25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Ki CUMHÜRİYET 8 OCÂK 1 9 7 7 ür'slem IIK Kanun U Esasi'si (Anayas^ısı) îno yııını yakın guılerde dolduau 1876 Kanun J Esasi'si Türklerın deraokrasüeşme surscınde, pek anlaşılmarmş bır devTimdır CDevTim, sosyo ekonomık polıtık ve nulturel kurumlar alanında, üretım yollan ve ılışkilerı alanında vapısal bır değişmeaır ) Toplumun temelınde sosyo ekor.omık Öge lere rtayalı bır yaşarn ve onun orgusu vardır Ta nl>, bu yasama ve bu orguje yenileşmeye başlayan bır zamanrn değışmeve durmuş bır mekanın (yerın) gerçeiten otelulerden ayrı lcoşulıazını getınr, Ve bj koşullar. toplumun o ana ka dar bıhnen sosyo ekonomık yaşammı ve onun orgusunü, temel'naen degışt.r r Bu dgğışme ın sanm ıstencını (ıradesırjj asarak eşyamn ıraaes nde^ geldığı en dınaTi'ıî olan b:r smıfa lavan clığı olçude teme'de olur sokîe omr sag am olur gjvence vencı olur Demetriyos"un dedıg' uzeîe gerıye donüşsuz olur. 1876 AnayasEsı, po'itık yonetımsel alan'va sıyasal ıfctıdar uışkılen alanında sıvasal ıktıtiar surecınde meydana gelmış bır olayd»r Bır d ^ <v rım kuramının çızdıgi şemadakı tüm ogelere dar janmaz Bu nederue, bır deTrıtn kuraınınin tüm çızgılennı de kapsamaz. Arrma 1876 Anajasası ıktıdar surecınde gozü ken venı bır urundur Ve bu ürun, tanhın getırtuğı yenı bır zamanın, yenileşmeye durmus Dir degışjj yerın (mekanın) koşullarından zorunlu olara^ dogmuştur Tcanı bır açıdan, bıreysel ıdarelerı aşarak eşyanın \e tanhın ıradesmaen mey dana gelmıştır B T deyrıın kuramının çızdığı şema ıle tıpkı lığı voksa da ıkUdar surecınde politıka yonetımsel Jışkı'er alanında, devlet orgutunde yaoısal bır değışmeyı getırır Bu bakımdan eksılı de olsa (naxıs da olsa) bır devrundır: Ama nâla anlaşılmamış btr devnm .. O kadar kı, zamanın kımı seçtonleri onun, bu «tarihın zorunlu uyumu» olusu nıtelığını kavravamadıfclanndan, onu gerı je donuşturmeye kalkan bır zavallı sultanın mut suz hukumranlığına hızmeUerinı sürdurmuşıer T ÜLAYLAR VE GÖRÜŞLUR Arılaşılmavan Bir Devrim Prof. Bahri SAVCI vasai rtevnm ve gehfm ç'7c»<:ı= ers w ' o a t mışlerdır Buruar, tannnın veryuzu golgesı ve haua sırngesı durumunda savüan bır suıtamn tairsai «ırade mutlakıyetı»nden, daha 100 yıl once oıle kurtulma yolunun açüdıgını gorememışlerdır Boyle bır koriukle cagın en dınamıl sos^a! ı.at larıns davanma yenre sjahıann golgesmde, sı yasal manevralarla ıktıdara gelmeyı denemışler dır Orada da, mutlakıvet huKjmranlıgı nırsıan na kapılmışlardır lumu june'mede padışahın hukuicunun yıtınlrne mesını gozetmektır Ama o pek ukeı de olsa parlamentonun bır dalı olması ratelığıjle, padı şahın hukumranlığına, ulus ortaklıgının bır uzak sıngesıdır de Parlamentonun otekı dalı ıse, gene pek ılkel de olsa, halk seçımınden çiKan bır Meclıstır ıMeousan Meclısı) o, bu nıtelığıvle, bu kez i r'kılpn gfne o»k sınırlı n'sa da aynı hukumrEnhga ulus ortaklığının daha yakın ve be'.ırgın bır sımgesidır Yanı sonuc nKrak de' let vanısı bır tek tan rm kışıde merkezleşen bir vapı olmaktan çıkmaktadır Ve bu devnml Osmanlının «siyasel açıdan Batılılaşma» tanhi, «dofal ve zorunlu» oiarak dogurmuş'ur Toplumsal dunım şu ıdı T marlı sıpahi sistemi bozulmuştu. Onun yenne ııtızam vdntemmın acmazhgı gelmistı Bovlece, OsmanU koy vapısı çokmü?. tanm üretimı bozulrruştu1 Loncacıük yoluyle sürup gıden sınaı üretım de batılı r'ak'ne uretımı ve tıcaretı d'İ7e jme çıkamamıştı B J nedsnie Osmanlı kentse! yapısı ve sana vjsı de çokmuştu Osmanlı ulkesi, tumüyle ba 'mın sonurgeleştırme surecmın kurtanı olmjş•J Yanı sonurgeleşmekten gelen bır pertşanlık ^ard' orada Bunun sosjo ekonormk dmamığı, Osmarı!; la^ca aç'k seçık oiarak algılanamıjordu. Za rıanın verm tanh:n koşullan. henüz buna el veTnıjordu Ama penşanlı)c da gorulmemez'.;k edılcnıvordu. Sosjo • ekononuk dinamığı, tarirun dıyalejjı 'ç rde açık seçık algılayamamalttan gelen boşlu KU, Osmanlı liberal seçk'.nlerinın «sıyasal açıdan oat.lUaçma» ozlemı gıbı yuzeysel bır ulku dolüu ru.vordu Ve bu ulku, gene eskısi gıbı kuvvetlı bır merkezsel devlet yonetımı yaratmayı ongo rüyordu. Ama bunun aynı zamanda, padlşahm eskl «Hukuku Hukümran! mut.âkıyeti» ıle yapı şık olmaktan da ayırmak ıstıyordu Nıtesım 18<7 sened ı ıttıfakından ber,, mutlâkıyetm Tanns=n temellen sallanmakta ıdı önce, sultamn Uıı dan ysr yuzu ajmınm kılıçına ve dest«ğme dayanrnas zorunaa kalmıştı sonra. 1830 tarL'irMtı, bu tanrısal mutlâk'yetı bır yeryüzu oğraası (doıîtrmı) olan «ınsan hakları» ıle smırlamayı getırmıştı Eu uUeye gore şımdı de artık, bır yeryüzu olayı halme geıme<te olan hukamranhgı, oadışa hın tekelınden çıkarma e\res. gelmıştı Bunun çafdaş batıh b»çemı (us! ıbu) ve bl çımı de bellı ıdı Padışaiım janma halk temsılı nı de>Lrnle\en bır parlamen'o koyarak, sıyasal karan .Paaışan kabjıe» .le ba «parlamemo» nun arasındakı b'r meşveret JSUU uzerme oturtmdva doğru kaj'mak Faka: bu devnmı once, Osmanlı Laberal k? nat seçkinlerı tam an''ja.namışlardı 1876 ıle g: rıştı clen «îK'ıoan, (.ajdaş nulcus üke^enyle oağlayarak haı^ orakhğına da baglamak» eyle^ı nı, Osraanlıvı sonıurgeleştıren e<5onomiK jae'a lızme karşı getırmelerın pekâlâ onlardan ıste>ebıuroık Onlar da bu vonde bır eylemı öaslatma yı arıyaoüırlerdı Sonra bu devrımı bu gunün sıyasal seçkm.erı, hem bu son noktada, hem de huku/.sal yon ae pek kavramamışlardır a) Onlar OJ devnmı bu son noktdda da an lamamajı surduruj orlar Mustala Kemal ın lu k haKumetı haıkın aukumeti formullerını hâla an lamıyorlar Bj formullere karşm, bır burjua hukumetı temelı atı> orlar Bu noktada, Osman.ı ı e aynı eKonomık liberal felsefejı guduyorlar Boyıece Turk,ye'yı, buyuk bu'juvalaşma baskısı altına sokuyonar b) A}rjca çagımızın sıyasal seçlanle~ımn bır bujuk bolumu 187b dan doğan hukaksal sorunıa rı aa kavranuyorUr 18"6 bir müzakere yöntemı jaratmıştı. Işte bu yontem ço^ daha sonraları Amasya oildırgesını dogurmuştu Bu bıldırgeden de, Erzurum ve Sıvas kongrelen ıle müzake'e yontemı uygulamalarına geçılmış'ı Bu kongrelerden de geç lerek, sonunda Buyuk Mıllet Jiecüs» evresın« gehnmışti Işte butun ounlardan sonra da 1961 Ue usulü meşveret. en demokratık yapısına kavuşmuştu. Gel gör kı çagımızın a>maz fakat eg«men sıvasal seçkmlerı koku bu anlaşılmayan 1876 de.'rıTune kadar uzanan demokratık oluşumu yiK maya ograşma^iadırlar. Yırtılan Kitaplar 1<)77 Turklye'sinden bir gaatete haberi: «Mılli Eğıt jn Bakanı Alı Naılı Erdem'm butün valılıkljre bır genelge sonderdığı ve lıselerde OKUfulan kıtaplarda \r: alan eleştırı konusu sayfaların unna edı^mesını ısted^ğı og renumıştır Dun butun valılıklere gondorılen gene.gede le. sefe, tarıh ve ahlâk kitaplarında yer alan bazı «coriuıann <• ; kanlması ıçın sayfa numaraları ıle'ilnıış ve çereklı ışıer.ı'e rın Mıllı Eğıtırn Madurlermce >ap ıması ıstennrştır BU n dığı gıbı Felsefeve Gırış kıtabında Alevı yurttaşıar alevaai de bazı bo.ümler yer almış, Ahlak kıtabında ıse ışç.lerm doktorlar kadar şsreflı olmaaıklan ıdd asına ver \ernrrnşf B J bolümler kamuojunda ve Meclıs te tartışmalara >ol aç tnıştır » Peki, acaba nasıl yırtdacatctır ders Mtaplannm vıyfalan? Vablıkler, Mıllı Eğıtim Mudurlüklcrıne genelgrvı uete cekler. Durum okul mudurlüklerine duvurulacak Okul mu durleri emri ogretmenlere ulaştıracak. Oğretmen sınıfa gırecek. Ögrencüer kıtaplarını açmış beklıvorlar. Oğretmen. Çocuklar şimdı numaıasuu bildirecegırn savlalan kıtabınızdan >ırtacaksuıız! Ögrencı. Niçın ogretmenım? Ojretmen. Emir böyle! Ögrenci: lazık değıl mi öfretmenlm kitaba? Para verlp ıldık, şundi de •vnrtıjoruz. Oğretmen: Ben ne dersem onu yapacaksınızt Böyle bir olay ancak 1977 Turkiyesınde ve MC ıktitUnnda yaşanabilırdi. Ve >aşıyoruz. Ama kitap savfalannı yırtmakla ış bitecek midır? Bır Eğitım Bakanı düşunun ki yuzhinlerce kitap uyfasını yırtmaUn İçin okullara emir veriyor. Peki, bu Bakanlık defil mi o kıtaplan yaıclıran ve bastıran? Kımdir bu ışten sorumJu? Koltuğunda oturarak okul kıtabı vırttırmaüla sorumlulnktan kurtuiur mu All Naıli Bey? Savfaları vırtma emrini vermekle suçunu kabuUenmış oluyor Bakan Bry, Çekilmesi gerekmez mi? Ya o kıUplann yazarlan Bakanın trannt ne diyorlar? Bu kitaplann yazarlannda serç^kten onur varsa ortaya çıkıp konnşmabdırlar: Blz yazdıgımız tdtabın yırtılmasına razı olamayiT' Milli Egitım Bakanlığının okullarda yırttırdığı bir kitabın >azan olarak toplumda dolaşmak olası mıdır? Hançi Insan onuruna vedinr boyle bir durumu? Şerefli lnsanlar vardıkların» sahip çıkanlardır. Hem bir kitabın blrkaç s»vfasını yırtmakla ne olacaktır? Herkes bilir ki kitap bir butundur. Bır dunya goruşünun urünüdür. Eğer bir tdtapta işçinın şerefi azımsanıyorsa; gerive dönuk ve çagd.f>ı bir felsefenin ve karanlık bır dunva gonişfinün ürünüdur o kitap Çağımız emek çağıdır. Alınterinin değeri, çalışmanın vuceliğı. caâdaş uvgarlığın benımsediğı ilkedir. Ama geçmışın karanlıklannda durum boyle değiidi. Tarihin derinbklerınde efendilerin oturduğu keyfettikleri; kolelerin çalışıp urettiklen dönemler vardır. Eskiden sovlu kişiler için avtptı çalışmak; asağılık kişilerin gorevıydi hızmet etmek . luun yüzyıllar sfiresinde oluşan eskl ahlâk kurallanna »ore, emekçinln şerefi voktu. Emekrl koleydi, »erfti, esirdi. Emredillrdi ona Ve efendilenii şereni olanlar, emredenlcr .. tnsanlık bu ahlâk kuralını yıkalı çok obnamıştır. Bugun gert toplumlarm karanlık vevrclerınde aşılmış ahlâk kurallannın kalıntıları hâlâ yaşar... Ve çağımtzda bile somuruve dayanan dütenlerin tumu, geçmişin değer vargılannı vaşatmaya çabalar. Lise Ahlâk Kitabında geçerli dunya göruşu, emeği hor gören çağdısılığın sımgesidır. MC Hukümetınin sermayeden vana ve emeRe karşı oluşuyla ko şutlanmış bir ahlâk anlavısınm okul kitaplarında yer almasına şasılamaz. Ve birkaç kitabuı sayfalan yırtüarak bu işin içınden çıkılarnaz. Somut acıklama Bu so> ledıklenmızı somutlayarak açıklayabilırız Gerçekten, anlaşılmajan devnmleraen bın olan bu ılk Anayasa, bır kez, ne geUrmıştır'' Once bunu kavramalıyız Bu ılk Anayasa «Mutlakıyetnı kalaırmı^tır Yanı sıyasal karara varmayı ve onu uygulamavı ve de onun denetımını, bır tek merkezsel ırade nın sımrsız tekelınden çıkannıştır Onun ' erıne karara vannada, onu uygulamada, ujgulamayı denetlemede halk ortaklıgını deyimleyen bır usul u meşveret, usui u rr.urakabe > ı luza.^ere ybnetım ve denetım yonternı) getırnuştır Geleneksel sıyasal ıktıdar sıstemı şuydu Hükumranlık hakkı, kaynağında tanrısaldır \er yuzunde halıfe sultan tekelindedır Onun tara fından, bir başka jeryuzu, guçe dayanılmadan, bır «yeryüzu makam» ıle ortaklaşılradin bır tekel haunde kullanılır Işte 1876'nın 23 aralığında bu gelene/îse! sıstem kaldırılmış, padışahın yanına, bır parlamen to getınlmıştır Bunun bır dalı padışah tarafın dan seçılır (Ayan Meclısı) onun ana gorevi, top dıi Zamanımızin k:mı seçkınleri de, tarıhm yenileşen rr.ekânın (yerın) oğelennden fışjuran, za manın o degışık oğe'ennden gelen, ve bu redenle çağımıza da «venler» getirmış olan bu olayro bu nıtehğını ve gereklerıni kavrayamamışlardır. Bu redenle, bu kez 1876'dan gelen .yazılı hukus ue baglanmış sıyasal ıktıdar» zorunluklarını vaşaaı gımız bugürüerde bıle saptırmışlardır. 1961 Anajasasının 71 ve 73 batü değışmelerı ıle. kendj sı Faşizme Karşı Bir Savaş Bu.. OKTAY AKBAL Evet Hayir GENÇ DOKTORLAR rfcahk zıtiri karanlık mı desenı, lu^ jan Karanlık uiı aesem bır genış salon, nangar mı desem kapkara bulutlann ıçınde çırpmıyorum Karşıda ba samak b?samak kapkara merüı verüer, bajoık oır kapı Merdıvenlerde saçı sakalma kanşmıs, kazma gıbı dışlerı kara kara go runen, gerış kollu eteklı kapkara cubbelere sarı. mış bırtakım kışıler, Makarjos'ıar gıbı dıkılmış duru^orlar Yıne bır boluk kapkara golgeler, jattıgım yerde uzenme uzerime gelıyor boğazımı sıkarcasına bana vukle nıyor, bır yandan da bır ağızdan bağınyorlar «Yuru' senı Ozde mır Bey ıstıyor' Kalk senı Ozde mır Yararbas beklıvor!» Ben, kıv ranıyor. bunalıyorum, var gu cumle bagırmaya çalışıyorum &onunda da Dagırabıhjorum sNe yapacakmış benı Özdemır B e j ' Gelmıyorum ı Yıne ustume ustu> me gelıjorıar, «Kalk yüru'» cu ye. «Kalkmıyorum' Gelmıyorum' Beru amelıjat ettı, dalıa r.e ıa*ıyor benden9» dıye davatıjonım Daha da nasıl bagmyorum, ne dıj arum bümem . Eşun, «Samım . Samım'» dıye benı sarsıp uykudan, karabasandan kurtarıyor Kan ter içinde ıki vakama bakıyorum, Sevuıç başucuma dıkılmış, hastanenın bır odasındayım . Ranat bır netes alıp soruyorum Sevınç'e «Ben, uç gun once ame lıvat oldum >a9» Gulmeye baçlıjor eşım, anlıyor durumumu, «Yoksa uykunda, düşünde bır kez daha amelıyat mı ettiler''ı> «Etmeye edeceklerdi ama karşı çürtını, izın vermedım » diyorum ve düşümü, karabasanı an latıvorum. Oysa amelıjatıma karar verıldiğmde, oBen amelıjattan korkmam1 Sadece mıdem ml' Bende fıtık da var Istersenız onu da kesın bıçın dıkın!» dı yerekten doktorlara cart curt etmıstım . Ûzdemır Bey, «tamam, O Samim KOCAGÖZ zaten fıtıgı da dıkeceğız » de mıştı. Sonradan gordüm kı yukan dan aşagı kArnımı, kasığîmdakı fıtıgı, evvelallah dikış makinesıj^e aıker gıbı dıkmış1 Korkmam talan fıiân demıştım ja bal gıbı korkmuşum ışte Isbatı ortada Ba karabasan, bu duş neyın nesi oluyor yonsa Kimı zaman deı/ıek Korku, ınsanın bılıncının al tına gızlenıyor Doktorlar tedbır lı, bılıyorlar Bır ığne >aptılar amelıyatlıanenın kapısı onünde, ıçenslni gostermedıler Büsba tun korkmav'ayım dıye olacak. Yalnız kendımden geçerken, «Sa mım, şımdı gıdıp gelmemek var1 Dıkkat et, fıncancı katırlarını ür kutme kı gerı gelebılesın'» dıje duşunduğumu şımeh şımdı ansı yabılıyorum O hengâmede gorauğum sıra sıra <JokiU>nar, sıra sıra hemşıreler, hıç de kara cubbelı, korkunç yaratiklar değıldı Hepsi pırü pırü aklar ıçmde, ak bulutlar ıçmde uçuşuyordu Hanı şu dızı fılm Gerç Doktorlara taş çıkartacak iyilıkte, guzelUkte Genç Doktorlar, hemşirelertlı Bana bır ara, «hıç bır şey duymazsın » demışlerdı. Gerçekten ameliyat ıki saatten fazla sürmüs ve ben hiç bır şey duymamıştım. Duymamıştım ya ameüyattan son rakı 48 saatı bir de bana sorun: Adamı kofuşuna yatagına göturmüyorlar asıp kestıkten sonra. Yenı amelıyat olanlan, tecrıte alıyorUr narkozun etkısı azaldıktan sonra. tki Uç hemşıre. bir nö betçi asıstan doktor, durmadan hastamn nabzmı, tansıyonunu ölçüp duruyor. Ancak gecenın sabahmda ıyice kendıme gelebıldim. Etrafımdakı yataklarda ahlayıp, oflayanlar, ınlejenler' Daha ijıcscr, gozlerinı tavana dıkmış oylece yatıyorlar «Oh1» dedım kendı kendıme, «Fincancı katırlarım urkutmemışu kurtulduk!» Kar tulduk ya benım de ıçımde, etrafundakı dostlar gıbı büyük bır sıkınu baskı var. Onlar gıbı ba gırasıra, ahlayıp, oflayasım ge lıyor ama ıtTut kendını Sam n> v> dıvorum Narkozun etkısı pe< geçmem»s olacak, duşunce'mı bır gıdıyor, bır geliyor . Yıne kendi kendıme bağırıp çağıracağıma şurler okuyayım 3ın dıyorum Bu şıır Ahmet Zîaşun'm dıyor okuyonım, mırııdi nıyorum kendi kendime dogrj yanlıs. Kafamı toparlavamıvorum ama okuyorum Bu Yahya Kemal Iyı unutmamışnı Eu Nazım Hıkmet dıyoruın Yaiıu Necati Cumalı nın şu Jzelerı de bızım ahvalımıze oek uyuyor dıye duşunup, «Karda ayak ızlerı var 1 Vurulup iu^ tuklerı jere kadarn dıyerek oku mava devam edıyor, ya da okuduğumu sanıyorum A!, yan tarafımdakı genç bır hasta >ma sesleniyor: «Amca dua mı osuyorsun?» E bu durumda, iHayır şur okuyorum1» desem büyük münasebetsizlık olacak, «Evet» karşılığını veriyorum. «Al lah kabul etsın» dıyor ben de «Anun!» çekiyorum. Bu Isnlı gavurluk da olmaz hanı, nas'.l da bunca badireden sonra dua etmek aklıma gelmemış (!). Bu sırada herr.îire başucuma dikıliyor, «Kalkın elinizi yuzünüzü yıkayacaksmız,» diyor. Hemsire hanım şaka ediyor olmalı dıve düşünüyorum. Elımi kolumu kıpırdatacak takatım yo'< Ne )d ış şaka maka değıl; yüz >ıkama<£ rtaköy Eçitim Enstitüsfl oğrencileri Istanbul Valıliği onunde gosteri yapıyor, VaUye bir dılekçe venyorlar. Di> orlar ta. «Okulun duvarları ve kantın, boıkurt tablol&n ile donatılnuş, Alpaslan Turkeş'ın resimlen ve tataplanyla suslenmiştir. Ortaköy Eğitim Ensti«üsunde can guvenüği ve ögrenun ozKarlfiğünun kalmadıpnı bir kez daha vurgular, okuld» gelişen otaylann baş sorumlulan olarak Mudur M. Oktav Armaran başta olmak üıere idarede bulunan ogretiın uyelerinin de haklannda kovnşturma açılmasmı talep edıvor, bu tiır komando baskılarını kınıyor, can guvenliğı ve ofrenım ozgurluğu ıstıvoruzjı «Can güvenligi ve öğrenim ozgurlugu»: . GençUgin en dogal IH hakkı. Her yurttaşın en dofal hakları tnayasanın Urudıgı haklar bunlar.. Kimse eüruizden alamaz, aldıgı zaman suç islcmiş olnr. Ama aylardır oğTenlm çaçındakı gençler «can gtivenliği» istiyorlar. Derse girebilınek olanafı istiyorlar, okumak, yetişmek, ajdııüanmak \ma kapuar tutulmuştur, yollar kesilmiştir, hem de, silâlılı bırtakım örgutlerle.. Kim besler bunlan, kim jetiçtirir, kim silahlandırır? Yurt içinde boyle, yurt dışında bo>le . Alın okuyun «Stern» dergisini, uç rrulletvekiline sahip bir küçük psrtinin Almanyjda nasU orgutlpştittni Alman dergisi açık açık jazıyor, hatta bunlann CIA tarafından destekiendigi konusundaki kuşkularını da belirtiyor Bır haber daha Oyku vazarı, öğrelmen Osman Şahin RÖrev vaptığı bsenın onunde saldırıya ugrauus, dovulmuştur. Bırkaç gün once Prof. Kıvanç Ertop'un arabasına bomba konıılmuştur. tnıversite ıçınde de kımi öfretim üvelerinin de açık saldırılara, hakaretlere ugradıklan duyuhnaktadır. Iş, öğrenciler arasındakı baskılar, gozdagları, korkutraalar, dovmeler, oldurmelcrle kaimayacak, sıra ogretmenlere, doçentlere, profesörlere, >azarlara, gazctecilerc, mületvekıllerine, senatörlere de gelecek. Tırmanma hızlanmıştır. Seçırae vaklaşıldığı oranda taşist cofkular artacak. Hele hele seçım oncesı, seçim gunu, neler olacaktır, duşunmek bıle Korku verici! Fasizm ozlemcilen kesinlıkle bılıyorlar demokrasıve, Anayasaya bağlı Turk seçmenınin oylannı çoğunlukla CHPve, Ecevit'e verecefini CHP iktıdarında da zorbalıga, faşizm oyunlarına, cinayetlen yer o!mayacağını Bu yüzden ekim 77"ye dek yapmadıklannı birakmayacaklar. Ta kı, MC ortaklanndan biri «artık bu ksdarı olmaz, artık durdurun şu clnayetleri» dıyerek başkaldırsın! Yoksa, önfimnzdekl aylar, her bakımdan, herkes icin çok çetin, çok kanlı, çok acımasız geçeceğe benzemektedir . Türkıye'nln dort bir yanından aldığımız mektuplar hep bu acıyı, bu korkuyu dile getinyor. Hergun yakınmalar, endişeler, acılar yağrnur gibi yafıyor ilerici gazetetere, yazarlara . Yaımakla iş bıtmıjor. Hem yazının da anlamı kalmıyor. Hep aynı acıyı dile £ftlri>oruz. Kendi aramızda söylcşiyoruı. Bu acılar, ba çirldnllkler, ba yasa dışı ışlemler MC'den yana olan pohtlkacılan, gazetecileri, aldatümış halk yığınlarını etkilıyor mu? Ö.ilelerl var ki gercekleri gozunun içine soksan aldırmıvor! Işkence konusunda burada çıkan bir yanmı sutunlanna alan bir sağcı gnıete, şöyle bir not koyrouş başına: «Şu solcu yazarlara bakm, işkence varmış bu ulkede, ne de hayaUeri geniştir bunlann, işkence mi, nerde olmuş, ne zaman?» Buna benzer sözler işte'. Sağır snitan duydu, sayısız belgeler, resimler, tanıklar, kanıtlar Ueri suruldu, sorumln kişiler, başbmkan. lar bile tümuvle yadsıyamadı, «Polis her yerde bir şeyler yapar» demedi mi bir aamanlann Başbakam Melen? tşkence jokrnuş:. Peki, o işkence altında ölenler, tabanlan patlayanlar, clektrik şokundan sakat kalanlar, bunca gcaç, bunca yaıar, bunca aydın, bunca bilim adamı? Hepsi hepsi yafadı işkencenin çeşitli biçunlerini» 1977 eldmindekj genel secimi CHP tek başına kazanmalıdır. CHP ba seçımde en azından 350 miUetvekili çıkararak kazanmak zorundadır. Bizler, Anayasa'ya, demokrasiye, Atatürk 1 1 kelerine bafh, çafdaş nygsrhk d&zenlnden yana yurtta?lar olarak, CHP'yı, Ecevit'i tek başma iktidara getirmekle yükümluyüz. Oylanmızı bötmeyeceğiz, ufak partilerde dağıtmayacafız, hiç değilse bir dönetn içtn CllP'yi kesinlikle destekleyecetiz. Talnız oy vererek değil, oy kazanması için de çahşarak, uğraşarak, didinerek, sandık bafina adam gotürerek, sandıklan bekleyerek . Dostum tlhan Selçuk'un geçen gun yazdıgı çlbl «demokrasifaşizm» savaşıdır bu yaşadığunız . Faşızm bir flstfin çıktı mı. Türkiye en azından beş yüz yıl geriye gidecektlr. Kırk ild milyontuk bir ulus çağının gerisine dönemez, dönmeyi kabul edemez. Oyleyse, çündiden «demokrasl ccphesUnde toplanmalı, demokrasinin kazanması için tüm çabamızı haraunalıyn... Iş, lşten geçmeden... Daha geçmeden!.. O bahane «Hoca'nın emri, her %• melıyatlı hasta yuriıyecek1» dıye d'renıyor hemşıre. Bır jenı şıre daha, yaka paça benı taidırıyorlar, yurutuyorlar Yuzuma vıkatıp jme yurutuj orlar ^aka maka yatağa donduğumde basbayağı «manevıyatımın» du zeldıgıaı duyumluyorum. Bu kez aklım bir daha basımda rjereden nere^e Melıh Cevdet'ın uç dızesını aasıyor, mınldanıyomm. «Metın ol oglum gazozcu / Dokuıeı gazoz / Kırüan gazoz şı şesı olsun1» Hoppala yok mu >ahj usta şaır, buyuk şaır Melıh'ın başka şiin okunacak? Demek narsoz adamın bılınç altını eşelıyor. Melıh'ın dızeıen ıie kend.mı alaya almak da TJzel Ege Universıtesi Tıp Pakültesı Hastanesı, bır soylentıye »ttre, Balkanların en büvuu hastanesıvmış Buyuklüğu, kuçukluğu bır jana ıçı saat gıbı ışLior Be rum yattıgım 3. Cerrahı Kluıığ.nde hastalaa.sabah beşte kah valtı venyorlar ve çalışma a >s lıyor Tıp Fakultesıyle, Zıraat Fakultesı ışbırlığı vaprmş Zıraat Fakultesınden hastalara faze taze yumurtalar, sutler aelıyor. Çay guğumde kaynatılınış olsa da kokulu. Sonra efendım bır temızlıktır başhyor. Nöbetçı hemşıreler hastalann derecelennı alıyorlar, durumlarına Oafcıyorlar. Nbbetçı asıstan doktorlar, başasıstan, Doç. Dr. Ozde mır Yararbas vnzıteye gelıyor Daha bıtmedı; saat dokuzda da korıdorlarda bır ruzgftr esıyor.. «Hoca geuyor . Hoca gelıyor!» dıye. Ve Hoca Prof. Dr. Sermet Akgün geliyor ki arkasında bır ordu ögrencüer, asistan doktorlar, başasıstan, doçentı. Tam bır asker dısıplını, her hasta için aşağı kademeden yukanya dogru o günkü tekmıl ^erıliyor, ilâç verılıyor, dıyete bakılıyor .. Butıin hastalar ?knksız eşit ışlem goruyorlar. Butun bunları niçın vazdım'' Hastalıgımı mı anlatmak ıstedim, hayır: Türkaye'de hastanelerın, doktorların bylesine alevhınde konusuluyor kı, ben &ordıigum gerçeklen yazdım. Benim doktorlanmın, genç doktor.enmın kışilığınde butün sklı başındakl TUrk doktorlannı kt«ızıh) ederım. Sağolsunlar. DOKTOR TEŞEKKUR Aıle relsimiz degerli insan, Ankara Devlet kestrası sanatçısı Opera Or Ali Kemal Kaya'mn cenaze merasimme katüan, çelenk gonderen ve bu acılı günumüztle bızı yslnız bırakmayan evimıze bızzat gelen telgrafla acımızı paylaşan tüm kurum, dost ve akrabalanmıza teşekkılrlerimızı sunarız EŞI VE KIZI (Cumhurtyet: 234) OEIMIZUL! YURTTAŞLARIMIZA İKİNCİ PARTİDE DARUŞŞAFAKA CEMÎYETİ'nden Saıt Faik Hütâye Armaganı, Makbule Abasıyanık'ın vasıyetnamesi uyannca 1964 yılından beri Cemiyetimirce surdürulmektedlr. 1976 Saıt Faik Hikâye Armaganı, 1976 yılında basılıp yayınlanmış hikâye Idtaplan arasından Jünnin seçecegi yapıtin yazanna venlecektir. Armagan bu yıl 10 000, liraya çıkanlmışür. Yarışmaya katılmak lsteyenlerta 31 Ocak 1977 Paıartesi gunü saat 17.00*70 kadar yapıtlarından onar adedini Cemıyetımıze teslim etmelerı gereklidir. Daha önce armağanı kazanrruş yazarlar kazandıklan yıldan ıübaren 5 yıl geçmemışse yanşmaya katılamazlar. Sonuç 13 Mayıa 1977 Cuma g^lnü açıklanacaktır. Ek Bılgı. 48 48 10 (Cumhunyet: 236) 140 DAİRC SUNUYORUZ ORHAN UYGUR Dahıliye Mütehaasısı Osmanbey, Rumeli Cad. 82/2 Koseoglu Ap. Kat 2 Tel: 40 70 30 Cumhurıjret 237 Depremden zarar gören Oonizli'de Yurttaşların yardtmına ilk kosan KAYIP 34 UR 463 numarah plâkam 16 Aralık 1976"dan ben kayıpür. Metin BRANGAR Cumhujiyet: 239 TÜRKİYE EMLAK KREOİ BANKASI ELEKTRiK MÜHENDiSLERi ODAS1 ISTANBUL SUBESi XVIII. GENEL KURULU ÇAÛRISI Odamız XVIII Olağan Genel Kurulu 23 Ocak 1977 Pazar gunü saat 10 00'da Galatasaray Lisesi Tevfıfc Plkret Salonunda yapılacaktır Sayın uyelenmızın kımlık kartlarıyla bırlıkte katılmaları duyurulur IÖNETİM KLRULD G ÜN DE M : 1 Açılış ve Savgı Dumşu 2 Eaşkarjn açış konuşması 3 Başkanlık Ehvanı seçırri 4 Oy bayım Kurulu seçımı î. Çalışma Raporunun Okunması 6. Denetçıler Raporunun okunması 7. Raporların Goruşulmesı 8. Yönetlm Kurulunun Aklanması " Yeni Yıl butçesının GorülüşUlrnesi ve KalnıIU » 10. Yeni Yönetim Kurulu ve D°netçılerın seçımı 11. Dılekler ve Oda Gçrel Kuruluna Goturulecek öneriler 12 Kapanış. (Ajanstur; 7861) 247 SÖZLEŞMELi PERSONEL ALINACAKTIR güzel kentinizde 140 daire daha ı'nşa ettirmeği kararlaştırdı. Halkın beğenısine uyçun oiarak yaptrrıfan ve 112 1976 gününden itibaren satışa sunulmuş olan 100 daireyı 240 daireye çıkarıyoruz. Depremden zarar goren yurttasfara satıstarda oncelik tanmacaktır Bilgi için Denizti Şubemiz emnnızdedk. Millî Eğitim Bakanlığından îş hayatının üst ve orta kademe yonetıcilerını Endüstrıyel alanlarda gel.ştirilen yent bügi ve tecrübelerle teçhlz etmek için Gebze'de Tübıtak Marmara Bılımsel ve Teknık Araştırma Enstittısü sahası içinde «TÜRKtYE SANAYİ SEVK VE İDABE ENSTITÜSÜ» adıyla bir merkez kurulmaktadır. Bu merkeztie 657 sayılı Devlet lemurlan Kanununun değışıt: 4. maddenin (b) fıkraaı bükrnü uyannca sözleşmeli olarak aşagıda nıtelıklen belırtılen egıtım gorevlılen ve Sekreter ıstihdam edilecektir. Isteitlilerin müracaat foltnu almak ve dlğer şartlan öğrenmek üzere Mıllı Eğıtim Bafcanlığı Teknik Eğitim Fınansmanr Projesı Müdurluğune en geç 15 11977 tarthıne kaaar başvurmaları gereğı üânen duyurulur. Görevi Eğıtim Görevlisl Sayısı tstihdam aianlan Mali sevk ve ldare, Personel Sevk ve ıdaresi ve kantıtatıf analız komputör uygulaması Aranan nlteUkler \uksek tahsıl yapmış: Konusu ıle ılgili sevk ve ıdarecılık alanında uzmanlasmış olmak, çok iyi îngılizce bılmek Endüstrlde en az 2 yıl çalışmış 2535 yaşlarında ve askerlığıni yapmış olmak En az lıse tahsilı yapmış 'vi derecede îngllızce bır on parmak daktüo yazabilmete, Endus'rı de konusu ıle tlgılı ly lerde 3 yıl çalışmış olmak (Baaın 30658) 233 TÜRKİYE «MLAK KREDİ BANKASI (Basın. 30448) 230 Sekreter Yazı ve büro işlerinl yürUtmeie
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle