28 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ORTADOĞU SORUNUNA SİYASAL ÇÖZÜM BULMA ÇABALARI YOĞUNLAŞTI ORTADOĞU'YA İLİ5KİN A8DS0VYET ORTAK BILDİRİSI, SOVYETLER BİRLİĞİNİ ORTADOĞU 50RUNUMUN ÇÖZÜMÜNDE YENİDEN SÖZ SAHİBI YAPARKEN, AMERİKA DA FİLİSTİN HALKININ YASAL HAKIARINA KAVUJMASİN! KABUL ETMfJ OLUYORDU. • İSRAİL DIŞİÇLERİ BAKANI MOŞE DAYAN «Orto dogu konusunda ABD ile bir formülde anlostık.» MISIR DIŞİŞLERİ BAKANI İSMAİL FEHMİ «FKÖ katılmadan Cenevre Konferansı toplanamaz...» ABDSOVYET BİIOİRİSİNİN İ5RAH'DE GENİî TEPKİLERE YOLAÇMA Sl ÜZERİNE, ABD VE İSRAIL DI5J?.ERİ BAKANLARI, «ABDI5RAİL ORTAK ÇALIŞMA PR06RAMINI IMZALADILAR. Batı Almanya'da aşırı sağcı yayın organlarında Schleyer'i kaçıran tedhişçilerden övgüyle söz ediliyor • Batı Almanya'da âşırı sağcılar ile solcu olduklârını öne süren tedhişçiler arasında görüş birliği artıyor. Yağmur ATSIZ Cenevre Konferansı yönünde umutlar artarken, ABD'nin çelişkili tutumu tepkilere yolaçıyor Hatırlavan: Mchmct Emin BOZARSLAN cak Ortak Çalışma Frogramı konusunda açıklama yapmaktan da 1kaçındı. ABD yetkilılerinın Ortak Çalışma Programı konusunda takındıkları bu suskun tavır, birtakım yorumlara yolaçtı. Kimı gözlemciler, Carter'in, Sovyetlerle imzalanan ortak bildiriye bağlı kalmaya kararh oîciuğımu ve sorunun ancak Cenevre Konferar.smCa AED • Sovyet ortak arabulucıüuğuyla cö7ülebilecegine inandıgıru belirttiler. «İKİYl'ZlÜ POUTIKA» Bu arada Ortak Çalışma Programına karşı ilk Arap tepkisi Filisıinlilerden geldi. FKÖ sözcü sü Mahınııt Leoidi, /•BD'yi «iVciyüzlü» politika izlcmekie suçlayarak. «Başkan Carter'in bu kadar tavır degiştirebi'eccgi ve kendi kendisıyle çelişkiye düsebiieceği hir pkhmıza gelmemiştt» dedi. Mısır Dışişleri Bakanı İsmail Fehmi ise, Amerikan NBC Televizyonuna verdıği demeçte, Carter'in ABD Sovyet bildirisınden hemen sonra ilgili hükümetlere gönderaiği Amerikan Çalışma Programi nı kabul ettiklerın' hatırlatarak, «bunun dışında bir proşramdan haberimiz yok. Başka bir prog ram da kabul etnuycruz. Zaten FKÖ katılmadan Cenevre Konferansının toplanması söz konusu blle olımaz» dedi. Siyasal gözlemciler, gerek ABD'nin bu çelişkili tutumu. gerekse Aıap ve İsrail yetkililerinin farkn demeç ve açıklamaları karşısında, Cenevre Konferansmm tnplanıp toplanamayacagı konusunun şimdi en çok merak edilen konu durumuna geldigini belirtmektedirler. Ortadoju sor.ınuna siyasal bir çözüm bulma çabaları sürerken, bu ayın başmda NewYorkta yayınlanan ABD Sovyet ortak bildirısi, arkasınaan da imzalanan ABD İsrail «Ortak Çalışma Proşramı». serek bölgedekı devletlerin başkentlerinde ve gerekse ııluslararası sıyasaı çevrelerde büvük yankılara ve farklı tepkilere yolaçtı. Konunun er. ilginç yönü, şimdiye kadar sadece Filisrin halkının <>çıkarlan»ndan ya da «bir anayurda kavusturulrnalan gerektiği»nden sözeden ABD'nin ilk kez. Filısün halkının «yasal hak lan.ını vjrgulavan bı'.diriye Sovyetler'le birlikte irr.za koyarken, aradan ikj gün geçtikten sonra bu büdiriyl ters nitelikteki ABD İsrail «Ortak Çah.şma Programumı ımzalamış olmasıydı «CARTER'İN İLERI ADIMU 1 Ekirt' gunü ABD Dışişleri Bakanı Cyrus Vance ile Sovyet Dışışîeri Bakanı Andreı Gromiko arasmda imzalanan ve Moskova ile \Vashir.gton'da ayru anda yayınlanan ABD Sovyet ortak r7ildirisi rnemli yenilikler getiriyordu. Bir kez, Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat'ın 1972 yılında Sovyet teknisyenlerini ülkesinden çıkannasından ve daha sonra da Mısır Sovyet Dostluk ve Işhirliği Antlaşması'nı tek yanlı olarak feshedip «Ortadoğu sorununda kartlann yüzde 39'u "A'ashinaton'un elindedir» demesinden son ra bölşedeki etkinligini önemli ölçüde yitirmiş olan Sovyttler Birligi, yaymlanan bildiriyle. aranan çozümde yeniden söz sahibi oluyordu. Bu ise, İsraıl'in ve Anıeıika'daki Yahudi lobisinin karşı oMukları bir u'jrumdu. Xitekım İsrail. ortak bii'linyi Kabuı etmeyeceğini hemen açıklarken. Amenkar. Demokrat Senatör Henry Jackson da Carter ycnetimiıü sert bir dille eleştirerek, Sovyetler Bırligi'nın yeniden Ortadoğuda nüfuz kurmasını sa^lamaya çalışmakla suçladı ve bunu «tilkiyi kümese sokma»ya benzetti. Ne var ki. ortak bildirinin getirdiği asıl onem 11 yenilik. Filistin sorununu sadece «bir müllfci <ionur.ı» olamk kabui eden ABD bu konuda. «Ürdün denetiminde bir Filistin anayurdu kı^rulması. geref.tığiuni söyiemekten öteve bir adım «tmamıştt. Oıtafc bildiride ise Âmerika, SovvetİM'le birlikte Filstin halkımn «yasal haklanna kavuşması gerektiği»ni kabul ediyordu. \Vashington, Isıail devletinin kurulduğu ve Filistin halkının yurdundan atılıp «çadır hayatı»na mahkum edıldişi lPl8'den bu yana ilk kez böylesine ileıi bir adım atmış oluyordu. Nıtekim, bildiriyı «Amerikan emperyalizminin iki yüzlüiük bplgesi» olarak niteleyen Irak dışmdaki tiim Arap iilkeler ve FKO, VVashington'un ilk kez Filistin Palkmın «yasal haklananı kabul etmekle ıleriye doğnı olumlu bir adım attığım beiırttiler ve büdiriyı olumlu bulduklanm açıkladüar. Füistin Haber Ajansı (VEFA), yaymladığı yorumda, bildirinin Ortadoğu sorununun en öneırüi yönlerini kapsadığmı belirterek, «ABD, Filistin halkınır. yasal haklannı kabul etmekie sorunun özünü kavramaya başladığını göstermiştir» dedi. Torr Hnbbaş lidcrligindeki Filistin Halk Kurtuiuş Cephesi'nin sözcüsü Bessam Ebu Şerif bile. biidiriyi «'olumlr. bir gelişme ve üzerinde durulni3ya değer» biçiminde niteledi. «KARJIUKLI ÖmiNlER. Bıldirinin getirdiği bir başka yenilik ise. Filistinlilerin Cenevıe Konferansına katılmalan ile ilgili maddesiyc'i. Ne var k «FKÖ"nün» değıl, «Filistinlilerin» deyimini kullanan bu madde. aynı zamanda birtakım tartışmalara ve yorumlara da yolaçtı .Mısır Dışişleri Bakanı İsmail Fehmi. bu maddenin FKÖ'nün konferansa katılaeağını açıkça belirtmemesı r.edeniyie Sovyetler Birligi'ni bu ko nuda VV'ashington'a odün vererek tutumunu değiştinnekle suçladı. Fehmi'je göre şimdiye kadar FKÖ'nün konferansa katılmasında israr eden Moskora, şirr.di FKÖ yerine. İsrail işgalindeki Şeria ırma£ının Batı Yakası'ndaki Filistinlilerden kurulacak bır heyetin konferansa katılmasma olanak veıebilecek biçimde de yorumlanabilecek bu deyimi kabul etmekle eski turumundan dönüş yapmıştı. Ortadoğu başkentlerindeki çoğu siyasal gözlenıciler ise, bu deyimle ABD'nin ilk kez Filistin halkımn «yasal hakları» deyimini benimsemesi arasınoa bir bağ kurarak, \Vashington'la r i<;Moskova'nın kar=ı!ik!ı birt^k'rn öH'in'pr î<= '" ^"'AlecekJeıini belirttiler. Buna rağmen bildirinin ileriye doâru atılmış olumlu bır adım olduğu 11erkesçe kahu; ediliyordu. İSRAİL'İN TEPKISI Araplar biidiri karşısında olumlu tavır takınırken, İsraii'in tepkisi oldukça sert oldu. Bildlriııin, Filistin sorununu bir «miilteci sorunu» olarak kabul eden 242 sayılı Güvenlik Konseyi kararı na hiç yer 'ermernesıne dikkati çeken İsrail hükümetinin sözcüsü, Cenevre Konieransının ancan bu karaım çerçevesınde toplanabıleceğını beıııterek, Filistin haUunın uyasal haklan»ndan sözedilmesinin İsrail'ın güvenligini tehlikeye düşürücü nitelikte oldugunu öne sürdü. FKÖ'yü ıjıkıcı» olarak nifeleyen sözcü, İsraii'in bu örgütle hiç bir görüşme masasına oturmayacağmı jineledi. Amerika'daki 38 Yahudi kuruluşu ise, yayınladıklnrı bildiride Caıter yönetiminı. «İsrail'e karşı giriştiğ' taahhütlerini unutmakla» ve «geleneksel ABD İsrail dostluğunu bozmakla» suçladılar. Kongre'nin Cumhuriyetçi üyeleri ise, Carter'in, eski ABD Dışışlcn Bakanı Kissirger tarafından Ortadoğu sorununda devre d:şı bırakılan Sovjetler'in yeniden Ortadoğu'da nüfu? kurmalarım sa.^lamakla suçladılar ve Ortadoğu konusunda Kıbsinger poUtikasına dönülmesini istedller. «SİYASAL INTIHAR» Beliren Du tepkiler karşısıda, çogu Yahudi asıllı olan 27 Kongre üyesıyle görüsen Caıter, «İsrail'e1 zarar venneiftense siyasal inühan tercıh ederim! dedi. Bu, gözlemciler tarafından geriye dönüşun biı belirtisı olarak nitelendirıldı. Nitekim aynı sıralarda, 6 Ekim günü, İsrail Dışişleri Bakanı Moşe Dayan'la ABD Dışışieri Bakanı Cyrus Vance arasmda bir «Ortak Calışma Programı» imzalandığı açıklandı. Bu programla ilgili bir açiklama yapan Dayan, Seria ırmağınm Batı Yakası'nda 'cır Filistin devleti kurulmasına yer verümediği gıbi, FKÖ'nün Cenevre Konleran»ına katılmasının da s>öz konusu olamayacağını v^ bu konuda ülkesi ile ABD arasında göriiş birligi .«ağlandığını söyledi. Vance ise, ülkesınin, Sovyetler'le söz konusu bildiriyi ımzalamasına rağmeıı Oıtadoğu politikasuıın degişmediğini belirtti. An ABD BAŞKANI JİMM CARTER «İsrail'e zarar vermektense siyasal intlharı tercih ederim...» Zengin petrol yataklarının ortaya çıkması dikkatleri Antartika üzerine çevirdi LONDRA Güney Kutbunu cevreleyen Antartika kıtasında zengin petrol, bakır. uronyum. kömür yatoklarının bulunması, 1959 yılında 13 ül ke torafından imzalanan, kıtanın herhangi bir ülkenin denetimi altına girmesini engelleyen Anlar tika Anlaşmasının tehlikeye girmesine yol acmıştır. Antartika kıyılarında yapılan sondajlar, kıtayı örten buzulların altında milyarlorca varillik petrol rezervlerinin bulunduğunu göstermiştir. Ay . rıca yetkililerin belirttiğine göre, Antortika kıyılan zengin balık türleri ve karidesle doludur. İki yüz yıl kadar önce keşfedilen Antartika kıtası şimdiye değin bilımsel araştırmalardan ötürü insanların dikkatini cekmiştir. Ancak günümüzde zengin maden yatakları ve balık rezervlerinin bulunduğu Antartika'yı pay laşmak icin ülkeler birbirleriyle yarışmaya başla mışlardır. ABD, ingiltere, Fransa, Norvec, Belçıka ve Güney Afrîko Cumhuriyeti Antartika kıtasında petrol araştırması yapmaktadır. Arjantin, Şili ve Avustralya petrol araştırmalarının durdurulması ve Antartika'nın sınırlarının hangi ülkeye ne ölcüde ait olduğunun saptanmasını istemektedir. Ücüncü Dünya ülkeleri Antartika'nın tüm ülkelere ait olduğu konusunda israr etmektedirler. Sovyetler Birliği ile Japonya Antartika kıtasında petrol araştırması yapılmasının engellenmesinden yana tavır almaktadır. Arjantin. Avustralya, Belcika, ingiltere, Şili, Fransa, Japonya, Yeni Zelanda, Norvec. Güney Afrika Sovyetler Birliği, ABD ve Polonya arasında 1959 yılında Antortika kıtasında her hangi bir ülkenin hak iddialarının tümünü donduran anlaşma günümüzde gecerliliğini yitirmek üzeredir. Şili, Arjantin ve ingiltere kıtanın en uc kısmındaki burun üzerinde ortaklaşa hak iddia eOerken, Norvec, Avusturya, Fransa ve Yeni Zeîanda, bu zengin kıtanın geri kalan bölgelerıni bolüşmüştür. Antarfka kıtosının bölüşülmesinin yanı sıra kıta sahanlığı balıkcılık sularının saptanmamasın dan doğan pürüzlerin de yoğunloştığı belirtilmek tedir. Japonya ve Sovyetler Biriiği Antartika kıtası çevresinde karides ve balık avlamaktadır. Ingiliz Balıkcılık Araştırmo Merkezine göre. Antartika kıyılarından yılda 50 milyon ton karides ve koridese benzer tür deniz hayvanları avlama otasıhğı bulunmoktadır. 974 yılında tüm dünyoda 60 milyon ton balık avlandığını hatırlatan yetkilıler, Antartika kıyılarında avlanacak karides ve deniz hayvanlarının aclık sorununa büyük ölçude cozüm getirebıleceğıni savunmaktadır. Dünyadaki karalonn onda birini kopsayan Antartika kıtasının her turlü askeri ^e nükleer kullanımı da 1959 yılında imzalanan anlaşma ge reğince yasoklanmıştır. (Dış Haberler Servlsl) 1 • 1959 YILINDA 13 ÜIKE TARAFIND&N İMZALANAN ANTARTIKA ANLA^MASI GÜNEY KUTBU'NU CEVRELEYEN KITANIN HERHANGİ BİR ÜLKENİN DENETİMı AL TINA GİRMESİNİ ENGELLİYOR. • ZENGİN MADEN YATAKLARININ BULÜNMASINDAN SONRA ÇOK SAYH)A ÜLKENİN ANTARTİKA'YI PAYLA$MAK !ÇİN BİRBİRLERİYLE YARIjTIKLARi BILOIRİLİYOR. BONN Aşırı soğ ile «psıkopat sol> arosındakı goruş birliği Botı Almonya'ya ozgu bir durum değıl doğallıkla. Boşka ulkelerde başka ornekıerı de vor. Ancak bu ulkede soz konusu koşutluk ilk olarok, 7 nısan 1977 tarihınde tedhışciler tarafından olduru len federal boşsovcı Sıegfriel Buback olayı sonucu ortaya cıktı. Olay gercı eski ama yankıları, temrruz sonunda oldürülen Dresden Bankası Genel Müdurü Juergen Donto ve 5 eylulden bu yana tedhişçilerın elinde bulunan patronlor patronu Hanns Martin Schleyer olaylarına rağmen hâlâ süruyor ve son gunlerde COK da güncelleşti. «Federal Almanya Nasyonal Sosyolıst Partısi» resmı orgonı «VVıllıe Und Weg» iirade ve Yol) dergisinin eylul sayısında cıkan bır yazıda Buback'a karşı uzun bir küfurnameden sonra aynen şoyle deniliyor: cinsanın ıcini rahatlatan bir eylem bu. Cunku bu tehlikelı demokrat, biz Nasyonal Sosyalistlerin de canına kasdedıyorau.» Yazının bir başka yerınde federal başsavcı Buback'ın kurşunlamp öldürülmesı «kahromanca bır eyiem» olarak nitelenıyor. Çunku Buback, «Alman Yurtseverlerıne karşı sayısız cınayet ler» işlemiş... Kendilerinı ıMarksıst Lenınıst» olarok afişe eden solcu gerillalar bu ovgülere ne derler bilinmez. Zaten bu onemli de değıl. Onemli olan, bundan İki ay önce, Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Wılly Brandt'ın uyarılorına karşın ıFederal Alman ya'da aşırı sağ bir tehlike değıldır,» savında dırenen Boşbakan Helmut Schmıdt'ın ne dı yeceği... Ustelik oynı gün Batı Berlin eyalet hukümerr. oşırı sağcıların da şiddat eytömleri ne hazırlondıklonnı resmen acıklomışken... Sadece Batı BerliıVde 17 Neu Nozi orgutü var. YA SUBAYLAR? Bu olaydan bir gün sonra, bir grup genc teğmenin, Münih'tekı «Federal Almon Ordusu Yuksek Okulu» bınası ıc:nde bir ge ce «sembolık bır Yahudi yakma» eğlencesi (!) düzenledıkleri ortaya cıktı Bu ciceği burnunda tyiğıtler», 16 şubat akşamı okul avlusunda kafayı iyice cektlk ten sonra birtakım kortonlorın üzerinde «Jude» (Yahudi) yazarak «Heıl Hitier» nuraları arasında «cennet mekân Fuhrer»i anmışlar ve bu arada ünlu nazi marşı cDis Fahne Hoch...» (Bayrak Yukarı...) soylenmiştir. Işin ilgınc yanı. yuksek okul müdüru Profesör Horst Enger'in, bu olayı Savunma Bakanlığı'na bildirme gereğini bile duy mayışı... Tıpkı 21 nısan günü bir başka ça kı gibi teğmenin, ödev kâğıdını gamolı haclorla «süsleyip» vermesini bildirmedıği gibi. Duruma ancak 28 eylül günü «muttalı» olan Genelkurmay Başkanı Yardımcısı Korgeneral Ruedıger Von Reichert soruşturma acılmasını emretti. SITMA DÜNYÂDA YENİDEN YAYGINLAŞIYOR UZMANLARA GÖRE, SITMAYA KARŞf DÜNYA ÇAPINDA SLRDÜRÜLEN VE ÜZUN YILLAR BAS.ARILl OLAN MÜCADELE 1974'ÎEKÎ PETROL BUNALIMI SONUCU ETKİNLİĞİNI YİTİRDI. Ücüncü Dünya ülkelerinde sıtma oloylarının giderek coğaldığı haber verilmektedır. Dünya Sağlık Orgütü tarafından yapılan bir acıklamoya göre yeryuzünde önüne gecıldiğı sanıian sıtma hastalığı tekrar artma ya başlamıştır. Sıtma gunün belli bir saatinde soğuk bir tıtreme ile meydana cıkmakta ve genellikle ölümcül olmaktadır. Dünya Sağlık Örgutü yetkilileri Ücüncü Dünya ülkelerinde sık sık rastlanan sıtma hastalığının. gelişmiş ülkelerde de görüldüğünü belirtmektodır 1966 yılında Hindistan'da 200 bin sıtma olayının soptanmasına karşılık, 1977 yUında aynı ülkede 6 milyon kişi bu hastalığa yakalanmıştır. Sri Lanka'da 1965 yılında 17 olan sıtma sayısı bugün 400 bine uloşmıştır. Güneydoğu Asya ve Latin Amerika'da sıtma olayları üç kat artmıştır. Kara Afrika'da durum cok daha kötüdür. Afrika'da her yıl mılyonlarca insan sıtmadan ölmektedir. Ölen lerin 1 milyonunu 14 yaşından kücükler oluş turmaktadır. Türkiye'de boşta Cukurova olmak üzere sıtma ve sıtmayı ulaştıran slvrisinek tek rar görülmeye başlamıştır. 1977 yılının ilk 6 ayı icinde 3000 sıtma olayı saptanmıştır. 1955 yılında Dünya Sağlık Örgütü sıtma hastalığmı yeryuzünden sılmek icin geniş bir kampanya acmıştır. Bu yıllarda 144 ulkede 2 milyar insan sıtmaya yakalanmakta ve her yıl bu hastalık 3.5 milyon insanm olümüne yoı acmaktaydı. Hastalk ekım ve hasat dönemierine rastladığı icin ürünün azalmasında ve dolayısıyle da oclığm yaygmlaşmasında en önemli etkenlerden biri. olmaktodır. Dünya Sağlık örgütü sıtmo mıkrobunu taşıyan sivrisinekleri öldurmek icin DDT gibı cok guclü bir süchtan vararlonmştır. 1957 yılında acılan bir kamponya ile sıtmoya karşı savaş, bütün dünyada başlotılmıştır. En ucra köy ve kasabalara kadar ,uloşan bu ilâclama faaüyeti sonunda sıtmanın gerilemesı sağlanmıştır. Bu kampanyanın arkasından Dünya Sağlık Örgütü 799 milyon insanın sıtma tehlikesinden uzok bol gelerde yaşadığını, 770 milyonun da sistemli bir bicimde korunduğunu acıklamıştır. 1974 yılındo dünyada sıtmalı hasta sayısı 120 milyonu geçmemekteydi ve ölüm oranı da % 10dan % 2'ye duşürülmüştü. 1974 yılında ulaşılan bu duruma oranla bugün işler tersine dönmüş gibidir. Uzmanlar sıtma hastalığına karşı girişilen dünya capındakl savaşın başarısızlığa uğramasının nedeni olarak petrol bunalımını gösıermektedir. Cünkü uzmanlara göre petrol fiyatlarının artması kımya endustrısinı de etkilemiş DTT İle diğer sıtma üaclarının fiyatı da 10 kat artmıştır. Benzine yapılan zam sıtma mu cadele ekiplerınin hareket yeteneğıni azaltmıştır. Hastalığa karşı girişilen mücadele ya vaşlayınco da hastalık yeniden boy otmaya başlamıştır. Sıtma haslalığı sanayileşmiş ülkelerda de görülmeye başlamıştır. Vietnam'dan dönen askerler Amerika'ya. Ingiliz Uluslar Topluluğu'na bağlı ülkelerden gelen işciler de ingiltere'ye sıtmayı beraberlerinde getirmıştir. Gecen yıl ingilterede 1000 sıtma olayı görülmüştur. Afrika'ya giden ve sıtma enfeksiyonlarına karşı ilac almayı ihmal eden turistler de hastalığa yokalanmaktadır. Oysa bu ilacların ülkeye geri döndükten sonro da iki ay kadar kullanılmasma devam edılmesi gerek mektedir. Bundan başka sıvrisineklerde DDT'ye korşı bağışıklık sağlayan bir aşı üzerinde de ümıt verıcı calışmalar yapılmaktadır. (Dış Haberler Servisl) ÜÇÜNCÜ DÜNYADA SITMA OLAYLARI HIZLA ARTARKEN, GELIŞMIŞ ÜLKELERDE DE SITMALI HASTALARA RASTLANIYOR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle