Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İİ K CUMHURlYET 15 EYlOl Î97S 1 M ustafa Kemal Paşa kendUIne «rnüşir.lflc (mareşal) rütbesiyle «gaz!» (utkuyu elde etmiş) ünvanını kazandıran Sakarya Meydan Savaşı'ndan Ankara'ya döndüğü gün kentln tren istasyonunda büyllk bir halk topluluğu tarafından içtenlikle karşılanmıştı. Çlinkü Samsun'a çıktığmdan bu yana Ulke yaranna glyasal bzellıkt,e pek çok başarı sağlamış ama askersel bir utkusu olmamjştı. Oysa daha Onceleri «Hareket Ordusu»nda, Trablusgarp'ta (Libya), I. DUnya Savaşı'nda, dzelUkle Çanakkale'de adını duyurabilmiş yüce blr komutandı. Halk değtlse bile ordu kendlsinl çok iyi tanımaktaydı. Bu kez askerlik yanım halka kesinlikle kanıtlamıştı. Karşılayıcılar arasında dınsel bir tarlkatın yeşil tülbentlı ağîibani sarıklı, doksandokuzluk tespihlı, kerli fei'll bir şeyhl de bulunmaktaydı. Hazret, Paşaya. gayet dddi bir görünUmde, «aheste revân» (ağır yürUyüşle) yaklaştıktan sonra «muhterem paşanı bütün âlemi nasrânlyyet'in enzarı toayretbahşâ'sı tahtında istihsal eylediginlz bu Bazâyı ekber bizzatıhi Hacı Bayramı Veli kuddıse sırrahu'nun keramet ve siyanetinden neş'et etmektedir. Blnaenaleyh o veliyyullah'ın rnerkadl mubarekini ziyaret edıp arzı şUkranda bu lunlnanız vâcibülifâ'dır.» (Sayın Paşam butün Hıristiyanhk dünyasınm şuı?kınca bakışlan altında kazandığmız dlnsel bu bUyük ulku Hacı Bayrâmı Velî'nin kerâmetinden, korumssmdan doğmuştur. Bu nedenle Tanrıya yakın o kişirıin kutsal gömutunll ziyaret edip şükranlarını n bildirmeniz salt bıçimde gerekmektedir) dedi. Mustafa Kemal Paşa kısa bir süre durakladlktan sonra çok gur kaşlanm birden çatarak, madensel parlaklıktaki masmavl gozlerını bu yobaz bozuntusunun kapkaranlık gözlerine diicerek: «Hayır efendl hazretleri, hadise zâtı âlınizln beyan ettiği veçhile değildlr. Türk zâblti ku manda etmesini, TUrk askeri olmesint bildi. Zaferl kazanmaıruzın sırn bunda meknuzdur» sözleriyle kükredi sonra yürüyüp gitti. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER yltlrildlginde cephenln yanlmasına yol açacagı •anılan «Çal» tepesinin düsman eline geçtiğı gUnun ardından gellr. Ancak, gece yarısmdan son ra saat tam ikıde Fevzi Paşa telefonla Mustafa Kemal Paşa'yı arar. Yunanlıların çekilmeye ba, ladığını haber verlr. Halide Edip, bu mutlu anı çok ranlı anlatmış anılarında. Onur Ulusun ve O'nundur İnsan Eıneğinın Pırıltısı.. SADUN TANJU ransa'da De Gaullp'cü politıkanın hnde gelen isimlerlnden bırıdır Alaln Peyrefltte. Parlamentoda vo politik gurevlerde gelişmış bır kişıliği vardır. De Gaulle hukümetınde Dakandı. Çağdaş sağ polıük gorüşün örnek tiplerinden biridir. Gellşmeden yana, fakat bUyük dalgalanmalara, sıçramalara karşı. Sakarya Melhamei Kübrâ'sı Doç. Dr. Sırrı AKINCI nl çok basanjı yaptıklan gibl üstelik caphenln ateş çizglslne gönüllU olarak girmlşlerdir. Bunun nedenl, tarihsel olayların üç yüz yıllık akışı sonunda TUrk ulusunun artık «var olmak ya da yok olmak» gibi karşıt ikl durumun dnüne gelmeslydi. 1071'de Malazglrt'te ilk sınavı verenlerın bu son sınavıydı. Anadolu ya elde kalacak ya da TUrk ulusu ortadan kaldınlıp baskalarımn olacaku. Bir ulus ortadan kalknr mı demeyıni!'.. Bat: emperyaHzminln Yunanlı, Ermenl uşakları avını bekleyen korkunç bir canavann doymak bilmez iştahıyle bu kanlı kırıma (gonocide) dünden hazırdılar. Gerçi ozanın bıri «Ülmez bu vatan farzı muhal ölse de hatta/Çekmez kürenln sırtı bu tabutı cesımi» demışti ama olaganüstU koşulların varlığı ortadaydı. Mazlum halkımızla onun biricik dayanağı kahrtıman ordumuz «ttlüm»U ya da «kalım»ı seçmekte özgürdü. Tutsak lık da «ölüıme esittl. Bunlardan • kalım.ı «gerçek», «doğru» diye yeğlemek doğal olduğuna gö re, klasik mantıktaki UçüncU şıkkın olanaksızlığı» llkesi sankl ortaya çıkmaktaydı. Ne var ki ordumuzun sayıca lki katındaki dUşmamn gücU yabana atılır gibi değildi. O Ankara'ya saldırılarını batıda yöneltlrken, Başkomutan Papulas'ın buyruğuyle bunun doğrultusunu birden Haymana'ya çevirmişti. Kısacası Ankara'ya güneyden girmek üstelik TUrk ordusunun arkasını çevirmek amacını gUtmekteydi. Askerlikte eşsız bir stratei olan Mustafa Kemal Paşa bunu çarçabuk sezdi. Üstelik «bon voyage!» (iyı yolculuklar!) diyerek alay etti. TUrk askersel güçlerınin batıya bakan yüz kilometrellk cephesinl hemen doksan derecelik açıya yakın güneye çevirdi. tşte o sırada «hattı rnudafaa (savunma çlzgisi) yoktur, sathı müdafaa (savunma alanı) vardır. O satıh bUtün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz btçimlndekl UnlU buyruğunu verdi. Yirmi lki gün yirml lki geee kıyasıya bir savaş oldu. Büyük adam seçkin bir yapıt olan 1927'dekl Söy lev'inde (Nutuk) bu olguyu «MelhtmeI Kübra» (kanlı, büyUk savaş) dıye liaklı olarak adlandıracaktır. Bu savaşta pek çok destan yaratılmıştır. Yedl tümenımızın yedi komutanı gozlerini kırpmıyarak blrbıri ardmdan ölume koşarak gitti. Kueük rütbedekilerse saymakla bitmcz. 4. Tumen komu tanı Miralay (albay> KemAlettln Sami Bey (Cumhuriyet döneminde korgeneral, Berlın BUyUkelçtsi) cephenln en on sırasında, askerlerinln arasında, tabancasıyle düşmana ölüm yagdır maktaydı. Bir gunde iki kez yaralanmakta ama çarpışmayı bırakmamaktaydı. Onun tUmeni bin bes yüz kişlydl. Cephancsi kıttı. Oysa karşıeında baştan açağı donatılmı^ Uç Yunan tUmeni vardı. Bunların her biri Uç bın kisiliktı. Türk ordusunun ötekl tümenlprindpn blrlne komuta eden Miralay Şükrü Naili Bev (cumhuriyet döneminde îstanbul Komutanı, Korgeneral Ş. Naili C.ökberk) de askerleriyle omuz omuza ateş altındadır. 1961'de Hallde Edın Adıvar o adı ge çen komutanı bana «bu adam gayet uzun boylu, sarışın ve blr çocuk gibi güler yüzlUydU. Sakarya'da düşmanm burnunun dıbindekl siperlerden bırine mevzilenmlştl. YüzU, gözleri, apoletlerini çıkardığı üniforması toz toprak lçcrsindeydi. O eski Cermen cengâverlerlne (savaşçı) benzemek teydi. Orektiğinde kumandanlığı btr yana bırakarak sUngüyü kapıp hilounıa geçmeyi zevkle yapmaktaydı» betimlemesiyle anlatmıştı. Fevzl Pa.ça'ya (Çakmak) gelince o da Genelkurmay Başkanı olmasına karşın karargâhtakl haritalar la dolu masasında oturanlardan değıldir. Savaş alanmın en ön sıralarında çoğu kez dolaşmakta dır. lrl kıyım gövdesiyle, pos bıyıklarıyle, babayanl gOrünümüyle her rütbedeki askere yüreklilik vennekte, utkunun TUrk ordusuna ait olaca gını belki binlerce kez ylnelemektedir. Sakarya savasının ruhları cendereye sokan, o çarpışmaya kendini adamışlann coşkudan soluklarını kesen korkunç bir gecesi vardır. Bu Evet Sakarya savaşında Türk subayı kotnuta etmesini, Türk askeri ölmesin! bilmişti. (Dun bu sayfada Sallh Erce"nin anılarında da gördük bunu) Glderek fazlası da olmuştu. 1920'lerde bir kara ordusunun yüksek komuta topluluğu o ordunun «res cogitans»ım (dusunen varlığı), erleriyle blr ölçüde, subaylanysa «res belli»sınl (savaşan varlığı) oluştururdu. Bunların her birlnin görevleri sınırlandınlmıştı. Birinci öge savaşın stratejlk taktik planlanm düzenler, gerekll genelgelerint yayımlar buyruklannı verir, ikincl bgeyse hiç duraksamadan bunların kılgısal uygulamalarını yapardı. Çok özellik gösteren durumlar bir yana, birincinin ikincisinin lşlevlnl benlm semesine gerek yoktu. Sakarya savaşında ordumuz bu temel llkeye bağlı kalmamıştır. Çünkü komutanlar görevleri ÖlümKalım Günleri Sakarya Savasının onurunu şu bu komutana maletmek en azından tarihsel gerçekleri çiğnemek ye da dolaylı yoldan Atatürk düsmanlıgıdır TBMM onun sorumlultığunu Mustafa Kemal Pa&a'ya vermİ!?ti. Büyük onuru da kuşkusuz ona aıttır. Unutmamak gerekır kı Paşa bu savaşı kaburgaları kırık olarak yonetmiştı. Cephede sargıları ıçersindeydl. Dahası var Ankara'dan oep heye giderken kendislnde tıpsal inceleme yapan heklmlerin hepsi «tehlıke vardır, gltmemesi daha uygundur» gibl önerilerde bulunmuşlardı. Ama o bunların hiç bırini dinlememişti. Çunkü o F. Nietzsche'nın tanımladığı «übermensch» (üstün insan)a uyar bir yaratılıştaydı. Böyle blr klsi tehlikeden korkmaz salt biçimde onun Uzerıne gıder Sakarya Savaşında çabası bulunan. daha son ra mılletvekili, bakan olan bır kurmay «TUrk or dusu bir savaşta şu kadar tüfeği, bu kadar topu var gibl âmali erbâa (dbrt lşlem) hesaplarıyle ölçülemez.> demişti. Yargı doğrudur. Konumuz olan savaş da bunun en güzel örneklennden blrıdır. Şu günlerde Yunanlıların bunu bilmezlikten (telmeleri çok gariptlr. 1921 ağustos'unda cephoye gönderilen birliklerln çoğunda babayla ogul Mchmetçikler yanyanaydı. Kaç savaştan arta kalmış, her biri çile küpU TUrk aydmlan da bunlann başlarındaydı. Onlarm hep bir ağızdan söylediklerı. ulusal bir yakınmayı dile getiren marş şöyledir: .Ankara' nm taşma bak/Gdzlermin yaşma bak/Bız Yunana esır olduk/Şu felegın işine bak, Aynı kahramanlardan sag kalanlarm dönüşundeyse halkça söylenen, duyan insanları coşkudan coşkuya (ve cit) geçiren blr marşın şu sozcükleri göklere yUkselmckteydi: «Türk askeri, Türk askeri sâyende/Sakarya'da bir tek duşman kalmasın/O sevimll yüzün asla solmasın/Dunyalara bedeldir mfth cemâlln/Allah'ıma emânettir Kemâl'im». 13 eylUl 1921'de TUrk askerlerinin «sâyesinde» Sakary«'nm doftusunda «bir tek düsman» kalmamıştı. Ne var kl o Türk askerlerindcn pek çogunun «dünyalara bedel». «mah cemâl»i (ayyüzlerı) solmuştu. ÇunkU yurdunu en iyi savun mayı bilen Mehmetçiğın kutsal bir amaç için bol bol kanı akmis, her birl şehit olmuştu. Mustafa Kemal Paşa'ysa Tanrı gibi fizikötesi, askın (transcendant) bır kavrama «emanet» olmaktan çok, defne dallarına sanlmış bir utku simgesi, mitolojik bir kahraman kimlıgınde TUrk ulusal vicdanına malolmuştu. F ÇiN DEVRiMi Onun bir »Ure önce bizde de yayınlanan «Çin Uyanınc«..» kıtabını okuyalı eppyce oluyor. Mao'nun olümü uzcrıne kıtaplığımdaki Çin'i konu alan kıtapları pozden geçirırıten, bu çaftdas bagcının M.ıo vo Çin devrlmi hakkındaki düşüncelerinl kttabın şurasında burasında yenıden araştırdım. «Çin devrlmi, hiç kuşkusuz şimdlkl zamanların hatta belki < > hiitün zaınaniarın rn olııft.uıııstü U \c en Rozlemlenmeye değer deneyinl meydann getirınektedlr dlyordu Alalıı Pe.yrefitte. Çin devriminln oluj koşullarını «Nr hoklcnnıcdik raslaşmalar!» diye nıteleyen yazar, şoyle bir ozot yupıyoıdu: Blnlcrcc yıldan brri .ypryüzüniin mcrkezl olmakla ügünpn \c yabaııcı e«;eınenllğlyle can cvinılen yara alınış bir imparatorluk.«Aşırı ııürus arlışı İçinde bunalan, bllglslzliçin ve feodalitenin karanhklarına dalmış ııçsuz bucakmz bir kara parçası.» «Spril, \arligini bile artık sürdiırrmlyen, hiç blr şlddet hareketinln knrkıılnmıyacağı ölçüde umutsuzluğa düsmiiş bir proletarya.» •Ve, Ulkeslnin özlemlerinl clslmleştlrmeyl bllmis bir DİHt klşl YÜCE ÖGRETMEN Sözü, bu «dâhl Wşl»ve getlrlnce şunları ekliyor Alaln Pcyrffltte: «Yüce Oğretmen, Çlnll kltlelerl eğitlrken, onlara kendllrri hakkında daha yüksek bir değer kazandırmıştır. Seralelten kurtardığı bedenlerlnden çok, aylaklıktan kurtardıgı nılılarma scslenmlştir.» LJu ke^, bır îtalyanuı ıkı cıltllk kitabını karıştınyorum. Antoııietta Macciocchl, ünlü bır Italyan gazeteci • yazar. Çin devrıml ve Mao hakkında en taze bilgilerl ve izlenımlerı sıınuyor buo «Çin Deylnce... kttabmda. Mao, 50(1 mllyonu ko>lü olan 800 luihoulıık blr ıılusu düzenle Işleycn dev blr üretici makine lıaline gctlrmiş diyor vo bır Çin komunünde Ihtıyar Su ÇınTun'un şu sözlerinın kendisini etkiledığını belırtiyor«GUnümüzde yaşlı insanlar için beş güvence var: Tlyecek, glyecek, cv, sağlık bakımı ve gömüüne.» Ve ellnlzde olmadan, gönıülme güvencesine bile sahip olamayan devrtm öncesl Çin ıhtlyarlarını dUşUnüyorsunuz. Mao'nun altmış yıllık politik yasamına, ölülerini bile gömemeyen 500 milyonluk yoksul ve perlşan bir halk kitle&inln 800 milyona erişirken ekonomlk politik ve sosyal başarıyı da yakalamış olmam muclzesi sığmıştır. Bu yüz> yıhn sonunda Çin 1,» mllyarlık blr niifusla, kurtulmu» ve güçlü blr toplıım olarak dünya yaşayışuıı adamakıllı etkilemeğe baılayınca, ıluııya. Mao gibl llderlerin çağ açaıı yetişklnlifclne hiraz daha hayranlık duyacaktır. Nereye, Nereye? OKTAY AKBAL Evet Havır Hocamız Reşat Tardu ve Eğitim enl bir öğretim yılının baş ladığı bugün, degerli eğltimcimlz, Hocamız Rtv sat Tardu'yu kısa bır süre önce yitirmenin acısını da duyuyoruz. Onu 1 eylül 1976 çarsamba günü toprağa verdık. Türkiyemizin bin leıce aydını çok değerli bir öğretmenıni; Mılli Eğiümimize yıl lar boyu hlzmet etmis en verlmlı bır elemanını; memleket, erdemli, dürüst, UstUn bir evlâdını kaybettı. Mehmet Reşat Tardu (1902'de îstanbul'da doğdu) üniversiteyi bitinnce ilk kez meslege, Çanakkule Sultanlsinde (Llseslnde) başlamıştı. Daha sunra tzmir, Edırne, Balıkesır Erkel; Ögretmen Okullann bğretim ve yönetim kadrolarında bulundu. Bir ara Oılaügretim Şube, MUdürlUğü ve daha sonra îzmir Mllli Eğitim MU dürlUgU yaptı. Îstanbul Çapa Eğl tim EnstltüsUnU kurarak oranın müdUrlUgüne ve bir süre aonra Ankara Gazi Eğitim EnstitüsU MUdurlUğUne getirlldl. Bir ara, Bakanlık MUfettişliği de yaptı. Onu ilk kez îzmir ögretmen Okulunda öğrenci lken tanımıştım. MUdür Yardımcılığındaki yo rulmak bilmez çalısmaları arasında okulumuzun tek Kimya ve Fızik hocası olarak derslerl ni aksatmadan en verimli bır şe kilde yUrUtürdü. Onun kurdugu Kımya laboratuvarı bizl bu dersin kuruluğundan kurtarmış, eylem içıne sokmuştu. Rahmetli Hocamızla birlikto îzmir ögretmen Okulunun yetıştivdlği «Fikir Ordusu» dediğlmiz gençler; bu memleket ) peıçek TU/k milliyet çilıfeınin, Atatürk ilkelerinln, yurt sevgirinin ve halkçılığın yerleşmesınde, Cumhuriyetin benlm senmeiinde bü. k bır temel olmuştur... Y Enver KARTEKiN aert çıkışlan karşısında. «... Tarlhe okul kapatan bir Bakan olarak geçeceğinlzl ve iyi bir ad bırakmıyacagınızı bılınlz...» diyerek ona gerçeğı açıkça sbylemışti. MUsteşarlığı dönemi, onun en sıkıntılı çalışma süresidir. Demokrat Partl lktidan taıaündar., gellşi güzel değiştırilınek îLtcnılen yerleşmiş eğitim v<: ögretım «Uteml yurt sathında (çeniş fcunalımlar yaratıyordu. Ba takımdan Milll Eğitim kadrosunda bir takım partizanca d'jfe'şiKhkleı, lsabetsiz nakiller, sayr.ıııplar ve işten çıkarmalar başlamıştı . î"nkat, Müsteşarın dürüst blv meslek adamı oluşu, haktanırlıgı. ksıdirbilirligi blr çok hnJt&ızhkları ögretmen kıyımmı oatukça önlemigti. Reşat Tardu bu elbi teklifleri tahkik ve teftlşten geçirmeden kesin olarak yaptırmamıştı... O'nun çahşkanlığı, durUstlüğü ve işlerl yasal blr biçimde işleylşl; partlzan düşünceliler kadar, Bakan kadrosundakt bazılannı da düşündUrüyurıiu Haksız iş görmek, tanıdıklarını kayırmak lstiyenler O'nun varlıgından çekiniyorlardı. Bunların çoğu, Re şat Tardu'nun elinden tutarak Ba kanlıkta yüksek makamlara getir dlği klşilerdi. Bunlar. her dönemde gördUgümuz karanlıktan faydalanmak istiyen, yani ıktidara gobeklerinden bağlı kışilerdi.. Bu çıkarcıların Reşat Tardu'da buldukları tek kusur. «Kendi bftrencilorine fazla yüz veriyor. Onları çok tutuyor. îsteklerini hemen yerine getiriyor» gibi O'nun karakterlne ve tüm eylemlerlne uymayan seylerden 1leri glde miyordu.. Oysa kl Bakanlığın en sorumlu bir makamını ışgal eden kimsenin elbette gUvendiklerıni, lnftndıklarını işbasına getirmesi doğal blr hakkı idl. Fakat gerçek böyle değildi. Blrçok öğrencilerl. eşlerimlzl ycııi atandıgımız yerlere aldırmak için Bakandan muvafakat aldığımız halde, rahmetli Reşat Tardu buna asla rıza gösterm»miş ve «VEKÎLİN EVET demesi ne karşın ben bu işi yapamam» demiştir. Bu gibi sonuçlara hem kendlsi UzUlmüş. hem de bizleri zgr^uruma sotous olmasınq, jag meu bu duruttı; lıocamızın en k^VV^Ü. bir ybnünü KOBUSIIIKU,1 bakımından bizleriçin MvMHi Ico nusu olmuştur.. Çalısmaktan ve okumaktan baş ka bir ihtlra»ı yoktu. Yıllarca çalıştıktan sonra Kadıköy tarafında bir ev alabllmiştl. Onun da borcunu ödemek için oldukça aıkm tı çektl. Bakanlardan hiç blrl O'na bll gisi ve yetkisi içinde haksız sayı lacak bır ışlem yaptıramamıştır. Bir Bakanm O'na böyle bir teklifi karşısında. «... Ben Musteşarım. Çarşıdan metre lle satm alınan ve istenlldlğl şekle sokulan bir kumaş değlllm. Başka birlni yerlme getirlr, o'na istedlğlnlzi yaptınrsınız» demek suretlyle kullandığı sözler çerçevelenerek bazı makamların basucuna asılacak blr defter taşımaktadır... Kendine olduğu kadar başkalarına da güvenirdt. Hıçbı ktttülük tanımayan temiz kiübl. lyiye N ereye gldlyoruz? Bunu sormayan kalmadı kendlnp. Klmseclen blr yanıt alaımyomz. Kendlmiz de sorunun altmdan kalkamıyoruz. Bir geml düşünün. pusulası bozulmuş, ılumenl kırılnuş, kaptanı, çarkçıbaşısı aklını kaçırmış, içindekl yolcular birbirlne flrmlş, üstelik de korkunç dalgalar sarmıs dört yanını... Slz o yolculardan blrl olsanız vereblllr mlslniz «nereyn «tdiyoruz?» «ne olacağız?» sorusunun yanılım? Nereye bu gidiş? TürHye, bir çı* KI1>1 kopmu? blr doruktan, RÜmleıı güne niifusıı artarak, yoksulluğu artarak, hügislzligi artarak gldiyor dlplcre dogru, lniyor Iniyor inlyor... «Son Türk Devlell», ne olacak? Sagcılar, «Yıktırmayız son Türk devletlnl» diye bagınyorlar. O kadar Ja dejcll, bu devlctln sınırlarını genlşletiilne Kenlşletlyorlar. DUşlerinde, hayallerinde, illkülerinde... Geçenlerde blr derglde okudum, bizim Turancılar yalnız Türkiye sınırları lçlnde güçlü, etklll blr devlet olmanıı H istemlyorlar, B»tl Trakya, Ege Adaları, Kerkiik. Kıbrıs, Azerbaycan, Türklstan. hatta Kınm'ı bile ele (teçlrmeyl taaarlıyorlar! «Son TUrk Devletl» dediklerl Türklye'yi klmler yıkmak lstlyor, Işte ortada! Km])cryallzmJn her çeşldlne karşı dünyanın her yamnda savaş verlllrken, en ilkel tupluiuklar bile bagımsızlık ardında kosarken. blz gldlp çoğu hiçbir zaman Osmanh'nın ounanuş uzak mı uzak topraklan ele ceçirmeye çalışacağız. Bu yolda «Son TUrk Devletlnl tehllkelere atacağız». Bunun da adı «milliyctçilik» olacak? Türklye'de böyle düşünceler besleyenler var, bunların partllerl, ürgütleri güuden güne scsinl yökseltlyor. lktidar ortağı bile oluyor. Ote yaııdan ümmetçl görüşlere baglanan yığınlar da var. Bunlar da İslâmlığa baglanmamn gercglnp lnanıyorlar, «Kavmlyet flkrini tePin ediyor pevcanıher» diyerek Arap dünyasıııııı, hem dc blrbirlnl ylyen Arap dünvasının ardına uydu Kibl takılmamızı öğütlüvorlar! Rıınlura kalsa. Htlâret llfin edllmeli, Osmanlı şehzadelerinden blrl de padlşah olmalı, şeriat yasalan yüriirlüce knnmalı. Türklye Cumhurlyetl ortadan kaldırılmalı... Bunların da örgütleri var, tarartarlan, seçmcnlerl var. Yerl, zamanı seldi ml açık aeık söylüvorlar nlyetlerlnl radyolarda, gazetelerde .. Sol da höllinmüs sayısız parçaya . Mlnik tnlnlk partllrr. Orgütlcr .. Hepsl birbirlne dttşman .. Dergilerde veryansın edlyorlar karşılıklı... Marx'ın düşüncelerinl herblri kendlnce yorumluyor. Karşı çıkanları da haln, dönek, revlzyonlst, sosyal emperyallst, hilmenı ne dlve surluynr. Klrle«mek. toplumcuiuk Ulkiisünde blr araya gelmek, bir dlslpline uvmak, giinden RÜne kabaran faşizm dalgalarına karşı hep blrllkte savasıma atılmak yok... Konuşuluyor, yazılıyor, tartışılıyor, bu arada ırençler durmaksızın ölüyor, iildttriilüyor. yaralanıyor. dövülüvor, tuluklanıvor. Analar babalar her gün heyecan, korku içinde oğullarının ki7İannın yolunu füzlüyor... Nereye gldiyoruz? MC adh blr lktidar var iş naıında. Bu Iktidarın önde gelen kisllerlnlıı blr dedlgl öteklnl tutmuyor. GOzlerimlcln ilnünAP olup bltenlerl «yok» sayan blr başbakan! Taşıtlar yakıt bulanııvor, kentlerde kuyruklar ıızadıkça uzuyor yakıl tstasyonlarında... «Kim dlyor yakıt yok diye, gönderin tankerinlzl doldurayım» dlyeblllyor Iıeplmizle eğlenircesine!.. Pahalılık BÜnden güne artnor, ev klralarındnn peynlre zeytlne dek hersey vüksellyor. Ceptekl paramn degerl azaldıkça azalıyor. Gellrl bellrll v'zglyi aşamayan yurttaşlar yoksulluğa Itiltyor. Bu arada mllyonlara mllyonlar katanlar da çoğalıyor. Bin klşl yokstılla8irken blr klşl, çoğunlukla yasa dısı yollardan, zcnglnleçlvor. Hcpimizln cebinde ell, hepimlzin UstUnde ayaklan, hepinıizl e?e eze tepelere tırmanıyor... Blr çüzüm? Son Türk Devletl'nl kurtarmanm yolu» Orta Asya fethine glrlşmek mi? «Ümmetçillk» yoluna tlalnıak mı? Yoksa sosyalizınin çeşltll yonımlarını yapanları dinlemek mi? Nedir çıkış yolu? Duyan, dttsUnen, okuyan, blllnçlenen yıgınlar, Iç ve dış düşmanların yarattıgı hunalımlardan şaşkına dondürülmck Istenlyor. Parababalan bir yanda örgütlenalkçe örgütlenmlş. Emekçiler öte yanda bölünmek, böylece (fuçsüzleştirilmek Isteklerlyle «avaşım hallnde... TRT'sl, bir kısım ba•ını gericl, tutucu, çağdışı dUşUnceliIerin eline geçmlş .. Son TUrk Devletl, TUrklye Cumhurlyetl çıkmazlara, uçurumlara doğru Itlldikçe itlllyor. «Manzara1 Umumlye» bu iste .. Tek umut, tek avuntu, tek güven «nereye gldlyoruz?» sorusuna yanıt arayan. çözüm arayan blllnçll insanların günden güne artması, Türk ulusunun blr koyun sUrüsU olmaktan çıkraası, bllinçli blr ulus olmaya başlaması... yönellk pırıl pırıl düşUnceler<yle herkese inanırdı. Buımn zararını mUsteşarlıktan emekliye sevk edilırken, kendlsinin iranarak iş başma getirdigt bazı Genel MUdürlerln zamanın bakınına uyarak onun emekUllfti hakkmdııki kararı ımzalamalannda gördü. Fakat uğradıgı hıyanetleri bile sabırla karşıladı. Hıo kimseye dert yanmadı. Şeref ve hayslyet duygusu, meslek aşkı çok Ustun bir insandı. Yaşantısı erdem. dogruluk, çalışkanlık ve bzverilık bakımından gerçekten heplnııta örnek olacak değerde ıdl. BUâ verdlğl öğütler arasında Hay&t, savun'masız kışiler İçin çok cetindir. Onun lçııı her zaman kuvveth olunuz. sozlerlnl hiç unuımam... ..Müsteşarlığı sUrsslnde en ituvvetll lşlerinden blrl, İm» 1dtapların yasaklanmasını istıyaolere kftpjı koyması idi. Bunu öneren bir Bakan'a «... Bir kitabı oku diyenden değll, yasakiayandan korkmalıyır» diye kar^ılık varmiştı. Her ulaştığı mevklde kudretini, şefkâtlyle göstermlş; dğretmenllk ruh ve yapısından hiç blr zaman ayrılmamıştı.. Reşat Tardu Hoea'mn ÖHlmUyle büyük bir kaynak daha yıtip gitti. Fakat, blnlerle ve binlerle TUrk gencl o kaynaktan kona kana su içtikten sonra... Tanrı, onun yetlstlrdlğl Türk aydınlarına ve kederll aileslne sabırlar versin. Hocamız aydmlıklar İçinde yatsın. BugUn baslayan venl öğrellm yılı da, ilk, orta ve vüksek ögretim çağındakl çocuklanmıza venl ufuklar açsın dıyeoeğim, ama, bugünkü yönetlcllerle ve bu eğitim slyasasıyla çok t^üç bu. MAO'NUN ETKiNLiĞi Çin'e giden harkes, oradaki yeni yaşamı görme fırsatım yakalayan tünı yazarlar, Fransız olsun, Italyan olsun, Araurikalı olsun (Edgar Snow'un Çin Üzerlnde Kızü Yıldız'ı da yayınlundı blzde) ortak bir gdzlemi bıraz da hayretla açıkhyorlar: Mao'nun kendi halkı üzerlndekl etklnligini. Bizim Yılmaz Çetiıur de, yıllarca önce «Mao'ya Tapanl»r» kitabını yayınladığı zamun ayni gözleml yapıyor vo blr zorlama ve kurku olmadan halkın böyle blr «tapınma» güsterislne kalkışamı.vacagı kuşkusunu belirtiyordu. Oysa Batılı yazarlar, Çin halkının Mao dUşünccslnl küçük kırmuu kltaplurüan okuy.up ö^rcnerek bütün boş zamanlan kapıayan btr etHini surecini yaşamasuıı, llderln toplıım dusüncesi ve toplunı kliltürü lle şaşılacak ölçüde bütünlesmesl nedenifi»bağlıyorlar. Antonietta Macciocchi, Çin'de yaptığı geziler ve arastırmalar sırasında klmle görüşmüsse, Mao düşunceslnin Ideal çinli vatandaşı yaratmaktakl etklnliğini seziyor ve gördüklerinl inamlmaz, blz Batüüarca kolay kavranmaz olaylar olarak anlatıyor. Zaten, AUIn Peyrefltte'in kitabının sonunda söyledikleri de şunlardır: Çin, hiç blr insan toplumımun şlmdlye dek gilrmedlğl en kbklü devrim srrüvenine plrmlş bir ülkedir. Blzlere inanıbnaz Körttnebllen dönüsümler orada mümkün oluyor. LiDER VE HALK Mao düşUncesi, Mao telsefesl denllen şey, aslında halkın kendi tarlhl içinde billurlaşmıs öz kultürU, 4iz duşün ceslnden başka bir şey değildir. örneğln 1947'de Toprak Devrlmi Savaşı sırasuıda orduya yaydıtjı «DlslpHnin üç ana kuraü» ve «Dikkat edllecek 8 nokta» gibi bildırılerdo bu (iuşUncenin ve kültUrün kaynağı hemen açığa çıkmaktadır. «Sosyalist Hlyasal UUsünüş TarlhU kitabında. Mao'nun «Di•iplinin Uç ana kuralı» şöyle sıralanmaktadır: 1. Bütün harckellerlnizde emlrlere uyun. 2. Kltlelerden tek blr igne ipllk bile almayın. 3. Ele geçirllen her seyl tesltm edln. «Dikkat edilecek 8 nokta» da şudur: 1. Nazik konuşun. 2. Satın aldığınız her şeyin paraaını hakkınca ödeyltt 3. ödünç aldığınız her seyl gert verln. 4. Zarar verdlğinlz her şeyln parasuu ödeyin. 5. Insanlara vurmayın ve sovmeyln. S. Ürünlere zarar vermeylD. 7. Kadınlarla lauball olnıayın. 8. Tutsaklara kötü davranmayın. Tardu Hoca, 1960'den sonra memleketin en bunalımlı dönemınde MUsteşnrlığa getirilmiş, Atatürk devrimlerlnden ödün (ta viz) venr.eyen bir daranışla dü rüst karakterini ve vürekliliğini bu gorevde de göstermlşti. Bu gbrevde iken meslektaçlarının partızanca saldırılara /e kıyımlara uğratılmamalan lçln göğsünU germiş, kendtni feda edercesine direnmiş, sonunda genç yasta emekliye çıkarmıştı... 27 Mayıs döneminde meslekdaşları tarafından «Kurucu MecUs Üyeliği»ne seçilmlşti. Memleketimizln gerçekten olumlu ve çok değerli elemanları tarafından oluşturulan bu mecliste tüm ko nularda Reşat Tardu çok faydalı olmuşlu. Daha sonra Îstanbul Eğitim EnatitusU MUdürlUğUne getirilmış, bır ara ABD'nln davetllsl olarak meslek alanında incelemeler yapmak Uzere uraya gltmiştı. Uzuıı süre UNESCO Türkıye Milll Komisyonu Uyeliği.ıde de uulunmuştu. 1967'de kendl lsteğlyle emekli olmuştu... Reşat Tardu'nun tüm y»ç»ntısı tam anlamıyle pürüzsUz ve yanlışsız olarak geçmlştlr. Memleket ve meslek çıkarUrım, yasalann gereğıni herşayln UstUnde tutar ve sonuna dek savunurdu .. Özellıkle kendine ÜIşKin lşlerde zararına da olsa ayrıcahk yapılmasma olaaak vermes ve yaratmazdı... Eğitlmlmizin Altın donemıni yaratmış ve yaşatmış olan Rahmetli HASAN ALÎ YÜCEL onu Iznıır Milll Eğitim MUdürlUğUne atadığı zaman, Bakanlık; eşı ögretmen Sayın t'Uruzan Tardu'yu da sıra gözatmeden îzmır'e nakletmek istemlşti. Reşat Tardu bu taylni aslâ kabul etmemiş, her ögretmen gibi sıra beklemevi ni görmUştü. Doğru bildiği ve ha\c tanıdı?ı htç blr konuda «ümseye bdün vermedlği lgin ust makimdak1.lerle her zaman anUşmarlık içınde bulunurdu. öğrstmen Okullurının ilkl ve daha sonrd kurulanlara kaynakhk ^aprmj olan Tarihsel Çapa öğretmen Okulunu 194t'larda kapatmuıc istlyen 7amanın Milll Eğitim Bakanma Reşat Tardu tek başına kaışı koymuştu. Bu okulun kapatılmaması için dUşüncelerını sakınmadan söylemişU. Fakut Bakanın V EFA T Cemlyetlmlzln kurucusu, Başkanlanmızdan, sevglll arkadaşımız. en kıymetli varlığımız ve değerli Hocamız; her türlU desteSlnur., CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESt OĞRETİM ÜYESI; Dr. Celal ÖKER'i müessif uçak kazagînda kaybetmenln bUyük üzuntüsü lçlndeyl». Yerl hiç blr zaman dolduruiamayacak olan Hocamıza Allah'tan rahmet dller, kederli aUe»ine, TUrk Dlabetlilerlne, Arkadaslarına başsağlığı ve sabırlar dilerlz. TÜRK DÎABET CEMlYETt (Herlş: 347/10401) BULUNMAZ BiR AYDIN Devrime halkın sahlp çıkabilmcsl lçln her seyln halk tarafından kolayca anlaşılnıası gerckliğinl söyleyen Mao, halkın doğru, iyi, güzel, faydalı bildiği herşeyi blr öğreti halıne getlrip hal)ca sunarken, çağdaş dünya kUltürünU nasıl hazmetmiş olduğunu da bütün lnsanlara duyuruyor. O, okuyan. düsünen ve düşünceyı devamlı olarak eylem içinde oluşturan, devrlmcl blr sürecl bütUn ümür, bütün yaşam için tanıyan. işinln bıteceğine hiç bir zaman inanmıyan bir kişlliğe sahiptir. O, «Her türlü mücadelede düşmanın büyük ve güçlü olduğunu, bizim zayıf ve küçük olduğumuzu ııiHitmaınalıyız» der. Biz ancak düşmanın zaaflarmdan ve kendl frücümUzden TAM OLARAK yararlandığımız zaman başarı kazanabllirlz.» der. «Çoğu yenmek için azı kullanmak yok, azı yenmek için çoğu kullanmak var» der. «Araştırma yapmayanın knmışmağa hakkı yoktur» der. «Parça bütüne tabidir» der. «Sübjcktit (öznel) dUekler, izlenunler \e gcvczplikler gerçeğl yaıısıtamaz» der. «Meselenln bir yönü bütün yönlerlnl açıkiamağa yetmez» der. «Parça bütttn deftlldlr» der. «Devrlmcl mücadele uzun sürelldlr, sabır Ister» der. «Flkir ve eylem kapalı kapılar arkasında oluşturulamaz. halktan gelmeU, halkla blrllkte oluşturulmalıdır» der. BÜYÜK KAYIP Fakultemızin değerli öğretim Uyesl, lçhastalıklan KürsümUzün Metabolızma ve Beslenme Seksiyonu Yöneticlsl ve Kurucu Dekanımıı, Prof. Dr. Celal Öker müessif uçak kazasında vefat etmis bulunmaktadır. Kaybımız ve teessürümüz büyUktür. Allesine ve Fakülte camlasına başsağlığı dilerlz. I.Ü. CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESt DEKANLlCl YENi PIRILTILAR BUtün bu düşUnceler bu derece sadelikle halka sıınulurken, alçak gönUllü baslt bir yaşamla güçlendirilir. Mao, Çın'in toplumsal yasamını yukseltirken, eskinin gösterişli pırıltılannı soldurmuş, ipek, saten, alm. seramlk, renkll fener ve canavar figürlerini gözönünden kaldırmıştır. Antonietta Macciocchl, 16 yıl aradan sonra 1970'de Çin'e glttiğl zaman «BUtün yüzeyscl pınltılar, güsterlş ve lUks glirüntülerl ortadan kaybolmuştu» diyor. Buna karşılık, bir başka pırütı; çalışan, üreien, var a tan ve vaşamı güzellcştlren in•an emeğlnln pmltısı göz aunaktadır. Mao. lnsanlığı ışıklandıranlardan blrtydl. En önde gelenlerinden biri. HALKIN KURTULUŞU 13 Eylül Tazartesl 22. Sayı Çıktı i( MAO ZEDUNG'UN DÜŞÜNCELERt PROLETARYANIN VE EZtLKN HALKLARIN YOLUNU AYDINLATIYOR. •• FAŞÎZME ÖLÜM HALKA HÜRBtYET. * ir İŞBÎRLİKÇÎ FAŞİST MC TÜM EMEKÇt HALKIN DÜŞMANIDIK. * DEVRİMCİLER FAŞtST DÜM'Yİ REDUETTÎ. * YURTLARIMIZI FAŞtSTLERE TERKETMEYECEĞİZ. • KAÇAKÇ1LIK SOSYALİZMLK UYUŞUR MUV.. • SÖMÜRÜ VE TALAN SÜRDÜRMEK İSTtYENLERE KARŞI YENt BÎR 15 16 HAZİRAN YARATMAKTA GEClKMElHİ. (Cumhuriyet: 10411) bayanlar Ö C R E N E M İ V O R U M " D / Y E ARTIK UZÜLMEK duyorok görcrck Uonu/oroU "İNGİLİZCE modern laboratuarla YOKl. ı. Tcl:251315.236291 75 tYLUL 1) IKIM* 25 EKİM (ev hanımlanna bzgu nnıflarsabah vedğfe grup/on) [ Slrkatlmlz tehslldarı Bev Oaro Karaartlnyan'a verll1 ml» bulunan: latanbul Uçuncu NotarlıOının 343 yov1 mlva numaraaında kayıtlı 16.1.1 9 7 0 tarıhll, 1 245 I yavmiya numorosındo kayıtlı 8 2.1 973 tarihll va yll na 3619 yevmlya numarasında kavıtlı 3 1 . 7 . 1 9 7 4 İ tarihll üç adet umuml vekalatnama îstanbul 3. NoI tarllOI 9043 yavmlya No. ila 8.9.1978 tarlhlndaf ^lptal adllarek. l»bu vakâlatnamalar ila tanınan yatJ kllarln raa'adildlOI husuau ilgilılara duyurulur. DOÖU İLAÇ PABRİKA5I *.$• (llancüık: 7832/ld4o(n VEKÂLETNAME İPTALt r