17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İK! CUMIUBÎTn 27 HİIİS4M 1577 • a aliye Bakan'gı Hesap Uzmanlan Kurulu ?9 JL| mayıs 1945 tarJıınde kurjlrouştur. Kurulu' * ' şundan bu yana geçen 32 yıllık süre içinde 5S2 hesap uzmam yetıştirmiştir. Şu andaki fiıli kadrosu 320'dir. Ulke boyutlanna oranla kıyaslar.dığı zaman sayı yönünden yetersiz kalabüecegi kamstnı uyandıran Hesap Uzmanlan Kurulu gerçekte vergı uyguiamasına getirdiği yenı yöntemJerle etkinliğini ve büyüklügünü ispatlamıştır. Esasında vergi denetiminin sadece üst düzeydeki bb'lümünü üstlenen kurul çeşitli yasal ve bilimsel çalışmalara da olanaklan ölçüsünds yet vermektedir. Kurulun Türk vergi uyguiamasına olar. katkısı ona rnali ve ekonomik çevrelerde gerçek bır saygınhk kaîEndırmıştır. Kazandıgı bu saygınhgıa ana nedenlerınden biri de kuraiuş.mdan beri dejişmeyen tarafsiz ve politik etkilerden uzak tutumudur. 32 yıllık devrede toplumumuzun geçirdi.Ş: büyük ekonomik ve politik değişiklikler kur'Jİun bu niteüğini etkileyememiştir. Toplumumuzda kamu göreviilerinin sendikal ozgüriıikleri yoktur. Görevini, tamamiyle taTSIS:Z ve politik etkilerden uzak yapmasi gereken verşri denetim elemanlarının sendikal özgürlükleri ve anayssal giivenceleri olmadan ilkelerini ne ölçüde koruyabilecekleri tartışmaya değer bir sorundur. Devlel idaresinde tarafsızlık anlayısından uzak. kendi politik çıkarlan için devletin her kadernesini kullarımaya gayret eden :ktidar!ann zaın?.n zaman vergi denetim mehanizmasmı da politik amaçları doğrultusunda çalıştırmaya uğraştıkları açıknr. Bu amaca yönelmek için her türlü baskı yöntemini kulîarjnışlardır. Baskı yön temleri yanında kendı amaçlanr.a uygun davrananlan ayncalıkh bir tutumia ödüllendirme yoluna da girmişlerdir. Biltün bu yöntemlerin uygulandığı herkes tarafmdan bilinen gerçeklerdendir. Belirtilen sakıncalan önlemenin, mutlak tarafsız ve politik etkilerden uzak malî denetim yapılmasını saglamanın tek yolu artık somut bir biçirade ortaya çıkmıştır. Bu yol mali denetim ve onun devarm olan mali yargının anayasal bir kujluş eliyle ve yasal güvence altuıda yapılmas:dır. Gerçekte mali denetim ve yargı, bağlı olduklârı ana kurumdan ayn olarak elestirilmemelidir. Gerek denetim ve gerekse yargı işlemi Türk vergi sisteminin birer parçasıdır. Vergi sistemimiz ilk fretirilişinden bu yana geçen 25 yıl içinde top lumun büytik kesimi için işlerUğini jitirmiştir. OLAYLAR VE GÖRİÎŞLER Elcoromtk vapm p'kilçyen y^saJartn başında da vergi yasalan gelir. Kurumların Sorunları Vergı sıstemir.e ilişkin ikinci ana sorun sistemin işlerliğini saglayan kurumlajın sonmlancür. Vergi sisteminin işlerliğini sağlıyan kurumlar ise vergi dairelerinden baş'.ayıp vergi yargısır.ın en üst basamağına kadar çıkan bir zincirin halkslandır. Verginin haik ile iliskisini sağlıyan i'.X nokta olan vergi dairs'.erinin reorganizasvonu yeni sistem ile birlikte mecburen gelecektir. Daha sonrakı kıırumiarın '.er^^s'irüme^' ds sistemin işlerliği için zorunlu olacaktır. Mali ripnetira v3 m?.li yargı bu noktadu Önem kazamr. Toplumda bireylere yükümlülük getiren yasaîar herkese eşit oiarak uyguiamr. Bu kural anaj asa hükmüc'ur. Ne var ki bu kuralı yasa uvgulayıcısı kunımları anayssal kunıluşlar haline gef.rnıcdcr. yürürmek tatbıkatta çok güç olmaktadır. Mali denetim ve mali yargının ilk iki safhası bu cüvenceden yoksundur. Halbuki bu güvence kisl Ö7güıiüğüne ve varhğına geıirdiği yükümlülüğtin <,ok daha az oldugu kamu harcamalarmuı denetimi için vardir. Sayıştay tam bağımsız, güvenoe altır.da anayasal bir kuruluştur. Bir zamanlar bu gerçsğin farkediUrıemiş olması nuşrün çare aranmasına engel değüdir. Toplum düzer.inde pek çok aksaklık uygulama ile saptar.abümiştır. Önemli • olan edinilen tecrübenin süratle değerlendirilmesidir. Yapılacak yenı düzenlernede tam bağımsız bir vergi denetimi kurumuna ve vergi yargı kurumuna mutlaka yer verilmelidir. Devîet harcamalarının anayssal güvence altında cenetinüne öaan göstenldiğı halde gelir denetimi için aynı özeni göstermemiş olmak zaten yapılan hatap açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Yapısı ltibariyle son derece karmaşık bir şorünüm sergileyen vergi sisteminin düreltilmesı bu güne krdar iirkür.tü yaratmıştır. Soruna; daha da kötü olur. tamamiyle yıkılır korkusuyla eğilmekten kaçmılmjştır. Bundan böyle aynı tutuırı in.nde bulunmak korkudan sona süratle ulsşmaktan baska yarar saglamıyacaktır. Vergi sistemimızdp önerdiğimiz düzenlemelerin yapılacagı ortama gelindiğınde bu düzenlemeyi en iyi biçimde yapmak ve uygulamak için yeterü tecrübe ve yetenekli kadrosu üe Hesap UzmEnları Kurulu haz:r olacaktır. VERGÎ SİSTEMl Orhan iYiLER Maliye Hesap Uzmanlan Derneği Başksnı Hesap uzmanlan lîiırulunun uygulamaja getırdiği yenilikler. yasaı değışıklikler yapUmaâan £azla etkiü olamamaktadır. nan paylann oranı v» bu paylar üzerindekf vergi yiıküdur. Son ıstatısiıkiere göre yaklaşık p&ylajım yozde'.en şöyledir. Millî stlir payı Ücretliler Diğerleri f iı 15 °.o 85 Haftanın Ozeti VE NlHAYET... CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit yaklaşık 2,5 yıl »nce ayrıldıçı Ba.şbakanlık koltuguna yeniden döndü. Ve Türkiye'nin yeni bakanları, hir çazetenin «Entebbe baskını» diye nitelediği bir süratle koltuklarına oturdular. Ecevit hükümetinin Cumhurbaşkanı Korutürk tarafından onaylanmasıvla Cçpheci mantığın il'inç ömeklerinden olan bir tartışma da yön desiştirdi. AIC panilerinin sözciilerine göre Cumhurbaşkanı. Meclisten güvenoyn alması kesin olamayan hir Bakanlar Kunılıınu onaylavamazdı. Çeşitli hilim adamUrı bu panik mantığım çürüttüler. Ancak Ctphecilerin paniği bu kadarla kalmadı. Ardarda verdikleri demeçlerle bu kez Cumhurbaşkanı Korutürk'e yaylmı ateşinc başl^dılar. İddia'.arına göre Korutiirk'ün Eccrit hükümetini onaylaması .4nayasa'ya aykırıydı, kurıılan hükümet bir «Çankaya hükümetiydi». Sistemin Sorunları Vergi sıstemimizin sorunlannı iki ana bölüme ayırmak gerekır. Birincısi yapısal sorundur. Vergi kanunlan egemen sınıf yararlan korunacak biçimde konmuştur. Şöyle ki; vergi yasalan ıle ödevülere yüklencn mali sorumluluk uzun yıllardan ben süregeien yükseK oranlı enflasyon nedeniyle gerçek değerler üzerinden çok artmıştır. Orneğin gelir vergisı kanur.i deyirrayle «rnüterakki» olma niteîigini yitirmiş ve hemen hemen insanca yaşam sağlayabilecek ilk geKr dilimlerinde "i 50'nin tistür.e çıkmıştır. 1952 yılında aynı yaşam düzeyinı sağlayan safl gelirlerden aiınan vergi oranı °.o 10 civarında idi. Gerçek değerler üzerindeki gelir vergisi yükü 25 yılda % 500 oramnda artmıştır. Bu oran dünyanın hiçbır ülkesinde rastlanamayacak yjksekliktedir. Doğal sonucu da vergiye karşı toplumsal dirençtir. Bu direnç vergisini kaynakta kesinti yoluyla ödemeyen ödevlller tarafından yayguı bir biçimde vergi kaçırma eylemine dönüştürülmüştür. Vergi kanunlan bu eyleme karşı alınacak tedbir^er açısmdan özellikle boş bırakılmıştır. Boylece uzun vadede istenen amaca ulasılmış ve vergi yükü gelir dağüırm ile ters orantılı olacak biçimde gelişmiştir. Bunun en basıt delili ise mllli gelirden alı Toplam geür vergisl basıkıtıııdald payı 'b 72 »o 28 Bu oranlar yıllîr ltibariyle dpngesüdigi arttırıcı yör.de gelişmekt»d.r. Tamamı ucret gelir: üzerinde kalan vergi yükünü en kısa zamanda milli gelirden alman payiar PSHS aimarak dagıtmak, gelir dağihmt ve snsyal adalet tezini savunanların ilk ödevi olmaiıdır. Aynı sorun ana vergi kuruırıiarından sağlanamayan hasıiatın başka kaynaklardan tamamlanması amacıyla konular. ajTi: vergiler ve vasıtalı verpiler için de geçerlidir. Bu tür vergilerin adet olarak çokluğu gülünç olma düzeyine ulaşmıştir. Hıç bir tasnife girmeyen ve iphinp haklı «erekçe bulunamıyan Mali Denge \'ergisi jnbi vergilerle adı vergi kantınu olmadıgı halde kamu Börevliierinden alman bir vergi haline dönü';pn MEYAK kesintileri, sonunda Türk Maliyesini bir vergiler kargaşası haline sokmuştur. Bütün bunlann Ustüne, bir de yeteneksiz meısur hatalan ekjenince iş tamamen çıgnndan çıkmıştır. Bu nedenterle rüm kunımun yani vergi sisteminin çok ivedi olarak yenilenmesi daha açık bir deyişle güniimüz koşullarına uydurulması zorunludur. Bir toplumun sağlıklı temeller ü;erine oturması ekcnomik vanısınm tutarlıhğır.a CEPHEDE PANiK YOĞUNLAŞIYOR Cephecilerin ilk engelleme. harekatı başarısırlıkla «nmıçlanmış, Korutürk anayasal hakkını ve çörcvini yerinc getirerek hükümeti onaylamıştır. Bu kez panik havası daha da yoğunlastı: Dcmirpl. Ece\ it hükümetini «izzctineiislerine yönelmiş bir saldırı» diye nilclendiriyordu. Ecevit hükümetinin kunılrnası ve bileşimi koııusunda i? çcvrelerinin izlenimi genellikle olumluydu. birçocıu ria hurrn açıkça belirtmckten çekiıımediler. Hatta Ortalar Birüfi Başkanı Sakıp Sabancı. «Farlamento üyplerimizden partili milletvekili olarak deçil, TCnin mil!ci\ckil!eri çibi ctavranmalarını istiyoruz» sözüyle sermaye çevrelcrinin bakış açısını bir kez riaha açık soçil; biıiır.de ortaya koyuyordu. Seçimlerde CHP'yi destrkleyen ilcrici demokratik kuruluşlar ise hükümetin bileşimi üzerine herhangi bir yorurndan kaçındılar. Onlar için önemii olan faşist tirmanışı durduracak. komando yuvalanm dasıtacak ". e caıı psüvpnlicinl sağlayacak. demokratik niteliği ağır basan bir lıükümetin kurulmasıydı. Sait Faik'ten Ne Kaldıysa OKTAY AKBAL Evet Hayır IŞIK TUTAN BIR HOCA Osmanlı tmparatorlugu neydi? Cumhuriyetimiz nedir? Her birinin tarihsel gelişmesi nasıl olmuştur? Bunlann toplumsal ktiltürel dizgeleşmedeki (sistcmatik) evrimleriyle devrimleri, çbzülmeleriyle bütürüeşmeleri, ümmetleşmeleriyle uluslaşmalan bilimsel bir yoruma bağlanabilir mi? Dünden bugüne geçişte politikanın «çağdaslasma» ekonominin «gelisme», toplumbilimin «değişme», K. Manc'tan esinlenen 5'azınm «yabancılaşma», dinbilimin (teoloji) «yozlaşma» diye nitelediği birbirine özdeş bgeler ortaya çıkrmş mıdır? İmparatorluğumuzda XVIII. yüzyrıla değin saptanan «savaşçılıkula «dinsel soJtalıksın kanşımındaki bir ttlr Osmanh «puritanismenini Cilkelere aşın bağlılık» yansıtan «ethos»un (kendi toplumunu üstün görme'» kökeninde neler vardı? KYeniçeri», «vak'ai vakvaidyye», «vak'ai hayTİyye», «Nizâmı Ced:t», «Tanzimâtmn oluşumlanndaki iç, dış etkenler nelerdir? Saym Prof..Dr. Niyjw Berkes'in biri ötekinden önernii yapıtlarını okumadan yukardaki sorulara, bunlara ekleyebileceğimiz daha pek çok doğru karşılıklar bulmak güç; giderek (hatta) DESTEK, AMA NE İÇİN? Böylece belkl de 19611 «onrasının en genl«. deatege •*hip hükümfti işbaşına fplmis oluyordu. Ancak güvenorn öncesinde, CHP'yi dcstekîeyen işçi. işveren, mermır, gençlik. teknik eleman ve benzcri toplumsal cüçlerin bakıj arılannda bir ildllk dahî ortaya çıkıyordu. tşveren çevrelrrl Ecevit'in tek bajına hükümet olmasmı kı«inlikle yet UıtııyorUrcIı. el altında tuttukları Ikinci olasılık da çeşitli biçimlere bürünebilecek hir CHPAP vakınlsşması idi. Ovsa diffrleri için MSP'nin de Uatılacaîı bir CHP hükümfti drmokratik özünden bir şey yitirmezdi ve halkın acli isteklerini kar«ılayabilirrii Doç. Dr. Sırrı AKINCI nimsenen. yarım yamalak bilginlehn kötülemeleriyle onu yurt dışına gitmeye zorunlu tuttuk. Buna hıç şaşmamalıdır. Değil Cumhuriyet, Osmanlı Devletinin kuruluşundan beri tarihimiz hep adam harcamalarıyla dopdoludur. Yetenekli, dürüst, namuslu, cesur kivlere ÇP':me takmak için bir değil bin tane «eyyamcı» her zaman çıkagel miştîr. Ama saym Berkes, (Hilmi Ziya Ülken) g... tarihsel o'zdekçiiiğe (matprialisme his*orique) «Reddiye» meddiye döktüreri,; bir sıfır bile olmayan "ou kişilere yaranmaya k3Lkı?msdı. Böyle b;r tu'.umu «Âüm ana dprler ki ciihelânın (bilgisizlerirO ellnde ,' Kahrolmak için kesbi liyâkat ve hüner eyler» özdeyişınin dizelerine uygun zavallıca bir davranıs saydı. Kin.... ne ağladı ne sızladı n» yüısMyn döktü. Yiğitçesine ttBir yerdeki yok Tiafcmeni takdir edecek gilş ' Tazyii nefs eyleme tebdili makam etn (bir yerde ser.l anlayanlar yoksa kendini küçiiltme, o yeri deSiştir) diyerek Kanada'ya dek gitti. Bunun küçük bir ölçiide benzerini keidi özyaşarmmdan bilirim. tnsanın baglandığı. sevdiği. canla başla çalıştığı çevreden birden kopması cok zordur. Ama savasım o'.anakları elverişM değilse. a^af:i:k yaratıklann cirit oynadıfı o ortamdan uzaklaymaktan baska yapabileceği onurlu bir iş yoktur. Üstat Kanada'ya gitmesiyle oradaki ünlü bir üniversitenin bir kürsüsünün başına hemen getirildi. Buna da şaşmamalıdır. Bir atasözümü^ icevherin değerini cevfthirci bilim der. Oysa ona yurdumurı haram edenlere Batı ülkelerinde apartman kapıcilıgını bile vermezlerdl. Saym Niyazi Berkes gurbette yıllarca çalı.ştı. Cstelik biümsel çeşitli yapıtlar ortaya koydu. Brnlardan îngilizce yazıian biri cok yıl sonra dilimizp ıcTürkiye' de ra*dt(slasma» adıyla gene kendisi tarafından eklemelerle cevriidi. Ben herhangi bir avdın la ülke soranların tartışırk»n onun toplumumuzla ileili göTüslerini sabırla dinledikten son ra karşımdakine adı ^pcen ki"abı okuyup okumadıftmı sorarım. Aldıgım yanıt «hayır» oîursa bu kez cdos'um çenent boşuna hiç yorma. bu durısrr.da Türkiye üs*ündpki jförüslerın san;nm ki «sümme tedârik» f:ıv «însanın yazılan pek ahım ?ahım olmasa da u n n yok pek. Elverir W n»mnslu olalım, kalernimizi ne devlet», ne patrnıu, ne de hatta miUete •demago.fi yapmayı. efkân nmumJye denilen mlkrobu kasfederek söyiüyorum satalım» diye razmıstı yazarlığinın yirminci yılında. Pasaport alnıak üzere ba;vurmu^u, yazarh^uıı kamtlaTacak bir belge istemişlerd), yan yazdıjı yerlere, üyesl bulıındupu cemiyete bB5vnrmuştu. vermemişlerdi. «EUeri varmadı bpııim yancılığımı tasdik etmeTe»... Sait Faik'in Bilpi Yayınevlnce çıkarılan «Bütün Eserleri» dizisinin dokuzuncu ldtabı da elimizde. Bunda iki yeni yapıt bir arada: Balıkçınuı ölümü ve Yaşasın Edebiyat... tlkinde kitaplanna girmeyen eskl ve yeni öyküleri var, itdncisinde ise yazıları. makaleleri, kendlsiyle yapılmı? Idml röporta.jjar. . önsörii yazan Muzaffer Uyguner, mektuplannın. çitrlerinin, röportajlarının, çeririlerinin de ypni ciltlertle okura «unulacağını soylüyor. Yazdığı mektuplar da blr araya (tetJrilecekmis. Büyiik bir yazarın. nerdeyse klâsikleşmi$ bir öykü yazannın. tüm yazıları ilk kez bir araya getiriliyor. Sevinilecek bir davranıştır bu. Kimi ajıılar dİTUİ.Tor, 1953 yılının ilkyazından bir ftünii haturlıyoruın... Çifte Saraylar bahçesinin üst katında şiirlerinl okuyup, dnzeltti^imiz o pünü. Nalm Tirali «Tenilik» Tarınlarında «Şlmdi Sevişrae Vakti»ni basmak üzcrcydi. Bütün şiirleri dlzüraifti, Sait Faik okuyor, ben dinliyordum. Zaman zaman «bunlar siir değil» diyordu, çizip atıyordu bana soruyordu, bir jey dlyenıiyordum. yazan oydu. Elimden Eeldiğince fazla parça çıkarmasını örüedim. Kimi çiirlcri hiç koymadı, klminden dizelcr çıkardı. «şimdi Sevişme Vakti»nin ilk basunı böyle çıktı. BUJyorum, derçilerde kalmış bir çok şiirl vardır, ama o bunları bile bile kitabma almamıştı. Aroa $imdi kaleminden ne çıktıysa hepsi toplanıyor bir araya. Ölüm, böyledir, ses çıkaramazsın, «hayır ben bunları sevmiyorum, yazım$sam da okura ıılaşmasını istcmiyorum» dlyemezsin. Aiırlar, basarlar, okurlar, severler ya da sevmezler. Ya?amda olmadığın için sesini çıkara» mazsnı... Kafka da «Bütün bu yapıtları yak» demişti arkadası Maz Brod'a. Ama Brod yakmadı onları, yayınladı, dünya edebiyatına kazandırdı ölümsüz yapıtları. Yazarlar, yazıp yaymladıklan en küçük yapıtlarım bile gözlerden uzak tutamazlur, »akUyamaılar. Yayıniannuş yazılar hepimizindir artık «.. bugünun yancısı üzerine büyük bir sorum yüklentnlştlr. Bu sorum yalnıc ve yalnız doğru görüp, dogruyu yazmaktıı» diyordu bir yazısında. Yirtni yedi yıl geçti aradan. Bu sözler bugün bütün geçerüğini koruyor. Oünümüzün yazannın da tek görevidlr bu; doğru görmek, doğruyu yazmak. Kalemini ne devlete, ne patrona, ne de halka satmak... Yerleşmij beğenilere, alkıslara aldırmamak. Sait Faik bir yansında da jöyle der: «Geri flkri müdafaa etmemek sartıyle edfbiyatta her türlü mevzua yer vardır. Hatta incir çekirdeçi doldnrmaranına bile...» Sait Faik'in yayınlanmış ilk yazısı «Cçurtmalar» dır. Yıl 1929. «Hey, uzak, bevaz bulutlar gibi titrek, kırık göğuslü Bnrsa çocuğu! Rüzgâr çıktı, başm gibi oynak. afacan bir rüzgâr. Lçurtmanı çıkar. Uçormanın tam vaktidir.» Bu coşku, bu duvgulu sesleni*, yaşama, dunyaya uzanan bir eldir. Gelecegin büyük yaıarlannın ilk babercisidlr. «Rüzgâr kınnapları gerdi. Rüzgâr kalemleri kırdı. Rüzgâr kağıtlan yırttı, terazileri bozdu, kuyruklan sa\urdu. Taş köprüier gürültiısüz yıkıldı, Nilüfer eridi. Şimdi döndüğüm yolun ağaçlannda ipler sarkıyor, fcınk altıköşelerin kalemleri sallamyor, nıor kağıt parçaları uçuyordu. Bir aralıktan çocuk gölgelerı yağtnaya koşarlarken, benim yolum da alacası içinde ipl kesümiş bir bir uçurtma gibi. büklüm büklüm kıvranarak uzaklara, uzaklara... sessiz bahçeliklere, doğru düşüyordu.» 1933te bir konuşma yapmıştun onunla ben de... Bizde yazar ne yer ne içer, soruşturması için... Yazar ne kadar kazanmattchr, sorusuna «Hiç değilse bir Nahiye Müdürü kadar.» demişti. Bir yazar, seçim "Çİn n e yapmalı, sorusuna da «ŞofSrlük, potin boyadlığı, balena satıcılığı gibi işler. Yahut da denfa yoUaruıda bilet toplamak». Ama en sev. diği iş kahvecilikti. Bir başka soruşturmada «Kahveci olmajı çok isterdim. Hem gene de istiyonım. Şöyle deniz kenannda sessiz bir kahvem olsun, oraya kimbüir ne çeşitli insanlar geîip gidecek. ben onlan tanıyacak, seTeceğim» yanıttm vermişti. En Uginç bir yanıtı da «Kibar zümreyı hiç kaleme almazsınız, niçin?» sorusuna verdiği yanıttı: «Kibar zümreyi biç sevmem de ondan. Bana öyle gelir ki oniar yasamaktan hiç zevk almazlar. Taşamaktan zerk alanları severim ben. Yasamalı bu dünyada.» Bu dünvada bu kadar yaşamr ancak'... «Bu kadar», her Mşiye göre degişir. Sait Faik'inkl de kırk sekiz yü sürdü. Yazarak, yaşamak... Yaşayarak, yazmak... Ikisini de yaptı. ölümündeo sonra bulunan bir şiirinde «Alnı hülyabm Önümden itısanlar geçiyor Tanıyorum hepsini Ama kim buniar Niçin koşuyorlar şehre? Bu yüzlerindeki, rahatlık neden? Ben mesutken de rataat değilim» diyordu. Insanları sevmeye, tanımaya ç«lışmak, hele bir de onlan anlatmak, zaman zaman mulluluk verir kişiye... Ama tnutlulnk anları sürup gitmez. Insanlaruı derdini, sevtncinl bölüşmek, »rttırmak isteyen sanatçının mııtluluğu yazmaktır. yazarak doğru görüp, doğruyu yazarak rabatlamaktır. Sait'ia yaptığı gibi, o kadar... olanaksızdır. Başkalan için kuşkusuz bir şey diyemem; ne var ki bir çömez olarak ben onun kitaplarından art arda çok çok yararlandıgımı belirtmeden geçe mem. Üstat yalnız yurdumuzda bilinen bir kişi değlldir. Onu Amerika, Kanada, Avnıpa, Hindistan. Pakistan, Endonezya, Japonya'da da az denmeyecek sayıda bilgin, uzman, aydm, yönetmen tanır. Burada istememekle birlikte sırası gelmişken acı bir noktaya değinmem gerekecek. Ülkemizin bu seçkin evlâdına 1940'larda ne yaptık bilir misinİ7'1 Ne yapacağız! «Madde»yi değil. «ruh»u öngören, bunun için «safsata ikliminde yelken açan», «ülkücü» (idealist) felsefeyle olıgofrenik kafalan koşuîlanmış. «Turancılık» zırvasıyla ayranlan kabarmış, sözde ulusçulukla paranoyak A. Hitler'in Almanya'sndaki faşizmiR kapJcaranJüç kitaplarındazı osinlenerek «ahksrn üstüne ahkâm kesen», o dönemdeki sij^sal iktidarlarca sözleri «aman efendim ne hikmer:» diye içtenlikie be durma\ «karafcuşi» fusa aykın) yargılar olup bilimsel, tarihsel eşdeyimle güvenilir baslıc» bir kaynaktan yoksundur» der ^.in~ atanm. Sayırı üstat bu yılın başınd» • Çagaaş» yayınlan dizisinden yenı bir yapıt yayımladı. Bu bilimsel değil. Uzak Dogu'ya ko nuşmaeı (konferans veren) profesör olarak yaptığı geziîerdeki ızlenimlerinı îstanbul'daki kardeşine kısa arahklarla uzun mek tuplarla bildınnis. Başlangıç 17 ağuLtos 1958'de. Her ay bir, iki postalamayla on alü ay sürmüş. Toplamı yirmi üç tane. O «Mek"•jt>îan»r.da .'.'• :ürk gelmespydi Türk halkının Kir.disten, Pakistan. Endonezya halklan gibi gülüneıek mi aglanacak mı oldugu soy:enemez insanların toplulukiarma dönüşecegini belirtmek amacındadır. Kısacası savuncs Kitaptaki gözlemler, betimlemeler abartmalardan çok u » k . Öteki deyimle bascan asagı gerçpkçi. Anlatım sürükleyici, tatlı. İnsanı sıkmıyor. Yer olsaydı kimi bölümleri buray» aktarmayı çok isterdiaı. Bir ozan (Abdülhâk Hâmit Tarhan) Fâtih için €tarifi yerde bitmez arşa çıkan kibârın (yüce kişi)» demiş. Fâtih'e her türlü övgü azdır. Ama bu tanım daha çok Atatürk'e söylenmiş gibidir. Çünkü «Asya Mektuplan.nı okuyunca onun büyüklüğü, ulus, bilim, dil. »arih severlikleriyl© çağdaslaşmaya aşın tutkusu, ülkemizi ortaçagvâri bir gerillkten neden kurtardıgı gün gibi ortaya çıkmaktadır. Ama bu söylediklerim şlmdikl devTimcilerin .Atatürk düşmanı» diye adlandırdıjı kişilere hiç mi hiç etkin olmaz. Onlar Dogu'nun eski giıemcilennin «ham ervâh» (olgunlasmamı? kişiler), .naputhe» (pişmemiş) diye alaya alarak kuiadıklarma çok benzerler. Zavallılar dinsel kökenli saçmalarla hem kendilerini hem ulusu afyonlarnay» durmadan çalışırlar. Polititaıcı geçinen sağcı kimi üçkagrtçılar da özellikle seçimîere yakm baslanna birer takke geçirip, abdestsiz namaza durup bunlardan yararlanmayı bürük marifet saymadtlar mı? «Asya Mektuplan»nda Asya'nın büyük bir bölümünün çoS yakın geçmişteki yürekler acısı durumlaruıı ögrendiğimiz gibi, dolayısıyla yüce Atatürk'e sevgilerimiz, saygılarımız, bağlüıklanmız yeniden güçlenmektedır. Kanımca gerçek her Atatürkçünün kıtabın saym yazarma «ellerinize sağlık. demesi ödennıesi gereken bir borçtur. ACiL SORUN: CAN GÜVENLİĞİ Ecevit de en acil sorunu «asayiş ve can cüvenllgi» olarak belirliyor ve yeni hükümetin ilk uysrulamalari hızla bu yönde yoğunlaşıynrdu. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Orhan Eyüboğlu başkanlığında Adalet Bakanı Selçuk Erverdi, lçişleri Bakanı Nccdet l'ptır. Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Mustafa İ stündağ üe Gençlik ve Spor Bakanı Yüksel Çakmurdan oluşan Güvenlik Komitesi iki gün süren çalışmalan sonunda ilk öıılpmlerini açıkladı. Buna söre silâh aramaları sıklaştırılıp yayjınlaştırılacak; Vali. Kaymakam ve Nahiye Müdürlcrl öncelikle can eüvenlıği ve asaviş sorunlanyla ilgilenecek ve bölgelerinde meydana celen olaylardan sorıımlu tutulacak; rüksek öğrenim kunımları ve vurtlardaki siyasat amaçlı yazı ve resimler derhal silinecek ve kaldırılacaktı. Eyüboğlu alınan önlemleri açıklarken «suç işleyenlerin maruz kalacak.'arı ağır cezalar. insancıl açıdan iizücü de olsa bu duygularımız görevimizi eksiksiz yapmamıza asla enjel olmayacaktır» diyordu. Yeni hükümet jrüvenoyu alana değin geçecek süre için acil olarak ban «polisiye» önlemleri yüröriüğe koymayı şimdilik gerekli buluyorıiu. CiNAYETLER DURMUYOR ' ^nAT.' TURKİYE'NİN HAFTALIK TEK HABER DERGISİ YANKI Çıktı... Aldınız mı? 52 sayfa, 350 kunı«.. YA>TKrr.ın bu haitaki sayısında kırka yalcm blrblrinden ilginç yazı var.. İş:e burüardan bir kısmı: Ecevıt hükümetinin kuruluş öykusü.. Olaylar nasıl gelişti.. Bundan onceki hükümetler nasıl kurulmujtu? CHP Irmir milletvekili Doç. Ahmet Taner Kıjlalı, «Demlrel Anayasa'yı çigniyor. diyor. Tarikatiar nedir? Nasıl ortaya çıktılar.. Nurculuk, N'akşıbendilik, Kadirüık tarikatları hakkında üginç bilgiler.. MSP içinde tarikatların dunımu.. Partiye kim hakim? Seks bölümünde kadınların fellatio hakkındaki düşünceleri.. Kadınlar ve erkeklerde 18 60 yas arasmdaki problemler.. Savunma: Donanmamız güçleniyor.. îç olayiar, dış olaylar. ekonomi, iş âlem!, kitap, insanlar, savunma, radyo tele^zyon, seks, kadın bölümlerinde birbirinden ilginç yazılar. Y'ANKI, okujTjcularını herşeyden haberdar eden güvenilir ve tarafsiz dergidir.. 52 sayîa YANKI sadece 350 kunış.. Bu hafta mutlalca bir 1'ANKI alınız.. Türfcye'de YAN'KI okunur... (Cumhuriyet: 6164) Yeni hükümrtin can güvenliğine ilişkin Hk girişlmleri uygulamaya konurken ve Gençlik ve Spor Bakanı Yüksel Çakmur faşist konıanrtolarııı ocitim kamplartna dönüştürüimüş olan Gençlik kamplarııun kapanmasını emrederken komaııdnlar jeçtiğimiz hafta içinde cinayet eylemlerini sürdürnıekten grri kalmadüar. Haftanın bilançosu Istanbul'da 2. Ankara'da 2, Diyarbakır, Adana, İzmir ve Antalya'da birer. toplam sekiz siyasal cinayet. Bunlann içinde sadece Antalya'da öldürülen kişi sağcı. diğerleri hep devrimc:, ilerici iyçiler, öğrenciler. Bir de Harem i»kelesindeki olayda bir kaza kurşununa kurban giden Emine Ertas var DOÇ. YAVUZ'UN KATİLLERi KiM? Komandolar sözkonusu oidugunda bazı mekanizmalann nasıl işlediğine de Erzurum tnivcrsitcsi rcktöni Prof. Hursit Ertuğrul Ankara'da yaptığı basın tonlantısında dikkati çekiyordu. Prof. Ertuğrul a göre Doç. Orhan Yavuz'un öldnrülmesi olayıyla ilgili olarak götaltına alman İS knmando arasından tutuklanan üçünün grr;ek katiilcr nlduğu konusunda geniş kuşkular vardı. Ankara'dan özcl cörevliler gönderilmesine karşın hiia böyle bir kuşkunun varolması komandolann çeşitli çevrelerdekl etkinliğini en kısa sörede kırmanın zorunluluğunu bir kez daha vurguluyordu. KOMANDOLARA DİPLOMA Komandolann bir marifeti de İstanbul Fen Fakültesi"nde ortaya çıktı. Birçok komando, Ogrenci İşler) Bürosundan bir göreviinin yardımıyla sahte diplorralar edinmlsti. Bu olay, komandolann yönetiminde etkin nlduğu başka okullarda da bu tür sahtekarhkların yapümış olabilecegl kuşkusunu da kendiliğtnden getiriyor. HASAN TAN, ŞABAN KARATAŞ... Bütün çabalara. baskı ve tcröre karşın komando etkinliği sağlanamayan bir kurum da ODTt oldu. ODTÜ öğretim üyeleri, öğrenci ve işçilerinın büyük hir dayanışma içinde bütün girişimlerine karşı direndiğl relrtör Hasan Tan, Ecevit hükümetinin Korutürk tarafından onaylanmasının ardından istifasmı verdi. Oysa haklandaki Darustay kararları, mahkemelerde süregiden sayısız davalara karşın koltuğuna yapışan Şaban Karataş, Ecevit'in yazısım beklcdi. Hekledi ama, onun ds umut bağladığı dağlara kar yağmış olmalı ki, AP liderinin görevinı terketmemesi istepini riinlemedi. Hasan Tan Amer 'fc*>y* giderken o da ta\Tikçuluk kürsiisiıne dunecck. i LÂN Mardin Valiliğinden Bayındırlık Bakanlığı Yapı işleri Genel Müdürlüğünden 1 Mardin Savur Sürgücli Temel Eğıtim 2 Kad. Ok. (8 derslık) inşaau 527 sayı1.: kanıına göre gelecek yıla sari olmak üzere 2490 sayılı kanun gereğınce kapalı zarf usuiü ile eksiltmeye konulnıuştur. 2 İşin keşıf bedeli 6.500.000,00 TL. dır. 3 Kksiltnıe, Mardin Bayındırlık Müdürlüğü İl thale Komisyonunda 25.7.1977 pazartesi günü saat 11'de yapılacaknr. 4 Eksiltme şartnamelert ve diğer erraklar Bayındırlık Müdürlüğüncie görülebüir. 5 Eksiltmeye gırebilmek için istekliierin: a) 208.750.00 TL.'lik geçicı teminat, b) 1977 phr.a ai; T'.care: Odası belgesi, c) Müracaat dilekçeleriyie birlikte verecekleri (eksiltme) şartnamesinde belirtilen usulüne uygun iıazırlanmış olan teknik personel beyannamesı, kredi ve sermaye imkânlannı gösterır mali durum bildirgesi, plân ve teçhizat beyannamesi ile Bayındırlık Bakanlığından almış oldukları (c) grubundan bedeli kadar işin eksiltmesine girebileceklerini göster.r müteahhitlik karnesini ibraz etmek suretiyle, Bayındırlık Müdürlüğünden alacaklan yeterlik belgesini teklif mektuplarıyla birliîîte koymalan lâzandır. 6 îstekliler teklif mektuplannı 25.7.1977 pazartesi günü saat 10'a kadar makbuz karşılığmda thale Komlsyonu Baskanlığına vereceklerdir. 7 Yeterük Belgesi alma's için son müracaat tarıhl 19.7.1977 salı günü mesai saati sonuna kadardır. 8 Telgrafla müracaatlar ve postadakı vâJcı gecikmeler kabul edilmez. Keyf;yet ılân olunur. (Basın: 19664) 615' insilizce öâreniminde lk üilili Dilkur uygularnası, ingilizce öğrenimine çözüm getirdi. îngilizceöğrenrae giiçlüğü Dilkur'la aşıldı. Dilkur başannm simgesi oldu. Dilkur varolah, yalnız Dilkur güvenilirliği geçerli, ingiüzce öğretiminde. Yaz dönemi kayıtlan başlamıştır. VE YAHYA DEMİREL... Karatis re Tan dışında MC döneminl simgeley*n bfr başka kişi daha var: Ünlfi yeğen Yahya Demirel hayali mobilya yolsuzluğu İle ilgili yayınımız üzerine Yahya Demirel'in pzetemiz yazarlan ile Ticaret Bakanbğı Müstesan Dumgönül aleyhine açtığı davalardan Udsi sonuçlandl. Mahkeme Yahya Demirelin ticari faaliyetlerine İlişkin yayınlarımızda suç bulmuyor, bu yayınların «Gerçek djşı ve yalan olarak niteleııdirilerr.eyeceçini. belirtiyor ve Yahya Dcmirel'in tazminat Isteklerini reddediyordu. Yahya Demireî'in gaıetemiz alpyhine açtığı davalardan ilrisi henüz sonuçlanmadı. Zonguldak Ağır Ceza ^lahkemesi'nde de Yahya Demirel ve nrtaklarımn sanık olıhitfiı yolsuzluk davası sürüyor.» Yani Süleyman Demirelin işi zor. Cumhuriyef >••»• >••< ENVERİMLİ.ENSÜREKLİ EN UCUZ REKLAM TELEFON REKLAMDIR, (Basın 1: 3225 6154J DUYU Tüm *> ' in|Uizec öi ntımi n de uzmınlıı' Stajiyer Avukatlara STAJİYER AVL'KATLAR • Tjkstra, Aydtd* Cıd. Nn. 9 45 21 82 • 49 89 29 Ihtkur metuntcms, Milli Eğıttmdt* oneyiı dipiemç ıtn'tir. (Ajans 7U; 243 İstanbul Barosu Konferans Salonunda 30.6.1977 gunü saat 14.00'de stajiyer avukatlarm sonınlan ile ılgıli toplantıya katılmanız önemie rica olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle