27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUKHÜRİYET 19 HAZİRAN 1975 Epik Tiyatro Üzerine(ı) Özdemir \UTKU Breeht tivstroda blr üsluplastırmav* gidıl mesı du$unces<naen «Tıvatro Içın Kuçuk Bılgı Aracı» admı verdığı denemesımn 73 paragrafında söz eder «Eğer sanat yaşamı yansıtıyor<>a bunu ozel aynalarla japar Sanat boyutları degışse bı le, gerçek dışı olmaraalı bj degı^ımı ovle bır yapmalı kı, seyırcı bunu gerçek jaşantısı ıle karçüastır»büsin Şurası kesın kı, usluplaştırma doğal ogevı yok eunemelı, tersıne yogunlaştırmalıdır » 1920 yülannda Brecht de çağdaşlan Bronnen, Döblın Leo Lanıa Pıscator, vb gıbı, venı bır \o nelım getıren «Epu Tıvatro. düşuncesı ıle ılgılen dl «Epık Tıvatronun ılkelerıni bırkaç sloganla anlâtmak olanaksızdır» dıyen Brecht <Bu ilkelerın daha ajrıntılı bır jolda saptanması uzennde, ı«un uzun çahsüması gerefctığını» de belırtır Oyuncu nun, sahne teknlğının dramaturgınm, sahne musiıtısının fılm kurgusunun, vb ayrıntılı bır yol d» ele almmasi zorunludur ona gbre, çunKü «Epik Tıvatro'nun temel dusuncesı seylrcmın duygu sundân çok usuna vonelmesı ıle ortaya çıkabılır ( ) Ama boyle b r fyatro turu içınde duygu yu tumden jadsımak da çok vanlıs bır tutamdur > (l> Brecht ın epiK kavramıvle anlâtmak ıs'edıği fudur bıçımsel olaylar dızısı duşuncesıjle zaman yer ve konu bırhgı gıbı yapay sınıılamalar Olmadan olaylann dızısel kurguda anlatılması O henuz kuramlannı ortaya kovmadan once epık tiyatro kavramı anMReınhardt. ja da «an ekspresyonıst. gıbı <iar anlamdakı bazı egıhmlen kap sayan belırsız bır devımdi Brecht açısından bu s kavrâmın açıklık ve ke mlıs tcazanması ancaı? 1930 vılından sonrg olabildı Brecht, o tarıhlerde Piscstordan avnlmış. «Uç Kumşluk Operadan sonra ılk ogretıcı müsıkıh yapıtlarmı vazaruen bu kavramı kestn temeller üzerıne oturtabılmı^tır O •saldırgan bır rasvonalıst» oldugunu sovler 1920 ıerden =onra maddeci dunya gbruşunu ka bul edınce, japıtlannı büimsel yoldan gelıştırmek Isteyen Brecht, çalışmalarında toplurrsal Uışkıle n açıklama aydınlatma, toplumun değışmesı uıe rlne seyırcnın tepkısını eld« etmek ıstemıştır Epık Ttyatro kavramımn açıklamasma geçmeden once bu tur tıyatronun \lmanya da çıkmastna neden olan etkenlerı kısaca gozden geçırelim 1 Dunya Savaşmdan sonra Almanya buyıik bir kargasalık ve dıizensızlık ıçındevdı Ekonomı çokmüştu, «büyük Alman ruhu. ı«e halkın gözlerı onünds parçalanmıştı Toplumda iyi bır dlizen aranırken polıtıkacılann bır boHımu tivatro nun etkısınden yararlantnak ıstediler Tıyatroyu bır kürsiı olarak kuUanmayı denedıler lüH'da Karl Heınz Martin, >Dıe Tribune» adh bır topluluk kurdu ve Alman tıyatrosuna yenl bir teknık getırroeyı düşündu Bu topluluğun bıldımi soyleydı «Tıjatro ıçın gereklı olan devrim sahnede buyuk bır degısıme gırmekle gerçeWeştırıle bılecektır ( > Bız seyırcı degil, çevre istiyoruz, Mhne değıl kürsu istiyoruz» Bu büdın yayımlandıfı sırada Kıtler ve unıformaUlannın halk arasında destek bulmava başladııclanm gorurüz Bu, hıçbır yonden sonuç vermeyecek dıdaktık nitelıkte, kuru bır sahnedır Nıtekım sonuç da vermemıştır. Kısa bır süre dağılmış ve tıyatronun vonetıeılen, öîerk olmayan hiçbır pobtik tıvatronun yaşaya mayscağı ktnısına erd.klermı behrtmıslerdu (2^ Obür vanda, daha sonra ortaja çıkan Pıscator ve Brecht glbl kımselenn tıyatroları hlçbıı zaman kuru dldaktık blr eğılımı kabul etraemıştir Her ikısının tıyatrosu da «do8rucu»dur Brecht «dıdak tık oyunlar» admı verdığı yapıtlarda bıle dıdaktık oliR«mıçtır Epık Tivatro kavramını Brecht açısından ge lıştlren üç onemlı tiyatro anlavışı izlem Bunlar Gerçekçılık, Dışavurumculuk akımları ve Çın Tıyatrosu dur Bunların ılkı. yını gerçekçihk Epık Tıvitro'nuh tte'biçfan »lanmda «Wun olınuştur. Dısavjruıneuluk, b.çıtn ve soilej^ypoundea bu tıvatrojçu etkılemtştır Çın TlyatrOSu ise kairam ve teknilc yön^ftıîen ftkir vermıştr^**©^ gerçekC» lik »vnı ramaida dekor ve sahne esyalannda biçımsel bütunu ge'ırmlştır Epısodık yapı projeksıyon ve sinema vararcı olma düşüncesi dısavurumcu anlayıştan aiınmış ve gelıstırılmtştir YabancUaştırma Etmenı başka deylşle duvgulandır m»k değıl düsundurmek, ilutyon değil btr dava vı savunmak ıçın gerekli kavram ve teknıkler içın Çin Ttyatrosu ornekhk etmıstır Çın Tıyatrosunda oyuncu. bır karakten canlandırmaz, anlatır Ken dıyle rolu arasına bır uzaklık koyar Brechfin Epık Tnatrosundan once Pıscator'un Epık Tıyatro";u uzennde kısaca durmak \e rinde olur Pıscator'dan once epıH tiyatro anlavıaının ilk ı«lerı Hauptmann ın 189294 yıllan araoında yazmıs oldugu «Dokumacüar«da görülür Ancak bu bılmçlı bır vonelışten çok sezgısel bır ge Uştnenın ornejidır Zaten Almanya'da gerçekçılılc 1890'a dogru degışmeye ve Epık Tivatro kavramına dofru gelısmeye baslamıştı •îvı Kurulu Oyun» düîenı vok olmaya vüz tutmuş, bunun vertae anlatıma dayanan. gevsek dokulu vapıtlar or tay» çıkmıstı Buna bır brnek Karl Kraus'un «tn sanlıÇİn Son Günlert. (1914> adlı ovunudur, bu v»pıt epık tiyatro açısından ilk orneklerden birı d Pıscator Das Polıt^sch» Theater» adını \erdığı kıtabında, kendının Epiıt Tiyatro nun bulucasu oldugunu savunur kı, bu bır noktaja kadar dog rudur O Epık Tiymtroyu başlatmış ve ük kea otbıçlm açsından strurlanm ç zmıştır Bu tat»ba goreO» ılk Epık ovun gosterısı 1924 yılında r Pıscator un sahne uze mde UK kez fılm \ e tabelalar kullandıgı oyun duzenı ıle başlar (4ı Da ha sonra 19">7 de Ernst Toller ın «Hayda Yaşıvoruz» adlı ojunu ıle Pıscator un bu teknığlnı lyıce gelıstırmıs olarak ızlenz Bu oyunun gosterısmde arsa arkaya ıkı fılm perdesi kullanılmıstır. Ondekı saydam bir perdedır Oyunun tablolan arasmda fılmler gostenlmıştir (5) Aynı yıl, \onetmenın sahneye koyduğu Rasputm de uç sınema makınest bırden kullamlmıstır Dekor vandan kesılmış dunja bıçımındedır. Tablo değışımı doner sahne >6) yoluyla gerçeitleştırılmıştı, Büsoık smema perdesmden avn olarak daha yukanva konulmus bır perdeve de 1 Dunya Savaşının ozel lık ta$ıyan olayları yansıtılmıştır Orneğsn, bu per dede şojle bır jazı gorlılur Yıtırılen yanm mıl \on msan, Kazanılan 300 km.2 Bu Somme Savaşmın ısUtıstıgıdır Pıscator un avnı vıl sahneye çıkardıgı Hasek ın <Svayk'inda sınema janı sıra hare^et eden ıkı şert ve Georg Grosz'un kankaturleri ışlevsel bır biçımde kullanılmışür Yonetmenın 19?Sde sahne\e koydugu Lo Lanıa'nm «Yarışma» adh oyunu boş bır sahnede baslar Emperyahst de\let\er arasındaKi petro! vartşma sını ele alan bu oyunun uygulamasında boş sah nede once çekıç seslen dmulur sonra tel orgul°r sondaı maklneler. derk»n xmcler gelir \e sonunda sahne pe'rol kuvulan ıle ağzına kadar dolar A\nı >ıl Brecht «Üç Kurusluk Opera>M yazar ( DOĞUNUN DiYALEKTiĞi su, şafaga donuşur ve guzun felsefesi yaprağı akaruıa bırakmak gunun yaşmağım ortunur ve bır tekke nefesi gıbı usulca acılanır toprak sesın kendmı gule ve gulun kendmı sessızlığe donuşturmesi gıbı kendı kendını yağmalayarak odur şafağı donuşturen olume bu yağma sankı yıkık hanlann vc yazından baç alınan ergu\anlann uzerınden bır dağ, orneğın Nurhak olup geçmıştır olum, hangı denızlerı gezmıştır büınır, ama mutlak bır buvuk hasrete kolan vurarak çıkar kalbımın onune bır dogudur kı o, gulerken bıle bozlak hep susmuş, evet ve nasıl kı sevdayı gok ekmler gıbı tupanlıyarak yenı sevdalar uretmış, ve susmak yemden gok ekınler goğertmış goğertecek de gıubetı sılaya bağlajarak su şafağa dönuşur ve guzun felsefesi yaprağı akarına bırakmak Hilmi YAVTZ Sanatçı ve Erdem Orhan UBAL Top''imd» deŞ«r vsrgılan her geçen ?un degı jt'or' Kışıöe düne gore en doğ&l «aMlan n te lıkler bellı bır sure geçınce aranan ozlenen ve K>T bulunan orellıkler olarak karsunıza çıkıjor Bugun bmsını ovguye vonelince «namu«lu adam erdemlı kı»ı» dıye konuşuyoruı Ba nıtelıkler dun en ılk kocullardı' Mahalle bakkalından devlet vonetımınde en etkın çuc* ulaşm« kışıve degın toplum bıre\le rımn tumunün erdemlı oımssı övle pek de u*=tun bır nıtehk degıldır Erdetn msanı (eşref ı mah lukat) yaranklann en onjrlusu vapan bırıncı oşe dır Eskılerın in^art' «konuşan na'van» dıve tanım laması sanıldığı gıbi sevındırıcı sasnlamaz' Konus ma vaiana donük vslanla knvnasmıs olursa kısı erdemden uzakıasır ı e bu kez gerçekten hayvan la.sır' Yunus Emre o hosgörlllü o erdemlî yuce kisi de kımı kez kızar Yetmls 1ta mıllete suçnm budur hak dedim. 0 Korkıı hıvanetedlr va ben nlçln kııanm Haın'«nn korıiak olacafı her ortamria Yunus öfkenın damar afmssını ^asadığı ıçn uzgundur Bu durumda yajnız acım» duvulması gerektıgıni 1 o iyi büır Sevgınln bulunmadıgı kıifide erdem olabılır Mi' Bu aclatım ıncelığı gonul adamı Yunus a ozgüdür Ta$ gSnnldtn n* t>ıt«r dthnde afu töter. Mee vum$ak SOTIC«« »öriı «arasa benzer Gerçek sanatçı ozdeksel (maddi> çıkarlann adamı olmamıştır Yuzvılların gerisınden Pu7ull ışiıt lı go7İerı tok sesıyle ve o güzelım dızeleriyle karsımıza geiır F.feertı trüfliü ö pest n muhakKar ü rtuhern Demâdem oy\r hmrâl evlerem kl Karun tm lç zengınlıgıne ulasan kışı partal glysıler «*• rüntusünde bı e saygınlıgını vıtırmez Kardeşl Joharn'ın adı anılnorsa bu Ludwıg Von Beethoven ın kısıhğı nedenıyledır Pıyanosu nun tuslannda yalnızhgını vırtabılen ve eerelenn mutiuzlufunu yapıtının coşkusuvla ağartabılen u»t* sanatçı Beethoven, varlıklı ve soyluların ço cuklanna mUzık der«;ı vermek zoruıdavdı Çocuk zeki«ını aşam*van süslu gorüntülü kişılerın kar sısmda pıvano çelarken bıle o kendlne ozgu sanatçı aruntusunu yasıyordu, Bır fün gevezelıklerinl er «av*ısız ölçülerde gürüUüve vSnelten soylnlsr önunde pnanonun tuşlar.ra >umruklannı kuvvetle mdırerek «Bovle domuzlar ıçın ben calamam» dfmıştı Kışı kımı kez kardeşı ıle bıle ters dujebıhr Kardesı Johann sonradan gorme îrurur ılkelliğı içınde Beethoven'e \0Uad121 bır kartvızıtt* «Johann \on Bçethoven çıülık sahıbı» sozcukUjrıyle üstünlugunu sozum ona belırlemelc ıstemıstı Elmacık kemıklerı tıstündekı kas genlımı ıle kartı ters çevıren buvuk usta «Ludvng Von Beethoven bevm sahibı» demekle vetınmıştı <rpton Sınclaır Altın Zmcır Sanat Tarıhı) Ludwıg Von Bee*hoven'ın vapıtlanndakı vücelıgm van'sıra kısısel erdemı de bızı ılgılendınp duşundurmelidır' Sınası, Tasvıri Efkar gazete^ınl > çıkardıgı «ırada Abdülaaız'ın gonrierdigı bes vuz aıtınhk bağısı kenaı ozune duyauğu sa>gın nedenıvle g«rl çev tır Turkıyede ılk Uyatrovu yazan ılıt gazetevı çıknran bu prdem'ı avd'nn cenazesmde kımlenn bulundugunu Ebuzzıv» Tevfık Mecmuaı Ebuzzı>a adlı dergı^ınde '1911 106 sajı) sovle anlatır «Emvat (oluler) ıle alâkadarı mcnfaat olanlan ıstısna edersek alfncı daıreve mensup oort beledıve çavuşu ıle mshalleden jorsancı Rasıt A|a tevzesmm damadı Şakır Tasvırı Efkâr wr murettıbı Rıza ıle bıraderı ve Muftu Efendı ı'« Ka va'alı Hoca Kamıl ve ben > S'nası olumund» bu > de*«r bılmerlıkle karsılaşacağını urr«ajaı vne de tutumunda bır değışmeve gıtmeyecek kadar erdemlı bır do^ünce adamıjdı' Nisım Hıkmet «Kurtulus Savaşı DestanDtnda: «Bir sarkı Istivorum zaferden sonraxına dalr. «Kttn billr belki vann » Aldf Inanmts adam bdvok s»ir > der Dü$ünceleri bırblrinden avn olsa d» kışı, değerllyı benımsemekle kıiçulmez temne büvur Kendine guvenen Nâzım eıbi sanatçılar bu değer bılme olgunluğu ile büsbütün yürelırler Halk çı yanı üstunde g3resı olçulerde durulmavan Mehmtt Ataf, parasal blr odül karsılıgı IstiKlAl Marst varısmasına katılmavaca^ını sovlerken durtisttu ve ıçtendı J P Saıtre'm parmağuun ucuyl» fıskeleöığı Mobel armağanı olan para Mehmet Akıfın ınce bır gülüm»eme ile gen çevnrdljı para, onlar adına ödenemez alacaklardır Bıtmeyen Kavga, Gazap Üzumlerl, Sardaly» Sokağı Fareler ve Insanlar gıbı dünya romanmda unutulmayacak japıtların yazan John Stelnbeck vardır Ezllen, horlanan lş arayan hakkı yenen. yonünü bulamayan bez?ın mutsuz kışılerın yanında en erdemlı ölçülerde yer alan ve varlığını ko>«n bır sanatçıdır Steınbeck Ne var kı, Azraıl ın be«lenen o gunu ertelemekle kışıve 1en büyuk kotulügü yaptığı da bılınen bır gerçektır ölümünden kısa bır sure önce (1968) P»ns'te bir (tazetecıye demeç verır «Amenka, Vıetnam ıionusunda haklıdır» der Turnusol kâğıdının renk degı$tırmesı gıbı, kendmı bovlesine vadsımak ne buyıllc mutsuziuktur Yaslandıgı tunçtan erdem anıtı, çırkin blr büyücü defneğlyle birden çamurlasır san. kı!. Palih Rıfkı Atay, Türkçevl kısa tümcelerle l^rlışündekı ustalıkla AcaHırit d«vr>m!enni inlattmdakı kesınlıkle, bagnazlıktan uzak ılerl gönş>en vayısdakı bılınçll ıncelıkle yıllar ^ılı benımsenmış, gezı notlarındakı dıkkat dolu serçekçi gozlemlerle öğrencı belleklennde okul kitsplan kanalıjıa jer =tmış erdemli bir vazardı 1961 vılından sonra en uç ve tars kutuplarda ver almak Atay içm kacınılmaz btr zomnlu durum muvdu? övlesine kusaülmui bır ortamda, oglu gıbi sevoıgl kı$ıler hesabına bır çıkarlar baugına mı s»pl»nnv«tı' 1961 den bncekı vazılRn, sonıa<cılerd°n çofc kolay olçulerde davacı olabiler*ek dumma gplm1*tı Degişım ve gelışım elbette dogaldı Yalnız ınanç duvulan ve erdemle benımsenen düsünceler blr kalemde nasıl sılınebılırdi' Kuçuk ve çırkın çıkar ç»rklar«iin dondügtl bövle bır ounjadi c^riemlı nıce sanatçıvı anarak kendımu» yıne de bıı avuntu oayı bulabılirızi (1) (2) (3) (4) (5) («) «Schwieriıtkeıten «les eptschen Theıters.» Frankfurter Zeltunc. 21 kasım 1927 M Gorelik, New Theatres Fnr Old. London 1947, Ml. E Piacator D u Polltlsche Theater, Hamburg 1163. Bu OTun duıemnde «Proleter Tijatronun kunıcuıu Meyerhold un etMsiai de unntmaraak gereklr. Bu da ilk krı MeTerhold'UTi one sürdutti re UTÇtıİMİıtı «tijıtronnn sinetikasjonu> dü$tinceıinden felİ8tinlmi?tir DSner «ahneyi Atnıpada lMöte Uk kull»nan Maz Rcınhsrdt'tır. SANAT EDEBIYAT SINEMA VE TV KARŞ1S1NDA EDEBÎYAT1N DURUMU Mahmut ALPTEKİN Kıtle Uetisim araçlarının ge lışıp saygınlaşmisı k&rşısında «kıtap»m durumıı nedır7 önemuıı vtırnıesı soz konusu rrj d j ' 9 Özellıkle sln«ma, televi7 von karsısmda' Son yıllard» «ık sık üstunde durulan, enıne bovun» irdelenen bır konudur bu Knie ileti$im araçlan ne de gin gelısırse geUşsm jaygml* şırsa yavgınlassın yazı kıtap onemml yitırmıyecekt.r Bu gelısım ve vaygınlRşma karşısmda oıcuma azalmıstır beU. daha da •zalms olasılığı vardır Günülnsanınm okumaya aıirdı gı ayırabıldigi zâmanın ve*er sızlığı de gözönunde rutulmalıdır Bunun varu sıra kltle ıletı sim araçlarının oreM'k'f «ıne ma tıjatro, radyo televızjon kitaba göre algılama kolaylıjı var Bunlardan da televzvon ı ç n en vajgm olanıdır denilebi lır Sınema da oyle Bır aıie ı çın televızjon alıcısı nalmaK» ekonomlk yönden guç'ur özeilı* le âzgelışml» ulkelerde Ne » kahve'.erde, lo/.antalarda bıle vardır artık B J da vaygınlığmın bır tanıtıdır Televızvonan yav jnnlığını, toplum Watlarını ılgı lendırışini «televızyonda yaşa mak» dıve adlaidımor Dıe'er Stolte Bu aracın gunlük va şam ıçmde toplum katlarmı her an ılgUendırıslnl ızlem* olan» gı var Evet genâl görünüm ola rak bu araçlar kitaba gore da ha şanslı durumdalar Ancaıt, bunların da genellıklf ana say nakjarının çoğu jazı ve kıtap tır Ya da bunlara davalı kay naltlaıdır Bır y»zı j» da kıt» bın sinemsya, televnyon* uy gulanması j onUnden SEN4RT0 SOtUNtt Edebiystt Çevresinde Aysel özakın'ın «Gurbet, Yav ruıru adh romanını Metm Erksan fılme almak istiyor ÜnlÜ yonetmen, senaryo çaiısmaları 1çın vazarının da yardımmı ıstemıs Aisel Ozakın henuz bır ka rar rermiş değıl Dılsunüyor Sa natçının çeşıtli dergılerde vaumlanmıs oyküleri de yakında kıtaplaşacak Demirtas Cevhun, «Yağmur Sı cağı» adını vedığı yenı romanı nı tamamladı Sanatçı 19701971 donemını konu aldıfı vapıtında bır mahalledekı dort ayrı kesımden lnsanın dramım anlatıyor. Mülıvet Yajınlannı bnümuzdeki sezon Clkü Tamer ybneteeek Sa natçı vapılan bnerıyl kabul ettı e anlaşma ımzalandı Şu sıra Bod um da Tamer Dınlenecek on çalışmalarını tamamlayacak Yavıncı Ogu^ Akkan ı « a\ı asan bır Londra gezısınden dbn dü Moskov a uzerınden Londra \a geçen Akkan bu sure ıçmde ıkı kez Parıse gıderek orada^ı Turk sanatçı ve vazarlarıvla goruşmus Abıdm Dıno nun Pans te actıgı sergıvi de gezmış Zekeriva Sertel ıle karşılaştığını Sertel m vurduna dorebı'mek oz I m n ' f dolu oldugunu pnlatuor gezı ızlenımlfrını sorarlara 30 AMgnon Şenlıgı temmuz \e ağustos avlarınaa çok zeng n br p amla çıkacak i7İe\ enle nn karsısına Bu VIIKI senlık b"S bölar^den oluşmakta Tnatro, muzıklı tivatro kjtsal muz!l< dans «sinema Senlık 15 temmuz da Shakespeare ın bır oyunuv la acılacak •Comme ıl Vous plalre. adlı bu ovun, Papalar Sarayımn avlusunda 24 temmjza kadar Ttirk tnatro sanatçısı Meh met Ulusov un «Bencıl Hesaplann Bıu u Sulannda» adlı ovunuvla birlıste nobetleşe oynanacak ÇOCUKLAR VEANITLAR Sen o\le Bo\una a*anr uzaklarda bır \eı Zaman gıder kutlu bır zamana erer Guneşlerden ote ağarır senı Bak herşejler veniden dofrulup gelır Tohumdan topraga topraktan kıyamete Ne Xadar vabanrüaşsan ne denli bolunsen Yollar kendılıgınden varır senı De ki dıl soyiememış akıl kurmamış Zaman Okyanusunda balkımamış umut Hayatı duşunceler bo\u yuce ve uzun tut Yalazlı bır ses gelır anlatır senı Anlatır senı algılavan eşya ve zaman L f ıf sıjper ve ao<ur vüreklı bır çagda Bunca v aeadın ve dbnük durdun ya insana Çaglana bujujen ve ısıjan bır anıt kalır senı deK Smern» oisun tele? zvon ol sun nıteliklı fılmlerın japılma sı an» sorunlardan b rı «Te« niK geliîme>"nın vsnı s>ra vazın vapıtlannın televızvon ya. da sınemaya uvgıuanmasuıdakı sorunlar da var Bizde vıllardır yı nelenıp dıi'iıldn '?Pr i fılm»lerın nıtelıksızhtl daha cok se narvoların gıiçsüzliıglme davan mıyor mu' (Basanlı fılmler d« var Ne ki bunlar «ausal çok lugu oluşturamıyorlar ne vazın ku Ovuncu ve yonetmen de onemlı eloet Yaoımcı da Ne var kı konumuz açısından bızl »enaryo ılgılendırmekte Daha çor. pıvasa romanlarına davalı senar >olarla jerlı fılm pazannı tutan «cnarvoculatımız ve fılm yapım cılanmız vrtnetmenienmız bu va kınlara dek «durumılannı surdureçrelmiîİFrdır Yılm&z Güney \e Onun sınema çızgisıne vakın senarvo ovun, yapım özellıklerı seyırcı katlarında ilgı uvandırdı Ne kı bunun da arkasından açık *açık fpornografık^ fılmler *ı nema'.anmızı sardı Pekl, bun dan sonra dunrm ne olacakMr' Ö7ellık'e senaryonun nıtehgı «çı smdan' GÖK, BULUT VEYAĞMUR Ne vmrsa »lacaklar elbet Sınası Tasvlrı EIXar gaietesıni Dıpdıri ne varsa Hatta mılyonlarca gozyasmdan Cıçeğe durup bulvarlarda Çagdaş bır gelm vuruyüsünde Çatlamış bır tohumu anımsatan Dofa gıbı anlamlı Artık ovle bır vere varmıs kl Kövlü kentlı vaşamda Doguma karşı olum Uretlyor Uygarlıga Ne varsa verecekler elbet Bır ah.sam donusunde Izı kalmamış ağlamalardan \ydırüık bır güne çıkmısçssın» k»pkara Son bır vağmurdan akan GOa.te ne varsa buluttan çıkatdıgı Y4PITIN ÖZÜ Bır yapıtın televizvon ya da sınemaya aktarümasmda japıta ne ölçude uyuldugu uyulması ge rektığı de kuskusuz onemlı b.r so rundur Burada daha çok nıtehkle bırlıkte ıkı onemlı noktı var. Bırıncısı vapıtın özunun verılıp venlmeyışı Bildıri öz perdede ekranda 9 ne o\çude vansıtüabılmejctedır Biçımsel ögeler, vapıtı vansıtma<ta ter<! anlamlara neden olmakta mıdır9 Bu soruvu evet va da havır bıçimınde yanıtlava b nrız Nıteliklı fılmlerın azlıgı da soylenebıhr Bu durumda ya pıttan bır «go'.ge» ya da halkımızın deyısıyle «suyunun suyu» bır şey kalmıyor rau1 Bu koşullarla, sürgıt bu tavırla sorun çözıime kavuşturulabılecek mıdır' Feriha AKTAN ÇELENK KERVANI Çelenk kervanında valpalam»* 4Srt Omuzdaşlann mımUsmden dört kopuk Bır de luks berber gbrmemıs Kaburgası tambura kamçı kuyruk Ne kalantor kazık yutmuşlar kortejınde namervth Ne taksi kuyruklan teper zam»n bosluğu unutulmuslugu \*e namlular somurtuK başaşağı saygılı Ne kazavagı mızıka cenaze marjı paytak adım Bu na«ıl bır m^vtadır dne sor?mazsm Trauk tıkamaz şu adem borması gorkemslz Yutar seni baldırandan çemenzar kı meşatlık Eğlenelım kan ıçelım gel serdar ı hunhânm Kım sürecek senden sonra safasını zindan cennetınde farelerin Ellerın prangada mı / degıl ellerın ayaklarm artık Çelenklerdendı sovunuktu dört kollun Koprüler senden önce mı atılmıstı Yok canım / senden mı sunra Yurümusierdı koprulerden dara.gaçla.n Mevtaya benzemezsin sana kım sorsa Kurşunlar kımı sekmıs kımı saplanmıs Yaşamın terkısınde misin yoksa Y» da kazamatlannda mısın yarının Vavuzdu hmç pompası vure* ölumlerdi burnunuzda aksınk Devıren aksınk mıvdı / havret O ağaclan atılmamıs SöprUlerde ITvannorlar kazordulan Sakın takmakazajakıan takms çAruV's'iıa TOPIUMUH ETKIUNMESI Kıtle ıletışım araçlarının bılfl, eğıtım, eglendirme yonlerımn hangı olçude uygulanması gere«tığı de tartısma konusudur Bu durum karşısında toplumun etkı lenmesı ne olacaktır'' «Topmma katkı» «top um yararı» açısından ustunde duruiması gereken konjlardır bunlar. Kıtle ıletişım araçlan «egıtme»yı amaçlanndan bırı saydıklarına göre (GazeteJer aeraıler radjo ve televizyon). \azilarda programlarda genelliıc ahlât dersı \erme kaygısı egemen B J »utuma bağıı olarak vazın japa arının perde ja da e^rana uvgular\masında vorun lanmasırda onlar n bıldırllerının sevırcıve vansıtılma olanağı ne olçude gerçeklesebıhyor' Bu » raclann toplum katlarmı etınlemesı yoneltmesi kuşku götur mez Dınleyıcilenn, seyircılerm ne k&aarı bu »raçlan denetlıverek ızlevebılmektedırler? Nesiel bır ar*^tırma jararlı ol»caktır \« kı denâtlıyere* iîleiebılen seyıı cı va da dınleyıcıler.n azlıgıru «ezmlemek guç olmasa gere* Bu gerçek de dıkkate zUınarak kıt le ıletişım araçlannın kull»rul ma<ı ve vazın vapıtlannın p«rde va da e^rana yansıtılması top lum vararı gözetılerek uygulaamaJıdır. Halim UG DESEN Mumtaı YINER DERGILER... DERGiLER... DERGİLER... DERGiLER BENIH NAZIM HIKMET'IM «Y«ni Uluklarıtın hanran sayısında (s 273), Vedat Cunyol un, bır suredır ızlcdıgımız <Uzak Yakın Amlar»ı bu baslıgı ta^ıyor Nazım Hıkmet le 1950 de, af yasasıyla o?gıırlugune k«vuştuktan tonra famşmış Vedat Gunyol Ama daha once, 1933 de, tuhıkUnmavnı ltl«yen <tm lerde Erkın gemisındekı sorgusu sırasında got mu; uhu Askcrı Sorgu Yargıcı Haluk Schstı varağlu yardımci olmus onlara Orhan Burıan, Muhlar Enaia ve Cunyol bır pazar Erkın g«mısine gitmışltr. Sehsuvaroğlu odasına almı» onları O§leye dogru da Nâzım guverteye ÇH karılmış cYuzu »olgun, bakiftarı »edırgındl. . Gitti, geml bordaıının bir yerınde oturdu, »ırtını demir duvara dayadı Elınde kalem kağıt vardı. Bir}«yler yazıyordu BUGUN PAZAR adlt o guzclım ;iınnın dogıı^una tanık oluyorduk uzaklan • Memet Fua' soz konusu jnrin Ankara Mer kez Komutanlıgı Ceza»vınde yanı Nazım Erkın Sem »ıne getırilmedcn yınlrfıgını acıklamış'ı (Yenı Dergı Nısan 1H7) Gunyol un acıklaması da yabana atılaınaz Belki de sıırıne son bıçımmı verm»ye calısıyordu ozan Boylece klmı jıırlerının Sehsuvaroglu elıyle Orhan Bunnn a uiaştıgı duşuncesı de açıklık kazanıyor. Daha sorra Gunyol, Yenl Istanbul gazele sınd» bırlıkle çalıstıgı Mımevver Berk (Ni/ım ın Pıraye den sonrakı esı) aracılıgıyla onunla nasıl ıhşkı kurdu^unu, Host olduklarını anlatı /or En onemlısı, şımdıy* dek hıç yayımlanmamıs resımlerle desteklenıyor olması anıların menıne uzsnan daha genı; bır kadroyu da olusturmak zoruidadırlar Amaçları buduı çurv ku, bunu başardıkları oranda ıslevlerını yerıne getınrler Mılıt^n su ya da bu nedenU bunu bdsaramamıs olabılır Ama bir gerçegı kabullenmek gerekiyor Dergı, guncel sanal ve kultur sorunlarının gundeme getırılerek, toplumcu janalın oluşturulması yolunda bır tartışmanın yoguniaşmasına yol actı Mılitan artık çıkmasa da bu tartısma surecek. Atilla OZKIRIML1 mek için nt turlü, kaç luriü bılgılerl* yuklu olm»k uter?> Gokyay, Gelıbolulu Mustafa Ali nin «Mevâıdu nNefaıs fı Ka/âıdı IMccalis» adlı, xXV yuzyılda, Osmanlı Imparatorlugunda tnp lum yasayısını, o çagın torelerinl, görenekle rını, gozonunde tutuirnası gereklı kurallnrınu acıklayan yapıtınm gunumuz Turkçetın» cevrılmı» baiimındakı yanlıjlar uzennde durjyor Yanlu>lart sıralamak degıl amacım Geçmıstekı kulturumuze u h i p çıkılmasının tarh sıldıgı ;u gunlerde, Gokyay'ın yazısını, bu ı»ın kolay çozumlerle gerçekleçemçyeceğinı kajiıtla ması açmndan anmak istedım Turk Düınde, Hıkmet llaydın ın da bu tur y*nlışlara deAınen yarılarını okuyor, bu alanda uzman tayılanla nn bllc nasıl kolayca yanıldıklarını göruyoruz Altmı cızmek ıstetltğtm sorun su Geçmisteki külturumuzu butünuvle olu bır kultur olarak gormemeli onun alttan alla yaşarlığını turdu ren yanlannı bulup cıkarmalı, çağda» bır go rutle yemden değeıiendırm^liylz Ams kııs kıısıız bu orlaogretım dureyınde kımı ders'erln konulmasıyla degıf, bu alanda blr uzman lar kadrosunun yetıştiNlmtsıylt olaıtdır. MIIH&K ARTIK (IKM&YAC&K Ataol Behrameğlu, 3 cıldin tamcmlandığı 13. tayının «kapanıs »ayııı» olduğunu bellrttıgi yamında ıki nedene biglıyor bunu1 Maddî sorun, kadrolaşma sorunu. ilkl, butun dergılenn, daha doğruıu bir kurumun ya da orgutun des ••> . r'riayan butun dergılenn temel terunu KAjıttan, dızgl batkıya kadar basım giderleri yukıck. MılıUn qıbl bflll Wr %sm\ anlayısı^m knvojnını v»r*n <lereıl*r ıcın ılkı kadar cn'miı blr sorun Bu nı»«lıktekı dergıler, »ınırlı da oİM blr kadroya dayanarak çıkarlar gercı, ama uvunulan goru^lerın çevresınde >(.jkucusune, «leştırmenınden çcvır BIR YAZI D0LAYIS1YU Gunumuz kulturunun degerlendlrılmesı, onu ancak toplumsal gelısım surecınde, so»yoeko nomık yapıya baglı bır butun olarak ele atmak, tarlhsel bağlamı ıcıne oturtm»kla mumkun Geçmıstek! kullur^muzun »crimlen ıse, gerek kullanılan alfab° gerekse dıi bakımmdan gu numuzd» yaşahğını yıtırniış durumda Bu, eskl yapıtları gunumuı Tıırkçesıne ak!arm«yı zorun lu k'hyor Oysa bu Is gorunduğtı kadar «clay deo'l Bu nedenle, furk Dılındckı yatısında Orhan Sa ık G"kyay şu toruyu sorarhen çok haklı «Bu toydan yapıtları gıınumuzurı Turkçesme cevır Ercumend BEHZAD
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle