17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Ekonomi Ekonomi ••• Ekonomi Ekonomi ... Ekonomi Ekonoml ••• Ekonomi Ekonomi „ . Ekonomi ,. Ekonomi ..* TEMEL YATIRIMLARI GERÇEKLEŞTIRMEK İÇİN YUZDE 40 ORANINDA DIŞ KAYNAK GEREKiYOR Cluç GÜRKAN 1977 YILI KAMU KESiMi YAFIRIM P R O G R A M I amu ve özel kesimde 1977 yılı yatırımlannır. gerçekleşmesi için yüzde 40 orsnında dış kaynağa gereksinim duyulmaktadır. Yüksek oranlı dış kaynak gereksiniminin yanında, Cep'ne iktidarınca alabıldiğine şisirilen kamu kesimi yatırımian ile teşvik belgesine bağlanmış bol sayıdaki özel kesim yatırunlannın 1977 yılı dilimlerinin gerçekieşmesi, en az 7,5 milyar dolarlık bir ithalat anlamına gelmektedir. 1977 yjlx programının 3,5 milyar dolarlık dış tıcaret açıgını göze alarak 1977 yılı için 5.8 milyar dolarlık ithalat öngördüğü dikkate alındığında, «her hafta bir baraj temeli atma» ve «sanayi hamlesi» sloganlannın gerçekle ilgisi bulunmadığı açıkça ortaya çıkmaktadır. Döviz darboğazının yarattığı dış ödemeler baskısı, karaborsa ve fiyat artıslarının yoğunlaştığı bir ortarr.da yayınlanan 1977 yılı kamu kesimi yatınm progranıî. imalat sanayii, enerji ve madencilik sektörlerinde yüzde 30'u aşan dış kaynak gereksinimini vurgulamaktadır. Bu kaynak özel kesimde çok daha yüksek bir düzeyde belirlenir ve yüzde 50'ye doğru tırrnanırken, tek istisnai gektör enerji olmaktadır. 1977 yılı progTamı kamu kesiminin yatınrrüan İçin 1977 yılı içınde yüzde 25 oramnda fiyat artışı varsayımıyla hazırlanmıstır. Yatınm programının yaymianmasıyla ortaya ç:kan durum ise, bir yanda kamu yatırımlarında büyük gecikmelerin varIığmı sergilemekte, öte yanda ise fiyat artışlarının yüzde 25 in çok üzerinde olacagını göstermektedir. Bunun en açık ömeği inşaat malzemelerınin 1977 yüı başından bu yana gösterdigi gelişmedir. Eaşta demirçelik ve çimento olmak üzere inşaat malzemeleri, fiyatları hızla arttıği halde piyaBadan kalkmıştır. Cephe iktidan, spekülatil stoklaaıaya gittiğini büe bile insaat malzemelerinin ithaiatı için rezerv birikimini sıfır noktasına kadar harcamaya kararlı görünmeKtedir. 1977 yılı kamu kesimi yatınm programına göre, ilişikteki tablodan da izlenebileceği gibi, toplam 131 milyar liralık yatınm yapılması plarüanmaktadır. Eu yatınmlar için dış kaynak gereksinimı 29 milyar lirayı bulmaktadır Kamu kesiminin 1977 yılı yatınmlan içinde ilk sırayı 36 milyar lira ile imalat sanayii almaktadır. Bu sektörde söz konusu yatırun düzeyıne uiaşılabilmesi için dış kaynak ihüyacı 13 milyar Uraya yaklaşmaktadır. Toplam yatınm hacminin yiizd» 32'si oranında dış kaynağa gereksinim duyulan bu sektörde en önemli paya sahip olan petrol urünleri ile demirçelik sanayimde dış kaynak gereksinimi yüzde 50'ye kadar fırlamaktadır. (Bin TL.) Pış Paranm Yatınm Toplamına Oranı 1,92 31,63 34.94 37,13 17.93 <1,04 0,0?» n.iR n.02 K Toplam iatınnılar Sektfirlcr Dış Para Toplam Tanm MadeneıUk İmalat Sanayii Enerji Ulaştırma Tur;zm Konut Eğitim Sagiık Hizmetler T O P L A M 235.284 2.846.730 12.573.504 7.408.TO 4.517.963 "7.500 S18.845 454.950 161.200 ».114.769 14.828.280 8 999.794 35.987.514 19.954.325 25.194.7P5 1.232.0M 2.279.247 9.274.368 2.549.0C«| 11.649.4S4 13fl.948.8i: Pamuk ipliğınde dış satışlar tümüyle durdu NEDEN OLARAK PAMUK İPIİĞİ İHRACATINDA VERGi İAMSiNiN KALDIRIIMASI GÖSIERiLiYOR. IHRACATÇILAR, 17 NiSANDA ISÎANBUL'DA BiR TOPLANÎI YAPARAK. 6EU5MELERİ 6ÖZDEN GEÇiRECEKLER AET'nln Türkiye'ye bir muhhra vererek vergl inclesini kaldırmasım istemesinden sonra 14 mart l tarihindG vergi iadesi orar.j ~i 10'a düşürülmüştü. Ancak Türkiye'r.m bu konuda verdigi ödünler bununla sınırlı kalmamiş ve iplikte asgari ihraç üyatları da arttınlmıştır. Tüririye'nin ana ve en önemli ihraç ürününde üstüste verilen ödünier ihracatçuara rekabet olanağı bıraKmadığı için ihracatm tümüyle durmasma yol açmışnr. Nitekim kararm alınmas:ndan sonra İs"anbul ve tzmir'da b:rb:rine koşut olarak ıhracatın tümü durmuştur. Konu ile ilgi'.i olarak Istanbui İhracatçılar Birliği yetülileri 14 mart tarihincen bu yana yeni hiç bır ihracat tescilinin olmadığım söylemişlerâir. Olayla ılgili olarak bilgısme başvurdugumuz Istanbui Farr.uk İpliği İ;ıracat;ı!arı Birliğı Başkan Vardımc.sı Mehme: Şuhubi etDurumda bir olagar.üstünlük olmadığıniB öne sürrr.üş ve daha sonra şöyle konuşmuştur: «Türkiye'de 1677 yılmda ilk üç aylık döneminde yapı'an ıpük tescilleri 9 aylık bir döneml kajv layaca'k b:r biçimde yapılmıştır. Dolayısıyla mart ayından bu yar.a yer.: bir tescilin yapılmamış olmasıru doğal karşılamak gerekir.» otâ&L m ' Şuiıubi bu arada «Türkiye'nin AET ile yapılan görüşrr.elerden sonra yepyeni bir döneme girdiğıni. bu dönemde yeni bir inracat politikasının olmasının dogal karşılar.ması gerektijini» savunmuştvır. İhracatçı çe\re!erin bu açüciamayı yapmalanna karşılık ihracatm durmasmda aca neden olarak Türkıye'nin pamu'.: ipiiğinin rekabet olanaklarını yitirmesl gösterılmektedir. Bu arada aynı konuda açıklama yapan başka çevrelerde Türkıye'nin giriştiği siyasal bagiantüarın ihracatınm hemen tamamını efkiledîğuıi öne. sürmüşlerdir. Aynı çevreler siyasal bajlantılann Türkiye'yi AET pp.zan karşısınüa tek bıraktığını büdirmişler ve bu ciurumda yakın gelecekte daha «vahimn sonuçlarm beklenmesi gercktiğini ifade etmişlerdir. İHRACATÇILAR TOPLANIYOR tS*3 1976 YILINDA • Sektfirlet VERİLEN TEŞVİK Toplam Dıç P»T* BELGELERİ (Bin TL.) Kenan MORTAN Dış Paramn Xatınm Toplamına Oranı 23,34 4137 40.10 25,96 45.49 46.55 40,67 Yatınmlar Toplam 728.058 1.730 083 52.221.787 416.547 4 476.158 4.42R.49.1 «4.001.1% Tanm Madencüik imalat Sanayii Enerji Ulaştırma Hizmetler TOPLAM 169.950 715.754 20.939.606 108.125 2.036.414 2.061.675 26.031.524 T Urklye'nîn AET karşışında tek taraflı olarak vergi iaaesini kaldırnıasından sonra pamuk ipliğinde dış satışların tümüyle durduğu ögrenilmijtir. Türkiye'nin AET karşısmda «boyun eğerek» yaptigı düzenlemenin etküerinin bu denli kısa sürede ortaya çıkması çeşitli çevrelerde hayret uyandırmıştır. B'i arada iconu ile ilgili olarak bir açıMama yapan Birlik Başkan Yarciımcısı Mehmet Şuhubi «Ortada bir olağandışı durumun o!madıgını» öne sürmüştür. Türkiye'nin duran pamuk ip.i?i ihracstı sonınu konusunda geüşmeleri görüşmek üıere tüm ihracatçılar 17 nisan pazar günü îstanbul'da bir toplantı düzenlemişlerdir. Ögrenilöigine göre toplanrıda dış pazar sorunlannın yanısıra iç pazaroa pamuk sağlanması. vergi iadesinin kaldınlmasından sonra yeni teşvikler getirilnıesi gibi konular da ele almacaktır. Bılir.digl gibi AET'nm muhtırasından sonra ba«ta Tekstil Işverenleri Sondikası ve Hür T«çebbüs Konseyi Başkanı Halit >'ar:n olmak üzere ihracatçılar vergi iadesinin kaldınl'nasını istemışler ve bu kararın Türkiye'yı etküeyemeyscegini öne sürmüşlerdır. ULAJTIRHA Irnalat sanayiinden sonra yatınm hacmi açısından ikınci sırayı ulaştırma sektörü almaktadır. Bu sektörün 1977'de öngörülen yatınm miktarı 25 milyar lirajn aşmaktadır. Dış kaynak ihtiyacı 5 milyar liraya yaklaşırken, önceki yıüardan farkh olarak kara ulaştırması yatınmlan için de dış kaynak kuilanımı öngörülmektedir. Dış kaynak kullanımı demir, deniz ve hava ulaştırmasında ise yüzde 50 dolayındadır. K lmi hilim adamlarının olusturdujtu bir Krubun yayınlamava ba^ladığı «Toplum ve Bilim» derRisinde yayının amacı kısa, ancak çok nz biçimdp vurfulanmaktadır: «Türkiye bilim aktarma cvresitıden, artık bilim üretme sürecine jirmiş bulunmaktadır. I>ergi bu sürece katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.» ENERJİ 1977 yılı kamu kesfmi yatıran programına göre enerji sektöründe yapılacak yatınm toplam 20 milyar liradır. Bu sektor yatınmlan için yüzde 37 oramnda 7 milyar lirayı aşan dış kaynak gereksinimi vardır. Sektörün en büyük yatırım ailimi Türkiye Elektrik Kurumu'nun sorumlulugundadır. Türkiye E'.ektrik Kurumu'nun yatınmlar: için belirlenen dış kaynak kullanımı ise «elrtör toplamınm onda dokuzunu bulmaktadır. Kamu kesiminde daha sonra sırasıyla 15 milyar liralık yatınmla tanm, 11 milyar lırahk yatınmla hizmetler ve 9'ar milyar liralık yatırımlarla eğitim ve madencüik sektörleri gelmektedir. Saglık ve konut sektorlerinde 2'jer milyar iira dolayında yatınm planlamrken, nırlzm sektörü yatınmlan 1 milyar Ura dolayında kalmaktadır. OZEL KESiM özel kesim yatınmlan ise kamu kesimi gibi belirli bir programa baglı bulunmamaktadır. Bu nedenîe özel kesimdeki yatırımlan teşvik belgelerinden izlemek en sıhhatll yönîem olmaktadır. 1976 yılmda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nca verilen tsşvik belgeleri üzerinden yapüan hesaplamalar, özel kesimde yatınmlann kamu kesimine göre çok daha yüksek düzeyde dış kaynak kullanımı gerektirdiğini ortaya koymaktadır. 1976 yılmda verilen teşvik belgeleri, i'âşikteki Ikinci tablodan izlenebileceğ! gibi toplam 64 milyar liralık yatınm öngörmektedir. Bu yatınmlar için dış kaynak gereksinimi ise 226 milyar Ura olarak hesaplanmaktadır. Kamu kesiminde oldugu gibi özel kesimde de yatınmlar içinde ilk sırayı imalat sanayii almakta dır. Bu sektörde 1976 yılında teşvik tedbirlerinden yararlandırılmalan öngörülen 52 milyar liralık yatınm yüzde 40 oranında 21 milyar liralık dış kayr.ak gereksinimi göstermektedir özel kesim yatınmları içinde ikinci ve üçüncü siTEyı alan ulaştırma ve hizmetler sektorlerinde ise 4'er milyar liralık yatınm hedeflerine ulaşılabilmek İçin 2'şer mıîyar liralık dıj kaynak kullanımı zorunlu bulunmaktadır. Yüksek düzeyde dış kaynak kullanılarak gerçekleştirilmesi öngörülen yatınmlann Türkiye'nin ihraç potansiyeline de önemli bir katkı getirmeyecekleri gözlenmektedır. 1977 yılının şubat ve mart aylarında verilen 163 adet teşvik belgesi çerçevesinde yapılan bir inceleme, büyük fedakarlıklarla gerçekieşnrilmeleri söz konusu olan bu projelerin tamamland'klarında hammadde İçin 111 milyon dolarhk irhalat harcamasına neden olacaklannı ortaya koymaktadır. Bu yatınmlann öngördügü ihracat ise ancak 34 milyon dolan bulmaktadır. Vç a\da bir yayımlanarağı belirtilen «Toplum ve Bilim» dergisi iki tümceyle açıkladığı dü.şüncesinde aslında bufün toplumun vardığı aşamayı dile gctirmektedir. Toplum artık bir aranıa içindedir. Oeçis toplumiarına ft?xu sancılann çekildifl bir ortamda, toplum kendine ÖZJTÜ modelleri de geliştirme sürecine (rirmiştir. O modeller Batı'da denenmiî biie olsa, tartışılmakta olan. oniarın Türkiyc'ye uyarlanması sorunudur. Aktarmadan uyarlamaya. uyarlamadan üretmeye dayanan sürecin oljrusudur gündemdrki tartışma. (rfçişln eşiğinde toplumun duvarlığı özellikle iki konuda yoğunlaşmıştır. Riri halk kesimi, diğeri kövkent. Köykente ilişkin başlatılan tartışma önre bir demagojiden kaynaklanmıstır. Demirel'in •kövlünün başka köylere giiçe zorlaruna.sı» modell olarak niteledifi köykente benzer yaklaşım, kendi.si tarafından yapılmıştır. Şimdiye degin kamuoyuntın gözünden kaçmış olan bu olfu onun krndi iktidarınca hazırlanan «1977 tcra Planı»nda yer almaktadır. Bir yıllık rkonomik çalıştnalan yönlendirmck üzerc belirlenen politikalan içeren «1977 İcra Planı»mn 118. sahifesinde 238. paraçratta aynen şu «tedhir» öngörülmektedir. «Köye götürülen hizmellerden en fazla nüfusun en etkin şekilde yararlanm>Mnı sağlamak için yapüan Merkez Köyler Araştırması 1977 yılında tamamlanacaktır. Bu çahşma III. kademe yerleşme merkezlerlni de içine alacak ve köye hizmet götiirecek kurulusların koordine çalışmasını sağlayacak bir sistemi geliştlrecektir.» Demirel açıkça belirli köylerin merkezlejmrsini öngörmekte ve buralarda hiımetlerin yoğunlaşmasını isteyerek köykrnt adını anmaksızın aynı yaklaşıma girmektedir. Yerleşme merkeıleri birden yediye değin kademell nlarak cle alınmakta ve Demirel üçüncü kademe denilen merkezlerde sağlık, eğitim. ulasım gibi hizmetlerin yoğunlaştırılarak uygulanmasını programına almaktadır. Ancak. konuya «kövkent» adı ile CHP yaklaşmca Demirel alışkanlık haline getirdiği ılemagojiye sarılarak siyasal çıkmasına yeni bir halka daha eklemektedir. Ancak. Türkiye demagojilere artık zaman ayırmamaktadjr. Sorun Batı'da denenmiş bir modelin Anadolu'ya uyarlanması ve buııa ilişkin yöntemlerdir. Bunun getlrdiği tartısmalarrtır. Hangi ekonomik koşoıllann. nasıl rleğerlendirilmesi gerektiği sorulandır. Bu açı dan bakildığmda. knykentin »*lmda Drmlrel' in programına daha yalnn bir olgu olduğu söylenebilir. Çünkü Demirel kente akan emeği köye oağlamak istemekte. böylece kentle. yeni çe%'relerle karşı karşıy» gelen emekçilerin hilinçlenmesini engellemek amacını giitmektedir. Kendi anlavışına uygundur bu yaklasım Demirel'in. O halde Ecevit neden kendi siyasal gelişmesine karşı görünen böyle bir savı ortaya atmaktadır? Karşı görünmektedir, çünkü kente gelen her yrni ek emek Ecevit'in vanında vrrini almaktadır ilkin. Burada ?u gelmektedir akla. Ecevit kendine hağlı siyasal bir birikimi köylerde olujturmak istemekte YORUM Köykent'in ekonomik koşulları Yalçın DOĞAN" kinmınm hlr yönteml oldugn ölçude, aynı anda, aynı sürcç içinde eğitim. sağlık. ulaştırma ve diğer belediye hizmetleri gibi hizmetlerin daha iyi görülebilmesinin aracı n!arak düşünülmektedir. Kentleşmeyle birlikte doçan sağlıksız yapılar artarken, elektrik. konut. su ve bunun gibi sorunlar çığ gibi büyiimektedir. Bunlara kentlerin dışında çözüm lıulma denemesidir köykent. Ekonomik anlatımla, özetleneo hizmetler için belirli merkrzlerde yatınmlann arttmlması ve daha da önemlisi bu yatmmlann devlet Urafmdan yönlendirilmesl gerekmektedlr. İşte. köykrnt İçin ikinci ana ekonomik önkoşul burada belirginleşmektedir. Turkiye bugiin adına «karma» denilen kapitalist bir sistem içlndedir. Başka bir deyimle. rekabei koşullan egemendir Törk Ekonoml^inde. Köykentin ekonomldekl diğer karar alma merkezlerivle rekabet edebilmesi için. diğer merkeıler. özel kesimdeki merkezlerle rekabrt pdehilmesi için aynı ölçek büyüklüklerine kavtışturulması gerekmektedir. Bu ölçek büyüklüklerinin gerektirdiği bilgi birikinünin, teknolojinin ve finansman kaynaklarının öyleyse köykentlere aktarılması gerekir. Oysa, bugün bu anılan kaynaklan sermaye kullanmaktadjr. Köykentin eerçekleşmesi için öncelikle kaynakları sermayeden köykente aktarmak gerekmektedir. Bunun da bilinen yöntemleri vardır. Ecevit Samsuncia açıklamıştır bunu: «Bankalan ve kredi sistemini yenidcn düzenieyeceklerini» bildirmiştir. Çünkü, bir yatırunda en önemli konu kaynak sorunudur. Kaynakların nereden bulunacağı sorunudur. Bulunan kaynağıa nerede kullamlacağı siyasal iktidann tercihine bağlıdır. Köykentlerle amaçlanan hlzmetlerden v« yeni yatınmlardan geçen salt bir yoğunlaşma değildir. Siyasal bir değişimdir aynı zamanda. Köydeki emeğin üreüme katılma sorununur. Vreöme katılmanin gettreceği siyasal bllinçlenme sureci ve bu birikimin Anadolu'nun değişik yerlerindeki niteliksel sıçramalarıtlır ki, yaşanmakta olan geçiş dönemini noktalavacaktır. Köykentin üçüncü ekonomik önkoşulu burada odaklaşmalrta, «yönetime katılma» ycrine «üretime katılma» asıl üz»rinde dunılması gerrken nokta olmaktadır. yönetime katılma ile birlikte muUdyetln yaygmlaşması bclki de büinçienmeyi yavişlatıcı bir etken niteliğindedir. Gelişme bir bütündür. Ekonominin bir fcesimini ele alarak ve onu dlger kestmlerden soyutlayarak değişimi gerçekleştirmek olanak dışıdır. Gclişraek siyasal bir tavır sonınudur aynı zamanria. Toplumun hangi doğrultud» değişeceğine siyasal iktidar karar verir. Değişimin ekonomik araçları. o değişimin kaynaklandığı siyasal lavnn yönüna çizer. Gelişmeyi, değişmeyi somuta tndirger. Köykenti değişimin somut aracma dönüştürmek ekonomik önkoşullann gerçebleştirilıneslne baçüdır. il BÖRTÜCENE: KENTLEŞME SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ KENT JÇİNDE DÜŞÜNÜLEMEZ,, eni bir ekonomik dönemecin eşiğinde bulunan Türkiye'nin kentleşme olgusu ve bunun gefirdiği ekonomik sorunlan Devlet Planlama Teşldlâtı Sosyal Planlama Dairesı Başkanı lcen Börtücene ile göriiştük. Börtücene ile yapılan görüşmeyi aynen sunuyoruz: SORU Kalkınma sürecine girmiş olan Türkiye'de kentleşme olgusunu nasıl degerlendiriyorsunuz? Y dir. Kentlerden köylere taşunak Istrmektedfr. Ancak, kentle ilişkisl olmayanların, bugünkü eğitim düzeyindc, bugünkü üretim Uişkilcri içinde bilînçlfnmeleri köylcrde daha uzun sürmektedir. İlk ana çözüm işte bu noktada belirmcktedir. Köykentteki anılan blrimi harckete geçirmcnin ilk ekonomik önkoşulu köykenti toprak reformu ile birlikte düşünmektlr. Öngörülen bölgesel kalkınma ve sanayileşmc köykentten geçiyorsa, sanayileşmenin yoğunlaşması. tarımsal makinaların daha yoğun biçimde kullanılması ve hepsinricn önemlisi siyasa' ve sosyal drğişimin aracı toprak reformunu getirilen yeni modelin riışınfla dfişünmek hemen hemen olanaksızdır. Köykent ekonomik yönden bölgesel kai BÖRTÜCENE Türkiye'de kalkınma, kapitalist yoldan bugünkü emperyalist dünya İçinde bir kalkınma çabası olarak değerlendirümelidir. Bu nedenle de Batı'daki kapitalist kentleşme sürecinden farklı bir özellik göstermektedir. Batı'da kapitalist sanayileşme v ? onun iç akılcüıgı kent iş< levlerinde birikimin, tekeüeşmenin ve emperj'alist gelışmenin sağhklı olarak yerleşmesını sağlai'acak biçımde olmuştur. Kent dokusu ve iştevleri bu akılcıhğm özelliklerine uygun olarak olmuştur. Türkiye'de bagımlı kapitalistleşme ve sanayileşme toplumsal yapıyı iküi bir yapıya iterken, bu yapının oluşturdugu ikili bir kent dolrusunu da ortaya çıkarmıştır. Türkiye'de ikilılüc yalma tanmla kent arasında değil, kentin içinde de görülmektedir. Başka bir anlatımla, bir yanda kapitalist üretim üniteleri, öte yanda geleneksel v« türedi üniteleri ve bunlann oluşturdugu kentsel yapı. Tarrnı dışı faalıyetlerde özelilde sınai, ticari ve hizmet alanlannda gerek özel, gerek devlet kapitalizmi kemıkleşmektedir. Bu nedenle, tekelleşmeler giderek yaygınlaşmaktadır. Ancak, eldeki veriler bugünkü öîçek büyüklüklerinin Batınm kapitalist büyüklüklerine kavuşmadıgını göstermektedir. Aynca, geniş ölçüde iç pazarın tüketim gereksinmelerini dış kapitalizmin şartlandırdıgı tüketim kalıplan içinde karşılayan bir sanayi ve hizmet yapısı görülmektedir. Tanm dışı faaliyetlenn bu niteliği üretim güçlerini geliştirememekte ve köyden k?nte gelen emek işçileşememektedır. Aynı Eamanda bu yapı tanm dı?ı faaliyetlerdeki küçük üreüciliği ortadan kaldıramamaktadır. Bununla birlikte sermaye küçük guruplar elinde yoğıınlaşırken, bir yanda işçiler, öte yanda küçük ürefici giderek yoksullaşmaktadır. Özetleyecek olursak, böyle bir yapı içinde Batı kapitalist akılcüıfuıa uygun bır kent yapısının Türkiye'de oluşraasıru beklemek olanaksızdır. SORU Bu açıklarr.alarımzm, ikıli yapırun somut belirtileri nelerdir? BÖRTÜCENE Ekonomik yapı ve o toplumda geçerli üretim ilişkileri olduğu gibi mekan ktıllanınıına yansır. örnefin, bannma, ulaştırma, çahşma ve çalışmanrn örşütlenmesi işlevi mekanm temel işievlerindendir. Mekan büyük kentlerde barınma açısından ikili bir özellik göstermektedir. E:r yanda gecekor.cıu, öte yanda kentin modem ölçülerdeki beton binalan. Gecekondu sanayinin ciışa bağımlı olarak yarattığı verimli iş olanaklan dışında kaîan insanlann kendi baslannm çaresine baktıklan bir olgudur. Ekonomi oranlann bannma gereksinmelerini çözümleyemeyince, onlar kendi içlerinds örgütlenerek konut sorunu çö». mektedirler. İstihdam yapısmdaki ikililik de buna benzer. Sanayinin dışında kaian insanlar kendi istihdam olanaklarmı kendüeri bulmuştur. Alan memnun, satan memnundur. Çünkü, ikili yapı aynı zamantia bu işlere ve üretime talep yaratmaktadır. Bu işler, ssrmaye gerektınneyen, bilgi birikuni gerektirmeyen, teknoloji gerektirmeyen türedi işleridir. Ulaştırma sisteminde de kent içinde ikili yapıyı görmek olasıdır. Bir yanda dolmuş, öte yanda bireysel binek arabalan. Oysa, kentlerde nüfusun üçte ikisi gecekondu yörelerinde oturmakta ve kentin merkezine sabah, akşam buralardan gitmektedir. Acaba kitle ulaşım sistemi gerekmez mi? Ana, dışa bEğımlı üretim yapısı buna izJn vermez. SORU Kentlemenin (tsağ'.ıksızlığını» vurgtılaclır.ız. Sağlıklı hir kentleşmenin çözümü sizea nedır? EORTÜCENE Ker.tlesnıc sonınlanmn çÖîümü kent içinde üüşünüleni.ez. Çünkü biraz önce de ijelirttigim gibi. toplumda gcçerlı olan üretim ilişkileri ve ekoromik yapısının dı.şınaa de^ildir kent. Kentit: sjjlıksız ohışundan yakın:yorsak, aslın'ta üretim ilişkiİPrirden. ekonomik yapının bozuklüklanndan yakınıyoruz demektir. Ancak. sağlıksız olan nedir ve neye söre sağhksızdır? Bunlarm yanı'ır.ı vermek gerekir. Km.iîsrirur. ko^MÜindınldıklan sistem Batl kapitalist sistem ve kurallandır. Bundan dolayı (Devamı 9. Sayfada) ALTIN VE DÖVİZ MEVCUDUNDA HIZLI BÎR AZALMA ÎZLENİYOR ephe iktidannca Merkez Bankası'nm kısıtlı öövız olanaklannm eritilmesi büyük Dir hız'.a sürmektedir. Mart ayının son haftası içinde rezerv birıkimınden yeniden 88,9 milyon doıarlık bir harcama yapılmıştır. Böylece, Merkez Uankası'run elindeki brüt altm ve döviz mevcudu 556,5 milyon dolara kadar düşmüştür. Yılbaşmdan 1 nisan tarihine kadar gerelt ithalatın, gerekse dıs borç ödemelerinin finansmanı için 1,5 milyar dolardan fazla dövız V:ılLimlmıştır. KullaBilan dövizienn yakiaşık 650 milyon dolan ihracat ve işçi db'vizi gelirlerine, 450 milyon dolan Dövtze Çevrilebılir Mevduat ve banker kredisi borçlanmalarma, 434,8 milyon dolan da rezerv stolrundan yapılan harcamalara ait olmustur. Rezerv stokundan harcajnalar mart ayı içinde ve özellikle «erken seçim» kararı alındıktan sonra hızîanmıştır. 25 Şubat 1 Nisan arasıncia Merkez Bankası'nm elindeki dövizl'îr 346,1 mılyon dolarlık bir azalma göstermiştir. «Erken seçims karanmn almmasından sonraki iki iıaita içindeki döviz rezervi azalması ise 197,3 milyon dolan bulmaktadır. Merkez Bankası elindeki rezervler ile laîen, altın stoklarını da gözden çıkarmak koşuluyla, ancak 1 ayhk ithalatı karşılayabilecek durumdadır. Rezerv birikiminin 150 milyon dolarlık bir bölümü nün önlintızdeki ay içinde geri ödenecek Üluslararası Odemeler Bankası'mn kullar.ılmama kDşuliu kredıyı kapsadıgı diZıkata almdığında, gerçekte 1 aylık ithalatın da karşılarRnası hayal olmaktadır. Merkez Bankası 1976 yüı içinde kur ayarlarrı* lan ve Do.ize Çevrilebilir Mevduat Hesaplanna ödenen faiz farklan nedeniyl* 3 milyar 983 milyon lira zarara ugramışur. Ancak bu a r a r , Mer C MERKEZ BANKASI "N1N HAFTALIK DURUMU (MiLYON ÎL REZFRVLER MİLYON OOLAR) Son Önceki Biryıl Hafta laftava öncesl 1.4.1977 ",fark 2.4.1976 11.730 84543 16.207 22.2S3 69.663 204.826 56.512 2.507 8534 38.174 99.099 556.> 3.673.2 19 71 Hesap Kalemleri A K T I F Altın ve döviz mevcudu Kamu kesimi kredileri Ozel kesim kredileri Tanm kesimi kredileri Diger aktifler (DÇM karş.) T o p l a m P A S t F Emisyon hacmi Dörtz borçlan Merkez Bankası mevduatı Mevduat munzam karşılıklan Diğer pasifler (DÇM karş.) Brüt rezervler Net rezervler En yüksek 17.654 84 943 16.610 24.353 69.663 204.82S 56.512 2.588 10.393 38.174 100 048 977^ 3.017,8 En düşük 11.730 70.968 13.320 21.550 S4.849 190.342 50.917 1.156 7.405 35.521 93.134 356,5 3.675,2 7,7 2,7 3.6 6,5 2.8 2.* 7,3 30,1. 8,0 0,5 1.0 13,8 3.1 13.982 47.463 5.980 14.256 45.645 127.326 42.242 1.258 7.945 31.144 44.737 795.3 1.334,3 kez Bankası Yasası'rjn 61'inc! maddçji gereğince Hazine tarafır.dan üstlenilmiş ve Merkes Bankası bilançosunda «îtfaya Tâbi Hesaplar» içinde yer almıştır. Merkez Bankası'nm 1976 yılı kamb'.yo ışlsmlerinden doğan zarannın yasa geregince Has'.r.» taralından üstlenilmesı sonunda, 2 milyar 914 milyon liralık kâr göstermek olanagı dofmuşfur. Merkez Bankası'nın 1976 jnlındaki bu fiktif kannda en önemli katkı ise. başta kamu kesimiııe olmak üzere açütn kredilerden alınan laızlerden gelnüştir. Hazine, 1976 yılmdaki kur değişikükleri necleniyle Merkez Bankası'nm altın vs döviz roercuv lan iie açıklarınm yeniden değerlendirilmesi sonunda uğrad:ğı 4 milyar liraya yaklaşan /ararı üstlenirken, bu parayı 2ü yıllık bir kredi olarak kullanma otanağına da kavuşturtılrauştur. Zarar. bu şekilde bertaraf edilirken. Hazine. Merkez Dankası'nın görür.en kânndan da. vergilerle birlikte. 2 milyar liradan fazlasmı almış oimaktadır. 25 Mart 1 Nisan arasındaki hafta İçinde tedavüldeki banknot miktnn 3 milyar 837 milyon lira artarak 58 milyar 512 milyon liralık rekor bir 5üksekliğe çıkmıştır. Bö}iece emisyon hacmi, yılbaşmdan sonraki üç aylık dönemde 4 milyar 451 milyon lira artmıştır. Geçen yılm eş dönenıinde ise emisyon 1 milyar 304 milyon lira genişlemiştL Bu yıl emis>ron hacmi geçen yıla göre 3,5 kaî daha hızlı bir artış egüimine gjrmiş öulunmaktadır. Üst düzeydeki bir Merkez Bankası yetkilisine göre artışın sürmesi ve yıl sonunda 85 milyar liraya ulaşılması şaşırtıcı olmayacaktır. Bunun anlamı, fiyat artışlarımn iyice kontroldan çücnasıdır. Merkez Bankası'nm 21 Nisan'da vapılacak Hissedarlar Genel Kurulu'na sunulacak 1976 yılı raporunda banknot emisyonundaki hızlı genişleme «sosyal amaçh zonırJuluklara» bağlanmîktadır. Ancak bu gerekçe pek doğru görürHnemeçtedir. Özellikle ay başlarmda milyarlarca Jiralık ani sıçramalar gösteren emisi'on hacmi, gerçekte kamu görevlilerinin maaş ve ücret ödemelsrini yapabiîmek için arttınlmaktadır. Türkiye'de kamu görevlilerinin sayılan ve maaş durumlan kesin olarak bilinmekle birlikte, BiUçelerde bu ödemelerin gösterildiği Cari Harcamalar kalemi oldukça düşük tutulan bir tahminle geçiştirilmektedir. Bu nedenle, 1976 Mali Yılı'nda Maliye Bakam'nzn tel emırleriyle Defterciarlar ile Merkez Saymanlan'na ödenek dışmdan 10 milyar 200 milyon liralık ödeme yapma olanağı ta:ıınrr.ıştır. Ödenek dışı ödemeler ise bütünüyl'î karşılıksız para basılarak gerçekleştihlebilmiştir. Böyîece. Merkez Bankası'nm ekonomideki yeri basit bir para makinasına dönüştürülürken, kamu kesıminde ücretler seri numaralan biribirini izleyen el değraemiş 100 ve 500*lük banknotlarla ödenir olmuştur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle