş yaşamın buluşsuz olamayacağı sonucuna da vanlmıştır. Bu yüzden, bütün ülkeler «zekâ ticareti»ne girişmişlerdir. «Bu hukumete yeter demek zamonı gelmiştir.» Ne anlama gelir bu «öz? Holkımız, bir an onc» bu Iktldarı al aşağı etsin! Önümuzdeki gunlerüe sâcimler olsaydı böyle bir sözun hic üzerinde durulmazdı. Halk yeter diyecek ya da demeyecek, tam tersine yoluna devam et diyecek oylarıyla... Bundan doğal bir şey olomaz. Muhalefet liderl karşısındaki iktldarı değistirip yerinl almak ister, bu da onun hakkıdır. Ama n« secim var ufukta, ne de böyle bir örmri! Öyleyse Bay Demirel halkı nasıl «yeter» demeye cağırıyor? Halkımız ne yapacak iktidarı değiştirmek icin? Başbakan Ecevit, Bay Demirel'in her gün yaptığı aşırı saldırgan, coğu zaman da aşırı komik sözlerlne hic yanıt vermez. Başka işl mi yok? Yanıtlamaya kalkışso tüm zamanını buno ayırması gerekir. Susmuyor ki Bay Demirel! Bir gün olsun dinlenmiyor ki! Sabohtan akşama Kadar gezdiğl yerlerde, hatta evinde kohvesinl lcerken, acıyor ağzını yumuyor gözünu1 Ecevit hükümetl ne vapsa suc, ne yapmasa ylne suc! Bu ülkede 1965ten 71'e dek tam altı yıl tek başına iktidarın bası olmuş, sonra da MC'lerin başı olarak uc yıldan cok bir kez doha işbaşında kolmıs bir kişi. Şöyle böyle on yıl hükümet sorumluluğu taşımış... Sonunda kendi partisinden on bir kisinin yürekli atılımıylo yitirmiş bu olanağı. Gerisinde bir enkaz bırakarak gecmiş muhalefete... Bugünkü yoksunluklarda, kendi deyimiyle cfukarahklor»da en büyük sorumiuluk kendisindedir. Kendi yanlışlıklorında, becerlksizllğlnde, partizan yonetiminde... Böyleyken, konuşuyor konu?uyor! «Yürümekle yolla' eskimez» demişti bir zamanlar, Konuşmakla ağzı eskimez elbet, yalnız yurttaşların icl kararıyor. bir şey de kazanmıyor bu sürekli gevezeliklerden, hatta eskisinden beter duruma glriyor... Ecevit sonunda dayanamadi: «Sayın Demirel'in bu sozlerinden yurttaşları sokaklara dökülmeye, eylemlere kalkışmaya teşvik anlamı cıkabilir» dedl. Bir iktldcra «yeter> demenin yolları nedir? Ecevit basın toplantısındo bu konuya değindi: «Demokrasi kurallan icinde bir hükümete yeter demek icin iki yol vardır Birincisi secimdir, ikincisi de milletin temsilcilerinin Mecliste yeter demelsridir. Demokrasi icin boşka bir yol olduğunu sanmıyorum. iktidarda iken söylediği "Coreler demokrasi icinde aranmalıdır" sözlerini Sayın Dc.nirel'ın muhalefette iken de natırlamasını diliyorum. iktidarın muhalefete katlonabilmesi kador, muhalefetin de mL.'ha!efet olmaya katlanaDilmesl de önemlidir. CHP 27 yı! demokratik kurallar icinde muhalefet yapmıştır.» Demirel ne ister? iktidora gecmek.. Hem de bir an önce gecmek... Başka bir hayall, umudu, tutkusu yok... Ecevit ve CHP ortadan kolksın, Demirel koltuğa kurulsun. Eskiden olduğu gibi volan yanlış bir tutumla ülkeyi, ulusu yönetsin. Bir kez, üc kez. beş kez gelmiş iktidara, «baş» olmuş. Sonuc. tam bir cıkmaz, tam bir bozgun, tam bir yenilgi!.. Ardındo aylardır temizlenemeyen bir enkaz bırakıp gitmis, daha doğrusu kendi partisinden milletvekillerinin «artık yeter» demelerlyle iktidardan düşürülmüş. Demek, «artık yeîer» denilmis kendislne. Hem de demokratik yollorla... Aynı yollar, yöntemler ortada. Niye bu yolları denemiyor? Gücü yok, biliyoruz. Ama ileri geri konuşmaya gücü var!.. Erken secim de Istemez. Nasıl istesin? Biliyor şimdiki durumunu da yltireceğini... AP'nin bircok yerde sandalyelerl MHP'ye, baska partilere, bu arada CHP'ye gidecek. Yüz seksender, yuz ona inecek. İster mi erken seclm? Onun tüm özlemi, tutkusu boyuno konuşmak, bozguncu bir hava yaratan bu tür sözleri, saldırılorı yaparak halkımızın huzurunu bozmak... Uluso «bu hükumete artık yeter demen gerekj diye seslenen bir liderln birtakım önerllerl olmalıdır. Demokratik yollara başvurmadığına, bunları önermediğine göre istediği kargasalıkların sürmesi ml? Yer yer ayaklanmaların patlak vermesl ml? İküdardayken baska muhalefetteyken başka türlü konuşmak mıaır «liaerıllk? Neyse kl, Bay Demirel, her ağzını acışta dengesizHğin ne yapacağmı büememenln kısacası bir siyasal enkaz haline gelmişliğin örneklerini veriyor Bütün buntar CHP tktidarıno yarıyor. Amn AP'liler nasıl görmüyorlar bu gerceği? İşte bunu anlamok gercekten zor. Vehbi BELGİL Cenevre »ergisini 80000 ki şinin gezeceğı sanılmaktadır. Bunun 'rSOi. yani en az 60 bini çokuluslu şirketlerin ahcılan olacaktır. Sergiye 28 ülkenin devlet kuruluşlan ve laboratuvaıları. özel buluşçular katılacaktır. Burada 1 000den çok buluş ve yeni araç ilgililere tanıtılacaktır. koşullan o kadar kanşıktır ki geçen yıl her buluşçunun bütün başvuıulan karşılaması. olanaksız hale gelmişrir. Örneğin. geçen yıl, tek bir buluş için 18 yabancı fir ma ile temas sarekmjştir( • ne sokacak buluşlar aramaktadır. • Bir Amerikan fırması, işlediği madenlerin döküntu ve artıklarından yılda 1.500 ton maden elde etmek tedir: 650 ton çinko. 250 tcn bakır.. gibi. Firma, bu artıktan üretilen madenleri kul> Janmak üzere yöntemler aıerce, binlerce yeni buluş arayan firmalar, buluş tekliflerini Salon'da Inceleyerek. olumlu bulduğunda, mukaveleye bağlayacaktır. Buluşçu Bu yılki Salor.'un bir özelligi de «Buluşçu Arama Bü rolannm varlıgı. Karşılaştıklan bilimsel ve teknik zorluklan yenmek için yeni fikiriere gereksinme duyacak finnalar bu büroda tem sil edileceklerdir. Örnekler verelim: • 15 Danimarka finnası adına hareket eden bir şirket, yeni çiftlik binaları, hayvanlar için yiyecek hazırlayacak fabrikalar. ahır ve ağıl temizleme araçlan. ürünlerin kalitelerini ölçme araçlan. kurutma ve sogutma tesisleri. balık işleme yöntemleri. sulama. ambalaj sistemleri. domuz yavrularını memeden kesme araçlan, hayvanlann, insan kanşma dan otomatik olarak beslen mesini sağlayacak araçlar, gübreleri toprağa etkin biçimde yayma... Konulannda yeni buluşlan olanlardan teklif bekleyecektir. • Bir küme Hintli sanayici çabuk çay» tekniği hak kında teklif beklemektedir. Bugün çay da bizdeki gibi demlenerek. ya da Batı'daki gibi muska biçiminde minik çay paketlerini sıcak suya atarak yapılmaktadır. Bunun hem masraflı. hem çok zaman alıcı birşey olduğu malum. Ama. örneğin, çayın özünü aspirin tableti haline getirip sıcak suya atma yoluyla da çay yapılması mümkündür. Hint firması böyle birşey istemektedir. • Afrikadan bir firma, çöpleri odun gibi sobada ya nacak veya, çöpün kökenino göre, tecrit maddesi hali Bir örnek Resmı adı Uluslararası Ye rü Buluşlar ve Teknikler Sa lonu (Salon International des Inventions et des Techniques Nouvelles) olan bu sergiye, örneğin. Fransa'dan yüzün üstünde kuruluş ve kişi katılacaktır. G«çen yılki salona 133 kuruluş ka Ulmıştı. Mür»caatta geç kalanlar da hesaba katılsa idi bu sayı rahat rahat 200'u bulurdu. 1977 Salonu'nda 20 Fransız buluşu altm madalya. 4 Fransız buluşu Özel Ödül almıştır. Bunların bir kısmını Dünya Saghk Kuruluşu ile Yaşam Enstitüsu vermlştir. Salon'un Büyük Ödülü de yine bir Fransız buluşçusuna gitmiştir. Salona katılacak Fransız kuruluşlannm başında Araş tırmaları Degerlendirme Mil li Ajansı (L'Agence Nationale de Valorisation de la Recherche) gelmektedir. Bu kuruluş bu yıl 20 kadar önemli buluşu meraklıların ilgisine sunacaktır. Kârlı alışverişler Geçen yılki Salon'da sergilenen buluşlann ^35'i ile 30 devlet ilgilenmiş, bunlara ait ihtira beratlannın satışından 500 milyon liralık gelir sağlanmıştır. Bu arada, bir buluşçu da, buluşunu 2 milyon dolara (50 mil yon TL.) satmıştır. Bu tür satışlann bu yıl da canhlığını koruyacağına kuşku yoktur. Yazımın bu noktasında, bunları neden yazdığım bel ki sorulacaktır. Bizim buluş çulara yol göstermek için yazdım. Birçok buluşçulanmız, her yıl, Ticaret Bakanlığımıza başvurarak. buluşlannı tescil ettirmekte, ihtira beratlannı almaktadırlar. İçlerinden bir iki tanesi olsun anluttığımız tür Salonlara katılamazlar mı? Buluşçula nmız, filmci ve sporculanmız kadar da olsa başarı gösteremezler mi? Sözünü ettiğim salonlarda sergilenen buluşlann hepsinin de öyle ahım şahım şey ler olduğunu sanmayalım. Örneğin. 1970 Brüksel Yeni Buluşlar Sergisi'nde. bir buluşçu, yorgan çarşafı büyüklüğünde. ince naylondan tabakalar sergiliyordu. Bunlar «asıh çamaşır koruyucuları» imiş. Elinde bir sü rü de çamaşır mandalı olan buluşçu. ürününün reklamını şöyle yapıyordu: «Çamaşırlannızı gıcır gıcır yıkayıp tellere astınız... Fakat, biraz sonra yağmur başladı. Ne yapacaksınız? Çamaşır ları mı toplayacaksımz? Ha yır. Bu naylon tabakalardan birkaç tanesini beşik örtüsü gibi çamaşırlarınızm üzerine asar da mandallarla tutturursanız çamaşırlannızın ıslanmasını önlemiş olursunuz.» Başka birisi, kalın saçtan (U) biçiminde. ikişer metre uzunlukta oluklar yapmıştı. Çamura veya çölde kuma saplanan arabalann tekerlekleri altına bunlar. tekrar tekrar konmak suretiyle belâlı bölge geçilebilirdi Buluşçulanmızm, bu kadfir basit de olsa. buluşlanyla bu uluslararası salon!ara katılmalannı candan di Hyorum. Bu katılmalar kendilerine yppy^ni ufuklar açacaktır. Çağımızda bi. ulusun değeri bilime katkısı ile kafasının kuvveti ile ölçülmektedir. yumruşunun kuvveti ile değil. L İDÜRTLER EDERSANESI Yetenek ağırhkh Modern v<» k's^k ssnıflar: LİSE SON: 14 EKİM 28 EKİM BEKLEMELİLER 16 EKİM Öniversiteye giriş kursları Pazarlık büroları J^AYITLAR DEVAÎV1 t i M t K T E D İ R ' Buluş borsalan Birçok kimseler nasıl şair, ressam, yontucu, öykücü, müzisyen nitelikleriyle dünyaya geliyorsa başka birçok kimseler de buluşçu nitelik leriyle dünyaya gelmektedir ler. Bunlar, he türlü tehlikeyi, masrafı ve alayı göze alarak an gibi çalışmakta, insanlara mutluluk getirmek te, fakat kendileri bir türlü mutlu olamamaktadırlar. Mutlu olma> şöyle dursun, çoğu yoksulluk içinde ölmektedir. Ve onlann zekâ ürünlerinden. başkalan. mil yarlar kazanmaktad;rlar. Tıpkı ünlü şarkımızdaki gibi: Gülyağını eller sürünür çatlasa bülbül. Ve bugün, bu sessiz kann calann zekâ ürünlerini ucuza kapatmak için müesseseler kunılmuştur. Bilim borsalan. Bunlardan bir tanesi 24 kasım 3 aralık tarihleri arasında İsviçre'nin Cenevre kentinde kapılarım zi yaretçilere açacaktır. Buluş borsalan her yıl birçok ülkede kurulmaktadır: Brüksel'd8. Paris'te. New York'ta, Londr'.'da... Buluşçular zekâ ürünlerini buralarda sergileyerek müşteri aramaktadırlar. Buluş sergileri büyük ilgi toplamaktadır. Tabiî önce halktan. sonra çokuluslu şir ketlerden... Kuruluş. aynca. buluşçularla müşterileri arasındaki temaslan, pazarhklan kolay laştırmak üzere, Salon'da bir büro açmaktadır: Danış ma, yardım bürosu. Bir Fran sız buluşu ile ilgilenen. buraya başvuracak, buluşun özellikleri, satış koşuüan hakkında bilgi alacaktır. Buna şu nedenle gerek görülmüştür: Buluşlarla ilgilenenler o kadar çok. satış Xagaloglulst.Tel.22 24 60. (Cumhuriyet: 12224) ENGUSH FAST ingilizceyi mesleki ve genel ingilizce kurları 5 EKİM de 1215 kiŞ4İik smıflarda tümü yabancı bgretmenierie kapalı devre TV ve laboratuaria Ankaradakı ofcuMarımızda ögretıyo'uz / PiLFEn 1520 kivük smıflir. H v tmıfr» U V P v t prnj*fcsiyon S#ckm Turk v« yabtnç* oÇr»tm Autfm Vtsut' dil öjreniminde güclu kuruluştur. İngilizce • AJmancaFransızca Guz kurslarna kaytlar devam etmektedır. ÖZEL I ı evinizde mektupla öğretiyoruz UCRETSIZ BROŞUR ISTEYINIZ A Soyadı . Mes'ek Adres Tel yas ev . is ; ^ „ FRANSİZCA TEL: 58 68 96 • 55 37 98 STRASBOURG UNIVERSIieSI MEZUNU BAYAN 0ĞRE1M6N TARAtINOAN FRANSı^CA OERSI VERILIR, HAZIRLIK SINIPI OĞRENCII.ERI BAŞARIYLA YETIŞTIRI' LİR. AVMJPA LİSANLAR! MSRKEZİ ANKARA OKULU TEL 25 44 42 18 26 45 I ANKARA MtKTUPLA OGRETİM Dr Med.ra Eldem sok.8.7 2 5 3 1 7 2 mesrutıyet cad hatay sok no 27 j '1 7 8 6 7 7 DİLFEN ^ ^~ \teî;613i58BE$/KTAS P ort /?e? c 'Arabul Aians. 1099; 12133 Aralık 78 de sayın İZMİRÜtERIN hizmetindeyiz (Yedıer Reklâm: 256) 12193
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle