23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
"İktidar değişikliği, İsveç'in politikasını etkilemez,, • İSVEC SECiMLERiNiN SONUÇIARI, BATI AVRUPALI MUHAFAZAKÂR PARTiLER ARASINOA SEViHÇ YARATTI. GÖZLEMCİİİR iSE İSVEÇ'ÎEKi GELi$MElFRi, BA7I AVRUPA'DA MUHAFAZAKÂR PARTiLERE DÖNÜŞ» OIARAK GENEUEMENiN YANLIJ OLDUGU GÖRÜŞÜNDE BiRLEJiYORLAR VE TEK PARTiNiN 44 YILLIK İKTİDARININ, HALKIN OYLARINI YÖNLENDiREN EN ÖNEMLi ETKEN 0 1 DUGUNU BELiRTiYORLAR. PALHf GlTTi, FAUDIM CÎLİYOB. ANCAK YORUHCUUR ISVEfTEKi İKTİDAR DEGIÎİKLIGiNIM B!(İMSEL> OLDUGU İCERIK A(I$INOAM DEGQ1KIİK 01MAYACAGI GÖRİİŞÜKDf. çagrıda bulunarak, mutlaka sandık başına gitmelerini istemiş, Palme'nin Ulkesindeki seçimleruı Sosyal Demokrat seçmenler için bir ders olması gerektiğini belirtmiştir. Fransız Sosyalist Partisi lideri Mitterrand ise. Batı Avrupah muhafazakâr partilerin, Îsveç seçimlerinin sonuçlanndnn memnunluk duymalarının yunlış olduğunu belirtmış ve Isveç'teki son riuriımdan Batı Avrupa'da sosyal demokrasinin gerılediği anlamını çıkartmanın doğru olmadığına dtnkati çekmiştir. Mitterand, Palme'nin yenilgisinin öncelikle Sosyal Demokratların çok uzun bir süre iktidarda kalması ve iktidar partisi olması nedeniyle yıpranmasına bağlı olduğuiıu söylemiştir. İsveç'teki son gelişmeleri Önemli bir olay. olarak nifeleyen Fransız Sosyalist Partisi lideri Françoıs Mitterrand, îsveçli Sosyal Demokratların uyguladıkları «cesur vergl politikası»nın da yurttaşlaıın bir bölUmunü gereksiz yere korkutmuş olabileceğini kaydetmiştir. Danimarka'da ise Sosyal Demokrat Başbakan .Jörgensen, Îsveç seçim sonuçlarından üzüntü duyduğunu belirtmiş ve îsveç'te bugün var olan sıyasal istikrar, yüksek yaşam düzeyi ye tam istihdam durumunun iktidardaki yeni partiler tarafından da korunacağı umudunda olduğunu sözlerine eklemiştir. Jörgensen, iktidar olacak Uç partlnin karşnaşacağı önemli sorunlardan birinin de, söz konusu partilerin önemli konularda farklı siyasal görüşlerini savunmaları olduğunu kaydetmiştir. Avusturya Başbakanı Bruno Kreisky !se tsveç'li Sosyal Demokratların seçim yenilglsint, ülkede siyasal eğilimın değiştiği biçiminde yorumlanamayacağını belirtmiş ve gelecek seçimlerde Sosyal Demokratların yeniden is başına geleceklerinı öne sürmüştür. S TOCKHOI.M Isvpç'te Sosyai Demokratlann 44 yıllık iktidarına son veren 19 eylül genel seçimlerinin tllm Batı Avrupa'da yankıları sürerken, Merkezci • Muhafazakâr Liberal partiler, yeni hükümeti kurma çalışmalanna başlamışlardır. Batı Avrupah muhafazakâr partiler, îsveç seçimlerinin sonuçlarım bUyülc blr sevinçle karşılamışlar ve bıı seçimlerin kendi ülkelerine de örnek olacagı ve Batı Avrupa'da muhafazakâr parttlenn iktidar olma şansının arttığı görüşünde birleşmıslerdir. 3 ekim günü genel seçimlerin yapılaeağı Federal Almanya'da ana muhalefet partisi olan Hırıstiyan Demokratlar, Îsveç seçimlerinin ardından kampanya sloganlannı bile değiştirmişler ve «Bız de Îsveç gibi yapalım» diyerek ortaya çıkmışlardır. Fransa'da ise De Gaulle'cU Cumhuriyetçi Demokratik Birlik TJDR, Îsveç seçim sonuçlarım yorumlarken, «Sosyal demokrasinin kendi cennetınde öldUğlinü» öne sürmüş ve gelecektekl seçlmlerden şimdi eskisine oranla daha umutlu olduğunu söylemiştir. Ingiltere'de Muhafazakâr Parti ve ltalya'da Hıristiyan Demokrat Parti çevreleri de Îsveç seçimlerinin sonuçlarım memnunlukla karşılamışlardır. İNGİLTERE'DE IRKÇI GÖSTERİLER SON 45 YILIN EN YOĞUN DÖNEMİNI YAŞIYOR L OVDRA Ingiltere'de son aylarda hızla geli^en ırkçı göstenler, gözlemlere göre, son 45 yılın cn yoğun dı)nemini yaşıyor. Zenci ve Asyalı ;ızınlıga ai' isyerleri, beyaz zorbalann saldırılarına ugruyor. Giderek keskinleşen çelişkiler, Londra'da, Notling Hıll kıırnnvalında, zenr ci polis çatışmasına dönü'tü. 32.> polis ve 13S sivil yaralandı; 50'si siyah H) kisi tııtuklnndı. 16 Ifi yaş kesimin( dekl zenci gençlerin polise Uarşı. ilk kez bu ölçüde hırçııı davrandığı belirtiliyor. Demokralik güçler. ırkçı eylemleri ve cğilimleri kınıyor. Isçi Parlisiniıı kartı karnpanynsını sendikaların izlemesi beklenirken, ırkfi ıjrrıplar, iinlü «Brıtanya'yı t*miz tutunuz» slo^anınm bir ycnisine dönUştürmek çabasındalar: «Ingiltere'yı beyaz tutunuz.» İNGIITERE'YE « K Ingiltere'ye kara derili insan gftçü. li^R'de. A'tl°n hilkümetinin eski kolonilercle yf^ayan halklnra sınırsız göç olanağı tanımasıyla basladı. Böylece o tarilıte dünya ııufusunun 5'te biri, Britanya adalarına davet cdilmiş oldu. Yaygın görüşe göre, «Savaş sonrası Ingiltere'finde, sokaklnn vo nnHrolan temizleyocek ucıız işçiy; gereksinme vardı» 1962'dc kara nüfus 400 binn ulnşınca, ya da, «Temizleyicı inyısı yeterli düzeye erişince, «Muhafazakâr Parli ilk göç. kısıtlamalarını geUrdi. li)H8 vc 1971 "6P iki kez alınan yeni önlemlere karşın, «Beyaz olmay?nlannı> s.ıyısı ı.KOO.Ofin. Çoğunluk HintH, Pakistanlı, Afrikr.h ve Antilli. NüCusun bu ölçeğe varması, kışkırt.ırı etkil?rle hirle.şinrr. sürtiişmeler arttı. Kara azınlık domokratlk geleneklere ve koruyucu yasalara karşır, ış bulnıakta, PV bıılmakta, yakınları için giriş izni almakta güçlükler içindedir. FEDERAL AIMANYA'DA Gelecek hafta seçlme gidecek olan Federal Almanya'da ise iktidardakt Sosyal Demokrat Partinin Îsveç seçimlerine tepkisi ilginç olmuştur. SPD seçim sonuçlannın alınmasmın ardından, kendisini destekleyenlere ve kararsız seçmenlere EKONOMİK ETKİIER Ekonomik sorunlar. enflasyon, ticaret P.çıftı, işsizlik, işçi sendikaları üzerindeki baskıyı artırıcı etkenlerin başında geliyor. Irksal gerilim ise, bu baskının p.raçlarından PERU'DAKİ ASKERİ YÖNETİM SAĞA KAYIYOR tMA ABD'de yayınlanan «The Washlngton Post» gazetestade Joanne Omang imzalı bir haber yorumda Peru'nun ekonomik çöküntt) içlnde olduğu ve vönetimdeki cuntanın gittlkçe saj*a kaydığı belirtilmektedir. WASHİNGTON POST Amerika'nın etkili gazetelerinden «The W»snington Post» ise Îsveç seçimlerini şöyle yorumlamıştır: «Îsveç seçimlerinin sonuçları, 70'li yılların başından bu yana sosyalizmin ve sosyal demokrasinin hızla geliştiği Batı Avrupa da tepkiyle karşılanmıştır. Ancak Îsveç seçimlerinin sonuçlarını, Batı Avrupa'da muhafazakâr partilere dönüş olarak genellemek yanlış olur. Îsveçli seçmenler, partilerin siyasal eğilimlerini göz önüne almakaizın, yalnızca tek bir partinln 44 yıllık iktidarır.a son vermek için oylarını muhafazakâr partiler yönünde kullanmışlardır. Zaten seçimlerden bnce yürütUlen kampanyada da sağ, sol tartışmasından çok, tck partinin uzun süren iktidarı ve buna beı> zer konular üzerinde durultnuştu. Îsveç seçimlerl ayrıca, Ülkedeki bürokrasiye karşı bir lsyan olarak da nitelenebilir.» L reler son geüşmeler dolayısıyla Baglantısı^ Ülkeler arasındaki dayp.r.ışmaya artık Peru'nun katılmayacaftını beliıtmektedirler. nemli bir bunalım» olarak nitelendirmektedirler. KiSSiNCER'İN ZİYARETİ Çesitli kaynaklar ABD Dışışleri Bakanı H°nry Kısslnger'in 1976 yılı başında Panı'ya yapııgı resml ziyaret sırasındu ülkede yönetimdeki cuntoya yakınlık sagladığı ve Peru'nun içlnde bulundugu ekonomik bunalımı atlatması ıçin ysırdımcla bulunmayı taahhüt eıtiğıni ilerı sürmektedirler. Perulu eski bir yetkili Kis'singer'in Perıılu yöneticilere «Yeryüzündeki güçler dengesinde bir tarafı destekleme zamanmız geldi» dediğini ileri sUrmliştür. öto yandnn çeşitli kaynaklara göre, 54 vaşmdaki Peru Devlet Başkanı General Morales Bermudez üzerinde, ülkedeki sol ve sağ kanatlarm baskısı sürmektedir. Peru'daki muhale fet parti lideri Raul Ilaya de la Torre Ulkede serbest seçimlerin yapılmasını istemektedir. Ancak Peru'da serbest genel seçimlerin yakın bir tarihte yapılaragı sanılmamaktadır. 2 tem mua 1976 gunü sağ kanadın duruma egemen olmasıyla ülke çapında sıkı yönetkn ve bosına sansür uyeulunmaya başlamıştır. Sokaga çıkma yasaftının sürdiiftü ve birevsel özırlırlükıe rin gittikçe kısıtlandığı Peru'da ekonomik bunalurı da yeni boyutlar kazanarak stinnektedir. Perulu yöneticiler ülke içinde gittlkçe ağırlıgını duyuran ekonomik baskıyı sadece «ö BUNALIMIN BOYUTU Oysı 1968 yılında Peru'da yönetimt eline geçiren cunta, ülkenin yön/îtim biçimirıi tanımlarken «Sosyp.list bir Perıı içın iktidardayız» demişti. Ancak cuntanın Devlet Başkanı Francisco Morales Bermudez «28 Temmuz Bagımsızlık GUnü» dolayısıyla yaptığı konuşmada «Sosyalizm» sözcüğünü kesinllkle kullanmamıştır.. Peru'nun eskl istlhbarat şefinin sözleriyle, Peru Devlet Başkanı Bermudez «Sosyalizm» sözcüğünü kullanmayaraK «Devrimin go müldUğünU» açıklamıştır. Cunta içindeki sol kanada yakın olan Istihbarat Şefi Zimmermpn'm görevinden alınarak Peru'nun Panama Elçiliğino atandığı bildlrilmektedir. Cunta içindeki sol kanadm tasfiyesi geçtiğimiz temmuz aymda başbakan Fernandes Maldonado, Tarım Bakanı Enrique Gallegos ve Dışişleri Bakanı Miguel Angel de la Floı'un görpvleıinden alıtirp emekli edümeleriyı«v ani bir biOimde b&flarmştı. Joanne Omang aynı yaaısında f e ı u hükUmetlnln aldığı yeni tavrın ABD Peru ilişkilerini daha da yakınlaştıracağmı söylemektedir. Blllndlğl gibi 1968 yılında Peru'da toplanan Bağlantısız Ülkcler Zirve toplantısı sırasında General Bermudez yönetimi ele geçirmişti. Peru hükümetlne yakm çev Peru'nun dış borçları 3.7 milyon dolar, dış ticaret açıgı 1.2 milyar dolara. vaımışlır. 1975 yılında Peru'da enflasyon oranı "nlfl'e yükselmiş ve bütçenin "o27'si karşılıksız basümış para ile desteklenmiştir. ABD'li ıki «onsorsiyum, Japon ve Batı Avrupa bankalan Peru'nuıı içinde bulundugu ekonomik durumu ttlı zeltmek için yılda 360 milyon dolar yardım yapmaktadır. Ancak Perulu yetkililer Paru'nttn ayakta kalması için daha 400 milyon dolara gerek duyduğunu belirtmektedirler. Peru Devlet Başkanı General Morales Bermudez, 28 Temmuz 1976 tarihincls yaptığı konuşmada Peru'nun bulundugu ekonomik açmazı 1974 yılında uluslararası düzeyde meydana gelen ekonomik bunalıma bağlamıştır. Peru'da millileştirilen ABD demir madenl işletmelerinin paralarının ödenmesi içın veriten süre dolmuştur. Ayrıca Peru'nun gellrlerinde bpşlayan azalmanm nzun vadedo Ulkenin ekonomik bunalımına yeni boyutlar kazandırmıtsı söz konosudur. Son bir ay içinde benzin fiyatlannın iki katına çıkması ve Peru parasının o .o44 devaliiasyonu tüketim mallan fijatların; bilyük onuıda arttırmıştır. Bu da lilk.2 İçinde başlayan huzıırsuzhığun giderek artması sonucunu getirmektedir. (Dıs Haberler Servid) Londra Mektubu DEGiŞ:KLIK BEKLENMIYOR öte yandan gözlemciler tsveç'te iktidar deglşikliğinin, izlenecek iç ve dış polltikada önemli değışikliklere yol açmayacağı görüşünde birleşmekıedirler. Siyasa. yorumculara göre yeni hükümeti oluşturacak olan ve «burjuva bloku» olarak nitelenen siyasal partiler iş başına geldiklerinde bile, Îsveç dışta bloksuzluk politikasını sUrdllrecektir. Isveç'ın yeni yöneticilerinin ABD ve Ortakpınar'l» olan iliakilerinde de Palme dönemine orenl» her hangl bir değişiklik beklenmemektedlr. Intemational Ilerald Tribune gazetesinin yorumculanndan Bernard D. Nosslter de, Isveç'e ilişkin son yorumunda, bu Ulkede hükümet değişikllğinln yalnızca biçimsel olduğunu, içerik açısından hiç bir değişıkliğe yol açmayacağını belirtmekte ve Isveç'îe yaşam koşullarınm son derecede yüksek olması ve bu Ulkenin kendine özgü koşulları nedeniyle, çeşitli çizgilerdeki siyasal partilerin görüşlerinin birbirine çok benzediği öne sUrülmektedir. Coşkun KARADENiZ AVRUPA'DA, BESİNLERE KARIŞTIRILAN RENKLİ MADDELERE SAVAŞ ACILDI vrupa ülkelerinin, besin maddelerlne karıstırılan renk verici maddelere karşı genls bir kampanya açtıgı bUdirilmektedir. Fransa'da yayınlanan l'Eicpress dergisinin verdiğl bügUere göre Ortakpazar ülkelert içinda bu konuyu en önce ele alan Ulke Fransa olmuştur. Dergide belirtüdiğine göre zararlı etkileri olduğu bildirilen renk verici maddelere karşı savaşım, kim tarafından yazıldığı ve dağltıldıgı bilinmeyen bir el ilânı ile başlamıs ve elden ele aolaşan bu ilânlar buytik ilgı toplamış bulunuyor. Savaşın öncusü olan Fransa'da şimdi eı ilânında sayılan 57 tür maddenln gerçekter. Içecek ve yiyeceklere renk veren 9 tür maddenin kullanılması zararlı olduğundan bu maddelerin gUnlilk besinlerin içlne karıştırılması yetkililerce 1 kasımdan itibaren kanunsuz ilân edilmiştir. Ancak bilim adamlarının incelemelerinin lçine karıştırılması kanunsuz ilân edilmiştir. Ancak bilim adamlarının incelemelerinin sonucunu beklemekte sabırsızlanan halkın doğallıktan uzaklaşan her türlü besin maddesine karşı tepki duymaya başladıgı da bildirilmektedir. Bu nedenle çocukların dahl çok sevdikleri renkli şekerlere eskisi gibl rağbet et.medigi, tatlı ve şekercilerin satışınm %50 dUştügU de beUrtümektedir. Fransa'dakl mucadelenln öncülügünU yapan el ilânında limon tuzu en zararlı maddeler arasında sayılmaktadır. Oysa daha önceleri hem doktorlar hem de DUnya Sağlık Örgütü limon tuzunun hiçbir zaran olmadıgını açıklamıştır. Çünkü bazı meyvaların içinde doğal halde bulunmaktadır. Yetkililerin belirttiğine göre endüstrirel gelişmeye paralel olarak tüketlci korunamamaktadır. ÇUnkü bugün dahl kimse beslulere karıstırılan maddelerin tamamen zararsız olduğunu bilememektedir. Kimyagerler ise, çeşitli sentezlerle portakalsız portakal suyu, meyvasız çilekli yoğurt, yumurtasız pasta yiyebilmektedir Ote yandan, işadamlarının, zararlı maddelere karşı girişilen bu kampanyadan sonra toplantı üzerine toplantı yaptıklan bildlrilmektedir. Işadamları açılan bu kampanyaya karşı cepho almıştır. ÇUnkü onlar bu kampanyanın nerede başlayıp nerede biteceglnln kestirilemiyeceğini, bugün renk veren maddelerin yasaklanması halinde yarm sıranın korujrucu maddelere, daha sonra da süte geleceğlnl lddia etmektedır. Bir işadamı İse, «renk verici maddelerl kullanmamayı kabul etmemtz şlmdiye kadar halkı kandırdığımız lzlenimi uyandıracagı için bunu kabul edemeyiz» demlştir. (Dıs Haberler Serviıt) YENİ KOALİSYON ORTAKIARI Bu arada yeni koalisyon ortaklan hükümeti kurma çalışmalanna başlamışlardır. Merkez Partisinin lideri ve Başbakan adayı Thorbjörn Falldin, yeni kabinenin oluşturulması amacıyla Muhafazakâr Parti lideri Gosta Bohman ve Liberal Parü lideri Per Ahlmark'la temaslarını sürdurmektedır. Ingiliz The Guardian gazetesl ise iktidar adayı Uç «burjuva» partisinin yalnızca «Sosyal Demolcratlara karşı olmak» konusunda görüş birliğl içinde olduklarını, parti programlarınm dlğer konularda büyük ayrılıklar gösterdiğinl kaydetmektedir. Yeni koalisyon ortaklarının karşılasacaklan en büyük sorunun enerji Uretimi olduğu belirtilmeKtedir. Seçimlerin öncesinde Palme'ye karşı vürtitülen kampanya sırasında, Îsveç'te kurulan ve kurulması planlanan atom reaktörleri, Ulkenin eo önemli sorunu durumuna dönüşmustür. Palme"nln nlikleer enerji programı, mevcut 5 nükleer sant ralin yanı sıra, 13 atom santralinin daha kurulmasını ve Isveç'in 1985'te tUm elektrik gereksinmesınin °'a 40'ının bu yolla sağlanmasını öngörmekteydi. Burjuva partilerl ise seçim propagandası sırasuıda halk sağlığı ve çevre klrliligl gerekçeslyio atom santrallerine kesinlikle karşı çıkımşl&rdı. Ancak atom santrallerinin gerçekleştirilmemest. Ulkeyı enerji Uretimi açısından dar boğazlara sokacagından, gözlemcilere göre yeni hUkUmetl bu konuda büyük zorluklar beklemektediı (Dış Haberler ServUI) biri. Irkçılıgm bölücü niteliği ve sın.fsal kökenini kavrayamuyan yoksul kitlelerderı destek aranıyor. Irkçı gösteriler, iktidardaki İşçi Partisi ve Libpra! Parti tarafından şiddetle kınanırken, Mulıafazakâr Parti sessiz. Afrrı sagcı partinin bu yıl içinde, İşçi Parlisinden kopardığı birkaç belediye temsilciliği, kendisinden çok, Muhafazakâr Partinin seçim hesaplarına uygun düşüyor. Ancak demokratik güçler uyanık ve güçlü. Karşı kampanyalnrm da etkisi ile, Işçt Partisi. mayıs ayında Blackburn'de kaybettiği bir belediye temsilciliglfii, 16 eylülde büyük çoğunlukla geri aldı. Wî FTKİLER Irkçı duşünce, bugün Ingiltere'de bir sorvın ise, Güney Afrika'da bir yasama biçimidir. G. Afrikalı beyaz, Batı Avrupah beyazın bir uzantısı. İki ülke arasında yoğun ekonomik ve sosyal bağlar var Bu nedenle, Afrlka'daki yaşama biçlminln, Ingiltere'deki sorunu etkilemesi doftal. Irksal gerilimlerin iki Ulkede birlikte tırmanması da bunun bir kamtı. Ingiltere dolaylı ya da dolaysıa, G. Afrika'nın geleceğinde söz sahibi ama, G. Afriks'nm da Ingiliz iç politikasına karıştığı savları yeni değil. Goçen yıl, eski Liberal Parti başkanı. J. Thorpe'un özel yaşantısı ile ilgili, onu istifaya götüren savlann ardında, G. Afrike. planlarının varlığı, eski Başbakan Wilson ti.rafından kamuoyuna açıklanmıştı. Amaç, Liberal Parti oylnrını Muhafazakâr Partiye kaydırmaktı. G. Afrika, bugün daha da güç duıumda. TÜRK Ingiltere'dcki ırksal gerilimin bir de, Avrupa'da çalışan Türk Işçllerini ilgilendirebilecek yönü var. Ortakpazar ülkeleri, kaçak işçi çalıştıran kurumlara ağır cezalar uygulamak ve işçilerin kendi Ulkelerlnde, uyarıcı ılan kampanyalnrı düzenlfimeyi tasarlıyıırlar. Ingiliz hükümeti, bu önlemlerin, kurumları. hiç yabancı işçi almamaya götürebileceği ve Ingiltere deki ırksal gerilimi artıracagı kanısında. tngilizlerin bu tutumunun, Avrupa'da çalışan yabancı işçilerin yakın geleceği için blr etken olabilecegi kanısında olanların sayısı da giderek artıyor. a Ilzmanlara göre çocuk her yaşta a>rı blr spor dabna yöneltllmrll Çocuklar için uygun spor dalı seçilmeli oruklann seçecekleri spor dalına çok dikkat etmeleri geıektlgi bildirilmektedir. Bu KOIIU da anababalan uyarıcı bir yazı yayınlayan ParisMatch dergisindo, okullarm açıldıgı şu sıralarda çocuğun yapacağı sporu belirlemenin sağ hk açısından büyük bir önom taşıdıgı belirtilmektedir. Çocukların oyunu sevdiği ve sporun da bir oyun oldufîu kabul cdilmektedir. Bu bakımdan ailelere düşen iş çocuğu spordan soğutmadan onun için en uygun olan spor dalını seçmek olmaktadır. Uzmanlar, çocuklar için yaşlara göre uygun sporları şöyle sıralamaktadırlar: • Dört yaşına kadar: Uzmanlar çocukların dört yaşına gelinceye kadar spor yapmamalarını, buna karşılık fizik eksersiz yerine geçecek olan oyun ve gezintiler yapmalarını ftğütlemektedir. Bu yaşta sadece yüzmeye izin verilmektedir. • Dört sekiz yas arası: Açık havada ynpılan sporlarla yüzme tavsiye edilmektedir. Ancak y;ne de yapılan sporun yurucu olmaması ve uzun sür menıesi gerekmektedir. • Seki?; onikl yaş arası: Bu dönem çocuklan n reflekslerinln geliştiği ve ekip sporu yapılmaya başlandıftı bir çag oldugu için, minı voleybol ve ınini basket ögütlenmektedir. Bu çaglarda eskrim, tenis. patina.i ve kayafia da başlanabilmektedir. • Oniki onaltı yıış arası: Bu çaglarda toplu ya da bireysel sporlara yönelinmektedir. Yarışma amacıyle yapıldıgı takdirde sporcunun bir doktor gözetimine girmesi gerekmektedir. Doktorlar kız ve erkek çocuklar arasında ilke olarak fıırk gözetmekle birlikte, kızların kalça kemlklerini darlaçtıran sporlardan kaçınarak daha ziyade adale ve göğüs kafesinl geliştlrici spor ları tercih etmelerinı rtğiitlemektedir. Uzmanlara göre, çocuklar on iki yaşından önce blr futbol takımında oynamaya baslamamalıdır. üzmanların belirtigine gfire, ciddl bir denetim altında yapılmayan spor son derece tehlikeli olabüır. Yanşmaları gerektiren sporıarda çocuklarda sürmena.1 bile görülmektedir. Çocuk yorgun düşmekte, kötil uyumakta ve zayıflamaktadır. Bu durumda hemen bir doktora başvurmanın yerinde olacağı belirtilmektedir. Çocuklann fizlk çalıs Ç rin suda daha kolay hareket ettiğine lşaret eden uzmanlar bunun bebeklerin gelişmesinde çok yararlı olduğunu iddıa etmektedir. (Dış Haberler Scrvisl) KAHtRE'DE YAYINLANAN YARI RESMt ELAHRAM GAZKTKSİNDE YF.R ALAN, ÇİN LtDERİ MAO' NUN ÖLÜMÜNE İLİŞKİN, Dr. YUSUF İDRİS İMZALI YAZININ ÖZETINt SUNUYORUZ: B malar yapması İse gelişme bakunından çok yararU olmaktadır. Bu arada iki gylık Ue bir yaşuıdaki' ir kıta kadar şenlş blr Ulkede yaşayan 700 mllynn insan, kıılı yiirekli hiikümdurların ayakları altında eziliyordıı. Ülkeye ciren Inuillzlcr ve Japonlar, o Insanların her nasılsa cıkmamış olan ranlarını da alıp oııları biitün bütüne yok ctmoye çalışıyorlardı. Kadınların mal gibi alınıp .satılriiRi luı tnplıım, Kenlş bir tar lava yayılmış olan çekirgeler süriisü gtbl başıboştıı. Va sürfkll başansıziıklara ugrııyordu. Tüın ıılusal hareketlerl eziliyordu. tmparatorluklarla askerî dlktatörlüklerln İktidarı nöbetleşe devraldıkları hu ülke, blr yandan da tngilizlerle Japonlann afyon pazan haline gel miştl. Işte Mao, bu toplumun Içlnden çıkmıs bir llderdi. Mao'dan alınan drrs. «blrey»ln larlhleld rolü ile lljili deKildir. ÇUnkü kendl.slnden başka llderlerin de tarihte ceşitll rolleri olınııştur. Faknt ııasıl hir «rol»? tşte nnemll olan, hu sorunun cevabıdır. Evet, blrçok klşi vardır kl, çpşltll ptkenler saypslndc komutan ya da llder nlteliğlni kazanmışlardır. Fakat hunlann bir hülümünc egemen olan kişlsel çıınır, ya da İçlnde yaşadıkları tarihsel ortam, yahut da klşinlıı yapuında bulunan kuskuculuk, onlan ters blr yöne itmişttr. Ve hu llderler, halklarının tarihlerini kendi kişisel tntkııları ve Istekleri yönünde değiştlrmeyt, daha doğru blr deyişle tarlhe boyun egdlrmrye kalkışmışlardır. ör> negin bir Büyük lskender, blr Napolyon, blr Hltler, bir Mussalinl bunlardandı. Bunlar, tarihe boyun eğdlrmeyo kalkışmışlardır. Np var kl tarih de tıpkı bir ser. keş at (rlbldir. Kendisini ters çeylrmeye kalkışanlara değll, kendlslyle birlikte llerlye (rldenlere boyun efccr. Bunun lçlndlr kl tarih, kendisini ters yöne çevirınek Isteyenlerl. aerkes at glbl çabucak ıırtından atar ve kcndl yönünde llerler. S." ' EL AHRAM Mao'nun ölümüne üzülmeftıek gerekir Kimi llderler İse halklarına karsı otan Içtenliklrriııdeıı, Rİivlü klşillklerinden ve yaratıcılıklarından ötürü, tarihe hoyun pğdirmeye kalluşmazlar: tam tersine, tarlhle birlikte yürürler ve onu bu ilerleylşlnde etkllerler. Bunlar, halklannın iradesinl temsil ederek ve bu iradeden giiç alarak toplumlannı degiftlrirler. tnsanlık tarllılnde böyleleri az da olsa görülmUştür. Bıı liderlerden bazılan küııi zaman bir çafı kapatır, yeni bir çağı açarlar; Urlhl ,ı bir dönemine son veıir. yeni bir döncml baslatırlar. Bu kategoriye flren klmi IIderlerln Iradeslvle bütün blr halk, hatta bazen bfitün blr kıta ya da rum Insanhk, büyük dönüşümler göstcrlrler, Iste Mao da bu Uderlerden birlydl. Onun Iradenlyle, kıta kadar geni» olan blr ülkede yasayan zalimlerle mazlumlar, c^tayet lsleyenlerle elnsTetler* knrban Ridenler, saldırıya nğrayanlarla çözülmüşler ve alılâk düsttklüğünün bataklıklarına eöınülmüş olanlar, blr insan toplumıına dönüştüler. Ve insanlık yasasının adalet üzprine kurulu olduğunu, bu yasada zuunün, baskının, terörün, soysumın, aldatmacanın, yolancılıRin, Ikl yüzlülüğün ycri olmadıgını anladılar. Eskiden sokaklara «lüşmiis olan Çlnll fahişelcr en kallflye işçi ve üretlci oldular. Afyonla uyusturulaıılar cn billnçli in «anlar durumuna geldikr. Hırsızlar namuslu yurttaşlar oldular. Ezllenlrr eşitliğe kııvııştular. Korsanlar halkın mallannı koruyan bekçilere dönüştüler. Kadın ticareti yapanlar, kadınların özgiirlüklerl konusunda kızları ejritpn öğretmenlpr hallne gpldiler. Kadınlar sa> tılmaktan kurtulup kcndl Iradeleriyle hayatlrına yön veren ve kendi iradelerlylc istcdiklerl crkeklerle evlenen tazilet sahibi oldular. Çocuklanm gcçlndirmpk İçin hırsıziık yapan erkekler, çocuklarınııı geleceğine irUvenlc bakan ve çocuklarının grlepeğlnln toplumun Küvencesi altında bulunduğuna inaııan namuslu yıırttaslar hallne geldiler. Bu (rüvencpye kavıışan Insanlür, artık «ben klmseye yük olmam klmse de bana yük olmaz; biz hcp blrllklpylz» diye düşünürlor ve bu düşünce bütün duygularına egemen olur. Mao'nun ögrettlğl drrs, Işte bu olmuştur. O ve arkadaslan. tüm blr halkı değistirpblleceklerint Inanmışlar ve tüm hir halkı fillen degiştirmlşlerdir. O vo arkadaslan. baslangıçta hlrkaç devrimclydtler. Birer devrimci «blrpy»dller. Ama O, bu devrimc! blreylcri blr «devrlmcl ulus»a dönüştürdü. Hem de tümüylc dev rimcl btr ulusa. Evet. Mao'nun öğrettiğl büyük ders budur. Bu nedpnlc Mao'nun ölümüne üzülmcmek gereklr. Ben üzUhnüyorum. Çılnkii insaıı, güneşln, görevinl yaptıktsn ıonr» batmasına üzülmez. (Dıg üaberler Servisi) 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle