25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CDMHOttYn 22 BİM 1977 Yî Dl SANATEDEBIYAT azı tnsanlar vordır dll öğrenme, blhrm yeteneklerlyle gellşirler. Yozmada do ustadtrlar... Ama her nedense bunlar az YaımaYi. çokluklo cevlrmeyl. bir başka dilin •deblyatını kendl dlllerine aktarmoyı yeğlerler. Bona öy!e öyle gelir ki, cok şeyln yazılmı$, cok seyin sövlenmls olduğu. bunlann da daha usta klslierce yapılmış olduğu sonısıno kopıldıkianndan böyle davranırior. Aşırı alcok gönüMülüğün doğurduğu blr davranış da diyebiiiriz buna. Ya do büyük yığınlartn begenlsi olmuş, düsünen kofatara daha fyl düşünme yetlsl kazandırmış dev yaoıtlara hayranUk, bunlorı kendl toplumuno kozandırmo Istek ve görevt... B gerektlğlnc* yom» görmedl, fazlc blr $eyler alomadı, ama yoluna devam ettl hep. Angın, bazıtarımızın savunduğıı gfbl. yopıtı Türkce yazmazdı. Havasma ve anlatımına en sadık blr bicimde Türkceye cevirirdl. Yâni cevlrdiği yapıta, yazarına Ihanet etmeyen klşüikli blr cevirmendl. Parasızlığına. blr kısım yayımcılardon llgi görmeylşine oldırmazdı. Toplumsal yaşantının aydırto yükîedlğ! yonm (Dr D,), 910 yıf önce bono söy'edlkler) dün gibi kulağımdodır hâlâ: «Yapıtın aslını okuduktan »onra İngiiizce, Fransızca ve Türkceye yapılan cevirllerini de okudum. Ama itiraf ederim, en başarılı, en doğru, en guzel çevirl Türkceye yapılmış olanıdır.» İmzalayarak yolladığı cEI Greko'vo mektuplamda ücüncü sayfada yazdıklonno bakıyorum slmdi. I A I Sana Greko Ağzma sıçmıslar. Ne karısının önsözu var, ne benim yazd.ğım. Yazılar küçücük. Maksat kücuk olsun kitap. Hayrını gör...» Angrn bunları yazmakta hoklıydı. Cünkü Eleni Kazancakls'in önsözu blr ocıklık kazandmyordu kltaba. Öte yandan cevirmen o'orak Angın, yclnız cevlrmen olorak değil. Kazancakis'in uzmanı olarak yazıp ceviri dosyasına eklediğiyle de Turk okuruna bir takım bügiler verryordu. Bunlarsız bir «El Greko'yo Mektuplam anlamak her okurun harcı olmayabillrdl. Sanırım bu yüzden de bu görkernli yaprt. Iklncl basımını yapamamıştır. ölümünden blr, blr bucuk ay önce benl görmeye geldlğlnde blr tup vardı ellnde. Gücluklo nefes alryordu. Uzattığım sandatyeye çöktükten blr süre sonra: «Ben öleceğlm. Son kez görmeye geldlm!» dedlğlnde Inanamomonın verdiğl tsyanla abuk sabuk söylenmlstlm ona. Hakiı cıktı. Ustolığının ono »erdlğl blr hoklılık, demek istlyorum... Anısıno do. gene onun yazdığı blçlmde, «Zorba'co merhaba!» dlyorum. Hem binyor musunuz, blr cevlrmenln ölumu blr yazarm ölümünun doğurduğu yankıdan daha az ses verlyor. Oyso blr yığın yazar, bu kendl halindekl cevlrmenlerin kazandırdıklanyia yoğrulup boyatıyor. Ne garip değil mi? Bu «Istek ve görevl», uzmanloşmıs aydm klşlnin uîasmış olduğu kültür düzeyl He Insanl;k onlayısı bellrler, hatta slmgeler. Yazcnamakto direnmelerlnl de, etklleyecek olaylan yaşamomışlıklarına, vereblllrslniz. Yonl yozmak icin yaşamak gereklr, kuralıno sıkı sıkıyo boğlanmrs olmalorıno... i*te. gectlğlmlz temmuz ayt sonlormda yftirdlğlmlz Ahmet Angın do böyle blr çevlrmendl. Gozetedvdi. yozordı, cevlrmendV En onemllsl yanm pabuclo, yan aç, yan tok, unlverstte öğrenlml yapmıs. yapmasını becermlş, en az üç yabancı dlll ly! bllen tsof blr âdemdi». Fransizca. Yunanca ve İsponYolco'don kırk kadar yapıt Türkcelestlrmlştl. Satfeee blr cevlrislnden yedl yil altı oy hapls eezesı almıstı aldığı eezalann toplomını onrmsayamryorum ŞIFTKJI. Çevirmenin Ölümü Ahmet YORULMAZ Romancının yaşam ve gözlem birikimi Orhan URAL llr, kısa solukludur ve yoflunluk dolu blr antatımdır. Duygusal bir derinlik. sözcüklerden sabırla damıtılır. Cok genc kişilerden yirmı dizenin bütünlüğünde une erenler görülmüştür. yatro vazarının ün yapmasına ne ufııksuz güngörmüşlüğü, ne de yüzeysel yaşam kıvrımları bir olanak verebi'ır. Yannlora kalab'len bir tiyatro yazarı, temelden doruğa taştaş br vopıyı yükseitmek zorun^luğundadır. Büyük emeklerle sanotçı bu sonuca u'aşır. Kişi ve cevre lliskiierinl olaylar dizlsinde cok lyı değerlendırmeyı amaclavan roman ise, yazarın gözlem ve yaşam birikimınin ürünüdür. Yapıtları benimsenen romoncılarin yaşam öykülerı dikkat çekıci dclgalanmalar Içinaedir. Jack Londcn, gazete satıcılığı, balıkçıl'k, toyfolik. altın orayıcılığı gıbi değişik iş deneyler:ne sürüklendıği icin, ınsan dırencınin yüceliğini tanm'ş, doğamn vahşi gücu karşısında bıla kiş nin yaşcm savaşımını yıtırmeyen saygın bır variık clduğunu sezmış, b j gözlsmlerıni o öiumsuz yapıtlarında en gercek bıcimde dıle getırmıştir. John Steinbeck ırgctiık, laborantlık, duvarclık, kapıcılık gibi iş deneyierinın sjzgecmden gecmeseydı Kalıforniya mevva bahceierındeki gündelıkcılerın bunalım ve sevinclerinı böylesıne ıcîenlikle verebilir miydi? Kaîiforniya'ya akın eden ışsizler arasındo bır portreyi «Gazap Ü7urr!eri*nde (1) şoyle cizer: «Karısı yanında ve S'Ska cocukları arkada. ycidan gecen yerslz yurt sjz kalrmş oc adom, kâr değil, gıda yetiştireb1lecek. ekilmemış tcrlalara bakar ve bu adam toorağı bcş bırakmanın na kadar büyük bir gür,ah, va ekılrr.eyen bır toproğm stska cocuklara karsı işlenmış bır cınayet olduğunu bılır.» Sarcclva Sokağı'nda. Kaliforniya'dakı Cannery Row bolgesınm kişi ve cevre özellikierini ıpeksi bır anlatımın özlu dokusuyla gozler onüne seriş güzelliğı. ayrıntı Inceiıklerıyle do^dur. Ernest Hemirgvvay. gazets muhabT'iği yapmasa, av serüvenlen nedenivle Afrika'yı tanımasa, ispaiya ic savaşına katılmasa romanlarına bu renkli dünyayı koyabılir mıyci? Fıdcr Dostoyevski, ö:um cezasnın uygulannasınc birkac sanlye kala yeniden yaşama dönmese. bır Sıbirya sürgununde yıücr yılı kalmasa, kumar yenilgilerini benliğinde yaşamasa. yapıtlarında o duygu derinlığina, kışı tanıma ustalığına ulaşabilir miydi? Moksim Gcki. kucük yaşta babastm yitirdıkten sonra, dedesinin ycnından «haydi git, ekmeğıni kazan» diye uzaklaştınlınca yaşam savaşımına gırer. Dukkânlarda cıraklık, gemilerde ohcı yamaklığı, hamallık, fırın işciliği cüelerinden gecer. Balıkcı teknelerınde, tren Istasyonlannda cahşır. Yurtıci. yurtd'Si gezilerle göz belleğı yepyeni göruntülsr kazanır. Kişi tartıma yeteneğini, cjozlem bırıkımlerini sussüz, ya'ın ve carpıcı tsskizler» koileksiyonu bütüniüğunde yırmıncı yjzyıîa armağan eder, Yasan ve gözlem birıklmierl yapıtiarına yanEıyan sanatc<iora, yazınımızda da rastlıyoruz; r , Or'hon Kemal, pamuk fabrikalarında ve katıplıkJe «kroeğını kazonmasa, jezilmiş. nn duygu dünyasını bu ustalıkla sergilıyebilir miydi? Âvare bir savrukluğu öz yaşamında tanınasa, dikkatie ıziedıği değışık cevre ınsanını böylesıne sıcak anlotmak yöntemınl kolaylıkla elde eoemezcı. Kemal Tahir'in Coaım, Kırşehir cezaevlerinde gecirdiği uzun yıllar, gs'enek, görenek, dil ozeilıkleriyle Anadolu Insanmı anlama olanağını yazara kazandırmıştır. Bir bakıma insan tanıma yeteneğini gelıştırme olan bu dikkatler, sanatçının daiıa sonra belgelere dayalı bır roman türurde de ne denli başarılı olacağının ufuklannı ona ccmıştır. Bır yandan kuru belgeler, güclü bır romancının emekleriyle canlı ve derln boyutlara kavuşmuş; öte yandan kendi kişisel acmazını yaşayan sanatçı, değişik dönemlerin insanlarını da lyi bilinen bir ortamın kişıleri gıbi değeriendirme konusunda başarılı gözlemlere nasıl varılacağmı göstermıştır. Yaşar Kemal'in de yaşam serüvenl Jack London ve Gorkl gibi dalgalanmalar lcindedir. Pcmuk tarlalarında ırgatlık, ciftliklerde kâtiplik, pirinç tcrlalarında su bekçiüğı, amelebaşıhk, arzuhalcil.k ve gazetecllik gıbi renkli aşamalardan gecer. Çok cileli bir çocukluk ve genclik dönemına iüşkln izlenimler bellekten kolay kolay 8İlinrrez. Kişi yazgısında gelir dağılımının en dengesiz, ekonomik zıtlıklann en belırgin göründüğü Çukurova gözlemlerl yapıtlarında cantela gibi is lenır. Yaşar Kemal İcin çocukluk ve gçnçjiktekı mutsuzluk. yapıtlanna tükenmez esin sağlayan gür bir göze oimuştur. Yaşamı tekdüze gecen klşılerden roman yazanlar, ya tek örnekle yetinnişler, ya da kücük ayrıntılarlo aynı rolu oynap van aktörler glbl kendüerinl yineleyip du rnuşlardır. Çeviren: R. Güran; cllt It. s. 9. istanbul 1946. görev vo sommluğu gereğlnce anlamıs. üsteslnden gelmls az bulunur Insanlardandı Angın. Nlkos Kazancakls'in «Aleksi Zorbatsı lle «El Greko'ya Mektuplanmı Türkceye cevlrmlş olmakla görev ve sorumluluğunu bltlrmlstl o. özelllkle Zorba'da gösterdlğl cevlrmen ustalığı, yopılın aslını otti'muş olonlarco kabul edllmls, alkişlanmıştır. İstanbul'lu blr ba $ Saf blr âdemdl, dedlm... Evet rînden, duygusallığmdan öturu ocırdı. kanortJt, lokmosını verlrdl. O. nep vermls, vermeyl amaç edlnmiştl. Toplumdan, klşilerden Kucük öyküde de blr objektlfin yakaladıSı Ince ayrıntıların şaşırtıcı duraklatmolarına kimı kez rastlanmıştır. Böyle bir şimşek saâncğıriin hızlı pırıltısında yazarın klşiliğinin görünümü, emeği ile orantıiı kısa ya da uzun sürelidir. Bir Insan tanıma sanotı olan tlyatro, yazartn gözlemlerl ve dikkat dolu değerlendırmelerl ile yepyeni boyutlara ulaşır. Yazar, sözcuklerden, davranışlardan tepkilerl ölcerek her kişids tek tek, gerılim içinde kendini yaşar. Genç bir tı ELEŞTİRMEN OLMAYAN ELESTÎRMENLERE • nsan sanai eleşHrrrenl doğmaz. Sonrodan I olur. Sanat eleştirisl alınan kafa eğitiminin tortusuyla otuşan ya da genel sanat sevdatını tamamlayan bir gbnül eğılimidlr. Bir bokıma, bütun boşluklardan girlllr eleştirl dunyasıno. Önce büyük yazındon (Diderot. Baudeialre). sonro daha küçüğünden. Bugun, Apollinairein bleyicileri (unu azıcik eallantı gecirmektedir vo çunu kabul etmek gereklr kl, sık sık yanılgıya düşmü$tür. ama gerçek bir ozandır) görsel eanatcılara ısmarlodıkları metln resimlerinin vardımıyia klmsenln basmayacağı dizelerlnl yayınlayabilmektedlrler. Pek cok eleştirmen, fırcolannı bırakmış •skl ressamdır. Coğu zaman, köîü bir ressam lyl bir eteştirmen olmoktadır. Spordakl gibi. Kötünün kötüsu bir futbol oyurtcusu. harlka hakemlik yapmoktodrr. Oyunun kurallannı ryl tanımaktodın Andre Lhote'a ve ccublsme»e bakın... Ozanların yerinl üniverstte öğretmenlerf aldı. Tarihcl Için, sonat eleştirisl zlhlnsel beden eğitlml yapmaya ve şimdikl zamana balıklcma dalmayo yarayan bir fırsattır. Ûniversiteden gelme eleştirl belli blr felsefî tutumla ortaya otıldığını öno sürer. Clslubu celebice, cşırı derecede Ince, öğretmenimsldir. Insanlarm yureğlne su. boşlarına ölü toproği serper. Ya$amı cetlndir. Büyük blr kuruluşun, Onlvers'tenln ırzantılanndandiT, ve binblr blcfmll ekinsel gucün ufacık yüz!erınd«n birln) oluşturur. Sonat eieştlrmenllglnln ugrassöi Sgelerinl temsll eden gazeteciler, gun gsctlkce, unlversite Ceviren: Bertan ON4RAN P İERE RESTANY, ÜNLÜ «DOMUSı (VUVA) DERGİSİNİN ELEŞTİRMENLERİNDENDİR: 24 EKİM 2 KASIM ARAS'NDA G S A 'NİN ÖN'CÜLÜĞÛYLE K'JTLANACAK 1 ISTANBUL SANAT BAYRAMINA KATILACAK, «ZAVALLI SANAT, ZAVALLI DÜNYA» EAŞLIKL! BİR BİLDİRİ SUNACAK. AYRiCA «SANATIN GELECEĞİ ÜZERİNE» KONULU ACİK OTUR"VA KATILACAK OLAN BU ETKİÜ ELEŞTİRMENİN BİR YAZISiNI SUNUYORLi. ööretmenlert gibi blclmlenmektedirler. Deviş'er! kand'liğındenllğinı, acımasız tazeliğml yitirmış, kutsal anamız'ın tumturoklı dılıni benİTsemiştir. Sanatla ılgilenen gazetecıleri özenci, hiç okumodan korıştırabileceğimız. başyapıtların fotoğraflarıyla dolu, oturma ya da çalışmo odalannı süslemeye yarayan kocaman kitaplor yazmaktır: beiirll sactler orosında colışmaktan, belirli verlere sığdırılan yazıların köleliğınden, sergiyi görmeye fırsot bulunamadığı icin hic bir şev söyienemeyen tonıtıcı yazıların hokkabazlığtndan oncak böyle öc alırlar. 1945'ten sonra^ı savcs ertes' dönemd» v» 1S60 donemecınde sanat eleştirisinin serüvenclerı. bel'ı bır ülku uğrunda, resmi takımın dış'ida dıdinen, kenaı kendılerınl eğıtmı$ kigıler ortaya cıktı Gölgede yaşayan ve ekinsel cetecili!' ycpan bu odamlar pasta'dan, siyasol yetki'den bır Darca koparana dek ortalıkta kalırlar. Belirll konularda sergMer düzenler. yeni Insanbilim ve dilbilim el kftcplarından olduğu gibi ohnmış bilglnce yapısal çozürr.lemelere girişırlsr. Başyazcr olrna zevkl IC'n kend) sanat dsrgilerlni kurarlar. Sonro. dergintn işle/ışini sağlaycbilmek icin, «alabilciığıne yuce> cydmsal kürsü'erini tkf gün daha yaşatafai'mek üzere şeytanla bıie uzlaşrrava razı olarak. tukenıp gıderıer. Siyasal yönden solda o'duklarından, egemen öğretinln cıgırtkanlığmı yapon kentsoylJ bcsın'a ve sanat ga'erılerlyle Işbirıığl etmekten cekinmezler. Kendisine sahip cıkacak bir devlet örgütü ara/an yeraltı sanatının deyişl dünyonın dört Dir vanında oynıdır: biroz kül. biroz duman. bıroz Marcuse, bi^az Rolond Barthes. japonca'dan tutun da Svahılice'ye dek. yerkürenin önde gelen dillerine cevrilen bu tur eieştiriler gaüba günoğlucu (eyYamcı) olduğu kada/ da örnskiik eden avnı mınltıyı yıneler. Ey ozanlcr. dolaylama yapıyorsunuz: ey eskl ressamlar. beğeniyt yargılıyorsunuzr ünlversıta öğretmenleri. felsefeyle günluk olayı bağdaştırmaktasınız: siz ey gazetec ler. öğretmencilîk oynamaktasınız: karsı cıkanlar, kendi cıkarınıza kullanmak üzere karşı cıkmaktasınız yerleşik düzene! Pekl ama, eieştiri nerde kaldı? Dolavstz saldırılar, görüş tartışmaları. temei secmeler, dalaşmalı buyuk öfkeler yavaş yavaş üstu kapalt sözlerin balcığma ya da bilgince cümlelerfn parlok köğıdına gömülmekte. Tanıtımcılar, sanatırı ilerlemesine calışanlar, sanat dunyasina conlılık verenler. siz ey cağınızın «tanıkları». eleştirınin Esini bilmeyen eleştirmenlersiniz hepiniz! • Ressam ömer Uluc, Afrlka'dan döndu. Bır süre orada resim çalışmaları ycpan U'.uc, ayrıca da Izlenimierinl yayınlama amacında. • Paris'te «Le Scrlptorlumı Galerisi'nd» Hakkı Anli'nın son resim çalışmaları serglleniyor. 6 ekimde ocılan sergl 5 kosıma kadar acık kalacak. • Dunyaca tanınmış Sümerolog Samuel Noah Kramer. 26 ekim 1977 carşamba saat 18.45'de Istanbul'daki Türk Amerikan Üniversiteliler Derneği Konferans salonunda «Sumerli Kadın: Eş, cnne, Tannca.» konulu bir konuşma yapacaktır. Üç böiümden oluson konuşmanın bırinci bölümünde M.ö. 3.000. yıliarda Sumerli kadının toplUTida oynadığı önemli rol e!e aiınacak, Ikinci bölümd3 Sümer Tanrıcalarının Sürner toplumunun inançlarında oynadığı önemli rol açtklanacak ve son bölümde Ise Sümerlı bir ana ile oğiıı arasındakl ilişkllerl yansıtan bir şiirt okuyacaktır. Prof. Kramer. Arkeolojl Müzeleri Sümero!ojl bölümündeki Sümer tabietierini okuyan uzmanlaro da yardımcı olmaktadır. • Istanbul Sanat Bayramı bugün başlıyor. 13 kasıma kadar sürecek bayramda ceşıtli sanat dallarında gösteriler sunulacak, sergiler açılacak ve düzenlenen sempozyumda da edebiyatın ve sanatın sorunların tartışıiacak. Istanbul Sanat Bayramı'nın bugünkü programı şöyie: 14'te: Sovyet Polonya Pandomlm Gösterlleri İTÜ Mad. Fak. Konser salonu; 15'te: Fotoğraf sargısi oçılışı DTGSYO. 16.30'da: Ist. Beledıyesi Filarmonl Ork. Konseri İDGSA. 17.30'da: Yeni Eğilimler: Resim Heykei Özgün baskı resimlerl Grafik Seramik * Halı Endüstri Tasanmı • Sahne ve görüntü sanatları İDGSA. 21.30'da: Ist. Deviet Konservatuarı'nın aclış konserl İTÜ Maden Faküüesi Konservatuar Konserinın ilgi cekici bir prograrnı var! Kalmar'ın Combo'sunun dünya promiyerl yapılacak, ilhan Usmanbaş'ın yeni bestesi calınacak. Ece Ayhan'ın cBakışsız Bir Kedi Kara» şurinden bestelenmiş. • Fazıl Husnü Dağlarca'nın crdından Struga Şiir Senliği'nde «Altın Celenk» kazanan Senegat Cumhurbaşkanı, ozan Leopold Seciar Sengor, zencilık'e ılgili büyük Bir irdelemeye eirışmiş; Seuil yay;niarında Libertes 3: Negritude et Civilisation de l'universe! (Özgurlükter 3: Evrensel İcersinde Zencilik ve Uygariık. odıyla yayınlanan yapıtında, Batrnın Afrika ekinleriyle dünva gbrüşierine katkılarının yanında, Afrika'mn da Batı ekinina ve kafa yaPisına katkılcrını irdelıyormuş. • İtalyan yonetmsn Ettora Scola'nın son Cannes Film Şenüği'nde gösterilen ve ödultendirilen yapıtı «Une |ournee particuliere> (Özel Blr Gün) Paris'te oynatı'naya başlcnaı ve haftanın vı'dızlan arasına girdt; Sophio Loren Marceüo Mastroianni IkMlsinin refis oyunlanyla desteklenen fılm, 1338'da Hitler'ın Mussolini'yl görmeye geldiğl günden yola cıkorak dünkü ve bugünkü buyurganlığı anlatıyor. Filmi bu mevsim inşallah blz de görebilecegiz. • Geno Fransız yânetmsnlerlnden, bızda edlyor, «Kucuk mü Kücük B!r Kentsoyiu» odını taşıyan son filminde hem tinsel, hem ds Marx'cı onlamında kucük bir kentsoyluyu büyük blr aniatımla anlatıyormuş; bu kücük odamı büyük bir oyuncu. Alberto Sordi canlandırıyor. • Slnema sanatıyla daha yakından llgilenenler içın ilginc bir yapıt var: Marcel Martın'in «Le langage cinematographique>l (Sinema Dılı). Yapıtı Birieşik Fransız Yayıncıları basmış.. • Adalet Ağaoğlu, roman konusundakl blr televizyon cekıml içın günüblrliğine istonbul'a geldl. Ağooğlu yeni bır romana calışıyor, bltlrmek uzere olduğunu söyiedi. ı • Demlrtaş Ceybun. gundelik gazetelerde kent sorunları ve beledıyeler üzerine yazdığı yazıları bir kitapta topluyor. • Behcet Necatigil, pozyuma katılr/or. Almanya'da bir sem Gümüş Gelin Kasapta AM on Hrolık krymo verean* Ezaceglm ekmeğl lçin« Keseceğlm soğanı icln» Şöyle luzuyla biberiyl» Domatesler ve patatesler W Kocaman blr tepsl köfte Abi on llralık kryma versen* Erlm ordını dönup yotor mı Dlllerlm ağu tutar mı Cözülür buzları ırmoğmıızm Onunla benlm aromdo Benlmle dunyo Abl on ttralık krymo versens Kuyulardo en kiJcuk »ehzade Atm önüne et Itln önüne ot Baran beşlni sürünce Muslu ücüne varınco Yeter yaşın doldurunca Kurtülacok şehzad* Blr düğün bir dernek blr cangl blr calgı Ellm yarlmln ellnde Oteklnde Ipek mendll Abl on nrolık kiymo wersene Bu neyln yağmuru yaz ortasmda Tarlolarda ala buğday Yollan tutmuş ekmeğln kokusu Şeftall puslaomış üzümler buğuda Abi on llrohk kryma verssne Deviertn memetl sui dolu Dağ'arın doruğu ot Bolıklar en ulu denlzlerde En deıin sulardo Şu benhn aptol ellerirrı Cabolo cabato çabalo cobala Abl bu on llra o on liro Ab! on llralık kıymo versene SANAT DÜNYASI • Hlköyeleriyle tantdığımız Fahrl Erdinc'in jllrler! de yakında kitap olarak yayınlanıyor. • Yaratıcı gücü teşvik maksadıyla AkbanK tarafındon memleketin on Iki bölgesinde ocıian siyah • beyaz fotoğraf yarışmaıarı sonuçianmış ve bölge jürıieri llk üc dereceyle mansiyon kazananları tesbit etmıştı. Şimdi, bJ yarışmayı kaıanan ese.ierle teşhire jürl;e lâyıK görüienler, bölge merkezlerindekl jalerilerde sergılenmektsdir. Eskişehir ve Drta Anadolu sonücları A^bank'ın Ankara'icki Ziya Göka'p sanat galerisinde; Ege, : 3ukurova. Guneydoğu Anadoiu ve Denız.! >ö:gelerinin sonuçlan Akbank'ın Izmir'dekl <onak Sanat Gaier^sinde: Bursa bölgesl solucları Vef'k Paşa Tiyatrosunjn bulunduğJ Halk Eğ'tım Merkezinde, Doğu Kcradenlz oölgesı ve Scmsun sonuçlan Samsun'da, Trakya böigesi sonuclar! Edirne'deki Akbank Bölge MüdCırıüğu galerisinde; istanbul bo!gesi sonuclan da 5 ekımden itibaren Akbank'ın Kodıkoy Bahariye Sanat Galeristnde sergüenmektedir. Ayrıca. bolgelerde oorece clan eserler, Umum Müdurlükte yem f b; jjriden gecin'srek en başarılı oıanlar bir daho ödüilend;rilecek, bu eserlerin nepsi cralık ayında, bankarnn Osrnanbey Sanat Galerisinde tekrar sergilenecekt'r. Bu yarıçnalara on \'<\ bölgeden 95 oanatçı bıni aşkın eserie katilrvıştır. Doğa Kendini Yeniler Yolun sonuna geldlk Böyle dlyor yaşlı blr köylu Oyso yol yok ortalıkto Yaşam blr yol blle değil Kozası Içlnde Ipekböceğl Yol Iz bilmeden yürür Bir sona gelir sonunda Kışa daha cok vor Böyle diyor. oturmuş blr ia$a Kış gelrnez güz gelmeden Güzdeyiz Işte, eylül dedi tokvlm Güzü blr yol sonu blldik ml Butün dostlardan ayrılmak olur *>\ı Sevdiklerimizden, doğadan Ağcc dik blraz Cok duyduk bu sözlsrt Ava giden blr ovcı, tüfeğl omzunda Bir su bası bulunca usulca Oturur. elini yüzunü yıkar, su icer yo Nicln ağac dikmez öyleyse Çunku doğa yeniler kendini S:ne^atek sevirc^'nın yakındar, tanıdığı Jeon Louıs Bertuccellı'nın son fıimi CL ımprecaieur* (ilenmec:) övguyie: her filmi olumlu ya da oiumsuz buyük tartışrnalara yolatan İngil.z Ken Russel'in «Vaient.no» suysa yergıyle karşılandı. • Louis Gardet, Isiâm dunyasını bâyuk bir tıtizlık'e irdele,'en genış bir inceleme haz\r',anüş; «Les horr.mes de l'islam^ (İslâm'ın insaniarı) adını taşıyan yapıtı Hacheîte ya,mlcnnda bulabılirsınız. • Mzr'.o MoRicelll. kend' c*rgıst u\c'nco. sıraGan, kuçuk ınsanları anlatrnaya de«arn Aü PÜSKÜLLÜOĞLÜ Seyran'dan Gülten AKIN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle