27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
COMHÜRİYET 6 EYlOL 1974 nutulmayan ozan Cahit Sıtkı Tarancı Uniii dizisinde Yas Otuzbeş, yolun yansı eder; / • Dante gibi ortasındayız ömrtln / Delikanlılık çajğımızdaki cevher / yalvarmak yakannak naflle bugün, / gözünün yaşına bakmadan gider...» diyor. Pek snyıu yazar, saygıdeğer lnsan Oktay Akbal da «Berber aynası» adlı güzel öyküsünde; insan yaşamında zaman denen o beklemez, tutulmaz, görülmez şeyin ne denli çabuk geçip gittiğini, bitip, tükendigini Cahit Sıtkı'ya taş çıkartırensına anlamlı, soylu bir biçemle (Üslup) d!le getirir. Okuyup da duygulanmamak, duraksayıp gerilere şöyle dalgın gözlerle bakmamak elde degildir. Bakınız ne diyor saym Akbal, «Yasamı zaman zaman böyle aynaların önllndo daha doğrusu içinde duydum. Yıllar geçerdi, yaşamadan. yaşardım. Böylece türlü serüvenler olur blterdi. Işlere sirer çıkardım. Kadınlar sever unuturdum. Istıraplar, sevinçler, mutluluklar... hepsl hepsi ben yaşamadan, yaşadığımı duymadan, bilmeden olur biterdi.» lnsan yaşamı kaç yıldır? Gerçeklen yolun jrarıs: otuzbeş yıl mı eder, bilemem. Bildiğün şudur ki; ömür dediğimlz yaşam, soluk alıp verir gibi; sankl hiç yaşanmamışçasına gelip geçiveriyor. Tek bilici yüce Tanrı, herkese hepimize uzun, sağlıklı yararlı bir ömür versin isterim. Işte bu duygular vo dUşünceler İçinde geçen otuz küsur hizmet yılı boyunca tutkiincasma, vurguncasına sevdiğim onıırhı mesle^imin buglin, başlayan yeni bir çalışma yılım daha kutlamanın sevinç ve mutluluğu ile ctoluyum. Yenl Adalet yılının Ulusumuza, huzur ve lyillkler getirmesi, değerli meslelfliaşlanma hizmet ve çalışma güctl vermesi, bizi akrepler gibi birbirinl sokan, çekirgeler güsi cırcır öten cleğil; karmcalar glbl çalısan, erdtaıll lnsanlar kılması içten dileğimdir. Bllindigi Ribi, lilke/nlzde ilk kademe Adalet Mahkemeleri ile, Anajmsamızın yüksek mahkemeler bölümtinde yer alan Yargıtay, Danıştay, Askerl Yargıtay ve Anayasa Mahkemesinden oluşan yüksek yargı kuruluşlan 20 temmuzda başlamak ve 5 eylül akşamj sona ermek Uzere tatile girmektedirler. Gerek ilk: Ttademe mahkemelerin, gerekse yüksek nvjıkemelerin Adll ara verme diye adlandınlan tritil yapmalan medenl ve ceza usulü yargılam»)arı yasalanmn Uglll hUkümlerl gereğldir. K/lşkusuz AdH ara vermenin usul yasalarımi74a yer almasında, yasa koyucunun temel ama«a yüklU ve yoğun bir çalışma İçinde bulunan haklmlere bir dlnlenme olanaftı tanımaktan öte; Bzellikle kırsal kesimlerde yaşayan ve tarım işlerl ile ugraşan üretlcl yurttaşlarm sıkışık olduğu bilinen bir dönem içinde işlerüıin başmdan aynlmak zorunda bırakılmamalarım sağlamaktır. Yasa koyucunun mahkemelerlmlzln çalışma dUzenine getirdlği bu tutumu saygı ile karşıladığınıızı, uygarca bir davranış saydığımızı belirtmek isterim. Blllndlğl üzere, Adlî ara vermeden nöbetleşe sırf hakimler yararlanmakta; Cumhuriyet Savcılan statüleri geregl bu olanağın dışında kalmaktadırlar. Tabildlr kl, tatllden yararlanan hakimlerin, artık yıllık lzin kullanmaları söz konusu olamaz. Yıllık izinlerlni kullanan hakimlerin ise, tatil süresince nöbetçl bırakılmaları ve görevlerl başında bulunmaları zonınludur. Yasa gereğl 20 temmuzda başlayıp 5 eylül akçamı biten Adli ara verme sliresi içinde; sadece usül yasalannın öngörduğtl uyuşmazlıklarla, tu Beklemeyen Zaman U OLAYLAR VE GÖKÜŞLER YENl ADALET YILI Ahmet COŞAR Yargıtay 1. Hukuk Dalresi Üyesl tııklu ve Ivedi işlerle ilgili davalar görülmektedir. Bu davalara bakacak nöbetçl mahkemeler vo hakimler yetkili kurullarca saptanmaktadır. Yeni Adalet yılınm fi eylül günU düzenlenen bir törende, YUce Yargıtayın Sayın Başkanı'nın yapacakları bir konuşma ile başlaması uzun yıllardan beri bir gelenek bitiminde sürdürUlmekteyken, Yeni Yargıtay Yasası ile bu geleneksellik artık yasalhğa riönüşmüştür. Anılan yasa hükmüne uyularak bugün düzenlenecek törende, Yüce Yargıtayın Yüce Kaşkanı Sayın Cevdet Menteş, yâpacakları konuşma ile yeni çalışma yılını aşmış olacaklardır. Büyük hakim, sayKidejier insnn Menteş'in konuşmalarında, Yargıtay Başkanlığına seçildifti günden bu yana yargının sorunlarının çözümü için gösterdigi hertürlü övgünün Ustündeki çabalarına yenilerini kattığını öğrenmek bize kıvanç verecektir. Ayrıca yargının o kendino özgü tok ve yürekli sesinl kamuoyıına bir kez daha duyurması övüncumüz olucaktır. Yine pek sayın Başkanın, milli, demokratik, layik ve sosyul bir hukuk devleti içinde yargının, yasama ve yürütme yanındaki yerl, onemi, RÜCÜ ve sorumluluğu konularında söylenecek sözleri. yasal ve hukuksal bir etkinlik içinde en lyi, en güzel ve en anlamlı içerikte dile getirdiğinl duymak gUcümüze güç katacaktır. Hele hole Cumhuriyetin layik ve imtiyazsız, sınıfsız atılan temeline, o temelin büyük yapısına gUniimuzde saftdan, soldan saldırma hevesinde olanlara yargının gücü ile seslenmesini işitmemiz geleceğe umutla bakmamızın güvencesini verecektir. Yeni bir çalışma yılı başında öz olarak sunmaya çalıştığım bu dUşUnnelerim dışında, günün anlamından yararlanarak Ulke ve meslek yönllnden önemli saydığım iki soruna deftinmek isterim. Bu sorunlardan birisi, DGM'leri, öbürü de Adalet Bakanlıgının Inııalı adasında uyguladıgı ceza infaz sistemi ve Imralı adası ile İlgili gözlemlerimdlr. yasa Mahkemeslnln blllnen iptSl kararı Uzerine, dıırumları yeniden güncellik kazanan DGM'lerinin getirdiği sorunlara belirli bir ölçü içinde bir başka açıdan da olsa bakmayı, degişlk bir yaklaşımda bulunmayı suskun aydın olmama sorumluluğumun bir gereğl saymaktayım. Kilinen bir gerçektir ki, ülkemizde her kesimdeki vatandasm yargıya karşı özel bir saygısı vardır. Her yerde, her seviyedeki insanımız hakimi «Peygamber postunda oturan» kişi olarak niteler. Hakime bu gözle bakar. Hakimi bu anlayış içinde değerlendirir. Mahkemeye ibadet yerine gicler gibi gelir. Yargı kararına. «Şeriatın kestifti parmak acımaz» özdeyişi İle tesllmlyet içinde boyun eger. Halkımızın hakime karşı olan bu tutumu ve inancı toplum huzurunu sağlama, devletin valandaş indindeki büyüklUgünU ve saygınlıgını sürdürme yönünden çok önemli bir ögedir. Bu nedenle toplumun yargıya olan inancını, güvencini yitirmemesi, devletin gUçlulUgünUn. saglamlıgının ve süreklillginin temel koşuludur. Bu yuzden uygar Ulkeler toplumda yargıya duyulan saygınlıgı dlrl ve tare tutmaya ciddl özen gösterirler. Ve bu yönü devletin çagdaş uğraşısı sayarlar. Oysa, Uç yıllık bir deney ve uygulama sonunda DGM'lerinin toplumun tüm keslminde saygınhk gördükleri savlanamaz. Sözü edilen mahkemelerin hukuksal varlıkları yüzünden hnlkımiüin yargıya karşı duydugu inancın, belli bir kesimde ciddi sayılacak ölçüde örselendigi söylenebllir. Bundan da öte bu mahkemeler zaman zaman kendllerinl oluşturan, hakim ve sav cılara blle huzur verlcl olamamışlardır. DGM'lerinln hukuksal varlığı bir anayasa sorunu olmakla beraber; şimdl gellnen aşamada kuruluş ve yargılama usulü yasasının, yasama meclislerince yeniden ele alınması glrlşimlerlnde bulunulduguna göre; yüce mecllslerin sorunu belirttiglmiz kaygı açısından degerlendirmelerinin yerinde olacağı inancımı duyurmak isterim. Ayrıca yüce meclislerin sorun üzerine egillrlerken «Yargı yetklsl TUrk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır» kuralını koyan Anayasasının 7., tabii hakim, tabii mahkeme ilkesinl getiren 32., Kiç bir organ, makam, mercı veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emlr ve talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz» diyen 132. nıaddelerl uzerinde bir yargı titiallği içinde bir kez daha durup düsünmelerinin sürdürülen çekişmelerin giderilmesinde etkin olacagı umudumu yinelemekte yarar gorllrUm. ken, Adalet Bakanlıgımn tmrah adasında açtığ? dinlenme kampına kaıılma tsteglmizi olumlu karşılayıp bize bu olunağı sağlayan saym Adaleı Bakanına öncellkle teşekkür ettlğimlzi bildır mek isterim. hnralı adası Marmarada temlz, pınl pırıl denizi, güzel plâjları ile alabildlğine yeşllliklere bürünmüs, doğanın tüm cömertliğini sakınmadığı cennet bir yurt köşesidir. Adalet Bakanlıftınca 1935 yılından berl »çık rpzaevi olarak kullanılan Imralı'da tUmü ile TUrk yasa uygulayıcısının bulduğu ve gelijtlrdlği bir ceza infaz sistemi uygulanmaktadır. Hükümlülerin tarım, hayvancılık, konservecllik ve küçük el sanatlaıı gibi çeşitli iş kollarmda çalıştırılmaları esasına dayanan İnfaz sistemini görilpte duygvılanmamak, gururlanmamak olanaksızdır. Bir kere uygulama her yanıyla TUrk ulıısunıın ınsancıl yönünü tUm sıcaklıgı ile kucaklamakta ve TUrk'Un uygarlık alıcısı değil, uygarlık vericisi oldugunu vurgulamaktadır. Sanırım, böylesine uygar ve insancıl bir ceza infaz sisteminin, benzerlnin var oldugu bir başka Ulke gösterilemez. Düşünun bir kez; hüküm verenle, hüküm giyenin bir arada yanyana bulunması, hükümlenenin, hUkümleyene hiç bir buguz duymaksızın, zorlamasız, içtenlikle hizmet ttmesi; salt blzim insanımızda, bizim halkımızda görülen bir er demlillktir. İmralı'da geçlrdigim 15 günlük bir tatil süresl içinde görduklerimin beni duygulandıran yönlerlni böylece dile getirirken, dUşündüren yanlarını da genel çlzgllerl içinde yetkililere ve sorumlulara duyurmak isterim. öncelikle devlet olarak tmrah adasından, ııygulanan infaz sistemi İçinde ekonomik yönden daha çok nasıl yararlanılabileceği Uzerinda ıızmanların durması gereklr. Kanımca böylenlne güzel ve sayısız olanaklarla dolu bir yurt köşcsinden bugün için verimli sayılamayacak, çagdaş lçerikten urak, mevcut çalışma yöntemleri ile yararlanılmasını yeterli görmek yejjleneoek bir düşünce değlldir. tşe başlanılan tarlhten bu yana, geçen zaman sUred hesaba katılırsa pek çok şeylerin yltirildlgl meydandadır. Ccvletln dışında Adalet Bakanlığına düşen, bugf.no değin Bakanlığın yapması gereken sayısız işlrr de görmezden gelinmiş ve ihmale uğıatılmıştır. örneğjn, her kamu görevlisi gibi dinlenmek ve tatil yapmak gereksinimde olan Adalet mensupları için açılan kampın öbür kamu kuruluşlarında görülen benzerleri Kİbi sosyal olanaklarla donatılması, Adnlet mesleğinin onuruna yakışır düzeyde gellştirilmesl umulurdu. Ayrıca Bakanlığın, elindeki benzeri olanakları degerlendirip bu tür dinlenme kamplarının bir değil, duyulan gerekstnimi karşılayacak birkaç yerde açmayı, hizmete değer mensuplarına fazla görmemesi beklenirdi. Dinlenmeye herkesten zlyade gereksinlm duyduklarında klmsenin kuşkusu olmadığı saygıdeğer hakim ve savcılarımızın, onurlu suskunluğunun Ustüne bu denli vurdum duymazcasına yatmak isminin başında • Adalet • sözcüğü taşıyan bir bakanhğa artık yakışmaz sanırım. Geç de sayılsu; bundan böyle Bakanlığın, «zellikle yüksek düzeydeki yetkililerin ve sorumluların gerek tmralı aaasının, gerekse Adalet mensuplnnnın değindlgimlz sorunlurıııa ve gereksinmelerlne uzaktan degll, yakından baktığını, şimdilerdeki gibi bürokratça değil gönülden yaklasımda bulunduğunu görUrsek sevincimlz çok olacaktır. Tarihi Affederiz Ama... SADUN TANJU Kardeşim, bazan insan ne knrlar çok şeyl dert ediniyor. Şöyle sıyırıp da kendimizi soramıyoruz ki : «Yalıu değer ml bunca | u n kasavetle ömriinü zehir ctnıeKe'». Kaptırıp f,ıdiyorsun kendlnl. Sanki dünya başına yıkıldı da sen altında kalıp lnildemektcsln. Hıfzı Topuz'un balkunundu top lanmış oturuyorıız bir akşam üstü. bakıyoruın, herkesin bir tarafı acımış. Oysa işte güzel bir yaz akşarm başhyur. Dosllar var. Blrseyler ylyip içıyoruz. Sağlıgımız yerinde. fekl, neyln nesl bu acırnışhk, bu zehlr tadı? Altan öymen'i alaya almak ıstiyoruz, olmuyor. Listelerden birinde senin de adın var demişler, o da söylenlinin kaynagmı aramaya çıkmıs; kim kime söyledi, kim uerecle ne işltt.l ne gördü, oradan oraya mekik dokumus. «Bu senlnklül lıayuğı <i|tınınek oıiluın,» diyorum. «Ne öğUnmesi?» «Yahu, knskoca Türkiye'de Lockheed'den rüsvrl yemek sana mı diiştü?» «Peki neden çıkarıyorlar böyle .söylentileri?» Hılzı, «Sen uçak kacırmudan sabıkahsın ya» diyor. Altan da yine yuınuşama yok. Belli adamalnllı kanına dükunnuış. llle Lockheed işi İle uzak yakın bir illşklsi olanııyacağını ispat. edecek. «Bak, heril'çioKİularcla scnln duyai'lığının biııde lıiri var mı?» diyorum. Altun, «Beniın İçin önemli olan bu kadar naçma bir sftylentiyi kimlcriıı yaymak lstedlgi, unları bulatağım» diye tutturuyor. Bır kaç gün soııra, bir raslantıyla, Vılnıı/ Alpaslan'ln. karşılaşıyoıuz. () dıı tııllıırmuş. Lookheed'den kimler ıüşvet nlmışsa onları bulup çıkaracak. Blzım Altan'ın bir başka türlUsü olmuş. Jnponya'da, Hollunda'da, ltalyu'da, dtlnyanın her yerinde Lockheed 'den rüsvet ulanların Iaimlerl belli oluyor, huşbakanlar, prensler, nice KUÇIU adamlar lıakkında kanuııi Işlemlcr yapılıyor ıhı hlz nasıl meyduna çıkaramıyoruz diye itrit kesilmis. «Demek kl bizdc kim.se ııışvot ulmamif,» diyorum. «Almamış olur mu cfendim? Rezalet ayyuka çıkmış, hırsızlık saklanamaz hale geldigi için Meclis Hyağa kalkıp . «araştırma yapılsımt demiş. komisyon kurmuş..» «Komisyon cledltjin işi Havsaklnma mekanlznmsıdır, nereden bllsinler bu kadar clddlye alaı BKIIIIZI.» tledlm. «Hem sadece Lockheed konusu da degll, son on yılda yapılan kamu ithalâtındaki yolsuzlukları, rüşvet ulaylarını da incellyoruz,» dedi. «Nlye son on yıl?» «Çünkü kamu ithalâtının en yoğun oldugu dönem de ondan.» «Belkl yüz mllyar liranın çok UstUnde bir alıs verlsl lncellyeceksinlz yani?» «Kuşkusuz öyle. Merkez Bankasından son on yıllık döneme ait belgeleri istedik, hazırlıyurlar, asıl rakam o zaman meydana çıkacak.» «K^ba bir hcsup yapalım. Yüz mllyar Urayı askın Ithalâlııı komisyonu. rüşvetl, yolsuzluftıı da on mllyıırlarca llra eder. 15u tia yığıııla insan arıısıııcla payhışılmıştır. Devlet aclıııa ınal alabilecek, ya da o malın alınmasımla rol oynayahilecek kisllrr de blzlm Altan glbl olmaz, her ciln gazctelcrde okuyoruz.» «Kuşkusuz zor bir işt Ustlendiğiml billyorum.» «Hem de ne zı>r Yılnıaz Alpaslaıı, ne zor! Üstellk Isln Içlnden lyice çıkamıyasınız dlye konuyu on yıla yaynıışNi. ııız. Allah yardınıcınız olsun.» BİR ÇEŞiT ÖĞÜNMEK TUTTURANLAR Sevdirilemeyen Mahkemeler DGM'leri Anayasamıztn değişik 136. maddesi hükmU ile yargı kuruluşları arasına girmiştir. Bu mahkemelerin bakacakİRrı suçlar, kuruluş biçimlerl, görev yapacak hakimlerin atanma işlemleri, görev süreleri, anılan maddede düzf'nlenmiştir. DGM'lerinin kurıılrUıkları günden bu yana çeşitll çevrelerce türlü yönden eleştirilere uğradıkları ve tartışma konusu yapıldıkları herkesin bildiğl bir olgudur. Mahkemelerin hukuksal yünlerine ilişkin olarak ileri sürülen eleştirller ve yapılan tartışmalar hakkındaki kişisel görüşleriml özel durumum nedeni ile ortaya koyacak degiltm. Ne var ki, Ana Imralı'nın Düşündürdükleri Değinmek lstediğim Iklnd konuya geçer BiR HIRSIZLIK OLAYI MC'nin Eğitim Anlayışı OKTAY AKBAi: Evct Ilavır Kıyı Yağması Ve Danıştay «...BuRÜn Tlirkiyede kıyı yağınacılığı yadKinamaz bir grrcrktlr, elle tutuhır bir olgudur... özellikle Istanbul ve tznıir gibt saııayilcşmenln ve iç turl/min yoğun oldugu kentlerdo sabiller, zengin sahıslar, şlrkctler ve mii cssescler tarufından Uaııatılıııış, buralar» büyük apartınanlar ve İş yerlcrl yapılmıştır. tş sadece bununl» kalmamıştır. Sahilleri kapatanlar. blnaların önüııdeki denizln Içlne de tel (ir(rüler gt'rclirmişler, boylece ııdeta dcıiizl de kapatmıslardır. Bu yerlerdn karadan dcnize glremeycnler, de nizden dc karaya geçemez olmuşlardır. Böylelikle genlş halk kitlelerl hir yandan deniz manzarasından yoksun kaürkcn diğer yandan Istediklerl yerde dcnlzc Kİrmek olanağından da voksun bırakllmışlnrdır. Sahlller »ptkülatlf amaçlarla da kapatılıııışlır. Bu yüzden bu gilıl yeılerde arsa fiyatları anormal artışlar RÖSIcrmlş. bu durum Ulke tııri/mlnin kalkınmasını baltalanııştır. özetlenecek olursa, Türk hukukunda kıyılar, göller ve nehirler lıalkın yararlanınasına açık tutuldu*u halde (MK Md. Ii41) fllll durum bunıın aksi olmuştur. Buna karşılık balı ülkelerlnde hangi slyasal slsteınl bcnimsemlg olıır.HH olsıııılar, rskldcn beri kıyılar lıalkın yararlanmasıııa açık tııdılmu*. buna özel bir özen Yukarıdaki satırlar en yüksek yönetim mahkememlz Danıştay' ın Dava Daireleri Genel Kurulu'nun konuyla İİRİ1İ 30.1.1975 gUn Itl, E. 75/82, K. 76/18 sayılı kararından alınmıştır. Daktilo İle 46 sayfa uzunlugundakl bu ka rarın metnl ynz tatiline gerllme den önce imzalanarak son blçi Prof. Dr. Cevat GERAY mini almış, keslnleşmiş bulunuyor. Gazetelerin günlük haber akıçı içinde kamuoyuna aynntılaııyle yansımamış bulunan bu tarihsel karar, yönetim hukuku açısından oldugu ölçüde şehirci lik ve imar tüzelerl açısından da çok degerli bir belge nitelijindedir. Karar konusu dava, kı yıları, kırsal alanları İmar Yasasının denetimine sokan yönetmelik ile Bakanlar Kurulu kararına karşı açılmıştı. Davanın, özel mUlkiyete konu olması olanaksız bulunan bir kumsalda arsası olan bir klşl tarafmdan açılması llgtnçtir. Gerçekte, Yar gıtay kararlarına göre devletin hüküm ve tasarrufu altında özel nıülkiyet kurulamıyacağına gore eldeki tapunun iptâli gerekir di. Fııknt Danıştay, tapu lptâl eriılınedikçe sahiblnin dava açma yeteneği bukuıdugu görüşüy le, istemi inceleme konusu yapnııştır. Oysa kimi üyeler, lcarşıoy yazısı yazarak buna katılmamışlardır. tddiaya göre, yönetıııelık İle Bakanlar Kurulu kararı Ana yasaya aykırı idi. Anayasanın güvcnccsı altındaki mülkiyet hakkının özüne dokunulduğu ile ri sUrUlüyordu. Gerçekte, İmar Ynsası'mn ek 7. ve 8. maddeleri gereğınce çıkarılan yöııetmellkle kıyıların toplum yararına açüma sındıın, kırsal alanların, kıyıların imar denetimine alınmasından kurtulmak isteniyordu. MÜLKİYET HAKKININ ÇAGDAŞ şlmleri önlemek amacıyle, îmar ve lskân Bakanlığının, İmar Yasası'nın Kk 7. ve 8. maddeleriyle tanınan yetkilerini kullanarak çıknrdıgı yönetmeliğin «MUlkiyet hakkının özüne dokundugu» yo lundakl iddlanın, «Bu hakkın ça« daş nttellği karşısında kabule de ğer görülmemiş» oldugunu sapta mıştır. Kararın gerekçesinde tmar Yasası'na dayalı tUzüktekl «Yasak hükmunUn yeterli ve mut lak olmayışı sonucu kıyı yağmacılığı önlenememlştir. TUrk nukukunda deniz, göl ve nehir kıyıları toplumun yararlanmasına açık tutuldugu halde fiili durum bUjrük oranda bunun aksi olmuş tur» denilmektedir. îmar Yasasının kırsal alanlan lçermemePi yüzünden turistik, endüstriyel hareketlerin yoğun oldugu bölgeler ile önemli ulaşım yollaıı üıerinde bulunan yerlerde ve kı yılarda düzonsiz yerleşmelere vo gelişmelere yol açmış oldugu, îmar Yasasına 1B72 yılında eklenen maddelerle imar ve Iskan Bakanlıftına yeni görov ve yetkiler yüklendiği sözü edilen kararda açıklanmıştır. Danıştay, 1 u yasaya dayalı olarak yapılan vonottnellgin mülkiyet hakkının özünp doktınmadiKinı açıklarken Anayasa Mahkemeslnin kararlarına da dayanarak mUlklyet hakkı kavramının çagdaş niteliiSini de belirtmiştlr. Mülkiyet hakkının, blreyln dlledigi glbl kullanabilecogl bir hak ve sınırsız bir özgürlUk olma niteligini yitirdi^i belirtilmektedir. Mülkiyet haklıı nın başkasımn hakkına zarar vor mekslzin, yasaların koyduğu kaNITEUGi Söz konusu kaıarında Danış yıtlamalara uyularak kullanılabitay, kıyılardaki, kırsal alanlar leceğl açıklandıktan sonra, «Müldaki düzensiz gelişmelerl, üiı°> ..\% aktım kl herkes koUuğunun altına hlr sağcı gazete tn\ \ K kıştırınış, dalıyor içcri. Hemcn aklııııa bir muzlpllk geldi. Gittlm baylden bir sağcı gazete aldım. Çıktım yukarı, daldım müdürün odasına. ÖnUnünde tüm sagcı gazetelerln bulunduğu bir mttdttr vardı karşımda. Ilemen gazeteyi en okunabllecek sekllyle ona göstermeye çalıçtım. Müılür bey «Evlâdım hos geldlntz, buyrun arzunuz nedir?» dlyc Utlfata başlııdı. Ben de bir tayin işl için geldiğimi söyledlm. Teker teker derterlere baktı. Bu arada bir gazoz getlrttl. İTÜ'de okudugumu öğrenlnce, komünistlere gerekll dersin verilip verllmedlğlnl sordu. Üst katta bulunan kafetaryayı da iförmeml ve tekrar gelmeml bekledlğinl söyledi. Kapıdıın dijiırı zor attım kcndünl. Katıla katıla gUlüyordum. tşte Türkiye'mtzln İçinde bıtlunduğu yürekler acısı durumlardan yalnız birl. MU11 Kgltlm Bakanlığında lslniz oldu mu, knltuğunuzun altına bir sagcı gaxete sıkifltınn. TUm kapılar size arıktır.» ••• «Bu yıl Eğltlm Enstltülcrinln hazlran döneml mezunları Ankara Yüksek tfğretmen Okulunda kur'a çeklller. Rlr yakınımın kur'ası dolayısıylc ben de oradaydım. Gürdüklerlmi aynen size anlatmak Intlyorum. OUıü miidürlcrlnin tavsiye kararlarına göro her yıl eğitim enatitiilerinden üç yüz kadar öğrcncl llktfgretmen Liselerlne aynlır. Yalnız bu yıl llköğrctmcn llsclerlne, geçen yıllara göre daha fazla, bln kadar öğrenci ayrılmıı. Bu öğrencller 4 agustos 1976 günü kur'alarını Ankara Yük•ek Ögretmen Okulu spor salonunda çrktller. Spor nalonuııa flren Oğretmen Okullan Genel MUdUrU Ayvaz Gökdemlr'e öğrencller büyük bir tczahfirat yaptılar «Bozkurt Ayvaz, Bozkurt Ayvaz» dlye bağırmaya basladilar. Daha soııra konuşma yapmak İçin kur'a masasına gelen Gökdemlr, «Bozkurtlarım» dlye bafladı söze. «Blzler buraya, bu mevkie bir rastlaııtı snnucu gelmlş değiliz. Heplmiz makaatlıyız. Sizlerin de llköğretmen liselerlne göndeıilmelerl belirli grayeler lçlndlr. Slzlrr oralara glderek «iilkü»yü aşılayaeak ve bizlere yardımcı olacaksınız. Şunu hiç unutmayınız kl, arkanızda dalma blzler varız. Orada faallyetlcrlnizi yürütUrken ülzlerln arkanızda nldugumuzu asla ımııtmamanızı Istiyoıuz. Glttiğlnlz her yerc Bozkurt RÖtürün, Bozkurtçu yetiştirin. Daha sonra «maksatlı» Keçilmis nldıığıı nöylcncn 5gretmcn adaylan hep bir apızdan marslar söylediler ve «Başbuğ Türkeş» dlye hağırdılar. Sorııyorunı size, bu konuşma Milli Kğltlnı amaçlarına uyan bir konuşma mıdır? Yoksa zedeleyicl, her seyl yıkıcı bir konuşma mı? Ncrde kaldı eğltimln amaçlan?» kiyet anlayışı, bu hakkın sosyal yapıda bir hak oldugu yolunda gelişmiş, blrçok haklar sibi. bu hakkın da kamu yararı amacı ılc sınırlandırabileceği ilkesi benimsenmlştlr» denilmektedir. Bu hakkın, Anayasa'nın «Temel haklar ve ödevler» başlıgını taşıyan ana bölUmünUn «sosynl ve iktisadt haklar ve ödovler» bölUmün de yer alması, 36. ve ^7. maddelerde bu hakkın sınırlanabileceginin belirülmesi bu çağdaş anlayışın bir sonucudur. Gerçekten. Anayasa Mahkemesinln bir kararında belirtildİRİ gibi, «Mülkiyst hakkı sınırsız bir hak olarak tanınmamış, bireyin yararı ile toplum yararının karşılaştıgı alanlarda, toplum yararı Ustün tutulmuştur» (28.4.1966 günlti, K. 6fi/:t, K. 6fi/23 sayılı karar) Yine aynı mahkemenln başka bir kararında da, geçen yüzyılın bireyci öğretilerinin etkisi altında malikin kişiligine bağlı. dokunulmaz, kutsal ve doğal haklardan sayılırken «GUnümüzde bu görüş degişmış ve mUlklyet hakkı, malikin toplum yararına bazı ödevler ve görevler yükleyen sosyal bir hak olorak Körülmege haslanmıstır» ae nilmektedir (2.C.1964 RÜnlü. E. 64/13. K. 64/43 sayılı karar). Bana eski bir ani3inı anlatıyor Yılnıaz Alpaslaıı. Çorlu'da avukattır. Günün birinde tanıdıgı bir tüccarın mağazasındnn gtipeBündüz önemli sayıda otomobil lfls.1iği çdlınıyor Suçlu olarak bir şoturü yakalıyorlar. Adamı öyle dovüyorlar ki, karakolda, Alpaslan, «GördUğUm zaman 8lmslyahtı çiirükten her tarafı, acıdım adanıa» diyor. Onun glbi, malı çalman tüccar da acımıştır sanj|a. Yılmaz Alpaslan'a «su adamm avukatlığını al, pırulw da ben ödeyeccğlm, hırsız o olsa bu kadar dayaktan sonra çalmadım demezdi» der vo böylece Alpaslan sanık eoförle ilgilenmeğe başlar. Bir süre sonra, içinde, adamm suçlu olabileceği şUphesi belirir. Bu nedenle Alpaslan başlar adamı sıkıştırmaga. Derken bir glin, «abl» der şoför, «sen bu lsln dogrusunu öğrenmek Istlyorsan Istanbul'a glt, Parlak Ilasan'ı gör..» «I'tanbul'a geldlm» diyor Yılmaz Alpaslan. «Fransız Konsolosluğuna yakın snkaklardan birinde, sokaga cephesl daracık, ama Içerlye doğru tek sıra masalar hallnde uzanan kahvchancyc glrdlm. Içerde acayip kılıklı, insana ürkilntU veren müşteriler vardı. Dlpleki ocağa doğru 1lerledlm. Ocakçıya «Parlak Hasan'ı Köreceğlm» ıledlm. Adam «klmsiıı sen ulan?» dlye sesinl yükselttl. trktüm. tsl anlattım kısaca. Otur bir çay İç sen helc cledl. Otıırdum. Çayı (inüme Rürdll. Sonra ocağın arkasındaıı küçük dar bir kapıvı açıp kayholdu. Nasıl hlr olayııı eellşmekte oldujrunu anlıyamıyordum. Ocakçı göründü tekrar. bekliyor seni dedl. O kupıdan geçtlm. Geuiş, çok iyi clöşenıniş bir sekreter odasındaydım. Oradan da Parlak Hasan'ın huzuruna alındım. Adamın makaın odası nörülecek şeydl. Bu kadar liiks ve knnfor Insanı şaşkına çevlrlyordu. Otur hakalım dellkanlı dedl Parlak Hasaıı. Hemcn de konuya çlrtli: «Yüz defa NÖylerlın teredere. GundUz böyle Işlcrc bıılaşmak yok. Yakalanırsımz. Kabak glbi ele gerince ele. ben blle slzl kurtaramam. Polisln de hakkı var. Yakalaıımış teres. Çaresiz feda ettlk. Sen »imdi onu bırak. Cezasını çekecek. O Emnlyet anıirl de bundan sonra rahat edemez ya, faydası yok. Duyduğuma görc sen lyi avukatmışsın, tuttugunu kopanrmıssın. Blzlm de yığınla avukatlık Işlnıiz oluyor o hölgede. Syn blzim hukuk tnüşavirlmiz ol. Nc Istersln bakayun msaş olarak?» «Ne süyledim, nasıl ettlm de keınliml dışan atabllmeyi becerdlm, lıâlâ lıatırlamıyorum» diyor Yılmaz Alpaslan. Çorlu'ya döner dönmez şoförün avukatlığından çekilmiş. Ktmscyo do bir şey süylcmemiş. Sadeco bir seyi çok iyi öğrenmlş: Adl husızlıklar için bile no biiviik, ne süçlü UrgUllerln kurulubildlğlnl. Nevzot ÜstUn, Edremıt Körfezi'nde Assos'ta tatlllnl geçirmış, gcldı Arlsto uslnmızın bundan yaklaşık olarak 2400 yıl önce İlk kez okulunu kurup dersier verdlği en az 3500 yaşındakl bu Ege şehrindo, tarlhin bllgellğl ve doğanın güzelllğl İçinde mestolmuş, anlata anlata bitiremlyor. îçimlzdcn blri, yaşamın insanın başına ddnyayı yıkan olnylarından sıyrılıp, ynşama tadı aldıgı sayılı günlerl anlatmaga başladı mı, «Btr glizel srtzüıı lıatın İçin bln kötu söz ıınııtulmalıdır» diyen Çin halk sözünU anımsayıp, bedavadan bir mutluluğa konarım. Assos'da insanlıgm dört bln plını yaşamış olan dofta'nın el değmemtş taze güzelllğlni anlatırken Nevzat, gözlerlmln önündcm Lidyalılar, Persler, Yunanlılar, Bomalılar, Blzanslılar, Karssi'liler, Osmanlılar geçiyordu ve lnsanoğlu tUm hırsları, ncımasızlıklan, ahlftksızlıkları ile yUrUyüp geldiğl halde tarihten, yine de doğa giizelliğlni ve saflığım hasının Uzerindo ttıtabiliyordu. tnsanda do(î:rıı. crdcmll ve gilzel kalabllen her şey İçin tarthi affedeblllrdlk.. Ama, Tarık Bıığra'run Küçük Ağa'smdakl Istanbullu Hocayı affedeblltr mlyiz acaba? Istanbullu Hoca, dın bilgisi, .saglam karaktcri ve insanı etklleyen görUnüşU ile Kurtuluş Savası Öncesi Akşelılr'e gelip de, devleti ve onun meşru hUkümdannı tutuyorum dtye, çürümüş bir sıyasal ve sosyal ortamın gecesinds ates böceklorı gibi uçuşan Kuvayı Milliyecileri halka «Bolsevlk» diye avlatmak isterken nasıl nefretimlzi kazanıyorsa; ritşvetçilerl, hırsızları, vurgunculan korumak amacını glldenler ve bunu devleti korumak adına yapanlar da bugUn o derece üfkesini mayalandırırlar halkın. ' BİR PAZARLIK KIYIDA TOPLUM YARARI Yönetmeliğin kıyı yağmacılarını, toprak spekulâtörlerini en çok tedirgin eden, deniz kenarın da belli bir kuşak içerslnde top lıtmun yararlanmasma ayrılmayan yapı yapılmasını yasaklayan maddelerinin, mUlklyet hakkının özüne dokunmadıgı Danıştay ca saptanmıştır. Danıştay'a göre, burnda yalnızca mülkiyet kimi kayıtlar getirmiş, malikin taşınmazı Uzerinde diledlğl gibi tnsarnıfta bulunması kamu yararı düşUnceslyle belli koşullara bağlanmıştır. Bunun mUlklyetin kullanılmasını tümden engelleme dllUni belirten Danıştay'a TÖre. .Bu hakkın kulanılması İle toplum yararının saglanması nrasında bir denge ve uyum» söz konusudur. Devletin hUkUm ve tasarrufu altında oldugundan toplumun ya rarlanmasına aynlmış bulunan kıyı kuşağının yönetmelikle sap tanmasında Danıştay, ^asalara, kamu yararına aykınlık görmemiştir. Knrarda, «Gerçekten kıyıların özel kişilerin ve bilhassa spektllâtif gayelerle kapatılmasının önlenmesi ve halkın bu yerlerden tnm bir eşitlik V R mutlak bir serbestlikle yararlan masının safilunabilmesi için de niz, göl ve nehir kıyılarının ve bu kıyıların kara yönünde lçerıye doğru belirli oir alan kıışagının toplumun eşitlik ve serbest llkle yararlanmasına açık tulul masında kamu yararına ve huku ka aykınlık bulunmamaktadır» sonucuna varmıştır. Kıyıların toplumun tam bir serbestlikle, hiç bir Ucret ödemekslzln, mutlak bir eşltliUle ya rarlanmasına açılmasını amaçla yan düzenlemeleri yasalara, kamu yararına uygun gören Danıştay, bu kararla, kıyı yağmasına, arsa spekülâsyonuna lcarşı savaşımda yönetima önemli bir dayanak sağlamıştır. Bu konuda ki uygulamaları savsaklayan, de netimlerl gevşeten, gerekll planlamaları yapmayan, bUtçeslne ye terll ödenek koymayan, kısaca sı yasaları, yönetmellkleıi bir ya na iten MC lktidarı, böylece Da nıştay'ın bu apaçık kararı karsısında, tarihsel sorumluluğu tle başbaşa kalmnktadır. ÖRGÜT BEDAVA MUTLULUK ••• Yukarda okuduğunuz Ikl mcktup 1 C Efcitlm Bakanlığmın M bagünkfl durumunu çınlçıplak yansıtmaktadır. Sağcı gazeteyi koltugunun altına sıkıştıran Bakanhğa cider Işinl halleder! Bakanlık asın sağcı militanların egcmenllıilndc bir yer lıallno gelmiştir. Klm Atatürk'cü, klm llerlcl, klm gerçekten aydın bir kafa taşıyor, klm demokrastye lnanıyor, öylelerinc yer yoktur MC Eğitim »rgUtünde.. Bozkurtçu müdürlcr, genel müdilrler maksatlı öğrctmenler yeliştirmek, bu öğretmenler ellyle •maksatlı» ögrcncllerden bozkurt ordulan kurmak hayalindedlr. TUrklye Cumhuriyetl'nln Atattirk devrimlne, llkelerlne dayanan temellerl Işte böylesine sarsılmakta, yerle bir edllmektedlr. Hem de Atatürkçü çlzgide yUrliyen, o çlzgiyl daha llerl bir asamaya götürmeye çalışan koskoca bir CHP, her seçlmde yfizde kırk oranda oy alırken, onun yanı sıra llerlcl orgütlpr, sendikalar da bunca destek gürürkcn? AtatUrk riiişmanlanna, gericllere, karsı devrlmcilere bu denli güç nerden feliyor, klm verlyor? tnsanı düşUndüren işin bu yanıdır. Seçmenden ne llgi, ne •evgi gören, ne de oy alabllen bir tokım polltlkscılar işbaşına jelebUmls, iktldarın köşe başlarına kendi kafaianndakl klmselerl oturtmuşlardır. Bir takım karanlık, çağdışı amaçlara ulaşmak lçhı eğltlm kadrolannı seferncr etmeye kalkışmaktadırlar. Kendl «maksatlarına araç olarak kullanmak istcdlkleri gençlerl bir takım uydurma masallarla kandırdıklarnıı sanıyorlar. Belkl de bir biilümünü aldatıyorlar. Öyle olmasa Başbuğ TUrkes» dlye bağırır nııydı oğretmen adayı bir takım BCnÇİer? Demek •maksatlanna ulaşmak yolundalar, ya da öyle sanıyorlar. Heplmlzln p,özü önünde oluyor hiitün bunlar. Çağdısı polltlkacılar gUn bu (rtin saat bu saat hesahıyle, ele geçlrdlklerl köprü baslannı eldcn kauırmamak İçin dldlnlyorlar. Herşeyi gfae almıslar, bir çeslt ölümkalım savasıdır «Irlstlklerl.Çafdısı polltlkacUarın yanıldıklan btr nokta var, o da Türk balkmın, AtatUrk devrimlne Inanan Türk halkının sağduyusudnr. O sağduyunun tokadı ağır olacak, sakırtiflını İlk genel scçlmlerde hcp blrlikte duyacuğız. Rize Belediyesi Başkanlığından: 17.9.1976 Günü Satışı Yapılacak Hurda Malzemeler SATILIK VASITA Sırs No: 1 2 3 4 S fi 7 8 Adfdl: Clnsl: j (ieneraı tkskavatör 1 Lastfklı Turnadozer (Motorsuz) J CMC Kamyun 1 Reo (îerder ( Motor. Sanzımansız» ] Ueıız kamyon (üranksız) ] Doc Pıkap 1 Ford Ptkap (Mntoru Srtkülmüş 1 Vlnç ıSökülmüş motor, Şanzımansız) 2 7o.ooo.uo TL. 50.00U.U0 TL. 10.UOU.OU TL. 30.00U.UU 10.000.00 10.000.00 İO.OUO.OU 10.000.00 TL. TL. TL. TL. TL. Bedeli: Oeçlcl Temınatı: 14.750.0lı TL. 3.75u.uu r u 75U.0I1 TL 2.2&0.00 730.00 750,00 750.00 750.00 TU TU TU TL. TU MAYA 50.000.00 TL. 3.75U.UU IX. ANBARDAKi HURDA Sıra No: 1 2 3 4 5 Clnsl: Hurda muhtelif parça Hurda Alımınyum Çelik Mıl (Muhtellf) Muhtellf Dlsll Muhtellf dökum Mlktarı: 2. ton 150 Kg. 1. ton 2. ton 10. ton Tahminl : Tsiıminl . » > • Kllora : 1.50 kr. 3.00 kr. 3.00 kr. 3.00 fcr* e.oo kr. Geçlcl Teminat t 225.UO TU «7.50 T U 225.00 TU 450.00 TU 2.250.00 T U Yapı Kooperatifi için Arsa Aranıyor 1., 2., 3., 4. Levent, Etiler, Gayrettepe, Esentepe'de ya da bu semtlerin yakın yörelerinde, imar durumu en az 30 konut yapımına uygun arsa aranıyor. flgllenenlerln 66 99 00 numaralı telefona mUraoaatlan rica olunıır. (Cumhuriyet: 10173) ATELYEDEKi HURDA 1 2 3 4 Muhtellf Hurda 20. ton Lastlk 150. aded » AkU f 16 aded » Radyafttffclü aded •: \ ; Tahmlnl 150 , 4 0.00 6.00 6<U0 kr. Ura (Adedl) kr. (KUOEU) kr (Kilosu) 2.250.00 450.00 22.50 22.50 TU TL. TU TU »î'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle