22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKf Urk DUl derglsinfn kasım 1978 sayısında Saym Sunullah Arısoy'dan esınl»>nlp, yazıma bajlık vaptığım «Smi Bızı Bagışlama Ataturk» adlı gerçekten nefis dlzeyi unulamıvorum. Eu şiirin tümUnll okuyucularıma sunmak isterdım. Ne var kı; bir yandan bize ayrılan yerln sınırhlığı, 6te yandan şllrln, güzelliği kadar uzun oluşu isteğimi yerlne getirmeme olanak vermecü. Eu nedenlo şiırin yalnız bir bölümünü sunmakla yetineceğim: (Ozanı beni bağışla•ın.) fUMHURlYET 13 OCAK 1977. T OLAYLAR VE GÖRÜŞLER "Sen Bizi Bağışlama,, Ahmet COŞAR kez okumnsmı, ttrümleyip, yorumlamasını gerçekten çok isterdinı. Belkı o zaman, ktıçUctlk bir umut, uzak bir olanhkla da olsa; bir yanda, Atatlırk'ü unutmak ve unutturmak ıçın. haın Sultan Vahdsttın'fi «yurt sever» diyen, Türk'e Rüvensızlığını kış>ısel koruyuculugunu ustlenen, Hassa Alayını oluşturuş biçimi ile vurgulayan, otuz Uç yıllık saltanatı döneminde ımpnratorlugun çöküş ve çdrüyuşunü hızlandıran AbdUlhamit'l «Ulu Hakan Abdülhamıt Han» diye övenlerln; ote yanda, Atatürk'u burjuva levızyonıstı olarak nıtelendınp, kendine ozgü bir ekonomik öğretisı yoktu diyı, aşagılaj anların gerçeklerı algılayıp utaima duygusu ıle kızaran yuzlerlni gbstermemek ıçm, şapkalarını öne eğdlklennl gorurdtik. Ama nerde' Yıuler kızarmıyor, şapkalar fine egilmıyor Örnek ml? Çok uzakta degil. l«te 11 kasım 1976 tarihlı Cumhurıj et'te Sayın Oktav Akbdi'ır. «Hpzeyan deyip geçmiyeltm. başlıklı yazısına konu olan satırlar Bu satırlardan ba7i bolümleri unutulmuş olabilecegıni de dUşunptPlc sayın okuyucularıma anımsatmak isterim. Kovlehkle Atatürk'e olan saygisırJığın gününixi7de ulaştığı boyııtları, uzulerek hep birlikte. bir ke? daha ızlemış oluruz . Büytik bir milletln tarihl İçinde kendlsine zorlama yollarla, liylk olmacııgı bir ^er avrılmak istenen bir kişinln mtim gunur ı, daha dün imlşcesıne her yıl bir aglama guntı veva butun bir milletl aglayıcılar takımı halıne mı getırelım » • Lrelı ıle olen diktatörlerin bu dunyddan hesap vermeden gitmelen beşerıyei inrıhi açısından esef edıleoek bir husus degıl mıdir? . Ştmdı alışılagelmış, olağan elcjtnı Miıırlatı aşıp, ısı saldırıya dek vardır^n bu satırların sayın yazanna anımsatmak isterİ7; bir Müsluman olarak tslamın Yuce Prygambeıı'nln üskürü me\tdktmı bılhayr. (olülerınizi hayula anınız) hariısınin ıçerdiği buyruga ııyma 7,01 unluğunu vudanen duvmak, sanırı/, gerekliydı Ama gerçek odur kı. bbyle&me dıtvunenlpr için, yaşamı boyunca Türk'ü VB Türk jurdunu bolıneyı amaçlayan Saıdi Kürdi ıSaıdı Nuısn • muhterem ve mümındir de.; tum ya$anıını uKısunun kurtııluşu, ozgurlılğü, ujgnrlığı uıtruna sava?ını vermekle harcamış buyük onder Mustafa Kemal Ise «menfur munafık ve deccal«dır. ÇaRnşımlarımız bıze ünlü Çın düsunuru ve ozanı Kuntzu'vu anımsattı. Kuntzu pfter cagırnızda yaşamış olsaydı, gumımüz Türkıye'sıncle klml okumusUnmızm yuk»nda defindlgimlz Wçimde verdikleri dUftin ürünunün çarpıklığı ve çUHlmUşlügu karsısında lnsan egltmeyl, lnsana egilmeyi ögütlemek amacı ile söyledigi . • bir yıl sonrası ise dUsUndüğun, tohum ek, / Agaç dlk. on yıl sonrası ise tasarladıgın / Ama dltşunüyorsan yüz yıl ötesini, halkı egtt o zaman / Bir kez tohum eker, bir kez ağaç dlkersen, bir kez ürün alırsın / YUz kez, bin kez Urüıı alır.sm, egitırüen toplumu.» sözlerinden UzUlUr, ku; kusuz utanç duyardı. Son demeden bir kez daha; uşenmeden, usanmadan. yılmadan, her seye lursın bir kez dahrt belırtelım ve yineliyelim: Atatürk'Un dünya gorüşll antiemperyalist, ve antifaşistti. Toplumsal ogretıst Islâm Ummetçiliğıne degıl Türk Ulusçuluğuna dayanırdı. Kurtulus Savaşı'nda altpttığı güçler salt Yunan ordusu degıl onunla butunleşmiş tlim sömürücU ve fjıldırgan devletler dayamşması ve isbirliği idi. Ama savas sonrası vapısına egemen olan evrensel insan sevgısı dünkü dilşmanlarına dostça elini uzatmakta hıç mi hiç duraksamadı, gecikmedı. Yaşamı boyunca ınsanlıga, ulusların kardeşliğlne, .vnlaşmazlıkların barışçıl ydntemlerle çözülmesi gerektığıne ınandı Bu sarsılmaz ınancım «Türklerın düjmanı yoktur, ejer varsa bu ins.anlıgın düşmanıdır» dıverek sloganlaîtırdı. Mustafa Kemal'in, sanırız. Ulke gerçeklerlndnn yola çıkarak saptadığı bağımsızlık ve ıılusçuluk ilkelçrıne dayanan ve temelde liberal kapıtalızm ile marksist kollektivızmin değisık yöntemlerle uygulama alanına kovduğu enıperyalist ekotv.mık sförüşlerinden apayrı, dUşünceiine bıçimsBİ jonden dpgil de, ozıiyle sanlsaydık ve bu konuda odün vermeseydık, yozlaştırıp, sulatıdırmasaydık. yazımızda az çok sunmaya çalışngımız .degerler karg&şası. İle insanlarımızı bunaltmaz, bunalımm acılannı yaşamazdık. So/.ütnüzu basladığımız gibl sen bizi bağısAtaturk diye bltırelim. Heeey,Sizlere Söylüyorum! P «Varıp anıtına sayçıda duranlar / Büirsin, / Çoğu sencil değıl. / Överek yitirdiler senı, / Biçimsel smırlamalarla tutsak. / anlamsız kalıplaşmış kahraman ettiler. / Ve sonru, / Güln oynaya, / Adına, anlamına basa basa, / Ne yaptmsa sevgılı Mustafa Komal, / Ne lşaretledınse sevgıll Gazi Paşa, / Ne dlişledinse sevRüi Atatürk, / TUmünu acımasız, yıkıp attılar... / Hem de Adını ana ana . / Sen bizl bağışlama.» «Fikri hür, irfanı hür, vlcdanı hür. / Kusaklardı ozlemın, / Gelcueğe, çağlar otesine donük . / Bilinçle, bilgiyle, sevgiyle sarılıp / Anadolu insanına güvenle / Toprağın hem altma, hem Ustunp / Yaşannıış butun uygarhkimıiıH / • Benim..> diyerek, / Alnı ak, başı dık / înîiiçla, omııla / Yaşamının tadına vaıarak / Senden güçlenip / Sem aşarak, / Bir güzelıra ülke doğurganlığınm / Şehveti içinde / Tomurcukliinıp uç veımış gençler / Berpketlı yağmurlar gıbıydilcr / Yağdı yağacak / Bız onlan, alanlaıda, soknklarda, okullarda vuruştuıup, / Vurduınduymaz, umursamaz, sinsı / Bir acımasızlıkla, her glin ama her gun / Torcnlı, törensız gftnderiyoruz, kıyınıa, olume ş.ımdi / Hem de adını ana ana .. / Sen bızı bağışlama » Çağnşımlarımızı eyleme geçirip, bİ7,i eslnlendiren bu şiırin tümüııü, tuplumsal konunıu ve sıyasal rgılımı hanRi yonde ohırsa olsun Tlirk olan. Turk'üm dıyen her yurttaşın 070Ilikle vc oncclıkle gençleıımı/m bir kcz, degıl, bııı Biz, Soldan Sağa Geldik... OKTAY AKBAL Evet Hayır Sabahattin Eyüboğlu'na Saygı Mart 1971 dbnemınuı akılsız, bir o kadar da olçüsuz, onünU ardını görmez, bir kapkaç dUzeninde eristiklen bol maaşlı, koltuklu, arabalı uşakh rahatlıkları ugruna, en dokunulmaz, en dokunulmaması gereken, yaşına başına bakmadan bütün ilericl aydınlara, vur abalıya deyip, ışkenceler duzenleyen ve bu yoldan rahatlıklarını daha bir güvence altına almaya çalışan kodamanlarının kurbanlarından biriydı, birl oldu Sabahattin Kyuboglu. O babahattın Eyuboğlu ki, lise sıralanndan ünıversıte kürsülerlne, Talim Terbiye Uyeliglnden Köy Ens tıtüsu çalışmalarına. sanat tarıhı hocalığtndan deneme yazarhğına kadar, içi dışı yurt sevgisiyle dolup taşmıs, Orhan Kemal'e, Yasar Kemal'e, Orhan VP li'ye, Melih Cevdet'e, Oktay Pıfat'a, Cahit Sıtkı ve Cahit Külebi'ye... edebiyatımıza onur kazandırmış sayısız sanatçıya kardeşlik, yandaşhk, candaşlık, gönüldeşllk ve (izin verırlerse) bir ölçüde hocalık etmis bir insandı. 12 Mart kodamanlarının hiçbiri, ama hiçbirl, eline su dökemezdi onun. Bir kez rastlassalar, o lnsanca gtilllsUnün, o sıcak ilgislnin, o cörnert bilgısınin/ bilgeliglnin etkiilne girsele'r, girebilseler, o saat, hizaya gelir, derlemr toparianır, hadlerini bllir, saygı durusuna ge çerlerdi. Işte, bu adamı, bu ınsam, bir sabahın körunde, evlnden alıp, Sansaryan Hanının Uat katında, ikincı üçüncü sınıf görevlılerin çahsma masalariyle dopdolu bir odasına tıkıverdüer. Neye ugradığını bilemedi Sabahattin. Sonuna dek de bılemedı, Maltepe sırtlannda binblr sv kıntıyla geçen dört aya yakın tutukluluk donemınde. Nice sonralan ögrendüc bu yer siz tutuklanmanın nedenim. Solcu Avı'na çıkan Sıkıyönetim kodamanlan, gelisigüzel yakalatıp hiicrelere tıktıkları, coplar, elektrik akımlan, falaka işkencelerinde söyletemediklerl, daha doğ rusu, istedikleri dogrultuda söyletemediklerl gençler ın, hanfl merkezden yönetildıklerinl ögrenme sevdasına kapılmıslar. Bir akşam, Istanbul'da, bilmetn nerelerde toplanmıslar. Bu fenç lerin elebasıları olmalı, diy« dtisünmUsler. MÎT görevlileri de, (ne yapsuı biçareler), bizım dosyalarımızı (bu ülkede, her namuslu aydının bir dosyası vardır). tâ 1963lerden beri. ipe «apa gelmez bllgüerle sisirllmis dosyalarımızi sermisler kodaman lann Onüne. Kodamanlar da, mal bulmus glbi. abanmiflar Ustüne. hani #u nefes alıp verislerımızi teypler, fotokopiler, ajan raporlan İle saptayan dosyaların. KODAMANUBIH SARIIDIĞI OIAY S. Eyuboglu'nun ylrml bes yıl lık can yoldaşı, hayat arkadaşı Magdi Buferie Aara Erhat arasında geçen MtT'çe t^ype ahnan bir telefon konusması, yetivertni» kodamanların karar ver melerine. tşçi Partisinin seçim propagandaaına katıldıgı gürUerdeyu. Taksim Meydanı'nın o igne atsan Vedat GÜNYOL yere dlisme* kalabahğının sundan, evinln sessırlığine doııen Magdı Rufer, bir telefon çagrısının sipsakında, Azra Erhat'ı buluyor karsısında Dortbes yudumluk konyak esrikliginde telefona sarılan Magdı Rufer, elinde çatal, ağzmda yutmak Uzere oldugu lokmanın son kırıntılarıyla, mıtıngın coskusunu dlle getıriyor. Alabıldıglne cosmuştur Magdı Rufer. Bir çatal alıp (ellndekı çatalı silâhların •n etklni saymıs olmalı) saldır nıalı. su Rerıcılerin, yobazların ustüne, dlyesı olmuş. Azra da • Ne munasebet, dlye yanıt vprmış, bızim sıiahla çatal]a ilışkımtz yok. Bız, Sabahattin ve Vedat'la birlikte bir trio'ytız (Uçluyüz). yazılarımızla. çevirilerimizle halkı aydınlatıyoruz, aydınlatmaya çaJısıyonız ya, yetmez mi?> demis. Alın slze, bir liçlu komplo girlslmll Ya, demis, komandolar, elebasılar bunlar, iste! Bundan 61â kanıt mı olur. Yakalatın $u adamları. Bır pazar operasyonunda. tomsonlu aaker ve slvıl pohsler, gelıp alıyorlar blslerl ay« «jT*evlerımlzden. g«c«nin gundUM yenıldigı alaca karanhkta. Birbirimizden habersiz, Sansaryan Hanında ahyoruz solugu, ctplerle tasınarak. On Uç gUn, ayrı avrı odalarda geçen, birbirimızden kopuk, tedlrgın yasantımız bir akşam sona eriyor, aynı odada bir araya getirilerek. Sevtnçler, UzgUnlUkler, ne olacagı bilinmez yannların gızinde kenetleniyoruz birbirımızle. Sube mudurU Ilgız acUnda (güler yüzlu olmaya çalısan) birl Sabahattin'i odasma çagırıyor, «Bız her şeyinızı bilıyoruz. Yann sorusturmanız baslayacalc. Hiç bır şeyi guslemeden. açık açık konusun> diye bgütler variyor. Sabahattin, o dost canlısı, lçtenlik havarisi, sözü namus, namusu sbz bılen Sabahattin, alı al, moru mor dönüyor aramıza. <Çocuklar, dlyor, büyük bir coskuyla, polis her seyl bıliyor. Açık olalim. Biıe sorulacak olan sorulara açık açık karsılık verellm, gonül rahatlıgıyla.» Nedlr polisın büdlgi? Bunca ymsamımırda neyi saklamı«ız, neyi ortbas etmisiz de. polıs kalkmu blri sorgulara çekiyor. Neyle suçlanıyoruz, belll degll. Neymis suçumuz? Bılen varsa söylesın. Neyse, Sabahattin, Ilgız'ın etklalnd*, blıi «bildilcleriniri oldugu gibi açıklayın» ciıglıtne sokuyor. Ertesi günü oekiyorlar blıi, urayla sorguya. Ben kendi hMabıma soyleyevlm: Beni, Valilljin bodrum katındakt bir odada sorguya çektiler. altı saat boyunca. Hayatını anlat, dedller bana. Ne guael bir fırsattı bu. hayatımı anlatmam için. Anlatüm. Kara gözltiklü bir MIT ajanı (geçen yıl ölmus, acıdım dognuu) sorular yrtneljti bana. Slvil bir kifl. ikl de kadın (ya da kız) yamağı vardı. Bayanlann diılerinde dotyalar açılıp kapanıyordu. Sayfaları aoıp açıp lorular yoneltıyorlardı bana. ögrencim, kınm, kııanım çatındaydılar Sen, fılân tarihte, Hobert College'de, filân falan çur jürisinde bulundun mu? Evet, btılundum. Ne olarak? Tıss . Daha neler, neler. Sonradan dava dosyaterında çıktı açığa. Benim 1%3'lerde, şuna buna yardığım mektupların fotokopilfırı adamlarm elinde. Peki, bir suç var mı bunlarda? Yok. Eh, 6yleyse? övleysesi yok. Uyumadıklarını gosteriyor bu belgeler adamlarm. Ev«t, uyumamı$lar bu adamlar. Ouzel. Uvumamışlar da, ne bulmuşlar? Hiç. Oysa, beri yanda. De"let kasasınn kilit tıyduran, ıhracat mlhracat dalaverelerıyle küpleruıi dolduran nice nice lıırsızlar, dalavereciler, madrabüzlar, şu yoksul TUrk halkmı s o yuyormus. umurlannda degıl. Varsa yoksa, biz solcular, onlann dertleri başları' . Ne acınılası seydir bu, Devletin korunması, dUnvadan habersiz. bilgisiz, ham halat insanlarm eline bırakılmıs olması! Rlmoliy le rujunu dUsilnen bir İkl kızcajjınn eline, yargısma bırakılmıj D^vletin escnllftiyle llgıli sorunhır! ~*' Biılcr, yani, Sabahattin E!yubo6hı, A?ra Erhat ve ben, furkiye'nın kuyusunu kazan kimseleriz de. o hangi egitlmden. kültür den geçtigl bilinmez MİT mensubu ile kısa etekll hanım hatun cuk görevlilerl. kara Bözlüklü, sıska Emniyet yetktlisi ml yurdun savunucusu? Bir çelişki yok mu bunda? Yir mi, yirml beşlerinde ikl kadın mı yurdu kurtaracak olan, yoksa. bılgisini, gönlünü bu yurdun esenllğıne adamı$, kafası ve yüregıyle bu yurdun mutluluğuna bas kopmu» yetlskin insanlar mı? Neyse, Sabahattin ve btz (Azra Erhat, Magdi Rufer ve Thılda Gbkçell), Sansarjim Han'ından ayrıhp, Sellmiye Kıslasının korıdorlannda ya da hapishanelerlnde aldık solugu. Selimiye'de niye tutukladüar bizi? Bilinmeı. Sonunda niye Mal lepe tutukevine götürdüler bizi? O da bilinmez. Hâla da bilinmtyor, aradan bunca laman geçmesine ragmen. Sabahattln'i seksen kisillk koğusa verdiler, beni de bodrum katına tıktılar, buluşup görUşmemizi önlemek İçin. Sabahattin ne seksen klsilik kogusa ısındı, ne de, sonradan, bir araya geldiğimiz, altı kisillk koguaa. Bir yabancı dunyaya sokmuslardı sanki onu. Bir sabah. gözünü açar açmaz, beni karsuında bulmuatu Sabahattin. Ona, «Sabahattin, ni ye buradayız?» dedım yan saka yan ciddi. Sonradan doladı bunu agzına: «Niye buradayız?» dlye Evet, niye buradaycUk? •DOSIIUK OUN YERDE UYGARUK VARDIR» Sabahattin bir dost, bir dostluk adamıydı. Onun İçln önemll olan dostluktu. girdlsız çıktısız, dııpedUz, yalansız dolansız dostluk. Dostluk bir sevgi islydi onun içln. Onun İçin zenginllk sev «Solculuk yokken Turkiye rahattı» dljor Sayın Deınirel Ünlü tğitinı liakanı Ilaşlm Ta^a'yı gel de hatıılama, luni «Şu okullur olnıasa egitim nc guzcl yönetilir» diyen adı uııutulnıazlardan!.. Deınirel de tarılıimizln «unutulmaz» kişilerınden birl olncaksa, ulmuşsa bu tür «özdeyiş»leri yüzünden... Solculuk yokken Türkiye çok ralıatımş! Solculuk nedlr once? Soluıı, solculuğun tanımı ııedir? Türkçe Sözlük, «solcu toplumcu» dlyor. Poplıımcu nc pekl? «Toplumculuktan yana olan klnı.se». ioplumculuk da «ürctim ve değişim aruçiarınııı dc\let mülklyetlne, ya da ortakhğına geçmeslni, bunlarla topıum Cerckslnmelerine göre üretlm yapmak Için vkonuıninin ılcvlet(e diizenlenmesini, yönetilip denetlenmcsıni, geıek»ii)itıe maddclcrlnin, kazancın dagıtılmaMnı ve dengele^lirilmesuıı ısteyrıı, toplumların ekonomik, so.syal vc kulturcl orgutundc, özel nıülklyetin ve sosyal sımfların bulunmadıgi bir yaşayı$ diızenl blçlminde değlsikllk yapmajı ongdren ekonomik, politlk Korüşlerln her blri.» .Uatürk Cumhuriyeti bu anlamda solcu değil miydi? fjrcllm araçlarının pek çoğu dcvlrtin degll miydi? Uevlct laralıiKİaıı kurulmanııs mıydı? Bankalar devletin değtl ııılyıli? Daha sonra bilc bu bankaların cn biiyük ortağı devlct degll miydi? lkuıci Diınya havayı'na dck Turklye'de kendimize özgu bir ••solculuk» vardı. Bu solculuk iktidardaydı yıllarca. Ancak 1350'ye doğru, 50'den sonra degiştl bu tutum. Uemokrat Parti'yle ba^layan bu akım Adalet l'artisi'nln iktldanyle •soUdan .sa.fr.,a. cloğru kaydıkça kajılı, aşırı saga dek vardı. Şlmdi, ben dc dlycbilirlnı ki «bagcılık yokken Türkiye rahattı». Haksız da sayılmaz. Çüııkiı aağcılık, Atatürk Cumhurlyetinde, Istenmcycn, özlenmcyen bir şeydi. 1923'tcn 1916ya dek sağrı olmajaıı, bir bakıma toplumcıı diyebllecegımiz, bir düzen vardı Türklyc'dc. Atatürk'Un sağlığında buna Kematizm adı verllıll. olıununden sonra da Kemalizm lnonü'cülükle karışık başka bir toplumculuk oldu. Clerçek sudur kl. Türkiye çok partlli düzene geçildigi ana kadar, «ağcı değlldi, daha çok solcuydıı. Türkçe Sözlük «sagcı»yı da .şıiyle tammlıyor: «Görusil esklye bağlı olan, poritikada eskiyi tutan». lnsafla söyleyin. Atatürk Cumhuriyetlnde «esld»yi tutmak, •eski»ye dzlem çekmek, «eskimiş» yKntemlerden yarar beklemek diye bir «şey» var mıydı? Atatürk devrtml, «eskl tüm kıırumları, anlayıjlan, beğenilcri, alışk.vıüıklan kbkündrn yıkıp atmıstı, ya da ntmak, yok etmek çabasına girişmlşti. Bu Kİrifitn, tam anl»mıylc gerçeklcştlrllcmediyse de tutulan yol, yontem bu yondeydi. Kısacası, Cumhuriyet kuşağı olan, bugUn yaşı elliye alınnşa dayanmış insanlar içln «sağcılık kotü, uzak, jaıılıs bir gdrüştü. Blzler, daha çok soldan yanaydık, jani toplumdan, toplumculuktan, ilericillkten yana... «Solculuk yokken Türkiye rahattı» yerine, «Sağcılık yokken Türkiye rahattı» desok daha dogru olmaz mı? Sağcılık Türkiye'yi aldı gerllere, çağdısı bir çlzglye götUrdü, daha da götürmektf... Bu yarısa, 1946'dan sonra Atatürk'ün partisı de katıldı doğrusu! Sagcı olmakta, görünmekte yarar buldu, öyle sandı! 1950'den sonraki muhalefet yıUarında bile CH1' bir •biçimsel devrimcl»llk ardında koştu. Gerlye dönüşler, eskl degerlerden medet umuslar, soldan kopuşlar, CHP ijindekl politikacüarı da DP'lilere benzemeye itti. Oy ahnak İçln tek çıkar yol sanıldı bu tutum, bu kafa, bu anlayıs, bu ödüncülük... CHP, ancak ortanın »olu» politlkasıyle AtatUrk I)evriml nln «solcu» çlzgisine donmüştür. U solcu çizgi yanda lolmıçtı, kırılmıçtı, bozuunuştu. Eccvit glbl bir llder çıktı, •solcu»luğu yurtsever, aydın, çaftına yakıaır lnsan olmakla es tuttu. Alatürk'Un toplumcu atılımmı yenlden benlmsedi, benlmsetti, başlattı partinin Içlnde «Solculuk» görece bir suzdür gcrçekte . Iierkes bir başkasına göre daha soldadır. TUrklye'dekt toplumcu bir partlnin progranuna bakarsanız onıı Italya'nın, Fransa'nın en ıiımlı partUcriyle ra çizgide görürsünüz. Ülkeden ülkeye, çagdan çağa deÇisen bir anlayıstır bu. CHP'nin solculuğunu. heğenmeyen, yeterslz bulan başka Holcuiar, solcu partiler vardır, olacaktır... Onları da yeterlnce solcu buünayan ba^ka kisiier, örgütlcr de... Yalnız blzde degll, dunyantn her yerlnde bu b»yledir. Atatürk çagının «solcıı, devrimci, atılımcı» pulitikasını da blllmsel anlamda «solcu» bulmayanlar. clestlrrnlpr çıktt, çıkacaktır da... Ne var kl. 192339 arasındaki Türkiye'de «sol» sözcuğü kuüanılmamakla birlikte CHP «solcu» bir partl olarak «solcu» bir politika Izlemlştlr. Esklmlş yasaları degiştirmekle, eskimiş yöntcmlcrden kurtulmakla, eskimls kurunıları yıkmakla. . Çagdaşlaşmaya, yenllesmeye, uygarlaymaya önem vermeklc «Solculuk yokken Türkiye rahattı» sözünü olsa olsa solculuk yüzünden çıkarı, rahatı botulanlar ertyler. . Oysa Bay Demircl bir lıalk çocuğudıır, bir köylü çocugudur. AtatUrk'Un toplumiMi, halkçı, yani «solcu» tuturou, anlayışı, poUtlkanı egemen olma«,aydı, okumak, aydınlanmak, yetlşmek, mübendls olmak, Başibaknn olnıak, olanağını bulabilecek miydi? Bir de bunu dufunmeli giden geçerdi. «tnsan bildiği v* sevdigl blçude zengin»dl. DUnyanın en blıyük zenginligi, aervetı onun gözünde sevgıydl. Sevgı, yerine göre dostluk, yerino göre aşk olabtlirdi Sevmek, sevilmek, sevebılmekti her şeyın önü ve sonu. Sabahattin dört ay hapls ya^ tı. Arkada kalan zengin yoksul bır sürü dostu, uzaktan yakından llg gosterdiler ona. Ama, bir zengin ahbabının korkular, çekıngenlikler yüzunden uzaklarda, çok uzaklarda kalması yıktı onu. Sabahattin, güzel, saygın gürüerlnde bir ikl varlıklı ahbap edlnmlşti. Daha doğrusu, varlıklı ahbaplar ona (bir zamanlar Ahmet Hamdı Tanpınar'a gosterdtkleri ilgl blçUsunde) llgl göstermekteydıler. Ama. tutuklandıktan sonra, sırra kadem bas mışlardı bu ahbaplar. Suçlamanın gUlunçlUğunU ortaya çıktıktan sonra, tutukevine bir çakmak gbndermekle, korkakhklanm ba ğışlatmaya çalısmış olan varlıklı ahbaplarım hiçbır zaman bağıslamadı SabahatUn. Daha kimleri bağıslamadı Sabahattin. Sabahattin, bir dost, bir dostluk adamıydı. Ona göre. dostluk olmayan yerde uygarlık olmaz. dı. «Bilim gibi, dostluk da, lnaanın hanr buldugu değil, yaMttıftı bir şeyiKİi. Dostluksa. yaratılan ve yıtirllebılen bir seydi. Sabahattin dost luğu önceleri Bedrl Rahmi'de bulmustur. Sonradan çevresinde kala kala bır ben, bir de Azra Erhat kalmıstık. Ama. biz de ona yetmedik, yetemedik. Tutukevinden çıktıktan fionra, bir tek yan yazrnadı. Benim ısranmla, Rabelais'den, Paul Valery'den çevirl yapmaya kat landı. O kadar. Sabahattln'i kim yedl tükettl? Sıkıyönetim. Sevgiden, dostluktan baska bir sey dUsUnmeyen, lçten, dürüst, namuslu bir aydını yıkmak, kalemini islemes hale sokmak İçin Sıkıyönetim gibi zorba, akılsız, bllinçsiz bir yönetlm yetmisti. Vettl do. BUtUn söyleyeceklerim bu kadar. îfadem doğrudur. lmzalarım. azar günü Cumhurlyet'in blrlncl sayfasında su haber juyınlandı: «Beyazıt'takl Sıte ve Sıvas Ogrenci Yurtlan çevreslnde polisin yaptığı uperusyon sonucu uzerınde tabaııca oldugu bildinlerek güzaltına alınan IYÖD (istanbul YUksek ögrenım Derneğu Başkanı Paşa Güven, koma halinde Beyoğlu Ilkyardım Hastanesıne kaldırılmıştır. Hastane yetkilileri Paşa Güven'ın «genel beden travması» geçırdigırü söylemişlerdır » • Haberi yorumlanıak İçln önce okurlarımızla blrllkt* «travma»nın ne olduğunu oğrenmeliylz. Nedlr travma? Söılükler «dıjUıı ınekanik bir etkl sonucu meydana gelen ve bir doku veya organın anatonılsinı, hlçlıııini, islevlnl bozan yaradır» dlyorlar. BUgiçligi bir yana bırakıp yapamdan örnekler verirsek, travma'nın herkcsln lıerjun başına gelebileceğinl anlarız. Uiyellm kl yurtta? yolda yürürken bir araba gellp çarptı bacağına; al NBIM bir travma!.. Caddeden jceccrken ruzgârın çatıdan .toktüğü kirenüt güm diye kadıncağızın kufahinu indi mi; bir travma duha . Kahvede tavla oynuyorsun; talihln uçık; dubara, ıluhrş, düses, derken haHmını kızdırdın; adanı otkesinden tavlayı suratına lndlrdl mi; bir Iruvnıa daha . şinıcii edindiğimlz bilglyc gore Pa>a (iüven'ln durumunu kurcalayalını. l'aya Güven, asker pasası olsa baçıına bu lgler gclmczdi. tnsan hem üniversite oftrenclsi, hem de llerici bir dcrnegitı başkanı olursa ba^ınu lıcr ş.cy Kek'bllir, Bu bakımdan kuşkularımızda Iıaklıyu. S.ıvıılık d.ı aynı kuşkuları paylaşıyor olmalı ki, l'aşa Guven'in poliste gozaltındaykcn komaya girişlnin nedenlerini ara>tırmaya baslamıg. Biz Savrılığa jaıdım etmek istcri/. l*a>;ı Guvın ınademki persembe günü pollsçe gozaltınn alııııp (.ayıettepe'deki ünlü mcrke7e golurulnıuş \c cunıartesı gunu koma halinde hastancyc kuldırılmı.ş; elbet olayın ncdcnlcıi vurdır. Vukarıda belirttlğlmiz gibi gdzaltında hulıımlııuu ndada Paça'ya belkl bir otomobil çarplı. \:ı du l'a>;ı polıslerden blriyle tavla oynadı. Gcçlm sıkıntısından sinirlerı zatcn bozuk olan mcmur, Paşa'ııın ustüste düşeş atmasına dayanamayıp tavlayı kafasına geçirerek çocuğu komaya soktu. Bclki Pasa'nın basına baska bir aey gelmls olabllir. Ne bileyim çocuk kendlslni duvardan duvara çarpmış, sonra kafasım yere vurup komaya glrnüştir. Dünya bu; her şey olasıdır. Savcılık her seyl araştırmalı, kovusturmalı. Ama bir lhtimal daha \ar, o da olmek degll, işkence görmektlr. Sakın Paşa Güven'e poliste işkence yapılmasın? Bir oğrcııci persembe gttnU gözaltına alınıp cıımaıtesl günü koma halinde hastaneye kaldırılırsa, olayın anlamı nedlr? TRT Şaban'ın aygıtı olmaaa da sorulu yanıtlı programlardan birlndc seylrcllere bunu sorsalar. acaba halklan ne karşılık solir? Belll degll ml ne geleceğl! Türkiye'de insanlara işkence yapıldığuu artık herkes lıilıyor; lıalk da blliyor; dünya kamuoyu da . İşkence, Türkiye Cumhuriyetlnde eskl deylmlc müesseseleştl; yenl deylmle kurumlaştı. 12 Mart'tan önce vardı; 12 Mart faştzmlnde yoğunlaştı; şlmdl sürUyor. ABD'dcn Ithal ettlk modern İşkence yöntemlertni, araçlarını, aypıtlarını. Bu yolda uzmanlar eğitlldl, görevlendirildi. Vo bu kara lekeyi Ulkcmlze sürenler, ellerlnl kollarını sallaya nallaya her ay maaşlarım ahnak üzere vezneye gidlyorlar. Gerçi aylıkları yeterll değil. Hayat pahalılığından yakınıyorlar; geçlnı sıkıntısı çckiyorlar çoluk çocuklarıyla. Ne var ki görevlerlni yapıyorlar düzenli . Sabah 9'da dalreyc l?.loriniıı başına gcliyorlar; Insanlan falakaya yatırıyorlar; sanıgın organlarına elektrik verlyorlar; genç bcdenlere bilimscl )ünteınlcrle Işkenceyi uyguluyorlar. \ e 12de öğle tatlli. Kvet, işkencecilerln maaşları yttksek deglt. Ama slzler! Hele slzler, aylıklarına 1(1 bln daha blndlrenler! tstprnrnlz bir 10 bin daha alın; 35 bin az, 35 bln alın! Ne olur görevinlz! yapın! tnsanlık gorevinizl, Işkencelerl durdurmak görevlnizl, clnayetleri durdurmak görevinlıl yapın! Heeeey... sızlere söylttyorum, duyuyor musunuz? • BAŞSAĞLIĞI Camiamızın kıymetli Hukuk Muşavıri Bn. Maclde Alpenr'in esi HAKKI ALPEN'in vefatını teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Merhuma Tann'dan ralımet, kederlı allesine bossağhgı dilerız. PAŞABAHÇE TtCARET LtMtTED ŞİRKETt (Cumhunyet: 427) BAŞSAĞLIĞI Degerll Tekel Genel Müdür Yardımcısı dernek Uyemlz Eksper Orhan özet'in kayınvalideleri Güner Demlrd (Dedeoflu) 11» SelâhatMn Demlrel Eviendller. 12 Ocak 1877 tıtanbul Remziye Yaman hanımefendinln 12.1.1977 günU vefat ettigini teessürle ögrenmiş bulunuyoru». Merhume'ye Tanrı'dan rahmet diler, kederli allesine başaağlığı dlleriz. TÜTÜN EKSPERLERt I>ERNEGt Satılılc Kamyon 1063 model 350 Ford benrlnll 6 slllndir satüıktır. îlgilenenlerin 26 30 40'a müracaatlan rlca olunur. (Cumhuriyet 419) TÜRK TtCARET BANKASI UMUM MÜDÜRLÜCÜNDEN istanbul VllâyetlBakırköy kazasına bağlı Bahçellevler ve civarları Ile Haznedar, Slyavuşpaşa ve Soğanlı mevkllerinden. Kocasinan, Yenlbosna, KlrazlıGünas; li, Bağcılar, Güngören, Esenler, Safra, Halkalı, Ikl telli, Küçukçekmece, Avcılar, Anbarlı köylerl.ilo bu köylere bağlı mevkilerden, Altınşehir, Şlrinevler, Kuleli Çiftliğinden toplu büyük küçük arsalar, arazller alınacaktır. Ayrıca Kooperatıf ve Sanayll için da İstanbulun muhtellf semtlerlnden uygun ve elverlşll arazl de aranmaktadır. MÜRACAAT: Bakırköy Yenibosna, Yıldırım Bayazıt Caddesi No. 56A (Akbank Karşısı) Talafon : Gündüz 71 29 42 Geca 72 11 09 YAŞAR KIZILTEPE (ReklamcıUk: 20/411) ARIYORUM VEF AT MÜFETTiŞ MUAViNi ALINACAKTIR 1 Bankamız Teftiş Heyetlne suıavla Müfettl» Muavini alınacaktır. 3 Hukuk • Iktieat • Siyasal Bllgiler • Işletme FakUltelerl • îlttlsadl ve Tlcari llimler Akademllerl Ortadoğu Ege Bogaziçl Ataturk Universltelennln tdarl llimler, Iş Idaresi, îktisat bölümlerlnden veya bunların yabancı memleketlerdekl muadlllerinden mezun olanlar arosından askerlık hlzmetlni yapmış, 30 yaşmı geçmemiş ve herhangl bır hızmet taahhUdU altına girmemiş isteklıler sınavlara girebllecektlr. 3 Yazıiı sınav 21.2.1977 tarıhinde saat 10.00 İstanbul' da yapılacttktır. Yazılı sınavı kazananlar ayrıca sözlü sınava tabl tutulacaktr. 4 llgilllerin 18.2.1977 akşamına kadar Istanbul'da Umum MUdUrlUgümuz Teftiş Heyeti Relsligine; îstanbul dışmda Ankara, îzmlr. Adana ve Eskişehir Şube MüdürlUklerlmize dılekçe ile baş vurarak istenecek vesikaları tevdl etmelerl gereklidir. 5 Sınav konuları, maaş, yevmiye, sosyal yardım esaslan v« emeklllik hakları ile ilgıll bilgıler yukarıda belirtılen yerlerden ögrenllebılir. (Reklftmcılık: 25/407) Merhum Hayim Ttscanatl Bevefendi'nln ve Bayan Bella Recanaü'nin biriclk kın. Moiz Acıman'ın sevgılı t«i, Moriı Reeanati'niıı (Atina) ve Josef Recanatfnin (Paris) kıa kardeslen. Salomon Amaraggl'nin yeğeni, Llll Eskenazl (Londra) ve EU Acıman'ın yengeleri MARİON AGIMAN'm 11.1.1977 günU vefat ettlginl büyUk teeutlrle bUdiririı. Canaze merasimi 13 Ocak 1977 persemb* giinll (Bugün) saat 13.00'de BUyük Hend»k Nevc Şalom Sinagogunda iera edilecektir. AtLESİ DUYURU Resml bir hastanede görevlendırilmek Uzere, Mlkro • Diyoloğ ve Sanat EnstitUsunUn Elektrik Bölümü mezunu Teknisyen aranmaktadır. İsteklilerin kısa öz geçmi^lerlnı bildirir yazılı mUracaatlarını istanbul Posta Kutusu 1286'ya yapmaları rıca olunur. (Basın: 10320/420) Cumhuriyet: 426)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle