17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SANAT EDEBIYAT I BARUK SARISK*) RIFAT ILGAZ Pojraza örtiik Mr vamacında Gideros'um*") (•ormüş geçirıniş lıir barukçaliM kar aKında Karayeldp dal AM titresir durur Çağlann derinlifindc kökleri Düşünür çeçmisini yalmz değilılir Kalyon kalyon uyrarlıklar seçcr nniındcn Kenk renk havraklar vansır ^ulara Korsan gemiUri YenedfkJi kadırgalar Baharat yüklii Ceneviz barkaları Tüm çağlra dumanlanan bellcsinıipttir şinıdi blr tcmmuz çüne?jidir özlpdisi Terruııuz güncşivıdf alcv alev hir sarı Bir >arı ki Kanarva Adalan'nrlan Up.çırıîrM Serçelcrle rial ııçlaımda rırıldaşan Böylesine hir sarıriır tizlrmini çel.tici Gidpros hıyılarında ynksul hir hnr\.; •'IM (iünü gpldi mi mutl>, Mr h;:ruk<?içpc<riir f.irrr sar'ların rn atrs!i«i \iir?ğins Orda sarıların cıı vijjitijle birlrşir martıların çıfclıklan ara^ınria Şıı durmadan değişen Ölümsüz bir yaratı hırakmak dpjil ml" amacınv.z Söz jrplimi kalırı hir vapit Baruk sarısı mı varıiınak IstPdijimiz En .izrian fiidcrnslu kadmın heepnisiyle Bir sarıyazmaria sürdürehümeliviz Srlanik Çatalca tanskkale Çanakkalp'de ril?p riiş savaşan V?nı kıhçlı hir kiiriikzahit Bemm gözumde bir kahranıan Bir tarihti kendi eliyle yaztiığı Bir coğrafya descm de olut liırtasıın kenıli ciiyle çizdi^i Siııa Çölü Mıısul Kerkük HenKMsn Bir uçtaıı bir uta Bağdal Ilattı P.apriai Haltrntfa bir Ö7Fİ tren Trcntlp IsUınbul kadar büyiik p.işal?.r fcmer l'aşaiar Crm.il Paşalar C.o!e PJŞJ Sandcrs Paşa Falkrnhıivn Hcr zamıııı hrr yerde hpr spyln üstünd; Dnyçlanıi Doyçlaınl Rasamaklarıla sömüvcf sulıavlari Rizim küçükzabit'sc «c> gazi!er»i lutturtır Vayan vapıldak Şimdi .Tnımsı>oru>n ıızun hoyliiyrtu İik kpzdi sörü«ü:iı. (,;ana!vkair dfinü«i) Pırıl pırıldı Cfkrtiniü clusrrıp!rrı Brni kuca:';'::a a!ır.ı>tı da hi'.iynrum (»etrphtcn bpiiüdpydi kılın Sırnıalı bir k.!İ;)a*ı vartiı haşmrti Kıırtııiu!} Sı\aşı n'.ıı kara kr.ipsğı ılrjildiGöriış o jröriiş Bir rcsım Ualmictı knnsnlrıı üstimde AranıaSarda siı(iıriilim';$ oimalı Kim hil'r ıırrp'rrticrtir kıltcı Ayna'ı (,'arşı'rta lirîiNo Çanakkıle IÇITK!» İstınbui'da Kapalıçarşı'düflır ir kuşağın ölümsüz tanığı Dcmir ÖZLÜ X:sn günü yltlrdi?imlz ünlü tîyatro adamı Gu.ıer Sümer, yazmaiîta oldufvı roman: bana bırakmıştı. Yarısı ya da yarısmdan çoğu yazıimış bir roman bu. öuneı, roniHnın yazamadığı taölümler: için de el va.cısıvla »ldıgı bir isiiîn notlar bırakmış. Iütabın ana teması, Gür.Er'in l.ikâyeyle ilgili istekleri i";ce 'aelirsın, anlaşılır hplgelenyle elimizae. Güncr Sümer, romana önce »O'na Dalr Büdı£:m Birkaç Şey!» adını koymuş. Temmıı? 1976 tarihli, bu ndı bclirten bujlık bir sayfa var. Not deîterindpyse. bu sayfanın öyküsunü şöyıe arılaımış: • Önsöz' O'na Dair Bıldiğıra Bırkaç Şey., Önce ^ormedijım bir filrnin adıya, 1 Paris'ıe, ktirüll sineniaîardan birinâe oynandı^r. . ciuyunca kcştunı. Yerır.i bir başka filrr.e bır.i.;v;ııştı. <l>ue d'Ul:iîc'da, bir mahalle bistrosunda oturup tılmin r,9 bıçuıı oir ü'ım olabileceğinı düjur.erek :ıaamakıllı ıçrını. Filmi ker.di başırna çeknıcye bn?hiV;ş;m acaba böy'.e mı oldıı? O gece uyudijğv.maa çoic'an unutrr.uştunı. Sonra r.e arnan aklınıa pelrli. biimıyorunı. Sanınm Londrs'dA. Öliiraü düîünurken. O cece Londra'da b;r «La'c Mme siıowda ?.dını Kördüğünıde de artık sidemeıdim. Bîniın uhni:n;n ondan adar..dkıHı güzcl uld'iSuna inanmıştmı. Romanım. bclki, günün birinde yayınlamrsa. yayınlandıktr.n sonra o filmi gnrmeye jridsceHİm, Ya da o, kendısi gclip ne olnuiiunu bana gös;eiTcck!> Not Defteri'ndeki bu satırlaı, Güner'in rcr.nan:n)n yEyınlanmasını i^t^diginı jn;r?riyor. Ama o. romanı yayınlandıktan sonra rıırtıp bıı fümı ;:öremcyerek. Dpmek ki, fılm gchp onu bulmuştur, ölümllnden ör.ce. Güner'ın yaptıjı, daha ılerkı Uüzelf.nclerde rorf.an'.n ?.dı değişiyor. Gene büvük bir kSjıa?., bu rîpfa dEktiHv]?. va.'i'.niiş bir ki"ar başlıÇi var. Koman Adı Nai'.n» Rdını alıyor. Avnı Vıüyüic saylada S. Aidanır'ın J J ş'iiri dc ycr üiıynr: •Kuşlar Kuşlar gihı pittî Birşpy razmadı Tann İmza ptti.. «Adı \"a!?.n», Na'.tn adjı oıAkçı ö çalısan bir genç kızr.ı. sokak î;adım r'îma yolunda!:: gayretlorini ar.latıyor. G'jzci bir genç kız olan Ncîjı. bolümler boyunca sokak 'indmı olmaya dojru yoî alıyor. Ru ana renı;T'.n öes:nde îs'anbul'ım oohpnı çevreleri, Is:;k'Sl Cacldcsi'naetv. Kulis kuüibü. Atiye'nin yen. Sıraçrn.'ilcr'd?ki K.ı'.ün ]2. risiıa b~şka lokaller yeı a'.ıyor. Bir iik ely;zısmaan ortaya çıkabilöigr.cf, =on yı'!ann 'op'.umsal yapısı. yıkıimış aıle ilî:=L'.'.İpri. toplunısai üifkiler.. Romanm ana '.pn~.sr.idir. Dpvrımci n GUNER SÜMER'IN HİKÂYELERİNDE PROrAJİST BİR DONEM OLAN 1950 60 DÖNEMİNİN RÜHÜ VE DU ORTAMDA YETIÎEN AYOIM BİR GENÇ KUŞAĞ1N KİŞİLİK YAPISI KOIAYCA ANIAJIIACAKTIR. YETİŞEN IN SAHLARIH. YAKt BİR KUJAĞIN KENOİNİ ALGIIAMA YA BA^LADİGI ERGiULİK OÖNEMİ AİLE VE TOPLUM SAL IIİJKİLERI YANSIR. njh'.ır.u rp.rmpge, o dönçmın oü'.ün olaylarinı &nlatmaktan çok. sırasında, duy^ularım vermek, bir k?.ç sımgesini kullanmak yeter. İşte bu genç'.ik dönemi hikâyelerinde pro faşist oir dDnem olan 135060 dönemiııin ruhu ve bu ortamda yetışen aydın bir genç kuşagın kişilık yapısı kolayca anlaşılacaktır. Yetışen insanlarm, venı bir kuşağın kend;ni algılamaya başladığı erginlik donemindeki şaşkınhğı. kendismi içinde bulauğu aile ve topiumsal ihşkilerm geriliği karşısmdaki karamsarhğı, polıtik baskının ve tarilıin kotü verilerimn yarattığı baskı ortasmda düştüğü boşluk, nihilizm, metaüzik boyutlara kadar uzanan hiçiik uuyîusu, gsliştirilmesi olanakiiz lnsansal duygular, daha duygusal çağmda toplumsal bir yabancılaş:r.aya itl len yalnız bıreyler... Bütün bu olşuların rimgeleriyle doludur Güner Sümer'in ilk gençlık urünü hikâyeleri. Toplumsal olarak daha da karanlık dönemlere itilen Türkiye'de, daha iyı anlasıiacakhr. Kiışe olarak iyımserliği benimscmiş bir eciebiyat anlayışının verisi değil, kendisine sunulmu? olan kötülükten kaçınmayan bir anlayısm ürünüdürlsr. Aralık 1954 İle temmuz 1955 arasmda yayınlanar. Mavi ve Son Mavi dergil?rinde Güner Sümer'ın iki hikâyesi var: «Eski Ninni. (Ocak 1S55), • Bir Akşam Öiem (Temmuz 1^55). Haziran 19541955 Yeni Ufuklar cildinde de iki hikâyesi: «Yağmurdaki tnsanlar» (Ocak 1955), «Bir Şafak Daha» «llayıs 1953K Bu dergüer cıltlı olduitları ıçin elımın alfx.ua bul'onanlar. bunların dışuıia «Yi:is Xinn;« .. Ve birçok hikâyesi daha yayınlanmıştır Güner Sümer'in Bu hikâyeler bir kitap halindp. toplandıJında, bir dönemi ve bir kuşagın gençhk rıllannı ne kadar sarsıcı yansıttığı görülecektir «Eski Nınnı» hıkiyesındekl genç adam annsslyie babasını şoyle anlatir: «. Odar.ın dıbındekl divanın üzerinde birısı yatıyordu. Bu annemdl. Oysa ben evde kimsenın olmadigını znnedıyordum. Yürüyüp, yanına gittım. ua'.ıba uyuyordu. Zayıf omuzlarından tuttum. Sıçnyarak uyar.dı. Elınacık kenüklerinın üzerı halka halka ve mosmordu. Gözlerı sanki çok uzak bir blkeden bakıyord'.ı. «Anne dedim anne, .en ya?ıyor musun'» Sonra bu suali sorduğuma pişman oıdum. Göıbebekleri hep uzaklardan bakıyorlardı. Onlan yar:alamak istedim ve elimi uzattım. On'nrsa parmaklarım yaklaştıkça kaçtılar, dah.'i tızak ülkelere gidip. daha uzak ülkelercien Dai:ni3ya başladılar «Anne diye mınldandım yaşıyorsun ricgıl mi? Sen varsın. O halde konuş. B'.r şeyler soyle. «Başnı omuzlarıma dayadı. «BeUı dedı ttikı ben yokum.» Başı çok ağırdı. Omuzlan bu yükü taçıyamıyordu. O, bunun farkma varıp gerıy» çîkiîdı: «Ağır olan başım defil d<*li onun üreıine yüklenen elli ıki yıl. Eili iki sancılı, kahırlı yıl. Anlıyabiliyor musun oğlum? Ortada var olm sadece elli iki yıl. Ben yokum.»... «İyı ama dedımbabam nercde » Şahadet pannaftını dudaklanns götürdü. «Sus dedı uyuyor.» Kani dedım ne rede uyuyor?» Elimden tutup benl yatağır. önüne gotürdü. Yorganı kaldırdı. Çarşafm üstünde k^hverer.gi serçe ölüsü kadar bir sîy yatıyordu. •İşte dedi baban.».. » Bir kuşağın içine atıldığı k.o^ullam blr y.Jın karamsar, ama anlamh s;mg;:••.! Alçak göııüllü Güner'ın yaşarken bir kitapta topkinıaj'a çalıç:naciıgı bu gençlik hikâyeleri, iyi ni, yazann gençhk üriinleri olmayi aşıyor, bir donemin ve oir ku;agın mhuna ölümsüz bir tanıkiı'i getiriyor. • Son Mavi. dergısının nısa«: 19o5 sayısmda «Yakında çıkacak Son Mavi Yayınlarından bir kaçı» adlı ılânda şu satırlar da var: «Güner Sümerın Kikâye Kıtabı: Eski Nınnı. O gıjn »etçekle'imemışi bugün (terçekleştirmek luvk Edebiyatını sadece zenginleştirecektir. Gün?r Sümer'in yarım ıta'.mış romanı Adı Nalân düzene sokularak yayınla;ım3ii'i;r. Gsnçlik duygulanna. gençliğin ve tip'.umun b.ı kesimine ışık tutulınuş olacaktır. Tlırk sanat yaşamına. oyunianyla, Gizli Ordıı. Küçük Burjuvalar gibi çeviriîeriyle. tiyatro rejisör'Upüyle, oyur.ouluğuyla, yorumculuğuyla denn Kdkıuirda bulurıiTms bir sanatçının. sanat dünyasırun taınarnlanmasına olanak verecektir. Gene Gü.er gibi ?snr ;. aş^a olen Boris Vian'ın birçok yapı'ı da arkadaş)?nnca bürünlfnip düzenlenerek yayın'îinnı.ır.v.f mıdır? IITAÜMLERİMİZ' > Dar Mmanlar içindr kı^A Vakit yııktu rt.tlları tııtkııyla br^r.Tn Yapraca ycnıi^r uidrr ayak Oöz utııvla halima\a O;tsa mrrsinlor hür riinlrr hırr1;rl^rklpr) Birliktr ya^amanın >ı?vlncintlcyriilrr 1 rılinı dalı 7i\tin ılalı sarmaş ıloU> C>ii"m çasTiları li.^ııılarda DavuMarla riunırıılan karaharvcr «avaîtı Sevi^m»" hir thrrndi avnlıklar için Hul çelinlerrii seridc kalanlar Boy atmadan hüvüyor oşrlanlar Danalar davarlar cüıı (riindrn azalan Baltalat duvarda asılı Arılar kovansız Rarasabanın drmiri pash Sarıyazmalar ( • ) soluk kadınlar tarlalarr;» •' " • yaz Savaçtı tisrktilrrimİTi \akıp l;a Kursun eibi işlcyen ciğprlerlmize Açlık hi yandaıi Ycrrrn sıtma frcnci hi rancttn C^iısını zor ta^ımakta Kahçesinde bir zerdali dalı <1 mutlu eünlprrir:ı Anılurüa ürcyîp roRiia riur>>unlaT P^niTirı'i cidcnİTİn hiçhiri Vilirilmij savasiardaıı kalını (r\iz sandıklarda paslı nıadalyalar Rr~lar!mi7 hu yörrtrn bakmısıı Bıı yüzden zcytinlerimi^ ynbanıl Ormanlara çpitiU'ikîrri dncruriur f^rl qele!im taÜDİpr hizim t.ılinîlf Va? kış diikiümpvcn vapraklarla fvril Ycpycni çaclann ııtl"'.ıiünnı şimdidrn Biriiktr vaşsmaktaynz ( •) Baruk: n3ğı rl.lınde kafırtırnıkçalır!. \azr., çalk?ntı bütün bunların en gens.nde arada bir yiizeye vuruyor. Bilinçsiz ge:i(; kız .Valân, devr.mcı narokeıin msaıısal degerinı s/.ı:ıeys dogru ?idiyor. Eski bir devrımcı, «Balıkı;ı Nuri. bıı «Mesüı olgunluğuyla Naiân'ı etiiiıvor. Bu'ün bu toplumsal olujunı bıiıun DU çcvre, bu kişiicr. Nr.lân türu ser.g kızjar, (.iıiıor'in tsnıdı£1, bUdi*i olgulardır. Son yıllaıuıda, çyler.ıp daha düzenli b:r hayat kurmadan once bu çevre'.rrde çokça vakit ^eçirmişti. Elinden silârıı ahnmış e?k; bir savaş;ı g'.biydi, uyaırocu oıaıak. Sankı lukcnmez bir vakti. bckleyerek geçııiyorda Güner Sümer iıı yay:nla:imij ve sahneyc konmuş olan «Yaıın Cumartesı. vrp «Bozuk Düzen» oyunlarmdan başka, Paris'te oma okumaın ıç.n vermiş oiriuSu (sonra kendısıne ?er: verâıŞ:inıı bir başka. bitmiş, ıki ya da üç böıümlük bir oyunu dalıa vardır. «Bozuk Düzcn» kadrr toplumsal karr.ıa^aya clönuk olmayan. daha fentazist bir oyun. Biraz Cocteau'nur., biraz Anoıliı'in şiirîel tiyatro tekniklerine yakın bir tiyatro oyunu. Anıa gençlık duj'gularına, g?;içlik ilişkilerine yakın bir şey. Ayrıca, Paris'e gidip tiyatro ejStımi yapmadığı iîk döneminde yazdifı pek çok ı^k perdelik oyunu vardır. B:r bakıma Güner Sümer sîn;Iık d'.ıyr!:lamın yazarıdır. îlgi (,ekicı ilk hikâjc.innı ya?ciığı donemlerdp de öyleydı. Ama bu ilk hiitayeler çok daha karmaşık. kötiimspr. gcriliırıH, catışmah ürün lerdir. Genç yaçta nlen Alman yazarı Wo!fgang Borchert'in ergmlik çajı oSelcrini taşıyan, duy^usala. çnrsple yakın hikâyelpri iibı. Bilir.digi gibi, edrbiyatta bütun '^:r dön?mın ( '*) Gıderos: Goriir.u:r.:jn tanır.an. ürerincle Ccne'.nz kalpsi hulunan bir !:oy. < **"' Tr.lim: Cidc'dc drf:v?ye bu ad vrr:l(•"") .Sarıyazms: Cıdp'li tatd.nm kınniTi :rrrı'rı • lârivrrt yoliu Ö~1Ü:: dr.]îii]prı srr.iş basortüsii. ULUSOY, MACBETH'İ FRANSA'DA YENİ BİR YORUMLA SAHNELİYOR Zihni KÜÇÜMEN alran bafinda bir cumartesi günü Mehmet'in Voltaire Buivarındakı yenı evmdeyiz. Ebemkuşağı ı.L'Echarpe d'Irıs) yazarı Osman Necmi Gürnıen, r.\ukat Merih Sezen, tiyatronun sekrcteri Françoise vc Keriınan Ulusoy var. Mehınet: «Kaç zamar.dır ilk k?z dinleniyorunı bugün» dıyor. Sonra elinı sinırii sinırlı kıvırc.k saçlarında, kakaimda gezdiriyor, Lcydi Makbet'i oynamak üzerp pkibir.ir. ctışından a'.dıgı o;,amcııdan yakınıyor: i(\"rid(?t ayak'.annria biliyor musun? Yıldız oyunru kaprisi yapıyor. Oyunıuıu ön plâna çıkartıp öteki ouincuları p.T.ıek istiyor. YapUğım işe de, tiyatrornuzun ilkelerine de aykırı bir tutıım.» «Pekı bunu bnştan or,a anlatmadm mı? diyc soruyorum. «Anla'maz o!ı:r m'.ıyum? Zaten tanıyordu birim tiyatroyu. Çok da iyi bir oyur.cu birader.» Osman Necrr.ı Gümien söze karı^ıyor: «Gidecek o. bak görürsün. anladı kendi dc. Dunkü konuşmadan sonra mutlaka telefon eder, biitiırir bunu.» Ve durum muhakerr.cji yaparak sıkıntılı bir bckleyışe girıyoruz Oyunun ilk t^rr.siline yirmi günden az kalmış. Bu sıkıntılı bekleyişı, doğum sar.cılarmı tiyatrocu olmayanlar kolay aniayamaz. Biz bile farkına varmadaıı birkaç şı»e devırmışız üç saatte. O nâzik, o çalışkan Françoise girip çıkıp bize öteberı yeti.ştinnege çalışıyor. . Ve çalıyor sonunda telefon. Yüdız oyuncu yarm kontratını feshetmeğe hazır bulundugur.u bildinyor. Herkes rahat bir yoluk alıyor, Mehmet keyiflemyor: «Goreceksiniz, dıyor, öteki oyuncular da daha rahat çalışacaklar çimdi.» «Kaç kişüik oldu ekibin Mehmet?» «Otuza kadar çiktık.» Kuzgun'un eski miğferlerden. kppçelerden. çatal, bıçak, kaşıklan monte ederek yaptığı o güzelim masklarır.a bakıyoruz: Mehmet onları kafasına geçirip türlü ışlevlerir.i gösterıyor, durmadan Kvızgun'u anıyoruz. Sonra Metin'ın Macbeth dekor pskizlerine bakıyoruz. ilk oynayarakları yer koca bır kılise. Mehır.et oyuna kilisenin ıçinde başlıyacaklartm ve bos duvarlara Sinan'm camilerinin slâytlannı vurduracagmı soylüyor. Oyun kilisenin önündeki avluda sürecekmış. «Ah an, diyor Mehmet, dünyanr.ı en yüte en ulu mımarlık dehâsı Sinan'ı iyı tanıınamakla neicr kaybpniklerini bir bıîse şu Avrııpahiar...» Akşam oluyor. bız onları bîrakıp Keriman'la TNP'de sözü çok edilen bir oyunu, Rogor Pianchonun Burjuva çılgınlıkları'nı görmeye gidıyoruz. Bezon'da ünîü Fransız şairi PAUL ELUARD'ın adını taşıyan ycpyenı bir tiyatroda yapılıyor provalar. Birkaç kez gidip izlıyorum. Mctiıı Denız. nelis kameramanlığn ile tanıdığımız Congiz Tacer hs.rıl hanl çalışıyor, ıııalzeme alıp °eiiyorlar. tartışıyorlar, bir koşuştuımacadır gıdiyor. Mehmet, provada ışık istiyor, Cengiz kumanca odasına lırlayıp istedigi ışıgı yapıyor, sonra yanıma gelıp cNe isterser. var âbı d:yor, istcdiğin ışiğı bir iki tiakikada yapabılirsın.» MUzık istiyor Mehmet, bir kanun ya da klarnet taksimi duyuluyor. Şasırmıyorum. Bizans kokan o ağır hava. oyunun feodal yapısma cuk oturuyor. Metin, dört katlı, merdivenli koca bir kule yerleştırmış ortaya. Trampler. gibi bir şey. Oyuncular maymun çevikligiyie dik nıerdicniere tırmanıyor, başaşagı ıniyor; kule oluyor kale. kale oluyor sarav. saray füzeye dör.üşuyor; ortaçr.ğ, yakınçağ. yenıçeğ bırbirine kenet ifnıyor. Sonra bir iki metre çapmöaki o tel kiireler . Bîrbirlerine çengel'.erle bağlanan. palanga]?.rla çekılen kürcier, orman oluyor. rt?.ğ oluyor, ri.pniz oluyor. Kamyon amortısörlerı üstünp konulmuç plâtolar ıse apsyrı oyun olanaklan venvor. Heyecanlanıyorum. da%Tinamıyoru;r\. karışıycrum, Fransız oyunculara bu dü/enlerden nasıl yararlarıEM'e?ekle;i konıısunda fikırlonnıı soylüyorıım. d»r.ıyorl?.r. DeıiGnriikçe ypnı oiasılıklar çıkıyor oıtava. rrojeksıyonla oyuncuiarın üstüna gorünnı]»r düşürilp dpniyortar, dpniyorlar. deniyorlar, cn etkilıyı. en ışlevı olanı arıyorlar. Tiyatro dı?ından biri seyretse, «Bunlar prova yaprnıyor, oraınrnklarla oynuynr»rti%p.cpkner^eyse. göre «ycıneğe çıkır.ışlardır» dıye kaldınma oturup bekiiyorur.ı. Bir ı,ocuk gclip bana bu gcce sir.ema oynayıp oynamıyacağırıı soruyor. Az sonra da oyur.cuiar arp.balara dolu^muj ıkişer üçpr gciiyorlar. Oyunun iınali prova edılecek bu gece. Mehmet, bir sahne iyı yürümezse gene sinirle saçını sakalını karıştmyor, sigara üstüne sıgara yakıyor, ikirie birde sahııeye fırlayıp kâh alçak sesle, kah yüksek sesle oyuncularla tartışıyor, iyi oynanan sahnelere keyifli keyifli gülüyor, arada bir de yanıma gelip «Xasıl reis, iyi gidiyor mu?» diye soruyor. Provadan sonra Keriman ve Mehmet'le Porte Maillot'da bir kahveye giriyoruz. «Mehmet, Macbeth mirnnsenini gördükten sonra Meyerhold'ü anımsadım. O da Jül Sezar'ı sirkte oynatmış. Trapezler, ağlar, ipîer, merdivenler...» «Macbeth ile anlatmak istediğin bir şey var mı?» «Bak, ben entellektüel desilim. îçgüdülerımle, sezgilerimle çalışırun. Ornckse Makbet'in nasıl öldürülecegini önceden tr.sarlamamıştım. Bu gece buldum provada. Gördün sen de, palyaçolar Makbet'i kırmızı takma burunlarmı çıkanp üstüne ata rak öîdüreoekler onu. Palyaçolar, soytanlar Şekspir'de de%Timci yönü öne çıkaran ögeler. Deminki sonma gelince. ber.ce hepimizln birer Makbet yanı \ar. Durmaksıztn birşeylerin tutkusu ile şu ya da bu şekilde kötülük ediyoruz başkalarıa. Bunu vurgulamak hoşuma gidiyor. Ah, bir de daha çok prova edecek zaman olsaydı.» «Temsiller ilcrledikçe yenı degisiklikler yaparsın. Seyırciyle birlikte daha iyi değerlendirirsin mizânsenini » «Evet ama eleşurmenler ilk göstenye hemen damlarlar. Sonra istediğin kadar toparlan.» Ve Keriman'ın küçük arabasıyla kestirmeden pidelim derken yolları karışrırarak dolaşıp dururken. Montparnasse'ı tutturduğumuzda Mehmet arka kanapede kıvrılmış mışıl mıçıl uyuyordu. Kolay değil, on saatlik bir proradan dönüyordu. H Bitmeyen Varoluş gprçeşri söyleyen a^ızlar susturulur ve yokedilir çünün birinde fakat bir ana £ibi doğuran toprak yaratır nııları tekrar başka ağızlar olarak. fehakespeaıe in «>lacbpth«Inl ypni btr yorumla sahnpleyen Mehmet Ulusoy» Muammer HACIOĞLU DEĞİSİKLİK OLSUN DİYE BİR DE KADINLARA F1RSAT VERİLSE: Çeviren: Bertan ONARAN ANNIE LECLERC; GÜNL.MÜZÛN KADIN YAZARLA RINDAN: AYNI ZAMANDA. KARARll BİR KA OIN HAKIARI 5AVUKUCUSU. PAROIES 0E FEMMES VE EPOÜ5AİUE5 ADLI YAPITIARİN VAZA RIYLA ALAİN HERVE'NİK VAPTlĞt KONUJMANIN İLGİNÇ BÖLÜMLERİNİ SUNUYORUZ: H. Kitaplarıruzı okuduktan sonra henıcn koşup size: «Erkeklere yönelttiginiz suçlamaiara eksiksiz katılıyorum» demek istedim. Bugün bir erkek uygarlığında yaşıyoruz, içir.dc .vaşadığımız şu boktan uygarlıgı erkekler uydurmuş. Yalmz, bu uygarlığı en az kadınlar kadar şiddetle yadsıyan erkeklerin bulunduğu kanısındayım. Zaman zaman, as'.ında bu erkek toplumuna karşı yeterince sert ve hızlı tepki göstermediklen için kadmlara saldırıyorsunuz. Kadınların yorgun düşen erkeklerden bayrağı alabilmelpri, şu erkek toplumuna çomak sokmaları düşlenebilir mi acaba? L. Sanmıyorum. Buçun. şımdiki gidişe hay.r ücnen, iîlerin boyie süriıp gidemeyeceğinin dile getirüdiği dönem. Kadırüar bumı çok iyı bcccrebılirier. Ama. b'.ı sizin deyiırrnizle. yeni b:r toplum kurmaya yetmez. Bunun ıçin. şin:dikı roplumun gerçek orta dıreklfinin r.clcr olduğunu. topiumu bu hale neyin se:irdıjin: biirr.ek ferek:r kamsındayım. Bu anlamcla, bütün kavgaİF.r gpiip bir noktada birleşir. kadınların erkeklere açacRklan savaş tek başına yptcrsiz kalır: tam bir sınıf çatışmasıdır bu, vp.nı içi oreoği'i sp.lt çalışma dürj.vasındpkı «omürensomüru!en kavgası çercevesindr eie aîmak vetr.rsizd:r. İşte bu noktada nadınların. topîvmiınıuzciîkı büîün dertlenn karşılıklı olarak bir b.rlerını etkiledıklerı alanda var jçüçlerıylp birşeyîen ysdsıvabilpcrk'^ri inancındanm. Kadmlann, bütü.ı yabancılaşmalarm odak roktssınıja yer Eldıklarıns inaravoram... Şim rtirlen sonrn her şpyin siyasal srüç. yc''<i t»rım'.er.yle düşiırulmesi gerei:t:ğı kar.ısındasöyîerdım boyle bir öneriyi. Ancsk. en ıcUç'lk bir etkisi olur ınuydu dersiniz'' H. îyi ama, ister Hırisnyanlık, ister toplumculuk olsun, bütün bUyük {elsefe akımları. hıç kımsenm akimdan boyle bir seyi geçırmediği çağlarda önerilmedi mi? Sonra, düşe kalka, bu ülkülcre doğru yollandık. L. Aslını ararsanız. düş Kurdugunraz znman sonunda, az çok hep aynı şsyle karşılaşrruyor muyuz acaba?.. Biraz deşersek, azıcık yürekliysek, sor.ur.da hep aynı şeyı önermcz miyiz? Asıl gıiçlük. ışe nereden başiayacağım ve sonuca nasıl ulasacagmı kes tırcbılmektedır. Kadınların nasıl bir toplum arzuladıklarını sryleyebilecelîlerinc ınanıyo» :'um. Bunun yapılması gerektıgme inanıyor, ckiş kurmar.m işe yaramaz. boş bir şey olduŞurıaysa inanmıyorum. Kad.nlara kulak vermek son derece ılginç olur. onların nrlerı sevdiklprini, np'er istediklennı ögrenmPk ssr.ııım firnckleri şaşırtacaktır. Kadıniarın dargörüşlü. sahiplenici olduklarmı, o küçucük cieliklcnnden, evlsrinden, kucalanndan, başka bir şey ı=temediklen sanılır hep. Boy1° bir öner:den sonra. kadınların sanıldıgından çok daha cenış görüslü, genış ufuklu oldukların: gönnek pek çogumuzu şaşırtacaktır. Ka:iı:üar. mutlu bir toplum tasarlamakta erkeklerdpn daha yeteneklidirler. H. Pekı, kadınların erkeklere savaş açmasından yana mısımz"1 L. Hayır. hayır. cınsler arasında bir savaş açmanın gereği yok. birhkte yaşayalım ıstiTOrum. Mutlu olmik istıyorum, hem de olabılrcfğirn yerde. yeryüzunde, obür ınsanlann arasında, yıyip ıçtıtım, yaptıgım şeylsrin ortasında. Her bıreyiıı kendi kovoıgıuıs çekün.eyecegi bir yaşam istiyorum. Ken dimı biküm oılelı de başka bir şey ıstemadim. Mscbpth'ın ellı eöstensi şırr.dıdPn «atınalm rruş bile. Fransız hüküm<"tin;n parasal yard'.ını bir iki gi)n gecikmiçtı. o da gehr.ıs. Bir mıınartes! E r < cesi son provplardan Hrine sir.iyoram. Paris'e yarım sa?.t '6'erte Pnul Eluarri şalnnunu kapah b'ilunca ja^ırıynrım. Am» IÇ^İHP bırkoç ışık ?"'•; bırakıîdığına, sabarıtan beri ds prova yapıldıgına yım Siyasal glicün ne olduğunu. r.e\i amaçladığını, neye engel olduğunu bıimok, hepimizi nasıl kurban cttigini, birbırini izleyen elçüer aracılığıyla kaduılara nasıl yansıdığını anlamak gerekiyor. Örncğin, az önce dejindığinız g.bi, benim erkcklik kcıvrammda eleştirriiğiın şeyleri seve seve beniır.seyecek erkekier bulur.duğunıı kabul ediyorr.m. Kitabımda bu konuya yeterince değmd;m bclk\ ar.cak serçek crkekierin gönlumc kendilerine esin kaynagı olan kahrajııandan, yani şu rnasalsı erkck'ik simgesinden daha yakın o'duklarını aç:kça a:'e getırdim.. îşin asıl ı'ginç yaru, prksklerin şımdikı sıyasa! gücün ilk kurbanlan ya da en bırinci uşaklan olduklarını görınc'Âtir. çıinkü hepjinin kafasmn ancak siyasal güce, buyurma yetkısıne sahıp o'idukları zaman tam bir rrkek olacakîarı snkulmakta. Başarıh bir erkek olabilmek Için, mutlaka buyurma yctkısme kavuşnıak gerekiyor. Siyasal güç. buju'ma yetkisiyse erkckliklp ık'idarı t>;rbırine karş'ırmaya ve bu r:arv«ıkiifcı sürriiirmsye ÖZPII ensranyor. Doiayisıyib ben erkeklr.rın dogal o'.arsk. flırımsel oiarak. sonsura riek. özleri geregi b;rer siyasal güç çarkı o'rlukl3rına, olacaklaı n a ınanmı>Trum. P.ı işm boyle po'miş olınasına, boyle gitmesine yolaçacak dir.msel (biolojik) bir erkek ustün'.üğüntın bulundjğuna da inannuyorum. Erkeğin benlığinda bir yetkj ıçgüdüsü bulıuıduğur.a da. Tam tersine Manc'çı çözürr.îemenin genel toplum taslagır.a katılarak toplumu:nuzd* kâra ve kadınlarla erkeklerın çalışmasır.m sönıürüimesınc dayalı bir siyasal güç bulunduğuna inaruyorum. Bu güç aoğnıdan doğrııya sömürriüğü insanlardan yararlannıaktfidır elbet, ama onları kendi buyurına yetkisinin kuzu gi'oı uslu pörsvlüeri halinc getirerpk de yararlanınakt.ıdır. Bütün erkeklerı aıle •.çe.rsinde. karıkoca aracılıfıyla. kadınlar üzennde e'kilı olan kapıkulları halirra ge:;rmeye Ç3lışmaktadır. Ar.amalcılığn rrkeklenn kadmîar üzerinde kurduklan bu buyurma eücüne, kadının yabancılaştırılmasına, ücretsiz ev içine, aileye rr.üthıs gereksinmesi vardır. H. Pekı, *oru:n\: yinricypyim: Kadtniar siyaşai gltcün kiîit nok:a«ma n.?sıl saldırsbılirler? Şirr.diden başka bir toplum bıçimı önerebilırler mi? L. Evet. ama bnyip bir oneride bulunurlarsa, yanılgıya düşerler, çünkü henüz o evreye celnie'lik. Bskın. ben yarınki toplumun şrjyls o'.masını düşlüyorum demek çıl;mca bir şey oiurdu bana kalsa,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle