Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
LONDRA MEKTÜBU INSAN HAKLARI KONUSU, ABDSOVYET İÜŞKiSiNI GERGİNLEŞTİRiYOR ogu Avrupa'da aydınlar arasında son samaıv iarda anan huzursuzluk ABD ile Sovyetler Birligi arasındaki Uişkilerin giderek gerginlepmesine yol açmaktadır. Carter yöneümi başa gsçer geçmez, Doğu Avrupa'da insan haklannın çignenmesina seyirci kalamayacagıra ve bu konuda Sovyetler BirliğirJ uyaracağmı belirtmiştir. Başkan Carter'in bu tutıırau iki dev arasındaki lliskileri nazik bir aşamaya geürmiştir. Nitekim Dışişleri Bakanı Cyrus Vance'in beş hafta önce, ünlü Sovyet muhalifi Sakharov'a baskı yapılmasmı ABD'nin hoş ka.rşılamayacağuu büdirmesi, Mo*kovn'nın tepkisine yol açmış, Sovyetierın ABD büyükelçi Dobrynin, Vance'a telefon ederek bu davranışın Sovyetler Birliğinin içişlerine müdahala anlamına geldiğini ifade etmiştir. Başkan Carter'in Andrei Sakharov'a on gün once gönderdiği mektup ise, iki ülke arasındaki Uişkilerin daha da gerginleşmesine yol açmıştır. Carter, gönderdiği mektupta Unlü fizik bilginine «insan haklanna saygı gösterilmesi için giriştigimiz taahhütlere ülkemiz içinde olduğu kadar ülke dışında da uymaya çalışacağız» demiştir. Daha önce eşir.e rastlanmayan bu olaya karşı Moskova'nın, resmi basm organları aracılığıyla gösterdigi tepkiyi. batüı diplomatlar, başkan Carter'a karşı bir uyarı niteliginde görmektedir. Bazı gözlemciier ise, Carter'in Sovyetlerin lg Işlerine müdahaîe etmeye devam etmesi hallnde detantan ve, silâhlann sınırlandırılması görüşmelerinin de tehlikeye girecegini belirtmektedir. Bu arada Sovyet muhaliflerinin önde gelenlert arasında bulunan Aleksandre Ginsburgh ile Yurl Orlov tutuklanmış ve muhaliflerle yakm ilişki kurmuş olan Associated Press ajansı muhabiri sınır dışı edilmiştir. öte yandan Başkan Carter'in bu hafta Beyaa Saray'da Sovyet mııhalifierinden Vladimir Bukovskl ile görüşmeyi kabul etmesi de Moskova tarafmdan yeri bir kışkırtma olarak nitelenmiştir. Dogu Avrupa ülkelerinin herr.en hemen hep«inde. aydınların başlattıgı muhalefet hareketinln giderek yayeınlaştıgı görülmektedir. Ancak nuhîliî aydmlar genellikle rejime karjı cephe almış olmayıp. yontemlerin yumuşztılmasını istpmektedirler. Muhalifler, 1975'te imzalanan ve Doğu ile Batı arasında insan ve bilgi alışverişinin serbestleştırilmesini öneören Helsinki anlaşmasma uyulmasını istemekt'dirler. Örnegin Polonyalı muhalifierden 88 yaşındafci tarihçi Edvrard Lipinsky, «Ben bir Marksistim, ama lıü'rciimet bana fikirlerini özpür biçimde ifad» etme hakkmı tanımah» demektedir. Bu muhale'Pt har^ketinin en aktif üyelerini. SOT yetler Birliğinde Adrei, Sakharov grubu, Polonya da dşçileri savimma komitesi», Çekoslovakya'da tjasa 77» hareketi yanhlan ve Doğu Almanya'da da Ingiltere ile komşuları arasında, çevre denizlerde petrol arama konusundaki anlaşmazlık büyüyor Coşkun KARADENiZ D Helsinki OSDRA îngiltere fle komşulan ar»sında, çevre denizlerinde petroı arama konusunda süregelen anl&smazlıklar tırmanışlarını sürdürüyor. Pransa ile Manş Denizinde, Danimarka ile Kuzey Denizinde, trlanda ile îrlanda Denizinde sınırlann saptanması için sürdürülen görüşmeler, Manş sorununun Uluslararası Mahkemeye götürülmesı ile yeni bir aşamaya girrrjş bulunuyor. Öte yandan, Atlas Okyanusundaki Rockall kayasınm, îngiltere, îrlanda ve Danimarka arasında yarattığı kıta sahanhğı sorur.u, îrlanda'r.ın çubat başlanndaki bildirisi ile yeniden güncellik kazar.dı. Petrol şirketleri, adı geçen denizlerde zengin petrol ve dogal gaz rez«rvıerinin varlığır.dan emin görünüyorlar. Ingiltere'nin anlaşmaziık bölgeîerinden bazılarını da kapsayan, toplam 4 bin mil karelik bir alanda yogmn araştırmalara girilmesi konusundaki »on karan. genlimleri daha da «rürabilir. L Zirvesi'nin ardından seslerini yükseltmeğe başlayan Doğu Avrupalı rejim muhalifleri, Carter'in iş başına gelmesiyle daha da yürekiendiler bir dizi sanatçı ve a>dan oluşturmalttadır. Xfı> haliilenn devleıle rekabeta girişmek için onaya bir ideoloji atmadıklan gibi bir siyasal programa da sahip de*ildir. OnJann istedıkleri sadece insan haklanna saygı güsterilmesi, Anayasa da dahil olmak üzere yürürlükteki yasaların uygtılanması v» hükümetin parafe ettiği uluslararası anlasmalard»ki yakümlülüklerin yeririe getirilmesidir. D13 görünüş olarak sade, fakat ashnda etMli olan bu yasaya uygunluk, (legalizm). başkaldırma olayının yaygınlasraasının en önemü nedenlerinden biri olmuştur. Çünkü bu istekler ister Marksist, ister liberal, ister Hıristiyan olsun herkesin anlıyabilecefi ve kabul edebilecegi bır açıklılc t»şımaktadır. Çekoslovakya'd.iki «yasa 77» hareketinin iki sözcüsünden biri, Dubçekin eski Dışişierl Bakanı Marksist egiümli Jiıi Hajek, digeri ıs» Prot«stan Jan Patocka'dır. Jerzy Andrejewskl !!e ozan Ar.tonl Slonimski'nJJl de bulundugu 59 ayd:n parlamentoya açık rnektup göndermiştir. Kajtünal '.Vyszynski de boş dı^rmamış ve vaszlann'ia yöneticıl?ri suçlamıştır. Edward Gierek'in iküclara şelmesini hoşnutlukla karşılamış olan aydınlar onun Moskova yanlısı çıkmasmdan hayal kınkkğına uğramıştır. Bununla beraber hükümçt tahminlerin tersine, geriye dönüç yapmıştır. îtiraza uftrayan anayasa defişikliklerindeki sozler yumusatıimış ama aydınlar yine d» tafmin olmanııştır. Bıınun üzerine, aydmlardan oluşan geniş bir c?nbe kurulmuştur. 1976 ya?anda hükümet yıllardaı: beri dondurmuş oldugu fiyatlan arhrmıştır. Ere yüzds fiC, tereyagına yfcde 50 ve seKere jiizde ][)") zam yapümıştır. Bu karann almnıasından sonra daha 24 saat geçmeden başkentin 130 kiloro?tre günsyindski Radom kentinde grevci işçılerie hükümet ku\Tetlerı arasırKİa çok şiddetli çatışrr.alar olmuştur. Resmen açıklandığma göre, bu çatışmalarda 4 kisi öhniiştür. Ama söyîpnülere göre, öiü adedi 11 'i aşkmdır. Pek çok işysrinde işçiler işlori durdurmuştur. Halkın aniden ve kenniliğinden tepki göstermesi üzerine hükümet bazı ödür.ler vermiş, fiyat artışlan telıir edilmiştir. Ancak, yaz ayian boyunca tutıjdamalar, rr.abkumiys'.lor ve ısten atılmalar birbirinl izlemistir. Bunun Üzerine tutuklanan ya da işten atıl&n lşçilerin serbest bırakümasını saglamak için «Işçi Savunma Komitesi» kurulmuştur. Edward Gierek geçen yılın sonunda yazın çıkan olaylarda tuttıklanan ve mahkum olan işçilere af çıkartmaya sos vermistir. Böylece bir yıl içinde Polonya iktidarı üç kere geriye dönüş yapmıştır. SOVYET TÎZtKÇtSl ANDREl SAKHAROV DOOU AIMANYA Bu ülke 1953 yılından beri işç! hareketleri b«> kımından Sovyetler Birliği tarafından ömek olarak ele alınmaktaydi. Ancak geçtiğimız temmua ajinda profesör Kiaus Schmelzer ve rahip Brüse• •t Doğu Almanya'daki Hıristiyanlann durumunu » ız protesto etmek iç:n hayatlarma son vermişlerdir. Genç yazar Rainer Kunze «muhteşem yıKar» »dlı kitabmda Dog^ı Alman gençliğinin günlük yaşamını anlattığı îçın Yazarlar Birliğinden atılmıştır. Ozan ve Şark:cı Wolf Biermann ise yönetime karşı çıkan şarfclar soylediği için onbir yü önce radyodan, sonra da sahnelerden uzaklaştmlmıştı. Biermann'a 13 kasım 1976 tarihinde tekrar ülkesine dönebileceji vadl ile Federal Almanya'ya gitme izni verilmış ancak kendisi vatandaşlıktan atılmıstır. Bu arada Doğu Almanya'nm SakharoVu olarak nitelendirilen 66 yaşındaki Robert Havemann, A\Tupa komünizmine (EvroKorcünizm) tnandığı için gözetim altında tutulmaya başlanmıştır. Dogu Almanya'daki huzursuzlugun basmda Alrr.anya'nın ikiye bölünmüş olması gelmektedir. ^.eçen yıl batıya gitmek Uzers hcrgün 70 kişi izin başvurusu yapmıştır. 5 Federal Aimanya'dan Dogu Almanya'daki akrabalannı riya.rete gidenlerin sayısı ise geçtigımiz yıl 8 mllyona ulaşmıştar. MlOMYi Polonya'da muhalefet hareke'i 197S rli Vf^. nnda hükümetin Anayasayı depiştirme karan almasıyîe başlarruştır. Dofu A\nıpa ülkcleri Anayasa hükümlerine uymakta fa7İa titız olmadığı için bu anayasayı degiştirme tasarısı bsşta 'miştir. Daha «onralan aydınlar yapılmak istenen dsgişiklığm iki noktada çok bviyük önem taşıdığını farketmiştir. Anayasada yapılmak istenen degişiklikierle, komünist partisinin. sos>ali?min kurulmasmda top lumun yönetici gücü haline getirilmesi ve Sovyetler Birliği ile kurulmuş olan riostane ve sarsılmaz Ittifakın anav»sa metnine alınması istenmijör. Bu >üzden ülkenfn dftrt bir tara/ından prote»toi*z gelmey» başlamıstır. îçlerinde ünlü yaıar HANŞ SORUNU İngü'ere vs Transa arasmda 1964'den buyana s"rege!en anlaşmazlığm özü, İngiltere"ye bağlı AngloNormand (Channel Islarıds) adalarırun konumundan kaynaklanıror. Fransa kıyılannın çok yakınına sokulan bu adalann yarattıgı sorun, Ege Deni»indeki Türk Yunan anlaşrnazlıgına benserlikler göstermektetlir. 1958'de, Avrupa kıta sahanlıgına giren ülkeler arasında deniz çizgilerinin belirlenmest konusunda Cenevre'de saptarıan kurallarm farklı yorumlanması, anlaşmazlığın kaynağım oluşruruyor. îngütere'nin, adalarla Fransa kıyılan arasından geçirmek istedigi sınır çizgisi, Fransa'ya Cherbourg Yanmadası çevresinde 3 millik bir layı seridi bırakmaktadır. Bu çözüm şekli Fransa tarafından kesinlikie reddedıldi ve 12 yıl sürdürülen ikili görüşmelerden blr sonuç almamaymca, konu 26 ocakta Cenevre'deki Uluslararası Mahkeme'ye götürüldü, Mart başlannda sonuçlanması beklenen mahkemenin karan i ü ülke tarafından da kabul edilirse, yıl sonuna kadar ikill anlaşmanın imzalanabileceği ve petrol arastırmalariBa geçileceji belir'İIiyor. DOÖÜ AVRUPADA REJîM MUHALTFLERt, »OIONYA'DA «İ5ÇİÜRİ SAVUNMA KOMiTESi»; ÇEKOSIOVAKYA'DA •YASA 7 7 . BilDiRiSiNiN ALTINA iMZASIN1 KOYAN GRUP, DO&U AIMANYA'DA BiR GRUP SANATÇI VE AYDIH, SOVYHliR BiRLiGi'NDE İSE ANm\ 5AKHAR0V GRUBU BAJKANUGINDA OlKElERiNDEKi YÖNEÎiMURE KARJI ÇIKIYORIAR. (EKOSIOVAKYI Çekoslovakya'dakl huzursuzluk hareketlert geçtigimiz yıhn ara!ık ayında başlanııştır. Parti v» Devlet başkanı Gustav Husak'ın baskı önlemlenne karşı gösterüen tepkiler hiçbir zaman ortalıgı buiandırmamıştır. «Yasa77» ile ise yeni bır dönem başlamıştır. Bu metinde geçmışe hiç değuıilmenıekte, yalnızca günümUzdeki hukuk ve yasa ihlâllennın sözü edılmektedir. Hükümet muhaliflerin ortaya çıkıp kendim göstermeye eesaret edecegine ihtimal vermemiştir. Oysa aralarında dm adamları, işçl, marksist efillmli kişıler ve hatta liberallenn de bulundugu aydınlar «Yasa77» ye imzalannı atmaktan çekinmenüş ve mücadeleys devamda kararh olduklannı göstermiştir. Ancak Polonya'daldnin aksine lsçl kesimi muhalefet hareketinde faal bir rol olmadığı lçin son söüün yine hâlâ hükümette oldugu görüşü savıaıul(Dış Haberler Servl»!) KOCKALL KAYAfl Üstüne ancak bir denîı fenerl «ığdınlabilecek büyüklukteki Rockall kayası, çevresindeki petrol rezervlerl ile önem ka»nıyor. Bu kayalık, 1955'de bir grup askerin hellkopterle indirilip ingiHg: bayragı dikmoleri ile, İngiltere'nin mah ilân edilmişti. Bir süre tngiliz Deniz Kuvvetlerinin atış bedefi olarak kullanılan Rockall, Iskoçya kıyüanna 300 mil, îrlanda'ya 230 mil uzaklıktadır. 1955'den bu yana üç ülke arasında sorun yaratan bu kaya parçası, Ingiltere'ye göre kendi kıta sahanhğmda, trlanda'ya göre Îrlanda kıt», sahanlıgında, Danimarka'ya göre de bu ülkeye bağlı Faroe Adalarmın jeolojik uzantısına girrnektedir. AET Ulkeleri çoğunlukla îrlar.da tezinl desteklerken, Irlanda'nın konuyu uluslararası hakemler önünde çözümleme lsteği, Ingiltere tarafmdan olumlu karşılanmıyor. Öte yandan Işbirliğl ve Kallanma Teşkilâtımn (OECD) ocak ayı sonlannda yayınladığı rapor, ener.ii üretimi sorunlanna dünya ölçeğinde yeni bakış açıları getirebilecegi gibi, anlaşmazlık bölgelerinde ülkelerin kendi çıkarları adına daha katı turum iara yönelmelerine yol açabîlir. OECD'nin 28 ocakta yayınladığı raporda, üretici ülkelere yönelen petrol taleblnin, 1985 yılına kadar 1975 talebine oran'a • 50 artış gösterecegi tahmm ediliyor. » Böylece önümüzdeki 8 yıl içinde artacak talebe koşut olarak yüksek fiyat artışlannm beklenmesi doğal görünüyor. Oysa 1374 sonlannda, •avnı kuruluş tarafından, OPEC ülkelerine vönelecek petrol fa!ebinde a* bir artma, hatta bîr azalma olacağı tahmin edilmişti. Bu çeliski. almaşık, enerji kaynaklannda. örr.eğin kömür. doğal ga? ve özeflik'.e nükleer enerji ürteminde beklencn gelişimlerin sag!anamamasmdan ve enerji tükeriminde öngörülen kı?ıntı önlemlerinin serçekleşmemesinden kaynaklanıyor. 6OVYET REJİM MUHALİFLEKÎNDEN VLADMİR BUKOVSKY ÇİN'İN TARIM POLİTİKASINDA BAZI DEĞÎŞİKLÎKLER BEKLENİYOR ln Haik Cumhuriyeti'nde yfineUcüerin fllka ekonomisinLn gelecefi hakkında ciddl kaygılar duymaga başladığı ve tanm politikasmı yeniden gözden geçırerek yeni serüvenlere atıimaya karar verdikleri bildirilmektedir. Ç manannı satın a'.ma imkânlan İse kısıthdır. Kırsal aianlarda İse, toprağın verımliiıgjıe kollektif ışletmenm yönetimındeki başanya bağlı olan. gelir farkhlıklan göze çarpmaktadır. V"n:ik buğday tüketimt kişi başına 150 ile 250 kilo oiarak degismektedır. Le Monde gazetesinde belirtüdiS'.ne göre Çinde topraktan alınan randıman en üst düzeyde olduğu için tar.mda yen; gelışmeier beKlen.Tiemektedir. Çünkü ışlenmekte olan 'oprakîardan yılda iki ya da üç ürün alınmaktadır. Öte yandan rarım alanına yenı yeni topraklar Kazar.sır makta çok büyük güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Nüfusu t:alabalık <ırsal alanlarda ekilrneyen :cp raklar çok azdır. Iç Moğolistan gibi eyaieTIorde ise venmsiz toprakîarin dogerlendirilmesi süjük masraflan eerpkf:rmekîedir. Yapılan 'ahmmıere gore modern ürprım araçlannın kullar.ıiması koşıılııyla 2i»0 vılında fahıl üretimi ' i 40 ila 65 arasır.rta artacafctır Bu gün ekilen topraklarda randıman nektar oa«:r,a 5000 kilodur Bıırun 30O0 ila :QKt ki!o«u iilî ek:m de 1000 ila 1500 rrilosu da ikinci elnmde ssî'.an maktaöır. (Dış Habeıler Jseıvisi) Başkan Hua KuoFeng tanm konusunda verdigi demeçte. Çin tarımının karşılaştıgı çeşi'Ji güçlüklere dilikatı çekmiş ve haikı soğijkkdiılı olmaya çağırmıştır. Daha iyi bir plânlamaya ıhtiyaç duyıılduğunu sa\unan Başkan KuoPeng, enerji ve ulaşıma da çok önem verilmesi gerck*,ığini Ueri siirmüştür. Polıtbüro üyes! Chen YungKuei ise, «Tanm sektöriimüztin gelişme hın yeterü aegildir. Geiisme üikenin her bölgesinde eşit degildir. Oretken olmayan pek çok insan da diğerleriı» yuk olmaktadır» demiştir Le Monds gazetesının habenne göre, Çin'd» tahıl üretimi 1Ö71 yılında 250 milyon ton ıken, 1975 yıunda 275 milyon tona yükselmiştir. Buğday ithalâtı ise 1973 ve 1974 v.l'.annda 7,7 milyoa ton iken 1976 yılında bu miktar 2 milyon tona düşmüştür. 1 T ila 1972 yıllarada yılhk pirinç ihraO8 catı 810 hin *on iken 1976 ve 1977de 2 milyon tona ulaşmıştır. ÇiN'DE EKiLi ÂLANLARDAN YILDA iKi ÜÇ KEZ ÜRÜN ALINIYOR YILLIK BUGDAY TÜKETiMi KiŞi BAŞINA 150 250 KiLO 1949 yılmdan bu yana efconomik alanda elde edüen başarılar ise elle tutulur ve gözle gdrulür biçimde artmıştır. Sefalet tamamen önlenmış ve gelir dağılımmdaki adaletsizlik büyük ölçüde gıderilmiştir. Asgari geçim kosulları, halkın büyük bir kesimi içın sağlanmıştır. Ancak komünistlenn ik tidara gelmesmden önceki karanlık yıllan görmemiş olan bugünkü kuşak. içinde bulundugu fcoşullardan daha iyi bir yaşam ist«mekte ve bu yüzden yöneticilere baskı yapmaktadır. Kentlerda ki^i başına dtlşen 15 İla 35 kilogram aylık tahıl milc tan tatmin edici olmakla beraber diger ıhtı;,\ıçlar ye:er'.i olmamaktadır. ömefin her birty ayda ancak yarım kılo et satın alabilmekte ve bu et genellikle domuz ett olmaktadır. Adam başma düsen aylık zeytınyagı 250 gram. baLık ise bir kilodur. Buna fcarşılık sebze, meyva ve :rümes hayvanlan karneye bağlanmamıştır. Kışi başına düşen pamuklu kumaş miktarı yılda altı metreüir. Bisiklet ve diki» makİDesi gibi dayanıklı tüketim PETROL ZAMMININ YOKSUL ÜLKELERDEKİ ETKILERİ (5URİTE GAZETESf) SURIYE'NÎN BAŞKENTt Ş DA YAYINLANAN TİŞRİN (E KTMl GAZETESİNDE YER ALAN, PETROL FIYATLARINDAKI ARTIŞIN ÜÇÜN'CÜ DÜNYA ULKELERİ ÜZERİNDEKİ OLfMSUZ ETKİLERİNE İLÎŞKİN", BESSAM ELASELİ İMZALI YAZININ ÖZETİNİ SUNUYORUZ: lerl Oıerinde yarattıgı olumsııı etld, ülkeye değişmefctedir. Bu arada, petrol fiyatlanna yapılan zanv larııı, Uçiincü Uünya ülkelerince ihraç edilen tanm iirünlerinin değerinin düşmesine yol açtığıru da unutmamak gerekir. Orneğin, 1973 yılından önce ihraç ettiği çayın her 8 kilosu karşüığında iki varil petrol alabüen Seylân, bugün aynı miktar çayla ancak bir varil petrol alabümektedir Ashnda bütün bu olurasuzluklann nedenlnl, Uçfincü Dünya ülkelerinln ekonomllerinin çeIişmiş Batı ülkelerinin ekonomilerlne bağımlı olmasında aramak gerekir. Bunun Içlndir ki Cçüncü Dünya ülkeleri, Batılı ülkelerden, aralanndaki ticari ilişkllerde daha lyi koşullar ııygulaıımasını istemişlerdir. Ancak, blrkaç keı vinelenen bu istek sonuçsuz kalmıştır. Batıb ülkelerin bu olumsuı tntumuna rağmea Üçüncü Dünya ülkelerinin yoksul kesimi, petrol üreten ülkelerin yaptıklan zamlara çofnnlukla sert (epki söstermemişlerdir. Öte yandan, petrol üreten ülkeler de, ramlardan zarar görecek yoksul ülkelere ekonomik yardım yapmayı kararlaştırmışlardır. ömeğin Endonerya lle Afrika'dakl petrol üreMci ülkeler, bazı Asya ve Afrika ülkelerine yardım yapmayı üstlenirlerken; Libya, Suudi Arabistan, Rnvert, Birlfşlk Arap Emirükleri de yoksuı Arap ülkelerine yardım sağlamayı taahhüt etmişlerdJr. Aynca yoksul ülkelere yardım İçin Islâm Bankası 901) milyon dolar, Arap . ATrika Bankası da 450 milyon dolar ayırmışlardır. Irak ve Iran ise Hindistan a; Iran, Kuveyt ve Birlesik Arap Emirlikleri de Buıgladeş'e yardımda bulunmuşlardır. Aynca OPEC, yoksol ülkelere verümek üzere bir fon knrmuş ve buraja 1^ milyar dolar vermistir. Ne var ki, bütün bu yardımlara rağmen, Uçiincü Dünya daki yoksul ülkeler, ekonomik bunalınıdan kurtulamamışlar ve çoğunda aygulanan kalkınma planlan, önjcörülen *'« 6 gelişme hedefine ulaşamaraıştır. Bu durnm, OPEC üyesi ülkelerin endlşelenmelerlne ve yoksul ülkelere ek yardım Mn blrtakım yeni kaynaklar aramalanna yol açmıştır. malan gereküği görüşünü savnnmaya başlamişlardır. OPEC'in kaydettiği başarüan hatulatan bu ülkeler, söz konusu madenleri üreten ülkelerin de, benzer örgütler oluşturdukları takdirde, madenleri için yeni fiyat ayarlamalan yapabllecekJerini ve zam kararlan alabileceklerini belirtmcktedirler. Ashnda bu görüs yeni degildir. iki yıi finc«, dernir filizi üreten ülkeler arasında böyle blr örgüt de kurulmuştur. Ne var ki Cezayir, Venezuela, Hindistan, Isveç, Kanada ve A\ustralva'nın kurduğu bu örgüt, demir filizi fiyatlannın yeniden düzenlenmesi konusunda bir ortak politika saptamayı başaramamıştır. Bunun başbca nedeni, anıı zamanda OPEC iivesi bulunan Cetayir ve Venezuela'nın, bu örgütün OPEC'inldne paralel bir politika izlemesini Istemeleri: buna karşüık Isveç, A%ustralya ve Kanada'nın, daha çok tüketici ülkelerin gereksinmelerinln ön planda tutulmasım Istemeleridir. Bu arada, değişik madenler fireten ülkeler arasında ortak bir politika saptanması da güçlesmektedir. Orneğin bakır İhraç eden ülkelerin fstediMeri riyatlan uygulayabilmeleri için boksit ihraç eden ülkelerin desteeinl sağlamalan (terekmektedir Oysa Üçüncü Dünya ülkelerf arasında böyle bir işbirliğl bueune kadar nağlanamanıısttr. (Dış Haberler Servisi) SALVADOR'DA ŞİDDET OLAYLAR1 ÜZtRINE 30 GÜN SÜREYLE SIKIYÖNETiM ILAN EDİLDI SAX SALVADOR B;r Orta Amerika ülkesi olan Sa;vaciur'da Deviet Başsanı Arturu .Molma başKaııhğınüa yapılan Basaııiar Kurulu tup^anîısmdan sonra 31 2ün sureyle siiiyöne'im ılân edı!1 mesı Kararlaşîırılmış ve anayasal nakiar bu süre ıçinde askıya almmıştır. Sıkıyönetıınm üikrde oaşgöileren karısıkhklar \iizunrien ılân edudigı bildirilmektedir. Sıkıyönetım süresi ıçmde b^lvador yurttaşlannır. ülkeye gınş çıkijları sıkı Kontrol altınâa bjlıındurulacaktır. Sıkıyönetım Kararnamesı gereğınce. hükümet gereRİı gördügü kışı.erı sınırd;»! edebılecektır. Avnca itade özgurlüğü ve topianma hurriyeti de sınırlandırılmıstır Salvador'un öa^kent: San i~aLv;idnr'da pazriıtes; gecesi patiak veren olaylarda 5 kişı öldürülmüş, 50'oen fazla ınsan da va Haîen başkent snkaklarmfta moror!.ı askerı birlıkler devriye gP7mekte ve çatışmalara sahne oîan krsimlere gırış çıkışı kor.trol altında tutmaktAriırlar. (a.a.ı Ü iuslararasi blr araştınrtanm sonuçlarma |fBıp. petrol fiyatlanna 19*3 yılmdan bu yana yapılan ve toplam olarak % 400'ii bulatı 7amlar, Lçiincü Dünya'oın yoksul ülkelerinl ağır bir yiih altına sokmuş ve ithalât giderlerine 5 milyar dolarhk bir ek gider getirmiştir. Doğal kaynaklar hatamından son derece yoksul olan ve bu ncdenle Mmi çevrelcrce «Dördüncü Dünya» diye adlandınlan bu iilkeler, petrol türevlorinc ve topraklarının veriminj arttırmak lçin kullanmak sonında bulunduklan kim;asal madrielrre de aynca yılda Zh milyar dolarlık bir fideme yapmak /orunda kalmışlardır. Petrol fiyatlarındakl artışın bu ülkelerin ckononJ TÎNİ EKONOMİK ORGÜTURE D06RU t'çöncü Dünya ülkeıerincie üretllen d«ntr fllizi. batar, boksit, nikel, tosfat gibi madenlerin de petrol fibl deferlendlrilmelerl, yoksul ülkelerin kalkuımasmı saglamak İçin düsünülen başbca çarelerden biri olarak görülmekte. dlr. Bn nedenle, petrol üreten ülkeler, diğer madenlerin üreticlsi olan ülkelerin de kendi aralannda, OPEC'e bemer birtakım örfütler kur